13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 23 ŞUBAT 1991 Yugoslavya kaynıyor • ZAGREB (AA) — Yugoslavya'nın Hırvatistan Cumhuriyeti Parlamentosu, federal yasalann kendi topraklannda geçersiz olduğunu ilan eden bir yasayı kabul etti. Parlamento, büyük bir çoğunlukla kabul ettiği yasa ile cumhuriyet yasalannın federal yasalardan üstün olduğunu ilan ederken oybirliği ile kabul ettiği 12 maddelik başka bir tasanyla da Yugoslavya'dan ayrüma sürecini başiatmış oldu. Slovenya Parlamentosu da federal yasalann cumhuriyet topraklan üzehnde geçersiz olduğunu öngören bir yasayı kabul etmiş ve ayrılma sürecini resmen başlatan bir karar tasansını onaylamıştı. Hırvatislan Parlamentosu'nun oybirliği ile kabul ettiği karar tasansı Yugoslavya'nın iki ya da daha fazla ülkeye bölünmesini öngörüyor. Endonezya'da polisi protesto • JAKARTA (AFP) — Endonezya'nın çeşitli kentlerinden gelen Müslüman öğrenciler, başkentte Meclis'ın önündc bir gösteri düzenleyerek polisin savaş karşıtı gösterilere takındıgı tavn protesto ettiler. Jakarta Post gazetesinin büdirdiğine göre Endonezya îslami Halk Cephesi'ne bağh öğrenciler, polisin Bandung'daki $avaş karşıtı bir gösteride öğrencileri dövmesini ve 7 öğrenciyi gözaJtına almasıru protesto ettiler. Dtinyada kaduun yeri • NEW YORK (AA) — Dünya nüfus artışının istikrara kavuşturulması için kadının toplumdaki yerinin onaylanması gerekiyor. Sıfır Nüfus Aıtışı adlı kuruluşun yürüttüğü, "Görülmeyen Kadın: Kadının Statüsünün Geliştirilmesi Dünya Nüfus Istikrannın Sağlanmasmda Temel" adlı araştırmaya göre dünya nüfusunun yansını oluşturan, toplam gıda üretiminin yüzde 50'şini ve genelde üretimin yüzde 60*1111 gerçekleştiren kadın, toplam gelirin ise sadece yüzde 10'unu alıyor. Araştırmada dünya genelinde kadının toplumdaki yerinin geliştirilmesinin, nüfus planlamasında temel olduğuna da dikkat çekildi. Rıunlann gilahlanmaâina tepki • NEW YORK (AA) — Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Siyasi Iş- ler Dairesi Başkanı Gustave Faysal, Dışişleri Bakanlığı Kıbns Masası Başkanı Korkmaz Haktarur ve KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Danışmanı Prof. Mümtaz Soysal ile KKTC'nin New York Temsilcisi Osman Ertuğ arasında hafta başından beri New York'ta sürdürülen görüşmelerde yeni bir etap daha tamamlandı. KKTC yetkilileri, taraflar arasında doğnıdan görüşmelerin başlaması için Kıbns Rum tarafının üç esas konuda (kültürel, sportif ve ticari alanlarda KKTC'ye uygulanan ambargonun kaldınlması, Rumlann yürüttüğü propaganda ve silahlanma gibi somut düşmanca faaliyetlerin son bulması) jest yapmasının beklendiğini bildirdiler. Ayrıca son günlerde, Kıbns- Kuveyt benzetmesi yapümasmdan faziasıyla rahatsız olan KKTC, Genel Sekreterliğe, "tki sorun arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığı gibi Rumlann silahlanmaya günde 1.4 milyon dolar ayırmayı planlaması, Irak'ın silahlanduılması sonucu ortaya çıkan Körfez hıınaiımıni hatırlatmaktadır" biçiminde bir mesaj verdi. Popov'a tepki • tSTANBUL (AA) — Göçmenlere Yardım Derneği Genel Başkanı Fahri Vatansever, Bulgaristan Başbakanı Popov'un, Buigaristan'daki Türklerin varhğuıı inkâr eden demecinin, son zamanlarda Türk düşmanbğının yeniden ortaya çıktığının açık bir kanıtı olduğunu belirtti. Vatansever, "Başbakan Popov'un, Türklerin varbğmı inkâr eden demecini düzeltmesini istiyoruz. ABD Savunma Bakanlığı Müsteşan Ftoul Wolfowitz'den 'savaş sonmsı Ortadoğu' değerlendirmesi: Türkiye bölgede başrol oynayacak UFUK GÜLDEMİR Wolfowitz, savaş sonrası Ortadoğu için düşünülen düzenlemede, "ılımlı ülkeler" olarak nitelediği Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin "merkezi rol oynayacağını" söyledi. Irak'ın askeri gücünün tamamen yok edilmesinin ABD'nin çıkarlanna uymayacağmı vurgulayan Wolfowitz, "Başkalarının doldurmak isteyeceği bir boşluğu yaratmaktan kaçınmalıyız" dedi. Irak'ın parçalanmasının, en az Saddam Hü- seyin'in hırsı kadar bölge için tehlikeli ola- bileceğini vurgulayan Wolfowitz, bölgede sa- vaş ertesi için düşünülen düzenlemeyi ve Türkiye'nin bu düzenleme içindeki yerine" ilişkin Amerikan görüşlerini beş maddede özetledi: 1) llk savunma hattı: ABD Savunma Ba- kanlığı'run iki numarası, savaş sonrasında bölgede kurulacak güvenlik rejiminde "ilk savunma hatbnın bölge ülkelerince olustu- nılması ve sorumluluğun onlara ait olması" gereği üzerinde durdu. Bölge güvenlik reji- minin yapısının dışarıdan empoze edilmesi- nin uygun olmayacağmı, orijinal bir model geliştirmesinin daha verimli olabileceğini be- lirten Wolfowitz, "Ama bölge iilkeierine da- yalı bir güvenlik yapısının da kendisni sa- vnnacak araçlarla dışandan teçhizi gerek- lidir" diye konuştu. 2) Ibnüı ülketer: Wolfowitz, bu güvenlik düzenlemesi içinde "Ilımlı ülketerin merke- WASHINGTON — Siyasi konularda ABD Savunma BakanhğVnın iki numarası olan Müsteşar Panl Wolfowitz, önceki gün yaptığı bir konuşmada, Türkiye'nin savaş sonrası rolü konusunda ilk aynntılı Ameri- kan görüşlerini açıkladı. Wolfowitz, savaş sonrası Ortadoğu'da Türkiye'nin 'başroP oy- nayacağmı ifade etti. Türkiye'nin Amerikalı Dostlan Derneği'- nin yülık toplantısında yaptığı konuşmayı, sık sık, "yanlıs hesap Bagdat'tan döner" tü- rü Türkçe atasözleri ile süsleyen Wolfowitz, Incirlik Hava Üssü'nün kullammının ABD havu kuvvetlerinin Irak'a karşı yürüttüğü ha- va saldırılarınuı etkisini arttırdığmı söyledi. Ancak Irak'ın askeri gücünün tamamen yok edilmesinin Amerika'nın çıkarlanna ol- mayacağırun altını çizen Wolfowitz, "Baş- kalanHin doldurmak isteyebilecegi bir hava boşlufta yaratmaktan luicınmauyız" dedi. a bir rol oynayabilecegkd" söyledi. Müste- şar, bu maddeyi aynntılandınrken Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri- nin adını telaffuz etti. Ancak "merkezi rol oynayacağını" savunduğu bu ülkelerin, ay- m zamanda ilk savunma hattında yer alma- sının düşünülüp düşünülmediği konusuna tam olarak açıklık getirmedi. Wolfowitz, yu- kanda adı geçen ılımlı ülkelerin "krizden si- yasi etki alanlan genislemiş" olarak çıkaca- ğmı ve bölgenin geleceğinde "başrol oyna- yacağını" ifade etti. 3) Dış destek: Wolfowitz, güvenlik rejimi- nin üçüncü ayağmı dış desteğin oluşturaca- ğını, bu çerçevede de Amerika'nın gerekti- ğinde vakitlice bölgeye asker gönderebüece- ği bir düzenlemeye gidilebilecegini vurgula- dı. Körfez krizinin, Arap yanmadasındaki ülkelerin kendilerini Kuzey'deki güçlü kom- şulara karşı koruyabilmek için dış desteğe ge- reksinmesinin devam ettiğini gösterdiğini be- lirten Wolfowitz, çok büyük olmamakla bir- likte bölgede bir Amerikan askeri varlığı ba- rındırmayı sürdüreceklerini açıkladı. Bu maddenin bir diğer ayağını da bölgeden sağ- lanacak lojistik desteğin oluşturacagı işare- tini verdi. Wolfowitz, "Eger tekrar Körfez'e ek askeri gttç göndermek lorunda kalırsak, bunu şu anda yaptıgunızdan çok daha hızfa yapabilmeliyiz" dedi. Wolfowitz, bu kap- samda Türkiye'nin adını telaffuz etmedi ama Washington'un gözunün Türkiye'nin coğrafi konumunun sağladıgı avantajlar üzerinde ol- maya devam edeceğinin işaretini verdi. 4) Silahlanmanın kontrolü: ABD Savun- ma Bakanlığı Müsteşan, bölge güvenlik re- jimi içinde, "silahlanmanın kontrolü ve da- ha düşük düzeyde silahlanma dengesi" sağ- lanmasının da önemli yeri olacağına dikkat çekti. Wolfowitz, bu çerçevede "saldırgan diktatörlerin somürebüecegi bölgesel so- runlann" cözüme kavuşturuhnasımn gere- ğine de değindi. Ancak bir süreden beri bu tür savaş ertesi senaryolarda ABD'ye atfe- dilen, bölgedeki varsıÜarla yoksullann daha adil bir ekonomik düzene kavuşması için ça- ba gösterileceği yolundaki spekülasyonlan dışladı. Wolfowitz, "Gelir dagılunının yeni- den düzenlenmesi kalkmmanın anahtarı de- ğildir. Kalkmmanın anahtan; özgürlük, de- mokrasi ve serbest ekonomiye dönük bir ya- pılanmanın bireylerin kilitlenmiş yetenekle- rinin harekete geçirilmesinden geçer" diye konuştu. 5) Türk modeli: ABD Savunma Bakanlı- ğı Müsteşan, Türkiye'nin, bölgesel sorunla- nn "dikutörterce sömürülmesini" engelle- yecek çozümler geliştirilmesinde de rolü ola- bileceğini vurguladı. Türk makamlan geçen günlerde birkaç kez bu kapsam içinde Filis- tin sorununa adil ve kalıcı bir çözüm getiril- mesi gereğini gündeme getirmişlerdi. Wolfo- witz, Türkiye'nin bu konudaki liderlik rolü- nün Amerika tarafından memnuniyetle kar- şılanacağını dile getirdi. "Özgürlük, demok- rasi, serbest piyasa gibi kummlann yülarca yanJış olarak Batı modeli" diye adlandınl- dığını kaydeden Wolfowitz, Türkiye ve As- ya'daki bazı ülkelerin, bu kavramlann 'ev- rensel' olduğunu kanıtladığını belirtti ve "Köklü geteackleri, dnrüst ve gerçekçi hal- kıyla, bir »yagı Batı'd» diger ayagı DoğV- da olan Türkiye'nin, bu knrnnüan benim- semekte İslam dünyasma önderlik etmiş ol- ması siirpriz degildir" diye konuştu. Türkiye'nin Amerikah Dostlan Derneği'- nin yıllık toplantısı, iki önemli yönetim men- subunun daha konuşmasına tanık oldu. As- keri konulardan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Rkhard Clarke, yaptığı konuş- mada, Cumhurbaşkanı Turgot Oıal'ın Kör- fez krizinde aldığı inisiyatifı hararetle övdü. Clarke, özal'ın attığı adımlann Türkiye'de çok popüler olmadığınm farkında oldukla- nnı, ama zaman geçtikçe bu adımlann doğ- ruluğunun teslim edileceğini vurguladı. Tür- 1 kiye'nin, "NATO içinde, ABD'den sonra Irak'a karşı en fazla asker seferber eden iilke" olduğuna ilk kez dikkat çeken Clar- ke, "Irak'ın ileride komşolannı tehdit ede- bilecek düzeyde tekrar silahlanmasının ön- lenmesi gerektigi yolundaki Tirk önerisini destekliyonu" diye konuştu. ABD: îrak ondusü, çekUmeden önce Kuveyt'in petrol tesisleriniyakıp yıkıyor Saddam, petrolkuyıılarını ateşe verdi ABD askeri sözcüsü, Kuveyt'teki petrol kuyulannın dörtte birinin yandığını söyledi. Bağdat dünilk kez gündüz bombalandı. Dış Haberler Senisi — Körfez savaşına si- yasi çözüm arayışlan yogunlaşırken, savaş da bütün şiddetiyle sürüyor. Irak'ın Kuveyt'te- ki petrol kuyulannın dörtte birini son 24 sa- at içinde ateşe verdiği öne sürüldü. ABD'li yetkililer hava saldınlannın planlandığı gibi süreceğini söylediler. Müttefık kuvvetlere bağh askerlerin Irak ve Kuveyt topraklann- da çeşitli operasyonlar düzenledikleri ve Bağ- dat'ı ilk kez gündüz bombaladıklan bildiril- di. Vietnam savaşında yoğun olarak kullanı- lan ve büyük eleştirilere hedef olan "Napalm" bombasının Körfez savaşında da kullanılmaya başlandığı bildirildi. ABD askeri sözcülervnden Tuğgeneral Rk- hard Neal, Riyad'da duzenlediğı basın top- lantısında, Kuveyt'teki 140 petrol kuyusunun yanmakta olduğunu söyledi. Richard Neal, "Bu, petrol tesfaJerinin vak- laşık dörtte birini oluştunnaktadır. Diter te- sisJer de sistemli bir şekUde tahrip edflmek- tedir. Bu, bir tahrip poiitikasHun başlangKi izlenimi vermektedir" dedi. Kuveyt'te toplam 950 petrol kuyusu bulun- duğunu ve bütün bu tesislerde faaliyet göz- lemlediklerini söyleyen Neal, Irak'ın tahrip politikasına karşı ABD'nin acil önlem plan- ları olduğunu vurguladı. ABD öncülüğündeki müttefık kuvvtelerin dün sabah Bağdad ve çevresini bombaladık- lan bildirildi. Ajanslann haberine göre Bağ- dad böylece savaşm 37. gününde ilk kez gün- düz bombalanmış oldu. Verilen bilgilere göre Bağdad'da dün TSİ 9.30'da hava saldınsı alannı verildi. Bağdad- SINIRDA GÖZLEM — ABD özel birlikterine baglı askerler Suudi Arabistan stnınndaki siperlerinden Amerikaa açaklannıa Irak içlertndeki hedeflere düzenledikleri saldınlan izliyorlar. (Fotograf': AFP) daki gazeteciler, sirenlerin çahnasından he- men sonra başlayan ve 45 dakika süren hava saldınsı sırasında kentin çeşitli yerlerinden patlamalar duyulduğunu bildirdiler. Napalm bombası Bir ABD askeri sözcüsü Napalmların yal- mzca müttefikleri kara harekâtına mani ol- mak üzere kazılan ve içi petrolle doldurulan hendeklere karşı kullanıldığım söyledL Ge- çen hafta müttefık kuvvetlerden bir başka as- keri sözcü Vietnam'da oluşan olumsuz imaj dolayısıyla Körfez savaşında Napalm bom- bası kuHanılmayacağını söylemişti. Napalm bombasıyla elbiseleri yanan ve bü- yük bir acı içinde koşan genç bir Vietnamh kız resmi tüm dünyada Napalm'e karşı bü- yük bir tepki yaratmıştı. Amerikan Hava Km r vetleri'nin OH-58 Ki- owa tipi bir keşif helikopterinin düştüğü ve iki pilotun öldüğü bildirildi. General Richard Neal, helikopterin önce- ki gece, düne kadar girilmemiş bir bölgede keşif yaparken düştüpnü söyledi. Avcı bombardunan F-16 uçaklarından bi- rinin de dün, havada yakıt ikmali yaparken motorunda meydana gelen anza nedeniyle düştüğünü bildiren Neal, uçağın pilotunun özel fırlatma sistemini kullanarak atladığını ve durumunun iyi olduğunu belirtti. Operasyonlar Müttefık kuvvetlere bağh uçaklanmn son 24 saate 2 bin 400 çıkış yatıklan ve savaşın başından beri yapılan çıkış sayısırun 88 bine ulaştığı bildirildi. Müttefıklere bağh kara kuvyetlerinin, Ku- veyt ve Irak topraklannda çeşitli operasyon- lar düzenlediklerini söyleyen ABD askeri söz- cüsü Richard Neal, müttefik askerlerin Su- udi Arabistan-Irak ve Suudi Arabistan- Kuveyt smırlanndan sızdıklannı belirtti. Irak: Kara savaşı başladı Bağdad Radyosu dün yaptığı bir yayında, müttefik kuvvetlerinin kara savaşını başlat- tıklanm duyurdu. TSİ 10.15'te yapılan bu açıklama, müttefîklerce yalanlandı. Bağdad Radyosu'nun yayımnda, müttefik- lerin karadan saldırıya geçtikleri bildirilerek "Bu, kuşkusuz, düşman, kara savaşına bmş- ladı demekür. Evet düşmanın sakurganlığı- •u büyikliitüac baksnaaız, kara savaşı başUmıştır" denildi. Ancak Bağdad Radyosu'nun bu acıklama- sı müttefik çevrelerce yalanlandı. Suudi Ara- bistan'ın başkenti Riyad'daki bir ABD aske- ri yetkilisi, "Kara savaşı bsflamadı" dedL Sınırda temizlik Suudi Arabistan askeri sözcüsü Albay Ah- med El-Rubayan Suudi Arabistan'ın kuzeyinf« de bir devriyelerinin Irak tarafından mayın-.'/ lanmış bölgede 60 rnetre uzunluğunda 10 metre genişliğinde bir bölgeyi mayından te- mizlediklerini söyledi. Sözcü, smır devriye- lerinin mayın temizleme operasyonu sırasın- da herhangi bir direnişle karşılaşmadığım be- lirtti. Albay Rubayan, operasyonda 75 ma- yımn temizlenildiğini de söyledi. Müttefık kuvvetler Irak'ın herhangi bir sızma operas- yonuna karşı Kuveyt sımnna yarun milyon kadar mayın yerleştirdiğini öne sürüyorlar. Gözlemciler, mayın temizleme operasyo- nun büyük bir kara saldınsına hazırhk nite- liğinde olduğunu vurguluyorlar. Türkiye, Körfez savaşı sonrasında daha aktif bir dış politika planlıyor Ankara ; su atağına' soyunuyor SEMtH İDİZ ANKARA — Türkiye, Körfez savaşı sonrasmda. "Acil çözüm bekleyen" so- nınlar kapsamında gündeme gelmesi beklenen "Bölgesel sulann ortak kaüanımı" konusunda diplomatik ata- ğa hazırlanıyor. Savaş sonrasında "Böl- gesel istikran sarsan" sorunların tek tek ele alınacağı beklentisinin Ankara'yı bu konuda aktif bir politikaya yönelttiği bil- diriliyor. Cumhurbaşkanı Ozal'm kasım ayında devlet başkanlan düzeyinde ls- tanbul'da yapılmasım önerdiği "sn drvesinin" de bu çerçevede değerlendi- rilmesi gerektiği belirtiliyor. Türkiye'nin daha önce önerdiği "banş suyu" proje- sinin bu kapsamda yeniden canlandınl- masının yanı sıra Şattülarap'tan Basra Körfezi'ne akan Fırat ve Dicle sulanmn değerlendirUmesine yönelik bir projenin üzerinde de dunılduğu kaydediliyor. • Yttküi çevreler Israil-Filistin sorunu- nun yanı sıra su konusunun potansiyel olarak Ortadoğu'nun ileriye dönük en büyük sorunlan arasında yer aldığını bil- diriyorlar. Bölgede bu sprundan 'Nasi- b«i almayan ölkenin hemen bemen bulunmadıgnıa' işaret eden söz konusu çevreler, bu çerçevede Türkiye-Suriye- Irak arasındaki Fırat ve Dicle sonınu, Is- rail ile Ürdün arasındaki Urdün Nehri sonınu ve Mısır ile Etiyopya arasındaki Nil Nehri sonınu ile Körfez ülkelerinin icme suyu gereksinimlerine işaret ediyor- lar. Bu sonınlann Ugüi taraflarca kabul edilebilir çözümlere kavuşturulmaması dunımunda gelecekte bölgede yeni bu- nalımlar için zemin hazırlayacağım ifa- de ediyorlar. Aym yetkililer, su açısından "kaynak" ülke olan Türkiye'nin "ö«l" konumu- na dikkat çekerek Ankara'nın bu konu- da tasarladığı "aktif politikanın" dayan- dığı gerekçeleri şöyle özetliyorlar: — Türkiye, bir bütün olarak ele ahn- ması gereken bölgesel sulann ortak kul- lanımı konusunda geçmişte komşulan- mn ve Ortadoğu'daki diğer Arap ülke- lerinin olumsuz tavırları ile karşüaşıyor- du. Teknik fızibilitesi olan ve tüm taraf- lara yarar getirecek projelerimiz bu çer- çevede kabul görmüyordu. "Hakkımız olan suyn verin gerisine kanşmayın" yaklaşımıyla karşırmza çıkıyorlardı. Kör- fez bunahmı ise katı tutumlann bölgeyi hangi noktalara geüreceğini gösterdi. Bu nedenle Körfez bunahmı aym zamanda su sonınu dahil çeşitü sorunlara yeni yaklaşımlar getirUmesi açısından katali- ZÖT rolü oynadı. — Su, ülkeler arasında aynhk tohum- lan ekeceği gibi birleştirici rol de oyna- yabilir. Başka bir ifade ile istikrarsızhk nedeni kadar istikrar unsuru da olabi- ür. Körfez savaşı sonrasında ise bölge- deki tüm ülkelerin ortak arzusu istikrar olacaktır. Ankara olarak, gelin bu sonı- nu mantıkb bir baza oturtahm ve suyun herkes tarafından optimal şekilde kulla- mlmasını sağlayacak sistemler oluştura- lım görüşü ileri sürülüyor. Kürdistan Yurtsever Birliğitideri,görüşme isteğinde bulundu Özal-Talabani diyaloğu gündemdeDış Haberler Seryisi — Cum- hurbaşkanı Turgut Önd ile Kür- distan Yurtsever Birîik (YNK) li- deri Celal Talabani arasında "güli" bir mesaj teatisi gerçek- leştirüdiği öne sürüldü. BBC'nin sorulannı yamtlayan Talabani, Ozal ile görüşme talebinde bu- lunduğunu doğrularken buna özal'dan yanıt gelip gelmediği- ne ilişkin açıklama yapmaktan kaçındı. YNK lideri, gelişen sü- reç içinde Türkiye'de "demokra- tik ve fedenıtir bir yönetime gi- dihnesini istedi. Talabani, "PKK yönetimmin, Türkiye'nin açıkla- dıgı adımlan çok büyük dikkat- le inceleyecegiııi, bunlann ger- çekten ciddi adımlar oluştnr- dukları sonncuna varılırsa olumlu tepki gösterecefini dü- şünüyonım" dedi. Ankara Büromuzun haberine göre Talabani'nin geçen hafta sonu Cumhurbaşkanı özal'a özel bir mesaj gönderdiği ve özal'ın da daha önceden hazır- ladığı bir mesajı cevaben Tala- bani'ye ilettiği yolundaki haber, Ankara'da lngüizce yayımlanan Celal Talabani, görüşme isteğine Cumhurbaşkanı Özal'ın olumlu yamt vermesini beklediğini söyledi. Talabani, Türkiye'nin demokratik ve federatif bir yönetime gitmesini istedi. Türkish Daily News gazetesinde dün yer aldı. Londra kaynaklı bu haber, Türk ve Batılı diplo- matlar tarafından dolaylı biçim- de doğrulanırken Dışişleri Ba- kanlığı'nın bir yetkilisi, "Resmi düzeyde bir mesaj teatisi yok. Ancak belki kisisd haberleşme olabihr. Bn duramda da her- hangi bir taahhödün her iki ta- rafça da verüdigini sanmıyoruz. Ancak diyalog başUtma yönnn- de bir adun sayüabUir" dedi. Cumhuriyet muhabirinin gö- rüştüğü bir Baulı diplomat, YNK lideri Talabani'ye Türk yö- neticileriyle doğnıdan temasa geçmesi konusunda Ingiliz hü- kumetinin öneride bulunduğu- nu da öne sürdU. Buna göre In- giltere Dışişleri Bakanlığı ile Ta- labani arasında geçen haftalar- da yapılan göriişmelerde Türki- ye'nin Irak'ta özerk bir Kürt böl- gesi kurulmasına karşı alacağı tavnn gündeme gelmesi üzerine Londra'daki yetkililer, Talaba- ni'ye bu konuda Türk hüküme- ti ile doğnıdan görüşmesini önerdiler. Türkish Daily News'ın habe- rinde, Talabani'nin mesajının Is- tanbul'da Turgut Özal'a iletilme- sinden sonra Özal'ın bu mesajı okumadan önce hazırladığı bir cevabı lxındra'da bulunan Tala- bani'ye gönderdiği ifade edilmiş- ti. Celal Talabani, BBC'nin dün akşam yayımlanan radyo haber bülteninde, Cumhurbaşkanı özal'dan "Ortadoğu siyasetinin gerçeklerini iyi bilen, Türklerle Kürtler arasında iyi Uişkilerin, kardeşligin önemini kavrayan son derece raakul bir insan, ger- çekçi siyasetçi" diye söz etti. "Özeöikle Türkiye'de yaşayan Kürt halkının varlıgının tanın- ması ve Kürtçe konuşma yasa- ğının kaidırümasıyla gözlenen olumlu ve yapKi geüşmeler ar- dından Cumhurbaşkaaı THrgut Özal ile görüşmeyi çok arznlu- yorunı" diyen Talabani, "Bu adımlann Türitiye'nin Kürt hal- kına karşı siyasetinde yeni bir sürece işaret ettigine inanıyo- ram" diye konuştu. Talabani, "Bu sürecin nasıl geliştigini gönnek istersiniz" şeklindeki soruya, "Türkiye'de demokrasiaia eksiksiz kuralma- sını, Türkiye Cumhoriyeti'nin sınırian içindeki Kürt halkının demokratik ve ulasal haklanaa saygı göstenldigi gerçekten de- mokraük, federatif bir yönetime gidilmesini görmek isterim" di- ye karşıhk verdi. Talabani, "Özal ile görüşmek istediginizi söylediniz. Bu konıı- daki girişimlerinize Türkiye'den bir >-anıt geldi mi" sonısuna, "Büemiyorum, ama bu istegjmi- K oluralu bir yanıt verilecegini umarun" yanıtıru verdi. Talaba- ni, özal'ın Londra'da yayımla- nan El-Hayat gazetesine verdi- ği demeci olumlu bulduğunu da kaydederek "Özal bu mülakat- ta Irak Cumhuriyeti çerçevesin- de, Irak Kürtlerinin federatif bir devlet knrmalannı dahi destek- lediğini ilk kez açıkladı. Bu ile- riye doğru atılmış olumlu bir adını" dedi. ARNAVUTLUK Gösteridler askeri akademiyi bastıBELGRAD (Ajanslar) — Arnavutluk'ta dün gece çıkan olaylarda ilk beUrlemelere gö- re en az dört kişi vuhılarak öl- dü, çok sayıda kişi de yaralan- dı. Bir haftadır süren olaylann ardından hükümet görevlileri- nin çoğunluğu da görevinden alındı. Reuter ajansının anti- komünist olarak tanımladığı kaynaklara dayanarak bildirdi- ğine göre olaylar birkaç yüz "asın sağcının" başkent Tiran yakınlanndaki askeri akademi- ye girerek oradaki Enver Ho- ca heykeUni kaçırmak isteme- siyle başladı. Göstericiler daha sonra kendilerine mani olmak isteyen polise ateş açtılar ve bir polisi vurarak öldürdüler. Po- lisin ateşle karşıhk vermesi üze- rine göstericilerden en az Uç ta- ğunu, ancak göstericilerin as- keri akademiye yürümesinin ardından tanklann yeniden or- taya çıktığını belirtiyorlar. Hükümette operasyon Arnavutluk'ta, Savunma ve Dış Ticaret Bakanları dışında- ki tüm kabinenin görevden alındığı bildirildi. Yugoslav haber ajansı Tan- jug'un haberine göre, hüküme- tin görevden aünması yolunda- ki parlamento karan, başkan Ramiz Alia tarafından imza- landı. Tanjug, geçki Başkanhk Konseyi'nin eski Genel Sekre- teri Fatoş Nano tarafından oluşturulduğunu, Nano'nun dünden itibaren başbakanlık görevini Adil Carcani'den dev- Arnavutluk'ta dün gece "aşın sağcı" göstericilerle polis arasında çıkan çatışmada biri polis 4 kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı. Polis 50 göstericiyi tutukladı. Hükümet üyelerinin çoğunluğu görevden alındı. nesinin öldüğü, çok sayıda gös- tericinin de yaralandığı bildiril- di. Poüs yetkilileri olaylarda 50 kişinin de tutuklandığını söyle- diler. Bazı ajanslar ise akade- mi çevresinde silah sesleri du- yulmasını darbeci ve reformist subaylar arasında çatışma ola- rak yorumladılar. Akademi öğrencileri dün gündüz saatlerinde geçen gün- lerde göstericiler tarafından devrilen Tiran'daki Enver Ho- catıeykelinin tekrar yerine ko- nulması talebiyle bir gösteri dü- zenlemişlerdi. Tiran'da bulunan gazeteciler son iki gündttr yaşanan olayla- nn ardından Devlet Başkanı Ramiz Alia'nın kontrolü ele al- dığını acıklamasıyla başkentte- ki tanklann gözden kayboldu- raldığını kaydetti. Kabinede bıraküan iki baka- nın ise, Savunma Bakam Kko Musuki ve Dış Ticaret Bakam Shane Korbeci olduğu bildiril- di. Tanjug, yeni Başkanlık Kon- seyi'nin çok partili seçimlerin yapılacağı 31 mart gününe ka- dar görevde kalacağmı bildirdi. Ajans haberinde, "Başkan- lık Konseyi'nin, bunun, Avru- pa'ya giden bir yol olmadıgını söyleyerek halktan grevlere ve protestolara son yermesini istediğiai" kaydetti. Başkent Tiran, geçen hafta boyunca, komünist aleyhtan gösterilere sahne obnuş, göste- riciler Enver Hoca'nın heyke- lini yıkıp, kitaplannı yakmış- lardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle