Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/14 HABERLER 18 ARALIK 1991
Diyanet Işleri Başkanı Prvf. Dr. Said Yazıcıoğlu, teşkilatın Alevilere açık olduğunu söylüyor
Mezhepler üstü bir DiyanetHAKAN AYGÜN
— TtfUatta Sünnfler agırtık-
h. Alevi kerim pek isin içinde
yok. Ba hakazhk degil mi?
YAZICIOĞLU — Bakın, bi-
zim dinimiz laisizmdir diye bir
şey karşınıza gelirse, ortak bir
nokta bulmak zordur. Dinimiz,
kitabımız bir diyenler de var.
Eğer bunlarda birlik tamamsa,
bunu herhangi bir mezhebe ya
da meşrebe dökmek doğru de-
ğil. En azından başkanlık olarak
doğru değil.
— Bu koauda personeiin egi-
tfaai şart. Ama, Diyanet de bir
feyler yapamaz nu? Siz ratna-
zanda mesaj yayımlıyorsunuz,
muharremde niye yapmryorsu-
nnz?
YAZICIOGLU — Şöyle ifa-
de edeyim. Değişik kesimler var.
Sizin gazetenizde yayımlanıyor
işte. Biri diyor ki bizim dinimiz
laisizm. Şimdi bu anlayışla bağ-
daşmak tabii çok zor. Laisizm
diye bir din yok. Böyle bir din
ûzerine herhangi bir tasarrufta
Diyanet tşleri'nin Alevilerle ilgili çahşmasımn mistik bir havaya sokulduğunu belirten Yazıcıoğlu,
amaçlarını şöyle özetledi: "Alevilerle ilgili ciddi bir araştırma yapılmadı, biz yapalım, Diyanet
dergisinde yayımlayalım. Bu vesileyle çağıralım dedeleri, oturup konuşalım, düşüncelerini alalım,
bu tartışmaya biz de iştirak edelim. Hadise budur."
bulunamaz. Şöyle özetleyeyim,
Islamiyet belli, kitabı Kuran-ı
Kerim. Hazreti Peygamber'in
açıklamalan, sünneti vesaire.
Yani Islamiyetin temel esaslan
var. Bunlar mezhebe göre değiş-
mez ki? Dolayısıyla bu çerçeve
içerisinde herhangi bir aynlığın
olmaması lazım. Ama folklorik
manada Cem evleri filan, bun-
lar bölgelere göre değisen şeyler-
dir. Karadeniz'in, Doğu'nun,
Güneydoğu'nun folklorik un-
surları vardır. Türkiye bir mo-
zaikler ûlkesi asiında. Hem ırk
bakımından hem de mezhep,
meşrep bakımından. Çeşitli
mezheplerden, dini gruplardan
insanlar var. Benim yaklaşımım
şu, Diyanet bütiin bunlann üs-
tüne çıkmış bir müessese olma-
lıdır. Yani herhangi bir mezhe-
bin, meşrebin hâkimiyeti söz ko-
nusu olmamalıdır.
— Başkanhk bünyesinde
mezhep müdürliikleri olmasına
nasıl bakıjorsunuz?
YAZICIOCLU — O zaman
işin içinden çıkmak çok zor
olur. Yani o mezhepleri nereye
kadar götüreceğiz? Kaç mezhep
müdürlüğü olacak? Onun için-
den çıkamazsımz. Daha rahat
pozisyon, Diyanet tşleri'nin bü-
tün bunlann üstüne çıkıp işin te-
mdiyle, esasıyla nazım rol oyna-
yacak bir yapıda olmasıdır.
— Tekrar başa dönersek, bu
sıkınüiannızı giderme çerçeve-
sinde mi Aleviler konusuna eğil-
diniz? Ne amaçlıyorsunuz? Ale-
vilere nasıJ acanz, onu mu?
YAZICIOĞLU — Alevilerle
ügili çalışmamız mistik bir ha-
vaya sokuldu. Bizim düşünce-
miz AJevilerle ilgili ciddi bir
araştırma yapılmadı, biz yapa-
lım, Diyanet dergisinde yayım-
layalım oldu. Bu vesileyle çağı-
ralım dedeleri, oturup konuşa-
lım. Düşüncelerini alahm. Bu
tartışmaya biz de iştirak edelim.
Hadise budur.
— Banun bir ileri adımı ota-
cakmı?
YAZICIOĞLU — Devam
edecek, devam etmesi lazım.
Makul kimseierle diyaloğun sür-
mesi lazım. Dinimiz laisizmdir
diyen bir kesünle varılabilecek
bir nokta yoktur. Katı kesim,
Sünnilerde de var. Insanlann
inançsız olma hürriyeti de var.
Makul kesimdeki Alevilerle za-
ten bir farklılığımız olmaması
lazım. Farklılık var gibi görunü-
yorsa, bizden de kaynaklanan
eksiklikler mutlaka vardır. Bu
eksiklikleri bu diyalog yoluyla
oturup tespit etmek lazım.
— Cem evleri kunılması gibi
bir istek var.
YAZICIOĞLU — Cem evle-
rinin yapılması, o insanlarımızı
ilgilendirir. Diyanet cami yap-
maz. Yapan vatandaşlardır. Cem
evi olabilir, başka şeyler olabi-
lir. Bunlar sosyal tesislerdir.
— Mali yardım söz konusu
olamaz nu?
YAZICIOCLU — Camilere
bile Diyanet Vakfı'nm çok kü-
çük yardımı söz konusu. Yani
öyle bir olanağımız yok.
— Alevflerin Diyanet'te tem-
sfl istegi var.
YAZICIOĞLU — Temsilci
olayına çok sıcak bakmıyorum,
Bu yolun açılması halinde bu-
lunduğumuz noktadan çok da-
ha kanşık bir ortama da gide-
biliriz. Bunun gerisi gelir. Deği-
şik kesimler, değişik temsilcilik-
ler isteyecektir. Biz hepsinin üs-
tüne çıkmak zorundayız. öyle
mi, değil n»i, o tartışıhr. Ama
bu, personelin eğitünine bağlı.
Her masa, her temsilcilik bütün
kesimlere hitap ediyor. Alevi va-
tandaşlanmız devletin her kade-
mesinde her türlü mevkiye tır-
manabiliyor. Bunun tersi söyle-
nemez, Mani bir hal yok.
— Ama sizin teslrilatta Alevi
yok...
YAZICIOĞLU — Var oldu-
ğu söyleniyor. Ama ben bunu
araşUrmadım. Çünkü bölücülük
yapmış olurdum. Bu teşkilata
girmek için imam-hatip mezunu
olmak lazım. Eğer Alevi vatan-
daş imam-hatibi bitirir de bura-
ya gelirse, engellenemez ki. Ama
imam-hatibe gitmiyorlarsa, do-
ğal olarak az olacaktır. Belki de
vardır. Bilemiyorum. Aynmcılık
yapmak istemediğim için araş-
tınnak istenüyonım. Doğru de-
ğildir. Yani kıstaslan kim taşı-
yorsa, hangi kesimden olursa ol-
sun, bu müessesede çalışır.
ALEVÎLİK KONUŞULUYOR
Alevilikle Sünniliğin farkı
Celal Koç (İstanbu!)
Türkiye'de resmi ideoloji yıllardır şu görüşü savunmakta-
dır: "Alevilik ile Sünnilik arasında fark >oktur. İkisi de ay-
nı Allah'a, aynı pe>gambere, aynı kitaba inanmaktadır. Fark
varsa bu sadece küçiik biçimsel aynnlılardır." Bu, yanhşlığı
bilindiği halde takınılan kasıth bir tavırdır.
Alevilik sadece bir din anlayışı değil, toplumsal ve felsefi
bir akımdır da aynı zamanda. Şüphesiz Sünnilik de böyle-
dir. Ancak Sünnilik, dayandığı sınıf ve dunya görüşü ile Ale-
vilikten çok farkhdır.
Aleviliğin Tanrıya yaklaşım tarzı Sünnilikten çok farkh-
dır. O, Tanrıyı belli yerlerde aramaz. Tanrı ne Mekke'de, ne
Kudüs'tedir. Tanrı, insanın kalbindedir.
Resmi tarihin yalanları
Mithat Özder (Sultanahmet/lstanbul)
Alevi bir üniversite ogrencisiyim. Şu zamana kadar okul-
larda pek çok yanhş ve taraflı bilgilerle donatılmaya çalışı-
lan yüz birn'erce Alevi öğrenciden biriyim.
Burada sayılan yirmi milyonu bulan Alevüerin devletten bek-
lentilerini size iletmek istiyonım. Artık bizler pratikte bir şey-
ler görmek istiyoruz. Bizler Diyanet'te söz istiyoruz. Bizler:
1. Milli eğitimde Aleviliğin öğretilmesini,
2. Diyanette Alevilere söz hakkı verilmesini,
3. TV'de, basında Alevilik ve Alevi külturü hakkında bel-
geseller ve diziler hazırlanmasını,
4. Kültürümüze sahip çıkılıp korunmasını, araştırılması-
nı,
5. İbadetlerimizi yapacağımız cem evlerinin açılmasını,
6. Küflü, örümcekli kafalardaki Sünni-Alevi mezhep ça-
tışmasına son verilmesini istiyoruz.
Bizler K.Maraş, Çorum olaylannı unutmaya çalışıyoruz.
Alevüerin acısını yüreğimize gömduk.
SORECEK
HABERLERİN DEVAM
OLAYLARIN
ARDENDAKI
GERÇEK(Baftarafı 1. Sayfada)
sağlamak, ülkenin insan gücü
gereksinimini göz önünde tuta-
rak araştırmalar ve planlar yap-
mak ve önerilerde bulunmak,
üniversitelere ayrılan kadro ve
kaynaklann dengeli dağılımı ve
verimli kullammı konusunda
hükümet ve ilgili makamlara
önerilerde bulunmak, yeni kuru-
lacak üniversiteler için görüş bil-
dirmek amacıyla üniversitelerin
kendi üst kurullannca belirlene-
cek adaylar arasmda seçilecek
yilkseköğretim ve eğitim kuru-
lusu oluşturulacaktır.
Üniversite, özerk olacaktır.
Üniversite, tûm görüş ve dü-
şüncelerin ifadesini bulduğu bir
bilim mabedi olacaktır. Üniver-
sitelerin düşünce ve göruşlerini
dışa açıklayabilmeleri için de-
mokratik tüm olanaklar hazır-
lanacaktır.
Üniversite öğretim üyelerinin
siyasi partilere üye olabilmeleri-
ni sağlayacak anayasal düzenle-
me yapılacaktır."
•
Hükümet programında yer
alan bu ilkeler eğer gerçekleşti-
rilirse, yükseköğretim sistemi
köklû bir demokratik dönüşüme
sahne olacak. Böylece bir aske-
ri yönetim döneminde, üniver-
site kavramına da lümüyle ay-
kın biçimde getirilmiş olan "kıs-
la düzeni" de noktalanacaktır.
12 Eylül, antidemokratik uy-
gulamalanyla birçok alanda ol-
duğu gibi üniversitede de dikiş
' tutturamamıştır.
Bir başka deyişle, burada da
çeğdaslığın gerisinde kalmıştır.
Bu gerçek, hükümet progra-
mında da açıkça saptandığına ve
bu yolda çalışmalara da başlan-
dığına göre ilgili taraflara düşen
•ne olmalıdır?
Bu durumda YÖK'ün mima-
n Sayın Doğramacı için artık
doğru olan tercih, istifa kuru-
munu işletmek değil midir? Ya
'da Cumhurbaşkanı özal, bir ka-
mu görevlisi için on yıllık görev
süresini yeterli görüp, siyasal ik-
tidarta işbirliği içinde bir başka-
stnı bu göreve getirse, yeni dö-
nemdeki uzlaşma havasma kat-
kıda bulunmuş olmaz mı?
< Biraz sağduyu lütfen!
' • • •
ADANA
İHtPODROMimDAN
!l. Koşn: F: Sayyad (5), P: Er-
can 77 (1), S: Yiğithan (7).
\l. Koşn: F: Sek-Sek (2), P:
Gaddar (4), PP: Alkız (8), S:
Adanagüzeli (7).
3. Kofu: F: Unlübey (3), P:
Eda (1), PP: Şua (6), S: Şah-
meran (4).
4. Koşn: F: Didar (3), P: Rüz-
gânnoğlu (6), PP: Ortaköylü
(7), S: Tehlike (8).
5. Koşs: F: Bankobatur (1), P:
Akansel (4), PP: Ulubey (8), S:
Sancan (7).
6. Koşu: F: Gemlikgüzeli (2),
P: Taci (9), PP: Altuğbey (3),
S: Canoy (4).
7. Koşn: F: Babakemal (4), P:
Ayşen (10), PP: Toruntay (9),
PP: Mehteran (5), S: Tender
Line (3).
8. Koşu: F: Good By (1), P: As
Kontes (5), PP: Golden Isle (3),
S: Zıpkın (6).
tNGÜİZCE'yi 8
ayda konuftın sizi
Amerikah
dcMtlarımızla
taniftıralım.
Bahariye Cad. 62/3 349 59 3»
Başbakan Demirel ile İnönii, törenden önce semazenlerle batıra fotoğrafı çektirdi. (RIZA EZER)
Demirel-Inönü kol kola Mevlana'da
(Baftarafı 1. Sayfada)
emriyle meydana gelerek ellerin-
de kâğıt bayraklarla yolun iki
yanına dizilen bine yakın öğren-
ciye öğretmenleri de eşlik etti.
Karşılama sırasında 4 inek, bir
de koyun kurban edildi.
Miting alanına birlikte gelen
DYP'nin seçim otobüsü "Kırat"
ve SHP'nin secim otobüsü "Gö-
neş"in üzerlerindeki parti amb-
lemleriyle isimlerinin boyanarak
ve bant yapıştınlarak kapatıldığı
göruldü.
Meydana DemireFin araba-
sıyla gelen iki lider, öğrencilerin
bekledikleri yolun başında araç-
tan indiler ve yürüyerek
DYP'nin seçim otobüsü Kırat'a
bindiler. Kalabalığa önce tnönü
seslendi. tnönü, ilkokul çocuk-
lanmn alana getirilmesine "Si-
zin okulunuz yok mu? Okulu-
nuzn bırakmayın" diye tepki
gösterdi. Hükümetin halkın hü-
kümeti olduğunu, halkın seçim-
lerde verdiği kararla iki büyük
partinin bir araya geldiğini bil-
diren tnönü, çiftçiye ve Bağ-
Kur'luya yapılan seçim vaatleri-
nin önceki gün Bakanlar Kuru-
lu'nun karanyla yerine getirildi-
ğini kaydetti. Vatandaşlara, Bağ-
Kur konusunda alınan karara
sevinip sevinmediklerini soran
lnönü, aldığı olumlu yanıt üze-
rine şöyle konuştu:
"Daha da sevineceksiniz. Bag-
Kur size bandan sonra eziyet et-
meyecek, yanbm edecek. Bu ka-
rarlar vaatlerimizin yerine geti-
rilmesinin başlangıcı. Hepsi ye-
rine gelecek. Daha var, daha var.
Giden iklidar pek çok yanlış
yaptı. Hepsini düzeltecefiz. Biz
daha önce yerel yönerimJerde ik-
ddardık. Ama bizi bep ana mu-
halefet partisi olarak gördünüz.
Şimdi size hizmet vermek için
iktidardayız. Hem yerelde hem
genelde daha çok kizmel vere-
cegiz."
Cihanbeyli'de de iki partinin
seçim vaatlerinin bir bir gerçek-
Fııtbolcinayeti
(Baftarafı 1. Sayfada)
saatini bekleyen Oktay Ak-
demir, tuttuğu takımın galibiyeti
ile biten maç sonrasında iki ar-
kadaşı ile birlikte sevinçle stat-
tan aynldı.
Boynunda siyah-beyaz renkli
kaşkolu bulunan Oktay Akde-
mir ve arkadaşlan galibiyeti kut-
layan kalabalık bir Beşiktaşh
grubu ile Mecidiyekö>''ün ara
sokaklarında gösteri yaparken
pölisin müdahalesi sonucu
gruptan aynldılar.
Polis copundan kaçan Akde-
mir ve arkadaşlan bu defa so-
kak aralarından çıkan karşı ta-
kım taraftarlarının saldınsına
uğradılar. Akdemir'in arkadaşı
Vahan Solakoğlu, saldırı karşı-
sında kaçtıklarını ancak Akde-
mir'in 50 metre kadar koştuktan
sonra yakalândığını anlattı.
30-35 kişi olan fanatik saldır-
ganlann Oktay Akdemir'i döv-
meye başladıklarıru söyleyen So-
lakoğlu şunlan söyledi:
"Miidahale etmemiz olanak-
sızdı. Bütiin olaylar goz açıp ka-
payıncaya kadar oldu. Hepsi 30
saniye kadar surdü. Etraftan ye-
tişen kapıcılar su, kolonya, ge-
tirdiler. Daha sonra kalkıp yii-
rümeye başladık. Oktay 'ben iyi-
yim, bir yere gidip cay içelim'
dedi. Durumu kötiileşince en ya-
kın hastane di>e Şişli Etfal'e git-
tik. Orada tomografi olmadığı
için film çekilemedi. Ancak
doktorlar 'biz yine de bakalım'
diyerek ameliyata aldılar. Son-
ra da komaya girdigi söylendi."
fki gün komada kalan Oktay
Akdemir, beyiri tomografisi çe-
kilebilmesi için pazartesi günü
Haydarpaşa Numune Hastane-
si'ne gönderildi.
Başhekim Asuman Eğriboz,
ilk müdahalenin Şişli Etfal'de
yapıldığını ve hastanın kendile-
rine getirildiğinde hayati tehlike
bulunduğunu belirterek "To-
mografi çekildikten sonra kur-
tulma şansının olmadığı anlaşıl-
dı. Ağır kafa travması geçirmiş.
Beyin içi ve beyin dışı kanama-
sı sonucu öldii. Kafasındaki
darbelerin dışında vücudunun
diğer kısımlannda hiçbir darp
izine rastlanmadı" dedi.
Oktay Akdemir'in babası Ya-
kup Akdemir, olayın sorumlu-
larının bulunmasını isteyerek
"Bunu yapanlann bulunmasını
istiyonım. Etrafta olayı gören
birçok insan var. Hepsi çıksın
bildiklerini söylesin. Bugun be-
nim oğlum öldii, yarın onlann
oglunun başına da gelebilir" di-
ye konuştu.
Önlem alınsın
Maçlardan sonra çıkan olay-
ların, her insanda bulunan sal-
dırganlık dürtüsünün toplum
psikolojisi ile ortaya çıkması so-
nucunda meydana geldiğini an-
latan psikologlar bu tür olayla-
rın önlenmesi için uzun vadeli
eğitimin dışında, emniyet ön-
lemlerinin arttınlması gerektiği-
ni vurguladılar.
Yenilen takımın taraftarları-
nın kişiliklerini çok düşük, ör-
selenmiş ve aşağılanmış olarak
gördüğünü anlatan Prof. Özcan
Köknel, "Bu fanatik taraftaria-
nn çoğu etkin bir sporla uğraş-
mayan kişilerdir. Sporun gelis-
tirici, yaratıcı yönünden yarar-
lanmayan, aklını, mantığını hiç
çalıştırmadan bir kulübe, bir
renge bağlanan insanlardır" de-
di.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğ-
retim üyesi Prof. Engin Eker de
olayda toplu bir saldırganlığıiı
söz konusu olduğunu belirterek
"Nefret ve kızgınlık duygulan-
nın aynı duygulan taşıyan kişi-
lerde kolayca birleştirici bir rol
oynadığı bilinmektedir. Saldır-
gan bir davranış içinde olan bu
gruptaki kişiler büyük bir ihti-
malle kendilerinde var olan sal-
dırganlık dürtıisünü esas sebep-
ten başka bir kişiye yöneltmiş-
lerdir" diye konuştu.
leştirileceğini yineleyen tnönü,
"Şeker fabrikası istiyoruz" pan-
kartlannı gösteren Cihanbeylile-
re, isteklerinin hepsini yapmak
için iktidarda olduklarım sö^'ledi
ve kendîlerine güvenmelerini is-
tedi.
Demirel de paranın değerinin
korunacağı ve enflasyonun dü-
şürüleceği yolundaki vaatlerin
de yerine getirüeceğini bildirerek
hastane kapılarının millete açıl-
dığını, önümüzdeki aylarda da
yeşil kartm vatandaşlara verile-
ceğini söyledi. Demirel, askerlik
süresinin kısaltılacağını da kay-
detti.
Demirel de 1992'ye yaklaşan
Türkiye'nin de, dünyamn da 5-10
sene evvelki Türkiye ve dünya
olmadığmı, DYP ile SHP'nin
yan yana gelip hükümet kurar-
ken sadece Ankara'da değil, Ku-
lu meydanında da halkı bir ara-
ya getirdiklerini söyledi. Demi-
rel, "Ülkenin birlik, beraberiik,
kardeşlik ve hoşgörüye ihtiyacı
vardı. Herkesi karnı tok, sırtı
pek yaparsak bundan, SHP'li
de, DYPIİ de, ANAP'U da,
RP'li de yararlanır. İki büyük
partiyi bir araya getiren olay
budur" diye konuştu.
Başbakan Demirel, Konya'da
Esnaf ve Sanatkâr Odaları Bir-
liği'nin hizmet binası olan Esnaf
Sarayı'mn açüışını yaptı. Esnaf
ve Sanatkâr Odaları yöneticile-
ri ile sohbet eden Demirel, iç ve
dış politika konulanna değindi.
Dünyamn pek çok ülkesinin bir-
birleriyle dayanışma içinde bu-
lunduğunu söyleyen Demirel, dış
ilişkiler konusunda özetle şöyle
dedi:
"Bu dayanışmayı bağımsızlı-
ğımıza miidahale gibi görmek
yanlıştır. Biz bagımsızlıgımıza
fevkalade hassasız. Türkiye
Cumhuriyeti devletinin kimli-
ginde radikal, iradikal diye bir
tasnife tabi tutulacak bir durum
yok. Pınl pınl bir bağımsızlık-
tır ve her şeyi kendi iradesiyle
yapar. Biz ne süper devletlere
teslimiz, ne onlarla husumet
içindeyiz. tkisi de Türkiye'nin
yaranna degildir. Biz banşçı bir
devletiz. Biz içimizde olan ber
seye hâkimiz."
Başbakan Demirel ile Başba-
kan Yardımcısı Erdal lnönü, ak-
şam da Mevlana'nın 718. ölüm
yıldönumü nedeniyle düzenle-
nen Şeb-i Arus törenlerine katıl-
dılar. törenin açılışında konuşan
Kültür Bakanı Fikri Sağlar, in-
sanın, Mevlana'nın şiirlerinde
bütün görkemi ve çelişkileriyle
var olduğunu vurgulayarak
"Onun önemi, insanı zayıf yan-
lanndan da sevgi ve hoşgörii ile
kucaklamasından kaynaklamr.
Insanlık, Me>lana'nın göruşleri-
ni, ondan ancak yuzyıllar son-
ra ve bundan da yuzyıllar önce
insan hakları bildirgesinde
somutlaştırabilmiştir" dedi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
da bir telgraf gönderdiği tören-
lere, Milli Eğitim Bakanı Kök-
sal Toptan. Tanm ve Orman Ba-
kanı Vefa Tanır ile Çevre Baka-
nı Dogancan Akyürek de katıl-
dı.
Pınar
Kür'den
Sabahadava
'Yarın Yarın' adh
romanının, izin alınmadan
fotoroman şeklinde
kullanıldığını söyleyen
yazar Pınar Kür, gazete
aleyhine 500 milyon liralık
tazminat davası açtı.
tstanbul Haber Servisi— Ya-
zar Pınar Kür, Sabah gazetesinin
Melodi ekinde yayımlanan "Ya-
nn Yann" adh fotoromamn, ay-
nı adı taşıyan romanından izin
almmadan oluşturulduğu gerek-
çesiyle Sabah gazetesi aleyhine
500 milyon liralık maddi-mane-
vi tazminat davası açtı.
' Pınar Kür'ün *Yann Yann'
adlı romanı şimdiye kadar 7
basb yaptı. Yazko'nun yaptığı
üçüncü baskı, 1982 yılında Sıkı-
yönetim Mahkemesi karanyla
toplatıldı. 1984 yıhnda da tstan-
bul Sıkıyönetim Komutanlığı 1
Numarah Askeri Mahkemesi-
nin karanyla serbest bırakıldı.
Daha sonra senaryolaştınlarak
filme çekilen Yann Yann'da
Httlya Avşar oynadı.
Pınar kür, Sabah gazetesinin
Melodi ekinde fotoroman ola-
rak yayımlanan "Yann Yann"ın
kendisinden izin alınmadan kul-
lanıldığını söyleyerek hukuki gi-
rişimlerde bulundu. Gazeteye
yayırun durdurulması için ihtar-
name çeken Pınar Kür, hukuki
süre içinde bir yanıt alamaym-
ca bu kez 500 milyon liralık taz-
minat davası açmaya karar ver-
di. Pınar Kür, Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu'na aykın bir
durumla karşı karşıya olduğu-
nu, yazarlık hakkının çiğnendi-
ğini söylüyor.
Konu hakkında görüşünü al-
dığımız Sabah gazetesi Sorum-
lu Yazı Işleri Müdürü Kemal Yıl-
dınm ise yayımladıklan 'Yann
Yarm' fotoromanının Burç Film
Şirketi'nden, sözleşmeyle satın
alındığını, herhangi bir hukuki
sorun bulunmadığım açıkladı.
"Yann Yann" adlı kitabınm
kendisinden izin almmadan fo-
toroman olarak vayımlanması
üzerine Pınar Kür şöyle dedi:
"1976da yayımlandı. Benim
ilk kitabım. Uzun süredir, hat-
ta hâlâ Pınar Kür deyince akla
ilk gelen 'Yarın Yann'dır. Bu ki-
tap 1980 sonrası Sıkıyönetim
Mahkemesi'Dde üç sene yargı-
laadı. Üç yıl boyunca Selimiye^
ye gittim geldim, 15 yıl hapisle
yargılandım. Ba kitabı yaratma-
mn verdifi acıdan sonra korsan-
ca alınıp benden izinsiz ve ha-
bersiz kullanılıyor. Benim akhm
alnuyor böyle bir şeyi. tnsan
baklanmn bir parçası olarak gö-
riiyorum bir insanın kendi ese-
rine sahip olması hakkını. Ki-
taptaki olaylar, kişiler aynı, si-
nema olarak da tahrip edilmiş.
Kitabm özü yok olmuş. Öte yan-
dan benim 10 yıllık sabşunı en-
geilediler. 50 bin saUn bir kitap
bu. Bunlar ise bir günde 500 bin
satıyorlar. Çok büyük bir hak-
sıztak.
Kitap 12 Mart döneminde ge-
çiyor. 12 Mart olaylanna kan-
şan bir üniversite ögrencisiyle
evti bir burjuva kadını arasında
dogan aşk sözkonusu. Hem 12
Mart dönemini irdeJeyen hem de
iki insan arasında böyle fırtına-
h bir dönemde yaşanan aşkı an-
latan bir roman."
Pınar Kür aynca kiubın telif
haklannm Can Yayınlan'nda ol-
duğunu, Burç Film'e o zamamn
parasıyla 1.5 milyona yalnızca
film yapma hakkını verdiğini,
Burç Film'in başka bir yere Ya-
nn Yann'ı satmasının söz konu-
su olamayacağını vıırguladı.
Bir depo akaryakıt stokçuya ne kazandırır?
Y4RGI
ÖNÜNDE
SAVUNMA
Abdullah Baştürk
8.000 üra (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
VmA
Normai benzm
Motorin
Kalorifer yakıtj
Fueloil 5 numara
1. altenatlf
tmmmm
26.1
15.0
10.0
10 0
Deşa başüia
kazMçrn.)
11 938 923
6.885.000
2.387.600
2.217.300
ıı. artenıatn
zam oranı (H)
30.3
18.1
14.2
13 1
ttapakaşiM
kazaaçrn.)
13.860.129
8.307.900
3.393 061
2904 663
ROT: Akaryakıt ıstasyonlarındaki depo bûyûklüğü ortalama 20 ton olarak alınmıştır Depolara doldurulacak akaryakıt çe-
şitleri cinslerine göre farklı yoğunluktadır Kesafet (yoğunluk) 1 ton için normal beftzinde 745 litre, motorinde 850
letri, kalorifer yakıtında 940 litre ve fueloilde 950 litre olarak hesaplanmıştır.
Yerli otomobil sahiplerinin 1 depoluk kazancı
CJnsi
Normal benzin
Motorin
1. altMMİİı
zMomı{H)
26.1
15.0
Deyttok
kazaMÇ(TL)
32 050
16.200
H. altenıatif
Z» MM (H)
30 3
18.1
Depohık
kaançfTL)
37 208
19 548
MOT: Yerli otomobillerde bir depo ortalama 40 litre ûzerınden hesaplanmıştır.
Akaryakıta hücum
(Baftarafı 1. Sayfada)
ku bayiler degil vatandaş yapı-
yor, herkes zam gelmeden depo-
lannı dolu tutmanın peşinde"
dedi. Ismail Aytemiz, yüksek
zam söylentilerinin halkta akar-
yakıta karşı talep yarattığını ve
satışlannın arttığını belirterek
"Apartmanlar, işyeri ve sanayi
kuruluşlan ile kat kaloriferi
olan vatandaşlar, kalorifer ya-
kıtı için yedek depolannı doldu-
nıyor. Kimse arabasında yanm
depoyla dolaşmıyor. Zam gel-
meden alavım istiyor. Tabii ba-
yiler de bu zam söylentileri ol-
masa bu kadar fazia miktarda
almak istemederdi. Ama biz al-
dıgımızı satıyonız" diye konuş-
tu.
özelükle kalorifer yakıtı ve
sanayi yakıtı olarak kullanılan 5
numara fueloilde, kötü hava
koşullan nedeniyle tstanbul'a sı-
nırlı mal gelmesine, bir de zam
öncesi talep artışı eklenince ya-
pay bir darlık başgösterdi. Yal-
nızca abonelerine satış yapan
SheU'in dışında, bu ürünlerin ls-
tanbul'daki tek dağıtıcısı olan
Petrol Ofısi'nin, gecen haftadan
bu yana tankerlere kontenjanlı
mal verebildiği büdiriliyor. Bu
yüzden pek çok apartman ve iş-
yeri yakıt bulmakta zorlamyor.
Tankerier knynıkta
Hükümetin, akaryakıta yüz-
de 10'la yüzde 40 arasında tah-
min edilen oranlarda zam yapa-
cağı ve zamlann yılbaşından ön-
ce uygulamaya konulacağı yo-
lundaki haberlerin yoğunlaşma-
sı, bayilere ait tankerlerin Petrol
Ofis dolum tesislerine akın et-
mesine yol açtı. Geçen hafta ba-
Terörist
(Baftarafı I. Sayfada)
lu'nda görevli memur AbduHah
Çdebi'yi (35) yaraladı.
Polis memunınun yaralandı-
ğmı gören askeri korumalar da
ateşle karşıhk verdiler. Açılan
karşı ateş sonucu yaralanan
Hakkâri nüfusuna kayıth Cuma
Uysal, olay yerine gelen polis
ekipleri tarafından bir bahçede
saklanmak isterken yakalandı.
Polis memuru Abdullah Çe-
lebi önce SSK Göztepe Hasta-
nesi'ne daha sonra da Haydar-
paşa Göğüs Hastalıkları Hasta-
nesi'ne kaldınlarak tedavi altı-
na alındı. Çekbi'nin sağlık du-
rumunun ağır olmadığı bildiril-
di.
Haydarpaşa Numune Hasta-
nesi'ne kaJdır.ıc^. . ^ •* kurşun
yarası bulunan Cuma Uysal'ın
sağlık durumunun ağır olduğu
öğrenildi. Uysal'm üzerinden 20
milyon Türk Lirası çıktığım be-
iirtcn emniyet yetkilileri, sanığm
1979 yılında bir ev sahibini öl-
dünnekten cezaevinde yattığım
söylediler. Geçen mart ayı ceza-
evinden çıkan, temmuz ayında
da nıhsatsız silahla yakalanıp
yeniden cezaevine giren Uysal'm
6 kez hırsızlık suçundan gözal-
tına aundığı öğrenildi.
Emekli Orgeneral Sabri Yir-
mibeşoğlu ise olayla ilgili açık-
lama yapmadı. Yirmibeşoğlu
daha önce tehdit edilip edilme-
digj yolundaki soruyu da yanıt-
sız bıraktı.
şında aniden bastıran kar yağı-
şı nedeniyle Aliağa'dan gelen
petrol yüklü gemilerin lstan-
bul'a yanaşıp mal boşaltamama-
sı, "siyah yakıt" olarak bilinen
kalorifer yakıtı ve 3 numara
fueloilde sıkıntı yaratmıştı.
Ambarlı dolum tesisleri yetkili-
ley, geçen cuma gününden iti-
baren bu ürünlerden 12 bin ton
mal geldiğini, ancak yine de yet-
mediğini belirterek "Günlük
1000-1.500 ton normal saüş ka-
pasitemizi aşarak cuma günü 2
bin 600 ton mal verdik. Cumar-
tesi günü de çalısarak bir o ka-
dar daha yakıt dagıruk. Yine de
talep doymadı" dediler. Bayile-
re ait tankerlerin sabahın erken
saatlerinden itibaren kuyruğa
girdikleri ve mal yetmediği za-
man satışlann her bayi için bi-
rer tankerle sınırlı tutulduğu
kaydediliyor.
Kalorifer yakıtını pazarlama-
da ortaya çıkan sıkıntıyı gider-
mek için bayileri kanahyla de-
ğil kendi dağıtım kuruluşlan
olan Thermo-Shell aracıhğıyla
sattıklanm belirten Shell yetki-
lileri ise öteki petrol şirketleri-
nin Istanbul'da bu ürünü satma-
masına dikkat çektiler. Thermo-
Shell'in toplam 3 bine ulaşan
abonesine, günde 300 ile 450 ton
arasmda kalorifer yakıtı sattığım
belirten Shell yetkilileri, "Ka-
zançh gönnedikleri için dagıtım
yapmayan sirketler de sadşa baş-
lasa rahatlama olur" dediler.
Bugünkü fiyatlar
Clasi Ffrrtı
Normal benzin 3070
Sûper benzin 3430
Kurşunsuz bensiz 3840
Motonn 2700
Gazyağı 2770
Kalorifer yakıt 1271
5 numara fueloil 1167
6 numara fueloil 909
Akaryakıtta ortaya çıkan ta-
lep artışının yalnız kalorifer ve
sanayi yakıtında değil diğer
ürünlerde de başgösterdiği bil-
diriliyor. PeUol Ofısi Bölge Mü-
dürü Ulvi Yorgancı, Haramide-
re, Çubuklu ve Ümraniye dolum
tesislerinden günde 7 bin ton ci-
vannda olan toplam satışın 9
bin tona kadar yükseldiğini ifa-
de etti. Yorgana, "Kalorifer y«-
kıtı ve 5 numarada yüzde 30 -
401ar crvanndaki arDsın yani a-
ra günde bin 200 ton civannda
olan motorin satışımız bin 700
tona, 350-400 ton olan benzin
satışunız 500 tona, 275 ton crva-
nndaki süper benzin satışımız
da son birkaç gündür 350 tona
yükseldi" dedi. Istasyonlarda
teknik olarak yüksek miktarda
stok yapamayacaklanna işaret
eden, ancak bayilerin ellerinde-
ki malı zam geldiğinde yeni fi-
yattan satma imkâmna sahip
bulunduğunu kaydeden Yorgan-
cı, "Örneğin kalorifer yakıtını
tankerde belirii bir ısıda birkaç
gün tutamazsınu. Zam gelirse
şansına tankerinde benzin olan
kârlı çıkar" şeklinde konuştu.
ARMAĞANFUARI NDA
20-31 ARALIK
EN
GÜZEL
ARMAGAN
KİTAPTIR
SÖYLESİ VE İMZA GÜNLERİ PROGRAMI
20 Arolık Cuma
21 Aralık Cumartesi
22 Aralık
23 Ardık
24 Arahk
25 Aralık
26 Arahk
27 Aralık
28 Aralık
29 Aralık
Pazar
P.tesi
Salı
Çarşamba
Perşembe
Cuma
Cumartesi
Pazar
ÖZNUR KALENDER
ERDAL AUBEK
FOSÜNÖNU
6ANİ MÛ1DE
AYTOlUAl
İLHAN İREM
SALÂH BİRSEL
AYDIN BOYSAN
İKK 0N6UN
FATİHER006AN
RIFAT llfiAZ
N
Hergün 11.00-20.00
FM Fuqr Merkezi, Ortaklar Cad. Mecidiyeköy
Tel: 167 18 14