Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı. Cumhurıyrt Malbaacılık ve Gazelecılık Turlc Anonun Şırketi adına
Nadir NMÜ 0 Genel Yayın Muduru H u u Cemal. Muessese Muduru.
Emıı» ls»khgil. Vazı iikrı Muduru Ok«> COIKHSİH, 0 Habo Merkezı
Muduru \alcin Bayer. Sayfa Duzenı Yoneımenı 4li Acar 0 Temsılcıler
ANKARA Ahınel Tın. İZMİR. Hiknet Çttinkayı. ADANA ÇMin )ı(eııo£lu
k PolKıka CHal h*İMc*. Dıs Haberıer fcjfM Bakı. Ekonomı Cr^pı Tartou. i» Scndıka Şıfcfuı Krteaci. Kullur Cctal L*ter.
UıanbuJ Habericrı Kflul Kuçmk. Egr.tm G«Ka) Şaylu. Yun Haberkn Nccdri Dot**- ^por Dajıısmanı AMatkadır Yacttaaıı.
Dizı Yazılar Kmm Çakffcaıt. Araşnr-na Şafcın \lp«y. Du/rl-mc MMJUIIU Yaan 0 koordınaıor 4kwrl Korobaa 0 Mal
lîlcr Lrol trtal 0 Muia^bc BulcHt >e««r 0 BuHe Piânlajna **ft OMBMbCHOt*" 0 Reklam AjK T«raa 0 Ek YaM-Uar
Holvı «k,ol 0 idart HUKMII Cnreı 0 Isloırc Oa*r Çriık 0 Bılgı Ijıtm >ul !••! £ Ptrscnt Sc
Yavın Kunılu Bajkan %«dlr NMII
OkJ*> *Ab«l, V«k«"fcî*rH U M
Cnad. Hikmri ÇMıakn». Ok»
l | s r Muoca. llbaa
nrl Taa
firavı »e Yayan. Cumhttnytt Maıbajcılık w Gazetecılık TAŞ. Terkocagı Cad 39/41 CataJotJu
34334 Isl Pk 2 « - Isıanbul Tei 512 Of 05 (20 han TCICT 22246, Fax (I) 526 «0 ->2 #
BunMar- Aakara: Zrva Gokatp BK Inkıiap S No 19 4. Tel !33 II 4MT
Tetn 42344. Fax. (4) 133
05 65 0 iımr. H Zıya BK 1352 S. 2 3. Tcl 13 12 30. Tdeı 52359 H< 151) 19 53 60
- lnonıl Cad 119 S No 1 Ku 1. Tcl 19 37 52 (4 hall Tcto 62155 Fax (71) 19 25 7g
TAKVİM: 1 MART 1991 trasak: 5.08 Güneş: 6.32 Öğle: 12.21 Ikindi: 15.28 Akşam: 18.01 Yatsı: 19.20
San Remo
yıldızsız kaldı
Ray Charles, Paul McCartney, Liza Minelli,
Miçhael Jackson, Sting, Whitney Houston
gibi ünlüler savaş gerekçesiyle 41. San Remo
Müzik Festivali'ne katılmadılar.
NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — San Remo'nun
açılış gecesinde iki küçük çocu-
ğun uçurduğu banş güvercinle-
ri uğur getirdi. Sıkı kimlik kont-
rolleri, bomba tehditleri ve sa-
vaş haberlerinin gölgesinde baş-
layan 41. San Remo Müzik Fes-
tivali silahların susmasıyla her
yıl olduğu gibi gene ttalyan ak-
tüalitesinde ön plana geçti. Sa-
vaşın sona ermesi, 'Artık bir
tannm yok' adlı şarkısıyla eski
tsrailli bir askerin de -Ofra
Haza- katıldığı festivaldeki ge-
rilimi büyük ölçüde düşürdü.
Ama uçağa binmekten korktuk-
ları için Berlin Film Festivali'-
ne gitmeyen pek çok yıldız gibi
bu festivale de tanınmış isimle-
rin çoğu terör korkusuyla katıl-
mak istemedi. Ray Charles, Pa-
ul McCartney, Liza Minelli,
Gilbert Becaud. Michael Jack-
son, Sting ve VVhitney Houston
gibi ünlüler savaş gerekçesiyle
San Remo randevusunu geri çe-
virenlerdendi. 600 polis her za-
manki gibi Italyan Rivierasrrun
zengin çiçekleriyle bezenmiş
görkemli 'Ariston Tiyatrosu'nu
delinmesi güç bir kordon altına
aldılar. Ama festivali takdim
eden ve ceylan gozleri, porselen
cildiyle yıllara meydan okuyan
42 yaşındaki E<lwige Fenech
sahneye adımını attığı ilk andan
itibaren herkes savaşı unuttu.
Diğer tüm takdimci adaylannı
eleyerek şimdiden festivalin tar-
tışmasız yıldızı olan Fenech,
Holywood'un "ttalya'nın yeni
Marcello Mastroiannisi" diye
lanse ettiği diğer takdimci And-
rea Occhippinti'yi bile geri plan-
da bıraktı.
ttalyan şarkıcılann tümü, ya-
banalann gösterdiği bu aşırı ih-
tiyata kulak asmadan iple çek-
tikleri San Remo randevusuna
koştular. Sabrina Salerno'dan
Romina Power'a ve Loredena
Berte'ye dek Italya'nın eski-yeni
tüm isimlerini biraraya getiren
ve uç gün süren festival, Ital-
yanlara bütün bir yıl boyunca
bekledikleri büyük bir reklam
fırsatı oluşturuyor. Özellikle
60'lı yıllarda tüm Akdeniz'i et-
kisi altına alan ve kalpleri ısıtan
o sıcak ttalyan melodilerine
şöhret kapısıru açan bu yanşma,
artık eski artizanal niteliğini ko-
rumuyor. 1970'lerde Ttalyan
müziğinin eski itisini yitirmesi
ve gençlerin dıinyasını dolduran
Amerikan müziğinin moda ol-
masıyla bir ara unutulan yanş-
ma, 8O'lerde 'Made in Italy'
damgasını taşıyan her şey gibi
büyük bir sükseyle yeniden lan-
se edildi. Kırk yıllık San Remo'-
nun yıldızının parlamasında
ttalyan devlet televizyonu RAI
ile Berlusconi'nin özel televiz-
yon kanalları arasmdaki kıyası-
ya yanş etkili oldu. Seyirci kit-
640 bölgeden
özel koruma
alanı isteği
KONYA (AA) — Başbakan-
hk Özel Çevre Koruma Kurumu
Başkanı Mustafa Keten, Türki-
ye'de 12 bölgenin özel koruma
alanı olarak ilan edildiğini belir-
terek "Valilikler tarafından ya-
pılan araştırma sonucu 640 böl-
genin daha özel koruma alanı
ilan edilmesi istendi.
tncelemeler sonucu bu sayı-
run daha da artacağına inanı-
yoruz" dedi. Keten, yaptığı
açıklamada, ozel çevre koru-
ma alanlan için uzun vadeli
master planlan hazırlanacağını,
aynca araştırma faaliyetlerinin
yoğunlaştırılacağını behrterek
özel koruma alanı ilan edilen 12
bölge için çeşitli üniversitelerden
100 ayrı proje geldiğini, bunla-
rın değerlendirilerek uygun gö-
rülenlerin uygulamaya konula-
cağını söyledi.
lelerini toplamak için yanşma-
yı bir 'mega-televizyon
olayına' dönüştüren RAI, şar-
kıcılar için 'San Remo'yu şık-
lıklan, aşklan, skandallan, eg-
zantriklikleri ve bazen de ses-
leri için bulunmaz bir reklam
fırsatı haline getirdi. Bu yılki,
'medya olayına' aynca toplam
13 milyar liralık bir de 'mega
piyango' ekleyen RAI, üç ge-
ce için televizyon seyircilerini
ekran karşısına mıhlamayı
umut ediyor. 15 ocaktan itiba-
ren satışa çıkanlan yanşma pi-
yangosu, kazanana 6 milyar li-
ra veriyor. tkinci talihli 4.5,
üçüncü ise 3 milyar lira kaza-
nacak. Bu yıl Anna Oxa'nın
dayanılmaz cazibesinden yok-
sun olan festivalin tek gerçek
'süperstar'ını, bu müzik olayı-
na 'siiper misafir' olarak ka-
tılan Rod Stewart oluşturuyor.
Cumartesi gecesi sona erecek
yanşmanın favori şarkıcısı ise
'Sara Jane Morris' adlı melo-
disi ile katılan Ricardo Cocci-
ante.
Çevre savaşa yenildiMUSTAFA BALBAY
ANKARA — Körfez savaşı-
nın Basra Körfezi ve Irak top-
raklannda yarattığı çevre kirli-
liğinin bölgedeki ekolojik den-
geyi bozacağı ve uzun vadede
çevre ülkeleri de etkileyeceği be-
lirtiliyor. Petrol akıntısı Basra
Körfezi'ndeki doğal yaşamı fel-
ce uğratırken Irak üzerine atılan
bomba ve yanan petrol kuyula-
rımn da bir anlamda kimyasal
silah etkisi yaratacağı vurgu-
lanıyor.
16 ocaktan bu yana Irak üze-
rine yapılan binlerce bombardı-
man ve Körfez üzerindeki kalın
petrol tabakasının çevreye çıkar-
dığı fatura henüz tam olarak çı-
kanlmış değil. Ancak bu mad-
delerin kimyasal yapısı ve Kör-
fez'dekinden çok daha az petro-
lün denize yayılmasıyla meyda-
na gelen kazalar dikkate alındı-
ğında olayın boyutlarının
"korkunçlugu" ortaya çıkıyor.
Uzmanlar Körfez savaşının
neden olduğu çevre sorunlarını
şöyle sıralıyorlar:
Petrol IdrliligJ: Bir litre petrol
bir kilometrekarelik bir alana
yayılabiliyor. Körfez'e yayılan
petrolün en az 10 milyon vari-
İin üzerinde olduğu göz önüne
Petrol kirliligi Yayılan petrolün en az 10 milyon varilin
üzerinde olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Basra Körfezi'ni
nefes borusu kesilmiş denize benzetiyorlar.
tltllmi etkUeyecek Yanan petrol kuyuları ve atılan
bombaların sadece Irak'ın değıl, çevre ülkelerinin de
iklimini etkileyeceği sanılıyor.
Asît yagmıırlan Rüzgârın etkisiyle diğer ülkelere de
ulaşacak olan kimyasal maddeler, yağmurlarla asit olarak
toprağa düşecek.
alındığında uzmanlar Basra
Körfezi'nin "nefes borusu kesil-
miş bir deniz" görünümünde ol-
duğunu söylüyorlar. Deniz üze-
rinde kahn bir tabaka oluşturan
petrol, suya oksijenin girmesini
engelliyor. Bu, canlılann ölümü-
ne yol açarken hayatta kalanla-
rın da tür özelliklerini yitirme-
sine ve çeşitli hastalıklara yaka-
lanmasına neden oluyor. Petrol
kirliliğinin getirdiği hastahklar
ve özellik kayıpları nesilden ne-
sile geçecek. Basra Körfezi'nin
yeniden "canlı" bir deniz olma-
sı için en az 100 yılın geçmesi ge-
rekeceği hesaplanıyor.
tklim: Yanan petrol kuyuları
ve Irak üzerine atılan binlerce
ton bombanın bölgedeki iklimi
etkileyeceğine kesin gözüyle ba-
kılıyor. Bu konudaki bir diğer
gorüş de iklimin sadece Irak'ı
değil çevre ülkeleri de etkileye-
ceği yolunda. Meteoroloji Mü-
hendisleri Odası Başkanı Belgin
Kurtuluş, Basra üzerinden geçen
hava sistemlerine dikkat çekiyor.
Olayın boyutlarına göre Hindis-
tan'daki muson yağmurlarının
bile etkilenebileceğini söylüyor.
Hava kirliliği: Yine bomba
ve petrol yangınının etkisiyle at-
mosfere her gün yüzlerce ton
kimyasal madde yayılıyor. Rüz-
gârın etkisiyle diğer ülkelere de
ulaşabileceic bu maddeler yağ-
murlarla "asit" olarak toprağa
duşüyor. Körfez savaşının ilk
günlerinde Türkiye'deki resmi
kaynaklar ülkemizin bu durum-
dan etkilenmeyeceğini vurgula-
mışlardı. Adana'ya yağan siyah
yağmur bunu doğnılamazken
uzmanlar tngiltere'deki kömür
bacalarının îskandinav ülkeleri-
ni nasıl etkilediğini soruyorlar.
Nükleer Idrlilik: Kesin olma-
yan verilere göre Bağdat yakın-
lanndaki nükleer tesis bombar-
dımandan etkilendi. Ancak bu-
nun ne ölçude olduğu bilinmi-
yor. Turkiye Atom Enerjisi Ku-
rumu Başkanı Prof. Atilla Öz-
men, "Bizi etkile>eceğini sanmı-
yorum, ama Güneydoğu'da
ölçiimler yapıyoruz" diyor. Ku-
rumun eski başkanı Prof. Nejat
Aybers'e göre ise Türkiye için te-
laşlanılacak bir durum yok.
Çünkü Bağdat'taki nükleer te-
sis bizim Küçükçekmece'dekine
benzer nitelikte. Yani tesis tü-
müyle tahrip olsa bile ancak
çevresine zarar verecek.
Ekolojik denge: Tüm bu etki-
ler bir arada değerlendirildiğin-
de Irak ve Basra Körfezi'ndeki
doğal yaşam altüst oldu. Uz-
manlar bugüne kadar yaşanan
zararlann yanı sıra kirliliğin ge-
lecekteki etkisinin daha da kaygı
verici olduğunu belirtiyorlar.
Örneğin önümüzdeki günlerde
Basra Körfezi'ne iki milyonu aş-
kın göçmen kuş gelecek. Bu
kuşlann bir bölümu hayatını
kaybedecek. Canlı kalanlar da
çeşitli hastalıklara yakalanacak.
TemizknebUir mi?: Körfez'de
savaşın bitmesinden sonra gün-
deme gelecek sorunlann başın-
da petrol kirliliğinin nasıl temiz-
leneceği geliyor. Dünyada bu
çapta bir deniz kirliliği yaşan-
madığı için bunun gerçekleşip
gerçekleşemeyeceği ve maliyet
henüz bilmece. En büyük petrol
kazası olarak bilinen, 1988'de
Alaska'daki Valdez tankeri faci-
ası Exxon şirketine 2 milyar do-
lara mal olmuş, kirlilik de tü-
müyle temizlenememişti. Üste-
lik Alaska'da denize dökülen
petrol Körfez'dekinin 30'da bi-
rinden daha azdı.
Patricia Kaas:
1990'm 'sesi'PARİS (Cumhuriyet) — Adı, Patricia Kaas. Madonna'yı
andırıyorsa da onun gibi yaramazlıkyapmıyor. Patricia çok uslu,
çok ciddi ve çok 'seksi'. Akdeniz mavisi gözlerini, Alsace
bölgesindeki maden ocaklannda açmış dünyaya. Babası
bir kömür madencisi. Patricia'nın yaşamı, iki ayaklı bir
Emile Zola öyküsu. Sekiz kardeşten biri ve yazgısını silbaştan
yazan öğe, eşsiz sesi. Küçükken Almancadan başka dil
İconuşmayan Patricia, anadili olması gereken Fransızcayı
başkent Paris'e 'şarkıcı' olmaya gelirken öğrenmiş. Şimdilik
24 yaşında ve 1990'ın 'sesi' seçildi. 'Cazımsı' hafif müzik yapıyor.
"Bu dünyada madenlerde çalısanlar, gövdesiyle para kazananlar,
pek çok şey yapanlar, hiçbir şey yapmayanlar ve sevişenler var.
Bense yalnızca blues söyliiyonım" sözleriyle başlayan 'Matmazel
Blues Söyler' adlı parçası, onu zirveye çiviledi. Onun için Marlene
Dietrich ile Edith Piaf karışımı diyorlar.
Paraya alışmamış ve varsılların varsıl davranışlarını çok
'güliinç' bulduğunu söylüyor. Alkol, sigara ve sevgili
kullanmıyor. Ömrunde bir kez dayak yemiş. On bir •-'"'
yaşında, zavallı bir ihtiyarın paltosuna tüküren iri
yarı adamı tokatlayınca adam ihtiyarı bırakıp
bir temiz Patricia'yı dövmüş.
Fransa'nın en guzel sesinin en büyük x
övüncu, madenci babasının
yazgısını paylaşırken âşık
olduğu Alain Delon'un,
şimdi çok, çok iyi
dostu oluşu.
y
Kuş cennetini
rapor kurtardı
Dünya Bankası kredisiyle DSİ tarafından
Tuzla Kuş Cenneti'nde yapılması planlanan
kanaldan vazgeçildi. Dünya Bankası
uzmanlan yaptıklan inceleme sonunda
kanalın kuş cenn<îtinin çevresinden
dolaştırılması gerektiğini belirttiler.
HAKAN KARA
İZMİR — Türkiye'nin en
onemli kuş cennetlerinden biri
olarak gösterilen Tlızla Kuş Cen-
neti, kanal tehdidinden kurtul-
du. Dünya Bankası kredisiyle
DSİ tarafından cennette yapıl-
ması planlanan kanaldan vazge-
çildi. Kuş cennetinin tam orta-
sından geçmesi planlanan kanal
ile ilgili olarak Dünya Bankası
uzmanlan tarafından yapılan in-
celemede kanalın kuş cennetine
zarar verebileceği, bu nedenle
cennetin çevresinden dolaştınlıp
denize ulaştınlması gerektiği so-
nucuna vanldı.
Menemen Ovası'nın ıslahı
projesi çerçevesinde tüm ovada
kanaletlerde biriken suyunun
büyük bir kanalda toplanması
ardından denize verilmesi konu-
sunda DSt tarafından hazırla-
nan proje, çevrecilerin tepküeri-
ne neden olmuştu.
tzmir Çevre Vakfı Müdürü
Hamdi Köseoglu, planlanan ilk
projeden vazgeçilmesiyle kuş
cennetinin büyük bir tehlikeden
kurtanlnuş olduğunu belirterek,
"Kuş cennetini yeniden
kazandık" dedi. Köseoglu, Me-
nemen Ovası'nın ıslahı konu-
sunda hazırlanan projede ger-
çekleştirilen değişikİik konusun-
da şu bilgiyi verdi:
"Menemen Ovası'ndan gelen
sular için şimdi kuş cennetinin
dışından geçecek bir kanal ya-
pdacak. Yani kanal, cennete gir-
meyecek. CHdukca geniş oMugB
için dışandan insanfauın da gi-
riş yeri dtşında cennete gh-mesi
güçleşecek. Böytece kanalla cen-
net de konınmuş olacak. Om-
dan gelen sular ise cennetin dı-
ŞUMU ODU etkiiemeyecek bir
uzaklıku baUdan denize verile-
cek."
Ege Üniversitesi Fen Fakülte-
si'nden kuş uzmanı Dr. Mehmet
Sıkı da ilk projeden vazgeçilme-
sinin Dünya Bankası'run çevre
açısından gösterdiği duyarlılığa
ilişkin bir gösterge olduğunu
vurguladı.
Av yasaklan
1 nisanda başlıyor
ANKARA (AA) — Tarım
Orman ve Köyişleri Bakanhğı'-
nın su ürünlerinde, 1 Nisan
1991-31 Mart 1992 tarihleri ara-
smdaki avlanma döneminde ge-
çerli olmak üzere yasak, sınırla-
ma ve bazı yükümlülükleri içe-
ren 25 numaralı sirküleri dünku
Resmi Gazete'de yayımlandı.
Sirkülere göre iç sular ile bu-
tün denizlerde her türlü trol ile
su ürünleri avcılığı yasak landı.
Aynı şekilde Türkiye'nin karasu-
larının sahilden 3 mil uzaklığa
kadar olan kısmında, aynca 3
milden uzak yerlerde birden faz-
la gemi ve 'dip trolü'yle su ürün-
leri avcılığı yapılamayacak.
Yunus, fok, deniz analan, de-
niz kaplumbağaları, Mersin ba-
lığının iç sular dahil bütün su-
larda avlanmaları ile kırmızı ve
siyah mercan toplanması tama-
men yasaklandı.
Sirkulerle, karides, deniz sal-
yangozu, böcek, istakoz, mavi
yengeç, kum midyesi, kalkan,
kılıç, orfoz, lagos, palamut, to-
rik, sardalya ve çinakop balık-
lan ile yosun ve sünger üretimi
yapılabilecek alanlar ile av dö-
nemleri yanında hangi durum-
da avlanabileceklerine bazı ya-
sak ve sınırlamalar getirildi.
Hamsi avında asgari boy sı-
nırı 7.5 cm'den tekrar 9 cm'ye
yükseltilirken avlanabilir diğer
balık ve su ürünlerinde asgari
boy ve ağırlık sınırlan şöyle be-
lirlendi:
Ton balığı (orkinoz) 90 cm,
kalkan 36 cm, kırlangıç 35 cm,
orfos, lagos, yazüı orkinos, has,
sivribunın, sankulak, kefaller
30 cm, diğer kefaller 20 cm, kö-
tek, palamut (çingene), sanağız
(halüi, granyüs), sinagrit, us-
kumnı, akya, liifer 20 cm, kol-
yoz, levrek 18 cm, barbunya 13
cm, çipura, mercan, karagöz,
dudaklı, kefal 15 cm, tekir 11
cm, ıstavnt 11 cm, deniz boce-
ği, istakoz 20 cm, beyaz kum
midyesi 2 cm, akivides 2.2 cm.
Medeni .
Kanun'da mini
makyaj
• ANKARA (Cumhuriyet..
Bfirosu) — Anayasa
Mahkemesi, Medeni
Kanun'un evli erkeklerin
zinasından doğan
çocuklarını
tanıyamayacaklarına ilişkin
hükmunü iptal etti.
Mahkeme 292. maddenin
bu hükmüne ilişkin iptal
karannı oybirliği ile verdi.
Anayasa Mahkemesi,
Almus Asliye Hukuk
Mahkemesi'nin gördüğü bir
dava nedeniyle medeni
kanunun söz konusu
hükmünün iptali istemiyle
yaptığı başvuruyu dün ele
aldı. Mahkeme, dünkü
oturumunda başvuruyu
haklı bularak söz konusu
hükmü anayasaya aykın
olduğu gerekçesiyle iptal
etti.
Sınav ücreti
5 bin lira
• ANKARA (ANKA) —
Milli Eğitim Bakanlığı,
1991 yılı yaz ve güz dönemi
ortaokul ve liseyi dışandan
bitirme sınav ücretlerini bu
yıl da 5 bin lira olarak
belirledi. Merkezi sistemle
yapılacak smavları
düzenleyen MEB 5. Akşam
Sanat Okulu Müdürü Ali
Panldar, "Bakanlık, sınava
girecek öğrencilere maddi
yük oluşturmaması için sınav
ücretlerinde artış yapmadı"
dedi. 1991 yaz ve güz
döneminde merkezi sistemle
yapılacak okul dışı bitirme
sınavlarına başvurular
bugün başlayıp 29 martta
sona erecek.
Venedik'e gemi
seferi
• ANTALYA (AA) —
Türkiye Denizcilik
tşletmeleri'nce düzenlenen
Izmir-Venedik gemi
seferlerinin 27 mart,
Antalya-Venedik seferlerinin
ise 15 mayısta başlayacağı
bildirildi. 27 mart-5 kasım
tarihleri arasında her hafta
çarşamba günü tzmir'den
Venedik'e gemi seferi
düzenlenecek. Ankara
feribotu ile yapılacak
seferlerde çarşamba günü
tzmir'den yola çıkılacak ve
ertesi hafta salı günü geri
dönülecek. Antalya-Venedik
gemi seferleri de bu yıl 15
mayısta başlayacak ve 8
ekim tarihine kadar devam
edecek.
Zonguldak'm
tanıtılması
• ZONGULDAK
(Cumhurijet) — Zonguldak
ilinin tanıtılması amacıyla
1990 yılı sonu verilerine
dayanılarak "1991 yılı
turizm envanteri"
hazırlandı. Zonguldak
Turizm Müdürlüğü
tarafından hazırlanan
envanterde, ilin jeopolitik
yapısı, bitki örtüsü, kısa
tarihçesi, turizm olanakları,
doğal kültürel çevre,
folklor, iletişim, ekonomik
ve sosyal yapısı gibi
konularda bilgiler veriliyor.
BAYMED'de
görev bölüşümti
• Haber Merkezi — Basın
Yayın Yüksek Okulları
Mezunlan Derneği
(BAYMED) Yönetim ,
Kunılu, görev böluşümü
yaptı. Buna göre İlker
Altun başkan, Vahap
Munyar ikinci başkan,
Ceddihan Özdemir genel
sekreter, Turan Sül genel
saymanlığa seçildi. Örhan
Coşkun, Hakan Güvenç,
Celal Pir, Şaziye Karlıklı ve
Recep Yaşar da BAYMED
Yönetim Kurulu üyesi
olarak görev yapacak.
2015yılında Afrika'daki AIDS'lilerin 70 milyonu aşacağı hesaplanıyor
AIDS'i prezervatife tercih ediyorlarDünya Sağlık Örgütü'ne göre, dünya çapında
AIDS mikrobu taşıyan 8-18 milyon insanın
yaklaşık yansı Afriica'da yaşıyor. Üstelik
uzmanlar bu tahminin 'çok iyimser' olduğu:
söylüyorlar.
Dış Haberler Servisi — İlk
AIDS olayiarının çıkışından
yıklaşık on yıl sonra bu ölüm-
cil hastalığa halen bir çare bu-
luıamadı. AIDS, alınan çeşitli
öılemlerle Batılı ülkelerde belli
snırlar içinde tutulabilirken Af-
rka'da hızla yaygınlaşıyor. Ha-
bri veren Alman haftalık 'Der
Soiegel' dergisine göre beş mil-
y>n insan AIDS virüsünü taşı-
ysr. Uzmanlar, Afrikalılar seks
yışamlannda köklü değişiklik-
lffe gitmedikleri ve prezervatif
kıllanmayı reddetmeye devam
ettikleri taktirde 2015 yılında
AIDS hastalarının sayısının 70
milyonu aşabileceğine dikkat
çekiyorlar.
Afrika'da AIDS'in tek tek
risk gruplan arasındaki yaygın-
hk oranı yüzde 80'i bulurken ge-
nel nüfus içindeki oranı yüzde
25'i aşmış durumda. Batılı ülke-
lerde AIDS kurbanlan arasında
eşcinseller ve biseksüel erkekler
büyük çoğunluğu oluştururken
Afrika'da kadınlann da AIDS'e
yakalanma olasılığı erkeklerin-
ki kadar yüksek. Burada AIDS
özellikle heteroseksüel iliski ara-
cılığıyla yaygınlaşıyor. Üstelik,
Afrika'da halen yaygın olan tü-
berküloz ile birlikte ortaya çıkışı
kolaylaşan AIDS, çocuk ölüm-
lerine karşı bugüne dek elde
edilmiş başanlan tehdit ettiği gi-
bi ortalama ömür süresinin yük-
selme şansını da yok ediyor.
"Daha da kötüsü, salgın" di-
yor Antwerpen'deki Tropik Tıp
Enstitüsü'nden doktor Peter Pi-
ot, "Daha aslında henüz başla-
madı bile." Enfeksiyon ile has-
talığın ortaya çıkışı arasında nis-
peten uzun bir sürenin bulun-
duğundan ötürü AIDS'in ancak
doksanlı yıllarda daha hissedi-
lebilir hale geleceği sanılıyor.
Dünya Sağlık örgütü'ne göre
dunya çapında AIDS mikrobu-
nu taşıyan 8-18 milyon insanın
yaklaşık yarısı Afrika'da yaşı-
yor. Üstelik uzmanlar, bu tah-
minin son derece 'iyimser' oldu-
ğunu belirtiyorlar.
Uganda'da örneğin 16 milyon
insan yaşıyor. Amerikalı gelecek
araştırmacılanna gore 2010 yı-
lında Uganda'nın nüfusu 20
milyona yukselmiş olacak ve 7.3
milyon insan AIDS virüsünü ta-
şıyacak. Amerikalı uzmanlar
2010 yılı modelinin ancak 'hiç-
bir şey yapılmadığı' taktirde
gerçekleşeceğine dikkat çekiyor-
lar. Ancak bir şevler yapılıp ya-
pılmayacağı da belirsiz. Çünkü
Batılı tıp adamlan, virusün yay-
gınlaşmasını önlemek için gide-
rek daha rafine stratejiler geliş-
tirirken Afrika, sabundan bile
yoksun. Hastaneler ve doktor-
lar yetersiz, AIDS'in habercile-
rinden mantar enfeksiyonunu
bile tedavi edebilme olanakları
yok.
Kenya, Tanzanya, Zambia,
Zaire ya da Burkina Faso gibi
ülkeler halen çoktan yok oldu-
ğu sanılan kızamık ve çocuk fel-
ci gibi klasik enfeksiyon hasta-
lıklarına karşı mücadele ederken
şimdi de AIDS salgını ile karşı
karşıya kaldılar.
Bunun çeşitli tıbbi, ekonomik
ve bir dizi kültürel nedeni var.
Örneğin Uganda'da erkekler or-
talama otuz yaşına geldiklerin-
de evleniyorlar. Evienecekleri
kadınlann kendilerinden yakla-
şık on yaş daha küçuk ve baki-
re olmaları gerekiyor. Böyle
olunca da erkekler, evleninceye
kadar fahişelerle yatıp kalkıyor-
lar. Ve fahişelerin yaklaşık yüz-
de 90'ı AIDS mikrobunu taşı-
yor. Bunun yanı sıra tıp adam-
lan Afrika'da son derece yaygın
olan frengi gibi cinsel hastalık-
ların da AIDS'in yaygınlaşma-
sında önemli bir rol oynadıkla-
rını tahmin ediyorlar. Aynca
Zambia, Zimbabve ve Zaire gi-
bi Ülkelerde kadınlar ilişkiden
önce cinsel organlannı pudra ve
çeşitli bitkilerle 'kurutarak' da-
ha tatmin edici bir seks vaat edi-
yorlar. Böyle durumlarda ilişki
sırasında sık sık yırtılmalar mey-
dana gelebüdiğinden, AIDS için
uygun bir zemin hazırlanmış
oluyor. AIDS'e karşı mücade-
lede Batılı ülkelerde önemli bir
yer tutan prezervatif kullammı
ise Afrika'nın 'maço' erkekleri
tarafından reddediliyor.