22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 25 MART 1991 Afganistan'da yatısmalar • PEŞAVER (AA) — Afganistan'ın Host kenti civarında hükümet kuvvetleriyle mücahitler arasında son günlerde şiddetli çarpışmalar olduğu bildirildi. Mücahit ve yabancı diplomatik kaynakların bildirdiğine göre mücahitler, 10 gündür, Host'a yönelik saldırılarını armrdılar. Bu kaynaklara göre Kabil hükümetine bağh güçler, mücahit çemberini kırabilmek için Sovyet yapımı Scud füzeleri ile napalm bombası kullanıyorlar. Görgü tanıklan da yüzlerce kişinin çatışmaların meydana geldiği bölgeleri terk ettiğini bildirdiler. Mali'de şiddet olayları: 80 ölti • Dış Haberler Servisi — Mali'de, demokrasi yanlısı göstericilerle hükümet kuvvetleri arasmda çıkan çatışmalarda iki günde 80'den fazla kişinin öldüğü bildirildi. Mali'nin başkenti Bamako'da geçen cuma günü başlayan olaylarda, Devlet Başkanı Moussa Traore"nin liderliğini yaptığı tek parti yönetimine karşı binlerce kişinin başlattığı gösteriye güvenlik kuvvetleri müdahale etti. Mali Ulusal tşçi Birliği'nin öncülüğünde gerçekleşen ve yüz bine yakın kişinin katıldığı gösteride polis, göstericilerin uzerine ateş açtı. Tanıklar, polis ateşinden kaçan bir grubun bir alışveriş merkezine sığındığını, polisin de bu alışveriş merkezini ateşe verdiğini anlattılar. G.Afrika'da çatışma; 11 ölü • JOHANNESBURG (AA) — Güney Afrika'da polisin bir grup Afrika Ulusal Kongresi üyesine ateş açması sonucu 11 kişi öldü, 29 kişi de yaralandı. Johannesburg yakınlarında bugün meydana gelen olayda, yürüyüş düzenlemek isteyen 40 kadar resmi görevlinin 250 ANC üyesinin saldırısına uğradığı, polisin de saldırganlara ateş açtığı bildirildi. Johannesburg ve çevresindeki olaylarda, hafta sonunda ölenlerin sayısı böylece 35'e yükseldi. Muratov gitti • İSTANBUL (AA) — Resmi temaslannı tamamlayan Sovyetler Birliği'nin Tataristan Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Ravil Fatikoviç Muratov, dün Türkiye'den aynldı. Muratov, Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, Türkiye'de bulunduğu süre içinde hükümet yetkililerinin yanı sıra özel sektör temsilcileriyle de yararh görüşmelerde bulunduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından da kabul edildiğini hatırlatan Ravil Fatikoviç Muratov, Türkiye'deki temaslarının, ikili ilişkilerin gelişmesi ve moral desteği açısından büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi. Arnavutlara sınırdışı • BELGRAD (AA) — Yugoslav makamlannın, Arnavutluk sınır devriyelerinin ateşi altında sınırı geçen yaklaşık 1000 Arnavut'u geri gönderdiği bildirildi. Yugoslav resmi haber ajansı Tanjug, ilticacıların Arnavutluk makamlarıyla yapılan anlaşma gereğince geri gönderildiğini duyurdu. Sınır geçen grup içinde sığınmacılann yanı sıra sadece yakın akrabalarını görmeye gelmiş olanların da bulunduğunu belirten ajans, Arnavutlar'ın bir bölümünün de Yugoslav makamlanna, alışveriş yapmak için geldiklerini söylediklerini kaydetti. Libya-Etiyopya gerginligi • LEFKOŞA (AA)— Libya hükUmetinin Etiyopya'nın iki Libya diplomatını sınırdışı etme kararını şaşkınlıkla karşıladığı bildirildi. Libya televizyonunda yayımlanan dışişleri bakanlığı açıklamasında, Etiyopya hükümetinin kararının ardındaki nedenlerin anlaşılamadığı belirtilerek, "sorunun özünü ortaya çıkarmak" üzere soruşturmaya başlandığı ifade edildi. Etiyopya hükümeti, görevleriyle uyuşmayan faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle iki Libyalı, iki de Sudanh diplomatın sınırdışı edilmesine karar verildiğini açiklamıştı. Başbakan Pavlov, 300 bin kömür işçisini uyararak, işbaşı yapmalarını istedi Grevler Moskova'yı zorhıyorSovyetler Birliği Başkanı Mihail S. Gorbaçov'un emriyle 2 nisan tarihinden başlayarak temel tüketim mallarına yüzde zam yapılması kararının ardından hükümet, çalışanların maaşlarına yüzde 100, banka hesaplarına ise yüzde 40 oranında 'zam' yaptı. 200 Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birliği'n- de Başkan Mihail S. Gorbaçov'un emriyie uygulamaya koyulması kararlaştınlan zam- larm getirdiği şaşkınlık sürerken Gorbaçov, ikinci bir kararnameyle, çalışanların ücret- lerine ve banka hesaplarına 'zam' yapılma- sını emretti. Başbakan Valenün Pavlov ise 3 haftadır grevde bulunan 300 bin kömür iş- çisini uyararak işbaşı yapmalarını istedi. Başkan Gorbaçov tarafından yayımlanan ve önceki akşam televizyondan halka duyu- rulan kararnameyle, işletmelerin kârlanndan alınan vergilerin yüzde 45'ten yüzde 35'e dü- şürülmesi ve aradaki farkın, işçi ücretlerinin arttınlmasında kullanılması öngörülüyor. Bu uygulamayla, maaşı ortalama 270 ruble (res- mi kur üzerinden 480 dolar) olan bir Sovyet isçisi bundan böyle 480 ruble (850 dolar) üc- ret alacak. Gorbaçov'un yayımladığı ikinci kararna- me ise Sovyet vatandaşlarının 1 mart tarihin- den önce devlet bankalarına yatırmış olduk- lan birikimlerinde, yüzde 40 oranında artış yapılmasım öngörüyor. Nisan ayı başında yürürlüğe girecek olan fıyat artışiarı nedeniy- le birikimleri değer kaybına uğrayacak olan halkın zarannı karşılama amacına yönelik bu karar, halkın bankadaki parasına dokuna- maması şartını da beraberinde getiriyor. Bankadaki paraların yüzde 40'lık getirisi 200 rubleyi aşmayan hesap sahipleri, bu miktarı 1 temmuz tarihinden itibaren çekebilecekler. Ancak bu 'zaımnın' toplamının 200 rubleyi aşması durumunda, hesap sahipleri üç yıl bo- yunca bu paraya dokunamayacak, yalnızca yılda yüzde 7 or&nında faiz alabüecekler. Sovyetler Birliği Başkanı Mihail S. Gor- baçov'un geçen hafta açıkladığı büyük zam dalgası, halkta huzursuzluğa neden olmuş- tu. 2 nisan tarihinden başlayarak en temel tüketim mallanna yüzde 2O0'ü aşan oranlar- da zam yapılmasım öngören kararnamenin halka açıklanmasının ardından, bir alışveriş furyasmın başladığı bildiriliyor. AP'nin ha- berine göre halkın temel tüketim mallanna hücum etmesiyle, özel işletmderde fiyatlar da birdenbire fırladı. • Halktaki bu huzursuzluğu gidermeye ve zamların getireceği etkileri hafifletmeye yö- nelik gibi görünen yeni kararlar ise çoğu ki- şi tarafından kuşkuyla karşılandı. AP'nin haberine göre gözlemciler, hükümetin önce tüketim mallanna büyük oranda zam yapıp, ardından da ücretleri arttırmakla ne kazana- cağı sorusunun üzerinde duruyorlar. Bu uy- gulamaların, halkın 'kemer sıkması'nı ve böylelikle devletin bütçe açığının kapatılma- sını sağlayacağı düşünülmekle birlikte, tüke- tim malları fiyatlanndaki artışın daha düşük tutularak, bunca karışıklığa ve enflasyona neden olmadan da aynı hedefe ulaşılabileceği savunuluyor. Sovyet yönetimini şu günlerde en çok ra- hatsız eden konulardan biri de kömür işçi- lerinin üç haftadır süren grevi. Maaşlarının yaklaşık olarak iki kat arttınlması, Sovyet- ler Birliği Başkanı Gorbaçov'un istifa etme- si ve cumhuriyetlere daha fazla özerklik ve- rilmesi gibi isteklerle ortaya çıkan 300.000 madencinin bir grubu, komünistlerin çoğun- lukta olduğu Halk Temsilcileri Kongresi'nin lağvedilmesini de greve son vermek için şart koşuyor. Ukrayna'mn Donetsk bölgesinde- ki madenciler, önceki gün yaptıkları bir oy- lamayla, isteklerinin arasına resmi radyo- televizyon kunımunun başkanı Leonid Krav- çenko'nun da istifasını katmayı kararlaştır- dılar. Madencilerin üç haftadır sürdürdükleri grev, Moskova hükümetini de huzursuz et- meye başladı. Ukrayna'da ve Sibirya'da grev yapan maden işçilerinin eylemlerini hirleşti- rerek ortak tavır alma kararlan, hükümetin önündeki engelin büyümesine ve sorunun çö- zümünün zorlaşmasına neden oldu. Sovyet- ler Birliği Başbakanı Valentin Pavlov, önceki akşam televizyonda yaptığı bir konuşmada kömür işçilerine seslenerek ülke ekonomisi- nin kritik durumda olduğu ve grevin buna- lımı daha da ağırlaştırdığı konusunda uya- rıda bulundu. Konuşmasmda, kömür işçilerinin ültima- tomlar vererek isteklerini kabul ettiremeye- ceklerini söyleyen Pavlov, Rusya Federasyo- nu Başkanı Boris Ydtsin ve yandaşlannı da kömür işçilerinin içine duştüğü ekonomik sı- kıntıdan yararlanmaya çalışmakla suçladı. Hükümetin maden işçileriyle uzlaşmaya ve ekonomik taleplerini incelemeye hazır oldu- ğunu belirten SSCB Başbakanı, ancak bunun için işçilerin bugün işbaşı yapmaları gerek- tiğini, aksi halde, hükümet 'ültimatomlar karşısında ödün vermeyeceği için' görüşme- lerin de verimli olamayacağını kaydetti. Pav- lov, kömür işçileriyle görüşmelere başlamak .için 11 ayn komisyon kurduklannıaçıkladı. Sovyetler Birliği'nde Müslüman cumhuriyetler, reformcu Gorbaçov'u bilinmeyene tercih ediyor ABD GEZİSİ Sovyetlerin biriik tablosu ESTONVA -. Yuksek Sovyet'te bağımsızlıkçılar ^*>LçoğunlukU.totnûnıstter azınlıkta _/T> Talin dışmda referanduma f n katılmadı • 1 6 mılyon. toplam nufusun <H> 0 5 t . . . ı . Elektronık. motorlar. ayakkabı., • A balıKcılık -LETONYA 1 Yınsek SovyeVte oağımsıilıkçılar ı coOuiluKta KomOıııstter bölûnrniiS durumda, buyûk bötümü bağımstzlık eğılımı gösterıyor 1 Rıga dı$ında referaraitjnıa katılmadı. 2 7 mılyon. toolam nufusun "HıO 9'ı Elek'jık malzemelen telekomOnıkasyon rÜTVANYA t Yûksek Sovyet'te baOımsızlıkctlar coğunlukta.komûnislter bölünmûs durumda. buyûk Mkunû bağ'msızlık eproı göstenyor Referanduma katılmadı 3 7 mılyon.topıam nüfusun %>1 S i Elektnk ve eiektronık malzemeıer. gemı ve araba parcaları 8EYA2 RUSYA Komünıstler çoğunlukta. yıne de tnrlık içinde daha çok özerklik ıstıyortar Referanduma katıldı evet % 82 10 2 mılyon. toplam nûfusun % 3 6'sı Tarım aracürı eiektronık t MOLDAVYA Bağımsızımçııar çoğunlukta, Romanya ıte bırieşme etylımı GagavuzUr dısında referandjma Ç j katılmad: • 4.3 nnlyon. toptam oytarın % 1.5ı l k Tutûn. şvap. stbteter GÛRCİSTAH Bağımsıztıkçılar çoğunlukta. nûkümet bağımsızl^ı ıpn bir geoş dönemı ilan ett Güney Osetya dışında referanduma natılmadı, 31 martta genel referandum, 5 4 mılvon toplam nufusun 1 9b Sâ'jp jıda maddele'ı ctomobı İERMENİSTAM Reteranduma katılmadı. 21 eylûlde genel reterandum 3 3 mılyon toplam nûfusun % Ağır sanayı kımya. tekstıl t Bellı baslı siyasal eOılımler Referandum konusundakı tavır Nüfus Belfi başlı ûrünief BEYA2 MSYA { Moskova Kıe'v\ MOUAVVA RUSYA YJIA lâorece bağımsızlıkcı çojunluk. etkılı bir komunıst partısı Ukrayna nın batısında gûçlü bir Bdgımsızıık eğıbmı görûhjyor | Referanduma katıldı. evet % 75 ] 52 rmlyon. toplamnütusun %ie« C«hk. demtr. komûr makıneler.! ve aletler. gıOa maddelerı | KIRHZİSTAN Komunıstıer coğunlukta Referanduma katıMı 3 mılyon. toplam nûfusun ' 2 5 i Petrol. doğal gaz. kımya. RttSYA Radîkaller Rusya Cumhunyetı ıcın daha cok bağımsızlık ıstıyortar Referanduma katıldı 147 4 milyon. toplam nûfusun % 51 4'ü Petrol. Ooûal gaz. sanayı KAZAKİSTAN Çoğunluktakı komunıstıer . etononvk retormlara baştadılar. Referanduma katıldı evet % 54 16 2 nnlyon, toplam nûfusun 5 8 ı Petrol. demır. celık AZEMAYCAN Coğunkık bağımsıAkçı. ancak komünıstler bir ölçûde etkılı olmaya devam edıyortar r ~ j Referanduma katıldı A 7 mılyon toplam nûfusun \ % 2 5'ı I İ B Petrol. doğal gaz kımya TÜIUMENrSTAN <û> Komunıstıer coğunlukta. wJ> Referanduma katıldı. evet % f _ l 90 A 3 5 mıtyon. T 15"t toplam nûfusun % tuz TACİKİSTAN t Komunıstıer egemen Refeıanduma katıldı. evet % 962 5 1 mılyon. toplam nüfusun % 1 8 . Tekstıl. halı, gıoa maddelerı ÖZBCKİSTAN Komünıstler çoğunlukta Referanduma katıMı. evet % 73 19 9 mılyon. toplam nüfusun % 6.9 u Pamu«. gaz KAYNAK. LIBERATION Özal: Irak'a kanşmayın Azerbaycan'da artık ateşli bağımsızjık nutukları atılmıyor. Siyasal kaynaşma azaldı Gorbfye> Müslümanlar salıip çıkıyor SSCB'de geçen hafta yapılan referandum, Baltık ve Batı cumhuriyetleri aksine Azerbaycan'dan Kazakistan'a kadar Türk Müslüman cumhuriyetler tarafından desteklendi Dış Haberler Servisi — Azer- baycan'ı bir yıl kadar önce aya- ğa kaldıran 'kanlı ocak'ın hava- sı dağıldı. Fransa'da yayımla- nan Liberation gazetesinin bil- dirdiğine göre artık Azerbay- can'da ateşli bağımsızlık nutuk- ları atılmıyor, siyasi oftam fo- kur fokur kaynamıyor. Buna karşılık Brejnev dönemini geri- de bırakan yerel Komünist Par- tisi duruma hâkim olmak için çabalarını yoğunlaştırdı. Resmi olarak olağanüstü ön- lemler Azerbaycan'da hâlâ yü- rürlükte. Zırhlı araçlar Ruslann varlığını hatırlatmak istercesine, ara sıra Bakü sokaklarında "ar- zı endam' ediyorlar. Azerbaycan Parlamentosu, bir iki dalgalanmadan sonra cumhuriyetin Gorbaçov refe- randumuna katılmasını karar- laştırdı. Geçmişte bağımsızlık yanlısı bir tavır alan üst düzey- deki bir Azeri yetkili şunları söylüyor. "Bakın, burası Baltık degil, SSCB'den ayrılmanın hem ekonomik hem de siyasal alanda iatihar anlamına gelece- gini anladık. Evet, İran'da 20 milyon, burada ise 8 milyon Azeri yaşıyor, buna bakıp radi- kal tsiamcı İslam C umhuriyeti'- ne rni baglanalım? Evet, biz Türk soyundan geliyoruz. An- cak Türkiye Körfez savaşı sıra- sında ABD'ye ne kadar bagım- lı oldugunu gosterdi. Bir lokma bağımsızlığı, lumuyle bağımlüık için feda mı edelim?" Yerel parti şefi Ayaz Mutta- libov bu yüzden politikalarını kabul ettirmede fazla güçlük çekmedi. Yine de 360 uyeli par- lamentonun görüş birliğine ulaşması ve halka referanduma katılma çağrısı yapması için 5 gün tartışması gerekti. Bağım- sızlıkçı azınlık sesini fazla duyu- ramadı. 'Demokratik Blok'a bağlı 31 milletvekili önce otu- rumiarı boykot etti, sonra açlık grevi tehdidinde bulundu. 'Blok'un çekirdek gücü Halk Cephesi içindeki anlaşmazlıkiar, bir başka seçenek önermesini engelledi. Birçok kaynağa gore Azer- baycan'ın Gorbaçov'un refe- randumunu benimsemesi, Kremlin'in Yukarı- Karabağ'daki Azeri-Ermeni ça- tışmasını bir an önce çözmeye çalışacağını resmen ilan edişin- den sonra hızlandı. İki cumhu- riyet arasındaki görüşmelerin Moskova'nın himayesinde baş- ladığı bildiriliyor. Ancak Yukarı Karabağ'da etnik çatışmalar günlük yaşamın bir parçası ola- rak sürüp gidiyor. Bakülü bir kamyon şoförü, bir hafta önce kolunu delip geçen Ermeni kur- şununu gösteriyor ve Ermeni ge- rillalarının mevzilerini pekiştir- diklerini söylüyor. Ermenistan da gelecek eylül ayında kendi re- ferandumunu yapacak. Refe- randumun başlıca sorusu şu ola- cak: "SSCB çerçevesi dışında egemen bir Ermenistan Cumhu- riveti isıiyor musunuz?" Sözün kısası, 17 mart refe- randumundan sonra Azerbay- can, Kafkasya'daki Gürcü ve Ermeni komşularından kopa- rak, Orta Asya Müslüman cum- huriyetlerine yaklaştı. Gerçek- ten de Kazakistan'dan Tacikis- tan'a kadar Müslüman cumhu- riyetler referanduma sahip çık- tılar. Kırgızistan'ın yeni devlet başkanı Askar Akayev bir Taş- kent gazetesine verdiği demeç- te, "Açıkça birlikten yanayım, ancak cumhuriyellerin haklan- na saygtlı bir cumhuriyetten" dedi. Müttefıklerin lrak bombardı- manından irkilen Müslüman cumhuriyetleri, şaşkınhğı henüz üzerlerinden atamadılar. Taş- kentli medrese öğrencisi Tevfik Muhtarov, "Amerikalılar, Türkiye'ye ve Suudi Arabis- tan'a yerleşti, eğer Birlik'ten ay- rılırsak, bizi bir lokmada yutuverirler" diyor. WASHINGTON (Cumburi- yet) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Irak'ın içişlerine kimsenin kanşmaması gerektiğini belirte- -.ek, "Kimse karışmazsa Iraklı- lar kendileri için en iyiyi bula- caklar. Ama birisi müdahale et- meye kalkarsa bu dogru olmaz. Kimsenin buna hakkı yoktur" dedi. Özal, hükümet değişikliği- ne karşın Irak'ta kararların ger- çekte Saddam Hüseyin tarafın- dan alındığını da kaydetti ve "lrak yurttaşı olsaydtm, Sad- dam'ı tercih etmezdim" şeklin- de konuştu. ABD'deki temaslannı sürdü- ren Cumhurbaşkanı özal, dün Başbakan Yardımcısı Dan Qu- ayle'in onuruna verdiği oğle ye- meğine katıldı. Ticaret Bakanı Mochbaker da kaldığı Madison Otel'de ziyaret etti. Görüşmede, iki ülke arasındaki ticari ilişki- lerin arttınlması ve imzalanması düşünülen serbest ticaret anlaş- ması konulannın ele alındıih bil- dirildi. Özal, aynca kısa adı AFOT olan Türkiye'nin Ameri- kalı Dostlan Derneği Başkanı emekli general Fred Hanes ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti. Türk Amerikan Dernekle- ri Kurulu Başkanı Ali Ferda Se- vin ve yönetim kurulu üyeleri de Özal'ı otelinde ziyaret etti. Dernek üyelerinin, çifte va- tandaşlık ve askerlik problemle- rine ilişkin önerilerini de dinle- yen Özal bu konuda şöyle dedi: "Şimdi silahlı kuvvetler küçü- liiyor. KüçUldiigüne göre, para- lıya dönecektir. Yapmayan bir para ödeyecektir. Silahlı kuvvet- ler sayı olarak azaima\a girerse, zaten buralara gelenler dogal olarak fazla olacaktır." Cumhurbaşkanı özal dün ay- nca CNN televizyonunun "Newswaker Sunday" progra- mına katıldı. Özal yaklaşık 15 dakika süren programda, Tür- kiye'nin lrak halkına yardımcı olmaya hazır oldugunu söylsdi. Bir soru üzerine Kürt temsil- ciierle üst düzeyli Türk yetkili- lerin görüştüğünü hatırlatan Özal, şöyle devam etti: "Bunlar sınırın hemen 6te ta- rafındaki insanlar. Türkiye için- de de akrabalan var ve bunlar bizim yurttaşlarımız. Irak'ta olanlar, olumlu ya da olumsuz, bizi etkiler. O yüzden neler olup bittigini bilmek istiyoruz. Ne ya- pacaklarını bilmek istiyonız. Bu, onlara silah vereceğimiz an- lamına gelmiyor. Yalnızca insan- cri çerçevede kendilerine yardım edebiliriz." Bir başka soru üzerine, BM Güvenlik Konseyi'nden izin çık- tığı zaman Türkiye'nin, Kürtler, Türkler ve Araplar dahil, bütün lrak yuntaşlanna yardıma hazır oldugunu belirten Cumhurbaş- kanı Turgut Özal, Türkiye'nin Kızılay aracılığıyla Irak'a buğ- day ve un yollaması için hazır- lıklara başlanmasını istediğini bildirdi. Özal, sunucunun, "Bu du- rumda bölgedeki istikrar bozul- muyor mu? Suriye güçlenmiyor mu?" sorusu üzerine, "Irak'ın içişlerine kimse kanşmazsa, Iraklılar kendileri için en iyiyi bulacaklar. Ama birisi müdaha- Cumhurbaşkanı Özal, "Kimse karışmazsa Iraklılar kendileri için en iyiyi bulacaklardır. Biz, Irak'ın içişlerine karışmıyoruz, Suriye veİran'adabunu tavsiye ediyoruz" dedi. le etmeye kalkarsa, bu dogru oi- maz. Kimsenin buna hakkı yok- tur. Tek istisna insancıl yardım- dır. Biz içişlerine kanşmıyonız. Suriye ve İran'a da bunu tavsiye ediyonız" diye konuştu. Özal, dün öğleden sonra dü- zenlediği basın toplantısında da Kıbrıs konusundakı bir soruya, "Kıbns konusunu o kadar çok konuşmadık. Geri adım atama- yacagımız bazı noktalar var. BM'nin 649 sayılı karan ve Türkiye'nin garantisi gibi. Bun- lar üzerinde bir şey veremeyiz" dedi. Özal, Camp David'de Bush'a "Saddam'm gitmesini is- tiyor musunuz" diye sorduğunu, ABD Başkanı'mn buna "Evet" yanıtını verdiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı özal, anaya- sa değişikliği konusunda ise bir referandumun söz konusu olma- dığını belirtti ve "Partilerin üze- rinde anlaştıgı kadan gecer" dedi. lrak Demokratik Reform Hareketi lideri Kuba'mn Cumhuriyet'e demeci: J^OSKOTAS SKANDALI Irak'ta demokrasi kurulmalıdır Papandreu aklanma yolundaFATİH M. YILMAZ lrak Devlet Başkanı Saddam Hüse- yin'in demokratik reformlar vaadi ülke- deki muhalefet tarafından inandıncı bu- lunmuyor. Son olarak lrak yönetiminde yapılan değişiklikler de muhalefet lider- leri tarafından "göz boyama" olarak ni- telendirildi. Mülkiyeliler Biriigi ile Helsinki Yurt- taşiar Meclisi Türkiye Ulusal Girişim Komitesi'nin ortaklaşa düzeniediği "Or- tadogu'da Barış Süreci" konulu toplan- tıda, önceki gün ve dün, Filistin, Kün- ler İslamiyet ve Hıristiyanhğın hangi noktalarda uzlaşabileceği konuları tar- tışıldı. Batı ülkeleri ile Ortadoğu'dan 17 yabancı konuşmacının katıldığı konfe- ransta, Filistin sorununun bir an önce çözümlenmesi, Kürtlerin ulusal kimlik- lerini kazanması konularında konuşma- cılar görüşbirliğine vardılar. Konferansın cumartesi günü yapılan ilk bölümünde, Ortadoğu'daki çatışma kaynaklan üzerinde duruldu. Murat Bel- ge'nin de konuşmacı olarak katıldığı Konferansın ilk günkü bölümünde, Arap -İsrail anlaşmazlığı ve çözüm yolları ko- nusunda konuşmacılar çeşitli görüşler savundular. Konferansın ikinci gününde de özel- likle İslamiyet ile Hıristiyanlığı uzlaştır- ma çabaları tartışıldı. Hollandalı konuş- macı Mient Jan Faber, Batı dünyasının, fslamiyetin yakınmalarını tam olarak kavrayamadığını belirtti. Filistin adına konteransa katılan Nabile Hespanidly ise köktenci İslamcı akımların, Filistin da- vasına zarar verdiğini öne sürdü. Konferans nedeni ile Türkiye'ye gelen "lrak Demokratik Reform Hareketi" li- derlerinden Laith Kubba ile yaptığımız söyleşi şöyle: — Demokratik Reform Hareketi'nin Irak'la ilgili bakış açısını anlatır mısınız? KUBBA— Biz, 1988 yılında Irak'ta çe- şitli muhalefet hareketlerinin bir araya gelmesiyle bu grubu oluşturduk. De- mokratik Reform hareketi, Saddam'ın aşırı baskısı nedeniyle yurtdışına kaçma- yı başaranlar tarafından sürgünde kurul- du. Londra merkezli hareket, Irak'ta de- mokrasinin tam olarak yerleştirilmesini — Kürt ve Şii gnıplarla iUşkileriniz ne düzeyde? KUBBA— Bu gruplar, etnik ve dini bir özellik gösteriyor. Ben, Irak'ta 1986 yılına kadar Şii gruplann içinde yeraltı faaliyetlerinde bulundum. Ne istedikle- rini çok iyi biliyorum. Ancak, Kürt ve Şiilerin kendi özgürlüklerini kazanma- sı, Irak'ın parçalanmasını beraberinde getirir. Bizim programımızda, ülkedeki tüm etnik, dini, politik gruplann katılı- mıyla Batı tipi bir demokrasi kurulması öngörülmektedir. — Kürt liderlerinden Talabani, iilke- ye döniış çağnsı yaptı ve kendisinin, Ku- Lakh Kubba Saddam Hüseyin'in işbaşından uzaklaştınlması yeterli değildir. ABD şu anda yalnızca Saddam'ın işbaşından gitmesinin yeterli olacağını sanıyor. Kürt ve Şiilerin kendi özerkliklerini kazanması Irak'ın parçalanmasını beraberinde getirir. savunuyor. Amacımız yalnızca Saddam Hüseyin'in işbaşından uzaklaştınlması değil, Irak'ın yönetim yapısının değişti- rilmesini istiyoruz. — Bu nasıl bir değişiklik olacak? KUBBA— Şu anda, Irak'taki yönetim tam bir askeri diktatörlüktür. Saddam Hüseyin başta olsun olmasın, BAAS Partisi, her türlü durumda diktatörlüğü- nü sürdürecektir. Biz, işte bu noktada, ülkedeki çeşitli muhalefet gruplarıyla ay- nlıyoru/. Saddam Hüseyin'in işbaşından uzaklaştırılmasının yeterli olmayacağını söylüyoruz. zey Irak'tan ayaklanmayı yöneleceğini söyledi... KUBBA— Bu durumu izliyoruz. Bi- zim hareketimiz özellikle tek lidersiz bir hareket ve Irak'taki orta kesim insanla- ra dayamyor. Bu kesim, şu an Saddam yönetimi tarafından korkunç bir ba?kı altında. Bu nedenle seslerini çıkaramı- yor. — Saddam Hüseyin'in reform vaadi- ni ve hükümette yapılan son degişiklik- leri nasıl değerlendiriyorsunuz? KUBBA— Saddam Hüseyin, savaş sonrasında ülke yönetimini elinde tuta- bilmeye uğraşıyor. Karşısındaki muaz- zam güce bir tepki gösteremeyen Sad- dam, şimdi muhalefeti ezmeye çalışıyor ve bir yandan da reform vaadi ile ABD'- ye, "Ben yavaş yavaş demokrasiyi yerleştirecegim" mesajını vermeye çalı- şıyor. ABD, şu ana kadar olan tutumun- da, yalnızca Saddam Hüseyin'in işbaşın- dan gitmesini isteyen bir tutum izliyor. Ben şimdi soruyorum, Saddam gidip ye- rine şu anki Başbakan Sadun Hamma- di gelse ne değişecek. Tabii ki, hiçbir şey. — Diyelim ki istekleriniz gerçekleşti. Ülkede demokrasi riizgârlan esiyor. lrak muhalefet gnıplannın kendi aralannda bile anlaşamadıgı kesin olarak olmasa bile Beyrut'ta ortaya çıktı. Nasıl bir ik- tidar paylaşımı düşünüyorsunuz? KUBBA— Bizim isteklerimiz 1989 yı- lında Irak'ta reform paketi olarak adlan- dırılan ve lrak Kürdistan Yurtsever Bir- liği lideri Celal Talabani tarafından da imzalanan belgede vardır. • Bu belge, Irak'ın askeri dikkatörlükten kurtanlma- sını ve bir koalisyon hükümeti oluşturul- masını içerir. Biz, Irak'ın toprak bütün- lüğünün kesinlikle bozulmasından yana değiliz. Bu nedenle lrak içinde herkes gü- cü oranında bu yönetimde yer almalıdır diyoruz. — Grubunuzun, Batılı ulkeler tarafın- dan desteklendigi süvlenebilir mi? KUBBA— Yardımcı olanlar var. An- cak, bunu, Demokratik Reform Hareketi bir ülkenin kuklası şeklinde algılama- mak lazım. Batı tipi demokrasi isteyen herkesle aynı düşüncedeyiz ve bunlarla temas kurmamamız da gayet normaldir. STELYO BERBERAKİS ATl.NA— Yunanistan'ın en yüksek yargı organı Özel Mah- keme'de süren Koskotas skan- dallarıyla ilgili duruşma 10. gü- nüne girdi. Kanun kaçağı ban- kacı Yeorgios Koskotas'ın sahi- bi olduğu Girit Bankası'nda ya- pılan yolsuzluklardan ötürü suç- lanan eski başbakan Andreas Papandreu ve PASOK hüküme- tinin üç eski bakanı hakkında hazırlanan iddianameler görü- Ulürken bir dizi yeni veriler or- taya çıktı. Bunlardan biri Pa- pandreu'nun 'suçsuzlugunu' ka- nıtlayacak kadar 'önemli' olarak niteleniyor. Girit Bankası'ndaki yolsuzlukları bir yıl boyunca araştıran yediemin (güvenilir ki- şi) Yannis Kamaras, 'tanık' ola- rak davet edildiği duruşmada Papandreu'nun Girit Bankası'n- dan 'kalp ameliy-atının giderleri için 250 bin mark aldıgı' yolun- daki suçlamanın 'tutarsız' oldu- gunu söyledi. Kamaras, yaptığı araştırmalardan Girit Bankası'n- dan çıkan paranın 2S0 bin de- ğil 650 bin Alman Markı oldu- gunu, ancak bunun işadamı Ye- orgios Luvaris tarafından tngil- tere'de bir ev satın almak için kullanıldığını açıkladı. Yaptığı araştırmalardan, Luvaris'in bu PAPANDREU - tddialar geçersiz parayı Papandreu'ya vermediği- nin anlaşıldığından söz eden Ka- maras, böylece Papandreu'nun Koskotas'tan 250 bin mark iüş- vet aldıgı' yolundaki suçlamayı önemli derecede çürütmüş oldu. Kamaras'ın bu açıklaması, özel Mahkeme Başkanı Vasilis Kokkinos kadar iddianameyi hazırlayan Yeni Demokrasi Par- tisi ve SINASPISMOS'un üç milletvekilinde de şaşkınlık ya- rattı. Başkan Kokkinos "Peki bunu bildiğiniz halde nicin id- dianame hazırianırken söyleme- diniz" sorusunu yöneltince Ka- maras, "Tüm sorumlulugu ost- leniyorum. Bunu öğrendigim zaman araştırmalanmı henüz tamamlamamıştım" yanıtını verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle