Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14
HEYKEL FABRİKASI — SovyetJer Birügi'nde ilginç bir fab-
rika Ttr. Fabrika sadece heykd üretiyor. L«nin'in minik hey-
keBerini kutulara yerieştiren Sovyet işci, diger komiinist
liderierinin de üretildiğini açıkladı.
(Fotofraf: Reııter)
Basın
kartları
tZMtR (AA) — Basın Kart-
ları Komisyonu toplantısı sona
erdi. Başvurulan değerlendiren
komisyon, 116 gazeteciye san
basın kartı, 16 gazeteciye de sü-
rekli basın kartı verilmesini ka-
rarlaştırdı.
Gazeteciler Cemiyeti'nde top-
lanan komisyon, ilk kez basın
kartı almak üzere 201, sürekli
basın kartı için ise 44 gazeteci-
nin başvurulannı değerlendirdi.
Komisyonun sürekli basın
kartı verdiği gazeteciler şunlar:
Hüsntt Kaftan, EjGiUer Özkan,
Yusuf Saim Tunak, Rauf lamer,
Muammer Akyüz, Ahmet Öz-
demir, Hilmi Dolaşmaz, Levent
Bimen, Faruk Oflazlar, Musta-
f a Tunçakın, Cemal Işın, Fikret
Kalmuk, Alaaddin Metin, Meh-
met Komşu, Höseyin Çine, Seb-
ta Özveren.
DELON ŞÖVALYE OLDU — Fransa Devlet Başkam Fran-
çois Mitterrand, Elysee Sara>ı'nda düzenlenen torende Ala-
in Delon'a, Legion d'Honneur'ün şdvalye madalyasını
taküktan sonra, iinlii oyuncuyu tebrik ediyor. (Fotoğraf: AFP)
Yunanistan
Ttirk
şilebi
battı
lstanbul Haber Servisi —
Seferoğlu-1 adlı 1599 gross ton-
luk Türk ytlk gemisi dün saat
13.00'te Yunanistan'ın Mora Ya-
nmadası'nın 18 mil açığında
battı. Kötü hava şartlannın et-
kisiyle oluşan yük kayması ne-
deniyle battığı bildirilen geminin
18 kişilik mürettebatı kurtanldı.
Seferoğlu Denizcilik ve Tica-
ret AŞ'ye ait olan geminin Ital-
ya'dan Mısır'a ray demiri tasıdıjp
bildirildi.
Geminin imdat sinyallerini
alan Pilos Liman Müdürlüğü
yardım için iki römorkör gön-
derdi, ancak kurtanlamayan ge-
mi saat 13.00'te battı.
23 ŞUBAT 1991
ÜNLÜ KONUKLAR — Bir siiredir ABD'de, Beyaz Saray'-
da misafir olan Danimarka Kraliçesi Margrete II onuruna ve-
rilen yemeğe çok sayıda yıldız katıldı. Katılanlann arasında
iinlii çift Don Johnson ve Melanie Griffith de vardı. (Fotog-
raf: AP)
HABERLERIN DEVAMI
Bush'un Ultimatoımı...
(Baftarafı 1. Sayfada)
doğru olduğu işlenmişti.
Ama her şey geceyarısından sonra değişti.
Sürpriz haber, dün sabaha karşı saat iki su-
larında Moskova'dan geldi: Irak, Başkan
Gorbaçov'un ateşkes planınıkabul ediyor ve
Kuveyt'ten koşulsuz çekileceğini açıklıyordu.
Gorbaçov'un sözcüsü, gelişmeyi son dere-
ce olumlu bulduklarını vurguluyordu.
İbre bir anda kara savaşından ateşkes
umuduna kayıverdi, karamsarlık ötçülü iyim-
sertiğe dönüştü.
Ve bununla birlikte bizler de gece yarısın-
dan sonra, gazeteciliğe özgü o heyecanlı te-
laş havasını bir kez daha soluduk. Manşet-
ler ve yorumlar, sabahın erken saatlerinde,
diplomatik çözümü öngören iyimser çizgiler-
le yeniden oluşturuldu.
Biz de bu köşede şu satırlara yer verdik:
"Şimdi ne olacak? Daha doğrusu Was-
hington ne yapacak? Irak'ın Kuveyt'ten ko-
şulsuz çekileceğini açıklamasından sonra, ar-
tık hiçbir şey olmamışçasına savaşı sûrdüre-
bilir mi ABD?
Bu durumda savaşa devam edilmesinin ko-
lay olabileceğini sanmıyoruz. Körfez savaşın-
da ateşkese gidilmesi yerinde olacaktır.
Washington'un ilk tepkisi barış açısından
otumsuz değildir. Herne kadar Başkan Bush
yönetimi 'ciddi kaygılar' taşıyorsa da, planı
bu kez geri çevirmemiş ve inceleyeceğini bil-
dirmiştir. Dileyelim, sağduyu egemen otsun."
Böylece, Moskova'nın diplomatik inisiya-
tifi ele geçirmesiyle birlikte, perşembe gece
yarısından itibaren Körfez savaşındayenibir
sürec işlemeye başladı. Körtez'de savaş sü-
rüyordu, ama VVashington'un bugüne dek
kaçındığı müzakere kapısı da açılmıştı artık.
Başkan Gorbaçov, bir yandan Irak Dışiş-
leri Bakanı Tarık Aziz'le görüşüyor, öte yan-
dan başta Başkan Bush olmak üzere BM
Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin liderteriy-
le letefonlaştyordu. Silahlar henüz susma-
mıştı, ama diplomasiden de medet umulan
bir aşamaya girilmişti.
Bu arada dün sabah özellikle VVashington
ve Londra'da bir tedirginlik iyice su yüzüne
vurmaya başladı: Saddamlı çözûm müydü
gündeme gelen? Askeri yenilgiden siyasal
yengiyle çıkabilme fırsatını mı ele geçiriyor-
du Saddam?
Yani VVashington'daki şahinlerin deyişiy-
le kabus senaryosu mu gözükmüştü gün-
demde?
Başka sorular da vardı zihinlere çengeli-
ni asan: Saddam gerçekten barış peşinde
miydi? Yoksa karşısındaki koalisyonu çatlat-
mayı mı amaçlıyordu? Zamana mı oynuyor-
du?
Sorular ve belirsizlikler kuşkusuz ağır ba-
sıyordu bu aşamada. Ancak bir nokta kesin
sayılabilirdi: Moskova'nın Bağdat'ı da ortak
ettiği diplomatik manevra, VVashington'u sı-
kıştırmıştı. Başkan Bush, bu kez geçen salı
günkü gibi davranamamış ve Gorbaçov'un
ateşkes planının yeni biçimini hemen geri çe-
virememişti.
VVashington'un neye yöneldiği dün akşa-
ma doğru ortaya çıktı. Başkan Bush, Beyaz
Saray'ın bahçesinde yaptığı açıklamayia dip-
lomatik inisiyatifi Başkan Gorbaçov'dan bir
yerde kaptı. Ültimatom Bağdat'a yönelikti.
Irak'a bugün akşama kadar son bir süre ta-
nınıyordu: Kuveyt'ten BM Güvenlik Konse-
yi kararları uyannca kayıtsız şartsız çekile-
cekti; yann akşama dek çekılme başlayacak;
48 saatte Kuveyt City boşaltılacak; en geç
bir hafta içinde çekilme tamamlanacaktı.
Bush'un ültimatomunun altematifi ise kara
savaşıydı.
Yani daha çok kan, daha çok göz yaşı...
Gorbaçov planına evet demiş olan Sad-
dam, şimdi ne yapacak?
Başkan Bush, Saddam'a, "Madem Ku-
veyt'ten koşulsuz çekileceğini söylüyorsun,
haydi bakalım şimdi göster kendini; belli bir
süre içinde bu işi bitireceğini açıkla ki, sana
inanalım artık" demeye getiriyordu.
Pek haksız sayılmazdı Başkan Bush.
Nitekim, bu konuda daha sonra bir açık-
lama yapan Sovyet sözcü de Bush'un ülti-
matomu karşısında Saddam'ın inandırıcılığh
nın test edileceğini söylüyordu.
Bakalım Saddam, acı ve yıkıntı getirmek-
ten başka bir şey yapabilecek mi? Yoksa ko-
pacak kıyametin tarih önündeki en büyük so-
rumlusu mu olacak?
Savaşın kader günü(Baftarafı 1. Sayfada)
indirildiğini ve BM Güvenlik
Konseyi'ne sunulması için Bağ-
dat'tan onay beklendiğini söyle-
di. Sözcü, Gorbaçov'la ABD
Başkam Bush'un dün l.S saat-
lik bir telefon görüşmesi yapa-
rak plam aynntdı biçimde tar-
tıştıklannı da kaydetti. Irak ise
SSCB planını desteklediklerini
belirterek ABD ültimatomunu
utanç verici olarak niteledi.
Beyaz Saray Sözcüsü Mariin
Fıtzwater çekflmenin bugün TSİ
19.00'dan evvel başlaması duru-
munda kara savaşı başlatmaya-
caklarını söyledi.
Irak'ın dün sabaha karşı Gor-
baçov'un 8 maddelik banş pla-
nıru kabul ettiğini açıklamasın-
dan sonra gözler Moskova'ya
çevrildi. Irak Dışişleri Bakanı
Tank Ariz ile Sovyet meslekta-
şı Aleksander Besmerthih, 8
maddelik plan üzerinde uzun bir
görüşme yaptılar. Reuter, plan
üzerinde iki ülke arasında anlaş-
ma sağlandığını bildirdi. Aziz'-
in, bugün de SSCB Başkam
Gorbaçov'la bir araya geleceği
açıklandı.
Moskova'da banş planına iliş-
kin müzakereler sürerken ABD
ve müttefiklerin gelişmelere iliş-
kin değerlendirmelerde bulun-
dukları bildirildi. Ajanslar, ha-
berlerinde ABD Başkam Bush-
un, müttefık ülkelerin liderleriy-
le telefon görüşmeleri yaptıgını
duyurdular. Daha sonra da
Bush'un, TSİ 17.00-17.30 saatle-
ri arasında Beyaz Saray'da bir
açıklama yapacağı bildirildi.
Bush, TSİ 17.30'da Beyaz Sa-
ray'ın bahçesinde basın mensup-
larına şu açıklamayı yaptı:
"Müttefikler, Saddam Hüse-
yin'e yann (bugün) ogleye kadar
BUSH'UN ÜLTİMATOMU İLE GORBAÇOV'UN SON PLANI
Çakışan ve aynlan noktcdar
1. Irak, benimsediği Sovyet planı ile Kuv-
yet'ten derhal ve koşulsuz çekilmesini öngö-
ren BM Güvenlik Konseyi'nin 660 sayılı ka-
rannı kabul ediyor. Bu noktada Sovyet planı
ile Bush'un ültimatomu arasında tam bir ça-
kışma var.
2. Irak birliklerinin Kuveyt'ten çekilmesi,
Sovyet plamna göre sağlanacak ateşkesten bir
gün sonra başlıyor. Bush ise Irak'a, çekilme-
ye baslaması için bugün TSİ 19.00'a kadar sü-
re veriyor ve ancak geniş çaplı bir çekümenin
başlamasıyla müttefık kuvvetlerin Irak'a yö-
nelik saldınlarının duracagını bildiriyor.
3. Sovyet plam çekilmenin 21 günde, Ku-
veyt City'nin boşaltılmasının ise çekilme baş-
ladıktan sonraki ilk 4 günde tamamlanmasını
öngörüyor. ABD Başkam ise Kuveyt City'nin
48 saat içinde boşaltılmasını isterken geri çe-
kilmenin bir hafta içinde tamamlarunası ko-
şulunu getiriyor.
4. Sovyet planı, Kuveyt'teki Irak birlikleri-
nin tamamen çekilmesinden sonra, BM Gü-
venlik Konseyi kararlannın yürürlükten kalk-
masıru öngörüyor. Bush ise BM Güvenlik
Konseyi'nin 12 karannın tam olarak uygulan-
ması gerektiğini belirtiyor.
5. Bir diğer uyuşmazlık da savaş esirlerinin
değişimi konusunda. Bu noktada Sovyet pla-
nı, tüm tutsaklann ateşkesin sağlanmasından
ve duşmanhkların durdurulmasından sonraki
72 saat içinde değiştirileceği hükmünü getiri-
yor. Bush'un ültimatomu ise tüm savaş tut-
saklanmn, sivil rehinelerin ve savaşta ölen
müttefik askerlerinin cenazelerinin, çekilme-
nin başlamasıyla birlikte iade edilmesini ve bu
işlemin 48 saat içinde tamamlanmasını istiyor.
6. Sovyet planı, geri çekilmeyi doğrulama,
denetleme ve gözetleme görevinin, BM Güven-
lik Konseyi'nce belirlenen gözlemciler ya da
banş güçleri tarafından yerine getirilmesini sa-
vunurken Bush'un planı, bu işlevi müttefik
güçlerin yerine getirmesini öngörüyor.
Irak'tan koşulsuz ve acil olarak
çekilmesi için bir süre verecek-
tir. Bunu, Irak'ın kabul ettigine
ilişkin bir açıklama bekliyoruz.
Almış olduğumnz bu karar,
yapbğımu yogun gönişmeler
sonucunda ortaya çıkmıştır.
Gorbaçov'un planının Irak tara-
fından kabul edilmesi konusun-
da Sovyeüer'i kntlanm. Plan
makuldur. Ancak Irak'ıa eğer
bir kara savaşıyla karşılaşmak
istemiyorsa Kuveyi'ten koşulsuz
olarak çekilmeye baslaması ge-
rekmektedir. Irak yönetimi, pet-
rol üretira kapasitesini yok ede-
rek Kuveyt'i başkalannın yarar-
lanamayacağı bir duruma getir-
miştir."
Dışişleri Bakanı Alptemoçin ileABD'li meslektaşı Baker görüşmesi
Türkiye'nin ABD'den 4 bekleııtisi
Türk Dışişleri Bakanı Alptemoçin, ABD'li
meslektaşı Baker'la yaptığı görüşmede; 1-
Savaş ertesinde Irak'ta bir güç boşluğu
yaratılmamasına özen gösterilmesini, 2-
Irak'm toprak bütünlüğünün korunmasım, 3-
Yük paylaşımı çerçevesinde harcanan
çabaların arttırılmasını, 4- Serbest ticarette
daha hızlı adımlar atılmasım istedi.
Ekonomik bekîentiler kapsamında Kuveyt'in
yeniden inşasında Türkiye'ye düşebilecek rol de
gündeme getirildi.
noktada Iran'ın Irak'ın toprak
bütünlüğü konusunda ne dü-
şündüğü sorusu da gündeme
geldi.
Türkiye'nin ilettiği bir başka
bölge izlenimi de kriz biter bit-
mez ABD'nin askeri gücünün
en aza indirilmesinin yararlany-
dı. Bir diğer izlenim de Arap-
Israil sorununun acilen çözümü
için çaba gösterilmesinin bölge-
deki Amerikan aleyhtan duygu-
lan yatıştırmaya hizmet edecek
olmasıydı.
Kriz ertesi — Alptemoçin,
Baker'a Türkiye'nin kriz erte-
sinde bölgede banş ve istikrann
korunması yönündeki düşünce-
lerini de aktardı. Bu kapsamda
ağırhk noktası büyük ölçüde
Irak'ın geleceği üzerineydi.
"Irak'ta nc olur, nasd bir hü-
kumet ortaya çıkar. Türkiye'nin
çıkarlan ne yöndedir" bu soru-
lar irdelendi. ABD, Irak'a bir
başka müdahale olursa Türki-
ye'nin buna seyirci kalmayaca-
ğını bildiği için bu görüşün al-
tuım çizilmesi ihtiyacı duyulma-
dı. Ancak Dışişleri Bakanlıgı si-
yasi işlerden sorumlu Müsteşar
Yardımcısı Huseyin Çelem ve
Amerikalı meslektaşı Robert
Kimmet'in bir araya gelerek
bölgede ortaya çıkacak manza-
ra ve Türkiye'nin oynayabilece-
ği rol konusunda daha aynntılı
görüşmeler yapılması kararlaş-
tınldı.
Türkiye'nin bu kapsamda gö-
rüşlerinden birisi ^u: Ankara,
NATO türü bir yapılanmaya sı-
cak bakmıyor. Gerçekçi bir gü-
venlik rejimımn korlez ulkele-
rine dayanması gerektiği izleni-
mine sahip. Amerika da Tür-
kiye'ye şu ana kadar bunun ter-
sini telkin etmedi.
tkincisi, Alptemoçin, Baker
ile görüşmesinde Türkiye'nin
UFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON — Dışişleri
Bakanı Ahmet Kurtçebe Alpte-
mocin'in önceki gün ABD Dı-
şişleri Bakanı James Baker ile
yaptığı görüşme tümüyle Irak
ağırlıkb geçti.
Alptemoçin, yaklasık yanm
saat süren görüşmede, savaş er-
tesinde Irak'ta bir güç boşluğu
yaratılmamasına özen gösteril-
mesini diledi ve Irak'ın toprak
bütünlüğünün korunmasının
önemine dikkat çekti. Türk ba-
kan, bölgede savaş ertesinde
NATO, ÇENTO türü bir gü-
venlik rejiminin kurulmasmın
gerçekçi olmayacağını da bölge
ülkelerine yaptığı son ziyarette
edüıdiği izlenimlere dayanarak
ifade etti. ABD tarafı ise Iran'-
m Irak'ın toprak bütünlüğünün
korunması konusundaki "açık-
lanmış politikası" ile "gerçek
niyet" arasında bir çelişki bulu-
nup bulunmadığını çeşitli soru-
larla irdeledi.
"Bolge irienimkri" Alpte-
moçin, görüşmede öncelikle ge-
çen hafta bölge ülkelerine yap-
tığı gezide edindigi izlenimleri
aktardı. Zaten ABD tarafının
da beklentisi bu yöndeydi. Ba-
ker, son Türkiye ziyaretinde
Türk Dışişleri Bakanı'nın o
günlerde henüz planlama aşa-
masında olan bölge turuna çok
ilgi duyulacağım hissettirmişti.
VVashington'daki buluşmada
da Alptemoçin'in izlenimlerini,
sık sık soru sorarak ve ilgiyle
dinledi. Görüşmenin bu bölü-
münün en Uginç yönünü, Ba-
ka'm, özellikle Iran ve Suriye'-
nin "açddanmıs poutikalan" ile
"jerçek niyetleri" arasında bir
çciişki olup olmadığmı anlama-
yadönük sorulan oluşturdu. Bu
Irak'ın toprak bütünlüğünün
korunmasına verdiği önemi di-
le getirdi. Bu da Amerika tara-
fından bilinmiyor değil, ancak
Batı'da Türkiye'nin bir art niyeti
olduğu yönünde bazı inanışlar
bulunuyor. Ankara, bu imajı sil-
mek konusunda kararlı görünü-
yor ve Alptemoçin dedün Türk-
iye'nin Amerikalı Dostlan Der-
neği'nin toplantısında yaptığı
konuşmada gayet açık bir şekil-
de, "Irak'ın toprak bütünlüğü
korunmalıdır. Ortadoğu'da yü-
rüriiikteki sınırlar degişmemeli-
dir. Aksi haide Türkiye buna
karşı çıkar" dedi.
Üçüncü unsur şu: Türkiye
gerçi hiçbir zaman Irak'ta zayıf
bir hükümet olsun arzulama-
mıştı. Ancak özellikle şimdi ül-
kenin tümünü denetim. altında
tutabilecek güçlü bir merkezi
hükümetin gerekliliğini özenle
vurgulamak gereğini duyuyor.
Türkiye, Irak'ta bir güç boş-
luğu doğsun, merkezkaç kuvveti
oluşsun istemiyor. Ama diğer
yandan da bunu sağlayacak ye-
ni bir Iraklı lider adayı sivrilmi-
yor. özellikle Sovyet planının
kabulünden sonra bu durum
iyice kesinleşti. Bu bakımdan
Türk diplomasisinin son za-
manlarda, Saddam Hüseyin ile
bir arada yaşanabilecek bir "in-
ce ayar" geliştirme arayışı için-
de olduğu anlaşüıyor. Bu arayış
Cumhurbaşkanı Tnrgut özal'-
ın kişisel çizgisi ile paralellik
oluşturmayabilir. Ancak Dışiş-
leri'nde bu yönde bir hava var
ve Cumhurbaşkanı özal'a, eğer
şu ana kadar yapılmamışsa bile
artık bu yönde telkinler yapıla-
cağı bir olgu.
Zaten Alptemoçin de Baker
ile görüşmesinde Saddam Hüse-
yin ile bir arada yaşamamın
mümkün olmadıgı gibi bağlayıa
beyanlara girmekten kaçındı.
Ancak burada bir Uginç nokta
daha var: O da Türkiye Ue
tran'ın Irak'ta ortaya çıkacak
güç boşluğu konusunda farlclı
düşünüyor olması.
Türkiye'nin tersine lran'ın
Irak'ta daha gevşek bir hükü-
met özleyebileceği yönünde bir
izlenim var. Bu konu Baker Ue
görüşmede doğrudan açıldı ve
Amerikan tarafı bu konu üze-
rinde ilgiyle ve ısrarla durdu.
Zaten Türk Dışişleri Bakanı'nın
Ortadoğu turunda uğradığı ül-
kelerin "ilan edilmiş
politikalan" ile "gerçek
niyetleri" arasmdaki farklar ko-
nusunda yaptığı gözlemler ve
bunun Irak'ın kaderini nasıl et-
kileyebUeceği konusu belki de
bu ziyaretin en önemli boyutu
idi. Bu boyut olmasa, ziyaret,
bilinen şeyleri vurgulamak, bek-
lentileri hızlandırmak, "Biz bu-
radayız, gayretli bir ulusuz ve
gtivenilir insanlaru" mesajını
vermekten öteye geçemeyecek-
ti.
Ekonomik konular — Alpte-
moçin, savaş ertesi Körfez ko-
nusundaki düşüncelerini anla-
tırken Türkiye'nin ekonomik
alanda yapabileceği katkıların
da altını çizdi. Zaten, anlaşıldı-
ğı kadanyla Dışişleri çevrelerin-
de şöyle bir düşünce şekülenmiş
durumda:
Türkiye'nin kriz ertesinde
üstlenmesi gereken rol ekono-
mik olmah, bunu aşmamalı, bu
yine Cumhurbaşkanı Özal'ın
kafasından geçenlere tam uy-
muyor olabilir, ama diplomasi
çarkında filizlenmiş görüş bu.
özal'ın düşüncelerini bu ko-
nu üzerinde sabitleştirmesi, ya-
pısuıa aykın bir durum değil, bu
bakımdan önümüzdeki günler-
de özellikle Sovyet inisiyatifinin
gerçekleşme oramnın yükselme-
si nedeniyle Özal'da da Saddam
Hüseyin'e karşı yaralan tedavi
edici bir ton belirebilir. Türki-
ye'nin Irak'a karşı izlediği po-
litikalara bakıldığmda zaten bu-
nun için yol tümüyle kapanmış
değil.
Türkiye, üsleri BM kararlan
çerçevesinde kullandırdı. Avru-
pa'da birçok ülke de bu gerek-
çeyle askeri tesislerini açtı. Ay-
nca Saddam Hüseyin bugüne
kadar Türkiye'ye karşı daima
dikkatli bir dil kullandı, hiçbir
zaman bazı Körfez ülkelerinin
liderlerine saldırdığı gibi özal'a
saldırmadı. Sert bir mektup te-
atisi oldu. Ancak onda da Irak'-
ın bu mektubu göndermesi ge-
rekiyordu ve yamtım aldı. Ya-
ni Saddam Hüseyin Ue tüm köp-
rüler atılmış değU ve Dışişleri
çevreleri yolu açık tutmak eği-
liminde. Zaten Saddam Hüse-
yin'in geri çekümeyi kabul etti-
ğini açıklamasından önce ger-
çekleşen Baker-Alptemoçin gö-
rüşmesinde Saddam Huseyin Ue
bir arada yaşanamayacağı yö-
nünde beyanlarda bulunulma-
mış olmasında, bir süreden be-
ri ortaya çıkan bu hava yatıyor.
Teknik konular — Buraya
kadar anlatılanlar kavramsal
düzeydeki gelişmelerdi. Bir de
iki bakan arasında ele alınan
spesifîk bazı konular var. Örne-
ğin Alptemoçin, Türkiye'nin,
krizin başlangıcında karşılık
beklemeden bazı adımlar attığı-
m, ancak bu adımlann bazı kül-
fetler getirdiğini vurgulayarak
yük paylaşımı çerçevesinde
ABD'nin harcadığı çabaların
hızlandırılmasını beklediğini
ifade etti. Bu kapsamda ABD
ile serbest ticaret anlaşması ko-
nusunu bir kez daha gündeme
getirdi.
Ekonomik bekîentiler kapsa-
mında Kuveyt'in yeniden inşa-
sında Türkiye'ye düşebilecek rol
de gündeme geldi. Yine bu çer-
çevede F-10 projesinin ikinci
aşaması ve finansman sorunu
açıldı. AT'ye tam üyeliğe deste-
ğin devamı beklentisi dUe geti-
rildi. Baker ise özeUikle Türkiye
olmak üzere cephe hattı ülkele-
rin ekonomik güçlükleri üzerin-
de ilgiyle durduklarını, bu çer-
çevede Washington'daki Arap
elçiükleri ile de temas ettikleri
izlenimini uyandıran sözler söy-
ledi. Serbest ticaret anlaşması ile
ilgUi Türkiye'nin taleplerini ise
not etmekle yetindi. Bu konu-
da fazlaca bir görüşme olmadı.
Zaten Türkiye'nin de beklenti-
leri bunun zaman içinde olgun-
laşacak bir dosya olduğu yö-
nünde.
Kıbns konusunu ise Türkiye
pasif bir şekUde açtı ve sadece
BM Genel Sekreteri'nin inisiya-
tifinin desteklendiği ve sorunun
iki toplum tarafından çözülmesi
gerektiği vurgulandı. Amerikan
tarafı bu görüşü not etti ama bir
şey söylemedi. Fakat Baker'ın
bir şey söylememiş olması bu
konuda hiçbir şey olmadıgı an-
lamına gelmiyor. ABD, bu ko-
nuda Uginç bir hareketlilik için-
de.
Türk Dışişleri Bakanhğı, Kıb-
ns Yunan Işleri Genel Müdürü
Korkmaz Haktanır halen New
York'ta temaslar yapıydr ve
hafta söntmda Washington'â
geçecek.
Diplomatik gözlemciler,
Bush'un çıkışının, banş planının
kabul edilmesiyle diplomatik
inisiyatifi ele geçiren Sovyetler
Birliği'nin bu etkisini azaltma-
ya yönelik olduğunu da belirti-
yorlar. Bush'un açıklamasından
sonra ABD Savunma Bakanlı-
ğı, Irak'a yönelik kara saldınla-
nna devam edileceğini bildirdi.
Bush'un, bugün öğleye kadar
verdiği sürenin, hangi yerel saa-
te göre olduğu açıkhk kazanma-
dı. VVashington Ue Irak arasın-
da 8 saatlik bir fark bulunuyor.
AFP, sürenin VVashington yerel
saatine göre olduğunu duyurdu.
Bush'un açıklaması öncesin-
de SSCB ve Irak'ın, Gorbaçov^
un banş plam üzerinde anlaştık-
lan ve belirlenen çerçevenin BM
Güvenlik Konseyi'ne gönderile-
ceği açıklandı. Reuter'in habe-
rine göre Besmertnih ile Aziz
1
in dün 7 saate yakın süren gö-
rüşmelerinde, 8 maddelik planın
bazı maddelerinin çıkanldığı ve
plana bazı ekler yapıldığı bildi-
riMi. Aziz'in, bugün de SSCB
Başkam Gorbaçov'la yeniden
bir araya geleceği bildirildi.
Plan 6 maddeye
dtiştirüldti
SSCB Başkanhk Sözcüsü Vi-
taly Ignatenko, Körfez savaşın-
da siyasi bir çözüme ulaşılması
için Başkan Gorbaçov'un öner-
diği 8 maddelik planın 6 mad-
deye indirildiğini ve planın BM
Güvenlik Konseyi'ne sunulması
için Bağdat'tan onay beklendi-
ğini açıkladı.
Igpetenko, dün gece düzenle-
diği basın toplantısında yaptığı
açıklamada, planın maddeleri-
ni yeni biçimiyle açıklarken ye-
ni haliyle bu plamn ABD Baş-
kam George BuSh ve SSCB Baş-
kam Mihail Gorbaçov arasında-
ki 90 dakikakk bir telefon gö-
rüşmesinde "kapsamlı ve aynn-
tılı" bir biçimde tartışıldığını
söyledi.
Sovyet sözcünün açıklaması-
na göre plamn yeni şeklinde, da-
ha önceki plamn üçüncü mad-
desi olan "Kuveyi'teki Irak as-
kerlerinin üçle ildsinin geri çe-
kilişinin tamamlanmasından
sonra, Irak'a karşı uygulanan
ekonomik ablukanın kaldınl-
ması" yolundaki koşul çıkanlı-
yor.
Bu madde, Irak'ın çekilme iş-
lemini tamamlamak için koşul
öne sürdüğü şeklinde yorumla-
narak ABD ve Batılı ülkeler ta-
rafından eleştirilmişti.
Bunun yanı sıra dünkü plan-
da, Irak'ın geri çekihneye basla-
ması için ateşkes sağlanmasın-
dan sonra gecmesi öngörülen iki -
günlük bir süre bir güne indiri-
ALPTEMOÇİN BUSH'LA GORUŞTU
'Her konudamutabıkız'
WASHİNGTON/ANKARA
(Cumhuriyet) — ABD'de Baş-
kan George Bush Ue VVashing-
ton'da görüşen Rışişleri Bakanı
Ahmet Kurtçebe Alptemoçin,
Sovyet banş planında değişiklik
yapdıp yapUmayacağım görmek
amaayla, cokuluslu gücün ka-
ra savaşını ertelemesinden yana
olduğunu bildirdi. Irak'ın şart-
sız çekümesi gerektiğini söyleyen
Alptemoçin, Gorbaçov'un banş
planında bazı sorunlar olduğu-
nu kaydetti.
VVashington'da bulunan Dı-
şişleri Bakanı Alptemoçin, dün
Beyaz Saray'da Bush ile görüş-
meden önce gazetecilerin soru-
larını yanıtladı. Sovyet planın-
da, Bağdat'm BM Güvenlik
Konseyi'nce ahnan 12 karan ka-
bul.edebUeceği bir şekilde değiş-
tiriknesinin mümkün olduğunu
savunan Alptemoçin, "Irak'ın
Kuveyt'ten çekilmesi hiçbir ko-
şul olmadan gerçekleşmeli ve
BM Güvenlik Konseyi'nin tüm
kararlan uygulanmalıdır. Ağır
silahlannı, özellikie kimyasal si-
lahlarını çekmesine de izin
verilmemeiidir" dedi. Gorba-
çov'un banş girişiminden öv-
güyle söz eden Alptemoçin,
"Ancak banş planında bazı so-
runlar var" dedi ve buna örnek
olarak, Irak'ın Kuveyt'teki as-
kerlerinin üçte ikisini çekmesi-
nin ardından, Bağdat'a karşı uy-
gulanan tüm yaptırımlann kal-
dırılmasının istenmesini göster-
di. Alptemoçin, kara savaşına
başlamadan önce müttefiklerin,
bu barış planının sonuçlan ve
Irak'ın BM Güvenlik Konseyi-
nin tüm kararlanna uyup uyma-
yacağım açıklaması için 1-2 gün
beklenmesi gerektiğini söyledi.
Daha sonra Beyaz Saray'da
Bush Ue Alptemoçin arasında 15
dakikalık bir görüşme ger-
çekleşti.
Alptemoçin görüşmeden son-
ra yaptığı açıklamada, gündem-
de bulunan her meselede ABD
ile aynı görüşlerin paylaşıldığı-
nı söyledi. Alptemoçin, Irak'ın
cumartesiye kadar çekilmesini
öngören Amerikan planı konu-
sunda da "Zannediyorum baş-
ka care yok" dedi. ,
Cumhurbaşkanı Özal'ın ge-
çen günlerde "Sovyetler Birliği
ABD'nin süper güç olmasını is-
temedigi için bn girişimde
bulundu" şeklindeki açıklama-
sı nı ise bu görüşlerine dayanak
olarak gösterdiler.
öte yandan Dışişleri Bakan-
hğı Sovyet planı ve Irak'ın yanı-
tına resmi bir açıklama getir-
mezken bakanhk çevrelerinde
bu konuda farklı görüşlerin bu-
lunduğu gözleniyor.
Bu çerçevede bazı yetkUiler,
"Dogruluğn veya yanlışlığı"tar-
tışüabUir olmasına karşın Türki-
ye'nin Körfez bunalırmnda ba-
şından beri takındığı tutumun
"Saddam'sız bir çözümü
gerektirdiğini" söyledUer.
Ağu-lıkta olduğu gözlenen bu
yaklaşuna başlıca gerekçe olarak
"Başında Türkiye'ye düşman bir
Kderin bulundugu bir Irak'la ya-
şamanın güçlüğünü" gösterdi-
ler. Böyle bir Irak'ın askeri po-
tansiyelinin önemli bir bölümü-
nün korunmasının da Türkiye
açısından "komplikasyonlara
neden olacağım" bildirdiler.
Dışişleri Bakanhğı çevresinde-
ki diğer bir görüş de "Dayak ye-
miş ve kanadı kınlmış bir Irak'-
ın Türkiye açısından sorun
yaraUnayacagı" doğrultusunda.
liyor. Aynca Irak'ın, Kuveyt
City'den çekilmesi için 4 günlük
süre tamnırken Irak birliklerinin
tamamımn 1 ağustostaki mevzi-
lerine dönmeleri için 21 günlük
süre veriliyor.
Ignatenko, SSCB Başkam mi-
hail Gorbaçov'un, ABD Başka-
nı Bush'un, Irak'a bugün öğle
saatlerine kadar geri çekihneye
baslaması için verdiği ültimato-
ma nasıl tepki gösterdiği yolun-
daki sorulan açıkça yamtlamak-
tan kaçındı. Ignatenko, Başkan
Bush'un planın yeni şeklini ken-
disine ileten Gorbaçov'u "dik-
katle dinledigini" ve çabalan
için Sovyet liderine teşekkür et-
tiğini söyledi.
İlerleme, ama yetersiz
Beyaz Saray, Moskova'daki
görüşmelerde Gorbaçov plamna
verilen son şeklin bir öncekine
göre ilerleme olduğunu ancak
müttefiklerin taleplerinin geri-
sinde kaldığını bildirdi.
Beyaz Saray Sözcüsü Mariin
F1tzwater dün gece gazetecilere
yaptığı açıklamada, "Güçleri-
mize yön verecek olan elbette
bizim planımızdır. BM kararla-
rının uygulanmasını belirleyecek
olan bu plandır. Yaklaşımımız,
eger Sovyet planında buluşabi-
liyorlarsa, koalisyonun planın-
da da buluşabilecekleri yönün-
dedir" dedi.
Fitzwater, çözüm için üzerin^^
de buluşulacak noktamn kendı ;
planlan olduğunu kaydetti.
Açık pazarlık
Şebnem Atiyas'ın New York'-
tan bildirdiğine göre, dün Uk
Sovyet plamnın ardından gelen
ABD "ültimatomu" ve bunu
takip eden ikinci Sovyet planı,
ABD ile Irak arasında kamuya
açık pazarlığı sergUedi. BM Gü-
venlik Konseyi üyesi diplomat-
lar başkentlerinden gelecek ta-
limatlan beklerken BM koridor-
larında büyük bir "belirsizlik"
yaşandı. Sovyetler Birliği'nin
dün öğlende yayımladığı ve 15
Güvenlik Konseyi üyesi ülkenin
başkenti Ue Bağdat'a gönderilen
"banş planı" Irak Dışişleri Ba-
kanı Tank Aziz ile yapılan ikin-
ci tür görüşmelerin sonucuydu.
Buna rağmen ABD yönetiminin
Irak'a çekilmeye baslaması için
bugün öğlene dek zaman tanı-
yan "ültimatomu", Sovyetler'-
in banş plamna karşın ABD'nin
tutumunu yansıttı. BM diplo-
matlanna göre bütün bu geliş-
meler "kamu önünde taraflann
açıkça pazariıgıydı". Bir BM
diplomatı "Irak ilk açıklama-
sından, önceki gün birinci Sov-
yet planına geçti. Şimdi ikinci
Sovyet planında birincisinden
daha fazla taviz verdi. ABD'nin
açıklaması Irak'ı daha fazla ta-
viz venneye yöneltecek. Irak'ın
şu anda verilen zamanı bekleyip
yeni bir taviz daha vermekten
başka çaresi yok" sözleriyle ge-
lişmeleri yorumladı. Sovyetler
Birliği'nin "somut" bir planının
olmaması, iki gündür devam
eden görüşmeler boyunca orta-
ya yeni yeni planlar çıkmasına
yol açtı ve söz konusu pla-
nın"evet ya da hayır cevabı ara-
nan bir plandan çok pazarlık
zemini" olduğunu kamtladı.
Cuellar'la görüştüler
Dün gece geç saatlerde önce
Sovyet BM daimi delegesi Bü-
yükelçi Vorontsov Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri Perez
de Cuellar'ı ziyaret etti. Voront-
sovgenel sekreteri gelişmeler ko-
nusunda bilgilendirdi.
Vorontsov'un ardından ABD
daimi delegesi Büyükelçi Tho-
mas Pickering BM Genel Sek-
reteri'ni ziyarett etti.
Bu ziyaretler sırasında BM
Genel Sekreteri Perez de Cuel-
lar bir açıklama yaparak "Ku-
veyt'ten Irak güçlerinin
çekilmesini kontrol etmek ve
gözlemek üzere Marrack Goul-
ding'i banş gücüne katkıda bu-
lunan ülkekrle temasa geçmekle
görevlendirdigini" bildirdi.
Cuellar, iki temsilciyle yaptı-
ğı görüşmeden sonra, halen Irak
ve Sovyetler Birliği arasında
müzakerelerin sürdüğünü, an-
cak ABD Ue SSCB'nin de en üst
düzeyde görüşmeye devam etti-
ğini söyledi.