Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 26 MART 1991
Beşikçi'ye
İHD'den
telgraf
• İSTANBUL (AA) —
Insan Hakları Derneği
Istanbul Şubesi Ycnetim
Kurulu üyeleri, bir siire
önce tutuklanan yazar-
araştırmacı Dr. lsmail
Beşikçi için Ankara Devlet
Güvenlik Mahkeraesi
Başkanlı&'na telgraf
çektiler. IHD yöneticileri,
Istanbul Adliyesi
postanesinden çektikleri
telgrafta, "özgür
düşüncenin simgesi lsmail
Beşikçi'nin tutuklanmasını
kınıyor, insan haklarına
aykın bu ilkel uygulamaya
derhal son verilmesini
istiyoruz" dediler.
Alptemoçin:
Böltinemem
• ANKARA (AA) —
Dışişleri Bakanı Ahmet
Kurtcebe Alptemoçin,
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın ABD temaslan
sırasında yanında
kendisinin değil de Devlet
Bakanı Güneş Taner'in
bulunmasından dolayı
herhangi bir tedirginliği
olmadığını söyledi. Belçika
ve Libya'daki temaslarını
tamamlayarak İstanbul
üzerinden Ankara'ya dönen
Alptemoçin, konuyla ilgili
bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Herkesin bir görevi var.
Benim birkaç parçaya
bölünüp birkaç yerde aynı
anda bulunmam mümkün
değil. Ben görevlerimi
eksiksiz ve en iyi şekilde
yapmaya çalışıyorum. Sayın
Bakanın, Camp David'de
Sayın Cumhurbaşkanımız
ile birlikte olması,
toplantılarda bulunması
ülkemizin menfaatleri
açısından müspet bir
hadisedir diye yommlamak
gerekir?'
Bankaya
bomba
• İstanbul Haber Servisi
— ltayan bankası Banco Di
Roma'nın Karaköy'deki
şubesine ses bombası atıldı.
19.30 sıralarında, bankanın
girişine yerleştirilen
bombanın patlaması
sonucu binada h'asar
meydana geldi. Patlamanın
sorumluluğunu TKP/ML-
TİKKO örgutü üstlendi.
Fmdıkzade'deki "Kültür
Ocağı DerneğT'ne de
molotof kokteyli atıldı.
Derneğin penceresinden
içeriye atılan molotof
kokteylinin yol açtığı
yangın kısa sürede
söndürüldü.
Nevruz baskısı
• CEYHAN / ADANA
(Cumhuriyet Güney tlleri
Bttrosu) — Ceyhan Meslek
Yüksek Okulu Tarım
Makineleri Bölümü 2. sınıf
öğrencisi Uğur Yenice,
Nevruz dolayısıyla okulda
artan güvenlik önlemlerini
protesto amacıyla dün 15.00
sıralannda üzerine tiner
dökerek kendini yakmak
istedi. Ancak tinerin henüz
bilinmeyen bir nedenle alev
almaması üzerine okulun 4.
katına çı.kan Hasan Oğuz
Yenice, "Zekiye Alkan'lar
ölmeyecek, Nevruz ateşi
sönmeyecek" diye
bağırdıktan sonra kendini
boşluğa bıraktı. Devlet
Hastanesi'ne kaldırılarak ilk
müdahale yapılan Hasan
Oğuz Yenice, arkadaşları
tarafmdan Çukurova
Universitesi Tıp Fakültesi
Balcalı Hastanesi'ne
getirildi. Doktorlar, röntgen
filmi çekilen öğrencinin
sağlık durumunun ciddi
olduğunu belirttiler.
Yiizyıl ve
YÜlke
• Haber Merkezi—
Haftalık haber dergisi
YüzyıPın 17., haftalık haber
gazetesi Yeni Ülke'nin de
23. sayısı toplatıldı. Yapılan
açıklamalara göre Yüzyıl
dergisinin "Dört bir yanda
Newroz ateşi/Kürtlerin
yeniden doğuşu"
konusunun kapak yapıldığı
sayısı, aynı sayıda
yayımlanan Bartın
Cezaevi'ndeki PKK davası
hükümlülerinin mektubu
gerekçe gösterilerek
toplatıldı. Yeni Ülke'nin 23.
sayısının da 2. sayfasında
yer alan Cemil Gündoğdu
imzalı "Güneyli Kürtler ve
Biz" başlıklı makalede
"bölücülük propagandası
yapıldığı" gerekçesiyle
toplatıldı.
DYP GenelBaşkanı "Kürt sorununu" Cumhuriyet'e değerlendirdi:
Kardeş kardeşe düşman olurÜMtT ASLANBAY
ANKARA
— DYP lideri
Süleyman De-
mirel, "Kürt
s o r u n u n u "
Cumhuriyet'e
değerlendirir-
ken "Kürt konusunu istismar et-
mek, birlik ve bıitünlüğe zarar
vermek, Türkiye'ye en büyük
kötülüktür. Türkiye'nin birliği-
nin bozulmasını kitn aklına ko-
yarsa, bu hususta adım atarsa
bu gaflettir, dalalettir.
hıyanettir'" dedi. Demirel, yapı-
lamayacak işleri ima ederek, ba-
zı vatandaşları hoşnut eder go-
rünerek alınacak oyları "zehir
zıkkıtn oisun" diye değerlendir-
di. DYP lideri "can havli" için-
de olduğunu soylediği Çanka-
ya'nın, "fevkalade lüzumsuz,
fevkalade yersiz, fevkalade akıl-
sız bir tartışma açtığı" göriışü-
nü ortaya koydu. Demirel, se-
çimle gelecek her iktidarın Çan-
kaya'yı silmek zorunda olduğu-
nu, yoksa kendisinin silineceği-
ni söyledi.
Demirel, sorularımızı şöyle
yanıtladı:
— Cumhurbaşkanı Özal'ın,
Tiırk yetkililerin Kürt lider Ta-
labani ile göruştüğünü açıkla-
ması bazı gelişmelere yol açtı.
Talabani'nin de ardından açık-
lamaları oldu 'Türkiye bize si-
yasi destek sözü verdi' diye...
Sizce bütün bunlar ne anlama
geliyor?
DEMfREL — Bu, ateş|e oy-
namaktır. Aslında Türkiye'de
Çankaya'nın bu çeşit işlere ka-
nşmaya hakkı yoktur. Bunlar
hukümetin işidir. Türkiye'nin sı-
kıntısı bugünkü 'de facto', fiili
rejimdendir. Bugünkü rejim
anayasal bir rejim değildir. Ana-
yasası vardır, ama rejimi anaya-
sal değildir. Şimdi, aslında bu
Kürt konusu fevkalade sıcak,
fevkalade zor, fevkalade hassas
bir konudur. Kaldı ki Irak bizim
komşumuzdur. O devleti biz ta-
nıyoruz. Birkaç gün evvel de se-
firlerini kabul etti. Şimdi Irak-
ta bizim tanıdığımız bir devlete
— Türkiye açısından, içe dö-
nük sonuçlan var mıdır size gö-
re?
DEMİREL — Neler konuş-
muşlardır bilmiyoruz. Açıklaym
diyoruz, açıklamıyorlar. Bir ya-
zılı belgeleri olduğunu sanmıyo-
rum. Yani devletin arşivlerine in-
tikal etmiş bir belge olduğunu
da sanmıyorum. Boyle devlet ol-
maz. Kürt sorunu bugün Avru-
pa'daki, dünyadaki zeminlere
intikal etmiş 5 ülkeyi birden ala-
otururlar ve devletin her türlü
görevini alırlar; vali, kaymakam,
cumhurbaşkanı, general, hâkim
olurlar ve Türkiye'deki devlet
esasen vatandaşlann eşitliğine
göre kurulmuştur. Ve devleti,
bölünmez bütünlüğü hepsi ku-
caklarlar. Binaenaleyh, Türki-
ye'de bir Kürt sorununu tartış-
maya kalktığınızda, 26 etnik
grubu bulunan bir milleti par-
çalarsınız. Onun için diyorum
ki; ateşle oynamaktır. Hemen
m
Demirel, Türkiye'de Kürt sorunu tartışmaya
başlanırsa 26 etnik grubu bulunan Türkiye'nin
parçalanacağma dikkat çekerek "Onun için
diyorum ki ateşle oynamaktır" dedi. Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin zorla kurulmadığmı
vurgulayân Demirel "Ve şu çok önemli;
Türkiye Cumhuriyeti Türk ırkından gelen
kimselerin kurduğu bir devlet değildir ve
diğerlerinin ikinci sınıf sayıldığı bir devlet de
değildir. Onun için hem insanhkta hem
vatandaşlıkta eşitliği kucaklayan bir devlettir"
diye konuştu.
karşı çıkan, ne kadar haklı hak-
sız o ayn meseledir, bir grubun
adamlannı Türkiye'ye çağırır,
Çankaya'ya çağırır konuşursa-
ruz, hukümetin haberi olmadan,
kimsenin haberi olmadan, bir-
takım adamlan konuşturursa-
nız, yann başka devletler de bi-
zim içimizde aynı durumda olan
veya olabilecek kişilerle konu-
şur. Ve onlara meşruiyet vermiş
olursunuz. tşte onun için ateşle
oynamaktır.
kadar eden bir sorundur. Ken-
di aralarında Kürtçe konuşan in-
sanlar, Irak'ta, Suriye'de, tran'-
da, Sovyetler Birliği'nin Kafkas-
ya bölgesinde ve Türkiye'de var-
dır. Şimdi, tabii ki bu insanla-
rın her Ulkede durumları da ay-
rı ayrıdır. Türkiye'de kendisini
Kürt kökenli sayan vatandaşla-
rımız var, bugün devletin sahi-
bidirler, ülkenin de sahibidirler,
kardeşimizdirler. Istedikleri işi
tutarlar, istedikleri her yerde
şunu söyleyeyim, Türki:ye Cum-
huriyeti Devleti zorla kurulmuş
bir devlet değildir. Vatandaşla-
rın rızasına dayanarak kurul-
muştur. Ve halk, yöneticilerini,
kriz ve bunalım yıllan müstes-
na kendi seçmiştir. Ve şu çok
önemli, Türkiye Cumhuriyeti
Türk ırkından gelen kimselerin
kurduğu bir devlet değildir. Ve
Turlf ırkından gelen kimselerin
kurup da diğerlerinin ikinci sı-
nıf sayıldığı bir devlet de değil-
lan, Löbnan'APO KAMPTA — Bir süredir Suriye'de bir apartman dairesınde gazeiecilerle görüşen PKK lideri Abdullah
daki askeri kampa gitti Reuter Ajansı dün bu fotoğrafı servise koydu.
PKK lideri, Washington ve Ankara'nın politikalarını değerlendirdi:
Amaçları bizî tecrît etmekHaber Merkezi— Son altı gün içinde 4
Türk gazetecisinin yanı sıra Fransız Haber
Ajansı AFP, Alman Televizyonu ARD ve
bazı Arap gazetelerine demeçler veren Kür-
distan İşçi Partisi (PKK) Genel Sekreteri
Abdullah Öcalan, dün Şam'daki karargâ-
hından aynldı. Öcalan, Lübnan'm kuzeyin-
de Suriye'run askeri denetimi altındaki Be-
kaa Vadisi'nde bulunan "Mahsun Korkmaz
Akademisi" adı verilen askeri kampa gitti.
Son üç gün içinde Apo ile görüşen Türk
gazetecileri, Suriye Gizli Istihbarat Örgütü
"Muhaberat"ın yakın takibine alınırken
Hafız Esad rejiminin Apo'nun çevresinde-
ki çemberi daraltmak amacında olduğu an-
laşılıyor. PKK yönetımi, Camp David'deki
Bush-Özal görüşmesinden önce ABD Dı-
şişleri Bakanı James Baker'ın Şam'da Esad-
la göruştüğünü hatırlatırken, "Washington
ve Ankara'nın amacı bizi tecrit etmek. Bu
plana Suriye'yi de katmak istiyorlar" diye
görüş belirtti. Suriye yönetimi içinde özel-
likle askeri kanatta Kürtlere yönelik sempa-
tinin devam ettiğini söyleyen bir PKK yet-
kilisi, "Gerek Kuzey Irak a gerekse Akade-
mi'ye gitmemizi engellemek istemiş olabi-
lirter" dedi.
Bir gazetecinin "Özal orduyu Güneydo-
ğtı'dan çekerse sizin varlık nedeniniz orta-
dan kalkar" şeklindeki bir değerlendirme-
sine biraz kuşkulu bir şekilde de olsa karşı
çıkan Apo, "Biz sadece gerilla hareketi de-
giliz ki, biz miJyonlann umul verdiği bir si-
yasi partiyiz" yanıtını verdi.
Bu arada PKK'mn Şam'daki merkezinin
telefonlarının üç gündür kesik olduğu öğ-
renildi. PKKIılar bunun son zamanlarda-
ki yoğun yağmur nedeniyle meydana gelen
teknik bir anza olduğunu savunurken Şam
yönetiminin telefonlan kasıtlı olarak kes-
tiği ileri sürülüyor.
Kürdistan Ulusal Kongresi
Talabani, Barzani ve Apo'nun yanı sıra
Ortadoğu'daki diğer Kürt örgütlerinin bi-
raraya gelerek oluşturmak istedikleri "Kür-
distan Ulusal Kongresi" konusundaki ge-
lişmeleri açıklayan Apo, "Evet, bizim ama-
cımız Türkiye, tran, Irak ve Suriye'de mü-
cadele eden Kürt halkının gerçek temsilci-
lerinin biraraya gelmesidir. PKK'mn bu ko-
nuda eskiden beri süregeJen çauşmalan var-
dır. Botan'daki gerilla, Zaho'daki peşmerge,
Rizaiye'deki Kürt koylüsu. partiler, dernek-
ler biraraya gelerek ayn ayn yasama ve yü-
rütme organlarını oluşturmalı, KUrt halkı
da gerçek temsilcileri aracılığıyla kendisini
yönetmelidir" dedi. Kürdistan Ulusal Kong-
resi için bir hazırlık komitesinin oluşturul-
duğunu, bu komitenin ilk toplantının ger-
çekleştirildiğini, ancak Kuzey Irak'taki
"devrimsel gelişme" nedeniyle hazırlık ça-
lışmalarının şimdilik ikinci planda
kaldığım" açıklayan Apo, "Her parçadaki
Kürtler kendi koşullanna uygnn olarak mü-
cadele etmenin yanı sıra bağımsız ve birle-
şik Kürdistan için de cauşmalıdırlar ve
çalışmaktadırlar" diye konuştu.
Başbakan, Abdullah Öcalan'ın demeçleri için "ne derse desin" dedi
'Canidir, cezalandınlacakbr'
AKBULUT — Spor yaparken
elini kırdı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Başbakan Yddınm Ak-
bulut, Anayasa değişiklikleri
konusunda muhalefet liderleri
ile "gerekirse" görüşebileceği-
ni söyledi. Akbulut, cezalann
teciline ilişkin değişikliği Rama-
zan Bayramı'na yetiştinneye
"gayret edeceklerini" de vurgu-
ladı ve "Abdullah Öcalan ne
demeç verirse versin, bir cani-
dir. Mutlak ve mutlak surette
kendisi cezalandınlacaktır" de-
di. Akbulut, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın ABD gezisinin
başarılı olduğunu savundu.
Başbakan Akbulut, dun özel
doktoru Prof. Gürbüz Erdogan
ile birlikte düzenlediği basın
toplantısında bileğinin kırılma-
sıyla ilgili bilgi verdi. Akbulut,
önceki gün basına haber verme-
den Maliye ve Gümrük Bakanı
Adnan Kahveci, ANAP Grup
Başkanvekili Dr. Ülkü GUney
ve Prof. Dr. Erdogan ile birlik-
te Gölcük'e giderek yürüyüş
yaptığını belirterek, "Daha son-
ra dört arkadaş top çevirmeye
başladık. Ayağım kaydı. Düşer-
ken elirni yere koyunca bileğim
kınldı" dedi. Akbulut, "Zemin
kaygandı. Gerçi politikada da
zemin kaygandır" deyince, bir
gazeteci, "Siz kaygan zeminde
düştüğünüze göre ustalığınızda
bir eksiklik mi var" diye sorun-
ca Akbulut, "Biz ne kadar kay-
gan olursa olsun, dimdik
ayaktayız" karşılığını verdi.
Akbulut, gazetecilerin sorula-
rını yanıtlarken, genel seçimin
Anayasa değişikliklerinin
TBMM'den geçmesi halinde de
1992 yılında yapılacağını söyle-
di. Muhalefet partileri ile Ana-
yasa değişiklikleri konusunda
çeşitli temaslarda bulunulacağı-
nı ve gerekirse kendisinin de
muhalefet liderleri ile görüsebi-
leceğini anlatan Akbulut, "Za-
ten bazı konularda muhalefetm
daha önceki açıklamalanndan
anlaşılan mutabakat var. Cum-
hurbaşkam'nın halk tarafından
seçilmesi konusunda da bir par-
tiden destek alabilecegimizi
düşünüyonım" dedi.
Akbulut, bir soru üzerine,
"Ceza tecilini Ramazan Bayra-
mı'na yetiştirmeye gayret
edeceklerini" söyledi. -
Cumhurbaşkanı özal'ın
ABD gezisi ve Dışişleri Bakanı
Kurtcebe Alptemocin'in bu ge-
ziye katılmaması konusundaki
bir soruyu Akbulut, şöyle ya-
nıtladı: ._
"Dışişleri Bakanımızın bu gö-
rüşmelerde bulunmaması, ken-
disinin sair görevlerde oluşu
veyahut ziyaretleri nedeniyledir.
Onun yerine yine bir arkadaşı-
mız Amerika'da bulunmakta.,
görüşmelerde Cumhurbaşkanı-
mıza eşlik etmektedir."
dir. Onun için hem insanhkta
hem vatandaşlıkta eşitliği ku-
caklayan bir devlettir. Şimdi
Kürtler diye bir şeyi tartışmaya
başladığınız zaman, bu ülkenin
insanlarını birbirlerini yadırgar
hale getirirsiniz. Ve bunlar
'Kürtler' dediğinde, birçok insan
çıkar, 'Biz Türkler ne olacağız'
der. Veya bir başka etnik gruba
mensup insanlar çıkar, 'Biz
GürcU aslı, Çerkez aslı ne
olacağız' derler. Onun için boyle
' bir konunun çok dikkatle, neza-
ketle ele alınması lazım.
— Konunun bir diger boyu-
tu da şöyle ortaya çıkıyor Tala-
bani, Türkiye'de silahlı mücade-
le veren PKK'yı 'yurtsever' bir
örgüt olarak niteliyor. Ve Tür-
kiye'nin bu konudaki girişimle-
ri 'olumlu bir adım' olarak de-
ğerlendiriliyor. Diğer Kürt ör-
gütleri ile PKK arasındaki bir
yakınlaşmadan da bu noktada
söz ediliyor...
DEMİREL — Onun için iyi
olabilir. Ama Türkiye Cumhu-
riyeti'nin görevi, kendisinin iyi
olması başkalarının ki değil.
Bunlarla 'İngiltere, Amerika,
Sovyetler Birliği konuşuyormuş."
Olabilir, konuşabilir. Zaten
Türkiye'nin yakın geçmişinde,
mevcut isyanlara bakıldığında
dışannın parmağı vardır. Yani
onlar konuşuyorlarsa, ha>ır için
kc-nuşmazlar, Türkiye'nin hayrı
için de konuşmazlar, kendi men-
faatleri için konuşurlar. Acaba
biz kimin menfaati için konuş-
tuk? Bakın adam çıkmış,
PKK'yı 'vatansever bir örgüt'
ilan ediyor. PKK ki 4-5 bin ki-
şinin ölümüne neden olmuştur
Türkiye'de... Kadın demeden,
çocuk demeden ve üstelik Kürt-
çe konuşan pek çok insanın ölü-
müne sebep olmuştur. Polis, su-
bay, hâkim, asker, savcı vurmuş-
tur. Böyle bir ekiple yan yana
olan kişilerle konuşularak aca-
ba Türkiye'nin menfaatine mi
hareket edilmiştir? Edilmemiş-
tir. Hayatını yitiren pek çok in-
sanın kemikleri sızlatılmıştır.
— O halde, Çankaya'nın bu
adımlarının arkasında sizce
hangi etkenler \nrî Neden bu
tür adımlar atıyor sizce?
DEMİREL — Bakınız, bu
Talabani şimdi mevcut değil.
Irak'ta savaş baslamadan önce
de var. Savaş sırasında bizim hü-
kümet Irak'a karşı tavır almış-
tır, taraf olmuştur. O gün değil
de bugün, savaş bitince konuşu-
yorlar. Yalnız bu olay tek başı-
na değil; 2932 sayılı kanun ile
beraber geliyor. Bu kanun her-
kesin Türkçe konuşmasını mec-
bur eden bir kanun değildir.
Ama bunu nasıl ortaya koydu-
lar? Sanki Türkiye'de Kürtçe ko-
nuşulması yasakmış, hükümet,
daha çok Çankaya, Türkiye'de-
ki KUrt kökenli insanlan kuıtar-
maya çalışıyormuş. Burada bö-
lücülük vardır. 1983 senesine ka-
dar böyle bir kanun yoktu. Bi-
zim idare ettiğimiz Türkiye'de
yoktu. Böyle bir şeye ihtiyaç da
yoktu. 8 sene ülkeyi idare etmiş-
İerdir. Farz edin ki böyle bir ya-
sak vardı, 8 senedir neredeydi-
niz? O zaman burada başka bir
hesap var, olay var. Bir istismar
var. Ve olay bir Kürtçenin konu-
şulması yasakmış, kaldıralım,
herkes konuşsun olayı değil.
Serbestçe konuşuluyordu, şarkı-
sını, türküsunü söylüyordu. Ni-
tekim, geçen salı günkü genso-
ru görüşmelerinde ANAP söz-
cüsü çıktı, Van milletvekili 'So-
run bu değildir, halk zaten ken-
di arasında konuşuyor' dedi.
Öyleyse sorun ne? Sorun bence
Türkiye birliği çok aziz bir var-
lıktır. Onun istismandır. Daha
doğrusu bu Kürt konusunu is-
tismar etmek suretiyle Türkiye
birliğine zarar vermek noktası-
na geliyor bu iş. Onun için mah-
kemelik olduk bunlarla. Bu,
Türkiye'ye yapılabilecek en bü-
yük kötülüktür. Bunu kim ya-
parsa, Türkiye birliğinin bozul-
masını kim aklına korsa ve bu
hususta adım atarsa bu gaflet-
tir, dalalettir, hıyanettir.
— "İstismar" olarak niteledi-
ğiniz bu cabalann sonucu ne
olur? Nedir amaçlanan?
DEMİREL — Ne olur bakın;
kardeş kardeş yaşayan insanları
birbirine düşman ederseniz.
Hangi menşeden gelirseniz ge-
lin, eşit haklara sahipsiniz. Bu-
nu devlet kurulurken kendi rı-
zanızla kabul etmişsiniz. Bu
devletin bütün külfetlerine işti-
rak etmişsiniz. Kurtuluş
Savaşı'nda Kürt-Türk bu ülkenin
insanlan siperlerde şehit olmuş.
Aynı kaderi, sevinci, kederi pay-
laşmış. Bu ülkenin diğer çocuİc-
lan 'Önlan niye ayınyorsun?'
demezler mi? Der. Bence fevka-
lade zamansız, şuursuz bir tar-
tışma açmıştır Çankaya. Hedef
de şudur: Rey avcılığı. Yakında
bir seçim olursa Çankaya yok-
tur. Seçimi kazanıp gelenler is-
ter tek başına, ister başkalany-
la, Çankaya'yı silmeye mecbur-
durlar. Silmezlerse kendileri si-
linir zaten.
— Anayasa paketi sunuyor
muhalefete.
DEMİREL — Onun için su-
nuyor zaten. Bunlann hepsi can
havlidir. Can havli. Evet, can
havli için her şeyi yapsın da
Türkiye'nin birliğini parçalama-
ya kalkmasın. Çok ayıp yapmış-
tır. Bütün bu Kürt işini, Talaba-
ni'yi, lisan yasağını, hepsini bir
b_utun olarak duşünmek lazım.
SCRECEK
ÜĞÜP0Ü1İKA GÜNLÜĞÜ
HİKMETÇETİNKAYA
Sosyal Demokrat
Nasıl Olunur?
Çağdaş sosyal demokrat nasıl olunur?
Sanınz önceki gece Magic Box'ta kırmızı koltuğa oturan
SHP Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay'ın anlattığı gibi de-
ğil.
Fuat Atalay, Ahmet Altan ve Neşe Düzel'in tuzak sorula-
rına yanıt verme yerine, kendi partisini eleştirmeyi yeğledi.
Kırmızı koltuğa oturduğuna pişman olup olmadığını bilmi-
yoruz, ama çok sayıda sosyal demokrat Atalay'ı izterken ken-
di kendilerine "Acaba kimdir bu kişi" deyip şu soruyu yö-
nelttiler:
— Cumhurbaşkanı Özal da aynen böyle konuşuyor, ben-
zer şeyleri söylüyor...
Bunun için Altan ve Düzel de Fuat Atalay çağdaş sosyal
demokrasiyi anlatırken iki de bir sözünü kesmek zorunda
kaldılar:
— Sayın Atalay, sizin görüşleriniz Sayın Özal'ın görüşle-
ri, aynı şeyleri söylüyorsunuz...
Fuat Atalay'dan bu sorunun yanıtını bekledik. Nedense
bir türlü vermedi...
Dün sabah SHP Genel Merkezi'nde Fuat Atalay'ın Ma-
gic Box'ta yaptığı söyleşi tartışılıyordu. Genel Sekreter Hik-
met Çetin, söyleşinin tümünü izleyememişti. Kasete çeki-
len söyleşi az sonra genel merkeze gelecekti. Kimi Baykal-
cı milletvekilleri ise Fuat Atalay ı izlemışler, çılgına dönmüş-
lerdi:
— Olmaz böyle şey, tam delege seçimleri sırasında Ma-
gic Box'a çıkıp Özal ve ANAP ağzıyla konuşulmaz...
Fuat Atalay, Deniz Baykal ekibinin teorisyenlerinden. Çağ-
daş sosyal demokrasi anlayışları bugün Özal'ın ve ANAP1
ın izlediği sosyal, kültürel, ekonomik, siyasal politikalardan
farklı değil. Baykal ve arkadaşları anayasa değişikliği, ceza
ertelemesi, Kürt sorunu, serbest piyasa ekonomisi ve Orta-
doğu konularında Özal ve ANAP'la aynı çizgide görünüyor.
Baykal ekibine destek verenlere soruyoruz:
— Niçin Özal ve ANAP'la aynı çizgide görünmek zorun-
luluğunu duyuyorsunuz?
İki tür yanıt alıyoruz. Birincisi, "Hayır, aynı çizgide değiliz
ama doğru yapılan varsa neden muhalefet olsun diye karşı
çıkalım" oluyor. İkinci grupta olanlar ıse şöyle diyor:
— Eğer millet ANAP'laşıyorsa, onun gibi bir parti istiyor-
sa biz niye aynı çizgide olmayalım? Özal ve ANAP'tan da-
ha çağdaş, demokratikleşmeye daha yatkın bir parti olup
SHP'yi iktidara taşımayalım?
Baykal ve arkadaşları çağdaş sosyal demokrasiyi ülkeye
getirmek için şu yolu denemek istiyor:
— Bize SHP yö- _ _ . _ . .
netiminde fırsat ta- Fuat Atalay, Denız Baykal
nmsın. Türkiye'yi ekibinin teorisyenlerinden.
özaidan daha iyi Çağdaş sosyal demokrasi
anlayışları bugün Özal'ınAN
Ar ildiği sosyal
- Mesut Y,lmazku
> u
^; t^Tİi J/f
genei başkan olsun. polıtıkalardan farklı değil.
çünkü o daha Batı- Baykal ve arkadaşları
iı, daha çağdaş, da- anayasa değişikliği, ceza
ha demokrat... ertelemesi, Kürt sorunu,
sabah oSb'atî ^bestpiyasa ekonomisi
dan aradık ve sor- ™ Ortadogu konulannda
duk: Sayın Atalay, Ozal ve ANAP'la aynı
Magic Boxta özai çizgide görünüyor.
gibi düşündüğünü- _ _ _ _ _ ^ ^ ^ _
zû, konuştuğunuzu sordular, ancak siz yanıt vermediniz. Ata-
lay şöyle dedi: Hayır verdim... Özal'ın ve ANAP'ın sekiz yıl-
dır ülkeyi yönettiklerini, insan haklarmı hiçe saydığını, enf-
lasyonu durduramadığını söyledim.
Oysa bunları programın sonuna doğru ana çizgiler için-
de birkaç tümceyle geçiştirmişti Atalay. Söyleşi sırasında
SHP'nin genel af, demokratik hak ve özgürlükler, Sendika-
lar Yasası vb. konulardaki yasa tekliflerini ne yazık ki savun-
ma gereğini duymamtştı. Onun için de söyleşi sırasında Ata-
lay'a iki kez de şu soru yöneltilmişti:
— Siz parti içinde ikinci parti gibisiniz...
SHP satt büyük kentlerde değil, Güneydoğu'da da kan yi-
tiriyor. Arkadaşımız Celal Başlangıç, Diyarbakır'dan izlenim-
lerini aktarırken şöyle diyor:
— Fuat Atalay'la Silvan'a gittik. Atalay'a iki, üç eski arka-
daşından başka hiç kimse ilgi göstermedi. Bu yörede
SHP'den dinamik unsurlar ayrılmış...
Neden, niçin?
Yazıyı noktalamıştık ki İzmir Bornova'dan bir telefon gel-
di:
— Geçen hafta, ANAP milletvekili ve TBMM Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı Işılay Saygın,
SHP'li Bornova Belediyesi'nde bando ile karşılandı...
Baykalcı belediye başkanının ANAP'lı Saygın'la ilişkisi ne-
dir?
P A R T İ L E R D E N
Parti içi eğitim
• ANKARA (UBA) — SHP parti içi
eğitim çalışmalarına devam ediyor. SHP
Genel Sekreter Yardımcısı Abdulkadir Ateş,
6-7 nisan günlerinde bütün örgütlerdeki işçi
komisyonlan başkanlaruun katılacağı eğitim
çalışması yapılacağını söyledi. Abdulkadir
Ateş, SHP'deki eğitim çalışmalarıyla ilgili
olarak bilgi verirken parti içi eğitim çalışmalannın
aralıksız süreceğini belirtti. Ateş, "İlk etapta tüm
örgütlerimizin işçi komisyonlan başkanlannm katılacağı
bir eğitim çalışmamız var. Bu çalışma 6-7 nisan günlerinde
Ankara'da yapılacak. Ondan sonra bölge eğitim
çalışmalanmız sürecek. Karadeniz, Güneydoğu, Doğu
Anadolu, Ege ve Trakya bölgelerinde örgüt yöneticilerinin
ve bazı komisyon başkanlannın katılacağı eğitim
çahşmalan yapılacak" dedi.
Kaybettiklerimizi toplayacağız
• SAMSUN (Cumhuriyet Bürosu) — ANAP Samsun İl
Başkanı Şerafettin Albayrak, il yönetimine yeni seçilen
yönetim kurulu üyelerinin basına tanıtılması konusunda
yaptığı toplantıda "26 martta kaybettiklerimizi toplamak
için varız" dedi. Çok sayıda SHP ve DYP'linin ANAP'a
geçmek için başvurduklannı ileri süren Albayrak "26
martta kendimiz Samsun'da parti olarak kaybettik. Aynı
gün muhtarlık seçimleri de vardı. Muhtarlar ANAP için
değil de kendileri için çalıştılaı. JBiz de kendimiz çalıştık.
Bu nedenle 26 martta seçimleri kaybettik. Ancak başımıza
balyoz inmesine karşın çabuk toparlandık. SHP can
çekişirken DYP de sürekli oy kaybına uğruyor. Samsun'da
birinci parti yine ANAP olacaktır" biçiminde konuştu.
Yetki ve üniversite sınavı
• ANKARA (ANKA) — HUkümete
personel, ekonomik konular ve yeni
bakanlık kurma yetkisi veren yasa tasansı
ile Yüksek öğretim Yasası'nda bazı
değişiklikler yapan tasanmn göruşüleceği 27
mart çarşamba günü ANAP
milletvekillerinin karşı karşıya gelmesi
bekleniyor. Muhalefetin "Padişah yetkileri" diyerek
eleştirdiği hükümete geniş yetkiler taşıyan yasa tasansuun
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesi
sırasında ANAP milletvekilleri tarafından tırpanlanması
bekleniyor. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın isteği ile
hazırlanan tasarıya komisyon başkanı Yusuf Bozkurt özal
başkanlığında bir toplantı yapan bazı komisyon üyesi
ANAP milletvekilleri karşı çıkmayı kararlaştırdılar.