Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/2 OLAVLAR VE GÖRÜŞLER 25 MART 1991
Emniyet ve Sorgu
Yargılama hukuku, bir ulkenin demokratikleşme açısından hangi
aşamada olduğunun bır gostergesıdir. Çağdaş ve uygar bir yargılama
hukukuna kavuşabilmemiz için bir adalet kolluğu kurulmalı ve bu
kolluk Içişleri Bakanlığı'na değil Adalet BakanlığVna bağlanmahdır,
yani yurutme organından bağımsız olmalıdır.
HALİT ÇELENK Hukukçu
Emnıyetın sorgu yapma yetkısı, emnıyetçe
duzenlenen ışkencelı anlatım tutanaklarının
kanıt değeri, hukukçular arasında yıllardan
berı tartışılmaktadır Emnıyet bınalannda
maddı ve manevı ışkence altında ıkrar tuta
naklannın duzenlendığı, cumhunyet savcılık-
larına goturulen sanıkların emnıyet anlatım
larını c savcısı onunde yınelemelerı ıçın bas-
kı altına alındıklan, serbest ırade urunu ol
mayan bu tur ıkrar anlatımlarınm tutuklama
kararlarına dayanak kabul edıldığı ve kanıt
olarak dava dosyalarına konulduğu bır ger
çektır
İşkenceyi savunurcasına!
Bugune kadar tartışılagelmekte olan sorun,
serbest ırade urunu olmayan bu tur ıkrar an-
latımiarının sanık aleyhıne kanıt olarak kul-
lanılabılıp kullanılmayacağıdır Ozellıkle 12
Eylul donemınde bu konuda sıkıyonetım as-
kerı mahkemelen tarafından değışık kararlar
verılmıştır Bunlar arasında ışkencelı anlatım
tutanaklarını tek başına kanıt saymayan ka-
rarlara rastlandığı gıbı bu tutanakları kanıt
olarak kabul eden ve ışkence u>gulamalannı
adeta savunurcasına oluşturulan kararlara da
rastlanmaktadır
Yazımıza konu olan sorunun önemını an-
latabılmek açısından bır sıkıyonetım askerı
mahkemesının karannda yer verılen şu duşun-
celerı alıntılamakta yarar goruyoruz
" Bır an ıçın ışkence yapıldığı kabul edılse
bıle, ışkence, sanıktan 'doğru cevap almak'
ıçın yapılmaktadır Eğer doğru olmayan, uy-
durma cevaplar verılırse, ışkencenın gayesı
'doğru cevap almak' olduğuna göre ışkence
daha da arttırılacaktır O halde bu durumun
sanıklarca da bılınmesı tabıı olduğuna göre bu
önermenın mantıkı sonucu, ışkenceye maruz
kalanın doğru cevap vermesıdır Aksı takdır-
de ışkenceye arttıniarak devam edılecektır
Öyleyse ıfadelerın ışkence altında ahndığı sa-
bıt bıle gorulse, bu, ıfadenın gerçek dışı oldu-
ğunu, ıtıbar edılemeyeceğını ortaya koymaz
Şu halde, ışkence ayrı, ışkence sonucu verılen
ıfadenın doğruluğu ayrı şeylerdır" (1)
Toplumda sıyasal gerılımın arttığı donem-
lerde kımı yargı organlan kendılerını bu gen-
lımın etkısınden kurtaramamakta ve sıyasal
nıtelığı ağır basan kararlar verebılmektedırler
Devrımcı Doğu Kultur Ocaklan hakkında açı-
lan 92 sanıklı bır dava sonunda Dıyarbakır 1
Numaralı Sıkıyonetım Askerı Mahkemesı de
anavasanın guçler ayrılığı ılkesıru bır kenara
bırakarak ve bunu karannda açıkça dıle getı-
rerek "ahnması zorunlu görulen tedbırler"
başlığı altında donemın sıyasal ıktıdanna >ol-
lar göstermış ve onlemler önermıştı (2)
Bu tur kararlar, yansızlık ılkesıne aykırı,
hıddete burunmuş adaletın orneklerını oluş-
turduğu gıbı "koşullanmış" kolluk görevlı-
lerıne ve ışkence uygulayıcılarına da cesaret
verecek mtelık taşımaktadır Bız burada ve-
rılen değışık kararların aynntılı bır tartışma-
sına gırmeden, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'-
nun, yanı Türkıye'nın en yuksek ceza yargı
organının bu konudakı yenı bır karan uzenn-
de durmak ıstıyoruz (3)
YCGK ne diyor?
Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu karannda,
"Sanığı hâkım sorguya çekebılır, suçustu ve
gecıkmesınde sakınca bulunan hallerde bıle
savcı ve kolluk sanığı sorguya çekemez Ha-
zırlık soruşturması aşamasında kuşkulunun
dınlenmesı 'sorgu' değıl, 'ıfade alma'dır, ya-
saya gore ıkrarı ıçeren tutanağın kanıt sayıla-
bıİmesı ıçın ıkrann hâkım önunde olması ge-
rekır Savcılık ve kolluktakı ıkrarı ıçeren an-
latımlar duruşmada kanıt olarak okunamaz
ve hukme esas alınamaz Duruşmadakı ıkrar
da tek başına kanıt değıldır, kanıt sayılabıl-
mesı ıçın yan kanıtlarla desteklenmesı gerekır"
demektedır
Askerı Yargıtay Daıreler Kurulu'nun ve da-
ırelerının de bu doğrultuda kararları vardır
Askerı Yargıtay'ın genel goruşu maddı ve yan
kanıtlarla desteklenmeyen ıkrar anlatımları-
nın geçerh olmadığı vonundedır -__
Emni>ette sorgu
Emnıyet bınalannda ışkence, bır sorgulama
yontemı, bır sorgulama polıtıkası halıne getı-
rılmıştır Bunu sağır sultan bıle bılmektedır
Gozaltında olum olaylan, ıntıhar göruntusu
verılen öldurme olavları, sakatlanmalar, ya-
şam boyu arıza bırakan hastalıklar bırbırını
ızlemektedır Yuzlerce ölum, onbınlerce yara-
lanma, sakatlanma olayı, yaşadığımız döne-
mın ozellığını oluşturmaktadır Emnıyet bına-
larındakı ışkence araç ve gereçlerı devlet but-
çesınden karşılanmaktadır Bu kapalı ve gızlı
yerlerde suçu kanıtlamak çok guç olmasına
karşın mahkemelere vuzlerce ışkence davası
acılmıştır Sınırlı sayıda da olsa mahkûmıyet
kararları verümıştır Sorun Turkıye'nın, Turkı-
ye ınsanının, tum toplumun sorunudur, bır
çağdaşlık ve uygarlık sorunudur
Çıkar yol _ _
Çıkar yol emnıyetten sorgu yapma, anlatım
alma yetİcısının alınmasıdır Yargıtay Ceza Ge-
nel Kurulu kaaannda da açıklandığı gıbı sor-
gulama yetkısı hâkıme aıt ıse emnıyetın kuş-
kulu kışıyı dınlemesı "sorgu" değıl, "ıfade
alma" ıse bu anlatım duruşmada okunama-
yacak ıse ınsan yaşamı, onuru ve sağlığı ıçın,
tek kelımevle temel ınsan haklan ıçın bır teh-
lıke oluşturan emnıyet sorgusunun anlamı ne-
dır7
Emnıyet sorgusu, soruşturma ıçın hangı
yararı sağlayacaktır9
Oteden berı Turkıye Barolar Bırlığı, baro-
Iar, unıversıte oğretım uyelerının onemlı bır
bolumu ve hukukçular bu konuyu tartışmış-
lar ve bır adalet kolluğunun kurulmasuu oner-
mışlerdır Bız de yayınlanmızda soruşturma-
nın guvenlığı ve ınsan haklarının korunması
açısından bu doğrultudakı duşuncelerımızı
açıklamaya çalıştık Kuşkulunun, sorgu yet-
kısıne sahıp gorevlıler onunde anlatımda bu-
lunması, olayı anlatması bır vatandaşhk gö-
revıdır Boylece gerçek ortaya çıkacak ve ada-
lete ulaşılacaktır Ancak vatandaşın, bu gö-
revını yaparken, ınsan onuruna yaraşır bır ış-
lem gormesı, yaşam hakkına ve sağlığına saygı
duyulmasını ıstemesı onun en doğal hakkıdır
Unutulmaması gerekır kı ınsan, suçluluğu ke-
sın bır hukumle kanıtlanıncaya kadar suçsuz
sayılır Bu, ceza hukukunun evrensel kuralla-
rından bırıdır
Adalet kolluğu
Yargılama hukuku, bır ulkenin demokratik-
leşme açısından hangı aşamada olduğunun bır
göstergesıdır Çağdaş ve uygar bır yargılama
hukukuna kavuşabilmemiz ıçın bır adalet kol-
luğu kurulmalı ve bu kolluk Içişleri Bakanlı-
ğı'na değıl Adalet Bakanlığı'na bağlanmahdır,
yanı yurutme organından bağımsız olmahdır
EJ kolluğun atama, yer değıştırme, terfı ve
tum ozluk haklan Adalet Bakanhğı'nca du-
zenlenmelıdır Cumhunyet savcılarına bağlı
olarak gorev yapacak bu kolluk arama, yaka-
lama, kanıt toplama ışlemlennı yapmalı, ama
sorgu, anlatım alma yetkısıne sahıp olmama-
lıdır Sorgu hâkım tarafından yapılmalıdır.
Böyle bır kolluğun kurulması, yukarıda açık-
lanan sakıncalan, acılan ve ınsanhk dışı ışlem-
lerı buyuk oranda onleyebılecektır
Sonuç
Yurutme organı karşısında bağımsız bır
adalet kolluğu kurulmalı, bu kolluğa sorgu
yapma yetkısı tanınmamalıdır Suçustu ve ge-
cıkmesınde sakınca bulunan hallerde bıle sor-
gu, hâkım tarafından yapılmalıdır Kolluğun
gorevı arama, yakalama ve kanıt toplama ıle
sımrlanmalıdır Gozaltı suresı ıçınde avukat
kuşkulu kışı ıle ıstedığı an göruşebılmelı, dok-
tor muayenesı ısteyebılmelıdır Bu konularda
yoruma elvenşlı olan yururluktekı yasalara
açıklık getırılmelı, duraksamalar gıderılmelı-
dır Yargılama hukukunun, çağdaş ve uygar
olmanın bır olçusu olduğu unutulmamalıdır
1) Erzıncan Sıkıyönetım Askerı Mahkemesı karan (Cum-
hurıyel !9 Evlül 1987)
2) 14 10 \r5 gun « 975 74-198 sayılı karar (H Çelenk
141 142 Üzerıne, sayfa 316-320)
3) 10 12 1990 gun 990/6-257 esas ve 990/335 sayıb karar
EVET/HAYIR
OKTM AKBAL
Halit Ziya 125 Yaşında...
Yuz yırmı beş yıM Bu surecı pek az ınsan yaşayabıhr Yal-
nız yazarlar, sanatçılardır olumlerınden, doğumlarından yüz
yırmı beş yıl sonra da canlılığını gucunu koruyanlar Yaşa-
mını surdurenler
Halıt Zıya Uşaklıgıl, Turk yazınının buyuk romancısıdır 'Maı
ve Sıyah' ve Aşkı Memnu gıbı olumsuz romanları bugun de
vazgecılmez değerde bırer yapıttır Usaklıgıl'ın Turk romapın-
dakı yen her turlu tartısmanın ustundedır Bır dönemı yan-
sıtmak, kahramanının ıç dunyasını ayrıntılarıyla vermek, kı-
şının zamanlar, donemler ustu nıteiığını yıllar yıllar sonra ge-
lecek kuşaklara duyurmak, taşımak
Bu akşam TYS 'Ustalara Saygı' gecesınde Halıt Zıya Uşak-
lıgıt'ı anacağız Doğumunun 125'ıncı yılmdayız Sanınm yuz
yırmı beş yıl sonra da Turk toplumu, Turk ınsanı roman sa-
natının buyuk ustasını bugunku gıbı onemle, saygıyla ana-
caktır Anmak zorundadır, ulus olarak yaşamak, geleceğe,
sonsuza dek ulusal kımlığımızı yaşatmak, ancak bu ulusun
ıçınden yetışmış buyuk değerlere bağlanmakla, saygı gos-
termekle orantılıdır
Ahmet Hamdı Tanpınar onun ıçın
' Eserı vazıh, koklu bır cemıyet goruşunun etrafında top-
lanmaz Onun ıcındır kı bu eserde onenlen hayat modaları-
nın yanı başında, o da zaman zaman ve parca parça olmak
uzere asıl cemıyet genışlığının gırdığını goretnlırız Devrını
doğrudan doğruya değıl, bazı esas unsurlarm yokluğuyia ve-
ren yazarlardandır' dıyor
Ulkemızde ne zaman toplum gerçeklerı butun açıklığıyla,
derınlığıyle verılebılmıs kı
1
Bılınen bılınmeyen, yasal ya da
yasal olmayan turlu engeller, yasaklar yazarın karşısındadır
Ozellıkle Abdulhamıt zorbalığı donemınde yazılan romanlar
ıster ıstemez toplum gerçeklerıne butunuyle değınemeyecek-
tı Nıtekım 40 Yıl'adlıanılarında Halıt Zıya bu konuda şoyle
yazıyor
' Bırader dıyemezdınız, bır tarafta Sultan Murat, dığer ta-
rartan Reşat efendı vardı Tepe dıyemezdınız Yıldız Sarayı
1
nın bır tepede kâın olduğuna bır telmıh yapmış olurdunuz,
sakal hele boya derhal padışahın boyalı sakalına ıma olur-
du Boyle yuzlerce kelıme vardı kı, bır taraftan tutulup çekı-
lınce uzayan bır lastık gıbı Yıldız'a kadar uzatılabılırdı Hatta
oylelerı vardı kı, bızler yazıcılar, acaba nıçın memnudur dıye
bır kac kışı bır araya toplanarak uğraşır, sebebını hıkmetını
araştırırdık Bunun sebebı ve hıkmetı herhangı korkak bır me-
murun lodostan bahsolunmasını burnunun buyukluğune bır
ışaret gıbı telakkı ederek alınan vehham bır adam gıoı bır ma-
rızın zıhnınde doğmuş bır gulunç vesvese olurdu Bakınız
şımdı burda burundan bahsettım, coğrafya kıtaplannda bıle
burundan bahsolunmazdı Tarıh kıtaplarından butun ısyan,
ıhtılal suıkast fasıllarını kaldıran Maarıf belkı dunya harıta-
sından da burunları kaldırmış, yahut da kelımenın yerıne baş-
ka bır munasıbını bulmuştu, mesela cıkıntı demıstı '
Bu koşullarda kımse toplum gerçeklerıne değınemezdı el-
bet' Ele alınacak hemen hemen tek konu aşktı Yıne de As-
kı Memnu'da yasak bır aşkın soz konusu edılmesı o donem
ıçın ılen bır davranıstı 'Maı ve Sıyah'ta çızılen Ahmet Cemıl'ın
toplumdakı eşıtsızlıkten, özgursuzlukten bunalan bır aydın
olduğu bılınır Yazar, Ahmet Cemıl'ı çok daha değışık bıçım-
de cok daha gercekçı, cok daha anlamlı bır nıtelıkte yazmak
ıstedığını söyluyor Şöyle dıyor bu konuda
" başka turlu tasarladım O zamanın hayatından ıdare-
sınden, memlekerte teneffus edılen zehırle dolu havadan, acılı
hastalıklı bır genç, kısacası devrın butun hayal kuran yenı nes-
lı gıbı bır bahtsız tasvır etmek ıstedım kı ruhunun butun acı-
larını haykırsın coskun bır delılıkle cırpınsm ve butun emel-
lerı parmaklarının arasından kacan golgeler gıbı sılınıp uçun-
ca, o da gıdıp kendısını olmek ıçın saklanan bır kuş gıbı, ka-
ranlık bır köşeye atsın Bu gençte bır aşk yıldızı, bır de sanat
hulyası olacaktı ve bunlann arasında bır sarhoş gıbı yıkıla
yıkıla, o duvardan bu duvara çarpa carpa geçıp gıdecek, so-
nunda bır kovukta sınıp can verecektı Mavı hülyalar ıcın ya-
şamak ıçın yaratılmışken sıyah bır ucuruma yuvarlanacak-
tı"
Oysa Halıt Zıya 'Maı ve Sıyah'ın kahramanını ıstedığı oz-
ledığı bıçımde yaratamaz, "Ahmet Cemıl tamamlanmamış bır
musvette halınde bır belırsızlıkle çevrılı kalmıştır" der
TYS nın Karaca Tıyatro'da duzenledığı Halıt Zıya'ya Saygı
toplantısına tum yazınsever okurları çağırmak ısterım
İLAN
KAMAN ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosva No 1990 362
Da\acı Nura> Aslan vekılı Av Bavram Aslan tarafından davalı Alı
Aslan aleyhıne açılan boşanma ve tenfız davasının mahkememızde
yapılan açık vargılaması sonunda ara karan gereğınce,
Davalı \nkara Demetevter 8 Cadde 11 Ap 2756 adresınde ıkâmet
eden Alı Aslan'ın adresı meçhul olduğundan adına ılanen teblıgat va
pılmasına karar \erılmış olup adı geçenın duruşmanın bırakıldığı
7 5 1991 gunu saat 9'da duruşmada bızzat hazır bulunması veya ken
dısını bır vekılle temsıl ettırmesı aksı takdırde duruşmanın gıyabın
da devam olunacağı ve karar venleceğı davetıye >enne kaım olmak
üzere ılan olunur
Basın 46227
26 Marfın Ikiııei Yılında...
Geride kalan iki yıl, cumhuriyet tarihimizde görulmemiş duzeyde
bir merkezi yönetim/yerel yonetim çatışmasına sahne olmuştur.
Bunun nedenı salt goruş ayrılığı değil, hukumetin yerelde iktıdar
olan "muhalif' kadroları ışlevsız kılmak, başarısızhğaitmek,
yetkisiz ve etkisiz bırakmak yonundeki genel tutumudur.
OKTAYEKİNCİ Yuksek Mımar
Son yerel seçımlerden bu yana ıkı yıl geç-
tı Beledıye yönetımlerıne, ıl genel meclıs-
lenne seçılen kadrolar uç yıl sonra görevle
rını tamamlayacaklar Başarılı olup olma-
dıklarının karannı ıse >ıne halk verecek
Beş yılük görev suresı ıçınde ılk ıkı yıl
önemlı bır dılım olsa gerek Hem, bazı pro-
jelere başlanması hem de savunulan polıtı-
kalarda kalıcı adımların atılabılmesı açısın-
dan Denebüır kı yerel yonetımler, kalan uç
yıllarını, 26 Mart'tan bu vana surdurduk-
lerı çabalannın urunlennı alarak tamamla-
mak zorundalar Başka deyışle, kısa hızmet
dönenrierınde "ekbklerini biçecekleri" bır
aşamaya geldıler bıle.
Bıhndığı gıbı 26 Mart 1989 seçimleri, ul-
keyı yöneten "işbıtirici" anlayışın yerel yo-
netımlerde "değıştınlmesı" ıle sonuçlandı
Merkezi iktıdar beledıveler uzerındekı po-
lıtık ağırhğını yıtırdı Etevletın yönetılmesın-
de "muhtlefette kalan" kadrolar, kentler-
de "iktidar" oldular Halk, "yeni" bır hız-
met anlayışını seçtı
Neydı bu ">eni" anlayış
1
Örneğın, SHP'nın "Çağdaş ve Uygar Ye-
rel Yonetimkr İçin" başhklı seçım kıtapçı-
ğında şunlar yazıvordu "Yurttaşlarımızın,
yaşama koşullanyla ılgılı kararlanıı alınma-
sına katılmalannı cagdaş-demokraOk bır bı-
çimde sağlamak..." (Syf 1) Bu katılımın na-
sıl sağlanacağı ıse yıne avnı kıtapçıkta şoy-
le ozetlenıyordu "Beledıve hizmetlennin
programlanmasında ve uvgulanmasında es-
naf ve sanatkârların. meslek odalarının,
sendıkaların, >erel nıtelıklı hızmetlen yeri-
ne getırmevı amaç edıaen dernek >e gonul-
lu kuruluşlann goruşlen alınacak, ortak ca-
lışmalara gıdılecektır." (S>f 8)
Bu goruşler, hem 26 Mart öncesındekı
ya>gın "monaışık" tutumlara karşı "de-
mokratik bır seçenegi" sergıhyor hem de
kent halkına seçeceğı kadroları
"denetleyebilmesi" yönunde çağdaş bır
"guvence" verıyordu Orneğın, artık hıçbır
beledıye başkanı, "ben kafamın ıçindekı
planlarla kentı ımar edenm" dıyemeyecek-
tı Ya da yıne hıçbır yerel meclıs, salt bır-
kaç çıkar grubunun ısteğıyle yeşıl alanları
ımara acamayacaktı Çunku kararlar, "yurt-
taşiarın katılımı" ve öbur sıvıl orgutlerle
"ortaklaşa çalışmalar yapılarak" alınacak-
^ı
Yaşama geçirilebildi mi?
Geçen bu ıkı yıl ıçınde, acaba halkın
yeğledığı bu "yeni" anlayışın yaşama
geçırıldığınden söz edebılır mıyız
9
Beledıyelenmızın, 26 Mart öncesınde venlen
bu "sozu" yerıne getırmelerı yönünae
"başanlı" olduklannı savunabılır mıyız
9
Bu sorunun az çok tahmin edılebılecek-
yanıtına geçmeden önce "olası bir
yakınmaya karşı" şunları söyleyelım
Geride kalan ıkı yıl, cumhunyet
tarihimizde görulmemiş duzeyde bır
merkezı yöneum/yerel yönetım çatışmasına
sahne olmuştur Bunun nedenı salt göruş
ayrılığı değıl, hukumetin yerelde iktıdar
olan "muhalif kadrolan ışlevsız kılmak,
başarısızlığa ıtmek, yetkisiz ve etkısız
bırakmak yönundekı genel tutumudur lUer
Bankası paylannın kesılmesınden ımar
yetkılerını almaya, turlu baskılardan
kovuşturmalara dek, kamuoyuna da sık sık
yansıyan uygulamalarla, "26 Mart'ın acısuu
çıkartmak", ıktıdarın bellı başlı "yerel
yonetım polıtikası" halıne gelmıştır
Boylesıne bır genel tablo ıse elbette kı pek
çok kent hızmetınde aksamalara,
tıkanmalara yol açmıştır Buyukkent
beledıyelenmızın yurtdışından ucuz otobus
almak ıçın bıle devletın "temınat mektubu"
desteğını gorememelerı, kentın altyapı
gerçeklerıne aykırı ımar ızınlerının
"bakannk yetkıleriyle" venlmesı; yenı kadro
gereksınımlerının "tasarruf" adına
karşılanmaması ve daha bırçok "halkı
cezalandırmak" sonucunu yaratan
davranışlar unutulur gıbı değıldır ve
surmektedır
Ancak butun bunlar, yerel yonetımlerae
"demokratık katılımı" ve obur sıvıl toplum
orgutlerıyle "ortaklaşa savaşım vermeyı"
engelleyecek bır durum varatmadığı gıbı 26
Mart'ta halkın seçtığı ">eni" yönetım
anlayışını "ertelemek" ıçın de bır gerekçe
sayılamaz Tam tersıne, hukumetin bu tur
baskıcı tutumlannı etkısız kılabılmek ıçın
de "demokratik davanışmanın" ne denlı
zorunlu olduğunu yaşam kanıtlamaktadır
Orneğm guncellığını hıç yıtırmeyen
"planlama" konusunu ele alalım llgınçtır,
bugun ulke duzeyınde, bırkaCı dışında
hemen tum beledıyelerımızde, yonetıcı
kadrolar ıle mımarlar odası arasında hâlâ
bır "gerilim" yaşanmaktadır Yıne ılgınçtır,
bunun nedenı mımarların "dar meslek
çıkaıian" da değıldır Anlaşmazlık konusu
olan hemen tum sorunlar kentın azalan yeşıl
alanlan, artan yapı yoğunlukları ya da
bunlara benzer, "toplum yaranna aykırı"
planlama ve ımar kararlanyla ılgılıdır
Istanbul'da tanhı yanmada ve Boğazıçı
planlan, Izmır'de Külturpark yarışması,
başka kentlerdekı benzer tartışmaJarda
görulduğu gıbı..
Oysa 26 Mart öncesı verılen "soze" uygun
davranılabılse, yanı bu tur kararlar meslek
odalarının ılgıh bılım kurumlarının
"goruşien alınarak" ve "ortak çalışmalarla"
uretılebılse, hem amaçları "toplnma hizmet
etmek" olan sıvıl kurumlar arasındakı
"gerilim" ortadan kalkacak hem de o kentın
"yerel polıtikaya bulaşan çıkar
bekJentilennden" kurtanlarak, daha &ağbkh
gelışmesı sağlanabılecektır Hukumetin,
beledıyelerı uzman kadro olarak da guçsuz
bıraktığı göz onune alındığında bu
dayanışmanın gereklılığı daha da önem
kazanmıyor mu
9
'Katılımı' ve sıvıl kuruluşlar arasındakı
"guç biriığını" >-aşama geçırmek nıtehklı bır
kent hızmetı vanında, "toplumda
demokrasi geleneginın kokleşmesi"
açısından da buyuk ışlev taşıyor
Beledıyelenn bır görevı de halkın yönetımde
soz ve karar sahıbı olma ısteğını "kordten"
egemen ıdeolojıye karşı çağdaş vatandaşhk
bılıncını guçlendırmek, ınsanları "kul"
durumundan kurtanp "yurttaş" duzeyıne
kavuşturacak bır "kent kulturunu"
yaratmak olmahdır Bu görev özelhkle "yerel
iktidarı" ustlenen demokrasıden yana
kadrolar ıçın en az ekmek, su, çöp,
kanalızasyon hızmetı kadar önemlı bır
"toplumsal sorumluluk" durumuna
gelmıştır
Nıtekım, ımar yetkılerını beledı>elerden
gerı alan yasal duzenlemelere karşı
toplumun yetennce tepkı göstermemesı,
msanlann yasadıkları kent uzenndekı karar
haklannın çığnenmesıne duyarsız kalmalan,
beledıyelenn bu kararlara halkı ortak
etmemış olmalarının bır sonucudur
OKURLARA...
İSTANBUL BAROSU'NDAN
DUYURULMUŞTUR
1 Resımlı Avukatlar Lıstesı bastırılacaktır Bu nedenle mes-
lektaşlarımızın 151991 gunune kadar ıkı resım vermelerı, ad-
res ve telefonları değışmışse baroya bıldırmelerı gerekmektedır
1136 sayılı yasanın 43 ıle 72 maddelerı uyannca adres değı-
şıkiığını baroya bıldırrneyenler ıçın kayıt sılme ışlemı yapılacak
ve resmı olmayanlar album dışı bırakılacaktır
2 Alfabetık sıraya gore hazırlanan taslak lıste baro merke-
zınde bılgılerınıze sunulmuştur Çok guzel bır album hazırla-
nabılmesı ıçın bu lısteyı ınceleyıp şahsınıza aıt yanlışları
duzelttırerek ve mesleğımıze uygun nıtelıkte reklam alınması-
nı gerçekleştırerek bıze yardımcı olabılırsınız Fax numaranız
varsa bunu albume ışletebılırsınız
3 Yükselen malıyetler nedenıyle, Istanbul Barosu Dergısı yal-
nız katılma payı ödeyenlere verılecektır 1991 yılı ıçın bu mıktar
5000 TL olarak behrlenmıştır Eğer 4 sayı katılım payı ıle po-
şet ve posta tutarı toplam 30000 TLsını Baro Merkezıne yatı-
rırsanız dergınız adresınıze gonderılecektır
4 Ayrıca Bodrum Devre Mulk çağrımızda belırtenen sürenın
vergı ayı nedenıyle uzatılması taleplerı uygun gorulmustur Yal-
nız 2531991'den sonra para yatıracak ılk 250 kışıye sabıt fıyat
garantısı tanıyıp bu rakama ulaşıldığında başvuruları durdur-
mak kaydıyla 1341991 günune kadar mektubumuzdakı koşul-
larla hareket edebılırsıniz
MESLEKTAŞLARIMIZA ÖNEMLE DUYURUYORUZ
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
YARGININ BAĞIMŞIZLIĞINI KORUMAK
İÇİN HERKESİ GÖREVE ÇAĞRI
Adlıyede kullanılan basılı evrak ıle ılgılı olarak Adalet Bakanlığı nca çıkarı
lan geneJge hakkında Danıştay 10 Daıresı yûrutmeyı durdurma karan ver
mıştır
Adalet Bakanı yûrutmeyı durdurma karanna uymamaktadır Hukuka apa
çık aykırı olan bu tutumu kınıyoruz
Adalet Bakanı nın yanı sıra hâkımlerın ve mahkemelerın Danıştay kararı-
na uymadıklarını endışe ıle ızlıyoruz
Adalet Bakanı nın ve hâkımlerın bu olumsuz karartarı basılı evrak boyutu-
nu aşmış ve yargının bağımsızlığı ılkesını her zamandan çok ve ısrarta takıp
ve savunma gereğım ortaya koymuştur
Yargının bağımsızlığının yılmaz savunucuları olmaları gereken hakımlen
savcıları ve avukatları ve bunlann yanı sıra tûm kışı ve kuruluşları vazgecıl-
mez temel hukuk kurallan doğruttusunda daha duyariı daha cesur ve daha
ısrarlı takıpçı olmaya ve goreve çağınyoruz
Her zaman her yerde herkese karşı fiılen uygulanması ve tanınması ge-
reken hukuk kurallar
— >argı yetkısı Turk mıltetı adına bağımsız mahkemelerce kullanılır (Ana
yasa m 9)
— Hâkımler gorevlennde bağımsızdırlar anayasa kanuna ve hukuka uy
gun olarak vıcdanı kanaatlerıne göre hukum verırter (Anayasa m 138/1
— Hıçbır organ makam mercı veya kışı, yargı yetkısının kullanılmasında
mahkemelere emır ve talımat veremez Genelge gonderemez tavsıye ve tel-
kınde bulunamaz (Anayasa m 138/2)
— Yaşama ve yurutme organlan ıle ıdare mahkeme kararlarını hıçbır su-
refle değıştırmez ve bunlann yerne getmlmesını gecıktıremez (Anayasa m
138)
— Hâkımler mahkemelerın bağımsızlığı ve hâkımlık temınatı esaslarına
gore gorev ıfa ederler (Anayasa m 14OV2)
66 AVUKAT ADINA ERTUĞRUL YALÇINBAYIR
Au Paır Acentası
Ingıttere-Amenka
Fransa-Kanada
91158 53 42-161 43 87
Nufus cuzdanımı
kaybettım.
Hukumsuzdur
IŞIL DİRİCAN
ILAN
OSMANİYE KADASTRO
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Osmanı>e ılçesı Kumarlı ko>u 92 parselın Mehmet mırasçıları adı-
na vapılan tespuıne Orman Işleımesı ıle Hazıne'nın ıtıraz ettığı
17 11 1964 tarıh 1954/V2 1964/101 sa>ılı ılamla nızalı parselra orman
olarak tapulama harıcı bırakılmasına karar venldığı verılen bu ka-
ran n Hazıne vekılınce temyız edıldığı ancak da\alı Mehmeı mırasçı
larının kım olduğu \e adreslerının bıilnmedığınden yukarıda >azılı
karar sonucunun teblıgat verıne kaım olmak uzere Mehmet mırası,ı
larına ılanen teblığ olunur
Basın 46202
OKAYGONENSIN
Popüler Magazin
P azar sabahı erken saatlerde spor dunyamızın onde
gelen kışılennden bınyle karsılaştık Cok sık
duyduğumuz bır sozu o da yıneledı "Türkıye'nın doğru
haber veren tek cıddı gazetesının dığerlerınden çok az
satması ne kadar kotu " Gazeteye döndüğümde
Avrupa basınının durumunu son venlerle anlatan bır
kıtap açtım (European Newspaper Mınıbook 1990,
Carat Internattonal)
Işte Avrupa'nın en çok satan 5 gunluk gazetesının
tımjlan
The Sun 4 4 mılyon
Bıld Zeıtung 4 1 mılyon
Daıly Mırror 31 mılyon
Daıİy Maıl 1 7 mıtyon
Daıly Express16 mılyon
Bu gazetelerden 4'u Ingılterede, Bıld ıse Almanya'da ya-
yımlanıyor, ortak özellıklerı küçuk farklarla 'populer
magazin' tünınde olmaları Bu ıkı ulkede 'cıddı' tanımına
gıren ve en çok satan gazetelenn tırajlannı da sıralayalım
Ingıltere'de Daıly Telegraph 11 mılyon
Guardıan 435 bın
Independent 409 bın
Fınancıal Tımes 198 bın
Almanya'da Frankiurter Allgemeıne 381 bın
Suddeutsche Zeıtung 373 bın
'Populer magazin' tarzı gazetecılık. Türkıye'nın yabancısı
değıl Bu tarzın en gelışmış omeklerı ulkemızde de mılyon-
luk satışlara ulaşabılıyor Ama bu tarz şu anda dunyada
en çok Avrupa tıraj bınncısı 'The Sun' gazetesının adıyla
bıhıkte anılıyor
'The Sun' olayı Ingıltere'de bırçok araştırmanın konusu ol-
muş durumda Bu tarzın en temel ozellığı eğlendıncı ol-
masında, The Sun okurları uzennde yapılan araştırmalar
bu gazeteyı her gün okuyan 10 mılyonu aşkın kışının çok
farklı sıyasal eğılımlere sahıp olduğunu gostenyor, sıyasal
tercıh ya da bakışı farklı bu dev kıtlenın her gun aynı gaze-
teye bakarak 'eğlenmesını' engellemıyor, dolayısıyla gazete
de hıçbır zaman sıyasal bır ozellık kazanmamak zorunda
Populer magazının ıcerığı de böylece oluşuyor Hedef, ın-
sanlann basıt duygularıdır, bu hedefe gıden araçlar da sek-
stır, sıddettır, spordur seçkınlerın ozel yaşamlarıdır
Seçkınlerın ozel yaşamlarının dıdıklenmesı, hatta The Sun
1
ın sık sık yaptığı gıbı yeheşık duzenın en tepeslndekı ın-
sanların, Ingıltere'de kralıyet aılesının hedef alınması
gazeteye 'sıradan msanlann sozculüğü" goruntusunu ka-
zandınyor Boyle buyuk bır kalabalığı çekebılme başansı
ıçın de 'dıl' sorununun çozulmesı gerekıyor "En karmaşık
haber bıle tek bır paragrafta ozetlenmelı Başlıklar en çar-
pıcı sozcuklerle en basıt duyulara seslenmeh " Bu ortak
haber dılının oluşmasında da ımdada 'gundelık argo' yetı-
şıyor, The Sun gıbı en gelışmış örneklerde ıse dıle bol bol
yenı argo sozcükler ve kalıplar kazandırılıyor Sonuçta po-
puler magazin habercılığı kendılığınden 'gerçek haber'den
uzaklaşıyor, yenı bır dunya yaratılmıştır, haber ıle fıkra, öy-
ku ıle roporta) ıç ıçe gırmışlerdır "Ama zaten bu mılyon-
larca kışı, gerçek haber ıstemıyor, eğlenmek ıstıyor "
Arz-talep sorunu da böylece çözulunce The Sun her gun
*4 4 mılyon adet basılır, Fınancıal Tımes ıse 198 bın
Aydın Caner'ln kltabıt
"İÇERDEN ve DIŞARDAN"
önsözfinû
İLHAN SELÇUK
«e
EMİN ÇĞLAŞAN
yazdı
• / SELÇUK "Türkıyemızın nasıl çağ at-
tadığını anlarnak çın bu kıtabı okumalı Ükem-
zın btrıncı yüzü televızyondadır Ikıncı yûzünû
seyretmek ısteyenlere ışte bır belgesel"
•*•
• E ÇÖLAŞAN "Içerden ve Dışardan'ı
okuduğunuz zaman, ısmı bılınmeyen bır ga-
zetecının son derece guzel ve akıcı uslubuna
tanık olacaksınız"
ödemeli isteme odresi:
Ufuk Ycryınevi
Reşotbey Mah. Türkkuşu Cad.
Naşal Apt. -Adana
ECEde
TANGOLAR
HER PAZAR
ENGİN EGE ORKESTRASI
ŞECAATTİN TANYERLİ
Rezervasyon- 168 66 60-61
İLAN
TARSUS KADASTRO MAHKEMESI
ESAS NO 973/78
KARAR NO 977/116
KARAR TARIHİ 20121977
KÖYU Yaramış
NİZALI PARSEL 306, 307, 559
DAVACI Malıye Hazınesı - Av Bahar EsmerTarsus
DAVALILAR Suleyman Darendelı, Hacıkahya Yaramış, Bekır Ya-
ramış, Oudu Darendelı, Hanım Karaca, Hedıye Karaca, Zeynep Ya
ramış, Medıne Zevcı Suleyman, Suleyman e\latları Şukru,
Abdurrahman, Hacı
KONU Tarsus Yaramış köyu sınırlan ıçensınde kalan 306, 307 ve 559
No'lu parsellerın kadastro lespıtıne vakı ıtıraz uzerıne 306 No'Iu par-
selın tespıt gıbı Malıye Hazınesı adına 307 No'lu parselın tespıt gıbı
davalılar adına tescılıne, ^59 No'lu parselın de harıtasında A ıle gös-
terılen 10 125 m 'lık bölumun Hazıne adına, B harfı ıle göstenlen
140 000 m 'lık bölumun davalılar adına tescılıne karar venlmış, verı
len karar taraflardan Hazıne vekılı tarafından temvız edılmış, Yuk-
sek Yargıtav 7 Hukuk Daıresı Başkanlığı'nın 19 11 1990 tanh ve
986/18329 990/137/0 sayılı ılamı ıle onanmış olup davalı durumun-
da bulunan şahısların ölü veva sağ oldukları, nufusa kayıtlı bulun-
dukları hane numarası ve mırasçılann teblıgata varar açık ısım ve
adreslerının tespıt edılemedığınden vukarıda hukum ozetı Yargıtay ıla
mının davetıye ıle teblığ verıne kaım olmak uzere ılanen teblığ olu-
nur 25 2 1991
Basın 46253