Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 4 MART 1991
Tarafoızlık-TRT
ve Sayın Özal
Anayasaya açıkça aykırı, taraflı tutumların demokraside ne onulmaz
yaralar açtığı, toplumdaki çoğunluğun nasıl bir tedirginliğe ve
umutsuzluğa itildiği daha uzun süre görmezlikten gelinemez.
KÂZIM YENİCE Hukukçu
Sayın Özal o gün de art arda TRT haberle-
rinde görüntüleniyordu. Konuşmalanndan bi-
risi dakikalarca kendi sesinden verildi. Buna-
hmh bir dönemden geçtiğimize göre böyle bir
konuşma, önemli uluslararası ya da ciddi bir
ülke sorunu nedeniyle olmalıydı... Cumhur-
başkanı, anayasaya göre "devletin başı"ydı;
"Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin
birliğini temsil" ediyordu (madde-104). Dav-
ranışları da kuşkusuz buna göre olacaktı...
Dinleyici ve izleyiciler yargılannda yanılmış-
lardı. Görülüyordu ki Sayın Cumhurbaşkaru,
Anavatan Partisi'nden, partinin bir ildeki ör-
güt seçiminden, bu seçimde aday olan eşinden,
seçimle ilgilenen, kendi nitelemesine gore iç-
lerinde bir "Brütus"ün de bulunduğu birkaç
bakandan söz ediyordu.
Tarafsız cumhurbaşkanı
Anayasanın 103. maddesinde yazılı olduğu
gibi, "...Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şere-
fini korumak, yüceltmek ve üzerine aldığı gö-
revi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gü-
cüyle çalışacağma büyük Türk milleti ve ta-
rih huzurunda namusu ve şerefi üzerine" ant
içmiş Sayın Cumhurbaşkanı milyonlara ses-
lendiği bu konuşmada, bakın neler diyordu:
Bir ay kadar önce eşine, İstanbul ANAP 11
Başkanlığı'na aday olması için öneri gelmiş-
ti. Beraber oturup konuyu tartışmış, sonra ço-
cuklannın da görüşlerini almışlardı. Ne var ki
uç bakan, Keçeciler, Aksu ve Doğan kendisin-
den eşi Semra özal'ın bu adayhktan vazgeç-
mesini istemişlerdi. Onlara böyle düşünmedi-
ğini, bu meseleyi kanştırmamalarını hatırlat-
mıştı. Ama onlar buna uymamışlardı. Ayrı-
ca, Semra Hanım, Anavatan Partisi'nin ku-
ruluşundan bu yana Sayın Turgut Özal'a en
büyük desteği veren kimseydi. Sosyal yaşam-
da olağanüstü aktif rolü olmuştu.
Sayın Özal konuşmasına şunu da ekliyor-
du: Kendisinin farklı bir "tarafsızlık" anlayı-
şı vardı. Tarafsızhğı, kurduğu, yönettiği par-
tinin fikirlerini artık taşımadığı anlamına gel-
mezdi.
Eşini öven, karşıtları ağır biçimde eleştiren
konuşması böylece sürüp gidiyordu.
TRT'nin yayın esasları
TRT, devlet eliyle kurulmuş "tarafsız bir ka-
mu tüzelkişiliği"dir (Anayasa madde-133). Ha-
berlerin toplanması, seçilmesi ve yayımlanma-
sında tarafsız hareket edilmesi, doğruluk ku-
rallanna uyulması, kişilerin özel yaşamlarına
girilmemesi, kamuoyunun sağhklı ve serbest-
çe oluşabilmesini sağlayıcı bir hizmet verilme-
si, TRT'nin yayın esaslan arasındadır (2954 sa-
yılı TRT yasası madde 5/j,k,m).
Sayın Cumhurbaşkanı'nın kendi sesiyle ya-
yımlanan uzun ve ayrıntıh konuşmasının
Cumhurbaşkanhğı işleviyle, ulke çıkarlarıyla
tarafsız ve doğru haber anlayışı ve>r
a kamuo-
yunun belli bir konuda sağhklı ve serbestçe
oluşturulması ile yakından uzaktan bir ilgisi
olmadığı ise kuşku götürmemektedir. Yayın
esaslan belli, tarafsız TRT'den beklenen her-
halde bu tur yayınlara yer vermek degildi.
Cumhurbaşkanı ve parti __
Anayasanın 101. maddesi, seçildiği anda
cumhurbaşkanının partisi ile ilişiğini kesmek-
tedir. O artık cumhuriyetin ve Türk ulusunun
birliğinin simgesidir. Eşi aday da olsa, devlet
başkanının eski partisi içindeki bir seçim on-
cesinde, bir kesim üzerinde açık bir baskı kur-
ması, TRT'nin de araç olarak kullanılması bir
hukuk devletinde anlaşıhr şey değildir.
Anlaşılamayan bir başka şey de anayasanın
emrettiği tarafsızlık ve kuruluş yasasının gös-
terdiği yayın esaslarının bu kadar açık biçim-
de ihlaline TRT görevli ve sorumlularının göz
yummalandır.
Hukuk ve insan
Toplumları ayakta tutan, bireyleri kaynaş-
tıran görunmez bağlar vardır. Hukuk ve hu-
kuka saygı bunlar arasındadır. Bir hukuk dü-
zeni bulunduğunun inancını koruma toplum-
lann başlıca guvencesidir. Bu inancı yitirme,
huzursuzluk ve çözülme ile eş anlamlıdır.
Türkiye bugiin sadece sosyal ve ekonomik
alanlarda değil, hukukta da ağır bir bunalım
geçirmektedir. Anayasamn ve yazılı hukukun
en açık ve emredici kurallannı, buna en baş-
ta uyması ve vatandaşlara örnek olması gere-
kenler, işlerine gelmezse, uygulamada yok say-
maktadırlar. Anayasa Mahkemesi'nin iptal
kararlarını bir yana iterek aynı içerikte yeni
yasalar çıkarma, ülkemizde siyasi marifet sa-
yılmıştır. Geçmişte yaşananlardan bir türlü
ders alınmamışUr. Çünkü Şeyh Sâdi'nin de-
diği gibi "İçi boş, sesi yüce davulun gümbür-
tulü sesi, kopuzun sesini" hep bastırmıştır.
Toplumlar, umutlarını hiç yitirmezler. Bu-
gün umut, en kısa zamanda yapılacak adil bir
genel seçimde ve onun getireceği, uygar ve çağ-
daş bir toplumun gereksinmelerine yanıt ve-
ren yeni bir anayasada yatmaktadır.
Sonuç
Önemli olduğuna inandığım bir şeyi daha
burada soylemeli} im:
Türkiye'de parlamenter sistem korunacak
mıdır? Korunacaksa, cumhurbaşkanının ta-
rafsızlığıru sağlamanın, hukuk devleti olmanın
ve hukuka saygının "olmazsa olmaz" koşulu
olduğu unutulmamahdır. Kanımızca yeni ana-
yasaya konacak bir kural bu düğümü çözecek-
tir.
Cumhurbaşkanının tarafsız hareket etme-
diğinin açıkça görülmesi halinde, idare huku-
kundaki paralellik kuralı işlemelidir. Cumhur-
başkanını seçen Türkiye Büyük Millet Mecli-
si'ne konu, anayasada belirtilecek belli sayı-
da milletvekilinin önerisiyle getirilmeli, taraflı
davranıldığı kanısına varması halinde, yine
anayasada belirtilmiş bir oy çoğunluğu ile
cumhurbaşkanhğı makamının boşalmış oldu-
ğuna Türkiye Büyuk Millet Meclisi karar ve-
rebilmelidir.
Anayasaya açıkça aykın, taraflı tutumların
demokraside ne onulmaz yaralar açtığı, top-
lumdaki çoğunluğun nasıl bir tedirginliğe ve
umutsuzluğa itildiği daha uzun süre görmez-
likten gelinemez.
EVET/HAyiR
OKTfff AKBAL
Savaş Bitti mi?Savaş bitti. Dört gündür silahlar susuyor Dev uçaklar kent-
leri bombalamıyor. Çağdaş uygarlığın yarattığı teknoloji da-
ha çok, daha çok insan öldürmek için kullanılmıyor. Yüzü asık
değil artık Bay Bush'un! Tersine açık bir sevinç var TV ekra-
nına her çıkışında! Zafer kazanmış bir lider görünümünde!
Gelecek başkanlık seçimini artık cepte biliyor. Irak yenilmiş,
Saddam teslim olmuş, Ortadoğu'da barış ve huzuru bundan
sonra Bush kuracak. Kuveyt'e ve Suudi Arabistan'a üsleriy-
le yerleşecek, petrole sahip olacak, Amerikan barışını dün-
yaya benimsettirecek...
Savaş bitti! Ama gerçekten bitti mi? Hem bir savaş yaşandı
mı, yanı bir savaş gerçekten oldu mu? Gördüğümüz bir dev
gücün Irak'a çullanmasıdır. Savaş iki karşıt güç arasında ge-
çer. Körfez'de böyle bir şey görmedik. Irak uçakları hiç orta-
ya çıkmadı. Kara ordusu, yeraltında saklandı. Ufak tefek ça-
tışmalar dışında kara güçlerinin alabildiğine savaştığını gö-
remedik. En çok uçaklar, bombalamalar, füzeler, Patrıyot'lar,
Scud'lar konuştu. Savaş gerçekten başlarken her şey sona
erdi. Irak beyaz bayrağı çekti. On binlerce Iraklı kolayca tes-
lim oldu.
Ama savaş bitmedi. Savaş yeni başlıyor. Savaş güçlü ku-
zeyle güçsüz güney arasındadır artık! Sanayileşmiş ülkele-
rin sanayileşmemiş ülkeleri sömürmesinin yaratacağı büyük
tepkiden doğacaktır. Karşılıklı ordulann çarpışması biçimin-
de değil. Füzelerin yağdırılması olarak değil. Daha başka bi-
çimde... Yeraltında akan nehirler gibi derinden derinden iş-
leyerek, bir düşmanlığı gün gün büyüterek... **•' ' *
Oaha belli değil savaş ölülerinin, sakattann, yaralıların sâ-
yısı. On binlerce, yüz binlerce mi? Baksanıza açıklamalara,
ABD'ye göre Irak'ta yüz binlerce kişi öldü. Ama kendilerin-
den ölenler yüzü zor buluyor! Irak yirmi bin kişinin öldüğünü
kabul ediyor. Bir yanda on binlerce ölü, öte yanda sayısı yü-
zü zor aşan bir kayıp... Buna savaş denir mi? Güçlünün güç-
süzü teknolojinın en üstün sılahlarıyla ezmesi desek daha
doğru olmaz mı?
Irak askeri de çarpışmadı. Daha doğrusu çarpışma fırsa-
tını bulamadı. Iraklılar düşman askerlerıni bile göremediler.
Tanklar, toplar, füzeler, savaş gemileri! Nerede eski zamanın
savaşları? Göğüs göğüse bir tek çatışma bile olmadı. Tü-
fek icat oldu mertlik bozuldu' dememiş miydi Köroğlu? Üs-
tün, çok üstün bir teknolojiydı savaşan. Zavallı Irak köylüleri
ne yapabilirdi böyle bir güce karşı?
Acıklı, tüyler ürpertici sahneler izledik. Irak askerleri tes-
lim olduktan sonra 'Yaşasın Georges Bush' diye bağırıyor-
lar. Amerikan askerinin postalına sarılıyorlar. Yığın yığın tes-
lim oluyorlar. Kim kınayabilir onları? Savaşmak istemiyorlar-
sa suç kimde? Kim savaşı istedi? Irak köylüleri mi? Yoksa
Bağdat'ta ülkenin yazgısını elinde tutan bir avuç kişi mi?
Şimdi barış kurulacakmış! Nasıl bir banş, kimin barışı, kim
için barış? Bay Özal üzülüyor, 'Ah biz de asker göndersey-
dik şimdi tazmınat alırdık". Hep küçük hesap, hep fırsatçı he-
sap! Şimdi şişinenler de var. Başta Özal Bey ve yağdanlık-
lar! Dedikleri çıkmış, ama fırsatı kaçırmışız! Neydi dedikleri
'Efendim Irak bir günde bpyun eğer' Oknadı iki aya yakın sür-
dü Irak'ın direnişi. Bay Özal önceleri, 'Irak'ın gücü yoktur'
diyordu. Sonra 'Bize yüklenseymiş ezer geçermiş' dedi.
Özal'ın hiçbir dediği çıkmamıştır. Bir dediği öteki dediğini tut-
mamıştır. Dış politika alanında ANAP iktidarının tuturnu tam
bir fiyaskodur. Şimdi istedikleri kadar ABD gücünün kazan-
dığı zafere ortak olmaya kalksınlar, istedikleri kadar ABD'nin
'zaferi'yle övünsünler, kimseyı aldatamazlar.
Ne derlerse desinler, Türkiye bu çirkin savaş kargaşasın-
dan yara alarak çıkmıştır. Topraklarımızdaki üsleri ABD uçak-
larına verdiğimiz, bu üslerden havalanan uçaklarla Irak hal-
kına ölüm yağdırttığımız için... Saddam gider, başkaları da
gider, ama Irak halkı Türkiye'nin bu davranışını unutmaz. Ku-
şaklarca sürer bu duygu...
Ayrıca dünya karşısında ABD'ye körükörüne bağlı bir ülke
olduğumuz da ortaya çıktı. Şimdi barış konferansında yerı-
miz olacak diye avutuyoruz kendimizi. Göreceğiz, Ortado-
ğu'da kurulması düşünülen düzende görüşlerimıze ne ka-
dar yer verilecek, bu üstün 'zafer'den bize hangi ölçude pay
ayrılacak?
Savaş bitti mi? Hiç sanmıyorum. Kuzey ülkeleri ile güney
ülkelerinin savaşı, ezenle ezilenlerin savaşı, zenginle yoksu-
lun savaşı, sömürenle sömürülenlerin savaşı hiç biter mi?
Savaş, daha yeni başlıyor.
Kıvıya vurdukça denizin dalgalan
Yoğunlaşan duvgulanm denizin sularına akar
durur
Atarak yureğimi kaynar kazanına anıların
Deniz ağlar ben ağlarım
KMKKLI OĞRKT!HE\
GALJP
BENLİ'yi
Ölümunün 4. Yıldonunıunde her gun artan ozlemıyle anıyoruz.
EŞİ: Sl'OİIE BEM.I
ÇOCHKLARI: OLGl N !?fc\A\ - BJR(.l I. - »E(,.kl'\ BESL1
BABAESKI SULH HLKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1990/591
Davacılar Zerrin Çakır ve Zeynep Kumdere \ekılı Av. Mufit Ak-
gun tarafından davalı Ahmet Sevrek \e arkadaşları alevhine açılan
ortakhğın gidenlmesi davasında davalı Ahmet Scyrek adına çıkarı-
lan tebligat bile tebliğ lade edılmış olup /abıtaca vapılan araştırma-
larda adres tespıt edılememıştır. Ahmet Se>rek'ın 1 4.1991 gunıı saat
9.00'da bulunması, bulunmadığı lakdırde Jur jşmanın gıyabında ne-
ticelendirilecegı işbu ilanın teblıgal yerine geçecegi ve ilan tarihin-
den 15 gun sonra tebliğ yapılmı> savılacağı ılanen tebliğ olunur.
Galeri • Alölye 14« 97 38 • 132 64 26
TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET VAKH
Caferağa Medresesi'nde el sanatlan
kurslarının kayıtlarına başlanmı?tır.
Tezhıp-Mınyatur-Hat-Resım-Osmanlıca
Kumaş Desenleme-Porselen Süsleme-Seramık
Vitray-Hah-Kilim-Deri /jieme
513 18 43 • 527 31 44
TEM SANAT GALERJSİ
HÖSEYIN ERTUPK
Resim Sergisi
19$«bat-16Mart1991
MOrOrioı ErTtt Sok U 5
riOBİ
sanat «alerisi
METİN
GÖNÜL
Rpsım Sergıs
16 Subaî - 8 Mart
Vaiıkonağı Cad Pasaj 85
Nısantası 146 72 81
M u r a t M e
Resim Sergisi
4-25ManWl U00-18M
i Pazargımlen Jısında'
t e A ğ y a r
* Yonca
Modem Sanat
Galerisi
Te.. U0:-
J
SJ
MURAT
AĞÇİÇEK
es m Sergıs 5-26 Marl
Macka Spor Cad No 1303
Besıktas Te' 160 44 26
lanok9 IMUT %UltkSİ »
DİLEK
AYDEMİR
Gravur-Resım Sergisi
6-23 Mart
Nispetiye Cad 44 2
Elılet 165 19 35-165 32 91
CAĞDAS TURK
RESSAMLARI
DEVAMU
SERGİSİ
ARKEONS\N\F (.MFKtSİ
FİKRET
MUALLA
Resim Sergisi
14Şubat-23Mart
Iskele Cad. Salhane Sok. No: 19
Ortaköy Tel 159 92 57
7K"\ ie^ent sanat
\/galerısı
NEVİN
ÇOKAY
Resim Sergisi
15 Şubat-12 Mart
1. Levenl SiıHin Sok
A-14 Tel 170 03 62
ESİN
UMAY
Resim Sergisi
4-29 Mart
Yapı Kredi Beyoğlu
Sanat fialerisi
s'ıklal Cad BeyogİL 145 80 80
VAKRO
SANAT
Vakko Beyoğlu
HAYATI MISMAN
Ozgûnbaskı Sergisi
5 Mart-30 Mart 1991
UU.
SUNAR
Vakko Ankara
ZİYATİN NURİEV
Heykel Sergisi
5Mart-30Manl991
Vakko İzmir
MERİÇ HIZAL
He\kel Sergisi
5 Mart-30 Mart 1991
5 ^Manl-Ml 1100 lik
f&zrgunlen dışmJa'
lsQ.--al Caddesı. Î4I
B«\?ğlulstanbui Tel 15: e
Resim Sergisi
AGOPARAD
£3 b A R A \ T \ T G \.L E R i S lf
Guçlü ımzalar
'da buluştu
27 Şubat-25 Mart
Hnrtıor Bli'Vlzırı Kınk TuKmbl Sk
«r 13 ?? . SJ4-9SS? F.ı 53147 4i
-t-
AEDPA
i^ımîeks'ılbank Sanat
Galensı
HÜSEYİN BABAN
Soyut Resim SergiM
20 Subal - 11 Marl 91
II. SalonHusre» Gerede Cad 12S
Tes»ık(ye Meydan 136 12 79
AEDPA
A^Tekstilbank Sanat
Galerisi
FİKRET
KOLVERDİ'ye
Savqı Sergısı
20 Sııbat • 11 Mar;91
Husrn Gereae Cad 126
TetvıUye Meydanı 136 12 79
RhSlM u> i m KKL M l /Kl.t Kİ
1)1 RM ('.İ I5
<
^47 3
1
>
Danimarkalı Sanatçı
JoergenHaugen Soerensenln
Heykel Sergısı
5 Mart - 21 Mart 1991
\er: 1. Hareket Koşkü - İstanbul
HrSİM »e I1E\KKL MÜZKLERİ
DFRNEĞİ 159 47 j»
Danimarkalı Sanatçı
Joergen Haugen Soerensenln
work shop - atolye çalısmaları
1
6-7-8 Mart 1991
MSL . He\kel BoHimu Fındıklı-İST.
I Katılım ücretsizdir. Ek bilgi için: 159 47 39
TEM SANAT GALERJSİ
ÇELEBİ'DEN GÜRBÜZE
SANATIN HİZMETİNDE BE$ YIL
29 0CAK-9MART I9 9I
ALİAVNI CELEBİ ZEKİ FAİK İZER, HAKKI ANU, SABRİ 8EKKEL,
ABİDİN 0INO CİHAT IURAK, FAHİR AKSOY, ŞÛKRİYt DIKMEN,
ADNAN VARINCA, NEJAD MELİH DEVRİM, NEŞET GÜNAl,
ADNAN ÇOKER ÖZDEMIR ALUN, ÖMER ULUC, EROl AKYAVAŞ,
ÖMER KAIEŞI YÛK5EL ARSLAN, METİN TALAYHAN
HYYİT BOZOOĞAN KOMET GÛRKAN COSKUNl, AUETTIN AKSOY,
MU5TAFA AJA, FIGEN AYDINTA5BAS, ZAHIT BÛYÜKIŞLİYEN,
AYTAC KATI, HÜSEYİN ERTUNC, FEVZİ KARAKOÇ SALIH COSKUN,
ŞENOt YOROZLU, FUAT ACAROĞIU, ODET SABAN, YÜKSEl ÛZEN,
MİTHAT JEN SELMA GÜRBÛZ
Atotürk Kültür Merkezi
Imkum İstaabvl Tel 151 S« 00
MAÇKA MEZAT
BİRKÖKLER VAKFININ
Mücevher, gümüş ve eşyaları için yapacağı
31 MART 1991 ANTİKA MÜZAYEDE'sine
mahdut sayıda antika eserier kabul edecektir.
laolo Gurıuş Hal' Prr
selen Çını El vazması Kıtao
KUT an Hof Gfavur TomDak Bev'oz ^opr>ar>e
Sedef Edıme rnooıivalo' ve çesı"1
s^nat eseienmzın
ucre'sız ekjoertızır yaoıvor ^e mu2 3yedele'iTiızc)e
DEĞERLENDİRİYORUZ
ftlnchn îttcmt
BRONZ SOK 1 TESVİKIYE 14C 47 15 141 18 69 FAX 147 69 07
Gaienmız 10 00 18 00 saatlerı arası açıktır
ANMA
Çok değerli \arlığımız
AIİSALİH
SOYDAN'ı
aramızdan ayrılışının 1. yılında artan özlemimizle
anıyoruz.
Ht LYA-ONl R-OĞIZ SOYDAN
İLAN
İZMİR 4. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ
1990 119
Da\aeı Yaşar Dolay tarafından davalılar Mustafa Berkil, Mehmet
Keser alevhine açılan tazminat davasında;
DAVALILAR MUSTAFA BERKlL'in MEHMET KESER'in Tanm
Sokak No: 12 Ortaca adresine yapılan tebligatlar bila tebliğ iade edilmiş
ve yaptırılan zabıta araştırmasına rağmen tebligata elverişlı adresleri
tespıt edümemiş olmakla da\a dilekçesinin ilanen teblığıne karar ve-
rilmiş olup yukanda adı ve adresı yazılı davalımn duruşma günu
20.3.1991 gunu saat; 9.40'ta mahkememizde hazır bulunmaları vev'a
kendilerini bir vekille temsil ettirmelerı, aksı halde duruşmalara gı-
yabında de\am edılıp vokluklarında karar \erileceğı hususları dava
dilekçesi tebliği yerine geçmek uzere ilan olunur. 13.2.1991
İLAN
AKŞEHİR ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1990, 205
Davacı Hasan Şahin \ekılı Av. Mevlut Erluğrul tarafından davalı
Pakizer Şahın aleyhine açılan terk nedeni ile boşanma davasında:
Adresinize tebliğ olunan davetıyemn tebliğ edilemediği ve açık ad-
resinizin tespıtı yapılamadığından ilanen tebliga! \apılmasına karar
verilmiştir.
Ağrı ili Taşlıçay ilçesı Taşlıçay köyunde oturduğu bildırilen Mecıt
kızı 1942 D.lu Pakizer Şahın'e mahkememizce yapılacak 6.3.1991 gu-
nu saat 9.00'da yapılacak duruşmada hazır bulunması. aksı halde
HUMK'mn 509 ve 510. maddeleri gereğınce yokluğunda duruşma ya-
pılıp karar verıleceği ve işbu ilanın dava dilekçesi tebliği yerine geçe-
ceği tebliğ olunur.
Basın45894
EDREMİT
SULH CEZA HÂKİMLİĞİNDEN
Esas No: 1989/672
Karar No: 1990/777
Mutecaviz sarhoşluk suçundan mahkememizde yargılanan aslen
Balıkesır Edremit-Camıvasat Mahallesı nufusuna kayıtlı Şeref Re-
cep oğlu Nursel'den doğma 1959 D.lu Aykut Yantıra hakkında mah-
kememızin 26.12.1990 tarıh ve 1989:672 esas ve 1990/77? karar sayılı
ilamı ile TCK'nın 572- 1, 647 S.Y. 4. mad. uyarınca 180.000^ TL.
hafif para cezası ile TCK 482/3. 647 S.Y. 4, TCK. 75, 40, 72. mad.
uyarınca 300.000 TL ağır para Lezalarının tahsiline daır hukum adı
geçenin gıyabında verilmiş, sanık tum aramalara rağmen adresi tes-
pıt edilip hükum kendısıne tebliğ olunamadığından 7201 sayılı Teb-
ligat Kanunu'nun 28, 29 \e muıeakıp mad. gereğince hükum ozetinin
adı geçene ilanen teblığıne, hukmun neşır tarihinden 15 gun sonra
tebhğ edilmiş sayılacağına, teblığden ıtıbaren vasal muddetı içerisın-
de temyız edümedığı takdirde hukmun kesinleşeceğı ilanen tebliğ olu-
nur. ' Basın: 20773
OKURLARA.
OKAYGÖNENSİN
Toplumsal Sorumluluk...
O kurlar ya da genel olarak kamuoyu basını
denetlemekle yükümlüdür Kamuoyu, bu
yükümlüluğünü yerine getiremediğl ölçude siyasal ya da
ekonomik güç odakları devreye girer, mahkemeler, savcılar,
polisler girer. Her büyük olayın genel olarak yazılı ve
görsel basının prestijinden biraz daha eksilttiği bir
dönemde yaşıyoruz. Batı'da basın ve TV'deki tekel
girişimleri, büyük basın patronlarının kendi çıkarları
yönünde yayın organlarıyla oynamaları kaygılanna
Romanya olaylarının aktanlması ve Körfez savaşındaki
habersizlik de eklenince, halkın medyalara güvensizlik
katsayısı bıraz daha yükseldi. Oysa halk, demokrasinin
korunması ve gelişmesi için basın ozgürlüğüne sahip
çıkmak zorunda, bunun yolu da medyaların kendilerini bu
kamuoyu denetimine çeşitlı yollarlarla açmaiarı olarak
görülüyor. Halk, okur olarak neyi denetleyecek? Fransız
Basın Enstitüsü öğretım üyelennden Claude-Jean Bertrand
bu sorunun yanıtını kısaca veriyor: Kamuoyu, medyaların
toplumsal sorumluluğunu denetleyecek, gazetecilere çeşitli
yollarla baskı yaparak toplumsal ışlevlerinın bilıncini
korumalarını sağlayacaktır. (Mediapouvoirs, no 21, ocak-
mart 1991) Medyaların toplumsal sorumluluklarının
bilincınde olmasının anlamı, çoğunluğun ıstek ve
ihtiyaçlarına yanıt vermek olarak özetleniyor; bunun tersi
de sahiplerinin çıkarlanna ya da ülke yöneticilerinin
çıkarlarına hizmet vermek oluyor. Gazetecinin toplumsal
işlevinin bilincinde olması. meslek ahlakının ilkelerini
benimsemiş olmasıyla dolayısıyla iyi bir eğitimden geçmış
olmasıyla bağlantılı. Gazetecinin mesleğe başlamadan
önce alabileceğı şeyler çok belli: Güçlü bir genel kültür,
dünyaya açıklık. öğrenme duygusunun güçlülüğü,
uzmanlaşma eğilimi ve meslek ahlakının temel ilkelerinin
kavranması...
Gazetecinin niteliği işin bir yanı, diğer yanı ıse halkın
denetimini hangi araçlarla gerçekleştirebileceği. Kuşkusuz
birinci ve temel yol o gazeteyi almamak ya da belli bir TV
kanalını izlememek; ama bu genel bir cezalandırma, o
gazete ya da TV'nın yayınlarının nitelığıni doğrudan
etkileyici ve geliştirmesine katkıda bulunucu bir yol değil.
Okur karşısında gazeteye güveni sağlayan belki de en
klasik yol, gazetenin kendi kendini düzeltmesi. Basının
kendi yanlışlannı örttüğü izlenimi yaygındır, buna karşılık
kendi yanlışını yorumsuz düzeltmek o gazetenin okurlarını
bu düzeltme olayına katılmaya da teşvik edecek, prestijini
arttıracaktır. ABD'de Kentucky'de yayımlanan Louisville
Courier Journal, 1967 yılında 'ombudsman' uygulamasını
basında ilk kez başlattı ve yıllar içinde bu yöntem çok
yaygtnlaştı. Ombudsman, aslında gazetenin bir görevlisi,
genellikle deneyimli bir gazeteciye verilen bir sorumluluk
ve özelliği, gazete ile okur arasında aracı işlevi görmesi.
Ombudsman okurlardan gelen her türlü yakınma ya da
eleştiriyi alıyor, araştırıyor ve haklı bulduklannı rapor
halinde gazetede yayımlıyor. Kuşkusuz o gazete
çalısanlarının pek sevdikleri bir kişi de olmuyor. Japonların
gazetelerin kalitesinı denetlemek için buldukları kurumun
adı Shinshashitsu, yanı ıçehği degerlendirme kurulu.
Bu kurul gazetenin bütün içeriğıni sürekli olarak ızliyor ve
gazetecilik ilkelerı açısından gunü gününe değerlendiriyor;
dolayısıyla gazetecilerin iş içinde sürekli eğitimi de
gerçekleşmiş oluyor.
ABD'de lllinois'da bir yerel gazete Journal Star. kendi
kendini denetlemek için değişik bir yöntem bulmuş:
••Gazetenin dağıtıldığı 21 bölgenin her birinde her ay bir ev
kadını ile görüşülüyor ve bu ev kadını ay boyunca
çevredeki insanların gazete hakkındaki görüşlerini
topluyor. Ay sonunda gazete merkezinde bir araya gef&n '
21 ev-kaşfını izlenimieriniyönetime anlatıyor, sonuçte v*
ortaya çtkan rapor da gazetede yayımlanıyor. . :
Okuyucu jürileri oluşturup belli zaman aralıklanyla' ''
tartıştırtfıak da değişik ülkelerde uygulanan bir yöntem,
ama genellikle bunlar değişik kesımlerin temsilcisi olarak
belirleniyor. Gazeteye ve gazeteciye toplumsal
sorumluluğunu sürekli anımsatacak yontemler zamanla
daha da gelışecektır. Batı'da bu konu üstüne
düşünenlerin, çaba gösterenlerin çıkış noktası. tartışmasız
bir ilkedir: Basının topiumsai sorumluluğunun bilincinde
olması, basın özgürlüğünün ve demokrasinin gelişmesini
sağlayacak en önemli dayanaktır
Alman Siemens kuruluşu bu yıl tüm Avrupa çapında
stratejik bir kampanya yapmaya ve 17 ülkenin her birinde
bir tek gazetede ilan yayımlamaya karar verdi: ingıltere'de
Financial Times, irlanda'da The Irish T/mes, Fransa'da Les
Echos, Lüksemburg'da Luxemburger Wort, Hollanda'da
Handelsblatt, Belçika'da Trends. Finlandiya'da Helsingin
Sanomat, İsveç'te Svenska Dagblatt. Norveç'te
Aftenposten, Danimarka'da Berlinske Tidende. İsviçre'de
Neue Züricher Zeitung, Avusturya'da Die Presse, italya'da
II Sola 24 Ora, Yunanıstan'da To Vima, Ispanya'da Cıncos
Dias, Portekiz'de Diarıo de Noticias ve Türkiye'de
Cumhuriyet bu kampanya için seçildi. Almanya'dakı ajans
"Niçin Cumhuriyet seçıldı" sorusunu şöyle yanıtlıyor:
"Gazete seçimi için goz önüne alman kıstaslar; saygınlık,
güvenilirlik, ış dünyasınca ızlenmek vb. Cumhuriyefi
değişik siyasal görüşlerden herkes okuyabilir. çünkü
haberlerinin doğruluğuna en fazla güvenilen gazetedir.
Cumhuriyet gazetesı, okurunun kültür b'mkımi açısından
en önemli gazetedir. Bu nedenlerle uluslararası duzeyde
yapılan bu kampanyanın tek adayı Cumhuriyet gibi prestijli
bir gazetedir."
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
İlhan Selçuk
ZİVERBEY
KÖŞKÜ
5.000 lira (KDV içinde)
Odemeh gonderılmez
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
Türk Ocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-ISTANBUL