Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 ŞUBAT 1991 CUMHURÎYET/15
HAVA DURUMU TÛRKIYE'DE BUGÜN
Meteoroloji Islen Genel Uû-
düriûğû'nden alnan btlgıye göre
yurdun kuzeybatı kesımleri bulutlu.
Trakya, Marmara'mn batısı. Kuzey
Ege loytfan yaOmurtu ötela yerter az
buhıtfu ve açık oeçecek Marmara
He yurdurı K? kesimleri ve Doju ke-
sMerinde sabarı saaöennde as gö-
rülecek Hava sıcatdığı: TQm yurt-
ta biraz artacak RÜZGÂR: Yurdun
Baü kesimlerinde Güney ve Doğu
kesimiennde Kuzey ve Batı yönler-
den orta kuvvette esecek. Denizler-
de; Batı Karadenıztte gündoğusu ve
tesisteme, Doju Karadenız ve Ak-
denttde gündoğusu ve poyraz, Mar-
mara ve EgeVte kıbie ve keşişleme-
Adana
Adapsan
Adıyaman
Afyon
AJn
Anfcaıa
Antakya
den 6 kuvvetnde saatte 27 denız mılı hızia esecek. Oalga
yûkseklıflı 1.5 Karadenızde 2 ıla 3 m. dolayında bulunacak.
Van Gâû'nde hava bulutlu ve sıslı geçecek Rüzgâr kuzey yön-
lerden hafrf ara sıra orta kuvvette esecek Göl kûcük daigalı
oljp görüş uzaklığı 10 km. sıs anında 1 km. altında olacak.
ArMn
Aydm
Balıtesr
Btfac*
BfcıgM
BrtU
Bob
Bursa
Çaıutioto
Çonım
Deredi
17° 2° Oyartahr
8° FEdme
8° -5° Er^ncan
4° îr>Erzunjnı
•M--34
0
Esiaşetw
2° 13°Gaaan«p
15° PSresun
17° 9°GûmûşhaoeB
-1° -e°Haiddri B
13° 3°lspam B
9°-2° Istanbul B
7"-2°izn»r Y
-3°-15°Kai5 S
-1° O°KjsBmonu B
2°-10°Kaysan B
8»-i* KtrMare» Y
9° 4°Koya B
-2° -15°Kuah*« 8
12° 2°UaHtya B
5°-8°Mamsa
8° -2° k Maraş
•ir-22°Mereıi
ş
W>-4° NıSde
5° 2°0nlu
-3° -15° RIZB
-5° -15
o
Saınsun
6°-5°Sirt
8° 3°Smop
13° l°Snas
O
2°-M°Ti»tH0n
•7° WSın««
7° 1° Uşak
7° -3° Ytojat
2°-1S°Zonguldak
ı bulutlu
L
yajmurlu f j | ss» A-ac* S-üukHkı G-gûneşlı K-karlı S-sst Y<yaOnwlu
B
B
B 5° 0°
B -11°-24°
8° 2°
6° 1°
S -8° 20°
B 8°-2°
B -f K°
B -2°-18°
B 6° 0°
Kahıre •
DÜNYA'DA BUGÜN
Amsterdam
AfFVTOfl
A&na
Bafldat
Barcetona
Basel
Bonn
Budapeşte
Cenem
Ceay»
Odde
Oubai
K -4°
B 13"
A M"
9
K 4»
B -3»
K -2°
K -5°
K 0°
K -2°
B 17°
Itafcm
Lnnıngnd K -5°
Umdra K -1°
B 10°
K -2°
K -S»
K 0°
B -8°
K -2°
K -3°
Y 15°
B 1°
a™
Kahra
Kopmhıg
Kûm
B -3°
A W
B -9°
K 0°
K -2°
A W
Osk)
ftris
y
Roma
ar
Imus
B -3°
K 2°
B 3°
B -3°Züıtı
BULMACA
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1 2 3 4 5 6 7 8
I I I UI
J rmj r
1
m M
ı nM ı
9SOLDAN SAĞA:
1/ Ovma. 2/ Güzel
sanatlann bir daü...
Osmanlı devletinde-
ki sivil rütbelerden
biri. 3/ Dahil... Yay-
la ya da bahçe kultt-
besi... Bir gıda mad-
desi. 4/ Tepkili
uçak... Tabaklanımş
deri. 5/ Mahkeme
sonucunu gösteren
resmi belge... Köşk.
6/ Domates, baharat
gibi şeylerle yapıla-
rak yemeklerin ilze-
rine dökülen terbi-
ye... Yerme. 7/ llkel benlik... lskam-
bilde koz... Moübden elementinin
simgesi. 8/ Jokeylerin giydi^i kenar-
su ba$lık... Hz. Muhammed'e yardım
eden ve tslamiyetin yayümasına hiz-
mcti geçen kimseler. 9/ AJyuvar.
YUKARTOAN AŞAGlYA:
1/ Cinsel soğukluk. 2/ Meyveleri şe-
kerle kaynatarak hazırlanan tatli...
Eski Yunan mimarhğının üç biçe-
minden biri. 3/ Duman lekesi,.. Içi-
ne sulu şeyler konulan kap... Türkçede ilgi adüı. 4/ Alıanın kendi
kendine birleştirip monte edebileceği şekilde satılan parçalann
tümü... Yeni Zelanda'da yaşadığı bilinen, devekuşuna benzer soyu
tükenmiş uçamayan kuş türü. 5/ Büyük yerleşim merkezleri-
nin Uzerinde toplanan kirli hava... Yakacak odun için kullanı-
lan oylum ölçüsü birimi. 6/ Bir tür erkek dcve... Birleşmiş Mil-
letler örgütü'nün Ingilizce simgesi. 7/ Yugoslavya'nın plaka işa-
reti... tşve.. Nazi partisinin askeri polis örgütü. 8/ Ispanyolla-
rın sevinç ünlemi... Halk edebiyatı şiir türlerinden biri. 9/ Ko-
nusu cansız varlıklar ya da nesneler olan resim.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Divanı Harpte
10 ŞUBAT 1931
Divani Harbi örfi
mahkemesi bugün saai
14/15'te Miralay Ata Beyin
riyasetinde toplanmıştır.
dört celse aktederek birinci
celsede Kırklar elinden
tbrahimoğlu Musa çavuşa
ait karar tefhim edilmiştir. Bu karara nazaran
maznunun beriayi maslahat arkadaşı muhtar Hasan ile
birlikte Kırklailine geidikleri esnada uğradıkları Hüseyin
Efendinin hanında bir müddet oturup dışanda her ikisi
birlikte işaret istimalile gene mezkûr bana avdetlerinde
maznunun alkolün tesirile iradı ve ihtiyarı makasada
müstenit olmaksızın zabıtnamede mahiyeti tesbit edilen
beseyanamiz bazı sözler sarfettiği ve merkumun bu
sözleri dini âlet ederek devletin emniyetini ihlâl
edebilecek harekete halkı teşvik eylediği suretinde
gösterilmiş ise de merkumun bu yolda kullandığı elfazın
evsaf ve mahiyeti itibarile kanunun ihnva ettiği anasırı
şamil ve mucibi tecrim suç mahiyetinde telâkkisine
imkân görülememiştir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Hakimleretesir
10 ŞUBAT 1961
Kurucu Meclis Bütçe Komisyonu
çalışmalanna bugün de devam
etmiştir. Sabah yapılan toplantıda
Adaiet Bakanbgı bütçesi müzakere
edilmiş ve çeşitli üyeler sOz alarak
Bakandan bilgi istemişlerdir.
Adaiet Bakanı Ekrem Tüzemen .
kendisine sorulan soruları toplu
olarak cevaplandırmış ve şunlan
söylemiştir:
" — Kurucu Meclisin başlıca görevi
Anayasa, Seçim Kanunu ve 1%1 tnâli yıh bütçesi
olduğuna göre, elde hazır olan Ceza Kanunu, Hukuk
usulü ve ceza mahkemeleri usul kanunun gibi önemli
bazı kanunlann bu Meclise sevkinde fayda görmüyorum.
Bunlann yeni secilecek Meclise getirilmesi daha
doğrudur. Antidemokratik kanunlann bir kısnunın
kalkması, bir kısmının değiştirilmesi için tasanlar
Bakanbkta takılı kalmıştır. Yalnız Yargıçlar Kanununu
geliyor. Bu kanun ile yargjçların tâyin, nakil, terfi v.s.
işleri Yargıtayda kurulacak komisyonlarda yapüacak.
Adaiet cihazı uzerinde baskı imkânı kalkıyor. Adaiet
Bakanı Tüzemen daha sonra Kira Kanunu hakkmda
sorulan bir soruya da: "Hâlen M.B.K. nde bir tasan var
Şahsen o kanununun dâvayı halledebileceği kanaatında
değüim." demiştir.
Bakan müteakıben son 10 yılda eski iktidann âleti
halinde çalışan ve haksızlıklara sebep olan adaiet cihazı
mensuplannın tasfîyesi hakkmda sorulan bir soru için de
şunlan soylemiştir:
" — Son 10 yılda iktidara âlet olanlar arasında,
tnkılâptan sonra 39. maddeye dayanarak parça parça
tasfıyeler yapümıştır. Asıl tasfiyeyi yargıçlardan
mflteşekkil bir komisyon yapsa idi, daha iyi olurdu. Ben
şahsen, memleketin huzura döndüğü ve secimlere
hazırlandığı bir sırada bu tasfiyelere pek taraftar
değüim."
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
'S.Ahmet ve İ.Şerif
serbest bırakılsın'
10 ŞUBAT 1990
Uluslararası Af örgütü, Dr. Sadık Ahmet ve lbrahim
Şeririn "düşunce suçlusu" olduklanm beürterek,
"derhal ve şartsız" serbest bırakılmalarını istedi.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Dr. Ahmet ve Şerifin
duruşmalan sırasmda TRT, Alman ve Hollanda
televizyon ekiplerine Yunan fanatik gnıplannın
yaptıklan saldınlan kınadı.
DÜZELTME
• 31 Ocak 1991 tarihli "Okurlannı Bekleyen Kitaplık"
adh yazıda Prof. Murat Sanca'run eşi, hatalı
açıklamalar nedeniyle Ülker Ankan olarak geçmiştir.
Prof. Murat Sanca'run eşi Murat Sarıca Kitaplığı
Derneği'nin onur üyesi Altıngül Sanca'dır. Ülker Ankan
dernek üyelerinden olup Prof. Murat Sanca'nın
öğrencisidir.
Ekrem Tttzemen
TARITSMA
Adnan Saygun'u ^Tariışnıak'
Hiçbir sanat yapıtı nihai sentez olamaz. Olsaydı sanat
akımJarı orada dururdu. En güçlü sanat akımlan, günü
gelmiş, beklenmeyen yeni bir yöne doğra aşılmıştır.
2 Şubat 1991 tarihli Cumhuriyet gazete-
sinin "Tartışma" sütunlannda Sayın Gö-
nül Pacacı'nın Adnan Saygun'un Türk mü-
zigmdeki yerini konu alan gerçekten çok se-
viyeli bir yazısı yayımlandı. Bu yazıda Say-
gun'un bir Türk sanatçısı olarak kendi ül-
kesinin geleneksel sanatına tarafsız, icten
bk görüşle yaklaştığıru, ancak vermiş oldu-
ğu ürünlerin bu ülkenin değil başka bir ül-
kenin (yazıda Batı deniyor) sanatı olduğu-
nu, bir sentez bile sayılamayacağım, çün-
kü yapıtlannda köçiik anüıklar kullanma-
dığıriı, bu yüzden de bu ülkenin sanatını
tı'dan kopya! Resim mi? Batı'ya özenti!
Hele hele müzik mi? Sırf Baü! Gavur! Oy-
sa bugün artık Batı yok, öyle bir sey kal-
madı. O geçen yüzyıldaydı, 19. yüzyılda.
Yaşadığımız yüzyılda çok şey değişti; Ba-
kopmaz. Sanatçının bir başka içgüdüsü de tı'daki eski yüzyıllardan gelen bütün değer-
toplumun görüşüne, duyuşuna yeni bir şey- leri altust oldu. Müzikte armoni mi, majör-
ler katmak, kısacası onu değiştirmeye ça- minör mü? Yok artık. Tampere sistem mi?
lışmaktır. Düşün adamlannın, aksiyon Yok! Çalgüar mı? Kdık değiştirdi. Sadece
adamlanmn, sanatçılann bin yıUardan be- kendimize özgü sandığımız "kiiçök arahk-
ri yaptığj budur. Ve sonunda toplum sanat- tar" mı? Almış yurümüş. Çalgı gnıpları
çının görüşüne boyuneger, çünkü toplumun mı? Tibefinden Afrika'sına dek her şey gi-
kendine biçim verme iradesi yoktur. Sade- riyor. Şimdi, 21. yüzyüa on kala dünyada
ce belli bir birikimi, genel eğüimleri vardır. herkes sanatlarabir şeyler kaüyor. Ülke ül-
Müzikseverlerimizin bir başka yanılgısı k e b ü
e değil, her sanatçı tek tek. Tokyo'-
da sentez kavramıdır. Bir "ebedi kurtana" sundan Taşkent'ine, Manfla'sından Bnenos
arama içgüdüsü. Sayın Pacacı da bu yanıl- Aires'ine... Bütün dünya cıvü cıvıl. Her sa-
gıya düşüyor ve Saygun'un eserlerinde sen- natçınm nerelerden ne aldığı, hangi kaynak-
yapmadığı gibi halkın onun eserlerine ya- tez niteliği arıyor, ama bulamadığını söy- lardan esinlendiği kimsenin umurunda de-
,_._.. .-.^.^ _ . ...^j^: _,__, L-_ l f l y o r H i ç b i r J a n a t y a p m n i h a i s e n t e z Q İ a ğü. llgililerveilişkiler öylesinegirift, çeşitli
maz. Olsaydı sanat akımlan orada durur- v
e canlı. (Tabii bu arada, ister tek sesli, is-
ter çoksesli, geleneksel müzikleri üzerine
oturup gözlerini yaşayan dünyaya kapayan
büyük bir müzikçi ve dinleyici kitlesinin
varlığını yadsıyamam.)
Bu canü ortamda istediğiniz sanatçıyı be-
ğenmek istediğinizi beğenmemek tamamen
size kalmış, ama buradaki ölçüt-artık ger-
çekten de değişmesi gereken ölçüt- "Bizden
mi onlardan mı?" ölçütü olursa ezeli ya-
nılgımız yine karşımıza çıkar. Bir sanat ya-
pıtı karsısuıda mısınız bir yana bırakın baş-
kasının ne duşündUğünü, kendiniz karar ve-
bancı kaldığı hatta kendini dışlanmış his-
settiğini; üstelik onun eserlerine ve düşün-
cclerine bağlı kalanların sadece sloganlar-
la hareket ettiğini, yine de kendisini iyi ya-
pılmış eserlerinden dolayı "nezabet ve
hayırla" yad ettiğini yazıyor Sayın Gönül
Paçacı.
Yazı, önemli sanat konularını içerdiği,
fakat temelde ülkemizde süregelen yanılgı-
lan da sUrdürdüğü için ona yanıt vermeden
edemeyeceğim.
Kuşkusuz her şeyden önce şu "Sanatçı-
nın toplumn dışlaması / Toplumun sanat-
çıyı d^hınnsı" yanılgısı. Her yaratıa sanat-
çı kaçınılmaz biçimde kendi toplumunun
damgasını taşır. Çünkü sanatçının en do-
ğal içgüdüsü ürünleri yoluyla kendini or-
taya koytnak, bulunduğu toplumla ilişki
kurmaktır. Bu ilişkinin kaynakları yaşamı-
nın başlangıcında başlar ve kesintisiz sürer
gider. Toplumun bazı değerlerine başkal-
dırsa bile onunla olan ilişkisi hiçbir zaman
rin. Hele hele toplum adına yargılamaya hiç
girişmeyin. Toplum beğenisi sokakta rast-
gele yapüacak bir anket 'sonucu oluşmaz.
Sanat yapıtının yargısı zamanla gerçekleşir,
du. En güçlü sanat akımlan, günü gelmiş,
beklenmeyen yeni bir yöne doğru aşılmış- yp yg
tır. Insan düşüncesi daima yeni şeyler ara- zamanla yerine oturur.
mak zorundadır.
Bir başka yanılgı da Bab kavramıyla çı- Prof. İLHAN USMANBAŞ
kar Türk sanat eleştirisinde. Şiir mi? Ba- Devlet Sanatçısı
TEMEL COŞKUN
(1959-1991)
YAŞIYOR
mayıslara sarsam seni
resim resim çizsem seni
iri iri harflerle yazsam
gökyüzüne assam seni
binlerce okuyan bulunur elbet
ONURLU YAŞAMINI ÖRNEK
ALACAĞIZ
E,i: HÎDAYET COŞKITV
Çocnklan
OSMAN/DENtZ/ERHAN
Cenazesi: 10 Şubat 1991 (bugün) Kocasinan Soğanlı
Meydanı Camii ikindi namazı
nın
BAŞSAĞLIĞI
tlçemiz kurucu başkanı ve ilçe yönetim
kurulu üyemiz Mustafa Suphi Nuri tleri'ni
ablası
LEYLA İLERİ'yi
yitirdik. Yoldaşınuz ve kederli ailesine başsağhğı
diler, acılannı paylaşınz.
TÜRKtYE BİRLEŞİK KOMÜNtST
PARTÎSt BEYOĞLU İLÇE YÖNETİM
KURULU
Değerli büyüğumüz, smıf subayımız, iyüik ve
doğruluğun mükemmel temsilcisi ve bizlere öğreticisi,
fedakâr ve cefakâr insan
ADNAN T. KAPT4N
(Em.Dz.Kur.Alb)
sizi kaybetmenin derin hüznü içerisinde mümtaz aile
mensuplanna, yakınlanna, dostlanna, hepimize
bassağılığı dileriz.
Bizler üzerindeki emeklerine sonsuz teşekkürler ederiz.
Unutamayız. Unutulamazsınız.
DENİZ HARP OKULU 200'LER SINIFI
VACANCY
A vvell advanced and authentic shipping
agency, running conventional and regular
container lines, is seeking, for the head office
in Istanbul, a highly qualified manager vvith a
sound knovvledge and experience in agency
business and brokerage and chartering as vvell
(vvtıile a navigational knovvledge and
experience is not -repeat- not required at all). A
vvell satisfactory salary and a promising future
in a friendly atmosphere are offered.
Curriculum vitae to P.O.B. 618 -
Karaköy/lstanbul
KAŞ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN tLAN
Esas no: 1989/122 Karar No: 1990/388
Davacı Kale ilçesi, Kum Mahallesi'nden Ehırdali Kaplan vekili Av. Hamdi Ertaş tarafından davalı Emin Tokatlı aleyhine açılan satış vaadi
sözleşmesınin iptali davasının yapılan yargüaması sonunda;
Davalı Emin Tokatlı'nın adına çıkanlan meşruhatlı davetiye ve yaptınlan zabıta tahkikatına rağmen adresinin tespit edilemediği ve mahke-
memizden verilen kararın tebliğ edüememesi nedeniyle yukanda numaraları yazüı karann ilanen tebligine karar verilmiştir.
Mahkememizde verilen karar u/annca;
"Davacı Durdali Kaplan ile davalı Emin Tokatlı arasında yapılan 10.2.1988 tarih ve 1349 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesinin iptaline
karar verildiğinden işbu ilanın gazetede neşri tarihinden itibaren 15 gun sonra tebliğ edilmiş sayüacağı ilanen tebliğ olunur."
DENİZ KUyVETLERİ KOMUTANLIĞI'NDA SUBAY OLARAK İSTİHDAM
EDİLMEK ÜZERE FAKÜLTE MEZUNLARINDAN BAY BAYAN PERSONEL
ALINACAKTIR
1. GENEL:
Asagıda açıklanan branşlarda eleman yetiştiren en az 4 yıl sttreli fakülte ve yüksek okullan kendi nam ve hesabına bitirenler arasında sınav
ve mülakatla subay olarak istihdam edilmek üzere personel abnacaktır.
2. ALINACAK BRANŞLAR:
a. Tabip/Uzman Tabip,
b. Diş Tabibi,
c. Bilgisayar Mühendisi,
d. Gemi İnşa Mühendisi,
e. Makina Mühendisi,
f. Matematik öğretmeni,
g. Elektronik Bilgisi öğretmeni,
h. Rehber öğretmen, (rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü)
ı. Askeri hâkim (Sadece bayan)
3. GtRİŞ ŞARTLARI:
a. Türk vatandaşı olmak,
b. Sivil ve askeri okullardan çıkanlmı; olmamak veya askeri ögrencilikten ilişküeri kesilmemiş olmak,
c. Sabıkasız olmak, yaptınlacak güvenlik soruşturmasından olumlu sonuç almak,
d. T.S.K. Sağhk Yeteneği Yönetmeüğinde belirtilen sağlık şartlannı tasımak ve sevk edileceği askeri hastaneden "SAĞLAM MUVAZZAF
SUBAY OLUR" kayıtlı rapor almak, 2 dereceden fazla gözleri bozuk olmamak, erkekler için en az 1.68 an., bayanlar için en az 1.59 cm.'den
kısa olmamak, boy ve kilo arasında aşın fark bulunmamak,
e. Lisans öğrenimi yapmış olanlar için 30, lisanüstü öğrenimini tamflmlamij olanlar için 35 yajından 31 ARALIK 1991 tarihi itibariyle büyük
olmamak,
f. Herhangi bir işte çaJışrnış veya çahsıyor ise cakstığı işyerinden müsbet belge almak,
g. Yedeksubaylık hizmetinin bitirilmesini müteakip en geç 1 yıl içinde müracaat etmek (lisansûstü öğrenimine başlayan ve bu öğrenimlerini
bitirdiktcn sonra müracaat edeceklerde bu süre aranmayacaktır.)
h. Halen yedeksubay olanlar bağlı bulunduğu komutanlık kanalı ile "MUVAZZAF SUBAY OLUR" kayıth nitelik belgesi ile beraber müra-
caat edeceklerdir.
ı. Mühendis ve matematik öğretmeni adaylannın İYİ derecede tngilizce bilmeleri gerekmektedir.
4. İSTENİLEN BELGELER:
a. Yarım kapak dosya içinde öz geçmişini ve hangi smıftan muvazzaf subay olmak istediğini belirtir dilekcede 2 adet vesikalık fotograf,
b. Noter onayb diploma veya çıkış belgesi sureti varsa lisansûstü öğrenimine ait belge,
c. öğretmen adaylar için pedogoji senifikası,
d. Askerlik durum belgesi,
e. Yetkili makamlarca onaylanmış 1 adet nufus hüviyet cüzdanı sureti.
5. MÜRACAAT TARİHİ
a. Giriş şartlanna uygun adaylann yukanda belirtilen belgeleri posta ile veya şahsen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Personel Plan Tedarik
ve Yetiştirme Daire Başkanlığı 06100 Bakanlıklar / ANKARA adresine MART 1991 ayı sonuna kadar ulaştınlması gerekmektedir. (Aynnulı
bilgi ANKARA 1176250/2332 - 2932 - 2832)
b. Noksan belge gönderen veya uygun niteh'kte olmadığı halde müracaat edenlerin dilekçesine işlem yapıimayacaktır.
6. MLLAKAT/SINAV TARİHİ:
a. Nitelikleri uygun görülen adaylara mülakat, sınav yeri ve tarihi hakkındaki bilgiler daha sonra adreslerine gönderilecektir.
b. Yapüacak sınavlar fiziki kabiliyet testi, genel kültüı ve meslek sınavı (muhendislik branşlan için Y.dil lngilizce) ve mülakat şeklinde yapı-
lacaktır.
Basın: 17641
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKg
Banş Yolcuları...Doğuya, Güneydoğu'ya paldır kültür gönderilen sağlıkçı-
ların, sağınların, bacıların sorunlarını yansıtmayı sürdürece-
ğim; bu yazıların çok olumlu yankılar uyandırdığı haberleri
de geliyor; buna seviniyorum. Erdal Atabek'in yazısı çok be-
ğenilmiş, yoksunluk içinde çalışanların yüreklerine su serp-
miş. Bu arada, oldukça eğlenceli şeyler de olmuyor değil
hani; Örneğin, bakanlıktan gelen bir buyrukta, özetle şöyle
deniyordu:
"Her gece sabaha, ertesi günü de akşama dek 3x8 nö-
bet uygulanacaktır. iki hekim (sağın) telefon başında bulurv-
durulacak, il müdüriüklerinin telefonları başında; nöbetçi
sağınlar telefonu açınca, şöyle konuşacaklar
— İyi akşamlar! Burası, falanca il sağiık danışma merke-
zi; ben doktor falanca, size nasıl yardımcı olabilirim?
Halk, bu yörede böyle şeye alışmadığı için komik durum-
lar oluyor. Çoğu, eğlenmek için telefonu açıp soruyor.
— Savaşın sonu ne olacak?
Ya da sadece konuşmayı dinleyip kapatıyor.
— Saddam nasıl diye soranlar da var!
Saddam'ın sağlık durumuyia, ne yaptığıyla ne ilgisi var sağ-
lık danışma merkezinin?
Bakanlık, konunun uzerinde titizlikle durmaktaydı. "Halk
ne soruyor, bunları saptayın" diye buyuruyordu. Sağınlar, ba-
cılar haşat olmuşlardı 3x8 nöbeti yüzünden, Kadro da çok
dar olduğundan günaşırı, ya da üç günde bir böyle nöbet
geliyordu. Çok sık geliyordu.
Bakanlık bir de yoklama, bilgi toplama, yani "anket" dü-
zenlemisti. Bunda, sağınların, bacıların görev yaptıklan yer-
lerden hoşnut olup olmadıkları, yaşam koşulları,
yeme-içmenin nasıl karşılandığı, karşılaşılan sorunların kim-
lere iletildiği sorulmakta, aksaklıkların çözümü için öneriler
istenmekteydi. Anket sonuçları pek iç açıcı değil miydi? Ço-
ğu, olumsuz mu karşılık vermişti?
Bakan Halil Şıvgın'ın, o yörede cahşanlara "teşekkür
mektubu" o sırada geldi! Mektubuna, "Aziz Kardeşim" diye
başlayan Halil Şıvgın özetle şöyle diyordu:
"... Bu durumun sizler için meşakkatli olduğunu bilmekte-
yim. Ancak, sizlerin de bu görevlendirmelerin yapılmasındaki
mecburiyeti takdir edeceğinizı ümit ediyorum, sağlık ordu-
sunun fedakâr mensupları, siz zor görevleri her zaman ba-
şardınız. Bugün de heyecanla, beklemeksizin yeni
görevierinizin başındasınız. Göreve katılmada gösterdiğiniz
hassasiyet ve gayreti mutlulukla müsahede ettim. Geçici gö-
revii bulunduğunuz bu süre içinde de üzerinize düşen gö-
revleri şevkle ve en iyi şekilde yerine getireceğinizden asla
şüphem yoktur. Sizleri bu düşünce ve duygular içinde kut-
lar, basarınızın devamını diler, en derin sevgilerimi sunarım."
Bakanın "teşekkür" mektubu, adlara yazılmıyordu. Her-
kes, "Sayın"dan sonra konan "..." yere adını soyadını yazı-
yor, mektubu alıyordu. Bakanlık, nereden bilsindi kim nerede?
Antalya Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nde, Rüştü Sun-
gur adında bir sağın vardı, sözteşmeli olarak çalışıyordu. "Ge-
çici görevle" Diyarbakır'a göndermek istediler; "Ben
sözleşmeliyim, beni geçici görevle gönderemezsiniz" dedi.
Bu kez, Diyarbakır Havaalanı'na telgrafla ataması çıktı! Ola-
ya, "Tabip Odası" el koydu. Rüştü Sungur gitmedi...
Sağın, İzmir'de çalışıyordu. Oğlu, Bilkent'te okuyordu.
Oğul, bir süre önce trafik kazasında öldü. Babayı, Doğu'ya
gönderdiler; şimdi Şırnak'ta "devimişleysel sağın" (ortope-
dist) olarak çalışıyor. Süreyya Ülker, "ortopedi" karşılığında
"Devimişley"i bulmuş, ama tutacağını pek sanmryorum. Buna
"kınkçı-çıkıkçı" desek olmaz mı?
"İnsanlaria Sinekler..." başlıklı "Ankara Notları"nda, "An-
kara'ya Türk Tabipler Birliği'ne bilgiler yağıyor. Çukurca'da
steteskop dediğimiz dinleme aracı bile yokmuş. İç sayrılık-
ları uzmanını oraya zorunlu gönderirseniz ne yapacak ora-
da? Orada bir pratisyen hekim düzeyinde bile hızmet
verilemez!" diye yazmıştım. Sağınlar, bu yazdıklanma alın-
mışlar; alınmasınlar. Amaçlı yazmadım. Çukurca sağlık ocağı
ekibi de izinli miymiş neymış, görevine dönmüş...
Hakkâri'de çalışanların hiçbir toplumsal yaşamı yoktu. Ki-
minin eşi.'çocuklan İstanbul'larda, Ankara'lardaydı. Hakkâ-
ri'de yaşam güçtü. Hakkâri'ye gelenler, bir "sürgün" yaşamı
sürüyorlardı. 70 bacı, 15 sağın gelmisti. bunlann kalacak yer-
leri bile yoktu. Eskiden gidenlerin kalacak yerleri olmadığı
gibi...
İnsan Haklan Derneği Başkanı Nevzat Helvacı, basının
"banş"la ilgili konuda "cimri" davrandığını, "savaş"a daha
geniş yer ayırdığını söylüyordu. Ankara'da banştan yana olan-
lar, Güvenpark'a, ellerinde bir çiçekle gitmek istediler; 2000'e
Doğru yöneticilerinden Hasan Yalçm'la birlikte, birçok kişi
gözaltına alınıp sonra salıverildiler. "Savaşa Hayır" diyenler,
ne yapmalıydılar? Barış Tireni" adını verdikleri bir trene bt-
nip Adana'nın yolunu tuttular. Onları, Adana istasyonunda,
demokratik kuruluşların yanı sıra Adana Anakent Belediye
Başkanı Selâhattin Oolak, Seyhan Belediye Başkanı Yalçın
Akyol, İncirlik Belediye Başkanı Cumali Kar bekliyorlardı.
(Bundan sonrasını, daha sonra yazarım. Heyecanlıdırl) "Banş
Yolculan" arasında şunlar da vardı.
Edip Akbayram, Mehmet Akçasoy, Veli Aksoy, Hikmet öz-
lem Akgül, İsmail Akgün, Mahmut Almak, Başyürek Altın, Be-
sey Altın, Yusuf Alataş, Hikmet Altan, Özen Asut, Hatice
Ateşoğulları, Avni Aytan, Cemali Aykol. Orhan Ayiaç. Nurten
Baltacı, Kayhan Batum, Hasan Benlı, Hasan Bektaş, Akın
Birda), Hale Birdal, Ali Bozkurt, Demirtaş Ceyhun, Demir Cey-
lan, Erdal Çalı, Satılmış Çağlar, Ali Demir, Hamza Demirer,
Nedim Durmuş, Mustafa Ekmekçi, Adnan Ekmen, Feyzullah
Ertuğrul, Oktay Etiman, Hediye Gülten Felekoğlu, Mustafa
Gazalçı, Hıdır Göktaş, Hüseyin Gölpınar, Doğan Gülmez, Do-
ğan Gürkan, Nevzat Helvacı, Rıza llıman, İlhan İrem, Turan
Karataş, Abdullah Kaygısız, Ali Kınacı, Zübeyir Kındıra (Gü-
naydın), Hamiyet Kızıler, Hikmet Koçak, Selâhattin Koçak,
Hamdi Konur, veli Lök. Mustafa Meriç, Leziz Onaran, Hüs-
nü Okçuoğlu, Mehmet Ongeoğlu, Nurten Özdemir, Sezen öz,
Serhat Salihoğlu, Hülya Sarsan, Mustafa Satır (Tan), Meral
Serinyel, Kemal Sevgisunar, Metin Sezer, Ramazan Talaş,
Nermin Tarhan, Hüseyin Tecim, Gülfidan Tekin, TimurTürk-
kan, Musa Uysal, Celal Uysal, İbrahim Üçyıldızgil, BekirYa-
vaş, İbrahim Yetkin, Turan Yılmaz. (Cumhuriyet)
T.C.
KEÇtBORLU SULH CEZA
MAHKEMESİ
ESAS NO: 1990/30
KARAR NO: 1990/91
HÂKİM: Dural Bilir 24700
KÂTİP: Remzi Kutsal
SANIK: tsmail Kaplan, Mustafa oğlu Mümine'den olma, 1950
D.'Iu, Keçiborlu ilçesi Tuzla Mahallesi Döşeme Caddesi No: 20'de
oturur.
SUÇ: Rutubet ve kül miktan oranlannın fazlalığı nedeniyle taklit
ve tağşiş edilmiş sayılan ekmek imal ederek satışa arz etmek suretiy-
le Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne aykın davranmak.
Samğın eylemine uyan Gıda Maddeleri Tüzüğü'nün 309 ve 307.
maddeleri yoluyla TCK'nın 2891 sayılı kanun ile değiştirilen 398. mad-
desi gereğince takriren 3 ay hapis ve 5000 TL ağır para cezası ile ce-
zalandırılmasına, ancak ağır para cezası 3506 sayılı kanunun ek 1.
maddesi ile Uç misline çıkarıldıgından 15.000 TL ağır para cezası Ue
fakat 3506 sayılı kanunun ek ikinri maddesinin birinci fıkrası ile 1990
yıh bütçe kanunu uyannca bu ağır para cezası iki birim sayısı ile ça-
rpılarak 30.000 TL ağır para cezası Ue ne var ki aynı bütçe kanunu-
nun 3506 S.K.'nın ek dördüncü maddesi doğrultusunda TCK'run 19.
maddesine göre ağır para cezası 40.000 TL'den az olamayacağından
40.000 TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına,
647 S.K.'nın 3506 sayılı kanunla değiştirilen dördüncü maddesi
gereğince hapis cezasının beher günü takdiren 5.000 TL üzerinden
paraya çevrilerek 450.000 TL ağır para cezası ile cezalandınlması-
na,
TCK'nın 72. maddesi uyannca aynı türden para cezalan toplana-
rak 490.000 TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına.
647 S.K.'nın 5. maddesi gereğince sanığa verilen para cezasının
takdiren beş eşit taksitte ve bırer ay süreyle samktan ahnmasına,
TCK'run 402/1. maddesi gereğince sanığa verilen hapis cezasına
eşit olarak üç ay süreyle cürüme vasıta kıldığı, meslek ve sanatın ve
ticaretinin tatiline, ancak belediye fınnın kapatılmasırun ilce halkı
yönünden hayati önem taşıdığından kapatılmasına yer olmadığına.
TCK'run 402/2. maddesine göre masrafın daha sonra samktan alm-
mak uzere Ankara, Istanbul veya tzmir'de yayımlanan bir veya iki
gazetede ilan ertirilmesine, 25.10.1990 tarihinde karar verildi.