22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MAKT 1991 DIŞHABERLER CUMHURİYET/U ABD ile Arnavutluk ilişki kuruyor • BELGRAD (AA) — ABD ile Arnavutluk'un 15 martta yeniden diplomatik ilişki kuracaklan bildirildi. Arnavutluk Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Arnavutluk Dışişleri Bakanı Muhammed Kaplani, 1939 yıhnda ilişkilerine son veren iki ülke arasında yeniden diplomatik ilişki kurmaya yönelik belgeyi imzalamak amacıyla Washington'a gidecek. Tiran ile Washington arasında yeniden diplomatik ilişki kurma karan ağustos 1990'da alınnuştı. Arnavutluk'ta af • VtYANA (Reuter) — Arnavutluk yönetimi ülkedeki tüm politik mahkûmlara af ilan edildiğini açıkladı. BBC dinleme servisinin bildirdiğine göre Arnavutluk radyosu af karannın Devlet Başkanı Ramiz Alia baskanlığındaki halk meclisinden geçtiğini bildirdi. Radyo af karan ile birlikte, ülkede hiçbir hapishane ya da yeniden- eğitim merkezinde politik tutuklu kalmadığını duyurdu. Yunanistan'da patlamalar • Dıs Haberier Servisi — Yunanistan'ın başkenti Atina'da dün erken saatlerde beş tur otobüsü bombalandı. "17 Kasım" adb terörist örgüt adına "Eleftherotypia" gazetesine telefon eden kişi, eylemi, grevde bulunan otobüs şoförlerini desteklemek için gerçekleştirdiklerini söyledi. Otobüs şoförleri, hükümetin devletin işlettiği otobüs şirketinin özelleştirilmesini protesto etmek için greve çıkmışlardı. Otobüs şoförlerinin her gün l.S milyon Yunanlının en yoğun olarak sokağa çıktıklan saatlerde uyarı grevlerini sürdürecekleri bildiriliyor. Major APye sıcak bakıyor • Dıs Haberier Servisi — lngiltere Başbakanı John Major, tngiliz gazeteleri tarafından "lngiltere'yi Avrupa'nın kalbine" yerleştirmeyi isteyen başbakan olarak nitelendirildi. 12 yıl başbakanhk yapmış olan muhafazakâr Margaret Thatcher'dan bu görevi devralan Major'ın Almanya gezisinde Başbakan Heltnut Kohl ile birlikte Avrupa konusunda dikkati çeken açıklamalar yapması, "İndependent" gazetesi tarafından "Thatcher geleneğinden kopma" olarak nitelendirildi. Ünlü "Times" gazetesi, Major'ın politikasının yeterli olduğunu belirtirken "Financial Times, "artık AT'ye kuşkuyla bakmayan bir başbakan var" diyor. SSCBasker çekiyor • VARŞOVA (AA) — Sov>etler Birliği'nin nisan başı veya en geç mayıs ayında Almanya'daki 380.000 kişilik birlikleri ile Polonya'daki askerlerini çekmeye başlayacağı bildirildi. Varşova'ya iki günlük bir ziyarette bulunan Sovyetler Birliği Genelkurmay Başkanı Mikhail Moiseyev ile Polonya Dışişleri Bakanı Kazysztof Skubiszewski'nin dünkü görüşmelerinde, bu ' konuda uzlaşmaya vanldığı kaydedildi. Buna göre Polonyalı yetkılıler, ülkelerinde bulunan 56 bin Sovyet askerinin 1991 sonuna kadar tümüyle çekilmesi koşulundan vazgeçerken, Polonya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wladyslaw Klaczynski, iki ülke arasındaki "kararlı ve samimi" görüşmelerde kendilerinin, tank ve uçaklar gıbi "en çok sorun yaratan" silahların ilk önce çekilmesi koşulu üzerinde durduklarım belirtti. Belgrad hükümeti, televizyon genel müdürünü görevden aldı Yönetim geri adım attıYugoslavya'da komünizm karşıtı gösteriler dün de devam etti. Savunma Bakanı General Kadiyeviç, Federal Başkanhk Konseyi'rii acil toplantıya çağırdı. Muhalefet lideri Vok Draskoviç ise serbest bırakıldı. BELGRAD (Ajanslar) — Gunlerdir büyuk gösterilerin surduğu Yugoslavya1 da, federal hükumet, geri adım attı ve kamuoyunun isteğine cevap vermek amacıyla Belgrad Televizyon Genel Mü- dürü Dusan Mitevic ile dört yardımcısı- nın görevden alırunasına karar verdi. Yu- goslavya Savunma Bakanı General Vefc- ko KadıyevR; ise Federal Başkanhk Kon- seyi'ni acil toplantıya çağırdı. Sırbistan Cumhuriyeti Parlamentosu ise ülkedeki göstericilerin bütün isteklerini kabul et- tiğini bildirdi ve muhalefet lideri Vok Draskoviç'i serbest bıraktı. Ancak gös- tericilerin istekleri arasında bulunan Sır- bistan Içişleri Bakanı'nın istifası konu- sunda bir açıklama yapılmadı. AP'nin bağımsız Yugoslav televizyo- nu Stüdyo B'ye dayanarak bildirdiğine göre serbest bırakılan muhalefet lideri Vok Draskoviç, cumartesi gunü iki kişi- nin öldüğü ve 80 kişinin yaralandığı gös- terileri organize etmekten tutuklanmış- tı. Pazardan bu yana Belgrad'ı felç eden göstericilerin başlıca taleplerınden biri- si de Draskoviç'in serbest bırakılması ol- muştu. Yugoslavya'da hukümet, önceki gün gösteriler sırasında meydana gelen karı- şıkhklann sorumlulannın bulunması, koviç ile hafta sonundakı gösteriler sı- rasında tutuklananların serbest bırakıl- masını ve komünist yöneticilerin emri- ne girdiklerini iddia ettikleri televizyon sorumluları ile İçişleri Bakam'nın istifa- sı nı istemişlerdi. Belgrad Televizyonu Genel Mudüriı- nün görevden alındığının ve Draskoviç'in serbest bırakıldığının açıklanmasından sonra da gösterilerin sürdüğu ve eylem- cilerin tüm istekleri yerine getirilinceye kadar meydandan aynlmayacaklarını söyledikleri bildirildi. "Sırbistan'ın ilk özgiir parlamentosu" olarak ilan edilen meydanda konuşan bir öğrenci, "Komünizm, saglıkh bir beden- deki kan emid gibidir. Biz bu saglıklı be- deniz ve o kan emiciden kurtuiacağız" dedi. Başkent dışındaki birçok bölgenin de destek vermesiyle boyutlan genişleyen protesto hareketlerine, "düşünce ifade- si özgürlüğü sağlanana kadar" sahneye, televizyona ve radyoya çıkmama karan alan 1500 tiyatro oyuncusu da katıldı. Acil toplantı çagrısı Yugoslavya Savunma Bakanı General Velcko Kadiyeviç, Federal Başkanhk Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı. Savunma Bakam'nın, Başkanhk Kon- bağımsız TV ve radyolann serbestçe ça- seyi'ni acilen toplantıya çağınnası, ülke- hşması ve özgür haberleşmeyi sağlamak de "acil durum" ilan edılebüecegi yolun- amacıyla çok partili bir komisyon kurul- da kaygılara yol açtı. masına karar vermişti. Konsey Başkanı ve Ordu Komutanı Ülkede komünizm karşıtı gösteriler ise Borisav Yoviç, "Başkanlık felç otdu, ül- GENÇLERİN PROTESTOSU — Belgrad'da önceki gün binterce Yugoslav genci dün de devam etti. Belgrad'da binlerce kenin içinde bulundugu dramatik du- bir araya gelerek, daha önce göstericilerin knvvel knHamlarak dağıtılmasını pro- testo etti. (Fotoğraf: Reuter) kişi, dün Teraziye Meydanı'nda toplana- nımda gorev ve sorumluloklannı yerine rak Sırbistan muhalefet lideri Vok Dras- getiremez hale geldi" dedi. Ekonomik ve sosyal krizle etnik huzursuzluk, gerginliği hızla arttınyor Balkaıılar: KanayanThe Economist dergisine göre Balkan nomiierinin kötü durumda oi- .... ı • j ı • ı ı ı ı .. ı .. ..ı ması, her ıkı ülkede azmlıklar- ulkelenndekı kaynaşma yakın gelecekte buyuk l a s^Tm y a s a n m a s ı > (Roman- patlamalara neden olabileceği gibi Batı ya'da Macariar, Buiganstanda açısından da çok ciddi sorunlaroluşturabilecek. Türkier), Sovyet cumhuriyeti Moldavya'nın Romanya ile bir- bağımsızhk isteği sıralanıyor. Dış Haberier Servisi — Balkanlar'daki huzursuzluk sa- dece bu bölgede etkisini göster- meyecek. The Economist dergi- sine göre Balkan ülkelerinde ya- şanan sorunlar, ister göç, ister mali ya da güvenlik sağlama ta- lebi şeklinde olsun, komşu böl- gelere taşacak. Balkan Yanmadası'nda sorun- ların imparatorluklann dağıl- dıklan dönemlere denk düştüğü belirtiliyor. Gecmişte, Osmanh împaratorluğu ile Habsburg Hanedanlığı dağıürken yaşanan sorunlar günümüzde Sovyetler Birliği'nin geçirdiği sarsmtıdan kaynaklanıyor. Balkan Yanmadası'nda bu- gün yaşanan sorunlar, bu böl- genin artık büyük güçlerin mü- cadele alanı olmamasından do- layı geçmişteki çalkantılardan ayrdıyor. Örneğin soğuk sava- şın sürdüğü yıllarda Yugoslav- ya'da meydana gelen kanşıkhk- lar, Doğu ve Batı'nın denetimi ele gecirme savaşına sahne ola- biliyordu. Bugünün Balkan Yanmada- sı'nı dünden ayıran bir diğer özeüik, doğal kaynakların eski önemini yitirmesinden kaynak- lanıyor. Romanya petrolü ya da Yugoslav tahılının askeri sorun yarattığı günler geride kaldı. Ankara-Atina gerginliği The Economist'te Balkanlar'- da bunahmın kaynaklan ola- rak, Türkiye-Yunanistan ger- ginliği, Yugoslavya, Romanya ve Bulgaristan'daki ekonomik ve sosyal krizle Moldavya'nın Körfez savaşı sırasında Türki- ye'nin öneminin artmasının NATO içerisinde Yunanistan'- la olan ilişkileri gerginleştirebi- leceği ileri sürülüyor. Yugoslav- ya'nın ise parçalanma tehlike- siyle karşı karşıya olduğu belir- tiliyor. Sırplarla Hırvatlar ara- sındaki mücadele, Kosova hal- kının çoğunluğunu oluşturan Arnavutlar sorun kaynağı ola- rak göze çarpıyor. Romanya ve Bulgaristan eko- leşmek istemesi, Balkan Yan- madası'mn sorun yumağının dı- ğer parçalarını oluştunıyor. Ör- neğin geçen ay Bukreş'i ziyaret eden Moldavya Devlet Başkanı Mircea Snebur, Romanya ile konfederasyon içinde birleş- mekten yana olduğunu söyle- mişti. Balkan ülkelerinde yaşa- nan sorunlann bu bölgeyle sı- nırlı kalmayacagı, Arnavutlann Avusturya, Italya ve Yunanis- tan'a göç etmesi ile ortaya çık- tı. Bu bölgede yaşanan sorun- lar, çevre ülkelere göçü hızlan- dırabilecek. 1992 sonunda kendi içindeki sınırlan ortadan kaldıracak olan Avrupa Topluluğu, olası göç dalgasından korunmak amacıy- la dış sınırlanndaki kontrolleri sıküaştırmak durumunda kala- bilecek. Ne yapacak? Bağımsızlık talep eden ve bu- nun için mücadele veren bölge halklan, bu amaçlarına kavuş- tuklarında Batı ne tutum ala- cak? Bu sorunun yarutını hazır- lamak, Balkan ülkelerinin yaşa- dıklan sorunlann diğer bölge ül- kelerine yansımasının bir diğer biçimini oluşturacak. Söz geli- yaraşi, bağımsız bir Skrvenya'yı Batı tanımaya hazır mı? Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerin, Varşova Paktı'nın şemsiyesi altından çıktıktan son- ra güvenlik için Batı'ya başvu- racak olmaları da bölge dışına taşınacak diğer sorun olacak. Romanya ve Bulgaristan, Is- lama karşı Hıristiyan dunyası- nın 'ön hatünda' olduklannı öne süruyorlar. NATO, bu du- rumda 'aile içinde' kavgayı ön- lemek için Turkiye-Yunanistan ilişkilerine çok dikkat etmeli. Balkan Yanmadası'nda eko- nomik sorunlann ağırlığını da unutmamak gerekiyor. Balkan ülkelerinin şimdilik Batı'dan en büyük talepleri, para. UKRAYNA LDAVYA Kışınev Rostov# SOVYETLERT 3 BİRLİĞİ BALKANLAR'DASANCLLI GÜNLER— Soğuk savaşın sona ermesi, yıllar sonra çoğulcıı demokrasilere geçilmeye başlanması Balkan Yanmadası'nda f arklı siyasal ve etnik sorunlan ortaya çıkanrken ekonomik sorunlann da çok derin oidugunn gösterdi. Tahmin edin hangisi dinliyor? Trafikteki otomobillere bir bakın. Bir olağandışılık varsa... içindekilertüm sıkıntılarını unutmuşgülümsüyorlarsa bilın ki PhilıpsCarStereo dınliyorlardır. Dikkat! PhilipsCarStereo sizin de kural dışı davranmanıza neden olabilir. DC699 R • 100 watl (4x25 W) T FM sterao 1.WvMW r»Jyo T 20 kışıseı programlama 10 FM 5 LW 5 MW| T Dofcy B tıltrasyon sıstemN auto-reverse kasetçaiar T Musc Search Syslem • 5 bant graf* ekolayzer • Compacl Dtsc Çalar g*iş ımkan> • ÇalınfnayaKarş' ızah sıstemt PHILIPS POLITIKADA SORUNLAR ERGUNBALCI Irak'ta Nasıl Bir Rejim? ABD, Suudi Arabıstan ve Suriye, Irak'ta ne tür bir rejim istiyorlar? Dış basına sızan haberlerden bu konuda ilginç ipuçlan or- taya çıkıyor. Önce evdekı hesabın çarşıya pek uymadığı anlaşılıyor. Hesap, daha doğrusu umutlar şöyle idi: Irak, yoğun fakat kısa bir hava savaşından sonra pes edecek, bu yenilgi üze- rine itibarını yitıren Saddam, ya ordudan ya BAAS Partisi'n- den gelen bir darbe ya da Bağdat'ta ayaklanma sonucu dev- rilecekti. Böylece Saddam ve adamları safdışı kalırken Irak da İran'a karşı denge unsuru olabilecek ölçüde askeri gü- cünü koruyacaktı. Suriye ve diğer Arap ülkeleri açısından Irak'ın askeri gücünü koruması, Israil'e karşı denge oluştur- ması bakımından da önemli idi. Bu hesapiar tutmadı. Saddam bir hattada pes etmedi. Sad- dam'ı devirebılmek için Irak yerle bir edildi. Böylece hesap, Saddam'ı yıkıp Irak'ı korumak iken, sonuç bunun tam tersi oldu: Irak yıkıldı, Saddam iktidarda kaldı. Irak, şimdi Kuveyt ve Birleşik Arap Emirtikleri'nden sonra bölgede askeri bakımdan en güçsüz ülke. Ufacık Ürdün'ün ordusu bile moral ve disiplin bakımından Irak ordusundan daha iyi durumda. Saddam'ı müttefiklerden hiçbiri istemiyor. İstemiyor, ama güneydeki İran yanlısı Şii ayaklanması da hepsinin, özellik- le ABD ve Suudi Arabistan'ın gözlerini açtı. Çünkü İran'ın etkinliğindeki bir Irak'ı da kimse istemiyor. Ne olacak? Görünen o ki ABD, alternatif bulunamamış ve kaosa yu- varlanmış bir Irak yerine şimdilik Şaddam'lı bir Irak'ı tercih etmektedır. Bu Irak'ın en azından iran'ın etkinlik alanına gir- mesı tehlikesı yoktur. Peki Irak'ın yazgısı ile en yakından ilgilenen üç müttefik ABD, Suudi Arabistan ve Suriye, Bağdat'ta gelecekte nasıl bir rejimi işbaşında gormek isterler? Gönüllerınde yatan as- lan nedir? Bu konuda ilginç bir tablo çıkıyor ortaya. ABD, Bağdat'ta Batı yanlısı, demokrasiyi iyi kötü kotlayan bir yönetimi düşlüyor. Ancak böyle bir iktidar adayı henüz ortada görünmüyor. Suudi Arabistan'la Suriye için ise Irak'ta demokratik bir yönetim, belki de Saddam kadar tehlikeli. Çünkü demokra- si sınır tanımayan, kolayca yayılabilen bir "virüs". Bağdat'- ta demokratik bir rejim, Suudi Arabistan ve Suriye'deki dik- tatörlükleri tehdit edebılir. Bu ülkelerde de demokrasi ve öz- gürlük akımlarının doğmasına ya da güçlenmesıne yol aça- bilir. Suudi Arabistan'la Suriye, bu nedenle Irak'ta bir darbe ile işbaşına gelecek ılımlı bir askeri rejimi tercih ediyorlar. Böy- lece Saddam'la birlikte demokrasi "tehlikesı" de bertaraf edilmış olacak. Askeri rejimin Suudi Arabistan açısından bir avantajı da- ha var. Irak'ta subaylar, özellikle üst düzeydekiler, Sünniter arasından geliyor. Bu nedenle bir ordu darbesi, ülkede Sün- nilerin iktidarını da pekiştirmiş olacak ve Riyad'ın korkulu dû- şü Şii yönetim tehlikesi ortadan kalkacak. Ya ABD nasıl karşılar Irak'ta bir askeri darbeyi? VVashington, bilindiği gibi demokrasiyi savunur, hep de- mokrasi için savastığını söyler. Ama demokrasi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan rejimlerle de büyük bir uyum içinde bir arada yaşar. işte en büyük müttefıklerı, Suudi Arabistan, Suriye ve Kuveyt'e geri dönen El Sabah ailesi. İran'ın hesabı ise değişik. Tahran, Bağdat'ta askeri darbe istemiyor. Zira darbe so- nunda iktidara Sünnilerin geleceğini biliyor. İran, bu nedenle Saddam Hüseyin'in gerçek bir halk ayaklanması sonucun- da devrilmesıni istiyor. Nitekim Devlet Başkanı Haşemi Raf- sancani de geçen hafta Irak halkına bu yolda çağrıda bu- lundu. Irak halkının çoğunluğu Şii olduğundan, ayaklanma sonucunda kurulacak hükümet Tahran'ın özlemi doğruttu- sunda Şii ağırlıklı olacaktır. Tabii bundan sonra Tahran, Bağdat'taki yönetimin İran yanlısı radikal Şii grupların liderliğinde olması için elinden geleni yapacaktır. Irak'ın sorunlan büyük, kolay çözümleneceğe de benze- miyor. ITALYA Arnavut mülteciler geri gönderilmeyecek NtLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Italyan hüküme- ti, geçen hafta gemilerle çizme- nin topuğundaki limanlara "çı- karma yapan" 20 bin Arnavut mültecinin geri gönderilmeme- sine karar verdi. Parlamentoda konuyu görüşmeye karar veren hükümet, özel vizesi olmayan- lann Italya'dan çıkarılmasını öngören göçmen işçi yasaları- nın Arnavut mültecilere uygu- lanmayacağım bildirdi. İlk aşa- mada yalnız "siyasi miilteci" kategorisine giren Arnavutlann burada kalabıleceğini açıklayan Roma, limanlardaki Arnavutla- nn perişanlığı ve Kızılhaç, BM ve AT'nin yoğun baskıları so- nunda kararını değiştirmek zo- runda kaldı. Buna karşın İtal- yan hükümeti, Tiran'dan, İtal- ya'ya bundan böyle yeni mülte- ci gönderilmemesi konusunda garanti aldı. Bu sonucu elde et- mek için ltalyan hükümeti Ar- navutluk'a vaat ettiği 10 milyar liretlik acil yiyecek ve ilaç yar- dımını hemen devreye sokacak. Arnavutluk'taki 31 mart seçim- lerinden sonra ise Arnavutluk'a yapılacak yeni ekonomik yar- dım paketi kararlaştınlacak. ttalyan hükümeti, ttalya'ya iltica eden Arnavutlara sağla- nan bu ayrıcahğın olağanustü durumdan kaynaklanan özel bir hal olduğunu tekrar tekrar vurgulamaya özen gösteriyor. Bir başka deyişle, bu gelişme Italya'nın genel göçmen işçi ve iltica politikasında herhangi bir değişiklik içermiyor. Çünkü Italya, Akdeniz'den gelebilecek diğer "boat people" akınların- dan çok korkuyor. AMERİKAİZLENİMLERİ Türkiye'ye 'mütevazı' yardım paketi FÜSUN ÖZBİLGEN SAN ANTONİO — Güneş- li bir günde ABD'nin kuzeydo- ğusundan güneyine doğru açakla 4.5 saat süren bir yolcu- hık yapınca petrolün Amerika- lılar için gerçek değerini göz- lemledik. Kuşbakışı seyrettiği- miz koskoca kıta yan yana uza- nan geniş yollarla birbirine bağlanıyor. O koca arazileri aş- mak için ister ucak ister araba yakıtı olsun petrolden başka çare yok. Bu nedenle VVashington cad- delerinde "Petrol için kan dö- kulmesini istemiyonız" slogan- ları halen silinmeden dursa da ABD Ortadoğu'dan petrol ge- h'şini garantilemek için daha pek çok olayı göze almak zorunda. Peki ama Kortez bölgesinde savaş sonrası nasıl bir örgütlen- me düşünüyorlar? Bu sorunun yanıtını Kongre Dışişleri Komisyonu'nun Avru- pa ve Ortadoğu AJt Komitesi Başkanı Michad Van Dnsen şöyle yanıthyor: "Banş giıcü, Mnslflman nl- kelerin askenerindea otuşmalı- dır ve bu gucttn masraflannı da Körfez ülkeleri fınanse etmeii- dir." Körfez krizinin faturasını ağır bir biçimde ödemekte olan Turk ekonomisi için ABD'nin düşündüğü ve Washington'da- ki görüşmelerimiz sırasında sık sık ortaya konulan iyilik ise tekstil kotalannın arttınlnuş ol- ması. Ancak Mısır'ın 6.2 mil- yar dolarlık borcu silinirken Türkiye'nin tekstil kotalannın artışından sadece 20-30 milyon dolarhk bir yarar sağlayabile- ceği hatırlatılınca şu yanıU alı- yoruz: "Türkiye'den bunon ı bir talep gelmedi ki. Türkiye bize zor dunıma girmiş bir iâl- ke gibi gösterilmedi."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle