Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ARALIK 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/9
SERGİ
Başanr'dan 'Kaos'
• Kültür Servisi — Gulgün Başanr'ın "Kaos" başlıklı
resim sergisi Atatürk Kültür Merkezı'nde süruyor. Ay
sonuna dek izlenebilecek serginin ressamı Gulgun
Başanr, şöyle anlatıyor resim dilıni: "Resimde zamanı
ritim anlatır. Ritim hareket değil, dunyanın
görüntüsüdür. Ressamın ne formu ne konusu, ne soyut
ya da figüratif oluşu, ne tekniklerı, ne kullandığı
materyal, ne bağlı olduğu akım sanatın anlamını
açıklamaya yeter. Sadece ritim anlamdır ve bize bir şey
söyler. Ressamın formlannın soylediği şey aslında
formlann ritmiyle söylenir!' 1966 yılında Gazi Eğitim
Enstitüsü Resim Bölümü'nü bitiren Gulgun Başanr,
bugüne dek altı kişisel sergi açtı. Sanatçının yurtiçinde ve
dışında özel koleksiyonlarda yaptıları bulunuyor.
'Resim yapnıak yalnızlıkör'
• Kültiir Servisi — Ressam Ali Haydar Pektaş'm sergisi
Beyoğlu Belediye Sanat Galerisi'nde açıldı. Her yıl
Anadolu'nun çeşitli yörelerini dolaşıp resim yapan Ali
Haydar Pektaş'ın bu sergisinde suluboya, yağhboya ve
pastelle yapılmış eski yapılar, dar sokaklar ve diğer
resimleriyle birlikte Akdeniz sahillennden çeşitli
görüntüler yer alıyor. 196O'lı yıllardan bu yana resimle
uğraşan Ali Haydar Bektaş şunlan söylüyor resim için:
"Resim yapmak yalmzlık... Resim yapma bir anlamda
fantezi bir dünyaya kaçma, uçma isteğidir. Açıkhava
ressamının konusu ışıktır. Ben ışığın peşindeyim ve
Tann'mn ışığı herkesten önce ressamlar için yarattığına
inanıyorum. Doğa sadece bir görünüş değildir. Örtüsünü
ressam kaldırır ve renkleri, formlan sanatseverlere o
aktarır."
Urart'ta üç ressam
• Kültür Servisi — Istanbul Urart Sanat Galerisi'nde
çarşamba gününden itibaren üç sanatçının yapıtları
sergilenecek. Arzu Basaran, Murat Morova ve Yavuz
Tanyeli'nin yapıtlan, 14 ocak tarihine dek izlenebilecek.
Serginin amacı, bu uç sanatçının son yapıtlarını izleyiciye
göstermek. Başka bir deyişle, "uç isim, üç değişik tavır":
Arzu Başaran, "Eşit olmayan parçalara bölünen yüzeyde
tek bir biçim vardır. Bu biçim her bölumde ayn bir şekil
alıp hareketlenir, parçalanır, bölünür, dağılır ve birbirine
geçerek bir seri serüvene doğru gider" diyor. Murat
Morova ise "mistik kültürün izlerini taşıyan resimleri**
konusunda şöyle söylüyor: "Remz genel başlığı altında
sergilendiğim resimlerde 3 zaman boyutunu kapsayan,
birbirine yabancı gözüken formlardan oluşan "melez
nesne" sergileri uretiyorum" Tanyeli«ise son sergisindeki
resimlerin kendisini bir "görsel esığe" getırdiği kanısında;
"Bundan sonraki plastik macerayı hep birlikte heyecanla
izleyeceğiz. Portreler, peyzajlar ve figürler. Benim resim
geleceğimin ilk ürünleri" (Fotoğraf: Sergide yer alan
Murat Morova'nm bir yapıtı)
INTER-RELIGIOUS
LEADERSHIP SEMINAR
Forty full scholarshıps are being offered to qualified Turks
interested ın a specıal program of inter-religious dialogue
The purpose of the program ıs to promote understanding
and friendship among peoples of dıfferent relıgıons. (The
semınar ıs desıgned for PhD holders and those with
sıgnıficant admınıstratıve posıtlons)
The program ıs based in New York, and vvill last 40 days,
from Jan. 17 to Feb 25, 1992 It wıll include lectures,
tours and vanous special presentatıons If you are
interested and can attend for thıs whole perıod, please
apply with the fo)lowıng ınformation to the address belovv
Name, Title, Posrtion, Education, Mailıng Address,
Telephone, Fax Please wrıte a few paragraphs saying
how you envısıon ınter-religious dialogue contributıng to
worW peace. Please also enclose a picture of yourself.
Send your applıcation, no later than December 31, to:
P.K. 19, Bahanye, Kadıköy, istanbul, or fax it to istanbul
152-6788.
Oya Zaim Katoğlu'nun resimleri Benadam Sanat Galerisi'nde sergileniyor
Çağıran ve içîne çekenOya Katoğlu'nun resim
dünyası bizim dünyamız.
Hem gerçek hem düş
dünyamız. Bu resimlere
bakarken, onlarla sessizce
konuşmaya
başlayabilirsiniz. Çünkü
her resmin gerçeği, ona
bakanla kurduğu
diyalogda gizlidir.
FERİT EDGÜ
Doğayı olduğu gibi resmctmek iste-
yeh ressamlar vardır
Doğayı sorgulayan ressamlar var-
dır.
Doğayı yorumlayan ressamlar var-
dır.
Doğaya sırtını dönen ressamlar var-
dır.
Doğa: Dağlar, taşlar, denizler,
ağaçlar, gökler, buğday, gelincik,
gündöndü tarlalan...
Hayvanlar: Kediler, köpekler, sıpa-
lar, kuşlar...
Oya Katoğlu işte bunlann ressamı.
Ama yalnız bunlann değil.
Doğaya değen ınsan elinın yarattık-
lannın, evlenn, sokaklann, köpriile-
nn, hanlann hamamların ressamı.
Ve tabıı insanların: Sokakta bekle-
şen, dolaşan, otobüsleri dolduran,
ağaç dıplerine çömelen, evlenn pence-
relennden bakan ınsanlann
Oya, tüm bunlan resmederken, do-
ğavı ve dünyayı yorumlamıyor.
Sorgulamıyor.
Ama bu doğal ve mimari görünüm-
lere sırtını da dönmüyor.
Tam tersıne. merakla, sevgiyle, il-
giyle bakıyor bunlann tümüne.
Böylece hem gördüklerıni hem gör-
mek istediklerini resmedıyor.
Ya da bizlere göstermek istedikleri-
ni.
Her sabah gökleri boyayan Orhan
Veli gıbi.
Oya Katoğlu da her sabah,
evlen, sokaklan, ağaçlan, otobüsle-
ri boyuyor.
Resmin sorunsalı değil; resmetrnek.
gördüğünü ve görmek ıstediğini res-
metmek ilgilendınyor onu.
Renk renk insanlar.
Renk renk evler.
Renk renk sokaklar... Tüm bunlar
bir araya geldiğınde,
bir Oya Katoğlu mekânı oluşuyor.
PAZAR YORGLNLUĞU— Oya Katoğlu'nun Benadam'daki sergisinde yer alan yapıtlardan biri de "Pazar Yorgunlugu"
adını taşıyor. 100x70 santimetre boyutlarındaki yaglıboya tablo geçen >ıl gerçekleştirilmiş.
Sokak, köy. kasaba...
Ev ıçleri. avlular, camiler...
Eğer bir ressamın amacı kendine öz-
gü bir dünya yaratmaksa,
Ova Katoğlu bu kendine özgü dün-
yayı böylece gerçekleştiriyor.
Yıllaf önce, Bedri Rahmi, onun re-
simleri üzerine yazdığı yazının bir ye-
rinde şöyle diyordu:
"Oya deyince, benim aklıma Bursa
geliyor,
Bursa'yı ne turist gibi gezdim ne de
orada doğup büyümüşler gibi.
Çünkü Bursa yeriisi, bir semtin tadı-
nı çok iyi çıkartr.
Ama ondan ötesini boşlar.
Biz. ressam gözüyle kanş karış do-
laştık Bursa'yı.
Ama seve seve açıklamak isterim.
Ben, asıl Oya'nın resimlerinde sev-
dim Bursa'yı.
Yalnız övülen bir sanatçıyı değil.
onu öven sanatçıyı da yücelten söz-
cüklerdır bunlar.
Eğer Bedn Rahmı yıllarca önce
Bursa'yı
Oya'nın resımlennde keşfettiyse,
bunda şaşılacak ne var?
Bir kentı, doğanın bir parçasını, bir
ışıgı ya da gölgeyı bize keşfettıren
ressamlar değil mıdır?
Kastamonu, Tophane kahvelerinı,
Anadolu kılımlennı. Kandilh
yazlannı, Karadenız uşaklannı,
renkleri, motıfleri, havalanyja
Bedri Rahmi'nin resimlerinde bul-
mamış mıydık?
Oya Katoğlu'nun resimlerinde, res-
samın baktığı, gördüğü, görmek
istediği, düşlediği bir dünya ile karşı
karşıyasınız.
Bu resimlerde otobüslerin birine bi-
nerek yolculuğa çıkabılir,
mavı ya da san badanalı evlerden
birınde konaklayabilir,
hamamında terleyebilir,
köprüsünden geçebilir,
yağmurunda ıslanabilir, kannda tit-
reyebılır,
ışığında derin bir soluk alabılirsiniz.
Çünkü onun resim dünyası bizim
dunyamızdır.
Hem gerçek hem düş dünyamız.
Burnumuzun dibinde değilse de gö-
zümüzün önündedır bu dünya.
Siz bu resimlere bakarken. bu re-
sımdeki insanlar da renk renk. sizlere
bakıyor Onlarla sessizce konruşmaya
başlayabılırsinız.
Çünkü her resmin gerçeği,
ona bakanla kurduğu diyalogda
gızlıdır.
Oya Katoğlu'nun ınsanlarının, ev-
lerinin. doğasının hıçbır gizı yok,
apaçık konuşacaktır sizınle.
Tüm resımsel gerçekliklerıni hiçbır
oyuna başvurmadan. açık, yalın
olarak sunmaktadır gözlerımıze
Bu da bir renk ve biçim şölenidir. Sı-
zı çağıran. ıçine çeken. sız ıstesenız de
istemeseniz de kendılerini sıze sevdi-
ren resimler. .
Oya Zaım Katoğlu resim sergisi / 21 Aralık
1991- 31 Ocak 1992 ' Benadam Sanaı Cale-
rısı / Tek 346 97 14
Yunus Tonkuş'un heykel sergisi Ortaköy'de Arkeon Sanat Galerisi'nde
Kültürler arasında bir gezgin„ ! ••"â NALANMANYASLI ?™îîi
n
?^' _«™?!.
r
_
1
f_
rd
.
e
.
n şa
.
d
.
lk
!f^Yunus
Tonkuş'un
"Kontrbas"
heykeli,
Amsterdam'da
yaşadığı
günlerin, o
çok seydiği
müziğin bir
anısı. Tonkuş,
yapıtlarında,
duyduğu,
gördüğü,
bildiği,
yaşadığı
şeylerin izini
süriiyor. 24
yaşında
Almanya'ya
giden Tonkuş,
"Artık en ileri
ülkelerde de,
en geri
ülkelerde de
yaşayabileceği-
mi biliyorum
diyor.
NALAN MANYASLI
Latin Amerika seramiğı.
Afrıka totemleri, Anadolu
ıdollerinın sırrı. Bu değişik
ülke kültürlerinin özgun örgü-
leri. "Evrensel bir gezgin sa-
natçı" olan Yunus Tonkuş'un
heykellerinde butünleşmış
olarak Arkeon Sanat Galensi
ızleyıcıleriyle buluşu>orlar
Vunus Tonkuş'u evrensel/
gezgin olarak tanımladık.
çunkü 1978'den bu yana Al-
manya'nın Stutgart kentinde
süren yaşamı, Parıs, Berlin,
Amsterdan. Roma'ya da taş-
mış zaman zaman. Bu kent ve
sınavlannda. semınerlerden
tanıdığı çoğu arkadaşının re-
sim sınavlanna gırmesi nede-
nıyle ve onlan elemernek ıçın
kendisı de resimle ılgilendiğı
halde seramıği seçmiş. Okul
dönemınde heykele de ilgı
duymuş. Seramik bılgısinin
heykel >apmasına yardımcı
olacağını düşünmüş, ama ış
pratığe gelince bunun müm-
kün olmadığını görmüş.
Heykel üzerine eğitim almak
üzere 1978de bir sırt çantası
ile Almanya'ya gıtmiş.
Kar temızleyicıliği ve işçılik
yaptığı bu dönemlerde birçok
şadıklan'ndan izler sergılı-
>or. "Çünkü" diyor sanatçı.
"ben kendim îçin heykel >apı-
>orum, doğal olarak da duydu-
ğum, gördüğiim, bildiğim ve
yaşadığım şeylerin izlerini su-
nuyorum yapıtlarımda. Bakın
bu "Kontrabas" benim
Amsterdam'da yaşadığım gün-
lerin o çok se>diğim müziğin
bir anısıdır. Burada kontraba-
sı, aletin kendi formunu kulla-
narak. kendimce değiştirerek,
küplere geçirip kırarak, tekrar
tellerine takarak oluşturdum.
Tabii bunu yaparken plastiğin
şürselliğinden >e o müzik aleti-
mış zaman zaman. Bu kent ve ğu'rbe"tçı gibi parasız kalmış. nin form ile ilişkisinden de
aıt oldukları ulkelerın kültür- A t u a y s o n r a Stutgart Güzel yararlandım. Kendinizden
len de yapıtlarına yansıyor Sanatlar Fakültesı Heykel Bö-
doğal olarak. Bunun nasıl ve ı ü m ü ' n e ginniş ve 1985'teki
ne olçude olduğunu belırtme- mezunıyetine dek öğrencilık,
den once Vunus Tonkuş kım. i ş ç i l i k v e heykeltıraşhğı birlik-
ûğretmenhktenseramığe.ora- t e
götürmüş. 1986'da aynı
s z n a l
okula öğretim üyesi olduğun-dan hevkele uzanan
yaşamı. Almanya da sanatçı d a heykeltıraşhğa daha fazla
olmanın getırdıklerı ve gotür- ,'."=• ~
dükleri üzerine kısa bır not
düşelım.
1954 doğumlu Yunus Ton-
kuş, Öğretmen Okulu'nun son
sınıfında iken o dönemde son
sınıf öğrencılerine verilen se-
minerleri ızleyerek mezun
olmuş. Zonguldak Ereğli'de
bır yıl oğretmenlık yapmış. Bu
arada İstanbul Tatbiki Güzel
Sanatlar Akademisi'nin giriş
vveıg Teknik Ünıversitesi
Mımarlık Bölümü'nde süren
öğretim üyeliğınden ise geçen
ağustos ayında istıfa etmiş.
Nedeni: Bundan sonra tüm
zamanı m ve enerjisini yalnız
heykele ayırabılmek.
Yunus Tonkuş, Arkeon Sa-
nat Galerisi'nin ıki katına
yaydığı yapıtlannda "son ya-
YILBAŞINDA "MUHTEŞEM KISMET"
İVILLA(Ataköy'de)
Yarım Bileriere: 2 adet uç yatak odah daire
Çeyrek Biletlere: 4 adet bir yatak odalı daire
2.500.000 kişiye toplam 482 milyar!..
M Butterfiy adlı oyun htanbulŞehir Tıyatroları'nda
Kadın sandı, erkek çıktı
Ali Taygun'un çevirip yönettiği oyunda
Fransız diplomatı, Cüneyt Türel oynayacak.
Diplomatın 20 yıl boyunca kadın sandığı,
ama sonunda erkek çıkan Çinli opera
sanatçısını ise Salih Sarıkaya canlandıracak.
1988'de ABD'de birçok ödül kazanan oyun,
Çin'de başlayıp Fransa'da bir cezaevinde
sonaeriyor.
MİLLİ PİyAMGO
tSTANBUL (AA) — Çin'de
başlayıp Fransa'da bir cezaevin-
de sona eren bir oykuyü canlan-
dıran "M. Butterfiy" adlı oyun
28 ocakta İstanbul Şehir Tiyat-
rolan'nda sergilenmeye başlaya-
cak.
"M. Butterfiy" adlı oyunu
çeviren ve yöneten Ali Taygun
oyunun 1988 yılında New Yok'-
ta sahnelendiğini ve o yıl Ame-
rika'daki tum ödülleri
topladığını belırterek "'M. But-
terfiy, bizde çok geniş bir kitle-
yi toplayacak. Çünkü berkes
yaşanundan bir şeyler bulacak
oyunda" dedı.
Madam Butterfiy operasına
göndermelerle bezenen oyunda
Fransız diplomat Rene Galli-
mard'ı Cüneyt Türel, 20 yıl bo-
yunca Gallimard tarafından
kadın sanılan Çinli opera sanat-
çısını ise Salih Sankaya canlan-
dınyor. Daha önce hiç kadın
rolünde sahneye çıkmadığını
söyleyen Salih Sankaya, bir er-
keğin kadını kadın gibi canlan-
dırmasının çok güç olduğunu
belirtti Sankaya, "Bir travesti-
yi oynamak çok kolay, ama ka-
dını oynamak tahminimden de
zormuş. Çünkü kadının kendi-
ne özgü dogası ve ince bir ruh
yapısı var. Erkek kadının hissel-
tiklerini hissedemiyor" diye ko-
nuştu.
Oyunun yazarı Çin asıllı bir
Amerikalı David Henry
Hwang. Yazar, New York Ti-
mes gazetesınde yer alan kısa bir
haber üzerine bu oyunu yazmış.
Haberde sabık bir Fransız dip-
lomatıyla Çinli bir opera sanat-
çısının Çin hesabına casusluk
yapmaktan altışar yıl hapse
mahkûm edildikleri ve iki gün
süren duruşmada yeni bir aşk
ilişkisi ve cinsel kimlik uzerin-
de dunılduğu anlatılıyor. Habe-
re göre Fransız'ın âşık olduğu,
20 yıl boyunca birlikte yaşadığı
ve ondan çocuğu olduğuna
inandığı Çinli opera sanatçısı bir
erkek. Fransız diplomat da bu
erkeğe bilgi sızdırmakla suçlanı-
yor.
Ali Taygun tarafından sahne-
ye konan "M. Butterfiy" adlı
oyunun koregrafisini ise Çinli
dansçı Xing Hong yapıyor. 28
ocakta perdelerini açacak olan
oyunda TUrel ve Sankaya'nın
yanı sıra Atacan Arseven, Ber-
rin Koper, Bilge Zobu, Kerem
Yılmazer, Bestem Türen, Kaan
Girgin, Humay Guldağ, Aydan
Burhan, Mahperi Mertoğlu,
Uğur Taşdemir, Açelya Akko-
yun, Özgür Kemertaş, Zija
Azazi, Altın Naska, Mikael
Vihdi rol alıyor.
bir
şey yapmazsanız, arkası da
gelmez zaten. Doamlılığı ol-
maz, samimi olmaz. Bu da
hissedilir."
Stuttgart ve tstanbul'da bi-
rer atölyesi olan Yunus Ton-
kuş, taş ve bronzla oluşturdu-
ğu yapıtlarında küçük
boyutlu. dıkey çah^maların
yanında, daha büyük boyutlu.
kendınce dengelı hey kellere de
yer veriyor. Bu sergisini de
tüm çahşmalannın bır sentezı
olarak yorumluyor sanatçı:
"Heykellerim yıllar boyunca
küp şeklinde uzadı, kare oldu,
soyuta uzandı. Bu arada degiş-
meyen tek şey. insan-doğa iliş-
kilerini konu almam oldu. Bu
sergideki çalışmalarımda da
Latin Amerika seramiğinden,
Afrika totemlerine, Anadolu
idollerinden Mısır sanatınıngi-
zemlerine uzanan bir anlayışın
karışımı var. Aradığım belki de
Mısır sanatını binlerce yıldır
yaşatan o incelik ve sadelik al-
tındaki dinamizm. asil çizgiler.
Bunun matematik izahı miim-
kün değil tabii, ama bunu hisse-
debilmek ve sunabilmek..
özelikle bu sergide >aptığım
da bu."
Yunus Tonkuş'un bu evren-
sel kultüru özümsemesı.
Almanya'da heykelin teknıği-
nı öğrenmesı ile başlayan,
Roma'da mermeri keşfetmesı
ile süren, Pans'teki sanat orta-
mı ile olgunlaşan ve örneğin
Amsterdam'da tanık olduğu
bir müzik olayının "Kontra-
bas" gibi bır çalışma ile örnek-
lendiğı bir dızi serüvene
dayanıyor.
Kendısını "sanatçı" olarak
niteledığını de belirten Ton-
kuş, "Ama tabii ki Türk oldu-
gumu, Anadohı iBsan oMugıınıu
da hiç unutınuvuıunı. 'tapıtla-
rımda \nadolu motiflerini
çağdaş düzeyde kullamyorum,
yoksa bir kilim motifi kullan-
mıyorum tabii" dıyerek sozle-
nni bıtiriyor
Yunus Tonkuş heykel sergisi/-
Arkeon Sanat Galensi / 19 Aralık
1991-18 Ocak 1992 / Tel: 159 9257
Küçük
Zeynep'in
haşarısı
• BURSA (AA) — Bursa
özel lnal Ertekin tlkokulu
4. sınıf öğrencisi Zeynep
Onart, ilkokullar arasında
duzenlenen "Barış bizimle
başlar" konulu resim
yanşmasında birinci oldu.
Onart'a birincilik
kazandıran resimde, buyuk
bir dunya ve dunya içinde
el ele vermiş değişik renk
ve ırktan çocuklann barış
amblemi etrafında
oluşturduklan mutluluk
tablosunun işlendiğı
bildirildi. Zeynep Onart,
yapıtıyla Newyork'ta mart
ayında BM'lere üye
ülkelerden çocuklann
katıldığı yarışmada
Türkiye'vi temsil edecek.
John Keats'ın
kitabına rekor
fiyat
• Dış Haberler Servisi
(tÜHA) — Ünlü tngiliz
şair John Keats'ın 1817
yılında basılan bir şiir
kitabı, Londra'da bir
markette 54 dolara
satılırken bir müzayede
sonucu 16 bin 830 dolara
alıcı buldu. USA Today
gazetesinde yer alan
haberde, Oxfordlu
kitapçılann, şiirleri ince bir
cilt olarak satın aldıklan
belirtildi. Kitabı alan kişi,
kitabın yazan yaşarken
basılmış olmasına karşın bu
denli değerli olduğunu
tahmin etmediğini belirtti.
Ünlü Ingiliz şair John
Keats 1821 yüında 25
yaşındayken Roma'da
tüberküloz hastalığmdan
ölmüştu.
Resim
yan^ması
• SAMSUN (Cumhuriyet
Bürosu) — Samsun Valiliği
Çevre Koruma Vakfı
Baskanlığı, çevreyi
koruyucu ve çevre
sorunlannı yansıtan yaratıcı
çalışmaları desteklemek,
değerlendirmek ve
sergilemek amacıyla odüllü
bir resim yanşması
düzenledi. Siyah-Beyaz ve
renkli baskı dallannda
duzenlenen yarışmaya son
başvuru tarihi 15 Mayıs
1992 olarak belirlendi.
Yarışmaya katılanlar
eserlertni Samsun Devkt -, r
Güzel Sanatlar Galerisi'
Mudurluğü'ne teslim
edecekler.
MGSIVTde talk
show
• Kültür Servisi — "Stand
up comedy" ya da
talkshovt" olarak
adlandınlan gösterilere 4
ocaktan itibaren Müjdat
Gezen Sanat Merkezi'nde
de başlanacak. "Ana" dizi
ekibindeki Mehmet Beyazıt,
Evin Esen ve Fatih
Yıldız'dan oluşan toplulukta
müzisyen ve oyuncu olarak
Nazlı Tosunoğlu klavyeli
çalgılarda da Levent GülsOn
yer alıyor. Fatih Yüdız'ın
yazıp yönettiği show,
"Politikacı ve sanatçı
taklitlerinden" öteye gitmeyi
amaçlıyor.
BUGÜN ~
• Dta gösterisi İstanbul
Fotoğraf Kulübu'nun
duzenlediği Anadolu'yu
Geziyoruz başlıklı gösteriler
kapsamında saat 19.00'da
Otomobil-Iş Ruhi Su
Kültür Salonu'nda Faruk
Akbaş'm Bolu Yedigöller,
Mudurnu, Göynük ve
Kıbnsçık fotoğraflanndan
oluşan dia gösterisi
izlenebilecek. (3476297)
• Dobra Dobra Faruk
Şüyun saat 16.00'da Taksim
Ataturk Kitaplığı'nda
Zeliha Berksoy ile dobra
dobra söyleşecek. (1490945)
• Sanatçı Gözüyle Rıfat
llgaz Rıfat Ilgaz adına
duzenlenen karikatur, resim
ve kitap sergisinin açılışı
saat 18.00'de The Marmara
Oteli Tiyat Ticaret
Merkezi'nde.
bugün
bilsak
24 ARALIK S A L I :
19.00 Dia Gosterisi:
"Yaklaş"
Hczarfen
Hadıyc CANGOKÇE
Ccnı ÇETİN
Seramik Çalışmaları
KadriycE/.cl AÖAOĞLU
14 oo-r no
Latince Çalışmalar
Salı-Pcrşcmbc
19.30-21."50
bilsak, sırasclvılcr c.ıd ,
soğanrı <.ok 7 rıh.ıngır
14 i 28 7')-^)