22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 HEYKEL FABRİKASI — SovyetJer Birügi'nde ilginç bir fab- rika Ttr. Fabrika sadece heykd üretiyor. L«nin'in minik hey- keBerini kutulara yerieştiren Sovyet işci, diger komiinist liderierinin de üretildiğini açıkladı. (Fotofraf: Reııter) Basın kartları tZMtR (AA) — Basın Kart- ları Komisyonu toplantısı sona erdi. Başvurulan değerlendiren komisyon, 116 gazeteciye san basın kartı, 16 gazeteciye de sü- rekli basın kartı verilmesini ka- rarlaştırdı. Gazeteciler Cemiyeti'nde top- lanan komisyon, ilk kez basın kartı almak üzere 201, sürekli basın kartı için ise 44 gazeteci- nin başvurulannı değerlendirdi. Komisyonun sürekli basın kartı verdiği gazeteciler şunlar: Hüsntt Kaftan, EjGiUer Özkan, Yusuf Saim Tunak, Rauf lamer, Muammer Akyüz, Ahmet Öz- demir, Hilmi Dolaşmaz, Levent Bimen, Faruk Oflazlar, Musta- f a Tunçakın, Cemal Işın, Fikret Kalmuk, Alaaddin Metin, Meh- met Komşu, Höseyin Çine, Seb- ta Özveren. DELON ŞÖVALYE OLDU — Fransa Devlet Başkam Fran- çois Mitterrand, Elysee Sara>ı'nda düzenlenen torende Ala- in Delon'a, Legion d'Honneur'ün şdvalye madalyasını taküktan sonra, iinlii oyuncuyu tebrik ediyor. (Fotoğraf: AFP) Yunanistan Ttirk şilebi battı lstanbul Haber Servisi — Seferoğlu-1 adlı 1599 gross ton- luk Türk ytlk gemisi dün saat 13.00'te Yunanistan'ın Mora Ya- nmadası'nın 18 mil açığında battı. Kötü hava şartlannın et- kisiyle oluşan yük kayması ne- deniyle battığı bildirilen geminin 18 kişilik mürettebatı kurtanldı. Seferoğlu Denizcilik ve Tica- ret AŞ'ye ait olan geminin Ital- ya'dan Mısır'a ray demiri tasıdıjp bildirildi. Geminin imdat sinyallerini alan Pilos Liman Müdürlüğü yardım için iki römorkör gön- derdi, ancak kurtanlamayan ge- mi saat 13.00'te battı. 23 ŞUBAT 1991 ÜNLÜ KONUKLAR — Bir siiredir ABD'de, Beyaz Saray'- da misafir olan Danimarka Kraliçesi Margrete II onuruna ve- rilen yemeğe çok sayıda yıldız katıldı. Katılanlann arasında iinlii çift Don Johnson ve Melanie Griffith de vardı. (Fotog- raf: AP) HABERLERIN DEVAMI Bush'un Ultimatoımı... (Baftarafı 1. Sayfada) doğru olduğu işlenmişti. Ama her şey geceyarısından sonra değişti. Sürpriz haber, dün sabaha karşı saat iki su- larında Moskova'dan geldi: Irak, Başkan Gorbaçov'un ateşkes planınıkabul ediyor ve Kuveyt'ten koşulsuz çekileceğini açıklıyordu. Gorbaçov'un sözcüsü, gelişmeyi son dere- ce olumlu bulduklarını vurguluyordu. İbre bir anda kara savaşından ateşkes umuduna kayıverdi, karamsarlık ötçülü iyim- sertiğe dönüştü. Ve bununla birlikte bizler de gece yarısın- dan sonra, gazeteciliğe özgü o heyecanlı te- laş havasını bir kez daha soluduk. Manşet- ler ve yorumlar, sabahın erken saatlerinde, diplomatik çözümü öngören iyimser çizgiler- le yeniden oluşturuldu. Biz de bu köşede şu satırlara yer verdik: "Şimdi ne olacak? Daha doğrusu Was- hington ne yapacak? Irak'ın Kuveyt'ten ko- şulsuz çekileceğini açıklamasından sonra, ar- tık hiçbir şey olmamışçasına savaşı sûrdüre- bilir mi ABD? Bu durumda savaşa devam edilmesinin ko- lay olabileceğini sanmıyoruz. Körfez savaşın- da ateşkese gidilmesi yerinde olacaktır. Washington'un ilk tepkisi barış açısından otumsuz değildir. Herne kadar Başkan Bush yönetimi 'ciddi kaygılar' taşıyorsa da, planı bu kez geri çevirmemiş ve inceleyeceğini bil- dirmiştir. Dileyelim, sağduyu egemen otsun." Böylece, Moskova'nın diplomatik inisiya- tifi ele geçirmesiyle birlikte, perşembe gece yarısından itibaren Körfez savaşındayenibir sürec işlemeye başladı. Körtez'de savaş sü- rüyordu, ama VVashington'un bugüne dek kaçındığı müzakere kapısı da açılmıştı artık. Başkan Gorbaçov, bir yandan Irak Dışiş- leri Bakanı Tarık Aziz'le görüşüyor, öte yan- dan başta Başkan Bush olmak üzere BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin liderteriy- le letefonlaştyordu. Silahlar henüz susma- mıştı, ama diplomasiden de medet umulan bir aşamaya girilmişti. Bu arada dün sabah özellikle VVashington ve Londra'da bir tedirginlik iyice su yüzüne vurmaya başladı: Saddamlı çözûm müydü gündeme gelen? Askeri yenilgiden siyasal yengiyle çıkabilme fırsatını mı ele geçiriyor- du Saddam? Yani VVashington'daki şahinlerin deyişiy- le kabus senaryosu mu gözükmüştü gün- demde? Başka sorular da vardı zihinlere çengeli- ni asan: Saddam gerçekten barış peşinde miydi? Yoksa karşısındaki koalisyonu çatlat- mayı mı amaçlıyordu? Zamana mı oynuyor- du? Sorular ve belirsizlikler kuşkusuz ağır ba- sıyordu bu aşamada. Ancak bir nokta kesin sayılabilirdi: Moskova'nın Bağdat'ı da ortak ettiği diplomatik manevra, VVashington'u sı- kıştırmıştı. Başkan Bush, bu kez geçen salı günkü gibi davranamamış ve Gorbaçov'un ateşkes planının yeni biçimini hemen geri çe- virememişti. VVashington'un neye yöneldiği dün akşa- ma doğru ortaya çıktı. Başkan Bush, Beyaz Saray'ın bahçesinde yaptığı açıklamayia dip- lomatik inisiyatifi Başkan Gorbaçov'dan bir yerde kaptı. Ültimatom Bağdat'a yönelikti. Irak'a bugün akşama kadar son bir süre ta- nınıyordu: Kuveyt'ten BM Güvenlik Konse- yi kararları uyannca kayıtsız şartsız çekile- cekti; yann akşama dek çekılme başlayacak; 48 saatte Kuveyt City boşaltılacak; en geç bir hafta içinde çekilme tamamlanacaktı. Bush'un ültimatomunun altematifi ise kara savaşıydı. Yani daha çok kan, daha çok göz yaşı... Gorbaçov planına evet demiş olan Sad- dam, şimdi ne yapacak? Başkan Bush, Saddam'a, "Madem Ku- veyt'ten koşulsuz çekileceğini söylüyorsun, haydi bakalım şimdi göster kendini; belli bir süre içinde bu işi bitireceğini açıkla ki, sana inanalım artık" demeye getiriyordu. Pek haksız sayılmazdı Başkan Bush. Nitekim, bu konuda daha sonra bir açık- lama yapan Sovyet sözcü de Bush'un ülti- matomu karşısında Saddam'ın inandırıcılığh nın test edileceğini söylüyordu. Bakalım Saddam, acı ve yıkıntı getirmek- ten başka bir şey yapabilecek mi? Yoksa ko- pacak kıyametin tarih önündeki en büyük so- rumlusu mu olacak? Savaşın kader günü(Baftarafı 1. Sayfada) indirildiğini ve BM Güvenlik Konseyi'ne sunulması için Bağ- dat'tan onay beklendiğini söyle- di. Sözcü, Gorbaçov'la ABD Başkam Bush'un dün l.S saat- lik bir telefon görüşmesi yapa- rak plam aynntdı biçimde tar- tıştıklannı da kaydetti. Irak ise SSCB planını desteklediklerini belirterek ABD ültimatomunu utanç verici olarak niteledi. Beyaz Saray Sözcüsü Mariin Fıtzwater çekflmenin bugün TSİ 19.00'dan evvel başlaması duru- munda kara savaşı başlatmaya- caklarını söyledi. Irak'ın dün sabaha karşı Gor- baçov'un 8 maddelik banş pla- nıru kabul ettiğini açıklamasın- dan sonra gözler Moskova'ya çevrildi. Irak Dışişleri Bakanı Tank Ariz ile Sovyet meslekta- şı Aleksander Besmerthih, 8 maddelik plan üzerinde uzun bir görüşme yaptılar. Reuter, plan üzerinde iki ülke arasında anlaş- ma sağlandığını bildirdi. Aziz'- in, bugün de SSCB Başkam Gorbaçov'la bir araya geleceği açıklandı. Moskova'da banş planına iliş- kin müzakereler sürerken ABD ve müttefiklerin gelişmelere iliş- kin değerlendirmelerde bulun- dukları bildirildi. Ajanslar, ha- berlerinde ABD Başkam Bush- un, müttefık ülkelerin liderleriy- le telefon görüşmeleri yaptıgını duyurdular. Daha sonra da Bush'un, TSİ 17.00-17.30 saatle- ri arasında Beyaz Saray'da bir açıklama yapacağı bildirildi. Bush, TSİ 17.30'da Beyaz Sa- ray'ın bahçesinde basın mensup- larına şu açıklamayı yaptı: "Müttefikler, Saddam Hüse- yin'e yann (bugün) ogleye kadar BUSH'UN ÜLTİMATOMU İLE GORBAÇOV'UN SON PLANI Çakışan ve aynlan noktcdar 1. Irak, benimsediği Sovyet planı ile Kuv- yet'ten derhal ve koşulsuz çekilmesini öngö- ren BM Güvenlik Konseyi'nin 660 sayılı ka- rannı kabul ediyor. Bu noktada Sovyet planı ile Bush'un ültimatomu arasında tam bir ça- kışma var. 2. Irak birliklerinin Kuveyt'ten çekilmesi, Sovyet plamna göre sağlanacak ateşkesten bir gün sonra başlıyor. Bush ise Irak'a, çekilme- ye baslaması için bugün TSİ 19.00'a kadar sü- re veriyor ve ancak geniş çaplı bir çekümenin başlamasıyla müttefık kuvvetlerin Irak'a yö- nelik saldınlarının duracagını bildiriyor. 3. Sovyet plam çekilmenin 21 günde, Ku- veyt City'nin boşaltılmasının ise çekilme baş- ladıktan sonraki ilk 4 günde tamamlanmasını öngörüyor. ABD Başkam ise Kuveyt City'nin 48 saat içinde boşaltılmasını isterken geri çe- kilmenin bir hafta içinde tamamlarunası ko- şulunu getiriyor. 4. Sovyet planı, Kuveyt'teki Irak birlikleri- nin tamamen çekilmesinden sonra, BM Gü- venlik Konseyi kararlannın yürürlükten kalk- masıru öngörüyor. Bush ise BM Güvenlik Konseyi'nin 12 karannın tam olarak uygulan- ması gerektiğini belirtiyor. 5. Bir diğer uyuşmazlık da savaş esirlerinin değişimi konusunda. Bu noktada Sovyet pla- nı, tüm tutsaklann ateşkesin sağlanmasından ve duşmanhkların durdurulmasından sonraki 72 saat içinde değiştirileceği hükmünü getiri- yor. Bush'un ültimatomu ise tüm savaş tut- saklanmn, sivil rehinelerin ve savaşta ölen müttefik askerlerinin cenazelerinin, çekilme- nin başlamasıyla birlikte iade edilmesini ve bu işlemin 48 saat içinde tamamlanmasını istiyor. 6. Sovyet planı, geri çekilmeyi doğrulama, denetleme ve gözetleme görevinin, BM Güven- lik Konseyi'nce belirlenen gözlemciler ya da banş güçleri tarafından yerine getirilmesini sa- vunurken Bush'un planı, bu işlevi müttefik güçlerin yerine getirmesini öngörüyor. Irak'tan koşulsuz ve acil olarak çekilmesi için bir süre verecek- tir. Bunu, Irak'ın kabul ettigine ilişkin bir açıklama bekliyoruz. Almış olduğumnz bu karar, yapbğımu yogun gönişmeler sonucunda ortaya çıkmıştır. Gorbaçov'un planının Irak tara- fından kabul edilmesi konusun- da Sovyeüer'i kntlanm. Plan makuldur. Ancak Irak'ıa eğer bir kara savaşıyla karşılaşmak istemiyorsa Kuveyi'ten koşulsuz olarak çekilmeye baslaması ge- rekmektedir. Irak yönetimi, pet- rol üretira kapasitesini yok ede- rek Kuveyt'i başkalannın yarar- lanamayacağı bir duruma getir- miştir." Dışişleri Bakanı Alptemoçin ileABD'li meslektaşı Baker görüşmesi Türkiye'nin ABD'den 4 bekleııtisi Türk Dışişleri Bakanı Alptemoçin, ABD'li meslektaşı Baker'la yaptığı görüşmede; 1- Savaş ertesinde Irak'ta bir güç boşluğu yaratılmamasına özen gösterilmesini, 2- Irak'm toprak bütünlüğünün korunmasım, 3- Yük paylaşımı çerçevesinde harcanan çabaların arttırılmasını, 4- Serbest ticarette daha hızlı adımlar atılmasım istedi. Ekonomik bekîentiler kapsamında Kuveyt'in yeniden inşasında Türkiye'ye düşebilecek rol de gündeme getirildi. noktada Iran'ın Irak'ın toprak bütünlüğü konusunda ne dü- şündüğü sorusu da gündeme geldi. Türkiye'nin ilettiği bir başka bölge izlenimi de kriz biter bit- mez ABD'nin askeri gücünün en aza indirilmesinin yararlany- dı. Bir diğer izlenim de Arap- Israil sorununun acilen çözümü için çaba gösterilmesinin bölge- deki Amerikan aleyhtan duygu- lan yatıştırmaya hizmet edecek olmasıydı. Kriz ertesi — Alptemoçin, Baker'a Türkiye'nin kriz erte- sinde bölgede banş ve istikrann korunması yönündeki düşünce- lerini de aktardı. Bu kapsamda ağırhk noktası büyük ölçüde Irak'ın geleceği üzerineydi. "Irak'ta nc olur, nasd bir hü- kumet ortaya çıkar. Türkiye'nin çıkarlan ne yöndedir" bu soru- lar irdelendi. ABD, Irak'a bir başka müdahale olursa Türki- ye'nin buna seyirci kalmayaca- ğını bildiği için bu görüşün al- tuım çizilmesi ihtiyacı duyulma- dı. Ancak Dışişleri Bakanlıgı si- yasi işlerden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Huseyin Çelem ve Amerikalı meslektaşı Robert Kimmet'in bir araya gelerek bölgede ortaya çıkacak manza- ra ve Türkiye'nin oynayabilece- ği rol konusunda daha aynntılı görüşmeler yapılması kararlaş- tınldı. Türkiye'nin bu kapsamda gö- rüşlerinden birisi ^u: Ankara, NATO türü bir yapılanmaya sı- cak bakmıyor. Gerçekçi bir gü- venlik rejimımn korlez ulkele- rine dayanması gerektiği izleni- mine sahip. Amerika da Tür- kiye'ye şu ana kadar bunun ter- sini telkin etmedi. tkincisi, Alptemoçin, Baker ile görüşmesinde Türkiye'nin UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtçebe Alpte- mocin'in önceki gün ABD Dı- şişleri Bakanı James Baker ile yaptığı görüşme tümüyle Irak ağırlıkb geçti. Alptemoçin, yaklasık yanm saat süren görüşmede, savaş er- tesinde Irak'ta bir güç boşluğu yaratılmamasına özen gösteril- mesini diledi ve Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasının önemine dikkat çekti. Türk ba- kan, bölgede savaş ertesinde NATO, ÇENTO türü bir gü- venlik rejiminin kurulmasmın gerçekçi olmayacağını da bölge ülkelerine yaptığı son ziyarette edüıdiği izlenimlere dayanarak ifade etti. ABD tarafı ise Iran'- m Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması konusundaki "açık- lanmış politikası" ile "gerçek niyet" arasında bir çelişki bulu- nup bulunmadığını çeşitli soru- larla irdeledi. "Bolge irienimkri" Alpte- moçin, görüşmede öncelikle ge- çen hafta bölge ülkelerine yap- tığı gezide edindigi izlenimleri aktardı. Zaten ABD tarafının da beklentisi bu yöndeydi. Ba- ker, son Türkiye ziyaretinde Türk Dışişleri Bakanı'nın o günlerde henüz planlama aşa- masında olan bölge turuna çok ilgi duyulacağım hissettirmişti. VVashington'daki buluşmada da Alptemoçin'in izlenimlerini, sık sık soru sorarak ve ilgiyle dinledi. Görüşmenin bu bölü- münün en Uginç yönünü, Ba- ka'm, özellikle Iran ve Suriye'- nin "açddanmıs poutikalan" ile "jerçek niyetleri" arasında bir çciişki olup olmadığmı anlama- yadönük sorulan oluşturdu. Bu Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasına verdiği önemi di- le getirdi. Bu da Amerika tara- fından bilinmiyor değil, ancak Batı'da Türkiye'nin bir art niyeti olduğu yönünde bazı inanışlar bulunuyor. Ankara, bu imajı sil- mek konusunda kararlı görünü- yor ve Alptemoçin dedün Türk- iye'nin Amerikalı Dostlan Der- neği'nin toplantısında yaptığı konuşmada gayet açık bir şekil- de, "Irak'ın toprak bütünlüğü korunmalıdır. Ortadoğu'da yü- rüriiikteki sınırlar degişmemeli- dir. Aksi haide Türkiye buna karşı çıkar" dedi. Üçüncü unsur şu: Türkiye gerçi hiçbir zaman Irak'ta zayıf bir hükümet olsun arzulama- mıştı. Ancak özellikle şimdi ül- kenin tümünü denetim. altında tutabilecek güçlü bir merkezi hükümetin gerekliliğini özenle vurgulamak gereğini duyuyor. Türkiye, Irak'ta bir güç boş- luğu doğsun, merkezkaç kuvveti oluşsun istemiyor. Ama diğer yandan da bunu sağlayacak ye- ni bir Iraklı lider adayı sivrilmi- yor. özellikle Sovyet planının kabulünden sonra bu durum iyice kesinleşti. Bu bakımdan Türk diplomasisinin son za- manlarda, Saddam Hüseyin ile bir arada yaşanabilecek bir "in- ce ayar" geliştirme arayışı için- de olduğu anlaşüıyor. Bu arayış Cumhurbaşkanı Tnrgut özal'- ın kişisel çizgisi ile paralellik oluşturmayabilir. Ancak Dışiş- leri'nde bu yönde bir hava var ve Cumhurbaşkanı özal'a, eğer şu ana kadar yapılmamışsa bile artık bu yönde telkinler yapıla- cağı bir olgu. Zaten Alptemoçin de Baker ile görüşmesinde Saddam Hüse- yin ile bir arada yaşamamın mümkün olmadıgı gibi bağlayıa beyanlara girmekten kaçındı. Ancak burada bir Uginç nokta daha var: O da Türkiye Ue tran'ın Irak'ta ortaya çıkacak güç boşluğu konusunda farlclı düşünüyor olması. Türkiye'nin tersine lran'ın Irak'ta daha gevşek bir hükü- met özleyebileceği yönünde bir izlenim var. Bu konu Baker Ue görüşmede doğrudan açıldı ve Amerikan tarafı bu konu üze- rinde ilgiyle ve ısrarla durdu. Zaten Türk Dışişleri Bakanı'nın Ortadoğu turunda uğradığı ül- kelerin "ilan edilmiş politikalan" ile "gerçek niyetleri" arasmdaki farklar ko- nusunda yaptığı gözlemler ve bunun Irak'ın kaderini nasıl et- kileyebUeceği konusu belki de bu ziyaretin en önemli boyutu idi. Bu boyut olmasa, ziyaret, bilinen şeyleri vurgulamak, bek- lentileri hızlandırmak, "Biz bu- radayız, gayretli bir ulusuz ve gtivenilir insanlaru" mesajını vermekten öteye geçemeyecek- ti. Ekonomik konular — Alpte- moçin, savaş ertesi Körfez ko- nusundaki düşüncelerini anla- tırken Türkiye'nin ekonomik alanda yapabileceği katkıların da altını çizdi. Zaten, anlaşıldı- ğı kadanyla Dışişleri çevrelerin- de şöyle bir düşünce şekülenmiş durumda: Türkiye'nin kriz ertesinde üstlenmesi gereken rol ekono- mik olmah, bunu aşmamalı, bu yine Cumhurbaşkanı Özal'ın kafasından geçenlere tam uy- muyor olabilir, ama diplomasi çarkında filizlenmiş görüş bu. özal'ın düşüncelerini bu ko- nu üzerinde sabitleştirmesi, ya- pısuıa aykın bir durum değil, bu bakımdan önümüzdeki günler- de özellikle Sovyet inisiyatifinin gerçekleşme oramnın yükselme- si nedeniyle Özal'da da Saddam Hüseyin'e karşı yaralan tedavi edici bir ton belirebilir. Türki- ye'nin Irak'a karşı izlediği po- litikalara bakıldığmda zaten bu- nun için yol tümüyle kapanmış değil. Türkiye, üsleri BM kararlan çerçevesinde kullandırdı. Avru- pa'da birçok ülke de bu gerek- çeyle askeri tesislerini açtı. Ay- nca Saddam Hüseyin bugüne kadar Türkiye'ye karşı daima dikkatli bir dil kullandı, hiçbir zaman bazı Körfez ülkelerinin liderlerine saldırdığı gibi özal'a saldırmadı. Sert bir mektup te- atisi oldu. Ancak onda da Irak'- ın bu mektubu göndermesi ge- rekiyordu ve yamtım aldı. Ya- ni Saddam Hüseyin Ue tüm köp- rüler atılmış değU ve Dışişleri çevreleri yolu açık tutmak eği- liminde. Zaten Saddam Hüse- yin'in geri çekümeyi kabul etti- ğini açıklamasından önce ger- çekleşen Baker-Alptemoçin gö- rüşmesinde Saddam Huseyin Ue bir arada yaşanamayacağı yö- nünde beyanlarda bulunulma- mış olmasında, bir süreden be- ri ortaya çıkan bu hava yatıyor. Teknik konular — Buraya kadar anlatılanlar kavramsal düzeydeki gelişmelerdi. Bir de iki bakan arasında ele alınan spesifîk bazı konular var. Örne- ğin Alptemoçin, Türkiye'nin, krizin başlangıcında karşılık beklemeden bazı adımlar attığı- m, ancak bu adımlann bazı kül- fetler getirdiğini vurgulayarak yük paylaşımı çerçevesinde ABD'nin harcadığı çabaların hızlandırılmasını beklediğini ifade etti. Bu kapsamda ABD ile serbest ticaret anlaşması ko- nusunu bir kez daha gündeme getirdi. Ekonomik bekîentiler kapsa- mında Kuveyt'in yeniden inşa- sında Türkiye'ye düşebilecek rol de gündeme geldi. Yine bu çer- çevede F-10 projesinin ikinci aşaması ve finansman sorunu açıldı. AT'ye tam üyeliğe deste- ğin devamı beklentisi dUe geti- rildi. Baker ise özeUikle Türkiye olmak üzere cephe hattı ülkele- rin ekonomik güçlükleri üzerin- de ilgiyle durduklarını, bu çer- çevede Washington'daki Arap elçiükleri ile de temas ettikleri izlenimini uyandıran sözler söy- ledi. Serbest ticaret anlaşması ile ilgUi Türkiye'nin taleplerini ise not etmekle yetindi. Bu konu- da fazlaca bir görüşme olmadı. Zaten Türkiye'nin de beklenti- leri bunun zaman içinde olgun- laşacak bir dosya olduğu yö- nünde. Kıbns konusunu ise Türkiye pasif bir şekUde açtı ve sadece BM Genel Sekreteri'nin inisiya- tifinin desteklendiği ve sorunun iki toplum tarafından çözülmesi gerektiği vurgulandı. Amerikan tarafı bu görüşü not etti ama bir şey söylemedi. Fakat Baker'ın bir şey söylememiş olması bu konuda hiçbir şey olmadıgı an- lamına gelmiyor. ABD, bu ko- nuda Uginç bir hareketlilik için- de. Türk Dışişleri Bakanhğı, Kıb- ns Yunan Işleri Genel Müdürü Korkmaz Haktanır halen New York'ta temaslar yapıydr ve hafta söntmda Washington'â geçecek. Diplomatik gözlemciler, Bush'un çıkışının, banş planının kabul edilmesiyle diplomatik inisiyatifi ele geçiren Sovyetler Birliği'nin bu etkisini azaltma- ya yönelik olduğunu da belirti- yorlar. Bush'un açıklamasından sonra ABD Savunma Bakanlı- ğı, Irak'a yönelik kara saldınla- nna devam edileceğini bildirdi. Bush'un, bugün öğleye kadar verdiği sürenin, hangi yerel saa- te göre olduğu açıkhk kazanma- dı. VVashington Ue Irak arasın- da 8 saatlik bir fark bulunuyor. AFP, sürenin VVashington yerel saatine göre olduğunu duyurdu. Bush'un açıklaması öncesin- de SSCB ve Irak'ın, Gorbaçov^ un banş plam üzerinde anlaştık- lan ve belirlenen çerçevenin BM Güvenlik Konseyi'ne gönderile- ceği açıklandı. Reuter'in habe- rine göre Besmertnih ile Aziz 1 in dün 7 saate yakın süren gö- rüşmelerinde, 8 maddelik planın bazı maddelerinin çıkanldığı ve plana bazı ekler yapıldığı bildi- riMi. Aziz'in, bugün de SSCB Başkam Gorbaçov'la yeniden bir araya geleceği bildirildi. Plan 6 maddeye dtiştirüldti SSCB Başkanhk Sözcüsü Vi- taly Ignatenko, Körfez savaşın- da siyasi bir çözüme ulaşılması için Başkan Gorbaçov'un öner- diği 8 maddelik planın 6 mad- deye indirildiğini ve planın BM Güvenlik Konseyi'ne sunulması için Bağdat'tan onay beklendi- ğini açıkladı. Igpetenko, dün gece düzenle- diği basın toplantısında yaptığı açıklamada, planın maddeleri- ni yeni biçimiyle açıklarken ye- ni haliyle bu plamn ABD Baş- kam George BuSh ve SSCB Baş- kam Mihail Gorbaçov arasında- ki 90 dakikakk bir telefon gö- rüşmesinde "kapsamlı ve aynn- tılı" bir biçimde tartışıldığını söyledi. Sovyet sözcünün açıklaması- na göre plamn yeni şeklinde, da- ha önceki plamn üçüncü mad- desi olan "Kuveyi'teki Irak as- kerlerinin üçle ildsinin geri çe- kilişinin tamamlanmasından sonra, Irak'a karşı uygulanan ekonomik ablukanın kaldınl- ması" yolundaki koşul çıkanlı- yor. Bu madde, Irak'ın çekilme iş- lemini tamamlamak için koşul öne sürdüğü şeklinde yorumla- narak ABD ve Batılı ülkeler ta- rafından eleştirilmişti. Bunun yanı sıra dünkü plan- da, Irak'ın geri çekihneye basla- ması için ateşkes sağlanmasın- dan sonra gecmesi öngörülen iki - günlük bir süre bir güne indiri- ALPTEMOÇİN BUSH'LA GORUŞTU 'Her konudamutabıkız' WASHİNGTON/ANKARA (Cumhuriyet) — ABD'de Baş- kan George Bush Ue VVashing- ton'da görüşen Rışişleri Bakanı Ahmet Kurtçebe Alptemoçin, Sovyet banş planında değişiklik yapdıp yapUmayacağım görmek amaayla, cokuluslu gücün ka- ra savaşını ertelemesinden yana olduğunu bildirdi. Irak'ın şart- sız çekümesi gerektiğini söyleyen Alptemoçin, Gorbaçov'un banş planında bazı sorunlar olduğu- nu kaydetti. VVashington'da bulunan Dı- şişleri Bakanı Alptemoçin, dün Beyaz Saray'da Bush ile görüş- meden önce gazetecilerin soru- larını yanıtladı. Sovyet planın- da, Bağdat'm BM Güvenlik Konseyi'nce ahnan 12 karan ka- bul.edebUeceği bir şekilde değiş- tiriknesinin mümkün olduğunu savunan Alptemoçin, "Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi hiçbir ko- şul olmadan gerçekleşmeli ve BM Güvenlik Konseyi'nin tüm kararlan uygulanmalıdır. Ağır silahlannı, özellikie kimyasal si- lahlarını çekmesine de izin verilmemeiidir" dedi. Gorba- çov'un banş girişiminden öv- güyle söz eden Alptemoçin, "Ancak banş planında bazı so- runlar var" dedi ve buna örnek olarak, Irak'ın Kuveyt'teki as- kerlerinin üçte ikisini çekmesi- nin ardından, Bağdat'a karşı uy- gulanan tüm yaptırımlann kal- dırılmasının istenmesini göster- di. Alptemoçin, kara savaşına başlamadan önce müttefiklerin, bu barış planının sonuçlan ve Irak'ın BM Güvenlik Konseyi- nin tüm kararlanna uyup uyma- yacağım açıklaması için 1-2 gün beklenmesi gerektiğini söyledi. Daha sonra Beyaz Saray'da Bush Ue Alptemoçin arasında 15 dakikalık bir görüşme ger- çekleşti. Alptemoçin görüşmeden son- ra yaptığı açıklamada, gündem- de bulunan her meselede ABD ile aynı görüşlerin paylaşıldığı- nı söyledi. Alptemoçin, Irak'ın cumartesiye kadar çekilmesini öngören Amerikan planı konu- sunda da "Zannediyorum baş- ka care yok" dedi. , Cumhurbaşkanı Özal'ın ge- çen günlerde "Sovyetler Birliği ABD'nin süper güç olmasını is- temedigi için bn girişimde bulundu" şeklindeki açıklama- sı nı ise bu görüşlerine dayanak olarak gösterdiler. öte yandan Dışişleri Bakan- hğı Sovyet planı ve Irak'ın yanı- tına resmi bir açıklama getir- mezken bakanhk çevrelerinde bu konuda farklı görüşlerin bu- lunduğu gözleniyor. Bu çerçevede bazı yetkUiler, "Dogruluğn veya yanlışlığı"tar- tışüabUir olmasına karşın Türki- ye'nin Körfez bunalırmnda ba- şından beri takındığı tutumun "Saddam'sız bir çözümü gerektirdiğini" söyledUer. Ağu-lıkta olduğu gözlenen bu yaklaşuna başlıca gerekçe olarak "Başında Türkiye'ye düşman bir Kderin bulundugu bir Irak'la ya- şamanın güçlüğünü" gösterdi- ler. Böyle bir Irak'ın askeri po- tansiyelinin önemli bir bölümü- nün korunmasının da Türkiye açısından "komplikasyonlara neden olacağım" bildirdiler. Dışişleri Bakanhğı çevresinde- ki diğer bir görüş de "Dayak ye- miş ve kanadı kınlmış bir Irak'- ın Türkiye açısından sorun yaraUnayacagı" doğrultusunda. liyor. Aynca Irak'ın, Kuveyt City'den çekilmesi için 4 günlük süre tamnırken Irak birliklerinin tamamımn 1 ağustostaki mevzi- lerine dönmeleri için 21 günlük süre veriliyor. Ignatenko, SSCB Başkam mi- hail Gorbaçov'un, ABD Başka- nı Bush'un, Irak'a bugün öğle saatlerine kadar geri çekihneye baslaması için verdiği ültimato- ma nasıl tepki gösterdiği yolun- daki sorulan açıkça yamtlamak- tan kaçındı. Ignatenko, Başkan Bush'un planın yeni şeklini ken- disine ileten Gorbaçov'u "dik- katle dinledigini" ve çabalan için Sovyet liderine teşekkür et- tiğini söyledi. İlerleme, ama yetersiz Beyaz Saray, Moskova'daki görüşmelerde Gorbaçov plamna verilen son şeklin bir öncekine göre ilerleme olduğunu ancak müttefiklerin taleplerinin geri- sinde kaldığını bildirdi. Beyaz Saray Sözcüsü Mariin F1tzwater dün gece gazetecilere yaptığı açıklamada, "Güçleri- mize yön verecek olan elbette bizim planımızdır. BM kararla- rının uygulanmasını belirleyecek olan bu plandır. Yaklaşımımız, eger Sovyet planında buluşabi- liyorlarsa, koalisyonun planın- da da buluşabilecekleri yönün- dedir" dedi. Fitzwater, çözüm için üzerin^^ de buluşulacak noktamn kendı ; planlan olduğunu kaydetti. Açık pazarlık Şebnem Atiyas'ın New York'- tan bildirdiğine göre, dün Uk Sovyet plamnın ardından gelen ABD "ültimatomu" ve bunu takip eden ikinci Sovyet planı, ABD ile Irak arasında kamuya açık pazarlığı sergUedi. BM Gü- venlik Konseyi üyesi diplomat- lar başkentlerinden gelecek ta- limatlan beklerken BM koridor- larında büyük bir "belirsizlik" yaşandı. Sovyetler Birliği'nin dün öğlende yayımladığı ve 15 Güvenlik Konseyi üyesi ülkenin başkenti Ue Bağdat'a gönderilen "banş planı" Irak Dışişleri Ba- kanı Tank Aziz ile yapılan ikin- ci tür görüşmelerin sonucuydu. Buna rağmen ABD yönetiminin Irak'a çekilmeye baslaması için bugün öğlene dek zaman tanı- yan "ültimatomu", Sovyetler'- in banş plamna karşın ABD'nin tutumunu yansıttı. BM diplo- matlanna göre bütün bu geliş- meler "kamu önünde taraflann açıkça pazariıgıydı". Bir BM diplomatı "Irak ilk açıklama- sından, önceki gün birinci Sov- yet planına geçti. Şimdi ikinci Sovyet planında birincisinden daha fazla taviz verdi. ABD'nin açıklaması Irak'ı daha fazla ta- viz venneye yöneltecek. Irak'ın şu anda verilen zamanı bekleyip yeni bir taviz daha vermekten başka çaresi yok" sözleriyle ge- lişmeleri yorumladı. Sovyetler Birliği'nin "somut" bir planının olmaması, iki gündür devam eden görüşmeler boyunca orta- ya yeni yeni planlar çıkmasına yol açtı ve söz konusu pla- nın"evet ya da hayır cevabı ara- nan bir plandan çok pazarlık zemini" olduğunu kamtladı. Cuellar'la görüştüler Dün gece geç saatlerde önce Sovyet BM daimi delegesi Bü- yükelçi Vorontsov Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ı ziyaret etti. Voront- sovgenel sekreteri gelişmeler ko- nusunda bilgilendirdi. Vorontsov'un ardından ABD daimi delegesi Büyükelçi Tho- mas Pickering BM Genel Sek- reteri'ni ziyarett etti. Bu ziyaretler sırasında BM Genel Sekreteri Perez de Cuel- lar bir açıklama yaparak "Ku- veyt'ten Irak güçlerinin çekilmesini kontrol etmek ve gözlemek üzere Marrack Goul- ding'i banş gücüne katkıda bu- lunan ülkekrle temasa geçmekle görevlendirdigini" bildirdi. Cuellar, iki temsilciyle yaptı- ğı görüşmeden sonra, halen Irak ve Sovyetler Birliği arasında müzakerelerin sürdüğünü, an- cak ABD Ue SSCB'nin de en üst düzeyde görüşmeye devam etti- ğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle