Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 26 MART 1991
40F-4E
jeti geliyor
• ANKARA (Cumhuriyel
Biirosu) — ABD'nin
"Güney Kanat Yasası"
kapsamında Türkiye'ye 40
adet F-4E tipi savaş uçağı
transfer edeceği bildirildi.
ABD Büyükelçiliği'nden
konu ile ilgili olarak dun
yapılan açıklamada,
uçaklardan dördünün
pazartesi günu Eskişehir
Havaalanı'na teslim
edileceği belinildi.
Açıklamanın
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın ABD Başkanı
George Bush ile hafta
sonunda yaptığı
görüşmenin hemen
sonrasına rastlaması dikkat
çekti. Bu son transferlerin,
1991 yıh için Türkiye'ye
verilecek 500 milyon dolar
tutanndaki askeri yardım
ile geçen günlerde buna ek
olarak verilmesi
kararlaştınlan 82 milyon
doların dışında yeni bir
yardım paketi olduğu
kaydedildi. Buna ilaveten
Türkiye'nin Körfez krizi
zararlarını karşdamak uzere
hazırlanan 200 milyon
dolarlık bir yardım
paketinın de Kongre'de
halen değerlendirilmekte
olduğu hatırlatıldı.
Mali'de ölü
sayısı 150
• Dış Haberler Servisi —
Bir Batı Afrika ülkesi olan
Mali'de cuma günü
başlayan ve Devlet Başkanı
Musa Traore'nin istifasını
talep eden protesto
gösterilerine guvenlik
kuvvetlerinin ateş açması
sonucu çıkan olaylarda 150
kişinin öldüğü, yaklaşık bin
kişinin de yaralandığı
bildirildi. Devlet başkanının
istifasını, anayasanın
iptalini, çok partili rejime
geçiş ve demokratik
reformlar için bir ulusal
konferansın toplanmasını
isteyen demokratik
muhalefet liderleri
sendikaların dünden
itibaren ulkede başlattıkları
genel grevi desteklediklerini
açıkladılar.
Andreotti-Bush
göröşmesi
• WASHINGTON (AP) —
ABD Başkanı George Bush,
Beyaz Saray'da Italya
Başbakanı Guilio Andreotti
ile görüştü. Göruşmede
Başkan Bush'un ttalya
Başbakanı'na ABD Dışişleri
Bakanı James Baker'ın
Ortadoğu temaslan
hakkında bilgi verdiği
öğrenildi. Beyaz Saray
sozcüsü Marlin Fitzvvater,
konuya ilişkin olarak
yaptığı açıklamada
Andreotti'nin önde gelen
bir Avrupa lideri olduğunu,
bu nedenle de Avrupalılann
Ortadoğu'ya karşı
yaklaşımlannı kendisinden
oğrenmeye önem
verdiklerini belirtti.
'Türkiye ve KıbnsATye ahnırsa bazı sorunlar çözükbilir" diyen Özal, 'stmtejik işbirliği'ne açıklık getirdi:
Ortadoğu'da Vatuştmcı9
rolCumhurbaşkanı Turgut Özal, Camp David
zirvesinde Bush'a önerdiği 'stratejik işbirliği'
kavramına açıklık getirdi. Özal, Türkiye'nin
bölgede barışın sağlanmasmda 'yatıştırıcı rol'
oynamak istediğini söyledi.
Özal, Kuzey Carolina Üniversitesi'nde verdiği
konferansta, "Türkiye ve Kıbrıs birlikte AT'ye
kabul edilirse, belki bazı sorunlar kolaylıkla
çözülebilir" şeklinde konuştu.
UFUK GÜLDEMİR
ŞEBNEM ATİYAS
DAN QUAYLE İLE ÖGLE YEMEGI — ABD Başkan Yardımcısı Dan Qua>le önceki gün Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal onnruna VVashington'da bir ogle yemeği verdi. Yemege, Semra Özal ve
Dan Quayle'nin eşi Marliyn Quayle de katıldı. (Fotoğraf: AP)
WASHINGTON/DURHAM
— Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
Türkiye ile ABD'nin yapacagı
stratejik işbirliğinin, ilişkilerde
yeni bir "çag" başlatacağmı söy-
ledi ve Türkiye'nin bölgede "ya-
tıştıncı rol" oynamak istediğini
açıkladı. Özal, Kıbrıs sorununa
değinirken de "Tiirkiye ve Kıb-
ns ATye kabul edilirse belki ba-
zı sorunlar kolaylıkla çö-
zülebilir" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
onceki gece yaptığı basın top-
lantısından sonra ABD Savun-
ma Bakan eski yardımcısı Ric-
hard Perle'in onayak olduğu bir
yemeğe katılarak bir konuşma
vaptı. Cumhurbaşkanı Özal'ı
bu >emekte, Amerika'nın en
önde gelen Islam tarıhalerinden
Emeritus Profesor Bernard Le-
wis, ABD Savunma Bakanı
Dick Cheney, Temsilciler Mec-
lisi uyesi Stephen Solarz ve Ric-
hard Perle takdim etti. Özal'ın
konuştuğu kursunün arkasına
konulmuş koltuklarda oturan
bu kişiler, cumhurbaşkanının
konuşması sırasında zaman za-
man tum konuklar ile birlikte
ayağa kalkarak dakikalarca
Özal'ı alkışladı.
Tarihci Levvis, Özal'ı takdim
ederken şoyle konuştu:
"Son aylarda yaşananlar ki-
min analiz yeteneğinin iyi, ki-
min kötii olduğunu ortaya çı-
kardı. Özal bu testi geçenler
arasında. Geçen >az Ankara'da
yaptığımız sohbetten hatırlıyo-
rum, savaşın çıkacağı. suresi ve
can kayıplan konusunda şaşır-
tıcı bir doğnılukla yaptığımız
tum tahminler çıktı. Bu uzak
gonişlüliık ve bilgdik çok nadir-
dir." Temsilciler Meclisi üyesi
Solarz ise Özal'ı takdim konuş-
masında, cumhurbaşkanının
Körfez polıtikalannı överken
"Kendi bürokrasisi içindeki un-
surlar dahi Özal'ın bu politika-
larına bağlı degildi" dedi. ABD
Savunma Bakanı Dick Cheney,
konuşmasma "Dünyanın en ön-
de gelen liderlerinden birisi için
buradayız" diye başladı. Özal'-
ın Başkan Bush'un sadece dos-
tu ve muttefiki olmadığını, ay-
nı zamanda "sırdaşı" olduğunu
da kaydeden Cheney, Özal'ın
politikalannın Saddam Huse-
yin'in saldırganhğımn püskür-
tulmesinde onemli rol oynadığı-
nı soyledi.
Daha sonra Özal salonda bu-
lunanların tümü tarafından
ayakta alkışlanarak kürsuye gel-
di ve bir konuşma yaptı. Cum-
hurbaşkanı Özal bu konuşma-
dan önceki basın toplantısında
ise, yoneltilen sorular üzerine
ABD Başkanı George Bush'a
önerdiği stratejik işbirliğinin ne
anlama geldiği konusunda bazı
ipuçlan verdı. Özal bu konuda-
kı bir soruyu yanıtlarken Türki-
ye'nin Ortadoğu'da "yatıştıncı
rol" oynamaya talip olduğunu
STRATEJİK İŞBİRLİGİNE TEPKİ ~
'Özal siyasi
şovyapıyor'Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin
'stratejik işbirliği' esasına dayandırılacağı
yolundaki haberler Ankara'da siyasi,
diplomatik ve akademik çevrelerde değişik
tepkilere yol açtı.
ANKARA (Cumhuriyel Bii-
rosu) — Türkiye ile ABD ara-
sındaki ilişkilerin "stratejik iş-
birliği" esasına dayandırılacağı
yolundaki haberler, Ankara'da
siyasi, diplomatik ve akademik
çevrelerde değişik tepkilere yol
açtı. lki ülke arasında stratejik
işbirliği kurulmasının 'tümüyle
yeni bir gelişme olmadığına",
dikkat çekilirken, ikili askeri
ilişkilerin NATO çerçevesinin dı-
şına çıkanlarak geliştirilmesi
"1950'lerin lam kapsamlı stra-
tejik biıiiğine dönüş" olarak ni-
telendırildi. Bu yöndeki adımla-
rın, ABD'nin "global" niteliklı
stratejik çıkarlarıyla Turkiye'nin
"lokal çıkarlarının aynı" kabul
edilmesinı gerektireceği belirti-
lirken, bu zorunluluğun ıkili iliş-
kilerde inisiyatifi tümüyle
ABD'ye devredeceği vurgulandı.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal ABD Başkanı Ge-
orge Bush'a, "stratejik işbirliği
yapma" onerisinden, "hiçbir şej
anlamadığını" belirtti. Demirel.
"Bağımsız devletler için birbiri
ardına karar vermek olmaz.
Dünya ne kadar değişse, bağım-
sızlık ortadan kalkmaz" dedi.
Demirel, "stratejik işbirliği" ko-
nusunda soyleyecek başka bir
şeyi olmadığını soyledi.
SHP Genel Sekreteri Hikmet
Çetin, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın ABD'deki temaslannı
değerlendirirken, tutanaklara ve
devlet arşivlerine yansıtılmadan
yapılmış görüşmelerin ve taah-
hutlerin Türk hukukuna gore
geçersiz olacağmı söyledi. Çetin,
konuya ilışkın bir soru>u yanıt-
larken, Özal'ın "siyasi şov" yap-
tığını, bunu yaparken de "hu-
kuk ve ana>asa dışı davrandığı-
m" söyledi.
Dışişleri Bakanlığı'nın üst du-
zey bir yetkilisi, Turkiye'nin
ABD ile stratejik işbirliğine gir-
mesinin "imkânı" olmadığını
söyledi. "Bu aşamada bizim
söyleyecegimiz laflar spekulas-
yondur. Cumhurbaşkanının ge-
lip bilgilendirmesini bekliyoruz"
dıven yetkıli, ABD'nin stratejik
ortaklık ilişkisini bir tek Ingil-
tere ve îsrail ile surdurduğunu
hatırlatarak şoyle konuştu:
"Stratejik işbirliğine girivoruz
demek biıyiık laf etmektir. Ol-
masına imkân yoktur. Olsa ol-
sa ikili guvenlik ilişkilerinin de-
rinleştirilmesi mumkündür."
Ankara Universitesı Siyasal
Bilgiler Fakultesı (SBF) Ulusla-
rarası Ilişkiler Bölümu Başkanı
Prof. Dr. Oral Sander, "strate-
jik işbirliğinin" yeni bir kavram
olmadığını, Türkiye ile ABD'nin
savunma işbirliği ve onun ardın-
dan gelen savunma \e ekonomık
işbirliği anlaşmalanyla benzer
bir ilişkiye zaten girdiklerinı soy-
ledi. Sander, "amabuttişki NA-
TO amaçlı olarak sınırlandırıl-
mıştı" diyerek, yeni durumu
şovle yorumladı:
"ABD'nin stratejik çıkarları
globaldır. Turkiye'nin ise lokal.
Bu nedenle iki ulkenin stratejik
çıkarları birçok konuda kesiş-
mevebilir. Bir de tabii. çeliştiğin-
de kim karar verir. Bu durum.
larda, inisiyatif hep biiyuk dev-
lettedir."
Özal'ınfotoğraflanna 'özel'satışBabıâli'yi kanştındı
'OzeP fotoğraf için kavgaHaber Merkezi — Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal ile ABD Başkanı George Bush'-
un Camp David'deki 20 saatlik beraber-
liğıne ilişkin özel fotoğraflann Anadolu
Ajansı aracılığıyla Sabah gazetesine satıl-
ması Babıâli'yı kanştırdı. Başta Hurriyet
olmak uzere gazetelerin ozel satışa tepki
gostermesi uzerıne AA Genel Müdurluğu
bir açıklama yaparak bu \e buna benzer
olayların tekrarlanmaması için onlem alın-
dığını belirtti ve tum abonelerden ozur di-
ledi.
Özal'ın, Camp David'de Bush'la bera-
ber olduğu anları belgeleyen ve kaldığı
odayı gösteren fılm, Cumhurbaşkanı Özal
tarafından "Türk basınına dağıtılmak"
uzere özel Kalem Mudüru Engin Guner
aracılığıyla AA Genel Mudurluk Haber
Damşmanı Hulki Cevizoğlu'na verildi.
Cevizoğlu, bu filmi Washington'dan AA
1
nın Ankara'daki genel merkezıne "AA'nın
özel fotoğraflan" olarak iletti. AA mer-
kezi, bunun üzerine Sabah gazetesini ara-
yarak "Özal'ın Bush'la çeldlmiş özel fo-
toğraflannı satmak istediğini" bıldirdi.
Pazarlık sonucu fotoğraflar Sabah gaze-
tesine verildi.
Ancak gelişmelerden Washington'daki
Hurriyet Genel Yayın Yonetmeni Ertuğ-
rul Özkök haberdar oldu. Özkok, duru-
mu Amerika'daki Cumhurbaşkanlığı yet-
kililerine bildirerek ayncalık yapıldığını
soyledi. Özkok, bu arada AA'nın Ankara
merkezini de arayarak ayrıcalıklı satışı
protesto etti.
Bunun üzerine ilerleyen saatlerde AA-
dan Hürriyet'e de ikı fotoğraf çekildi. Sa-
bah'ta Ozal-Bush"lu uç "özd" fotoğraf yer
alırken, Hurriyet'in kent içi kalıplannda
ise iki fotoğraf yer aldı.
Dun sabah Özal'la ilgili fotoğraflann
Sabah \e Hurriyet'te yer aiması diğer ga-
zetelerin yönetimleri tarafından da tepkiy-
le karşılandı.
Anadolu Ajansı Genel Mudürlüğu, bu
gelişmeler üzerine dun gazete yonetimle-
rine şu faksı geçti:
"Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, ABD
Başkanı Bush'un konuğu olarak bulundu-
ğu Camp David'de çekilen ozel fotoğraf
filmlerinin abonelerimize ulaştırılmak
iizere olayı takip eden arkadaşımıza veril-
diği ilgililerce ifade edilmiştir. Arkadaşı-
mız, merkeze, fotoğraf filmlerinin ozel ol-
duğunu bildirmiş ve pazarlanmasını iste-
miştir. Merkezdeki arkadaşlanmız geliri
Hurrıye pKtsnıiRnı
osuMtaefaratemıff)8tostır&
özal, 1 milyar
dolar pesinde
Ozaı-Bush görüşmesinm özel fotograflannı yayınlıyoruz
OZALneden
kevifsizrJi?lanîvaar
•ÖZEL' FOTOCRAF — AA'ya, 'gazetelere servis yapılmak uzere' verilen fotoğraflar
'Sabah' ve 'Hurriyet' gazetelerinde dıin yer aldı.
AA'ya ait olmak uzere fotoğraflan pazar-
lamışlardır. Fotoğraflann abonelerimize
ulaştırılmasında kusuru \e ihmali gonilen-
ler hakkında gerekli tahkikata başlanmış-
tır.
Olayla Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve
Devlet Bakanı, Hükümet Sözcüsu Kemal
Akkaya da yakından ilgilenmişler ve du>-
dukları üzüntuyıi bildirmişlerdir. Ajans
vönetimi olarak bu ve buna benzer olay-
ların tekrarlanmaması için gerekli tedbir-
lerin alındığını belirtiyor, aboneierimizden
öziir diliyoruz."
AA'nın ilgili yonetmeliğinde "özel
fotoğraf" satma maddesi bulunduğu be-
lirtiliyor. Konuyla ilgili çevTeler, fotoğraf-
lann Türk basınına dağıtılmak uzere AA
1
ya verildiğini, oysa AA'nın fotoğraflan
"kendi malı" gibı satmasının doğru olma-
dığını ve "eşitlikçi" sayılamayacağını be-
lirttiler. AA'nın Sabah'tan bu fotoğraflar
karşılığmda 70 milyon lira gibi rekor bir
düzeyde ücret aldığı öğrenildi. Özel fotoğ-
raflann Özel Kalem Müdürii Engin Gü-
ner tarafından çekildiği öğrenildi.
AA'nın ayncalıklı satışına tepkilerin
sürdüğü saatlerde, Ankara'da ajansın yıl-
lık olağan genel kurulu yapılıyordu. Ye-
niden AA Yönetim Kurulu Başkanlığı'na
seçilen Aydın Dfindar, buradaki konuşma-
sında fotoğraf servisinin çabşmalarına de-
ğinerek, "1990 yılında AA fotoğraf ser-
visi onemli başanlar elde ederek 2.7 mil-
yar liralık geiir sağlayacak düzeye geldi"
dedi.
bildirdi ve Bush'a ne söylediği-
ni şöyle ifade etti.
"Tiirkiye bölgede en istikrariı
ülke. Tabü ki Körfez bölgesin-
de herkesle de münasebeti iyi
olan bir ülke. Biz burada yatış-
tıncı bir rol oynamaya her za-
man hazınz. Zaten dikkat eder-
seniz kendisi de (Bush) konuş-
masında bunu söyledi. Bölgenin
bir nevi sulh» varması Türkiye'-
nin menfaatinedir. Türkiye her-
kesle iyi geçinen bir ülkedir ve
takdir edilen bir ülkedir. Biz bu-
rada daha aktif bir rol oynaya-
biliriz dedim."
Özal, "Stratejik işbirliği ne
demektir" diye sonılunca da
"Oğrenmeye çalışın, biraz spe-
külasyon yapın bakalım" de-
dikten sonra şöyle konuştu:
"tlişkilerde yeni bir dönem-
dir. Tıirk-Amerikan mümsebet-
lerinde daha buyuk bir gelişme
olacak. Zaten bir trendin (çiz-
ginin) devamıdır. Bizim son bir
senedir gittiğimiz bir trend var-
dır. O trendi görüjorsunuz. Za-
ten büyükelçimizin (Nüzhet
Kandemir) de onemli katkısı ile
son defa tsrail'e yardım yapılır-
ken bize de bir 200 milyon do-
lar verdiler. Bu onemli bir de-
ğişiklik dikkat edin."
ABD Başkan Yardımcısı Dan
Quayle, Cumhurbaşkanı özal
için verdiği yemekte, özal'ın
Körfez krizinde izlediği politika-
da "(am isabet kaydettiğini"
söyledi. Quayle yemekteki ko-
nuşmasında, "Sayın başkan, bi-
zim Tomahawk-Cruise fuzeleri-
miz gibisiniz. Hedefe kesinlik
içinde yöneliyorsunuz. Cesaret
ve uzak görüşlülüğünüze hay-
ranlık duyuyonız" dedi.
NCB'ye demeç
Cumhurbaşkanı Özal, NBC
televizyonuna verdiği demeçte
de Körfez bölgesinde ABD'nin
surekli kara kuvveti bulundur-
masına gerek olmadığını söyle-
di. özal, "ABD birliklerinin
bölgede bulundurulmasına bi-
zim itirazımız olmaz. Ama tav-
siye etmem" dedi. özal, "Tür-
kiye'nin savaş sonrasındaki
rolüne" ilişkin bir soruya da
"Türkiye'nin katkılan yalnızca
banş konusunda kalmaz. BütUn
bölgede büyiık sıkıntısı çekilen
su için de Türkiye kaynak ola-
bilir" karşıhğını verdi.
George Bush'un Türkiye'ye
ziyaretinin beklendiğini belirte-
rek, "Başkan Busb'un Türki-
ye'de kamuoyu destegi çok yiik-
sek" diyen özal, muhabirin
"Deslegi sizden de mi yüksek?"
sorusuna, gulerek "eşitiz" kar-
şıhğını verdi.
Kıbns ve AT
VVashington'dan Kuzey Caro-
lina'nın Durham kentine geçen
Cumhurbaşkanı özal, burada
Kuzey Carolina Üniversitesi öğ-
rencilerine bir konferans verdi.
"Türirfye ve Kıbns'ın AT'ye ka-
bul edilmesi ile bazı sorunlann
çözülebileceğini" söyleyen özal,
AT'ye üyelikle çözülmesi muh-
temel sorunlann başında serbest
dolaşım ve serbest ticaretin gel-
diğini kaydetti. Sorunun sadece
bununla kalmayacağıru ifade
eden Özal şöyle konuştu: "Her
şeyden önee bazı koşullar var.
Genel sekreterin surdürdıigu bir
çalışma söz konusu. 649 sayiü
BM karan iki kesimii, iki top-
lumlo, eşit temelde bir çözüm
getiriyor. Aynca Kıbns sorunu
yalnızca Türk ve Rum toplum-
lan arasında değil, Yunanistan-
ın da sorunudur. Yunanistan,
AT üyesidir. Eğer Türkiye ve
Kıbns birlikte ATye kabul edi-
lirse belki bazı sorunlar kolay-
lıkla çözülebilir" dedi.
Tahmin edin hangisi
dinliyor?
Trafıktekı otomobıllere bır bakın.
Bir olağandışılık varsa..
Içındekıler tüm sıkıntılarını unutmuş gülümsüyorlarsa,
bılın ki PhılıpsCarStefeo dınliyorlardır
Dikkat! PhilipsCarStereo sizin de kural dışı
davranmanıza neden olabilir.
DC699R
T I X «an |4x25 W.
» FM sıereo LW MW tadyo
» ?C kışıse^ programlana
(10 FM 5LW 5 MW
• Dclby B Iıiîrasyon sıslemı
auio fevprse nasetçala'
» Musıc Search Sysler^
» 5 bart gra!* ekolayzer
V Compad D-sc Çalar
gınş «r*an
• Çalınmaya Karşı
Phdıps k rak Mstefr
PHILIPS
Özal'ın ağzından Camp David günleri
BusMa öpüşmedik, sarıldık
WASHINGTON (Cumhuri-
yet) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, onceki gün düzenlediğı
basın toplantısında ABD Başka-
nı George Bush ile Camp Da-
vid'de geçirdiği anlan anlatırken
ilk karşılaştıklarında sanldıkla-
rmı ve yemek sırasında da "si-
yaset konuştuklannı" söyledi.
Özal, gazetecilerin bu konu-
daki sorularını şöyle yanıtladı:
— Camp David izlenimlerini-
zi anlatabilir misiniz?
ÖZAL — Aslında helikopter-
le doğrudan Camp David'e gi-
decektik ama hava sisli olduğu
için oraya yakın bir havaalanı-
na indik. Arabayla Camp Da-
vid'e gitmek için beklerken bir
baktım president (başkan) Bush
da geldi.
— Ne giyinmişti?
ÖZAL — Kazak giyinmişti,
gayet serbest. Zaten öyle konuş-
muştuk. Relax bir atmosfer için-
de bir araya gelelim diye. Neyse
el sıkıştık sarıldık.
— Sanldınız mı?
ÖZAL — Sarıldık tabii. Bi-
zim ahbaplığımız yeni değil.
— Türk usulü mü oldu sanl-
ma?
ÖZAL — Öpuşme olmadı ta-
bii, ama büyük bir sempati var.
Sonra polislerin gelmesini bek-
lerken biraz arabada oturduk.
Ben onunla yan yana oturdum.
Hatta arabada biz görüşmelere
başladık. İlk temas böyle oldu.
45 dakika kadar sürdu, sonra
geldik, bana kalacağımız yeri
gosterdi.
— Nasıl bir yer?
ÖZAL — Orası vice presi-
dent'ın (başkan yardımcısı) kal-
dığı yermiş. Dedi ki "Ben vice
president iken geldim burada
kaldım. Bana musaade etti pre-
sident Reagan." Şoyle söyleye-
yim: İki tane yatak odası var. Bir
tanesi çift yataklı, bir lanesi de
— Yemekte kimler vardı?
ÖZAL — Akşam yemeğinde
Bent Scowcroft vardı. Bush'un
kızı ve damadı da vardı.
— Kıyafet serbest miydi?
ÖZAL — Serbest. Zaten gi-
der gitmez ben kazak giydim.
Rahat bir yemek yedik masa ba-
şında. Izgara et ve istakoz.
— Yemekte siyaset konuştu-
nuz mu?
ÖZAL — Siyaset konuşulur
her yerde canım. Her yerde ko-
Özal, Camp David'de yemek sırasında Bush'la
siyaset konuştuklannı, Yargılanma adlı filmi
seyrettiklerini, Başkan Bush'un kazak
giydiğini, Bush'la birbirlerine ilk adları ile
hitap ettiklerini anlattı.
tek büyük yataklı. Her odada te-
levizyon var. Bir de fire place
(şomine) var. Çok fazla buyuk
bir yer değil. Zaten Camp Da-
vid, Roosevelt zamanında kunıl-
muş. Roosevelt buraya 'sangi-
rila' dermiş. O Sangirila'nın da
bir hikâyesi var, onu da soyleye-
yim. bu Sangirila meşhur bir ro-
mandır hatırlar mısınız? Ben
okudum romanı. Meşhur Hima-
layalar'daki vadidir. Örada insa-
nın 500 sene 600 sene yaşadığı
rivayet edilir. Efsanede orayı çı-
kınca birdenbire ihtiyarlıyorsu-
nuz.
nuşulur. Yemekten sonra fılm
seyredildi. Enteresan bir film
başladı ama ne kadar yorgunuz
siz bir hesap edin, biz çok yor-
gunuz. Film araba kazasında
ölen ve "Judgement" (yargılan-
ma) günune giden bir adamın
sonuna kadar seyretti diye.
Scowcroft ile Bush'un kızı kal-
mış sona, ama onlar da filmi bi-
tiremeden yatmışlar. Bir de fil-
me gelmeden evvel bizi golf ara-
Sası ile Camp David'i gezdirdi-
ler. Sonra sabah Bush da golf
arabası ile gezdirdi. Çok entere-
san şeyler var, görebilseydiniz.
Ama oraya hiç gazeteci almıyor-
larmış. Tek rahat olduğu yer
orasıymış. Gülmeyin, öyle dedi.
Girmek için art arda üç nizami-
ye var. Ufak ufak bungalowlar
var. Hepsi air conditionlu. Lüks
iayıhr bizim standartlannuza
göre. Tabiatıyla saray değil.
— Marmaristeki sarayınız-
dan büyük mu?
ÖZAL — (Kahkaha atarak)
Büyük. Aynca yemek yenilen
yer var. Bir rekreasyon dinîenme
yeri var. Türlü türiü egzersiz ma-
kineleri var. Koşma yerleri var.
Kendi zaten Camp David'e ge-
lir gelmez koşmaya başladı. Ta-
bii biz koşamayız.
— Sonra uyudunuz...
ÖZAL — Sabah alüda ben
ayağa kalktım. Sonra 7.30-08.00
hikâyesi. Filmin ismi de Judge- .gibi kahvaltıya gittik. Beraber-
ment galiba. Meryl Streep var.
Bana dedi ki, uykunuz gelirse
kalkabilirsiniz, yorgunsunuz.
Baktım ilk önce kendisi kalktı.
Biz biraz daha dayandık. Sonra
Semra Hanım dedi ki "Kalka-
lım, galiba onlar da bizi bekli-
yorlar." Sonra sordum filmi kim
ce oturduk kahvaltıda. Meyve
suyu, meyve, omiet vardı. To-
runlan da vardı.
— Birbirinize ilk adlarla mı
hitap ettiniz?
ÖZAL — Tabii tabii, ben te-
lefonda da öyle konuşuyorum.
George ve Turgut diyoruz.