Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 MART 1991 HABERLER CUMHURtYET/3
Istanbul Belediyesi "Osmanlı ve DaJan" dönemini anımsattığı nedeniyle çiçeği boykot etti
Sözen'inlale \asağlPolitik çiçek İstanbul Park ve Bahçeler
Müdürii Tarık Konal, lalenin
dikilmemesini "politik bir karar" olarak
niteledi ve Osmanlı ve sefahat dönemini
anımsattığı gerekçesiyle artık park ve
bahçelerde ekilmediğini söyledi.
Dalan'dan tepki İstanbul'un eski
belediye başkanı Bedrettin Dalan, lale
ekiminin "politik" gerekçeyle
durdurulduğu haberi üzerine "Buna
inanmak çok güç. Sözen dönemi lale
düşmanlıgı olarak anılacak" dedi.
AYŞE Y1LDIRIM
İstanbul'un simgesi haline ge-
len lale, Büyükşehir Belediye-
si'nce "politik damga" yiyerek
dikimi durduruldu.
Üç yıl önce HoUanda'dan ge-
tirilerek Haliç kıyılan ile park ve
bahçelere dikilen laleye Beledi-
ye Başkanı Norettin Sözen'in
karşı çıktığı ve yeni soğan diki-
minin durdurulduğu belirtildi.
Bdediye Park ve Bahçeler
Müdürtûğü yetkiliferi, Sözen'in
talimatı olmadığından dikim
yapmayacaklannı açıkladılar.
Aynca lalenin "Osmanlı ve
Dalan" dönemini hatırlattığı
için dikilmemesinin politik bir
karar olduğunu söylediler.
Eski Belediye Başkanı Bed-
rettin Dalan ise "Laleyi siyasi
saymak! Alüuna öiecegiın grfir-
di bu gdmezdi. Laieye düşman-
lık kthürsöztiiktttr. Sözen dö-
nemine arük "lale düşmanlığı
devri' denilecek ' dedi.
Bedrettin Dalan Haliç'teki yı-
kımlardan sonra, kıyılara ilk
etapta 10 bin lale soğanı dikmiş-
ti. Bu lale soğanlan, Hollanda
Amsterdam Belediyesi'ncc gön-
derilmişti. Daha sonra bu so-
ğanlann üretümesiyle üç yıl ön-
ce bir milyon olarak dikilmişti.
Haliç kıyılan, Emirgan ve Va-
tan Caddesi'ne dikilen laleler,
Istanbul'a değişik bir gıizellik
vermişti.
Laklerin açış dönemine giri-
lirken park ve bahçelerde hiçbir
çalışmamn gömlmemesi nede-
niyie bu konuyu belediyenin
Park ve Bahçeler Müdürii Ta-
nk Konal'la görüştuk. Konal,
"Lale dikilecek mi" sonımuza
biraz kızarak şöyle dedi:
"KoBoşma yetkim yok, ama
lale poütik bir karanhr. Lale,
Osmanh'da zevki sefahat devri-
nin semboiüdiir. Osmanhnın
semboliinü camnuriyet döne-
minde yasatmaya gerek varsa
çarşaf da yasasın o zaman. La-
leyi ben tstaabul'a yaJuştıramı-
yonun. Çok daha kaiıcı mev-
rimlik çicekler rar, onlar diki-
iebüir."
Park ve Bahçeler Müdürii
Tank Konal ile konuşmamız
şöyle sürdü:
— \ma lale bir çiçektir, gü-
zd bir bitkidir.
KONA1 — Olsun. Çok pa-
halıdır, çok kısa süre açan bir
çiçektir. İstanbul gibi susuz ve
tozlu, yoğun egzoz gazı aJtında-
ki bir kentte bence daha kabcı
bir bitki dikmek gerekir. Bu,
göz boyamadan öte bir hiz-
mettir.
— Çiceklerin ekilmesine Sö-
zen mi karar veriyor?
KONAL — Hayır ekümesine
karar vennez. Size söyleyip söy-
lememe karar verir.
— LaMerin ekimesİM Sözen
karar veriyor demiştraiz?
KONAL — Evet, laleye verir.
Çünkü lale Osmanlı'da bir dö-
nemin sembolüdur ve politik bir
karardır.
— Ama laleyi politik olarak
degerlendinnemek gerekir.
KONAL — Ama ben öyle de-
ğerlendiriyorum. İstanbul Bele-
diyesi'nde her şey politiktir. Be-
vau
tstanbul'un park ve bahçelerindeki laleler "sakıncalı" damgası vryince kaderierine terkeditdikr. Poliükaya kanşmasalar da poUtikzedeler oktumr.
lediye başkanımız da politikacı-
dır. Onun iç:n bizim çok ölçülü
olmamız lazım.
— Laie yasağı galiba Dalan
döneminden kaynaklanan bir
şey.
KONAL — Evet, Dalan dö-
neminin tarihe nasıl geçtiğini he-
pimiz biliyoruz. Bir tekerleme-
si vardır: "Dalan devri, talan
devri". Bir devrin sembolünü il-
le de yerleştireceğim diye uğra-
şırsanız, o tstanbul'a hizmet
olmaz.
— Yani si2 laleyi Haliç kıyı-
lanna uygun görmnyorsunuz
demek ki?
KONAL — Size soruyorum,
Haliç'e yakışıyor mu lale? Ha-
liç temizlenmeden o koku için-
de hiçbir insan oraya lale seyret-
meye gitmez. Birkaç tane serse-
ri, birkaç tane evsiz barksız ço-
cuk, işsiz güçsüz birkaç insan-
dan başka Haliç kıyısındaki
parklardan hiç kimse yararlan-
mıyor. Haliç'in de ifadesi budur
bence de.
Dalan'ın tepkisi
Eski Büyükşehir Belediye
Başkanı ve DMP Genel Başka-
nı Bedrettin Dalan, lale dikimi-
nin durdurulmasını üzüntüyle
karşıladığını söyledi. Dalan,
"ÇiçegİD, lalenin politik oldu-
ğunu da doyduk, hayret doğnı-
sa. Ekilenler de kalmadı maa-
lesef. Gecen gun Haliç tarafına
gectim, bırakın laleleri, agaçla-
n da kesmişler. İçim kan agla-
dı. Ben aynlırken 'laleterime sa-
bip çıkın' derken, aklıma gebni-
yordu ki agaçlar da kesilecek"
dedi.
SHP'li belediyeyi suçlarken
"Peld bizim yaptıklanmızı be-
genmiyorlar, ama sen ne yaptın
be kardeşim" dedi ve şöyle
konuştu:
"Laleye karşı çıkmak Türk
tarih ve köttiiriınü bilinemekür.
Tttrkler OrU Asya'dan gelir-
ken, koyununu, çadınnı ve la-
lesini getirnıiş. Ona göziinün ışı-
ğı gibi bakmış, tsUnbal'da bü-
yttünüş. Bir devir gelmiş ki lale
en iist seviyesine çıknuş. Ve o
devre ismini venniş: Lale dev-
ri. Şairlere sembol olmuş cami
kubbesine, medresenin kapısına
motif olmuş, bu bir kultür ola-
yı. Laleye duşmanlık kültürsüz-
liik, başka bir şey degil. Çiçegi
siyasi saymak, aklıma olecegim
gdirdi de bu gelmezdi. İstan-
bul'un sembolü laledir. Anla-
mazsalar, onu kiiituriine, tari-
bine inmezseler, saçma sapan
şeyler yaparlar. Bu devre iale
düsnualıgı devri' denecek ar-
tık."
PTT, casus uyduyla temasa geçiyorTürkiye'deki ABD üslerinde, uyduaracılığı ile yürütülen savunma
sisteminin yeni altyapı sistemini PTT kuracak. Amerikan üslerinde
PTT tarafmdan kurulacak modern teknolojik sistemin Türkiye'ye 175
milyar lira döviz girdisi sağlayacağı belirtiliyor.
UFUKTEKİN
ADANA — Incirlik başta olmak üzere Tür-
kiye"deki ABD üsleri iletişim sisteminin tekno-
lojisindeki son gelışmelere uyarlanmak üzere A^
dan Z'ye yenileneceği öğrenildi. "Amerikan Sa-
vunma betişim Sisteminin Gelistirilıneri"ne yö-
nelik çauşmalara Körfez savaşından hemen sonra
başlarurken, söz konusu yatırım dolayısıyla Tür-
kiyVnin 175 milyar lira karşılığmda döviz girdisi
sağlayacağı belirtildi
Körfez savaşında Irak'a yönelik hava saldın-
lannda yoğun biçimde kullamlan tncirlik, Irak'ı
ve Ortadoğu'yu izleyen Pirinçlik ve kuzey kom-
şumuz Sovyetler Birliği'ni gözleyen Sinop Üssü
dahil olmak üzere Türkiye'deki alü Amerikan üs-
sü ve ek tesislerinde en son teknolojik gelişme-
leri içeren bir iletişim sistemi kurulmaya başlan-
dı.
Körfez'deki savaş sırasında ortaya çıkan ve
özelhkle Irak'ın fırlattığı Scud füzelerinin yönü-
nün belirlenmesi ve fırlatma anının saptanması
sırasında yaşanan bazı aksaklıklar nedeniyle
mevcut iletişim sisteminin miadını doldurduğu
sonucuna vanldı.
Amerika Birleşik Devletleri Lojistik Grubu
Komutanhğı'ndan (TUSLOG-The United States
Logistics) edinilen bilgilere göre Akdeniz Bölge-
si Savunma İletişim Sisteminin Geliştirilmesi
Programı (The Defense Communications System
Mediterranean Improvement Program-DMIP))
ile ilgili olarak 1985 yılında Birleşik Devletler hü-
kümeti tarafmdan bir proje hazırlandı. Üslerin
modernizasyonu çaüşmasunn en önemli halka-.
smı oluşturan iletişim sisteminin yenilenmesiyle
ilgili olarak 14 Aralık 1988 tarihinde PTT ile
ABD hükümeti arasında bir sözleşme imzalan-
dı. Anlaşma gereği PTT, ABD'ülerin kullammı
için çağdaş teknolojik gelişmelere dayalı olarak
üslerinde yeni bir iletişim sistemi kuracak ve bu
sistemin bakım kontrolünü yapacak.
ABD Hava Kuvvetleri'yle TUSLOG'dan sağ-
lanan bilgilere göre Körfez savaşının sona erme-
siyle birlikte hemen başlatılan çalışmalar Türki-
ye'deki ABD üs ve tesislerinden lncirlik, Pirinç-
lik, Sinop, tzmir, Çakmaklı ve Ankara'yı kapsı-
yor. lncirlik ek tesislerinden Karataş haberleşme
istasyonunu da kapsayan yeni sistemin "modası
geçmiş" yöntemlere son vereceği ve "alucı, ge-
çertt ve göncel bir iletişim kanah" kuracağı be-
lirtildi.
Verilen bilgiye göre ABD askerlerinin kullana-
cağı telefon, teleks, faks, radar ve diğer sistem-
ler 1991 yıhnın eylül ayına kadar yenilenmiş
olacak.
Indriik boşahyor
ABDTi üst düzey askeri kaynaklar, sistemin re-
organizasyonu için uzaydaki altı uydu ile Anka-
ra, tncirlik, Pirinçlik, Sinop, lzmir ve Çakmaklı
arasında bağlantı kurulacağmı beUrterek, "Sis-
tem bir NATO ussö otdugn için Batman'ı kap-
samıyor. PTTyle yapılan anlaşma geregi proje
için 50 milyon dolar (yaklaşık 175 milyar lira)
ödenecek" dediler.
Bu arada Körfez savaşı sırasında lncirlik ve
Batman üslerine gönderikn 15 bine yakın Ame-
rikalı asker ve uzman ülkelerine dönmeye başla-
dı. tncirlik'teki askerlerin bir bölümünün eski gö-
rev yeri olan Avnıpa'daki üslere kaydınlacağı bil-
dirildi. Geri dönüş yolculuğunun önümüzdeki 10
gün içinde tamamlanabileceği bildirilirken, gü-
venlik gerekçesiyle daha önce ABD'ye gönderi-
len sivil personel ve askeri personelin eş ve ço-
cuklannın ise Incirlik'e tekrar ne zaman gelecek-
leri konusunda kesin bilgi verilmedi.
Yine Körfez savaşı nedeniyle lncirlik Üssü'nde
konuşlandınlan Amerikan savaş uçaklannın bir
bölümü Avnıpa'daki üslere döndü. Edinilen bil-
giye göre F-111'lerin büyük bölümü önceki gün
ve dün, F-4'Ier dün tncirlik'ten aynldı. E-C 130
uçaklannın bugün, F-15'lerin ise yanndan itiba-
ren Avrupa'daki üslere kaydınlacağı belirtildi.
Yetkililer, tncirlik Üssü'nde kalacak savaş uçağı
sayısının "normal dönem"deki kadar olacağını
beürttiler.
BÜYÜK DEPRE>ILERİN BİLANÇOSU
Türkiye 63 yılda
58 kez sarsıldı
YILMAZ GÜMÜŞBAŞ
ANKARA — Nüfusumuzun
yüzde 95'ini oluşturan 54 milyon
kişinin deprem kuşaklan üzerin-
de kurulu yerleşim merkezlerin-
de yaşadığı, büyük sanayi mer-
kezJerinin yüzde 98'inin de dep-
rem bölgesi kapsamına giren
yerlerde kurulu olduğu beürlen-
di. Halen ülkemizde kurulu ve
işletmeye açık 106 baraj ve hid-
roelektrik santralımn da deprem
kuşaklan içinde yer aldığı
saptandı.
Türkiye Jeofızik Mühendisle-
ri Odası'mn konuyla ilgili ola-
rak yayımladığı bir raporda, ül-
kemizde deprem olayına hâlâ
"Tann gazabı" ve "kader" gö-
züyle bakıhnası eleştirilerek ko-
nunun devlet politikası olarak
ele ahnması, bilimsel ve çağdaş
çalışmalar yapılması istendi.
Odarun yayımladığı ve jeofi-
zik mühendisleri Sinan Gençog-
la, Engin Inal ve Hiiseyin Gii-
ler tarafından hazırlanan
"Tnrkiye'nin Deprem Tehükesi"
konulu raporda özetle şöyle
denildi:
"Türkiye bir deprem ülkesi-
dir. Geçmişle deprem zararlarm-
dan oMnkça fazta etkilenen ül-
kemizde, fceniz depremle Ugiü
bir yasa hazırlanmamıştır. Bu
nedenk deprem Be flgfli ana dl-
siplmtermtnmnnde,çokzorb«-
Innan yetişmiş insan gncnmiiz
oimaaaa luurşu, disipimler arası
koordinasyona gerek gösteren
bilimsel araştınnalar yeterince
yapmnamıştır. Sanıyonu sosyai
devlet otmanın ön koşoln, insa-
nın can göTeûigini otabadigin-
ce saglamaktır. Ulkemizin dep-
rem poirükası, devletin biiim
poütikaa içinde yer almah »
Hızlı ve çarpık kentleşme so-
nucu yeni uydu kentler ve çok
kath binalar üretildiği belirtilen
raporda, "Bn binaiar öretmrken
sadece yasal olarak talep edilen
baa teknik doknmanlann U-
mamlanması acısudan ıon de-
rece yüzeysd Jeoteknik raporiar-
la,DÖroknrtikislemleryerinege-
tirilmektedir " denildi.
Türkiye'de son 63 yıl içinde
can ve mal kaybına yol açan 58
büyflk deprem oldu. Bu dep-
remlerde toplam 57 bin 557 va-
tandaşunız hayatını kaybeder-
ken 321 bin 380 konut da tama-
men veya kısmen yıkıldı.
Her 13 ayda bir orta şiddette
depremin olduğu belirlenen
Türkiye'de ilk büyük deprem
1939 yılında Erzincan'da kayde-
dildi ve toplam 32 bin 962 va-
tandaşımız hayatını kaybetti.
Savaş bitmeliydi... Bitti!
Barışı kurmak ve korumak için...
Işığa ve aydınlığa kavuşmak için...
Hayat
bilgiyle beslenmeli şimdi...
Bilgiyle zenginleşmeli!
BRITANNICA
COMPTON'STürkiye'nin yeni bilgi kaynağı
BUGUN
AUSIRMEN
Kürt Sorunu
Önce tabuları yıkalım.
Kürt sorununu değil çözmek, her olasılığı içerebilecek bi-
çimde, enine boyuna tartışmanın önündeki tüm engelleri kal-
dıralım, korkuyu bir yana atalım. Artık şunu anlamalıyız ki
demokratik bir çözüm ancak tabusuz, özgür tartışma orta-
mında sağlanabılir.
Geçen gün yabancı gazeteci ve diplomatlarla bir arada
yemek yiyorduk. Bölgeyi iyi bilen bir İngiliz gazetecisine sor-
dum:
— Siz olaya daha nesnel bakabilirsiniz. Sizce Kürt soru-
nunda çıkış yolu nedir?
— Bölgeye çok kez gittim. İzlenimim o ki orada yaşayan-
lar çözümü Türkiye'nin sınırları ve toprak bütunlüğu içinde
görüyortar dedi meslektaşım ve ekledi:
— Ama oradaki resmi uygulama insanları başka yönlere
itmeye yönelik.
Kendisine hak vermemek elde değildi. Bugüne kadar böl-
gedeki uygulamalar çoğunluğun isteğini sanki değiştirme yö-
nündeydi.
Dil, kültürel haklar ve kimlik üzerindeki baskılar kalkma-
lıydı.
Gerçi Turgut Bey bu konuda pek çekingen ve yetersiz de
olsa bir adım atmış gibi görünüyordu.
Acaba gerçekten atmış mıydı?
Türkiye'de etnik kökeni ne olursa olsun, bir aydın, sıra-
dan bir yurttaş Özal'ın hiçbir elle tutulur sonuç vermemiş,
resmi tutumda değişıklik yaratmamış sözlerine kanarak ko-
nuşmaya ya da yazmaya kalksa büyük olasılıkla hapsi boy-
lar.
Turgut Bey bu konuda yakından denetlediği hükümet ve
ANAP ile bile görüş birliğine varamamış, bu engelleri dahi
aşamamışiır.
Kaldı ki Turgut Bey'in iteri sürdükleri de son derece ye-
tersizdir.
İnsanlar anadillerini konuşabildikleri gibi o dilden gazete,
dergi ve kitap da yayımlayabilmeliler.
Türkiye'de ingilizce, Fransızca, Almanca yayınlar yapılmı-
yor mu?
Aynı şekilde, resmi dilde öğrenim yapan okullar, onun yanı
sıra Kürtçe eğitim de yapabilmeliler.
Türkiye'de aynı şekilde, resmi dilin yanı sıra İngilizce, Fran-
sızca, Almanca, İtalyanca öğretim yapan okullar yok mu?
Bu da yetmez. Konuyu, bütün boyutlanyia ve her, ama her
olasılığı içerecek biçimde tartişabilmek de çözüm tçin zorun-
lu.
Bu noktaları hiç çekinmeden belirtmeliyiz.
Bu engellerin Kürt sorununun çözümünü olanaksız kıtdı-
ğını açıkça söylemeliyiz.
Yine aynı şekilde Kürt ağalannın, beylerinin, şıhlarının mü-
tegallibesinin, sorunun demokratik çözümü önündeki şoven,
çıkarcı engeller olduklarını görmezden gelmemeliyiz.
Bu gerçekleri vurguladıktan sonra Turgut Bey'in Talaba-
ni ile dolaylı görüşmesine geçmek istiyorum.
Hemen belirtmeliyım ki Turgut Bey çok, ama çok tehlikeli
bir oyunun içindedir.
Körfez bunalımının başından beri Irak'ın toprak bütünlü-
ğüne saygılı olduğunu, bu ülkenin içişlerine karışmamaya
özen göstereceğini söylemışti.
Oysa Turgut Bey'in sonraki tutumu hiç de öyle olmadı.
Özal, Irak'ın içişlerine karışmaktadır. Acaba aynı davranışı
bir başka ülke benimsese ve Nurcan Akat'ın dünkü yazısın-
da da belırttiği gibi birisi Türkiye'deki Kürt sorununun çözü-
mü için Apo ile görüşüp bir Türk-Kürt federasyonu veya kon-
^ederasyonu önerse biz hangi duygular içinde olur, nasıl tep-
kı gösteririz?
Turgut Bey'in bölgede pek kendı başına davranmadığı ger-
çeği de göz önünde bulundurulursa son çıkışının VVashing-
ton'da kotarılmış bir master planın parçası olduğu söylene-
bilir. '
f
Bunalırnın başlangıcından beri ABD'nin planlannde-Wr
Kürt devletinin kuruluşunun bulunduğunu anlamamak için
saf olmak gerekirdi.
Bölgede kurulacak herhangi bir Kürt devleti, coğrafi ko-
numu çevresindeki devletler, ekonomik ve sosyai yapısı do-
layısıyla kaçınılmaz olarak anti-Arap ve anti-Türk olacak ve
yine kaçınılmaz olarak İsrail ile ABD'ye bağlı olarak Tel Aviv
ile VVashington'a Araplar, Türkler ve iranlılar üzerinde bas-
kı olanağını sağlayacaktır.
Bu gerçeği olayları izleyen herkes görüyor.
Eğer Turgut Bey son gırişimi ile böyle bir gelişimi önleye-
ceğini ve kendisine bir hami rolü sağlayacağını düşünüyor-
sa gerçekten düş görüyor demektir.
Nitekim Cüneyi Arcayürek arkadaşımızın dünkü yazısın-
da da belirttiğı gıbı gerek Talabanı, gerekse Parıs Kürt Ens-
titüsü sözcüsü Şevkı, Türkiye'de bulunan Kürtler'in sayısı
göz önünde bulundurulduğunda, Irak için önerilen çözümün
Türkiye için de geçerli olacağını açıkça söyiemişlerdir.
Irak'ta kurulacak Kürt devletinin yapısı gereği yayılmacı
olmasının kaçınılmazlığı da göz önünde bulunduruiuncado-
ğacak sonuçların neler olacağını kestirmek pek güç değil.
Öyle görünüyor ki Turgut Bey Atlantik ötesinden fıstlda-
nanlartn da etkisi ve iç politika kaygılanyla bu oyuna girmiş
bulunmaktadır.
Yetkisiz ve tabansız bir kişinin Türkiye Cumhuriyeti'nin
özünu ilgılendıren bir konuda böylesine keyfi, maceracı bir
tutumu benimsemesi ulkemizin 1923'ten bu yana karşı kar-
şıya bulunduğu en büyük tehlıkedir.
Evet tabuları yıkalım.
Bugüne kadar sürdürülen politikanın yürümediğini göre-
lım.
Kürt sorununu, her olasılığı içerecek biçimde tartışmayı
sağlayacak ortamı yaratalım ve demokratik çözüm için ön-
yargısız tartışma, araştırma ve politika üretme sürecine, ay-
nm yapmadan hep birlikte girelim.
Ama bunları yaparken emperyalizmin bölgedeki oyunla-
nna alet olmayalım.
Unutmayalım ki Kürt sorunu emperyalizmin manevralarryla
çözülmez. Ancak ve ancak başkalarına yarayacak daha bü-
yük düğümlenmelere ve büyük maceralara yol açacak ge-
lişmelere neden olabılir emperyalizmin hesapları.
(1953-1980)
Netaş işçisi
MUS1AFA
BENLÎOĞUJ'nu
ölümünün 11. yılında
saygıyla anıyonız.
Arkadaşlan-Ailesi Adına
Nazım Alpman
BAŞSAĞUĞI
Topkapı Sarayı Müzesi'nin değerli uzmankrından
emekli müzeci,
Sayın
AHAT BİKKUL'u
kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerisindeyiz.
Ailesinin ve müzeler camiasının acısıru paylaşır,
Allah'tan rahmet ve başsağlığı dileriz.
TOPKAPI SARAYI MÜZESİ MÜDÜRLÜĞÜ VE
TOPKAPI SARAYI MÜZESÎ'NÎ SEVENLER DERNEĞI
BAŞKANLIĞI
i