Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
tstanbulBüyükşehir Belediyesi'nin eski veyeni başkanı tartışmaya doymuyor
Sözen-Dalan: Kavgaya devam' REMZt GÖKDAĞ
Yaptıklan işten çok birbirle-
riyle uğraşmalan unutulmaya-
cak ikı yönetia: Nurettin Sözen,
Bedrettin Dalan. Adlannı yan
\ yana yazmak kolay, ama bir
' araya getirmek neredeyse ola-
i Benzer yanlan yok denecek
. kadar az. Birbirlenyle görüşme-
" mek için her yolu deniyorlar.
1984-1989 tanhleri arasında
Istanbul Büyükşehir Beledıye
Başkanlığı yapan Bedrettin Da-
lan, şu anda DYP Istanbul Mıl-
letvekıli. Çalışmalannın büyük
bölümünü Ankara'dan değil,
tstanbul'da Balmumcudaki
Eğkim ve Kültür Vakfı Mer-
kezi'nden yürütüyor.
26 Mart 1989 yerel seçimle-
rinden sonra Bedrettin Dalan'ın
'- terk ettıği koltuğa oturan Nu-
* rettin Sözen. üç yıl önce başlat-
tığı "geçmiş dönemin yolsuzluk-
lannı" açıklamaya devam
ediyor.
Bu iki yönetici arasındaki son
kavgaya Park Otel neden oldu.
Kamuoyunda uzun süredir tar-
tışılan bu otel inşaatının Dalan'-
ın tek imzasıyla meclise sunul-
madan başlatıldığını belirten
Sözen, geçen hafta Bedrettin
Dalan'a "istifa" çağnsında bu-
lundu. Dalan da Sözen'ı. "Yol-
sazlnk yaptıysara mahkemeler
var. tspat et. Bugiine kadar ede-
mediysen sen istifa et" diyerek
yanıtladı.
Halef-selef kavgasının doru-
r
ğa ulaştığı bugünlerde bu çatış-
maya kaynak olan çarpıcı olay-
lan araştırdık. Kavgaya neden
tstanbnTda ezeli rekabet İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin
Sözen ile selefi İstanbul DYP Milletvekili Bedrettin Dalan, Park Otel, vakıf
arazileri, Perpa, dogalgaz, belediye fınnında yakılan belgeler ve Haliç
konulannda sürekli olarak birbirlerini suçladılar.
boşluk çıkar. Biz sözü edildiğı
gibi evrak yakmadık.
Dogalgaz çilesi
olan konular ve taraflann gö-
rüşleri şöyle:
Park Otel
Gûmuş-
suyu'nda
yapılmakta
olan gökde-
jenin 1/500
ölçekli uy-
gulama imar planı geçmiş döne-
min Beyoğlu Belediye Meclisi'-
nde onaylandıktan sonra Bü-
yükşehir Belediye Meclisi'ne
göndenldi. Dönemin Belediye
Başkanı Bedrettin Dalan, bu
planı 20.6.1988'de onayladı.
Semt halkı otelin durdurulması
istemiyle İstanbul 4. tdare
Mahkemesi'nde 1989 yılında
bir dava açtı. Bu davada mah-
keme heyeti Bedrettin Dalan'ın
söz konusu planı Büyükşehir
Belediye Meclisi'ne sunmadan
tek imzayla onayladığını açıkla-
mıştı. Otelle ilgılı dava halen
devam ediyor.
lendi. Bütün bu belgeler arşıvı-
mizde. Sayın Dalan'ı istifaya
davet ediyorum. Bu bina, tstan-
bul'daki diğer gökdelenlerde
olduğu gıbı "nasıl bina istersen
ona uygun imar planı" ılkesınin
tipik bir örneğıdır.
MLJUfc Bu olayda kesinlikle
yasal prosedüre uygun hareket
edilmiştir. Bunun aksini ispat
etmeleri mümkün değil. Nite-
kim birkaç kez şikâyet ettiler,
ama geri çevrildi. Sözen üç yıl-
dır neredeydi? Kanunsuz bir iş
yapsaydık bin defa mühürler-
lerdi. Yetki aşımı diye bir hadise
yoktur. Aştıysam versin mah-
kemeye.
artık yerel yönetimlere ait mal-
lan özel kişilere peşkeş çekeme-
yeceğı gerçeğı mahkeme kara-
nyla ortava çıkmıştır.
,- MlMt Nu-
„ rettin Sözen,
-„ancak okulla-
rın önündeki
m
. beledıyeye aıt
_^;kaldınmlarda
yürüyebilir. Okula giremez
Sanki vakfın sahibiymiş gibi ve-
jilere "Korkmaym" dıyor. Biz
ilk davayı 5 ay evvel kazandık,
ama kalkıp yaygara yapmadık.
Sözen'in iki senelik ömrü kaldı.
Budavalann bitimine ne onun
ne de bizim ömrümüz yeter.
tık, kimimiz işletmeye açama-
dık. Perpa, dünya çapında hızla
bitirilen bir bina. Sözen gelir
gelmez binayı kanunsuz ilan
edip fiyatlan yanya düşürdü
Altını bakıra çevirdi. Neymiş,
bina kaymış. Dev gibi bina, ka-
yar tabiı. Biz bu sorunu kısa
süredeçözerdik.
Belgeler yakıldı mı?
Sözen göreve gelir gelmez bu
iddiayı ortaya attı. tddialara
göre yerel seçimin yapıldığı 26
Mart akşamından görevi devra-
lıncaya kadar belediyenin kalo-
rifer kazanlannda belediyeye
ait çok sayıda evrak yakılmıştı.
Vakıf arazileri Perpa
Bu
otel olayı geç-
miş dönemin
keyfı bir uygu-
I lamasıdır.
j trnar planı
Imadan Dalan'ın
tek imzasıyla onaylandı. Otelin
yapılanması da Dalan'ın onay-
ladığı avant projeye göre belir-
Danıştay, Bedrettin Dalan'ın
Büyükşehir Belediye Başkanlığı
döneminde bazı belediye arsa-
lannı İstanbul Eğitim Vakfı'na
satma iştemini hukuka aykın
bulan idare mahkemesi karannı
onadı. Danıştay'ın bu karanyla
Sözen. Dalan'ın başkanı oldu-
ğu v_akfın arazilerini gen istedi.
StZHfc Geçmiş dönemin üst
düzey belediye yöneticilerinin
kendi kurduklan vakfa yasala-
ra aykın bir şekilde ve sudan
ucuzfiyatlarlabelediyenin arsa-
lannı devretmeleri üzerine baş-
lattığımız hukuk mücadelemiz
aşama aşama sürüyor. Kişilerin
Temeli 1986'da atılan Perpa
bınası, yanındaki özel şahıs ara-
zilerine kaydığı gerekçesiyle
mahkemelik oldu. Şişli 3. Asliye
Hukuk Mahkemesi'nde açılan
dava surerken belediye yöneti-
mi değişti. Sözen, davacılara 16
milyar lira ödemeyi kabul etti ve
sorun çözüldü.
StZBt Perpa, 1989 yılında
göstermelık olarak açıhşı yapı-
lan, sorunlanyla devraldığımız
dev bir binadır. Sorunun çözü-
mü için büyük çaba harcadık.
Bu "dev gecekonduM
yu yasal ha-
le soktuk.
UİMt Kimimiz Perpa'yı yap-
Bura-
Ida resmi ev-
jraklann fütur-
;suzca imha
jedilişi söz ko-
jnusu. Acaba
bu yakılan evraklarda neler var-
dı? Bunu bilmek en doğal hak-
kımızdır. Tanık ifadelerine
dayalı iddiaya göre eski yöneti-
min emriyle kalorifer kazanla-
nnda çok sayıda evrak yakıl-
mıştır.
•MJUt Tepedeki insanlar bel-
ge yakmaz. Yaksa yaksa alttaki
memurlar yakar. Bunlar saçma-
lık. Her belgenin ilgıli müdür-
lüklerde mutlaka benzerleri
vardır. Yaktığın anda dosyada
İş sözleşmesinin bizden
önceki yönetim tarafından im-
zalanması nedeniyle 7 aylık bir
gecikme olmuştur. Bu nedenle
müteahhidin ek ödeme talebiyle
karşı karşıya kaldık. Bu projeyi
10 milyonluk kente uygulama-
nın zorluklan var. önemli olan,
bu zorluklan aza indirmektir.
IMJW: Tam anlamıyla bir fı-
yasko. İşletmecilik bilmiyorlar.
Müteahhit kaba inşaatı yapıp
ince inşaattan kaçmak istedi.
Bizim imza attığımız projeyi ta-
kipetselerdı 91 sonunda 350 bin
aboneye gaz vermiş olurlardı.
Haliç mavi olmuyor
Dalan döneminde Haliç'ın
suyu kolektörlerle Marmara'ya
deşarj ediliyordu. Sözen, Mar-
mara'yı kirlettiği gerekçesiyle
projeyi iptal etti.
Haliç'in suyunu Mar-
mara'ya aktarmakla Haliç'i
temizlemedikleri gibi Mar-
mara'yı da kirlettiler. Tavan-
dan akan suyu temizlemek için
tavandaki deliğı kapamak yen-
ne tabandaki suyu silip durdu-
lar. Boş bir uğraştı.
Haliç'i öldürdüler.
Parklan öldürdüler. Haliç diye
bir şey kalmadı. Bizim yaptığı-
mız projeleri CHP 1956'dan
beri savundu, ama Sözen, biz
yaptık diye karşı çıktı. Trilyon-
larca liraya yazık oldu.
YOKve
Doğramaa
içinkarar
haftaya
ANKARA (Cumhuriyet
Burosu) — YÖK Başkanlığı'-
nın durumu bu hafta belli ola-
cak. Görev süresi cuma günü
dolacak olan Prof. thsan Doğ-
ramacı'nın bu göreve yeniden
atanıp atanmayacağını doğru-
dan Cumhurbaşkanı Turgut
Özal kararlaştıracak. Hükü-
met de boşalan dört YÖK üye-
liği için adaylannı bu hafta
özal'ın onayına sunacak.
Anayasarun YÖK Başkanı'-
nı atama yetkisini cumhurbaş-
' kanına vermesi nedeniyle,
Doğramacı'nın gitmesini sağ-
layabilmek için hükümetin
özal'la anlaşması gerekiyor.
Hükümet, boşalan dört YÖK
üyeliği için önereceği adlarla,
bir anlamda Özal'a YÖK Baş-
kanlığı için adaylannı sunmuş
olacak.
özal, daha önce kendisinin
atadığı Doğramaa ve Prof.
Ömer Yigitbaşı'nın görev sü-
relerinin dolmasıyla boşalan
iki YÖK üyeliği için doğrudan
atama yapacak. Özal aynca
Doç. lhsan Sezal ve Erdogan
Öner'in görev sürelerinin so-
na ermesi ve eski DPT Müste-
şan Ali Tigrel ile eski Adalet
Bakanı Ssbahattin Çakma-
koğlu'nun geçen hafta istifa-
lanyla boşalan biri Milli Eği-
tim Bakanlığı'nca diğer üçü ise
hükümetçe önerilecek dört
üyenin de atamasını onaylaya-
cak.
Hükümet kanadımn önere-
ceği üyelikler için Milli Eğitim
Bakanlığı Müsteşar Yardımcı-
sı tbsan Özcukuriu'nun adı
kesinleşirken, Prof. Mehntet
Haberal ile Prof. Tiirkan Ak-
yol da önerilen adlar arasında.
Aynı şekilde Başbakanlık
Müsteşan ile DPT Müsteşan'-
nın da YÖK üyeliğine öneril-
meleri bekleniyor.
HasankeyFîn keyfi kaçtı
Dısu Barajı 10 yıl sonra faaliyete gececek.Teknik ilerleme Hasankeyf in imdadına vetişmezse. tarihi yerler Dısu Baraj Gölü'ndeki balıklan misafir edecek.
Devlet Bakanı Barutçu tarihiyerleşim merkezinin sular altında kalacağını söyledi
GÜNSELİ ÖNAL
ANKARA — Hasankeyfin
llısu Barajı'nın sulannın altın-
da kalması kesinlesti. Güneydo-
ğu Anadolu Projesi'nden (GAP)
sorumlu Devlet Bakanı Ömer
Baıntça, llısu Barajı'nın devre-
ye girmemesi durumunda Tür-
kiye'nin çok büyük bir enerji
kaybı olacağını belirterek "Bun-
ÛM* vazgeçmemiz mimkün de-
Jil" dedi. Ihsu Barajı'nın,
2000-2005 yıllan arasında faali-
yete gcçecegini bikiiren Barutçu,
Hasankeyfteki tarihi eserlerin
taşınarak kurtanlması için yeter-
li zaman olduğunu söyledi.
Hasankeyfin geleceğine iliş-
kin Cumhuriyet muhabirinin
sonılannı yanıtlayan Barutçu,
Hasankeyfin bir açık hava mü-
zesi gibi yerli ve yabancı turist-
lerin akınına uğradığını vurgu-
ladı. Tarihi eserler yönünden
çok zengin olan HasankeyFn
sular altında kalmasını arzu et-
mediklerini bildiren Barutçu,
"Arkeolojik bakımdan fevkala-
de ömtn taşıyor. Orada şu an-
da Tarizm ve Çevrc ifai«nhichın
çataşıyor. Bizim projeterimiz var,
calısıyonız. Her yıl inceleme ve
anş&rraa için muayyen miktar-
da para ayıracagız. Bu ytl 500
milyon lira ayırdık" diye konuş-
tu.
Ihsu Barajı'nın en erken
2000-2005 yıllan arasında dev-
reye gireceğini söyleyen Barutçu,
şöyle dedi:
"Hasankeyfin su alünda kal-
masına daha çok var. Yalnız bu
tesisten vazgeçmemiz iilke men-
faatine degil. Tesis, çok büyük
bir tesis. Orayı şu anki duru-
muyla kurtaralım dediginiz za-
man tesisten istifadeniz olmaz.
Bırakuuz rant olnu halini, tesi-
sin tamamen iptal edilmesi la-
am. Tesis iptal mi edflecek, yok-
sa Hasankeyf mi kurtulacak?
Her ikisinin de ülkeye fayda ve
zararını göz önünde tutmak la-
zım.
Ama bütün bunlara ragmen
önümüzde yülar var. Hasan-
keyfin kurtanlması için betki
bir imkfln dogabilir" diyen Ba-
rutçu, "Henüz kesbı karar verfl-
medi mi" somsuna, "Kesin ka-
rar vermeye çok
ÇMnkü en azmdan 12-13 sene-
miz vmr" karşüığını verdi. Barut-
çu, "Eger barajın yapımından
vazgeçünıe oiasıhgı vusa, bu ka-
rann bir an evvel verilerek soru-
nun en az zararia atlatılması da-
ha dogru olmaz mı" sorusuna
da "Zararın neresinden döoer-
seniz kirdır diyemezsiniz. O te-
sisten vazgeçüemez. Ama Ha-
sankeyf kurtanhr mı, kurtanla-
maz mı, onu bilemiyonım" ya-
nıtını verdi.
GUMJN
NOTLARI
OSMAN ULAGAY
Istikrar mı? Refah mı?
Güzel hayalleri yıkan adam durumuna düşmek aslın-
da hiç de hoşuma giden bir şey değil, ama hayal tacirle-
rinin hayli fazla olduğu bir ülkede sık sık bu tatsız duru-
ma düşmek zorunda kalabiliyor insan. Güzel hayallerle
avutulmak belki bir süre avutulanların da hoşuna gidiyor
ve bu hayalleri yıkmaya çaltşanlara kızıyoriar, ama sonun-
da büyük düş kınklıklarına uğrayıp öfkelerini hayal tacir-
lerine yöneltenler de gene onlar oluyor.
Türkiye'nin ikinci on yılına giren enflasyon serüvenin-
de bu süreç cok yaşandı. 1983'ten bu yana hemen her
yıl iktidardaki hüKümet enflasyonu düşüreceğini, ekono-
mide istikrarı sağlayacağını ilan etti, iddialı enflasyon he-
defleri açıklandı ama bu vaatlerin hiçbiri tutulamadt. Enf-
lasyonun düşürülmesini bekleyenlerde düş kırıklıkları bir-
birini izledi.
Şimdi halka umut veren yeni bir hükümetimiz var. Hü-
kümetin Devlet Bakanı Tansu Çiller, enflasyonu mutlaka
ve hızla düşüreceklerini, önümüzdeki ağustos ayından tti-
baren görülecek olan bu düşüşü sağlayacak "stabilizas-
yon programı"nı 15 ocak tarihine kadar açıklayacaklarını
söylüyor. Dün sabah Ekonomik Hukuk Araştırmaları Vak-
fı'nın düzenlediğı toplantıda konuşan Sayın Çiller bu be-
yanlarını yineledi ve "stabılızasyon" yani ıstikrar progra-
mının ilkelerinin tüm toplum kesimleriyle tartışılarak ke-
sinleştırileceğini söyledi. Çiller, kendilerinin toplumsal uz-
laşmaya dayanan "heterodoks" yöntemi seçmediğini,
"ortodoks" bir ıstikrar programı uygulayarak enflasyonu
aşağı çekeceklermı de bir kez daha vurguladı.
Tansu Hanım'ı son bir haftada üçüncü kez dinlıyorum.
Bu temaları sürekli tekrarlıyor. Bu arada tasarladıkları
programı Dünya Bankası'nın beğendiğini, bu programın
öncelikle "ortadirek" denen kesimi rahatlatmayı hedef-
ledığini de söylüyor. Bu arada Sayın Demirel ve Sayın İnö-
nü de seçimler öncesinde halka yaptıkları tüm vaatleri tu-
tacaklarını söylemeye devam ediyorlar.
'Stabilizasyoıf ciddi iştir
Şımdi bütün bunları duyunca şu 15 ocağa kadar açık-
lanacak olan "stabilizasyon programı"nı iyice merak edi-
yorum. Söyleneniere bakılacak olursa hem "ortodoks"
olacak bu program, bu nedenle Dünya Bankası'nın be-
ğenisini kazanacak ve enflasyonu hızla aşağı çekecek;
hem de tüm toplum kesimlerinin onayıyla hazırlanmış ola-
cak ve öncelikle "ortadirek" denen geniş toplum kesi-
mini rahatlatacak.
Belki ben biraz cahilim bu konuda, ama benim bildi-
ğim "ortodoks" stabilizasyon programları çok disiplinli,
daraltıcı maliye politikalannı ve bununla uyumlu bir para
programını gerektirir. Enflasyonu hızla aşağı çekmeyi
amaçlayan stabilizasyon ya da ıstikrar programları uygu-
lanırken ekonominin düşük bir büyüme hızında seyret-
mesi, iç pazarın durgunluğu göze alınır. Bütün toplum ke-
simlerinin hiç değilse geçici bir süre, gelirlerinin enflas-
yon oranının atında artmasına razı olmaları öngörülür.
Ülke ekonomisi ve insanları, ancak bu zorunlu kemer sık-
ma döneminin ardından daha rahat koşullara kavuşabi-
lir ve bu noktaya gelinmesi için de bir-iki yıl gerekebilir.
Enflasyonsuz, sağlıklı ekonomik büyüme de ancak o za-
man başlayabilir.
Böyle bir istikrar programının uygulanabilmesi vş MP>U-
lan sonucu verebilmesı için bunu uygulayan iktidarınsağ-
lam bir desteğe sahip oiması ve kesin bir kararlıitk gös-
termesi gerekir. Çeşitlı toplum kesimlerınden gelecek
olan tepkilere göre program değiştirilir ve sulandırılırsa
umulan sonucu umulan sürede vermez, enflasyonu hız-
la aşağı çekme arzusu bir hayal olarak kalır.
Sayın Çiller ve ekibi, bana bağdaşmaz gibi görünen
özelliklerı bağdaştıran sihırli bir formül buldu ise bir yan-
dan ciddi bir ıstikrar programı uygularken diğer yandan
geniş kitleyi rahatlatacak önlemleri devreye sokabilecek-
se buna şapka çıkartılır.
Yok eğer böyle bir sihirli çözüm ortaya konamayacak-
sa kimse kimseyi oyalamasın. Ya ciddi bir ıstikrar prog-
ramı uygulanacağını ve bunun hemen tüm kesimler için
sıkıntılı bir dönemı gündeme getireceğini bilelim ve ken-
dimizi ona göre hazırlayalım ya da her kesime biraz şe-
ker verme politikasının devam edeceğini bilelim ve yük-
sek enflasyonla biVlikte yaşama alışkanlığımızı sürdürelim.
Ciddi bir istikrar programı orta vadede sağlıklı büyü-
meyı ve refahı getırebilir ama bunun hemen gerçekleş-
mesını beklersek korkarım ne istikrarı sağlayabıiırız ne
de refahı.
Ankara'dan gelen son haberler, kısa vadeli politik et-
kilerden kolay kurtulamayacak olan hükümetin böyle bir
ikilemi yaşamakta olduğunu düşündürüyor. Umarız bu iki-
lem aşılır ve tutarlı bir ıstikrar programıyla enflasyonun
üzerine gıdilebılır.
KlSA KISA
Bakan Toptan'dan
öğretmene 3 müjde
1. Kira yardımlarının 6-7 ay önce ödenmesi için
kararname hazırlandı.
2. Öğretmenler için OYAK benzeri bir yardımlaşma
kurumu planlanıyor.
3. Ek ders ucretlerinin katsayıya bağlanması için
hazırlık var.
ANKARA (ANKA) — Mil-
li Eğitim Bakanı Köksal Top-
tan öğretmenlere mali konular-
da uç mujde verdi.
Milli Eğitim Bakanı Toptan,
lojmanda oturmayan öğret-
menlere ödenen kira yardımla-
nrun erken ödenebilmesi için
bir kanun hükmünde kararna-
me hazırladıklannı ve bu ka-
rarnameyi Bakanlar Kurulu'n-
da imzaya sunacaklannı açık-
ladı. Köksal Toptan, "Kira
yardımının lojmanlarda otur-
mayan öğretmenler için 1 oca-
ğa çekilmesi için yine bir karar-
name taslagı hazırladık. Bu
perşembe günü Bakanlar Kunı-
lu'na onu götürecegim. Onu
halledebilirsek öğretmen arka-
daşlanmızın kira yardımını 6-7
ay daha erken alabilme imkâ-
nı olacak" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Toptan
öğretmenlerin de Ordu Yar-
dımlaşma Kurumu (OYAK)
benzeri bir kuruluşa kavuştu-
ruhna çalışmalannın gelecek
aylar içinde somutlaşacağını
bildirdi.
Bu konuyla ilgili çalışmala-
rın daha önceden başladığını
ifade eden Toptan "Öğretmen-
ler Yardımlaşma Kurumu
OYAK" ya da "Eğitim Men-
suplan Yardımlaşma Kurumu
- EYAK" türünde bir örgüt ku-
rulması hazırlıklan konusunda
şunları söyledi:
"Öğretmenler Arası Yar-
dımlaşma Kurumu'nu gerçek-
leştirebilirsem kendimi en mut-
lu Milli Eğitim Bakanı sayaca-
ğım."
Toptan, öğretmenlerin ek
ders ücretlerini katsayıya bağ-
lamak için hazırlanan kanun
hükmünde kararnamenin Ba-
kanlar Kunılu imzasına açıldı-
ğıru, ancak bu konuda bir en-
gel ortaya çıktığını da sövledi.
Bakan Toptan, öğretmen ek
ders ücretlerinin katsayıya bağ-
lanması durumunda ek ders üc-
retlerinin 1991 rakamlanyla
yüzde 118'lik bir artış geleceği-
ni kaydetti.
Adalet Bakanlığı cezaevineyer bulması için Şişli Belediyesi'ne baskı yapıyor
Cezaevine lüks arsa aranıyor
ESATPALA
Şişli Belediyesi Başkan Yardımcısı E tipi cezaevi için arsa
vermenin mümkün olmadığını söyledi. Şişli Kaymakamı
ise, "Dağ başına cezaevi yapılamayacağına göre, şehrin hiç
olmazsa göbeğinde iyi bir yere konulması lazım" dedi.
H.Atili Bengfi imzasıyla Şişli
Cumhuriyet Başsavalığı'na
gönderdiği yazıyla gündeme
geldı.
25 Şubat 1991 günü gönden-
len bakanlık yazısında ise ara-
nan arsanın nıtelıklen şöyle
sıralamyordu:
"Hazineye veya belediyeye ait
175X200 =35 bin metre karelik
bir arsava ihriyaç olup buluna-
cak arsanın sel baskınına ve be-
yelana maruz kalmaması, ana
yojlar üzerinde bulunmaması,
egilimi yüzde 5'i geçmemesi ge-
rektiğinden bu şartlara haiz bir
arsanın araştırılarak bulunma-
sı..."
Adalet Bakanlığı'nın değişik
tarihlerde Şişli Cumhuriyet
Başsavcılığı ve Kaymakamlık
aracıhğıyla dört kez arsa bulun-
ması için gönderdiği yazılara.
Şişli Belediyesi Başkanı Farma
Girik, "Talebin değerlendiriune-
si mümkün görülmemektedir"
yanıünı verdi.
İstanbul dışında olduğu için
görüşemedığimiz Şişli Belediye
Başkanı Fatma Girik'in yar-
dımcısı Fikri Yılıtıaz, bakanlı-
ğın yer iştemini "akıl ve manük"
dışı" bulduğunu söyledi.
Adalet Bakanlığı"nın yaklaşık
bir yıldır. Şışli'ye E tipi cezaevi
yaptmlması için 35 bin metre
karelik yer bulunması isteği
üzerine başlayan tartışma sürü-
yor.
Şişli Belediye Başkanı Yar-
dımcısı Fikri Yılmaz, "Herhal-
de kasıt olmasa*bu kadar ısrar
edilmez üzerinde. Biz, burada ol-
duğumuz sürece yer vermemiz
mümkün değil" derken, Şişli
Cumhuriyet Başsavcısı Veli Ku-
ray. "ŞişÜ'de yer varsa mutlaka
verilecek. Bir ihtiyaç doğdu ki
bakanlık araştırmamızı istiyor"
diye konuştu.
Bakanlığın arsa iştemini Şişli
Beledıyesi"ne ileten Şişli Kay-
makamı Halef Cevrioğlu ise
"Götürüp de Ayazağa'da dağ
başına cezaoi yapılma> acağına
göre şehrin şöyle hiç olmazsa gö-
beğinde veya kritik noktasında
iyi bir yere konulması lazım" de-
di.
Şışli'ye E tipi cezaevi yapıl-
ması isteği, Adalet Bakanlığı'-
nın 22 Kasım 1990tarih veCeza
ve Tevkifevleri Genel Müdürü
Fikri Yılmaz şöyle konuştu:
"Bölgemizde zaten müsait yer
yok. Eğer varsa dahi verilraesini
başta ben engellerim. Mevzuat
müsait değil. Cezae>inin ne işi
>armış Şişli'de. Bunu bir propa-
ganda malzemesi olarak kullanı
yorlar. Biz, balka hizmet için
geldik, cezaevi yapacağız diye
kimseye vaatte bulunmadık. Dü-
şüncemiz müsait değil bir kere.
Böyle bir projeve imar verme>iz.
Şişli İstanbul'un enraerkeziyeri,
mantık olarak saçma. Kasıt ol-
masa bu kadar tsrar edilmez üze-
rinde. Çok tuhaf, hiçbir anlam
veremiyorum. Biz burada oldu-
ğumuz sürece, arsanın verilmesi
mümkün değil."
Adalet Bakanlığı Ceza ve
Tevkifevîeri Genel Müdür-
lüğü'nün isteği üzerine bir yıl-
dır, arsa bulunması için çalış-
malannı sürdüren Şişli Cumhu-
riyet Başsavcısı VeH Kuray,
"Yer varsa, belediyenin vermesi
gerektigmi" söyledi. Kuray, şöy-
le konuştu:
"Malmüdürlüklerinden sor-
duk, henüz cevap geunedi, bekli-
yoruz. Bir ihtivaç doğdu ki ba-
kanlık araştırmamızı istiyor.
Ancak, arsanın şartları da var.
Alalade bir yerin oiması müm-
kün değil. Keşke olsa, ben de
araştırıyonım, Şişli merkezinde
böyle bir yer yok. Osmanbev.
Şişli, oralarda mümkün değil tâ-
bii, bu caddelerde imkân mı var
cezaevi olsun. Yine de biz, Şişli
yargı bölgesi içinde araştırıyo-
ruz. Şişli'nin ortasında bir yer
bulmak imkânsız. Zaten vatan-
daş da öyle zannediyor ve tepki
gösteriyor. İhtivaç konusu ba-
kanlığın takdiri tabii" dedi.
Şişli Kaymakamı Halef Cev-
rioğlu ise Adalet Bakanlığı'nca
yapılması düşünülen E tipi ce-
zaevinin. "Şehrin göbeğinde bir
yere veya kritik bir noktasına"
yapılmasından yana. Kayma-
kam Cevrioğlu arsa bulunması-
na ilişkın çahşmalannı şöyle
özetledi:
"Cezaevine uygun yer var mı,
yok mu bizden araştırmamız is-
tenmiş. Gereken yapılıyor. Ta-
pular ve belediyeler, kendilerine
böyle uygun bir yer olmadığını
bize bildirdiler, biz de savcıhğa
ilettik. Götürüp de Ayazağa'-
daki dağ başına cezaevi vapılma-
yacağına göre şehrin şöyle hiç
olmazsa göbeğinde veya kritik
noktasında iyi bir yere konulma-
sı lazım."
Görüşlerini telefonda öğren-
meye çalıştığımız Adalet Ba-
kaıilığı Ceza ve Tevkifevleri
Genel Müdürü Yusuf Yanık ise
Şışli'ye E tipi cezaevi yapılması
konusunda şunlan söyledi'
"Genel müdürlüğün bir burosu
var. Burada planianır, program-
lanır ve denetimden gecer."
• Bursa'da tnönü Caddesi üzerinde bulunan "Tim Taşımacılık
ve Otomobil Ticareti" isimli firma, silahlı üç kişi tarafından
soyuldu. Önceki gün 16.45 sıralannda şirketin tnönü
Caddesi'ndekı yerine gelen kımlıği belirsizsoyguncular, işyerinde
bulunan Ruhı Yalçın ve ortağı Günay Kızılşimşek'i etkısiz hale
getirdiler. Soyguncular işyerinde misafir olarak bulunan Recep
Eren'i de etkisiz hale getirdikten sonra kasada bulunan 1.5 milyar
lira değenndedövız, Türk parası, hissesenedi,çek vesenetleri
alarak kaçtılar
• Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 72'nci yılı Büyükşehir
Beledıyesı'ncedüzenlenen törenlerle kutlanacak. Kutlama
törenleri 26aralıkta başlayacak ve 28 aralık günü düzenlenecek,
"Atatürk'ün Ankara'ya geldığı ve yeni bir dönemin başlayışı"
konulu açıkoturumla sona erecek.
• Rize'nin Çayeli ilçesinde bır bayiden, beş milyon lira tutannda
Milli Piyango bileti çalındı. Aydın Kitabevi'ne giren kimliği
belırlenemeyen bir kişi. tezgâh üzerinde bulunan 5 milyon lira
tutannda 125 adet yanm bileti alarak kaçtı. tşyeri sahibi
Muhammet Aydın'ın durumu polıse bildırmesi üzerine, bilet
hırsızının yakalanması için çalışmalara başlandı.
• Malatya tnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki lngilizce
hazırlık eğitımını düzenleyen yönetmelik yürürlüğe gırdı. Resmi
Gazete'de dün yayımlanan yönetmeliğe göre tnönü
Ünıversitesı'nde hazırlık eğitımi sınıflanna dınleyıci öğrenci
kabul edilmeyecek. Bir yıl sürecek eğıtimi en fazla iki yılda
bıtirmek gerekecek. Hazırlık eğitiminde yeterlik, ara, yıl sonu
genel ve bütünleme sınavları uygulanacak. Her sınav yazılı. sözlü
ya da hem yazılı hem de sözlü yapılabilecek. Hazırlık sınıfını
geçmek için öğrencinin 100 üzerinden en az 60 alması gerekecek.
• Samsun'un Çarşamba ilçesinde biryolcu otobüsü ile
otomobilin çarpışması sonucu üç kişi öldü, bir kişi ağır yaralandı.
Samsun'dan Ordu yönüne gıden Sertaç Bozyel'in kullandığı 60
DK 373 plakalı yolcu otobüsü. Çarşamba yakınlannda tali
yoldan karayoluna çıkmaya kalkışan Necatj Keskin
yönetimindeki 55 AP 901 plakalı otomobile çarptı. Kazada
otomobil sürücüsü Necati Keskin ile aynı araçta bulunan Bayram
Özer ve Adem Kahramanoğlu olay yerinde öldüler. Ağır
yaralanan Sadettin Şeref ise Samsun Devlet Hastanesı'nde tedavi
altınaalındı.
• Mamisa'nın Kula ilçesinde, ısınmak için çalıştırdıklan
otomobilin içinde uyayan iki kişi, egzoz gazından zehirlenerek
öldü. Emniyet müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiyegöre
kasasındaki yabancı plakalı birotomobili. Ankara'dan Izmir'e
getıren Hüsnü Kubilay yönetimindeki 45 EA 216 plakalı
kamyon, Kula yakınlannda mola verdi. Kamyon şoförünün
yanında oturmakta olan Sadık Ulu (22) ve Yusuf Ipçi (25),
uyumak amacryla kasaya çıkarak sahibi olduklan otomobilin
içine gırdıler. Üşümemek ıçın otomobilin motorunu çahştıran ve
kalonfennı açan ıkı genç. kamyon kasasının brandayla kaplı
oiması nedeniyle içeriye dolan egzoz gazından zehirkndiler.