22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 13 MART 1991 Byrd'ün önerisi • WASHINGTON (Cnmhuriyet) — ABD Senatosu'nun önde gelen üyelerinden Robert Byrd, Türkiye'ye Körfez krizinde uğradığı zararlar nedeniyle 650 milyon dolar tutannda acil ek yardım verilmesini önerdi. Senato Tahsisatlar Komisyonu Başkam olan Byrd, ABD Başkanı'na bu konuda hem bir mektup yolladı hem de telefon ederek Başkanı, Temsilciler Meclisi'nde geçen hafta tsrail için önerilen 650 milyon dolar ek yardunın aynısının Türkiye'ye de verilmesi fıkrini desteklemeye davet etri. ABD Senatosu önümüzdeki günlerde bir araya gelerek "Çöl Fııtınası" opcrasyonunun ek bütçesini ele alacak. Israil'e ek acil yardım bu btttçe kapsamında ele alınıyor. Byrd, Türkiye'nin aynı olanaktan yararlanmasını istiyor. Kürtçe Yasası ABD basınında • NEW YORK — The New York Times gazetesinde dün yayımlanan ve 9 mart tarihli bir haberde, Türkiye'nin dil konusunda kısıtlamalann kaldırılması yolundaki adımlarının tehlikeye girdiği belirtildi. Kürtçe konuşulması konusunda kısıtlamalan kaldıracak olan paketin milliyetçi eğilimler karşısında parlamentoda takıldığını belirten haberde, "Insan hakları açısından özellikle yurtdışında ümitler yaratan ve destek toplayan" adımın "milliyetçi ve siyasi manevralarla tehlikeye girdiği" kaydedildi. Clyde Haberman imzalı haber Kürtçenin konuşulması yolunda kısıtlamalan kaldıracak olan yasa önerisinin "Türkiye'nin Körfez krizi ile derinleşen Kürt sorununa çaresiz olarak getirdiği içi boş propaganda amaçlı bir girişim" olarak değerlendirildiği yolundaki görüşlere yer verdi, Ismail Beşikçi'den yapılan bir alıntıda "Yasanın hiçbir anlam taşımadığı, boyle uydurmalarla bir yere varılmayacağı" vurgulandı. ATzirvesi • LÜKSEMBURG (AA) — AFye haziran sonuna kadar başkanhk edecek olan Lüksemburg, Fransa'nın isteği üzerine Körfez Savaşı sonrasındaki durumu görüşmek üzere bir AT zirvesi düzenleme karan aldı. Lüksemburg Başbakanı Jacques Santer, yaptığı açıklamada, zirve tarihini saptamak amacıyla AT ülkeleri ile temaslann başladığını belirtti. Santer, olağanüstü zirvede Körfez Savaşı'run sonuçlan ile ATnin uluslararası camiada üstleneceği rollerin ele alınacağını kaydetti. Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas, Le Monde gazetesine verdiği demeçte Ulkesinin, AT'nin gelecekteki rolünün tartışılması için bir zirve toplantısı yapılmasını isteyeceğini söylemişti. Kipriyanu "hayır" diyor • LEFKOŞA (AA) — Rum yönetimi eski lideri ve Demokratik Parti (DİKO) Genel Başkanı Spiros Kipriyanu, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın, Kıbns konusunda başlattığı yeni girişime ve Güvenlik Konseyi'nin 649 sayılı karanna karşı olduğunu söyledi. Rum radyosuna göre, Kipriyanu, yaptığı açıklamada, 649 sayılı Güvenlik Konseyi kararının, Kıbns'la ilgili daha önceki Birleşmiş Milletler kararlannı etkisiz hale getirdiğini savundu. G.Afrika'da gerginlik • JOHANNESBURG (AFP) — Güney Afrika'da siyahlar arasındaki çatışmaların hafta sonunda 47 kişinin ölümüne mal olmasından sonra durumun gergin olduğu bildirildi. fegö/^ müttefıkler şimdi Saddam'dan çok, Irak'ta tilinmeyen3 bir yönetimden korkuyorlar ABD'nin yeni tercihi:'UysaPSaddamIrak'ın güneyindeki Şii ayaklanması, Washington ve Riyad'da fazla 'İran yanlısı' olarak görülüyor. Başkan Bush, bu nedenle isyancıların yardım talebine sıcak bakmadı. Dış Haberler Servisi — Intemational He- rald Tribune gazetesi, Irak'taki ayaklanma- lar üzerine yaptığı bir yorumda, müttefikle- rin uysal bir Saddam Hüseyin'i bilinmeyene yeğledikierini, Irak'ın güneyindeki Şii ayak- lanmasının İran yanlısı olmasımn ABD'yi kuşkulandırdıgıru bildiriyor. Herald Tribnne'dekı haber yorumun ge- niş özeti şöyle: "Çölde geçirdikleri yedi aydan sonra eyle- rine dönmekte olan Amerikan askerleri ve politikacılar, Körfez'in bu defa ne gibi so- nınlara gebe olduğu konusunda kuşkular ta- şıyorlar. Acaba her şeyin yeniden başlatılması mı gerekecek? Irak, komşulanna karşı yeni bir saldınya girişirse onu püskürtmek için gere- ken para nasıl bulunacak ve yanm milyon müttefik asker nasıl tekrar bir araya geti- rilecek? Bu yanıtsız soruların hâlâ kafaları kurca- lamasının nedeni, hiç kuşkusuz tüm bu olay- lan başlatan adaırun, Saddam Hiiseyin'in hâ- lâ iktidarda olması. Başkan Bush ve diğer müttefik liderler Saddam Hüseyin hüküme- tini devirmek için Bağdat'a kadar gitmekten kaçındılar. Birleşmiş Mületler'den sadece Irak'ı Ku- veyt'ten çıkarma izni alan müttefikler daha da ileri giderek Saddam Hüseyin'in en iyi bir- liklerini yok edinceye kadar savaştılar. Bağdat sadece 250 km ötede ve tamamen savunmasızken müttefik güçleri ateşkese ka- rar verdiler. Başkan Bush'un bu savaşı 2. Dünya Sa- vaşı ile karşılaştırma eğilimine karşın, müt- tefikler Hitler'e yaptıkları gibi Saddam Hü- seyin'i ölümüne kadar takip etmemeyi seç- tiler. Sıcak yanıt vermedi Riyad'daki üst düzeydeki askeri yetkilile- rin belirttiğine göre Suudi Arabistan ve Mı- sır muttefık ordusunun Saddam'ı devirinceye kadar ilerlemesini istıyorlardı. Ancak Ame- rikalılar, İngilizier ve özellikle Fransızlar, öç alıyor gibi görünmelerinin veya Bağdat'ta kendilerinin seçtiği bir hükümeti başa gecir- raenin Araplar arasında tepki yaratacağın- dan korktular. Irak'ta geçen hafta ayaklanmalann başla- masından önce George Bush, Saddam Hü- seyin'i devirmeleri için Irak halkına çağnda bulunmuştu. Ne var ki onlar ayaklanıp Ame- rika'dan yardım isteyince VVashington'un ya- nıtı pek sıcak olmadı. Eski bir diplomatik formülü kullanan Be- yaz Saray Sözcüsü "Irak'm içişlerine kanş- mak gibi bir niyetleri olmadığını" açıkladı. Üst düzeydeki Pentagon yetkilisi General Martin Brandtner, Irak'ın İran'daki uçakla- nnı geri alması durumunda, ABD'nin Bağ- dat'ın, bu uçaklan isyanlan bastırmak için kullanmasma göz yumacağıru belirtti. Ve Amerikan askeri yetkilileri ayaklanmarun kı- sa sürede bastırüacağını söylediler. Uysal bir Saddam ABD'nin tavnndaki bu değişiklik, Orta- doğu'da hiçbir şeyin General Schwarzkopf- un yıldınm saldınsı kadar basit olmadığını gösterdi. Başkan Bush, bölgedeki ayaklanmanın ba- şanh olmasını çok isterdi, fakat isyanın en önemli lideri olan radikal Şii Muhammed Bekir Hakim hem Washington hem de Ri- yad'da *f»zla tran yanlısı' olarak tanınıyor- du. Irak'taki Şii çoğunluğun bilincinde olan ve Körfez'deki en kalabalık iki ülkede (iran ve Irak) radikal yönetimlerin başta olması ih- timalinden dehşete düşen Amerika, bir as- keri yetkilinin de dile getirdiği gibi "Uysal bir Saddam'la, bilinmeyen bir yönetimle uğ- raşmaktan çok daba kolay başedilebüece- gine" karar verdi. Saddam Hüseyin Irak'ta başta kalabilir. Fakat iktidan elinde tutmaya çabşmak baş- ka, İsrail, Kuveyt, Suudi Arabistan veya baş- ka bir ülkede yeni bir maceraya girişmek baş- ka şey. tmha olmuş birlikler yeniden silah- lansa bile yıkılan morali yeniden kurmak son derece zor. Irak güçleri, kararlı muttefikler karşısındaki kara savaşında başanlı olama- dı. Başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap yanmadasındaki ülkeler silahlı güçlerinin ça- pını arttırmayı düşünüyorlar. özellikle Mı- sır ve Suriye birliklerinden oluşan bir Arap savunma grubu da buna katkıda bulunacak. Kısaca Saddam iktidarda kalsa bile artık bölge için tehlike oluşturamayacak" CumhuriyetMuhafızlan, Güney Irak'ta kontrolü elegeçiriyor Tahran: Irak, napalm bombası kullanıyorIrak'ta kaos sürüyor. Saddam yanlısı birliklerin Kerkük'te 5 bin Kürdü, 'canlı kalkan' olarak kullanmak üzere rehin aldığı bildirildi. Dış Haberfcr Servisi— Irak'ta 10 gündür süren ayaklanma dalgası, ülkenin kuzeyini iyice etkisi altına alırken güneyde hızını yiti- riyor. Kürt kaynakları, Kuzey Irak'ın büyük bölümünü kontrol altında tuttuklannı öne sürerken Saddam yanlısı birliklerin Kerkük kentinde 5 bin Kürdü "canh kalkan" olarak kullanmak üzere rehine aldıkları haber ve- riliyor. Güney Irak'tan gelen haberler, Saddam- ın seçkin Cumhuriyet Muhafızları'nın Şii is- yancılara üstünlük sağladığı yolunda. Bağ- dat kaynaklı haberlerde, Kerbela'dan sonra Basra'da da kontrolün Cumhuriyet Muhafız- ları'na geçtiği bildiriliyor. Şii kaynaklar ise Cumhuriyet Muhafızları'nın çok sayıda Şii- yi öldürduğunü, ancak ayaklanmanın yayü- dığmı öne sürüyorlar. Tahran radyosu, Irak'ın ayaklananlara karşı napalm bombası kullan- dığını iddia etti. Irak'taki ayaklanma ile bağımsız kaynak- larca doğrulanamayan çelişkiü haberler sü- rerken Saddam karşıtı muhalefet, Beyrut'ta BAAS yönetimine karşı güçbirliği anyor. Ajanslar, Kürt ve Şii muhalefet gruplarının ağırlıkta olduğu toplantıda, sürgünde ortak bir parlamento oluşturulması konusundaki çalışmaların başarısız olduğunu bildiriyor- lar. Bağdat radyosu da Irak Devrim Komuta Konseyi'nin, Saddam Hüseyin başkanlığın- da toplandığını ve toplantıda, Irak Başbakan Birinci Vardımcısı Tataa Yasin Ramazan'ın sunduğu bir raporun görüşüldüğunü bildir- di. Radyo, toplantımn aynntıları konusunda bilgi vermedi. Kuzey Irak'taki KUrt ayaklanması ile ilgili haberler özellikle Irak Kürdistan Yurtsever Birliği kaynaklannca verüiyor. Celal Talaba- ni'nin önderliğindeki Kürdistan Yurtsever Bir- liği'nce Şam'da yapılan açıklamada, Kürt is- yancılann, Kerkük'e bir iğne ucu uzaklıkta oldukları bildirildi. AP'nin haberine göre açıklamada, Kürt isyanının Irak'ın kuzeyin- de giderek yayıldığı da öne sürüldü. SAVAŞTAN SONRA— Iraklı bir ana, oğlunu esir alan Kuveytli askerlere beddualar yağdınyor. Oglu, Safvan yakınlannda ele geçi- rilerek diğer esirlerin yanına göturüidü. (Fotoğraf: AP) KYB kaynaklarırun verdiği bilgiye göre Saddam yanhsı ordu birlikleri, Kerkük'te ço- ğunluğu kadın ve çocukların oluşturduğu 5 bin Kürdü, 'canlı kalkan' olarak kullanmak üzere hapsettiler. Kürt kaynaklan, ordu bir- liklerinin giriştiği bu eylemin Içişleri Bakanı Ali Hasan El Mecil'in emriyle gerçekleştiril- diğini iddia ettiler. KYB açıklamasmda, hap- se atılan Kürtlerin Kerkük'e bir saldın düzen- lenmesi durumunda kurşuna dizileceklerinin sanıldığı bildirildi. Kürt kaynaklan, Bağdat'm 60 kilometre kuzeyindeki Kanakin kentinin de ele geçiril- diğini haber veriyorlar. Kuzey Irak'taki isya- na, Kürdistan Yurtsever Birliği'ne bağh peş- mergelerin yanı sıra Kürdistan Demokratik Parti yanlılannın da katıldığı belirtihyor. Ajanslar, Kuzey Irak'ta hız kazanan ayak- lanma dalgasına karşın, Cumhuriyet Muha- fızları'nın güneyde giderek kontrolü ele ge- çirdiğini duyurdular. AP'nin haberine göre Cumhuriyet Muhafızlan, önceki gun Kerbela kentinde Şii isyancılan etkisiz hale getirdik- ten sonra Necef ve Basra'da da yavaş yavaş kontrolü ele geçiriyorlar. AA'mn haberine göre Tahran radyosu, Irak'ta Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'e bağlı güçlerin, ayaklanmaalara karşı napalm bombası kullandığını öne sürdu. Radyo, napalm saldınlan sırasmda vücut- lan yannus bazı Irakblann önceki gün ve dün Güney Iran'a sığındıklannı kaydetti. Haberde sının geçen Iraklıların, napalm bombasımn yaygın olarak kullanıldığını söy- ledikleri ifade edildi. Beyrut'ta bir açıklama yapan Şii muhale- fet liderlerinden Ayetullah Tagi El Mudeni- si, Şii isyancıların Kerbela'da bir camiye sı- ğındıklanm, Cumhuriyet Muhafızlan'mn da camiyi top ateşine tuttuklanm söyledi. Şii li- der, kutsal kent Kerbela'da "katliam" suçu işlendiğini öne sürerek uluslararası dini lider- lerden yardım istenildiğini belirtti. AP'nin haberine göre Cumhuriyet Muha- fızlan, tank ve top desteğinde, Basra'da Şii isyancılara karşı saldınya geçtiler. Ajans, ken- tin yansuıın Şii isyancılann elinde olduğunu, ancak Cumhuriyet Muhafızlan'mn çok sa- yıda kişiyi öldürerek kentte kontrolü ele ge- çirdiğini duyurdu. Beyrut'taki toplantı Irak muhalefet gruplan, Lübnan'ın baş- kenti Beyrut'ta Saddam Hüseyin'e karşı or- tak bir strateji belirlemek için düzenledikle- ri toplantıda, sürgünde ortak bir parlamen- to ve hükümet kurma konusunda başarısız oldular. Beyrut Bristol Otel'de geniş güven- lik önlemleri altında yapılan toplantımn ikinci gününde, Saddam Huseyin'in devril- mesi konusunda tüm muhalefet grupların- ca görüş birliğine vanldığı açıklandı. AFP'- nin bildirdiğine göre 23 muhalefet grubuna bağlı 325 delegenin katıldığı toplantıda, Kürtler ve Şiiler ağırlıklı bir rol oynuyorlar. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın geçen haf- ta Ankara'da görüşmelerde bulunduğunu açıkladığı Irak Kürdistan Yurtsever Birlik li- deri Celal Talabani, toplantıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "demokratik ve federal" bir Irak için çalışıldığını söyledi. Toplantıya katılan bir temsılci delegelerin sürgünde bir hükümet ve parlemento kurul- ması konusunda uzlaşmaya varamadıklannı açıkladı. Gözlemciler farklı gruplardan ge- len delegelerin temel konularda gorüş ayn- lıklarının bir ortak parlamento ve hükümet oluşturmaya mani olduğunu belirtiyorlar. Beyrut'ta bir araya gelen muhalefet grup- lan, ilginç bir çeşitlilik gösteriyor. Toplantı- ya katılan muhalefet, komünistlerden, Kürt- lerden, liberallerden ve Tahran yanlısı radi- kal lslamcılardan oluşuyor. Reuter, muhale- fetin, ortak bir strateji belirlemesinin zorlu- ğuna dikkat çekti. Irak'ın Beyrut Büyükelçiliği, Irak Başba- kan Birinci Yardımcısı Taha Yasin Ramazan- ın öldürüldüğü yolundaki haberleri yalanladı. Özal'ın Kürt liderlerle anlayış birliği sağladığı bildiriliyor Kürtlerle 3 maddelik anlaşmaABD gelişmeleri olumlu ancak temkinli karşılıyor. Washington Post Gazetesi özal'la Kürt liderlerin, Saddam'ın gitmesi gerektiği, Kürtlere gıda ve ilaç yardımı, uluslararası platformlarda Irak Kürtlerine destek konulannda anlaştıklarını bildirdi. UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — Cumhurbaşkam Turgu» Özal'ın Iraklı Kürt liderlerle Ankara'da görüşme yapüdığına ilişkin açıklaması, ABD başkentin- de genel olarak olumlu, ama temkinle karşılan- dı. Washington, Ankara'nın bu adımının arnaç ve ncdenlerini kestirmeye çalışıyor. tlk elden gelen haberler, Kürtlerle temasın sa- dece basit bir göruşme olmadığını, çeşitli konu- larda anlayış birliği sağlayan bir yapısı bulundu- ğunu gösteriyor. Washington Post'un dün man- şetten verdiği habere göre bu anlayış birliği, Or- tadoğu'da barışın tesisi için Saddam Huseyin'in yıkılmasını, Kürtlere gıda ve ilaç ağırlıklı insani yardıma transit olanağı ve uluslararası platform- larda Kürtlere destek verilmesini öngörüyor. Türkiye'nin bu inisiyatifınin de NVashington'u Kürt politikalannda rahatlatacağı ve Amerika- mn daha ileri bazı adımlar atmasına yeşil ışık ya- kacağı yönünde de bir görüş bulunuyor. Tflrkiye, geçen yıllarda zaman zaman, ABD 1 nin Kürt h'derlerle temaslannın Türk kamuoyun- da duyarlılık yarattığını Washington'un dikkatine getirmişti. VVashington da son aylarda bu yönde temaslardan J-açınmış, hatta ABD Dışişleri Ba- kanlığı önemli bazı başkentlerdeki elçiliklere yol- ladığı telgrafla bu konuya özen gösterilmesini is- temişti. Iraklı Kürt liderlerden Celal Talabani, iki hafta önce Washington'a geldiğinde de randevu taleplerine olumlu yanıt verilmemiş, Amerikan Dışişleri bu konuda Türk makamlanna bilgi ve- rırken "Türkiye'nin duyarulıklarına savgı göste- riyoruz, hatta insan haklanndan sorumlu Büyü- kelçi Richard Schifter, Talabani'nin görüşme is- teginı kabul etmedi" demişti. Ancak Cumhur- başkanı Özal'ın son açıklaması, Ankara'nın bu konuda farklı bir adım attığını gösteriyor. ABD Dışişleri çevreleri de bu farkh adımın niteliğini kestirmeye çalışıyor. Yapılan yorumlardan biri- si, Barzani grubu ile temasın Talabani grubu ile temastan daha önemli olduğu yönünde. Çünkü Barzani grubu geçmişte PKK kartına oynamış- tı. Bu çerçevede Amerika'nın kafasını kurcala- yan bir soru var "Acaba Türkiye, Iraklı Kürtlerle iyi ilişkiler içine girerek ıraklı Kürtlerin PKK kar- tına oynamamasını mı sağlamak istiyor?" VVashington Post gazetesinin dün Kürt kaynak- larına dayanarak manşetten verdiği haberde ise yamtı aranan bazı sorulara acıkhk getiriliyor. Her şeyden önce Ankara'nın, Saddam Hüseyin'i yık- mak için mücadele eden Kürtlerle göruşmesinin önemli bir "siyasi destek" anlamına geldiği vur- gulanıyor. Manşet haber, geçen günlerde Kürt ko- nusunda dikkat çekici yazılar yazan Jonathan Randal tarafından kaleme ahnmış. Randal, ge- çen hafta Barzani adına Ankara'ya gelerek gö- rüşmeler yapan Muhsin Dizayi ile önceki gün Beyrut'ta yaptığı röportaja dayanarak Ankara ile Kürtler arasında vanlan anlayış birliğinin bazı ay- nntılarını açıklıyor. Bunlar üç maddede özetle- nebilir: 1) Son görüşmelerde Ankara ile Kürtler ara- sında Ortadoğu banşımn tesisi için Saddam Hu- seyin'in işbaşından gitmesi ve Irak'ta Kürtlerin de temel hak ve özgürlüklerini kullanabilecek- leri, geniş kapsamlı bir otonomiye olanak tanı- yan demokratik bir rejim olması gerektiği yönün- de bir anlayış birliği ortaya çıktığı anlaşılıyor. 2) Randal'ın haberi Türkiye'nin bu kapsam içinde eli kolu bağlı durmayacağını da gösteri- yor. Dizayi'nin Randal'a açıkladığına göre, Türki- ye, Kürtlere insani amaçlı olmak üzere gıda ve ilaç yardımına transit geçiş olanağı sağlayacak. 3) Ankara'nın Kürtlerle üzerinde anlaşma sağ- ladığı üçuncü konunun da uluslararası platform- larda Kürtleri savunmak olduğu kaydediliyor. Di- zayi'nin Randal'a söylediğine göre, Ankara bu- nu Kürtlere vaat etmiş. Resmi sıfatı olmayan, ama KUrt konusunu çok yakından izleyen ve geçen günlerde Talabani ile görüşen bir bilim adamı Kürtlerle son temaslar hakkında "Görüşme olabiür, ama görüşme eger dramatik bazı karaıiar iceriyorsa, bu dunım Amerika'dan habersiz olamaz" diyor. Yani eğer Ankara ile Iraklı Kürtler arasında fikir alışveri- şinin ötesinde bir anlaşma söz konusu olmuş ise Washington'un bunun dışında olamayacağını, ABD ile Türkiye arasında bu konuda danışma- lar yapılmış olabileceğini, hatta bunun da yet- meyeceğini, Özal'ın Sovyetler'Ie de bu konuyu- görüşmüş olabileceğini ifade ediyor. Ancak bu uzman, Ankara'nın Kürt politikalannda, olağa- nüstü değişiklikler olduğunu sanmıyor, çünkü Irak'ta bir konfederasyonu savunacak Türkiye 1 nin er veya geç Irak için savunduğu formülü Türkiye*de de uygulama çıkmazı ile karşılaşabi- leceğini düşünüyor. Bu yüzden de "Özal çok risk- li bir politika izliyor. Işin ucunda Türkiye için •bu kadar çok risk varken Özal'ın samimiyetin- den kuşku duymamız doğal" diyor. Bu uzman, Ankara'mn adımının daha ziyade "kozmetik" ol- duğu görüşünde. Yani Saddam Huseyin'in, Irak L ın, Yumurtalık petrol boru hattına olan bağım- lılığını zaman içinde azaltacağını görmüş olan Ankara'nın Künlerle son temaslanyla kendi çı- karlarının sürekliliğini sağlamak arzusunu taşı- dığı inancında. Le Monde'dan ABDDışişleriBakanı, İsraü'eAmp ülkeleriyle uzjaşmaçağnsı yaptı Baker, Filistinlilerle görüştüJames Baker'la görüşen Filistin heyeti, bağımsız bir Filistin devleti kurulması çağrısında bulundu ve bir istek mektubu sundu. Dış Haberler Servisi — İsra- il'de bulunan ABD Dışişleri Ba- kanı James Baker, dün İsrail Başbakanı Izak Şamir ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşayan Filistinli liderlerden oluşan 10 kişilik bir heyetle gö- rüştu. Baker, görüşmelerle ilgi- li açıklama yapmazken Filistin heyeti, bağımsız bir Filistin dev- letinin kurulması için çağnda bulundu. Filistinlilerden oluşan 10 kişilik heyet, Baker'a bir is- tek mektubu sundu. Mektupta, Filistinlilerin tek temsilcisinin Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) olduğu belirtildi ve ABD Başkanı George Bush'- un, lsrail'in barış karşılığında işgal ettiği topraklardan geri çe- kilmesi yönündeki açıklamasın- dan memnuniyet duyulduğu ifa- de edildi. Mektupta, "tntifada Filistin- lileri" adına, FKÖ'nun 1988 yılı kasım a-ında başiattığı girişim- den hareketle Filistin sorununun çözumü için zamanın geldiği be- lirtilerek, "Amacımız, İsrail'in yanı başındaki Filistin toprak- ları üzerinde bir Filistin devle- tini kurmaktır" denildi. Bu arada, ABD Dışişleri Ba- kanı Baker'ın, ABD ile FkÖ arasındaki diyaloğu dondurma kararının "geçki" olduğunu söylediği bildirildi. ABD Dışişleri Bakanı Baker, Arap - tsrail uyuşmazlığının çö- zümü konusunda, "Yeni dü- şünce tarzlannın işaretlerine ve yeni yaklasımlann değeıiendiril- mesi yolundaki içtenliğe tanık olduğunu" söyledi. Körfez savaşı sonrasında Or- tadoğu'da gerçekleşecek yeni oluşumlan ve kalıa barışın sağ- lanması için gerekli koşullan gö- rüşmek amacıyla bölge ülkele- rini ve SSCB'yi kapsayan bir ge- ziye çıkan ABD Dışişleri Baka- nı Baker, önceki gün turunun dördüncü ayağı olan tsrail'e gitti. İsrail'in bölgede kırk yıldır oluşturduğu kutuplaşmayı bir yana bırakarak Arap ülkeleriy- le yeni bir düşünce çerçevesin- de uyum içerisine girmesi gerek- tiğini vurgulayan Baker, daha önce Suudi Arabistan ile Mısır'- da ve şimdi de İsrail'de yaptığı görüşmelerde, "yeni bir anlayı- şın işaretlerini" gorduğunu be- İirtıı. BERL JN Türkiye konsolosluğu polisi öldürüldü GÜNER YÜREKLtK BERLİN— Berün'in Char- lottenburg ilçesindeki Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu ikametgâhı önünde nöbet tutan bir Alman polisi dün sabah sa- at 06.15'de kimliği henüz bilin- meyen bir kişinin actığı ateş so- nucu öldürüldü. Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, saldırınm siyasi bir amaçla gerçekleştiril- diğine manılmadığı, bu neden- le soruşturmamn devlet güven- lik Örgütünden cinayet masası- na devredildiği bildirildi. Berlin Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, dün saat 06.15'te koyu renkh Ford marka bir otomo- biün Kirchenhalle'deki Başkon- solosluk ikametgâhı önüne gel- diği ve otomobilden inen bir ki- şinin, burada nöbet tutan 50 yaşındaki Winfried K. adh üni- formah Alman poüsine 10 el ateş ettiği ve polisin üç kurşun yarasıyla olay yerinde öldüğü bildirildi. Konsolostan kınama Berlin Başkonsolosu Akın Emregül, başkonsolosluk ika- metgâhına dün sabah düzenle- nen saldırıyı şiddetle kınadığını bildirdi. Emregül, saldın ile il- gili olarak yaptığı açıklamada, olaydan büyük üzüntü duydu- ğunu kaydederek şunları söyle- di: 'Bu acı olaydan büyük üzün- tü duyuyoruz. Görevini yapan masum bir kişinin öldürülmesi beni gerçekten üzdü. Saldınyı şiddetle kınıyoruz. Olayın fail- lerinin en kısa zamanda yaka- lanmalan için iigili makamlar tarafından gereken çabanın gös- terilecegini umu>oruz.' Laırcgul, açıklamasmda bu sabahkı saldın sırasında yaşamı- nı kaybeden NVinfried K. adlı koruma gorevlisinin ailesine de başsağlığı dileklerini iletti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle