22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 13 ŞUBAT 1991 Akbulııt Erzincaıvda • ANKARA (UBA) — Başbakan Yıldırım Akbulut, bugün memleketi Erzincan'a gidecek. Akbulut, Erzincan'ın kurtuluş yıldönümü törenlerini izleyecek, daha sonra "Yıldmm Akbulut Spor Salonu"nu hizmete açacak. Akbulut'a gezisi sırasında Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, devlet bakanlan Işın Çelebi, Kemal Akkaya ve Mustafa Taşar ile çok sayıda milletvekili eşlik edecek. Hint fakiri • tç Politika Servisi — DYP îl Başkanı jOrhan Keçeli, lstanbul'da vatandaşın Hint fakirine döndüğünü söyledi. Rekor dereceye varan zamlarla, 'İstanbulluların çıldırma noktasına' geldiğini belirten Keçeli, "Yılbaşı öncesinde başlayan zam furyası bitmek bilmemekte, ustelik zam gelen ürünlere tekrar zam gelerek, milleti çıldınmaktadır. tstanbullu vatandaş, ANAP iktidan ile SHP'ü belediyelerin zamlarından Hint fakirine dönmüştür. Çıplak vücutla çivilerin üzerine yatmadığı kalmıştır. Zam yetişmiyormuş gibi, İstanbulluların, ulaşım, su, sağlık sorunu ile had safhaya gelen kirli hava ve gürültü herhalde bu gidişle milleti çivilerin üzerine yatırtacak" diye konuştu. Beşikçi yargılandı • Istanbul Haber Servisi — Yayunlanan üç kitabından dolayı "bölücü propaganda" yaptığı savıyla yargılanmakta olan Dr. Ismail Beşikçi'nin yargılanmasına devam edildi. Beşikçi, "Yargı organları düşünceyi yargılar olmaktan çıkarılmahdır. Düşünceyi, bilimi ceza akında tutmakla ortaya çıkacak olan sakınca, her türlü düşuncenin serbest bırakılmasıyla doğacak sakıncadan çok daha fazladır" dedi. Istanbul 2 No'lu DGM'deki duruşmada Beşikçi'nin avukatlannın önceki duruşmada, mahkemeye sunduklan "TCK 142/3. maddenin anayasaya aykın olduğu" yolundaki dilekçenin Anayasa Mahkemesi'ne sunulmasının reddedildiği bildirildi. Kürtçe kitaba toplatma • tSTANBUL (AA) — "Kürtçe öğrenme Metodu" adlı kitap mahkeme kararı ile toplatıldı. tstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin, Mersa Yayınlan tarafından yayımlanan kitap hakkında, "Kürtçe yazıldığı ve Kürtçe öğretmeyi" amaçladığı gerekçesiyle toplatma kararı verdiği bildirildi. "Kürtçe öğrenme Metodu"nun, bu konuda yazılan ilk kitap olduğu belirtildi. Reddi hâkim talebi • ANKARA (AA) — Anayasa Mabkemesi Başkanı Necdet Dancıoğlu, ANAP TBMM Grubu'nun, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Yekta Güngör özden hakkında reddi hâkim talebiyle ilgili olarak yasal çerçeve içerisinde gerekenin yapılacağıru söyledi. Danaoğlu, konuyla ilgili olarak Başbakan Akbulut imzalı reddi hâkim talebinin kendisine ulaştığmı, konuyu inceleyeceğini belirterek "yasal çerçeve içerisinde başvurunun gereği yapılacak" diye konuştu. Sayıştay seçimi bugün • ANKARA (ANKA) — TBMM'deki Sayıştay üyeliği seçimi bugün yapıhyor. TBMM Plan Bütçe Komisyonu 7 boş Sayıştay üyeliği için 72 aday arasından seçim yapacak. TBMM Plan Bütçe Komisyonu toplantısında Sayıştay üyeliği seçimleri gerçekleştirilecek. Bu seçim, komisyonun 40 üyesinden sadece 14'ünun katılımıyla yapılabilecek ve bu 14 mületvekilinden 8'inin oyunu alan aday Sayıştay üyeliğine seçilecek. ÖzaVın "Irak, Türkiye'ye saldırsaydı darmadağın olurduk" sözlerine tepki Muhalefet orduyu savunduANKARA (Cumbnriyet Büroso) — SHP ve DYP liderleri, Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından yapüdığı öne sü- rülen "Maazallah, Irak Kuveyt yerine Tnrkiye'ye girseydi darmadağın olurduk" değeriendirmesi üe Türk Silah- h Kuvvetleri'ni görevini yapamayan bir kuruluş gibi gostermeye çalıştığım bildir- diler. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, özal'ın konuşmasım son derece "sornm- suz ve talitasiz" olarak nitelerken, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel "Sa- yın Özal'ın, çok güç şartlar altında sı- nırda görev yapmaya çalışan Türk aske- rini teşvik etmesi gerekirken moral boz- masının anlamı ne?" diye sordu. Milli Savunma Bakanı Hüsnü Doğan ise TSK'nın "Türk vatanının, bütünHiğünün en güçlü teminatı olduğunu" söyledi. DYP'nin, TSK'nın savunma gücü konu- sunda Meclis araştırması isteyeceği bil- dirildi. SHP Genel Başkanı Erdal lnönü, par- tisinin dünkü grup toplantısında, özal'uı ANAP'lı milletvekilleriyle görüşmesi sı- rasında orduyla ilgili açıklamalarını sen bir şekilde eleştirdi. Inönu şöyle konuştu: "Savunma ile ilgili önlemlerin aluuna- masında kendi iktidariannın önde gelen sorumluluğunu bir yana bırakarak Özal ordumuzu 'hareket kabiliyeti olmayan, silahlan eskimiş, âdeta savunma görevini yapamayacak' bir kuruluş gibi göster- mişür. Bu kadar sorumsuz bir konuşma yapnuş olmasını, en güç şartlarda görev yapan silahlı kuvvetlerimize beslediği gü- veni sarsılnuş gösterecek sozier söylemeyi soo derece yakışıksız, talihsiz ve ters bir davranış olarak göriıyorum. Kendi ha- talannı örtbas etmek ve geçmişte yapü- ması gerekenleri, yapmadıklannı unut- tnnnak için yeni hayali projelerle mille- ti avutan ve bu arada en değerli variık- lanmızı küçümsemekten, yaralamaktan çekinmeyen bu yönetim anlayışını anla- mıyornm. kabul etmiyonım. Biz geçmiş- te olduğu gibi gelecekle de ordumuzun dışandan gdecek saldınlara karşı ülke- mizl koruyacak güçte olduguna inanıyo- raz." DYP Genel Başkanı Demirel de dün partisinin TBMM grubunda konuşur- ken, Özal'ın "Orduya neşter vurmak laznn" sözlerini anımsattı. Demirel, CumhurbaşkanlığYnın bir tekzipte bu- lunduğunu, ancak sorunun böyle geçiş- tirilemeyeceğini söyledi. Bu açıklamala- nn eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necip Torurntay'ın da istifası üzerindeki "sisi" kaldırdığını anlatan Demirel özetle şöyle konuştu: "Bunlar söylenecek laf mı? Siz ne de- mek istiyorsunuz? Siz başbakanhk yap- tıgınız 6-7 yıl içinde Irak silahlanmış, biz nyumuşnz. Merdi kıpti sirkatin söyler- bugiinkii yenne nerede? Bo uçaklan, Ka- rakocan Belediyesi seçimlerini kazanmak için mi yaptırmıştınız?" Mareşal elbisesi Kontrgerilla sorununda olduğu gibi ordunun "konuşrnak" zorunda bırakıl- dığını anlatan Demirel, "Özal rnı doğru söylüyor, Güreş mi?" derken, "Sivil ma- reşal elbisesi diktiriyor" dediği özal için alaylı bir dille, "Onu giyemez gerçi, ama insan nasü giyeceğini de düşünmeli. El- bise diktirmek mareşal olmaya yetmez" diye konuştu. Ordunun tabu olmadığını, tabu oldu- ğu inancıyla bu tür konuşmalar yapıl- maktan kaçınıldığını vurgulayan DYP li- deri, "KJmse bunlann konuşulmayaca- SHP lideri înönü, orduya güvenin sarsılmış gösterilmesinin son derece yakışıksız olduğunu söyledi. lnönü, "Ordumuzun, saidınlara karşı ülkemizi koruyacak güçte olduguna inamyoruz" dedi. DYP lideri Demirel de, "Türk askerini teşvik etmesi gerekirken moral bozmasının anlamı ne" diye sordu. Savunma Bakanı Doğan da, ordunun en güçlü teminat olduğunu belirtti. ken secaat arzedermiş. Bu söyledikleri- nizle, yönetim yaptığınız süre içinde gö- revinizi yapmadığınız ortaya çıkar. Olay, sayın Çankaya sakininin dediği gibiyse ortada çok onemli bir sorun var. Genel- kurmay Başkanı'nın dediği gibiyse yine çok önemli bir sorun var. Bu kez giiven- sizlik söz konusu. Mareşal elbisesi dik- tirmeye kalkan, kendisi ile 'cumhurbaş- kanıyım' diye övünen Sayuı Özal'ın, çok güç şartlar ahında sımrda görev yapmaya çalışan Türk askerini teşvik etmesi gere- kirken moral bozmasının anlamı ne? Ge- nelkurmay Başkanı ile Bakanlar Kuru- In'nu karşı karşıya mı getirmek istiyor- sunuz? 26 Mart seçimlerinde F-16'lar ile övünüyordu. O günkü övünme nerede, ğını düşünmesin. Biz iyiniyetle görevimi- zi yapıyoruz" dedi. Doğan'ın açıklaması Milli Savunma Bakanı Hüsnü Doğan ise TSK'nın, Türk vatanının bütünlüğü- nün en güçlü teminatı olduğunu söyle- di. Bakan Doğan imzası ile dün öğle sa- atlerinde yapılan yazıh açıklamamn, "Son günlerde çeşitli gazetelerde Türk Silahlı Kuv\etleri hakkında Milli Savun- ma Bakanhğı'na atfen aslı olmayan ha- ber, yorum ve yazılara" yanıt niteliği ta- şıdığı belirtüdi. Bakan Doğan açıklamasında, "TSK- ca teknolojik gelişmeler ve komuta kont- rol sistemlerindeki yenilikierin yakından iziendigini. değerlendirikliğini ve bunlar- dan imkân dahilinde olanlann uygnla- maya konulduğunu" bildirdi. Bu çalış- maJarın "silafilı kuvvetler için eşyanın tabiaündan" olduğunu kaydeden Do- ğan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Milli Savunma Bakanlığı'nda 1111 sayuı Askerlik Kanunu ile 1076 sayılı Ye- deksubaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu'nun modern bir anlayışla de alı- narak gıinün ihüyaçlanna cevap verecek biçimde yeniden düzenlenmesi için çalış- malar yapılmaktadır. Silahlı kuvvetlerdeki reorganizasyon ve modernizasyon çalışmalan ise ber iki yılda bir yenilenen altı yıilık stratejik he- def planlan ve NATO savunma planlan çercevesinde 1970'li yıllann başından be- ri sürdürülmekte olup, bütçe ve dış as- keri yardımlar ve son yülarda Savunma Sanayiini Geüştirme Fonu ile sağlaaan imkâniar ölçüsünde gerçekleştiril- mektedir. Türk milletinin huzur ve güvenHğinin ve Türk vatanuun bütünlüğnniin en güç- lü teminatı olan TSK'nın, çağın gereği olan her türlü gelişmeye açık olduğu ka- muoyuna saygıyla duyurulur." DYP, Meclis araştırması istiyor öte yandan DYP grubu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin savunma gücü konusun- da Meclis araştırma önergesi verilmesi- ni kararlaştırdı. DYP Adana Milletvekili Selahattin Kılıç tarafından hazırlanan Meclis araştırma önergesi bugun TBMM Başkanhğı'na sunulacak. önergeyle ilgüi olarak bugün bir basın toplantısı da dü- zenleyecek olan DYP Grup Başkanvekili Vefa Tanır, "Amaçlannın, varsa ordunun eksikliklerinin belirlenmesi ve bunlann giderilmesi" olduğunu söyledi. Tanır, ge- rek duyulması halinde araştırma öner- gesinin gensoruya çevrilebilecegini söz- lerine ekledi. Zenger gizlipolitik'dantşmanhğmıyaptığı Semra Özal'a görev biçtk Kadın işleiinden sorumlu bakan Semra Özal'ın "tabandan tavana güreştiğini" söyleyen başbakanın teknik danışmanı Erkal Zenger "uyuşuk durumda" ve "ahbaplar topluluğu" olarak gördüğü ANAP'a Semra Ozal'la bir hareketlilik geleceğini söylüyor. TUNCAY ÖZKAN ~ ANKARA — Başbakanın teknik, Semra Özal'ın "gizti po- litik" daruşmanhğı görevlerini yürüten Erkal Zenger, Semra özal'ın önümuzdeki dönem "kadın işlerinden sorumlu bakan" olacağını söyledi. Zen- ger, Semra özal'ın en büyük destekçisinin eşi Cumhurbaşka- nı Turgut Özal olduğunu belir- terek "Semra Hanım, Mesut Yılmaz'ın liberal koltuğunu dolduraeak" dedi. Semra özal'ın "tabandan ta- vana güreştiğini" söyleyen Zen- ger, Özal'ı politikaya iten ne- denler konusunda Cumhuri- yet'in sorulannı yanıtladı: —Semra Özal'ı politikaya iten nedenler neler? ZENGER — Politikada gös- terişli projeler gerçekleştirip uy- gulamalar yapacak politikacı eksikliği var. Renkli işler yapa- cak bir politikacı yok. Turgut özal vardı, cumhurbaşkanı ol- du, bu saha boş kaldı. Yüdınm Akbulut daha değişik, bugün- kü durumu muhafaza edecek, atılımlar yapacak, kâr oranı yüksek, rizikolu işlere girecek bir insan değil. Semra Özal bu atak politikacı kimliğini dol- durmak için politikaya giriyor. —ANAP içinde bu durum nasıl tepki göriir, ANAP, Sem- ra Özal'dan nasıl etkiknir? ZENGER — ANAP'a bir hareketlilik gelir. Çünkü ANAP çok uyuşuk bir durum- da. ANAP'ı ben Turgut Bey bı- raktığından bu yana parti gibi ZENGER — "Semra Hanım iyice yetişip en tepeye oynuyor" diyor. görmüyorum. Ahbaplar toplu- luğu gibi bir sey. Onlar da ken- dilerini böyle muhafaza ediyor- lar, fırsatlardan yararlanamı- yorlar. Politika fu^atlan değer- lendirme işidir, oysa sadece bu- rada nasıl dururuz diye düşü- nüyorlar. —ANAP içindeki Özal hı- şımlan veya akrabalan Semra Özal'ın politikaya atılmasına nasü bakaıiar? ZENGER — Semra Hanım^ ın politikaya atılmasına bunlar sıcak bakmasalar bile elleri mahkûmdur, bakarlar. Semra Hanım, ANAP'a yeni bir libe- ral hava getirecektir. ANAP'ın da buna ihtiyacı var. —Semra Hanım, Mesut Yıl- maz'ın liberal koltuğunu mu dolduracak? ZENGER — Evet. Mesut Yılmaz bir kere büyük bir kit- leyi peşinden sürükleyecek bir lider değil. Ailesi, eğitimi çok iyi, ama kitleyi peşinden sürük- leyecek bir insan değil. —Semra Hanım kitleleri pe- şinden süriikler mi? ZENGER — Semra Hanım eğer başbakan olarak çıkarsa onu ve cumhurbaşkanını yıpra- tırlar. ll başkanlığı Semra Ha- nım için attan inip eşeğe bin- mek gibi bir şeydir, ama o "Ben aşağıdan yûkarıya çıkacagım" diyor. Otomatik başbakan ol- mak istemiyor 3-5 sene sonra. Semra Hanım genç ve dinç. tle- ride politikada iyice yetişip ge- lir. En tepeye ileride oynayabi- lir. —İlk kadın başbakan olnr mu? ZENGER — Tabii olabilir, ama benim bir düşüncem var. Türkiye*de bütün basın yanıh- yor. Türkiye'de ANAP'a kim başbakan olacak diye bir sorun yok. ileride devlet başkanı yar- dımcısı kim olacak o sorun var. Başkan yardımcısı aranıyor. Bir süre sonra fiili başkanlık sistemine geçilecektir. Körfez savaşı bittiğinde Tbrgut Özal dünyaya adım televizyonlardan duyurmuş. Propagandasını yapmış bir lider olarak kamu- oyunun karşısma çıkacak. Sem- ra özal'ın arkasındaki esas fak- tör de Turgut özal'dır. Eksik- lerini tamamhyorlar. —ANAP içinde muhafaza- kflrlarla milliyetçiler Semra Özal'a karşı çıkarlarsa mücade- leden kim kazançlı çıkar? ZENGER — Onlar Semra özal'a karşı cıkmazlar. Semra özal akıllı bir kadın. Yarın bir gün Semra Hanım önce millet- vekili olacaktır, sonra kadın so- runlanna bakan bir bakan ola- caktır. Semra Hanım içinde bu- lunduğu kabinede başbakan- dan daha etkili bir insan ola- caktır. Yani meyveleri kendisi toplayacak, kurşunları başba- kan yiyecektir. Kamuoyundaki genel kam da bu başbakanın Mesut Yılmaz olması yolunda, ama Başbakan Akbulut ola- cak. Çünkü Sayın Turgut Özal, Akbulut'u çıkardığı zaman or- taya bir sürü güçlüğü göğüsle- di. Denizler dunilmuşken orta- hğın yeniden karışmasına izin vermez Turgut Özal. Hükümet, Anarşi ve TerörleMücadele Yasası'nı bekliyor 141,142,163 rafa kalküHükümetin bu 3 maddedeki değişikliği söz konusu yasa oluşuncaya kadar bekleteceği öğrenildi. 3 yasada suç sayılan fiillerin büyük oranda "terör yasası"na aktarılacağı belirtildi. TURAN YILMAZ TUNCAY ÖZKAN ANKARA — Türk Ceza Yasası'nın 141, 142 ve 163. maddelerinde değişiklik amaç- layan hükümet çahşmasımn, hazırhklan halen süren Anarşi ve Terörle Mücadele Yasası sonuçlanıncaya dek "rafa kaldınldığı" öğrenildi. Bakanlar Kurulu'nda yaklaşık bir yıldır tartışılan ve kaldırılmalan yönünde an- cak"prensip" kararı alınabilen 141, 142 ve 163. maddelere ilişkin çalışmalarda henüz ciddi bir gelişmenin katedilemedigi belirtil- di. Adalet Bakanlığı'nca, daha önce Bakan- lar Kurulu'nda tartışılan seçenekli taslağm tek bir metin haline getirilmesi ile oluştu- rulan son taslak Başbakan Yüdınm Akbu- lut'a sunuldu. Ancak bu taslak uzerinde son sözün Cumhurbaşkanı Turgut Özal ta- rafından söyleneceği belirtildi. Alınan bil- gilere göre Adalet Bakanı CHtan Sunguıiu, söz konusu taslağı, Cumhurbaşkanı Özal'ın direktifleri doğnıltusunda hazırladı. Yeni yasa bekleniyor Cumhurbaşkanı Özal'ın, bu konudaki son sözünü, hazırlanan Anarşi ve Terörle Mücadele Yasası'nı gördükten sonra söy- leyeceği savunuldu. Avrupa'da bu konuda- ki ömek uygulamalann incelenerek sonu- cu hazırlandığı bildirilen yeni yasa taslağı uzerinde son rötuşların yapıldığı kay- dedildı. Hükümet kaynaklanndan alınan bilgilere göre, Bakanlar Kurulu'nun 141, 142 ve 163. maddelerin kaldınlmasına ilişkin "prensip" kararının da hazırlanan bu yeni yasa ile doğrudan bağlantılı olduğu öğrenildi. Ba- kanlar Kurulu'nda da Cumhurbaşkanı özal gibi, çıkacak bu yasa görüldükten sonra söz konusu maddelerin kaldınlması düşünce- sinin bulunduğu kaydedildi. Hükümete yakın kaynaklar, 141, 142 ve 163. maddelerin kaldınlmasıyla doğacak boşluğun, yeni yasa ile doldumlacağını, bu nedenle her üç maddede de yer alan eylem- lerin, şiddet unsuru koşulu ile birlikte yeni yasaya taşınacağını söylediler. Hükümete yakın bir kaynak, Cumhuriyet'in sorusu üzerine, "Türkiye sadece Ankara, tstanbul ve lzmir'den oluşmuyor. Anadolu bu mad- dderdeki değişiklikleri uygun karşılamaya- biür. Yeni yasa ile bn boşluklan dokJurmak gerekü. Siz zannediyor musunuz ki yasa- lar kalkacak, hemen bir komünist, faşist, teokratik partiler kurulup, kavga başlaya- cak. Buna müsaade edilmez. Kamuoyunun bu konudaki nabzını çok iyi tutmak lazım. Aceleye gerek yok" diye konuştu. Aynı kaynaklar, öncelikle pohse geniş yetkiler öngören yeni yasanın, 141, 142 ve 163'ün de aralannda yer aldığı "devlet aley- hine işlenen suçlan" yeni bir yaklaşım ile yaptınma bağlayacağını söylediler. Yasa karmaşası Terör Yasası ile 141, 142 ve 163. mad- delerin işlevsiz hale getirileceği yönündeki açıklamalar, bir başka tartışmamn da baş- langıam oluşturdu. Hukukçular, Türkiye'- de halen yaşanan bir yasa karmaşasına işa- ret ettiler. Hükümetin 141, 142 ve 163. maddelerin kaldınlması kararı almasına karşın, bu maddelerle aynı eylemleri suç sayan diğer yasalarda değişikliği gündeme getirmeme- si, bu tartışmamn odağı oldu. 141, 142 ve 163. maddelerle suç sayüan faaliyetler, ana- yasanın 14, 24 ve 68. maddelerinde de ya- saklanıyor. Aynı hükümler, Siyasi Partiler Yasası'nda da yasaklanan siyasi faaliyetler olarak yer ahyor. Güreş, Batman Ussti'nde Haber Merkezi — Genelkur- may Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, Erhaç ve Diyarbakır'dan sonra Batman üssünde de ince- lemelerde bulundu. Deniz Kuv- vetleri Komutanı Oramiral tr- fan Tınaz da, Mersin'deki de- netlemelerini tamamlayarak Is- kenderun'a geçti. Patriot ve Hawk füzelerinin konoşlandınl- dığı Diyarbakır üssü dun yerli ve yabancı basın mensuplanna gezdirildi. Selahattin Gökatalay'ın ha- berine göre Diyarbakır'daki in- celemelerinden sonra dün sabah 08.30'da Batman'a geçen Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, üsteki fıloları de- netledi. Orgeneral Güreş'in bir süre Batman'daki Amerikalı komutanlarla da görüştüğü bil- dirildi. Genelkurmay Başkanı Giireş'e daha sonra hava garni- zonunda, filo komutam Hava Tuğgeneral Orfaan Toksoy tara- fından 2 saat 15 dakika süren bir brifing verildi. Brifingi, Vali Tuncer Perçinler ile Belediye Başkanı Ataullah Hamidi de iz- lediler. Orgeneral Doğan Gü- reş'in Batman Havaalanı'nda bulunduğu sırada üs çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Orgeneral Güreş 11.45'te C-30 tipi askeri uçakla Ankara'ya döndü. Brifing verildi Alman Roland savunma fü- ze sistemlerinin Malatya - Erhaç Üssü'ne gönderilmesine dün de devam edildi. Sevk işleminin birkaç gün daha sürebileceği bil- dirilirken Alman Savunma Ba- kanı Gerhard Stoldberger'in 14 şubat perşembe günü Erhaç Üs- sü'ne geleceği öğrenildi. Yetki- liler, Savunma Bakam Stoldber- ger'in Erhaç'tan sonra Diyarba- kır ve Batman'a da geçebilece- ğini söylediler. AA'nın bildirdiğine göre dûn sabah helikopterle Mersin'den lskenderun'a gelen Deniz Kuv- vetleri Komutanı Oramiral İr- fan Tınaz'a tskenderun üs ko- mutam Tümamiral Mustafa Akgün tarafından brifıng veril- di. Oramiral Tınaz, daha sonra deniz kuvvetlerine bağlı birlik- lerde inceleme ve denetlemeler- de bulundu. Gazeteciler gezdi Patriot ve Hawk hava savun- ma sistemlerinin kurulduğu Di- yarbakır Havaüssü dün basın mensuplanna gezdirildi. Müttefik Basın Bilgi Merke- zi (APIC) tarafından düzenle- nen geziye katılan muhabirleri- miz Günseli Önal ve Ergün Ak- soy'un haberine göre burada ga- zetecüere Patriot .hava savunma sistemi konusunda bilgi verildi. Hollandalı astsubay Bulggi Pappa, dört haftadan beri Di- yarbakır'da-bulunduklarını bil- direrek Roland füzelerinin he- nüz Diyarbakır'da konuşlandı- rılmadığını söyledi. Havvk füze sistemi konusun- da bilgi veren Üsteğmen Ert Melis de, Havvk füzelerinin ilk kez 1965 yılında kullanıldığını belirtti. Üsteğmen Melis, Patri- ot'ların Scud füzelerine, ' Hawk'lann ise uçaklara ve uçaklardan atılacak füzelere karşı kullanıldığını söyledi. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ANAP, Rahatsız Oluyor... SHP'nin Körfez savaşı konusunda izlediği politikaların ANAP iktidan tarafından eleştirilmesı doğal. Çünkü ANAP, kamuoyunda yok olan gücünü Körfez savaşına bağlamış. Çağdaşlık ve tutuculuk çızgisınde zikzaklar çizen siyasal ik- tidar, SHP'nin izlediği politikalardan rahatsız oluyor. Türki- ye'de siyasal gündemi belirlemede usta olan özal, SHP'nin bu tutarlı politikası karşısında yeni ataklar yapma zorunlu- luğu duyuyor. SHP lideri Erdal İnönü ile son yaptığımız görüşmede Tür- kiye'nin bağlı olduğu geleneksel dış politika öğelerinin bir çırpıda silindiği, kişisel yönetim biçiminin ülkeye kabul etti- rilmek için uğraşıldığı gerçeği bir kez daha ortaya çıkıyor- du. inönü, Parti Meclisi'nde benimsenen ilkeler doğrultu- sunda hareket ettiğini, oysa kimi partili milletvekillerinin bu olayı görmezlikten gelip partinin yetkili kurullar dışında bir tartışma platformu oluşturmaya çalıştığım belirtiyordu. İnönü, dün SHP grup toplantısında da altını çizdiği iki önemli noktayı şöyle özetliyordu: — Irak'ın Kuveyt'i işgali ile başlayan Körfez bunalımı son- rasında uluslararası hukukun yeniden kurulması için Irak1 ın Kuveyt'ten çıkması, Kuveyt'in yeniden bağımsızlığa ka- vuşması doğrultusundaki Güvenlik Konseyi kararlarına Tür- kiye'nin uymasını her zaman destekledik... İkincisi ise şu: — Irak'ın Kuveyt'ten çıkarılması için girişilen savasa Tür- kiye'nin katılmasına karşıyız. Türkiye bu savaşta bir sakjırı- ya uğrarsa kendimizi koruruz, bize saldıranlan pişman ede- riz... SHP'nin bugüne dek izlediği politikanın iki ana noktası bu biçimde özetlenebilir... SHP eski Genel Sekreteri Deniz Baykal, yaklaşık bir haf- tadır partisinin yetkili organlarını görmezlikten gelip 'gölge genel merkez'de üretilen 'haziran çıkışı' proje paketini, par- tisinin Körfez politikasına ilişkin eleştirilerıni, önce örgüt ye- mekleriyle sünnet düğünlerine, ardından dergi ve gazete- lere taşıdı, dün de Meclis grubunda dile getirdi. Deniz Baykal, bu- ^ _ ^ _ _ _ günkü SHP yönetimi- o ,, ve dış oemra Hanım, kın yürüttüğü, inö- olacak, oradan da nuiarfn 8 öte-' 9 enel başkanlığa adım başka öneri atacak. Semra Hanım de getirmiyor. Baykal- AMAp>ın n a/ e ıHac ın bu tutumu da ken- n r ı n r " ' V a y U ö y di arkadaşları arasın- VÜZÜdÜr. TUÎUCU VÜZ ^ m S S t ise Mehmet Keçeciler rininTRTziyaretibas- ve arkadaşlarıdır. havasına dönü- /» ...• .. . , en az Baykai Orgutle dıyalog kuran, X'dfîScîS delegelerin nabzını tepki koymuş- tutanlar da onlardır. .«...«. î dö Z İ s 5rrSsirîS İ. s t a n b u l > Ankara ve kendi aralannda eleş- Izmir bil tirmişlerdi. Zongul- f^HnHfiHir dak maden grevinde ^ıiı'UcUll. ^ ^ ^ ^ SHP'nin tutumu Bay- "kal'ın düşüncelerinin tam tersine doğruların ağırlıklı oldu- ğu bir eylem biçimiydi. SHP'de birlik ve beraberlik döneminin ne zaman gelece- ği bilinmiyor. Böyle olunca da ANAP, potitık gündemi eiinde tutmayı başanyor. işte Semra Özal'ın-"İstan6ul İl BaskafıUgi" adaylığı balonu, SHP'nin Körfez politikasından kaynaklanı- yor. SHP.'de bir kanat 20 şubatta başlayacak delege seçim- leri için haziran kurultayı atağını başlatıp, sosyal demokrat- ları çalkantı içine sürüklerken ANAP çağdaşlık ve tutucu luk çizgisinde, bu tersliği giderme propagandasını başlatı- yor. Bir ANAP'lı muhafazakâr dün şunlan söylüyordu: — Semra Hanım İl Başkanhğı'na aday olmaz. Bunun çe- şitli sakıncaları da vardır ve kendisi de bu sakıncaları çok iyi bilir... Acaba bu sakıncalar nelerdir? ANAP örgütlerinde bir suskunluk egemen. Hiç kimse fazla bir şey söylemek istemiyor. Genel hava Semra Özal'ın, is- tanbul il Başkanlığı'na aday olmayacağı, son dakikada bir başka adayı destekleyeceğini açıklayacağı yoKjnda. ANAP, kamuoyunu yeniden oyalamaya başlıyor. Yeni senaryolar ûre- tiliyor, çekime hazırlanıyor: — Semra Hanım, kurultay delegesi olacak, oradan da ge- nel başkanlığa adım atacak... Semra "Hanım ANAP'ın çağdaş yüzüdür. Tutucu yüz ise Mehmet Keçeciler ve arkadaşlarıdır. Örgütle diyalog kuran, delegelerin nabzını tutanlar da onlardır Istanbul, Ankara ve İzmir bu ekiplerin elindedir. ANAP'ta şu ya da bu biçimde belirleyici karan muhafazakârlar verir. Özetlersek altın anah- tar Keçeciler ekibinin elindedir. Bakın, Ekrem Pakdemirli'nin hiç sesi soluğu çıkıyor mu? Çünkü Pakdemirii, kurultaya hazırlanıyor. Mesut Yılmaz Trab- zon'u. Rize'yi kazansın. Bu, sonucu etkilemez, dengeleri de- ğiştirmez. ( SHP, kendi içinde bir erken hesaplaşmaya giderken İnö- nü ne diyor: — Sayın Özal ANAP'ın yok olan itibarını, kişisel macera- larla yakalamaya çalışıyor... Öyle oluyor... P A B T İ L E R D E N İlçe başkanı görevden alındı SAMSUN (Cumhuriyet) — SHP Samsun il örgütü, merkez ilçe başkam Hacıbey Dilek'i görevden aldı. Daha önce Dilek'in MYK'ya ! başvurusu sonucu yönetim kurulunun 8 üyesi değiştirilen ilçe örgütünde başgösteren gerginlik sonrası il yönetiminin bu karan da tepkilere yol açtı. ll merkezi, Dilek'in yerine il yönetim kurulu üyesi llhami Çetin'i ilçe başkanlığına atadı. Samsun il yönetim kurulunun, ıl DaşKanı naııiia Türkpençe'nin başkanlığında yaptığı toplantıda, Dilek'in partide birlik ve bütünlüğun sağlanmasına katkıda bulunamadığı öne sürülerek görevden alınması istendi. II Başkanı Türkpençe, değişiklikle ilgili olarak "Bu işlem MYK ile ilgili değildir" dedi. Bu aracfa SHP genel merkezince Denizli'ye gönderilen kimlik belgesi ve aidat makbuzlarının çöpe atılması olayıyla ilgili sonışturma tamamlandı. Müfettişler Tahir Köse ile Seyfi Oktay'm bir rapor hazırlayarak Genel Sekreter Hikmet Çetin'e verdikleri öğrenildi. Seçim savaştan sonra ANKARA (UBA) — ANAP Genel Başkan Yardımcısı Metin Gürdere, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in seçim için hodri meydan sözünü "önce Körfez savaşı bitsin" karşılığım verdi. Metin Gürdere, "Muhalefete göre Türkiye artık savaşın içine girdi. Girdiyse normal seçimlerin bir yıl ertelenmesi lazım. Türkiye savaşa girmediyse o zaman da önceden söyledikleri, yaptıkları siyasi değerlendirmeler yanlış. Bu tam bir çelişki" diye konuştu. Körfez meselesi "hale yola" girmeden bir erken seçime girişmeyi gerçekçi bulmadığını söyleyen Gürdere, Körfez savaşı bir yola girdikten sonra erken seçimi düşünmenin mümkün olabileceğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle