11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 24 ARALIK 1991 ÖZGÜRCE TURKER ALKAN Ceza Yasası'mn Gerisine Düşen Kültür Bakanlığı Hidroelektrik santrallarmın yapımını yasaklayan bir enerji bakanı olur mu? Ordunun silahlanmasına karşı çı- kan bir milli savunma bakanına ne demeli? Ya da gemi- lere düşrnan bir ulaştırma bakanı? Bütün bunlar çok saçma gözükür de kitaplara düşman kültür bakanları nedense çok normalmiş gibi algılanır. Bu ülkede yıllardır kitapları hapseden kültür bakanları görüldü. Bunlardan bir tanesi. Namık Kemal Zeybek, gar- diyanlık görevindeki başarısından dolayı şimdilerde Baş- bakanlık Baş Danışmanlığı'na terfien atanmış bulunuyor. Hem de "büyükelçi" payesi ile. Nedir kitabı hapsetmek? insanın düşüncesini, düşgü- cünü, eleştiri yeteneğini, demokrasınin bizzat kendısmı kilitleyip rafa kaldırmak değil midir? Bakanlığı sırasında bu uygulamaları sürdüren bir kişi- den Sayın Demirel ne gibi yararlı tavsiyeler alacak dersi- niz? Bu kitapların Demirel'in "ikinciMC" hükümeti döne- minde yasaklandığını anımsayacak olursak, belki de şaş- kınlığımız azalır. Bugün bugündür, yarın da yarın olabilir, değil mi? Yasaklanan o bahtsız kitaplardan birisi de benim "Si- yasal Toplumsallaşma" adlı araştırmamdı. Doçentlik tez çalışmam olan bu araştırmamı basılması için kültür Ba- kanlığı'na vermiştim. O sırada yayın komisyonundaki üye- lerden birisi olan Mete Tunçay, çalışmam içın, "Fena de- ğil, ama çok fazla ' Müteveffa141ve142'nci maddeler sosyal sınıfların varlığını kabul ediyordu, sadece bu sınıflardan birinin diğerj üzerinde diktatöriûk kurmasını yasaklıyordu. Ceza Yasası'nın bile kabul ettiği bir şeyi, siz bilim adamına nasıl yasaklarsınız? Hem de kültür adına! Kemalist, düzen yanlısı" diye eleştiri getirmişti. Korkarım haklıydı da. Kültür Bakanlığı tarafından benim ki- tabımı yasaklamak için atandığı anlaşı- lan (ve adını hiç duy- madığım, anımsaya- madığım) uzman ki- şinin raporunda ise benim "Atatürkçülü- ğe aykırı" şeyler yaz- dığım ileri sürülmüş. "Ah"öed\rr\ bunu duyunca, "seninle Mete Tunçay'ı aynı çuvala koyalım da bir gör gününü!" Bizim memlekette olan işlere bakıp bakıp şaşmamak elde değil. Kültür Bakanlığı kitabımı "gizlice" yasakladığı için (Çün- kü bana hiçbir zaman resmen bir şey bildirilmedi), yasak- layış nedenlerini resmen öğrenemedim. Doğrusu çok da merak etmedim. Ne tür saçmalıklarla uğraştıklarını nasıl olsa çok iyi biliyordum. Kitabım hakkındakı korkunç iddiaları, geçenierde beni telefonla arayan (Şimdi Kültür Bakanlığı'nda görevli) Ha- san Bülent Kahraman'dan ve Milliyet'teki sütununda ko- nuya yer veren Melih Aşık'tan oğrendim. Meğerse benim büyük günahlarımdan birisi, kitabım- da "sosyal sınıf kavramına" yer vermemmiş! Heyt bre! Kültür Bakanlığı'nın kültür düzeyine bak da hizaya gel! Oemek ki bir kitapta sosyal sınıftan söz etmek yasak, günah, yasalara aykırı, bilime aykırı bir cinayet gi- rişimi oluyor, öyle mi? Beyler, uyanın. "Sosyal sınıf kavramı, yalnız Marx'ın ve Marksistlerin kullandığı bir kavram değildir. Nitekim, benim o çalışmamdaki "sosyal sınıf' referanslarının hep- si de Amerikan kökenli araştırmalardan alınmıştır. "Sos- yal sınıf', artık toplumsal bılimlerde genel kabul gören te- mel kavramlardan birisidir. Kendinizi gülünç duruma dü- şürdüğünüze yanmıyorum, ama bu Nazi Almanyası'ndan kalmadüşünce ve kültür kıtlığı ile bütün Türkiye'yi küçük düşürüyorsunuz ki işte buna hıç mı hiç hakkınız yok. Sizin kuyuya attığınız taşı, zaman geliyor elli tane Türki- ye'yi Tanıtma Vakfı kursak, gene çıkaramıyoruz. Son bir söz: Bizim yasaların koruma altına aldığı ve ta- nıdığı ender bilimsel kavramlardan bırisınin "sosyal sınıf' deyimi olduğunu hıç düşündünüz rrıü? Müteveffa 141 ve 142'nci maddeler sosyal sınıfların varlığını kabul ediyor- du, sadece bu sınıflardan birinin diğeri üzerinde diktatör- lük kurmasını yasaklıyordu. Ceza Yasası'nın bile kabul ettiği bir şeyi, siz bilim ada- mına nasıl yasaklarsınız? Hem de kültür adına! Ecevit, Basın Konseyi üyesi İSTANBUL/ANKARA (UBA) — I Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Bülent Ecevit Basın Konseyi'ne üye oldu. Ecevit, Basın Konseyi üyesi olarak TRT'nin yayınları ; nedeniyle Basın Konseyi'ne başvurabileceğini de belirtti. Basın Konseyi Genel Sekreteri gazeteci-yazar Halûk Şahin'den edinilen bilgiye göre 1555 numarah üye olarak kaydedilen DSP Genel Başkanı ve sarı basın karth Bülent Ecevit resmi başvurusunu yaptı. Halûk Şahin, Basın Konseyi'nin çalışmalannı düzenleyen yasal prosedür gereğince Ecevit'in üye olduğunu, temsilciler kurulu ile Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyeliğine de aday olarak seçilme hakkı kazandığını söyledi. Mezarcı hakkında soruşturma • ANKARA (AA) — Refah Partisi İstanbul Milletvekili Hasan Mezarcı hakkında "Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun" çerçevesinde soruşturma açıldı. Ankara Basın Savcılığı, Hasan Mezarcı'nın, Atatürk'ün yargılanması gerektiği yolundaki sözleri nedeniyle soruşturma başlattı. Yetkililer, savcılığm, Mezarcı'nın sözlerinin gazetelerde yer alması üzerine resen soruşturma başlattığını beİirtti. Şeınsi Denizer mahkûm oldu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer, ANAP'h eski Devlet Bakanı Cemil Çiçek'e hakaretten mahkûm oldu. Zonguldak'taki maden işçilerinin grevi sırasında Cemil Çiçek'i yalancılıkla suçlayan Denizer hakkında dava açılmıştı. Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Denizer'in, Çiçek'e yönelik "Çiçek yalancı, güven vermeyen bir insan, onu adamdan saymıyorum" şeklindeki sözlerinde hakaret unsunı buldu. Mahkeme, Denizer'i, TCK'nın 482/son maddesi uyannca önce 4 ay 2 gün hapis, 2 milyon 722 bin 221 lira ağır para cezasına çarptırdı. Denizer'in cezası daha sonra 3 milyon 332 bin 221 lira ağır para cezasına dönüştürüldü, ardından da tecil edildi. Ktirt enstitüsti kıırııluvor • tç Politika Servisi — Yukarı Mezopotamya Kültür Merkezi tarafından yapılan açıklamada bir Kurt enstitüsü kurulacağı, bu amaçla bir girişim komisyonu oluşturulduğu belirtildi. Kürt kültür, sanat ve bilim çalışmalannın merkezileşmesi amacıyla kurulması düşünülen enstitunün girişim komisyonunda şu isimler bulunuyor: Dr. İsmail Beşikçi (başkan), Fegi Hüseyin Sağruç (dilbilimci), Dr. Cemşid Bender (tarihçi), A. Rahman Dürre (şair), Musa Anter (dilbilimci-yazar), Süleyman Imamoğlu (din hocası), Yaşar Kaya (ekonomist), Talat tnanç (dilbilimci), Ibrahim GUnbUz (kimya mühendisi). TBMM'de 'ekonomi', ( dışpolitika've 'güvenlik' konulan tartışılacak Hükümet 'ekranldan kaçtıMeclis'teki görüşmelerin TV'den naklen yayını Başbakan Dernirel'in isteği üzerine iptal edildi. Demirerin, 'Üç gün üst üste naklen yayının vatandaşlar için sıkıcı olacağını' düşündüğü ifade edildi. Görüşmeler TV'de banttan yayımlanacak. Bugün 'ekonomi' tartışılacak. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — TBMM'de "Ekonomi", "Dış Politika" ve "Güvenlik" konularında yapılacak genel gö- rüşmelerin televizyondan naklen yayımlanmasından, Başbakan Süleyman Demirel'in isteği üze- rine vazgeçüdi. Bugün başlayacak olan genel görüşmelerin naklen yayını için tüm hazırlıkların tamamlanma- sına karşın, dün öğleden sonra "üç gün üst üste naklen yayının vatandaşlar için sıkıcı olacağı" gerekçesiyle "banttan yayın" ka- rarı alındı. Genel görüşmeler, her gün 21.00-22.00 saatleri ara- sında banttan yayımlanacak. Demirel'in isteği üzerine ya- yından vazgeçildiği belirtilirken, asıl gerekçenin "TBMM'de ge- nel görüşmeler sırasında meyda- na gelebilecek bazı tartışmala- nn, yemin törenindeki olayda olduğu gibi vatandaşlara yansı- tılmak istenmemesi" olduğu kaydedi'iyor. "Partilerin ekran sınavı" ola- rak nitelenen genel görüşmele- rin naklen yayınının gerçekleş- memesi, bu konuya verilen öne- mi de etkiledi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, genel görüşmelerin naklen yayımlana- cağı düşüncesiyle genel göruşme için günler öncesinden hazırlık- lara başlamıştı. HEP kökenli milletvekilleri de "Güvenlik" il« ilgili genel görüşmede söz alabil- mek için yanşa girmişlerdi. "Ekonomi" ile ilgili genel go- rüşme bugün yapılacak. Bu ge- nel görüşmede DYP adına Ay- dın milletvekili Tunç Bilget, SHP adına İstanbul milletveki- li Algan Hacaloglu, ANAP adı- na da eski bakanlardan Ekrem Pakdemirli konuşacak. Hukü- met adına eleştirileri yanıtlaya- cak olan Devlet Bakanı Tansu Çiller'in, konuşmasının önemli bir bölumunü zamlar konusuna ayırması bekleniyor. Tansu Çiller tarafından hazır- PKK militanlan Solhan'da yol kestiBingöl'Un Solhan ilçesi kırsal kesiminde güvenlik güçleriyle girdikleri çatışma sonucu ölen 5 PKK militanının ikisinin Kulp ilçesi Sivrice köyüne kayıtlı karı koca olması nedeniyle Kulp'ta yaşanan cenaze gerginliği sürüyor. Iki militanın cenazesini almak için Solhan'a gitmek isteyen 3 bini aşkın kişi uzun süre Kulp çıkışında güvenlik güçlerince bekletildi. Sonuçta komando birlikleri tarafından önceki akşam didik didik aranıp yola devam etmelerine izin verilen yumaşlar bir kilometre sonra yeni bir çevirme ile karşılaştılar. Bu kez kendilerine kimlik sorup üzerlerini arayanlar PKK militanlarıydı. Bölgenin denetimleri altında olduğunu iddia eden PKK militanlan propaganda yaptıktan sonra cenaze konvoyunun yoluna devam etmesine izin verdiler. Bu arada öldürülen PKK militanlanndan üçünun cenazesi yakınlarına teslim edildi. Halkın cenazelerle birlikte Kulp'a girmek istemesi olaylara neden oldu. llçe merkezinde yaklaşık bin kişilik bir grup, güvenlik güçlerinin engellemesini protesto etti. Taş ve sopalarla komando taburuna yürüyen grup Kürtçe sloganlar attı. Silvan'da orta dereceli okul öğrencileri dersleri boykot ederek yürüyüş yaptılar. Yurüyüş sırasında güvenlik güçleriyle göstericiler arasında çıkan çatışmada kimliği belirlenemeyen bir kişi yaralandı. Diyarbakır'ın Kulp ve Mardin'in Kızıltepe ilçelerinde kepenkler dün açılmadı. Öte yandan Bingöl'de 11 PKK militanının ölü ele geçtiği bildirildi. (Fotoğraf: ERGÜN AKSOY) lanan ve DYP ile SHP grup baş- kanvekillerinin de imzalarını ta- şıyan "Ekonomi" genel görüş- me önergesinde, Türk ekonomi- sinin genel tablosunun ciddi so- runlar sergilediği belirtiliyor. önergede, milli gelirin, reel bü- yüme durmasına ve ithalatın ya- vaşlamasına karşın cari işlemler dengesinin hibeler dışında bir milyar doların ustünde açık ve- receği kaydediliyor. Kronikleşmiş yüksek enflas- yonunun en önde gelen nedeni- nin kamu borçlanma gereğinde- ki artış olduğu ifade edilen ge- nel göruşme önergesinde, Hazi- ne*nin nakit açığının yıl sonun- da 72.3 trilyona ulaşacağı bildi- riliyor. Kamu kesimi iç ve dış borç stoğunun 463 trilyonu aştığı be- lirtilen önergede, mali ve ekono- mik güçlüklerin çozümlenebil- mesi için "acil ve kapsamlı" ön- lemlerin alınmasının zonınlu ol- duğu, hükümetin "bir stabili- zasyon paketi"ni oluşturması gereğine dikkat cekilivor. "Dış Politika" konulu ikinci genel göruşme de yarın gerçek- leştirilecek. Gruplar adına DYP Samsun Milletvekili trfan De- miralp, SHP İstanbul milletve- killeri Ercan Karakaş ve İsmail Cem ile ANAP adına Bitlis Mil- letvekili ve eski Devlet Bakanı Kâmran İnan söz alacak. Perşembe gunü yapılacak "Güvenlik" konulu genel görüş- mede ağırlıklı olarak "Güneydo- gu ve Kürt Sonınu" tartışılacak. Guneydoğu sorununun çözü- müne iüşkin önerilerin de orta- ya çıkması beklenen bu genel görüşmede DYP Bursa Milletve- kili Mehmet Gaziofln, SHP grubu adına Grup Başkanveki- li Aydın Güven Gürkan, ANAP adına Genel Başkan Mesut Yıl- maz konuşacak. Açık oturum öte yandan pazar günü TRT'de yapılacak açık oturum- da liderler hükümetin sorunla- rını tartışacaklar. Ekonomi, dış politika ve terör başta olmak üzere iç ve dış gelişmelerin de- ğerlendirileceği açık oturumda Başbakan Süleyman Demirel, SHP lideri ve Başbakan Yardım- cısı Erdal lnönü, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile RP li- deri Necmettin Erbakan ve DSP lideri Bülent Ecevit söz alacak- lar. Açık oturum TVl'de saat 21.00'de yayımlanacak. Melike Demirağ ve Şanar Yurdatapan 11 yıl sonra Alman pasaportuyla Türkiye'ye dönüyor 4 Ülkeıııîzde turîst olıııak çok acı' Sinema sanatçısı ve şarkıcı Melike Demirağ ve müzisyen Şanar Yurdatapan, 1980 eylülünde terk ettikleri Türkiye'ye 12yaşındaki kızlanyla bugün dönüyorlar. Haklarında hiçbir mahkûmiyet kararı bulunmayan sanatçı çift, Türk vatandaşlığından çıkarıldıkları için Alman vatandaşı olmuşlardı. DİLEK ZAPTÇIOĞLU ~ BERÜN - 1980 - denben Al- man) a'da vaşayan Melike De- mirağ \e Şanar Yurdatapan'ın on bir yıllık memleket özlemı bugün saat 17.15"te sona enyor. Demirağ \e Yurdatapan. on iki >aşındakı kızlanyla birlikte Lufthansa'ya aıt bir uçakla bu- gün öğleden sonra tstanbul Atatürk Havalımanf na inecek- ler. Yarın sabah Basın Müzesi'- nde "yurttaşlık hakkı" üzerinde duracakları bir basın toplantısı düzenleyecek olan Yurdata- pan-Demirağ çifti, perşembe akşamı sanatçı dostları ile has- ret gıderecekler. Müzisven Şanar Yurdatapan. 2 Eylül 1980'de, eşi sinema sa- natçısı ve şarkıcı Melike Demi- rağ ise 19 E\lül 1980'de Tür- kiye'yi terk ederek Almanya'ya gelınişlerdı. Şanar Yurdatapan. Atatürk Havalimanı'nda dost- ları tarafından karşılanacakla- nnı \e emniyete götürülmeleri için hiçbir neden bulunmadığını belirttikten sonra şu anki huku- ki durumları üzerine şunları söyledi: "Hakkımızda 140. madde kalkmadan önce açılıp sonuçlan- mış tek bir da\a var. Bu dava gecen yılın aralık ayında lehimi- ze, beraatle sonuçlanmış. Sonuç- lanmış diyorum. çiinkii mahke- me kararı bize tebiiğ edilmedi ie biz kararı avukatımız Halit Çe- lenk aracılığıyla edindik. öte yandan sa\cılık tarafından bize 9 adet tahdit koyulmuş. Bunların 4'ü da\avla ilgili olduğu için diiş- müş bulunuyor. Diğer 5 tahdit duruvor. Savcılık bunları kendi- 1980 yılından beri Almanya'da >«şayan Melike Demirağ ve Şanar Yurdatapan yann Basın Muzesi'nde bir basın toplantısı düzenleyecekler. ARKADAŞ SÖZ VE MÜZtK: ŞANAR YURDATAPAN Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş Bir bakarsın volkan olmuş yanmışsm arkadaş Dolduramaz boşluğunu ne ana ne kardaş Bu en güzel en sıcak duygudur arkadaş (Konuşma) "Evet arkadaş, kim olduğumu, ne olduğumu, nerden gelip nereye gittiğimi sen öğrettin bana. Elimden tutup karânhktan aydınlığa sen çıkardın. Bana yürümeyi öğrettin yeniden, el ele ve daima ileriye... Bir gün, bir gün birbirimizden ayrı düşsek bile Biliyorum, hiçbir zaman ayn değil yollarımız. Ve aynı yolda yürüdükçe gün gelir ellerimiz yine dostça birleşir, aynlsak bile kopamayız..:' Ortak olmak her sevince, her derde kedere Ve yüriımek ömür boyu beraberce el ele Olmasm hiç o taa içten gülen gözlerde yaş Yollanmız ayrılsa bile seninle arkadaş... 1974, İstanbul liğinden ortadan kaldırmıvor. tl- niyle yurtdışına çıkıslannın en- le kendimizin uğraşması gereki- gellenebileceğinL, ama Alman va- yor". tandaşı olduklan için eğer öyle Yurdatapan "bu tabditler nede- bir sorun çıkanlırsa baklannm artık Türkrye'deki Alman konso- losluğunca temsil edileceğini" söyledi. Demirağ ve Yurdata- pan. on yıl boyunca yurttaşlık hakkının çıkmasını bekledikle- rini, 17 Eylül 1990"da yurttaşlık haklarına kavuşmak ümitlerini kestiklennı, aynı gün oturup Türkiye'ye dönmeye karar ver- diklerinı ve bu yüzden Alman vatandaşlığına geçtıklerinı bil- dırdıler. Yurdatapan. "Kesin- likle dönmek için hükümetin değişmesini veya şartların yumu- şamasını beklemedik; kararımızı bir yıl önce verdik" dedi. Demırağ-Yurdatapan çifti ye- nıden Türk vatandaşlığına dö- nüş konusunda ise şu görüşü savunu>or "Yurttaşlık hakkı- mızı geri almak için baş>urmayı reddediyoruz. Devlet eğer yurt- taşı için varsa, ona saygı duyma- yı görev bilmelidir. Yurttaşlık hakkının tüm hakları gibi hcr- kes ıçın° olduğu, 'doğuştan ka- zanıldığY ve "kendı nzası olma- dan geri alınamaya.cağf anaya- sanın temel haklar bölümüne geçirilmelidir" Kendi ülkelerin de tunst olmanın acısını tattık- lannı söyleyen Yurdatapan ve Demirağ. devletin "Ben asarım, keserün. yine de sen benim aya- ğıma geleceksin" mantığının. ancak ortaçağa yakıştığını ve değişmesi gerektiğinı sözlerine eklediler. Türkiye'de kalmayacaklar Demirağ. Yurdatapan ve kız- lan. Noel tatilinden yararlana- rak geldikleri Türkiye'de kal- mayacaklar Müzik ve diğer işlennin Almanya'da devam et- tiğini. kızlannın burada okudu- ğunu ve Almanya'ya alıştığını söyleyen Yurdatapan. "Bir aya- ğimız burada, bir ayağımız Tür- kiye'de yaşamaya devam edece- ğiz" diyor. Melike Demirağ. Almanya'va döndükten sonra şubat ayında Ankara'ya gide- rek Yılmaz Güney'ın "Sürü" fıl- minin göstenminde hazır bulu- nacak. Basın toplantısı "Türkiye'ye geleceklerine çok sevindiklerini. ama biraz da in- sanların uğramış olduğu büyük değişimden korktuklarını" söy- leyen Yurdatapan ve Demırağ'- ın yannki basın toplantısına llhan Selçuk, Türkıye Yazarlar Sendikası'nı temsilen Oktay Akbal, PEN Kulüp temsilcisi Ataol Behramoğlu, anayasa ko- nusunda bılgı vermek üzerc Bü- lent Tanör ve yurttaşlık hakkı>- la ilgili konuşacak olan Prol Dr. Yücel Sayman katılıvor. POR TRE MELİKE DEMİRAĞ Arkadaş'la üne kavuştu Kültür Servisi — Melike Demirağ henüz on sekiz yaşındayken, 1974 ydında Yılmaz Güney'in şu sıralar gösterimde olan "Arkadaş" filminde rol almış ve üne kavuşmuştu. Sanat yaşamına bu filmle başlamıştı, ama hemen ardından müzik çalışmalanna yönelmiş, bu filmin müziği olan "Arkadaş" adlı şarkıyla ilk plağını yapmıştı. Melike Demirağ böylece, müzik çalışmalannda yoğunlaştı ve plaklan, uzunçalarlan ve kasetleri peşi sıra geldi. (Bu arada bir de "Sürü" filmindeki oyunuyla aldığı ödül var...) Taa 17 eylül 1980'e dek sürdü bu çalışmalar. Bu tarihte, o zamanlar bir yaşında olan kızı Zeynep ile birlikte yurtdışına çıkan Melike Demirağ, 1980'den inanamadım. 400 bin km'nin ustünde... Bu, ekvator capının 10 katı. Yani dünyayı en geniş çapından 10 kez dönmek demek. Ürküttü ve bir daha koatrol ettim, dognı. En azından otomobilimizin km saati yüda 45 bin km gösteriyor. 11 yüda yarun milyon km eder. Dörtte birini günlük kullanıma saysak, -evinde oturan Alman ydda 5-7 bin km eskitir arabasuu- ve uçakla gittigimiz ABD'yi, Avustralya'yı, Meksika'yı, SSCB'yi katarsak, toplsm yanlış değil. Çok kabaca, her yıla bir dünya tura düşüyor..." Bilindiği gibi Melike Demirağ ve Şanar Yurdatapan 1983 yılında yurttaşhktan çıkanlmışlardj. Ikili için önemli olan Sinema sanatçısı Yılmaz Güney'in yönettiği 'Arkadaş' filmiyle ünlenen Melike Demirağ, filmin ismini taşıyan şarkısıyla daodönemin en popüler müzik sanatçıları arasma girdi. Demirağ, 1980'den bu yana 200'den fazla müzik bestesine imzasını atan eşi Şanar Yurdatapan'la birlikte, başta Almanya olmak üzere Meksika, ABD ve Avustralya'da konserler verdi. bu yana 200'den fazla parçaya imzasını atan besteci ve sözyazan eşi Şanar Yurdatapan ile birlikte Almanya'da yaşıyordu. 80'li yıllarda müzik çalışmalannı Almanya'da sürdüren sanatçı çift, bu süre içinde Meksika, ABD, Avustralya başta olmak üzere çeşitli ülkelerde konserler verdi. Aynca çeşitli ülkelerde müzik ve siyasal içerikü TV programlan da yaptılar. Yaklaşık 11 yıldır "Türkiye'den uzak yaşamı" şöyle anlatıyor Şanar Yurdatapan: "Birkaç iilke hariç tnm Avrupa'yı dolaştık. Amerika'ya, Avustralya'ya gittik. Her yokulugun kaç km olduğunu da yazıp topladım. Gözlerime Türkiye'deki koşullardı: "Bizim için önemli olan istediğimiz koşollann olması." Melike Demirağ, "sürgün" yıllannda Türkiye'den o kadar uzak değildi belki de: "Bir sanatçı için ynrdunda olmak, yapıtfauinın halka olaşması demektir." Melike Demirağ ile Şanar Yurdatapan'ın yeni kasetleri "Hariçten Gazel", "Al^amadım" adlı parça yüzünden Danıştay'da bekliyordu. Ama kaset geçenierde özgürlüğe kavuştu. "Hariçten Gazel"de 10 parça yer alıyor. Çoğunun bestesi ve sözleri Yurdatapan'ın. Parcalardan birinin solisti de Demirağ ile Yurdatapan'ın 12 yaşındaki kızları Zeynep.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle