22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MART 1991 SERGİ KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 Ataer'in resime bakışı • Kültir Servisi — Ayfer Oüleç Ataer'in 'Bakış' adını taşıyan 10. kişisel resim sergisi, bugün Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi'nde açılıyor. Sergi 15 marta dek görûlebilir. 1983 yıknda Dokuzeylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü'nden mezun olan Ataer, çeşitli yörelerde resim öğretmenliği yaptıktan sonra görevinden istifa etti. Bugüne kadar Bodrum, Izmir, Muğla, Marmaris, Nevşehir, Zonguldak ve Avanos'ta sergiler açan sanatçı, karma sergilere de katıldı. Ayfer Güleç Ataer, çalışmalanyla ilgili şunlan söylüyor: "Resimlerim, kadını cinsel bir nesne olarak gören bakışlan yadsıyor!' Danimarka'dan heykeller • Ktittör Servisi — Resim ve Heykel Müzeleri Derneği'nin, Danimarka Büyflkelçiliği ile birlikte düzenlediği Danimarkalı sanatçı Jorgen Haugen Sorensen'in heykel sergisi 5 mart salı günü Hareket Köşkü'nde açılacak. Sergi 21 mart gününe kadar pazartesi ve perşembe günleri dışında her gün gezilebilir. Jorgen Haugen Sorensen 1934'te Kopenhag'da doğdu. 1949 yılında Ipsen Enke'de seramik ve alçı çalışmalan yaptıktan sonra Kopenhag'da el sanatlan okuluna devam etti ve 1951'de Charlottenborg ilkbahar sergisinde ilk kez eserlerini sundu. 1958'de Venedik Bienali'ne katıldı ve 1960'ta Paris'e yerleşti. Sanatçı, ttalya, Ingiltere, Danimarka, Yugoslavya, tspanya, Fransa, Norveç ve ABD'de sayısız sergiler açtı. SİNEMA Dört yeni film • KiUtür Servisi — tstanbul ve Ankara sinemalarında bugün dört yeni film gösterime giriyor. Yönetmenliğini Nicolas Roeg'un üstlendiği, başhca rollerini Angelica Huston, Mai Zetterling ve Jason Fisher'ın paylaştıklan "Cadılar", Beyoğlu Fitaş, Kadıköy Yıldız ve Ankara Batı sinemalarında gösterune giriyor. Film masallarla büyüycn bir çocuğun yaşamım konu alıyor. Beyoğlu Sinepop, Kadıköy Moda ve Çemberlitaş Şafak sinemalarında gösterime giren "Kara Güneş Dağları", Nil'in kaynağını arayan coğrafya bilimcilerinin maceralannı anlatıyor. Yönetmenliğini Bob Rafelson'un üstlendiği filmde başrolleri Patrick Bergin ile Ian Glen paylaşıyorlar. Dan Greenburg'un aynı adlı romanından uyarlanan "Dadı" filmi, anne-babalar, kendilerini evde değilken çocuklarına bakmak üzere bıraktıkları kişileri daha dikkatli seçmeleri gerektiği temasını işliyor. VVilliam Friedkin'in yönettiği bu korku filminde Jenny Seagrove, Dvvier Brown ve Carey Lowell rol alıyor. Film Bakırköy Karya, Osmanbey Gazi ve Ankara Batı sinemalannda gösterime giriyor. Beyoğlu Lale ve Kadıköy Kadıköy sinemalannda gösterime giren "Nikita", uyuşturucu tutkunu bir kızm "hareketli" yaşamım konu alıyor. Geçen yıl sinemalarda izlediğimiz "Derinlik Sarhoşluğu" fîlminin yönetmeni Luc Besson'un imzasını taşıyan filmde, Anne Parillaud, Jean Hugues Anglade ve Tcheky Karyo başrollerde. Fıslenen N.TTnin öyküsü • KMltttr Servisi — Tecavüze uğrayan, ancak imam nikâhlı olduğu için hayat kadını damgası yiyerek fişlenen dört çocuk annesi N.Tnin gerçek yaşamöyküsünü konu alan "Madde 438" adlı film Beyoğlu Atlas Sineması'nda gösterime girdi. Sadece Türkiye'de değil, Avnıpa basınında da geniş yankılar uyandıran N.T. olayını anlatan filmde başrolü Gülşen Bubikoğlu üstleniyor. Fahişelere tecavuz edenlere ceza indirimi sağlayan yasanın tartışılmasma yol açan N.Tnin (Nazire Tarhan) trajedisini konu alan filmde diğer rolleri Berhan Şimşek, Hakan Ural, Güzin Çorağan, Işık Aras ve Nedim Doğan paylaşıyorlar. Erdoğan Tünay'ın senaryosunu yazdığı fılmi Ümit Efekan yönetti. Y A P I K R E D S E R G İ Yapı Kredi Sanat Galerileri Mart 1991 Programı İstanbul Zafer Gençaydın Resim Sergisi 7 Mart-31 Mart 1991 Yapı Kredi Kâzım Taşkent Sanat Galerisi İstiklâl Caddesı - Beyoğlu Esin Umay Resim Sergisi 4 Mart-29 Mart 1991 Yapı Kredi Beyoğlu Sanat Galerisi Istikiâl Caddesi - Beyoğlu İzmir Limor Gilad Ulukaya Resim Sergisi 22 Mart- 16Nisan 1991 Yapı Kredi Mustafabey Sanat Galerisi Cumhuriyet Bulvarı No: 174 Mustafabey Bursa Selçuk Günay Resim Sergisi 12Mart-2Nisan 1991 Yapı Kredi Setbaşı Sanat Galerisi Atatürk Caddesi No: 25 Setbaşı Balıkesir İsmetÇavuşoğlu Resim Sergisi 8 Mart-31 Mart 1991 Yapı Kredi Balıkesir Sanat Galerisi Ali Hikmet Paşa Meydanı No: 4 YAPI^KREDi "hizmette sınır yoktur" SEVEMA/ÂIİLLÂ DORSAY İstanbul Uluslararası Film Festivali bu yıl 10. yıldönümünü kutluyor 'Her şeye rağmerf festivalBu yıl, savaşan bir dünyada ve savaşa çok yakın bir tilkede festival düzenlemenin zorluklarıyla karşılaşıldı. Giderek festivali yapmak veya yapmamak ikilemi söz konusu oldu. Ama her şeye karşın festival yapıhyor. Hem de tüm güçlükleri akla bile getirtmeyecek düzeyde zengin bir programla... 10. yılını yaşayan İstanbul Uluslararası Sinema Festivali kapıda. 16 martta başlayacak olan festival, 10. yılına ulkşmış olmanın getirdiği sevinci, bu olayın özenle altını çizerek kut- layacak. Kurumlaşmanın her alanda kolay bir iş olmadığı ül- kemizde, çeşitli zorluklar ve ola- naksızlıklarla girişilen bir sanat organizasyonunun ulaştığı bu başarı ve ilgi düzeyi, kuşkusuz ki gerek bu alanda emek vermiş olanlara gerekse yalnızca sine- mayı, sinema sanatını sevenlere sevinç ve gurur vermeyecek gibi değil. Bu yıl, savaşan bir dünyada ve savaşa çok yakın bir Ulkede fes- tival düzenlemenin zorluklanyla karşılaşıldı. Giderek festivali yapmak veya yapmamak ikilemi söz konusu oklu. Türkiye her an savaşa katılabilirdi. Katılmasa da ülkemizin uluslararası med- yada sık sık geçen adı ve konu- mu, ilgili kişileri ve kurumlan bir savaş riskini göze almak du- rumunda bırakıyordu. Bu ne- denle kimi filmler veya fılm pa- ketleri gönderilmedi (örneğin çok merak ve istekle beklenen bir Pasolini toplu gösterisi, son dakika programdan çıkanlmak zorunda kalındı. Aynı şey, Ital- ya'nın Altın Palmiyeli fılmleri ARALK GELİNİ tLE BEYAZ AVCI KARA YÜREK — CUnt Eastwood'un yönettiği ve oynadı- gi "Beyaz Ava Kara Yürek" festivalin "Sanatlar ve Sinema" böJümünde goslerilivor. "Aralık Gettni" adlı İrlanda filmi ise "Dünya Fesüvallerinden" başlıgı altmda izlenebUecek. paketinin de başına geldi). Bu "paket'ierin dışında, gelmesi tehlikeye düşen ve sonunda gel- meyen tekil filmler de oldu. Ya- bancı konuklar ise Türkiye*ye gelmekte geçen yıllara kıyasla çok daha isteksız davranıyorlar. Ve Altın Laie'nın uluslararası jü- risinin bu yıl istenen (ve geçen yıllardan alışılmış) düzeyde ol- ması kuşkulu. Ama bunlara karşın festival yapıhyor. Hem de tüm güçlük- leri akla bile getirtmeyecek dü- zeyde zengin bir programla... Film sayısında geçen yıl ulaşüan ve Türkiye'deki kardeşinden esinlenmişe benzeyen enflasyon, bu yıl zaten "makııl" bir düze- ye indirgenecekti. Film sayısın- daki azalma, sonuç olarak Kör- fez kriziyle ilişkili değil, festival düzenleyicilerinin isteği olarak ortaya çıktı. Sanınm 100 kadar yabancı ve 10 yerli filmle erişi- len sayı, geçen yıhn anormal şiş- kin film sayısıyla yorulan ve bu- nalan sinemasever için daha ra- hat bir seyir ve seçim sağlayabi- lecektir. Her kurum gibi festivaJin de kendisini sürekli yenilemesi ve daha çok gelişme sağlamaya ça- lışması kaçınılmaz bir olgu. Fes- tival de bunu yapıyor. Bu yıl far- kına varacağınız veya varamaya- cağınız birçok değişiklik, yeni- lik var. Bunların keşfini zaman içinde seyirciye bırakmak daha iyi. Ama temel bir yenılik çok önemli: Filmlere (ne yazık ki hepsine değil, ama yanya yakı- nına) bu yıl ilk kez elektronik bir sistemle Türkçe altyazı ko- nacak. Böylece kopyayı etkile- meden ve satın alma zorunlulu- ğu getirmeden fılmlerin, anmda çeviri olayının getirdiği çeşitli sa- kıncalardan uzak seyri mümkün olacak. Ama bu olanağın (özel- likle son dakikada gelen filmler nedeniyle) sağlanamadığı film- lerde, bilgi ve yetenekleri savaş sırasında da kanıtlanan "simül- tane çevinnen"lerimizin erdem- lerinden yine yararlamlacak. Beyoğlu Sineması, bu yıl bir anlamda şenliğin "resmi sineması" oldu. Altın Lale Ya- rışması filmleri ve Türk filmle- rinin sunulduğu AKM salonuna kıyasla daha rahat seyir koşul- ları sağlannuş olacak. Bu salon- da, hiçbir biçimde mikrofonla anmda çeviri yapılmıyor. Demek ki bu yöntemi sevmeyenler, bu salonda fılmleri Türkçe veya In- gilizce (bazen Fransızca) altya- zılarla, "kafalannı dinleyerek" izleyebilir. Diğer salonlarda ise gündüz seanslarında ya Türkçe altyazı ya da mikrofonla anın- da çeviri olayı var. Suarelerde ise bu yok. Demek ki suarede film izlemek isteyenlerin, filmin alt- yazı durumunu iyice dikkate alarak gitmesi gerekiyor. Bu yıl belli sayıda film izle- mek isteyenlere yardımcı olabi- lecek Sinema Günleri Kılavuzu- muzu yine veriyoruz: Pazar gü- nü, Cumhuriyet Dergi ile birlik- te. Burada tüm filmler hakkın- da kısa ve çokluk kişisel notla- rımızla birlikte, Kaçınlmaması Gerekenler başlığı altında özel- likle öğütlediğimiz 34 filmi bu- lacaksınız. Rezervasyon formla- nnın geri verilmesi pazartesi ak- şamına dek mümkün olduğuna göre bu kılavuzdan ve listeden yararlanabilmeniz için yeterli za- man var demektir. Ve çok yakın- da, yeni bir Sinema Günleri'nin telaşında ve koşuşturmacasında yeniden buluşmak ümidiyle... "Zor Ölüm-2" ilgiyle izlenen bir 'şiddet ve kan' öyküsü 'Iyiler, kötüler, aptaüar' savaşı Zor OlitaH - 2 (Die Hard-2) / Yönetmen: Renny Harlin / Senaryo: Steven de Souza, Doug Richardson / Görüntü: Oliver Wood / Müzik: Michael Kamen / OyuncuJar: Bruce VVillis, Bonnie Bedelia, VVilliam Atherton, Franco Nero, John Amos / Bir FOX filmi / 124 dakika (Site, Süreyya) M \Vashington D.C. havaalanı- nı Amerika'ya ucakla getirilen bir Latin Amerika diktatörünü kurtannak için tutsak alan bir grup teröristin öyküsü. Bir za- manlar Amerika tarafından konınan, ama uyuşturucu işi- ne boğazına dek battığı için tu- tuklanıp ABD'ye getirilen eski diktatörü kurtarmak isteyen kimlerdir? Onun "komünistle- re karşı" verdiği savaşıma hay- ran olan bir sağcı Amerikan as- keri örgtltü. Ama, filmin rek- lam bildirilerinde biraz alayla yazıldığı gibi örgüt "ne yazık Id John Mc Clane'in variığını hesaba katmamıştır". Havaa- lanında Noel için gelen kansı- nı bekleyen "Zor Ölüm"ün kahramanı Bruce VVillis, filmin bu devamında, yine inamlmaz işler yapacak ve tüm bir örgü- tü haklamayı bilecektir. "Zor Öliim-2" üzerine ne söylenebilir? Kuşkusuz ve ön- celikle filmin mükemmel bir "seyirlik" olduğu. 2 saatlik sü- resini hiç duyumsatmayan, son derece sürükleyici, ustalıkla çe- kilmiş bir film bu.. Ve çağımız- da uçaklann güvenliğinden La- tin Amerika kökenli uyuşturu- cu şebekelerine, dev alanlannın örgütlenmesinden ABD'de or- du içinde çöreklenmiş "aşın s»f" gruplann tehlikesine dek, ilgi konusu olan, gazetelere yansıyan birçok şeyi kullanma- sını biliyor. Ama bu sürükleyiciliğin de bir bedeli var. Bu bedeli bir Fransız dergisi "tam 264 ölüm" diye saymış. O kadar çok ölüm var mı filmde? Say- madım. Elbette bu sayının bü- yiik bölümü direkt olarak gö- rülmeyen ölümlerden (örneğin dev bir Jumbo-Jet'in düşme- siyle ölen yolcular) oluşuyor. Ama yine de filmde, doğrudur, şaşılacak kadar çok ölüm- öldürme olayı var. Ve film az şiddet de içermiyor. Peki nasıl oluyor da bu denli şiddet ve ölflmü kabul edilebilir kılıyor film? Kuşkusuz akılh bir senaryo sayesinde. Filmin karşısına al- dığı, "kötü ", "düşman" gös- terdiği şeylere karşı olmamak mümkün değil; sayısız genç in- samn yaşamım yok eden uyuş- turucu kaçakçılığına, maddi çı- karlar için bir uçak dolusu in- sanı gözünü kırpmadan öldü- ren mafyacılara, "komönizme karşı" olmayı her türlü pisliği bağışlatan bir marifet gibi gö- ren faşizmin çağdaş uzantısı ör- gütlere... Ve de ABD'nin, böy- le bir filmin yapısı içinde sınır- h da olsa belirtilen sorumlulu- ğuna sırf komünizmle savaş uğnına sıru.sıvazlanan, ama iş artık ayyuka çıktığında yargı önüne sevk edilen diktatör bo- zuntulanna... Aynca da zama- nında uyanıp ise el koyamayan beceriksiz bürokratlara, haber uğnına binlerce insanın yaşa- mıru tehlikeye atmaktan çekin- meyen TV ilanlanna, vs. vs. Filmin ipliğini pazara çıkardı- ğı tüm bu kişi, kurum ve olgu- lara karşı olmamak mümkün mü? Fin kökenli genç yönetmen Renny Harlin'in başarısı, se- naryodaki bu çağdaş ve nispe- ten inandıncı öğeleri ön plana çıkararak fiimin aslında kolay bağışlanamaz şiddetini hafiflet- •Tiek, kabul edilebilir kılmak. Bruce Willis'in de katkısıyla, bu şiddet ve kan öyküsü, yer yer belli bir yumuşaklığa, mi- zaha bile erişiyor. Bir Leone filmi gibi "iyiler, kötüler... ve de aptaflar" arasında geçen bu öykü, biraz "şüpheli" konu- muna karşın, baştan sona ilgiy- le izleniyor. Franco Nero'nun Esperanza, John Anos'un zen- ci yüzbaşı Grant ve de "Şüphe Altında" ki eş rolüyle sevdiği- miz ve yavaş yavaş gönülleri- mize yerleşen Bonnie Bedelia'- nın (bir kez daha) eş rollerin- deki varlığı da oldukça keyif- li. Brnce VVillis "Çizgi ötesi"nde konu ilginç, yaklaşım sıradan Ölümle yaşam arasındaÇizgi Otesi (Flatliners) / Yönetmen: Joel Schumacher / Senaryo: Peter Filardi / Görtlntü: Jan deBont /Müzik: James Nevvton Howard / Oyuncular: Kiefer Sutherland, Julia Roberts, Kevin Bacon, VVilliam Baldwin, Oliver Platt / Bir Columbia filmi (Emek, Reks, Şafak, Bakırköy 74, Ankara Akün, İzmir İzmir, Balıkesir Şan. vs.) Bir grup genç doktor adayı, hasta yatagında "ölüp" de son- radan yeniden hayata dönen hastalardan esinlenerek, arala- nnda bir deneyler dizisine baş- larlar. Kendilerini öldürterek ve bir dakikayla 4 dakika arasın- da "öte tarafta" kaldıktan son- ra, arkadaşlarmın yardımıyla yeniden geri dönerek, ölüm es- nasındaki izlenimleri ve dene- yimleri edinmek ve dünyaya ak- tarmak!.. Bu deneyler, gitgide hızlanarak, yalnızca bir "za- mansal yanş"a dönüşmekle kal- mayacaktır. Aynı zamanda, "öte yaıT'da geçirilen zaman süresince be>Tie hucum ettiği an- laşılan geçmişle ilişkili en kötu anıların, onulmaz pişmanlıkla- rın konusu olan kişiler de, kah- ramanlanmızın hayata dönü- şüyle birlikte yeniden hayat bu- İacaklar ve kahramanlarımızın belleğlnde, kötü ve korkunç ca- navarlar gibi, onlan tedirgin ederek dolaşır hale gelecekler- dir... Amerikan sinemasından yine seyirciyi -özellikle gençleri- sa- lonlara çekecek yeni bir ticari örnek. tnsan bu sinemanın bir yandan hayal gücüne, konu ve tema zenginliğine şaşıyor. Öte yandan ise, bu konulara yakla- şımında, temalan ele alışındaki yüzsüz ticari tavır karşısında ne- redeyse isyan ediyor. Senaryo yazan Peter Fflardi'- nin, "bir arkadaşınm ameliyat masasında geçirdigi ölümle ya- şam arasmdaki deneyim"den esinlenerek yazdığı senaryo, as- lında ilginç... "O an" vardır gerçekten ve öldü sanılan veya kalbi birkaç saniye, giderek bir- kaç dakika duran insanlann ye- niden yaşama döndüğü görül- müştur. tki dünya arasmdaki bu belirsiz anı işlemek ve gençliğin, biraz da bilimsel merakın verdi- ği heyecanla, bu duyusal dene- yimi yaşamak isteyen insanlann öyküsünü anlatmak aslında il- ginç bir deneyim değil mi? Bu alanda kuşkusuz Ken Russell'- ın bizde gösterilmeyen ve TRT'nin programa aldığı halde denetimden geçmediği için gös- teremediği ünlü "Altered Slates" yapıtını da ammsamak gerekir. Ne var ki birkaç gençlik fil- miyle tanınan Joel Scnumac- her'in de, senaryo koşutunda olaya yaklaşımı, her türlü sanat- sal ve de bilimsel kaygıdan uzak. Zaten yazar Filardi'nin, JULİA ROBERTS HAYRANLARIN A— Başroilerinde, "Pretty VVoman" ile yıldızı parlayan Julia Roberts ve Kiefer Sutherland'ın yer aldıklan "Çizgi Ötesi", ölüm üzerine kafa yoranlara, intihar saplanüsı sahiplerine ya da Roberts hayranlanna ögüilenebilir. "Her yazar yeni bir şeyler yaz- mak ister. VV'estern ve uzay ko- nulan çokça işlenmişti. Ben ye- ai bir şeyler yapmak istedim" demesi bile yaklaşımı belirliyor. Böylece, son derece ilginç ve ya- şamsal bir konu, bir vvestern ve- ya bilim-kurgu filmi yaparcası- na, aynı nhnıyetle, aynı şema- lan uygulayarak ele alınıyor. Ve işte sonuç: Kuşkusuz merakla, ilgiyle izlenen, ama özellikle fi- nalindeki "mistik-muhafaza- kâr" mesajı ve geleneksel tavn dikkatlerden kaçmayan, klasik bir gerilim sinemasının bilinen tüm klişelerinin uygulandığı ve yazık ki sıradana dönüşen bir film. Oysa benzer bir konuyla Av- rupai bir yönetmenin -bir Res- nais'nin, bir Bergman'ın- neler yapabileceği 'hayal edildiğin- de!... Ne yazık ki Avrupah yö- netmenler, çok kişisel konular- dan başlannı alıp çok fazla sa- yıda seyircinin merakını deşecek evrensele giden konulara, tema- lara eğilmek fırsatını bulamı- yorlar. Amerikalılar ise belki bir çocuğun sahip olabileceği zen- gin hayal gücü ve sınırsız konu- tema ceşitliliği içinde, yaklaşım- lanndaki o "çocuk yanı" koru- dukları için, sonunda sağlam ve inandıncı bir film yapamıyor- lar. Yine de, ölüm üzerinde ka- fa yoranlara, "intihar saplan- tısı" sahiplerine ve çok başka ve de "dünyevi" bir saplantıya, bir Julia Roberts hayranhğma sa- hip olanlara öğütlenebilir! PCW Fikret Hakan'a hakaret davası • İSTANBUL (AA) — Sinema sanatçısı Fikret Hakan hakkmda, haftalık bir gazetede sinema ve tiyatro sanatçısı Yaman Okay'a "provokatör polis" diyerek hakaret ettiği iddiasıyla dava açıldı. Sinema ve tiyatro sanatçısı Yaman Okay tarafından İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü, muhabiri ile Fikret Hakan hakkında 1 yıl 3 aya kadar hapis ve 15 milyon liraya kadar ağır para cezası istendi. Pazartesi oyıınlan • Küftttr Servisi — Ankara Devlet Tiyatrosu, 'Pcynirli Yumurta' adlı oyunu 4 marttan itibaren Dormen Tiyatrosu'nda sahneleyecek. 'Peynirli Yumurta', pazartesi oyunlan adı altmda dört hafta boyunca pazartesi günleri saat 19.00 ve 21.00'de izlenebilecek. Ferenc Karanty'nin yazdığı oyunu Cüneyt Çalışkur yönetti. Saltan'm sergisi • Kültür Servisi — Naime Saltan'ın 39. resim sergisi yann akşama dek T. Üniversiteli Kadmlar Derneği Sanat Galerisi'nde sürüyor. 1927 doğumlu sanatçı, Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-tş Bölumü'nü bitirdikten sonra çeşitli illerde resim öğretmenliği yaptı. Eserleri yurtiçi ve dışındaki çeşiüi koleksiyonlarda bulunan Saltan, fıgürlerinde çoğunlukla taş, su ve ağacın özelliklerini uyguluyor. BUGÜN • Kortun'un konferansı Vasıf Kortun'un Sanatçılann Eleştirmenleri Eleştirmenlerin Sanatçıları başlıklı konferansı, saat 16.00'da Atatürk Kitaplığı'nda. • Kısa fllmciierie üç hafta Nur Akalın ve Ahmet Kırkkavak'm ikişer kısa filmi saat 14.00'te Atatürk Kitaplığı'nda gösterilecek. Ardından kısa film üzerine bir söyleşi yapılacak. Kısa film gösterimi üç hafta sürecek. • Osmanlı'dan Günümüze Galeri BM'nin Geleneksel Resim Bölümü'nde "Osmanlı'dan Günümüze 26 Ressam" başlıklı sergi, saat 18.00'de açıhyor. bugün bilsak 1 MART CUMA : l9MGünlerinGölürdü&û: "Körfcz' de Amerikan Avnıpa ve Sovyet Eksenlerinin Çıkarlan Ncrcdc Aynşıyor ?" Aslan Başer KAFAOGLU 19.30 Bilsak TiyatroAtölyesi: " İşte Baş Işie Gövdc Işie Kanaüar" Yazan: Scvim BURAK Görsel Sanat Atölyejeri Mchmct GÜLERYÜZ yöneiimindc (Pcr. - Cum.) Cafe-Foyer-Bar(Giriş) 1100-00.30 Rock Cafe-Bar(5.Kai) 15.00-18.00 HcavyMclal 1.8.00-24.00 Rock Özcl RcaggeGeccsi ve Moving House bilsak, sırasclvilcr cad., soğancı sok. 7 cihangir 143 28 79-99 Türkiye v de, Türkçe 1 Mart'ta Bayilerde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle