Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 MAKT 1991
SİNEMA
Depardieu ırza mı geçti?
MİNE SAULNIER
PARİS — Edmond
Rostand'ın ünlü
başyapıtı Cyrano De
Bergerac'ın sinemaya
uyarlamasında çıkardığı
oyunla yabancı aktör
Oscar ödülüne aday
gösterilen Gerard
Depardieu, Washington
Post gazetesi tarafından
"ırz düşmanı" olmakla
itFıam ediliyor. Olay,
aktörün 1978 yılında
Comment adlı sinema
dergisine verdiği bir
demeçle ilgili. Bu
demecinde Depardieu,
"llk kez 9 yaşında bir
ırza geçiş durumunda
kaldım. Ondan sonra
başkaları da oldu. Ama bu o zamanki koşullar
içinde olağan bir durumdu, çocukluğumun bir parçası
sayılır. Kötülük söz konusu değildi, kızlar iğfal edilmek
istiyorlardı. Yani bu bir ırza geçiş değildir demek
istiyorum. Bir kızın istediği duruma düşmesidir!' Fransız
aktörü 1978 yıhnda verdiği bu demeçten bu yıl Oscar
adayı gösterildikten sonra ilk kez The Nationai Enquirer
adlı bir magazin gazetesi alıntüar yaptı. "Cyrano de
Bergerac'tan başka Peter Weir'ın son filmi "Yeşil Kart"
ile Amerikan sinemasının da fethine çıkan Depardieu,
gazeteyi yalancılıkJa itham edince bu kez ciddi
VVashington Post, demecin tamamını yayımlayarak
aktörün bu sözleri gerçekten söylediğini kanıtladı.
Oscarların dağıtılraasına bir gün kala 1978'de anlattığı
bir çocukluk öyküsü yüzünden ödülde hiçbir şansı
kalmayan Depardieu, Amerikan basınına tazminat davası
açtı. Oscar töreninde de* bulunmayacağını açıkladı.
'Altın Lale' yarışı başladı
• Kiiltür Servisi — Uluslararası tstanbul Film Festivali
çerçevesinde 1985 yılından bu yana düzenlenen
uluslararası yarışmaların yedincisi bu yıl yapılıyor. Bu yıl
yedi üyeden oluşan Altın Lale Uluslararası Film
Yarışması jürisi ödülü alacak yapıtı belirlemek için
çalışmalanna başladı. Bu yılın jüri başkanlığını
Türkiye'de de gösterilen "Stammheim" filminin
yönetmeni Reinhard Hauff üstleniyor. Jürinin diğer
yönetmen üyeleri, Polonya sinemasının orta kuşak
yönetmenlerinden Feliks Falk ile ünlü Sovyet yönetmen
Aleksander Askoldov. Geçen yıl yine festival kapsamında
"Elveda Caz" fılmini izlediğimiz Falk, festivale birkaç
gün kala ayağmı kırmış olmasına rağmen tstanbut'a
geldi. Askoldov'u ise yönetmenin tek uzun metrajlı filmi
olan "Komiser"den tanıyoruz. SSCB'de 22 yıl yasaklanan
bu film tüm dünyada yankılar uyandırmıştı. Jüride üç de
oyuncu yer alıyor: Wim Nenders'in "Olaylann Gidişi",
Eric Rohmer'in "Koleksiyoncu" fılmlerinde oynayan ve
şu sıralar ulkemizde Canan Gerede'nin yönettiği
"Robert'in Filmi"nde başrol üstlenen Patrick Bauchau,
sinemayla ilk kez 6 yaşındayken tanışan 8 yaşında Carlos
Saura'nın festival kapsamında yer alan filmi "Besle
Kargayı" fılminde rol alan İspanyol Ana Torrent ve Türk
sinemasının yundısında ödül alan birçok filminde rol
almış olan Şerif Sezer. Jürinin bir diğer üyesi de
"Hakkâri'de Bir Mevsim", "At" gibi filmlerin yapımcısı,
"Av Zamanı"nın görüntü yönetmeni Kenan Ormanlar.
Uluslararası jüri, kararını 30 mart cumartesi günü
açıklayacak.
ANMA
Halit Ziya Uşaklıgil gecesi
Knltür Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası'nın düzenlediği
'Halit Ziya Uşaklıgil'i anma gecesi' dün Beyoğlu Karaca
Tiyatro'da gerçekleştirildi. Gecenin açış konuşmasım TYS
Başkanı ve gazetemİ2 yazarlanndan Oktay Akbal yaptı.
Akbal, "Halit Ziya'yı anmak için salonun tıklım tıklım
olmasını beklerdim. Hayal kırıklığına uğradım. Bu,
Türkiye'run içine düşürüldüğü kültür düşmanlığının bir
ürünüdür" dedi. Daha sonra Halit Ziya Uşaklıgil'in torunu
ve gazetemiz Müessese Müdürii Emine Uşaklıgil'e Oktay
Akbal tarafından yazann anısına bir plaket sunuldu.
Gecenin konuşmacılarından Prof. Cahit Tanyol, Halit
Ziya'nın yazınsal değeri üzerinde durarak, "Halit Ziya, Türk
romanının Flaubert'idir" dedi. Sami Karaören, Halit
Ziya'nın anı yazarlığına değinerek, "40 yıl" anılanndan söz
etti. Karaören, "Halit Ziya anılarım en dolgun yazmış yazın
adamıydı" diye konuştu. Şükran Kurdakul ise, Halit
Ziya'nın "Mai ve Siyah" romanının kahramanı Ahmet
Cemil üzerine konuştu. Gece yönetmen Halit Refığ ve eşi
Gülter Refiğ'in konuşmalarıyla sürdü. (Foto: İbrahim Günel)
KÖLTÛR
27. Kütüphanecilik Haftası
• İSTANBUL (AA) — 27. Kütüphanecilik Haftası,
lstanbul'da çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Istanbul Valisi
Cahit Bayar, hafta dolayısıyla Beyazıt'taki İl Halk
Kütüphanesi'nde düzenlenen törendeki konuşmasında,
Istanbul'un kitap ve kütüphane bakımından gerçek bir
hazineye sahip olduğunu belirtti. Bayar, devletin özellikle
son yıllarda verdiği büyük önem sonucu kütüphanelerin
modern cihazlarla donatıldığını ve çeşitli sergi, toplantı
gibi etkinliklerle kültür ve sanat merkezleri haline
geldiklerini bildirdi. tstanbul Kültür
Müdürü Rahmi Çubukçu da kütüphane ve
kütüphanecilik kavramının Batı ülkelerinde olduğu gibi
Türkiye/<ie de gösterdiği büyük gelişmeler sonucu,
kütüphinecimn asıl görevinin kitapları korumaktan,
okuyucunun hizmetine surunak haline dönüştüğünü
anlattı.. Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Kütüphanecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Jale Baysal da
21. yüzyıbn bilgi çağı olması sonucu kütüphane ve
kütüphaneciliğin toplumdaki rolünün eskiyle
karşılaştınlamayacak ölçüde arttığını söyledi. Törende
daha sonra tl Halk Kütüphanesi'nde düzenlenen "Kitap
ve Kütüphane ile ilgili Karikatür Sergisi" Vali Bayar
tarafından açıldı.
SÖYLEŞİ
'Bir çöküşün kültürü'
• Kültür Servisi — Avusturya Kültür Ofisi'nde bugün
saat 18.00'de Avrupa kültür ve sanatında özel yeri
bulunan bir dönemı konu alan bir yuvarlak masa
toplantısı yapılacak. 1870 - 1933 yılları arasında, özellikle
Viyana'dan kaynaklanan sanat ve düşünce hareketlerinin
ele ahnacağı toplantıya Oruç Aruoba, Güven Turan,
Hilmi Yavuz ve Faruk Yener konuşmaa olarak
katılacaklar. Toplantıyı Ahmet Cemal yönetecek.
KÜLTÜR-SANAT
İ0. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ
CUMHURÎYET/7
Ingiltere, Macaristan ve Hindistaridanfarklı siyasal sinema ömekleri
Perdede politik bakışlarKenneth Loach'm
"Gizli Dosya"sı geçen
yıl Cannes'da ortalığı
birbirine katmıştı.
Marta Meszaros "Anne
ve Babama Günce"de
ülkesinin yakın tarihini
sürdürüyor. Hint filmi
"Duvarlar" ise
yumuşak bir yaklaşım
getiriyor.
ATtLLÂ DORSAY ~
Siyasal sinema örnekleri, bu
yılki festivale özel bir renk kat-
mayı sürdürüyor. tşte Kenneth
Leach'ın geçen yıl Cannes şen-
liğinde ortalığı birbirine katan
filmi "Gizli Dosya - Hidden
Ageoda"... 1980'lerde Kuzey
İrlanda'mn Belfast kentinde In-
giliz polisinin, Irlandalı aynlık-
çılara karşı yurüttüğü acımasız
baskı ve kıyım harekâtı sırasın-
da vurup öldürdüğu bir Ameri-
kalı hukukçunun neden olduğu
olaylar dizisi.
Uluslararası lnsan özgürlük-
leri komisyonunun üyesi olan
genç avukat Paul'un ölümü,
ABD'nin de işin içine karıştığı
bir soruşturmayı başlatır. So-
ruşturmayı yürüten bir komiser
ve Paul'un nişanlısı Ingrid, işin
ardında, yalnızca İrlanda'mn
bağımsızhk eylemlerine karşı,
"özgür dünya"nın diğer ülke-
lerde mahküm ettiği her türlü
bastırma yöntemini uygulayan
bir polis anlayışını değil, aynı
zamanda daha 1970'lerden baş-
layarak Işçi Partisi'nin bir kez
daha iktidara gelmesini önleme-
ye çalışan ve böylece Margaret
Thatcher'ın başbakanhğına gi-
den yolu açan bir Ingiliz - Ame-
rikan gizli örgütleri (CIA, vb.)
işbirliğini de keşfedeceklerdir...
1940'LARIN BAClMSIZLIK EYLEMLERİ — Hintli yönetmen Adcor Gopalakrishnan,
"Duvarlar" adlı niminde. Hindislan'da 1940'lardaki bağımsıziık eylemkri arasında tutuklanıp hapse
atılan bir yazann öykiisıinden >ola çıkıyor.
"Gizli Dosya", tam bir radi-
kal ve gerçek insan ve toplum
sorunlarının deşicisi Kenneth
Leach'ın bu kez bir röportaj ha-
vasında ördüğü ve soluk soluğa
izlettiği bir siyasal tavırlı film
örneği. Ancak filmin Cannes
Şenliği'nde açtığı tartışma da
unutulmamalı: Ingiltere gibi de-
mokrasi ve insan hakları şampi-
yonluğunu kimselere bırakma-
yan bir ulkeden gelen böylesine
bir film elbette kutlamaya layık.
Ama içerdiği ve iktidara giden
yolu açtığı ileri sürülen siyasal
komplo varsayımı ne denli ge-
çerli? Gerçekten de Muhafaza-
kâr Parti'nin yıllardır süren ik-
tidarı, varlığını bir dizi CIA
damgalı komploya mı borçlu?
Buna en iyi yanıt verecek olan,
kuşkusuz Ingiliz halkının kendi-
si.
Filmin bu ciddi savlannın ne
denli ciddiye alınıp alınmayabi-
Ieceğine İngiliz seyircisi karar
vermeli. Bizeyse sürekli diğer ül-
keleri (örneğin bizi) insan hak-
ları yönünden eleştirip duran
"Majestelerinin iilkesi" ve
"üzerinde güneş batmayan
imparatorluğun" mirasçısı İn-
giltere'nin kimi çirkinliklerini
dışavuran bir siyasal hem de
güçlü bir siyasal film izlemenin
zevki kalıyor.
Macar (kadın) yönetmeni
Marta Meszaros ise "Anne ve
Babama Günce"de, kendi öz-
geçmişinden kaynaklanan bir si-
nema yapmayı ve ülkesinin
özellikle 1950'lerde yoğunlaşan
bir eksen çevresindeki yâkın ta-
rrhini anlatmayı sürdürüyor.
Orta Avrupa ülkelerinin Sovyet
işgali ve acımasız bir Stalincilik
uygulaması altında geçirdikleri
sosyalizm deneyinin yine olduk-
ça ağır bir eleştirisi geliyor kar-
şımıza...
Mezsares, açık bir politik ta-
vır, ideolojiye yönelik kesin bir
eleştiri niyeti ve toplumsalla ki-
şisel arasında gidip gelen bir si-
nema uyguluyor. Yer yer
1950'lerden kalma belgeselleri
de sokuyor araya... Yer yer,
başta dev Stalin heykelinin yı-
ğınlarca devrilmesi, Janos'un
yargılanması veya Viyana vit-
rinlerinin keşfedilmesi ("bunlar
20 yıl önce de böyleydi") gibi
bölümlerde, oldukça etkili sah-
neler yaratmasını biliyor sanat-
çı... Ama yine hemen tüm film-
lerinde olduğu gibi biraz kaba
ve acele bir "kanıtlama çabası",
kimi mesajları ayrıntılarla ver-
me inceliğinden yoks-nluk, bu
filmi de belli ölçüde zedeliyor,
önemini azaltıyor.
Hint filmi "Duvariar" ise
bambaşka tavırda bir dolayh si-
yasal sinema örneği. Yönetmen
Adcor Gopalakrishnan,
1940'lardaki bağımsıziık eylem-
leri sırasında tutuklanıp hapse
atılan bir yazann öyküsünden
esinlenerek yaptığı filmde, ola-
yı somut verilerden, Hint yakın
tarihinin somut ve bilinen ger-
çeklerinden taşırarak genel bir
"tutukluluk serüveni" haline
getiriyor. Hiçbir ülkede görül-
meyecek kadar "yumuşak" ve
insancıl ilişkilerin egemenliğiy-
le geçen bir hapishane serüveni
bu... Öyle ki insanın (seyircinin)
hapsetme, bireyi özgürlüklerin-
den ahkoyma eylemini kınaya-
cak hali kalmıyor. Daha sonra
oldukça özgün (ve de romantik)
bir yaklaşımla, kahramanımız,
duvarlann öte yanındaki bir ka-
dına "sesinden" âşık olacak ve
film boyunca yüzünü bile gör-
mediği (bizim de görmediğiıniz)
bu hatunla duygusal ve işitsel
bir ilişki yaşayacaktır...
Onca bağıran, mesajlı-
sloganb siyasal film örneğinden
sonra siyasal sinemaya bu kişi-
sel, yumuşak ve soyutlanmış
yaklaşım aslında kuşkusuz ilgi
çekici. Ama ne denli ağır ve ya-
vaş gelişiyor her şey.. Belki ko-
ca kıta Hindistan'ın doğal ya-
şam temposuna çok uygun böy-
lesi. Ama biz "hızlı" Batıhların
bu yavaşlığa direnmesi kolay ol-
muyor. Yine de nabzı atan, ken-
di soluğunu alan, değişik, farklı
bir sinemanın örneği "Duvar-
lar". Ve belli bir düzeye ulaşan
bir deneme...
A u e »t B a k a u Gümeta
Bugün 21.30'de Beyoğlu
Sineması'nda. Davarlar: 28
mart perşembe 15.00"te Kadıköy
Reks'le.
UGÜN
Beyoglu E n e k :
Csontvary (12.00, 18.30),
Yaşamın Kıyısından
Kartpostallar (15.00, 21.30)
Be>ogla Atlas: Seyyar
Satıcı* (12.00, 18.30), Sessiz
Çığlık* (15.00. 21.30)
Be.vogİH Beyogln:
Ölurayak (12.00), Dali
(15.00), Menekşe Koyu
(18.30), Anne ve Babama
Günce (21.30)
y Gazi: trafik
(12.00, 18.30), Bir Gece
Boyunca Helsinki (15.00,
21.30)
Kadıköv Reks: Sınır
(12.00), Bayram Günü
(15.00), Ciceron'daki Kır Evi
(18.30), Mimann Göbeği*
(21.30)
YARIN
Beyaghı Vwmr\i Taşların
Neşidesi* (12.00, 18.30),
Korku ve Aşk» (15.00, 21.30)
Beyoglu Atlas: Glissando
(12.00, 18.30), Eversmile
New Jersey (15.00, 21.30)
Bevogln Beyogta: Darbe
(12.00), Kaplan Adam
(15.00), Piano Piarro
Bacaksız (18.30), Yapay
Cennet (21.30)
Gazl;
Uyuşturmadan (12.00,
18.30), Halfaouine-Çatılann
Çocuğu (15.00, 21.30)
Kadıköy Reks: Bir Katil
Kiraladım* (12.00), Tutsak
Balon* (15.00), Oyun Vakti
(18.30), Bir Gece Boyunca
Helsinki Napoli (21.30)
* tşaretli filmler. eleklronik
Türkçe altyazıyla gosteriliyor.
YENtLtK BEKLEYENLER tÇtN — Peter Grcenaway'in 1986da çevirdigi "Mimann Göbegi" adlı flln/sinemadan venilik
bekleyenler için kaçınlmaması gereken bir fırsat. Dennehy'nin başanlı oyunuyla film yönetmenin en nıhat iztenen >apıtı olnyor.
Peter Greenaway'den 'Mimann Göbeği'
Kamerayla resim yapan adamGreenavvay'in filmlerini izlerken yönetmenin
sinemaya resimden geldiğini unutmamakta
yarar var. Greenavvay, boya ve fırça yerine
kamerayla resim yapmayı deniyor.
REKİN TEKSOY
Peter Greenaway son yıllann
en tartışmalı yönetmeni. Film-
lerini yanda terk edenler oldu-
ğu gibi, tngiliz sinemasının bu
kural tanımaz temsilcisinin, tek-
düzeliğini sarsarak sinemaya ye-
ni açıhmlar geürdiğini öne sü-
renler de var. Geçen yıl İstanbul
Film Festivali'nde gösterilen Aş-
çı, Hırsız, Kansı ve Âşığı da
benzer tepkilerle karşılaşmıştı.
Greenaway'in filmlerini izler-
ken, yönetmenin sinemaya re-
simden geldiğini dikkate alma-
da yarar var. Greenaway resme
bağlılığmı sinemada da sürdürü-
yor. Hatta boya ve fırça yerine
kamerayla resim yapmayı deni-
yor. Planlannı, bir resim gibi is-
tiflemeyi önemsiyor. Klasik re-
sim ustalanmn tablolanna gön-
dermeler yapan düzenlemelere
yer veriyor. Ama planlar arasın-
daki düşünsel bağlantıyı önem-
semeyince, kopuklukları dol-
durmak seyirciye kalıyor.
Mimann Göbeği, Greena-
way'in, yerleşik sinema diline en
yakın filmi. Film, Fransız "ay-
dınlanma" mimarhğının en
önemli temsilcisi Boullee ile il-
gili bir sergiyi düzenlemek için
kansıyla birlikte Roma'ya gelen
Şikagolu mimar Kracklite'ın bu
kentte geçirdiği günleri anlatı-
yor. Roma'da midesi ağrımaya
başlayan Kracklite, karısının
kendisini zehirlemek istediğin-
den kuşkulanıyor. Karısının
kendisini aldattığmı anlıyor.
Karısının çocuk beklediğini öğ-
reniyor. Dokuz ay sonra kadın
çocuk doğururken, aynı süre
içinde gelişen kanser, Kracklite'ı
yaşamma son vermeye yönelti-
yor.
Mimann Göbeği, bir yandan
yaşam-ölüm karşıtlığma deği-
nen, bir yandan da resim, mi-
marlık ve sinemayı iç içe geçiren
bir film. Roma'yı, yeryüzünün
benzersiz kentlerinden biri kılan
anıtlannı, kaüntılaruu filmin ki-
şileri arasına katıyor.
Kimbilir kaç filmin kartpos-
tal anlayışıyla yer verdiği Roma
görüntülerini, belki de ilk kez
tarihsel-kentsel boyutlan içinde
değerlendiriyor. Bunun için de
Greenavvay, Roma'yı gravürle-
riyle belgelemiş olan 18. yüzyıl
Italyan sanatçısı Piranesi'nin
çahşmalannı rehber alıyor. Ro-
ma'nın Popolo, Navona gibi
alanlannı; Pantheon, Colosseo
gibi anıtlarını Piranesi'nin, kla-
sik perspektif kurallanna aykı-
n bakış apsmdan görünîülüyor.
Ağır kaydırmalarla, geniş açüı
merceklerle, Piranesi'nin iki
yüzyıl önceki gravürlerini bugü-
nün Roma'sında çerçeveliyor.
Pantheon önündeki gece sahne-
sinde ise Piranesi'nin balıkçı
tablalannı, lokanta masalanna
dönüştürerek filmlerinin vazge-
çilmez öğesi ziyafet bölümü için
olağanüstü bir gece mekânı ya-
ratıyor.
Ressam Greenavvay'in yönet-
men Greenaway'i etkilemesi bu
kadarla da kalnuyor. Yönetmen
yer yer, Rönesans'ın büyük us-
talarmdan Piero della Frances-
ca'mn resimlerine öykünüyor.
Bu plastik güzelliklere Brian
Dennehy'nin başanlı oyunculu-
ğu da eklenince, Mimann Gö-
begi, Greenavvay'in en rahat iz-
Ienen filmi oluyor. Sinemadan
yenilikler bekleyenler için kaçı-
rılmaması gereken bir fırsat.
Mimann Göbegi: Bugün
21.30'da Reks'te.
Eurimages'ın Türkiye temsilcisi Faruk Günaltay:
\ardım kararlaruıcla ka
Kültür Semsi — Avrupa ya-
pımı filmlere destek vermek
amacıyla Avrupa Konseyi bün-
yesinde kurulan Enrimages, 15.
karar toplantısını gerçekleştir-
mek üzere lstanbul'da bulunu-
yor. İstanbul Film Festivali do-
layısıyla toplantüannı ulkemiz-
de yapan Eurimages'ın üyeleri
dokuz projenin desteklenmesi
için karar aidıiar. Daha önce
Canan Gerede'nin "Robert's
Movie", Ali Özgentürk'ün "Çıp-
lak", Yavuı Özkan'm "Ateş Üs-
tünde Yüriimek" adlı filmlenne
yardımda bulunan Eurimages,
son toplantısında da Erden Kı-
ral'ın "Mavi Sürgiin" filmine
yaklaşık 2 milyar liralık yardun
yapmayı kararlaştırdı. Zülfii Li-
vaneU'nin "Derin Ayna" adlı fil-
mi ise haziran ayında bir kez da-
ha ele alınacak.
Eurimages'a üye ülkeler Bel-
çika, Kıbrıs Rum kesimi, Dani-
marka, Finlandiya, Fransa, Ma-
caristan, tzlanda, Italya, Lük-
semburg, Hollanda, Norveç,
Portekiz, Ispanya, Isveç, Isviç-
re, Avusturya, Yunanistan ve
Türkiye'den oluşuyor. 1989 yı-
lında kurulan ve bugüne kadar
70'in üzerinde filme para deste-
Eurimages üyeleri tstanbul'da Türk yönetmenkrle de bir araya geldikr.
ği veren Eurimages'a Türkiye,
geçen yıl I milyon Fransız Fran-
gı (yaklaşık 700 milyon lira)
ödeyerek üye oldu. Kuruluşun
bir yıl içinde üç Türk filmine
yapüğı yardım yaklaşık 5 milyon
Fransız Frangı (yaklaşık 3.5 mil-
yar lira). Eurimages'ın bu yıl
yardım yapacağı filmlere ayırdı-
ğı bütçe ise 100 milyon frank
(yaklaşık 70 milyar lira).
Eurimages, sadece uzun met-
rajlı, kısa metrajlı ve belgesel
filmlerin pazar bulmasında da
çeşitli kolaylıklar sağlıyor. önu-
müzdeki günlerde ulkemizde
gösterilecek "Atame-Bagla Be-
ni", "Tatie Danielle", "Taxi
Blucs" gibi filmlerin dağıtımını
da Eurimages yaptı.
15. toplantılarım gerçekleştir-
mek üzere Ulkemizde bulunan
Eurimages üyeleri bir yandan-
kendi aralannda toplanırlarken
öte yandan Türk yönetmenlerle
bir araya geliyorlar. Şerif Görcn,
Erden Kıral, Tunç Başaran, Ha-
lit Refiğ, Ziilfü Livaneli, Orhan
Oguz, Atıf Yılmaz, Engin Ayça,
Erdoğan Tokatlı, Başar Sabun-
cu ve Mahinur Ergun'un da ka-
tıldığı bir söyleşide SEŞAM Baş-
kanı, yapımcı Türker İnanoglu-
nun konuşması yerli yönetmen-
ler ve yabancı konuklar arasın-
ayokda şaşkınhk yarattı. Türk sine-
masının tarihini özetleyen Ina-
noğlu, sözlerini şöyle sürdürti-
yordu: "Türk sinemasının belli
bir kısmı Eurimages'dan çekini-
>or. Bunun Eurimages'dan mı
yuksa Eurimages'ın Türk temsil-
cisinden mi kaynaklandığım bil-
miyorum. Eurimages'ın belli se-
naryolara ilgi duymasına kuş-
kuyla bakıyonım. Bu konuda
Kültür Bakanlığı'nın da dikka-
tini cekeceğiz."
İnanoğlu'na yanıt vermek için
sözü alan Eurimages'ın Türkiye
temsilcisi Faruk Günaltay ise
Türkiye'den gelen beş projeden
dördünün onaylandığmı, beşin-
cinin de sırada beklediğini söy-
leyerek seçimde herhangi bir ka-
yırma olmadığını, seçimin tama-
men üye ülkelerin temsilcileri ta-
rafından yapıldığını vurguladı.
Günaltay'ın söylediklerine göre
başvuru sayısı göz önüne alın-
dığında hiçbir ülkenin bu oran-
da filmi desteklenmeye değer
görulmemişti. Günaltay daha
sonra Türk sinemacılarına bir
çağrıda da bulundu: "Lütfen
projelerinizi hiçbir kaygı duy-
madan Eurimages'a gönderin."
İblis'te Hilmi
Ifovuz '
• Kültür Servisi — "Şiir
ayrmtıda gizlidir" diyen
tblis şiir dergisinin son
sayısında Hilmi Yavuz'la
yapılmış bir 'şiir röportaj'
yer alıyor. Hilmi Yavuz
'pyscho için sonnet' adlı
şiiriyle birlikte sunulan
söyleşide 'Şiir cehennem
sözcüklerle yazıhnalı' diyor.
Derginin bu sayısında Sinan
Atçeken, Küçük Iskender,
Macit Eren, Ali Günvar,
Ömer Savaş, Murat Filinte,
Atilla Akar, Hasan
öztoprak, İbrahim Yıldınm,
Metin Sever, Gülten Yıldız,
M.Safa Fersal, Hakkı
Özkan, Vecihi Sansözen
şiirleriyle yer alıyorlar.
AKJVTde
ögrenci konseri
• Kültür Servisi —
İstanbul Üniversitesi devlet
Konservatuvan öğrenci
Orkestrası, şef Erol Erdinç
yönetiminde bugün saat
19.00'da Atatürk Kültür
Merkezi'nde bir konser
veriyor. Selen Güllü
(klarnet), Münif Akalın
(yiyolonsel), Ilgın Aka ve
Ozlem Ebesel'in (piyano)
solist olarak yer alacaklan
konserin programı Weber,
Haydn ve Mozart'tan
oluşuyçr.
İrfan Okan
sergisi
• Kültür Servisi — İrfan
Okan'ın Ramko Sanat
Merkezi'ndeki sergisi 28
mart perşembe gününe
kadar görülebilir. 1960
İzmir doğumlu Okan,
Mimar Sinan
Üniversitesi'nde Prof. Neşe
Erdok, Prof. Devrim Erbil
Atölyesi'nde öğrenim
gördü. Eleştirmen Sezer
Tansuğ, İrfan Okan'ın
resimleri için "İrfan
Okan'ın tema girişimleri
sürreal izlenimler
«yandıran, mağmum, hatta
zaman zaman karabasan
gibi nitelenebilen formel
gizemlerle yüklü" diyor.
Peter Sheppard
resitali
• Kültür Servisi — İngiliz
kemancı Peter Sheppard,
bugün saat 19.00'da Cemal
Reşit Rey Konser
Salonu'nda bir konser
veriyor. Sanatçıya piyanoda
Aaron Shorr eşlik ediyor.
Sheppard, Mozart,
Schumann ve Ravel'in
yapıtlannın yanı sıra
lngiltere'de yaşayan kadın
besteci Sıdıka özdil'in "Kış
Seramikleri" adlı keman-
piyano için sonat-süitini
seslendirecek.
Popnîaz
konserleri
• İSTANBUL (tÜHA) —
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Kent Orkestrası,
pop-jazz açıkhava
konserlerine devam ediyor.
Ekrem Tekesin yönetiminde
solist olarak Nurcan Eren'in
katıldığı konser dizisinin
üçüncüsü 27 mart çarşamba
gunü saat 16.00'da
yapılacak.
UGUN
• İki sergl Ragıp Gökcan'ın
resimleri Galeri
Mühürdar'da, Habib Gerez'in
resimleri ise Türkiye Iş
Bankası Sanat Galerisi'nde
sergilenmeye başlıyor.
(346 27 27-144 20 21)
• Hilmi Yavuz'la Atatürk
Kitaplığı'ndaki okuma
gününe bu hafta Hilmi
Yavuz konuk oluyor. Saat
16.00'da izlenebilir.
(149 09 45)
• Dağlar Kuvvet
Lordoğlu'nun "Dağlar"
baslıklı dia gösterisi
Otomobil-lş Sendikası Ruhi
Su Kültür Salonu'nda saat
19.00'da izlenebilir.
(345 47 03)
bugün
bilsak
26 MART SAU:
19.00 Sanaüararaa tlişkiler4:
"SinemaveGrafık"
BurçakEVREN
Ta'i Chi Chu'an Hareketli
Meditasvon
Ühan GÛNGÖREN
(Her Sa. 14.00-20.00)
Cafe-Foyer-Bar(Giri$)
1100-00.30
Rock Care-Bar(S.Ka)
15.00-18.00 HeavyMctal
18.00 -24.00 Rock
Erkin KORAY
bilsak, sırasclviler cad.,
soğancı sok. 7 cihangir
143 28 79-99