Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Dr. Murat Paker, işkence gören insanlannpsikolojik dünyasını gün ışığına çıkardı
îşkencenin görünmeyen yüzü
HÜRRİYET UYMAZ
Tekirdağ Cezaevi'nde 1988 yı-
hnda doktor olarak görev yapan
Dr. Murat Paker'in yaptığı araş-
tırma, cezaevinde kalan 246
mahkûmdan 208'ine işkence ya-
pıldığını, 82 kişinin vücudunda
da işkence izleri bulunduğunu
ortaya çıkardı. "Sorgulama, ez-
me, sradirme" yöntemi olarak
kullarulan işkencenin insan üze-
rindeki psikolojik etkilerini de
araştıran Paker'e göre işkence
görenlerde görmeyenlere göre
daha yoğun depresyon, korku,
uyku, bellek ve konsantrasyon
bozukluklarına rastlanıyor. İş-
kence görenler, diğer insanlara
yabancılaşıyor, ilişkilerinde du-
yarlüık ve kınlganlık artıyor ve
sevgiyi hissedemiyorlar.
Mecburi hizroetini Tekirdağ
Cezaevi'nde yapan Dr. Mnrat
Paker, 1988 yılında mahkûmlar
üzerinde yaptığı işkence ve so-
nuçlanna yönelik araştırmasını,
Prof. Dr. Şahika Yüksel, Dr.
özgiiıı Taşdemir Paker ve Dr.
Metin Başogiu'nun katkılanyla
bir rapor haline getirdi. Cezae-
vinde en az altı ay kalmış, cina-
yet, gasp, hırsızlık gibi suçlardan
yargüanan mahkûmlar üzerinde
işkencenin etkilerini araştıran
Paker'in elde ettiği bulgular şöy-
le:
"Mahknmlann bir kısmımıı
dişleri kınlnuş ya da dökiilmüş,
bazn'an dayak yüzünden işitme
yetenegini yitinniş, büyük bir
bölömfi de askı ve falakadan
kaynaklanan eklem rabatsızlık-
lanodaıı »a çekiyordu."
Bu fıziksel sakatük ve izler ile
uygulanan işkence yöntemleri
arasındaki ilişkiyi de araştıran
Paker'e göre askı periferik sinir
sisteminde hasara ve omuzlarda
çıkıklara neden oluyor. Falaka
ise diz çıkıkhğının yanı sıra ayak
ve diz altı bölgesinde bozuklu-
ğa yol açıyor. Kınldığı halde te-
davi edilmediği için yanlış kay-
Başka dönyanın
insanları Mecburi
hizmetini doktor
olarak Tekirdağ
Cezaevi'nde yapan
Murat Paker 208
işkence gören mahkûm
üzerinde yaptığı
araştırmada şu
bulgulara rastladı:
îşkence görenler diğer
insanlara yabancılaşıyorlar, sevgiyi
hissedemiyorlar, depresyon, korku vestres
yaşıyorlar.
namış kemiklerde ağn ve sızı
kaynağı oluyor. Bir diğer bulgu
ise bir mahkûma uygulanan or-
talama işkence sayısının 5 oldu-
ğunu ve her bir mahkûmun en
az bir, en fazla da 11 işkence
yöntemine maruz kalmış oldu-
ğunu ortaya çıkardı.
Paker'e göre travma sonrası
stresbozukluğu; savaş, doğal
afet, tecavuz sonrasında ortaya
çıktığı gibi işkence sonucunda
da yaşanabih'yor. Araştırmaya
göre işkence görenlerin yüzde
40'ında stres bozukluğu saptan-
dı. Bunlann yüzde 6'sinın ağır,
yûzde 49'unun orta, yüzde
43'ünün ise hafıf düzeyde stres
bozukluğu gösterdiğini söyleyen
Paker, mahkûmlara uygula-
nan işkence yöntemleri konu-
sunda ise su bilgiyi verdi:
"Uygulanan işkence yöntem-
leri arasuda en çok görülen psi-
kolojik işkence oluyor ki bu kü-
für ve tebditten başkalanna ya-
pılan iskenceyi zoıia seyrettir-
roeye kadar uzanıyor. Mahkflm-
lann hepsi psikolojik işkence
gönnüş durumda. Bu arada
yüzde 86'sı elle ve ayakla yapı-
lan kaba dayağa, yüzde 73'ü fa-
lakaya, yüzde 33'ü elektrige,
yüzde 28'i askıya, yüzde 22'si so-
guk suya, yüzde 4'ü meydan da-
yagına maruz kaldıgını söylü-
yor. Yüzde 2Tsmin gönragü *de-
ğişik işkeflceJer
5
gurubonda top-
ladıgııniT işkence yöntemleri ise
koltuk altına kızgın yumurta
koyma, bıcakla yara açıp içine
tuz basma, bir yaraya igne ya da
başka bir ciam sokarak kanşor-
ma, testislere agırük asma, ker-
pentenle tırnak sökme, âgaray-
la yakma, kmn torbasryta oov-
me ve aç bırakma diye andanı-
yor."
İşkencenin uzun süreli etkile-
rini ortaya koymayı amaçlayan
çahşrna, stres bozukluğu göste-
ren insanlann yüzde 42'si belli
sosyal aktivitelere ilgisini yitir-
diğini, yüzde 86'anın diğer in-
sanlardan yabancılaşma ve ayn
olma duygusu yaşadığını, yüzde
65'inin duygulammda küntleş-
me, sevgi duygusunu hissedeme-
me noktasına geldiğini, yüzde
47'sinin de geleceğe umutsuz
baktığını gosteriyor.
Dr. Paker, işkencenin kadın-
lar üzerinde çok daha etkili ol-
duğunu söyledi. tşkence gören-
lerin yüzde 70'inde uykuya dal-
ma ya da uyuyamama güçlüğü,
uyuduğunda kâbus görme, yüz-
de 76'sında sinirlilik ve patlama,
yüzde 67'sinde aşın tetiîcte olma
yüzde 76'sında ise ses ve ışığa
karşı abartılı tepki saptandığını
sözlerine ekledi.
Bir kayıp daha
Cengiz
Kumanlı'dan
haberyok
İSTANBUL (ANKA) —
Yanındaki üç kişiyle birlikte
13 aralık cuma gunu gözaltı-
na alınan Cengiz Kumanlı'dan
haber ahnamryor. Diğer üç ki-
şinin aynı gün serbest bırakıl-
dığını belirten Cengiz Kuman-
lı'nın ablası Zetara Kumanlı,
kardeşinin yaşamından endişe
duyduklannı söyledi.
Zehra Kumanlı, 13 aralık
cuma günü tstanbul Hasköy'-
deki bir kahvehaneden kardeş-
leri Cengiz ve Savaş Kumanlı
ile Ugur Tuncel ve Hakaa Ke-
segen'in gözaltına alındığmı
anlattı. Cengiz Kumanlı dışın-
dakiler aynı güne akşam saat-
lerinde serbest bırakılırken
Cengiz Kumanlı'dan daha
sonra haber alınamadı. Zehra
Kumanlı, diğer kardeşi Savaş
Kumanb'dan olayı öğrendik-
tcn sonra, kardeşinin dunımu-
nu öğrenmek üzere tstanbul
Emniyet Müdürlüğü Siyasi
Şube'ye gitti. Burada kendisi-
ne kardeşinin gözaltına alın-
madığını söyleyen görevliler,
cumartesi ve pazar günleri de
aynı yarutı verdiler.
16 aralık pazartesi günü tn-
san Haklan Derneği (IHD) ls-
tanbul Şubesi'ne başvuranl
Zehra Kumanlı, dernek yöne-
ticileri tarafından yapılan
araştırmadan da bir sonuç alı-
namadığıru anlattı.
Fezlekede adı var
Siyasi polislerce gözaltına
ahndıktan sonra kaybolduğu-
nu ileri sürdüğü Cengiz Ku-
manlı'yla birlikte gözaltına alı-
nan ancak daha sonra berbest
bırakılan Savaş Kumanlı, ağa-
beyinin polislerce hazırlanan
"yakalama fezfekesinde" adı-
nın bulunduğunu bildirdi.
Savaş Knmanlı, ağabeyi
Cengiz Kumanh, arkadaşları
Ugur Tuncel ve Hakan Kese-
gen'le birükte 13 aralık akşa-
mı Hasköy'de bir kahveden
gözaltına ahndıklannı, iki sa-
at sonra kendisiyle birlikte
Ugur Tuncel ve Hakan Kese-
gen'in bırakıldığını, ağabeyi-
nin ise ahkonulduğunu anlat-
tı. Gözaltına ahndıktan sonra
polislerin hazırladığı "yakala-
ma feziekesinde" 4 kişinin de
adının bulunduğuna dikkat çe-
ken Savaş Kumanlı, buna kar-
şın Istanbul ve Ankara Emni-
yet makamlarının gözaltı ola-
yını yalanladıklannı kaydede-
rek ağabeyinin can güvenliğin-
den endişe ettiklerini söyledi.
Devlet
sporcusu
unvanıiçm
yasateklifi
ANKARA (ANKA) —
ANAP MUletvekili Yücel Seç-
Idner , Devlet Sanatçısı unva-
m gibi başanh sporculara da
devlet sporcusu unvanmın ve-
rilmesi için yasa teklifi hazır-
ladı.
Güreş Federasyonu Başkan-
lığı ve Beden Terbiyesi Genel
Müdurlüğü görevlerinde bulu-
nan ANAP Ankara Milletve-
kili YüceJ Seçkiner, Meclis
Başkanhğa'na verdiği yasa tek-
lifinde, başanh sporculara
devlet sporcusu unvanmın ve-
rilmesini önerdi. TekUfle, Ohm-
piyat şampiyonu ve iki defa
Avrupa şampiyonu olan spor-
cularla, dünya kupalannda
çeyrek fmale yükselen takım-
lara "devlet sporcusu" unva-
nının verilmesi öngörülüyor.
Yücel Seçkiner , yasa tekli-
fi gerekçesinde ise devletin
kültür, sanat ve sporu teşvik
etmesi gerektiğinin behrtildiği-
ni, bu çerçevede başanh sanat-
çılara devlet sanatçısı unvanı-
nın verildiğini, aynı sorumlu-
luk anlayışıyla uygulamanın
sporcular için de geçerli ohnası
gerektigini belirtti.
Uluslararası Basm Enstitüsü, tutuklu gazetecinin durumundan kaygılı
IPFdan TezteFe mektup varIPI Direktörü Peter Galliner imzasıyla Başbakan Derairel'e gönderilen
mektupta, altı aydan bu yana tutuklu bulunan Güneş Gazetesi İnsan
Haklan Servisi Yönetmeni Deniz Teztel'in serbest bırakılması istendi.
Haber Merkezi — Uluslarara-
sı Basın Enstitüsü (IPI), Başba-
kan Süleyman Demirel'e gön-
derdiği açık mektupta, yasadışı
Dev-Sol örgütü üyeleri arasmda
bağlantı görevi yapuğı gerekçe-
siyle altı aydır tutuklu bulunan
Güneş Gazetesi İnsan Haklan
Servisi Yönetmeni Deniz Teztd-
in durumundan kaygı duyduk-
lannı bildirdi.
IPI Direktörü Peter Galliner
imzasını taşıyan mektupta Baş-
bakan Demirel'den duruma el
koyarak en kısa zamanda Deniz
Teztd'in serbest bırakılması ve
daha fazla engellemeye maruz
kalmadan gazetecilik görevini
sürdürmesine olanak tanınması
istendi.
IPI'nın Başbakan Demirel'e
açık mektubu şöyle:
"Bütün dimyada önde gelen
gazeteciler, editörler ve gazete
yayıncılannı temsfl eden IPI, altı
aydır cezaevinde tutuklu bulu-
nan Güneş Gazetesi tnsan Hak-
lan Servisi Yönetmeni gazcteci
Deniz Teztel'in durumundan bü-
yük ölçüde kaygılanmaktadır.
Teztel, 28 haziran tarihinde
gözaltına alınışından ve tutuk-
lantşmdan bu yana mahkemeye
çıkanlmamışar. Avukatlan Tez-
tel hakkında yazüı hiçbir soçla-
ma alamadıklarau büdinnişler-
dir. Ögrendigimize göre polis,
Deniz Teztd'in insan haklan ve
işkence konusunda >azılar yaz-
maktan vazgeçmesi durumunda
koşullu olarak serbest bıraküa-
cafıiu bildirmiştir.
Ögrenildigi kadanyla Deniz
Teztel, yasadışı Dev-Sol örgütü
üyeleri arasmda bağlantı kur-
makla suçlanmaktadır. Teztel,
1980'den bu yana çeşitli haber
ajanslan ve gazetelerde yaiışnnş-
tır. O dönemdeld bütün siyasi
davalan izlemiş ve bu konuda
uzmanlasmısür; bu davalann
bütün yargıc, savcı ve avukatla-
nnı tanunaktadır. Gazetecilik
meslegi çerçevesinde, cezaevle-
rindeki dunımlannı öğrenmek
için tutuklu ve hükümralere
mektuplar yazmış, ancak hiçbir
şekilde yasadışı bir örgütün üye-
leri arasında bağlantı görevi yap-
mamıştır.
Deniz Teztel'in tutukfauuşı
ifade ve kamunun bilgileflme
özgüriüğüne doğrudan bir sal-
dın oldugu gibi BM İnsan Hak-
lan Bildirgesi'nin 19. maddesi-
nin de açık bir ihlalidir.
IPI olarak polisin el koydugu
Deniz Teztd'in davalar, kararlar
ve buntaria ilgUi fotograflan ice-
ren geniş arşfvinin akıbetinden
de kaygılanıyoruz. Arşive Deniz
Teztd, Ankara DGM Sarcısı'nın
talimatryla gözaltma alındıgı sı-
rada d konulmuştı.
Bu kaygı verici duruma der-
hal el koymauzı ve mesiektaşı-
mızın en kısa zamanda serbest
bıralolarak daha fazla engelle-
meye maruz kalmadan gazeteci-
lik görevini sürdürmesine ola-
nak tanıumasuu istiyoruz."
Teztel'e plaket
Istanbul'da dün açıhşı yapılan
Tüm Özgür-Der, Deniz Teztel'e
onur plaketi vermeyi kararlaştır-
dı. Dernekten yapılan yazılı
açıklamada Teztel'in diğer gaze-
tecilere, "Bunlan yazmaym. Ya-
zarsanız başınıza nekr getecegi-
ne Deniz Teztel'e bakarak karar
yerta" mesajını vermek için tu-
tuklandığ] görtlşü savunuldu.
Yunanistan'da hükümetin kemer sıkma politikasına karşı çıkan işçiler ve memurlar gend greve gitti.
Grev Yunanistan'ı mesken tuttu
STELYO BERBERAKtS
AITNA — Yiınanistan hükümetinin
1992 için hazırladığı devlet bütçesine
karşı çıkanlar, ülke çapında grevler ilan
etmeye başladı. Bu çerçevede Yunan Işçi
Sendikalan Federasyonu (GSEE) ile
Devlet Memurlan Sendikası'nın
(ADEDY) yanı sıra elektrik kunımu, su
işletmeleri, telefon-posta gibi kamu
hizmetlerinde çahşanlar 24 saatlik uyan
grevine girdiler. Aynı anda belediye
otobüsleri ve metro sürücülerinin yanı
sıra, banka memurlan ve hastane
doktorlannın.da greve katümasıyla
yaşam kısmen felce uğradı. Bu arada
temizlik işçilerinin dört günden bu yana
sürdürdüğu grev, çöplerin Atina cadde
ve sokaklarında yığümasına neden
olurken, hava kirliliğiyle paralel olarak
sağlık sorunlannın yoğunlaşmasından
endişe duyuluyor. Bu konuda tıp
uzmanlan çeşitli açıklamalar yaparak
halka "gereksiz yere" yollarda
dolaşmaktan kaçınmalannı sahk
veriyorlar.
Işçi ve mernur sendikalannın ilan
ettikleri grevler çerçevesinde Atina'da
düzenledikleri protesto yürüyüşleri,
zaten sıkışık olan kent trafiğini daha da
zorlaştınyar.
Işçi ve memurlar 1992 bütçesinin dar
gelirlilerin "daha fazla kemer
sıkmasına" yol açacagına inanıyorlar.
Son zamanlarda gözlenen Fıyat
artışlannuı yanı sıra Yunan
hükümetinin kamu hizmetlerini
özelleştirmek için attığı adımlardan ve
kovukna işlemlerinin yoğunlaşmasından
şikâyetçi olan çahşan sınıf, vergi
sisteminin gelir dağıhmına göre
ayarlanmasını talep ediyor.
tstanbul Büyükşehir Belediye Başkaru: Veliler telaşa kapümasın
Sözen arazi zaferini kutluyorDanıştay 10. Dairesi'nin Îstanbul Kültür ve Eğitim Vakfı
arazisini Îstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne devretmesini
hukukun zaferi olarak niteleyen Nurettin Sözen, "Halkın
bir kuruşunu bile haksız yere kimseye yedirmeyeceğiz"
dedi.
Îstanbul Haber Servisi — Is- ceki gün aldığı bir kararla Bed-
tanbul Büyükşehir Belediye rettin Dalan'ın, belediye baş-
kanlığı döneminde belediyeye
ra bedelle 40 yıl süreli olarak Tarabya Mahallesi'ndeki söz
vakfa intifa hakkı tanıdı. Vakıf- konusu arazi 171 milyon 650 bin
lar Genel Müdurluğü'nün söz hra bedelle vakfa satıldı. Vakıf-
konusu araziye 1 milyar 200 lar Genel Müdurluğü'nün söz
milyon lira bedel biçtiği belirti- konusu arazi için uygun gördü-
Başkanı Nurettin Sözen, Îstan-
bul eğitim ve kültür vakıf ara-
zUerinin belediyeye devrini hu-
kuk zaferi olarak nitelendirdi.
Sözen dün düzenlediği basın
toplantısında, devredilen arazi-
lerin üzerinde bulunan okullar-
da eğitimin süreceğini söyledi.
Sözen, "VeHlerin telaşa kapri-
masma gerek yok. Konu gecmiş
döneuMİe yapdan hatalı isiemle-
re bukukun 'dur' demesidir.
Halkın bir kuruşunu bile hak-
sız yere kimseye
yedirmeyecefim" dedi.
Danıştay 10. Dairesi'nin; ön-
döneminde
ait bazı arazileri Îstanbul Eğitim
ve Kültür Vakfı'na satması iş-
leminin hukuka aykın bulma-
sından sonra bir basın toplan-
tısı düzenleyen Nurettin Sözen,
söz konusu araziler hakkında da
aynntıh bilgi verdi.
Sözen'in yaptığı açıklamaya
göre söz konusu araziler ve
okullar şunlar:
• Özel Belde Lisesi: Üsküdar
Burhaniye Mahallesi Rasimağa
Sokak'ta 11 bin 860 metrekare-
lik bir arazi üzerinde kuruldu.
Dalan, söz konusu araziyi 2 li-
liyor.
• Bilge Kağan Lisesi: Bakırköy
Şenükköy'deki bu hsenin arazisi
Florya Imar Planı'nda park, ço-
cuk bahçesi ve eğlence tesisi ola-
rak tahsis edildi. Vakıflar Genel
Müdurlüğü, belediye tarafından
vakfa 1 milyar 355 milyon 445
bin liraya satılan 15 bin 60 met-
rekarelik arazdnin 2.5 milyar li-
raya saülabileceğini belirtmişti.
• Semiha Şaldr Lisesi: Göztepe
Bağdat Caddesi'ndeki okul ara-
zisi 27.10.1988 tarihinde 1 mil-
yar 142 milyon 400 bin liraya
vakfa satıldı. Söz konusu ara-
ziye Vakıflar Genel Müdürlüğü
4 milyar lira değer biçmişti.
• Kemal Atatttrk lisesi: Sanyer
ğü fiyat ise 1 milyar lira.
• Balmumcu Özel Deneme Li-
sesi: İki parsel halindeki okul
arazisinin 42 pafta 637 ada 125
parseldeki yaklasık 12 bin met-
rekarelik alanı 1.5 milyara vak-
fa satıldı. Vakıflar Genel Mü-
durlüğü söz konusu alana 3 mil-
yar lira değer biçti.
Yine aynı paftada 49 parsel
sayılı 4 bin metrekare alan 500 I
milyon liraya satıldı. Vakıflar !
Genel Müdürlüğü araziye 1 mil- j
yar lira değer biçti.
• Uhıg Bey Lisesi: Kartal Yuka-
rı Rahmanlar'daki söz konusu
okulun yaklasık 10 bin metreka-
relik arazisi 48 milyon 845 bin
liraya vakfa satıldı.
Koyutılar
Boğaz'da,
kaptan yargı
önünde
14 kasımdaki deniz
kazasında 20 binin
üzerinde koyun taşıyan
Lübnan bandıralı Rab
Union 18 ile Filipin
bandıralı Madonna Lily
çarpışmış, üç kişi
ölmüştü. Madonna
Lily'nin kaptanı
hakkında 5 yıl hapis
cezası isteniyor.
lstanbul Haber Servisi —
Boğaz'da 14 kasımda meyda-
na gelen kazada 20 binin üze-
rinde koyun yüklü Lübnan
bandırah "Rab-Union 18" ad-
h geminin batmasına ve 3 ki-
şinin ölümüne neden olduğu
gerekçesiyle Filipin bandıralı
"Madonna Lilly" adh gemi-
nin kaptanı Aifonso Sabaş
hakkında 5 yıl hapis istemiyle
açılan davaya Beyoğlu Ağır
Cİcza Mahkemesi'nde dün baş-
landı.
Beyoğlu Cumhuriyet Savası
Nafl Oztürk tarafından "Ted-
birsizlik ve «MflfffrHk sonu-
CM ocKHz " * * * — scbtbiyct vc-
rip 3 Usmin öramiüıe" yol aç-
tığı savıyla açılan davada kap-
tan Aifonso Sabaş'ın sekizde
bir bucuk oramnda suçlu ol-
duğu iddia edildi.
Beyoğlu Ağır Ceza Mahke-
mesi, sanığın sorgusu yapıl-
dıktan sonra pasaportunun ia-
de edilmesine ve yurtdışına
çıkma yasağının kaldırılması-
na karar verdi. Mahkeme ay-
nca Boğaziçi Trafıği Kandilli
Anayol Kontrol Istasyonu ta-
rafından düzenlenen seyir def-
terinin 23.1.1992 tarihinde ya-
pılacak olan ikinci duruşmada
hazır bulundurulmasını istedi.
İkinci duruşmada olay sırasın-
da kontrol istasyonunda gö-
revli bulunan telsiz görevlisi
Cemil Uzanömeroghı'nun ve
kılavuz kaptan Ceugiz Enveı
J
-
in de tanık olarak dinlenmesi-
ni isteyen mahkeme, deliller
toplandıktan sonra yeni bir bi-
lirkişi incelemesi yapümasına
karar verdi.
Sanık Alfouso Sabaş, olay
sırasında tüm önlemleri alarak
kılavuz kaptanın eşliğinde Bo-
ğaz'da 7 deniz mili hızla yolu-
na devam ettigini belirterek
batan geminin kendi önlerin-
den geçmek istediğini, ancak
daha sonra tekrar eski rotası-
na dönerken kazanın meyda-
na geldiğini söyledi. Tercüman
aracılığıyla konuşan Aifonso
Sabaş, kazada kendilerinin bir
kusuru bulunmadığım da be-
lirterek savcılıkta verdiği ifa-
denin yanhş tercüme edildiği-
ni söyledi.
Sabaş, "Ben Arpa Cihazı'-
w çahştordmı. Bu dkazı çahş-
umadıgmı konHnadaki kktaa
yauhş tercümedeu kaynaklan-
nuştv. Mesafe konusunda bfl-
ghn otauMbfi ıcklmdeki öace-
ki ifaden de dogru defödir"
dedi.
GUNUN
NOTLARI
OSMAN ULAGAV
Zamlar ve Politika...
KİT'ler kendi zamlarını kendileri yapacak. Zamların be-
delini odeyecek vatandaş açısından zamlan hükümetin
yapmasıyla KİT'lerin yapması arasmda bir fark yok tabii.
Zaten KİT yöneticileri herhalde oranları hükümetçe be-
lirlenen zamlan yürürlüğe koyacaklar. Buna benzer uy-
gulamalar ANAP döneminde de zaman zaman yapılmış-
tı. Sonuçta para vatandaşın cebinden çıkacak, KİT'lerin
daha doğrusu devletin kasasına girecek.
Kolaycı tepkileri duyar gibiyim. "Zamcı ANAP gitti, zam-
cı DYP-SHP koaüsyonu geldi" diyenler çıkacaktır. Zam-
lan bombalı paket gibi yeni iktidarın kucağına bırakan Sa-
yın Mesut Yılmaz bile zamlan eleştirmek cesaretini bula-
biliyor. Bu arada zamların zorunlu olmadığını, KİT'lerde-
ki maliyet artışlannın yüksek oranlı zamlan zorunlu kılma-
dığını, devletin KİT zamlan yoluyla halktan vergi alacağı-
nı ileri sürenler de var.
Kuşkusuz herkes olayı kendi açısından değerlendire-
bilir, ama görünen o ki Demirel hükümetinin bu zamlan
yapmaktan başka seçeneği yoktu. ANAP'ın DYP-SHP hü-
kümetine bıraktığı KİT açığı ve kamu açığı mirası gerçek-
ten ürkütücü boyutlarda. Bu açığı kapatacak önlemlerin
hızla devreye sokulmaması, kamu gelirini hızla arttıracak
önlemler alınmaması durumunda ya devlet hiçbir borcu-
nu ödeyemez, hiçbir hizmetini yapamaz duruma düşecek-
ti ya da çok büyük çapta açık fınansmana giderek işın için-
den çıkmaya çalışacaktı. Devletin gelirini hızla arttırma-
sı, kısa vadede gelir artışı sağlaması için ise elinde KİT-
lerden başka silah yoktu. Alınması gereken diğer önlem-
ler, örneğin vergi gelirierinin arttınlması ancak zaman için-
de sonuç verecek önlemlerdi.
Polîtika üslubunun önemi
Tüm bu nedenlerie zamlar kaçınılmazdı. İşte tam bu
noktada işin politik boyutu önem kazanıyor. Geçmişte ör-
neklerini gördüğümüz gibi iktidar, "Zamlar ekonomınin ge-
reğiydi, kimseyi dinlemeden işin doğrusunu yaptık" de-
yip işin içinden çıkacak, zamlara tepki gösterenleri daha
da öfkelendirecek bir tavrın içine mi girecek? Yoksa ya-
pılan zamların neden zorunlu hale geldiğini inandırıcı bi-
çimde halka anlatıp bu zam kısırdöngüsünün kırılması için
neler yapılması gerektigini halkın da katılacağı ciddi bir
tartışmaya mı açacak?
Demirel hükümetinin ekonomi konusunda Meclis'te ge-
nel görüşme açılması ve bu görüşmenin televizyondan
da yayımlanması girişimi bu zamların tartışılmasına ola-
nak verecek önemli bir fırsat gibi görünüyor. Hükümet ka-
nadı bu genel görüşmeyi gerektiği gibi kullanabilirse ka-
muoyuna çok şey anlatabilir, çok önemli mesajlar verebi-
lir, zam kısırdöngüsünü nasıl kırmayı tasarladığını ortaya
koyabilir.
Zam kısırdöngüsünü kırabilmek için yaptlması gereken-
lerin hemen hepsi politik faturası yüklü görünen önlem-
ler.
KİT'lerin verimli çalışır hale getirilmesi, bunu sağlamak
için gerekiyorsa bazı KİT'lerde çahşan sayısının azaltıl-
ması.
Bazı KİT'lerin özelleştirilmesi.
Vergi gelirierinin arttınlması, bu amaçla vergi ağının yay-
gınlaştırılması.
Kamu yatınmlarının bir süre sınırlandırılması.
Kamu harcamalannda ciddi bir kısıntıya gidilmesi, tum
kamu kesimınde savurganlığın terk edilmesi ve tasarruf
anlayışının egemen olmasının sağianması.
Konsensüs fırsatı
Evet, bütün bunlann gündeme getirilmesi ve açıklıkla
tartışılması gerekiyor Bu kritik noktalarda iktidar dışındaki
partilerin de kendi görüşlerini açıklıkla ortaya koymala-
rında ve konunun kamuoyunda tartışılmasında büyük ya-
rar var. Zamlara karşı çıkanlar ve şu anda zamlan yap-
mak zorunda kalanlar, zam kısırdöngüsünü nasıl kırmayı
düşündüklerini halka anlatmak zorundalar.
Konu Meclis'te ve kamuoyunda açıklıkla tartışılırsa sa-
nıyorum politik bedeli yüklü olan bu ciddi sorunların çö-
zümlenmesi konusunda da adımlar atılmış olur Belki bazı
noktalarda iktidarla muhalefetin bir görüş birliğine, bir kon-
sensüse varması bile mümkün olabilir. Böylece yıllar için-
de yığılan bazı sorunların, örneğin zamların en temel ne-
denı olan KİT sorununun çözümlenmesi yolunda adım-
lar atılabilir.
Sayın Demirel'in konuyu bir genel görüşme çerçeve-
sinde Meclis'e getirmesi çok olumlu bir başlangıç. Umu-
lan sonucu vermesine katkıda bulunmak da sanıyorum
herkesin görevi.
Dolar tehdit altında
ABD ekonomisinde zaafiyet işaretlerinin yeniden yoğun-
laşması, Amerikan Doları'nın Alman Markı ve Japon Ye-
ni gibi paralar karşısında yeni değer kayıplarına uğrama-
sı olasılığını gündeme getirdi. Kasım ayı rakamları açık-
landığında geçen ay ABD'de sınai üretimin ve konut in-
şaatının yavaşladığı anlaşılınca, ABD'de ekonomiyi can-
landırmak için faiz oranlarının bir kez daha düşürülmesi
gündeme geldi. Buna ek olarak Almanya Merkez Banka-
sı'nın faizleri yükseltme eğiliminde olması ve dolara ka-
çışı özendiren eski Sovyetler'deki çalkantının şimdilik ça-
tışmaya dönüşmemiş bulunması da dolann yeni değer ka-
yıplanna uğraması olasılığını güçlendiriyor. Dün New
York'ta 1.57 markın altına inen dolann önümüzdeki gün-
lerde biraz daha düşük değerlere kayması sürpriz olma-
yacak.
SÂ KTKA
• istanbul Valiliği Basın ve Halkla lüşkiler
Müşavirliği'ne gazeteci Taner Atilla atandı. Atilla,
gazeteciliğe 1959 yılında Ankara'da yayımlanan Zafer
gazetesinde başladı. Milliyet, Tercüman, Hürriyet, Dünya
gazetelerinde çeşitli görevler alan Atilla, Hürriyet ve
Milliyet haber ajanslan genel müdürlüğü, Milliyet Gazetesi
Koordinatörlüğü ve Tercüman Gazetesi Yazı tşleri
Koordinatörlüğü görevlerinde de bulundu.
• Kurtuluş'ta triko atölyesinin bulunduğu 4 katlı binada
kazan patlaması sonucu çökme meydana geldi. Olayda
şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı. Guney Kıldıran
adh kişiye ait Örtop Örme Sanayii'nin faaliyet gösterdiği
Azak Sokak 45 numaradaki 4 katlı binada saat 14.00
sıralannda kalorifer kazanı patladı. Şiddetli patlama
sonucu 3 katın çalışma ve yönetim mahalli olarak
kullanılan orta bolümleri çöktü.
• Sanyer'de 2. İSKİ Şubesi dün düzenlenen bir törenle
hizmete girdi. Günde ortalama 800 aboneye hizmet
verebilecek olan şubenin açılışı nedeniyle bir konuşma
yapan Sarıyer Belediye Başkanı lhsan Yalçın,
"önümüzdeki günlerde 3. ve 4. İSKİ şubelerini, tstinye ve
Hisarüstü mahallelerinde hizmete sokacağız" dedi.
• Kadıköy Üst Göztepe'de 6'ncı kattaki evinin
balkonunda tüp değiştiren bir kişi, tüpün alev ahnasıyla
dengesini yitirerek aşağı düştü. Üst Göztepe, Uzunçayır
Sokak 60 numaradaki apartmanda dün 13.00 sıralannda
meydana gelen olayda Hasan Yüksel (30), tüp değiştirmek
için 6. kattaki evinin balkonuna çıktı. Bu sırada alev alan
tüpü aşağı atmak isteyen Hasan Yüksel dengesini yitirerek
boşluğa düştü ve öldü.