Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
RALIK 1991 DİZİ-RÖPORTAJ CUMHURİYET/7
A S I L B I R U N I V E R S . I T . E . I S T I Y O R U Z
Dahaiyibirgelecekiçin....Jatışmayanbir gençlik
'ROF. DR. AHMET KARADENtZ rr«*>ö üniversitesi
lektörü)
ier şeyden önce güçlü bir eğitim verilen, güçlü bir nesil yetişti-
•en üniversite gerekir. Üniversite içinde en büyük sıkıntı, bazı
üğrencikrin birbirkriyle çatışmaları. Çaüşmayan bir gençlik is-
tiyoruz. Memkkette ayncahk olmasm. Çok hızh gelişen bir üni-
versite olduğumuz için ihtiyaçlanmız çok fazla. Gençlere, daha
iyi dinknme ve sosyal faaliyette bulunma koşullanru yaratmak
zorundayız. Tosuncuk doğuran ana, nasıl doğumda çok sıkıntı
çekerse, büyük hamkkrk büyuyen Türkiye de aynı sıkmtıları
yaşıyor. Ama ülkemızi ve üniversite gençliğini çok guzelbir Türki-
ye ve çok güzel günler bekliyor.
Yan kurumlaraöncelik
BURHAN HtKMET ÖZTÜRKrDıcte Üniversiıesi Eğmm Fa-
kültesi Ingilizce öğretmenliği 4. sınıf)
Tüm ortaöğretim boyunca hayat mamat me-
seksi olan üniversiteyi kazandıktan sonra bam-
baska ve de büyük sorunlar olarak karşımıza
çıkmaktadır. Ürûversitemiz, fakültemiz adeta li-
sekrden nüans ik aynlmaktadır, hatta liselerin
devamı niteüğindedir. Eğitim fakükesine devam
eden bir öğrenci ne yapabilir? Yapamayacağı
şeykr o kadar çoktur ki yapabüeceği şeykri bir-
kaç cümlede açıklamamız mumkün. Bir kere tiyatroya gidebilir.
Sonra ohnayan sinemaya gidebilir. Olan da zaten gidikbikcek
durumda değildir. Ama geriye yapılabikcek bir şey kahyor. O
da bacasız sanayii dunımundaki kafetaryalarda oturup çene çal-
mak. Oysa ki bir üniversite kurulurken yan kurumlan da dik-
kau almmalı ve geliştirilmelidir.
Uzmanlaşmanın önündeki
engeller
GÜRER CEM KURDOGLU (Bitkent Ünl tsletme Fak. Araş-
tırma Görevlisi)
Türk eğitim sisteminin ortaöğretim program-
lannda öğrencüerin kafaian gereksiz aynntılarla
dolduruluyor ve öğrencikr bir ust smıfa geçtik-
çe öğrenmeleri gereken aynntüar daha da artı-
yor. Oysa aynntüar eğer bir amaca hizmet edi-
yorlarsa değerüdirler. Kişinin ilerideki profesyo-
nel hayaünda gerçekkştireceği hedefkrk ilgili
en ufak bir bilgi kınntısı bile önemlidir. Ben de
lisedeyken ileride işime yaramayacak derskri almak ve hatta ge-
reğinden fazlasmı öğrenmek zonında kaldım. Bunun üniversi-
teye girdiğim zaman değişeceğmi düşünüyordum. Yanümışım,
çünkü seçtiğim dalda uzmanlaşmak, konulann derinine inmek
olanağmı bulamadım. Bunun nedeni istediğim dalda seçmeli ders
açılmayışı ve yeterli sayıda hoca bulunmamasıydı. Halbuki ben
kendime uygun gördüğüm kariyer yoluna göre dersler almak ve
kendimi yetişürmek istiyordum. Dünyanm saygın üniversitek-
rinde öğrencilerden beklenen de budur. Birtakım temel deTskri
aldıktan sonra kendi yollannı kendileri çizer öğrenciler. Teoride
Türkiye*nin seçkin üniversitekrinde de bu sistem geçerlidir, fa-
kat uygulamada birtakım sorunlarla karşüaşılmaktadır. Üniver-
site mezunlannın konulanna hâkim, bilgih profesyoneller olma-
sım istiyoısak, bence seçmeli ders uygulamasının önündeki en-
gelleri kaldırmaya çahşmahyız. öğrencilere daha çok secme im-
kâm sağlamahyız. Böyklikk ne istediğini ve buna nasıl ulaşa-
cağmı büen bireykr yetişmiş olacaktır.
Demokrasidersikonsun
tSLAM ÇANKAYA (H.Ü. Oğretım Görevlısi)
Üniversite öncesüıe uzanmahyız. Liseye, or-
taokula, ilkokula ve nihayet aileye dek uzanma-
hyız. Bu kurumlann öğrencikrimizin sağlıkh,
çağdaş gelişimi uzerinde önemli etkikri vardır.
Konuşma, dinkme, bügilenme, ekştirme, öner-
me ve dilşünceye saygı bu kurumlarda yaşama
geçirihnelidir. Böyle bir yetişme tarzı kişiye kendi
haklarını kullanarak etkin ol-
ma özelüği kazandınrken başkalanmn aynı haklanna saygıh olma
sorumluluğunu da örerek buyümeyi sağlayacaktır...
Konuşan insan, elbette susan insandan daha çok hata yapa-
caktır. Artık suskunlara "iyi, uslw, saygıh çocuk" dersek konu-
şanlan "geveıe" yerine koymuş oluruz. Bu da toplumda suskun-
İuğu öne çıkarır...
Uti önerim var, Her şey geçti demeden, diğer derskrin yanına
bir de "demokrasi dersi" koymalı ve uygulamah olarak işleme-
liyiz. Öğrencikri, duşünmeye, üretmeye, konuşmaya, konuşulan-
lan dinkmeye, eleşürmeye, araştırmaya, öneri getirmeye yönkn-
dirmeliyiz.
Eğer başlıbaşma "demokrasi dersi" konulması onurumuzu kı-
nyor, içimizi sızlatıyorsa, her öğreüm ekmanı kendidersinde bun-
tan uygulatarak demokrasinin yaşama geçiribnesindeki borcu
ödemelidir...
Özelhayatakarışılmasın
SEDEN DtRER (19 Mayıs Üniv. Eğ. Fak. tngilizce Bölümu)
Okulumuzda öğretmen ve öğrenci giriş kapı-
lannın aynhnası çok saçma, çünkü öğretmen ve
öğrencinin diyalog içerisinde olması gerekirken,
bu yoüa bir ölçude bu ilişki kesiliyor. öğretim
üyeleri önyargıh yaklaşımlarla öğrenci uzerinde
psikolojik bir baskı kurarak öğrencinin özgur
düşünmesini engelliyor. Bu kultur düzeyinde
olan insanlar öğrencinin sorunlanna eğikcek-
krine hangi öğrencinin kiminle flört ettiğini araştınyorlar. Bu
da kişikrin özel hayatına tecavüz etmektır. Bu durumda özerk
bir kuruluş olmaktan çıkıp bir magazin dergisinhı dedikodu sü-
turüanndan oruşmuş, özel hayata kanşmış bir kurum olarak gün-
deme geliyor. Üniversitenin yönetimsel bağımsızhğı gerekiyor.
Laiklik ilkekrine bağh bir yönetim olmalı. Öğrencinin mutlaka
yönetime katılması gerekir. Ancak, öğrenci fışknirim korkusu
ik kendisine bu hak verilse bile kaçma eğilimi gösteriyor. Çun-
kü tiyatro kültürünü almak bile neredeyse suç sayıhyor..
Eğitim sistemi yozlaşıyor
BERKANT DİŞÇİGİL (İTÜ tsletme Müh. Böl.)
Üniversitekr ve sorunlanyla ilgili hazırladı-
ğınız yaa dizisinin yaran konusunda kuşkulu-
yum, çünkü Türkiye'de bu gibi uyarı mesajı ta-
şıyan yanlar yetküikrce olumlu yönde kullanıl-
mıyor. Ancak yine de bir ümit her zaman var.
Eğitim sistemi tam bir yozlaşma içinde. Anadolu
useterinde ve fen üsekrinde gordüğümüz bu yoz-
laşma, üniversitekrde de çok yoğun. Var olan universitelerin ka-
çma "üniversite" diyebiüriz? En belli başlı üniversitekr bile bi-
limsel, egitsel ve sosyal bakımdan içkr acısıyken "Bu şu kadar
üniversite açtık" diyebümek ve oy toplamak için "üniversite" na-
mına yakışmayan kaç tane daha kuruluş açacaklannı merak edi-
yorum. Bu politikacılar acaba hiç mi utanmıyorlar. Bu bir ya-
na, öğrencikrk öğretim üyeleri arasında iktişimsizhk ve karşı-
lıklı güven yoksunluğu, hatta karşıhkh kötü niyet var. "Benimle
iyi gecinmeye bakın eğer sınıfı geçmek istiyorsamz" diyen öğ-
retmen sayısı hiç de az değil. Biz gençkr, toplumun hemen her
kesiminde olduğu gibi üniversitede de yoğun bir kuşku altında-
yız. Bu durumda bizim de büyuk sorumluluğumuz var. bize ta-
nman hakları kötuye kuüanma ahşkanhğından artık vazgeçme-
liyiz. Ve unutmayahm ki (hoca=duşman) değildir. Ama yine de
ciddiye ahnmayı istemek hakkımız.
Sınav öncesi son rötuşlar. Son dakikada ne öğrenilse kârdır. Ne olur ne olrnaz, belki sınavda çıkabitir. (SUAT KOZI.UKLL)
Fakültebinasıyok
Ş.MİNE KILIÇ (ÇÜ tktısadı ve tdan BU. Fak. îkt. 4. sınıf)
Fakültemiz İngilizce eğiüm (yuzde 60) veren,
üniversite kampusuna yıllardır dahil edikme>'en
bir fakültedir. Kampusun orta yerine iki yıldır
inşaatı devam edip ne olduğu ve ne anlam taşı-
dığı anlaşılamayan garip bir anıt bile yapılmış-
tır, ama bini aşkm öğrenciye sahip tîBF için bir
bina yapûmamıştır. Zaten egoları son derece ge-
lismiş, sadece ders notu bulmak, king-tavla-
bilardo oynamak ve "ileride ne tur bir çıkarım olabilir" ama-
cıyla birbirleriyle iktişim kurmaya çalışan öğrencileri bu durum
çok fazla rahatsız etmiyor. Nasılsa başkalan bu tür işkri onlar
için düşünmektedir. Onlar bu okula yalnızca öğrenim görmeye
gelmiştir. Öğrenim demek ders kitaplanru iyice ezberleyip 50'lik
çalışıp "6O'ı da hoca verir" (geçme notu 60) anlayışıyla ders ça-
hşmak, adet olduğu üzere mutlaka vize, Tmal ve bütünleme ön-
cesı bunalıma girmek, suya sabuna dokunmadan 5 yılda mezun
olup hayata atılmaktaduiar.
îşsizlîkkorkusu
NİHAN ÖZTÜRK (9 Ey'ul Univ. Çevre Muhendıslığı l. sınıf)
Kampusa ulaşım çok zor. Otobüsler ise tam
anlamıyla iğrenç. Ben Cennetçeşme'de oturuyo-
nım. Oradan üniyersiteye servis yok. Her yer-
den senis olmah. Üniversitede aradığım pek çok
şeyi bulamadığım gibi beklemediğim halde bul-
duklarım da oldu. örneğin üniversitede iyi ar-
kadaşlar bulamayacağım, hocalarla diyaloğun
iyi olmayacağı söyleniyordu. Benim bolümüm-
de tam tersi çıktı. En önemli isteğim üniversiteyi bitirdiğimde işsiz
kalmamak. Otobüs durağmda elimizde kitap bekkrken "gek-
ceğin işsizkr ordusu" diye laf atıyorlar. Yöneticilerimizi bu ko
nu uzerinde düşunmeye davet ediyorum.
İş güvencesi yok
Dr. ETEM AKBAŞ (Dıcle Ünl Tıp Fakülmi T)bbı Biyolojik ve Ge-
netik Ana Biiim Dalı Ar. Gor.)
Tam anlamıyla bilimsel ve idari özerkliğe sahip
çağdaş ve demokratik bir üniversite en büyuk
özlemimizdir. Üniversitekr bir ülkenin gekce-
ğine ışık tutan en önemli kurumlardır. Bu ne-
denle bu kurumlann en önemli unsurlanndan «r
,\
biri olan akademik personek toplumumuzda
hak ettiği sosyai ve ekonomik yerin verümesi ge-
rekir. Bugün akademik personelin ilk basama-
ğım oluşturan araştırma görevlikrinin daimi statüde bir iş gü-
vencekri bile yoktur. Kuşkusuz ki iş güvencesi bulamayan kişi-
lerin iş güvencesiru konımak için yetenek ve kapasitelerinin önem-
li bir bölümünü iş ve mesleği ik ilgili alanlar yerine amir ile özel
üişkilerine ayırmak durumundadır. Üniversitekrde rektor, de-
kan, bölüm başkanları, ilgili yönetim ve denetim organlan da-
hil, tüm birimkrin öğretim ekmanlarvrun demokratik katüımıyla
yapılacak belirli sureler için seçilmesini dikmekteyiz. Üniversi-
tekr veya ilgili birimkri ik ilgili ahnacak kararlarda belirli bir
kontenjanla öğrencüerin temsili dahil, butün akademik perso-
nel ve ilgili olduğu durumlarda idari personelin görüşleri alın-
ması kadar doğal bir şey yoktur.
Stajolanağı sağlansın
RASİM KAYA (9 Eylüi Üm Demzcılık Işletmesı I. smıf)
Bizim hocalanmızla diyaloğumuz gayet iyi. Bun-
da biraz da öğrenci sayısının azlvğı etken. Ders-
krin yoğunluğundan, biraz da bizim ilgısizliği-
mizden, sosyal faaliyetkrk pek ilgiknmiyoruz
Kantinimiz küçük ve yetersiz, mecburen civar-
daki kahvekre takılıyoruz.
I I
10 taneteniskortu
FUNDA KARAGÜL (B.Ü Fen-Edebiyat Fak.)
Yeterli sayıda öğretim üyesi olmah, yardımcı ma-
teryal biraz daha çok olmah, sportif olanakla-
rın çok daha fazla olması gerekli. 10 tane tenıs
kortu, kapalı yüzme havuzu, yurtlarda ikişer kı-
şilik odalar olsun. Yemekhanenin daha renkli,
daha sıcak bir havası olsun.
Biraztanıtım
ARGUN SAATÇtOGLU (Bilkem Üniv. tştetme±
Bizim sorunumuz üniversitemizin çok iyi ta-
mtılmaması. Rektörlüğün bu konuda biraz da-
ha atak olması lazım. Bir de Bükent'te geknek
oluşmadı. Örneğin mayıs şenliği yapıyoruz. Üç
beş öğrenci ügiknmese neredeyse ohnayacak.
Oysa ODTÜ'de aynı iş için 150'den fazla öğren-
ci aktif çalışıyor. Yani kabahat biraz da biz oğ-
rencüerde. "" ™"
Çalışmahayatınahazırlık
ILG1N KAYMAZ (Bilkem Üniv. Sahne Sanatlan ve Tiymro Böl.)
Ayncalıkh olduğu gerekçesiyk basından bile çok tepki alan
Bilkent Üniversitesi'nde de her şey çok daha acık ve güzel olabi-
lir. Bizdeki dersler de öğrenciyi yeterince çalışma hayatına ha-
zırlamıyor.
Öğrencileryönetime
AHMET YEŞİLTEPE (Anadolu Ümv. lletisım Bıt. Yük. Okulu,
Sinema-TV Böl. son sınıf)
Çağdaş, katılımcı, özerk ve demokratik bir
üniversite istiyorum. Üniversite senatosunda öğ-
rencinin de iki oyla temsil edildiğî, üniversite yö- "1 —
netiminin araştırmacıhğa prim veren bir tavır '
içinde olduğu, sosyal ve siyasal oluşumlara des-
tek veren bunyesinde bulunan akademik birim-
leriyle oğrencisine değer f %
veren, gerçek eğitimci kişilerin var olduğu bir üniversite istiyo-
rum!'
Bölgeinsanıyla iletişim
CENGtZ KARAKOÇ (19 Mayıs ümv. Eğ. Fak. Ingilizce Bolümü)
Üniversile bana göre lisenin gerçek bir devam- m "*' - %
hhğı niteliğinde olmah. Lisede verilen teorik bü- • _^*
giler, üniversitede meskğe yonelik pratik veril- K
meüdir. Çünkü üniversite insan ile hayat arasın- ^ t
da son köprüdür. Üniversitede öğrenim, sınıf-
larda değil, araştırma bazmda yapılmalıdır. Üni-
versitekrde öğrenci merkez olmah. Yani her şeş
öğrenci için yapılmalı. Her şeyden önce öğren- «5,s»^,._ %L
cinin refahı sağlanmah. Ama bu refah sözcüğunden öğrencinin
başı boş bırakılması anlamı çıkarılmamah. Çahşacak alanda öğ-
retim üyeleri ik öğrencikr arasında samımi ve karşıhkh saygı ve
sevgiye dayanan göre% bilinci içinde çalışma disiplinli bir ortam
oluşturulmah. Üniversiteler, amacı gereği bulunduğu boîgeye ça-
hşma ürünkri aktarmahdır. Bu amacı en sağhkh bir biçimde uy-
gulayabümek için öğrencüerin olsun, öğretim üyekrinin olsun
bulunduklan bölgenin insanları ik sağlıkh üetişim kurmaları ge-
reklidir. Bu yüzden öğrencüerin üniversite bilinci ile yetiştirüme-
kri gerekir. Öğrencüerin yönetimde söz hakları olmah. Çünkü
öğrencüerin bekkmüerini, ihtiyaçlannı tepeden tespit etmek
mumkün değildir. Ayrıca okul rektörkri de seçikrek iş başına
gehnelidirler.
Nasılbir gelecek?
CANAN YILDIZ (Gemlik-Bursa)
Bugûn yüz binlerce gencimiz üniversiteye gi-
rebilmek, bir o kadarı da mezun olmak ama- f
cıyla caba sarf ediyor. Bütün toplumsal ahlak
değerlerinin çöktüğü bir toplum düzenmde üni-
versite eğitimi bize nasıl bir çözum getirecek?
Nasıl bir gekcekte yaşayacağız? Üniversiteli
gençlik ve yannm aydm sınıfı olarak daha iyi
bir toplum düzeni kurmayı başarabilecek miyiz?
Yoksa herkesin bir yerkre gekbilmek için birbirini ezdiği bu dü-
zeni kabul edip sürdürecek miyiz? Amaç daha iyi bir gelecek!
Daha iyi bir toplum! Sınav öncesinde çizdiğimiz toz pembe ha-
yalkr sınav sonrasında neye dönüşüyor? Kâbusa mı
1
? Üniversi-
te kapısında karşüaştığımız birinci sorun bilgısizce yapılan ter-
cihkr ve şans eseri girikn bölumler. Bannma, ekonomik sorun-
lar, yeni bir çevreye girmenin yaratüğı büyük sorunları, özel-
likle taşradan bilyük şehirkre gekn üniversite gençliğinin ana
probkmi. Eğitime ve öğretime aynlan kaynaklann yetersizliği
sorunun bir başka boyutu. Bugün Türkiye'nin en iyi üniversi-
teleri olarak addedikn ODTÜ, İTÜ kitaphklanndaki kaynak
sayısı Avrupa'daki örnekleriyle karşılaştınldığında ortaya gü-
lünç bir rakam çıkar.
1) Vakıf universitekri, özel statulü üniversitekr kaldılarak bu
sorunlara köklü çözumkr getirilmeli. 2) Üniversite çahşanları-
nın, öğretim görevlikrinin ve öğrencüerin yönetime katümaları
sağlanmah ve örgütknmenin önündeki engelkr kaldınlmah. 3)
Akhr. ve bihmin öncülük ettiği, özerk ve hukümet politikala-
nndan arınmış laik kurumlar haline geıirümeli.
Bilimekatkıyapanüniversite
EKREM ALİ AKARTÜRK (İst. Üniv. Hukuk Fak.)
— Öncehkk üniversitekr bir bUim yuvası ol-
malan sebebiyk resmi ideoloiikrin etkisinden
uzak, ozerk bir yapıda olmahdırlar.
— Ülkemizde üniversitekr, altyapısı olmadan,
öğretim iiyesi temin edihneden kurutaıakta, da-
ha önceden kurulmuş bulunan üniversitekr de
kapasitelerinin üzermde öğrenci almaktadır. Bu
sakıncah durumun bir an önce önknmesi gere-
kir.
— Öğrenci-öğretim üyesi üişkisinin yeniden ek alınması, bu
ilişkinin daha sağlıkh platformlarda gehşebilmesi için üniversi-
te nezdinde kurumsallaşmış, demokratik iktişim birimkrden
oluşturulması gerekmektedir.
— Maddi imkânlardan yoksun üniversite öğrencikrine yine
üniversite nezdinde kurulacak ve kaynağını öğrenci harçlarmdan
sağlayacak "bnrs hizmeUeri birimi" oluşturulmahdır.
— Üniversitekr arasındaki eğitim-oğretim kalitesindeki fark-
hlıklann daha asgari bir seviyeye indirikrek arasındaki çifte stan-
dardın önknmesi.
— Öğrenci yuplarınm "Kredi ve \urtlar Kurumu"ndan ah-
nıp üniversitekre bağlanması.
— Üniversite oğrencüerinin siyasal hayata dahabüinçli ve öz-
gür bir şekilde katılabümekri için yasal mevzuatu gerekh dü-
*• zenkmelerin yapılması.
— Üniversite senatolarında yeteri kadar öğrenci temsikisi bu-
îundurulması ve ahnacak kararlarda etkin olarak rol almaları.
— Eğitim ve öğretimde izlenen dogmatik, ezberci zihniyetten
vazgeçikrek sorgulayan, araştıran beyinlerin yeüştirilrnesi için ö|-
renim programmda metodolojiye gerekli önemin verümesi.
Potisbaskısındanbtktık
MUSA PtROĞLU
(Ege Ümv. Buca Eğı. Fak. Tanh Bölümü)
Ben, öğrenci derneği yönetim kurulu üyesi-
yim. Cumhuriyet savcıhğı, derneğimizi feshet-
ti. Üniversiteyi bihmsel bir ortam olduğu kadar,
bir yaşam tarzı olarak da göruyorum. Okulu- J*^** * ^
muzda hocalar dahil üniversiteli kimliğini hak
eden kimse yok. Yasal ve yasa dışı baskılar al-
tındayız. Sivü polis elini kolunu sallayarak, her
tarafta geziyor. Gelip panomuzdan yazılarımı-
zı topluyor, arkadaşlarımızı tartakhyor. Dekan, polisın yetki-(
sinde deyip karışmamayı yeğliyor. Hepimiz terörist olarak ni-
teleniyoruz. Hocalar da bizi isim vererek ihbar ediyor. Genel
seçimkr öncesi DYP, SHP ve ANAP'tan politikacılan çağır-
dık. Dekanhk izin verdi, rektörlük yasakladı. tzmir Anakent Be-
lediyesi'nden salon istedik, onlar da vermedi. Etkinliklerimiz en-
gellenince biz de mecburen forum yapıyoruz. Polisk karşı kar-
şıya geliyoruz. Yurtlardan sürekli öğTenci atıhyor. Nedeni, po-
İitik faaliyetmiş gibi gösteriliyor.
Üniversitenin adı önemli
ELtF BİLAÇLI (9 Eylul Ingilizce tşletme Böl.)
Türkiye'de her şeyden önce üniversitekr arasında dengesizlik söz
konusu. Değişik universitekrdeki aynı amaçla eğitim veren fa-
kültekr arasında seviye farkı var. Bunun kalkması lazım. Ashn-
da biraz da "üniversite adı" önemli oluyor. tşe almırken Boğa-
ziçi'nden, ODTÜ'den, BUkent'ten olursan daha fazla tercih edi-
liyorsun. Bunda da sanınm bizim yöneticilerimızin hatası söz
konusu. Okulumuzu daha iyi tamtmaları lazım. Bir de üniversi-
teye değişik ilkrden, kulturlerden arkadaşlar geliyor. Ortaya koz-
mopolit bir yapı çıkıyor. Her türden, her huydan öğrenci var.
Bu da iyi arkadaşhklar kurulmasını bir anlamda engelliyor. Kız-
erkek ilişkikrinde özellikk çok dikkatli olmayı gerektiriyor. Sa-
nıyorum güvenemiyorum herkese. Tabii bu sorunun çözümü de
makro politiküarla olabihr. Ülkemizin dört bir yamndaki fark-
lıhklar giderihnelidir.
Ozerkliksartl.
ÜMİT ERDEN <hı. Üniv. Hukuk Fak.)
Evet, ozerklik şart! Koy'u merkeziyetçi, aşın
otoriter, müdahaleci ve denetleyici bir ortam ve
bunun sonucu istenen "tek ttp insan" yerine,
universitelerin bilimsel, idari ve giderek de mali
bağımsızhğı ve de büginin, deneyin algılandığı-
üretüdiği ve aktanldığı bir yer olarak tanımlan-
ması gerekiyor. Ve bunun sonucu olarak da bi-
limselliği temel alan kaliteti eğitim ve 'Tıkri, vic-
danı ve irfanı hür" bireylerin oluşturduğu bir toplum şart'... Ay-
nca toplumsal yaşayışa sağlıkh uyum için iyi bir bilgi birikimi-
nin yanında spor, sanat ve diğer sosyal faaaliyetkrden nasibini
almış genç kişikrin varlığına bu toplumun ihtiyacı her gün bi-
raz daha artmaktadır.
Yükseklisansyetersiz
YILDIZ GÜNEY (Uludağ Üniv. ttBF Sosyai BU. Ens. tsl. Bl.)
Yuksek lisans insana herhangi bir özellik ka-
zandırmıyor. Çünkü Uludağ Üniverskesi'nde
master yapmak pek bir şeyi değiştirmıyor. Li-
sans öğrencikri nekr yapıyorsa biz de aynı şey-
leri yapıyoruz. Derskrimizin lisans derslerınden
bir farkı yok. Zaten Türkiye'de birkaç üniver-
site dışında yapılan yüksek lisansın bir anlamı
yok. Ashnda iyi yönİendirikbilsek, araştırmacı
olmavı öğrenip bu araştırdıklanmızm da değerkndirildiğini gö-
rebüsek daha verimli olabiliriz. Yuksek lisansa öğrenci seçimi
de yanhş. Bu sınavı kazanan öğrenciye de yeterli araştırma im-
kânı verilmvyor. Ben zaten bugüne kadar okuduğu üniversite-
den memnun olan öğrenciye rastlamadım. Bunun sorumlusu da
öğrenciler olamaz.