Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 MART 1991
laşasın tiyatro
• Kültiir Servisi — Tiyatro Yapımcılan Derneği
tarafından düzenlenen "Yaşasın Tiyatro" başlıklı gece
dün Ataturk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Engin
Cezzar'ın "Kabare" muzikalinden "Hoşgeldiniz" adh
parçasıyla açtığı gecenin sunuculuğunu Haldun Dormen
ve Derya Baykal ustlendiler. Maliye Bakanı Adnan
Kahveci ile tstanbui Büyükşehir Belediye Başkanı
Nurettin Sözen'in de kalıldıklan gecede tiyatrocular ve
tiyatroseverlerin yanı sıra çok sayıda işadamı da göze
çarpıyordu. Tiyatro Stüdosu, Tuncay Özinel Tiyatrosu,
Nokta Tiyatrosu, Tiyatro Ayna, Kent Oyunculan, Enis
Fosforoğlu Tiyatrosu, AST, Gönül Ülkü - Gazanfer
özcan Tiyatrosu, Ali Po>Tazoğlu Tiyatrosu, Tevfik
Gdenbe Tiyatrosu, Lale Belkıs, Nisa Serezli - Tolga
Aşkıner Tiyatrosu, Dostlar Tiyatrosu, Hadi Çaman -
Yeditepe Oyunculan, Gülriz Sunıri - Engin Cezzar
Tiyatrosu, Müjdat Gezen, Nejat Uygur Tiyatrosu, Cihat
Tamer - Ercan Yazgan Tiyatrosu, Ortaoyuncular ve
Münir özkul'un, sergiledikleri oyunlardan birer parçayla
yer aldıkları gece, tüm tiyatrocuların seslendirdiği eski
müzikallerden birkaç dizenin bir araya getirilmesiyle
oluşan "Yaşasın Tiyatro' başhkh bir potboriyle sona erdi.
(Fbtoğraf: Ibrahim Günel)
ŞİİR
Turgut Uyaranıldı
• Kültiir Servisi — Şair Turgut
Uyar Karaca Tiyatro'da
gerçekleştirilen bir dizi
ctkinlikle anıJdı. Türkiye
Yazarlar Sendikası'nca dün
düzenlenen etkinlikler
kapsamında şairin çeşitli
dönemlerine ait fotoğraflardan
oluşan bir dia gösterisi de
sunuldu. TYS'nin düzenlediği
geceye konuşmacı olarak Doğan
Hızlan, özdemir Ince ve Atilla
özkınmü katıldı. Gecede Celile
Tolon da Turgut Uyar'ın
şiirlerini okudu.
Konuşmacılardan Atilla
özkınmh, Turgut Uyar'ın bir
edebiyat tarihçisinin sözleriyle
sınırlandınlmayacak bir şair
olduğunu söyledi. özkınmlı,
Uyar için "hayatı şiirleriyle
yargıladı" dedi. Şair Özdemir
tnce de son altı yedi yıldır Türk şiirinin verdiği kayıplara
dikkat çekti. Metin Eloğlu, Edip Cansever, Turgut Uyar
ve Cemal Süreya. Bu şairleri Türk şürinin "dört büyüğü"
olarak tanımlayan İnce, kendisini yalnız hissettiğini
söyledi. (Fotoğraf: İbrahim Günel)
SİNEMA
tngiliz Akademi ÖdiiUeri
• LONDRA (AA)— tngiliz Akademi ödülleri
sahiplerini buldu. ödüllerin büyük bölümünü Amerikalı
yönetmen Martin Scorsese'in "Goodfellas" (Sıkı Dostlar)
ve Oscar ödüllü Italyan filmi "Cinema Paradiso" aldı.
Amerikan mafyasınm şiddetle örülmüş yüzünü anlatan
"Sıkı Dostlar" filmi, En lyi Film ve En lyi Senaryo
ödülü'nü alırken yönetmeni Martin Scorsese de En lyi
Yönetmen ödülü'ne layık görüldü. Geçen yılın En lyi
Yabancı Film Oscan'nın sahibi Italyan yönetmen
Guiseppe Tornatore'nin, bir sinema makinisti ile bir
çocugun ilişkilerini anlatan "Cinema Paradiso" adlı
fılmi, En lyi Aktör, En lyi Yardımcı Aktör ödüUeri dahil
beş akademi ödülü aldı. En lyi Aktris ödülü "Driving
Miss Daisy" (Bayan Daisy'nin Şoförü) adlı filmdeki
rolüyle Jessica Tandy'ye verilirken En lyi Yardımcı Aktris
ödülü'nü "Ghost" (Hayalet) adlı filmdeki rolüyle bu yıl
Oscar'a da aynı dalda aday gösterilen Whoopi Goldberg
kazandı. tngiliz aktris Deborah Kerr'e de sinema
endüstrisine yarım yüzyıllık katkılanndan dolayı özel bir
ödül verildi.
KÜLTÜR-SANAT
10. ULUSLARARAS1İSTANBUL FİLMFESTİVALİ
f
Bekle Dedim Gölgeye' festivalin yanı sıra Ankara'da gösterimde
Iki 12 arasındaki E'ler
CUMHURÎYET/7
Atıf Yılmaz'ın, Ümit
Kıvanç'ın aynı adh
romanından perdeye
aktardığı "Bekle
Dedim Gölgeye",
festivalde bugün, 22
ve 25 mart günleri
gösteriliyor. Film
ayrıca Ankara'da
Akün Sineması'nda
gösterime girdi.
ATİLLA DORSAY
Ümit Kıvanç'ın, üzüntü ve
utangaçhkla söylüyorum, henüz
okuyamadığun romanı "Bekle
Dedim Gölgeye"den Atıf Yıl-
maz'ın çıkardığı film, bu ilginç
yönetmenimizin son yıllardaki
en önemli, en çok tartışma ya-
ratacak yapıtı gibi gözüküyor.
"Berdd" gibi "koovanayonel"
bir öyküden bile sinema olarak
son kerte olgun bir film çıkaran
(ve Berlin'de alçakgönüllü, ama
çok değerli bir C.I.K.A.E. Sa-
nat ve Deney Sinemalan Fede-
rasyonu ödülü alan) Yılmaz, bu
kez çok daha yenilikçi, "mo-
dera" bir sinema örnegiyle ge-
liyor karşımıza...
"Bekle Dedim Goigeye'nin
temel özelliği sanırım bir
"sahte-gerüim" filmi olması.
Başta işlenen bir cinayet ve ka-
tilin (en azından katil gözüken
genç adamın) filmin ortalanna
doğru beliren yazgısı, füme gö-
rünürde bir geriüm, bir polisi-
ye filminin havasım taşıyor. Ne
var ki Umit Kıvanç'ı da Aüf
Yılmaz'ı da ilgilendiren bir po-
lisiye entrikanm, bir "Kttil
Idm" sorusunun çekiciliği değil.
Yazar, ashnda bir "12 Eylöl
romanı" yazmış. Daha doğru-
sıı, tüm 12 Eylüllerin romanı ol-
maya soyunmuş bir yapıt orta-
ya koymuş.
Romanın/filmin karşımıza ge-
tirdikleri, yazann sanırım çok
özel bir seçiminin sonucu olarak
hepsinin de adı E harfiyle baş-
OYUNCULAR ÇOK IYİ — "Bekle Dedim Gölgeye"de Aytaç Arman (yukanda), Haie Soygazi
ve biitün oyuncular çok iyi bir oyrin çıkanyorlar. Senaryosunu Banş Pirhasania Ümit Kıvanç'ın
yazdıklan filmin görunlu yönetmeni Orhan Oguz. Muzikteyse Ateşer'ie Tütüncü'nnn imzalan var.
layan kahramanlar: Esra, Ersin,
Erdal, Erdinç... Sinemamızda
az görühnüş (daha doğrusu hiç
görülmemiş) bir başanyla uygu-
lanmış "geriye-dönüş" yöntemi
sayesinde, bu kahramanlan fa-
kültedeki öğrencilik ve devrim-
cilik yıllanndan başlayıp baskı-
lardan, tutukluluklardan, işken-
celerden, bozgun ve çöküşlerden
sonra gelip saplandıklan "şim-
diki zaman"da tanıyoruz. Yani
1970 başlanndan 12 Eylül son-
rasına (demek ki 1983-84'lere)
dek uzanan bir zaman dilimi
içinde...
Bu arada, hepsi de dönemin
politik olaylanna yakından ka-
nsan, çeşitli eylemlere katılan
kahramanlarımızdan Erdinç,
yıllar gecip yeniden özgürlüğe
kavuştuktan sonra bir zamanlar
fakülteden tanıdığa insanlann
başına gelenleri soruşturuyor,
Erdal'ın öldürulmesini, Ersin'-
in uyuştunıcu bağımhsı bir en-
kaz haline gelmesini, Esra'nın
ortalardan kaybolmasını izliyor.
Ersin'i ancak acıldı sonuna ta-
nık olmak için bulacak, Esra'-
yı bulduğunda ise genç kadının
ancak yıkıntısıyla karşılaşa-
cakör...
Evet, "Bekle Dedim Gölge-
ye", bir çöküşün, bir yıkılışın,
bir bozgunun öyküsü... Kişisel
planda bir bozgun değil bu kuş-
kusuz... 12'lerin arasına tüm bir
yazgısını sıkıştırmış, 12 Mart'-
tan 12 Eylül'e, toplumumuzu
hallaç pamuğu gibi atan, iç den-
gesizliklerden, rayma oturtula-
mamış demokratikleşme çabala-
nndan, çeşitli "dıs mihrak-
lar"ın katkılanna dek uzanan
bir etkenler yelpazesiyle yaşa-
nan askeri darbelerin, çelişkile-
rin, çatışmalann, düşmanlıkla-
nn, kişisel ve toplu kıyımlann
pençesinde, rüzgârlann önüne
düşmüş yapraklar gibi savrulan
bir (birkaç) kuşağm öyküsü. Bu
açıdan, sinemamızın genel ka-
lıplarını, klişelerini bu noktada
(da) kıran ve bireyscl yazgılar-
da, kuşaksal, giderek toplumsal
yazgılan özetlemesini bilen bir
yapısı var filmin...
Filmin (belki de romanın) ki-
şilikleri, klasik psikoloji ile ça-
hşılıruş, bizlere çeşitli boyutla-
rıyla tanıtılan, "dört başı
mamur" kişiler değil. Bu açı-
dan, onlan tanımamız, onlara
katıhnamız, onlarla özdeşleşme-
miz aslında kolay olmuyor. (Söz
konusu kuşaklar, özellikle ben-
zer olaylann dramını kişisel
planda yaşamış olanlar sanı-
nm bunu daha kolayca başara-
bilecekler). Ancak bu "yadırga-
balık", bu "yabancılaşfjnna",
filmin sonuç olarak "modern"
yamnı daha iyi pekiştiriyor, fil-
min ve olaylar örgüsünün, gö-
rüünüş, ahşılmış bir melodram
(siyasal çağnşımlı da olsa bir
melodram) kalıplanna dökül-
mesini engelliyor. Bu açıdan,
Banş Pirhasan / Ümit Kıvanç
ikilisinin senaryosu, Yılmaz'a
iyi bir malzeme veren, ekono-
mik, özgün, "modern" bir se-
naryo niteliğiyle filmin başan-
sındaki birinci etken oluyor.
Gerisi ise geliyor. Aöf Yü-
maz, Türk sinemasının en iyi
"dekupaj" ustalanndan biri ol-
duğunu bir kez daha kanıtlıyor
ve filmini özenli bir kurgula-
mayla, örnek bir "geriye-
dönüş" kullanımıyla, belirli bir
plastik çabayla anlatıyor. Oyun-
cular çok iyi. Orhan Oguz'un
görüntü çalışması da kusursuz.
Belki de filmin biraz soyut
kalan kişilikleri, Esra'nın ol-
dukça uzun monologJarı, 12
Mart'ı ve 12 Eylül'ü yaratan
toplumsal koşullann, suufsal ol-
gulann, gerideki bir "paşa"
üvey baba, onun maşası bir
oportünist avukat, birkaç kor-
kak sermayeci gibi yan kişilerle
verümesiyle yetinilmesi gibi öğe-
ler, kimilerini tedirgin edebile-
cektir. Ama ben "Bekle Dedim
Gölgeye"nin sinemamızda yapı-
lagelmiş en ilginç siyasal sinema
örneklerinden ve "12 Eylül
filmleri"nden birl olduğunu ve
bu alanda ancak "Sis"le kıyas-
lanabilecek bir düzeye eriştiği-
ni düşünüyorum. Ve "genç"
Atıf Yılmaz'ın bu "genç işi" fil-
mini kendi adıma kutluyorum.
BüGÜN ULIS
Batının Sakin Havası (12.00,18.30), Duvarlar
(15.00, 21.00)
Be>«iki AIİMB Sweetie (12.00,18.30), Bakımsız Amca (15.00,
21.30)
Beyv&a BeyuJJn: Menekşe Koyu (12.00), Ekran Âşıklan
(15.00), ölürayak (18.30), Bekle Dedim Gölgeye (21.30)
• m a a h e y Gazfc Korku Dunımu (12.00, 18.30), Cennetteki
Gölgeler* (15.00, 21.30)
Kadıköy Beks: Kurşun YıUar* (12.00), Cha Cha Cha (15.00),
Üç Yıl (18.30), Annemiz 100 Yaşında* (21.30)
u
Av"a evet, "Tavşan!'a hayır
YARIN
21.30)
EOA: Kuzin Angelica* (12.00, 18.30), Pusu* (15.00,
AtMms Tütsak Balon* (12.00, 18.30), Henry ve June
(15.00, 21.30)
mmymffm H e y « i t e Seyyar Satıcı (12.00), Iki Başlı Dev (15.00),
Sinbad (18.30), Camdan Kalp (21.30)
ftiMMİıij Gazfc Gizli Dosya (1200, 18.30), Ariel* (15.00, 21.30)
Kadddiy I M K Ytlın Kahramanı (12.00), lntikam Vakti* (15.00),
Besle Kargayı* (18.30), llle de Iskenderiye (21.30)
* kanü oUn fflnder dektnmik Türkçe t&tyazıylM gösterfliyor.
Kültür Servisi — "Belki de
çok iyimserim. Filmimi bir kisi
izlese bu beni mutlu eder. Ama
prodüktörler böyle düşünmü-
yor" diyor lspanyol yönetmen
Carlos Saura. Dün basınla bir
araya gelen Saura, her şeye geç
geldiği gibi sinemaya da geç gel-
diğini aktarıyor. Yönetmen,
"fstanbul'a da geç kaldım ama
işte buradayım" diyor.
Saura, uzun yıllar "izleyici"
kaldıktan sonra sinemacı ol-
muş. Bu süreçte bir dizi "görün-
tü silsileleri"ni aşması gerekmiş.
Franco'nun öldüğü gece Mad-
rid sokaklarında patlayan şam-
panyalann sesinden başka bir
şey duyulmadığını söyleyen Sa-
ura, Franco dönemi lspanyol si-
nemasının kendisini
"büyülemediğini" aktarıyor.
lspanyol yönetmenin filmle-
ri yaşarmri akışına göre değişi-
yor. Saura, Franco rejiminin
"koyu baskıcı" yönetimi altın-
da bile istediği filmleri yapmış.
Belleğinde Franco yönetiminin
uyguladığı sansür uygulamala-
nndan kalan net bir anı "Av"
filmiyle ilgili. Saura'mn bu fil-
minde yer alan başlıklardan bi-
ri "Tavşan Avı" olarak geçmiş.
Sansür kurulu "Av"a evet,
"Tavşan"a hayır demiş. Sau-
ra'nm aktardığına göre Ispan-
ya'da tavşan dişilik sembolü,
pornografık bir öğe olduğundan
sansürcüler rahatsız olmuşlar.
Film öykülerinde detaylara
inen Saura, teknik açıdan titiz
bir yönetmen. Saura, "Filmle-
rimdeki ana tema geçmişin, bu-
gün üzerindeki etkisi üzerine
kurulu. Anlattığım geçmiş aslın-
da gerçek değil uydurulmuş'
bir geçmiş" diyor. "BasiUik"
Saura'nin yorumunda, "zor so-
runlan basitçe çözümlemekle"
bağlantıh bir tanım ve Kuzin
Angelica "basit" bir film, aynı
zamanda bugüne yansıyan "uy-
durulmuş" geçmişe örnek bir
model.
Uzun konuşmaktan hoşlanan
Saura bugünlerde lspanyol tele-
vizyonu için Borges'in bir hikâ-
yesini uyarhyor, Goya üzerine
bir filmin de hazırhklan içinde.
Saura'mn, oyunculan ile "si-
hirli bir ilişkisi var. Yönetmen,
"En duygusal ve kınlgan aktör-
ler en iyi aktörlerdir. Bu insan-
lan kıncı olmadan yönlendir-
mek gerek" diyor.
MEVZUATTAKI
Karamanilerin sergisi Çanakkale
Sanat Galerisi'nde
Seramikte 33 yıl
SON DEGIŞIKLIKLERI
BİLİYOR MUSUNUZ?
Lebib Yalkın Yayımlan, 37 yıldır mevzuatı izler.
Değişen yapraklar sisfemiyle, her mevzuatın yürürlükte kalmasını,
işlerin aksamamasını sağlar.
Sizin de eksik ve eski mevzuatınız varsa, hemen yenileyin.
Üstelik, Lebib Yalkın Yayımları'nın taksit veya peşin alımlarda
indirim imkânlarından yararlanın.
YAYINLARIMIZ
• VERGl MEVZUATI • İŞ HUKUKU MEVZUATI • SENDİKALAR VE TOPLU SÖZLEŞME
MEVZUATI • SOSYAL SİGORTA MEVZUATI • BAĞ-KUR MEVZUATI • BANKA VE SERMAYE
PÎYASASI MEVZUATI • TÜRK PARASININ KIYMETİNİ KORUMA (KAMBİYO) MEVZUATI
• TEŞVİK MEVZUATI • İTHALAT MEVZUATI • İHRACAT MEVZUATI • GÜMRÜK MEVZUATI
• AVRUPA TOPLULUĞU (AET) MEVZUATI • TURİZM MEVZUATI • BELEDİYE MEVZUATI
• İMAR MEVZUATI • DEVLET İHALE KANUNU VE İLGİLİ MEVZUAT
• İMALAT SANAYll MEVZUATI • KOOPERATİFLER VE TOPLU KONUT MEVZUATI
• SERBEST BÖLGELER KANUNU VE İLGtLl MEVZUAT • KAÇAKÇILIĞIN MEN VE
TAKİBİNE DAİR KANUN VE İLGİLİ MEVZUAT
Lütfen, yvr/miarmızla ilgili broşör ve sahj şarriarmı
aşoğıdaki odresime yoKayın. -
Adı, Soyadı:
Mesleği:
ijyeri ünvonı: -
Adresi :
LEBİB YALKIN YAY1MLAR1
ü v 1 ii Iv l v k i M v \ /. ıı a l "
LEBİB YALKIN YAYIMLARI VE BASIM İŞLERİ A.Ş,
BüyüUere Caddesı, Ecza Sokak (Eczocıba^ı Fabrikası yon sokoğı) ı
No:6, SolterHonKaH.Gültepe 80640 • islanbul ,
Tel:179 67 50(8Ha»)Fcıx: 178 90 64 L*
AHU ANTMEN
tki isim var seramik ile özdeş,
Ayfer ve Sabit Karamani...
Otellerde, hastanelerde. banka-
larda; her yerde rastlamak
mümkün onlann yoğurduklan-
aa. Iki sanatçı bugünlerde 33.
yıllannı kutluyorlar. Seramikte
33 yıl...
Bu nedenle Çanakkale Sanat
Galerisi'nde açtıkları serginin
adı da bu: "Seramikte 33 Yd".
Yülarca her türlü temayı yoğur-
dular çamura. Bu son serğilerin-
de ise Ayfer Karamani antik
çerçeveler içinde güncel yorumu
yakalamaya çahşıyor, zamanın
birikimiyle hazırladıgı çerçeve-
lerin içine kendi yaratıcılığmın
yan soyut insanlarmı yerleştiri-
yor. Sabit Karamani ise
'tekerlek' üzerinde duru-
yor:"lnsanlıgın en güzel bulu-
şn, formlann kusursuz sembo-
lü, matematigin, evrenin, son-
suzluğun simgesi daire..."
1957'de Istanbul Devlet Gü-
zel Sanatlar Akademisi'nin tek-
stil ve seramik bölümlerini biti-
ren Ayfer Karamani, "O gün
bngündür elimde çamur, fınnın
ısısını gödevip sıriaria kucakla-
şıp bir şeyler yaratma sevincini
yaşıyorum" diyor. Ilk sergisini
1954'te açan sanatçı, 1%2'de
katıldığı Prag'daki seramik ser-
gisinde gümüş madalya almıştı.
Birçok yurtiçi serginin yanı sı-
ra yurtdışında ilk kişisel sergi-
sini 1985'te Paris Adalet Sara-
yı Galerisi'nde açan sanatçı,
1987'de de Avignon'da bir kar-
ma sergiye çagnhmştı.
Sabit Karamarli de yine aynı
yıllarda başlamış seramik ile il-
gilenmeye. önceleri elektronik
çalışmalan arasında amatör fo-
toğrafçıhk yapan sanatçı, Ayfer
Karamani'nin Akademi'den
mezun olduğu yıllarda seramik
sın araştırmalanna başlamış.
Ayfer Karamani-
'Aşk'ı yoğurayor.
Seramik, Karamanilerin bir-
likteliklerini pekiştirmiş belki,
ama ashnda çalışma tarzlan,
"olaya" yaklaşım biçimleri ta-
mamen farkh. Urettiklerinde de
açıkça görülüyor bu. "Sadece
aynı atölyede çalışıyoruz" diyor
Ayfer Karamani ve anlatıyor:
"Kişilik yapunız, dolajTSiyla ça-
lışma tarzımız yüzde yüz fark-
lı. Sabit'in yogurdugu çamura
ben kullanmam. Ona herhangi
bir fikir vermem. Birbirimizi
nnutarak çalışıyoruz."
Ayfer Karamani hep daha
duygusal. Daha "içten gderek"
çahşıyor. Sabit Karamani ise es-
kiz çıkartmadan çalışmayan, ça-
muru eline ahnadan uzun bir
düşünme süreci geçiren biri.
Seçtikleri temalar da birbirinden
oldukça farkh. Ayfer Karama-
ni uzun yıllardır "aşk" teması-
nı yoğuruyor.
Costner'a ödül
• NEW YORK (AA) —
"Kurtlarla Dans" adh film
ile yönetmenliğe baslayan
Kevin Costner, "Amerikan
Yönetmenler Loncası"
ödülünu kazandı. ödül,
Costner'e Beverly Hills'te
düzenlenen törenle verildi.
Kızılderililer arasında
yaşayan bir Amerikan
süvarisinin öyküsünü
anlatan fiimde Costner
aynca başrolde oynuyor.
Odüle aday gösterilen diğer
yönetmenler arasında
"Baba-3" filminin
yönetmeni, sinema ustası
Francis Ford Coppola da
bulunuyordu.
China
Band'dan
• Kültür Servisi— Şehir
Tiyatrolan'nın kültür
etkinlikleri kapsamında
bugün saat 16.00'da
Harbiye Muhsin
Ertuğrul'da bir pop-rock
konseri yer alıyor. 1987
yılında kurulan, Hakan
özer (keyboard), Cem
özkan (bas), Tuncer Tünceli
(gitar), Yusuf Tunceli
(davul) ve ömer
Ahunbay'dan (vokal)
oluşan The China Band
adlı topluluk, new wave,
pop-rock türünde müzik
yapıyor ve kendi bestelerini
seslendiriyor.
W
^ n Çizenler"
sergi-söyleşisi
• Kültür Servisi—
Çemberlitaş Basın
Müzesi'nde bugün
karikatür konulu bir söyleşi
ile "Yan Çizenler" başlıklı
serginin açılışı yer alıyor.
Saat 16.00'da yapılacak
"Karikatür Neden Çizilir?"
konuiu söyleşiye psikolog
Mahpeyker Koçgündüz,
Vasfı Rıza Zobu ve Nedret
Selçuker katılıyorlar.
Söyleşinin ardından
açılacak olan sergi ise
karikatürle ilgisi olmayan
çeşitli ünlü isimlerin
çizgilerinden oluşuyor.
Festivalde
'Menekşe Koyu*
• Kültür Servisi—
Yaşar Kemal'in "Ağır
Akan Su" adlı
öyküsünden Barbro
Karabuda'nın uyarlayıp
yönettiği, başrollerini
Turkân Şoray ile Isveçli
oyuncu Sven Wollter'in
üstlendikleri "Menekşe
Koyu" adh film ilk kez
Uluslararası tstanbui
Film Festivali
kapsamında bugün saat
12.00'de Beyoglu
Sineması'nda
gösterilecek. Türk-lsveç
ortak yapımı olarak
gerçekleşen film, küçük
ve içine kapalı bir
balıkçı köyîlne bir gün
uzaklardan çıkıp gelen bir
bahkçınm, Kerem Usta'nın
öyküsünü anlatıyor.
BUGÜN
• Karakoç sergisi Fevzi
Karakoç'un yeni resim
sergisi saat 16.00'da Tem
Sanat Galerisi'nde açılıyor.
• Türk müziği Ruhi
Ayangil yönetimindeki Türk
Müziği Örkestra ve Korosu,
saat 2O.3O'da Kadıköy Halk
Eğitim Merkezi'nde bir
konser veriyor.
bugün
bilsak
19 MART SALI:
19.00PekModemJazz2:
"19501erdcJohnColirane,
Miles Davis Dışı
Gelişmeler: Omeite Collcman"
Düzenleyen: Taner ÇELENSU
19.00 Sanat Escrinin Anlamı,
Yorumu, Dcğcrlendirilmesi:
"Soyut Sanat: Kandınski,
Mondrian, Maleviç, Klee"
Erol COŞKUNER
Ta'i Chi Chu'an Hareketli
Medilasjon
tlhan GUNGÖREN
(Her Sa. 14.00-20.00)
Cafe-Foyer-Bar(Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar(5.Kat)
15.00-18.00 HeavyMetal
18.00-24.00 Rock
21.30 Erkin KORAY
\
i
bilsak, sırasclvilcr cad.,
soğancı sok. 7 cihangir
143 28 79-99