25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/JO PAZAR YAZILARI 17 ŞUBAT 1991 New York’tan Venedik‘ten Çirkin savaş r• : Karnavala 1 görüntüleri ŞEBNEM rastladı. Bağdat’ta sığınakta bombalanıp parça parça olan kadın ve çocuk cesetleri, uzun süredir televizyonlarda tekrar tekrar seyredilen ‘harikulade’ teknolojik savaş görüntülerini bozdu. ATİYAS NEW YORK Haber köpek maması reklainandan sonraya rastladı... Bağdat’ta sığınıkta bombalanıp parça parça olan kadın ve çocuk cesetleri, dumanlar, ğri büğrü olmuş e demirler... zun süredir U televizKopenhaj Haber köpek maması reklamından sonraya ve Fransız turist, karnavalı görememenin düşkırıkliğım yaşlyorlar. Venedik’inen hüzünlü karnavalı savaş nedeniyle bu yıl yaşandı. CERRAHOĞLU VENEDİK “Var mı? Yok mu?” Venedik’e “karadan” gelen birkaç Alman ve Fransız turistin gibi işli pencerelerin, oya kalın kapıların ardında kış sessizliğine gömülmüş saray yavrusu Venedik evlerinin önlerinden geçerken birbirlerine sordukları On yılın en soğuk soru bu. v kışı e ‘bora’ yelinin ayazında, Venedjk’in dillere destan vallarından birini yaşamak için karna1 kente koşan turistler düş kırıkgizleyemiyorlar. Bu yıl doçlarının saraylarına ‘ gizlenen karnavala ulaşamıyorlar çünkü. Sürmeli kapılann, pancurlann ardına gizlenen karnavalın keyfine katilamıyorlar. Venedik karnavalı bu yıl ‘gizlice” kutlandı. Karnaval maskelerinin ardına saklanan birkaç Saddamcı teröristin kentte gerçek bir katliam karar yapabileceğine veren kent otoriteleri karnavalı “askıya aldılar”. İsteyen, yüzünü açık bırakmakşartıyla, burada kıyafetin tümüne adını veren “maske”sini giyebilirdi. Ama kent, l980’den bu yana her yıl yaptığı gibi özel bir şenlik T .. Bunun için hiçdüzenlemeyecekti. HER ŞEYE RAĞMEN AŞK Yanlarında gaz maskelerinin bulunduğu kutularıyla Tel Aviv sahillerinde, her şeye ve bir resmi program yapılmadı. Turistleri her zaman aşk... (Fotoğraf: Reuter) Kazanova’nın, l700’lenn o görkemli büyüsüne çağıran o güzelim kostümleri görüntüleyen ilanlar verilmedi gazetelere. Her yıl yer bulmak için birbirleriyle savaş veren turistler, yüzde 70 oranında müşteri kaybetmektenyakınan bomboş bir şey vermeyecek olan bakış rinin, neredeyse dokunaklı bir gazetecilerin uğrak yerlerinden otellerle karşılaştılar. RestoranMİNE G. SAULNIER lar yarı boştu. Zaten sadece biri. larınızla) karşılık verip, yolunu yanı var. Paris’in ışıltılı PARİS Çeşit çeşit turizıp için çalışan küçük za devam ediyorsunuz. Ucuz görkemini, bir çekingenlikle yaince Sen Jermen De Pre ise tam yalnızlık bu dünyada. satılıyor ise yalnızlık onlar. Oysa siz, şıyorlar. Les Deuı Magots’darı destanı Paris tarihinde özel bir havaalarıı anlamıyla sinek avYalnızlık mı demeyin. satılır pahalı yalnızlık peşindesiniz. içeri girmeden önce önünde bir yere sahip. Semte adını veren ki ladı. Yıllardır krizde olan limane kaldı Saint Germain Kilisesi ile o kaç kez gidip geliyorlar. Jean lise, l000’li yıllara doğru inşa na hiçbir gemi uğraınadı. Bir Satılmayan ki? Pahalı yalnızlıklarucuz yalnızlıklar var. güzelim bulvarın birbirine var, Paul Sarte’ın her sabah oturup edilmiş. Kentin en eski kutsal “düşler kenti” olarak tüm dünPahalı yahnızlıkhar, güzel k kavuştuğuöşede, yüzyıllık duvar yazısını yazdığı masayı girişten yerlerinden biri papaz cüppesi yadan ayrı bir keyif ve refah kokulu, yumuşaklığında ipek altında pek çok bilim adamı ye dünyası içinde yaşamaya alişan parçasının üstüne, bir palyaço bakınca dipteki aynanın Venedik ilk. kez kendisini ön olanlar. Damakta bıraktıkları tat, tünemiş. Bembeyazyüzüne önünde olanını, bu kahveye oturan tiştirmiş. l789’da, kızgın safta hissetmenin şokunu yaşaşaşkınlıkarasa kaşlar, yalnızlık nice Fransızdan daha önce bil devrimciler k güzel yazlara, unutuLmaz kiliseyi yakmışlar, şarkılara Yalnızlığın kendisini karası kirpikler, erkeklik diklerine kuşku yok. gebe. talan etmişler; yapının iki dı. Kanatlardaki martılar ve örkitapliğı gerçek bir katbelki pahalıya Odüyorsunuı, komedyasıbıyıklar çizmiş bir Çünkü pek çoğu “aydın” ve kulesini yerle bir edip, tiama yol açan eksi 10derecelik ama size başka bir biçimde geti. “Şarlo’• bu. Bir Paris’in kültür varsıllığını yıkmadıkları mekönı baruthane iç ısı da bu savaş karnavalının biraz da eziklik hisse olarak dönüyor. “Saint Germain Des otostıatroyainyor. parmağı Kaşlarını, dört algılıyorlar; kullanmışlar. hüznünü arttırdı. attın ışıklar kapablini mekanik hareketlerle diyorlar. Pres” Bulvarı’nın, e Fakat Sen Jermen De Günlük gerçeklerden giyinmiş kahvelerinin önünden Pre’nin çevresinde oluşan rengirenk kanatlarla kaçan, barok geçerken duyulan yalnızlık saintckrmain Desprcs Bulvan’mnaltın ışiklar entelektüel çemberin ışığı sönmemiş. kusadamlar çıkmadılar San örneğin.“Sen Jermen De Semtin minik lokantalarla geçerken Marco Meydanı’na Peçeler’inalPre” gel de Fransızcayı sevme. giyjnrn’ Saint Benoit sokağında, bir dize yalnızlık, size başka bir biçimde geri ‘ çevrili Saint Benoit” adını tında çabuk aşklar yaşayan Şöylenişi bile, “Jaleil” “Aupetit . oryantal dansözler, haşmetli güzelliğinde. “J”li sözcükhere, dönüyor. Bulvarda oluşan ... . taşıyan eski bir restoran var. Türkler, Muhteşem Süleyman’oldum olası bayılırım. Boş bir ışığıyıllardır sönmemiş. Evlerin duvarlarma Gerçeküstücülerin buluşma an gönlünü çelen Venedik dilkadeh şıngırtısından ibaret olan Andre Breton ve Louis berleri yerivmiş. kimi yaşamları, birkaç “J”li Andre Breton, Louis Aragon, Wagner, Rache görünmediler ortada. Aragoıı burada tanımışlar l700’lerden beri Türklerle keş... . gibi ünlü adlara ilişkinbilgiler sözcüğü bir araya getirerek birbirlerini. fedilen kahveyi Venediklilere şıppadanaközetleyiverirsin jön, “Jakob” Sokağı’run sakinleri sunan Fiorian kahvesi, birkaç janjan, jarse, jartiyer, java, kenti, kaçak bir 3. Dünkaldınp indiriyor. mile geçirmiş bir korkuluk gibi dönüyor dur ya işçisi ya da cahil ve alışveriş ise bir ansiklopedi sayfası gibi gün için olsun gömüldüğü kış jigolo... Ve sonunda, jübile! “Sen Jermen De Pre” duğu yerde ve dişi seyircilerine, delisi bir yabancı olarak yainızlığından çıkamadı. sayılıyor. Racne, Wagner, Bulvarı’nın üstüne çöken gece kurgulu bebek öpücükleri yol dolaşmak kolay. Ingres Stendhal. Aynı sokağın, Buğulu ve camlarında, yaldızlı daha ve labirent gibi iç içe SenJermen destanında, değil, ışıktan kolyesi daha bir luyor. Gece ayazı paltosuna saaynı apaıtmanında ve sırasıyla, aynalarında görünsün diye, caddenitı rınmış kadınlar; uzun boylu, sa sözünü ettiğim iki kahvenin özel önce Delacroix (1824) tam 100 girensalonlarında birkaç gün, birkaç saat için çalınan sarındağı bir kadife... Bir siyah rışın ve geniş onıuzlu erkeklerin bir yeri var. 1950’hi yıllarda yıl sonra ünlü mimar Le öpücüklerin uçuşan elektrikli havada yanında Cafe Plore” “Aux “ mesken tutmuş. kollarına daha bir sıkı sarılıp, Malrauz, Camus, Jacques Pre Corbusier DeuxMagots” Bütün bu güzelim evlerde, dış çekimi hissedilmedi. karşılarında, gülü gülüveriyorlar. Elbet ku veri, Guillaume Apollinaire ve “Brasserie Lipp”. Vitrinlerin, zeyli ve çoğu turist bunların. tabii Simoae de Beauvoir ile duvara çakılan alçakgönüllü Evlerde yapılan sosyete Fransızlar da bizim gibidir: Sartre’a meküs olan bu yerler, levhalara yazılı bilgiler bunlar. partileri bu kez bir elin on de yalnızlıklarm çift çift gözleri “SaintGermain” Uzun boylu sarışınları sergileniyor. şey vaat edip Çok sayılacak kadar azdı. yine bir ölçüde entelektüellerin parmağıyla hiçbir vermeyecek olan sokaklara Her yıl evinde verdiği karnaval şey bırakmazlar, dişi erkek bak buluştukları referans noktaları. sokaklarında, birleştirip birer madan “afllz” yaparlar hemen. “Brasserle Lipp” ise politikacı zamanın bakışlara, anlık ayırdığı dostlukların partileriyle ünlenen diskotek kandırmacalarla vaat edip hiçParis’e akın eden kış turistleBuların, gösteri sanatçılarının ve lezzetli sever Dışişleri Bakanı Gianni de (yani çok şey yalnızlığı var. NİLGÜN Dıllere destan Venedik karnavalı bu yıl gizlice kutlandı. Kente karadan gelen birkaç Alman Şavaş darbesi Sarayda seks skandalı FERRUH YILMAZ KOPENHAG Yaşamın normal olarak biz güneyliler için sessiz, sakin sürer gibi Danimarka son günlerde göründüğü skandallar ülkesi oldu çıktı. sefer Danimarka’ya sarsan Geçen siyasi bir skandaldan bahsetmiştim. Hani Tamil mültecilerinin eşlerini yanlarına getirmek için yaptıkları başvurulara verilen cevapların gecikmesiyle ve başlayanbaşbakanı bile terleten skandal. Sadede gelirsek, bu seferki skandalamız işin içine kraliyet ailesinin kanştığı bir ‘seks’ skandalı. Olayın başkahramanı da Kraliçe Margrethe’nin uzaktan kuzeni prens Valdemar. Danimarka kraliyet ailesinin Alman kanadından olan Valdemar’la Margrethe’nin büyükdedeleri aynı: Kral 8. Frederik. İşte bu Valdemar şu günlerde, 1977 yılındavlendiği saray fotoğrafçısı e tarafından iktidarsızlıkla Evlenerek prenses suçlanıyor. unvanı saray foıoğrafçısı Anne alan lise soyadı prensle evlenip prenses unvanını aldığı için artık yok kendine yeni bir buldu ve kocası Prens sevgili Valdemar’ı dışarı ediverdi. kapı Kapı dışarı etmekle kalmayıp dedikodu dergisinde prensçalıştığı ten niye ayrıldığını anlatırken “10 yıldır seks yüzü görmediğıni” söyledi. Prens Valdemar ise kendisinin iktidarsızlıkla suçlanmasına fenaçerlemiş olacak ki “Peki i hemen önce yaptığıyılbaşından mu neydi?” diye sordu. Prenses Anne Lise de “Sen ona seks mi diyorsun?” diye cevap verdi. Prens Valdemar da karşılık “Sen göğsünü aldırdıgın olarak, amdiyattın sonra kendim çirkin bulup benle bir yıl yatmadın, ben sesimi çıkardım mı?” dedi. Şimdi prens Valdemar, birlikte yaşadıkları ev prensesin üzerine olduğu için oturacak ev arıyor, parası olmadığı için de sosyal yardım için başvurdu. Sosyal yardım bürosu ise önceden randevusu olmadığı için prens Valdemar’ı geri çevirdi. Prens Valdemar beş parasız ve evsiz barksız ortalıkta kaldı. yonda tekrar tekrar seyredilen “harikulade” teknolojik savaş görüntüleri “çirkin” insan cesetleri ile bozuldu. Bu durumdan ilk şikayet edenler reklam sahipleri oldu. Televizyonların gelir kaynağı reklam sahipleri, savaşın dehşetengLz görüntüleri arasında reklamlarınınyerleştirilmesinden son derece tedirgin oldular. haberlerine hükümetin uyguladığı sansürün yanı sıra böylece yeni bir sansür mekanizması yaratıldı. İlan şirketleri müşterilerinin kesinlikle savaşın “ters” görüntüleri ile ürünlerinin görüntülerinin bozulmasını istemediklerini televizyon yöneticilerine bildirdiler. Ikinci tepki basın kritiklerinden görüntüleri geldi. Bu gösteren televizyonlar elbette vatan hainiydi. İrak propagandası altındakalıyorlardı. İlla iyi gazetecilik yapılacak diye iyi Amenkali olduklarını unutuyorlardı. CNN muhabiri Peter Amett zatenatan hainliği Vietnam v sırasıda tespit edilmiş bir kendini bilmezdi. Bunun üzerine vatanseverlik ve gazetecilik tartışması başladı. yeniden “Dehşetin ilk goriantüleıi” savaşı destekleyen yüzde 80’e göre “Saddam Hüseyin’in propagandası” idi. Bağdat’ta bulunan yaklaşık 30 yabancı basın ensubu bu propagandayı m yutmuştu. Bombalanan yer kesinlikleir sığınak değil, askeri b üstü. Bu görüşü savunanlar Stalin’in ölü trajedidiı, bir “Bir ölü sözlerini milyon ise hatırtatıyorlardı nedense? Savaşın başında Amerikan propagandasına alet olmanın suçluluğu içinde televizyonlar ve basan, emekli askerlerden basın eleştirmenlerine dek “uzmanların” katıldığı oturumlar düzenlediler.Bir emekli asker, “Her gazeteci gazeteciliğinden önce vatanmı düşünmek zorundadır. Yazdığı haberin önce doğruluğnndaadüşmanının işine >ırayjp >ıramayacığım taatabilmelidir.bugün Saddam CNN Hüseyin’i savunuyor. hayatlarını Idılikaye atıp yok etmeye çalışlıklan Irak’ın iletişim bağlantılarını CNN C kuruyor, NN iletişim hatlarını Irakhlaıa kıılaııdınyor. Yapılan ‘vatan hainhigi değil de nedir? Verdiği zararı karşılayabliir mi?” sözleriyle değerlendirdi. Basın mensupları ve CNN temsilcisi Ted Bağdat’taki gazetecilerin neyin propaganda ve düzmece olduğunu nitelikte olduğunu anlalayabilecek savundular. Gazetecinin her zamandostu ya da düşmanına karşı sorgulayıcı olması hatırlatnlar. gerektiğini Basının bütün olumsuz tepkisine rağmen Amerikan kamuoyu sığınağın askeri hedef şeklindeki açıklamasını olduğu b yeterli uldu. Kapılarının önüıideki ağaçlara, arabaların bebek antenlerine, arabalarına, sarı kürdeleler bağladılar. “Askerlenmizi destekliyoruz” rozetlerini yakalarına iliştirdiler. Michelis bu kez “savaş” nedeniyle her türlü sefahat faaliyetlerini iptal etti. Bakanın yakın arkadaşı modacı Fiorella Mancini de her yıl verdiği partileri bırakıp birkaç arkadaşıyla San Marco meydanını turlamayı yeğledi. Modacının arkadaşları bu kış pul ve payetlerle işlenmiş gaz maskeleri sergilediler. Karnavalın en ilgi çekici eylemi savaşı protesto için yapılan gondolcular geçidi oldu. Meşalelerle aydınlatılan yüzlerce karnavahn son gecesi Vegondol, nedik’in en görkemli kanalı “Canal Grande” de istasyonlediler. Kanalın kıyılarında izlemek için toplanan halgeçidi kan alkışları ve barış sloganları arasında ilerleyen geçit, Venedik’in en hüzünlü karnavalinın belleklerde kalan tek renkli anısıyda. dan San Marco Meydam’na dek süren bir “barış geçidi” düzen Oslo Avrupa’nm en büytik köyü ŞÜKRÜ BİLGİÇ OSLO Olaya biraz duygusat bakarsak, büyük kent çıkmazından bunalan insanları ilk Paris’ten Pahalı ve ucüz yainızlıklar bakışta büyüleyen küçük Oslo, aynı zamanda doğayla uygarlığı. yalnızlıkla,toplumsallığı birlikte görürebilen tek başkent belki. Avrupa’nın en büyük köyü yakıştırmasıyla, bir karış çarşısıyla, delik deşik yollarıyla, görkemli olmayan, ama son derece sevimli olan tarihi yapılarıyla,yerlere serpiştirilmiş uygun güzel heykelleriyle, hayvan ve doğa figürleriyle, nefis, temiz, bakımh parklarıyla, genişve büyük yeşilalanlarıyla,her biri ayrı bir tablo görünümündeki bahçeli tahta evleriyle bir düş kenti olan Oslo, aynı zamanda gölleriyle, ormanlarıyla, nefis deniziyle, koyuyla, adalarıyla tüm başkentleri kıskandıracak güzelliktedir. Temiz havasıyla, gürültüsüz trafığiy!e, sinemalarıyla, konser salonlarıyla, tiyatrolarıyla, yazlık kahveleriyle, kısacası ve sosyal kültürel canlılığıyla rahat bir kent Oslo. Son yıllarda birçok ünlü kentin yıllarca önce deneyip de pişman olduğu biçimde beton ve cam yığınlarıyla, uygarlaşma, Avrupalılaşma ve büyüme histerisine tutulmuşa benziyor. Eski, küçük, köylü görünümünden kurtulup yüksek cam ve beton binalarla uygar, büyük, görkendi olmayı düşlemektedir. Bu tür yeniliklerin kendi doğal yapısını , güzelliğini bozduğunun ayırdmdadeğilOslo. Çirkın takılarla, gereksiz makyajla, özentilerle kendisini çirkinleştiriyor. 1 0 ‘ • j Adana Çimento Sanayii Türk A.Ş. Hisse Senetleri Satışa Sunuluyor.. 4. .. ‘ ( .. . Çimentonun sürekli yükselen verimine ortak olun. Adana Çimento Sanayii Türk A.Ş. Hisse Senetlen, 18 20 Şubat 1991 tarihleri arasında satışa sunuluyor. Elektronik işlem yapan bütün şubeleriyle hizmetinize hazır olan bankalar: ip ... (Yurtd,şişube ve temsüciiikleriylebirlikte) A.Ş. T.A.Ş .: .., . v. Tlcmet 1.ııkw A.Ş. A.Ş. Smd A.Ş. A.Ş. 4 ‘ . Adana Çimento Sanayii Türk A.Ş.; 1.000. TL; nominal değerdeki A Grubu beher hisse sattş fiyatı: 270.000. TL. 1.000. TL. nominal değerdeki C Grubu beher hisse satış fiyatı: 30.000. TL. Satın alınabilecek azami tutar: 60.000.000. TL. \ . . , \. . Bu halka arz kapsamında yapılacak satışlarda, A Grubu ve C Grubu hisselerinin birlikte aynı nominal tutarda talep edilmeleri zorunludur. Münferit olarak bir hisse grubuna yapılan talepler k.arş,ianmayacaktır. . . . .“ ..;. .. LIı... . . .. .. . . Sat,şa iiişkin yukarıda belirtilen bankaların şubelerinden temin edilebilir. .: . . .,,, .. :
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle