18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı CumhunveE Matbaacılık \c Gazetecılık Turk \nonım Şırkelı adına Nntar Nadı 0 Gcnel >a>ın Muduru Huan OmaJ, Muessesi Mudüru Eııuoc Isakbgil. Yazı Işlerı Muduru Otuv Contnsin. 0 Haber Mcrkcn Muduru Yalçııı Ba>«r, Savfa Duzenı lönetmem Alı \car 0 Temsıtcıler ANkARA Ahroel Tı». [ZM1R Hıkmct (,ftiı>k«r». ADANA ÇMin \igtnoftla n. kut^r Cctal L«wr •.MalİLnllr I K M I I I I . <n KonHua 0 Malı 0 f. Va\tnla- Iktım! OMır Çdia 0 B.lg: 'tlcn Nail laal 0 Pırvjntl §«r Boosanotla k Poimka Crial B»j*Mf* Ds} Haberta Lf»a lakx Eitonoıru Ccatu TartM. 1> Sen«hia Şakna tc Isıaabui HaberlCT. baal Katak. Ejıum G«acw Şaylaa. Yun Hıbtrkr VM*I DOP*. Spor Daıutmam Dv, Yiiılar l m > (ılglu. Aıısını ŞaaM Alfn. Dmcum AM*> TUKI # k.ı»rdıımc Uler trol tfitvt 0 Muha*t<e •afcal teatr 0 Bm*e PlanUma. S«*ıi O»Mab«*cotlı # Rfiklam Hulvt 4k>ol 0 Idar* Henta Gaıw U fröNJi Kuruiu Ba$kan \a*r Vadl Ok«ı A k K Yalpa Ba*r Hasaa Ceaal HıkaMl Çrtıakaya. 04.1» Ma Ita . Alı Slnata. Akarl laa Saa» ve KtfOA Cumhunytf Matbaacılık v* Ga«Wcıbk TA Ş. Tttrkocagı Cad 39/41 34134 I» Pk 246 Istanbui Tcl 512 05 05 (30 hall Tcle» 22246. F u (I) 526 60 72 0 Bumlar- Aakaıa. ?>>a GOkaip Blv Inkuap S. No 19y4. Tcl 133 II 41-47. Teta. 42344. Fax (4) 133 0' 6' 0 lıa»r H Zıya Blv 13(2 S 2.3 Tel 13 12 30. TdO- 5J3S» Fax (51} I» 53 «0 : InOıü Cad 119 S No I Kjlt I Td 19 37 52 (4 haı) T«fe» 62155. F u (7|) 19 23 71 TAKVİM: 19 MART 1991 Imsak: 4.38 Güneş: 6.02 öğle: 12.17 Ikindi: 15.40 Akşam: 18.21 Yatsı: 19.41 Plastik vemetal olan su, temizlik maddesi kutulan geri toplanacak Çevre için depozito Paris'te diızenlenen defılede Karl Lagcrfeld'in hazırladıgı giysi ilgi topladı. (Fotograf: AFP) Paris modası 'uçtu'Haber Merkezi— Paris'te, 1991-92 sonbahar-kış modası için deflleler surerken izleyiciler mankenlerin sundukları giysileri gördukçe sık sık şoka uğruyor. Son hafta defileleriyle en fazla dikkat çeken modacılar başta Chanel olmak uzere Valentino, Enrico Coveri, Chrisüan Lacroix, Sonia Rykiel. Bu arada Paris modasına önemli ölçüde Japon modacüann egemen olduğunu belirtmek gerek. Bir Kenzo, bir Kansai Yamomoto en çılgın giysileriyle ön plana çıkıyorlar. Ama şimdiye kadar ağır başh, çılgııüıktan uzak kreasyonlarıyla dikkatleri üzerinde toplayan Chanel'in baş stilisti Karl Lagerfeld'in bir anda çılgınlaşabileceğine hiç kimse olasılık tanımamasına karşın Lagerfeld gerçekten "uçtu". Lagerfeld'in kreasyonunu gorenler gözlerine inanamadılar. Çunku bu giyside Lagerfeld sadece şeffaf kumaştan bir "body suit" ve etekleri oluşturan kalın zincirler kullanmıştı. Sıra, disc korsanlığına geldî Dış Haberler Servisi — Ka- set korsanlığından sonra şim- di de "dîsc" korsanhğı türedi. Alraanya'daki çeşitli plak- kaset yapımcı şirketleri, arala- rında Prince ve Rolling Sto- nes'un da bulunduğu pek çok iinlü Amerikalı muzisyen ve şaıkıcımn canh konser kayıt- larını disc haline getirerek pi- yasaya sürüyorlar. Haberi ve- ren Alman haftalık "Der SpiegeT dergisine göre korsan- lar bu yolla yıllık cirosu 60 mil- yon markı geçen Alman "disc" pazannı adım adım ele geçiri- yorlar. Diğerlerinden ucuz olmala- n nedeniyle kapış kapış giden bu korsan disclerin satışından elde edilen gelirden muzisyen- lere tek kuruş ödenmediğinden kısa yoldan büyük paraJar ka- sanmarun yolu açümış oluyor. Üstelik bu tür yayıncüık ya- sadışı da değil. Çünkü disc patlamasından pay kapmaya çahşan kurnaz stratejistler, sa- natçıların haklannı koruyan yasalarda bir boşluk keşfetmiş durumdalar. Buna göre, 1%1 yılında Ro- ma'da imzalanan uluslararası bir sözleşme, her ne kadar sa- natçılann uluslararası haklan- nı koruma amaana hizmet et- se de Amerika tarafından im- zalanmarruş olmasından ötüni Amerikalı müzisyenler kolay- lıkla bu sözleşmenin kapsamı dışında bırakılabiliyor. Bu durumda örneğin Al- man şarkıcılar konser kayıtla- rırun çoğaltılmasını yasal yol- lardan engelleyebilme olanağı- na sahip olsalar bile Amerikalı meslektaşlan için bu konuda girişimlerde bulunup neticeye ulaşmak bir hayli güç. Konuyla ilgili mahkemelere yansıyan olaylarda ise ortak bir yargıya varılamadı. Ses ka- litesinin kötülüğünden otürü hakkında soruşturma açüan Alman "ImtnMl" firması orne- ğin, discini piyasadan çekmek zorunda bırakıldığı gibi, ilgili sanatçıya da maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkûm edüdi. HÜRRİYET UYMAZ Katı Atıklann Kontrolü Yö- netmeliği, Resmı Gazete'de ya- yımlanarak 14 marttan itibaren yuriirlüğe girdi. Buna göre plas- tik ve metalden yapılmış su, meşrubat, içki ve temizlik mad- desi kutularına depozito uygu- laması getirildi. Ancak şirketle- rin piyasaya surdükleri bu tur malların tumu yerine bir kısmı- nın geri toplanmasını öngören "kota" uygulamasınm yönetme- likte yer alması eleştirüere neden oldu. Katı Atık Milli Komitesi Başkanı ve Boğazıçı Üniversitesi oğretim uyesi Prof. Dr. Kriton Curi, "Boş kaplann tiimunü toplayarak depolanmasını sağla- mak varken kota getirilerek şir- ketlere yeniden çevreyi kirietme hakkı verilmiş oldu" dedi. Su, şampuan, çamaşır suyu, sirke gibi maddeleri PET, PVC- metal ve aluminyum kapları ile piyasaya suren şirketler yönet- meükte yer alan kota gereğince 1992 yılından itibaren sattıkları maddelerin boş kap ve şişeleri- nin bir kısmını geri toplayacak- lar. Piyasaya mal veren şirketler- den "gonullu olarak çevreyi ko- rumak isteyenler" 1992'den ön- ce de bu uygulamaya başlayabi- lecek. Bu arada tiim satılan malla- ra depozito uygulaması yerine, satılan mallann büyük bölümü- nun yine çevTeye zararh şekilde gelişigiızel atılmasına yol açaca- ğı belirtilen kota uygulaması şöyle uygulanacak: Konuyla ilgili üretim yapan şirketler, bugunden itibaren Çevre MüsteşarhğYna başvura- de lffunu, PET ve PVC'lerin ise yüzde 15'ini toplayacaklar. 1992 yılında ise geri toplanacak boş şişe ve kutu oranı metaller için yüzde 15, plastikler için de yuz- de 25 olacak. 1996 yılında da boş metal kutulann yüzde 60'ı, plastiklerin ise yüzde 70*i şirket- lerce geri toplanacak. Yönetmelikte belirlenen geri toplanacak şişe ve kutu mikta- Su, şampuan, çamaşır suyu, sirke gibi maddeleri pet, PVC ve aluminyum kaplarla piyasaya süren şirketler, Katı Atıklann Kontrolü Yönetmeliği'nce 1992 yılından itibaren bu kapların bir kısmını toplayacaklar. rak depozito uygulamasına ka- tılmamak için bir 'kota izni' ala- caklar. Bu şirketler boş şişe ve kutulan için depozito uygula- maktan böylece kurtulacaklar. Ancak bunun bedeli olarak yö- netmeliğe göre kendi şişe ve ku- tularının oluşturduğu atıklan toplayarak kamuya ait çöp alan- lannın dışında bir yerde depo- layarak yok edecekler. Eleştiri konusu olan kotaya göre uygulama yapacak şirket- ler bu yıl için piyasaya surdük- leri metal kutu ve şişelerin yüz- nnı zamanı içinde toplayamayan kotaya tabi şirketler de "ceza" olarak kota almayan şirketler gi- bi piyasaya verdikleri tüm ürün- leri için depozito uygulayacak. Depozito bedeli, kabın hac- mine ve cinsine göre değişiyor. Bu yıl 200 mililitreye kadar olan metal kaplardan 0.07, PET ve PVC'lerden ise 0.08 dolar karşı- lığı depozito alınacak. 200 ile bin milimetre arasındaki metal kaptarda 0.18, plastiklerde ise 0.20 dolar olan bu depozito, bin milimetreden büyuk metal kap- PROF. CURİ'DEN YÖNETMELÎĞE TEPKÎ lar için 0.28, PET ve PVC'ler için 0.30 dolar olarak belirlen- di. Yönetmeliğe göre bu uygula- maya tabi olan işletmeler, her yıl sonunda işletmede kullyulan hammadde ile üretilen ve dolu- mu yapılan ya da ithal edilerek piyasaya sürülen ürün miktan- nı geri toplanan, değerlendiren ve zararsız hale getirerek uzak- laştmlan atık kap miktarlannm adet ve ağırlık üzerinden mik- tarlarıyla birlikte mUstesarhğa bildirmek zorunda. Boş kaplann geri alınması Yönetmeliğe göre bu tür kap- larla satışın her aşamasında de- pozito uygulanacak. Depozito bedeli, boş kaplannı geri geti- renlere bakkal, market dahil ara satıalar tarafından ödenecek. Bu arada şirketler, tüketicinin bilgüendirilmesi için piyasaya surdükleri ürünlerini koruyan şişe ve kutulann üzerine 'kota' ya da 'depozito' işaretlerini bas- mak zorundalar. Tüketiciler, 'depozito' işareti olan ürünlerin boş şişe ve kaplannı depozito ucretı karşıhğında bakkal ve sa- tıcılara geri verecek. Yoğurdun da kabı zararhYoğurt, kefir gibi maddelerin kaplannın bu uygulama dışında tutulmasmı anlamadığını söyleyen Prof. Curi, "Plastik kaba yoğurt koyarsak, o kap, çevreye zararsız hale mi geliyor?" diyor. Boğaziçi Üniversitesı öğretim zitodan muaf olacaklar. üyesi, Kaü Atıklar Turk Milli Komitesi Başkanı Prof. Kriton Curi, yeni yonetmeliğin hayal kı- nklığı yapattığını belirtti. Curi sorularımızı şöyle yanıtladi: — Dogada aynşması uzun sü- ren PET-PVC, metal ve alumin- yum kaplara kota ve depozito uygulaması getirildi. Neden kota ve neden depozito? CUR1 — Yonetmeliğin tasla- ğı, bu tip kaplar için doğrudan doğruya depozito mecburiyeti getiriyordu. Ancak her nedense yonetmeliğin nihai formunda anlaşılması zor alan ve bariz bi- çimde sanayicilerin baskısıyla bir kota kavramı getirilmiştir. — Daha önce kota kavramı yok muydu? CURİ — Hayır. Kota getiril- di, çünku buna göre her yıl pi- yasaya surdüğü kaplann belli bir — Yönetmelikte plastik ve metal kaplar için getirilen bu kota pratikte uygulanabilecek mi? CURİ — Uygulanamayacak. Her şeyden önce musteşarlığın bu geri dönmenin sağlandığını kontrol etmesi imkânsız değilse bile çok zordur. Bu kapları pi- yasaya süren kuruluşlar, bir miktar fazla kap sağlayıp 'Bun- lan piyasadan topladık' diye gösterirlerse bu nasıl anlaşıla- cak? Depozitonun mecburi bir hale getirilmeyip kota alternatifıorta- ya atümış olması, kuçük imalat- çılann onadan silinmesine ne- den olacaktır. Şöyle ki büyük firmalar, kendi ürünleri ile ilgi- li geri dönüşüm kampanya ve iş- lemlerini yapmaya kalkışabile- cekleri halde, bunlar küçük ima- yuzdesini geri toplayanlar, depo- latçılar için imkânsız olacak ve böylece onlann depozito uygu- lamasına gitmeleri gerekecek. Ancak buyuk imalatçılann mah depozitosuz, kuçuk imalatçıla- nn depozitolu olarak satılacağı için depozitosuz olanlar tercih edilecektir. — Plastik ve metal kaplar için kota ve depozito uygulamasına tâbi olan kaplar belirtüirken içerdikleri gıda ve temizlik mad- delerinin baz alındıgı goruluyor. Örnegin kaplan plastik olması- na karşın yoğurt, kefir ve ben- zeri maddelerin kaplannın bu uygulama dışında tutulmasmı nasıl açıklıyorsunuz? CURİ — Açıklayamıyorum, anlamak kolay değil. Acaba plastik bir kabın içine yoğurt koyarsak, o kap çevreye zararsız hale mi geliyor? Bundan öte lis- teye birçok madde dahil edilme- miş. Kaplann malzeme türünü beürtmektense kaplann içine konacak madde ve ürünlere gö- re bir sınıflandırma yapmaya kalkışmak, insamn kulağım ters elıyle tutmaya çahşmasından farksız bir şey. — Yönetmelikte kota oranla- nnın kapsamma girmeyen plas- tik atık kaplar ne olacak? CURİ — Oraya buraya, gelişi güzel atüacak. Depozito ile bun- lann hepsinın toplanmasını sağ- lamak varken 1996 yılına kadar imal edilecek plastiklerin olduk- ça buyuk bir yüzdesinin nereye atıldığının ve ne olduğunun he- sabı sorulmadığı gibi 1992 yılın- da bunların yüzde 75'ini, 1996'dan sonra ise yüzde 30*unu serbestçe çevreye atıp, doğayı kırletmeleri hakkı verilmektedir. — Yonetmeliğin 15. madde- sinde toplanan plastik ve metal atık kaplann, kamuya ait çöp bertaraf tesislerinin dışında tn- tulması zorunluluğu getiriliyor. Kuruluşlar, bu aüklannı nereye atacaklar? CURİ — Bu madde söz ko- nusu atıklann gelişigüzel bir şe- kilde arzu edilen yere atılabilme- si için açık bir kapıdır. Halbuki yönetmelik bunun yerine kamu- ya ait çöp bertaraf tesislerinde ucret karşılığında bertaraflannı mecburi hale getirseydi ve bu, ciddiyetle uygulansaydı, prob- lem çok daha az olurdu. BugünlerdeAbdi İpekçi'yi canlandıracak HalilErgün, SahibiniArayan Madalya'yı anlattı Diııi değil, belgesel filmde oynadım FATMA ORAN Türk sinemasının bunalımı, gitgide derinleşen boyutlarla sü- rerken ve Yeşilçamh yönetmen- lerimiz filmlerini oynatacak si- nema salonu bulamayıp, bu so- runa bir çözüm yolu ararlarken tslama yönetmenlerin çektiği, dinsel içeriğe ağırhk veren film- ler bakanlık ve resmi kuruluşlar tarafından destek de buluyor, sinema salonu da... MinyeB Abdullah'ın yapımcı şirketi Feza Film'in Ajans 1400'den satın aldığı ve tstan- bul'da dört sinemada birden gösterilen Sahibini Arayan Ma- dalya, bu nimlerden bin. Vücel Çakmaklı'nın yöneti- minde gerçekleştirilen filmin se- naryosu Tank Buğra ve Ahmet Beyaat'a ait. 350 milyon liraya mal olan filrnin, kasetlerinin ço- ğaltıhp ozellikle yurtdışında pa- zarlanması planlanıyor. Diyanet Vakfı'mn fmanse ettiğı Sahibi- ni Arayan Madalya'ya Kultur Bakanhğı da Ortadoğu ve Av- nıpa ülkelerinde gösterilmesi için destek sağlayacak. Kurtuluş Savaşı'ndan bir ke- siti anlatan fıhn, Maraş'ın Fran- sız işgalinden kurtuluşuyla Ma- raş'ta duşmana ilk kurşunu sı- kan Sfitçü İmam ve Ali Sezai Hoca çevresinde toplanan din adamlannın başlattıklan muca- deleyi yansıtıyor. Filmin oyunculan arasında Bulut Aras, Salih Kırmızı ve Baykal Saran'dan başka, adım afışlerde okuyanlann "Bu film- de ne anyor" diye şaskınlıkla- nnı gizleyemedikleri -fUmin baş- rolünü üstlenen- bir oyuncumuz var ki, adı Halil Ergün. Halil Ergün, fznikli. (znik'te yaşıyor. Mülkiyeli. 66-67 yılla- rında önce SBF Tiyatro Kuliibü çabşmaları. Sonra Halk Oyun- culan'nda profesyonel çahşma- lar. 69 yılında Vasıf Öngoren, Erdoğan Akduman ve Mastafa Alabora'yla kurduklan Ankara Biriik Sahnesi: Bertolt Brecht'- in tiyatro anlayışının takipçisı olduklan yıllar. Bu doğrul- tudaki ilk oyurüan da Asiye Na- sıl Kurtulur'du. Bir sure sonra Sahibini Arayan Madalya, Kurtuluş Savaşı sırasında din adamlannın başlattıklan bir mücadeleyi konu alıyor. Halil Ergün, bu filmde neden rol aldığını şöyle açıklıyor: "Bu, Maraş'ın kurtuluşunu konu alan, belgesel ağırhkh bir filmdir, dini değildir. Filmde bir cami sahnesi var. Yaşanmıştır bu olayî' Bu dini olgunun doğru yere oturtulması önemli. Vasıf Öngören ayrıhnca Brecht'ten Adam Adamdır'ı, Peter VV'eiss'tan Saloz'un Mava- lı'nı, Aziz Nesin'den Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'ı sahneledi- ler. Sonra 12 Mart geldi. "Tu- tuklandım. 15 yıl kadar yarük." Aftan yararlanarak çıktığı 1974 yıhnda Güney FUm'de ça- lışmaya başladı Halil Ergün. "Dk filmim, Yümaz Güney'in senaryosunu yazdığı Izin'dir." tlkeleri doğrultusunda, hayat anlayışı doğrultusunda, 'maga- zinal' olmadan geçen yıllar. 68 kuşağınm insanı. Bir Dev-Genç çocuğu. O günün örgütlenmele- ri içinde yer almış bir insan. Ya- şadıklanndan hiç pişman değil ve alnının akıyla anımsıyor. Bu- gün yine o koşullar olsa aynı şeyleri yine yapacağmı söyluyor. lki yıl DSP'de bulunmuş. Poli- tikacı olmayı savunuyor: Sanat- çıların politikayla ilgilenmele- rinden yana. Bir de, insanların örgütlu olmasından. Ve işte şimdi de SHP'li. Buraya kadar her şey iyi, gü- zel de kendi politik görüşuyle hiç çakışmayan bir ekiple birük- te, ustelik Diyanet Vakfı'mn fi- nanse ettiği; bir dinsel sinema filmı olan Sahibini Arayan Ma- dalya'da ne anyor Halil Ergun? Merak edip sorduk. Yucel Çak- maklı'yla Kuçük Ağa dizisınden tamşıkhğı ulduğunu söyleyen Halil Ergün, Sahibini Arayan Madalya fflminde başrolde oynuyor. Hall Ergün, sozierini şöyle sür- dürdü: "Küçük Ağa'daki Çerkez Et- hem rolii için bana öneri getir- mişti Yücel Çakmaklı, urkerek. Çünkü, o gunlerde kamplaşma- lar biraz keskin biçimdeydi. Se- naryoyu istedim kendilerinden; olaya nasıl yaklaştıklarını, na- sıl kurguladıklannı öğrenmek için. Çunku ben Çerkeı Et- hem'le muthiş ilgileniyorum. Resmi tarıh anlayışının dışında bakıyorum ve sanatçı olarak, hayat anlayışımın da etkisiyle Çerkez Ethem'in yalnızhgı' be- ni çok etkiliyor;' Peki, ya Sahibini Arayan Ma- dalya'daki roliinüz? "Sonra, işte ıki yıl önce bir telefon; 1400 Ajans diye bir şir- ketten. Böyle bir fılm var, se- naryoyu gönderdiler. Okudum. 'Doğnı'ydu. Maraş'ın kurtulu- şu anlatılıyordu. Ben Kurtuluş Savaşı'na, Kuvayı Milliye mese- lesine sade resmi tarih gibi bak- mıyorum doğrusu. Bana sunu- lan resmi tarihin irdelenmesi, hesaplaşüması gerektiğini düşü- nüyorum ülkenin. Doğruydu yaklasımlan; belgesele yakın bir senaryoydu. Ben de orda Kuva- yı Milliyeci, Ankara'yla bağlan- tısı olan, Maraş'ın kurtuluşu- nu örgütlemek adına oradaki geleneksel tekke adamı ya da fi- lozofık diyebileceğimiz Aslan Bey'i oynadım. Hiçbir zaman da ters bir şey duşünmedim. Be- nim siyasi secimim, hayat anla- yışım bellidir, bunu herkes bi- Ur." Filmin özünde, din adamlan- nın verdikleri mücadele, filmin bir başka 'yön'e çektirilme duy- gusunu da mı uyandmnadı size? "Hayır. Filmde bir cami sah- nesi var ve olmuştur, yaşanmış- tır bu olay. Mustafa Kemal de namaz kılmıştır. Bu dini olgu- nun doğru bir yere oturtulması önemli. Bizim bugün fslamcıla- ra karşı tavrımız varsa eğer, la- iklik meselesiyle ilgili olarak var. Yoksa, bu ülke Müslüman ülkesidir. Benim annem babam da Müslüman. Islam kültürü- nün de çok derin bir geçmişi ol- duğuna; bilimsel, sanatsal, siya- si ve felsefı anlamlarda insanlı- ğa kattığı çok şey olduğuna ina- myorum." Diyalektige inandığınızı ve Marksist düşunceyi savuadnğu- nuzu soyluyorsunuz. Hatta bu- giin de size birçok meselede yol gösterici niteliği olduğunu da. Hazreti Muhammed'le Karl Marks sizin hayat senaryonuz- da yer almışlarsa, hangisi baş- rolde? "Şunu bir kez daha belirtme- liyim: Sahibini Arayan Madal- ya, dini bir film değildir. Din- sel duzeni savunan filmlerde ca- Iışmadım şimdiye kadar. Bu, Maraş'ın kurtuluşunu konu alan, belgesel ağırlıklı bir film- dir'.' 'Solcu obun da taştan olsnn' mantığırun hâkim olduğu sanat kesiminde oportunizmin at koş- turduğunu da sözlerine ekleyen Ergün, konuşmasını Türk sine- masının hiçbir rizikoya girrnedi- ğini, hiçbir fatura ödemediğini, korkak ve kapanık olduğunu söyleyerek sürduruyor: "Türk sinemasında yalnız ve yalnız bir tek kişi odemiştir fa- turayı. Yılmaz Güney: Gerçek sinemacı, o yalansız, o güzetim insan." Önumuzdeki aylarda çekim- lerine başlanacak; Abdi tpekçi'- nin yaşamını konu alan filmde Abdi ipekçi'yi eanlandıracak olan Halil Ergün'le bu röporta- jı, 'izinsiz gösteri yürüyüşü' yaptığı ve siyasi içerikli pankart taşıdığı savıyla DGM'de ifade verdiği gün yaptık ve Ergün söz- lerini şoyle noktaladı: "Benim seçimim belli, haya- tım belli. Yasamım kendimin ispatıdır zaten." Kültür-Sanat ödüJJeri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Kultur Bakanlığı 1990 Kültür ve Sanat Büyük Ödulü ile tiyatro ödulleri dün akşam Resim Heykel Müzesi'nde duzenlenen bir törenle sahiplerine verildi. Heykeltıraş Zuhtü Müridoğlu kültur sanat büyük odülüne değer görüldü. Dostlar Tiyatrosu en başarılı tiyatro seçilirken, Refik Erduran da en başarılı tiyatro yazan ödülünü aldı. "Sevinç ve Sevgi" adlı oyundaki rolüyle Devlet Tiyatrolan sanatçısı Gülgun Kutlu ve "Kral Lear"deki rolüyle Tilbe Batum en başanh kadın oyuncu, "Beyaz Geceler"deki rolüyle Mehmet Atay en başarılı erkek oyuncu, "Töre" adh oyunla Şakir Gürzumar en başanh yönetmen odülüne değer görüldüler. Yazar Aziz Nesin'e ise Türk tiyatrosuna katkılan nedeniyle jüri özel ödülü verildi. Oğretmenlere otobüs bedava • ANKARA (AA)— Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, Türkiye genelinde öğretmenlerin belediye otobüslerinden ücretsiz yararlanmalannı sağlayacaklarını bildirdi. Bakan Akyol, Kamu Çalışanlan Dergisi'ne, bakanhğın çeşitli konulardaki çalışmalannı anlattı. Akyol, universiteye giriş sisteminde yapılacak değişiklik çalışmalarının devam ettiğini, ancak halen idealini bulamadıklarını söyledi. Akyol "lyiyi, verimliyi, başanlıyı ölçmeyi istiyoruz" dedi. Dünya Bankası ödül verecek • ANTALYA (AA) — Güney Antalya Altyapı Hizmet Birliği'nin yaptığı çahşmalar, Dunya Bankası tarafından ödüllendirilecek. Antalya-Çamyuva arasında turizm altyapısının oluşmasını sağlayan Güney Antalya Altyapı Hizmet Birliği, bu yıl da bu bölgede çöp istasyonlan ve yeni antma tesisleri kuracak. Dunya Bankası tarafından birliğin çalışmalarının başanh bulunmasım memnurüyetle karşıladıklarını belirten Antalya Valisi Erol Tezcan, biriik tarafından bu bölgede çöp istasyonlannın kurulacağını da söyledi. Uçak düştü: 2 şehit • BALIKEStR (Cumhuriyet) — Balıkesir , Halalca köyü yakınlanna düşen askeri uçakta bulunan bir binbaşı ile bir yüzbaşı yaşamlannı yitirdi. Edinilen bügilere göre Çiğü Ana Jet Üssü'nde görev yapan Binbaşı Hilmi Şekerci ve Necdet Gümüş eğitim uçuşlan yapmak üzere Balıkesir'e geldi. Dün öğle saatlerinde T-33 tipi eğitim uçağı ile Balıkesir ' Ana Jet Üssü'nden havalanan pilotların kısa süre sonra uçakta meydana gelen arızayı fark ettikleri bildirildi. Askeri bilirkişi kazadan sonra yaptığı açıklamada, "Üç uçak aym anda kalktı. Kentin üzerine geldiklerinde arkadaki uçak yalpalamaya başladı. Gittikçe alcalan uçak daha sonra Halalca yakınlarında yere cakıldı" dediler. Açıköğretiın sınavlan • ANKARA (ANKA) — Açıköğretim Fakültesi'nde 1990-1991 öğretim yılı ara sınavlan 23-24 mart cumartesi ve pazar günleri yapılacak. Sınavlar Oğrenci Seçme ve Yerleştirme Smavı (ÖSYS) düzeninde, 22 sınav merkezinde gerçekleştirilecek. tç hatlara yeni uçak • Haber Merkezi— Fransız-ltalyan ortak yapımı ATR-42 tipi yolcu uçakları THY ve THT yetki'ilerine tanıtılacak. Türk Hava Taşımacıhğı'nın (THT) iç hat seferlerinde kullanılmak üzere yeni uçaklar aradığının duyulması üzerine Istanbul'a getirilen 48 yolcu kapasiteli ATR-42 uçağı, salı günu Ataturk Havalimanı'nda duzenlenecek bir tanıtma uçuşu ile THY ve THT'nin uçucu ve teknik görevlilerince incelenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle