Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30ARALIK1991**** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
Kuzey Irak
BBC ekibini
öldtiren
Türk rehber
idam edildi
DİANA/KUZEY IRAK
(UBA) — Körfez savaşı sonra-
sı, Irak'taki iç çatışmalan ve
Kürtlerin büyük göçünü izle-
mekle görevli üç BBC muhabi-
rini öldünnekle suçlanan Türk
rehber Haşim Çiftçi ve suç or-
tağının peşmerge mahkemesi
karanyla kurşuna dizildikleri
bildirildi.
Irak Kürdistan Demokrat
Partisi (KDP) Merkez Komite-
si'nden bir yetkili, îngiliz yayın
örgütü BBC muhabirlerinden
Nick Della Casa, Kosanna Del-
la Casa ve Charles Maxweil'i pa-
ralannı almak için öldıiren Ha-
şim Çiftçi ve adı belirlenemeyen
yardımcısının Diana kentinde
peşmerge mahkemesi karanyla
kurşuna dizildiklerini söyledi.
KDP Merkez Komitesi yetki-
lisi, "Hakkâri'nin Şemdinli ilçe-
stne bagü Bayburt köyünden
oian Haşün Çiftçi ve ona yardım
eden bir köyliisü, üç muhabiri
kasten öldttrmek suçundan
öiiun cezasma çarpdnidılar. Ge-
çen ekim ayında bu cezaian in-
faz edildi. Bu arada tngiliz hii-
kttmetinden bir letnsttd de inf az
nnuuıda hazır bulundu" dedi.
UBA muhabirinin edindiği
bilgilere göre Îngiliz muhabirler-
den Nick Della Casa, Rosanna
Della Casa ve Charles Maxwell-
in cesetlerinin Kuzey Irak'ta bu-
lunmasından sonra olay yerinde
ele geçirilen bir günceden yola
çılularak Haşim Çiftçi'nin aran-
masına başlanmıştı.
lran'ın Urmiye kentinde îran
Kürdistan Demokrat Partisi ta-
rafından geçen temmuz ayında
yakalanan Çiftçi ve ona yardım
eden koylüsu Irak KDP'since
peşmergelere taslim edilmişti.
Diana kentinde üç ay süreyle
gözaltında tutularak yargılanan
Çiftçi ve arkadaşı, KDP lideri
Mesu» Barzani'nin önerisi ve
peşmerge mahkemesinin kararı
üzerine ölüm cezasına çarptırıl-
dı. Haşim Çiftçi ile arkadaşının
ölüm cezası kurşuna dizilerek
infaz edildi.
• •
OzaFdan
kararname
bilançosu
A\KARA (ANKA) — Cum-
hurbaşkanı Turgul Özal, DYP-
SHP koalisyon hükümetinin
kurulmasından bu yana geçen
sürede hükümetle olan ilişkile-
rinin "bilançosunu" açıkladı,
Curahurbaşkanı Özal'ın hükü-
metin gönderdiği 141 üçlü karar-
nameden 112'sini onayladığı, 25
adedıni incelemeye devam etti-
ği, 4 tanesini ise onaylamadan
hükümete iade ettiği açıklandı.
Curahurbaşkanı Özal'ın hüku-
met arasında sorun oian Yiğit
Giilöksüz'ün kararnamesi dışın-
da cmaylamadığı üç kararname-
nin ne olduğu belirlenemedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcülü-
ğü'nden yapılan yazılı açıklama-
da, 20 kasım tarihinden bu ya-
na nukumeün 8 adet kanun
hükmünde kararname, 90 adet
Bakanlar Kurulu karan ve 14
adet ûçlu kararnameyi Cumhur-
başkanlığı'na gönderdiği belirtil-
di. Açıklamaya göre Cumhur-
başkanı Özal, 4 KHK, 85 Ba-
kanlar Kurulu karan ve 112 adet
üçlü «ararnameyi onaylarken 4
adet içlü kararnameyi hüküme-
te iade erti. 4 adet KHK, 5 adet
Bakanlar Kurulu karan ve 25
adet uçlu kararnameyle ilgili in-
celeıenin sürdüğü bildirildi.
Cjmhurbsşkanı'yla hükümet
arasnda Toplu Konut Idaresi
Başunlığı için Yiğit Gülöksüz-
Un iclü kanrnamesinin iadesi
soru yaratııken, özal'ın imza-
lamıdığı diğer 3 kararname me-
rak konjsu jldu.
Emin Başer
Cumhurbaşkanı
Mtişaviri
Ksber Mekezi — Ulaştırma
Baknı Vaşar Topçu'nun Türk-
sat ialesiyh ilgili yolsuzluk şi-
kâyeden üzerine görevden aldı-
gı FTT Geıel Müdflrü Emin
Baqa Cumhırbaskanlığı Müşa-
viriddu.
B: arada başta Türksat ol-
mal üzere, TEK, Karayolları,
Savuma Saıayii ve Toplu Ko-
nut halelemin de aralannda
buludu|u çık sayıda ihale dos-
yasnn ınceemeye alındığı öğ-
reniu.
.ANKA'nu haberine göre
Curuurbaşlanı Tnrgul Özal,
gö-mdeE aluan PTT Genel Mü-
düuriEmin laşer'e Cumhurbaş-
kajuğı Müşsdri görevini verdi.
E m ı Baer'in Çankaya
Kö^u'nie iılastırmadan so-
raniı dınışnan" olarak çalışa-
cajj îildırilc.
llA'nın hberine göre Kara-
yolan Geni Müdürü Atalay
roiwnn£lınıın eski Ulaştır-
ma Ealunı Ongiz Tuncer döne-
miıcskı "Mktupla otoyol iha-
lesi'<e iacelmeye alındı.
IıaıeLem Kurulu'nun ince-
leneinden ?eçen çok sayıda
ihaedosyas ia soruşturma için
tefte kurulirına havale edilir-
ker >v!et Bkanı Orhan Kiler-
cioju, 'Vaudas, gerçekleri
ofıaeok. ler şey büyük bir
açattk kir»e yapüacak" dedi.
New %rk operasında Karagöz-Hacivat
DEV KUKLALAR — \ew York Metropolitan Operası'nda dev gibi Karagöz-Hacivat hayaletleri. 18. yuzyılda Paris Türk Büyükelci-
ligi'ni canlandıran bu sahne, Arap motifli müzikler eşliginde yapıtın en çok alkış alan sahnelerinden birisi.
Corigliano oyun yazan Wîl-
liam M. Hoffman ile anlaştı.
Metropolitan komisyonu 15.000
dolan Corigliano ve Hoffman
aralannda paylasülar. Coriglia-
no ve Hoffman'm "Versaillesi
ın Hayaletleri" operasım ta-
mamlamaları tam yedi yıl sür-
dü. Başlangıçta Metropolitan'a
ne yapmak istediklerini anlatır-
ken "Sevil Berberi" ve "Figaroi
nun Düğünü" ile Rossini ve Mo-
zart üzerine kurulu bir opera
oluşturacaklannı bildirdiler. Bu
açıklamayı yapüklannda ikisi de
bunlan okumamışlardı. Metin-
leri okuduktan sonra bu fikri
ancak pek çok gerçekliğin oldu-
ğu bir sahnede çözebilecekleri-
ni anladılar.
Versailles'ın Hayaletleri'nin
ilk yedi gösterisinin biletleri da-
ha açılmadan tümüyle satıldı.
Opera 1995-96'ya Chicago Lyric
operasında sergilenecek.
(Baftarafı 1. Say/ada)
şamları ölümdür, ölümleri ise
yaşam.
Hikâye sergilenirken en çok
alkış toplayan sahnelerden biri
eleştirmenlere göre müziğin "tu-
tarsız ve haflr kaçtığı Türk Bü-
yükelçiliği sahnesi.
Bu sahnede Karagöz-Hacivat
ile paşa gibi dev kuklalar arasın-
da bir Türk Büyükelçiliği resep-
siyonu canlandınlıyor.
Arap müziği öğeleri ile süslü
resepsiyon sahnesinde Marilyn
Hom Samira rolünde
Bu sahnenin 18. yy'da Avru-
pa'daki Türk düşkünlüğü ile
alay ettiği belirtiliyor.
40 soprano ve tenor, tam ta-
kım bir klasik orkestra, hayalet-
ler korosu ve kırk kişilik bando,
şimdiki zaman, 1793 ve tiyatro
mekânımn bir arada gösterilebi-
leceği inip kalkan sahneler, açı-
lıp kapanan merdivenler ile yüz
binlerce dolarhk bir opera "\'er-
sailles'ın Hayaletleri". Tarıhe
ilişkin şakalann yanı sıra müzik-
te de şakalı iniş çıkışlar gösteri-
yor.
Mozart ve Rossini'nin Figaro
operalanndan alıntılarla dolu.
örneğin Beaumarchais kendi
yazdığı oyunda ortaya çıkmak
zorunda kalınca hayalet, Figa-
ro'ya "Don Giovanni"deki
Commendatore gibi "Seni yara-
tan benim" diye kükrüyor.
Metropolitan Operası 1983 yı-
lında 100. yılı kutlamaları için
yeni bestecüere bir şans tanıma-
ya karar verdi. 1979'da, opera-
nın o yıllarda müzik direktörü
(şu anki artistik direktörü) oian
James Levine klasik opera gele-
neğini kırıp yeni bir şey sergile-
mek amacıyla Corigliano'jra bir
opera yazması için komisyon
verdi.Corigliano böyle bir seçim
için pek beklenmedik bir tipti.
O zamana dek sadece bir iki vo-
kali ile tanınıyordu. Hiç opera
deneyimi yoktu. Levine bu adı-
mmı şöyle anlatıyor: "Amacım
özellikle Neo-19. yy tarzı diye-
bilecegim eğilimdeki bestecUer-
den kaçınmaktı. Aynca dinleyi-
dlere ilk izJenimlerinde çok
uzak ve karmasık gelen türden
müzik yazma eğilimindeki bes-
tecilerden de kaçınmak istedim.
Bunlan düşündükçe komisyo-
nun bundan önce hiç opera yaz-
mamış bir besteciye verilmesi
fikri gelişti kafamda. Bu fikir
beni barekete geçirdi. Lirik ka-
biliyete sahip besteci aramaya
başladım."
Bunun üzerine Levine hem
Corighano'yu hem de Jacop
Druckman'ı komisyona layık
buldu. Bestecüere oyun garantisi
verilmedi. Opera tamamlandık-
tan sonra Metropolitan beğen-
diği takdirde sergilecekti.
w w
Doğramacı YOK'e devamPORTRE PROF. DOĞRAMACI
10 YÖK'te
Prof. Dr. İhsan Doğramacı
1915 yılında Irak'm Erbil kentin-
de doğdu. 1932 yılında Beyrut
Amerikan Koleji'ni bitirdi. 1938
yılında Istanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi'nden mezun olduktan
sonra 1938-40 yılları arasında
Prof. Eckstein'm asistanı olarak
Ankara Numune Hastanesi'nde
çalıştı. Doğramacı daha sonra
1945 ve 47 yıllan araftnda Was^
hington Üniversitesi'nde öğretim
görevlisi olarak bulundu. Doğ-
ramacı, Amerika'dan döndük-
ten sora Ankara Tıp Fakültesi'n-
de pediatri öğretim görevlisi ola-
rak çalışmaya başladı. 1954 yı-
lında profesör oldu ve aynı yıl Çocuk Sağlığı Enstitüsü kuru-
culan arasında yer aldı. 1963 yılında Hacettepe Üniversitesi-
nin kunıluş çalışmalaruıı baslattı. Ankara Üniversitesi Rek-
törlüğü görevinde de bulunan Doğramacı, 1965 yılında Orta
Doğu Teknik Üniversitesi MüteveUi Heyeti Başkanlığı yaptı.
1%7 yılında Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü'ne getirildi.
1984 yılında Bilkent Universitesi'ni kurdu ve mütevelli heyeti
başkanı oldu. Doğramacı 1981 yıhndan beri Yüksek Öğretim
Kurulu (YÖK) başkanlığı görevinde bulunuyor.
Prof. Ihsan Doğramacı birçok ülkenin ulusal pediatri ku-
rumlan onursal üyeliği ve fahri doktorluk unvanlanna sahip.
ANKARA (Curahuriyet Bü-
rosu) — Prof. Dr. thsan Doğra-
macı, yeniden YÖK Başkanlığf-
na atandı. Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal'ın, görev süresi sona
eren Dogramacı'yı yeniden YÖK
BaskanlığYna ataması, "Çanka-
ya üe bükümet arasında çıkan
yeni bir gerginlik" olarak nite-
leniyor. Cumhurbaşkanı Özal,
hükümetin YÖK Başkanlığı için
düşündüğü Prof. Dr. Türkân
Akyol'u YÖK üyesi yaptı. Cum-
hurbaşkanı özal, Akyol ile bir-
likte hükümetin önerdiği dört
bürokratın YÖK üyeliğine atan-
malarına ilişkin kararnameyi de
onayladı.
Cumhurbaşkanı Özal, yakla-
şık 10 gündür beklettiği YÖK
Başkanlığı ve üyeliklerine ilişkin
atam a kararnamelerini dün im-
zaladı. Cumhurbaşkanı Özal,
hükümetin istememesine karşın
görev süresi sona eren YÖK Baş-
kanı Prof. Dr. İhsan Dograma-
cı'yı yeniden aynı göreve atadı.
Cumhurbaşkanı Özal, hüküme-
tin YÖK Başkanlığı için düşün-
düğü Prof. Dr. Türkân Akyol'u
ise YÖK üyesi yaptı. Cumhur-
başkanı Özal, Akyol ile birlikte
boşalan YÖK üyelikleri için hü-
kümet tarafından önerilen bü-
rokratlar, DPT Müsteşan tlhan
Kesici, Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşan Tevfik Aitınok, Ma-
hye ve Gümrük Bakanlığı Büt-
çe ve Mali Kontrol Genel Müdü-
rü Erdogan Öner ile Milli Eği-
tim Bakanlığı Yüksek Öğretim
Genel Müdürü Aydoğan Ataü-
nal'ın atama kararnamelerini de
imzaladı.
Kuüslerde hükümetin YÖK
Başkanlığı için önce Prof. Dr.
Mehmet Haberal'ı düşündüğü
belirtildi. Ancak bu konuda
Cumhurbaşkanı'nın ikna edile-
memesi üzerine Haberal'ın
adayhğından vazgeçildiği, bu
nedenle YÖK üyeliği için de öne-
ribnediği savunuldu. Haberal-
ın yerine, koalisyon ortağı
SHP'nin de isteği üzerine Prof.
Dr. Akyol, başkanlık için düşü-
nüldü . Akyol, YÖK üyeliği için
de hükümet tarafından önerildi.
Özal, DogTamacı'yı yeniden
YÖK Başkanlığı'na atamakla
koahsyon hükümetinin proga-
mında ve protokolünde yer alan
"YÖK sisteminin kaldırılması"
hedefınin önünü tıkamış oldu.
Demîrerden Ozal'a
(Baştaraft 1. Say/ada)
mıyor. Teamüle uymuyormuş.
Nesinin teamüle nygun olmadı-
ğını ben bilmiyorum. Ama be-
nim görevim kavga çıkartmak
değil. Veya, her şeyde, 'Pekâlâ,
öyle olsun' demek de degil. Or-
ta yerde bir atama var. Ben,
prensiptir. siyasi iktidann bir so-
rumlulugu oldugunu söyluyo-
nım. Meydanlarda, millete vaat-
te bulundum. '28 gün oldu. Da-
ha neredesiniz' sorusuna da mu-
hatap biziz. Biz işi, kiminle yap-
mak istiyorsak onunla yapaca-
gız. Dünyanın her tarafında bu
böyle. Tiirkiye'de de böyle. Ama
slz, 'Hayır, filanca adam yerin-
de kalsın. Daha yeni tayin edildi'
dersinlz. Yeni tayin edilmiş. eh-
liyetU ve degerii de olabilir. Onu
tartışan yok. Ama siyasi iktida-
nn bir tercih hakkı olmayacak
mı? Olmayacaksa bu sorumlu-
luğu nasd yürütecek? tşte bu, re-
jime ters düşer. Tartışılan bu-
dur."
"Diyaloğu kapatmayu"
Bu tartışmanın yeni olmadı-
ğını, geçmiş dönemlerde de ol-
duğunu kaydeden Demirel, bu
sorunun içinden çıkılacağını
söyledi. Bu tür sorunlarla Çan-
kaya üe diyaloğu kapatmaya-
caklarını belirten Demirel,
"Mektubun niye teamüle uyma-
dığını bilirsek, icabını yapanz.
Devlet hassasiyetleri, öfkeyi kal-
dırmaz. Ben, ber şeyi oluruna
götürmek istiyorum. Bugünkti
Türkiye'nin sıkıntılan var. Bun-
lan yaparken de sorumluluğu
bilirim, yetkimi de bilirim. Kim-
senin yetkisine filan da talip de-
gilim. Ama icra yetkisi büküme-
tlndir. Boyle olına> acaksa mey-
danlara çıkmaya ne lüzum var-
dı? Dünyanın vaadini yap gel,
elin kolun baglı. Olmaz öyle
şey. Tartışılan olay budur" di-
ye konuştu. Demirel, mektubu
tekrar gönderip göndermeyece-
ğini soran gazetecilere şöyle de-
di:
"Ben bunlara hiç girmem.
Hükümetle Çankaya'nın veya
hükümeti knran partilenn ara-
sını açmaya hlçbir şekilde razı
olmam. Dnşünüldüğü zaman
önemli olmayacak birtakım ko-
nulardan dolayı bunlar olmaz.
Herkes şunu iyi bilmeli ki,
1992'ye girerken Türkiye'nin
sorunlannı biliyoruz. Bu sorun-
ları bırakıp başka şeyleri sorun
yapmaktan mümkün merteoe
çekiniriz. Bu kadar sorun var,
yenilerini eklemekten çekini-
riz.'
Demirel, atama kararnamesi-
ni yeniden gönderip gönderme-
yeceğinin sorulması üzerine de,
"Bilemem. Ben bir şeyi düşti-
nüp taşınmadan yapmam. 24
saat düşünme vaklim var. Biz
bu şeyi başaracagız. Kimseyi de
incitmek istemiyorum. Ben,
devleti, protokolü bilirim. Dev-
letin makamlan arasındaki uyu-
mu da bilirim. Benden devletin
makamlanna saygısızlık sadir
olmaz. Mektup da,
'Saygılarımla' diye bitiyor
zaten" dedi.
Demirel, bir soru üzerine, iki-
li kararnameye ilişkin yasal ça-
hşmanın hazır oldugunu bildi-
rerek, devletin işleyişinin tıkan-
ması durumunda bir by-pass ge-
rekeceğini söyledi. Demirel,
"Umanm tıkanmaz. Biz, nor-
mal işleyişi yüriitmeye çalışıyo-
nız. Yiirümezse balka dönüp,
'Çankaya bizd çalıştırtmıyor' di-
ye şikâyet edemem ben. Geregi
neyse onu yapacagız" biçimin-
de konuştu.
"Muhtıra degil"
Demirel, DYP milletvekiileri
Münif Islamoglu ile Coşkun
Kırca'nın kendisine verdiği ve
HEP'li SHP ile koalisyondan
duyduklan rahatsızlıklan dile
getirdikleri mektubu henüz oku-
madığını bildirdi. Demirel,
"Onlar benim arkadaslanm.
Onlarda bir ihülafım olmaz. Be-
nim arkadaşlanmla bir soru-
num olmaz. Onlann getirdiği
mektup, ne muhtıradır, ne şu-
dur, ne budur. Herhangi bir ra-
hatsızlıkları varsa onlarla
konuşurum" dedi.
Intikam savaşçıları
(Baftarafı 1. Say/ada)
rarı aldıran Turgay Aksoylu ise
20 milyarhk senedin ve Starl'e
ait imza sirkülerinin fotokopisi-
ni basına dağıttı. Ahmet Özal
1
ın ünzaladığı senetteki ikinci im-
zanın kime ait olduğunun imza
sirkülerinden anlaşılacağı, ola-
ym açıklığa kavuşması için Imar
Bankası üzerine gidileceği
açıklandı.
DYP'nin iktidar ortağı ohna-
sıyla Özal ve Uzan aileleri ara-
sında başlayan "sogukluk", cu-
ma günü Magic Box'a haciz
koydunılması ile "sıcak savaşa"
dönüştü. Bu olayla birlikte 20
Ekim öncesinde yayımlanan
ANAP reklam filmlerinin
"faturası" da gündeme gelmiş
oldu. Cem Uzan'ın, ANAP rek-
lam filmlerinin faturasını Ah-
met özal'a çıkardığı, Ahmet
özal'ın da lmar Bankası reklam
faturalarının hesabını Cem
Uzan'dan sorduğu öne sürüldü.
Gelişmeleri "Ozal adının ka-
nştıgı bir olay" olarak niteleyen
Starl yetkilileri, senedin geçer-
sizliği için dava açmaya hazırla-
nırken, Turgay Aksoylu'nun
avukatı Mıind lncı "sahtekarlık
iddiasının tamamen yalan
olduğu" yönünde bir açıklama
yaptı. Haciz sırasında mal kaçı-
nldığını da öne süren Avukat tn-
ci, borçlu şirkete ödeme emri çı-
karılacağını, ödeme emrinin
ahnmasından itibaren beş gün
içinde 20 milyar liranın ödenme-
mesi halinde haczedilen malla-
n satısa çıkaracaklannı bildirdi.
tkinci imza kimin?
Borç senedindeki ikinci irnza-
nın sahte olduğu yönündeki id-
diaları yalanlayan Avukat tnci,
senetteki imzaların şirket yetki-
lisi kisilere ait oldugunu öne sür-
dü. Turgay Aksoylu'nun avukatı
tarafından basına dağıtılan im-
za sirkülerinde Cem Uzan, Ah-
met Özal, Erol Hürbas, Yekta
Okur, Mehmet Turan Akköpriı-
lü, Ali Rıza Tansug, Deniz Gü-
ven, Adetn Gürses, Ekrem Ça-
tay, Mehmet Tevfik Metin, Fu-
at Gürül, Ercan Ertekin, Bülenl
Malkoç, Sedat Üreten ve Vük-
sel Bayar'ın şirketi temsile yet-
kili oldukları belirtiliyor. Ahmet
Cem Uzan.
Özal dışındaki imzanın bu kişi-
lerden birine ait oldugunu öne
süren Avukat lnci, konunun
mahkemede aydınlanacağını
söyledi. İnci, "Senette şirket ka-
şesi ve iki imza var. Kaşe oldu-
ğu için imza atanlann isim yaz-
malan gerekmiyor. Ancak imza
sirküleri ile senetteki imzalar
karsılaşıınldığında imzanın ki-
me ait olduğu ortaya çıkar" di-
ye konuştu. imzanın kime ait ol-
duğu konusunda yorum yap-
mak istemediğini kaydeden
Avukat lnci, "Bu konuda duyar-
lı davramyoruz. Fotokopilerini
gönderdik. tmzalan karşılaştınp
siz karar verin" dedi. Borcun
oluşması için bir ticari ilişkinin
bulunması yönündeki görüşleri
de yanıtlayan lnci, "Borç sene-
dinin kaynagı tartışılmaz. Senet
imzalanarak verildigine göre bir
alacak söz konusudur. Borç
dogmustur. Bu araştınlmaz" di-
ye konuştu.
imza inkârında bulunulup,
TVde Liderleri İzlerken...
(Baştara/ı l. Say/ada) En başta, Güneydoğu sorunu ve terörle
Sonuç, bir hoşgörü havası denilebilir. birlikte enflasyon ve gecim derdi... Sonra,
Televizyon ekranlanndan yansıyan böyle f emokratikleşme ve insan haklanyla birlik-
bir diyalog havasının kamuoyunu rahatlattı- J.y8
"1 d u n
y a
duzenınde Turk,ye'nın dış po-
ğı söylenebilır. Terörün son günlerdeki tırma- \^?M" u . / * -•• •• u . •
nışıyia ilgili olarak dogan kaygı ve tedirgin- J ^ f v
K
e
" ] u h
f e f e t
P^Henn.n bu temel
lik karşısında. parti liderlerinin çizdikleri bu ^ " J . ' . b ı r ö l
^ ve
. h o
? ? o r u
ortam.nda
tablo, tir iyim^rlik kaynag, sa^abilir. ^ Z T l ^ t S r ^
Açık oturumun bir başka yararlı yanı da Bu notları gece yarısına doğru yazdık.
Türkiye nin gündemindeki temel sorunları bir Aşağıda, daha önce kaleme aldığımız bir
kez daha sıralaması olmuştur: başka konudaki yazımız yer alıyor.
Yumuşak Karın...
Sıyasal iktidann "yumuşak karnı", yani en hukuk devleti çerçevesinde varılabıleceğini
zayıf, en duyariı noktası neresi?.. En çok ne- vurgulamıştır.
reden yüklenilirse güç durumda kalabilir? Bu bağlamda, "Avrupa Güvenlik ve İşbir-
Politika oyununda bu gibi soruların yanıt- liği süreci ve 'Paris Şartı', ülkeler ve halklar
ları doğal olarak aranır. Muhalefet, iktidann için küresel düzenler, haklar ve özgürlükler
boşluklarını yakalamayı ve en zayıf halkasın- getirmiştır. Bu kurallar, sözleşmelerin imza-
dan çekmeyi amaçlar; hükümeti çıkmaza cı tarafı olarak Türkiye için de uyulması ge-
sokmak ister. reken zorunlu kurallardır" diyerek, bir bakı-
Demokrasilerde normaldir bu durum. ma uluslararası yükümlülüklere de dikkati
Benzer bir oyun bugün bizde de oynanıyor. çekmiştir.
Ana muhalefet partisi, koalisyon hüküme- ANAP lideri Sayın Yılmaz, acaba Güney-
tinin yumuşak karnını saptadıgı kanısında; doğu'da bambaşka bir çözüm yolu olduğu-
Güneydogu ya da Kürt sorunu... na mı inanıyor?
Buradan yüklenirse, DYP ile SHP ortaklı- Böyle bir izlenim edinmiş değiliz. Ama bir
ğı çatırdayacak ANAP kurmaylarına göre. yerde ne düşündüğü konusunda da zorlan-
Ozellikle Doğru Yol grubunda var oian du- dığımızı söyleyebilinz.
yarlığın kaşınmasıyla daha iyi sonuç alacak- Bize öyle geliyor ki "Kürt sorunu" yalnız
larını düşünüyorlar. koalisyonun değil, herkesin sorunudur. Hü-
Başbakan Demirel ise ana muhalefet lideri kümetin protokol ve programında yer alan il-
Yılmaz'a şu mesajı gönderiyor: keler, demokrasi ve insan haklarından olu-
— Koalisyonun yumuşak karnıyla oy- şan genel bir çerçeveyi çizmektedir. Bu çer-
namayın! çevenin, ANAP liderıne ters düştüğüne iliş-
Neden böyle bir mesaja gerek duyuyor ik- kin pek bir işarete de tanık olmadık bugüne
tidarın başı? dek.
Çünkü bu "yumuşak karın" yalnız iktida- O yüzden şunu bir kez daha belirtmek is-'
rın değil, hem rejimin hem de Türkiye'nin yu- teriz:
muşak karnıdır; bunun için de sadece ikti- Öyle bazı konular olabilir ki, o konularda
dar partilerini değil, muhalefet partilerini de sırf muhalefet yapmak için muhalefet yapıl-
ilgılendırir. maz; buralarda iktidarla muhalefetın ortak
DYP-SHP koalısyonu, gerek protokolünde sorumluluğu gündeme gelir.
gerekse programında sorunun adını koyrnuş Türkiye öyle bir kritik dönemeçte ki, gün-
ve "Kürt gerçeği"ni tamdığını açıklamıştır. lük deyişle belden aşağı vuruşlara pek ta-
Çözüme ancak demokrasi, insan hakları ve hammülü olmayabilir...
Kâğrthane
ANAP
SHP
DYP
RP
DSP
MÇP
1989 yenH
13.898
21.278
9.317
13.104
9.353
724
YDzde
20.4
31.1
13.7
19
13 7
1
1991 genel
29.113
22.308
14.688
30.794
24.572
—
Yûzde
23.9
18.3
12.1
25.3
20.2
1991 yerd
19.629
14.636
8.315
28.110
12.200
630
Yüzde
23.32
17.38
9.88
33.39
14.49
0.75
Kâgıthane Refah'm, Çatalca DYP'nin
(Baftarafı 1. Sayfada)
Istanbul'un Kâgıthane ilçesin-
de kayıth 161 bin 243 seçmenden
85 bin 146'sı oy kullandı. 20
Ekim 1991 secimlerinde birinci
parti olan RP, oylannın 30 bin
794'ten 28 bin 110'a düşmesine
rağmen belediye başkanlığını oy
oranını ârttırarak kazandı. Oy-
lar» yilıde 33.39'unu alan RP
adayı Arif Calban'ı 19 bin 629
oyla ANAP adayı Selahattin
Kaya izledi. SHP 14 bin 636 oy-
la üçüncü parti olurken, DSP 12
bin 200 oy elde edebildi. Diğer
partiler de şu oylan aldılar:
DYP 8 bin 315, MÇP 630, IDP
397, SP 313.
Kâğıthane'nin RP'li Belediye
Başkanı Arif Calban, Selçuk
Üniversitesi Eğitim Enstitüsü
mezunu bir işadamı. Seçim
kampanyası sırasında "halk
meclisi" kurarak sorunların üs-
bunun ispat edilememesi halin-
de 20 milyar liranın yüzde 40'ına
isabet eden 8 milyar lira tutann-
da ceza tazminatı ödenmesinın
gündeme geleceğini de anlatan
lnci, olayın açığa çıkması için
Imar Bankası üzerine gidecek-
lerini belirterek, "tşin püf nok-
tası banka kayıtlannda yatıyor.
Bu kayıtların incelenmesini
isteyecegiz" dedi.
'Muteber banka'
lmar Bankası veya Adabank-
ın teminat mektupları karşıhğı
haczin kaldınlması için hazırhk
halinde olduklarını öne süren
Avukat Münd lnci, Avukatlar
Hukuk Bürosu adma yaptığı ya-
zıh açıklamada şu görüşlere yer
verdi:
"tmar Bankası, borçlu şirke-
te ortak bir kurulustur. Banka-
nın haciz gecesi kasalannın
bomboş olduğu izlenimi dog-
mustur. Haczin kaldınlması için
muteber bir banka kefaleti ge-
rekmektedir. Bu kosullarda biz-
ce lmar Bankası ve Adabank'ın
verecegi teminat mektupları mu-
teber bir banka kefaleti olarak
kabul edUemez."
Haciz olayından sonra araya
hafta sonu tatilinin girmesi ne-
deniyle taraflar kendi avukat
gnıplanyla dün ayn ayrı toplan-
tılar yaptılar. Baa ünlü hukuk-
çulann da katıldığı bu toplantı-
larda bugünden itibaren nasıl
bir yol izleneceği ve davranıla-
cağı konusunda taktik beürledi-
ler.
öte yandan gümrük komis-
yoncusu Turgay Aksoylu'nun
Özallar'a yakınlığı ve borç sene-
dinin danışıklı olarak hazırlan-
dığı yönündeki iddialann yanı
sıra, Avukat Münci İnd'nin de
Abmet Özal ile arkadaş olduğu,
eşi Serpil fnci'nin Türk Kadını-
nı Güçlendirme ve Tanıtma Vak-
fı üyesi bulunduğu ve "papatya"
olarak bilindiği belirtildi. Bir
reklam şirketinin sahibi oian
Serpil Inci/nin, Ahmet Özal'ın
eşi Elvan Özal ile yakın arkadaş
oldukları da vurgulandı. Avukat
Münci tnd'nin bir süre önce ay-
Iık olarak "Ffftına" adlı bir hu-
kuk dergisi çıkarmak üzere ha-
zırlıklar yaptığı, bu projesinden
daha sonra vazgeçtiği öğrenildi.
tune gideceğini söyledi. 34 yasın-
daki Calban, RP Kâgıthane il-
çe örgutünün kurucu başkanıy-
dı.
öte yandan îstanbul'un Ça-
talca ilçesinde DYP'li kadın
aday Gülay Atığ, oylann yüzde
53.05'ini alarak belediye başka-
nı seçildi. 2 bin 816 oy alan
Atığ'ı, 1225 oyla SHP adayı ta-
kip etti. Diğer partılerm oylan
ise şöyle: ANAP 419, RP 353,
DSP 292, MÇP 203.
lçel'in Erdemli ilçesine bağlı
Kargıpınar kasabasında da ka-
zanan DYP adayı oldu. Yeni Be-
lediye Başkanı Kemal Bozkurt
1256 oy alırken, ikinci sıradaki
MÇP adayı 1156 oy aldı. Diğer
partilerin oylan ise şöyle:
ANAP 1046, RP 233, SHP 70,
DSP 40, SP 34.
(Baftarafı 1. Sayfada)
Iddialara göre bugüne kadar
Hizbullah örgütü, karşı taraftan
6, PKK ise 7 kişi öldürdü. PKK
son olarak 7 ay önce anne ve ba-
basmı öldürdüğü Şerif Karaas-
lan'ı önceki gün Idil'de otomo-
bilinin içinde vurdu.
Üçüncü güç olma çabası
Güneydoğu'da 3-4 bin kişilîk
bir tabana sahip olduğu öne sü-
rülen Hizbullah gnıbunun diğer
Islamcı gruplarla diyaloğunun
çok kötü olduğu belirtiliyor.
Gücünü daha çok kırsal ke-
simden alan grup, çeşitli vesile-
lerle bazı Islamcı-Kürt aydınla-
n dövdü. îslami faaliyetin yasal
siyasi partilerle yürütüleme>'ece-
ği görüşünde oian gnıp, Refah
Partisi aleyhine propagandala-
nyla da tanmıyor.
Görüştüğümüz Islanicı-Kün
kaynaldar, Hizbullah grubunun
esas olarak diğer Islamcı grup-
lan kendilerine tabi kılmak is-
tediklerini; doğan sorunlann gi-
derilmesi konusunda kimsenin
devreye giremediğini ifade edi-
yorlar.
Aynı kaynaklar, Iran'la ve
Lübnan'daki Hizbullah örgü-
tüyle sorun çıkmasından endişe
eden PKK'nın da Hizbullah ile
yaygın ve köklü bir çatışmaya
girmekten ürktüğünü iddia edi-
yorlar.
Tüm Îran yanlısı gruplar gibi
kurulu düzene karşı radikal gö-
rüşlere sahip oian Hizbullah ör-
gütünün şu ana kadar doğrudan
devleti hedef alan eylemleri yok.
Aksine PKK ile çatışan Hizbul-
lah yanhları hakkında ciddi bir
adli kovuştunna yapılmadığı id-
dia ediliyor.
Bir Islamcı Kürt, Hizbullah
örgütünü şöyle değerlendiriyor:
"3-5 ay direnebilirierse bölgede
önemli bir güç; devlet ve
PKK'nın dışında üçüncü bir
kamp olabilirler." Aym kişi, bu-
nun koşullannı da şöyle sıralı-
yor:
"Devletin müdahale etmeme-
ye devam etmesi, bu süre içinde
PKK'ya güç yetirebilmeleri ge-
rek. Bunnn için de lran'ın
PKK'nın kulagını çekmesi, Lüb-
nan'daki Hizbullah'ın işin içine
girmesi şart."
Adresi
(Baftarafı 1. Sayfada)
noktasında birbirleriyle ciddi bir
çekişme içindeler. Ancak bu
gruplann hiçbiri, örneğin Lüb-
nan Hizbullah örgütü kadar güç-
lü ve ülke çapında yaygın bir ör-
gütlenme ağına sahip değil.
Öte yandan, Iran-Irak savaşı-
nın bitmesi veardından Ayetullah
Humeyni'nin ölümüyle birlikte
tüm Islam dünyasında yaşanan
Îran takipçisi radikal çizgilerin
gerileyişi Türkiye'de de yaşanı-
yor. Birtakım gençlik ağırhkh
gruplann son bir yıl içinde tran'ı
eleştirmeyebaşladıklan biliniyor.
ARMAĞANFUARI NDA
20-31 ARALIK
EN
GÜZEL
ARMAGAN
KİTAPTIRHergün 11.00-20.00
FM Fuar Merkezi, Ortaklor Cad Mecidiyeköy
Tol: 16718 14 Y y