10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 6 ARALIK 1991 DEĞİŞEN DÜNYA HÜSEYİN BAŞ Maastricht Zirvesi 1991'in son ayının gündeminde önümüzdeki yıllarda dün- ya politikaanı derinlemesıne etkileyecek önemli siyasal olay var. AT'nin yakın geleceğini ilgilendiren önemli kararların alı- nacağı Maastricht zirvesi. Geçen 12 kasımdaki Noorvvijk topJantısında AT dışişleri ba- kanları, Avrupa siyasal ve ekonomik birliği ile ilgili görüş ay- nlıklarını gidermeye çalışmışlar, ancak bu konudaki engel- lerin tümünü ortadan kaldırmayı başaramamışlardı. Dışişle- ri bakanlarının toplantısını izleyen günlerde taraflar arasın- da başkanlık düzeyinde gerçekleştirilen bir dizi görüşme de keza, siyasal ve ekonomik birlik sûrecinin önündeki engel- leri katdırmaya yetmemişti. Üstelik sözü edilen görüş ayrı- lıkları salt ülkeler arası görüş ayrılıkları ile sınırlı değildi. Uye ülkelerin kendi iclerinde de siyasal, ekonomik ve sosyal en- tegrasyonu kapsayan alanlarda derin görüş ayrılıkları mev- cuttu. Bu açıdan bakıldığında Maastricht zirvesini, AT siya- sal ve ekonomik birliğine yol verilmesi ile ilgili olarak gelişti- rilen taslağın onayından çok, ana başlıkların yoğun biçimde tartışılmasının surdürüleceği bir "hazırlık" konferansı olarak görmek daha gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. Ancak bu, zir- venin birlik doğrultusunda spmut hiçbır adım atmayacağı an- lamına da gelmemektedir. İngiltere'nin tasannın önemli bö- lümüne karşı çıkmasına rağmen başta Fransa ve Almanya olmak üzere çok sayıda üye ülke gerçek bir siyasal ve eko- nomik bütünleşme yönünde somut adımlar atılmasından ya- na kararlı olduklarını çeşitli fırsatlarla açıklamışlardır. Bununia birlikte gö-' rüş aynlıklarının tümü- nün uzlaşma yolu ile ortadan kaldmlması ol- dukça zayıf bir ihtimal olarak görünmektedır. Taslakta yer alan tek para birimi, AT yetkili- lerinin, ücretter, sendi- kal haklar, grev ve lo- kavt hakları dışında, sosyal alanlann önemli bölümünü kapsayacak biçimde genişletilme- si, göç, ortak savun- Maastricht zirvesini, AT siyasal ve ekonomik birlik taslağının onayından çok, ana başlıklann yoğun biçimde tartışılmasının surdürüleceği bir "hazırlık" konferansı olarak görmek daha gerçekçidir. manın niteliği gıbi kimi temel konularda tam bir uzlaşmaya varılması ancak zaman içinde gerçekleşebilecektir. Bu yüz- den zirveye "kader toplantısı" olarak bakmak, kanımızca isa- betli değildir. Once çözülebilir pürüzler ortadan kaldırılacak, temel ayrılık noktaları zamana bırakılacaktır. Ne var ki İngiltere'nin anlaşmanın ana noktalarının hemen tümünü kapsayan çekincelerınin bugünden yarına giderilme- si kolay olmayacaktır. Bu çekincelerden bazılarında yumu- şama olasılığı görünmesine karşın, para birliği, göç, ortak savunmamn yapısı ve NATO ile ilişkileri gibi konularda uz- laşmanın çok daha çetin olacağı ve ancak zaman içinde çö- zümlenebileceği görüşü ağır basmaktadır. Buna karşılık Ma- jor'ın kararların tümüyle dışında kalmayı göze alamayacağı, verilen tavizlerin de yardımıyla uzlaşmaya bütünüyle sırt çe- virmeyeceği de yine ileri sürülen görüşler arasındadır. Fran- sa Cumhurbaşkanı Mitterrand, Frankfurter Allgemeine Zei- tung'a yaptığı açıklamada "ingiltere dışında bir siyasal bir- lik düşünülemez değildir. Ancak bunu kimse istemıyor" di- yor Alman Başbakanı Kohl'ün Bundestag'da 1992 bütçe gö- rüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada ATnin siyasal ve eko- nomik birliği yönünde süren tartışmalar bize iki etapta iler- lememiz gerektiğini göstermektedir şeklindeki değerlendir- mesi, zirvenin basarı sımrlarını belirleyen önemli bir ipucu olarak yorumlanabilir. Daha açık bir deyişle, zirvede anlaş- ma taslağı bütünüyle kabul görmeyecek, ancak gerçek bir siyasal ve ekonomik birlik yönünde somut adımlar da atıla- cak. 12'lerin maliye bakanlarının La Haye ve Brüksel'de yap- tıkları son toplantılarda İngiltere'ye üçüncü evre, yani para birliği konusunda "istisna" tanınmasının kararlaştırılması, AT siyasal ve ekonomik birliği sûrecinin önündeki çetin bir en- gelin "ertelenme" yoluyla en azından şimdilik ortadan kalk- tığını göstermesi bakımından son derece önemli bir geliş- me olarak görülebilir. INGİLTERE Parlamentodan Le Pen'e protesto LONDRA (Cumhuriyet) — Aşın sağcı Fransız Ulusal Cep- fce Partisi lideri Jean Marie Le Pen'in Ingiltere'deki aşın sağ- cı gruplar ve Muhafazakâr Parti'nin bazı yetkilileri ile gö- rüşmeye gelmesi, Avam Kama- rası'nda protesto edildi. 100 milletvekili, Le Pen'in ingilte- re'ye sokulmaması için önerge verdi. Anamuhalefet Işçi Partisi'n- den milletvekilleri de Le Pen'- in, Muhafazakâr Parti'njn aşın PöLONYA Hükümetiıı istifası onaylandı Dış Haberier Servisi — Po- lonya Parlamentosu (Sejm) dün yapılan oturumda, Başbakan Krzystof Biciecki ve Bakanlar Kurulu'nun istifasını oy çoğun- hığuyla onayladı. Parlamento Başkanı Wiestav Chrzanovski. Polonya Devlet Başkanı Lech 'HUesa'nın beş merkez sağ par- tiden oluşan koalisyon lideri avukat Jan Olszweski'den yeni bir hükümet kurmasını istedi- Jini söyledi. Parlamento kara- nnda, ekimde yapılan seçimler- de büyük ölçüde oy yitirmesi- nin ardından geçen hafta isti- fasını sunan Bielceki'den yeni hiıkurıcı v.urulana dc-, j-'re 1 :- ni sürdürraesi ıstendi. Aşın Fransız Ulusal Cephe lideri Le Pen'in aşın sağcı gruplarla görüşmek üzere Ingiltere'ye gitmesi Avam Kamarası'nda protesto edildi. 100 milletvekili Le Pen'in ülkeye sokulmaması için önerge verdi. sağ kanadı ile yakın ilişki için- deki "Batüı Amaçlar Enstitü- sii" tarafından davet edilmiş olmasını protesto ettiler. Le Pen ile görüşecek olan Muha- fazakâr Parti yetkililerinin açıklamasını da istediler. Le Pen'in kaldığı otelin önünde de gece aleyhinde gösteri yapıldı. özellikle Almanya, Belçika ve Fransa'da azuılıklar ve ya- bancüara karşı ırkçı saldınlann yoğunlaştığı bir sırada, ırkçı görüşleriyle tanınan Le Pen'in Ingiltere'ye gelerek "Avrupa çapmda faşist bir iletişim agı kurmaya çalıştıfı" söyleniyor. Avnıpa Parlamentosu'nda aşı- n sağcı grubun lideri olan Le Pen, 14 milletvekilinden oluşan gnıbunu her ay Avnıpa'nın bir kentinde topluyor ve strateji saptıyor. Bu kez sıranın Londra'ya gelmesi, hükümetin göçmenh'k ve siyasal sığınma haklannı de- ğiştiren yeni yasasının kamuo- yunda tartışüdığı bir sıraya rastlaması rastlantı değil. ingil- tere, ırkçılığm Avrupa'daki gi- bi sokaklara henüz dökülmedi- ği bir ülke olmakla birlikte 1990'da polise intikal eden "ırkçı saldın" olayı 70 bine ulaştı. tngiliz Ulusal Cepbe örgütü ile Avrupah Neonariler ve fa- şist gruplar arasında yakın iliş- ki olduğu her fırsatta ortaya çı- kıyor. Neonazilerin en önemli ideologlanndan tarihçi David Irwing de lngiliz. "Toplama kamplan yoktu" demesiyle bu iddiasını "kanıttadıgı" kitapla- r:y!a ve Hitler hakkındaki "sevecen" biyografisi ile ünlü. Kıbns Rum lideri Vasiliu, Cuellar ve Ledsky ile tarih konusunda görüş birliğinde Dörtlü zîrve ocak ayındaKıbrıs Rum yönetimi lideri Vasiliu'nun önceki gün 24 saatliğine gittiği New York'ta gerçekleştirdiği diplomatik atak, Türkiye'nin zirve için"nisan" beklentisini boşaçıkardı. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Kıbns Rum yöneti- mi lideri Yorgo Vasiliu'mın önceki gün aniden 24 saatliğine geldiği New York- ta yaptığı temaslar, ABD ve BM'nin Kıb- ns görüşmelerine Güvenlik Konseyi'nin 716 sayıh son karan çerçevesinde kaiınan yerden devam etme görüşunde olduğu- nu kesinleştirdj. KKTC Cumhurbaşka- nı Rauf Denktaş'ın "egemenlik" konu- sundaki görüşlerine karşı çıkartılan 716 sayıh Güvenlik Konseyi karan, BM Ge- nel Sekreteri'nin hazırladığı "anlaşma ta«ı»gııım" tamamlanarak bir dörtlü zir- ve düzenlenmesini istiyor. Vasiliu'nun, ABD Dışişleri Bakanhğı Kıbns Koordi- natörü Büyükelçi Nelson Ledsky, genel sekreter Perez de Cuellar ile görüşmele- rinden sonra yapılan açıklamalar, Kıb- ns için cabalânn "yeni rapordan" son- ra hızlandınlacağını gösterdi. Cuellar- ın, Vasiliu'nun ve Ledsky'nin açıklama- lannda "ocak ayı" ifadesini kullahma- lan, Türkiye'nin görüşmelerin nisana er- telendiği beklentisini bo;a çıkardı. VasUiu BM Genel Sekreteri Cuellar'a veda ettiğini belirtirken Cuellar "Kıbns için çözümün BM taahhötlerinde vattıgını" vurgulayarak 716'ya atıfta bu- lundu. Vasüiu'nun vedası Cuellar'ın ara- hk ortasında yazacağı rapordan sonra Kıbns'ı tümüyle yeni Genel Sekreter But- ros Gali'ye teslim edeceğini gösterdi. Va- siliu ile görüşmesinden sonra basına hiç- bir açıklama yapmayan Butros Gali ise ocak ayına dek Kıbns konusunda hiçbir basın açıklamasında bulunmayacağını kaydetti. Kıbns açısından dikkatler şu an Ge- nel Sekreter'in yazacağı rapor üzerine toplanmış durumda. Genel Sekreterlik görevlileri ve BM diplomatlannın yan- sıttığı hava, Cuellar'ın raporun içeriği konusunda henüz tam bir karar verme- diği yönünde. Cuellar'ın özellikle son bir ytl içinde yapılan "Ueriemeyi" başan ola- rak nitelendirerek raporuna kaydedece- ğine kesin gözüyle bakıhyor. BUindiği gi- bi Cuellar son olarak "fıldrler paketi" adı altında bir anlaşma taslağı oluştur- du. Türk Dışişleri, bu anlaşma taslak metninde "Kesintikle lTden çok daha fazla »•ı^maThk konuso" içeren taslak metnin üzerinde pazarhk etmeyi kabul etmiyor. Egemenlik ve kendi kaderini tayin hakkı konusunda Denktaş'ın taleplerin- den sonra çıkartılan ve Kıbns'uı tek ege- menliği olduğunu açıkça ifade eden 716 sayüı Güvenlik Konseyi tarafından "Da- ha fazta Uerieme kaydedilmediği takdir- de Cuellar'ın anlaşma taslak metnini Gövenük Konseyi'ne teslim etraesi" is- teniyordu. Aynı karar Cuellar'ın yardım- cüannın adaya gidip anlaşma taslak met- nini tamamlamak üzere taraflarla görüş- melerde bulunmalannı istiyordu. Denk- taş'ın 716'yıreddetmesive Cuellar'ın yar- dımalanndan Gustare Feissel ile görüş- melerde bulunmayacağını açıklamasın- dan sonra eski Dışişleri Bakanı Safa Giray ünzasıyla Genel Sekterliğe gönde- rilen mektup değiştirilmeyince, Türkiye^ de yeni hükümetin kurulmasına rağmen Feissel adaya ziyaretini gerçekleştireme- di. önceki gün BM Genel Sekreteri Kıb- ns Özel Temsilcisi Oscar Camillion, Denktaş ile görüştü. Bu görüşmede de olumlu bir sinyal çıkmadı. Böylece Genel Sekreter Cuellar'ın yazacağj yeni rapor Türk tarafından başka bir girişim gelmediği taktirde, Türk tarafuun diplo- ması yürütmemesine rağmen yazıinış olacak. Cuellar'ın fıkirler paketi rapo- runa yerleştirmesi konusunda iki ihtimal üzerinde duruluyor. Birincisi Cuellar'ın fıkirler paketi ya da anlaşma taslak met- nini eksikliklerine rağmen tümüyle açık- laması ve Güvenlik Konseyi'ne böyle bil- dirmesi. tkindsi ise raporda anlaşma tas- lağını açıklamadan sözünü ederek Gü- venhk Konseyi'ne vennesi. Genel Sekre- terlerin bu konuda henüz karar verme- diği kaydedihyor. Güvenlik Konseyi dip- lomatlan, raponj takiben konseyin görüşmelere "kalman yerden devam edil- mesi ve yeni genel sekretere bu yönde yardımcı olunması için" çağrıda bulun- masını beklediklerini bildiriyorlar. Yunanistaıra Ingilîz engeli Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras, AT'nin Maastricht doruğu öncesinde nabız yoklamaya gittiği Londra'dan BAB üyeliği için destek alamadı. EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — İngiltere, Batı Avrupa Birliği (BAB) üyeliğine alınması için destek arayan Yu- nanistan'a yeşil ışık yakmadı. Yunanistan Dışişleri Bakanı An- donis Samaras'ın, Avrupa Top- luluğu liderlerinin Maastricht- te yapacaklan donık toplantısı öncesinde nabız yoklamaya gel- diği, Londra'dan BAB üyeliğine destek sağlayamadan döndüğü, güvenilir kaynaklar tarafından belirtildi. Dışişleri Bakanhğı'na yakın kaynaklardan ediniler, bilgiye göre ingiltere, aralannda anlaş- mazhk konusu olan her püruzü çözmeden, Türkiye ve Yunanis- tan'ın BAB üyeliklerine karşı duracak ve BAB içinde de bu yönde lobi yapacak. BAB üyeliği için 1987'de Tftrkiye ile aynı sırada "ınyel belfaien" Yunanistan'ın, sürün- cemede kalan bu konuda giri- şimde bulunmaya karar verdiği, AT doruğu öncesinde üyelik ko- nusunda "ohımlu işaretler" ara- dığı son günlerde çeşitli kaynak- lar tarafından aktarılmıştı. Londra'daki BAB kaynakları, Yunanistan'ın üvelikte ısrarlı ol- duğunu, bu konuda vaat niteli- ğinde bir işaret verilmediği tak- dirde Maastricht doruğu karar- lanna muhalefet şerhi koymaya kadar ileri gidebileceğini savun- muşlardı. Bu haberier yalanlan- madığı gibi açıkça doğnılanma- dı da. Ancak İngiltere'nin, Yu- nanistan'ın bu sondajlarına olumsuz bir tutum takındığı ve BAB için destek vermeyeceğini belli ettiği kaydediliyor. İngiltere, BAB'ın genişletilip AT savunma örgütü konumuna getirilmesine ve N ATO'ya rakip olmasına karşı. Yunanistan'ın ise Maastricht'te, "ulusal hükii- metlerin üzerinde federal bir Avrupa" yönünde kararlı ve ce- sjjr bir adım atılmasını hevesle savunması, ortak savunma stra- tejisi kuruhnası gibi göruşleri İngiltere tarafından benimsen- miyor, "fırsatahk" olarak görü- lüyor. İngiltere, BAB üyeliği konu- sunda Yunanistan'a karşı kararlı bir tutum takuurken Türkiye'ye daha ılımlı bir tutum içindeymiş gibi görünüyor. Bunun başlıca nedeni, NATCyyu Avrupa'da en sadık ve ısrarlı savunan İngilte- re'nin yanında Türkiye'nin de yer alması. ATnin 2000yıhndan önce Tek Merkez Bankası' ile Tek Para Birinü'ne ğeçeceğine kesin gözüyle bakıhyor Ekonomik birlikte anlaşma9-10 aralıkta Maastricht'te mutlaka tarihi kararlar alınacağı belirtiliyor. Buna göre Avrupa Tek Para Birimi "ECU" en geç 1999'da döviz olarak kullanıma sokulacak. erti. Siyasi konulardaki ciddi pü- rüzler giderüemedi. "Tek para" konusunda ise üç günlük top- lantılar tam bir başan sayıldı. • Bu toplantılarla birükte "eko- nomik ve parasal birlik" husu- sunda varılan uzlaşma Maast- richt doruğundan mutlaka "ta- rihi kararlar" çıkacağmı göster- di. Bu uzlaşma 9-10 araiık tarih- lerinde yapılacak donıkça da benimsendiği takdirde, Avnıpa SABETAY VAROL BRÜKSEL — Avrupa Toplu- ğu'nun (AT) 2000 yıhndan ön- ce "tek merkez bankası" ve "tek para birimi"ne ğeçeceğine, Ma- astricht doruğuna dört gün ka- la kesin gözüyle bakılmaya baş- landı. Dışişleri ve maliye bakan- larının donık öncesi maraton toplantılan, geçen hafta başın- dan beri üç gün boyunca devam tek para birimi olarak "ECTT- 'en geç 1999 yılında AT ülkele- rinin ortaklaşa kullandığı döviz olarak tedavüle girecek. Ingilizler, tek para birimine ilişkin imzalanacak sözleşmeyi donık sırasında veto etme niye- ti taşmııyor. Bununia birlikte, ECU'yu kendi paralan olan "Pound"un yerine benimseme konusunda karar verme hakkı- nı mahfuz tutuyorlar. Başka bir deyişle Londra'ya ECU'yu be- nimseyip benimsememe konu- sunda Maastrich doruğunda ay- ncalık tamnacak. Diğer ülkeler benzer bir ayncahk maddesin- den yararlanamayacak. Toplulu- ğa daha sonra katüacak ülkele- rin bile bu hakkı olmayacak. ECU'ye geçişle ilgili benimse- ncn takvim şöyle: 1996 yıhnda, ECU'ye geçişle ilgili topluluk düzeyine bir oylama yapabilecek ve bu oyllamada oy birliği ara- nacak. Eğer Londra dışında ka- lan tüm başkentler, ECU'ye geç- meyi kabul ederse, ulusal döviz- lerin piyasadan kalkması süreci başlayacak. Bu oylamada oybi- rilği sağlanamazsa bu kez 1998 yılında bir daha oylama yapıla- cak. tkinci oylamada sadece oy çokluğu aranacak. Aleyhte oy veren ülkeler bile ECU'yu be- nimsemek zorunda olacak. Ne var ki ECU'yu yeni Avnı- pa Birliği'nin ilk para birimi ola- rak benimsemekle, ülkelerin bu sisteme dahil olmalan aynı an- da olmayacak. O ülke ekonomi- sinin ECU'ye geçiş için hazu~ ol- ması gerekecek. ECU'ye geçiş koşullanm, enflasyonun aşağı çekilmesi, bütçe açığının GSMH'nin belli bir orammn al- tında bulunması gibi ulusal eko- nominin sağlıklı oünasıyla ilgi- li veriler oluşturacak. îngütere, tek para birimine geçiş için Avam Kamarası'ndan karartçıkarmayı gerekli görüyor. Diğer ülkeler için, Maastricht- te sözleşmeyi imzaladıktan son- ra tek para birimi süreci kendi- liğinden yürürlüğe giriyor. Moskova, her ülkenin SSCB'de istikmnn korunması için dikkatli davnmmasını istedi Baü'ya 'siyasi ÇernobiT uyarısıDış Haberier Servisi — Sovyetler Bir- liği yönetimi Ukrayna'nın bağımsızlık karanm saygıyla karşıladıklannı, ancak bu cumhuriyeti birlikten aynlmış sayma- dıklannı açıkladı. Ukrayna'yı tamyacak ülkelere dikkatli davranmalan çağnsı ya- pıldı ve bu cumhuriyetin tümüyle kop- ması durumunda bir *siyasi Çeraobil" ile karşı karşıya kalmacağı uyansında bu- lunuldu. SSCB Başkanı Mihail Gorba- çm Ukrayna'dan "Birliği yenileştirme çabalannda işbirligi" istedi. Gorbacov, Ukrayna'da bağımsızlık konusundaki halkoylamasıyla birlikte yapılan devlet başkanlığı seçimlerini ka- zandığı resmen açıklanan Leonid Krav- çuk'a bir kutlama mesajı gönderdi. Gorbacov mesajıda, Kravçuk'tan "Ege- men Devletler Birliği'nin yeniden biçim- lendirilmesinde ve demokratik değişim- lerin gercekleştirilmesiode işbirliği ve anlayış" istedi. Ancak Ukrayna Parlamentosu dun bu cumhuriyetin, SSCB'yi oluşturan 1922 tarihli birlik sözleşmesine artık taraf ol- madığını ilan etti. Bağımsız Interfaks ajansının haberine göre parlamento, bu- gün yayımladığı bildiride, geçen pazar günü yapılan ve bağımsızlık karanmn halkın büyük bir çoğunluğu tarafından desteklendiği halkoylamasının sonuçla- rına uygun olarak Ukrayna'nın dünden itibaren birlik sözleşmesinin dışında ol- duğunu bildirdi. SSCB Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Vi- taly Çurkın, önceki gün düzenlediği ola- ğan basın toplantısından sonra gazete- cilerin sorulannı yamtlarken Gorbaçov- un hiçbir biçimde Ukrayna'nın bağun- sızlığını engellemeyeceğini bildirdi. Çur- kin, SSCB yönetiminin bu konudaki res- mi tutumunu açıklarken Ukrayna'daki halkoylamasının sonucunun bu cumhu- riyetin halkının özgür iradesini belirle- yen bir gelişme olarak saygıyla karşıla- dıklannı, ancak bu oylamayla Ukrayna1 yı SSCB'den aynlmış saymadıklanm be- lirtti. Sovyetler Birliği'nin "siyasi Çeraobil" felaketiyle karşı karşıya bu- lunduğunu vurgulayan Çurkin, "Herkes Sovyetler Büüği'Mİe istikrann korunma- için dikkatli davranmalıdır. Her iilke- nin yaklaşımlannda, atacaklan adımlar- da ve bu adımlann zamanlamasında bu gerçegi dikkate almasuu bekliyonu" de- di. SSCB Deniz Kuvvetleri'nin en güçlü kollanndan biri kabul edilen Karadeniz Filosu'nun bir bölümünün bağımsızlığını ilan eden Ukrayna'ya bağlanacağı bildi- rildi. Briiksel'deki NATO merkezine ula- şan haberlere göre Ukrayna Savunma Bakanı General Konstantin Morozov, ül- kesinin kendi silahh kuvvetlerini oluştu- nırken Sovyet Karadeniz Filosu'nun bir bölümünü kendisine bağlayacağmı açık- ladı. Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze tutucu unsurların yeni bir darbe girişi- minde bulunma olasılığının giderek güç- lendiği uyansında bulundu. Moskova- da yayımlanan Megapolis-Express der- gisi, Şevardnadze'nin kendi partisi "De- mokratik Reform Hareketi"nin toplan- tısında ülkenin ekonomik durumunun darbe tehlikesini güncelleştirdiğini söy- lediği kaydedildi. Bu arada Karabağ'da çatışmalar süruyor. TASS, Karabağ'ın başkenti Sta- panakert ile yakınındaki Şuşa köyü ara- sında karşılıklı olarak roket atısı yapıl- dığını duyurdu. Ajans çatışmada 5 kişi- nin öldüğünü, en az 25 kişinin de yara- landığını bildirdi. Baker. 15 aralıkta SSCB'de • VVASHINGTON (AA) — ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın 15-16 arahk tarihlerinde Moskova'yı ziyaret edeceği, 17 arahkta Ukrayna'nın başkenti Kiev'e geçeceği, ardından Beyaz Rusya'ya gideceği bildirildi. ABD Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Margaret Tutwiler, Baker'ın geçen pazar günü yaptığı referandumla bağımsızlığım ilan eden Ukrayna'yı ve Beyaz Rusya'yı ziyaret etmesinin nedeninin, Ukrayna ve Beyaz Rusya topraklannda bulunan uzun menzilli nükleer füzeler konusunu görüşmek olduğunu açıkladı. Sözcü, Baker'ın Ukrayna ve Beyaz Rusya'ya, SSCB'nin imzaladığı silahsızianma anlaşmalarına uymalan konusunda ısrar edeceğini belirtti. Bakii. petrolü kamııla^tırdı • MOSKOVA (AA) — Azerbaycan Devlet Başkanı Ayaz Muttalibov'un bir kararname yayımlayarak cumhuriyetteki petrol üretimi ve satışım, "Azerineft" adıyla oluşturulan yeni bir şirketin kontrolüne verdiği bildirildi. Assa-Irade haber ajansının bildirdiğine göre 1992 yıhnın başından itibaren Azerbaycan'da üretilen tüm petrol, bu şirket tarafından ticari fiyatlar üzerinden ve sözleşme karşıhğı satılacak. Ajans, "Bundan sonra Azerbaycan'da üretilen petrolün tüm kârı Azerbaycan'da kalacak" ifadesini kullandı. Gurbetçilere uyan • ANKARA (AA) — Yılbaşı tatili nedeniyle Batı Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye gelecek vatandaşlann, mümkünse havayolunu tercih etmeleri, kara ve demiryoluyla gelecek olanlann, Avusturya - Macaristan - Sırbistan - Bulgaristan güzergâhını kullanarak, hiçbir nedenle Hırvatistan'dan geçmemeleri istendi. Dışişleri Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre Hırvatistan'da karayolu trafiği çoğu bölgede kesik bulunuyor. Barzani- Saddam görüşmeleri • LONDRA (AA) — Kürdistan Demokrasi Partisi (KDP) lideri Mesut Barzani ile Irak lideri Saddam Hüseyin arasında yapılan görüşmelerin olumlu geçtiği ve Irak'ın Kuzey Irak'ta yaşayan Kürtlere karşı uyguladığı ekonomik yaptınmlann hafifletileceği bildirildi. Iiderier Senegal'de • DAKAR (AA) — İslam Konferansı örgütü'ne üye 46 ülkenin dışişleri bakanlan, 9-12 araiık tarihleri arasında yapılacak zirvenin gündemini belirlemek üzere Senegal'in başkenti Dakar'da bir araya geldiler. Tbplantıda, Türkiye'yi Dışişleri Bakanhğı Müsteşan Büyükelçisi özdem Sanberk başkanlığında bir heyet temsil ediyor. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ise Cumhurbaşkanı Turgut özal ile birlikte 8 arahkta Dakar'a gelecek. Pakistan'da 13 ton esrar • KARAÇİ (AA) — Pakistan gümrük yetkilileri, Kanada'ya gönderilmek, üzere hazırlanmış bir konteyner içinde 13 ton esrar ele geçirdi. Gümrük yetkilileri, uyuşturucunun Karaçi'de yapılan bir baskın sırasında ele geçirildiğini bildirdiler. Esrarın piyasa değerinin 65 milyon dolar olduğu ve olaydan Kanadalı yetkililerin de haberdar edildiği bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle