Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MAKT 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
ANMA TOPLANTISI
Hüseyin Rahmi'ye 'bomba'
• Kiiltör Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası'nın
düzenlediği "Hüseyin Rahmi Gürpınar'ı Anma
Toplantısı", toplantının yapılacağı Karaca Tiyatrosu'na
bomba ihban yapıldığı gerekçesiyle gerçekleştirilmedi.
Sunuculuğunu Candan Sabuncu'nun üstlendiği, açış
konuşmasını Naim Tirali'nin yapacağı ve konuşmaa
olarak da Fuad Aziz Oöksel, Berna Moran, Agâh özgüç
ve Sennur Sezer'in katılacağı anma toplantısını izlemek
üzere yalnızca 17 kişi geldi. Bu 17 kişi de sunucu
Candan Sabuncu'nun yaptığı açıklamaya göre "daha çok
izleyici beklendiği ve birtakım pürüzler çıktığı"
gerekçesiyle 18.30'a kadar bekletildi. Saat 18.30'u
geçtikten sonra sahneye çıkmadan bu 17 izleyiriye bir
açıklama yapan Candan Sabuncu, "Tiyatroya bir bomba
ihban yapıldı. Ciddi bir şey olmayabilir, ama biz yine de
tedbirimizi alahm" dedi. tzleyicilere bilet ücretleri geri
verildi.
TİYATRO
Aziz Nesin Sahnesi
• Külrür Servisi — Bakırköy
Belediye Tiyatrolan Aziz Nesin
Sahnesi'nin dün gece dUzenlenen
açılış gecesinde Bakırköy Belediye
Başkanı Dr. Yıldınm Aktuna,
Bakırköy Belediyesi Eğitim Kültür
Müdürii TUncer
Cücenoğlu, sahneye adı verilen
yazar Aziz Nesin, BBT Genel
Sanat Yönetmeni Zeliha Berksoy,
Tiyatro-Televizyon Yazarlan Genel
Başkanı Recep Bilginer,
Uluslararası Tiyatro Ehstitüsü
Başkanı Refık Erduran, Türkiye
Yazarlar Sendikası Genel Sekreteri
Hayati Asılyazıcı, tiyatro
sanatçıları ve basın bir araya
geldi. Yıldınm Aktuna, Nesin'in
büyük ve mütevazı bir insan
olduğunu aktararak "Hepimiz
Nesin'i örnek almalıyız, özellikle
politikaalar" dedi. Aziz Nesin ise
ağır bir sorumluluk yüklendiğini
ve bundan sonra adı bir tiyatroya
verilmis bir yazar olarak
yazacağını söyledi.
Zeliha Berksoy, "Biz tiyatrocular açıstndan bu sahne
kflçük bir tapınak" dedi. Gece, BBT oyunculannın
sahnelediği "Demokrasi Gemisi" adlı oyunla sürdü.
Gogol'un 'Müfettişi'
• Kültür Servisi — Gogol'un ünlü yapıtı 'Müfettiş' Işıl
Kasapoğlu yönetiminde provalarını sürdürüyor. Melih
Cevdet Anday ile Erol Güney'in Türkçeye çevirdikleri,
dekorunu Atıl Yalkut, kostümünü Canan Göknil ve
müziklerini de Esin Engin'in yapacağı 'Müfettiş' de
Savas Dinçel, Toron Karacaoğlu, Hikmet Körmükçü,
Ersun Kazançel, Kahraman Acehan, Tuncer Sevi,
Mehmet Çerezcioğlu, Sükân Kahraman, Necdet Yakın,
Metin Çelikerin yanı sıra 'Lüküs Hayat'ın 'Zeynep'i
Suna Pekuysal da rol alıyor. Daha önce Şehir
Tiyatrolan'nda 'tki Efendi'nin UşağY ve halen
oynamakta olan 'Kral Lear' adlı oyunlan konuk
yönetmen olarak sahneye koyan ve her iki
yönetmenliğinden de ödül alan Işıl Kasapoğlu'nun
sahneleyeceği 'Müfettiş' mayıs ayındaki Uluslararası
Istanbul Tiyatro Festivali'nde sergilenecek. Oyun,
Rusya'da küçük bir kasabada geçiyor. Kumara düşkün
biri olan Hlestekov, kumarda bütün parasını kaybedip
kasabada kaldığı otelde rehin kalıyor.
SEMPOZYUM
Felsefe sempozyumu
• Kültür Servisi — Istanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Felsefe bölumü ile Istanbul Avusturya Kültür
Ofısi'nin birlikte düzenledikleri felsefe sempozyumu,
21-22 mart tarihlerinde gerçekleştirilecek. 21 mart
perşembe günü saat 12.00-17.00 arasında
gerçekleştirilecek sempozyumun ilk gününde, 'Mantık ve
Bilgi Teorisi' tartışılacak. Vezneciler'deki Kuyucu Murat
Paşa Medresesi'nde yapılacak sempozyuma konuşmacı
olarak Istanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Şafak Vural,
Viyana Üniversitesi'nden Prof. DT. Erhard Oeser ve Doç.
Dr. S. Haltmayer katılacak. Yine aynı saatler arasında
yapılacak sempozyumun ikinci gününde ise 'Felsefe-
Fizik-Biyoloji' konulan üzerinde durulacak.
Konuşmacılar: îstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Ş.Teoman Durali, Boğazici Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Yalçın Koç, Viyana Üniversitesi'nden Prof. Dr. D.Flamm
ve Prof. Dr. R.Riedl.
SERGİ
Otyam'dan beyaz resimler
• Kültür Servisi — Fikret ve Filiz Otyam, son
çalışmalannı cuma gününden itibaren Vakıfbank Taksim
Sanat Galerisi'nde sergileyecekler. İki yıl önce açtıkları
ortak sergilerinden sonra Kopenhag, Münih, Köln-
Eslingen ve Ankara'da da yapıtlannı sunan sanatçılann
bu sergilerinde Fikret Otyam'ın yağhboya, Filiz Otyam'ın
özgün dokumalan yer alıyor. Sergi nedeniyle basılan
kitapta Otyam, öykü yazan Ahmet Say'a yazdığı
mektubun bir yerinde şöyle diyor: "Gönül isterdi ki, şu
son iki-üç ay içerisinde yaptığım büyük boy beyaz
resimleri göresin. Son bir yıldır, hele hele son altı aydır
albenili renklerim gökyüzüne uçup gitti, bir beyaz
vurgunu oldum. Bu beyazlaşma aşağı yukarı iki-üç yıldır
sürüyordu, ama giderek tastamam beyazoğlu beyaza
dönüştü geçen zaman içerisinde. Beyazın da beyazı mı
var? Var ki bunun peşindeyim. Beyaz, bence Doğu
Anadolu demek" Filiz Otyam da özgün işlerinde, Toros
Dağları'ndan edindiği çiçekli dalları ipler arasında
dokuyarak yeni dokuma biçimleri geliştirmiş.
Otyamlar'ın sergisi 15-30 mart tarihleri arasında pazar
günleri hariç saat 9.00-19.00 arası izlenebilir.
Wynton Marsalis 'Resolution ofRomance' adlı son albümünde eski ustalan selamlıyor
Babasım dinle, oğlıımı çalÜnlü trompetçiye
sanat yaşamında ilk
kez babası piyanist
Ellis Marsalis eşlik
ediyor. Bu son
albümünde, caz
tarihini sakin bir
ruhla özümlemiş bir
Wynton Marsalis'le
karşılaşıyoruz.
YAVUZ BAYDAR ~
STOCKHOLM — Cazda
trompetin gelenekçi ve atak söz-
cüsü Wynton Marsalis, stan-
dartlar içindeki araştırmasını bi-
tirmekten yana görünmüyor
pek. Geçen sonbaharda 29 ya-
şına basmasından kısa bir süre
önce çıkardığı 'Resolution of
Romance' bu araştırmanın
Uçünai dosyası. Doğum ve bü-
yüme mekânı olan New Orle-
ans'ın yarattığı geleneğin derin-
liklerine yaptığı gezi, trompet-
çiye sanat yaşamında ilk kez pe-
deri Ellis Marsalis'in piyanoda
eşlik etmesiyle yepyeni ve du-
yarlılık dozu kuşku götürmez
bir güzergâha varmış durumda.
Gelecek çağlarda 20. yüzyılın
müziği olarak tanımlanacağı he-
men hemen kesin olan cazın
içindeki geleneksel süreklüiği bu
albümün simgelediği ortada.
Pederi Ellis Marsalis yalnız-
ca New Orleans'ta 1960'lann
başlannda tezahür eden neo-
klasik akımın temsilcisi değil,
aynı zafflanda günümuzde söz
sahibi genç bir kuşağın eğitimi-
ni gerçekleştirmiş bir müzik ho-
cası da. 1974'te kurduğu sanat
merkezi NOCCA'dan baba
Marsalis'in bilgisini alarak ge-
çenler arasında trompetciler Te-
rence Blanchard, Marion Jor-
dan; alto saksofon ustası Do-
nald Harrison ve virtüoz olarak
nitelenen piyanist Harry Con-
nick Jr. var örneğin. Diğer öğ-
rencileri de kalabalık bir kafile
oluşturan oğu 1ları: Wynton,
saksofoncu Branford, trombon-
NEW ORLEANS GELENEKLERlNDE— 29 yaşına basmasından kısa bir süre önce çıkardıgı "Re-
solution of Romance" albümünde VVynton Marsalis, doğduğu ve büyüdüğü kent olan New Orle-
ans geleneğinin derinliklerine bir gezi düzenliyor. ,
cu Delfeayo ve şimdiden 'gele-
ceğin ismi' iian edilen -ve daha
13 yaşında olan- Jason. Ellis
Marsalis, piyanoda geleneğin
rafine ve 'parlatılmış' dalını
temsil ediyor: Hank Jones, Ho-
race Parlan ve Tommy Flana-
gan gibi, yumuşak, acelesiz,
blues'la arası son derece hoş bir
romantizm süzülüyor tuşla-
rından.
Içlerinde 'Think of One',
'Black Codes' ve J Mood' gibi
yetkin yapıtlann da bulunduğu
10 kadar albümden sonra 'Re-
solution of Romance'ta caz ta-
rihini sakin bir ruhla özümlemiş
bir Wynton'la karşılaşıyoruz.
Nice ustanın yorumladığı caz
standartlarım bir albümde yeni-
den işlemek kuşkusuz, bu sanat-
çı için gerçek bir test. üstelik al-
bümdeki 21 yapıttan 18'i, trom-
peti tüm kusur ve üstünlüğü ile
ortaya çıkaracak yapıda balad-
lar: Hoagy Cannichael, Harold
Arlen, Rodgers/Hart, Vernon
Dnke besteleri. VVynton, hiç
kuşkusuz, o dönemin yapıtlan-
nı birer klasik olarak değerlen-
diriyor ve babası Ellis, basçı Re-
ginald Veal ve davulcu Herlin
Riley'in şık ve temkinli eşliği
önünde, bugüne kadar caz trom-
peti hakkında ne öğrendiyse,
'pes' dedirtecek bir ustalıkla -
ama belki de fazla 'temiz' bir
telaffuzla-gözler önüne seriyor.
Sanatçının dolgun, net ve he-
saplı doğaçlamalan aynı zaman-
da New Orleans trompet ekolü-
nün büyüklerine, Dog Cheat-
ham'a, Henry 'Sweets' Edi-
son'a, Clark Terry'ye Henry
'Red' Allen'a ithaflarla yüklü.
Burada anahtar sözcük, 'yakla-
şım:' NVynton, her baladda za-
manın hakkının verilmesi gerek-
tiği gerçeğini 1940'lann ustala-
n gibi kavramış durumda. Al-
bümdeki müziksel derinlik ve
yorumsal rahatlık, bunun
sonucu.
Fluegelhonı'u taklit ettiği
'Never Let Me Go', trombon
tonuyla adeta homurdandığı
'The Sednctress'; 'VVbere Or
VVben', 'The Very Thought of
Yon', Skylark', 'It's Easy To
Remember', Wynton Marsalis'-
in dersini artık iyice öğrendiği-
ni, olgunlaşma sürecini tamam-
ladığını belirleyen yorumlar.
Wynton artık burada dilediği
güzergâha yönelebilir. Belki
kontrolün ve disiplinin bu kadar
önemli rol oynamadığı, deney-
sel cazla içinde yaşanan günün
paralelliğini araştıran noktalara.
Çünkü kim ne derse desin, caz,
klasik özelliklerini müzik yete-
neği ile olduğu kadar yaşamla,
onun izlenimleriyle kazanıyor.
Müzelerin önündeki sokaklarda
'şimdi' yaşanmakta çünkü.
Wynton cesaretinin boş olmadı-
ğını kanıtladı: Caz böylelerine
ihtiyaç duyar.
'Resolution Of Romance'a
tüm ca/severlerin ihtiyacı oldu-
ğu gibi.
ErdagAkseVin heykel sergisi 19 marta kadar Galeri BM'de görülebilir
Demirci atölyesinden galeriyeHeykeltıraş Erdağ Aksel,
son yıllarda zamanının „
önemli bir bölümünü de "*
Izrnir'deki sanayi sitesinde
geçiriyor. Tornacı Ramazan
ve ailesiyle canciğer dost.
Demirci atölyeleri, Aksel'in
heykellerini uygulamaya
geçirdiği yerler.
LALE FtLOĞLU
Birbirine yaslanmış oto tamir atölye-
leri, kalıp kalıp keresteden yayılan çam
kokusu, yüzleri elleri boyadan görünme-
yen çıraklar... Hava sisli ve yağmurlu,
yerler çamurlu...
Heykeltıraş Erdağ Aksel 1986'dan bu
yana zamanının önemli bir bölümünü
Izmir'deki sanayi sitesinde geciriyor. Ar-
tık tornaa Ramazaa ve ailesiyle canci-
ğer dost. Bu sanayi sitesi Aksel'in demir
heykellerini uygulamaya geçirdiği yer:
"Demirciligi seviyorum. Sanayi site-
sinde çalışmak büyük keyif, atölyeler
derya gibi. Orada ber işin bir raconu
var: El sıkışmanın, çay içmenin, sigara
tutmanın. Ustalar artık bana alıştılar,
ama hâlâ bana 'deli' diye bakı>orlar.
Ancak kendileri de az delilik yapmıyor.
Örnefin Ramazan Usta çim biçme ma-
kinesinden motosiklet yapmış t:
r defa-
sında".
Izmir Sanayi Sitesi Erdağ Aksel'in de-
miri kestiği, büktüğü, boyadığı dünya-
sı. Heykellerinin düşüncelerinde şekil âl-
ması ise her yerde ve her an gerçekleşe-
biliyor. Yazarken, okurken, ders anlatır-
BURADA HERKES YILDIZ— Erdağ Aksele göre ölümsüzlük de "yıldız" ol-
mak kadar büyük bir yamlsama. (Fotoğraf: tbrahim Günel)
ken, dinlerken... Erdağ Aksel, son yıllar-
da düşüncelerini "ölüm ve ölümsüzlük"
üzerine yoğunlaştırdı. Istanbul Bienali
sırasında Aya İrini'de sergilediği "Obe-
lisk", Galeri BM'de 19 marta dek süre-
cek serginin ilk adımını oluşturdu. tstan-
bul'da ölümsüzlüğü simgeleyen anıtlan
görmek mezartaşlarının sayısızlığını,
yıpranmışlığını hissetmek Erdağ Aksel'e
yeni adımlar aldırdı.
"Milan Kundera'nın şöyle bir sözü
vardır: 'Ölümsüzlükle ölüm Laurel-
Hardy gibidir'. Benim yaptıklanmda da
böyle oldu. Aslında anıtlar ölümsüzlü-
ğün ne kadar yalan olduğunu ortaya da-
ha iyi koyuyor. Bir Yahudi mezaıiığın-
dan geçerken kınlmış, parçalanmış me-
zar taşları görmüştüm. Benim yapügım
obeliskler de ölümsüzlüğün ne kadar kı-
nlgan olduğunu gösterivor".
Sanatçımn Galeri BM'de yer alan ser-
gisinde yaldızlı heykelleri kürek, balta
gibi objeler ve büyüklü küçüklü yıldız-
larla bezenmiş. Aksel'in çalışmalanndan
biri de "Burda Herkes • " başlığını ta-
şıyor. Sanatçı konuyia ilgili olarak
"Ölümsüzlük de yıldız olmak kadar bü-
yük bir yamlsama" diyor ve ekliyor:
"Bu sergide döşünceleri birbirine baf-
layan Atom Rıza oldu. Izmir'de meyha-
nelerde cümbüş çalar Atom Rıza. Bir
gün masamıza geldi sohbet ettik. Safl-
ye Ayla'nın Müzeyyen Senar'dan üç yaş
büyük olduğunu falan anlatb. Zamanın-
da onlarla çalışmış biri. Sözü bittikten
sonra da 'Atom Rıza'yı unutmayın' de-
yip çıktı. Atom Rıza sürekli 'biri' olan-
lardan bahsediyordu. Kendisi 'hiçbir
şey' olamamış. Bu ölümsüzlüğü istemek
yıldız olmayı düşlemek nasıl bir şey ol-
malı ki diye düşündüm. Sonra onu 'biri'
yapmak istedim ve bu beykel çıktı or-
taya".
Erdağ Aksel "tipik bir ikilem düşkü-
nü". Bir yandan "kitch"e tapıyor. öte
yandan "kitch"ten nefret ediyor. Ken-
disi bu durumu "Rüküşlükle aramızda
bir nefretle aşk ilişkisi var" diyerek açık-
lıyor. Sanatçı, kendisini de sorgulama-
larının içine katıyor sık sık:
"Binkrce yıl önce yaşanuş Lucretius
'Varolmama süresi herkes için eşittir'
demiş ve biz hâlâ iz bırakmaya çalısıyo-
ruz. Beflim durumum da böyle. Bir yan-
dan yıldızlan yapıp bunlan gösteriyo-
rum, gösterirken de 'sözde' ölümsüzlük
peşinde koşuyorum, bir yandan da
ölümsüziük düşüncesinin kınlganhgını
heykelierimde ortaya koymaya çalışıyo-
rum. HeykeUerimin bemen hepsi düşme
egUimli. HeykeH dflunekk dttşönnek yıl-
dızın parlamasıyla sönmesi bunlar hep
benim hoşnma giden ikilemler".
Çalışmalannı Almanya'da bir tiyatroda sürdürecek olan Yaman Okay:
Yönetmenin gözü yıldızlan görür
AHU ANTMEN
Almanya'dan gelen bir tiyat-
ro önerisini kabul eden tiyatro
ve sinema oyuncusu Yaman
Okay, Gelsenkirchen Belediyesi
ile bir işçi sendikasının ortaİcla-
şa finanse ettikleri bir tiyatroda,
Tuncel Kurtiz ile birlikte Nâzıra
Hikmet'in "Şeyh Bedrettin
Destanı" şiirinden uyarlanan bir
oyunu sahneleyecek.
Yaman Okay, tanınan bir yüz.
Tiyatronun yanı sıra sinemadan
ve televizyondan da biliyoruz
onu. Geçen yıl "Çıkmaz Sokak"
adlı oyunda rol alan sanatçı, bu
yıl içinde Tunç Başaran'ın son
filmi "Piano Piano Bacaksız"-
da ve ve Kerim Korcan'm "Tatar
Ramazan" adlı kitabmdan uyar-
lanan filmde oynadı. Okay'ın
rol aldığı bir başka film de bu
yıl yabancı film dalında Oscar
adayları arasına giren, Feride
Çiçekoğlu ile lsviçreli yönetmen
Xavier Köller'in senaryosunu
yazdığı, Nnr Sürer ile Necmet-
tin Çobanoğlu'nun başrollerini
paylaştıkları "Umuda Doğnı
Yolculuk".
Yaman Okay bir 'star' değil.
Star sistemine direnmeye çahşı-
yor aksine, ama tamamen bu
sistem üzerine kurulu bir Yeşil-
Yabancı film dalmda Oscar adayı "Umuda
Doğru Yolculuk"ta da oynayan Yaman
Okay Gelsenkirchen kentinde kurulan bir
tiyatroda Tuncel Kurtiz'le birlikte Nâzım
Hikmet'in "Şeyh Bedrettin Destanı"m
sahneleyecek.
Türkiye'de Yaman Okay'in "tarzma uygun"
2 tiyatro var. Biri Dostlar Tiyatrosu, öteki
Ankara Sanat Tiyatrosu. Ama manevi
tatmin her zaman yetmiyor.
çam'a ne kadar direnebilir? Ya
da aynı sistemle yurüyen ozel ti-
yatrolara? "Burada sinema ve ti-
yatroda çalışacagım insan sayı-
sı kalmadı" diyor sanatçı. Çün-
ku hiçbirl "sadece oyunculuğu"
düşünmuyor.
Özel tiyatrolarda "stara hiz-
met eden" oyunların yapıldığı-
nı söyleyen Yaman Oİcay, sine-
madaki yaklaşımın da bundan
farksız olmamasına dikkati çe-
kiyor. Okay, star olmayanlann
-yönetmenlerin deyişiyle- birçok
rolde "göriınmediklerini" söylu-
yor:
"Yönetmenlerin, 'Yaman biz
seni bu rolde göremiyoruz' de-
ğerlendirmelerini anlayamıyo-
rum. Bu. çok tuhaf bir şey. Yö-
netmenlerin hepsi her değişik
rolde nedense Tank Akan ve
Kadir İnanır'ı görüyorlardı,
ama diğer rollerde bizi göremi-
yorlardı. Bu ne malrak şey! Ne
matrak bir fiziğim varmış ki ve-
ya yeteneğimiz >okmuş ki bizi
hiçbir rolde goremiyorlar... Bu
iki star da ne kadar iyi bir fizi-
ğe sahiplermiş ki ve yetenekliler-
miş ki onları her rolde gorebili-
yorlar".
Yaman Okay'ın kendisine bu
arada Almanya'dan gelen öne-
riyi kabul etmesinde kuşkusuz
bu etkenlerin rolü büyük. Sa-
natçı, çalışmalannı bundan son-
ra sürekli olarak Almanya'da
sürdürmeyi planlıyor. "Orada
yapacağı işi becerebilirse" sürek-
İilik kazanacak Almanya'daki ti-
yatro yaşamı.
Türkiye'de neden denemiyor
tiyatro yapmayı? Bunun da ken-
disine göre mantıklı nedenleri
var. Sanatçı için üç seçenek söz
konusu: Ödenekli veya özel ti-
yatro ya da kendi tiyatrosu... Bir
'Yamaa Okay Tiyatrosu"na
baştan karşı çıkıyor; böyle bir
şeyden nefret ettiğini söylüyor.
Zaten bu seçenek Okay'ın ama-
cına da ters: "Ben tiyatro kur-
mak istemiyonım ki oyunculuk
yapmak istiyorum."
Yaman Okay, Türkiye'de
"kendi tarzma uygun" iki tiyat-
ro olduğunu söylüyor. Ankara
Sanat Tiyatrosu ve Dostlar Ti-
yatrosu. Ama manevi tatmin ya-
zık ki her zaman yetmiyor.
Okay, "Her ikisinde de bir
oyuncuyu yaşatacak kadar pa-
ra kazanmak mümkün değil.
Çünkü bu iki tiyatro her anlam-
da olduğu gibi maddi anlamda
da özveri isteyen tiyatrolar" di-
yor.
Son zamanlarda hangi oyun-
lan izlediğini soruyoruz Yaman
Okay'a. Devlet Tiyatrosu'nun
iki oyununu, "Budala" ve "Sa-
lmcakta İki Kişi"yi izlediğini,
ikisinin de yarısında çıktığını
söylüyor ve ekliyor: "Belki bu
yüzden 'Danton'da ara verme-
den oyunu sürdüriiyorlar..." Bir-
çok oyuncunun sahnede "me-
mur" gibi olduğunu söyleyen
Okay, "Halbuki dünyanın en
güzel işini yapıyorlar. bunu za-
man zaman düşünüp değerlen-
dirmeleri gerekir" diyor.
Erem'inilk
sergisi
• Kültür Servisi — Nejat
Erem'in ilk kişisel resim
sergisi 15 mart-6 nisan
tarihleri arasında Bebek'teki
Tuğral Sanat Galerisi'nde
açılıyor. 1927'de doğan
Nejat Erem, Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi Yüksek
Mimarhk Bölümü'nden
mezun oldu. Stuttgart ve
California'da mimarhk ve
öğretim üyeliği yapan Nejat
Erem, daha önce'
sergilenmeyen yağlıboya ve
suluboya resimlerini
sergileyecek.
TtilinOnat
sergisi
• Kültür Servisi —
Istanbul Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi'nde
Prof. Adnan Çoker, Prof.
Zeki Faik Izer ve Prof.
özdemir Altan ile çahşan
Tülin Onat'ın sergisi
perşembe günü
Kadıköy'deki Mine Sanat
Galerisi'nde açılıyor.
Sanatçımn sergisi 14 nisana
dek izlenebilecek. 1966-71
yılları arasında Salzburg
Yaz Akademisi'nde de
öğrenim gören Onat,
yurtdışında miize ve galeri
inceleme-araştırma gezileri
yaptı. 1980'den bu yana pek
çok kişisel sergi açan ve
karma sergilere katılan
Onat, halen Marmara
Üniversitesi'nde doçent
olarak çahşılıyor.
Van Gogh'a
1.43 milyon
dolar
• CHICAGO (AP) —
Vincent van Gogh'un
"Çiçekli Natürmort" adlı
bir tablosu 1.43 milyon
dolara satıldı. Chicago
kenti varoşlannda oturan
bir çiftin oturma odasında
yıllardır asıh duran
tablonun Van Gogh'a ait
olduğunun yeni anlaşıldığı
açıklandı. 1886 yılmda
tamamlandığı sarulan Van
Gogh tablosu için açık
arttırma 500 bin dolardan
başladı ve en iyimser
tahminleri bile geride
buakarak hızla yükseldi.
Leslie Hindman müzayede
şirketince düzenlenen açık
arttırmada tabloyu satın
alanın kimliği açıklanmadı.
Takı sergisi
• Kültür Serrisi—
! r
-
r
Gündem tlkorur'un takı
sergisi Ayşe Takı
Galerisi'nde açıldı. ODTÜ
Mimarhk Bölümü'nden
mezun olan Ilkorur,
yurtdışında mesleği
alanında çalışmalar yaptı.
Türkiye'ye döndükten sonra
mesleğini sürdürmekle
birlikte el sanatları üzerine
de çahşmalar yapan
tlkorur, yaklaşık altı yıldır
gümüş takılar üzerinde
çalışıyor.Daha önce Ankara
ve tzmir'de de sergiler açan
tlkorur'un takıları 23 marta
dek sergilenecek.
UGUN
• Söyleşi Vezneciler'deki
tÜ öğrenci Kültür
Merkezi'nde saat 11 .OO'de
müzik üzerine bir söyleşi
gerçekleştirilecek. Söyleşiye
konuşmaa olarak Cem
Karaca, Cahit Berktay,
Orhan Kahyaoğlu, Burak
Eldem ve Ezginin Günlüğu
Topluluğu katılacak.
• Gösterl Tacettin Diker*in
Karagöz gösterisi saat
11.OO'de Taksim Atatürk
Kitaplığı'nda.
• Okuma GünO Onat
Kutlar saat 16.00'da Taksim
Atatürk Kitaplığı'nda
kitaplarından bölümler
okuyacak ve okurlanyla
söyleşecek.
•.Dia gösterisi Faruk
Akbaş ile Sinan Turan'ın
'Bolu' konulu dia
gösterileri saat 19.3O*da
Otomobil-tş Sendikası Ruhi
Su Kültür Salonu'nda (Tel:
345 47 03 / 04) yapüacak.
bugün
bilsak
Fotoğraf ye Sinema Atölyesi
M. Ziya ÜLKENOLER
yönctirainde
16 Mart günü başlıyor
(P.lcsl-Çarş.-C.tcsi.)
Ta'iChiChu'anHareketli
Meditasyon
llhan GUNGÖREN
(Her Sa. 14.00-20.00)
Care-Foyer-Bar(Gin§)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar(5.Kat)
12.00-18.00 HcavyMctal
18.00-24.00 Rock
bilsak, sırasclvilcr cad.,
soğancı sok. 7 cihangir
143 28 79-99