Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı. Cumhunyw Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anomm Şırltctı adına
Nadlr Nadi 0 Gcnct >a>m Muduru Hasa» OmaJ. Muessesc Muduru
E » « e l«aldıgıl. Yazı Işlcrı Muduru Okl) Gomsuı. 0 Haber Merkezı
Muduru Vıtçn Bqcr. Sayfa Duzcnı Yönnmenı. \k Acmr 0 Ttmsılcıler
ANKARA MlmnTan. 1ZMİR HikBd Çrtiaklyl. \D\?*\ Çtli« Yi**»otlu
I, Polılıka Criai B*luf*. Dn HaDCTkr fcfaa feki. Ekonornı C«afu TvrftaB. Is Scndıka Şokna lulraci kull
lıurbul HntKikrı Itaai bplk. EJmın b m Şnta. Vurl Hatıcrlcrı >«c*l Dafaa. Spor Dınısmanı
Duı >aztlaı kcfTH Ç»h*kM. Araşurma Şahta AJşa». Dıucitmt A k M d Yum % Koordınaıör tl
lilcr trol LıkM % Muhascbc h M *•« £ Bul.e Piuılama Sc-jı OBMtemthi 0 Rfklam V>X
Haba *kn>l 9 Idare K e n ı Oım 0 Ijrjnt Oadn Çcük 0 Bıigı Isltm Naıl lul £ Pcno
0 Mah
Ek tavınbr C a n a . l f W«"c». Dkaa
Sctçvk AU SVHCK. itMII TM
&ta»ı w >orai Cuıtıfjunyeı Mubualık « CazOcalık T A Ş. Turlooj, C«J » / «
343)4 la PK :«• ıianbul Td 512 05 05 I » hu), Telo 2^46. Fu (I) 526 «0 72 #
Buroler AaLan: Zrya Gûkâlp Biv IjıkılapS No 19'4,TeI 133 II 4M' THex 42344 F«x (4) 133
05 65 % b»ir H Zıya Bl> 1352 S. 2/3. Td 13 12 J0, T«ta 52359, Fa*. (51) I* 53 60
0 . l»nu Cad 119 5 No 1 IUı I, T« 19 37 52 (4 Uatl. fcta 62155, Fa> ('II 19 25 7t
TAKVİM: 13 MART 1991 Imsak: 4.48 Güneş: 6.13 Öğle: 12.18 tkindi: 15.36 Aksam: 18.14 Yatsı: 19.33
Kadınlar
miıııoza açtı
Bir haftadır her yer mimoza dolu.
Vitrinlerde, çiçekçilerde, kadınlann
yakalannda, evlerde... Her yerde mimoza var.
Çünkü 'kadın kurtuluşu'nun simgesi mimoza...
NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — 8 Mart Kadınlar
Günü geçti, ama mimozalar or-
talıktan kaybolmadı. Bir haf-
tadır her yer mimoza dolu. Vit-
rinlerde, çiçekçilerde, kadınla-
nn yakalannda, restoranlarda,
evlerde... Her yerde mimoza
var. Mimoza bu ülkede "Ka-
dınlar Günii"nün simgesi
çünkü.
önceleri Italya'nın faşizm-
den kurtuluşunun simgesiymiş
mimoza. 1946 martında kutla-
nan "Kurtulus Baynunı" için
ele geçirilmesi güç olmayan,
baharın ilk demlerinde açan
mimozalar benimsenmiş.
8 martın lanse edilmesinden
bu yana da "Kadınlann Kur-
tnluşu"nun simgesi haline gel-
miş mimoza.
Kadınlann karşı cinsin faşist
baskısından ne denli kurtuldu-
ğu henüz pek belli değil ama;
hoş kokulu mimozalann femi-
nizmin sivri uçlarını yumuşat-
tığı bir gerçek.
Yapılan araştırmalar, ltal-
yan kadınlarının yalnız yarısı-
nın feminist devrimin meyvele-
rinden faydalandığını ortaya
koyuyor. Evde şiddet ve daya-
ğa maruz kalan kadınlara des-
tek olmak amacıyla kurulan
"Pembe Tetefon'un bulgula-
n İtalyan kadınlanmn yansına
yakın kısmının (yüzde 43) hâ-
lâ dayak yediğini belirliyor.
"Pembe Tetefon" ilgililerı-
nin ezilen bu sessiz ordunun
temsilcileri olarak bugün
Ispanyol Merdivenleri (Piazza
di Spagna) meydanında yapıla-
cak olan S saatlik gösieride
protestolarını dile getirmeleri
bekleniyor.
Yapılan araştırmalar gene 10
milyona yakıu ttalyan kadını-
nın evde haftada ortalama Sl
saat çalıştığını ortaya koyuyor.
Bu herhangi bir diğer sektörde
çalışan herhangi bir işçiden da-
ha fazla çalışma saati anlamı-
na geliyor.
Ortalama ttalyan erkeği ev-
de kadına çok az yardım edi-
yor. Erkeğin ev işine katkısı
haftada ortalama 6 saati geçmi-
yor. Kısacası ttalyan kadınla-
nmn önemli bir bolümü hâlâ
günde 7-8 saatini yatak yap-
mak, yer temizlemek ve yemek
yapmakla geçiriyor. Bunun için
herhangi bir ekonomik kazanç
sağlayamıyor; çünkü üzerinde
çok konuşulmasına rağmen, ev
kadınlarına henüz maaş veril-
miyor.
Buna karşın iş hayatında yö-
netici sınıfının yalnız yüzde
3'ünü kadınlar oluşturuyor.
Hatta bankacüık gibi tutucu
sektörlerde yönetici düzeyinde
kadına hiç rastlanmıyor.
Bütün bunlar madalyonun
bir yuzü. Madalyonun diğer
yüzü ise ttalyan toplumunun
son 20 yıl içinde geçirdiği evri-
me ayak uydurarak gelişen,
toplum içindeki yerini sağlam-
laştıran ve mutlu olan bir ka-
dının portresini yansıtıyor.
*60'h yıllarda yaşanan "İtal-
yan mucizesi" ve '68'de patla-
yan feminist hareketin itisinin
'70-'80 arasında İtalyan toplu-
munun yasal yapısında büytik
değişikUklere yol açtığı görülü-
yor. 1971'de, Vatikan'ın baskı-
sıyla o zamana dek yasak olan
doğum kontrol hapının kulla-
nunı serbestleşiyor. 1974 mayı-
sında "ömiirboyn çöziilmez
bağ" anlamına gelen Katolik
evlilik mitosu da yıkıhyor ve
boşanma yasası geçiyor.
Ve nihayet 1978'de de kür-
taj yasallaşıyor. Böylesine çok
baskılı bir toplumu geride bı-
rakarak gerçek bir evrimin ar-
dından yasal haklarını elde
eden ttalyan kadını için artık
hiçbir tabu söz konusu değil.
Evlilik kadar yahıız yaşamak
ve tek basına çocuk sahibi ol-
mak gibi seçimler toplumda ge-
niş kabul görüyor. Sadakat ve
"kızük zan" bir değer sayılmı-
yor. Yapılan kamuoyu araştır-
malannda İtalyan kadınlanmn
yüzde 6S'i, kadının kendi ken-
dini ispatlaması için artık ço-
cuk doğurmasının şart olmadı-
ğnıı söyluyorlar. Ve "en hay-
ran olduklan" kadın sorusuna
da hiç evlenmemiş ve çocuksuz
iki kadını gösteriyorlar.
Bunlardan birini Nobel ödü-
lü alan kimyager Rita Levi
Mootalcini; diğerini de bir Hı-
ristiyan "azize"si Calcuttalı ra-
hibe "Mother Tberesa" oluş-
turuyor. Film yıldızı Ornella
Muti, bu iki yaşlı kadının çok
arkasından geliyor ve ancak 8.
sıraya sahip çıkabiliyor.
"Panorama" dergisinin yap-
tığı geniş kapsamlı bu araştır-
ma, ttalyan kadınının genelde
"kendisini mutla saydıgım"
(yuzde 80) ama bu denli kısa
sürede bu denli büyıik değışim-
lerden geçtiği için gerilimli ka-
rışık ve çelişkiler içinde olduğu-
nu vurguluyor. Biri bilim, di-
ğeri dini "azize"lerden oluşan
ve yaşamları büyük özverilere
dayanan bu iki kadına duyduk-
ları hayranlıklan dile getiren
ttalyan kadınlanmn üçte ikisi
her şeye rağmen, "kendiierini
ispatlamak için ev dışında ça-
lışraaya gerek duymadıklannı
belirtiyorlar. Ve yaşamlannın
en önemli olayı sorulunca da
çocuklarırnn doğduğu anı ha-
tırlıyorlar.
ttalyan kadının "şizofrcnli-
ği"ni televizyon da yansüıyor.
Hiçbir Batı ülkesi ttalyan tele-
vizyonu kadar kadını bir "seks
objesi" olarak kullanmıyor.
Sophia Loren ve Gina Lollob-
rigida'lı günlerden beri kaiın
dudakh, büyük goğüslü, büyük
kalçalı kadınlardan hoşlanan
ttalyanlar; televiz>'onda bol bol
cömertçe "deierlerini" teşhir
eden cinsel arzu simgesi gör-
mekten hoşlanıyorlar.
Bu değişmez kural eğlence
programlarında ekrana gelen
bol makyajh, payetli, deve ku-
şu tüylü kabare kızlarından ül-
kenin en sevilen spor programı-
nı yöneten daracık ve minicık
etekli Alba Parietti'nin tahrik
edici albenisine dek uzamyor.
Program takdimcilerinin ve ha-
berleri veren birbirinden alım-
lı gazetecilerin kısa etekleri,
dantelli iç çamaşırlan sık sık
gazetelere konu oluyor.
Feminizm bile ltalya'da ar-
tık pek az kadın için nüanssız
bir kadın - erkek eşitliği anla-
mına geliyor. özellikle '70 son-
rası genç kuşak kadını, toplum
içinde farklıhğını kabul ettire-
rek bir yer edinmek istiyor.
"Tam vatandaşlığa", çekici
olan kadınsılığı feda etmeden
geçmek istiyorlar. "8 Mart"
günü 48 parlamenter ve 11 se-
natörden oluşan ve yalnız ka-
dmlardan meydana gelen "par-
lamentolararası komisyon" ha-
zırladığı 25 yeni yasa tasansını
sunarken bu hedefı gözettiğini
açıkhyordu.
Kadının iş dünyası içindeki
yerini iyileştirmek, okullarda
cinsel eğitimi, "daha insani
şartlarda" doğumu, çocuk yu-
valan reformunu ve yeni aile
düzenini konu alan bu yasa ta-
sanlan artık tek başına yaşayan
ve çocuk sahibi olan kadını da
kommayı hedefliyor.
İstanbul'da geleneksel festival için dev kültür merkezi kurulacak
Ayazağa'ya şenlik köyüLALE FİLOĞLU
Her yıl bilet kuyruklan uza-
yıp giden tstanbul Festivali et-
kinlikleri üç yıl sonra Ayazağa
köyüne taşınacak. Gerçekten de
bir köy olan ve Osmanlı zama-
nında padişahların aviandıkla-
rı, dinlendikleri Ayazağa köyü-
ne bağlı 66 bin metrekarelik ala-
na kurulacak görkemli bir kul-
tür merkezi ileride yerli ve ya-
bancı çok sayıda müzisyenin
mekânı olacak.
tstanbul'un nüfusuyla ve fes-
tivale olan ilgiyle birlikte uzayan
bilet kuynıklannda belki önemli
bir değişiklik olmayacak, ama
tstanbul ilk kez üç bin kişilik
gerçek bir kapalı müzık salonu-
na kavuşacak. Üstelik bu kavus-
marun tarihi bir yanı da olacak.
Çünkü bu alan, yıllar yılı 111.
Kolordu Komutanlığı'na bağlı
kalmış Ayazağa Kasrı, Suvari
Alay Birliği Köşku ve Çinili Köş-
kü de kapsıyor.
Osmanlı döneminde padişahların dinlence yeri olan Ayazağa
köyünde 66 bin metre karelik alana kurulacak görkemli
kültür merkezi, festival etkinlikleri dışında sanatçılar için
sürekli bir mekâna dönüşecek.
Bu kültür merkezi ile birlikte İstanbul, ilk kez üç bin kişilik
gerçek bir kapalı spor salonuna kavuşmuş olacak.
tstanbul'da buyuk bir kültür
merkezi inşa etme duşüncesinin
ilk doğuşu eski Cumhurbaşka-
nı Kenan Evren'e kadar uzanı-
yor. Konser büeti alabilmek için
Atatürk Kültür Merkezi önün-
de sabahın erken saatlerinde
bekleşen sanatseverleri gören
Kenan Evren, bunun mekânla-
rın küçuk olmasından ileri gel-
diğini oğrenınce, "III. Kolordu
Komutanlığı'na baglı Ayazaga'-
daki alanı verelim" demiş. Fes-
tivali duzenleyen İstanbul Kül-
tur ve Sanat Vakfı'nın yıllardır
sıkıntısını çektiği mekânsızlık
sorununa da boylece çözüm
umudu doğmuş. Bu arada İstan-
bul Kültür ve Sanat Vakfı Yöne-
tim Kurulu Başkaru Nejal Ecza-
cıbaşı'nın kişisel girişimleri, is-
tanbul Kültür Merkezi projesi-
nin oluşmasına hız vermiş.
ANAfiSHP kol kola
tstanbul Kültür Merkezi, bel-
ki de ilk kez ANAP hükümeti
ile SHP'li tstanbul Belediyesi'-
nin bir konuda "hemfikir" ol-
malannı sağladı. Çünku bu kül-
tür merkezinin yapılmasını hem
hükumet hem de belediye "canı
gönulden" destekledi. Turgut
Ozal, başbakan olduğu donem-
de, merkezin bir kongre salonu
olarak da kullanılabileceği nede-
niyle bu projeye ilgi gösterirken
İstanbul Anakent Belediye Bas-
kanı Nurettin Sözen, kendi dö-
neminde tstanbul'un bir kültür
merkezine kavuşmasından kı-
vanç duyduğunu ve kanunlar
çerçevesinde her türlü kolayhğı
sağlayacağını belirtti.
Tstanbul Kültür Merkezi için
yerli ve yabancı beş mimarlık
kuruluşundan proje istendi. Bu
projeler, Ahraet Gülgönen'in
yönettiği APRAH, Minoru Ya-
masaki grubunun yönettiği bir
ABD kuruluşu, Tımcay Çavdar-
ın yönettiği Atölye T., bir lngi-
liz kuruluşu olan ARUP Asso-
ciates ve yine bir ABD kurulu-
Mininin çarpıcılığı,Daha ilkbahar-yaz
_ _ mevsimine girmeden
modacıiar 1991-92 sonbahar-kış ko)eksi>onlarını Paris ve dun-
yanıo büyük raoda merkezkrinde sergilemeye başladılar bile. Önu-
miizdeki sonbahar-kış mevsiminde neler yok ki.. Upıızun
mantoların altına givilen minicik etekler, emprime bluzlarla
"evlendirilen" ekose etekler, lüy gibi hafif kaşmir pardosülerin
altına giyilen uzun, derin yırtmaçlı etekler... Önümüzdeki kış tay-
yörterin iizerine atıian ekose şallar da çok revaçta olacak. Ve ta-
bii biitün kıyafetleri şapkalar tamamlayacak. Bir ilginç yenilik
de, yıllardır unutulan kapüşonlu kazaklann geri döniişü. Balık-
sırtı ve tweed desenler bu mevsim de çok tutulacak. Ve renkler
yine siyah-beyaz, domates kırmızısı... Aklınıza başka ne çarpıcı
renkler geliyorsa koleksiyonlarda hepsi var. Fransa'nın yeni yeni
tanınmaya başlayan isimlerinden Lolita Lerapicka da, kendi ko-
leksiyonunda ceketlerinin önu diiğme yerine kocaman tokalarla
tutturulan tayyöriere yer vermiş. Kısacası 1991-92 sonbahar-kış
modası yeniliklerle dolu ve çok ilginç. (Fotograf: AFP)
şu olan Skidmoore Owings and
Merrill'e ait.
Proje müdürlüğünü Teoman
Germiyanlıgil, proje koordina-
törlüğünü Nilüfer Konuk'un
yaptığı bu çalışmada proje seçi-
mi için bir kunıl oluşturuldu.
Doç. Dr. Havati Tabanhoglu,
Prof. Tuluf Baytun, Prof. Muh-
teşem Giray, Kültür BakanhgYn-
dan mimar Mehmet Tnç'un yer
aldığı seçici kurulun başkanhğı-
na Yüksek Mimar Dofan Teke-
li getirildi. Verilen projeler ara-
sından Skidmoore Owings and
Merrill firmasıyla ARUP Asso-
ciates'den gelenler seçici kurulun
favorileri olarak gösteriliyor.
Proje seçiminin ay sonunda ger-
çekleşmesi bekleniyor.
Hazırlanan programa göre İs-
tanbul Kültür Merkezi 3 bin ki-
şilik konser ve kongre salonu,
350 kişilik oda müziği konser
salonu, 450 kişilik açıkhava ti-
vatrosu, yaz muzik okulu için
öğrenci çalışma odaları, idari
bölümler, sanatçılann çalışma
mekânları, müzik kitaplannın
yer alacağı bir kütüphane, res-
toran ve kafeteryadan oluşacak.
Kültür Bakanlığı aracılığıyla ve-
rilen 66 bin metrekarelik alanın
yaklaşık 20 bin metrekaresi bi-
nalar için kullamlacak. Geriye
kalan yeşil alan ise tekrar düzen-
lenecek.
Tarihi yaşatacak
Bu arada 66 bin metrekarelik
alan içinde bulunan Ayazağa
Kasn restore edilerek bir yaz
müzik okulu olarak kullamla-
cak. Dolmabahçe Sarayı'nın mi-
marlan olan Balyan ailesi tara-
fından II. Abdiilhamit'in iste-
ğiyle inşa edilen Ayazağa Kasrı,
padişahların zaman zaman av-
ianmaya gittiklerinde dinlendik-
leri bir köşk olarak kullanılmış.
Süvari Alay Birliği Köşkü ise
1890'lı yıllarda yaptınlmış ve
adından da anlaşılacağı gibi sü-
vari birlikleri tarafından kulla-
nılmış. Tarihi yapılardan en kü-
çüğü ancak en ilgi çekicisi olan
Çinili Köşk ise II. Sultan Mah-
mut zamanında inşa edilmiş. İki
odadan oluşan bu köşkun 100
metre uzunluğundaki havuzun-
da yapılan yiizme yanşlan padi-
şah tarafından izlenirmiş.
Cumhuriyet döneminde aske-
ri birlikler tarafından konıma-
ya aünan yapılar, proje koordi-
natörü Nilüfer Konuk'un söyle-
diğine göre oldukça iyi korun-
muş. Müzik okulu olarak kulla-
mlacak Ayazağa Kasn, sergi ve
enformasyon merkezi olarak
kullanılacak Suvari Alay Birli-
ği Köşkü ve Çinili Av Köşkü
TAÇ Vakfı (Türkiye Anıtlar
Çevre Turizm Değerlerini Koru-
ma Vakfı) tarafından restore
edilecek. Ancak bu restorasyon,
tstanbul Kültür Merkezi'ni inşa
edecek firmanın çalışmaların-
dan bağımsız olmayacak.
Finans kaynaklan
tstanbul Kültür Merkezi'nin
en önemli yönü olan finans kay-
naklan ise üç ayn bölüme aynl-
mış durumda. 30 milyon dola-
ra (yaklaşık 100 milyar lira) mal
olacağı belirtilen İstanbul Kül-
tür Merkezi için devletten 10
milyon dolar, yurtdışındaki ku-
ruluşlardan 10 milyon dolar ve
yurtiçindeki özel sektörden 10
milyon dolar toplanması bekle-
niyor. Belirtildiğine göre tstan-
bul Kültür ve Sanat Vakfı Yöne-
tim Kurulu Başkanı, işadamı
Nejat Eczacıbaşı hemen her Av-
rupa gezisinde kimı yabancı ku-
ruluşlardan konuyla ilgili sözler
ahyor. Nejat Eczacıbaşı ayrıca
1987 yılından bu yana kültür
merkeziyle ilgili olarak Kultur,
Türizm, Dışişleri, Bayındırlık
bakanlıklan, tstanbul Anakent
Belediye Başkanlığı ve Cumhur-
başkanı Turgut Özal ile sayısız
görüşmelerde bulundu.
İstanbul Kültür Merkezi'nin
inşa edildikten sonra nasıl işle-
tileceği konusu henüz tam kesin-
lik kazanmadı. Ancak Kültür
Bakanlığı'nın şemsiyesi altında
ve tstanbul Kültür ve Sanat Vak-
fı'mn uygulamalanyla oluşturu-
lacak bir işletme yönetimi esas
alınacak
YUMURTALIK
'Santral
kıınılıırsa
narenciye öltir'
MEHMET YAPICI
ADANA — Yap-işlet-devret
modeliyle kurulacak ve ithal kö-
mürle çalıştınlacak Yumurtahk
Termik Santralı'na karşı tepki-
ler büyüyor. Bölgedeki çevre
koruma orgütleri, santrahn ku-
rulusunu önlemeye dönuk "ey-
lem birligi"ne gidiyor.
Yılda 2 milyon 900 bin ton
kömür yakılarak elektrik ener-
jisi elde edilecek santralın belir-
lenen noktaya kurulması duru-
munda bu bölgede turfanda
sebze üretiminin yapılamayaca-
ğı, narenciye bahçelerinin de
kuruyacağı savunuluyor.
Yüzyılın tablo bağışı
ŞEBNEM ATtYAS
NEW YORK -1 Eski Lond-
ra Büyükelçisi, yayıncı, kolek-
siyoncu VV'alter Annenberg, 1
milyar dolan aşkın (yaklaşık 3.5
trilyon lira) 50'den fazla tablo-
sunu New York Metropolitan
Sanat Müzesi'ne bağışlayacağıru
açıkladı. 83 yaşına dün basan
Annenberg'in tablolan ölümun-
den sonra müzeye ait olacak.
Aralannda Cezanne'in "Mont
Ste. Victoire", Gauguin'in "Si-
esta"sı, Van Gogb'un "Berce-
use", Picasso'nun "Au Lapin
Agile", Renoir'ın "Daughters
of Catulte Mendes" tablolannın
da bulunduğu eserler muzede 4
haziran - 13 ekim arasında ser-
gilenecek.
Annenberg yapılan müzaye-
delerin rakipsiz müşterilerinden
biri. Au Lapin Agile'i satın al-
dığında gürültüler koparan re-
korlardan biri kırılmıştı. 1989
son baharında Sotheby'deki
açık arttırmada, Pablo Picas-
so'nun 19O5'te yaptığı " Au La-
pin Agile" tablosunu 40 milyon
700 bin dolara (yaklaşık 140
milyar lira) satın alan Annen-
beTg, bu fıyatla "Dünya Açık
Artürma Rekorian Lislesinde"
Vincent Van Gogh'un "Ayçi-
çekleri" tablosunun yerini ala-
rak üçüncü oldu.
Metropolitan Müzesi'nin An-
nenberg'in koleksiyonunu ka-
zanması büyük yankı yarattı.
Uzun süredir müzelerin bu ko-
leksiyonun peşinde olduğu bili-
niyordu. Bir süre Annenberg'-
in Palm Spring, Kalifornia'da
özel bir müze yaptıracağı ve
eserlerini orada sergileyeceği
söylentileri dolaştı. Bu arada Ja-
ponların Annenberg'e koleksi-
yon için 1 milyar dolar önerdik-
leri basında yer aldı. Annenberg
bu rakamı reddetti. Annenberg,
önceki gün yaptığı açıklamasın-
da, "Biitün koleksiyonumun
Metropolitan Müzesi'ne gitme-
si tumuyle benim isteğimdir, bü-
tün bu eserleri buyuk bir tutku
ile sevdim. Ölümumden sonra
iyi bakılmalannı istiyorum"
dedi.
Elliden fazla tablo Manet,
Degas, Monet, Renoir, Toulo-
use - Lautrec, Cezanne, Van
Gogh, Seurat, Gaugin, Bon-
nard, Voillard, Matisse, Pkas-
so ve Brague'in en önemli çahş-
malannı içeriyor.
Annenberg yayınabktan zen-
gin oldu. 1944'te "Seventeen"
dergisini kurdu. Babasından ka-
lan Triangle yayınlarını gelişti-
rerek büyük bir yayın impara-
torluğu kurdu. Daha sonra Pen-
silvanya, New York, Conneticut
ve Kaliforniya'da radyo ve te-
levizyonlar satın aldı. En başa-
nlı girişimlerinden biri "TV
Guide" adıyla bütün ABD'de
satılan televizyon program der-
gisiydi.
Ankara'da
Magic Bk»x
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Magic Box
yayınlan, dünden itibaren
Ankara'nın önemli bir,.
bölümünde izlenmeye
başlandı. Kaleiçi'ne
kurulduğu kaydedilen bir
yansıtıcı ile yapılan yayının
kim tarafından
gerçekleştirildiği tartışma
konusu oldu. Büyükşehir
Belediyesi yetkilileri
kendilerinin konuyla ilgili
olmadıklarını belirtirlerken,
Magic Box'un Ankara
temsilcisi Orhan Uğuroğlu,
"Bilgisi olmadığmı"
savundu. Radyo Televizyon
Yüksek Kurulu'nun ise,
antensiz alınan yayının
Magic Box tarafından
Kaleiçi'ne yerleştirilen
yansıtıcı ile yapıldığını
belirlediği kaydedildi. Telsiz
Genel Muduru Ibrahim
Göknel, yayından çok geç
haberdar olduklarını,
"Nereden ve kimin
tarafından yapıldığını"
bugün belirleyeceklerini
söyledi.
Ayüar
çjftleşemiyor
• tSTANBUL (ÎÜHA) —
Gülhane Parkı Hayvanat
Bahçesi'ndeki ayılar
üreyemiyor. Anavatanı
Türkiye olan bozayılardan
sadece iki adet bulunan
Gülhane Parkı Hayvanat
Bahçesi'nde aralannda
büyük yaş farkı bulunan
ayıların çiftleşmesine izin
verilmiyor. Hayvanat
Bahçesi Şefı Veteriner Dr.
Mehmet Arslan ayılann
aynı kafese konulduklan
zaman birbirlerini ısınp
yaralamaya başladıklanm
söyledi. Bu durumda
hayvanlara bir zarar
gelmesini önlemek için
ayıların kafeslerini
ayırdıklannı belirten
Arslan, ellerinde ayılan
yapay yoldan dölleyerek
üremelerini sağlayacak
yeterli teknik olmadığını
belirtti.
Gençlik
Federasyonu
• tSTANBUL (ANKA) —
Türkiye çapında beş ilde
kurulan merkezi öğrenci
gençlik dernekleri ile dört
ilde merkezleşme
aşamasında olan öğrenci
dernekleri bir araya gelerek
Türkiye Öğrenci Gençlik
Dernekleri Federasyonu'nu
kurdular. tstanbul
Yüksekoğrenim Gençliğiyle
Dayanışma Derneği (İYÖ-
DER), Ankara
Yükseköğrenim Gençliğiyle
Dayanışma Derneği (AYÖ-
DER), Uludağ Üniversitesi
Öğrenci Derneği (ULrDER),
Anadolu Üniversitesi
Öğrenci Derneği (AUOD),
Kütahya Yükseköğrenim
Derneği (KUYO-DER)
temsilcileri Tabip Odası'nda
düzenledikleri basın
toplantısında Türkiye
Öğrenci Gençlik Dernekleri
Federasyonu'nun (TODEF)
kurulüş deklarasyonunu
açıkladılar.
Kalp Vakfı'nın
yarışnıası
• tstanbul Haber Servisi
— Türk Kalp Vakfı'nca 3.
Kalp Haftası nedeniyle ilk,
orta ve lise öğrencileri
arasında açılan şiir, resim
karikatür ve afış yarışması
sonuçlandı. Şiir dalında
ilkokullarda özel Yüzyıl
llkokulu'ndan Aslı Sağlam,
ortaokullarda Dervişpaşa
Ortaokulu'ndan Emine
Semira, liselerde Yeni
Levent Lisesi'nden Seyda
Delibaşı ve Mersin Ticaret
Lisesi'nden Mehmet Çavut
birinciliği kazandılar. Resim
dalında ilkokullarda Çapa
llkokulu'ndan Meltem Er
ve Turhal Karaman, Cengiz
îlkokulu'ndan Rabia Altın
birinciliği paylaştılar.
Karikatür dalında ise
Yalova Furüzan Kınal
Lisesi'nden Muammer
Olcay birinci olurken afiş
dalında, Elif Yılmaz, Deniz
Bayal, Derya Delibaşı ve
Selim Yozgatlı mansiyon
kazandılar.
Prostat uyansı
• tstanbul Haber Servisi
— Türkiye'de 50 yaşın
üzerindeki her erkeğin
prostat muayenesi olmak
için üroloji uzmanına
başvurması gsrektiği
bildirildi. Türkiye'de ilk
kez uygulanmaya başlanan
trans uretral mikrodalga
tedavısi yontemi hakkında
açıklamalarda bulunan
Urolog Opd. Dr. Deniz
Ersev bu yöntemın
anasteziye gerek olmadığı
için özellikle kalp ve şeker
hastalarında güvenle
uygulandığını söyledi.
Ersev, aynı anda hem
ısıtma hem de soğutma
sistemi uygulandığını belirtti.