22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 17 ŞUBAT 1991 KANDtLLtRASATHANE MÜDÜRÜPROE MUAMMER DİZER VE SİSMOLOJÎBÖLÜMÜ ŞEFİDR. BALAMÎR ÜÇER Istanbuldepremedayanıklıdeğil12 Şubat 1991 pazartesi günü öğle saatlerinde Istanbul'da meydana gelen 4.8 şiddetindeki 5 saniyelik deprem kamuoyu ve basma "faciadan ucuz kurtulduk" şeklinde yansıdı. Daha uzun süreli veya şiddetli bir depremin Istanbul'a büyük hasar vereceği genel kanıydı. Türkiye'de ve İstanbul'daki deprem olgusu üzerine Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Muammer Dizer ve Sismoloji Bölümü Şefi Dr. Balamir Üçer ile Haber Merkezi Müdür ' Yardımcımız Leyla Tavşanoğlu görüştü. SÖYLES1LEYLATAVŞAHOĞLU ' IKandilli Rasathanesi ne zaman dep- rem çalışmalanna başladı? DİZER — 1868 senesinde kuruldu. Başlan- gıçta meteoroloji gozlemleri yapmasına rağmen yüzyıhn sonunda Türkiye'de ilk defa deprem kayıtları yapmıştır. Maalesef bu kayıtlar bizim de elimizde mevcut değil. Fakat bunlann 31 Mart Ihtilali'nde tahrip edilen rasathanede bu- lunan deprem aletleri ya da bunlann bir çeşit döküntüleri bizim müzemizde bulunmaktadır. Kandilli Rasathanesi asıl deprem çalışmala- nnı 1924 yılında, yani Türkiye Cumhuriyeti'- nin kuruluşundan sonra ele almış ve deprem aletleriyle Türkiye'de meydana gelen deprem- leri kaydetmiştir. Fakat burada şunu özellikle belirtmek istiyorum: Şimdiye deİc hiçbir resmi kuruluştan destek almamamıza rağmen Cumhuriyet'in ilk dö- nemlerinde Ankara Belediyesi, Kandilli Rasat- hanesi'ne üç takım deprem kayıt aleti hediye etmiştir. Bu da rasathanenin çalışmalanna bü- yük destek olmuştur. Asıl Kandilli Rasathanesi'nde modern dep- rem çalışmalanna Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) kurulduktan sonra başlandı. Gerçekten DPT'nin, Kandilli Rasathanesi'nin bilimsel or- ganizasyonunda ve çalışmasında büyük etki- leri olmuştur. Bugün Türkiye'de büyük bir deprem şebe- kesine sahipsek, Avrupa'da saygın bir yerimiz varsa bu bir yerde Milli Eğitim BakanlığTnm ve DPT'nin desteğiyle olmuştur. Bugün Kan- dilli Rasathanesi'nin Anadolu'da yayılmış sa- bit deprem istasyonlan ve Marmara Bölgesi- ne yayılmış radyolink istasyonlan vardır. Türkiye*deki V depremlere neden olan olay kırık sistemlerdir. Bunlar zaman zaman hayatiyet kazanıyor. Türkiye'de istatistiki bilgilerimiz ne kadar eskiye dayanırsa deprem bölgelerini belirlemek de o kadar saglıkh olacaktır. Buna göre belli bölgelerde depreme dayamklı inşaat yapılabilir. Burada şunu özellikle belirtmek isterim: Anadolu'da çaüşan deprem istasyonlannın aletleri Kandilli Rasathanesi'nde üretilmekte- dir. Bu bakımdan biz kolayhkla deprem istas- yonlan açabiliyoruz. Üniversitenin araştırma fonundan sağladığımız paralarla da aletleri ya- parak istasyonu çalışu" bir duruma getiriyoruz. Biz uzun bir süredir Batı Anadolu'da deprem kayıtları yapıyoruz. Bu deprem kayıtlan Batı Anadolu depremselliğini ortaya koyuyor. Ya- ni Batı Anadolu'da nerelerde deprem olacağı- nı biz artık biliyoruz. Ve bunu bildikten sonra ekonomik bakımdan düşünecek olursak yapı- lacak fabrikaların yerlerini, döşenecek pipe- line'lan, elektrik kablolarını, sanayi kuruluş- lanm, yerleşim alanlannı bu bölgelerden uzak kurmak gibi veriye sahip oluyoruz. •••IHfleAÂ salı günü meydana gelen depre- mi önceden belirleyebildiniz mi? DİZER — O tamamen başka bir konu. Her- kesin söylediği: Deprem olduktan sonra kayıt etmenin ne anlamı var? Bu çok yanlış bir soru olacak. Çünkü biz o bölgenin depremselliğini ya da o bölgenin fıziki özelliklerini bilebilir- sek, depremleri önceden tahmin dediğimiz bu konuya yaklaşabiliriz. Biz bugün Boğazdçi Üni- versitesi Kandilli Rasathanesi olarak Iznik ve Adapazan bölgesinde büyük bir laboratuara sahibiz. Bu bölgede 40'm üzerinde sabit ve sey- yar istasyonumuz var. Bu bölgenin deprem ol- madan önceki davranışım incelemek istiyoruz. Adapazan depreminden sonra Iznik bölge- sinde uzun zamandır 1968 yılından beri gali- ba deprem oünuyor. Oysa biz biliyoruz ki Iz- nik bölgesinde şehirler ortadan kalkmış. Ora- da bir deprem olması doğal, ama ne zaman? Bunu bugün için bizim söyleyebilmemiz müm- kün değil. Böyle bir ortamda jeofîziğin birçok dalında inceleme yapmak, oranın, o bölgenin Fıziği hakkında bilgi almak bizi belki de dep- remlerin önceden tahmini konusuna yaklaştı- racaktır. Onun için Marmara Bölgesi'ndeki depremi söylememiz bugün için mümkün değil; hiçbir ülke için mümkün değil. Bu konuda konuşmak spekülasyondan başka bir şey olmuyor. Bugün Amerika'da 4 şiddetindeki bir depremi tahmin ettiklerini söylüyorlarsa da başka bir depremi tahmin edemiyorlar. Mesela, Çin büyük bir depremi tahmin etti- ğini söylüyor, ama yine de değjl. Japonya bu konuda çok güzel çalışıyor. Oradaki çalışma- ları gördüm. Her üniversitenin depremle ilgili enstitüleri var, laboratuarlan var. Bunlar rad- yolink olarak çalışıyorlar. Her üniversitenin et- rafında 8-10 tane istasyonu var. Her bilgi rad- yolinkle merkeze intikal ediyor ve merkezde de- ğerlendiriliyor. Şimdi... Depremler önceden tahmin edilecek mi? Tabii edilecek, hiç kuşkusu olmasın kim- senin. "Neden" diye bu suali sorarsak... Bir iç- güdü değil ki bu. Televizyonun düğmesini çe- virdiğimizde Amerika'daki insanın.pekala gö- rüntüsünü görebih'yoruz. Bu, seneler önce ta- savvur edilebilir miydi? Böyle bir gelişme ta- bii depremlerin önceden tahmini konusunu müspet bir şekilde çözecek. Deprem çalışma- sında en önemli konu depremleri önceden tah- min. Tabii bunu biz efkân umumiyeye bu şe- kilde aktanrsak olmaz. Daha önce hazırlık ya- pılması lazım. Türkiye'nin depremselliğinin bi- linmesi lazım. Şimdi... Konya'da deprem obnuyor, deniyor. Pekâlâ oluyor, biz kaydediyoruz. Ama oraya biz aletlerimizi yaklaştırmamışız ki. Nasıl biz Batı Anadolu'nun depremlerini biliyorsak, ora- lan da bileceğiz. îşte, ilk kademede Türkiye^ nin depremselliğinin anlaşılması için bütün Anadolu'ya yayılan bir deprem şebekesini kur- mak gerekiyor. Universiteler kuruldu. Üniversitelerin hiç ol- mazsa kendi deprem şebekelerini oluşturma- lan gerekiyordu. Oluşturmadılar. Boğaziçi Üniversitesi bu bakımdan çok şansh. Çünkü Kandilli Rasathanesi gibi büyük bir kuruluşa sahip. Bugün biz Orta Anadolu'da, Doğu Ana- dolu'da birçok deprem istasyonlan kurduk. Kaybedilmiş senelerdir bunlar. Eğer biz bun- lan 10 sene evvel, 20 sene evvel ortaya koya- bilseydik, Türkiye'nin depremselliği pekala bi- PAZAR KONUĞU MUAMMER DİZER BALAMİR ÜÇER1936yılında İstanbul'da doğan Balamir Üçer tlk, orta ve Itse öğremmmı İstanbul'dayaplı. Istanbul Üntversıtesi'nı 1961 yılında bıtırdi. Sismoloji konusunda ıhtısasyaptt Daha sonra Kandilli Rasathanesi 'nde çalışmaya başladı. 1973 yılında rasathanenin sismoloji bolumu şefi oldu. Kendı dalında araştırmalaryaptı, birçok çalışması yayımUmdı Evlu uççocuğu var. 1924yılında İstanbul'da doğan Muammer Dtzer, tstanbul Üniversitesi Fızık Bolumu'nu bıtırdıkten sonra 1947 yılında Kandilli Rasathanesi 'nde çalışmaya başladı. üzmanhk alanı Güneşfizığı olan Prof. Dızer'jn bu konuda sayısız çalışması var Bihm tarihi ve astronomı konusunda çalışmalan var. 1970yılında Kandilli Rasathanesi Müdurluğu görevını ustlendı Son olarak İznık'te genış bir deprem tahmin laboratuvan kurma çahşmalan yaparken bıryandan da Türk Islam astronomı aleüennın sergıleneceğt bir mtizgnin oluşturulmastna çaba harayor. Evli, bırçocuğu var. akarsa çalışma da daha duyarh hale gelir. Bu- nun iki faydası var: Birincisi depreme dayamklı inşaatın yapılması. tkinci konu da depremi ön- ceden belirleme çalışmalan için gerekli bilgi- nin toplanması gerekli. Depreme dayamklı de- yince... İstanbul'daki yapı türleri herhalde dep- reme tam dayamklı denilemez. Çünkü kontrol mekanizması istediğimiz düzeyde değil. Istan- bul'a yakın bir fay sisteminin, orta şiddette de- meyeyim de biraz tahripkâr bir depreme yol aç- ması durumunda İstanbul'da tabii ki hasar olur. Yok dersek yalan söylemiş oluruz. Uma- nz ki böyle büyük bir deprem çok yakın bir- zamanda olmaz. Şunu da söylemek istiyorum. Istanbul bir depremle karşı karşıya kaldığı takdirde elbet- te birtakım sorunlan olacak. Ama bunlar ne boyutta olacak? Bunu söylemek çok zor. Ben birçok deprem bölgesinde bulundum. Çok ağır kayıplar ne yazık ki kötü yapılaşmadan kay- naklanıyor. Mesela Japonya'da 8.7 manyetüd- lü bir deprem bekliyorlar. Bizde köyleri kasa- baları yıkan, binlerce ölüme yol açan deprem- leri Japonya'da insanlar gülümseyerek geçişti- riyorlar. Hiçbir tahribat olmuyor. Her türlü in- şaatı depreme dayamklı biçimde yapmışlar. Peki efendim, depreme dayamklı in- şaat nasıl oluyor? - ÜÇER — Bu yapının türü ve leminin türüy-' le ilişkili bir olay. Binalarda özel yöntemler kul- lanılarak depreme dayamklı inşaat türleri ya- pılabiliyor. Bu konuda gelenekleri olan ABD, Japonya gibi ülkeler bunu yapıyor. Bu konu- da Türkiye'de de birtakım çalışmalar var. Mev- cut yapı türlerini nasıl ıslah edebiliriz ki dep- rem sonrası bu kadar büyük afet olmasın, ça- lışması yapılıyor. Bu bir eğitim olayı, parasal olay... Kalfalar vesaire yetiştirilmeye cahşıhyor, ama ne kadar eğitilebiliyorlar suali sorulabi- Ur. DİZER — Erzunun depremine gittik, gör- dük. Tamamıyla yapı meselesi. Adam okul yap- mış, cami yapmış, birkaç bina daha yapmış, DEPREME DAYANIKLI BİNA — Üçer (solda), Dizer (ortada) arkadaşunız Tavşanoglu'na depreme dayanıklı bina konusunda kontrol eksflüiğini anlatolar. linecekti. Ama bu arada deprem istasyonlan- nın kurulmasında depremleri tahmin konusun- dan öteye giden başka pratik faydalar da var. Mesela memleketimizin birçok yerinde deprem oluyor. Ama biz Türkiye'de deprem şebekesi- ni kurabilirsek bir alarm sistemi oluşturacağız. Bu alarm sistemi ne işe yarayacak? Biliyorsu- nuz, bir yerde deprem oluyorsa o depremin şid- detini bilmemiz lazım. Anını, zamamm bilme- miz lazım ve yerini bilmemiz lazım. Alarm sis- temi sayesinde meskun bir yerdeki depremîn yol açacağı can kaybımn asgariye inmesini »ağ- layabileceğiz. Biliyorsunuz, bir deprem en büyük tahriba- tım 5-10 saniyede yapar. Ama ondan sonraki en büyük tahribat depremden sonra olur. Yan- gın çıkıyor, enkaz altmda kalmış vatandaşlar var, her türlü eziyet altında bulunan insanlar var. Onlara yardımı süratle göturebilmek tabii ki mal ve can kaybım asgariye indirecektir. binanın ö m r ü 70 y ı ldı r . Bir barajın ömrü de 10 bin yıl diye kabul edilir. Çünkü arka arkaya 7 şiddetinde depremler olabilir. Her birinde bir hasar olmasın diye, mesela 70 yıllık bir bina ömründe deprem riskini yüzde 70 düşünürüz. Ama barajda yüzde 99 düşünürüz. \Burada birsorun var. Salı günkü dep- remle ilgili olarak.- Yanılmıyorsam iki üç sa- niye siirdü. Dahafazla sürseydi İstanbul'da ne olurdu? DİZER — Tabii ki şiddetli olur, yıkardı. M^^^Peki, şiddetle ilgili olarak bir sorum var. Salı günkü depremin 4.8 şiddetinde oldu- ğunu açıkladımz. 4.8, şiddeti mi etkisi mi? DİZER — Süre dikkate alınır, amplitudu dikkate alınır. Aletsel bir formül vardır. Her alet için değişir. Bu îbrmülle şiddet hesaplanır. Eskiden vazo devrildi, şu devrüdi bu devrildi diye deprem şiddeti hesaplanmaya çalışılırdı. Şimdi bilimsel bir yaklaşımla hesap yapıyoruz. I Bütün Türkiye'de rasathane olarak bir tek Kandilli Rasathanesi var, değil mi efendim? ÜÇER — Evet. Bir tek Kandilli Rasathane- si var. DİZER — Rasathane diyorsak, üniversite- nin bir astronomi rasathanesi var. ••^•.^Ima bu tür çalışmaların yaptlabilece- ği başka bir rasathane... DİZER — Bu tür bir çalışma yapılabilecek başka bir rasathane Türkiye'de mevcut değil. Biz tstanbul'un meteorolojisini, Türkiye'nin depremini jeomanyetik ölçülerle tespit ettik. Mesela rasathanede 1848 yılından beri yağmur rasatlan mevcut. Herkes kıyameti kopartıyor, barajlarda su kalmadı, tstanbul'un iklimi de- ğişti diye. Istanbul'un ikümi değişmedi ki... İs- tanbul'un insanlan çoğaldı, topoğrafyası de- ğişti. Böyle bir şey yok. Işte, yağmur yağıyor. Neden o yağmunı muhafaza edemiyorlar? Çünkü bütün barajların etrafına gecekondu yaptılar. Benim burada bir memba suyum vardı, ra- sathaneyi onunla pekâlâ idare ediyordum. Ama şimdi idare edemiyorum. Arazinin üzerine bi- nalar yapıhnca su toplama sahalan kesildi. Su toprak içine nüfuz etmiyor. Yani hep doğaya kabahat buluyoruz... ^^•••/z/'n verirseniz yeniden depreme döne- lim. Istanbul ve diğer büyuk şehirlerin deprem- selliğini bize anlatabilir misiniz? DİZER — Efendim, bu çok zülfüyare do- kunan bir soru. ÜÇER — Türkiye"deki depremlere neden olan olay kırık sistemlerdir. Bunlar zaman za- man hayatiyet kazanıyor. Türkiye'de istatistik- bilgilerimiz ne kadar eskiye dayanırsa deprem bölgelerini belirlemek de o kadar sağlıklı ola- caktır. Örneğin her an sürprizlerle karşılaşabilirsi- niz. Hiç ummadığımz bir yerde deprem olabi- liyor. Çünkü çok uzun yıllar sakin kalmış, der- ken birdenbire etkinlik kazanmış. Ve birden- bire orası bir deprem bölgesi olmaya başhyor. 1950 ile 1970 yılları arasındaki istatistiklere bakacak olursak sadece iki bin deprem kayde- dilmiş. Ama 1970'ten sonra sadece günde iki bin deprem kaydediyoruz. Çünkü biz deprem yerlerini ne kadar sağlıklı bir şekilde saptar ve onlar hakkında bilgi edinecek olursak, deprem bölgelerinin belirlenmesi o kadar kolay olur. Yaygm istasyonlardan merkeze ne kadar bilgi hiçbir şey olmamış. Ama başka biri fayın üze- rine bina yapmış, o yıkılmış. Depremin tahri- batı değil o. Toprağın kayması. Deprem onu tahrik etmiş. Ama orada yüzlerce bina yıkıl- mış, cami, okul yıkılmamış. ÜÇER — Yer seçimi konusu çok önemli. Ta- bii yapı türleri konusu da önemli. ^^KKmTürkiye'de bu yapılaşma nedeniyleya- pılar her an depremden zarar görebilır, diyor- sunuz- ÜÇER — Mesela Baymdırhk Bakanlığı'nın belli standartlan var. Ama bu ne şekilde uy- gulanıyor, bu da açık bir sual. Sonra bir dep- rem oluyor, çok üzülüyoruz. Keşke böyle yap- saydık diyoruz. Yani deprem olmadan olabili- ri aklımıza getirmiyoruz. Birtakım şeyleri uy- gulamaktan kaçınıyoruz. Psikolojik bir olay... Xa da eğitim eksikliğidir. Yani adam o işin ris- Memleketimizin birçok yerinde deprem oluyor. Biz Türkiye'de deprem şebekesini kurabilirsek bir alarm sistemi oluşturacağız. Bu alarm sistemi ne işe yarayacak? Bu sistem sayesinde meskûn bir yerdeki depreçıin yol açacağı can kaybımn asgariye inmesini sağlayabileceğiz. kini düşünemiyor. Daha önce de söylediğim gibi herhangi bir yerde orada olabilecek deprem şiddeti hakkın- da bilgilenebiliriz. Ve ona göre bina yapüacak olursa oradaki risk hemen hemen yüzde l'e yüzde 2'ye düşer. Mesela öyle kötü bir zemin üzerine öyle bir kerpiç ev yapılmış ki zaten eli- nizle dokunsanız yıkılacak. MBBMİsterseniz salı günkü depreme döne- tim. Merkez üssü Istanbul'a çok yakın olduğu için mi o kadar şiddetli hissedildi? ÜÇER — Evet, o çok küçuktü. 4.8 şiddetin- de. Daha şiddetli olsaydı tahribat yapardı. DİZER — Ama o şiddette bir deprem de merkez üssü yerleşim alanında olursa tahribat yapar. ÜÇER — Neyse ki merkez üssü İstanbul'da bir deprem olmadı. Hep yakınlanmızda olu- yor. Esas korkumuz Marmara Denizi'nde mer- kez üssü olması. Bu son depremin merkez üs- sü Adalar'ın tam doğusunda kalıyor. DİZER — Marmara Denizi'nde üç tane çu- kur var. ÜÇER — Tam o çukurlann güneybatısında- ki kırık sistemler depreme neden oluyor. Şunu da belirteyim, depremin büyüklüğü kadar de- rinliği de önemli. Belki hatırlarsınız Bükreş depremi Antalya'da hissedilmişti. Bu 4.8 şid- detindeki deprem bizim hesaplanmıza göre aşağı yukan 30-35 kilometre derinliğindeydi. Deprem ne kadar yüzeye yakınsa, yani ne ka- dar sığsa o kadar etkisi hissedilir. • İ ^ ^ H Herkesin merak ettiği bir konu var. Bu deprem şiddet Olçekleri... Bize bunlarla ilgili bilgi verebilir misiniz? ÜÇER — Esasında depremin büyüklüğünü iki türlü ölçebiliriz. Birisi direkt aletlerle olur. Diğeri de arazide yaptığı tahribata göre, bizim izlenimlerimize göre değerlendirilir. tzlenimlere göre şiddet ölçümü örneğin lamba sallanırsa 7'dir, kapı gıcırdarsa şöyledir, biblolar düşer- se böyledir, çukurlar acılırsa gibi... Gerçekte bizim ölçümUmuz tamamen alete dayamr ve deprem sonrası açığa çıkan enerji- nin hemen hemen yüzde 90'ını hesaplayan bir sistemdir. Ve bütün bilim dünyasında da gecerli olan aletlerle ölçülen manyetık değerdir. Bu- nu ilk defa yapan Richter adlı bilim adamı ol- duğu için onun adına izafeten Richter ölçeği denUir. Sadece Richter manyetik değil, degişik man- yetik düzenlemelerimiz de var. Her depreme göre bu manyetik ölçüm farklıdır. Çok uzakta Japonya'da meydana gelen bir depremi farklı biçimde ölçeriz, daha orta uzaklıkta olan dep- remler için farklı yöntem uygulanz. Ama hal- kın akhnı kanştırmamak için topiu olarak bu- na Richter ölçeği diyoruz. Mesela son deprem- de Richter manyetik aletsel şiddeti 4.8 diye açıkladık. •^••l Büyük depremlerde barujlanmızın et- kilenme durumu nedir? ÜÇER — Bu, deprem sonrasında kırık sis- ¥ T p p ı * İstanbul'daki yapı *J V türleri herhalde depreme tam dayanıkh denilemez. Çünkü kontrol mekanizması istediğimiz düzeyde değil. Istanbul'a yakın bir fay sisteminin, orta şiddette demeyeyim de biraz tahripkâr bir depreme yol açması durumunda İstanbul'da tabii ki hasar olur. temindeki hareketle çok ilişkili bir olay. Deği- şik kırılma mekanizmalan var. Değişik meka- nizmalarda değişik ivme değerleri nasıl oluyor. Bu ivme değerleri belirli bir değeri aşüktan son- ra baraj buna mukavemet edemiyorsa o zaman barajın ana gövdesinde bazı hasarlar olabili- yor. Mesela Malatya Pötürge'deki olay... O dol- gu bir barajdır. Onda bazı çatlamalar olmuş- tur. Söylemek istediğim, depremin şiddeti, oluşma mekanizması, yakınhğı elbette sadece baraja değil de diğer santrallara da tesir ede- biür, enerji nakil hatlanna her türlü şeye tesir edebilir. DİZER — Ama burada bir nokta var. Bir barajın, bir binamn ömrü var. Ve orada dep- rem konusunda çalışmalar yapılmışsa 7 şidde- tindeki bir deprem 100 senede, 150 senede mey- dana gelebiliyorsa pekala o yerlerde inşaat ya- pılabiliyor. Tabii inşaat tedbirlerini almak şar- tıyla. Mesela Rusya'da fay üzerinde baraj yap- tılar. Çok tehlikeli ama tedbirini almışlar. Ta- bii bu bir yerde maliyet unsuru, bir yerde de deprem riski. ÜÇER — Mesela bir binanın ömrü 70 yıl- dır. Bir barajın ömrü de 10 bin yıl diye kabul edilir. Çünkü arka arkaya 7 şiddetinde deprem- ler olabilir. Her birinde bir hasar olmasın di- ye. Mesala 70 yıllık bir bina ömründe deprem riskini yüzde 70 olasılıkla düşünürüz. Ama ba- rajda yüzde 99 düşünürüz. Barajın yapımmda bunu duşunmek lazım. Ya maliyet ya da dep- rem riski diyemezsiniz. Dolayısıyla bir opti- mum noktada buluşmanız lazım. W^^^MYalmz burada başka bir şey gündeme geliyor. Eski yapılar... örneğin bir Ayasofya... ÜÇER — Ayasofya örneği çok ilginç. Çün- kü ayakta kalan muhteşem yapılardan birisi. Fakat onda da birçok depremde birçok hasar olmuştur. DİZER — Ayasofya'nın deprem konusun- daki davramşlarmı inceliyoruz. Bu çok önem- li bir olay. ÜÇER — Ayasofya'nın zeminden kubbeye kadar olan değişik yerlerinde değişik sismog- raf sistemleri var. Yani bir deprem dalgası gel- diği zaman temelden itibaren kubbeye kadar deprem dalgasının girişi ne şekilde oluyor, do- layısıyla bu deprem dalgasına binamn muka- belesi ne şekilde oluyor? Bu inceleniyor. DİZER — Çok ilginç bir bina. Tepedeki pen- cerelerin kapanması bile hata. Çünkü adam he- sabım ona göre yapmış. Matematik, bilgisayar bilmiyor, ama yapmış. Bir deneyimi var. Da- ha sonra pencereleri kapatmışlar. Arkadaşlar şimdi pencerelerin açılmasımn gerekli olduğu- nu söylüyorlar. Mesela Mimar Sinan'ın yaptı- ğı desteklerin binanın davranışlannda değişik- lik yaptığım, faydalı olmaktan çok zararlı ol- duğunu Batılılar söylüyor. Ama eğer zararlı ol- saydt 350-400 senedir çoktan yıkılması lazım- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle