Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Karakolda
dövüldti mti?
• ANKARA (ANKA) —
SHP Ankara Milletvekili
Ibrahim Tez, elektrik
mühendisi Ceyhan San'nın
gece polise adres sorması
üzerine görevli polisler
tarafından "alkollü" olduğu
gerekçesiyle Keçiören
Merkez Karakolu'nda
dövülmesi olayını Meclis
gündemine getirdi. SHP'li
Tez, Başbakan Yıldırım
Akbulut'a yönelttiği soru
önergesinde karakoldaki
sorgulama sırasında Ceyhan
San'nın bedeninde hasar
meydana geldiğini belirtti.
Belkemiği ve kaburgalan
kınlan Ceyhan San'nın
Numune Hastanesi
Ortopedi Servisi'nde tedavi
gördüğünü hatırlatan Tez,
"Neden bu şahıs böyle bir
duruma maruz kalmıştır"
diye sordu.
Sadıın
Aren'den çagrı
• ANKARA (ANKA) —
Sosyalist Birlik Partisi
Genel Başkanı Sadun Aren,
Türkiye Işçi Partisi'nin
(TÎP) 30'uncu kuruluş
yıldönümünde, eski
partilileri SBP'ye omuz
vermeye çağırdı. Sadun
Aren, Türkiye Komünist
Partisi ile birleşerek
TBKP'yi oluşturan TlP'in
kuruluş yıldönümü
dolayısıyla yayınladığı
mesajda partüilerin
bağımsızlık, demokrasi ve
sosyalizm için özverili bir
savaş verdiklerini söyledi.
TtP'e ömür verenleri ve
eski genel başkanlan
Mehmet Ali Aybar,
Mehmet Ali Aslan, Saban
Yıldız ve Behice Boran'ı
saygı ve sevgiyle
selamladığını bildiren Aren,
SBP'nin de TtP'lilerin tüm
özlemlerinin ve bu özlemler
doğmltusundaki
savaşımlannın sahici
olduğunu belirtti.
IGünay, Özal'ı
eleştirdi
• SÜRT (Cmnhuriyet) —
SHP Genel Sekreter
Yardımcısı Ertuğrul Günay
hükümetin izlediği dış
politikanın yanhş olduğunu
belirterek "ANAP ve
Cumhurbaşkanı Turgut
özal ABD'nin kucağında
tek başlanna kaldılar. Aktif
dış politika denen olay
ABD'nin emrine girmek
mi? Yoksa gece telefonla
talimat almak mı?" dedi.
SHP milletvekilleri Sedat
Doğan, Kamer Genç, Erdal
Kalkan, Orhan Veli Yıldınm
ve Mehmet Kahraman'la
birlikte Gûneydoğu
Anadolu Bölgesi'ndeki gezi
ve incelemelerini sürdüren
Günay, Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ı
politikasızlıkla suçladı.
SHP'nin cevap
hakkı
• ANKARA (AA) —
SHP'nin TRT'den cevap
hakkı istemi, Ankara 2.
Asliye Ceza Mahkemesi'nce
de yerinde görülmeyerek
reddedildi. Mahkeme,
SHP'nin cevap hakkı
istemiyle ilgili olarak daha
önce 4. Sulh Ceza
Mahkemesi'nin verdiği red
karannı onayladı. SHP,
ban mületvekillerinin TRT
ziyareti ile ilgili olarak
yayınlanan haber üzerine
TRT'den cevap hakkı
istemiş, bu istem kabul
edilmemişti. Bunun üzerine
4. Sulh Ceza Mahkemesi'ne
başvuran SHP, TRT'nin
karannın kaldınlmasım
istemiş, mahkeme de bu
istemi reddetmişti.
Baroyu ziyaret
• tSTANBUL (AA) —
"Savaşa hayır"
propagandası için işbirliği
yapan muhalefet
partilerinin tstanbul il
yöneticileri, dün tstanbul
Barosu'nu ziyaret ettüer.
lstanbul Barosu Başkanı
Turgut Kazan, görüşmeyle
ilgili olarak yaptığı
açıklamada, siyasi parti
temsilcilerinin, savaşa karşı
kendi aralarında
gerçekleştirdikleri ortak
ittifak hakkında görüşlerini
aktardıklarıru belirtti.
Kazan, "Siyasi parti
temsilcileriyle aldığımız
ortak bir karar yok. Onlar
da zaten ortak bir plan
önermediler. Kendi ortak
düşüncelerini bize aktarmış
oldular" dedi.
Grup toplantısında Baykalcılarsuçladı, GenelMerkez savundu
SHP'de 'Körfez' hesaplaşması
Baykal "Partide görüşlerini ortaya koyanlara
'ABD'den vize almaya çalışıyorsun' demek Amerikan
düşmanhğını kullanmaktır" diyen Baykal, ABD
düşmanlığı gibi anlayışlan "külüstür" olarak niteledi.
Baykal, tnönü'yü, izlediği politikalarda DYP'den onay
istemekle suçladı.
Genel Merkez Genel Sekreter Hikmet Çetin, "Parti
içinde ayrım var havası yaratmanız partiye zarar veriyor"
diye Baykal'ı yanıtladı. Genel sekreter yardımcılanndan
Abdülkadir Ateş, kendisini ziyaret eden bir ABD
yetkilisinin Baykal'a benzer şeyler söylediğini ve genel
merkez politikalarını eleştirirken Baykal'ı övdüğünü anlattı.
ANKARA
(Camhoriyet
Barosa) —
SHP'de Körfez
savaşıyla yeni
boyut kazanan
parti içi tartış-
malar dünkü grup toplantısın-
da gündeme geldi. Eski Genel
Sekreter Deniz Baykal, SHP'nin
izlediği politikayı eleştirerek
"Savaşın bu aşamada bitmesini
istemek, kaklı bir barış hedefi
degUdir" görüşünü savundu.
Baykal, iktidann üsleri kullan-
dırttı diye Yüce Divan'a gidece-
ğini söylemenin de "bir
talihsizlik" olduğunu vurgular-
ken, "partide görüşlerini ortaya
koyanlara 'ABD'den vize alma-
ya çalışıyorsun' demek Ameri-
kan diişmanhgını kullanmakür.
Banlar kargaşa yaratıyor" dedi.
Baykal, İnönu'yü izlediği poli-
tikalarda DYP'den onay iste-
mekle suçladı. Baykal'a yanıt ve-
ren Genel Sekreter Hikmet Çe-
tin, "Biz iktidara yalnız üsleri
kallandırdığı için degil, bütün
izlediği politikalar nedeniyle
*yüce divan mesajı' verdik" di-
ye konuştu. Genel Sekreter Yar-
dımalanndan Cevdet Selvi de
Baykal'a sert bir biçimde yanıt
vererek, "Savaşa hayır diyenle-
rin tutuklandığı Türkiye'de
Özal'dan biraz geç teşekkür
alduuz" dedi. Baykal'ı destekle-
yen bir konuşma yapan İsmail
Cem ise özal konuşmasını be-
ğendi diye Baykal'ın "hain ilan
edilemeyecegini" vurgulayarak
"Türkiye'de 'Baykal ABD'den
vize alıyor' yaklaşımı ile politi-
ka yapmanın halkı kandınnak
oldnğunu, bu anlayışla bir yere
vardamayacagını" ifadeetti. Ye-
terlilik önergesi verilen görüşme
bugün de sürecek. Eleştirilere
Genel Başkan Erdal İnönü'nun
de yanıt vermesi bekleniyor.
SHP grubunda, 29 Eylül'de
yapılan son olağanüstü kurul-
taydan bu yana parti politikası
konusunda ilk kapsamlı tartış-
ma dün yapıldı. Gerilimli baş-
layan grup toplantısında Genel
Başkan Erdal Inönü, Körfez sa-
vaşındaki gelişmelere değinen
bir konuşma yaptı. tnönü,
Irak'ın da Kuveyt'ten mutlaka
çekileceğini anlatarak, "Ancak
büinmeyen şey, bu amaca ne za-
man ulaşılacağıdır. Irak çekil-
dikten sonra savaşın nerede na-
sıl biteceğidir. Bu savaşa ulusu-
muzu da katmak isteyecekler
tnidir? Biz bö>1e bir olasılık kar-
şısında böyle bir iktidann ma-
ceraya atılmamasını istiyonız"
dedi. Ortadoğu'da banş çözü-
müne eninde sonunda ulaşılaca-
ğını kaydeden Inönü, Türkiye^
nin bu sürece katkıda bulunma-
sını istedi. tnönü, şimdi savaşa
katıhnmaması, savaştan sonra
da bagomsu davrarulması gerek-
tiğini belirterek, bunları yapar-
ken Arap ve Ortadoğu ülkeleri
ile iyi ilişkileri kaybetmemenin
şart olduğunu vurguladı.
İnönü'nun konuşmasından
sonra basına kapalı olarak süren
grupta söz alan Baykal, bir sü-
redir beklenen konuşması için
kürsüye geldi. Baykal, "6 ay 10
gün sonra parti grubunda konu-
yn konuşma fırsatı bulduğum
için gruba teşekkür ederim" söz-
leriyle başladığı konuşmasında,
Ortadoğu'da bir devletin bir
başkasını işgaliyle savaşın 'bir
realite" olarak ortaya çıktığını
anlattı. Baykal, Ortadoğu'da
bundan önce çatışma olmama-
sının barış anlamına gelmediği-
ni, bu bölgede istikrann olma-
dığına dikkati çektikten sonra
özetle şu görüşleri dile getirdi:
"Savaşın şu aşamada sona er-
mesini istemek silahların tetigi-
ni çekmemeyi istemek, kalıcı bir
banş hedefi değildir. Bir dikta-
töriin işine geldiği zaman tetigi
çekecek ortamı bilerek sükûnet
istemek banş değildir. Keşke
Kuveyt işgal edilmeseydi. Keşke
Irak çekîlseydi. Ama bunlar ol-
madı. Şimdi denge bozulmuş-
tur. Siz tetigi çekmekten vazge-
çİB demek çözüme dönük bir gi-
rişiın değildir. Banşı güvence al-
tına alacak düzenlemeleri gör-
mezlikten gelerek geçki bir mü-
tareke talebini banş yerine koy-
mak mümkün değildir."
Sorun karşısında iktidann net
bir tavır ortaya koyamadığım,
kişisel tercihlerle ve 19. yüzyıl
sömürge mantığı ile meseleye
yaklaştığını ifade eden Baykal,
"Türkiye'nio sıcak savaşın içine
girmesi kabul edilemez. Bu te-
mel bir tercihtir. 2 ağustos son-
rası partimiz bunu ilan etmiştir.
Siyasi iktidar üsleri kullandırt-
tı. Bu karar bizira resmi parti
karanmıza karşıdır. Bizim terci-
himize karşıük iktidar başka bir
tercih içine girmiştir. Burada bir
noktayı açığa kavuştunnak ge-
rekir Türkiye'de herbangi bir
iktidann böyle bir tercihi yapma
imkfinı var mıdır yok mudur?"
diye sordu. Baykal ardından,
"Bizim başka bir tercih içinde
otmamız, bizim dışunızdakiierin
de bnnu kullandıracağını kabul
etmeyeceğimizi belirtmek ve
bundan sonra da bu karan alan-
ların Yüce Divan'a sevkini iste-
mek talihsizlik ohnuştur. Çün-
ku demokrasi anlayışına, yakla-
şımına uymaz" dedi.
ladıktan sonra, SHP'nin bölge-
ye yönelik, kapalı kalmış, tercih-
siz, ikircikli politikalarla Orta-
doğu kültürüne bağlı bir kültür
modeli verdiğini anlattı. Baykal,
"Saddam'a gösterdigimiz ilgiyi,
saygıyı niçin Kuveyt halkına
göstermiyonız?" diye sordu.
ABD düşmanhğı
Baykal daha sonra şöyle dedi:
"Partide görüşlerini ortaya
koyanlara, 'ABD'den vize alma-
ya çalışıyorsun' demek, ABD
düşmanugını kullanmakür. Tür-
kiye, devletlere düşman olamaz.
ABD'den vize ahyorsun diyen
insanlar partide bir kargaşa ya-
ratıyoriar. Bunun için de iş,
ABD bayrağının yalulmasına
kadar gidiyor. Bunlar doğnı de-
ğildir. Sosyal demokrasinin çı-
kan da burada yoktur. 1970'li
ydlann öğrenci derneği yöneti-
cisi anlayışı ile SHP idare edile-
mez. Türkiye cağın gereklerine
aygnn BM hukukunun saygıde-
ger oldnğunu kabul eden, ken-
disini Batı dünyasının bir parçası
gören anlayışa gelmelidir."
ABD düşmanlığı gibi anlayış-
lan "külüstür" diye niteleyen
Baykal, İnönu'yü, izlediği poli-
tikalarda DYP'den onay iste-
vekili Ethem Cankurtaran,
SHP'nin izlediği politikalan ge-
nel olarak doğnı bulduğunu,
ancak gelişmelere uygun politi-
ka üretilmesi gerektiğine dikkat
çekerken, ardından söz alan Ge-
nel Sekreter Yardımcısı Selvi şu
noktalar üzerinde durdu:
"Sayın Baykal'ınki çok geç
kalmış bir konuşmadır. Konuş-
masında yararlanılacak bir şey-
ler varsa çok önceden söyleme-
si gerekirdi. Bnnu yetkili organ-
larda konuşmalıydı. Bekleyip,
kamuoyunda tereddütler yarata-
cak açıklamalar yaptıktan son-
ra buraya gelip konuşmasında
yeni bir şeyin bulunmadığını
hayretle gördüm. İşin ilginç ya-
nı. bunlar daha önce Özal'ın an-
latmaya çalıştığı konulardı. O
zaman Özal ne istediğini bilme-
digi şeklinde söylendi. Ancak
Özal'ın söylemek istediği, sizin
burada avnnalı konuşmanızdır.
Türkiye'de savaşa hayır diyenler
gözaltına alınıyor. Bu tür yak-
laşımlan talihsiz sayıyorum.
Bunlar Türkiye'deki gerçekleri,
baskılan kavıayamayan insanla-
ra özgüdür. Bunu insanlann sa-
vaşa karşı olmadığı biçiminde
yansıtmak talihsizlik olmuştnr.
'Amerika düşmanlığı ile bu işle-
lı çıkmasına şaşırdığını kaydetti.
Toplantının son bölümünde
söz alan İsmail Cem ise "Tür-
kiye, Özal'ın politikasının cerçe-
vesine sıkışmış kalmıştır. Bay-
kal'ın geürdiği yeni anlayış halk-
ta heyecan yaratmıştır. Birbiri-
mizi suçlamaya değil, anlamaya
ihtiyacımu var" diye konuştu.
İnönii, Güneydoğu'ya
gidiyor
SHP Genel Başkanı lnönü
başkanlığında toplanan
MYK'nın iki buçuk saat süren
toplantısından sonra gazetecile-
re açıklama yapan Genel Sekre-
ter Hikmet Çetin, toplantıda
bazı MYK üyelerinin geçen haf-
ta yaptıklan yurt gezileriyle il-
gili olarak bilgi verdiklerini be-
lirtti. Çetin, toplantıda aynca
İnönü'nun şubat -ayının ikinci
yarısında gerçekleştireceği yurt
gezilerinin görüşüldüğünü kay-
detti.
Genel Sekreter Çetin, İnönü'-
nun 16 şubat gunü tstanbul'da
kapatılan DİSK'in kuruluş yıl-
dönümü törenine katılacağım,
23-24 şubat günleri arasında
Gûneydoğu, 28 şubat-1 mart ta-
rihleri arasında Trakya gezisine
BAYKAL MUTLU — Grup toplanüsı sonrası Baykal, Ismail Cem ve Eşref Erdem oldukça neşeliydiler. (Fotoğraf: Rıza Ezer)
Üslerin kullandınlmasının,
Irak'a, Türkiye'ye saldırı hakkı
verdiğini söylemenin de "bir
başka talihsizlik" olduğunu be-
lirten Baykal, "Uluslararaa hu-
kuk açısından üslerin kullandı-
nlması Türkiye'ye saldın hakkı-
nı vennez" diye konuştu.
Baykal, SHP yönetiminin,
Irak'ın Kuveyt'ten çıkanlmasına
dönük müttefık güçlerin müda-
halesini destekleyip destekleme-
diğini de sorarken, "Kimse
Irak'ın emrivakisini hazmetme,
doğal karşılama tercihi içinde
bulunmak istemiyor. tnönü,.
'Banş süreci Batılı ülkelerin çı-
kar çatışmalarından dolayı
gerçekieşmiyor' dedi. Yani bir
anlamda Batı ülkeleri banş için-
de Irak'ın çekilmesini engelle-
miştir. Bunu kabul mu edece-
ğiz?" diye devam etti.
Ortadoğu'da banş sürecinin
bir dizi sorunun çözümünden
geçtiğini anlatan Baykal, üsleri
kullandıran iktidara "Yüce Di-
van yerine, sivil savunma önlem-
leri almadı diye kıyamel kopar-
tılması gerektiğini" söyledi.
Baykal, savaş sonrası Türkiye1
nin bölgenin kalkınmasında ak-
tif rol alması gerektiğini vurgu-
mekle de suçladı. Kendi yöne-
timleri dönemlerinde İnönü'nun
"Saddam'a karşı dünya ordusu"
derken bu yönetimle "Saddam'ı
ziyaret ettiğini" ifade eden Bay-
kal, yine İnönü'nun bir açıkla-
masına atıfta bulunarak "Özal
ve iktidann politikalannı da ak-
lamakta o kadar acele
etmeyelim" dedi.
Genel merkezden yanıt
Daha sonra söz alan Genel
Sekreter Hikmet Çetin, Bay-
kal'a, "Yüce Divan mesajımn ik-
tidara salt nsler nedeniyle
veriimediğini" söyleyerek yamt
vermesi ardından SHP'nin bu-
güne kadar izlediği banş yanh-
sı politika üzerinde durdu. Bu-
nun kamuoyu tarafından des-
teklendiğini ifade etti. Çetin,
"Özal'ın tek başına dış poUtika-
yı yönetmesi, ülkeyi savaşa sü-
rüklemesi, üsleri kullandırması
nedeniyle Yüce Divan'dan söz
ettim" dedi. Çetin, parti içinde
ayrım var havası yaratmanız,
olay varmış gibi davramşlara
girmeniz partiye zarar veriyor"
diye konuştu.
Kurultay sırasında Baykal ile
birlikte hareket eden İçel Millet-
re bakılamaz' diyorsunuz. SHP
ne ABD've ne diğer ölkelere kin,
duygusal bir biçimde düşmanlığı
uygun görmez. Düny^ küçül-
müştür. Kinle, duygusallıkla
ABD'ye düşman olunacak çağ
geçmiştir. Biz dünyada yerimizi
almışız. Artık Çin Seddi gibi set-
lerle çevirip dünyadan kopaca-
ğız diyen kimse yoktur. Çağın
gereklerine uyacağız. Ancak bi-
zim ln«lıgınııy şudun Amerika^
dan fazla Amerika'ya kendi ül-
kenüzi peşkeş çekmeye kalkan-
lara kızıyoruz. Onursuz, teslimi-
yetçi politika izleyenlere kızıyo-
ruz. Bunlara karşryız. Ne diyor-
sunuz? Sıcak savaşa mı girelim?
tkinci cepheyi mi acalım? Ama
geç oldu. Bu söylediğinize uy-
gun davransaydınız, ANAP'tan
teşekkür almaz, onlan aklamış
konuma düşmezdiniz."
Genel Sekreter Yardımcılann-
dan Abdülkadir Ateş, kendisini
ziyaret eden bir ABD'li yetkili-
nin genel merkez politikasını
eleştirirken "Sizin parümizde bi-
le farklı görüşler var" dediğini,
kendisinin buna karşı çıktığıru
söyledi. Ateş, ancak birkaç gün
sonra Baykal'ın açıklamasmı
görünce ABD'li yetkilinin hak-
çıkacağım bildirdi.
İnönü daha sonra eski CHP
milletvekilleriyle Anadolu Kulü-
bü'nde yemek yedi.
İnönü yemekte yaptığı konuş-
mada, parti politikalarını savu-
narak "8 yıldır siyaset hayatın-
dayım, bugünlerde özellikle
dogru bir iş yaptığımızı
hissediyonım" dedi.
Kendilerine yönelik eleştirile-
rin arttığına dikkat çeken İnö-
nü, şöyle konuştu:
"Bizim üzerimize bu kadar
geniş bir eleştiri karapanyası
üretilmesi, yurtiçinden yurtdışı-
na kadar çeşitli çevrelerden bi-
ze bu kadar eleşüriler yöneltil-
mesi, yaptığımızın ne kadar
doğnı olduğunu ve bizim yaptı-
ğımızın halk tarafından ne ka-
dar tutulduğunu gösteriyor.
Geçmişte ANAP'taki arkadaş-
lar, en büyük yetkililer beni bi-
raz alaya, şakaya alırlardı. 'Ca-
nım işte o da iyidir' derlerdi.
Şimdi bakryorum, bambaşka bir
havadalar. Bir an evvel benden
kurtulmak için uğraşı>orlar. Bu
büyük bir aşamadır. Büyük bir
geüşmedir ve tam dogru iş yap-
tığımızı gösteriyor. Şaka oJma-
dığımız goriıyorlar."
NOTLAR
Partideki *ideolojik ve terminolojik' ayrım
ÜMİT ASLANBAY
ANKARA — Baykal'ın kendisini des-
tekleyen milletvekillerinin alkışlarıyla
başladığı ve bitirdjği konuşmasında dik-
kati çeken bazı görüşler vardı:
— Külüstür alışkanlıklarla... 70'li yıl-
lann öğrenci derneği yöneticisi anlayışı
ile SHP'yi idare etmek... ABD düşman-
hğı yapmak...
— Banşı yok eden Saddam diktatör-
lüğü...
— Türkiye'de hangi iktidann üsleri
kullandırtmama gibi bir tercih imkânı
var?
— Eskiye, Üçüncü Dünya tercihleri
içersinde, Ortadoğu ile kültürel, duygu-
sal bağlıhğı ön plana çıkaran tutumda
kalmak...
Baykal, bir süredir bu konuşmasına
hazırlanıyordu. Önceki gece arkadaşla-
rıyla bir araya geldiğinde bundan sonra
izleyecekleri "yol" hakkında enine bo-
yuna bir kez daha konuşmuşlardı. Eski
yardımcısı Mustafa Timisi Baykal'ın go-
ruşıenm, parti organlannda açıklama-
dan önce basına açıklamasmı eleştirmiş-
ti. Bu yaklaşımı Önder Kırlı ve Etem
Cankurtaran gibi adlann da benimsediği
biliniyordu. Bu görüşlere "bir ölçüde"
hak verildi, ancak "mücadeleye devam"
karan alındı. Ve dünkü yaklaşık l.S sa-
at süren konuşma ortaya çıktı.
Genel merkez yöneticilerinin bazılan-
na göre "Baykal'ın konuşmasında yeni
bir şey yoktu. Beklenen çıkış bu değil-
di". Ama kulislerde hâkim olan görüş de
bu değildi:
— Baykal, radikal sayılabilecek bir çı-
kış yapmıştı.
Bunlara göre Baykal, "SHP'de alışa-
gelen bir söylemi sorguluyor, cesaretle
üzerine gidiyordu".
Kendisini destekleyenlere göre ise da-
hası da vardı:
— SHP'nin "savaşa hayır" sloganına
sıkışıp kalmış, dar, öngörüsüz politika-
sı yerine, üretken, yeni bir açılım sağla-
yan, Özal politikalannı aşan bir politi-
ka ortaya koyuyordu. Özal'a şimdiye ka-
dar yöneltilmiş en tutarh, en gerçekçi
eleştiri de Baykal'ın ağzmdan dile geti-
rüiyordu.
Genel merkez yöneticilerinin yorum-
lan ve itirazlan ise şöyle:
— Üsleri kullandırtmak yüce divan
tehdidini hak ettirmez. Pekiyi bu doğ-
nı, ama biz politik bir tercihten söz edi-
yonız. Üslerin kullandmlmasma karşı çı-
kıyor mu, çıkmıyor mu? Bunu açıklasın.
Sorun iktidar ile ilgili hukuksal tercih so-
runu değil ki...
Kulislerdeki genel kanı, Baykal'ın çı-
kışlan partiyi çok net bir biçimde "bir
ideolojik aynma" getirrnişti. Kim ne der-
se desin ilk kez SHP içindeki ayrılıklar
"ideolojik ve terminolojik temeller" bu-
luyordu.
Bu görüşleri destekleyenlere göre bu-
nun başka verileri de vardı. Orneğin
ABD ve İngiliz Büyükelçiliği'nden kay-
naklanan, Baykal'a destek veren, Inönü-
yü eleştiren mesajlar. Genel Sekreter Yar-
dımcısı Abdülkadir Ateş, kürsüden bu-
nu açıklıkla dile getiriyordu. Ateş'in an-
lattığı bir başka olay da onlara hakhlık
kazandırıyordu:
— Geçenlerde SHP Genel Merkezi-
ne gelen ODTÜ mezunu bilgisayarcı
genç, odasının nerede olduğunu soruyor-
du. Ateş, "Biz bilgisayar uzmanı
istemedik" dediğinde yanıt geliyordu:
— Burası genel merkez değü mi?
İş sonra anlaşılıyor, "Bilgisayar
uzmanı" gencin Baykal ve arkadaşlan-
nın açtığı "diğer genel merkeze" çağrıl-
dığı ortaya çıkıyordu.
Baykal ve arkadaşlan, bundan sonra
"kurultaya yönelik hesap içinde" gör-
dükleri genel merkez yönetimine karşı
örgütsel düzeyde muhalefete hazırlanı-
yorlar. Bunun için önümüzdeki günler-
de "yeni bir çıkış" daha olacak. Ancak
daha önce İnönü'nun bugün de sürecek
grupta yapması beklenen "cevabi
konuşması" var... Bir de gözden kaçan
bir nokta var: Milletvekillerinin, grup-
taki tartışmaları arasında kaybolan,
Kürtçe serbestisi ve yetki tasansı hakkın-
daki görüşleri...
CUNEYT ARGAYUREK
YAZIYOR
Savaşın Orttüğü
Gerçekler Patladı...
ANKARA — Her olayı bir yana bıraktıran Körfez savaşı,
"içimizdeki gerçekleri" ancak 27 gün örtebildi.
Parlamento içinde ve dışında gelişen olaylar, her partiyte
kurumun bünyesel doğasına uygun biçimde dün patla-
yıverdi.
Dün gruptaki kısa konuşmasında Akbulut, "kendilerinden
daha akıllı insan tanımaz" otanlara yıldırımlar yağdırdı.
SHP'de, Kurultay'a hazırlık çerçevesinde başlatılan "mev-
simsiz tartışmalar" grubun dünkü kapalı toplantısında bo-
yutlandı.
DYP ise iç bünyesinde olağandışı herhangi bir hareket g6-
rülmeyen tek partiydi.
TÖ'nün kendine özgü çabalarına karşın durup durduk yer-
de, mutlaka çarpıcı bir şey söyieme zorunluğu duyarak
TSK'ya karşı aldığı oiumsuz vaziyet "üstü örtülemeyen
gerçeklerin" başında geliyor.
Profesyonel ordu gereksinimiyle yola çıkan, 6 Şubat'ta
Saddam Türkiye'ye saldırsaydı darmadağın olacağımızı söy-
leyen, bir gün sonra Irak'ın saldırmamasını Allah'ın lütfuna
bağlayacak kadar ileri giden TÖ'yü, Genelkurmay Başkanı
Diyarbakır'dan yanıtlıyor. Orgeneral Güreş saldırı halinde
TSK'nın vatanıyla ulusunu korumaya hazır olduğunu söyte-
mek zorunda bırakılıyor.
Daha önemlisi, serüvenci savaş isteklerine halkın eğili-
mine koşut biçimde sürekli karşı çıkan TSK'nın saldın olma-
yınca "parmağını bile kımıldatmayacağını" söyleyerek, TÖVe
diplomatik açıdan yeterince ders veriyor. Bugün istediği ka-
dar tersini söylesin, kanıtlamaya çalışsın; 2 Ağustos'tan Şu-
bat başına kadar geçen sürede TÖ. savaşın ve içinde yer
almanın bir numaraiı _ _ ^ ^ _ ^ ^ m ^
savunucularından bi- f\ .
riydi. Genelkurmay \fanl<aya
ise 2 Ağustos'tan son-
rakı süreçte, olası bü-
tün gelişmeleri göze-
ITdiSrSaS: Genelkurma/lakarş,
zı oneren resmi go- karşıya gelmeyi bir
f r ^ t S r ? , ^ marifet sayıyor? Son
Başbakanhğa bildir- SÖZİÜ ÇatlŞITia bİf
t^Z^LTZ bakım'a Torumtay'm
Tö-nün TSK'yı küçüi- hâlâ gizlenen istifa
tücü sözleri etkisini yi- . , . .
tirmemiş olacak ki; neOe/7/e/7/7/
Orgeneral Güreş, hal- özetlemİVOr IT1U?
kımıza ve kamuoyuna
J
seslenmek zorunda
kaldı. Demirel'in dün grupta söylediği gibi TÖ'nün değerlen-
dirmeleri ve Orgeneral Güreş'in son açıklamasıyla ortaya çı-
kan artık üstü örtülemeyecek kesin gerçek şu sorunun içe-
riğinde yatıyordu:
Çankaya hangi amaçlar doğrultusunda Genelkurmay'la
karşı karşıya gelmeyi bir marifet sayıyor? Son sözlü çatış-
ma, bir bakıma, Torumtay'm hâlâ gizlenen istifa nedenleri-
ni özetlemiyor mu?
Sabrı tükenen bir başka adam, bir sivil. Sıfatı Başbakan
ve ANAP Genel Başkanı. Akbulut, dün grupta belki yaşa-
mının en kısa, ama pek çok mesajı beraberinde getiren ko-
nuşmasında parti tüzüğünü okuyor. Metne göre ANAP'ın sa-
dece muhafazakâr ve milliyetçi parti olduğunu vurguluyor.
Kuralı vurgularken Mesut Yılmaz'a, Mesut Beycileri des-
tekledıği söylenen SÖ'ye vuruyor. "Parti tüzüğünde yer alan
bu ilkeler bazı arkadaşlanmızı rahatsız ediyorsa, bir gün yol
çatına geliriz" diyor Yolların ayrılacağından söz ederek Me-
sut Beycilere ilk kez, bu tonda yükleniyor Akbulut.
Yıldırım çakınca çalkantı başlıyor ANAP kulisinde. Muha-
fazakâr milliyetçi ekibin yüzünde güller açarken çoğu istarv
bul milletvekili, İiberal diye anılanlar, SÖ'nün İstanbul İl Bas-
kanlığı'nı hararetle destekliyorlar.
TÖ'yü özelliği olan bir kurum tersliyor.
SÖ'nün çağıracağı "83 ruhu" yarı yolda öylesi sert bir to-
kat yiyor
ANAP'ı babalanndan kalma mahalle bakkalına çeviren TÖ
ile SÖ, bu çıkışlara bakalım ne kadar dayanabilecekler?
P A R T İ L E R D E M
Amerikan modeli anayasa
ANKARA (UBA) — Doğru Yol Partisi,
Cumhurbaşkanı Özal'ın "Amerikan modeli
anayasa" değişikliği önerisine karşı çıktı.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Topçu,
"Bizim anayasa için model arayışımız yok.
Turgut Bey Amerikan modeline bayılıyorsa
kalkıp oraya gitsin" dedi. Yaşar Topçu,
Cumhurbaşkanı Özal'da anayasanın değiştirilmesi için
teklif yapma yetkisi bulunmadığını belirterek "Eğer böyle
bir yetkisi varsa Meclis'te partide adamlan var. Onlara
emir verir teklif öyle ortaya gelir. Çankaya'da oturduğu
yerden böyle teklif yapamaz, yapıyorsa bütün bunların
amacı gündemi değiştirmektir" dedi.
Dalan, İktidar halktan koricuyor
9
İSTANBUL (ANKA) — Demokrat Merkez
Parti Genel Başkanı Bedrettin Dalan,
Türkiye'de halkın savaşa girmesini
istememesinin iktidan etkilediğini belirterek
"İktidar halkı zorlarsa sonunda onlan savaş
suçlusu ilan ederler. İktidar halktan
korkuyor" dedi. Bedrettin Dalan, muhalefet
partilerinin savaş karşıtı politikalarının iktidann savaş
politikasını etkilemediğini ifade etti. Dalan, muhalefetin
iktidara karşı tavır koymasını bilmediğini bu nedenle de
iktidan hiçbir konuda etkileyemediğini savunarak "Bu
zamana kadar muhalefetin hangi konusundan korkmuşlar
ki? Korkutacak muhalefet yok. Muhalefet iktidardan
korkuyor" dedi.
KlSA KISA
• Yasadışı örgüte üye oldukları ve örgüt adına çeşitli
eylemlere katıldıklan gerekçesiyle Semih Genç ve 10
arkadajinın yargılandığı Dev-Sol davasında savunmalar
tamamlandı. Ankara DGM'de görülen davada, sanıklar
Ankara Valisi Saffet Arıkan Bedük hakkında suçlamalarda
bulundular. Semih Genç, savunmasını yaparken, Bedük'ün
son açıklamaJarına değinerek, "Zevali kurtarma çabalan
içine girmiş, ama kurtaramamışlardır. Saffet Ankan
Bedük'ün suçlan her gün artıyor. Halkın adaletinin önüne
geçmek beyhudi bir çabadır" dedi.
• Ankara'da siyasi polisin düzenlediği operasyonda
yasadışı sol bir örgüte üye olduklan ve çeşitli eylemlere
katıldıkları öne surülen 4 kişi yakalandı. Yakalanan
kişilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda da çok
sayıda örgütsel doküman, bildiri, yasak yayınlar ve sahte
kimlikler ele geçirildiği açıklandı.
• Emekli korgeneral Hulusi Sayın'ın öldürülmesi olayıyla
ilişkili olduğundan şüphe edilen ve önceki gün DGM
savcılığına teslim olan Erol Özbolat'm siyasi polisteki
sorgusunun sürdüğü bildirildi. Özbolat, Sayın suikastının
görgu tanıklanyla da yüzleştirilecek.
• Mersin'in Demirtaş mahallesinde Zurnacı ve Kemancı
aileleri arasında "teybin sesini fazla açarak gürültü
yapıldığı" gerekçesiyle çıkan kavgada 1 kişi öldü, 6 kişi
yaralandı. İki aile arasında çıkan kavgayı ayırmak isteyen
Kaya Horozcu, kendisine isabet eden sopa darbeleriyle
hayatını kaybetti. Olayla ilgili olarak Hasan Zurnacı,
adam öldürmek suçundan gözaltına ahndı. Yarahlar,
Cemil Zurnacı ağır olmak üzere Sait, Enver, Ergün
Zurnacı ile Ömer Kemancı ve Mehmet Erkaph Mersin
Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındılar.