18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MAFT 1991 HABFRLFR CUMHURİYET/3 Şanak'ta katırlm vundan halk vüayeteyürüdil Birerelektrik çarpması, 2 vatandaş da açüan ateş sonucu öldü 3 kişi öldü, 200 hayvan telefŞIRNAK (Cumhuriyet) — Türkiye Kömür Iş- letmeleri'ne ait ocaklardan "artık kömur" top- lamak isteyenlere, güvenlik güçlerinin engel ol- mak istemesi üzerine başlayan olaylarda iki yurt- taş açılan ateş sonucu, bir er de olaylar sırasın- da elektriğe çarpılarak öldü. Olaylarda iki yurt- taş da yaralandı. Güvenlik güçlerinin, kömür taşımada kullanı- lan katırlan öldürmesiyle tırmanan olaylar, bin- lerce kişinin kent merkezine doğnı yürüyuşe geç- mesi üzerine daha da büyüdü. "tzinsiz ytiriiyüş" yapıldığı gerekçesiyle güvenlik güçlerinin ateş aç- tığı olaylar sırasında, PKK yanhsı sloganlar atıldı, bazı binalann camları kınldı. Olayla ilgili ola- rak tçişleri Bakam Abdülkadir Aksu'nun yaru sı- ra SHP'den, HEP'ten heyetler, bugün Şırnak'a giderek olay yerinde inceleme yapacaklar. SHP lideri Erdal tnönü de olayı kınadığını söyledi. Şırnak'a yaklaşık sekiz kilometre uzakhkta TKl'ye ait kömür ocaklarında başlayan ve kent merkezine kadar yayılan olaylar şöyle gelişti: Dün sabah saat 09.00 sıralarında bine yakın köylü kömur toplamak üzere kömur ocaklarmın bulunduğu bölgeye geldi. TKl görevlilerinin kö- mür toplanmasına engel olmak istemesi üzerine köylüler Fahrettin Tepe adlı bir işçiyi attıklan taş- larla yaraladılar. Olayı haber alan güvenlik güç- leri Cizre - Şırnak yolu uzerindeki kömür ocak- lanna gelerek önlem aldı. Bu arada gü\enlik güç- lerinin açtığı ateş sonucu 200'e yakın katınn öl- dürüldüğu öne siıruldu. Halk ateş açan güven- lik güçlerine taşlı sopalı saldınya geçti. Bu sırada güvenlik güçleri havaya ateş açtı. Açılan ateş sonucu yüksek gerilim hattı tellerin- den biri koparak jandarma eri Turan Ergin'in üzerine düştü. Er Turan Ergin elektriğe çarpıla- rak öldü. Katırlann öldürulmesi Üzerine kömür topla- maları engellenen ve güvenlik güçleriyle çatışan binlerce kişi de kent merkezine doğnı yürüyuşe kanrlarla 'atik kömür' taşıyanlarla TKİ işçüeri arasında çıkan tartışma kavgaya dönüştü. Olav yerine gelen güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu yüzlerce katır telef oldu. Bunun üzerine binlerce kişi kent merkezine yürüyuşe geçti. Açılan ateş sonucu 2 kişi öldü, 2 kişi de yaralandı. Siyasi partüer ye Bakan Aksu bölgede bugün incelemede bulunacak. geçti. Slogan atarak yuniyenlere yol boyunca yeni katüımlar oldu. Güvenlik güçleri kent girişinde önlem alarak, yurüyüşü engellemek için barikat kurdu. Ancak binlerce kişi barikata rağmen yü- rüyuşe devam edince güvenlik güçleri ateş açtı. Salih Tatayhan (23) açılan ateşle olay yerinde, Şehmuz Yurga (18) da kaldınldığı Diyarbakır'- daki Dicle Üniversitesı Tıp Fakültesi Hastanesi- nde öldu. Ateş sırasında Sadık Bayram (19) ile Bahattin Kıinter (17) de yaralandı. özel timlerin de kent merkezinde önlem aldı- ğı olaylar sırasında, Şırnak'ın çeşitli yerlerine da- ğılan gruplarm askerlik şubesi ile Ziraat Banka- sı'm taşa tuttukları, binalann camlanmn kınl- dığı göruldu. Kalabalığın yuruyuş sırasında "Ya- şasın PKK, yaşasın Kürdistan, kahrolsun katil- ler" diye slogan atıldığı duyuldu. 15.00 sıralann- da yatışan olayların büyümesini engellemek ama- cıyla belediye hoparlörunden surekli olarak "Hiç kimsenin lafına kanmayın. Sakin olun, evlerini- ze dönün. Durum dûzelecek, herkesin zaran ödenecek" diye anons yapıldı. SHP Merkez tlçe Başkanı Kerim Uğur, ken- \AN disinin de tanık olduğu olaylan anlatırken "Şır- nak, tam anlamıyla Filistin'deki manzaralan andınyordu" dedi. Olayın, kömur taşıyan katır- ların vurulması üzerine başladığını duyduğunu belirten Uğur, "Inanıo ki binlerce mermi atıldı. Halk taş atıyor, güvenlik güçleri de çoğu havaya olmak uzere ateş ediyordu. Özel tim de gelince durum biraz nonnale dondu. Şimdi güvenlik güç- leri bir yanda, halk karşı tarafta bekleşi>or. Ger- ginlik son haddinde. Akşama ne olur bilemiyo- rura. Bana bin tane kadar katınn vuruldugunu anlattılar, araa o kadar oldugunu sanmam" de- di. Şırnak Belediye Başkanı Ahmet Hamdi Yıldı- rım, yurttaşların "heba olan milli serveti geçim derdi için kullanmak istediğini" belirterek şun- lan söyledi: "Köylüler hafriyatın alünda kalan milli serve- tin heba olmasını önleyip dolaylı yoldan devlete gelir sağlamaktadır. tlimiz içerisinde tanma el- verişli arazi yoktur. Bu yuzden geçim ancak bu komur artıklannın toplanmasıyla oluyor. Bazı- lanmızın kamyonu, Mercedes'i, taksisi var, ama çogumuz yoksul. Sadece katın var. Bn katırlar da öldürülfince çoluk çocuğun nafakası kesilmiş oldu. Halk o yüzden heyecanlandı." Şırnak komur ocaklarında ve il merkezinde meydana gelen olaylarda bazı kişilerin gözaltı- na alındığının bildirilmesine karşm, yetkililer ra- kam vermediler. Olayla ilgili olarak Şırnak HEP tl Başkanı Me- sut Uysal Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, olayı anında öğrendiklerini ve beş kişiden oluşan bir heyetle kömur ocağına giderek kömur almak is- teyen işçilerle görüşüp olayı büyümeden tatlıya bağlamak istediklerini, ancak kalabalığı gören güvenlik güçlerinin havaya ateş açmalan sonu- cu bir anda panik ortamı yaratıldığını belirterek şöyle konuştu: "Güvenlik güçleri acele edip ateş açmasalardı olay bu kadar büyümezdi. Ateş açıldıktan son- ra üç yerde kan gölıi gördum. Bu insanlar yok- sul kö>1ülerdir. 'Açız, iş yok, güç yok, ne yapacağjz' diye yakanyoriardı. Biz de onlan tes- kin etmeye çalıştık. Vali Bey'e çıkacağız dedik. Sorunlannıza hep biriikte çozüm getireceğiz de- dik. Ancak güvenlik güçleri ateş acınca dediğim gibi panik başladı ve üzucu bir durum doğdu." HEP II Başkanı Mesut Uysal, Şırnak yakının- daki kömür ocağını M. Emin Acar adında bir müteahhidin işlettiğini, kömur almaya gidenle- rin de ocakta geçici olarak çalışan kimseler ol- duğunu belirterek, bu işçileri adı geçen müteah- hidin ihbar ettiğini söyledi. Şırnak'ta meydana gelen olayların duyulma- smdan sonra Siirt ANAP Milletvekili Kemal Bir- lik, Başbakan Yıldınm Akbulut'la göruşerek, olaylarla ilgili olarak Şırnak'tan aldığı bilgileri iletti. Birlik, Başbakan Akbulut'un Şırnak Vali- si Aydın Aslan'la göniştuğunü ve güvenlik kuv- vetlerinin sakin olmasını, vatandaşa yardımcı olunmasını istediğini belirtti. Horzıuıvıııı boreuna Kızılay madensuyu TURAN YILMAZ ANKARA — Emlakbank, iki gün önce 10 yıl hapse mahkûm edilen işadamı Kemal Horzum'- dan alacağını Kızılay'a ait ma- densuyu tesislerinin icra yoluy- la satışmdan elde edilecek para ile tahsil edecek. Ancak, bütün sorun tümü satılacak olan tesis- lerin sadece kullanım hakkının Horzum'a ait olması. Bankanın, 53 milyar lira de- ğer belirlediği bu tesisleri yakın- da icra kanalıyla satışa çıkara- cağı bildirildı. Bu miktar üzerin- den satışın gerçekleşmesi halin- de Ankara 3. Ağır Ceza Mah- kemesi'nce belirlenen ana borç miktan karşılanmış olacak. Mahkeme, Horzum'un borç miktanm 52.1 milyar lira olarak belirlemiştı. Cumhuriyet'in görüşlerine başvurduğu Kızılay Genel Sek- reteri Necmi Hoşver, bu tesisle- rin tapusunun kendilerine ait ol- duğunu, bu nedenle icra yoluy- la satışın ancak kullanım hakkı açısından gerçekleşebileceğini savundu. Hoşver, satışın tesis- lerin arsası ve uzerindeki tesis- leri kapsadığının anımsatılması üzerine, "Eger hukuk hâkim ise böyle olmaması lazım. Hor- zum'a bu tesislerin 20 yıl sureyle kullanım hakkı verilmiştir. Şim- di satın alacak kişinin de bu ko- şulu kabul etmesi, tesisleri bu sörenin biüminde bize devret- raesi gerekir" dedi. Banka yetkilileri ise Hoşver'- in sözlerini, "Galiba olayı yan- lıs anlamışlar. Biz, bu tesisleri arsasıyla biriikte üçüncü kişi ipotegi olarak satışa çıkardık. Sadece kullanım hakkımn satı- şı söz konusu degil" diye yanıt- ladılar. Horzum, bu maden suyunun kullanım hakkını 1983'te 20 yıl süreyle almışü. Bu süre 2003 yı- lında sona erecek. Horzum, Emlakbank'tan aldığı kredilere karşüık bu tesisleri teminat ola- rak göstermiş, Kızılay Genel Müdürluğü de buna karşüık o tarihte herhangi bir girişimde bulunmamıştı. Iraklı Kurt sıgınmacılar Diyarbakır Belediyesi'nin 'işporta yasağı'nı kaldırması üzerine tekrar piyasaya çıktılar. (Fotograf: Osman Yıldız) Peşmerge işportabaşı yapüOSMAN YILDIZ DtY'ARBAKIR — işporta tezgâhlan 'görüntüyü bozuyor' gerekçesiyle bir süre önce kaldınlan Peşmergelerin çalışmasına yeniden izin verildi. Kentin ünlu surlannın önü yeniden 'işportacı Peşmergeler'le dolmaya başladı. Körfez savaşının başlamasıyla biriikte Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nin kararıyla 'kamp dışına çıkma yasagı'nın kaldınlması, belediyenin 'işporta yasağı' getirmesiyle sonuçlanmıştı. Kentin görüntüsüne olumsuz etki yaptığı gerekçesiyle Belediye zabıta ekipleri, kaldınmlara kurulan Peşmerge tezgâhlannı kaldırmışlardı. Yaklaşık üç yıldır Tü:kiye'de yaşamlannı sürdüren ve halen siyasi statüleri belirlenmeyen Iraklı Kürt sığmmaalar, 2,5 yıllık bekleyişin ardından, işportacılığa başlamışlardı. Bir süre önce bazı sığınmacı liderlerin Belediye Başkanı Turgut Atalay ve yardımcılarıyla yaptığı görüşrne sonucu, yaya geçişini engellememeleri koşuluyla işporta tezgâhlanna 'izin' çıktı. Diyarbakır surlannın önü bugünlerde tekrar sınır kapılanndaki 'free shop'lan andırmaya başladı. Halk arasında 'Peşmerge pazan' olarak adlandınlan tezgâhlarda piyasaya göre daha ucuza satış yapıldığı için gunün her saatinde kalabalık müşteri topluluğunu görmek olanakh. En büyük sorun ise dil. İşportacı Peşmergelerin çoğu rakamlan iyice öğrenmiş. Bölge halkının Kürtçeye olan yakınlığı nedeniyle anlaşmakta da fazla bir sıkıntı çekmiyorlar. Peşmergelerin 'biâm yetkililer'den iki beklentisi var. Bunlardan ilki siyasi statülerinin belirlenmesi ve ona göre bir yaşam biçimine başlayabilmek, diğeri de eğer Türkiye'de kalacaklarsa kendilerine basit de olsa kapalı mekânlar sağlanması. Cumhuriyet'e ÖzaTa hakaretten 2 beraat Yazarımız Ilhan Şelçuk'un "Yuh" adlı yazısı ve karikatüristimiz Necdet Şen'in içinde "herze" sözcüğü geçen bir karikatürü nedeniyle açılan iki davada, savcı "hakaret kastı" bulmadı ve mahkeme Yazı İşleri Müdürü Okay Gönensin ile diğer sanıklar için beraat kararı verdi. tstanbul Haber Servisi — Cumhurbaşkanı'na hakaret et- tikleri savıyla yargılanmakta olan gazetemiz Yazı işleri Mü- dürü Okay Gönensin, yazar tl- han Selçuk ile karikatürist Nec- det Şen beraat ettiler. Mahkeme her iki davada hakaret suçunun yasal unsurlanmn oluşmadığma karar verdi. Istanbul 2. Asliye Ceza Mah- kemesi'ndeki ilk duruşmada, Cumhuriyet gazetesinin 19.5.1990 günlü sayısında yer alan llhan Selçuk imzalı, "Ynh" başhkh yazıda Cum- hurbaşkanı'na hakaret edildiği savıyla açılan davaya bakıldı. Haklannda TCK'nın 158. mad- desi gereğince 4.5'er buçuk yıl hapis cezası istenen Gönensin ile Selçuk son söz olarak beraatle- rini istediklerini söylediler. Cumhuriyjet Savcısı Nurten Altınok esas hakkındaki muta- laasında şu gönişlere yer verdi: "tlhan Selçuk imzalı "Yuh" başlıklı yazıda, Bağdatlı Ruhi'- ye ait bir şiirden alıntı yapılarak 'T.Ö.'ye armağan ediyorum, tam sırasıdır' denilerek Cum- hurbaşkanı'na hakaret edildiği gerekçesiyle sanık hakkında ka- mu davası açılmışsa da yazıda da belirtildiği gibi Sabah gaze- tesinin 16.5.1990 gunlü sayısın- da yer alan, Cumhurbaşkanı'- nın Ziraat Odaları başkanının davetine 'Geleyim de yuhalayın değil mi?' şeklindeki haberin yorumu niteliğinde olduğu, 'yuh' ve 'yuf sözlerinin açık- landığı, yaanın butunü itibarıy- la Cumhurbaşkanı'nın yuhalan- dığı ya da yuhalanması gerekti- ğinin ifade edilmediği, hakaret kastıyla yazılmamış olduğu an- laşıldığından her iki sanığın da beraatlerine karar verilmesi arz olunur." Savunma avukatları Gülçin ÇaylıgU, Öznur Gundoğdu ve Fikret tlkiz ise iddia makamırun mutalaasına katıldıklannı ve muvekkillerinin beraatini iste- diklerini belirttiler. Mahkeme Başkanı Şefik Mutlu, savcırun görüşüne uygun olarak "suçun yasal unsurlan- mn oluşmadığı" gerekçesiyle Gönensin ile Şelçuk'un beraat- lerine karar verildiğini açıkladı. Aynı mahkemede görulmek- te olan diğer dava da Necdet Şen'in 22.2.1990 günlu Cumhu- riyet'te yayımlanan bir karika- turunde kullanılan "herze" söz- cüğüyle Cumhurbaşkanı'na ha- karet edildiği savıyla açılmıştı. Dünku duruşmada sorgusu yapılan Okay Gönensin, "Kari- katür çerçevesi içinde bir espri olarak yorumladım. Hakaret kastımız yoktu" dedi. Savcı Nurten Altınok, esas hakkındaki mutalasmda şöyle dedi: "Söz konusu karikatürde Cumhurbaşkam'na icraatının 'herze' olarak nitelenerek Cum- hurbaşkanı'na hakaret edildiği gerekçesiyle sanık hakkında ka- mu davası açılmışsa da karika- tur, Cumhurbaşkanı'n hicvedi- lerek karikatür yoluyla eleştiril- mesi niteliğinde olduğundan, okuyucuları güldürecek ve Cumhurbaşkanı'nı küçük düşü- rücü nitelikte buiunmadığından eleştiri niteliğindeki karikatür- de hakaret suçunun unsurlan- mn bulumadığından her iki sa- mğın da beraatlerine karar ve- rilmesi arz olunur." Mahkeme aynı yönde karar vererek haklannda 4.5'er buçuk yıl hapis cezası istenen Gönen- sin ile Şen'in beraatlerine karar verdi. Istanbul 2. Asliye Ceza Mah- kemesi'nde tlhan Şelçuk'un, "Öf, Pöf, Tuh" başhkh yazısı ile Oktay Akbal'ın "Yunalan- mak Korfcusu" başhkh yazıla- rından dolayı yine "Cumhur- başkanı'na hakaret" savıyla açılmış olan davalar ise dosya- lann bilirkişi incelemelerinin s o nuçlarının beklenmesi için erte- lendi. tlhan Selçuk ve OkayGönensin 'suçun yasal unsurianoluşmadığı* gerekçesiyle beraat ettiler. (Fotograf: Cumhuriyet) DUNW)A BUGUN ALİStRMEN Tazminat "Keşke Körfez e asker gönderseydik. Savaş tazminatı is- terdik. Bu fırsatı kaçırdık" tümcesinin Turgut Bey tarafından soytenmiş olması, kendisi için olduğu kadar bizler için de ta- lihşizliktir. İşin en kotü yanı ise Turgut Bey'in bu mantığı dile getiren sözleri daha önce de söylemış olmasıdır Kârlı bir iş yapmak için ınsanlan ölmeye ve de öldürmeye göndermek, devlet etiği ile bağdaşmayan bir davranıştır. Kârlı bir iş için kanlı mace- ralara sürüklenmek, ölme öldürme oyununa girmek, ancak mafyanın ahlakı içinde geçeriidir. \ Keşke savaşa girseydik de tazminat alabilseydik, bu fırsa- tı kaçırdık düşüncesi ise çirkinin ötesinde bilgi eksikliğini de içerir. Hukukun mantığı, ki savaşın ya da savaşçılann mantığın- dan çok daha değişik ve evrenseldir, böyle bir tümce karşı- sında kahkaha ile gülmenizi veya "Vay başımıza gelen" di- ye dövünmenizi gerektirir. Çünkü hukuk mantığı kurallan, taz- minatın hıçbir zaman haksız bir kazanç vesilesi olamayaca- ğını söyter. Bu kural birçok Yargıtay içtihadında da yer almış bulunmaktadır. Tazminat ikiye aynlır: Maddı tazminat ve manevı tazminat. Maddi tazminat, haksız bir fiıl karşısında ya da bir akdin ih- lali sonucunda uğranılan zararı karşılamaya yöneliktir. Yani her şeyden önce ortada uğranılan bir zarar olması gerekir. Bu zararın saptanması da belirli kurallara bağlanmıştır. Taz- minatın sınırtarı doğrudan uğranılan zararlarla sınırlı olma- yabilir. Roma hukukunda da geçerli olan "mahrum kalınan kâr" kavramı da zararın saptanmasında rol oynar. Ancak burada da dikkat edilmesi gereken nokta, haksız fiil ika edilmediği veya akit ihlal edilmediği takdirde normal faaliyetini sürdürecek olan tarafın bu faaliyetinin aksaması yüzünden uğradığı zararın giderilmesinin söz konusu oldu- ğudur. Bir örnek vermek gerekırse, arabasıyla bir taksiye çar- pan kişi, eksperlerın saptadığı maddi zaran ödeyecektir. Ama bununla da yetinilmeyecek, taksi sürücusünun, arabasının tamırde bulunduğu sürece çalışamamaktan doğan zararı da hesaplanıp ödenecektir. İşte mahrum kalınan kâr budur. Manevi tazminata gelince: Gözyaşlannın ya da bir yakını- nın ölmesinin doğuracağı büyük uzuntü ve çöküntü gideri- lemez ve bunların paraca bir karşılığı yoktur. Ama çekilen bu sıkıntılara karşılık bir miktar ödeme yapılmasına karar verilir ki bu karşılık semboliktir. Her iki tazminat halinde de ana kural, önce bir zarann mev- cut olması, sonra da ödenecek karşılığın haksız bir kazanç vesilesi oluşturmamasıdır. Turgut Bey'in, bu kadar basıt bir gerçeği bilmemesi ken- disi için üzücüdür. Bu gerçekler ışığında, "Keşke Körfez'e asker göndersey- dik, savaş tazminatı isterdik. Bu fırsatı kaçırdık" demek, "keş- ke karşı tarafın bıze zarar vermesini sağlasaydık, sonra bu- nu ödetirdık" anlamını taşır. Savaşta uğranılan zararın, hele bizım gibi ateş gücü düşük, ınsan gücu yüksek ülkeler için insan kaybı olduğu da gözönünde bulundurulursa, Turgut Bey'in sözünün bizler için de ne büyük bir talihsıziik olduğu kolayca anlaşılır. Önce insan kaybını göze alıp, sonra da bunu tazminata çevirmek çağdaş devletin kabul etmeyeceği, edemeyeceği bir tutumdur ve bir ülkenin böylesı bir görüşü benimseyen kişilerce yönetilmesi başlı başına bir tehlikedir. "Ama" denebilir, "nasıl olsa savaştan sonra galip taraflar tazminatın miktanm kendilerı saptayacaklar ve belki de Irak'a uğranılan kayıpların üstünde bir ödemeyı zorla kabul ettire- rek kâr sağlayacaklar, o zaman kârlı bir iş yapılmış olmaya- cak mı?" Her şeyden önce yukarıda da belirttiğimiz gibi bu bir maf- ya mantığıdır. Kaldı ki garip Irak'ın bunca kurda ne kadar kâr sağlayabıleceği de ayrı bir konudur. Silahlar sustuktan hemen sonra dört bir yandan ileri sû- rülen istemler, pastadan pay kapmak için ön sırayı alma ça- baları arasında "bir koyup üç almayı" kuranların ne alabile- cekleri konusunda bazı ipuçları veriyor. Çok geçmeden kâr-zarar hesaplarındaki büyük yanlışlar bütün çıplaklığıyla ortaya çıkacak ve tazminatın ne olduğu- nu bilmeyenlerin ne denli hesap adamı oldukları anlaşıla- caktır. KlSA KISA • Yurdun çeşitli yerlerinde dün meydana gelen trafik kazalarında 12 kişi öldu, 4 kişi yaralandı. Ankara-Konya karayolunda dün akşam saatlerinde meydana gelen kazada Aytok özkan, Gündal Silah, Necati Inci hayatını kaybetti. Silivri'de hatalı sollama sonucu meydana gelen bir başka kazada da Ali Kalkan, Husamettin Bahk ve Ali Demirci öldü. Dün ayrıca Muğla-Antalya karayolundaki kazada motosiklet sürucüsü Rıdvan Çatal, Hakkâri'nin Yuksekova ilçesindeki kazada Fenar İCaya ile Enver Yardımcı, Mersin'in Fındıkpman mevkiindeki kazada Hüseyin Yılmaz, Antalya kent merkezindeki kazada Kerim Demir, Aydın-Denizli karayolundaki kazada da kimliği belirîenemeyen bir kişi öldü. Kazalarda yaralanan 4 kişi de olay yerine yakın hastanelere kaldınlarak tedavi altına almdılar. • Istanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Kadın Hastabklan ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yalçm Egeci, evinde kedi köpek bulunaa kadınlann hamilelik döneminde düşük tehlikesi içinde oldugunu belirtti. Egeci, "Hayvanlarda bulunan urisella denilen hastalık kadınlann düşuk yapmasına neden oluyor" dedi. • Kızılay'ın geçen yıl kan satışından elde ettiği para, maliyetin çok altında kaldı. Kurum geçen yıl topladığı kandan 3.5 milyar lira zarar etti. Kızılay Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Tekin Sevil, kan bağışı oranının giderek arttığını, ancak yine de ihtiyacı karşılayamadığını belirtti. • ABD Sağhk tstatistikleri Merkezince yayımlanan verilere göre sinüzit, ABD'de kronik hastahklar arasında ilk sırada yer aldı. Sinüziti, kronik hastalıklar sıralamasında artrit ve yüksek tansiyon izliyor. • Van'da yapılan bir operasyonda 19 kilo toz esrar ele geçirildi. Olayla ilgili olarak bir kişinin gözaltına ahndığı öğrenildi. Hakkâri'nin Yuksekova ilçesinde yapılan operasyonlarda ise, toprak altına gizlenmiş 500 gram bazmorfın ile 37 kilo kaçak çay ele geçırildi. Bu olayla ilgili olarak da 4 kişi gözaltına alındı. • Marmaris'te şuphe üzerine yakalanan Ahmet Yeniçeri ve Mustafa Akpınar adlı kişiler uzerinde birer adet 7.65 çapında tabanca bulundu. Polis yetküilerinden alınan bilgiye göre uzerinde tabanca yakalanan kişiler gözaltına alınarak olay soruşturulmaya başlandı. • Sağhk Bakanhğı Teftiş Kurulu Başkanhğı'nda açık bulunan mufettişliklere atamalar yapıldı. Karar, Resmi Gazete'de yayımlandı. Resmi Gazete'de ayrıca SSK Kütahya Bölge Mudüru Hakkı Beşpınar'ın görevden alındığına ilişkin üçlü kararname de yayımlandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle