Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunyet Malbaacılık vc Gazeıecıhk Turk Anomm Şırkcıı adına
Nadlf Nadi 0 Gcnel Vayin Muduru Hasan Ctnul. Mucssese MudunJ
Emın. LjıklifU, Yazı ljlen MUdunı Oka> GÖIKHHI, # Habcr Merkrzı
Müdurü Valçuı Baycr, Savfa Duzenı Yonetment Mı Acar 0 Temsıktier
\NKARA \fc»f! T.n. İZMİR Hlkmrl Çnink»». ADANA Çeti»
I; Polılıka CtM b g k ı p ı . Dı, HaÜCTİer t ı ı » fclc. Etonomı C « f b Tartn. Is Sendıkj Şakfia faatacı kuhu- Cdal LıM.
Isunbuf Haberlen KtnuJ KaçMk, Eğıum Gcocs) ŞB>IM >u- Ha^erle' NccdM Doiu, Spor Dajıısmam AMllfcadlr YKriBaa.
D121 Vazıllr b r n ı Çal«U». Anşlırnu Şaku *!».>, Dtuclimc AMdbl Vun # koordmau* Uact konüua 0 ViaL
!,ter LnH tıt.l 0 Mahncbc Bnlral feacr 0 Buı.e PlanHna N<-.|i Ow.t>««fl> 0 Reklam AIK Tona 0 E. toyinlar
Holn \k*ol 0 IdaT HHH?IB Garer 0 Işleimc Oadff Çettk £ Btig ijjem Nul lul 0 Ferconel
ftnıı ««/vfo B»skan VatfrNdı
Oktmy \kM. lıjpa faw, H ı u ı
Ctmml HıkHM Çcuakl}*. Okı>
G M m ı . L|ar N M n tlbu
Sdfak Mi %ltmn Akacl Taa
&utın « b w t Cumhunvet Vtabualık ve Gazaeaiık T \ ^ Turkocagı Cad 39 4] Caialoftu
'43M Isl PK 246 Isunbu! Td <12 05 05 |2O hat). Tcto 22246 Fu <!• 526 60 72 0
BumJar Aaklra: Zısa Gokalp Blv Inkılap S. No 19 4 Td 133 tl 4M~ Tel« 42344 Fıx (4) 133
J< 65 0 baur H Zıya Btv 13*2 S 2>3. Tri 13 12 30 Tete* 52359 Fax (51) 19 53 60
9 Adan Inünu Cjd 119 S No I Kal I ü) 19 37 52 (4 haa Tefc» 62H5 Faı (71) 19 25 TV
TAKVİM: 23 ŞUBAT 1991 Imsak 5.16 Guneş: 6.41 Oğle: 12.22 Ikındi- 15.23 Akşam: 17.54 Yatsı: 19.13
AkkuyuNükleer
Santnah'nda
deprem riski
Akkuyu'da yapımı öngörülen santralın kumlacağı
bölgenin aktif bir fay hattı Ustünde olduğu
belirtiliyor. Bazı uzmanlar fayın oynaması halinde
santralın çatlayabileceğini ve büyük bir facianın
yaşanacağını öne sürüyorlar.
TÜREYKÖSE
tZMİR — Akkuyu Nükleer
Santrab yıllardır sürüncemede
kalırken santralın kunüması
öngörülen bölgedeki deprem
riski de tartışma konusu oldu.
Dokuz Eylül Üniversitesi De-
niz Bilimleri ve Teknolojisi Ens-
titüsü Deniz Bilimleri Anabüim
DaJı Başkanı Prof.Dr. Snngn
Gökçen, bölgede üç yıldır yap-
tıkları araştırmalar sonunda
santral yakınındaki fayın aktif
olduğunun ortaya çıktığmı be-
lirterek "Bu fay oynana vc çö-
kene stuıtnd çattar, o zaman bir
nükleer fada olabüir" dedi.
TEK'e santralın deprem di-
zayn ölçütleri konusunda bir
rapor hazırlayan ODTÜ înşa-
at Mühendisliği BölümU'nden
Prof.Dr. Polat Gurkmn ise "BİZ
}u anda elimizdeld verttere gö-
re çok biytk bir riak görniyo-
ruz. Dtzayn içta orta jiddedi bir
•ayati «tepremi yeterü baldak"
diye konuştu.
Akkuyu Nükleer Santralı
projesi yıllardır tartışılıyor.
Yap-işlet-devret modeliyle ya-
pılması öngörülen santral için
bugüne değin tsveç ve Kanada
fırmalanyla çeşitli görüşmeler
yapıldı, ancak fınansman so-
runlan çözümlenemediği için
anlaşma sağlanamadı. TEK'in
enerji raporlarında bu santra-
lın en geç 2010 yüında devreye
girmesi planlanırken bu konu-
daki girişimlerin sürdüğü bil-
dirildi.
Bu arada santralın yapılma-
sı düşünfllen bölgenin deprem
riski konusunda da değişik gö-
rüşler ortaya çıktı. Alanya-
Mersin arasında üç yıl süreyle
K.Piri Reis gemisiyle sismik
araştırmalar yapıldı.
Dokuz Eylül Üniversitesi De-
niz Bilimleri ve Teknolojisi Ens-
titüsü'nden Prof.Dr. Sungu
Gökçen, Prof.Dr. Nuran Gök-
çen, Doç.Dr. AtiUa Ulug ve tn-
giltere'de Keele-Staffs Üniversi-
tesi'nden Prof.Dr. GUbert Kel-
ting tarafından yapılan araştır-
ma, NATO ve TÜBİTAK tara-
fından desteklendi. Prof.Dr.
Sungu Gökçen, araştırmanın
sonuçlanna ilişkin olarak şu
bilgileri verdi:
"Bölgede daha öncc kara ça-
hşmalan yapılmıştı. 1987-1990
yıllan arasuda da deniz çalış-
malan yapddı ve deaiz dibhıde-
U f n ç çökehiertB yafü haritaa
çıkanML Böigedeki Ecenif fay
Intaiı, biyttk bk fay. Ba fayın
aktif otap oimadtgj tarbşma
koauayda. ÇankM bn fayın
20-25 km baüsuda Akkayn
Nildeer Sutrah fantecak. Hz
araştınnaıııu sonanda Ecemiş
fay karaıaştfiHiıı deaizde de
Kıbns'a dognı 80-90 kilometre
devam ettiglıü ve ba fayıa gi-
•üBÖzde de aktif oldugıma
sapUdık.'
Prof. Dr. Sungu Gökçen, fa-
yın aktif olmasımn Akkuyu
Nükleer Santralı açısından yol
açabilecegi tehlikelere de dikkat
çekerek "Fay oymarsa birkaç
aıetreyle birkaç yüz metre ara-
snda bir çökme ya da oyaama
sağlar. S*atnüın böyle bir çök-
me ya da oynama sonuıda çat-
laması kalinde böyük bir nük-
leer fada oiabilir. Biz araştır-
mamız sırasında bnnu tesadü-
fen gördük. Bu risk konusun-
da deprem möheadlsieri ve in-
$aat maaendisterini uyannak
istiyonız" dedi.
TEK tarafından Akkuyu
Nükleer Santrah'nın deprem di-
zayn ölçütlerinin belirlenmesi
için ODTÜ Jeoloji Mühendis-
liği ve Inşaat Mühendisliği bö-
lümlerine de bir araştırma yap-
tınldı. ODTÜ lnşaat Mühen-
disliği Bölümü öğretim üyele-
rinden Prof.Dr. Polat Gürkan,
yaptıklan çalışma konusunda
şunları söyiedi:
"Biz böyie bir yapuun manu
kalması bekleneoek hayaü dep-
rem yiddetinin ne oiabilecetini
araşdrdık. Dizayn için orta sid-
dette bir depremin göz önüne
almmasını yeterii bnldnk. Ece-
miş fayı Akdealz'e doğru aza-
nıyor, ama Akdeniz'e girip gir-
îi »u anda müaakasa ko-
AZERBAYCAN'A
DtREKT TELEFON
Alo^Bakü
nasdsen,
yahşısen!
Azerbaycan, Türkiye'deki
telefon hattına entegre
oluyor. Ankara ile Bakü
arasında 60 telefon kanalı
bağlanıyor. Bakü ile
'yurtiçi' gibi görüşme
yapılabilecek.
TAYFUN GÖNÜLLÜ ~
ANKARA — Azerbaycan
telekomünikasyonu, Türkiye
1
deki telefon ağına entegre olu-
yor. Telefon hatlarının devre-
ye ginnesiyle Azerbaycan ile
Türkiye'nin içinde şehirlerarası
görüşme yapılıyormuş gibi ko-
nuşma olanağı doğacak. PTT
Genel Müdurü Emin Başer,
"Kurdnğıunuz tesis 480 kana-
la kadar miisait. Ancak sn an-
da 60 telefon kanalını
baglay-acagız" dedi.
Başer, Azerbaycan'ın Türk-
iye'deki telefon ağına entegre
olmasının ülkemizdeki gibi şe-
hirlerarası görüşme anlamı ta-
şıdığını ifade etti.
Türkiye içine ve dışına doğ-
rudan haberleşme olanağı sağ-
layacak çalışmaların son aşa-
masında olduğu belirtildi.
Azerbaycan, PTTnin kurduğu
yeni sistemle Türkiye üzerin-
den Avrupa ve Amerika ile
doğrudan görüşebilecek.
PTT'nin Ankara'daki ana
santralına entegre edilecek
Azerbaycan telefon sebekesi-
nin nasıl f^1ı«»ragi konusunda
bilgi veren Genel Mudür Ba-
şer, "Türkiye içindeki şebirie-
raras koauşmalarda dognıdan
dogruya, sanld bizim bfa* şehir
santralunızmış gibi konnşabile-
ceklerdir" dedi.
Yetkililer, teknik bilgi verir-
ken "Azerbaycan, Ankara'da-
ki santralımıza baglanacak.
Kavaldıdere'deki bir telefon
santralı nasıl Ankara'daki
merkez santralunıza bağlıysa
ve yurtdısı göröşmeierini bu
kanai ile yapıyorsa, Bakii'de-
ki telefon saatrah da Ankara^
daki santnüımıza bağlanıyor.
O santral azcrinden Türkiye^
yi ve Amerika'yı arayacak. Ay-
•ı sekilde biz de Tttrldye'den
Azerbaycan'ı anyonak, örne-
gin arayan il tzmir ise Anka-
ra'daki santralunıza baglana-
rak bnradan çıkıs yapüacak,
Bakü santralına girecek"
dediler.
"Oxytocin" adlı hormon, ilkbaharda seks duygularını ayağa kaldırıyor
Aşkından ölüyorutnBir beyin hormonu olan "Oxytocin", doğum
sırasında salgılanarak bir tür sancı da
yaratıyor. Ancak bu hormonun asıl özelliği
hayvanlarda ve insanlarda tensel temas ve
çiftleşme isteğini arttırması.
Uzmanlar, bu hormonu fizyoloji ve davranış
arasında bir "köprü" olarak niteliyorlar.
HAVALANAN DUYGULAR — İlkbahar ay larında tüm canlılarda karşı cinse karşı bir islek uya-
nıyor. "Oxytocin" bormonu insanlann olduğu gibi ha>vanların da duygulannı havalandınyor.
Dış Haberler Servisi —
"Oxytodn" adında bir "beyin
hormonu" tüm memelilerde
"ilkbahar" duygularını ortaya
çıkararak, heyecan içinde karşı
cinsin yakınhğını aramalanna
yol açıyor.
Dokuz aminoasitten meyda-
na gelen bu hormon, ilk kez
1903 yılında keşfedilmiş.
195O'de de sun çözülerek yapay
bir sekilde üretimine başlandı.
Sancılann ortaya çıkışını sağla-
yan bu hormondan Amerika'da
her iki doğumdan birinde yarar-
lanıhyor.
Haberi veren Alman "Der
Spiegd" dergisine göre araştır-
macılar ancak son yıllarda bu
bio-kimyasal doğum yardımcı-
sının yalnızca beklenen sancıla-
ra yol açmakla kalmadığım keş-
fettiler. Yapılan deneyler,
"Oxytocin"in tüm organizma-
yı harekete geçirerek hayvan ve
insanlarda sosyal davranışlan
da etkilediğini gösterdi.
Primatlar örneğin, Oxytocin
şınnga edildiğinde ten temasma
büyük bir gereksinim duyuyor-
lar. Birbirlerine yaklaşıp sarmaş
dolaş oluyorlar. Fareler ya da
koyunlar daha büyük bir ilgiy-
le çocuklanna yöneliyorlar, di-
şi hayvanlann göğüslerinden
sütler fışkınyor, erkekler çocuk-
lanyla oynaşıp rahatsız edenle-
ri kovalamaya başlıyorlar.
Ancak hayvanlara Oxytocin
düzeyini düşüren bir madde en-
jekte edildiğinde, bu tür sosyal
davranış birden yok oluyor. Da-
ha önce ısrarlı bir sekilde yuva
yapımıyla ilgilenen erkek fare-
ler, işleri guçlerini ortada bıra-
kıp ortadan sıvışıyorlar. Kann-
lan acıktığında ise yavrularını
yemekten bile geri kalmıyorlar.
Amerikalı zooloji profesöriı
Sue Carter'a göre "Ox>tocin",
evrim içinde değerlendirildiğin-
de son derece eski bır hormon.
Carter, ten temaslarına neden
olan bu hormonun eski zaman-
larda "sosyal Oişldlerin gehşimi-
ne katluda botundııtunu" Ueri
sürüyor. Anatomi uzmanı Gus-
Uv F.Jirikovski ise Oxytocin'i
"fizyoloji Oe davranış arasında
bir köprü", aynı zamanda da
beden ve ruh ile canhlar arasın-
da bir şerit olarak görüyor.
Ancak uzmanlar, cinsel istek-
leri teşvik etmekle birlikte, ik-
tidarsızlığa bu taş devri honno-
nunun bir çözüm getirmediği
görüşunde. Gerçi maymunlar
kendilerine Oxytocin şınnga
edildikten sonra ereksiyon olu-
yorlar ve her iki cinsden fareler
de hemen cinsel ilişkiye geçmek
istiyorlar, ama bu hormon ge-
rek cinsel yaşamda gerek do-
ğumda yalnızca önceden hazır-
lanmış eylemlerin pratiğe dö-
nüştürülmesine yardıma olu-
yor.
örneğin bu hormon, fareler-
de yalnızca çiftleşme zamarun-
da cinselligi teşvik ettiği gibi
toplumsal otmayan türlerde
hormona rağmen herhangi bir
etki gözlenmiyor.
Oxytocin beyin aracılığıyla et-
kili oldugundan tek başına ya-
şayanlan toplumsal davranışla-
ra zorlayamıyor. Uzmanlann
tespit ettiğine göre orgazm sıra-
sında kan kanallanna büyük bir
Oxytocin dalgası yayılıyor. Bu
dalga cinsel eylemin tamamlan-
masmdan sonra da sosyal ilişki-
lerin daha da sağlamlaştırılma-
sına neden olan "banşçıl ve ger-
ginlikten anndınlnuş bir orta-
mın oiuşmasuıa katkıda bulunu-
yor."
Doğum sırasında da aynı et-
ki gözleniyor. Doğal bir sekilde
ortaya çıkan Oxytocin "seli" in-
san ve hayvanda yeni doğanla
daha sonra hiçbir zaman bu ka-
dar yoğun olmayacak bir ba-
ğımhhğa yol açıyor.
Yavruları yanlanndan aiınan
anne koyunlar aradan birkaç sa-
at gaçince, kendi kuzulanm ya-
bancı diye reddediyorlar. Ama
neredeyse yok olmaya yüz tut-
muş anaük duygulan "Oxyto-
cin" yardınuyla tekrar geliştiri-
lebiliyor.
Turistler, Dalyarfı korumasız buluyorCaretta kaplumbağaları ile ünlü Dalyan'a gelen turistler arasında yapılan
ankette büyük çoğunluk çevrenin yeterince korunmadığı konusunda
görüş belirtti. Çevreciler, Dalyan'ın örnek bir 'ekolojik turizm merkezi'
olması gerektiğini söylüyorlar.
HAKAN KARA
tZMİR — Alman Çevre örgütü AGA tarafın-
dan gerçekleştirilen suıket, Dalyan'ı ziyaret eden
yabana turistlerin çoğunluğunun bölgede çevre
için yeterii konıma önlemi alınmadığı görüşün-
de olduklarım ortaya koydu.
Anketin aym zamanda Dalyan'ı ziyaret eden
yabana turistlerin çevre konusunda duyarlı ol-
duklarını da gösterdiğini belirten Alman çevreci
Güntber Peter, "Avrupa'da ekolojik turizm ha-
reketi hızla geuşiyor. Dalyan, ekolojik turizm açı-
sından ornek bir yer olma şansına sahip. Bu şan-
sın iyi kullanılacagını ve kısa donemli kâıiar için
harcanmayacagını umuyonız" dedi.
AGA tarafından Dalyan'da düzenlenen anke-
te, 938 yabancı turistin katıldığını, bunlardan
257'sinin günübirlik turlarla geldiklerini, 681'inin
ise Dalyan'da iki gunden daha uzun sure kaldık-
larını beürten Günther Peter, anketten sağlanan
ilk sonuçlan şöyle değerlendirdi:
"Ankete katılan yabancı turistlerin yıizde 73'ii
Dalyan'da çevrenin korunması için aiınan önlem-
leri yetersiz buMuklannı dik getirdikr. Dalyan'da
iki giınden fazla kalan, yani günübirlik turlarla
gelmeyen 681 turistin neden Dalyan'a geldigini
sorduğumuzda. yiızde 14'unun anük harabeler,
yüzde 15'inin de deniz ve kumsal için Dalyan'a
geldiklerini saptadık.
Sadece kaninmbağalann yumurtladıklan alanı
merak ettikleri için gelen ahşümışın dışındaki tu-
ristlerin oranı ise yüzde 11. Ancak ankete katı-
lanlann yüzde 60'ı bölgenin benuz bozulmamış
dogal güzeilikleri nedeniyle Dalyan'ı tercih ettik-
lerini vurguladılar. Bu onerali bir gostergedir.
Dalyan'da kalanlann yuzde 63'u de yaşanan hızlı
turistik gelişmenin bölgenin dogal güzellikleri-
ni yok edebilecegi endişesini dik getirdiler."
Anketten sağlanan ilk sonuçlann bile Dalyan'a
günübirlik turlarla değil, birkaç gun kalmak için
gelen turistlerin çevre konusunda oldukça duyarlı
olduklarım ortaya koyduğunu behrten Gunther
Peter, "Ancak çevre konusunda duyarlı olan bu
turistlerin, bölgede yeterli koruma onlemlerinin
alınmadığı inancında olduklarına ilişkin goruş-
leri de oldukça onemli" dedi.
İlk aşamada denizkaplumbağalanyla dünya
çapında bir üne kavuşan Dalyan'ın sahip oldu-
ğu doğal güzellikleriyle de bu unünu giderek pe-
kiştirdiğine dikkat çeken Peter, "Dalyan, Avru-
pa'da ekolojik turizm hareketinin hızla geliştiği
bu donemde gerçekten biıyuk bir şansa sahip.
Burası ekolojik turizm açısından örnek bir yer
oiabilir. Ancak bunun için bölgenin gerçekten
ciddi bir biçimde korunması gerekir" diye ko-
nuştu.
Günther Peter, bölgede yaşayan insanların da
ileriyi görmesi gerektiğini belirterek şu görüşle-
ri dile getirdi:
"Eger burası kitle turizminin bir merkezine do-
nüştnnilürse bölgede yaşayan in«anlar, 4-5 yıl için
büyük gelirler saglayabilirler. Ancak böylesi bir
gelişme bölgenin ekolojik dengesini alt- üst eder.
Gelirier beş yüın sonunda hızla azalmaya baş-
lar. Kısa donemli büyük kârlar için bölgenin fe-
da edilmemesi gerekir. Yaşanan birçok olumsuz
örnek ortada. Dalyan'da yaşayan insanlann bu-
nu gormesi ve konunun bilincine vannası gerekir.
Şu anda Dalyan'da bu bUincin geliştiği pek
söylenemez. Çevreciler sanki bölgenin korunması
için çabalayan insanlardan öte gerçekkştirdikleri
etkinliklerle Dalyan'ın reklamını yapan, böylece
daha çok turist gelmesini sağlayan kişiler olarak
görülüyor gibi bir izlenime kapıldım. Yani çev-
reciler reklam yapsın, daha çok turist gelsin, biz
de gelirlerimizi arttıralım gibi. Umanm bu izle-
nimim yanhştır. Tabii ki Dalyan'ın turizm gelir-
leri artacakür. Ancak bu alanda doğanın yok
edilmesi pahasına bir gelişme yaşanmamalı. Yok-
sa olumsuz turizm, turizmi baltalar."
Günther Peter, gerçekleştirilen anketin bilgi-
sayarla değerlendirildiğini belirterek bu raporun
Türkiye'deki yetkililere de iletilecegini açıkladı.
Fotoğmf sanatçısı Sami Günefin cenazesi AKM'deki törenden sonra toprağa verildi
'Çıkmadıgı tepe, tırıııaıııııaclıgı dağ yoktu'
GÜNER AKM'DE — Fotografçı Sami Güner için AKM'de düzenlenen törende, dostlan,
sanatçının özenli uğraşını dile getirdiler. (Fotoğraf: İbrahim Günel)
Kültür Servisi — Bolu yakın-
lannda geçirdiği bir trafık kazası
sonucu önceki gün yaşamını
yitiren fotoğraf sanatçısı Sami
Güner için dün Atatürk Kültür
Merkezi'nde bir tören duzenlen-
di. Törene Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanı Fahrettin Kurt,
.ANAP Milletvekilleri Mesnt
Yılmaz ve Mükerrem Tasçıoglu
1
nun yani sıra sanatçının çok sa-
yıda yakım ve fotoğraf sanatçı-
ları katıldı.
Törende bir konuşma yapan
fotoğraf sanatçısı Mehmet Bay-
han, Sami Güner'in "Çok sev-
digi nlkesinin en uzak koşeleri-
ne dek objektifini götüren bir
sanatçı" olduğunu söyiedi. Sa-
mi Güner'i "yorulmaz nsta" ola-
rak tammlayan Mehmet Bay-
han, "O bu cennet ülkeyi sevme-
mizi, başkalanna da sevdirme-
mizi ve durmadan çahşmamızı
isterdi. Hangi meslek dalında
olursa olsun hepimizin bu çag-
nya uyacağını umanm" dedi.
Mimar Sinan Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Gündüz Gök-
ce de konuşmasına, bir tngiliz
yazann, "Ölümün en kötii yani,
telafi edilemeyişidir" sözleriyle
başladı. "her yaşamın soluşu-
nnn, her yaprağın döküluşü-
nün" acı verdiğini soyleyen Gök-
çe, şöyle devam etti: "Batı lite-
raturünde 'kısa mumlar' diye bir
deyim vardır, erken kaybedilen
sanatçılar için söylenir. 1991 yı-
lının ilk yansında kaybettiğimiz
degerii sanatçılar Ahmed Adnan
Saygun, Bülent Tarcan ve niha-
yet Sami Guner bayağı uzun ya-
şadılar, ama hâlâ verecek çok
şeyleri vardı". Sami Guner'i bir
delikanlıya benzeten Gündüz
Gökçe, "Sami Güner bir mum
gibi eriyemezdi o enerjiyle; an-
cak kazayla ölebilirdi ve nitekim
öyle oldu" dedi.
Kültür BakanlığVndan
met Özel de Sami Güner'in bü-
yük bir vatansever olduğunu
söyleyerek "Çıkmadıtı tcpe, ür-
manmadığı dag katanamıştı.
Objektifi, devamh güzelf gördü.
IMyanamazdı larkrye've.
buive Türkiye Oebütüııleşmaıtr
dedi.
Sami Güner'in çektiği her
slaytın anısım anlatmayı çok
sevdiğini soyleyen Mehmet özel,
"Bir fotografı naal çeküğmi sa-
atlerce anlatırdı. Çin'de ödnl al-
dıgı Ağrı Dagı fotoğrafının öy-
küsunü de bana uzun uzun an-
latmıştı, sonra o fotografıyla
dünya çapında ödül aklı" dedi.
Sami Güner'in cenazesi, Dol-
mabahçe Camii'nde kıhnan ce-
naze namazından sonra Karaca-
ahmet Mezarhğı'na defnedildi.
Ada vapurunda
düzenleme
• İSTANBUL (AA) —
Şehir Hatları lşletmesi'nin
Adalar vapur seferleri
yeniden düzenlendi.
Türkiye Denizcilik
Işletmeleri Şehir Hatları
Işletmesi'nden yapılan
açıklamaya göre yolculann
istekleri doğrultusunda
Sirkeci'den Adalar,
Adalar'dan Sirkeci'ye
vapur seferlerinde yeni
bazı düzenlemeler yapıldı.
25 şubat pazartesi günü
başlayacak düzenlemeye
göre Büyükada'dan saat
06.25'te hareketle Heybeü,
Burgazada, Kınahada,
Kadıköy, Sirkeci'ye yapılan
seferlerin başlama saati
06.00'ya, Büyükada'dan
saat 17.15'te hareketle
Heybeliada, Burgazada,
Kınalıada, Kadıköy ve
Sirkeci'ye yapılan seferin
kalkış saati de 17.05'e
alındı. Yeni düzenlemede,
Sirkeci'den saat 19.15'te
hareketle Kadıköy,
Kınalıada, Burgazada,
Heybeliada ve Büyükada
olarak gerçekleştirilen
seferin başlama saati de
18 45 olarak belirlendi.
'Pedal çevir
ömrün uzasın'
• ANKARA (ANKA) —
Amerikalı sağhk uzmanlan,
doktor izni olmak
koşuluyla haftada üç gün
20'şer dakika bisiklete
binmenin kalp-damar
hastahklarından kolesterole,
stresten bağışıkhk sistemi
zayıflığına kadar birçok
rahatsızlığın önüne
geçilebileceğini Ueri
sürdüler. ABD Haberler
Dergisi'nde vayımlanan
Michael Cummings imzah
yazıda, Amerika'da 54
milyondan fazla kişinin
düzenü olarak bisiklete
bindiği ifade edilerek bu
sayının 10 milyona
yakımnın 54 yaşm
üzenndeki kişilerden
oluştuğu belirtildi.
Bilgisayara
özel gözltik
• ANKARA (UBA) —
Japon ve Alman firmalan
bilgisayar kullanan kışilerin
gözlerinin bozulmasım
önlemek için özel brr
gözlük camı ürettiler.
Üretilen yeni gözlük
camlannın bilgisayardan
gelen ultraviyole ve
morötesi ışmlan yüzde 50
oranında süzdüğü ve bu
ışınlann göze verdiği
zararlan önlediği bildirildi.
Honıa Dalyanı
knrtanlacak
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — Türkiye'nin en
büyük balık üreme
alanlanndan biri olan
Homa Dalyanı'mn
kurtarılması ve eski haline
getirilmesi için beş yülık bir
program uygulanacak.
Dalyanda kirlenme ve
bilincsiz avlanma nedeniyle
bahk üretiminin düştüğü
belirtiliyor. Ege Üniversitesi
Su Ürünleri Yüksek Okulu
uzmanları tarafından
yapılan incelemeler sonucu
dalyanın eski haline
getirilebilmesi ve bahk
üretiminin arttınlabUmesi
için bir program hazırlandı.
Kaçak sikke
• ANTALYA (AA) —
Kumluca ilçesine bağlı
Karagören köyünde bir
ihbari değerlendiren
jandarma ekipleri, Kemal
Boykan'ın evinde yaptığı
aramada Roma devrine ait
17 adet gUmüş sikke ele
geçirdiler. Soruşturmayı
genişleten jandarma, aym
köyde oturan Ahmet Kural
adlı kişinin de 15 adet
gümüş sikkeyi Baki Traş
adlı kişrye sattığını
belirledi. Baki Traş da
gümüş sikkeleri Antalya'da
satarken suçüstü yakalandı.
Uludağ'a
imdat çanı
• BURSA (AA) —
Uludağ'da kaybolan veya
kaza geçiren kayakçılan
kurtarmak için önlemler
alıruyor. Uludağ
Cennetkaya-Fatihtepe ve
Kuşakhkaya hattının dörtte
üçlük bölümü "kınnızı
emniyet ağı" ile çevrildi.
Dağda kaybolan
kayakçıların bulunmasını
sağlamak amacıyla belli
alanlara Batı
standartlarında "imdat
çanı" monte edildi. Bu
arada Uludağ'da
haberleşmeyi sağlamak
amacıyla Beden Terbiyesi
Bursa tl Mudurluğu ile
Beceren Oteli ortaklaşa
telsiz ağı kurdu. Yedi
telsizle oluşturulan ağ
sayesinde kazalar, anında
merkeze iletilecek.