25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Dr. Murat Paker, işkence gören insanlannpsikolojik dünyasını gün ışığına çıkardı îşkencenin görünmeyen yüzü HÜRRİYET UYMAZ Tekirdağ Cezaevi'nde 1988 yı- hnda doktor olarak görev yapan Dr. Murat Paker'in yaptığı araş- tırma, cezaevinde kalan 246 mahkûmdan 208'ine işkence ya- pıldığını, 82 kişinin vücudunda da işkence izleri bulunduğunu ortaya çıkardı. "Sorgulama, ez- me, sradirme" yöntemi olarak kullarulan işkencenin insan üze- rindeki psikolojik etkilerini de araştıran Paker'e göre işkence görenlerde görmeyenlere göre daha yoğun depresyon, korku, uyku, bellek ve konsantrasyon bozukluklarına rastlanıyor. İş- kence görenler, diğer insanlara yabancılaşıyor, ilişkilerinde du- yarlüık ve kınlganlık artıyor ve sevgiyi hissedemiyorlar. Mecburi hizroetini Tekirdağ Cezaevi'nde yapan Dr. Mnrat Paker, 1988 yılında mahkûmlar üzerinde yaptığı işkence ve so- nuçlanna yönelik araştırmasını, Prof. Dr. Şahika Yüksel, Dr. özgiiıı Taşdemir Paker ve Dr. Metin Başogiu'nun katkılanyla bir rapor haline getirdi. Cezae- vinde en az altı ay kalmış, cina- yet, gasp, hırsızlık gibi suçlardan yargüanan mahkûmlar üzerinde işkencenin etkilerini araştıran Paker'in elde ettiği bulgular şöy- le: "Mahknmlann bir kısmımıı dişleri kınlnuş ya da dökiilmüş, bazn'an dayak yüzünden işitme yetenegini yitinniş, büyük bir bölömfi de askı ve falakadan kaynaklanan eklem rabatsızlık- lanodaıı »a çekiyordu." Bu fıziksel sakatük ve izler ile uygulanan işkence yöntemleri arasındaki ilişkiyi de araştıran Paker'e göre askı periferik sinir sisteminde hasara ve omuzlarda çıkıklara neden oluyor. Falaka ise diz çıkıkhğının yanı sıra ayak ve diz altı bölgesinde bozuklu- ğa yol açıyor. Kınldığı halde te- davi edilmediği için yanlış kay- Başka dönyanın insanları Mecburi hizmetini doktor olarak Tekirdağ Cezaevi'nde yapan Murat Paker 208 işkence gören mahkûm üzerinde yaptığı araştırmada şu bulgulara rastladı: îşkence görenler diğer insanlara yabancılaşıyorlar, sevgiyi hissedemiyorlar, depresyon, korku vestres yaşıyorlar. namış kemiklerde ağn ve sızı kaynağı oluyor. Bir diğer bulgu ise bir mahkûma uygulanan or- talama işkence sayısının 5 oldu- ğunu ve her bir mahkûmun en az bir, en fazla da 11 işkence yöntemine maruz kalmış oldu- ğunu ortaya çıkardı. Paker'e göre travma sonrası stresbozukluğu; savaş, doğal afet, tecavuz sonrasında ortaya çıktığı gibi işkence sonucunda da yaşanabih'yor. Araştırmaya göre işkence görenlerin yüzde 40'ında stres bozukluğu saptan- dı. Bunlann yüzde 6'sinın ağır, yûzde 49'unun orta, yüzde 43'ünün ise hafıf düzeyde stres bozukluğu gösterdiğini söyleyen Paker, mahkûmlara uygula- nan işkence yöntemleri konu- sunda ise su bilgiyi verdi: "Uygulanan işkence yöntem- leri arasuda en çok görülen psi- kolojik işkence oluyor ki bu kü- für ve tebditten başkalanna ya- pılan iskenceyi zoıia seyrettir- roeye kadar uzanıyor. Mahkflm- lann hepsi psikolojik işkence gönnüş durumda. Bu arada yüzde 86'sı elle ve ayakla yapı- lan kaba dayağa, yüzde 73'ü fa- lakaya, yüzde 33'ü elektrige, yüzde 28'i askıya, yüzde 22'si so- guk suya, yüzde 4'ü meydan da- yagına maruz kaldıgını söylü- yor. Yüzde 2Tsmin gönragü *de- ğişik işkeflceJer 5 gurubonda top- ladıgııniT işkence yöntemleri ise koltuk altına kızgın yumurta koyma, bıcakla yara açıp içine tuz basma, bir yaraya igne ya da başka bir ciam sokarak kanşor- ma, testislere agırük asma, ker- pentenle tırnak sökme, âgaray- la yakma, kmn torbasryta oov- me ve aç bırakma diye andanı- yor." İşkencenin uzun süreli etkile- rini ortaya koymayı amaçlayan çahşrna, stres bozukluğu göste- ren insanlann yüzde 42'si belli sosyal aktivitelere ilgisini yitir- diğini, yüzde 86'anın diğer in- sanlardan yabancılaşma ve ayn olma duygusu yaşadığını, yüzde 65'inin duygulammda küntleş- me, sevgi duygusunu hissedeme- me noktasına geldiğini, yüzde 47'sinin de geleceğe umutsuz baktığını gosteriyor. Dr. Paker, işkencenin kadın- lar üzerinde çok daha etkili ol- duğunu söyledi. tşkence gören- lerin yüzde 70'inde uykuya dal- ma ya da uyuyamama güçlüğü, uyuduğunda kâbus görme, yüz- de 76'sında sinirlilik ve patlama, yüzde 67'sinde aşın tetiîcte olma yüzde 76'sında ise ses ve ışığa karşı abartılı tepki saptandığını sözlerine ekledi. Bir kayıp daha Cengiz Kumanlı'dan haberyok İSTANBUL (ANKA) — Yanındaki üç kişiyle birlikte 13 aralık cuma gunu gözaltı- na alınan Cengiz Kumanlı'dan haber ahnamryor. Diğer üç ki- şinin aynı gün serbest bırakıl- dığını belirten Cengiz Kuman- lı'nın ablası Zetara Kumanlı, kardeşinin yaşamından endişe duyduklannı söyledi. Zehra Kumanlı, 13 aralık cuma günü tstanbul Hasköy'- deki bir kahvehaneden kardeş- leri Cengiz ve Savaş Kumanlı ile Ugur Tuncel ve Hakaa Ke- segen'in gözaltına alındığmı anlattı. Cengiz Kumanlı dışın- dakiler aynı güne akşam saat- lerinde serbest bırakılırken Cengiz Kumanlı'dan daha sonra haber alınamadı. Zehra Kumanlı, diğer kardeşi Savaş Kumanb'dan olayı öğrendik- tcn sonra, kardeşinin dunımu- nu öğrenmek üzere tstanbul Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube'ye gitti. Burada kendisi- ne kardeşinin gözaltına alın- madığını söyleyen görevliler, cumartesi ve pazar günleri de aynı yarutı verdiler. 16 aralık pazartesi günü tn- san Haklan Derneği (IHD) ls- tanbul Şubesi'ne başvuranl Zehra Kumanlı, dernek yöne- ticileri tarafından yapılan araştırmadan da bir sonuç alı- namadığıru anlattı. Fezlekede adı var Siyasi polislerce gözaltına ahndıktan sonra kaybolduğu- nu ileri sürdüğü Cengiz Ku- manlı'yla birlikte gözaltına alı- nan ancak daha sonra berbest bırakılan Savaş Kumanlı, ağa- beyinin polislerce hazırlanan "yakalama fezfekesinde" adı- nın bulunduğunu bildirdi. Savaş Knmanlı, ağabeyi Cengiz Kumanh, arkadaşları Ugur Tuncel ve Hakan Kese- gen'le birükte 13 aralık akşa- mı Hasköy'de bir kahveden gözaltına ahndıklannı, iki sa- at sonra kendisiyle birlikte Ugur Tuncel ve Hakan Kese- gen'in bırakıldığını, ağabeyi- nin ise ahkonulduğunu anlat- tı. Gözaltına ahndıktan sonra polislerin hazırladığı "yakala- ma feziekesinde" 4 kişinin de adının bulunduğuna dikkat çe- ken Savaş Kumanlı, buna kar- şın Istanbul ve Ankara Emni- yet makamlarının gözaltı ola- yını yalanladıklannı kaydede- rek ağabeyinin can güvenliğin- den endişe ettiklerini söyledi. Devlet sporcusu unvanıiçm yasateklifi ANKARA (ANKA) — ANAP MUletvekili Yücel Seç- Idner , Devlet Sanatçısı unva- m gibi başanh sporculara da devlet sporcusu unvanmın ve- rilmesi için yasa teklifi hazır- ladı. Güreş Federasyonu Başkan- lığı ve Beden Terbiyesi Genel Müdurlüğü görevlerinde bulu- nan ANAP Ankara Milletve- kili YüceJ Seçkiner, Meclis Başkanhğa'na verdiği yasa tek- lifinde, başanh sporculara devlet sporcusu unvanmın ve- rilmesini önerdi. TekUfle, Ohm- piyat şampiyonu ve iki defa Avrupa şampiyonu olan spor- cularla, dünya kupalannda çeyrek fmale yükselen takım- lara "devlet sporcusu" unva- nının verilmesi öngörülüyor. Yücel Seçkiner , yasa tekli- fi gerekçesinde ise devletin kültür, sanat ve sporu teşvik etmesi gerektiğinin behrtildiği- ni, bu çerçevede başanh sanat- çılara devlet sanatçısı unvanı- nın verildiğini, aynı sorumlu- luk anlayışıyla uygulamanın sporcular için de geçerli ohnası gerektigini belirtti. Uluslararası Basm Enstitüsü, tutuklu gazetecinin durumundan kaygılı IPFdan TezteFe mektup varIPI Direktörü Peter Galliner imzasıyla Başbakan Derairel'e gönderilen mektupta, altı aydan bu yana tutuklu bulunan Güneş Gazetesi İnsan Haklan Servisi Yönetmeni Deniz Teztel'in serbest bırakılması istendi. Haber Merkezi — Uluslarara- sı Basın Enstitüsü (IPI), Başba- kan Süleyman Demirel'e gön- derdiği açık mektupta, yasadışı Dev-Sol örgütü üyeleri arasmda bağlantı görevi yapuğı gerekçe- siyle altı aydır tutuklu bulunan Güneş Gazetesi İnsan Haklan Servisi Yönetmeni Deniz Teztd- in durumundan kaygı duyduk- lannı bildirdi. IPI Direktörü Peter Galliner imzasını taşıyan mektupta Baş- bakan Demirel'den duruma el koyarak en kısa zamanda Deniz Teztd'in serbest bırakılması ve daha fazla engellemeye maruz kalmadan gazetecilik görevini sürdürmesine olanak tanınması istendi. IPI'nın Başbakan Demirel'e açık mektubu şöyle: "Bütün dimyada önde gelen gazeteciler, editörler ve gazete yayıncılannı temsfl eden IPI, altı aydır cezaevinde tutuklu bulu- nan Güneş Gazetesi tnsan Hak- lan Servisi Yönetmeni gazcteci Deniz Teztel'in durumundan bü- yük ölçüde kaygılanmaktadır. Teztel, 28 haziran tarihinde gözaltına alınışından ve tutuk- lantşmdan bu yana mahkemeye çıkanlmamışar. Avukatlan Tez- tel hakkında yazüı hiçbir soçla- ma alamadıklarau büdinnişler- dir. Ögrendigimize göre polis, Deniz Teztd'in insan haklan ve işkence konusunda >azılar yaz- maktan vazgeçmesi durumunda koşullu olarak serbest bıraküa- cafıiu bildirmiştir. Ögrenildigi kadanyla Deniz Teztel, yasadışı Dev-Sol örgütü üyeleri arasmda bağlantı kur- makla suçlanmaktadır. Teztel, 1980'den bu yana çeşitli haber ajanslan ve gazetelerde yaiışnnş- tır. O dönemdeld bütün siyasi davalan izlemiş ve bu konuda uzmanlasmısür; bu davalann bütün yargıc, savcı ve avukatla- nnı tanunaktadır. Gazetecilik meslegi çerçevesinde, cezaevle- rindeki dunımlannı öğrenmek için tutuklu ve hükümralere mektuplar yazmış, ancak hiçbir şekilde yasadışı bir örgütün üye- leri arasında bağlantı görevi yap- mamıştır. Deniz Teztel'in tutukfauuşı ifade ve kamunun bilgileflme özgüriüğüne doğrudan bir sal- dın oldugu gibi BM İnsan Hak- lan Bildirgesi'nin 19. maddesi- nin de açık bir ihlalidir. IPI olarak polisin el koydugu Deniz Teztd'in davalar, kararlar ve buntaria ilgUi fotograflan ice- ren geniş arşfvinin akıbetinden de kaygılanıyoruz. Arşive Deniz Teztd, Ankara DGM Sarcısı'nın talimatryla gözaltma alındıgı sı- rada d konulmuştı. Bu kaygı verici duruma der- hal el koymauzı ve mesiektaşı- mızın en kısa zamanda serbest bıralolarak daha fazla engelle- meye maruz kalmadan gazeteci- lik görevini sürdürmesine ola- nak tanıumasuu istiyoruz." Teztel'e plaket Istanbul'da dün açıhşı yapılan Tüm Özgür-Der, Deniz Teztel'e onur plaketi vermeyi kararlaştır- dı. Dernekten yapılan yazılı açıklamada Teztel'in diğer gaze- tecilere, "Bunlan yazmaym. Ya- zarsanız başınıza nekr getecegi- ne Deniz Teztel'e bakarak karar yerta" mesajını vermek için tu- tuklandığ] görtlşü savunuldu. Yunanistan'da hükümetin kemer sıkma politikasına karşı çıkan işçiler ve memurlar gend greve gitti. Grev Yunanistan'ı mesken tuttu STELYO BERBERAKtS AITNA — Yiınanistan hükümetinin 1992 için hazırladığı devlet bütçesine karşı çıkanlar, ülke çapında grevler ilan etmeye başladı. Bu çerçevede Yunan Işçi Sendikalan Federasyonu (GSEE) ile Devlet Memurlan Sendikası'nın (ADEDY) yanı sıra elektrik kunımu, su işletmeleri, telefon-posta gibi kamu hizmetlerinde çahşanlar 24 saatlik uyan grevine girdiler. Aynı anda belediye otobüsleri ve metro sürücülerinin yanı sıra, banka memurlan ve hastane doktorlannın.da greve katümasıyla yaşam kısmen felce uğradı. Bu arada temizlik işçilerinin dört günden bu yana sürdürdüğu grev, çöplerin Atina cadde ve sokaklarında yığümasına neden olurken, hava kirliliğiyle paralel olarak sağlık sorunlannın yoğunlaşmasından endişe duyuluyor. Bu konuda tıp uzmanlan çeşitli açıklamalar yaparak halka "gereksiz yere" yollarda dolaşmaktan kaçınmalannı sahk veriyorlar. Işçi ve mernur sendikalannın ilan ettikleri grevler çerçevesinde Atina'da düzenledikleri protesto yürüyüşleri, zaten sıkışık olan kent trafiğini daha da zorlaştınyar. Işçi ve memurlar 1992 bütçesinin dar gelirlilerin "daha fazla kemer sıkmasına" yol açacagına inanıyorlar. Son zamanlarda gözlenen Fıyat artışlannuı yanı sıra Yunan hükümetinin kamu hizmetlerini özelleştirmek için attığı adımlardan ve kovukna işlemlerinin yoğunlaşmasından şikâyetçi olan çahşan sınıf, vergi sisteminin gelir dağıhmına göre ayarlanmasını talep ediyor. tstanbul Büyükşehir Belediye Başkaru: Veliler telaşa kapümasın Sözen arazi zaferini kutluyorDanıştay 10. Dairesi'nin Îstanbul Kültür ve Eğitim Vakfı arazisini Îstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne devretmesini hukukun zaferi olarak niteleyen Nurettin Sözen, "Halkın bir kuruşunu bile haksız yere kimseye yedirmeyeceğiz" dedi. Îstanbul Haber Servisi — Is- ceki gün aldığı bir kararla Bed- tanbul Büyükşehir Belediye rettin Dalan'ın, belediye baş- kanlığı döneminde belediyeye ra bedelle 40 yıl süreli olarak Tarabya Mahallesi'ndeki söz vakfa intifa hakkı tanıdı. Vakıf- konusu arazi 171 milyon 650 bin lar Genel Müdurluğü'nün söz hra bedelle vakfa satıldı. Vakıf- konusu araziye 1 milyar 200 lar Genel Müdurluğü'nün söz milyon lira bedel biçtiği belirti- konusu arazi için uygun gördü- Başkanı Nurettin Sözen, Îstan- bul eğitim ve kültür vakıf ara- zUerinin belediyeye devrini hu- kuk zaferi olarak nitelendirdi. Sözen dün düzenlediği basın toplantısında, devredilen arazi- lerin üzerinde bulunan okullar- da eğitimin süreceğini söyledi. Sözen, "VeHlerin telaşa kapri- masma gerek yok. Konu gecmiş döneuMİe yapdan hatalı isiemle- re bukukun 'dur' demesidir. Halkın bir kuruşunu bile hak- sız yere kimseye yedirmeyecefim" dedi. Danıştay 10. Dairesi'nin; ön- döneminde ait bazı arazileri Îstanbul Eğitim ve Kültür Vakfı'na satması iş- leminin hukuka aykın bulma- sından sonra bir basın toplan- tısı düzenleyen Nurettin Sözen, söz konusu araziler hakkında da aynntıh bilgi verdi. Sözen'in yaptığı açıklamaya göre söz konusu araziler ve okullar şunlar: • Özel Belde Lisesi: Üsküdar Burhaniye Mahallesi Rasimağa Sokak'ta 11 bin 860 metrekare- lik bir arazi üzerinde kuruldu. Dalan, söz konusu araziyi 2 li- liyor. • Bilge Kağan Lisesi: Bakırköy Şenükköy'deki bu hsenin arazisi Florya Imar Planı'nda park, ço- cuk bahçesi ve eğlence tesisi ola- rak tahsis edildi. Vakıflar Genel Müdurlüğü, belediye tarafından vakfa 1 milyar 355 milyon 445 bin liraya satılan 15 bin 60 met- rekarelik arazdnin 2.5 milyar li- raya saülabileceğini belirtmişti. • Semiha Şaldr Lisesi: Göztepe Bağdat Caddesi'ndeki okul ara- zisi 27.10.1988 tarihinde 1 mil- yar 142 milyon 400 bin liraya vakfa satıldı. Söz konusu ara- ziye Vakıflar Genel Müdürlüğü 4 milyar lira değer biçmişti. • Kemal Atatttrk lisesi: Sanyer ğü fiyat ise 1 milyar lira. • Balmumcu Özel Deneme Li- sesi: İki parsel halindeki okul arazisinin 42 pafta 637 ada 125 parseldeki yaklasık 12 bin met- rekarelik alanı 1.5 milyara vak- fa satıldı. Vakıflar Genel Mü- durlüğü söz konusu alana 3 mil- yar lira değer biçti. Yine aynı paftada 49 parsel sayılı 4 bin metrekare alan 500 I milyon liraya satıldı. Vakıflar ! Genel Müdürlüğü araziye 1 mil- j yar lira değer biçti. • Uhıg Bey Lisesi: Kartal Yuka- rı Rahmanlar'daki söz konusu okulun yaklasık 10 bin metreka- relik arazisi 48 milyon 845 bin liraya vakfa satıldı. Koyutılar Boğaz'da, kaptan yargı önünde 14 kasımdaki deniz kazasında 20 binin üzerinde koyun taşıyan Lübnan bandıralı Rab Union 18 ile Filipin bandıralı Madonna Lily çarpışmış, üç kişi ölmüştü. Madonna Lily'nin kaptanı hakkında 5 yıl hapis cezası isteniyor. lstanbul Haber Servisi — Boğaz'da 14 kasımda meyda- na gelen kazada 20 binin üze- rinde koyun yüklü Lübnan bandırah "Rab-Union 18" ad- h geminin batmasına ve 3 ki- şinin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle Filipin bandıralı "Madonna Lilly" adh gemi- nin kaptanı Aifonso Sabaş hakkında 5 yıl hapis istemiyle açılan davaya Beyoğlu Ağır Cİcza Mahkemesi'nde dün baş- landı. Beyoğlu Cumhuriyet Savası Nafl Oztürk tarafından "Ted- birsizlik ve «MflfffrHk sonu- CM ocKHz " * * * — scbtbiyct vc- rip 3 Usmin öramiüıe" yol aç- tığı savıyla açılan davada kap- tan Aifonso Sabaş'ın sekizde bir bucuk oramnda suçlu ol- duğu iddia edildi. Beyoğlu Ağır Ceza Mahke- mesi, sanığın sorgusu yapıl- dıktan sonra pasaportunun ia- de edilmesine ve yurtdışına çıkma yasağının kaldırılması- na karar verdi. Mahkeme ay- nca Boğaziçi Trafıği Kandilli Anayol Kontrol Istasyonu ta- rafından düzenlenen seyir def- terinin 23.1.1992 tarihinde ya- pılacak olan ikinci duruşmada hazır bulundurulmasını istedi. İkinci duruşmada olay sırasın- da kontrol istasyonunda gö- revli bulunan telsiz görevlisi Cemil Uzanömeroghı'nun ve kılavuz kaptan Ceugiz Enveı J - in de tanık olarak dinlenmesi- ni isteyen mahkeme, deliller toplandıktan sonra yeni bir bi- lirkişi incelemesi yapümasına karar verdi. Sanık Alfouso Sabaş, olay sırasında tüm önlemleri alarak kılavuz kaptanın eşliğinde Bo- ğaz'da 7 deniz mili hızla yolu- na devam ettigini belirterek batan geminin kendi önlerin- den geçmek istediğini, ancak daha sonra tekrar eski rotası- na dönerken kazanın meyda- na geldiğini söyledi. Tercüman aracılığıyla konuşan Aifonso Sabaş, kazada kendilerinin bir kusuru bulunmadığım da be- lirterek savcılıkta verdiği ifa- denin yanhş tercüme edildiği- ni söyledi. Sabaş, "Ben Arpa Cihazı'- w çahştordmı. Bu dkazı çahş- umadıgmı konHnadaki kktaa yauhş tercümedeu kaynaklan- nuştv. Mesafe konusunda bfl- ghn otauMbfi ıcklmdeki öace- ki ifaden de dogru defödir" dedi. GUNUN NOTLARI OSMAN ULAGAV Zamlar ve Politika... KİT'ler kendi zamlarını kendileri yapacak. Zamların be- delini odeyecek vatandaş açısından zamlan hükümetin yapmasıyla KİT'lerin yapması arasmda bir fark yok tabii. Zaten KİT yöneticileri herhalde oranları hükümetçe be- lirlenen zamlan yürürlüğe koyacaklar. Buna benzer uy- gulamalar ANAP döneminde de zaman zaman yapılmış- tı. Sonuçta para vatandaşın cebinden çıkacak, KİT'lerin daha doğrusu devletin kasasına girecek. Kolaycı tepkileri duyar gibiyim. "Zamcı ANAP gitti, zam- cı DYP-SHP koaüsyonu geldi" diyenler çıkacaktır. Zam- lan bombalı paket gibi yeni iktidarın kucağına bırakan Sa- yın Mesut Yılmaz bile zamlan eleştirmek cesaretini bula- biliyor. Bu arada zamların zorunlu olmadığını, KİT'lerde- ki maliyet artışlannın yüksek oranlı zamlan zorunlu kılma- dığını, devletin KİT zamlan yoluyla halktan vergi alacağı- nı ileri sürenler de var. Kuşkusuz herkes olayı kendi açısından değerlendire- bilir, ama görünen o ki Demirel hükümetinin bu zamlan yapmaktan başka seçeneği yoktu. ANAP'ın DYP-SHP hü- kümetine bıraktığı KİT açığı ve kamu açığı mirası gerçek- ten ürkütücü boyutlarda. Bu açığı kapatacak önlemlerin hızla devreye sokulmaması, kamu gelirini hızla arttıracak önlemler alınmaması durumunda ya devlet hiçbir borcu- nu ödeyemez, hiçbir hizmetini yapamaz duruma düşecek- ti ya da çok büyük çapta açık fınansmana giderek işın için- den çıkmaya çalışacaktı. Devletin gelirini hızla arttırma- sı, kısa vadede gelir artışı sağlaması için ise elinde KİT- lerden başka silah yoktu. Alınması gereken diğer önlem- ler, örneğin vergi gelirierinin arttınlması ancak zaman için- de sonuç verecek önlemlerdi. Polîtika üslubunun önemi Tüm bu nedenlerie zamlar kaçınılmazdı. İşte tam bu noktada işin politik boyutu önem kazanıyor. Geçmişte ör- neklerini gördüğümüz gibi iktidar, "Zamlar ekonomınin ge- reğiydi, kimseyi dinlemeden işin doğrusunu yaptık" de- yip işin içinden çıkacak, zamlara tepki gösterenleri daha da öfkelendirecek bir tavrın içine mi girecek? Yoksa ya- pılan zamların neden zorunlu hale geldiğini inandırıcı bi- çimde halka anlatıp bu zam kısırdöngüsünün kırılması için neler yapılması gerektigini halkın da katılacağı ciddi bir tartışmaya mı açacak? Demirel hükümetinin ekonomi konusunda Meclis'te ge- nel görüşme açılması ve bu görüşmenin televizyondan da yayımlanması girişimi bu zamların tartışılmasına ola- nak verecek önemli bir fırsat gibi görünüyor. Hükümet ka- nadı bu genel görüşmeyi gerektiği gibi kullanabilirse ka- muoyuna çok şey anlatabilir, çok önemli mesajlar verebi- lir, zam kısırdöngüsünü nasıl kırmayı tasarladığını ortaya koyabilir. Zam kısırdöngüsünü kırabilmek için yaptlması gereken- lerin hemen hepsi politik faturası yüklü görünen önlem- ler. KİT'lerin verimli çalışır hale getirilmesi, bunu sağlamak için gerekiyorsa bazı KİT'lerde çahşan sayısının azaltıl- ması. Bazı KİT'lerin özelleştirilmesi. Vergi gelirierinin arttınlması, bu amaçla vergi ağının yay- gınlaştırılması. Kamu yatınmlarının bir süre sınırlandırılması. Kamu harcamalannda ciddi bir kısıntıya gidilmesi, tum kamu kesimınde savurganlığın terk edilmesi ve tasarruf anlayışının egemen olmasının sağianması. Konsensüs fırsatı Evet, bütün bunlann gündeme getirilmesi ve açıklıkla tartışılması gerekiyor Bu kritik noktalarda iktidar dışındaki partilerin de kendi görüşlerini açıklıkla ortaya koymala- rında ve konunun kamuoyunda tartışılmasında büyük ya- rar var. Zamlara karşı çıkanlar ve şu anda zamlan yap- mak zorunda kalanlar, zam kısırdöngüsünü nasıl kırmayı düşündüklerini halka anlatmak zorundalar. Konu Meclis'te ve kamuoyunda açıklıkla tartışılırsa sa- nıyorum politik bedeli yüklü olan bu ciddi sorunların çö- zümlenmesi konusunda da adımlar atılmış olur Belki bazı noktalarda iktidarla muhalefetin bir görüş birliğine, bir kon- sensüse varması bile mümkün olabilir. Böylece yıllar için- de yığılan bazı sorunların, örneğin zamların en temel ne- denı olan KİT sorununun çözümlenmesi yolunda adım- lar atılabilir. Sayın Demirel'in konuyu bir genel görüşme çerçeve- sinde Meclis'e getirmesi çok olumlu bir başlangıç. Umu- lan sonucu vermesine katkıda bulunmak da sanıyorum herkesin görevi. Dolar tehdit altında ABD ekonomisinde zaafiyet işaretlerinin yeniden yoğun- laşması, Amerikan Doları'nın Alman Markı ve Japon Ye- ni gibi paralar karşısında yeni değer kayıplarına uğrama- sı olasılığını gündeme getirdi. Kasım ayı rakamları açık- landığında geçen ay ABD'de sınai üretimin ve konut in- şaatının yavaşladığı anlaşılınca, ABD'de ekonomiyi can- landırmak için faiz oranlarının bir kez daha düşürülmesi gündeme geldi. Buna ek olarak Almanya Merkez Banka- sı'nın faizleri yükseltme eğiliminde olması ve dolara ka- çışı özendiren eski Sovyetler'deki çalkantının şimdilik ça- tışmaya dönüşmemiş bulunması da dolann yeni değer ka- yıplanna uğraması olasılığını güçlendiriyor. Dün New York'ta 1.57 markın altına inen dolann önümüzdeki gün- lerde biraz daha düşük değerlere kayması sürpriz olma- yacak. SÂ KTKA • istanbul Valiliği Basın ve Halkla lüşkiler Müşavirliği'ne gazeteci Taner Atilla atandı. Atilla, gazeteciliğe 1959 yılında Ankara'da yayımlanan Zafer gazetesinde başladı. Milliyet, Tercüman, Hürriyet, Dünya gazetelerinde çeşitli görevler alan Atilla, Hürriyet ve Milliyet haber ajanslan genel müdürlüğü, Milliyet Gazetesi Koordinatörlüğü ve Tercüman Gazetesi Yazı tşleri Koordinatörlüğü görevlerinde de bulundu. • Kurtuluş'ta triko atölyesinin bulunduğu 4 katlı binada kazan patlaması sonucu çökme meydana geldi. Olayda şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı. Guney Kıldıran adh kişiye ait Örtop Örme Sanayii'nin faaliyet gösterdiği Azak Sokak 45 numaradaki 4 katlı binada saat 14.00 sıralannda kalorifer kazanı patladı. Şiddetli patlama sonucu 3 katın çalışma ve yönetim mahalli olarak kullanılan orta bolümleri çöktü. • Sanyer'de 2. İSKİ Şubesi dün düzenlenen bir törenle hizmete girdi. Günde ortalama 800 aboneye hizmet verebilecek olan şubenin açılışı nedeniyle bir konuşma yapan Sarıyer Belediye Başkanı lhsan Yalçın, "önümüzdeki günlerde 3. ve 4. İSKİ şubelerini, tstinye ve Hisarüstü mahallelerinde hizmete sokacağız" dedi. • Kadıköy Üst Göztepe'de 6'ncı kattaki evinin balkonunda tüp değiştiren bir kişi, tüpün alev ahnasıyla dengesini yitirerek aşağı düştü. Üst Göztepe, Uzunçayır Sokak 60 numaradaki apartmanda dün 13.00 sıralannda meydana gelen olayda Hasan Yüksel (30), tüp değiştirmek için 6. kattaki evinin balkonuna çıktı. Bu sırada alev alan tüpü aşağı atmak isteyen Hasan Yüksel dengesini yitirerek boşluğa düştü ve öldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle