11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ŞUBAT 1991 HABERLEftİN DEVAMl ABD BASTIRIYOR CUMHURİYET/17 Sovyetler'de Olan. (Baftarafi 1. Sayfada) Sovyetler'de meydana gelen son bir ay- lık gelişmeter bu soruları güncel kılıyor. Çün- kü bir "geri dönüş'ten söz etmeyi haklı gös- terecek işaretler yok değil. Her şeyden önce Başkan Gorbaçov'un Kremlin'de çevresine topladığı yeni yöneti- ciler daha çok "muhafazakâr "]ardan oluşu- yor. "Zj£>era/"ler, ya tasfiye edilmiş ya da et- kisiz kılınmışlardır. Komünist Partisi'nden, KGB'den, ordu ile askeri-sınai kompleksten gelen yeni takımın, Sovyetler'de saati yeni- den geri çevirmek istediği öne sûrülüyor. Şöyle ki: Piyasa ekonomisine dönük reformların ra- fa kaldırılması; Gorbaçov'un KGB'ye "eko- nomlksuç" diye nrtelenen uygulamalara kar- şı mücadelede açık çek vermesi; ulusal te- levizyona yirve sansür konulması; Baltık cum- huriyetlerindeki bağımsızlık hareketinin tank- larla kanlı biçimde bastırılmak istenmesi... Bu gelişmelerin tümü, Sovyetler'de geri- ye dönüşün açık göstergeleri olarak vurgu- lanıyor. Geri dönüş, ama nereye kadar? Kimine göre Stalin dönemine benzer to- taliter bir düzene doğru... Kimine göre perestroyka (yeniden yapılan- ma) ve glasnost (açıklık) dönemi artık kapa- nıyor; demokratikleşme noktalanırken adım adım diktatörtüğe doğru yol alınıyor; Gorba- çov ya da bir başkası diktatör olabilir... Kimilerinin yorumu biraz daha farklı, diyor- lar ki: Kremlin'in yeni yönetici takımı 1987'den daha geri gitmeye niyetli değil; o yıl açıklık ve yeniden yapılanma ile hızlanan reform süreci, eski düzeni temellerinden sarsmıyordu; Komünist Parti ülkeye hâlâ egemendi; basın eleştirmeye başlamıştı, ama dikkatliydi; ekonomik reformdan söz ediliyordu, fakat kapitalizm savunulmuyor- du; bugün istenen şudur: Sosyalizmi toplum- sal sistemin temeli olarak sürdürmek ve ül- kede bozulan düzeni yeniden kurmak... Kimileri biraz daha iyimser yorumluyor ge- lişmeleri; reform sürecinde olağanüstü güç- lüklerden kaynaklanan geçici bir gerileme- den söz ediyorlar... Ancak genellikle üstünde birleşilen üç nokta dikkati çekiyor: • Reform sürecinde "muhafazakâr"\ann ağır bastığı bir geriye dönüş. • Hız kesmeyen ekonomik çöküntü. • iç savaşa donüşebilecek bir bunalım or- tamı. Bu gelişmelerin tümü Moskova'nın Batı ile, özellikle VVashington'la ilişkilerini germe- ye başlamıştır. Şimdilik bu durumun pek o kadar su yüzüne vurmayışının temelinde kuşkusuz Körfez savaşı yatıyor. Bu konudaki Sovyet desteğinin önemi, Başkan Bush'un Başkan Gorbaçov'a ılımlı yaklaşmasına ne- den oluyor. Peki yarın ne olabilir? Körfez savaşı sonrasında Doğu'yla Batı arasında "İkktciSoğuk Savaş"\n çıkabilece- ğinden söz eden, onun için şimdiden Mos- kova'ya karşı mesafe konulmasını savunan Amerikalı Şahin gözlemciler bile sahnede boy göstermiş durumdalar. Oysa son bir yıldır nasıl da iyimser bir dürv yada yaşıyorduk! Doğu Avrupa'da totaliter rejimler yıkılmış, demokrasi süreci açılmış- tı. Te/cAlmanyagerçekleşmişti. Silahsızlan- ma yolunda olağanüstü adımlar atılıyordu. Avrupa'da yeni düzen Paris Şartı'na bağla- nıyordu. Ve bütün bunların altında imzası olan Mihail Gorbaçov, Nobel Barış Ödülü'- nü alıyordu... Böylesine güzel ve umut verici gelişme- lerden sonra Ikinci Soğuk Savaş mı?.. Bu denli karamsar bir senaryoya ihtimal vermek istemiyoruz. Ancak kuzey komşumuz Sovyetler, çok uluslu karmaşık yapısı içinde öylesine çal- kalanıyor, öytesine fırtınalar geçiriyor ki, dürv yamızın bunlardan etkilenmemesi de olanak- sız gözüküyor. Belırsizliklerin yine ağır bastığı bir dönem- den geçiyoruz. Hiç olmazsa Körfez savaşı bir an önce noktalanabilse... Ya Saddam'sız ordu ya ordusuz SaddamVVashington, Saddam Hüseyin köşeye sıkıştınlmışken bombardımana ara vermek istemiyor. Müttefiklerin kara savaşına yönelik yoğun çabaları, mayın tarlalarının temizlenmesi ve kurbağaadamların Kuveyt açıklarındaki çalışmalanyla sürüyor. UFUK GÜLDEMİR VVASHINGTON — Irak lide- ri Saddam Hüseyin'in barış ini- siyatifi, "Çöl Fırtınası" operas- yonunun gidişatını etkilemedi. ABD, Vietnam Savaşı sırasında kabul edilen geçici ateşkeslerin daha sonra Amerika'ya pahalı- ya mal olduğunu unutmadığın- dan, hava saldırılan önceki ve dun gece de surdü. Üstelik bu- na ek olarak, yakında bir kara harekâtı başlayabileceği izlenimi uyandıran bazı gelişmeler de ol- du. Bu gelişmelerden ilki, Irak'ın mayın tarlalannın yoğun bir petrol bombası saldırısına uğra- masıydı. Uçaklardan atılan pet- rol bombası, fünyenin yere te- ması ile değil, havada patlıyor. Bu patlama, bombanın gövde- sindeki petrolü buhar haline ge- tirerek geniş bir alana yayıyor. Ardından da buhar infilak edi- yor. Böylece kara mayınlarının patlamasına yol açacak bir ba- sınç yaratılmış oluyor. İkinci işa- ret ise ABD deniz piyadelerine bağlı kurbağa adamlann Kuveyt açıklannda çalışmaya başlamış olması. Kurbağa adamlar, olası bir çıkarmaya engel oluşturacak mayınlan temizliyor. Bu iki işaret, ABD uçakları- nın Irak ordusunu eritme ope- rasyonunda belli bir yüzde elde edildiği zaman bir kara ve am- fibik harekâtına girişilebileceği- ni gösteriyor. Ancak bu harekâ- tın klasik anlamda bir kara sa- vaşı olmayacağı, Kuveyt kentin- de 2. Dünya Savaşı'ndaki Sta- lingrad muharebesini andıran türde sokak çatışmalarına giril- mesinden kaçınılacağı bildirili- yor. Bu yüzden de kara harekâ- tının, ABD'ye direniş sırasında yerlerini belli etmek zorunda ka- lacak Irak tank ve topçusunu imha etmek için tarihin belki de en büyük taktik hava desteği ile besleneceği anlaşılıyor. İki senaryo Bu savaş taktiği, doğal ola- Savaşta Moskova durağı SlEMENS T ,, /. Sayfada) duğunu belirterek, Bağdat'ın Kuveyt'ten çekilmek için koşul getirdiği yolundaki yonımlann metni çarpıtmayı" amaçladığı- nı söyledi. Anbari, Konsey bil- dirisinde, "koşul degil iHşkikndirmeJer" olduğunu be- lirtti. Iraklı diplomat, müttefik bombardımanının sürmesi du- nımunda ülkesinin kimyasal si- lah kullanacağını da kaydetti. Gözler Moskova'da Irak'ın Kuveyt'i işgalinden sonra, 'pasif ve "ABD yaniısı" tutum izlemekle suçlanan SSCB, Irak'ın önceki günkü önerisiyle dünya gündeminin ilk sıralanna yükseldi. Irak'ın öne- rilerini 'olumlu' bulduğunu be- lirten Sovyetler Birliği, önerile- rin yapılmasında katkısı oldu- ğunu da vurguladı. Sovyet yetkilileri, birbiri ar- dına yaptıkları açıklamalarda, Irak'ın söz konusu önerilerinin, SSCB Başkanı Gorbaçov'un, Bağdat'a özel temsilcisi Yevge- ni Primakov'u göndermesi so- nucu şekillendiğini belirttiler. Reuter'in haberine gore Dışişleri Bakanı Aleksandr Besmertnih, Irak'ın önerilerinin çatışmanın seyrine ilişkin yeni bir sayfa aç- tığını söyledi. AP'nin bildirdiğine göre de Tokyo'da temaslarda bulunan özel temsilci Primakov, Bağ- dat'ın önerisinin barış yolunda ilk adım olduğunu söyledi. Pri- makov aynca, yann yapılacak Gorbaçov-Aziz görüşmesinden "çok umutlu" olduğunu kaydet- ti. Ajanslar, Primakov'un sözle- rinin, Irak'tan "yeni öneriler gelebüecegi" şeklinde yorumla- dığını kaydettiler. Moskova'nın bir anda Körfez krizinin barışçı yollardan çözü- müne ilişkin en önemli çekim merkezi olması, ABD'de çeşitli kaygılan yanında getirdi. Reu- ter'in haberine göre Amerikan yönetimi çevrelerinde, "Mosko- va, koalisyon desteğini çekiyor mu" sorusu gündeme geldi. Ancak Reuter'in haberine gö- re, Beyaz Saray yetkilileri, Bağ- dat'ın diplomatik girişimlerinin, Irak'ın Kuveyt'ten koşulsuz ve tamamen çıkması konusundaki ABD-SSCB dayanışmasını ke- sinlikle yıkamayacağı inancın- dalar. Yetkililer, aynca Körfez savaşında müttefik stratejisinin Irak'tan gelen bir ateşkes çağ- nsından veya' Irak Dışişleri Ba- kanı'nın Moskova ziyaretinden etkilenmeyeceğini acikladılar. Bir Beyaz Saray yetkilisi, "Sov- yet lidertiğinin Irak'ın Kuveyt'- ten çekilmesini öngören BM ka- rartanndan uzaklaştıgına dair hiçbir işaret gönnedik" dedi. Irak Dışişleri Bakanı Tarık Aziz'in bugün başlayacak Mos- kova gezisi, bugun Bağdat'ın önerileriyle ilgili tartışmalann en üst duzeye çıktığı bir ortam- da gerçekleşecek. Moskova'nın, Aziz'in gezisine verdiği önem, Gorbaçov'un özel temsilcisi Pri- makov ve SSCB Dışişleri Ba- kanlığı Sözcüsü Vitaly Çurkin tarafından dile getirilirken The New York Times ve CNN'in verdiği bir haber yeni bir tartış- mayı başlattı. The New York Times, dün verdiği haberinde, Gorbaçov'- un, ABD, Ingiltere, Fransa'- dan, Aziz'le yapacağı görüşme bitmeden kara harekâtına giri- şilmemesini istediğini öne sür- dü. Gazete, bu isteğin ABD ta- rafından kabul edildiğini be- lirtti. CNN de Pentagon'daki kay- naklarına dayanarak verdiği ha- berinde, Gorbaçov'un, ABD'- den kara savaşına 48 saat için- de başlanmamasını istediğini id- dia etti. CNN, ABD'nin, Gor- baçov'a, savaşın gidişatında bir değişikiik yapılmayacağı şeklin- de bir yarut verdiğini öne sürdü. Bu tartışmalar, Irak'a karşı başlatılması planlanan karahare kâtının çok kısa süre içinde ya- pılacağını ortaya koyarken, ajanslar, müttefiklerin, Suudi Arabistan-Kuveyt sınınna bü- yük bir yığınak yaptığını bildi- riyorlardı. Bu arada AT uyesi Hollanda, ttalya ve Lüksemburg'un dışiş- leri bakanlan, dün gerçekleştir- dikleri yarım günlük Moskova ziyaretleri sırasında yaptıkları görüşmeler sonucunda, SSCB'- nin Körfez savaşına ilişkin tutu- munda hiçbir sapma olmadığı- nı gözlediklerini bildirdiler. Anbari: Irak'ın açıklaması çarpıtılıyor Şebnem Atiyas'ın New York 1 tan bildirdiğine göre, BM Gü- venlik Konseyi, Irak'ın, Kuveyt'- ten çekilmeye hazır olduğu yo- lundaki açıklamasını görüşme- ye dün de devam etti. Irak'ın BM Büyükelçisi Abdii) Emir El- Anbari, Güvenlik Konseyi'nin kapalı toplantısına gelirken ga- zetecilerin sorulannı yamtladı. Büyukelçi Anbari, Irak Devrim Komuta Konseyi'nin açıklama- sının, "son derece açık olduğu- nu, Bağdat'ın koşul getirdiği yo- lundaki yorumların metni çar- pıtmayı amaçladığını" söyledi. Anbari, pek çok ülke tarafından Irak'ın İcoşulları olarak nitele- nen istemlerin "koşul değil ilişkilendirme" olduğunu belir- terek, "Bunların bazıları hemen yerine getirilebilir. Bazılannı ye- rine getinnek ise aylar, hatta da- ha uzun bir süre alabilir" dedi. "Biz, 660 sayılı karan uygu- lamaya hazınz" diyen Anbari, "Bence bu karar, basit bir şekil- de, derhal ve koşulsuz çekilme ile derhal ve koşulsuz görüşme- yi öngörüyor, ancak bunlar ara- sında bir sıra saptamıyor" diye devam etti. ABD ve diğer müt- tefik güçler, Irak önerilerini, "dikkatlice okumadan reddetmekle" suçlayan Anbari, "koşul sözciiğiinü kullanmamalıyız" dedi. Anbari, Güvenlik Konseyi'n- de yaptığı konuşmada da müt- tefik bombardımanın sürmesi durumunda, Irak'ın kimyasal silah kullanabileceğini söyledi. Ajanslann bildirdiğine göre An- bari, Güvenlik Konseyi'nin ka- palı oturumunda, ülkesinin kimyasal silah kullanıp kullan- mayacağına ilişkin soruyu ya- mtlarken, Irak'ın, müttefikler kitlesel imha silahlan kullanma- dıkça kimyasal silah kullanma- yacağıra açıkladığını belirterek, "Ancak, benim göruşöme göre, eger yüksek irtifadan yapılan müttefik bombardımanı sürer- se, bu kitlesel imha olarak degeriendirilebilir" dedi. Arap dünyasında bölünme Körfez krizinin başından bu yana ciddi bir bölünme yaşayan Arap dunyasının, Irak'ın Ku- veyt'ten şartlı olarak çekilme önerisinin karşısında da farklı tepkiler vermesi, Arap ülkeleri- nin arasındaki aynlıkların de- rinleştiğini gösterdi. Irak karşı- tı koalisyonda yer alan Suriye, Mısır, Suudi Arabistan ve Kör- fez İşbirliği Konseyi (KİK) üye- si 5 Arap ülkesi, tutumlarını de- ğiştirmeyeceklerini ve savaşma- ya devam edeceklerini açıklar- ken krizin başından bu yana Irak'ı destekleyen Ürdün, Ye- men, FKÖ, Tunus, Libya, Ce- zayir ve Moritanya, öneriyi olumlu karşıladılar. Irak karşıtı Arap koalisyonu- nun başını çeken Mısır ve Suri- ye ile Körfez İşbirliği Konseyi üyesi Suudi Arabistan, Bah- reyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt ve Umman'ın, Mısır'ın başkenti Kahire'de yaptıkları toplantıda 'savaşa devam' karan alındı. Toplantı- nın bitiminde yayımlanan sonuç bildirgesinde, Kuveyt'in bağım- sızlığına kavuşmasından sonra bölgede yeni bir güvenlik siste- mi oluşturulacağı ve isteyen her Arap ülkesinin bu sisteme katı- labileceği belirtildi. Bildirgede, "Körfez bölgesinin ve Arap dunyasının istikrar ve güvenligi" için gerçekleştirilme- si gereken koşullar şöyle sı- ralandı: 1) Irak'ın, kardeş Kuveyt devletinin topraklanndan koşul- suz ve tümüyle çekilmesi, 2) Kuveyt'in meşru yönetimi- nin işbaşına dönmesinin sağlan- ması, 3) BM Güvenlik Konseyi'nin, Körfez kriziyle ilgili kararlannın tamamının uygulamaya ko- yulması, 4) Devletlerarası anlaşmazlık- ların barışçı yollarla çözülmesi- nin, prensip olarak kabul edilmesi. 'Savaş artık haksız' Bu arada, savaşın başlangı- cından bu yana tarafsız bir tu- tum izleyen Iran, Irak'ın oneri- leriyle ilgili olarak Moskova ile paralel bir tutum izlemeye baş- ladı. İran, önerileri 'olumlu' bulduğunu açıklarken ABD'yi de sert bir dille eleştirdi. Iran Milli Güvenlik Konseyi, Irak'ın önerisinin, Amerika ve müttefiklerinin bu ülkeye karşı yaptıkları saldırılan sürdürme gerekcesini ortadan kaldırdığıru belirtti. Konsey, Amerika ve müttefiklerinin daha önce yap- tığı sivil halk ve ekonomik he- deflere saldırılann da BM Gü- venlik Konseyi kararlanna aykın olduğunu öne sürdü. Konsey- ta- rafından yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Irak tarafından yapılan bu açıklama, Amerika ve müttefik- lerinin saldınlannı sürdürme ge- rekçesini ortadan kaldırmıştır. Bu saldınlar, Irak'ın Müslüman milletinin ve ekonomik kaynak- lannın zarar görmesine neden olmuştur ki bu üzücü bir du- rumdur. Savaşan taraflar, karşı- Ulclı atılacak olumlu adımlarla banşçı bir ortam oluşturma ve catışmayı sona erdirme yolunda Uerlemelidir." İran Dışişleri Bakanı Ali Ek- ber Velayeti, Irak'ın öne sürdü- ğü çeşitli koşullann yerine geti- rilmesi halinde Kuveyt'ten çekil- me önerisini "olumlu" olarak nitelendirdi, ancak üzerinde bi- raz daha çalışılması gerektiğini söyledi. Velayeti, Moskova'dan aynlmadan önce Sovyet resmi haber ajansı TASS'a yaptığı açıklamada iki ulkenin barış önerilerinin de "birbirine çok yakın" olduğunu belirtti. Özal-Bush Bu arada Cumhurbaşkanı Turgut Özal, önceki akşam ABD Başkanı Bush ile bir tele- fon görüşmesi yaptı. Cumhur- başkanlığı Sözcüsü Büyukelçi Kaya Toperi, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, Körfez krizinin başından beri sürdürmekte ol- duğu temaslar çerçevesinde, ABD Başkanı George Bush ile bir telefon görüşmesi daha yap- tığını açıkladı. Kaya Toperi, gö- rüşmede, Körfez savaşı ve son gelişmeler ışığında görüş teati- sinde bulunulduğunu kaydetti. Cok Özel Bir Santral Cok Özel Fiyatlarla Siemens SATURN 12-32 Digital Telefon Santralı Siemens ışyerinizı ve butçenızi düşünen, ilerı teknolojiyle donanımlı, 8 veya 24 hat kapasitelı dıgıtal bir santral sunuyor. Programlanabilır hafızasıyla Siemens SATURN 12-32 Digital Telefon Santralı ışyerinizın telefon trafığıni tek elden yönetir. iç ve dış çağrı toplama, üçiü konferans, kısa kodla arama, mesaj bırakma, çağrı yönlendirme, rahatsız edilmeme, danışmalı bekletme gıbı 30'u aşkın iletışim hüneri ile SATURN 12-32 işyerınizin can damarıdır. SIMKO TİCARET ve SANAYİ A.Ş. Siemens AG Türkiye Genei Mümessili Meottst Mebusan Cad- No:125 Ftndıttı/lstanbui Tel . (1) 151 09 00 Fax {1)152 41 34 rak, ABD'nin Irak ordusuna en az beklediği noktadan saldırma- sını öngörüyor. ABD askeri ma- kamları defalarca, "Irak ordu- suna en beklediği yerden vurma- yacagız" dediler. Amerika'nın bu kapsamdaki seçeneklerinden birisi, Kuveyt'i Irak'tan soyutlayacak biçimde Batı'dan çe\irmesi. Ancak aske- ri stratejistler ABD'nin bu tür bir çevirme harekâtının tehlike- lerine dikkat çekiyor. Bunlardan birisi, Irak içlerinde mevzilenmiş olan yedekteki Cumhuriyet Mu- hafız Birlikleri'nin güneye doğ- ru yönelmesi ve ABD'yi iki ateş arasına alması. Bu çerçevede iki senaryo tartışılıyor: Ankara'nın kapısı 1) ABD, Kuveyt ile Irak'ı bir- birinden koparmak için araya girince Bağdat, Irak içlerindeki birlikleri Kuveyt'e doğru kaydır- mak isteyebilir. Bu birlikleri bu- lunduklan yere çivüemenin yön- temlerinden birisi, Irak'ın kuzey sınırındaki baskıyı arttırmak. Böyle bir gereksinme doğması halinde ABD'nin, sınırdaki as- keri gücünü arttırması için yine Ankara'nın kapısını çalabilece- ği vurgulanıyor. Bu, mutlaka Türkiye'nin doğrudan bir aske- ri rol üstlenmesi anlamına gel- miyor. Üstelik şu ana kadar bu konuda bir talep de yok. Ayn- ca Türkiye de Irak'ın toprak bü- tünlüğüne saygılı olduğunu de- falarca vurguladı. Ama öte yan- dan da geçen hafta bazı ilginç gelişmeler oldu: Suudi Arabis- tan'daki merkezi komutanlık- tan, yani Amerikan Çevik Kuv- veti'nin karargâhından bir askeri heyet Ankara'ya gelerek Cum- hurbaşkam Turgut Özal'a savaş ile ilgili bir brifing verdi. Anka- ra da, Kara ve Hava Kuvvetleri Harekât Daire Başkanhınm, ya- nında üç albay ve Ankara'daki Amerikan yardım heyeti Jusm- mat'ın komutanı Amerikalı ge- neral ile birlikte Suudi Arabis- tan'daki merkezi komutanlık karargâhına yollamaya karar verdi. ABD Savunma Bakanlı- ğı yetkilileri, bu temasların ta- rafların birbirlerinin pozisyo- nundan daha iyi haberdar olma- sı amacına dönük olduğunu ifa- de ediyor. 2) Bu çerçevede gündeme ge- len ikinci senaryo ise şu: ABD bu kara harekâtıyla zaten Irak birliklerinin yerlerini belli etme- sini aınaçlıyor. DolayuLyla Irak üzerinde kuzey cepheden baskı- nın arttırılmasına gerek kalma- dan ABD'nin güneye yönelmek isteyecek Cumhuriyet Muhafız- lan Birlikleri'ni havadan imha- ya girişebileceği tartışılıyor. Şimdilik hangi senaryonun gündeme gelebileceği tam ola- rak kestirilemiyor. Ancak eğer Sovyetler Birliği ile Irak arasın- da yapılacak görüşmeler Irak'- ın son inisiyatifini geliştiren bir yörüngeye girerse, o zaman du- rum değişebilecek. Sovyet lideri Mihail Gorba- çov'un, ABD Başkanı George Bush'a, Bağdat'a yolladığı özel temsilcisi Yevgeni Primakov'un temaslanndan bir sonuç alının- caya kadar olası bir kara hare- kâtını ertelemesini telkin eden bir mektup yolladığı bildiriliyor. Ancak ABD'deki hava o ki Sad- dam Hüseyin'in bu oneriyie or- taya çıkması, Irak ordusunun tümüyle yok olması tehlikesini görmüş olmasından kaynaklanı- yor. O yüzden de Hüseyin, ha- zır köşeye sıkıştınlmışken ara verilmek istenmiyor ve daha so- mut bir öneriyle ortaya çıkması için askeri baskının arttırılması düşünülüyor. ABD, hem Saddam Hüseyin'- in hem de Irak ordusunun ayak- ta kalacağı bir Irak istemiyor, "Ya Saddam'sız ordu ya ordu- suz Saddam" diyor. 130 sivü (Baştarafı 1. Sayfada) çekleştiren 4 Tomado uçağından biri, yerden açılan ateş sonucu düştu, bombalanan köprü de yı- kıldı. CNN, bombalanan çarşı- nın harabeye dönmüş görüntü- lerini yayımladı. Ingiltere Savunma Bakanlığı, Tornado uçaklarının Fallujah kasabasında 130 kadar sivilin ölmesine yol açtığı yolundaki haberlerin araştınldığını açıkla- dı. BBC Radyosu'nun haberine göre İngiltere Savunma Bakan- lığı kaynaklan, Fallujah kasaba- sında Fırat nehri üzerindeki köprüye düzenlenen saldın sıra- sında füzelerin bir apartman ile bir marketi de vurduğu yolun- da haberler olduğunu kaydedi- yorlar. Tüm cesetler çıkanldı öte yandan Irak, müttefik uçaklarının çarşamba günü bombaladıklan sığınakta ölen- lerin cesetlerinin çıkanldığını bildirdi. Bağdat Radyosu, dün sona eren enkaz kaldırma çalışmala- n sırasında 21 ceset daha çıka- nldığını duyurdu, ancak kesin ölü sayısının daha sonra açıkla- nacağını belirtti. Irak, önceki gün bombalanan El Emriya sığınağından 9I'i ço- cuk, 48'i kadın 293 sivilin ceset- lerinin çıkanldığını açıklamıştı. GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Sayın Özal'ın sivilleşme döneminin öncüsü olduğu, "si- vil toplum"u yerleştirmeye çalıştığı, asker ve sivil bürokrat- ların da bu sivilleşme çabalarına karşı çıktıkları ileri sürü- lür. Bu varsayıma dayalı cicili-bicili yapay kuramlar da oluş- turulur. Bu yapay kuramlarda bir eksik var. Bu eksik, Özal'ın kı- sa özgeçmişidir. Özal'ın önlenemeyen yükselişi, 12 Eylül darbesiyle baş- lamıştır. Askeri hükümetin başbakan yardımcısı olarak gö- rev yapan Özal, Devlet Başkanı Evren ve bazı generaller tarafından korunmuş ve kollanmıştır. Özal, sıyasal desteğini 12 Eylül darbesine ve 12 Eylül cun- tasına borçludur. Milli Güvenlik Kurulu'na ne gibi temel konularda genel- kurmay başkanları ve kuvvet komutanları ile çelişkiye düş- müştür? Örneğin, bu "Kürtçe yasasr'nın kaldırılması için asker- lerden bir öneri gelmiş midir? Gelmişse, bu öneri üzerin- de sivil kurulun sivil üyeleri neler konuşmuşlardır? Bunlar bilinmiyor; bilinmediği için de Özal'ın kurulun as- ker üyeleri ile çelişkilere düştüğü, "Kürt yasası" konusun- da da "askerieri aştığı"na inanılıyor. Özal'ın 12 Eylül'den bu yana üst düzey generaller ile arası çok iyidir. 12 Eylül'de Özal'ı koruyan generalleri de emekli olunca Özal korumaktadır. Sayalım mı? 12 Eylül'ün Ankara Sıkıyönetim Komutanı Recep Ergun, ANAP Kayseri Milletvekilidir. Ergun, 12 Eylül öncesinin MİT Müsteşar Yardımcısı'dır. Milli Güvenlik Kurulu'nun asker üyelerinden eski Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Kemal Yamak, bugün hem Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri hem İş Bankası Yöne- tim Kurulu üyesidir. Özal'ın "Kürt yasası" konusunda birtürtü aşamadığı as- ker herhalde Kemal Yamak değildir. Yamak Paşa öteden beri Özal'ın emrindedir. Peki kim? Kim öyleyse? Eski Jandarma Genel Komutanı Burhanettin Bigalı mı? Yo, hayır... MİT Müsteşarlığı da yapan Bigalı, daha üç gün önce Ak- bulut hükümetince MKE Yönetim Kurulu üyeliğine getiril- miştir. Bigalı'nın Özal'a karşı böyle bir tavrı olsa sayın or- general ne kadar isterse istesin böyle bir göreve getirilmez- di. Özal'ın "Kürt yasası" konusunda MİT ile de bir sorunu olmaması gerekir. Böyle bir sorun olsaydı, eski MİT müsteşarlarından Kor- general Hayri Ündül de Ereğli Demir Çelik Şirketi Yönetim Kurulu üyeliğine getirilmezdi. Diyeceksiniz ki: — Ûruğ ile bir sorunu olmadı mı? Bilemiyorum... Kürtler konusunda bir sorun olduğunu da pek sanmıvorum. Sorun olsa Özal, Orgeneral Öztorun'u Genelkurmay Başkanlığı'na atamama karan aldıktan sonra Üruğ'a iki kez "Paşam sizin sürenizi uzatalım" diye öneride bulunur muy- du? Bu "İki Necdet Paşa olayı" o günlerde Başbakanlık Ko- nutu'nayakıngazetecilerce, neredeyse, "Darbeoluyorduda Özal önledi" gibi sunulmamış mıydı? Tabii sonra gelsin "komplo kuramlan." Kuram çok.. Az- gelişmiş demokrasimizde boş varsayımlarla çelik-çomak oy- nayan kuramcı da bol! Uzun sözün kısası: * özal, 12 Eylül darbesinin Türk siyasetıne armağanıdır! 12 Eylül generalleri ile hiçbir sorunu da olmamıştır. işte örnekler ortada. Kahramanmaraş Trene sabotaj: 1 ölü Haber Merkezi — Doğu ve Güneydoğu'daki askeri birlikle- re askeri malzeme taşıyan yuk treni, Kahramanmaraş'ın Pazar- cık ilçesi yakınlarında, terörist- lerin rayları sökmesi nedeniyle devrildi. Kazada, makinist yar- dımcısı Bunyamin Kızılkayası yaşamını yitirirken, çok sayıda kişinin de yaralandığı bildirildi. Bu arada Türk Hava Yollan Amman Bürosu, silahh bir kişi tarafından basıldı. Buroda bu- lunan bir göre\liyi rehin alan saldırgan daha sonra teslim ol- du. Saldırının Türkiye'nin Kör- fez politikasını protesto amacıy- la gerçekleştirildiği bildirildi. Kahramanmaraş Vali Yardım- cısı Ekrem Erdoğan'dan alınan bilgiye göre Doğu ve Güneydo- ğu'nun sınır kesimlerinde ko- nuşlandırılan askeri birliklere malzeme taşıyan yük treni, on- ceki gün 21.30 sıralannda rayia- rın teröristlerce tahrip edilmesi sonucu devrildi. Kazada maki- nist yardımcısı Bunyamin Kızıl- kayası olay yerinde yaşamını yi- tirdi. Vali Yardımcısı Ekrem Et.- doğan, trenin yükü ve yaralı sa- yısı konusunda bilgi vermedi. Ancak kaza sırasında çok sayı- da kişinin yaralandığı ve çevre il- lerdeki hastanelerde tedavi altı- na alındığı öğrenildi. THY bürosuna baskın Bir Ürdunlü, dun Türk Hava Yollan Amman Bürosu'nu bas- tı. Eylemci bir saat sonra tutuk- landı. THY .Amman Bürosu'nda ça- lışan Ürdün uyruklu Mazen adlı gorevli, Irak'ta daha önce tek- nisyen olarak çalıştığını söyleyen Ürdünlünün elinde bir bıçak ve bomba süsü verilmiş bir paket- le bu sabah büroya geldiğini an- lattı. Mazen, Türkiye'nin Körfez savaşına ilişkin politikasını pro- testo ettiğini söyleyen Ürdünlü- nün, Ürdün Meclis Başkanı ile görüşmek istediğini de belirtti. Mazen, bir saat kadar süren eylem sırasında büroda zarar meydana gelmediğini ve polisin Ürdünlü eylemciyi tutukladığı- nı söyledi. Incîrlîkle ; hava' engeK ADANA/MALATYA (Cum- huriyet) — lncirlik'ten irak'a yönelik hava harekâtına yoğun hava muhalefeti nedeniyle bir süre ara verildi. Alman hükümetinin gönder- meyi kararlaştırdığı Roland sa- vunma füzelerinin Diyarbakır uzerinden Malatya Erhaç Üssü1 ne sevki sürüyor. Sağanak halindeki yağmur nedeniyle İncirlik Üssu'nden dün sabahtan akşama dek ABD savaş uçakları kalkış yapamadı. Dün sabaha karşı aniden bastı- ran yağmur nedeniyle, günde or- talama uçü bulan hava harekâ- tı gerçekleştirilemedi. Ancak üs- se eskisinden daha az sıklıkta ol- makla birlikte kargo uçaklarıy- la cephane sevki devam etti. In- cirlik'te ilki önceki hafta sonu olmak uzere yaşanan bu ikinci sessizlik dikkati çekti. Ancak ussun bazı önemli birimlerinde gorevli Türk işçilerinin eskiden olduğu gibi günde fazladan dört saat çalıştıkları bildirildi. Türk Silahh Kuvvetleri ve NATO tesislerinde incelemeler- de bulunmak üzere geçen per- şembe günü Türkiye'ye gelen ve önceki günü Erhaç ve Diyarba- kır'daki denetlemelerle geçiren SACEÜR Orgeneral John Gal- vin dün sabah 07.30'da özel bir uçakla Incirlik'e geldi. Üsteki NATO, ABD ve Türk Silahh Kuvvetleri'nin karargâhlannda bir süre yetkililerle görüşen Ge- neral Galvin'e Irak'a yönelik operasyonlar hakkında bilgiler içeren bir brifing verildiği öğre- nildi. Üste sadece birkaç saat kalması planlanan Galvin'in, yoğun yağış nedeniyle ancak öğ- le saatlerinde lncirlik'ten aynl- dığı belirtildi. ŞtRtVYER HİPODROMinSDAN FtKRETDAGUOĞLU 1. Koşu: F: Kevser (7), P. To- scğlu (1), PP: Akkent (2), S: Boray (3). 2. Koşu: F: New Halo (1), P: Robinson (5), PP: Golden Nugget (4), S: Cloe (6). 3. Koşu: F: Hayrola (6), P: Da- isy'S Boy (4), PP: Dragon 1 (5), S: Maskot (1). 4. Koşu: F: Zengin (7), P: Feh- miço (3), PP: Avraşa (2), S: Number One (10). 5. Koşu: F: Boğaziçi (2), P: Beybaba (4), PP: İlknasip 1 (1), S: Damat (9). 6. Koşu: F: Kalamış (3), P: Ke- rem 3 (4), S: Beyazmartı (2). 7. Koşu: F: Karagülle (6), P: Doğukan (2), PP: Shakazulu (5), PP: Big Boy (3), S: Koray- tay (7). 8. Koşu: F: Tuluyşah (4), P: Akbulut (1), PP: Gönül 11 (3), S: Tulnea (2).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle