Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet §
Sahıbı Cumhurıyeı Maıbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırkelı adına
Bcrin Nadi 0 Murahhas U>e Eminc Işaklıgil 0 Genel Yayın Muduru.
Hasan Cenul, Yazı tşlen Muduru. Oka> Gonensin 0 Yazı İşlen Mudur
Yardımcıları: Salim Alpaslan, Kerem Çalışkan, Necdet Dogan. Latfu Tınç
Sayfa Duzeni Yonetmenı Ali \car 0 Ankaro TemsılcısL Ahmet Tan
lç Politika: Mehmel Tezkan Ekonomı: Meral Tamer, Dış Haberler Ergun Balcı, Kııltur Celal Lsler.
istanbul Haberleri: Muhiain Sirer, Spor: Abdulkadir Yucelman, Makaleler: Şahin Alpa>. Duzeltme
Abdullah Yazıcı 0 Koordınatör Ahmet Korulsan 0 Malı ljler: Erol Erkut 0 Muhasebe-
Büleat Yener • Butçe-Planlama: Sevgi Osmanbcşeoglu 0 Reklam Ayşe Toraa 0 Idarc: Hüscjin
Gıirer 0 Işletme: Öader Çeük 0 Bilgı-İşlem: Nail Inal 0 Personel: Sevgi Bostancıoglu
Basan ve Yayan Cumhunytt Matbucılık vt O«iMecılık I.A Ş Turkocajı Cad 39/41 Ca*»lo|hı
34334 Ul PK 246 Isunbul Tel 512 05 05 (20 hall. Tclcı 22246. Fax (II 526 60 ""2 0 Sllrolûr
\ r t a n : Zı>a OOkaip Blv lokılap S. No 19/4, Td 133 11 41-T Teloı 42344, Fax (4| 133 05 65
0 l ı a i r H Z.ıa Bh 1352 S. 2/3. Td 13 12 30. Tekj 52359, F u . (51) 19 53 60 0 A d l a u
Infinu Cad 119 S No I Kaı 1. Td. 19 37 52 (4 haı). Teloı 62155. Fax (71) 19 23 78
TAKVIM: 30 ARALIK 1991 Imsak: 5.50 Güneş: 7.22 Öğle: 12.11 tkindi: 14.30 Akşam: 16.50 Yatsı: 18.17
Gırgır'ın öncülüğünü yaptığı mizah dergileri bitkisel hayata girdi, çizgi roman geliyor
Mizalıııı üstünde bir ZeplinvarDOST KİP
Genç kuşak çizerler, Gırgır
1
la başlayan geleneğin dört duva-
rından artık kurtulmak istiyor.
Bir yanda mitoz bölünmeyle
çoğalan mizah dergileri, diğer
yanda Batılı anlamda ilk çizgi-
roman denemeleri... Çiçeği bur-
nunda çizgı-roman gazetesi Zep-
lin'e, bu hareketli manzararun
kendi pencerelerinden nasıl gö-
ründüğünü sorduk.
Dev boyutlarda, özenli ve us-
taca çizimler, bilim-kurgusal,
fantastik ve absurd senaryolar,
henüz dilimize çevrilmemiş çağ-
daş yapıtlann tarutıldığı okura
açık köşeler. Hemen hepsi eski
Gırgır'ın bünyesinde yetişmiş bir
grup gencin kendi olanaklany-
la çıkardığı, Türkiye'nin ilk haf-
talık çizgi-roman gazetesi Zep-
lin, gerçekten yenilikçi ve cesur
bir deneme.
Son yıllarda mizah dergileri-
nin ızlenmesi güç bir hızla ço-
ğaldığı ulkemizde, geçen aya ka-
dar salt çizgi-romana yönelik
böylesi bir yayının çıkmamış ol-
ması, aylık dergi "Rr" ve gaze-
te boyutlanndaki "Zeplin"in gi-
rişimlerinı daha da değerli kılı-
yor.
Kuruluş öyktisti
Zeplin'in Moda'daki bürosun-
da yaptığımız söyleşide, gazete-
nin kıdemli çizeri Bülent Mor-
gök, kuruluş öykülerini şöyle
anlatıyor: "tlk dev boyutlu çizgi-
roman çalışmalanmı iki yıl ka-
dar önce hazırlamışüm. Çcşitli
yayınevlerini dolaştım, ancak
kimse yayunlamaya yanaşmadı.
latulmayacagından korkuyor-
lardı. Oguz Aral ise çizimlerimi
güzel bulmasına karşın, heavy
metal tarzı oluşlanndan dem
vunıyordu. Ona göre bcavy me-
tal Batı'nın trajedisiydi ve ben
tek karikatür yapmayı sürdür-
meüydim. Daha sonra bu konu-
da Galip Tekin ve Nuri Kurtce-
be gibi ustalaria da konuştum.
Reel çizgilerie çalışılmış, büyük
boyda, fantastik bir çizgi-roman
bülteni çıkarabilirdik btriikte.
Ancak Galip agabey Türkiye'de
henüz o aşamaya gelinmediğini
düşunuyordu. Aynca zamanı da
yoklu. Nuri agabey ise o sıralar
her nedense nzak kaldı.
Geçen ocak ayında Dıgıl ve
Avni'den pek çok insan çıkartıl-
dı. Bir sflre sonra da ben aynl-
dun. Adam kayınnalardan, ora-
dan oraya geçmelerden, benzer
dergilerde hep aynı tur espriler
bulup aynı tarz çizmekten bık-
mıştım.
Tiimıiyle baglanbsız olduğum
bir seneltk bir zamanı kendime
kafadar arayarak geçirdim. So-
nunda Aydın Gündüzie biriik-
te burayı tuttuk ve Metin Çakı-
roğlu'yia üçümuz ilk çizimleri
yapmaya başladık. Bir sure son-
ra anunıza pek çok yeni arkadaş
kaüldı ve böylelikle ZepUn or-
Uya çıktı."
Bağımsız toprak
Bülent, Zeplin'in gösterişsiz
çizgisinden hâyli hoşnut. Çün-
kü bu sayede, konuya ilgi duyan
gençlerin, hiç çekinmeden çahş-
malanru getirebileceklerini dü-
şünüyor. "Her gdene ve her tür-
lü yeni fıkre açıgız" diyor Aydın,
"Borası bir anlamda bağımsız
bir toprak. Üstömözde bir ku-
ruluş ya da bizi denetleyen bir
yÖDetki yok." Yine aynı neden-
le, ticari ve resmi konularda zor-
luk çektiklerini de saklamıyor.
"Elime garip bir kigrt tutuştur
dular. Sonradan fatura oiduğu-
nu ögrendim. tlk sayı çıktıktan
sonra pek çok resmi aynntryı
unutluğumuzu fark ettik. Ayn-
ca resimlerin çerçevelenmesi ve
baskının niteligi gibi konularda
da başta bocaladık. Sanınm
ikinci sayımız her acıdan daha
iyi oldu."
Zeplin'e katkıda bulunanlar,
şimdilik para karşüıgl çalısmı-
yor. tlk aşamada hepsinin tek
Jöir zamanlar Gırgır tek başına 500 bin satıyordu.
Mizah dergisi pazarına daha sonra diğer dergiler
katıldı. Ve bugün tüm mizah dergilerinin tirajı 500
bini geçmiyor. Mizah dergisi geleneği yerini yavaş
yavaş çizgi roman denemelerine bırakıyor.
ieplin Türkiye'nin ilk haftalık çizgi roman
gazetesi. Dev boyutlarda çizimler, bjlim-kurgusal,
fantastik ve absürd senaryolarıyla çizgiye heavy
metal bir yorum getiren Zeplin'i çıkaranlar Gırgır'la
başlayan geleneğin duvarını yıkmaya çalışıyor.
Aral, bu beklemedigi potansiyeU
göriince değerlendinniş ve yülar
içinde Gırgır, siyaset yapan, hal-
kın sesini mizahla duyuran,
400-500 bin satan o ünlü çizgi-
sine ulaşmıstır.
Bilinmeyen diger bir konu da
dergi içinde zamanla oluşan so-
ğuk hava ve bunun nedenleri.
Gırgır doruga çıktıktan sonra
bünyesinde yoğun bir rekabet
ortamı yaratıldı. Çalışanlar
'Acaba bu hafta karikatürüm
yayımlanacak mı' 'Köşem kaldı-
nlacak mı' gibi kaygılar duyar
oldular. Giderek kamptoşmalar
dofdu. Bir grup kayınhrken, di-
ğerlerine pek fırsat verilmiyor-
du. Oguz Aral çizer köşesinde
yeni karikatüristlere farklı çiz-
giler denemeyi ögutlerken der-
gi içinde bunu yapmaya kalkan-
lardan haz etmiyordu. Eskizler
üzerinde oynayıp, 'Gırgır tarzı-
na uyduruyor, çocuklar da öyle
çinilemek zonında kahyoriardı.
Aynca esprilerde de kısıtlama
vardı. Sıradışı olanlar eenellik-
le sansüre takılıyordu. Insanlar
vargüçleriyle çalışıyor, ancak is-
tedikleri gibi uretemiyoriardı."
tlk tepki
•- Gazete boyutlanndaki Zeplin'in sayfaları, her gelene ve her türlü fikre açık. Zeplin'i çıkaranlar gazeteyi "bağımsız bir toprak" olarak tanınüıyor.
de belli bir saüş düzeyini tuttur-
maları gerek. Bu noktada, Zep-
lin'in "Hnmorabi"si Cihan De-
mirci, ilginç bir konuya değini-
yor: "Satısın başansı yalnızca
tamtuna ve iyi bir dağıüma bağh
değil. Çıkan yayının bayilerde
nasıl sergilendiği de çok önem-
li. Örnegin, bir yaymevi sahibi-
nin, gerek şahsen, gerekse
adamlan arecüığıyla, tüm bayi-
amaa, derginin kendini çevire- 'eri tek tek dolaşıp, kendi der-
bilmesini sağlamak. Bunun için gisini benzer yayıntann en östii-
ne astırdıgını biüyorum. Okuyn-
cn bundan elbette etkileniyor.
Diğer yandan, Zeplin gibi kuş-
kulu yayınlar tomarlarla yere
aülıp bir köşede beklerJliyor.
Özellikle soran olmadıkça gözc
çarpmalan olanaksız," Yenilik-
çi sanat atılımlannın zaten fi-
nans desteği bulamadığı ulke-
mizde, bir de böylesi ek zorluk-
larla karşılaşılması gerçekten
ûzücü.
Zeplincilerin çoğu, eski Gır-
gır'da ya da daha sonra çıkan
mizah dergilerinde yetişmiş sa-
natçılar. Söyleşinin ikinci kıs-
mında, bu piyasada son yıllar-
da yaşanan patlamayı ve çizgi-
romanahğı geciktiren etkenleri
değerlendirmelerini istiyoruz.
Cihan Demirci, ilk Gırgır'dan
günümüze, geüşmeleri şöyle yo-
rumluyor:
"Mizah dergiciliğinin geçmi-
şinde guncel basında sözü edil-
meyen pek çok nokta var. Gır-
gır'm çıkış öyküsü örneguL 1971 geUşmemiş oldugundan sayfa-
yüında piyasada yalnızca iki mi- lar, toplama, kesme yabancı ka-
zah dergisi vardı: Yetmiş yülık
ömrüyle çağm uzağmda katanış,
ite kaka çıkardan Akbaba ve
magazin miT«hı yapan Sslata.
Bu ortamda Oguz Aral, Gün ga-
zetesinde Gırgır adıyla bir say-
fa hazuiamaya başladı. Yapdan
mizah, Salata'dakine benzer çiz-
gideydi. Daha sonra Gırgır ek
olarak çıkmaya başladı. O za-
manlar amatör karikatürcülük
rikatürleıie, 'Leyla'yı kim ısırdı'
tarzı resimli şakalar ve magazin
taşfaunalanyla doluyordu. Bun-
lan elbette küçnmsememek ge-
rek. O zamanld anlayış şimdi-
Idnden çok farklrydı. Ne var ki
Gırgır 82-83'lerde kazandığı
kimlikle çıktı zannedilir. Bu
doğnı değil. Gırgır'ı Gırgır ya-
pan, liselisiyle, üniversitelisiyle
sonradan gden gençterdir. Oguz
Cihan'a göre bu 'sıkıyönetim',
80'li yüların ortasmda Gu-gır'ın
tükenişini başlattı. Yaratıcüık
köreliyor, dergi artık kendini yi-
neliyordu. "Ük tepki 1985*16 gd-
di. Baskıdan bıkan B takımı di-
yebilecegimiz bir grup, Gırgır'-
dan aynlarak Limon'u çıkardı.
Çok daha sivri ve serbest bir
kimlikle çıkan Limon, önceleri
biraz yadırgandıysa da bugün en
çok satan mizah dergisi konn-
munda. Daha sonralan işJer iyi-
ce kanştı. Aynlan başka bir
grup 89'da Hıbır'ı kurdu. Oğuz
Aral da buna karşılık Dıgıl'ı pi-
yasaya surdu. Derken Gırgır ve
Fırt olaylı biçimde el degistirdi.
Oğuz Aral ve tıım kadrosu Av-
ni ile Fırfır'a taşındı. Giderek
birbirinden pek farkı olmayan
başka dergiler de art arda bu
zincire eklendiler.
Söz konnsu çoğalmanın
olumlu ve olumsuz yanlan var.
Oiumlu yam, elbette Türk miza-
hının çok seslilik kazanması.
Buna karşılık, her aidına esenin
bir dergi çıkarmaya kalkışması,
niceUk artarken nitengin düşme-
sine neden oldu. Çıkar çatışma-
larına dayalı bölîınmeler, boyu-
na yer değistiren çizerier, tnlam-
sız patent kavgalan, sonunda
okuyucunun güvenini sarstı. Bu
enflasyoD ortamında enayi yeri-
ne konduğnnu hisseden bir ke-
sim. mizah dergilerine tüanfiyle
sırt çevirdL Bir >«ın«ııl«r üç def-
giyle 550 bini bulan toplam ti-
raj, piyasada on beşe valun dergi
olmasma karşın şimdi 400 bine
düstü."
Batı'nın izinde
Çizgi-romanahğa dönduğü-
müzde, sözü yine Bülent ahyor:
"Pek çok konuda olduğu gibi
çizgi-romanaukta da Baü"yı yir-
mi yıl kadar geriden izliyoruz.
Bizim özkmini duydugumuz
şeyleri, adamlar 70'li yıllarda
yapmaya başladı. Hem de sanıl-
dığı gibi çok satarak değiL 10-15
bin tirajla işi sürdüren, son de-
rece nitelikli ve yenilikçi bir sü-
rü çizgi-roman dergisi-var şim-
di Avnıpa'da. Kazandıklan on-
bua yetiyor ve istfdiMfri gibi ba-
ğımsızca çahşıyorlar. Bizde ge-
leneksefleştiği türden mizah der-
giciliği anlayışi, orada çoktan
aşıldı.
Türkiye'de çizer ve okuyucu,
birtakım yeniEklere henüz hanr
değil. Başlangıçta özgün olan
çahşmalar da bir kez turulunca,
memnriyete dönüşerek kendini
yineiemeye başlıyor. Bu tnzağa
düşmemek gerek. Genelde tek
karikatür anlayışi egemen. Yıl-
lann ahşkanhğından kurtulmak
bizim için de kolay değil. Hepi-
miz ufkumuzu genişletmeli. ça-
ğı yakalamahyız."
Yoldaş
öğrenciye
sınav
• ANKARA (ANKA) —
Eski SSCB'nin dağılmasıyla
ortaya çıkan Türk
cumhuriyetlerinde bulunan
ve Türkiye'deki
üniversitelerde okumak
isteyen öğrencilerin, öğrenci
Seçme ve Yerleştirme
Merkezi tarafından
düzenlenecek olan yabancı
öğrenci sınavına girmeleri
gerekecek. YÖK üyesi Prof.
Dr. lürgut Akıntürk'ün
verdiği bilgiye göre Turk
cumhuriyetlerinden gelecek
öğrencilerin Turkiye'de
okumaları, YÖK sınavına
girmeleri ya da burs
almalan şeklinde
olabilecek.
lâargıtay'ın
w
öfke karan
• ANKARA (AA) —
Yargıtay, 'öfke'nin iradeyi
zayıflattığını, ancak suç
kastını ortadan
kaldırmadığına
hükmederek, öflceyle
işlenen bir tehdit suçundan
mahkûmiyet karan
verilmesi gerektiğini
kararlaştırdı. Kavga
sırasında öfkeyle tehdit
içeren sözler sarfeden bir
kişi, koşullu tehdit suçuyla
yargılandığı Eskişehir 2.
AsUye Ceza
Mahkemesi'nce, suçun kast
öğesi oluşmadığı
gerekçesiyle beraat ettirildi.
Davacüann temyiz etmesi
üzerine Yargıtay'a intikal
eden davada, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcıhğı
kararın onanmasını istedi.
Konuyu görüşen Yargıtay 4.
Ceza Dairesi, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcıhğı ve
yerel mahkemenin
görüşlerine katılmayarak
verilen karan oybirliğiyle
bozdu.
Egzotik kıışlar
öltiyor
• LONDRA (AA) —
Çevre korumacılar, 1991
yılında vahşice yakalanarak
Avrupa Topluluğu'na üye
ülkelere satılan milyonlarca
egzotik kuşun öldüğünü
büdirdiler. Hayvan haklan
ve kuşlan koruma gruplan,
AT Komisyonu'na, vahşice
yakalanan kuşların
ticaretini yasaklaması
çağnsında bulundular.
Van Gölü
Merkezi
• ANKARA (ANKA) —
Van 100. Yıl Üniversitesine
bağh olarak çalışmalar
yapacak "Van Gölü Çevresi
Tarihi Eserleri ve Kültür
Değerlerini Araştmna ve
Uygulama Merkezi"
kunıldu. Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürurlüğe
giren yönetmeliğe göre
merkez, Van Gölu
çevresindeki yerleşim
alanlarında bulunan taşınır
taşınmaz her ttlrden tarihi
eserle etnografik
malzemeleri araştıracak.
18 nıilyon
yıllık fo8İl
• BURSA (AA) —
Bursa'nın Mustafa Kemal
Paşa ilçesine bağh Paşalar
köyünde yapılan kazılarda,
18 milyon yıl öncesi
paleoantropolojik döneme
ait tabakalarda mamut
fosilleri, fil dişleri ve
prünatlar bulundu. Paşalar
köyünde beş yıl önce
başlatılan kazılarda,
Türkiye'de bugune kadar
bulunan en eski fosil
kalıntılanna rastlandı.
Kazılar, Ankara Üniversitesi
Dil-Tarih ve Coğrafya
Fakültesi Antropoloji
Bölümü öğretim üyesi Prof.
Dr. Berna Alpagut ve ekibi
tarafından sürdünildü.
Sessizlik de gürültüdürUzmanlara göre gündelik hayatta kullamlan aletlerin sessiz
çalışması tüketicinin rahatını kaçırıyor. Aletin tüketiciye güven
vermesi için tam sessizlikle gürültü arasında bir ses çıkaracak
şekilde üretilmesi gerekiyor.
Akustik uzmanlan, tuketicilerin ke>Iıni kaçırma}-acak tilreşim-
ler çıkaran telefon dizaynı üzerinde titizlikle çahjiyor.
Dış Haberler Servisi— Evinizdeki buzdo-
labımn sizi sinirlendirecek denli gürültülü
çahşmasını doğalhkla istemezsiniz, ama ay-
nı buzdolabı motorunun, elektrikli süpür-
genizin, daktilonuzun, otomobilinizin hiç
ses çıkarmadan çalışması sizi nasıl etkilerdi?
Bu konuyu Almanya'da Siemens ve
Bosch fırmalannın düzenlediği bir sempoz-
yumda tartışan IBM ve BMW'nin akustik
uzmanlan, gündelik yaşamda kullamlan
nesnelerin 'tahammül' edilebilen bir sesle
donatılmalan gerektiğini savunarak bu ses-
lerin insana ve pazara yönelik yanlanm vur-
guladılar.
Der Spiegel dergisindeki habere göre IBM
uzmanı, finnasının ürettiği sessiz çalışan bir
daktilonun beğenihnediğini ve yazan kişi-
yi doyuma ulaştırmadığının anlaşılması
üzerine vuruşlann duyulabilir yapıldığım
anlattı. Uzmana göre "kük" sesi IBM'de ar-
tık buyük bir önem kazandı, çünkü ses as-
hnda gerekmese de bir aletin başında çalı-
şüdıjanı ispat ediyor.
Siemens uzmanlan da aynı görüşü pay-
laşıyorlar ve ürettikleri ev aletlerinin duyu-
labilir bir karakter taşıdığım vurguluyorlar.
Firmanın uzmanlanndan Gerd Wilsdorf,
yeni ürettikleri elektrik süpürgelerinin es-
kileri kadar ses yapmadığmı, ama yenisinin
de kullanana güven verecek bir uğuldamay-
la çalıştığını belirtiyor. WilsdorTa göre ale-
tin tüketiciye güven vermesi için tam sessiz-
likle gürültü arasında seçilecek bir sesle üre-
tilmesi gerekiyor. Uzmana göre önemli
olan, aletin çıkardığı sesin tüketicinin ku-
lağında adeta bir müzik etkisi yapması.
Kanadalı besteci ve ses araştırmacısı Mur-
ray Schafer, günumüz teknolojisinin bir
elektrik süpurgesini kuş cıvıltılanyla çahş-
ürabilecek güce sahip olduğunu, ama birey-
lerin hoşuna gidecek seslerin koşullanmayla
bağlantılı bir sosyal tarihlerinin bulundu-
ğuna dikkat çekerek şu örnekleri veriyor:
"ABD'de kimi süpermarketlerde surüler
halinde dolaşan issiz gencler için Montovani
muzigi çalınıyor. Bu müzikten hoşlanma-
yan gencler kaba güç ı™n«mhnarian mekam
terk ediyoriar. Panamalı diktatör Noriega-
nm sığmdığı Vitikan elçiligini terk etme ne-
denlerinden biri ise buraya diktatörün du-
yabileceği vohimde nefret ettigi rock mü-
ziği yayını yapılraası."
Günümuz yaşamı içinde ses ve gurültü-
nün çok önemli bir yere sahip olması ger-
çeğini kavrayan kimi üreticiler araştınma bi-
rimleri kuruyorlar. Bunlardan biri de Al-
man otomobil ureticisi BMW. 100 milyon
marka mal olan merkezin şefı Dr. Raymond
Freymann araştırmalarını yaparken "Ne en
düşük ses kulağa hoş gelir ne de rahatlıkla
duyulan her ses rahatsız edicidir" gerçeğin-
den hareket ettiklerini söyluyor ve sözgeli-
mi spor bir arabanın yüksek devrinin şo-
för tarafından hissedilmesi gerektiğini sa-
vunuyor.