12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ŞUBAT 1991 • • * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 Özal, Savunma Bakaııı Doğarfı azlettiANKARA (Cumhuriyel Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Tur- gnt Özal, eşi Semra Özal'ın ANAP U başkanhğına aday ol- masına karşı çıkan Milli Savun- ma Bakanı Hiisnii Dogan'ı ba- kanlıktan azletti. Doğan, Cum- hurbaşkanı özal'ın dün yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantı- sına katılmamasını Akbulut aracılığıyla istediğini, bunu ka- bul etmemesi üzerine toplantı- ya yanm saat kala azledildiğinin Akbulut tarafından kendisine bildirüdiğini açıkladı. Hüsnü Doğan Akbulut'un, "Cumhur- başkanı azlinizi isterse kabul etmem" sözünü yerine getirme- diğini savunurken Akbulut, "Sayın Doğan, çözüm için ba- na yardımcı otmadı, bu tasamıf kaçnulmsız okJu" açıklamasını yaptı. Doğan'ın azledilmesi olayı şöyle gelişti: Önceki gün (21 Şubat 1991) akşam saatlerinde muhafazakâr dört bakan Plan ve Bütçe Ko- misyonu Başkanı Yusuf Ozal ile bir topiantı daha yaptılar. Top- lantıda, Cumhurbaşkanı Özal ile bazı bakanlann cekişme içe- risine girmesinin sakıncalan de- ğerlendirildi. Cumhurbaşkanı özal, gece geç saatlerde Yusuf Özal'ı ara- dı. özal, kardeşine, Hüsnü Do- ğan'ın Milli Savunma Bakanlı- ğı'nda kalmakta direnmesinin yanlış olduğunu anlattı. Özal, ayrıca Başbakan Akbulut'u da arayarak "Hiisnii Doğan yann- ki (bugün) Milli Güvenlik Kur- lu toplantısına katılmasın. Ak- si hakte azlederim" mesajını ilet- ti. Özal'ın, "Türkiye Cumhuri- yeti'nde hiç Cumhurbaşkanı ile çatışma içerisinde olan bir Mil- li Savunma Bakanı olmuş mu? Bu işi böyle götürmek mümkiin değil. Devleti daha fazla zaafa ugratmanın vebalini kimse üstlenemez" dediği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Ozal, kardeşi Yusuf Özal'a hükümette ve par- tide daha fazla sorun yaratılma- ması için yumuşama önerisinde de bulundu. özal'ın kardeşi ile görüşmesinin oldukça ılımlı bir havada geçtiği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Özal, daha sonra Yusuf Özal'ın bugün ev- lenecek olan oğlu tbrahim Özal'ı da arayarak nikâhına ge- leceğini bildirdi ve "düğün he- diyesi olarak ne istersin" diye sordu. Muhafazakâr eğilimin önde gelen isimlerinden Yusuf Özal, daha sonra Hüsnü Doğan, Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu ve Mehmet Keçeciler ile görüşe- rek durumu anlattı. Hüsnü Do- ğan'ın Yusuf özal'ın yumuşat- ma çabasına rağmen istifa etme- me konusunda kararh olduğu ve "Azletsinler" dediği öğrenildi. Azle doğru Başbakan Akbulut, Özal'ın uyarısı üzerine dün Hüsnü Do- ğan'ı yeniden arayarak saat 14.00'te toplanacak olan Milli Güvenlik Kurulu'na katılmama- sını, aksi halde Cumhurbaşka- nı Özal'ın kendisini azletme ka- rarlılığında olduğunu bildirdi. Bu gelişmelerin ardından Do- ğan ile birlikte muhafazakâr ba- kanlar Mehmet Keçeiler, Cemil Çiçek ve Içişleri Bakanı Abdül- kadir Aksu, Başbakanlık Konu- tu'na çıkarak Akbulut ile görüş- tüler. Akbulut'un bu görüşme sırasında Cumhurbaşkanı özal- ın, Hüsnü Doğan için bakanbk- tan aynhnası konusunda ısrarh olduğunu aktardığı ve tavrını "Yapacak fazla bir şeyim yok" diyerek açıkladığı belirlendi. Akbulut, daha sonra Cum- hurbaşkanhğı Köşkü içerisinde- ki Muhafız Alayı'na giderek Cumhurbaşkaru ile birlikte cu- ma namazını kıldı. Namaz son- rasında özal ve Akbulut, Çan- kaya Köşkü'ne giderek bir süre görüştuler. Akbulut, bu görüş- me sırasında Hüsnü Doğan'ın azledilmesine ilişkin önerisini Cumhurbaşkanı Özal'a sundu. Özal da bu öneriyi onayladı. Akbulut, bunun üzerine Mil- li Güvenlik Kurulu toplantısına gitmeye hazırlanan Hüsnü Do- ğan'ı telefonla arayarak "azledildiğini" bildirdi. Doğan'dan suçlamalar Hüsnu Doğan, Akbulut'un görevden alındığını bildirmesin- den sonra Milli Savunma Ba- kanlığı'na giderek eşyalarını topladı ve yüksek rütbeli bazı generallerle vedalaştı. Mehmet Keçeciler de Petrol Ofisi'nin Kı- zılay'daki sosyal tesislerinde ka- rargâh kurarak muhfazakâr eği- limin önde gelenleriyle telefon görüşmeleri yaptı. Keçeciler, bu- radan ayrıldıktan sonra Milli Sa- vunma Bakanlığı'na giderek Doğan ile bir süre görüştü. Do- ğan, bakanhkta ANAP Teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş ve ANAP Genel Başkan Yardımcı- larından Galip Demirel ile de göruştü. Bu görüşmelerin ardın- dan Doğan, "lzmir milletvekili" sıfatıyla saat 16.00 sıralarında, basın kuruluşlarına şu açıkla- mayı gönderdi: "Değerli basın mensuplan, 17 Şubat 1991 Pazar günü Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın basın toplanüsını müteakip Baş- bakan Yıldınm Akbulut ile bir görüşme yaptım ve orada bulu- nanlann huzurunda şunlan söy- ledira: "Bölgemizde savaş devam et- mektedir. Böyle bir dunımda Cumhurbaşkanıyla karşı karşı- ya gelen bir Milli Savunma Ba- kanı olarak kalmayı görev ve so- nımluluk anlayışımla bagdaştır- mıyor ve istifa etmeye karar ver- miş bulunuyonım." Bunun üzerine Sayın Başba- kan"ın tavn şöyle oldu: "Ben sizin gibi düşünmüyo- rum. Her şeye rağmen kriz de- vam ederken görevinden aynl- man yanlış olur. Zaten şimdiye kadar Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı ve iki dı- şişleri bakanı istifa ettiler. Diğer taraftan şayet Cumhur- başkanı sizin veya diğer arka- daşlann azlini isterse bunu ka- bul etmem. Aynca Sayın Cum- hurbaşkanı benim istifamı ister- se ben de istifa etmem. Demok- ratik usullerle düşürülme hariç, biiyiik kongreye kadar görevimt devam ederim." Böylece istifa etmemem ve er- tesi günü bir açıklama yapmam ADANA HEPODROMIPNDAN Fikret Dağhoğiu Demirkır daha şansl Türkiye Jokey Kulübü'nün yıllık olağan genel kurulu yarın yapılacak. Istanbul Velieİendi Hipodrumu Şeref Salonu'nda- ki genel kurulda, yeni yönetim kurulu üyeleri ile haysiyet diva- m ve murakıplar seçilecek. Ge- nel kurulda aynca 1991 yüı büt- çesi belirlenecek ve kulübe üye- lik için yapılan yeni başvurular değerlendirilecek. Bugünkü ko- şularla ilgili önerilerimiz ise şöyle: 1. AYAK: Ağır kilosuna rağ- men çok iyi bir form tutan Akifbey ilk şansa sahiptir. Bu yanşı için yaptığı idmanlannda göz dolduran tlkgenç ve Arka- daş da netice alabilir. Aliş'i sürprizde öneririz. Kuponlarda fazla at yazmakta fayda vardır. 2. AYAK: Kolundaki arızası kısmen giderilen, grubun en ka- liteli atı Mertkan'ın birinciliğe uzanacağını varsayıyoruz. Ge- çen hafta başanlı bir yanş çı- karan ve dun sabah sprintini beğendiğimiz Karaşimşek ve çok koşturulmasına rağmen Kayra, daha sonra düşünülebi- lir. Hazar 1, yarışm sürpriz is- midir. 3. AYAK: Dün sabah 600/41.8, 400/27.8 yapan Kır- yunt çok iyi dunımda. Mislici- ler kuponlarına tek yazabilir. Ağır kilosuna rağmen Cihangir 8 ve istikrarlı yanşlar çıkaran Gülseren 1 ile Yerdelen'i sürp- rizde veriyoruz. 4. AYAK: Uğur 56'nın joke- yi Ata, sabahki idmanında dü- şerek kolunu kırdı. Bu nedenle bugünkü koşuda ata binemeye- cek. İyi durumunu koruyan Demirkır, form durumuna gö- re yanşın en şanslı atı. Izzet, bu yarıya ciddi şekilde hazırlandı. Demirkır'a sert rakiptir. 5. AYAK: Dün sabahki ken- terinde iyi görünen Ne Halo ile Katarina, Bahir, Mamilot ve Meryem'in kuponlarda bulun- masında fayda vardır. 6. AYAK: Dün sabahki sprintinde 200/14 kolay yapan Sabur'a ilk şansı veriyoruz. Eserbatur ve Kayhanbatur ekü- rileri ihmale gelmez. Erdoğdu, Didar ve Nilüfer'i sürprizde öneririz. TAHMİNLER 1. KOŞU: F. Mehteran (5), P: Melih (1), S. Last Girl (2). 2. KOŞU: F: Akifbey (2), P: tlkgenç (4), PP: Arkadaş 1 (3), S: Aliş (5). 3. KOŞU: F: Mertkan (2), P: Karaşimşek 1 (5), PP: Kayra (1), S: Hazar 1 (3). 4. KOŞU: F: Kıryunt (8), P: Cihangir 8 (1), PP: Gülseren (10), S: Yerdelen (6). 5. KOŞU: F: Demirkır (1), P: Izzet (3), PP: Koşanyel (4), S: Gaddar (7). 6. KOŞU: F: Ne Halo (3), P: Katarina (7), PP: Bahir (6), PP: Mamilot (16), S: Meryem (4). 7. KOŞU: F: Sabur (3), P: Kayhanbatur (2), PP: Erdoğdu (4), S: Didar (5). G.1 11 ıta3 İ 4 İ S| 6 7| «I91 10 n' 12! Î3 1 " 14 ! Gi I7 8; 9; 10 11 W"14 !i 1 2 3 4 5 6 7 3 to*~ "I JU 17 16 -- ?P_3ı 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 - 15 16ı uygun bulundu. 18 şubat pazar- tesi günü basına yaptığım açık- lamayı toplantıdan önce Sayın Başbakan gormüşlerdir. Dün Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan tarafından ba- na iletilmek iizere 'Hüsnü Do- ğan 22 şubat günü saat 14.00'te yapılacak Milli Güvenlik Kuru- lu toplantısına gelmesin, geldi- ği takdirde bakanlıktan azlederim' mesajını gönder- miştir. Anayasamn 118'inci maddesi- ne göre Milli Savunma Bakanı, Milli Güvenlik Kurulu'nun üye- sidir. Ben bakanlık görevinde kalabilmek için böyle bir bedel ödemeyi kabul etmedim ve top- lanbya katılacağımı ifade ettim. Bugün saat 13.30 civannda Sayın Başbakan beni telefonla arayarak bakanlıktan azledildi- ğimi haber verdiler. Kamuoyuna saygıyla duyuru- lur." Akbulut'un yamtı Başbakan Yıldınm Akbulut'- un Doğan'a janıtı da Başbakan- lık Basın Merkezi'nden saat 20.00 sıralarında yapılan bir açıklamayla verildi. Bu açıkla- mada, Doğan'ın görevden alın- dığı belirtilirken Akbulut'un şu görüşlerine yer verildi: "Malum olaydan sonra Milli Savunma Bakanı HUsnü Dogan, istifa etmek istedi. Bir çözüm bulabiliriz diye kabul etmedim. Ancak Sayın Doğan, çözüm için bana yardımcı olmadı. Mesele- nin daha buyük boyutlara ulaş- maması için bu tasamıf kaçınıl- maz oldu." Aynca, Doğan'dan boşalan Milli Savunma Bakanlığı'na Devlet Bakanı Mehmet Yazar- ın, halen joırtdışında bulunan Dışişleri Bakanı A. Kurtecebe Alptemoçin'e Devlet Bakanı Gü- neş Taner'in vekâlet edeceği kay- dedildi. Vekâlet kararlan, Res- mi Gazete'nin akşamki müker- rer sayısında yayımlandı. Kâmran İnan Çankaya'da Bu arada Cumhurbaşkanı Özal'ın özel temsilcisi olarak In- giltere, Fransa ve Ispanya'da bir dizi temaslarda bulunan Devlet Bakanı Kâmran İnan, gece Çan- kaya Köşkü'ne çıktı. Kâmran tnan'ın boşalan bakanhklardan birine atanabileceği yorumlan yapılırken, Inan'ın Cumhurbaş- kanı Özal'a temaslan ile ilgili bilgi verdiği öğrenildi. 'Huzur içindeyim' Hüsnü Doğan, dün gece Cumhuriyet muhabirinin "Ken- dinizi hakarete uğramış mı hissediyorsunuz" sorusu üzeri- ne "Tam tersine inandığım şey- leri yapmış olmanın huzuru içindeyim. Şahsım adına her- hangi bir iizüntüm yoktur. Açıklamada durum tesbiti yap- tım, daha yorumlar safhasına gelmedim" dedi. Doğan, Akbulut'un açıkla- masında, "Doğan bana çözüm için yardımcı olmadı" sözlerinin hatırlaülması üzerine de "O iki ciimlenin başı ile sonu aynı şey değil" dedi ve Akbulut'un bu sözleriyle Milli Güvenlik Kuru- lu toplantısına katılmamasını kastettiğini kaydetti. Doğan, "Ben böyle bir konuda kimse- ye yardımcı olmam. Ben bir ba- kanlıkta isem, oradaki bütün haklanmı kbrayarak oradaki bütün görevlerimi yerine getiririm" şeklinde konuştu. Tepkiler Cumhurbaşkanı Özal'ın eşi Semra Özal, Doğan'ın azliyle il- gili görüşlerini soran gazetecilere îstanbul'da, "Hayır hiç duyma- dım, bilmiyorum. Haberleri de dinlemedim. Çok işim vardı" yarutını verdi. Semra Özal'ın bu konuda yöneltilen sorulara ilgi- siz şekilde yanıt verdiği görüldü. ANAP Genel Başkan adayla- nndan Hasan Cdal Güzel Cum- huriyet muhabirine, Cumhur- başkanının ısran ile Başbakamn Hüsnü Doğan'ın kellesini kendi eliyle teslim ettiğini söyledi. Gü- zel, "Parti teşkilatının hür ira- desiyle seçilen bir Başbakamn bunu yapması miimkün değil- dir. Sayın Başbakan, siyasi sta- tüsünün diyetini bu şekilde öde- raektedir. Bu sistem milletin de- ğil, yağcılann ve dalkavuklann hâkim olduğu monarşik bir sistemdir" diye konuştu. Muhalefet SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Doğan'ın azledilmesini değerlendirirken "iktidar parti- sinin içinde tam bir kargaşa yasandığını" söyledi. Milli Sa- SIEMENS Cok Özel Bir Santral Cok Özel Fiyatlarla Siemens SATURN 12-32 Digital Telefon Santralı Sıemens ışyerınızı ve bütçenızı düşünen, ılerı teknolojıyle donanımlı, 8 veya 24 hat kapasıtelk-digital bir santral sunuyor. Programlanabılır hafızasıyla Sıemens SATURN 12-32 Dıgıtal Telefon Santralı tşyerınizin telefon trafığını tek elden yönetır Iç ve dış çağrı toplama, üçlü konferans, kısa kodla arama, mesaj bırakma, çağrı yönlendirme, rahatsız edılmeme, danışmalı bekletme gıbı 30'u aşkın ıletışim hünen ile SATURN 12-32 ışyerınızın can damarıdır. OTORİTELEREV GÖRÜŞLER] F. Dağhoğiu A. Güven A. özaslan K. Akyer 2-3-4-5 2-4-8 2-4 2-4-5-3 2-5 3-4-5 2-3-5-8 2-5-1 8-10-11 8 8 8-1 1-4 1-3 1 1 [ 3-10-4 3 13-3 3-6-7 2-3-4 3-5-8-2 3-2 3-4-2 SIMKO TİCARET ve SANAYJ A.Ş. Siemens AG Türkiye Genet Mümessili Mecttsi Msbuaan Cad. P4o.t25 Fmchklı/tstanbui Te) . (1) 151 09 00 Fax {1! 152 41 M vunma Bakanı'nın "kişisel me- seleler, kişisel yönetim usuDeriyle" görevden alındığı- nı kaydeden tnönü, "Bütün bunlar aile içi meseleler. Bunla- nn devlet düzeni ile ilgisi yok. Bunlar, ülkenin demokratik ge- leneğine uymayan utanç verici olaylar" diye konuştu. İnönü, "Ba olayda, Başbakan'ın orta- da olmadığı anlaşdıyor" dedi. DYP Genel Başkanı Siiley- man Demirel, olayı değerlendi- rirken "tlahiar gazaba geldi. bahlar gazaba gelince kurban isterier. Bir kurbanla doyduysa mesele yok. Arkasında ne var bilmiyorum. Siyasi manasını bulmamıza aile kavgası engel oluyor" diye konuştu. 2. azil Hüsnü Doğan'ın Milli Savun- ma Bakanhğı görevinden azle- dilmesiyle Akbulut kabinesinde 5. değişiklik; ANAP hükümet- lerinde de 2. azil olayı yaşandı. Yüdırım Akbulut hükümetin- den ilk istifa 20 şubatta, Mesut Yümaz'ın Dışişleri Bakanlığı- ndan aynhnasıydı. Daha sonra hükümete eleştiriler yönelten Maliye Bakanı Ekrem Pakde- mirli, dış politikada ağırlıgını hissettiremeyen Ali Bozer, dele- ge seçimlerinde yaşanan olaylar nedeniyle Sefa Giray görevlerin- den ayrıldılar. Hüsnü Doğan, Maliye Bakanı Vural Ankan'ın 1984 yılında "Kapıkule gümriik olaylan" nedeniyle görevden alınmasının ardından, azledilen ikind ANAP bakanı oldu. GOZLEM UGUR MUMCU Bakanlardan mücadele karan Doğan'a destek veren Keçeciler, Çiçek ve Aksu'nun bugün ortak bir deklarasyon yayımlayacakları belirtildi. Keçeciler ve Çiçek makamlarından özel eşyalarını topladılar. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Hüsnü Doğan'ın Milli Savunma Bakanlığı'ndan azle- dilmesi üzerine, Semra Özal'ın adaylığına Doğan ile birlikte "bayrak açan" Devlet Bakanla- n Mehmet Keçeciler ve Cemil Çiçek ile lçişleri Bakanı Abdül- kadir Aksu, bugün "Hüsnü Do- ğan'a destek deklarasyonu" ya- yımlama ve "mücadele" karan aldılar. Dün gece geç saatlere kadar süren görüşmeler sonun- da üç bakan, "istifa ederek geri adıma atmayalım, Cumhurbaş- kanı bizi de azletsin" göruşun- de mutabık kaldılar. Keçeciler ve Çiçek dün gece makam odala- nndan özel eşyalannı topladılar. Keçeciler, "İstifayı düşünmüyo- ruz. Ama Hüsnü Bey ile beraberiz" derken, Cemil Çiçek de "Görevden aynlmak dahil, sonuna kadar kendisini destekliyorum" şeklinde konuş- tu. Direniş trafiği Doğan'ın azledilmesinin ar- dından dün gece Ankara'da yo- ğun bir "direniş trafiği" yaşan- dı. Hüsnü Doğan, Milli Savun- ma Bakanlığı'ndan askeri tören- le uğurlandıktan sonra, Turgut Özal ile birlikte ANAP'ın kuru- luş çahşmalannı yürüttükleri ve parti programını kaleme aldık- lan Kader Sokak'taki evine çe- kildi. Doğan'ı ilk ziyaret eden, Cumhurbaşkanı'nın kardeşi Korkut Özal oldu. Yaklaşık 35 dakika suren görüşme sonrası Korkut özal, gazetecilerin soru- lannı yanıtsız bıraktı. Korkut özal'ın Doğan'a, kendisini des- teklediğini bildirdiği öğrenildi. Korkut Özal'dan sonra Do- ğan'ı Mehmet Keçeciler ziyaret etti. Keçeciler, bir süre görüştük- ten sonra, önce Başbakanlıkta- ki makamına giderek özel kale- mine "eşyalannın toplanması" talimatını verdi. Aynı saatlerde Cemil Çiçek de makamına gide- rek kişisel eşyalannı topladı ve bakanlıktan aynldı. Gecenin önemli toplantılann- dan biri saat 20.30 sıralannda Keçeciler'in Milletvekili Loj- manlan'ndaki evinde gerçekleş- ti. lçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, saat 19.00 sıralarında so- na eren Milli Güvenlik Kurulu toplantısından ayrıldıktan son- ra önce bakanlığına daha sonra da Mehmet Keçeciler'in evine gitti. Hasan Celal Güzel de Ke- çeciler'in evindeki toplantıya ka- tıldı. Semra Özal'ın adaylığına kar- şı çıkan muhafazakâr bakanla- nn birbirleriyle temaslannda once "istifa etmeleri" görüşü ağırlık kazandı. Ancak Keçeci- ler ile birlikte yapılan topiantı sonunda, istifa etme yerine Hüs- nü Doğan'ın yanında yer aldık- larını vurgulayan bir deklaras- yon yayımlanması görüşu ağır bastı. Muhafazakâr bakanlar, Hasan Celal Guzel'in de destek- lediğı, "Neden istifa ederek ge- ri adım atalım? Cumhurbaşka- nı Özal bizi de azletsin" göru- şünun uygulanması kararını al- dılar. Mehmet Keçeciler, Cemil Çi- çek ve Abdülkadir Aksu'nun bugün yayımlayacakları dekla- rasyon ile îstanbul il başkanlığı için Semra Özal'a karşı aday çık- ması kararlaştırılan Fatih ilçe başkanı Talat Yılmaz'ı ve Hus- nü Doğan'ı desteklediklerini açıklamaları bekleniyor. Devlet Bakanı Cemü Çiçek, saat 21.00 sıralannda makam aracı yerine özel bir araçla Do- ğan'ın Kader Sokak'taki evine geldi. Çiçek, gazetecilerin "siz ve Keçeciler istifa etmeyi diişünü- yor musunuz" sorulanna şu ya- nıtı verdi: "Gerekirse istifaya hazınz. Onu arkadaşlarla konuşunız, ama azil hadisesi, fevkalade üzücüdür. Hüsnü Bey, partinin iki numaralı kurucusudur. Bu- güne kadar da partinin başarısı için canla başla çalışmış olan ve attığı her adımla da parti men- faatini düşünen bir arkadaşı- raızdır. Görevden aynlmak da dahil sonuna kadar kendisini desteklediğimi ifade ederim." Haklı bulmuyoruz Devlet Bakaru Mehmet Keçe- ciler ile tçişleri Bakaru Abdülka- dir Aksu da Milletvekili Loj- manlan'ndan ayrıldıktan sonra saat 21.40'ta Husnu Doğan'ın evine geldiler. Mehmet Keçeci- ler'in kullandığı özel araç ile Do- ğan'ın evine gelen Aksu, her- hangi bir açıklamada bulunma- dı. Ancak Keçeciler, gazetecile- rin Çiçek'in istifaya ilişkin söz- lerini anımsatması üzerine "Ko- nuşacağız, konuşacağız" karşı- lığmı verdi. Keçeciler, "Gerekirse istifa eder misiniz" sonısuna, "Aynı beyandır. Hüsnü Bey'e yapılan işlemi haklı bulmuyoruz. Istan- bul'daki seçimler dolayısıyla tavnmızda bir değişiklik yoktur. Hüsnü Bej ile beraberiz" yanı- tını verdi. Keçeciler, Aksu ve Çiçek, sa- at 22.50'de Doğan'ın evinden ay- nldılar. Keçeciler, "Hüsnü Do- ğan'ın morali gayet iyi" demek- le yetindi. Akbulut: Üzgünüm Cumhurbaşkanı Özal'ın Hüs- nü Doğan'ı azletmesine karşı muhafazakârlann direniş trafi- ği sürerken, Mehmet Keçeciler, Başbakan Yıldınm Akbulut'u da aradı. Keçeciler, Başbakan Akbulut'a Cumhurbaşkarunın azil isteğine uyma gerekçesini sordu. Akbulut'un Keçeciler'e, "Üzgünüm. Buna mecburdum" dediği öğrenildi. Cumhurbaşka- nı özal'ın Akbulut'a Hüsnü Do- ğan'ın bakanlıktan alınması ko- nusunda baskı yaptığı ve "ya sen, ya o" ikilemi içerisinde bı- raktığı, ANAP kulisinde yayüdı. Muhafazakâr bakanlar, Mil- li Güvenlik Kurulu sonrasında Başbakan Akbulut'tan da ran- devu isteğinde bulundular. Muhafazakâr diğer bakanlar Keçeciler, Çiçek ve Aksu'nun "istifa etmeyiz, azletsinler" ka- rannın Başbakan Akbulut'u çe- kilmeye zorlayabileceği belirtili- yor. Başbakanhğa yakın kaynak- lar, Akbulut'un "dört bakanını azleden Başbakan" olma yerine istifa etme yolunu seçebileceği- ni belirtiyorlar. Akbulut'un isti- fa etmeyi yeğlemesi halinde hü- kümet düşecek. Cumhurbaşka- nı Özal'ın bu durumda Akbu- lut'u yeniden hükümeti kurmak- la görevlendirebileceği, böylece Çankaya ile uyum içerisinde ça- lışabilecek bir hükümet oluştur- ma fırsatı yakalayabileceği ifa- de ediliyor. (Baştarafı 1. Sayfada) Sovyetler. bombardımanın durdurulacağı konusunda gü- vence vererek Irak'ı Kuveyt'ten çekilmeye zorluyor. ABD, Irak'ın Kuveyt'ten "kayıtsız-koşulsuz çekilme" yerine çe- kilmeyi bazı koşullara bağladığı gerekçesi ile Sovyet pla- nını benimsemiyor; Sovyet planına yeni öneriler ekleyerek Saddam'ı, bu kez de diplomatik bombardıman altında tu- tuyor. Saddam, önceki gün akşamüstü kendi kamuoyuna "di- renen lider" görüntüsü veren bir "moral" konuşması ya- parken Dışişleri Bakanı Tarık Aziz de kayıtsız-koşulsuz çe- kilme önerisine "evef" diyen yanıtı Moskova'ya götürüyor- du. Bu, "arabesk" yanları ağır bassa da başanlı bir satranç oyunudur. ABD de Sovyet Barış Planı ve Saddam'ın ma- nevralarına karşı Saddam'ı köşeye sıkıştıran bir açıklama yapıyor. Saddam, bu satranç oyunu ile hem kendi kamuoyunun moralini ayakta tutmaya hem de çokuluslu güçler koalis- yonunu bölmeye çalışıyor. Bush'un şu aşamada bütün amacı koalisyon güçleri arasında bir çatlak yaratılmasına engel olmaktır. Batı kamuoyu, başlayan bu süreci göz ardı edemez. Bu sürecin doğal sonucu, Sovyetler'in Ortadoğu'da ye- niden şu ya da bu ölçüde soz sahibi olmasıdır. Ortadoğu'- da başlayan yeni süreç, Sovyet etki ve katkısını da ister istemez gündeme getiriyor. Bölgede, Sovyetler ile birlikte İran'ın arabulucu ve uz- lasmacı rolü de beliriyor. Bu başdöndürücü diplomatik trafik içinde Türkiye'nin rolü giderek azalıyor. Türkiye "müttefiklerin sınır karakolu" konumuna girmiş- tir. Bu "karakol siyaseti"r\\n ilerıyedönükolumlu sonuçlar doğurması olanaksızdır. Tersine; bu gelişme sürecinde Türkiye'yi bir başka tehli- ke bekliyor. Bu tehlike Kıbrıs sorunudur. Irak, Kuveyt'ten çekilınce ya da kara savaşı sonunda Ku- veyt kurtarılınca Türk askerlerinin Kıbns'tan çekilmesı ko- nusu, büyük olasılıkla, Yunan hükümeti tarafından Birleş- miş Mılletler'e getirilecektir. Bundan önce de yine büyük olasılıkla Kuveyt şeyhlerin- den alınan mali destekle silahlanan Kıbrıs Rum yönetimi, küçük çapta da olsa bir silahlı çatışma başlatacak; sorun, dünyanın ve Birleşmiş Milletler'in gündemine bu çatışma ile girecektir. Bugünden bu gelişmelerin ipuçları sergilenmeye başlan- mıştır. Türkiye AT'ye girişi İncirlik Üssü'nü ABD bombardıman uçaklarına açarak da sağlayamaz. Türkiye'nin AT'ye alın- ması için engel görülen binbir türlü koşul vardır. Koşullar- dan biri de Kıbrıs sorunudur. AT, Türkiye'ye değil, Sovyet blokundan kopan eski sos- yalist ülkelere yeşil ışık yakmaktadır. Bir yanda Bağdat-Tahran-Moskova hattındaki diploma- tik girişimler. Öte yandan çokuluslu güçlerin hava bombar- dımanları ve başlayan kara savaşı. VVashington-Londfa-Ankara hattında da "karakol siyaseti" ve diplomasisi. Bu kan ve ateş çemberinde Türkiye'nin oynayacağı uz- laştırıcı ve barışçı etkin rol, bu "karakol diplomasisi" yü- zünden elden kaçtı. incirlik, bu yanlış siyasetin kod adıdır! Öyle görünüyor l.i Türkiye, Körfez bunalımından sonra, tıpkı 1974 Kıbrıs olayından sonra olduğu gibi yeniden teh- likeli bir yalnızlığa itilecektir. • Milli Savunma Bakanı Hüsnü Doğan'ın görevine son ve- rildi; yerine vekâleten Devlet Bakanı Mehmet Yazar geti- rildi. Cumhurbaşkanı ile Milli Savunma Bakanı arasında "yen- ge davası" nedentyle uyuşmazhk başgösterince'Doğan; Ak- bulut'a gidip "Ben aynlayım" diyor. Başbakan, Doğan'a gü- vence vererek ayrılmamasını istiyor. Cumhurbaşkanı, Akbulut aracılığı ile Doğan'a "MGKtop- lantosına gelirsen azlederim" tebligatında bulunuyor. Bu özel ulaklı yıldınm tebligata karşın Doğan, toplantıya gideceği- ni bildirince, Başbakan'ın önerisı üzerine Cumhurbaşka- nı'nca görevinden alınıyor. Öteki üç bakan da "İstifa mı edelim, yoksa görevden alın- mayı mı bekleyelim" diye topiantı üstüne topiantı yapıyor. Aile hukukundan kaynaklanan "yenge davası", Ûzal ai- lesinin özel becerisi nedeniyle kısa sürede anayasal sorun haline geldi. Parti ve hele hele aile içi bir sorun, tam savaş sırasında Milli Savunma Bakanı'nın görevden alınmasına neden olabilir mi? Bu, anayasada yer alan yetkinın açıkça kötüye kullanıl- masıdır. Anayasa, "hiçbir aileye imtiyaz tanınamaz" diyor. Semra Özal, anayasada yasaklanan bu ayrıcalıktan yarar- lanıyor. Bu ayrıcalık, Başbakan Akbulut'a görevden alma yazısını yazdırıyor. Son olay ve Başbakan'ın bu olaydaki tutumu tatsız bir Akbulut fıkrasıdır! PORTRE HÜSNÜ DOĞAN 'Yetim'likten 'Brutus'luğaHüsnü Doğan, ANAP hükümetlerinin sırasıyla Zeki Yavuztürk, Ercan Vuralhan ve Safa Giray'dan sonra 4. ve en kısa süreli Milli Savunma Bakanı oldu. 1944 yılında Malatya'da doğdu. Orta öğrenimini aynı ilde tamamladı. ODTÜ tnşaat Mühendisliği Bölumü'nü 1%9'da bitirdi. 1967-69 yıHan arasında Elektrik tşleri Etüd tdaresi'nde proje mühendisi, 1969-73 yıllan arasında da Devlet Planlama Teşkilatı'nda araştırmacı olarak çalıştı. Askerlik görevini 1973-75 yıllarında yedeksubay olarak yaptı. 1975'ten 1977'ye kadar Gıda Tanm ve Hayvancıbk Bakanlığı'nda Planlama Genel Müdürlüğü ve özel Müşavir görevlerini birlikte yürüttü. Bir süre Toprak Mahsulleri Ofısi Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu. 1978-79 yıllannda özel sektörde, otomotiv sanayii projelerinde koordinatör olarak görev aldı. 1980 yılı başında AP azınlık hUkümeti döneminde dayıoğlu TAırgut Özal'ın yükselişi ile birlikte DPT Yabancı Sermaye Dairesi Başkanlığı'na getirildi. Başbakanlık ve DPT müsteşarlıklarını o sıralarda birlikte yürüten özal'a 24 Ocak kararlanmn alınmasında yardımcı oldu. 1983 seçimlerinde MGK tarafından veto edilişinin gerekçesini dönemin Cumhurbaşkaru Kenan Evren, "DPT'de çok kıymetli bir elemandı, onun için veto ettik" sözleriyle açıklıyordu. ANAP'ın ilk teşkilat başkan yardımcılanndan. Partinin kuruluşu sırasında program, tüzük, seçim bildirgesi vb. metinleri hazırladı. 1. Özal Hükümeti açıklandığında, vetolu olmasına karşın dışarıdan Tanm Orman ve Köyişleri Bakanlığı'na atanması sürpriz olmadı. Sürekli yanında bulunduğu ve kendisine "Yetim Hüsnü" diyen dayıoğlu Tlırgut özal'ın kabinede onu unutması beklenmiyordu. 28 Eylül 1986'da yapılan ara seçimlerde Îstanbul 6. bölgeden milletvekili seçildi. 29 kasım seçimlerinde de Izmir'den seçilerek parlamentoya girdi. Turgut özal kendisine olan sevgisini, 1987'de ABD'de by-pass ameliyatı olduktan sonra düzenlediği basın toplantısında "kafası büyüktür, şapkası 60 numara" sözleriyle dile getirmişti. "Yetim Hüsnü" olarak biliniyor. Semra özal'ın Îstanbul tl Başkanlığı adaylığına karşı çıkanlann önde gelenlerinden. Bu girişimi dayıoğlu Turgut Özal'ın şimşeklerini üzerine çekerek ona yeni bir sıfat takmasına neden oidu: Bnıtus Hüsnü!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle