10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
] 3 ŞUBAT 1991 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/11 Rolandları ABD taşıyacak • FRANKFUKT (AP) — sSCB'nin taşımayı •eddettiği Roland ve Hawk füzelerini Türkiye'ye ABD'nin götüreceği bildirildi. Almanya Savunma Bakanhğı sözcüsü, Türkiye'ye gönderilmesine karar verilen Roland ve Hawk füzeleri için, ABD ile anlaşmaya vanldığını açıkladı. Sözcünün verdiği bilgiye göre, ABD Hava Kuvvetleri'ne ait bir C-5 (Galaksi) uçağı, 10 sefeı yaparak Roland ve Hawk füzeleri ile askeri personelini Türkiye'ye taşıyacak. Almanya, Körfez savaşı nedeniyle Türkiye'nin savunmasının arttırılması amacıyla, Roland ve Hawk füzeleri göndermeyi kararlaştırmış, ancak bu füzelerin taşmması için anlaşma yapılan Sovyet firmasının pilotu, savaş bolgesine gidemeyeceğini söyleyerek, uçmayı reddetmişti. Iitvanya destek istedi • Dış Haberier Servisi — Sovyetler Birliği'nin Baltık cumhuriyetlerinden Litvanya'da halkın yüzde 90'mın, Moskova'dan bağımsız bir devlet olma yönünde oy kullanmasından sonra Devlet Başkanı Vitautas Landsbergis, Batı Ülkelerine çağrıda bulunarak bağımsızhk karanna destek vermelerini istedi. ABD yönetimi, Litvanya'nın bağımsızhğı seçmesini 'övgüye değer bir gelişme1 olarak değerlendirirken Litvanya'yı 'bağımsız bir devlet' olarak taruyan ilk ülke İzlanda oldu. Devlet Başkanı Landsbergis, önceki gün Alman ve Portekiz televizyonlanna verdiği demeçlerinde, 'en güçlü silah' olarak halkın aldığı bağımsızhk kararının Batı ülkeleri tarafından gerektiğinde desteklenmemesi durumunda, Moskova'nın Litvanya üzerindeki ağır baskısını sürdürebileceğini ifade etti. Çin'de muhaliflere ceza • PEKtN (AA) — Çin'de, 198$'da güç kullanılarak bastırılan ve "Pekin Baharı" olarak adlandınlan demokrasi yanlısı gösterilerin liderlerinden ikisi 13'er yıl hapis cezasma çarptınldı. Yeni Çin Haber Ajansı, 1989 haziran gösterilerini organize eden ve "Kara EUer" olarak adlandınlan Chen Ziming ve Wang Juntao'nun, hükümeti ve sosyalist sistemi devirmeye , çalışmaktan suçlu bulunduklannı duyurdu. Wang Juntao'nun bir gazetenin yazıişleri raüdürü, Chen Ziming'un de özel bir sosyal araştınna enstitüsünün başkanı olduğu bildirildi. • • Oğrenci gösterileri • TtRAN (AA) — Arnavutluk'un başkenti Tiran'da ve taşradaki bazı kentlerde dün öğrenciler gösteriler yaptüar. Tiran'da 5 bin kadar üniversite öğrencisi, hükümetin istifası ve yaşam koşullannın iyileştirilmesini isteyerek gösteri yaptı. Enver Hoca Traktör Fabrikası'mn grevdeki işçileri de öğTencüeri destekledi. öğrenci gösterilerinin, Tiran'dan taşraya da sıçradığı ve aynı isteklerle Işkodra, Elbasan ve Korca kentlerinde de gösteriler yapıldığı kaydedildi. Çernobil'den etkilenenler • PARİS (AA) — Sovyetler Birliği'nin Birkşmiş Milletler Eğitim, Kültür ve Bilim Örgütü (UNESCO) temsilcisi Büyükelçi Vladimir Lomeiko, Çernobil nükleer kazasından, 800 bini çocuk toplam dört milyon kişinin etkilendiğini söyledi. Büyükelçi bugün yaptığı açıklamada, "Insan hayatını kanser tümörü gibi yok eden görünmeyen radyasyon, ilk etki alanımn çok uzağında bile etkili oluyor. Bugün, 800 bini çocuk olmak üzere 4 milyondan fazla insan paüamamn sonuçlarından acı çekiyor" dedi. Sovyet hükümeti, Kiev'in kuzeyinde yer alan Çernobil nükleer santralında 1986'da meydana gelen patlamada 31 kişinin öidüğünü açıklamış, ancak bazı gözlemciler ölü sayısının bunun 10 katı olduğunu belirtmişlerdi. Türkiye ile Suriye arasında güçlü diyalog Aııkara-ŞamişbirliğîŞAM (Cumhuriyet) — Körfez kriziy- le birbirlerine daha yakınlaşan Türkiye ve Suriye güçlü bir diyalog üe işbirliği sü- reci kurulması konusunda göniş birliği- ne vardılar. Dışişleri Bakanı Knrtcebe Alptemoçin, Fırat'tan verilen suda ön- ceki hafta yapılan kısıtlamanın "teknik •edenterden" kaynaklandığını Suriyeli yetkililere anlattı. Suriye'ye resmi bir ziyarette bulunan Dışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemoçin, Devlet Başkanı Hafız Esad tarafından dün kabul edildi. Alptemoçin kabul sı- rasında Esad'a Cumhurbaşkanı Turguf özal'ın sozlü bir mesajını iletti. Özal me- sajında Türkiye ile Suriye arasındaki iş- birliğinin geliştirilmesinin Körf«z savaşı sonrasında daha da büyük önem taşıya- cağıru bildirdi. Alptemoçin'in dün gerek Hafız Esad tarafından kabulü sırasında gerekse Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El Şar« üe yaptığı görüşmelerde her iki ül- kenin Irak'ın toprak bütünlüğünün ko- runması konusunda da görüş birliğinde olduklan saptandı. Görüşmelerde ayn- ca iki ülke arasındaki "geleneksel" so- runlan oluşturan bölgesel suların ortak kullanımı ile sınır güvenliği konulan da gündeme geldi. Dışişleri Bakanı Alptemoçin, gazete- cilere temaslan hakkında bilgi verirken, su konusunda Suriye"de iyiniyetin mev- cut olduğunu gördüğünü beliîtti. Alpte- moçin, suur güvenliği konusunda ise Su- riytfden en üst duzeyde guvence aldığını söyleyerek, "CMayı bu şekilde kapanmış göriiyoram" ifadesini kullandı. Alptemoçin, resmi görüşmelerin ta- mamlanmasından sonra temaslan hak- kında Türk gazetecilerine bilgi verdi. Körfez savaşı çerçevesinde Türkiye ile Suriye arasında yakın bir diyalogun ku- rulduğunu belirten Alptemoçin, her iki ülkenin daha fazla can kaybı olmadan ve Irak'm doğal varlıklan daha fazla yı- kıma uğramadan savaşın sona ermesini istediklerini kaydetti. Ancak, Irak'ın Ku- veyt'ten çekilmesinin ve BM kararlanna uymasının buna önkoşul olduğu konu- sunda Ankara ve Şam arasında görüş- birliği bulunduğunu bildirdi. Alptemo- çin'in Suriye'deki temaslannda gündeme gelen diğer konular hakkında şu bilgi verildi: çerçevesinde gündeme getirirken, Türk tarafı soruna genel çerçevede bakılması gerektiğini bildirdi. Suyun paylaşımı üze- rinde değil, ortak projeler yoluyla kul- lanınunm en verimli şekilde gerçekleşti- rilmesi gereği üzerinde durdu. Bunun için Suriye ile çeşitli projelere hazır ol- duğunu duyurarak su konusuna olum- lu açıdan bakılması gerektiğini belirtti. Suriye tarafı ise konuya olumlu açıdan baktığım ifade ederek iki ülke arasında karşılıkk olarak üst düzeyli ziyaretlerin gerçekleştiği zamanlarda bu konunun gerek basın gerekse başka kanallarda sü- rekli bir ikili sorun olarak gündeme ge- Irak İki ülke, Irak'm toprak bütünlüğünün korunması ve BM kararı uyarınca Kuveyt'ten çekilmesi konusunda görüşbirliği içinde olduklarını açıkladılar. Suur gövenligi Dışişleri Bakanı Alptemoçin, sınır güvenliği konusunda Suriye'den "en üst düzeyde" güvence aldıklarını söyledi ve "olayı kapanmış görüyorum" dedi. — Türkiye ve Suriye savaş sonrasın- da bölge coğrafyasında bir değişiklik ol- maması konusundaki isteklerini dile ge- tirdiler. Taraflar, Irak'm gelecekteki yö- netim biçiminin Irak halkı tarafından tespit edilmesi gerektiğini ifade ettiler. — Taraflar kriz sonrasında Türkiye ve Suriye arasındaki temaslann arttırılma- sı ve güçlü bir koordinasyon ve işbirliği mekanizmasının kurulmasının önemini vurguladılar. Su sorunu — Suriye tarafı, bölgesel sular konu- sunu, "suyun kotalanı göre paylaşımı" tirilmesinden duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Bu arada Türk tarafı, Fırat'ın sula- nnda geçen hafta görillen kısmtının ba- raj yatağının temizlenmesi gibi teknik bir gerekçeden kaynaklandığını, su seviye- sinin artık normale döndüğünü bildirdi. Ileride de bu teknik kesintilerin olabile- ceğini de ekleyerek ancak bundan Suri- ye'nin haberdar edileceğini kaydetti. Türk tarafı, bu kesintilere rağmen Suri- ye sınınndan verilen suyun, aylık orta- lamasımn esas alınması gerektiğini, Türkiye'nin bu miktann arznlanan dü- zeye yakın olması konusunda gayret gös- terdiğini dile getirdi. — Suur güvenliği konusu ele almırken Suriye tarafı, gerek Devlet Başkanı Ha- fız Esad, gerekse Dışişleri Bakanı El Şara kanalıyla Türkiye'de iç istikrann korun- masma önem verdiklerini duyurdu. Bu çerçevede "Türkiye'nin isükran, Suriye^ ain istikranyla yakından ilgilklir" mesa- jını verdi. Dışişleri Bakanı Alptemoçin, gazete- cilere bilgi verirken, en yetkili ağızlardan ifade edilen bu teminatlar üzerine olayı "kapanmış' olarak gördüğünü söyledi. — "Kıbns sonınunu" gündeme geti- ren Türk tarafı, Kuveyt'in işgaliyle bu konu arasında kurulmaya çalışılan ben- zerliğe işaret etti. Bu açıdan benzerliği- nin bulunması durumunda bunun Ku- veyt nasıl güçlü bir ülke tarafından iş- gal edildiyse, Kıbns'ın da aynı şekilde iş- gal edilmeye çahşıldığı benzerüğin ola- bileceğini anlattı. Türkiye'nin 1974'teki operasyonu ile bu tür bir işgali durdur- duğunu vurguladı. Şimdi ise sorunun BM Güvenlik Konseyi'nin 649 sayılı ka- ran çerçevesinde çözümlenmesi gerekti- ğine işaret etti. Suriye tarafı, bu açıkla- maları "not etmekle" yetindi. öte yandan Dışişleri Bakanı Alptemo- çin, "Şam'daki temaslan sırasında İncir- lik'in ABD'nin kullanımına açılması ve Musul ile Kerkük konusunda Türkiye^ ye atfedilen emeller konusunun günde- me gelmedigini" söyledi. Alptemoçin, Hatay'ın Suriye haritaJannda, Suriye'nin bir parçası gibi gösterilmesiyle ilgili bir soruyu da yanıtlarken, "Önemli olan Hatay'ın nertye ait oldugudur" dedi. Şam'daki temaslannı tamamlayan Alptemoçin, bugün Ortadoğu turunun ikinci durafa olan Mısır'a geçiyor. §AM NOTLARI Aldatıa rahatlıkSEMİH tDİZ ŞAM — Ülkenin hemen ya- nında Ortadoğu'nun geleneksel yaptsını altüst edecek bir sava- şın tüm şiddetiyle sürmesine karşın Şam sokaklannda dola- şırken insan, bu savaşın yarat- ması gerektiği tedirginliğe fazla rastlamıyor. Köşe başlannda kulaklannda transistörlü radyolanyla duran veya kahvelerde ve otel lobüerin- de televizyon haberlerini dinle- mek için doluşan insanlar yok. Ancak bu yüzeydeki rahat görii- nüm bir aldatmaca. Çünkü rast- gele yapılan konuşmalarda Su- riyelilerin bu savaş nedeniyle bü- yük rahatsızlık içinde bulunduk- İarı hemen ortaya çıkıyor. örneğin bir dükkâna girdiği- nizde, Türk olduğunuzu söyle- diğinizde, fazla zaman gecme- den lncirlik konusu açıliyor. "Buna nicin izin verdiniz?" ve- ya "Bu haramdır" şeklinde dos- tane üslupla da olsa sitemlerle karşilaşıyorsunuz. Ancak bu uçaklann Irak'ı bombalamak için Suriye hava sahasını kullan- dıklanna ilişkin söylentileri di- le getirdiğinizde ortalık bir an için anlamlı bir sessizliğe bürü- nüyor. Karşınızdaki başını sal- hyor ve *'Y» Allah" çektikten sonra "Bilmryorum" diyor ve ekliyor: "Bu Saddam başımıza büyük iş açü. Bak, Amerikalüan bura- lara getirdi. Onlar artık çıkmaz buradan. Zaten yıllardır İsrail'i daha yakından koUamak için is- tedikleri de bu." Kısacası Suriyeliler şu anda Körfez savaşı konusunda tam bir kavram karmaşası içinde gö- rünüyorlar. Bir Arap ülkesinin başka bir Arap ülkesini istüa et- mesi ve bu istilacı gücün başın- daki adamın Suriye'nin de düş- manı olması ile "özentiler içindeki" zenginler dışında ka- lan kitlenin ABD'ye karşı duy- duğu tepkilerin çelişkisi çözül- meye çalışılıyor. Nefret edilen Saddam'a karşı nefret edilen ABD karşısında gösterdiği di- rençten duyulan gizli sempati var. Çelişkinin ötesinde ise kesin bir kanaat seziyorsunuz. Sık sık duyduğunuz bir ifade, "Arap birtigi artık hayal, tslamiyetin ise ortak bir deger zemini oluş- turamayacagı apaçık ortada." Ancak geleceği sorduğunuzda kavram karmaşası yerini belli bir pragmatizme bırakıyor. Bu çerçevede, "Yeni bir dünya ku- raluyor. Suriye de bunun içinde yerini alacakbr" türünden ifade- lerle karşdaşdıyor, Bu arada ülkenin resmi poli- tikası "tsrail tebdidine karşı koymak" şeklinde ifadesini bu- luyorsa da köşede bucakta, Mı- sır'ınki gibi olmasa bile tsrail ile bir şekilde barışa vanlacağmı düşünenlere de rastlanıyor. \om Irnrat* v # » m » ı * » t K ö l f e z «"'«9 111111 «aınıasıyta birlikte kara harekâ- Y\UY KtU-ar VCIIIICK ü m a n e ı a m a n baslaulacagına Uiskin siyasi ve as- keri çevrelerde süren tartışmalar ABD Başkanı Bush'u güç durumda bırakıyor. Bush, cephedeki son duruma ilişkin dognıdan bilgi edinmek amacıvla Suudi Arabistan'a gönderdiği Savunma Bakanı Cheney ve Geneikurmay Başkanı General Powell ile kara savaşının tarihini tartışırken oldukça düşüncetiydi. ABD Başkanı göriışmeden sonra hava bombardımanının bir süre daha devam edecegini söyiemekle yetindi. (Fotograf: Reuter) BM Genel Sekreteri ile Saddarn'ın görüşme notlarının yayımlanması ortalığı kanştırdı Perez de Cuellar'a Irak tuzağıBtRLEŞMtŞ MtLLETLER (AA) — Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cueüar'ın, Irak'a, ABD önculüğun- deki müttefıkler tarafmdan hava saldı- nsının başlamasından 4 gün önce Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ile Bağ- dat'ta yaptığı görüşme notlannın, Ürdün gazetesinde yayımlanmasından sonra Irak ve BM'nin arası açıldı. Ürdün'de yayımlanan H Destnr gaze- tesince yayımlanan Cuellar-Saddam gö- rüşmesinde alman notlann kopyasma göre Cuellar, BM Güvenlik Konseyi'nin, Devrimci silahlar Kuveyt'i işgal eden Irak'a karşı ekono- mik ambargo uygulanması ve askeri güç kuUamlması yolunda karar alırken ABD isteklerine boyun eğdi|*ini söyledi. Yayımlanan görüşme notlanna göre Cuellar, Saddam ile görüşürken şöyle de- di: "Bu karartar ABD'nin kararlandır. Bu cağ, Amerikan ça|ıdır. Bugün Ame- rika'nın istegi oluyor, Güvenlik Konse- yi'ninki degil. Bu konuda sizinle hem- fikirim" dedl BM yetkilileri, söz konusu görüşme notlarının yayımlanmasıyla diplomatik standartlann ihlal edildiğini söylediler. Perez de Cuellar'ın sözcüsü Fnnçois Giuliani, görüşme notlannm kopyası ko- nusunda yorum yapmadı. Cuellar'ın sözcüsü Giuliani ise "Iraklı diplomatlar istediklerini yapabiluier, an- cak bu diplomatik normlann ve diplo- matik görüşmelerin gizliliginin ihlaii olur" dedi. Yayımlanan görüşme notlanna göre Cuellar, ABD öncülüğündeki müttefik kuvvetlerin Irak'a düzenlediği hava sal- dınsından 4 gün önce Saddam ile yaptı- ğı görüşmede, Saddam'ın Filistin sonı- nunu, uluslararası alanda gündeme ge- tirmesinden övgüyle söz etti. ABD ve müttefikleri, Saddam'ın Kör- fez krizini Filistin ve diğer Ortadoğu so- runlarına bağlamasına karşı çıkmışlar- dı. Görüşme notlarında,Saddam Hüse- yin'in, 2 ağustosta Kuveyt'i işgal etukten sonra askerlerini çekmeye başladığı, an- cak ABD'nin asker yığmaya başlaması üzerine Irak askerlerinin Kuveyt'ten çe- kilme işleminin durduğu yolundaki söz- lerine de yer verildi. Evrimci silahlar POLTTIKADA SORUNLAR ERGUNBALa MüthişSilahlanma...The Economist dergisinin son sayısında, Ortadoğu"daönde gelen ülkelerin silah durumları hakkında son derece ilginç bazı bilgiler var. Bu veriter üzerinde ciddi biçimde düşünmek gerekiyor. Amerikalı yetkililer, bitindıği gibi geçen hafta yaptıklan açık- lamada Irak'ın ABD, SSCB ve Çin'den sonra dünyanın dör- düncü en büyük ordusuna sahip olduğunu bildirditer. Sava- şın başında Irak Silahlı Kuvvetleri'nde 1 milyon asker, 700-800 uçak ve 5500 dolayında tank bulunuyordu (ABD, savaşta şim- dıye dek 750 Irak tankı ile 60 dolayında uçağın imha edildi- ğini, 120 Irak jetinin de İran'a kaçtığını öne sürüyor). Ama Irak, bölgedeki tek askeri süper güç değil. Suriye, bir savaşta 800 bin asker çıkarabilecek durumda. 4 bin tankı ile 550 savaş uçağı var; kimyasal silahlan da cabası. Yani Irak'la Suriye'nin askeri güçleri arasında pek büyük fark yok. Ayrı- ca iki ülkenin de silahlan son derece modern. Ya İsrail? The Economist'e göre bu ülke de bir savaşta 500 binden fazla asker çıkarabilecek kapasiteye sahip. Çok modern 600 savaş uçağı ile 4 bin tankı var. Gereğinde 1 milyondan fazla asker çıkarabilecek güçte olan Mısır'm da tank ve uçak sa- yısı, İsrail'inkiler dolayında. Sozün kısası, Ortadoğu'nun önde gelen ülkeleri dişlerine kadar silahlanmtş durumdalar. Hem de en modern, en etkili silahlarla. Suriye ile israil, gayri safi milli hasılalarının yüzde 10-15'ini savunma giderierine"harcıyorlar. Bu oran Irak'ta yüz- de 25, Suudi Arabistan'da yüzde 20, Ürdün'de yüzde 12. NA- TO üikelerinin çoğunda ise savunma giderterine giden, gayri safi milli hasılanın yüzde 3-4'ü dolayında. Ortadoğu. sadece Batı'nın değil, dünya savaş endüstrisi- nin motoru, itici gücü durumunda. Yeryüzündeki en büyük, en kâriı silah pazan. Brezilya'dan Arjantin, Güney Afrika, Çin'e kadar birçok ülkeden silah akıyor Ortadoğu pazarına. Bu si- lahların bedelı ya Irak ve Suudi Arabistan'da olduğu gibi petrol gelirleri ile ödeniyor ya da Suriye, Mısır ve Ürdün'deki gibi halkın yiyeceğinden içeceğinden kesilerek, dışardan borç alt- narak ödeniyor. Bölgede silahlanma mantığı akıl almaz bir şekilde işliyor. Bu mantık gereği silahlanma, hiçbir zaman yeterli olmuyor. örneğin İsrail, Arap koalisyonu tarafından kuşatılmış oldu- ğunu öne sürerek herhangi bir Arap ülkesinden çok daha güçlü olması gerektiğini iddia ediyor. israil'in Mısır'la anlaş- masından sonra yalnız kalan Suriye, gereğinde kendi başı- nin çaresine bakabilmek için yıllardır Yahudi devleti ile "stra- tejik eşitlik" ilkesi uyarınca vannı yoğunu silahlanmaya ya* tırıyor. Kprfez'de ise Irak, basta Sovyetler Birliği olmak ûzere Fran- sa, İngiltere, italya, Belçika, Çin ve daha bir dizi ülke tarafın- dan yıllardır silahlandınldı. Irak'a karşı verdiği 8 yıllık savaş- ta ağır kayıplara uğrayan İran, şimdi bu kayıplarını telafi et- meye, var gücü ile silahlanmaya çalışıyor. Suudi Arabistan ise hem Irak'a hem de İran'a karşı silahlanıyor. Ufacık Ürdün'e gelince; onun da bir yanında Irak, öte yanında İsrail var. O da yıllardır yediğinden içtiğinden kesip silahlanıyor. Bu ülkelerin, hepsinin ordularındaki silahlar son derece modern. Parayı veren düdüğü çalar örneği, sosyalist ülke- lerden almışlar, Balılı kapitalist ülkelerden almışlar, Brezilya, Arjantin gibi 3. Dünya'nın nispeten gelişmiş ülkelerinden at- mışlar. Körfez'deki savaş sona erdikten sonra ne olacak? Kuşku- suz her şeyden önce bu çılgınca gidişe "dur" demek için ça- lışmak gerekecek. Bölgede, sılahsızlanma ya da daha ger- çekçi bir şekilde silahların indirimi anlaşmalarının yapılması zorunlu. Kimyasal, biyolojik ve nükleer silahların kesinlikte yasaklanması için çaba harcamak gerekecek. Ancak bu pek kolay olacağa benzemiyor. İsrail nükleer ve kimyasal sılahlarını yok etmeyi kabul edecek mi? İsrail et- mediği takdirde Suriye'nin kendi kimyasal sılahlarını yok et- meyi kabul etmesi beklenebilir mi? Öte yandan Irak, bu savaştan askeri gücü tümüyle ezil- miş olarak çıkarsa bölgede dengeler köklü biçimde değişe- cek. Meydan, silahlı kuvvetlerine hızla çekidüzen vermekte olan iran'a kalacak. O zaman Suudi Arabistan'ın İran'a karşı duyduğu geleneksel korku tekrar alevlenecek. ABD, büyük bir olasılıkla Suudi Arabistan 1 1 İran'a karşı silahlandıracak. Bu- nu yeterli görmezse Irak'taki yeni rejımi de silahlandırabilir. Saddam, "Kuveyt'ten çekiliyorum" deyip ordusunu kurtar- mayı ve iktidarda kalmayı başanrsa bu kez herkes vargücüyle silahlanmaya çabalayacak. Ortadoğu da başta Filistin sorununun çözümünü kapsa- yan ve bölge ülkeleri arasında şekillenecek genel bir güvenlik anlaşması yapılmaz. büyük ülkeler yöreye silah satışını dur- durmazlarsa çalkantı ve istikrarsızlığın kolayca sonu geleceğe benzemiyor. Bu arada Türkiye de yörede silahsızlanma ve barış çaba- larını var gücü ile desteklerken bu çabalar somut sonuç ve- rinceye kadar herhalde silahlı kuvvetlerinin modernizasyo- nunu da ihmal etmemelı. Çünkü çeşitli örneklerde görüldüğü gibi bölge hiçbir he- saba kitaba uymayan son derece kaypak bir yapıya sahip. Biryanda Irak'ın Scudfüzeleri, diğeryandaAmpların tepkisi israil çıkış arıyor Dış Haberter Servisi — Kör- fez savaşının başlangıcından bu yana kadar gecen süre içinde 33 kez Irak Scud füzelerinin hede- fi olan İsrail, misillemede bu- lunrnamak yolundaki tutumu- nu sürdürmekte kararlı görün- Stealth uçaklan: Bu uçaklar, özel dizaynı ve yapımmda kullanılan maddeler sayesinde düşman radarlanna yakalanmıyor. Stealth teknolojisi şimdiden F-117A ve B-2 bombardıman uçaklarında kullanılıyor. ATACMS: Ordunun bu taktik füze sistemi 120 km uzaklığa ateş edebiliyor. Tek tek tankların peşinden giden akıllı bombalar yüklenebiliyor. 6örüntü aktancı kask: Hava kuvyetlen, pılota savaş alanımn görüntülerini yansıtan ve sarı bir çizgi ile hedefi gösteren özel bir kask üzerinde çalışıyor. M-1A1 tank: Bir dinozor. Geleceğin 'kara savaşı aracı'. Yüksek hızlı, çok gelişmiş bir top ateşliyor ve elektromanyetik güç sahası sayesinde düşman mermilerinin yolunu saptınyor. LCAC Hoveırkraft- Bu çıkarma aracı 2. Dünya Savaşı çarpışmalarını yeniden yaşatıyor, fakat bu defa sahile saatte 75 km hızla yaklaşıyor. F-4G Vahşi Sansar (Wıld VVeasal): Yeni elektronık araçlarla donatıtmış cok eski bir gövde. Uçaklann ve havadan karaya füzelerin hedeflerini şaşırtıyor. müyor. ABD'de temaslarda bu- lunan tsrail Savunma Bakanı Moşe Arens, "İsrail'in Irak'a misfllemede bulunnuyaca|ı yö- nünde garanti veremem" dedL AA'nın haberine göre Israü Savunma Bakanı Moşe Arens, ABD'deki temaslan sırasında, Irak'a karşı yürütülen savaşta, ülkesinin de önemli katkılan olabileceğini söyledi. Arens, "Her şe> ileride nekr olacağına bağlı. Savaşa önemli ölçiide katkıda bulunabiliriz. Hava kuvvetlerimiı çok güçlü" dedi. İran Dışişleri Bakanı Ali Ek- ber Velayeti, Körfez savaşına ts- rail'in doğrudan katılması ha- linde ülkesinin tarafsız kalma- ya devam edemeyeceğini söyledi. Velayeti, CBS Te- levizyonu'na verdiği demeçte, "lsrail'in herhangi bir Müslü- man ülkesine saldınnası halin- de buna kayıtsu kalamayu" dedi. Suriye Devlet Başkanı Yar- dımcısı Abdülhalim Haddam, Irak'ın aralıklarla İsrail toprak- lanna fu-lattığı Scud füzelerinin tsraillileri kazançlı kıldığmı söyledi. 1967 savaşmda Golan tepele- rini işgal eden israil ile o tarih- ten bugüne resmi savaş duru- munu koruyan Suriye'nin Dev- let Başkanı Yarduncısı, Irak'ın, Körfez krizini Filistin sorunuy- la bağdaştırmaya kalkışmasmı eleştirdi. Haddam, "Irak, Filis- tin davası için ortaya ne koy- muştur? Bir kardeş Arap ülke- sinin işgaliyle Filistin özgurİB- ğüne mî kavuşacak... Yoksa İs- rail, Irak ordusunun Kuveyt'te ölümcül tuzağa yuvarianma»- nı mı isteyecek?" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle