Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı CumhunveE Matbaacılık \c Gazetecılık Turk \nonım Şırkelı adına
Nntar Nadı 0 Gcnel >a>ın Muduru Huan OmaJ, Muessesi Mudüru
Eııuoc Isakbgil. Yazı Işlerı Muduru Otuv Contnsin. 0 Haber Mcrkcn
Muduru Yalçııı Ba>«r, Savfa Duzenı lönetmem Alı \car 0 Temsıtcıler
ANkARA Ahroel Tı». [ZM1R Hıkmct (,ftiı>k«r». ADANA ÇMin \igtnoftla
n. kut^r Cctal L«wr
•.MalİLnllr I K M I I I I .
<n KonHua 0 Malı
0 f. Va\tnla-
Iktım! OMır Çdia 0 B.lg: 'tlcn Nail laal 0 Pırvjntl §«r Boosanotla
k Poimka Crial B»j*Mf* Ds} Haberta Lf»a lakx Eitonoıru Ccatu TartM. 1> Sen«hia Şakna tc
Isıaabui HaberlCT. baal Katak. Ejıum G«acw Şaylaa. Yun Hıbtrkr VM*I DOP*. Spor Daıutmam
Dv, Yiiılar l m > (ılglu. Aıısını ŞaaM Alfn. Dmcum AM*> TUKI # k.ı»rdıımc
Uler trol tfitvt 0 Muha*t<e •afcal teatr 0 Bm*e PlanUma. S«*ıi O»Mab«*cotlı # Rfiklam
Hulvt 4k>ol 0 Idar* Henta Gaıw
U
fröNJi Kuruiu Ba$kan \a*r Vadl
Ok«ı A k K Yalpa Ba*r Hasaa
Ceaal HıkaMl Çrtıakaya. 04.1»
Ma Ita
. Alı Slnata. Akarl laa
Saa» ve KtfOA Cumhunytf Matbaacılık v* Ga«Wcıbk TA Ş. Tttrkocagı Cad 39/41
34134 I» Pk 246 Istanbui Tcl 512 05 05 (30 hall Tcle» 22246. F u (I) 526 60 72 0
Bumlar- Aakaıa. ?>>a GOkaip Blv Inkuap S. No 19y4. Tcl 133 II 41-47. Teta. 42344. Fax (4) 133
0' 6' 0 lıa»r H Zıya Blv 13(2 S 2.3 Tel 13 12 30. TdO- 5J3S» Fax (51} I» 53 «0
: InOıü Cad 119 S No I Kjlt I Td 19 37 52 (4 haı) T«fe» 62155. F u (7|) 19 23 71
TAKVİM: 19 MART 1991 Imsak: 4.38 Güneş: 6.02 öğle: 12.17 Ikindi: 15.40 Akşam: 18.21 Yatsı: 19.41
Plastik vemetal olan su, temizlik maddesi kutulan geri toplanacak
Çevre için depozito
Paris'te diızenlenen defılede Karl Lagcrfeld'in hazırladıgı giysi ilgi topladı. (Fotograf: AFP)
Paris modası 'uçtu'Haber Merkezi— Paris'te, 1991-92
sonbahar-kış modası için deflleler surerken
izleyiciler mankenlerin sundukları giysileri
gördukçe sık sık şoka uğruyor. Son hafta
defileleriyle en fazla dikkat çeken
modacılar başta Chanel olmak uzere
Valentino, Enrico Coveri, Chrisüan
Lacroix, Sonia Rykiel. Bu arada Paris
modasına önemli ölçüde Japon modacüann
egemen olduğunu belirtmek gerek. Bir
Kenzo, bir Kansai Yamomoto en çılgın
giysileriyle ön plana çıkıyorlar. Ama
şimdiye kadar ağır başh, çılgııüıktan uzak
kreasyonlarıyla dikkatleri üzerinde toplayan
Chanel'in baş stilisti Karl Lagerfeld'in bir
anda çılgınlaşabileceğine hiç kimse olasılık
tanımamasına karşın Lagerfeld gerçekten
"uçtu". Lagerfeld'in kreasyonunu gorenler
gözlerine inanamadılar. Çunku bu giyside
Lagerfeld sadece şeffaf kumaştan bir
"body suit" ve etekleri oluşturan kalın
zincirler kullanmıştı.
Sıra, disc
korsanlığına
geldî
Dış Haberler Servisi — Ka-
set korsanlığından sonra şim-
di de "dîsc" korsanhğı türedi.
Alraanya'daki çeşitli plak-
kaset yapımcı şirketleri, arala-
rında Prince ve Rolling Sto-
nes'un da bulunduğu pek çok
iinlü Amerikalı muzisyen ve
şaıkıcımn canh konser kayıt-
larını disc haline getirerek pi-
yasaya sürüyorlar. Haberi ve-
ren Alman haftalık "Der
SpiegeT dergisine göre korsan-
lar bu yolla yıllık cirosu 60 mil-
yon markı geçen Alman "disc"
pazannı adım adım ele geçiri-
yorlar.
Diğerlerinden ucuz olmala-
n nedeniyle kapış kapış giden
bu korsan disclerin satışından
elde edilen gelirden muzisyen-
lere tek kuruş ödenmediğinden
kısa yoldan büyük paraJar ka-
sanmarun yolu açümış oluyor.
Üstelik bu tür yayıncüık ya-
sadışı da değil. Çünkü disc
patlamasından pay kapmaya
çahşan kurnaz stratejistler, sa-
natçıların haklannı koruyan
yasalarda bir boşluk keşfetmiş
durumdalar.
Buna göre, 1%1 yılında Ro-
ma'da imzalanan uluslararası
bir sözleşme, her ne kadar sa-
natçılann uluslararası haklan-
nı koruma amaana hizmet et-
se de Amerika tarafından im-
zalanmarruş olmasından ötüni
Amerikalı müzisyenler kolay-
lıkla bu sözleşmenin kapsamı
dışında bırakılabiliyor.
Bu durumda örneğin Al-
man şarkıcılar konser kayıtla-
rırun çoğaltılmasını yasal yol-
lardan engelleyebilme olanağı-
na sahip olsalar bile Amerikalı
meslektaşlan için bu konuda
girişimlerde bulunup neticeye
ulaşmak bir hayli güç.
Konuyla ilgili mahkemelere
yansıyan olaylarda ise ortak
bir yargıya varılamadı. Ses ka-
litesinin kötülüğünden otürü
hakkında soruşturma açüan
Alman "ImtnMl" firması orne-
ğin, discini piyasadan çekmek
zorunda bırakıldığı gibi, ilgili
sanatçıya da maddi ve manevi
tazminat ödemeye mahkûm
edüdi.
HÜRRİYET UYMAZ
Katı Atıklann Kontrolü Yö-
netmeliği, Resmı Gazete'de ya-
yımlanarak 14 marttan itibaren
yuriirlüğe girdi. Buna göre plas-
tik ve metalden yapılmış su,
meşrubat, içki ve temizlik mad-
desi kutularına depozito uygu-
laması getirildi. Ancak şirketle-
rin piyasaya surdükleri bu tur
malların tumu yerine bir kısmı-
nın geri toplanmasını öngören
"kota" uygulamasınm yönetme-
likte yer alması eleştirüere neden
oldu. Katı Atık Milli Komitesi
Başkanı ve Boğazıçı Üniversitesi
oğretim uyesi Prof. Dr. Kriton
Curi, "Boş kaplann tiimunü
toplayarak depolanmasını sağla-
mak varken kota getirilerek şir-
ketlere yeniden çevreyi kirietme
hakkı verilmiş oldu" dedi.
Su, şampuan, çamaşır suyu,
sirke gibi maddeleri PET, PVC-
metal ve aluminyum kapları ile
piyasaya suren şirketler yönet-
meükte yer alan kota gereğince
1992 yılından itibaren sattıkları
maddelerin boş kap ve şişeleri-
nin bir kısmını geri toplayacak-
lar. Piyasaya mal veren şirketler-
den "gonullu olarak çevreyi ko-
rumak isteyenler" 1992'den ön-
ce de bu uygulamaya başlayabi-
lecek.
Bu arada tiim satılan malla-
ra depozito uygulaması yerine,
satılan mallann büyük bölümü-
nun yine çevTeye zararh şekilde
gelişigiızel atılmasına yol açaca-
ğı belirtilen kota uygulaması
şöyle uygulanacak:
Konuyla ilgili üretim yapan
şirketler, bugunden itibaren
Çevre MüsteşarhğYna başvura-
de lffunu, PET ve PVC'lerin ise
yüzde 15'ini toplayacaklar. 1992
yılında ise geri toplanacak boş
şişe ve kutu oranı metaller için
yüzde 15, plastikler için de yuz-
de 25 olacak. 1996 yılında da
boş metal kutulann yüzde 60'ı,
plastiklerin ise yüzde 70*i şirket-
lerce geri toplanacak.
Yönetmelikte belirlenen geri
toplanacak şişe ve kutu mikta-
Su, şampuan, çamaşır suyu, sirke gibi
maddeleri pet, PVC ve aluminyum kaplarla
piyasaya süren şirketler, Katı Atıklann
Kontrolü Yönetmeliği'nce 1992 yılından
itibaren bu kapların bir kısmını toplayacaklar.
rak depozito uygulamasına ka-
tılmamak için bir 'kota izni' ala-
caklar. Bu şirketler boş şişe ve
kutulan için depozito uygula-
maktan böylece kurtulacaklar.
Ancak bunun bedeli olarak yö-
netmeliğe göre kendi şişe ve ku-
tularının oluşturduğu atıklan
toplayarak kamuya ait çöp alan-
lannın dışında bir yerde depo-
layarak yok edecekler.
Eleştiri konusu olan kotaya
göre uygulama yapacak şirket-
ler bu yıl için piyasaya surdük-
leri metal kutu ve şişelerin yüz-
nnı zamanı içinde toplayamayan
kotaya tabi şirketler de "ceza"
olarak kota almayan şirketler gi-
bi piyasaya verdikleri tüm ürün-
leri için depozito uygulayacak.
Depozito bedeli, kabın hac-
mine ve cinsine göre değişiyor.
Bu yıl 200 mililitreye kadar olan
metal kaplardan 0.07, PET ve
PVC'lerden ise 0.08 dolar karşı-
lığı depozito alınacak. 200 ile
bin milimetre arasındaki metal
kaptarda 0.18, plastiklerde ise
0.20 dolar olan bu depozito, bin
milimetreden büyuk metal kap-
PROF. CURİ'DEN YÖNETMELÎĞE TEPKÎ
lar için 0.28, PET ve PVC'ler
için 0.30 dolar olarak belirlen-
di.
Yönetmeliğe göre bu uygula-
maya tabi olan işletmeler, her yıl
sonunda işletmede kullyulan
hammadde ile üretilen ve dolu-
mu yapılan ya da ithal edilerek
piyasaya sürülen ürün miktan-
nı geri toplanan, değerlendiren
ve zararsız hale getirerek uzak-
laştmlan atık kap miktarlannm
adet ve ağırlık üzerinden mik-
tarlarıyla birlikte mUstesarhğa
bildirmek zorunda.
Boş kaplann
geri alınması
Yönetmeliğe göre bu tür kap-
larla satışın her aşamasında de-
pozito uygulanacak. Depozito
bedeli, boş kaplannı geri geti-
renlere bakkal, market dahil ara
satıalar tarafından ödenecek.
Bu arada şirketler, tüketicinin
bilgüendirilmesi için piyasaya
surdükleri ürünlerini koruyan
şişe ve kutulann üzerine 'kota'
ya da 'depozito' işaretlerini bas-
mak zorundalar. Tüketiciler,
'depozito' işareti olan ürünlerin
boş şişe ve kaplannı depozito
ucretı karşıhğında bakkal ve sa-
tıcılara geri verecek.
Yoğurdun da kabı zararhYoğurt, kefir gibi maddelerin kaplannın bu
uygulama dışında tutulmasmı anlamadığını
söyleyen Prof. Curi, "Plastik kaba yoğurt
koyarsak, o kap, çevreye zararsız hale mi
geliyor?" diyor.
Boğaziçi Üniversitesı öğretim zitodan muaf olacaklar.
üyesi, Kaü Atıklar Turk Milli
Komitesi Başkanı Prof. Kriton
Curi, yeni yonetmeliğin hayal kı-
nklığı yapattığını belirtti. Curi
sorularımızı şöyle yanıtladi:
— Dogada aynşması uzun sü-
ren PET-PVC, metal ve alumin-
yum kaplara kota ve depozito
uygulaması getirildi. Neden kota
ve neden depozito?
CUR1 — Yonetmeliğin tasla-
ğı, bu tip kaplar için doğrudan
doğruya depozito mecburiyeti
getiriyordu. Ancak her nedense
yonetmeliğin nihai formunda
anlaşılması zor alan ve bariz bi-
çimde sanayicilerin baskısıyla
bir kota kavramı getirilmiştir.
— Daha önce kota kavramı
yok muydu?
CURİ — Hayır. Kota getiril-
di, çünku buna göre her yıl pi-
yasaya surdüğü kaplann belli bir
— Yönetmelikte plastik ve
metal kaplar için getirilen bu
kota pratikte uygulanabilecek
mi?
CURİ — Uygulanamayacak.
Her şeyden önce musteşarlığın
bu geri dönmenin sağlandığını
kontrol etmesi imkânsız değilse
bile çok zordur. Bu kapları pi-
yasaya süren kuruluşlar, bir
miktar fazla kap sağlayıp 'Bun-
lan piyasadan topladık' diye
gösterirlerse bu nasıl anlaşıla-
cak?
Depozitonun mecburi bir hale
getirilmeyip kota alternatifıorta-
ya atümış olması, kuçük imalat-
çılann onadan silinmesine ne-
den olacaktır. Şöyle ki büyük
firmalar, kendi ürünleri ile ilgi-
li geri dönüşüm kampanya ve iş-
lemlerini yapmaya kalkışabile-
cekleri halde, bunlar küçük ima-
yuzdesini geri toplayanlar, depo- latçılar için imkânsız olacak ve
böylece onlann depozito uygu-
lamasına gitmeleri gerekecek.
Ancak buyuk imalatçılann mah
depozitosuz, kuçuk imalatçıla-
nn depozitolu olarak satılacağı
için depozitosuz olanlar tercih
edilecektir.
— Plastik ve metal kaplar için
kota ve depozito uygulamasına
tâbi olan kaplar belirtüirken
içerdikleri gıda ve temizlik mad-
delerinin baz alındıgı goruluyor.
Örnegin kaplan plastik olması-
na karşın yoğurt, kefir ve ben-
zeri maddelerin kaplannın bu
uygulama dışında tutulmasmı
nasıl açıklıyorsunuz?
CURİ — Açıklayamıyorum,
anlamak kolay değil. Acaba
plastik bir kabın içine yoğurt
koyarsak, o kap çevreye zararsız
hale mi geliyor? Bundan öte lis-
teye birçok madde dahil edilme-
miş. Kaplann malzeme türünü
beürtmektense kaplann içine
konacak madde ve ürünlere gö-
re bir sınıflandırma yapmaya
kalkışmak, insamn kulağım ters
elıyle tutmaya çahşmasından
farksız bir şey.
— Yönetmelikte kota oranla-
nnın kapsamma girmeyen plas-
tik atık kaplar ne olacak?
CURİ — Oraya buraya, gelişi
güzel atüacak. Depozito ile bun-
lann hepsinın toplanmasını sağ-
lamak varken 1996 yılına kadar
imal edilecek plastiklerin olduk-
ça buyuk bir yüzdesinin nereye
atıldığının ve ne olduğunun he-
sabı sorulmadığı gibi 1992 yılın-
da bunların yüzde 75'ini,
1996'dan sonra ise yüzde 30*unu
serbestçe çevreye atıp, doğayı
kırletmeleri hakkı verilmektedir.
— Yonetmeliğin 15. madde-
sinde toplanan plastik ve metal
atık kaplann, kamuya ait çöp
bertaraf tesislerinin dışında tn-
tulması zorunluluğu getiriliyor.
Kuruluşlar, bu aüklannı nereye
atacaklar?
CURİ — Bu madde söz ko-
nusu atıklann gelişigüzel bir şe-
kilde arzu edilen yere atılabilme-
si için açık bir kapıdır. Halbuki
yönetmelik bunun yerine kamu-
ya ait çöp bertaraf tesislerinde
ucret karşılığında bertaraflannı
mecburi hale getirseydi ve bu,
ciddiyetle uygulansaydı, prob-
lem çok daha az olurdu.
BugünlerdeAbdi İpekçi'yi canlandıracak HalilErgün, SahibiniArayan Madalya'yı anlattı
Diııi değil, belgesel filmde oynadım
FATMA ORAN
Türk sinemasının bunalımı,
gitgide derinleşen boyutlarla sü-
rerken ve Yeşilçamh yönetmen-
lerimiz filmlerini oynatacak si-
nema salonu bulamayıp, bu so-
runa bir çözüm yolu ararlarken
tslama yönetmenlerin çektiği,
dinsel içeriğe ağırhk veren film-
ler bakanlık ve resmi kuruluşlar
tarafından destek de buluyor,
sinema salonu da...
MinyeB Abdullah'ın yapımcı
şirketi Feza Film'in Ajans
1400'den satın aldığı ve tstan-
bul'da dört sinemada birden
gösterilen Sahibini Arayan Ma-
dalya, bu nimlerden bin.
Vücel Çakmaklı'nın yöneti-
minde gerçekleştirilen filmin se-
naryosu Tank Buğra ve Ahmet
Beyaat'a ait. 350 milyon liraya
mal olan filrnin, kasetlerinin ço-
ğaltıhp ozellikle yurtdışında pa-
zarlanması planlanıyor. Diyanet
Vakfı'mn fmanse ettiğı Sahibi-
ni Arayan Madalya'ya Kultur
Bakanhğı da Ortadoğu ve Av-
nıpa ülkelerinde gösterilmesi
için destek sağlayacak.
Kurtuluş Savaşı'ndan bir ke-
siti anlatan fıhn, Maraş'ın Fran-
sız işgalinden kurtuluşuyla Ma-
raş'ta duşmana ilk kurşunu sı-
kan Sfitçü İmam ve Ali Sezai
Hoca çevresinde toplanan din
adamlannın başlattıklan muca-
deleyi yansıtıyor.
Filmin oyunculan arasında
Bulut Aras, Salih Kırmızı ve
Baykal Saran'dan başka, adım
afışlerde okuyanlann "Bu film-
de ne anyor" diye şaskınlıkla-
nnı gizleyemedikleri -fUmin baş-
rolünü üstlenen- bir oyuncumuz
var ki, adı Halil Ergün.
Halil Ergün, fznikli. (znik'te
yaşıyor. Mülkiyeli. 66-67 yılla-
rında önce SBF Tiyatro Kuliibü
çabşmaları. Sonra Halk Oyun-
culan'nda profesyonel çahşma-
lar. 69 yılında Vasıf Öngoren,
Erdoğan Akduman ve Mastafa
Alabora'yla kurduklan Ankara
Biriik Sahnesi: Bertolt Brecht'-
in tiyatro anlayışının takipçisı
olduklan yıllar. Bu doğrul-
tudaki ilk oyurüan da Asiye Na-
sıl Kurtulur'du. Bir sure sonra
Sahibini Arayan
Madalya, Kurtuluş
Savaşı sırasında din
adamlannın
başlattıklan bir
mücadeleyi konu
alıyor. Halil Ergün,
bu filmde neden rol
aldığını şöyle
açıklıyor: "Bu,
Maraş'ın kurtuluşunu
konu alan, belgesel
ağırhkh bir filmdir,
dini değildir. Filmde
bir cami sahnesi var.
Yaşanmıştır bu olayî'
Bu dini olgunun doğru
yere oturtulması önemli.
Vasıf Öngören ayrıhnca
Brecht'ten Adam Adamdır'ı,
Peter VV'eiss'tan Saloz'un Mava-
lı'nı, Aziz Nesin'den Yaşar Ne
Yaşar Ne Yaşamaz'ı sahneledi-
ler. Sonra 12 Mart geldi. "Tu-
tuklandım. 15 yıl kadar yarük."
Aftan yararlanarak çıktığı
1974 yıhnda Güney FUm'de ça-
lışmaya başladı Halil Ergün.
"Dk filmim, Yümaz Güney'in
senaryosunu yazdığı Izin'dir."
tlkeleri doğrultusunda, hayat
anlayışı doğrultusunda, 'maga-
zinal' olmadan geçen yıllar. 68
kuşağınm insanı. Bir Dev-Genç
çocuğu. O günün örgütlenmele-
ri içinde yer almış bir insan. Ya-
şadıklanndan hiç pişman değil
ve alnının akıyla anımsıyor. Bu-
gün yine o koşullar olsa aynı
şeyleri yine yapacağmı söyluyor.
lki yıl DSP'de bulunmuş. Poli-
tikacı olmayı savunuyor: Sanat-
çıların politikayla ilgilenmele-
rinden yana. Bir de, insanların
örgütlu olmasından. Ve işte
şimdi de SHP'li.
Buraya kadar her şey iyi, gü-
zel de kendi politik görüşuyle
hiç çakışmayan bir ekiple birük-
te, ustelik Diyanet Vakfı'mn fi-
nanse ettiği; bir dinsel sinema
filmı olan Sahibini Arayan Ma-
dalya'da ne anyor Halil Ergun?
Merak edip sorduk. Yucel Çak-
maklı'yla Kuçük Ağa dizisınden
tamşıkhğı ulduğunu söyleyen
Halil Ergün, Sahibini Arayan Madalya fflminde başrolde oynuyor.
Hall Ergün, sozierini şöyle sür-
dürdü:
"Küçük Ağa'daki Çerkez Et-
hem rolii için bana öneri getir-
mişti Yücel Çakmaklı, urkerek.
Çünkü, o gunlerde kamplaşma-
lar biraz keskin biçimdeydi. Se-
naryoyu istedim kendilerinden;
olaya nasıl yaklaştıklarını, na-
sıl kurguladıklannı öğrenmek
için. Çunku ben Çerkeı Et-
hem'le muthiş ilgileniyorum.
Resmi tarıh anlayışının dışında
bakıyorum ve sanatçı olarak,
hayat anlayışımın da etkisiyle
Çerkez Ethem'in yalnızhgı' be-
ni çok etkiliyor;'
Peki, ya Sahibini Arayan Ma-
dalya'daki roliinüz?
"Sonra, işte ıki yıl önce bir
telefon; 1400 Ajans diye bir şir-
ketten. Böyle bir fılm var, se-
naryoyu gönderdiler. Okudum.
'Doğnı'ydu. Maraş'ın kurtulu-
şu anlatılıyordu. Ben Kurtuluş
Savaşı'na, Kuvayı Milliye mese-
lesine sade resmi tarih gibi bak-
mıyorum doğrusu. Bana sunu-
lan resmi tarihin irdelenmesi,
hesaplaşüması gerektiğini düşü-
nüyorum ülkenin. Doğruydu
yaklasımlan; belgesele yakın bir
senaryoydu. Ben de orda Kuva-
yı Milliyeci, Ankara'yla bağlan-
tısı olan, Maraş'ın kurtuluşu-
nu örgütlemek adına oradaki
geleneksel tekke adamı ya da fi-
lozofık diyebileceğimiz Aslan
Bey'i oynadım. Hiçbir zaman
da ters bir şey duşünmedim. Be-
nim siyasi secimim, hayat anla-
yışım bellidir, bunu herkes bi-
Ur."
Filmin özünde, din adamlan-
nın verdikleri mücadele, filmin
bir başka 'yön'e çektirilme duy-
gusunu da mı uyandmnadı size?
"Hayır. Filmde bir cami sah-
nesi var ve olmuştur, yaşanmış-
tır bu olay. Mustafa Kemal de
namaz kılmıştır. Bu dini olgu-
nun doğru bir yere oturtulması
önemli. Bizim bugün fslamcıla-
ra karşı tavrımız varsa eğer, la-
iklik meselesiyle ilgili olarak
var. Yoksa, bu ülke Müslüman
ülkesidir. Benim annem babam
da Müslüman. Islam kültürü-
nün de çok derin bir geçmişi ol-
duğuna; bilimsel, sanatsal, siya-
si ve felsefı anlamlarda insanlı-
ğa kattığı çok şey olduğuna ina-
myorum."
Diyalektige inandığınızı ve
Marksist düşunceyi savuadnğu-
nuzu soyluyorsunuz. Hatta bu-
giin de size birçok meselede yol
gösterici niteliği olduğunu da.
Hazreti Muhammed'le Karl
Marks sizin hayat senaryonuz-
da yer almışlarsa, hangisi baş-
rolde?
"Şunu bir kez daha belirtme-
liyim: Sahibini Arayan Madal-
ya, dini bir film değildir. Din-
sel duzeni savunan filmlerde ca-
Iışmadım şimdiye kadar. Bu,
Maraş'ın kurtuluşunu konu
alan, belgesel ağırlıklı bir film-
dir'.'
'Solcu obun da taştan olsnn'
mantığırun hâkim olduğu sanat
kesiminde oportunizmin at koş-
turduğunu da sözlerine ekleyen
Ergün, konuşmasını Türk sine-
masının hiçbir rizikoya girrnedi-
ğini, hiçbir fatura ödemediğini,
korkak ve kapanık olduğunu
söyleyerek sürduruyor:
"Türk sinemasında yalnız ve
yalnız bir tek kişi odemiştir fa-
turayı. Yılmaz Güney: Gerçek
sinemacı, o yalansız, o güzetim
insan."
Önumuzdeki aylarda çekim-
lerine başlanacak; Abdi tpekçi'-
nin yaşamını konu alan filmde
Abdi ipekçi'yi eanlandıracak
olan Halil Ergün'le bu röporta-
jı, 'izinsiz gösteri yürüyüşü'
yaptığı ve siyasi içerikli pankart
taşıdığı savıyla DGM'de ifade
verdiği gün yaptık ve Ergün söz-
lerini şoyle noktaladı:
"Benim seçimim belli, haya-
tım belli. Yasamım kendimin
ispatıdır zaten."
Kültür-Sanat
ödüJJeri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Kultur
Bakanlığı 1990 Kültür ve
Sanat Büyük Ödulü ile
tiyatro ödulleri dün akşam
Resim Heykel Müzesi'nde
duzenlenen bir törenle
sahiplerine verildi.
Heykeltıraş Zuhtü
Müridoğlu kültur sanat
büyük odülüne değer
görüldü. Dostlar Tiyatrosu
en başarılı tiyatro
seçilirken, Refik Erduran
da en başarılı tiyatro yazan
ödülünü aldı. "Sevinç ve
Sevgi" adlı oyundaki
rolüyle Devlet Tiyatrolan
sanatçısı Gülgun Kutlu ve
"Kral Lear"deki rolüyle
Tilbe Batum en başanh
kadın oyuncu, "Beyaz
Geceler"deki rolüyle
Mehmet Atay en başarılı
erkek oyuncu, "Töre" adh
oyunla Şakir Gürzumar en
başanh yönetmen odülüne
değer görüldüler. Yazar
Aziz Nesin'e ise Türk
tiyatrosuna katkılan
nedeniyle jüri özel ödülü
verildi.
Oğretmenlere
otobüs bedava
• ANKARA (AA)— Milli
Eğitim Bakanı Avni Akyol,
Türkiye genelinde
öğretmenlerin belediye
otobüslerinden ücretsiz
yararlanmalannı
sağlayacaklarını bildirdi.
Bakan Akyol, Kamu
Çalışanlan Dergisi'ne,
bakanhğın çeşitli
konulardaki çalışmalannı
anlattı. Akyol, universiteye
giriş sisteminde yapılacak
değişiklik çalışmalarının
devam ettiğini, ancak halen
idealini bulamadıklarını
söyledi. Akyol
"lyiyi, verimliyi, başanlıyı
ölçmeyi istiyoruz" dedi.
Dünya Bankası
ödül verecek
• ANTALYA (AA) —
Güney Antalya Altyapı
Hizmet Birliği'nin yaptığı
çahşmalar, Dunya Bankası
tarafından ödüllendirilecek.
Antalya-Çamyuva arasında
turizm altyapısının
oluşmasını sağlayan Güney
Antalya Altyapı Hizmet
Birliği, bu yıl da bu
bölgede çöp istasyonlan ve
yeni antma tesisleri
kuracak. Dunya Bankası
tarafından birliğin
çalışmalarının başanh
bulunmasım memnurüyetle
karşıladıklarını belirten
Antalya Valisi Erol Tezcan,
biriik tarafından bu
bölgede çöp istasyonlannın
kurulacağını da söyledi.
Uçak düştü: 2
şehit
• BALIKEStR
(Cumhuriyet) — Balıkesir ,
Halalca köyü yakınlanna
düşen askeri uçakta
bulunan bir binbaşı ile bir
yüzbaşı yaşamlannı yitirdi.
Edinilen bügilere göre Çiğü
Ana Jet Üssü'nde görev
yapan Binbaşı Hilmi
Şekerci ve Necdet Gümüş
eğitim uçuşlan yapmak
üzere Balıkesir'e geldi. Dün
öğle saatlerinde T-33 tipi
eğitim uçağı ile Balıkesir '
Ana Jet Üssü'nden
havalanan pilotların kısa
süre sonra uçakta meydana
gelen arızayı fark ettikleri
bildirildi. Askeri bilirkişi
kazadan sonra yaptığı
açıklamada, "Üç uçak aym
anda kalktı. Kentin üzerine
geldiklerinde arkadaki uçak
yalpalamaya başladı.
Gittikçe alcalan uçak daha
sonra Halalca yakınlarında
yere cakıldı" dediler.
Açıköğretiın
sınavlan
• ANKARA (ANKA) —
Açıköğretim Fakültesi'nde
1990-1991 öğretim yılı ara
sınavlan 23-24 mart
cumartesi ve pazar günleri
yapılacak. Sınavlar Oğrenci
Seçme ve Yerleştirme Smavı
(ÖSYS) düzeninde, 22 sınav
merkezinde gerçekleştirilecek.
tç hatlara yeni
uçak
• Haber Merkezi—
Fransız-ltalyan ortak
yapımı ATR-42 tipi yolcu
uçakları THY ve THT
yetki'ilerine tanıtılacak.
Türk Hava Taşımacıhğı'nın
(THT) iç hat seferlerinde
kullanılmak üzere yeni
uçaklar aradığının
duyulması üzerine
Istanbul'a getirilen 48 yolcu
kapasiteli ATR-42 uçağı,
salı günu Ataturk
Havalimanı'nda
duzenlenecek bir tanıtma
uçuşu ile THY ve THT'nin
uçucu ve teknik
görevlilerince incelenecek.