22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı. Cumhurıyrt Malbaacılık ve Gazelecılık Turlc Anonun Şırketi adına Nadir NMÜ 0 Genel Yayın Muduru H u u Cemal. Muessese Muduru. Emıı» ls»khgil. Vazı iikrı Muduru Ok«> COIKHSİH, 0 Habo Merkezı Muduru \alcin Bayer. Sayfa Duzenı Yoneımenı 4li Acar 0 Temsılcıler ANKARA Ahınel Tın. İZMİR. Hiknet Çttinkayı. ADANA ÇMin )ı(eııo£lu k PolKıka CHal h*İMc*. Dıs Haberıer fcjfM Bakı. Ekonomı Cr^pı Tartou. i» Scndıka Şıfcfuı Krteaci. Kullur Cctal L*ter. UıanbuJ Habericrı Kflul Kuçmk. Egr.tm G«Ka) Şaylu. Yun Haberkn Nccdri Dot**- ^por Dajıısmanı AMatkadır Yacttaaıı. Dizı Yazılar Kmm Çakffcaıt. Araşnr-na Şafcın \lp«y. Du/rl-mc MMJUIIU Yaan 0 koordınaıor 4kwrl Korobaa 0 Mal lîlcr Lrol trtal 0 Muia^bc BulcHt >e««r 0 BuHe Piânlajna **ft OMBMbCHOt*" 0 Reklam AjK T«raa 0 Ek YaM-Uar Holvı «k,ol 0 idart HUKMII Cnreı 0 Isloırc Oa*r Çriık 0 Bılgı Ijıtm >ul !••! £ Ptrscnt Sc Yavın Kunılu Bajkan %«dlr NMII OkJ*> *Ab«l, V«k«"fcî*rH U M Cnad. Hikmri ÇMıakn». Ok» l | s r Muoca. llbaa nrl Taa firavı »e Yayan. Cumhttnytt Maıbajcılık w Gazetecılık TAŞ. Terkocagı Cad 39/41 CataJotJu 34334 Isl Pk 2 « - Isıanbul Tei 512 Of 05 (20 han TCICT 22246, Fax (I) 526 «0 ->2 # BunMar- Aakara: Zrva Gokatp BK Inkıiap S No 19 4. Tel !33 II 4MT Tetn 42344. Fax. (4) 133 05 65 0 iımr. H Zıya BK 1352 S. 2 3. Tcl 13 12 30. Tdeı 52359 H< 151) 19 53 60 - lnonıl Cad 119 S No 1 Ku 1. Tcl 19 37 52 (4 hall Tcto 62155 Fax (71) 19 25 7g TAKVİM: 1 MART 1991 trasak: 5.08 Güneş: 6.32 Öğle: 12.21 Ikindi: 15.28 Akşam: 18.01 Yatsı: 19.20 San Remo yıldızsız kaldı Ray Charles, Paul McCartney, Liza Minelli, Miçhael Jackson, Sting, Whitney Houston gibi ünlüler savaş gerekçesiyle 41. San Remo Müzik Festivali'ne katılmadılar. NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — San Remo'nun açılış gecesinde iki küçük çocu- ğun uçurduğu banş güvercinle- ri uğur getirdi. Sıkı kimlik kont- rolleri, bomba tehditleri ve sa- vaş haberlerinin gölgesinde baş- layan 41. San Remo Müzik Fes- tivali silahların susmasıyla her yıl olduğu gibi gene ttalyan ak- tüalitesinde ön plana geçti. Sa- vaşın sona ermesi, 'Artık bir tannm yok' adlı şarkısıyla eski tsrailli bir askerin de -Ofra Haza- katıldığı festivaldeki ge- rilimi büyük ölçüde düşürdü. Ama uçağa binmekten korktuk- ları için Berlin Film Festivali'- ne gitmeyen pek çok yıldız gibi bu festivale de tanınmış isimle- rin çoğu terör korkusuyla katıl- mak istemedi. Ray Charles, Pa- ul McCartney, Liza Minelli, Gilbert Becaud. Michael Jack- son, Sting ve VVhitney Houston gibi ünlüler savaş gerekçesiyle San Remo randevusunu geri çe- virenlerdendi. 600 polis her za- manki gibi Italyan Rivierasrrun zengin çiçekleriyle bezenmiş görkemli 'Ariston Tiyatrosu'nu delinmesi güç bir kordon altına aldılar. Ama festivali takdim eden ve ceylan gozleri, porselen cildiyle yıllara meydan okuyan 42 yaşındaki E<lwige Fenech sahneye adımını attığı ilk andan itibaren herkes savaşı unuttu. Diğer tüm takdimci adaylannı eleyerek şimdiden festivalin tar- tışmasız yıldızı olan Fenech, Holywood'un "ttalya'nın yeni Marcello Mastroiannisi" diye lanse ettiği diğer takdimci And- rea Occhippinti'yi bile geri plan- da bıraktı. ttalyan şarkıcılann tümü, ya- banalann gösterdiği bu aşırı ih- tiyata kulak asmadan iple çek- tikleri San Remo randevusuna koştular. Sabrina Salerno'dan Romina Power'a ve Loredena Berte'ye dek Italya'nın eski-yeni tüm isimlerini biraraya getiren ve uç gün süren festival, Ital- yanlara bütün bir yıl boyunca bekledikleri büyük bir reklam fırsatı oluşturuyor. Özellikle 60'lı yıllarda tüm Akdeniz'i et- kisi altına alan ve kalpleri ısıtan o sıcak ttalyan melodilerine şöhret kapısıru açan bu yanşma, artık eski artizanal niteliğini ko- rumuyor. 1970'lerde Ttalyan müziğinin eski itisini yitirmesi ve gençlerin dıinyasını dolduran Amerikan müziğinin moda ol- masıyla bir ara unutulan yanş- ma, 8O'lerde 'Made in Italy' damgasını taşıyan her şey gibi büyük bir sükseyle yeniden lan- se edildi. Kırk yıllık San Remo'- nun yıldızının parlamasında ttalyan devlet televizyonu RAI ile Berlusconi'nin özel televiz- yon kanalları arasmdaki kıyası- ya yanş etkili oldu. Seyirci kit- 640 bölgeden özel koruma alanı isteği KONYA (AA) — Başbakan- hk Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanı Mustafa Keten, Türki- ye'de 12 bölgenin özel koruma alanı olarak ilan edildiğini belir- terek "Valilikler tarafından ya- pılan araştırma sonucu 640 böl- genin daha özel koruma alanı ilan edilmesi istendi. tncelemeler sonucu bu sayı- run daha da artacağına inanı- yoruz" dedi. Keten, yaptığı açıklamada, ozel çevre koru- ma alanlan için uzun vadeli master planlan hazırlanacağını, aynca araştırma faaliyetlerinin yoğunlaştırılacağını behrterek özel koruma alanı ilan edilen 12 bölge için çeşitli üniversitelerden 100 ayrı proje geldiğini, bunla- rın değerlendirilerek uygun gö- rülenlerin uygulamaya konula- cağını söyledi. lelerini toplamak için yanşma- yı bir 'mega-televizyon olayına' dönüştüren RAI, şar- kıcılar için 'San Remo'yu şık- lıklan, aşklan, skandallan, eg- zantriklikleri ve bazen de ses- leri için bulunmaz bir reklam fırsatı haline getirdi. Bu yılki, 'medya olayına' aynca toplam 13 milyar liralık bir de 'mega piyango' ekleyen RAI, üç ge- ce için televizyon seyircilerini ekran karşısına mıhlamayı umut ediyor. 15 ocaktan itiba- ren satışa çıkanlan yanşma pi- yangosu, kazanana 6 milyar li- ra veriyor. tkinci talihli 4.5, üçüncü ise 3 milyar lira kaza- nacak. Bu yıl Anna Oxa'nın dayanılmaz cazibesinden yok- sun olan festivalin tek gerçek 'süperstar'ını, bu müzik olayı- na 'siiper misafir' olarak ka- tılan Rod Stewart oluşturuyor. Cumartesi gecesi sona erecek yanşmanın favori şarkıcısı ise 'Sara Jane Morris' adlı melo- disi ile katılan Ricardo Cocci- ante. Çevre savaşa yenildiMUSTAFA BALBAY ANKARA — Körfez savaşı- nın Basra Körfezi ve Irak top- raklannda yarattığı çevre kirli- liğinin bölgedeki ekolojik den- geyi bozacağı ve uzun vadede çevre ülkeleri de etkileyeceği be- lirtiliyor. Petrol akıntısı Basra Körfezi'ndeki doğal yaşamı fel- ce uğratırken Irak üzerine atılan bomba ve yanan petrol kuyula- rımn da bir anlamda kimyasal silah etkisi yaratacağı vurgu- lanıyor. 16 ocaktan bu yana Irak üze- rine yapılan binlerce bombardı- man ve Körfez üzerindeki kalın petrol tabakasının çevreye çıkar- dığı fatura henüz tam olarak çı- kanlmış değil. Ancak bu mad- delerin kimyasal yapısı ve Kör- fez'dekinden çok daha az petro- lün denize yayılmasıyla meyda- na gelen kazalar dikkate alındı- ğında olayın boyutlarının "korkunçlugu" ortaya çıkıyor. Uzmanlar Körfez savaşının neden olduğu çevre sorunlarını şöyle sıralıyorlar: Petrol IdrliligJ: Bir litre petrol bir kilometrekarelik bir alana yayılabiliyor. Körfez'e yayılan petrolün en az 10 milyon vari- İin üzerinde olduğu göz önüne Petrol kirliligi Yayılan petrolün en az 10 milyon varilin üzerinde olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Basra Körfezi'ni nefes borusu kesilmiş denize benzetiyorlar. tltllmi etkUeyecek Yanan petrol kuyuları ve atılan bombaların sadece Irak'ın değıl, çevre ülkelerinin de iklimini etkileyeceği sanılıyor. Asît yagmıırlan Rüzgârın etkisiyle diğer ülkelere de ulaşacak olan kimyasal maddeler, yağmurlarla asit olarak toprağa düşecek. alındığında uzmanlar Basra Körfezi'nin "nefes borusu kesil- miş bir deniz" görünümünde ol- duğunu söylüyorlar. Deniz üze- rinde kahn bir tabaka oluşturan petrol, suya oksijenin girmesini engelliyor. Bu, canlılann ölümü- ne yol açarken hayatta kalanla- rın da tür özelliklerini yitirme- sine ve çeşitli hastalıklara yaka- lanmasına neden oluyor. Petrol kirliliğinin getirdiği hastahklar ve özellik kayıpları nesilden ne- sile geçecek. Basra Körfezi'nin yeniden "canlı" bir deniz olma- sı için en az 100 yılın geçmesi ge- rekeceği hesaplanıyor. tklim: Yanan petrol kuyuları ve Irak üzerine atılan binlerce ton bombanın bölgedeki iklimi etkileyeceğine kesin gözüyle ba- kılıyor. Bu konudaki bir diğer gorüş de iklimin sadece Irak'ı değil çevre ülkeleri de etkileye- ceği yolunda. Meteoroloji Mü- hendisleri Odası Başkanı Belgin Kurtuluş, Basra üzerinden geçen hava sistemlerine dikkat çekiyor. Olayın boyutlarına göre Hindis- tan'daki muson yağmurlarının bile etkilenebileceğini söylüyor. Hava kirliliği: Yine bomba ve petrol yangınının etkisiyle at- mosfere her gün yüzlerce ton kimyasal madde yayılıyor. Rüz- gârın etkisiyle diğer ülkelere de ulaşabileceic bu maddeler yağ- murlarla "asit" olarak toprağa duşüyor. Körfez savaşının ilk günlerinde Türkiye'deki resmi kaynaklar ülkemizin bu durum- dan etkilenmeyeceğini vurgula- mışlardı. Adana'ya yağan siyah yağmur bunu doğnılamazken uzmanlar tngiltere'deki kömür bacalarının îskandinav ülkeleri- ni nasıl etkilediğini soruyorlar. Nükleer Idrlilik: Kesin olma- yan verilere göre Bağdat yakın- lanndaki nükleer tesis bombar- dımandan etkilendi. Ancak bu- nun ne ölçude olduğu bilinmi- yor. Turkiye Atom Enerjisi Ku- rumu Başkanı Prof. Atilla Öz- men, "Bizi etkile>eceğini sanmı- yorum, ama Güneydoğu'da ölçiimler yapıyoruz" diyor. Ku- rumun eski başkanı Prof. Nejat Aybers'e göre ise Türkiye için te- laşlanılacak bir durum yok. Çünkü Bağdat'taki nükleer te- sis bizim Küçükçekmece'dekine benzer nitelikte. Yani tesis tü- müyle tahrip olsa bile ancak çevresine zarar verecek. Ekolojik denge: Tüm bu etki- ler bir arada değerlendirildiğin- de Irak ve Basra Körfezi'ndeki doğal yaşam altüst oldu. Uz- manlar bugüne kadar yaşanan zararlann yanı sıra kirliliğin ge- lecekteki etkisinin daha da kaygı verici olduğunu belirtiyorlar. Örneğin önümüzdeki günlerde Basra Körfezi'ne iki milyonu aş- kın göçmen kuş gelecek. Bu kuşlann bir bölümu hayatını kaybedecek. Canlı kalanlar da çeşitli hastalıklara yakalanacak. TemizknebUir mi?: Körfez'de savaşın bitmesinden sonra gün- deme gelecek sorunlann başın- da petrol kirliliğinin nasıl temiz- leneceği geliyor. Dünyada bu çapta bir deniz kirliliği yaşan- madığı için bunun gerçekleşip gerçekleşemeyeceği ve maliyet henüz bilmece. En büyük petrol kazası olarak bilinen, 1988'de Alaska'daki Valdez tankeri faci- ası Exxon şirketine 2 milyar do- lara mal olmuş, kirlilik de tü- müyle temizlenememişti. Üste- lik Alaska'da denize dökülen petrol Körfez'dekinin 30'da bi- rinden daha azdı. Patricia Kaas: 1990'm 'sesi'PARİS (Cumhuriyet) — Adı, Patricia Kaas. Madonna'yı andırıyorsa da onun gibi yaramazlıkyapmıyor. Patricia çok uslu, çok ciddi ve çok 'seksi'. Akdeniz mavisi gözlerini, Alsace bölgesindeki maden ocaklannda açmış dünyaya. Babası bir kömür madencisi. Patricia'nın yaşamı, iki ayaklı bir Emile Zola öyküsu. Sekiz kardeşten biri ve yazgısını silbaştan yazan öğe, eşsiz sesi. Küçükken Almancadan başka dil İconuşmayan Patricia, anadili olması gereken Fransızcayı başkent Paris'e 'şarkıcı' olmaya gelirken öğrenmiş. Şimdilik 24 yaşında ve 1990'ın 'sesi' seçildi. 'Cazımsı' hafif müzik yapıyor. "Bu dünyada madenlerde çalısanlar, gövdesiyle para kazananlar, pek çok şey yapanlar, hiçbir şey yapmayanlar ve sevişenler var. Bense yalnızca blues söyliiyonım" sözleriyle başlayan 'Matmazel Blues Söyler' adlı parçası, onu zirveye çiviledi. Onun için Marlene Dietrich ile Edith Piaf karışımı diyorlar. Paraya alışmamış ve varsılların varsıl davranışlarını çok 'güliinç' bulduğunu söylüyor. Alkol, sigara ve sevgili kullanmıyor. Ömrunde bir kez dayak yemiş. On bir •-'"' yaşında, zavallı bir ihtiyarın paltosuna tüküren iri yarı adamı tokatlayınca adam ihtiyarı bırakıp bir temiz Patricia'yı dövmüş. Fransa'nın en guzel sesinin en büyük x övüncu, madenci babasının yazgısını paylaşırken âşık olduğu Alain Delon'un, şimdi çok, çok iyi dostu oluşu. y Kuş cennetini rapor kurtardı Dünya Bankası kredisiyle DSİ tarafından Tuzla Kuş Cenneti'nde yapılması planlanan kanaldan vazgeçildi. Dünya Bankası uzmanlan yaptıklan inceleme sonunda kanalın kuş cenn<îtinin çevresinden dolaştırılması gerektiğini belirttiler. HAKAN KARA İZMİR — Türkiye'nin en onemli kuş cennetlerinden biri olarak gösterilen Tlızla Kuş Cen- neti, kanal tehdidinden kurtul- du. Dünya Bankası kredisiyle DSİ tarafından cennette yapıl- ması planlanan kanaldan vazge- çildi. Kuş cennetinin tam orta- sından geçmesi planlanan kanal ile ilgili olarak Dünya Bankası uzmanlan tarafından yapılan in- celemede kanalın kuş cennetine zarar verebileceği, bu nedenle cennetin çevresinden dolaştınlıp denize ulaştınlması gerektiği so- nucuna vanldı. Menemen Ovası'nın ıslahı projesi çerçevesinde tüm ovada kanaletlerde biriken suyunun büyük bir kanalda toplanması ardından denize verilmesi konu- sunda DSt tarafından hazırla- nan proje, çevrecilerin tepküeri- ne neden olmuştu. tzmir Çevre Vakfı Müdürü Hamdi Köseoglu, planlanan ilk projeden vazgeçilmesiyle kuş cennetinin büyük bir tehlikeden kurtanlnuş olduğunu belirterek, "Kuş cennetini yeniden kazandık" dedi. Köseoglu, Me- nemen Ovası'nın ıslahı konu- sunda hazırlanan projede ger- çekleştirilen değişikİik konusun- da şu bilgiyi verdi: "Menemen Ovası'ndan gelen sular için şimdi kuş cennetinin dışından geçecek bir kanal ya- pdacak. Yani kanal, cennete gir- meyecek. CHdukca geniş oMugB için dışandan insanfauın da gi- riş yeri dtşında cennete gh-mesi güçleşecek. Böytece kanalla cen- net de konınmuş olacak. Om- dan gelen sular ise cennetin dı- ŞUMU ODU etkiiemeyecek bir uzaklıku baUdan denize verile- cek." Ege Üniversitesi Fen Fakülte- si'nden kuş uzmanı Dr. Mehmet Sıkı da ilk projeden vazgeçilme- sinin Dünya Bankası'run çevre açısından gösterdiği duyarlılığa ilişkin bir gösterge olduğunu vurguladı. Av yasaklan 1 nisanda başlıyor ANKARA (AA) — Tarım Orman ve Köyişleri Bakanhğı'- nın su ürünlerinde, 1 Nisan 1991-31 Mart 1992 tarihleri ara- smdaki avlanma döneminde ge- çerli olmak üzere yasak, sınırla- ma ve bazı yükümlülükleri içe- ren 25 numaralı sirküleri dünku Resmi Gazete'de yayımlandı. Sirkülere göre iç sular ile bu- tün denizlerde her türlü trol ile su ürünleri avcılığı yasak landı. Aynı şekilde Türkiye'nin karasu- larının sahilden 3 mil uzaklığa kadar olan kısmında, aynca 3 milden uzak yerlerde birden faz- la gemi ve 'dip trolü'yle su ürün- leri avcılığı yapılamayacak. Yunus, fok, deniz analan, de- niz kaplumbağaları, Mersin ba- lığının iç sular dahil bütün su- larda avlanmaları ile kırmızı ve siyah mercan toplanması tama- men yasaklandı. Sirkulerle, karides, deniz sal- yangozu, böcek, istakoz, mavi yengeç, kum midyesi, kalkan, kılıç, orfoz, lagos, palamut, to- rik, sardalya ve çinakop balık- lan ile yosun ve sünger üretimi yapılabilecek alanlar ile av dö- nemleri yanında hangi durum- da avlanabileceklerine bazı ya- sak ve sınırlamalar getirildi. Hamsi avında asgari boy sı- nırı 7.5 cm'den tekrar 9 cm'ye yükseltilirken avlanabilir diğer balık ve su ürünlerinde asgari boy ve ağırlık sınırlan şöyle be- lirlendi: Ton balığı (orkinoz) 90 cm, kalkan 36 cm, kırlangıç 35 cm, orfos, lagos, yazüı orkinos, has, sivribunın, sankulak, kefaller 30 cm, diğer kefaller 20 cm, kö- tek, palamut (çingene), sanağız (halüi, granyüs), sinagrit, us- kumnı, akya, liifer 20 cm, kol- yoz, levrek 18 cm, barbunya 13 cm, çipura, mercan, karagöz, dudaklı, kefal 15 cm, tekir 11 cm, ıstavnt 11 cm, deniz boce- ği, istakoz 20 cm, beyaz kum midyesi 2 cm, akivides 2.2 cm. Medeni . Kanun'da mini makyaj • ANKARA (Cumhuriyet.. Bfirosu) — Anayasa Mahkemesi, Medeni Kanun'un evli erkeklerin zinasından doğan çocuklarını tanıyamayacaklarına ilişkin hükmunü iptal etti. Mahkeme 292. maddenin bu hükmüne ilişkin iptal karannı oybirliği ile verdi. Anayasa Mahkemesi, Almus Asliye Hukuk Mahkemesi'nin gördüğü bir dava nedeniyle medeni kanunun söz konusu hükmünün iptali istemiyle yaptığı başvuruyu dün ele aldı. Mahkeme, dünkü oturumunda başvuruyu haklı bularak söz konusu hükmü anayasaya aykın olduğu gerekçesiyle iptal etti. Sınav ücreti 5 bin lira • ANKARA (ANKA) — Milli Eğitim Bakanlığı, 1991 yılı yaz ve güz dönemi ortaokul ve liseyi dışandan bitirme sınav ücretlerini bu yıl da 5 bin lira olarak belirledi. Merkezi sistemle yapılacak smavları düzenleyen MEB 5. Akşam Sanat Okulu Müdürü Ali Panldar, "Bakanlık, sınava girecek öğrencilere maddi yük oluşturmaması için sınav ücretlerinde artış yapmadı" dedi. 1991 yaz ve güz döneminde merkezi sistemle yapılacak okul dışı bitirme sınavlarına başvurular bugün başlayıp 29 martta sona erecek. Venedik'e gemi seferi • ANTALYA (AA) — Türkiye Denizcilik tşletmeleri'nce düzenlenen Izmir-Venedik gemi seferlerinin 27 mart, Antalya-Venedik seferlerinin ise 15 mayısta başlayacağı bildirildi. 27 mart-5 kasım tarihleri arasında her hafta çarşamba günü tzmir'den Venedik'e gemi seferi düzenlenecek. Ankara feribotu ile yapılacak seferlerde çarşamba günü tzmir'den yola çıkılacak ve ertesi hafta salı günü geri dönülecek. Antalya-Venedik gemi seferleri de bu yıl 15 mayısta başlayacak ve 8 ekim tarihine kadar devam edecek. Zonguldak'm tanıtılması • ZONGULDAK (Cumhurijet) — Zonguldak ilinin tanıtılması amacıyla 1990 yılı sonu verilerine dayanılarak "1991 yılı turizm envanteri" hazırlandı. Zonguldak Turizm Müdürlüğü tarafından hazırlanan envanterde, ilin jeopolitik yapısı, bitki örtüsü, kısa tarihçesi, turizm olanakları, doğal kültürel çevre, folklor, iletişim, ekonomik ve sosyal yapısı gibi konularda bilgiler veriliyor. BAYMED'de görev bölüşümti • Haber Merkezi — Basın Yayın Yüksek Okulları Mezunlan Derneği (BAYMED) Yönetim , Kunılu, görev böluşümü yaptı. Buna göre İlker Altun başkan, Vahap Munyar ikinci başkan, Ceddihan Özdemir genel sekreter, Turan Sül genel saymanlığa seçildi. Örhan Coşkun, Hakan Güvenç, Celal Pir, Şaziye Karlıklı ve Recep Yaşar da BAYMED Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapacak. 2015yılında Afrika'daki AIDS'lilerin 70 milyonu aşacağı hesaplanıyor AIDS'i prezervatife tercih ediyorlarDünya Sağlık Örgütü'ne göre, dünya çapında AIDS mikrobu taşıyan 8-18 milyon insanın yaklaşık yansı Afriica'da yaşıyor. Üstelik uzmanlar bu tahminin 'çok iyimser' olduğu: söylüyorlar. Dış Haberler Servisi — İlk AIDS olayiarının çıkışından yıklaşık on yıl sonra bu ölüm- cil hastalığa halen bir çare bu- luıamadı. AIDS, alınan çeşitli öılemlerle Batılı ülkelerde belli snırlar içinde tutulabilirken Af- rka'da hızla yaygınlaşıyor. Ha- bri veren Alman haftalık 'Der Soiegel' dergisine göre beş mil- y>n insan AIDS virüsünü taşı- ysr. Uzmanlar, Afrikalılar seks yışamlannda köklü değişiklik- lffe gitmedikleri ve prezervatif kıllanmayı reddetmeye devam ettikleri taktirde 2015 yılında AIDS hastalarının sayısının 70 milyonu aşabileceğine dikkat çekiyorlar. Afrika'da AIDS'in tek tek risk gruplan arasındaki yaygın- hk oranı yüzde 80'i bulurken ge- nel nüfus içindeki oranı yüzde 25'i aşmış durumda. Batılı ülke- lerde AIDS kurbanlan arasında eşcinseller ve biseksüel erkekler büyük çoğunluğu oluştururken Afrika'da kadınlann da AIDS'e yakalanma olasılığı erkeklerin- ki kadar yüksek. Burada AIDS özellikle heteroseksüel iliski ara- cılığıyla yaygınlaşıyor. Üstelik, Afrika'da halen yaygın olan tü- berküloz ile birlikte ortaya çıkışı kolaylaşan AIDS, çocuk ölüm- lerine karşı bugüne dek elde edilmiş başanlan tehdit ettiği gi- bi ortalama ömür süresinin yük- selme şansını da yok ediyor. "Daha da kötüsü, salgın" di- yor Antwerpen'deki Tropik Tıp Enstitüsü'nden doktor Peter Pi- ot, "Daha aslında henüz başla- madı bile." Enfeksiyon ile has- talığın ortaya çıkışı arasında nis- peten uzun bir sürenin bulun- duğundan ötürü AIDS'in ancak doksanlı yıllarda daha hissedi- lebilir hale geleceği sanılıyor. Dünya Sağlık örgütü'ne göre dunya çapında AIDS mikrobu- nu taşıyan 8-18 milyon insanın yaklaşık yarısı Afrika'da yaşı- yor. Üstelik uzmanlar, bu tah- minin son derece 'iyimser' oldu- ğunu belirtiyorlar. Uganda'da örneğin 16 milyon insan yaşıyor. Amerikalı gelecek araştırmacılanna gore 2010 yı- lında Uganda'nın nüfusu 20 milyona yukselmiş olacak ve 7.3 milyon insan AIDS virüsünü ta- şıyacak. Amerikalı uzmanlar 2010 yılı modelinin ancak 'hiç- bir şey yapılmadığı' taktirde gerçekleşeceğine dikkat çekiyor- lar. Ancak bir şevler yapılıp ya- pılmayacağı da belirsiz. Çünkü Batılı tıp adamlan, virusün yay- gınlaşmasını önlemek için gide- rek daha rafine stratejiler geliş- tirirken Afrika, sabundan bile yoksun. Hastaneler ve doktor- lar yetersiz, AIDS'in habercile- rinden mantar enfeksiyonunu bile tedavi edebilme olanakları yok. Kenya, Tanzanya, Zambia, Zaire ya da Burkina Faso gibi ülkeler halen çoktan yok oldu- ğu sanılan kızamık ve çocuk fel- ci gibi klasik enfeksiyon hasta- lıklarına karşı mücadele ederken şimdi de AIDS salgını ile karşı karşıya kaldılar. Bunun çeşitli tıbbi, ekonomik ve bir dizi kültürel nedeni var. Örneğin Uganda'da erkekler or- talama otuz yaşına geldiklerin- de evleniyorlar. Evienecekleri kadınlann kendilerinden yakla- şık on yaş daha küçuk ve baki- re olmaları gerekiyor. Böyle olunca da erkekler, evleninceye kadar fahişelerle yatıp kalkıyor- lar. Ve fahişelerin yaklaşık yüz- de 90'ı AIDS mikrobunu taşı- yor. Bunun yanı sıra tıp adam- lan Afrika'da son derece yaygın olan frengi gibi cinsel hastalık- ların da AIDS'in yaygınlaşma- sında önemli bir rol oynadıkla- rını tahmin ediyorlar. Aynca Zambia, Zimbabve ve Zaire gi- bi Ülkelerde kadınlar ilişkiden önce cinsel organlannı pudra ve çeşitli bitkilerle 'kurutarak' da- ha tatmin edici bir seks vaat edi- yorlar. Böyle durumlarda ilişki sırasında sık sık yırtılmalar mey- dana gelebüdiğinden, AIDS için uygun bir zemin hazırlanmış oluyor. AIDS'e karşı mücade- lede Batılı ülkelerde önemli bir yer tutan prezervatif kullammı ise Afrika'nın 'maço' erkekleri tarafından reddediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle