Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 ŞUBAT 1991 HABERLEftİN DEVAMl
ABD BASTIRIYOR
CUMHURİYET/17
Sovyetler'de Olan.
(Baftarafi 1. Sayfada)
Sovyetler'de meydana gelen son bir ay-
lık gelişmeter bu soruları güncel kılıyor. Çün-
kü bir "geri dönüş'ten söz etmeyi haklı gös-
terecek işaretler yok değil.
Her şeyden önce Başkan Gorbaçov'un
Kremlin'de çevresine topladığı yeni yöneti-
ciler daha çok "muhafazakâr "]ardan oluşu-
yor. "Zj£>era/"ler, ya tasfiye edilmiş ya da et-
kisiz kılınmışlardır. Komünist Partisi'nden,
KGB'den, ordu ile askeri-sınai kompleksten
gelen yeni takımın, Sovyetler'de saati yeni-
den geri çevirmek istediği öne sûrülüyor.
Şöyle ki:
Piyasa ekonomisine dönük reformların ra-
fa kaldırılması; Gorbaçov'un KGB'ye "eko-
nomlksuç" diye nrtelenen uygulamalara kar-
şı mücadelede açık çek vermesi; ulusal te-
levizyona yirve sansür konulması; Baltık cum-
huriyetlerindeki bağımsızlık hareketinin tank-
larla kanlı biçimde bastırılmak istenmesi...
Bu gelişmelerin tümü, Sovyetler'de geri-
ye dönüşün açık göstergeleri olarak vurgu-
lanıyor.
Geri dönüş, ama nereye kadar?
Kimine göre Stalin dönemine benzer to-
taliter bir düzene doğru...
Kimine göre perestroyka (yeniden yapılan-
ma) ve glasnost (açıklık) dönemi artık kapa-
nıyor; demokratikleşme noktalanırken adım
adım diktatörtüğe doğru yol alınıyor; Gorba-
çov ya da bir başkası diktatör olabilir...
Kimilerinin yorumu biraz daha farklı, diyor-
lar ki: Kremlin'in yeni yönetici takımı
1987'den daha geri gitmeye niyetli değil; o
yıl açıklık ve yeniden yapılanma ile hızlanan
reform süreci, eski düzeni temellerinden
sarsmıyordu; Komünist Parti ülkeye hâlâ
egemendi; basın eleştirmeye başlamıştı,
ama dikkatliydi; ekonomik reformdan söz
ediliyordu, fakat kapitalizm savunulmuyor-
du; bugün istenen şudur: Sosyalizmi toplum-
sal sistemin temeli olarak sürdürmek ve ül-
kede bozulan düzeni yeniden kurmak...
Kimileri biraz daha iyimser yorumluyor ge-
lişmeleri; reform sürecinde olağanüstü güç-
lüklerden kaynaklanan geçici bir gerileme-
den söz ediyorlar...
Ancak genellikle üstünde birleşilen üç
nokta dikkati çekiyor:
• Reform sürecinde "muhafazakâr"\ann
ağır bastığı bir geriye dönüş.
• Hız kesmeyen ekonomik çöküntü.
• iç savaşa donüşebilecek bir bunalım or-
tamı.
Bu gelişmelerin tümü Moskova'nın Batı
ile, özellikle VVashington'la ilişkilerini germe-
ye başlamıştır. Şimdilik bu durumun pek o
kadar su yüzüne vurmayışının temelinde
kuşkusuz Körfez savaşı yatıyor. Bu konudaki
Sovyet desteğinin önemi, Başkan Bush'un
Başkan Gorbaçov'a ılımlı yaklaşmasına ne-
den oluyor.
Peki yarın ne olabilir?
Körfez savaşı sonrasında Doğu'yla Batı
arasında "İkktciSoğuk Savaş"\n çıkabilece-
ğinden söz eden, onun için şimdiden Mos-
kova'ya karşı mesafe konulmasını savunan
Amerikalı Şahin gözlemciler bile sahnede
boy göstermiş durumdalar.
Oysa son bir yıldır nasıl da iyimser bir dürv
yada yaşıyorduk! Doğu Avrupa'da totaliter
rejimler yıkılmış, demokrasi süreci açılmış-
tı. Te/cAlmanyagerçekleşmişti. Silahsızlan-
ma yolunda olağanüstü adımlar atılıyordu.
Avrupa'da yeni düzen Paris Şartı'na bağla-
nıyordu. Ve bütün bunların altında imzası
olan Mihail Gorbaçov, Nobel Barış Ödülü'-
nü alıyordu...
Böylesine güzel ve umut verici gelişme-
lerden sonra Ikinci Soğuk Savaş mı?..
Bu denli karamsar bir senaryoya ihtimal
vermek istemiyoruz.
Ancak kuzey komşumuz Sovyetler, çok
uluslu karmaşık yapısı içinde öylesine çal-
kalanıyor, öytesine fırtınalar geçiriyor ki, dürv
yamızın bunlardan etkilenmemesi de olanak-
sız gözüküyor.
Belırsizliklerin yine ağır bastığı bir dönem-
den geçiyoruz. Hiç olmazsa Körfez savaşı
bir an önce noktalanabilse...
Ya Saddam'sız ordu
ya ordusuz SaddamVVashington, Saddam Hüseyin köşeye
sıkıştınlmışken bombardımana ara vermek
istemiyor. Müttefiklerin kara savaşına yönelik
yoğun çabaları, mayın tarlalarının
temizlenmesi ve kurbağaadamların Kuveyt
açıklarındaki çalışmalanyla sürüyor.
UFUK GÜLDEMİR
VVASHINGTON — Irak lide-
ri Saddam Hüseyin'in barış ini-
siyatifi, "Çöl Fırtınası" operas-
yonunun gidişatını etkilemedi.
ABD, Vietnam Savaşı sırasında
kabul edilen geçici ateşkeslerin
daha sonra Amerika'ya pahalı-
ya mal olduğunu unutmadığın-
dan, hava saldırılan önceki ve
dun gece de surdü. Üstelik bu-
na ek olarak, yakında bir kara
harekâtı başlayabileceği izlenimi
uyandıran bazı gelişmeler de ol-
du.
Bu gelişmelerden ilki, Irak'ın
mayın tarlalannın yoğun bir
petrol bombası saldırısına uğra-
masıydı. Uçaklardan atılan pet-
rol bombası, fünyenin yere te-
ması ile değil, havada patlıyor.
Bu patlama, bombanın gövde-
sindeki petrolü buhar haline ge-
tirerek geniş bir alana yayıyor.
Ardından da buhar infilak edi-
yor. Böylece kara mayınlarının
patlamasına yol açacak bir ba-
sınç yaratılmış oluyor. İkinci işa-
ret ise ABD deniz piyadelerine
bağlı kurbağa adamlann Kuveyt
açıklannda çalışmaya başlamış
olması. Kurbağa adamlar, olası
bir çıkarmaya engel oluşturacak
mayınlan temizliyor.
Bu iki işaret, ABD uçakları-
nın Irak ordusunu eritme ope-
rasyonunda belli bir yüzde elde
edildiği zaman bir kara ve am-
fibik harekâtına girişilebileceği-
ni gösteriyor. Ancak bu harekâ-
tın klasik anlamda bir kara sa-
vaşı olmayacağı, Kuveyt kentin-
de 2. Dünya Savaşı'ndaki Sta-
lingrad muharebesini andıran
türde sokak çatışmalarına giril-
mesinden kaçınılacağı bildirili-
yor. Bu yüzden de kara harekâ-
tının, ABD'ye direniş sırasında
yerlerini belli etmek zorunda ka-
lacak Irak tank ve topçusunu
imha etmek için tarihin belki de
en büyük taktik hava desteği ile
besleneceği anlaşılıyor.
İki senaryo
Bu savaş taktiği, doğal ola-
Savaşta Moskova durağı SlEMENS
T ,, /. Sayfada)
duğunu belirterek, Bağdat'ın
Kuveyt'ten çekilmek için koşul
getirdiği yolundaki yonımlann
metni çarpıtmayı" amaçladığı-
nı söyledi. Anbari, Konsey bil-
dirisinde, "koşul degil
iHşkikndirmeJer" olduğunu be-
lirtti. Iraklı diplomat, müttefik
bombardımanının sürmesi du-
nımunda ülkesinin kimyasal si-
lah kullanacağını da kaydetti.
Gözler Moskova'da
Irak'ın Kuveyt'i işgalinden
sonra, 'pasif ve "ABD yaniısı"
tutum izlemekle suçlanan
SSCB, Irak'ın önceki günkü
önerisiyle dünya gündeminin ilk
sıralanna yükseldi. Irak'ın öne-
rilerini 'olumlu' bulduğunu be-
lirten Sovyetler Birliği, önerile-
rin yapılmasında katkısı oldu-
ğunu da vurguladı.
Sovyet yetkilileri, birbiri ar-
dına yaptıkları açıklamalarda,
Irak'ın söz konusu önerilerinin,
SSCB Başkanı Gorbaçov'un,
Bağdat'a özel temsilcisi Yevge-
ni Primakov'u göndermesi so-
nucu şekillendiğini belirttiler.
Reuter'in haberine gore Dışişleri
Bakanı Aleksandr Besmertnih,
Irak'ın önerilerinin çatışmanın
seyrine ilişkin yeni bir sayfa aç-
tığını söyledi.
AP'nin bildirdiğine göre de
Tokyo'da temaslarda bulunan
özel temsilci Primakov, Bağ-
dat'ın önerisinin barış yolunda
ilk adım olduğunu söyledi. Pri-
makov aynca, yann yapılacak
Gorbaçov-Aziz görüşmesinden
"çok umutlu" olduğunu kaydet-
ti. Ajanslar, Primakov'un sözle-
rinin, Irak'tan "yeni öneriler
gelebüecegi" şeklinde yorumla-
dığını kaydettiler.
Moskova'nın bir anda Körfez
krizinin barışçı yollardan çözü-
müne ilişkin en önemli çekim
merkezi olması, ABD'de çeşitli
kaygılan yanında getirdi. Reu-
ter'in haberine göre Amerikan
yönetimi çevrelerinde, "Mosko-
va, koalisyon desteğini çekiyor
mu" sorusu gündeme geldi.
Ancak Reuter'in haberine gö-
re, Beyaz Saray yetkilileri, Bağ-
dat'ın diplomatik girişimlerinin,
Irak'ın Kuveyt'ten koşulsuz ve
tamamen çıkması konusundaki
ABD-SSCB dayanışmasını ke-
sinlikle yıkamayacağı inancın-
dalar. Yetkililer, aynca Körfez
savaşında müttefik stratejisinin
Irak'tan gelen bir ateşkes çağ-
nsından veya' Irak Dışişleri Ba-
kanı'nın Moskova ziyaretinden
etkilenmeyeceğini acikladılar.
Bir Beyaz Saray yetkilisi, "Sov-
yet lidertiğinin Irak'ın Kuveyt'-
ten çekilmesini öngören BM ka-
rartanndan uzaklaştıgına dair
hiçbir işaret gönnedik" dedi.
Irak Dışişleri Bakanı Tarık
Aziz'in bugün başlayacak Mos-
kova gezisi, bugun Bağdat'ın
önerileriyle ilgili tartışmalann
en üst duzeye çıktığı bir ortam-
da gerçekleşecek. Moskova'nın,
Aziz'in gezisine verdiği önem,
Gorbaçov'un özel temsilcisi Pri-
makov ve SSCB Dışişleri Ba-
kanlığı Sözcüsü Vitaly Çurkin
tarafından dile getirilirken The
New York Times ve CNN'in
verdiği bir haber yeni bir tartış-
mayı başlattı.
The New York Times, dün
verdiği haberinde, Gorbaçov'-
un, ABD, Ingiltere, Fransa'-
dan, Aziz'le yapacağı görüşme
bitmeden kara harekâtına giri-
şilmemesini istediğini öne sür-
dü. Gazete, bu isteğin ABD ta-
rafından kabul edildiğini be-
lirtti.
CNN de Pentagon'daki kay-
naklarına dayanarak verdiği ha-
berinde, Gorbaçov'un, ABD'-
den kara savaşına 48 saat için-
de başlanmamasını istediğini id-
dia etti. CNN, ABD'nin, Gor-
baçov'a, savaşın gidişatında bir
değişikiik yapılmayacağı şeklin-
de bir yarut verdiğini öne sürdü.
Bu tartışmalar, Irak'a karşı
başlatılması planlanan karahare
kâtının çok kısa süre içinde ya-
pılacağını ortaya koyarken,
ajanslar, müttefiklerin, Suudi
Arabistan-Kuveyt sınınna bü-
yük bir yığınak yaptığını bildi-
riyorlardı.
Bu arada AT uyesi Hollanda,
ttalya ve Lüksemburg'un dışiş-
leri bakanlan, dün gerçekleştir-
dikleri yarım günlük Moskova
ziyaretleri sırasında yaptıkları
görüşmeler sonucunda, SSCB'-
nin Körfez savaşına ilişkin tutu-
munda hiçbir sapma olmadığı-
nı gözlediklerini bildirdiler.
Anbari: Irak'ın
açıklaması çarpıtılıyor
Şebnem Atiyas'ın New York
1
tan bildirdiğine göre, BM Gü-
venlik Konseyi, Irak'ın, Kuveyt'-
ten çekilmeye hazır olduğu yo-
lundaki açıklamasını görüşme-
ye dün de devam etti. Irak'ın
BM Büyükelçisi Abdii) Emir El-
Anbari, Güvenlik Konseyi'nin
kapalı toplantısına gelirken ga-
zetecilerin sorulannı yamtladı.
Büyukelçi Anbari, Irak Devrim
Komuta Konseyi'nin açıklama-
sının, "son derece açık olduğu-
nu, Bağdat'ın koşul getirdiği yo-
lundaki yorumların metni çar-
pıtmayı amaçladığını" söyledi.
Anbari, pek çok ülke tarafından
Irak'ın İcoşulları olarak nitele-
nen istemlerin "koşul değil
ilişkilendirme" olduğunu belir-
terek, "Bunların bazıları hemen
yerine getirilebilir. Bazılannı ye-
rine getinnek ise aylar, hatta da-
ha uzun bir süre alabilir" dedi.
"Biz, 660 sayılı karan uygu-
lamaya hazınz" diyen Anbari,
"Bence bu karar, basit bir şekil-
de, derhal ve koşulsuz çekilme
ile derhal ve koşulsuz görüşme-
yi öngörüyor, ancak bunlar ara-
sında bir sıra saptamıyor" diye
devam etti. ABD ve diğer müt-
tefik güçler, Irak önerilerini,
"dikkatlice okumadan
reddetmekle" suçlayan Anbari,
"koşul sözciiğiinü
kullanmamalıyız" dedi.
Anbari, Güvenlik Konseyi'n-
de yaptığı konuşmada da müt-
tefik bombardımanın sürmesi
durumunda, Irak'ın kimyasal
silah kullanabileceğini söyledi.
Ajanslann bildirdiğine göre An-
bari, Güvenlik Konseyi'nin ka-
palı oturumunda, ülkesinin
kimyasal silah kullanıp kullan-
mayacağına ilişkin soruyu ya-
mtlarken, Irak'ın, müttefikler
kitlesel imha silahlan kullanma-
dıkça kimyasal silah kullanma-
yacağıra açıkladığını belirterek,
"Ancak, benim göruşöme göre,
eger yüksek irtifadan yapılan
müttefik bombardımanı sürer-
se, bu kitlesel imha olarak
degeriendirilebilir" dedi.
Arap dünyasında
bölünme
Körfez krizinin başından bu
yana ciddi bir bölünme yaşayan
Arap dunyasının, Irak'ın Ku-
veyt'ten şartlı olarak çekilme
önerisinin karşısında da farklı
tepkiler vermesi, Arap ülkeleri-
nin arasındaki aynlıkların de-
rinleştiğini gösterdi. Irak karşı-
tı koalisyonda yer alan Suriye,
Mısır, Suudi Arabistan ve Kör-
fez İşbirliği Konseyi (KİK) üye-
si 5 Arap ülkesi, tutumlarını de-
ğiştirmeyeceklerini ve savaşma-
ya devam edeceklerini açıklar-
ken krizin başından bu yana
Irak'ı destekleyen Ürdün, Ye-
men, FKÖ, Tunus, Libya, Ce-
zayir ve Moritanya, öneriyi
olumlu karşıladılar.
Irak karşıtı Arap koalisyonu-
nun başını çeken Mısır ve Suri-
ye ile Körfez İşbirliği Konseyi
üyesi Suudi Arabistan, Bah-
reyn, Birleşik Arap Emirlikleri,
Katar, Kuveyt ve Umman'ın,
Mısır'ın başkenti Kahire'de
yaptıkları toplantıda 'savaşa
devam' karan alındı. Toplantı-
nın bitiminde yayımlanan sonuç
bildirgesinde, Kuveyt'in bağım-
sızlığına kavuşmasından sonra
bölgede yeni bir güvenlik siste-
mi oluşturulacağı ve isteyen her
Arap ülkesinin bu sisteme katı-
labileceği belirtildi. Bildirgede,
"Körfez bölgesinin ve Arap
dunyasının istikrar ve
güvenligi" için gerçekleştirilme-
si gereken koşullar şöyle sı-
ralandı:
1) Irak'ın, kardeş Kuveyt
devletinin topraklanndan koşul-
suz ve tümüyle çekilmesi,
2) Kuveyt'in meşru yönetimi-
nin işbaşına dönmesinin sağlan-
ması,
3) BM Güvenlik Konseyi'nin,
Körfez kriziyle ilgili kararlannın
tamamının uygulamaya ko-
yulması,
4) Devletlerarası anlaşmazlık-
ların barışçı yollarla çözülmesi-
nin, prensip olarak kabul
edilmesi.
'Savaş artık haksız'
Bu arada, savaşın başlangı-
cından bu yana tarafsız bir tu-
tum izleyen Iran, Irak'ın oneri-
leriyle ilgili olarak Moskova ile
paralel bir tutum izlemeye baş-
ladı. İran, önerileri 'olumlu'
bulduğunu açıklarken ABD'yi
de sert bir dille eleştirdi.
Iran Milli Güvenlik Konseyi,
Irak'ın önerisinin, Amerika ve
müttefiklerinin bu ülkeye karşı
yaptıkları saldırılan sürdürme
gerekcesini ortadan kaldırdığıru
belirtti. Konsey, Amerika ve
müttefiklerinin daha önce yap-
tığı sivil halk ve ekonomik he-
deflere saldırılann da BM Gü-
venlik Konseyi kararlanna aykın
olduğunu öne sürdü. Konsey- ta-
rafından yapılan açıklamada şu
görüşlere yer verildi:
"Irak tarafından yapılan bu
açıklama, Amerika ve müttefik-
lerinin saldınlannı sürdürme ge-
rekçesini ortadan kaldırmıştır.
Bu saldınlar, Irak'ın Müslüman
milletinin ve ekonomik kaynak-
lannın zarar görmesine neden
olmuştur ki bu üzücü bir du-
rumdur. Savaşan taraflar, karşı-
Ulclı atılacak olumlu adımlarla
banşçı bir ortam oluşturma ve
catışmayı sona erdirme yolunda
Uerlemelidir."
İran Dışişleri Bakanı Ali Ek-
ber Velayeti, Irak'ın öne sürdü-
ğü çeşitli koşullann yerine geti-
rilmesi halinde Kuveyt'ten çekil-
me önerisini "olumlu" olarak
nitelendirdi, ancak üzerinde bi-
raz daha çalışılması gerektiğini
söyledi. Velayeti, Moskova'dan
aynlmadan önce Sovyet resmi
haber ajansı TASS'a yaptığı
açıklamada iki ulkenin barış
önerilerinin de "birbirine çok
yakın" olduğunu belirtti.
Özal-Bush
Bu arada Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, önceki akşam
ABD Başkanı Bush ile bir tele-
fon görüşmesi yaptı. Cumhur-
başkanlığı Sözcüsü Büyukelçi
Kaya Toperi, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın, Körfez krizinin
başından beri sürdürmekte ol-
duğu temaslar çerçevesinde,
ABD Başkanı George Bush ile
bir telefon görüşmesi daha yap-
tığını açıkladı. Kaya Toperi, gö-
rüşmede, Körfez savaşı ve son
gelişmeler ışığında görüş teati-
sinde bulunulduğunu kaydetti.
Cok Özel Bir Santral
Cok Özel Fiyatlarla
Siemens SATURN 12-32 Digital Telefon Santralı
Siemens ışyerinizı ve butçenızi düşünen, ilerı
teknolojiyle donanımlı, 8 veya 24 hat kapasitelı dıgıtal
bir santral sunuyor.
Programlanabilır hafızasıyla Siemens SATURN 12-32
Digital Telefon Santralı ışyerinizın telefon trafığıni tek
elden yönetir.
iç ve dış çağrı toplama, üçiü konferans, kısa kodla
arama, mesaj bırakma, çağrı yönlendirme, rahatsız
edilmeme, danışmalı bekletme gıbı 30'u aşkın iletışim
hüneri ile SATURN 12-32 işyerınizin can damarıdır.
SIMKO
TİCARET ve SANAYİ A.Ş.
Siemens AG
Türkiye Genei Mümessili
Meottst Mebusan Cad- No:125
Ftndıttı/lstanbui
Tel . (1) 151 09 00
Fax {1)152 41 34
rak, ABD'nin Irak ordusuna en
az beklediği noktadan saldırma-
sını öngörüyor. ABD askeri ma-
kamları defalarca, "Irak ordu-
suna en beklediği yerden vurma-
yacagız" dediler.
Amerika'nın bu kapsamdaki
seçeneklerinden birisi, Kuveyt'i
Irak'tan soyutlayacak biçimde
Batı'dan çe\irmesi. Ancak aske-
ri stratejistler ABD'nin bu tür
bir çevirme harekâtının tehlike-
lerine dikkat çekiyor. Bunlardan
birisi, Irak içlerinde mevzilenmiş
olan yedekteki Cumhuriyet Mu-
hafız Birlikleri'nin güneye doğ-
ru yönelmesi ve ABD'yi iki ateş
arasına alması. Bu çerçevede iki
senaryo tartışılıyor:
Ankara'nın kapısı
1) ABD, Kuveyt ile Irak'ı bir-
birinden koparmak için araya
girince Bağdat, Irak içlerindeki
birlikleri Kuveyt'e doğru kaydır-
mak isteyebilir. Bu birlikleri bu-
lunduklan yere çivüemenin yön-
temlerinden birisi, Irak'ın kuzey
sınırındaki baskıyı arttırmak.
Böyle bir gereksinme doğması
halinde ABD'nin, sınırdaki as-
keri gücünü arttırması için yine
Ankara'nın kapısını çalabilece-
ği vurgulanıyor. Bu, mutlaka
Türkiye'nin doğrudan bir aske-
ri rol üstlenmesi anlamına gel-
miyor. Üstelik şu ana kadar bu
konuda bir talep de yok. Ayn-
ca Türkiye de Irak'ın toprak bü-
tünlüğüne saygılı olduğunu de-
falarca vurguladı. Ama öte yan-
dan da geçen hafta bazı ilginç
gelişmeler oldu: Suudi Arabis-
tan'daki merkezi komutanlık-
tan, yani Amerikan Çevik Kuv-
veti'nin karargâhından bir askeri
heyet Ankara'ya gelerek Cum-
hurbaşkam Turgut Özal'a savaş
ile ilgili bir brifing verdi. Anka-
ra da, Kara ve Hava Kuvvetleri
Harekât Daire Başkanhınm, ya-
nında üç albay ve Ankara'daki
Amerikan yardım heyeti Jusm-
mat'ın komutanı Amerikalı ge-
neral ile birlikte Suudi Arabis-
tan'daki merkezi komutanlık
karargâhına yollamaya karar
verdi. ABD Savunma Bakanlı-
ğı yetkilileri, bu temasların ta-
rafların birbirlerinin pozisyo-
nundan daha iyi haberdar olma-
sı amacına dönük olduğunu ifa-
de ediyor.
2) Bu çerçevede gündeme ge-
len ikinci senaryo ise şu: ABD
bu kara harekâtıyla zaten Irak
birliklerinin yerlerini belli etme-
sini aınaçlıyor. DolayuLyla Irak
üzerinde kuzey cepheden baskı-
nın arttırılmasına gerek kalma-
dan ABD'nin güneye yönelmek
isteyecek Cumhuriyet Muhafız-
lan Birlikleri'ni havadan imha-
ya girişebileceği tartışılıyor.
Şimdilik hangi senaryonun
gündeme gelebileceği tam ola-
rak kestirilemiyor. Ancak eğer
Sovyetler Birliği ile Irak arasın-
da yapılacak görüşmeler Irak'-
ın son inisiyatifini geliştiren bir
yörüngeye girerse, o zaman du-
rum değişebilecek.
Sovyet lideri Mihail Gorba-
çov'un, ABD Başkanı George
Bush'a, Bağdat'a yolladığı özel
temsilcisi Yevgeni Primakov'un
temaslanndan bir sonuç alının-
caya kadar olası bir kara hare-
kâtını ertelemesini telkin eden
bir mektup yolladığı bildiriliyor.
Ancak ABD'deki hava o ki Sad-
dam Hüseyin'in bu oneriyie or-
taya çıkması, Irak ordusunun
tümüyle yok olması tehlikesini
görmüş olmasından kaynaklanı-
yor. O yüzden de Hüseyin, ha-
zır köşeye sıkıştınlmışken ara
verilmek istenmiyor ve daha so-
mut bir öneriyle ortaya çıkması
için askeri baskının arttırılması
düşünülüyor.
ABD, hem Saddam Hüseyin'-
in hem de Irak ordusunun ayak-
ta kalacağı bir Irak istemiyor,
"Ya Saddam'sız ordu ya ordu-
suz Saddam" diyor.
130 sivü
(Baştarafı 1. Sayfada)
çekleştiren 4 Tomado uçağından
biri, yerden açılan ateş sonucu
düştu, bombalanan köprü de yı-
kıldı. CNN, bombalanan çarşı-
nın harabeye dönmüş görüntü-
lerini yayımladı.
Ingiltere Savunma Bakanlığı,
Tornado uçaklarının Fallujah
kasabasında 130 kadar sivilin
ölmesine yol açtığı yolundaki
haberlerin araştınldığını açıkla-
dı. BBC Radyosu'nun haberine
göre İngiltere Savunma Bakan-
lığı kaynaklan, Fallujah kasaba-
sında Fırat nehri üzerindeki
köprüye düzenlenen saldın sıra-
sında füzelerin bir apartman ile
bir marketi de vurduğu yolun-
da haberler olduğunu kaydedi-
yorlar.
Tüm cesetler çıkanldı
öte yandan Irak, müttefik
uçaklarının çarşamba günü
bombaladıklan sığınakta ölen-
lerin cesetlerinin çıkanldığını
bildirdi.
Bağdat Radyosu, dün sona
eren enkaz kaldırma çalışmala-
n sırasında 21 ceset daha çıka-
nldığını duyurdu, ancak kesin
ölü sayısının daha sonra açıkla-
nacağını belirtti.
Irak, önceki gün bombalanan
El Emriya sığınağından 9I'i ço-
cuk, 48'i kadın 293 sivilin ceset-
lerinin çıkanldığını açıklamıştı.
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
Sayın Özal'ın sivilleşme döneminin öncüsü olduğu, "si-
vil toplum"u yerleştirmeye çalıştığı, asker ve sivil bürokrat-
ların da bu sivilleşme çabalarına karşı çıktıkları ileri sürü-
lür.
Bu varsayıma dayalı cicili-bicili yapay kuramlar da oluş-
turulur.
Bu yapay kuramlarda bir eksik var. Bu eksik, Özal'ın kı-
sa özgeçmişidir.
Özal'ın önlenemeyen yükselişi, 12 Eylül darbesiyle baş-
lamıştır. Askeri hükümetin başbakan yardımcısı olarak gö-
rev yapan Özal, Devlet Başkanı Evren ve bazı generaller
tarafından korunmuş ve kollanmıştır.
Özal, sıyasal desteğini 12 Eylül darbesine ve 12 Eylül cun-
tasına borçludur.
Milli Güvenlik Kurulu'na ne gibi temel konularda genel-
kurmay başkanları ve kuvvet komutanları ile çelişkiye düş-
müştür?
Örneğin, bu "Kürtçe yasasr'nın kaldırılması için asker-
lerden bir öneri gelmiş midir? Gelmişse, bu öneri üzerin-
de sivil kurulun sivil üyeleri neler konuşmuşlardır?
Bunlar bilinmiyor; bilinmediği için de Özal'ın kurulun as-
ker üyeleri ile çelişkilere düştüğü, "Kürt yasası" konusun-
da da "askerieri aştığı"na inanılıyor.
Özal'ın 12 Eylül'den bu yana üst düzey generaller ile arası
çok iyidir. 12 Eylül'de Özal'ı koruyan generalleri de emekli
olunca Özal korumaktadır.
Sayalım mı?
12 Eylül'ün Ankara Sıkıyönetim Komutanı Recep Ergun,
ANAP Kayseri Milletvekilidir. Ergun, 12 Eylül öncesinin MİT
Müsteşar Yardımcısı'dır.
Milli Güvenlik Kurulu'nun asker üyelerinden eski Kara
Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Kemal Yamak, bugün hem
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri hem İş Bankası Yöne-
tim Kurulu üyesidir.
Özal'ın "Kürt yasası" konusunda birtürtü aşamadığı as-
ker herhalde Kemal Yamak değildir. Yamak Paşa öteden
beri Özal'ın emrindedir.
Peki kim? Kim öyleyse?
Eski Jandarma Genel Komutanı Burhanettin Bigalı mı?
Yo, hayır...
MİT Müsteşarlığı da yapan Bigalı, daha üç gün önce Ak-
bulut hükümetince MKE Yönetim Kurulu üyeliğine getiril-
miştir. Bigalı'nın Özal'a karşı böyle bir tavrı olsa sayın or-
general ne kadar isterse istesin böyle bir göreve getirilmez-
di.
Özal'ın "Kürt yasası" konusunda MİT ile de bir sorunu
olmaması gerekir.
Böyle bir sorun olsaydı, eski MİT müsteşarlarından Kor-
general Hayri Ündül de Ereğli Demir Çelik Şirketi Yönetim
Kurulu üyeliğine getirilmezdi.
Diyeceksiniz ki:
— Ûruğ ile bir sorunu olmadı mı?
Bilemiyorum... Kürtler konusunda bir sorun olduğunu da
pek sanmıvorum.
Sorun olsa Özal, Orgeneral Öztorun'u Genelkurmay
Başkanlığı'na atamama karan aldıktan sonra Üruğ'a iki kez
"Paşam sizin sürenizi uzatalım" diye öneride bulunur muy-
du?
Bu "İki Necdet Paşa olayı" o günlerde Başbakanlık Ko-
nutu'nayakıngazetecilerce, neredeyse, "Darbeoluyorduda
Özal önledi" gibi sunulmamış mıydı?
Tabii sonra gelsin "komplo kuramlan." Kuram çok.. Az-
gelişmiş demokrasimizde boş varsayımlarla çelik-çomak oy-
nayan kuramcı da bol!
Uzun sözün kısası:
* özal, 12 Eylül darbesinin Türk siyasetıne armağanıdır!
12 Eylül generalleri ile hiçbir sorunu da olmamıştır. işte
örnekler ortada.
Kahramanmaraş
Trene sabotaj: 1 ölü
Haber Merkezi — Doğu ve
Güneydoğu'daki askeri birlikle-
re askeri malzeme taşıyan yuk
treni, Kahramanmaraş'ın Pazar-
cık ilçesi yakınlarında, terörist-
lerin rayları sökmesi nedeniyle
devrildi. Kazada, makinist yar-
dımcısı Bunyamin Kızılkayası
yaşamını yitirirken, çok sayıda
kişinin de yaralandığı bildirildi.
Bu arada Türk Hava Yollan
Amman Bürosu, silahh bir kişi
tarafından basıldı. Buroda bu-
lunan bir göre\liyi rehin alan
saldırgan daha sonra teslim ol-
du. Saldırının Türkiye'nin Kör-
fez politikasını protesto amacıy-
la gerçekleştirildiği bildirildi.
Kahramanmaraş Vali Yardım-
cısı Ekrem Erdoğan'dan alınan
bilgiye göre Doğu ve Güneydo-
ğu'nun sınır kesimlerinde ko-
nuşlandırılan askeri birliklere
malzeme taşıyan yük treni, on-
ceki gün 21.30 sıralannda rayia-
rın teröristlerce tahrip edilmesi
sonucu devrildi. Kazada maki-
nist yardımcısı Bunyamin Kızıl-
kayası olay yerinde yaşamını yi-
tirdi. Vali Yardımcısı Ekrem Et.-
doğan, trenin yükü ve yaralı sa-
yısı konusunda bilgi vermedi.
Ancak kaza sırasında çok sayı-
da kişinin yaralandığı ve çevre il-
lerdeki hastanelerde tedavi altı-
na alındığı öğrenildi.
THY bürosuna baskın
Bir Ürdunlü, dun Türk Hava
Yollan Amman Bürosu'nu bas-
tı. Eylemci bir saat sonra tutuk-
landı.
THY .Amman Bürosu'nda ça-
lışan Ürdün uyruklu Mazen adlı
gorevli, Irak'ta daha önce tek-
nisyen olarak çalıştığını söyleyen
Ürdünlünün elinde bir bıçak ve
bomba süsü verilmiş bir paket-
le bu sabah büroya geldiğini an-
lattı.
Mazen, Türkiye'nin Körfez
savaşına ilişkin politikasını pro-
testo ettiğini söyleyen Ürdünlü-
nün, Ürdün Meclis Başkanı ile
görüşmek istediğini de belirtti.
Mazen, bir saat kadar süren
eylem sırasında büroda zarar
meydana gelmediğini ve polisin
Ürdünlü eylemciyi tutukladığı-
nı söyledi.
Incîrlîkle ;
hava' engeK
ADANA/MALATYA (Cum-
huriyet) — lncirlik'ten irak'a
yönelik hava harekâtına yoğun
hava muhalefeti nedeniyle bir
süre ara verildi.
Alman hükümetinin gönder-
meyi kararlaştırdığı Roland sa-
vunma füzelerinin Diyarbakır
uzerinden Malatya Erhaç Üssü1
ne sevki sürüyor.
Sağanak halindeki yağmur
nedeniyle İncirlik Üssu'nden
dün sabahtan akşama dek ABD
savaş uçakları kalkış yapamadı.
Dün sabaha karşı aniden bastı-
ran yağmur nedeniyle, günde or-
talama uçü bulan hava harekâ-
tı gerçekleştirilemedi. Ancak üs-
se eskisinden daha az sıklıkta ol-
makla birlikte kargo uçaklarıy-
la cephane sevki devam etti. In-
cirlik'te ilki önceki hafta sonu
olmak uzere yaşanan bu ikinci
sessizlik dikkati çekti. Ancak
ussun bazı önemli birimlerinde
gorevli Türk işçilerinin eskiden
olduğu gibi günde fazladan dört
saat çalıştıkları bildirildi.
Türk Silahh Kuvvetleri ve
NATO tesislerinde incelemeler-
de bulunmak üzere geçen per-
şembe günü Türkiye'ye gelen ve
önceki günü Erhaç ve Diyarba-
kır'daki denetlemelerle geçiren
SACEÜR Orgeneral John Gal-
vin dün sabah 07.30'da özel bir
uçakla Incirlik'e geldi. Üsteki
NATO, ABD ve Türk Silahh
Kuvvetleri'nin karargâhlannda
bir süre yetkililerle görüşen Ge-
neral Galvin'e Irak'a yönelik
operasyonlar hakkında bilgiler
içeren bir brifing verildiği öğre-
nildi. Üste sadece birkaç saat
kalması planlanan Galvin'in,
yoğun yağış nedeniyle ancak öğ-
le saatlerinde lncirlik'ten aynl-
dığı belirtildi.
ŞtRtVYER HİPODROMinSDAN FtKRETDAGUOĞLU
1. Koşu: F: Kevser (7), P. To-
scğlu (1), PP: Akkent (2), S:
Boray (3).
2. Koşu: F: New Halo (1), P:
Robinson (5), PP: Golden
Nugget (4), S: Cloe (6).
3. Koşu: F: Hayrola (6), P: Da-
isy'S Boy (4), PP: Dragon 1
(5), S: Maskot (1).
4. Koşu: F: Zengin (7), P: Feh-
miço (3), PP: Avraşa (2), S:
Number One (10).
5. Koşu: F: Boğaziçi (2), P:
Beybaba (4), PP: İlknasip 1
(1), S: Damat (9).
6. Koşu: F: Kalamış (3), P: Ke-
rem 3 (4), S: Beyazmartı (2).
7. Koşu: F: Karagülle (6), P:
Doğukan (2), PP: Shakazulu
(5), PP: Big Boy (3), S: Koray-
tay (7).
8. Koşu: F: Tuluyşah (4), P:
Akbulut (1), PP: Gönül 11 (3),
S: Tulnea (2).