Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 75 ARALIK 1991
BELKİ
MURAT BELGE
Aleviliği Devletleştirmek
Son günlerde gündeme gelen onemlı bır konu, Alevılerın
de Dıyanet Işlerı'nde temsıl edılmelerımn sağlanması oldu
8u, önemlı, önemlı olduğu kadar da çetrefıl bır konu
Konuya kısa vadede bakarsak, boyle bır uygulamanın
olumlu olduğu ve bır lyı nıyete dayandığı soylenebılır Turkı-
ye Cumhurıyetı yurttaşlannın buyuk coğunluğu Muslürnan,
bunların buyük coğunluğu da Sunnı, ama Alevı azınlığın sa-
yısı da hıç azımsamr gıbı değıl, bayağı buyuk bır azınlık oluş-
turuyoriar, Turkıye Cumhurıyetı Devletı, dınle ılgılı uygulama-
larını Dıyanet Işlerı Başkanlığı yoluyla surduruyor, ama Dı-
yanet Işlerı yalnız Sunnı çoğunlukla ılgılı bır yapı Mılyonlar-
ca Alevı yurttaşımız, böyiece, Dıyanet Işlerı'nde hıç temsıl
edılmıyor Bu çerçevede Dıyanet Işlerı orgutunun Alevı yurt-
taşların d'nı ıhtıyaçlarına da karşılık verecek bıçımde yenı-
den duzenlenmesı olumlu bır adım olarak yorumlanabılır
Özellıkle, çeşıtlı bıçımlerde hor görüldüklerıne, ıkıncı sınıfa
ıtıkjıklenne tnanan Atevılerın bu duygulannı gıderecek bır ted-
bır sayılabılır
Ama bence daha onemlı sorun, dının, dının herhangı bır
kolunun devlet ıçınde örgutlenmesının meşruluğuyla ılgılı, ıl-
kesel sorudur "Laık" olduğumuzu ıddıa edıyoruz, ama laık-
lığın temel gereğı olan, dın/devlet ayrışmasına uymuyoruz
Laıklığın boyle uygulanması, herkesın bıldığı gıbı, dını dev-
let denetımı altında tutmak karannın sonucuydu Ancak, bu
pragmatık amaçla laıklık ılkesının bozulmasına ses çıkarma-
yanlar da artık farkına varmış olmalıdırlar kı ılışkı şımdı tersı-
ne ışlemeye başladı Dın, devlet ıçınde örgütlenıyor ve dev-
lete mudahalede bulunabılıyor Turkıye, geçmışte ne olmuş,
kım ne dusunmuş olursa olsun, artık sahıden laık bır duzen-
lemeye gececek bır ^ _ _ ^ _ ^ _ _ _ _ _ ^ _ ^ _ ^ _
olgunlaşma duzeyıne
varmıştır Bu perspek-
tıften bakılırsa, Alevı-
len Dıyanet Işleri'ne
sokmak değıl, Dıyanet
Işlen'nı devlet bunye-
sınden çıkarmak daha
akıl kârı Dın, doğru-
dan toplumun denet-
leyecegı, duzenleye-
ceğı bır şey olmalıdır
Bugunün Türkıyesı-
nde bu yalnız gayn-
muslım cemaatler ıçın
o da ancak bır dere-
ceye kadar ger-
çeklesıyor Çunku ontarın bırçok faalıyetı de vakıflar yoluyla
devlete bağlanmış, oradan yönlendırılıyor bunun en 1yı bı-
çımde yurüduğu de soylenemez
Bu sorunlar ılkesel duzeyde son derece onemlı olmakla
bırlıkte ılgılı sayılar buyuk yoğunluklar oluşturmuyor Ama
Sünnı ve Alevı konusu ışın ıçıne gırınce, toplumun aşağı yu-
karı tamamı olayla ılgılı Bu alanda, Alevılerın konumu, dış-
landıkları ıçın gerçek laıklığe gorece daha yakın Kendı dını
hıyerarşılennı vb devlet mudahalesı otmadan belırlıyorlar
Ama "dışlandığı" ıçın "laık" olmak da şuphesız paradoksal
bır durum Sık sık tedırgınlık konusu olan, Alevı koye Sunnı
hocatayını gıbı tuhaflıkların durması ve Alevileri ılgılendıren
ışlerın malı desteğını sağlayacak özerk kuruluşların oluştu-
rulması ıçın gereklı koşulların yaratılmasıyla, Alevılığın ger-
çekten laık bır toplumsal yapıyla eklemlenmesı daha kolay
olacaktır Ama aynı sey Sunnı Muslumanlar ıçın de geçerlı
hale getırılmelıdır Devlet, dınle ılgılı ışlerde belırleyıcı olmak-
tan çıkmalı, dınle laıklığı bırtakım değışken konjonkturterde bır-
bırıyle uzlaştırmaya çalışmaktan vazgeçerek gerçekten laık
olmalıdır, devlet, sıvıl toplumun kendı ınançları doğrultusunda
'<Jmı ıhiiyaçlannı yerıne getırmesıne ancak dolaytı bıçımde,
o da surecın baştangıcında yardımcı olmakla yetınmelıdır En
önemlısı, laık yasaların, laık eğıtımın, laık uygulamanın, laık
duşuncenın varlığının garantısı olmalıdır
Bu çerçevede baktnca, Alevılığın Dıyanet Işlerı'nde tem-
sılını, bır dışlanmanın sona ermesı olarak olumlu bulmakla
bırlıkte, bunun, toplumun uzun vadelı gelışme doğruttusu-
na aykırı bır gelışme olacağını düşünuyorum
Alevileri Diyanet Işleri'ne
sokmak değil, Diyanet
İşleri'ni devlet
bünyesinden çıkarmak
daha akıl kârı. Dİn,
doğrudan toplumun
denetleyeceği,
düzenleyeceği bir şey
olmalıdır.
TEŞEKKUR
Sevgılı Eşım ve Babamız
Ulaştırma Albay (E)
Kayahan Şevki
Kurtböke'nin
acı kaybı nedenıyte
Bınna Ordu Komutanı Sayın Organeral
Ismail Hakkı Karadayı
Ve
Ege Ordu Komutanı Sayın OrgeneraJ
Doğan Beyazrt'ın
Bızlerı onurlandıran ılgı ve yakınlıklarına
Acımızın her anında yanımızda bulduğumuz
Harp Okulu 53 mezunlarına
53'lûlerln Ankara ve Izmir Gruplarına
1950 mezunu Kabataşlı sınıf arkadaşlarına
llk mudahatedekı olağanustû çabalanyla bızlere tanfsız mınnet
duygusu yaşatan apartman komşularımız
Dr. Şefik Iğdem, Dr. Gökhan Pançuk va
Op.Dr. Nüvlt Duraker'e
onların bu gayretlerıne katılan
Oûmüşsuyu Askerl Hastanesl llkyardım Eklbln*
Gazetecıler Cemıyetı'ne, Gazete Sahıplerı Sendıkası'na,
Turkıye Gazetecıler Sendıkası'na, Basın Yayın ve Enformasyon
Genel Mudurluğu Istanbul II Mudurluğune, Istanbul Radyosu
Mudurluğune, Cumhurıyet, Hurrıyel, Dunya, Tercüman, Son
Havadıs Gazetelerıne, ANKA Haber Ajansı'na, Humyet
Vakfına, Turk Eğrtım Vakfına Galatasaray Vaklı Yonetıcılerıne,
lletışım Araştırmalan Derneğı ne, Mert Kent Yapı Kooperatıfıne,
Bayrampaşa Beledıye Başkam Sayın Necdet Özkan'a, Potıs
Teftış Kurulu Istanbul Bolge Başkanı Emnıyet Muduru Sayın
Sadettın Tantan a. Istanbul Devlet Opera ve Balesı
mensuplarına, Western Australıa Unıversıtesıne Istanbul,
Marmara ve Anadolu Unıversıtelerı Öğretım Uyelerıne, Sayın
Vehbt Koç'a, Sayın Can ve Necmenın E'.ıyeşıl ve Sayın Melıh
Yıldızlar Aılelenne, Sayın Alarko Grubuna, Acımıza halya'dan
gelerek katılan Sayın Garıboldı ve Formıga Aılelenne, Tungay
Elıyeşıl, Koru 1 ve 2 Lavazım Sıteletı yonetım ve sakınlenne,
Bırına Ordu ve Ege Ordu Protokol Mudurluklenne, Istanbul
Merkez Komutanhğına, Cenazeye bızzat katılan başsağlığına
gelen Vakıflara, bağışta bulunan, telefon, telgraf ve taksla
yurtıçı ve dışından buyuk acımızı paylaşan tum dost, akraba ve
kuruluşlara derın şukranlarımızı sunarız
Güner, Dr. İpek, Petek KURTBÖKE
SAHİBİNDEN
SATILIK
ALFA Gıulıetten 84 1 6
aırcondıtıon, merkea kılıt otomatık cam yenı motor
ALFA 33 85 1 5 merkezı kılıt otomatık cam, yenı motor
Tel: 337 86 61 - 338 16 51
Kadbma Siyaset Kotası
Erkeklenn arkalaması olmadan sayısız zorlu mesleğın becensını
kazanmayı bılen, çok çeşitlı bılım ve sanat dallarında hıçbır ayrıcahktan
yararlanmadan başarıya ulaşan kadınlar sıra "sıyaset"e, parlamenter
sıyasete gelınce neden karşı cmsın lütfuna ıhtıyaç duysun?
Doç. Dr. NAZAN AKSOY Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
Istanbul Unıversıtesı Kadın Sorunlan
Araştırma ve Uygulama Merkezı Turk kadı-
nııun sıyası haklarını alışmın 57 yıldönumü
dolayısıyla 6 Aralık 1991 Cuma gunu bır pa-
nel duzenledı Panele katılan kadın konuşma-
cılann çoğu cumhunyetın kuruluşundan ben
çeşıtlı meslek dallanrida yetışıp hayata atılan
kadın sayısmın gıtgıde artmasına karşın. sıya-
setın en ust duzeyde gerçekleştığı parlamento-
dakıkadınmılletvekılısayısının 1935 Meclısı'-
ndekı sayıya bıle ulaşamadığını, hattâ
ulaşmak şoyle dursun, donem donem 3-4 mıl-
letvekılıne kadar duştuğüne dıkkatı çektıler
Sayın konuşmacılara gore bu duşuşü onlemek
ıçın başvurulması gereken çare. Türk sıvası
hayatında kadınlann parlamentoya gırmelerı-
nı yasal bır guvenceye bağlavacak olan ozel
kadın kontenıanları ayrılmasıydı Eğer sıyası
partılenn mılletvekılı âday lıstelenne sabıt bır
"kadın kotası" koymaları bır yasa ve tuzuk
maddesı halıne getınlırse, bu sorun buyuk ol-
çude çözulecek, hıç olmazsa çozulme yolu
açılmış olacaktı
Şaşırtıcı bir öneri
Hay h şaşırtıcı bır onenydı bu \ma daha şa-
şırtıcı olan, kadın sorunlarından sorumlu
Devlet BakanıSayınGuler Ilen nındebuone-
nlere katılmasıvdı Oysa Sa\m Ilen bulundu-
ğu mevkıve yıllarca suren bır uğraşla gelmıştı,
1972'de partısının kadın kollannda çalışmaya
başlamış uzun yıllar partının çeşıtlı kademe-
lennde görevler ustlenmış, mucadelesım
erkeklennkıyle eşıt koşullar altında surdur-
müş, tercıh hakkının seçım bolgesındekı kadın
ve erkek seçmenlerce kendı lehıne kullanılma-
sı sonucu parlamentoya gırmeyı başarmış,
kısacası mılletvekıllığıne oe. bakanlığa da
"'kota ' avncahğı sayesınde değıl. kendı çabası
v e v eteneğıyle gelmış bır kadındı
""Kota" valnızca bu panelde değıl, kadın so-
runlan çerçevesınde bugun tartışilan bır konu
olduğu ıçın bır ıkı noktaya değınmek ıstıyo-
rum 'Olumlu ayınmcılık" dıye nıtelendınlen.
sakatlar engellılervb gıbıtoplumsalbaskıal-
tında kışılıklerını, yeteneklennı gelıştıreme-
yen toplumsal gruplara tanınan oncehklerden
kadınlara da bır pay aynlması acaba soz ko-
nusu sorun ıçın sağTam bır çozüm yolu mudur''
İkıncısı, boyle bır pay, çağdaş femınıst hare-
ketlenn amacı, yapısı ve ozuyle bağdaşacak
nıtelıkte mıdır
9
Olumlu ayrımcılık
Sıyaset uğraşının belkı de başka hıçbır mes-
lekte olmadığı kadar genış ımkânlar gerektır-
dığı doğrudur elbette Her şeyden once bellı
bır ekonomık duze>ı gerektıren bır ıştır Sıya-
sete genellıkle çok genç yaşlarda başlanıhr
Sıyasetçı butun zamanını, hatta butün omru-
nu sıyasete verır Ama bu gıbı zorluklar
başından ben demokratık taleplerle ortav.a çı-
kan kadınlann antı-demokratık olduğu tartış-
ma goturmeyecek bır yontemle sıyası hayatta
boy gostermek ıstemelennı hakh çıkaramaz
Tek tek kadınlann değıl ama kadın hareketı-
nın boyle bır "hak"kı ıçıne «ındırebıleceğını
duşunmek bıle akıl almaz bır şeydır
Çunku "olumlu ayınmcılık"tan yararlandı-
nlacak olan ınsanlar bu deyıme konu olan
ınsanlar gıbı bır toplumsal grup değıl, Turkıve
(ve dunya;
nufusunun yansraı oluşturan ka-
dın cınsıdır Erkeklenn arkalaması olmadan
savısız zorlu mesleğın becensını kazanmayı
bılen, çok çeşıtlı bılım ve sanat dallannda hıç-
bır ayncalıktan yararlanmadan başama
ulaşan kadınlar sıra "sıyasef'e, parlamenter
sıyasete gelınce neden karşı cınsın lütfuna ıhtı-
yaç duysun
0
"Erkek egemen bır dunyava
başkaldırdıklan ıddıasmdakı kadınlann boy-
le bır egemenlık düzenının efendısınden oz-
gürlük ve eşıtbk talep edeceklerıne lutuf dı-
lemelen femınıst hareketın (hareketlenn) var-
hk nedenine, özüne aykırı değıl mıdır?
Ustelık bu demokratık de değıldır Orneğın.
bır ıle bır valı atanması devletın kadınlara kar-
şı uyguladışj ayınmcılığın kalkmış olması
yonunden elbette sevındıncıdır. ama Muğla
Valısı Sa>ın Lale Aytaman'ın meslekten yetış-
me>ışı a>nı mesleğın çeşıtlı kademelennde
yıllardır uğraş veren kendı hemcınslerını (ve
tabıı erkeklen) âdeta trafık kurallarına avkın
bıçımde sollayarak bulunduğu mevkıye tepe-
den ınışı bu başarıya golge düşurduğu gıbı bır
kadının valılığe atanmasını kadınlara v enlmış
sembolık bır armağan nıtelığıne de burundur-
mektedır
1935 seçımlennde 18 kadının parlamentoya
gırmesım o zaman ıçın olumlu bır başlangıç
saymak belkı mumkun Ama bunun ne kadar
fa>dalı bır >ol olduğu herhalde gorulmuştur
Ataturk'un o donemın koşullan ıçınde kadın-
lara gosterdığı jestındı bugünku partılerden
beklenmesı ıster ıstemez tek partı donemının
resmı kadın soylemını de çağnştırıyor
Her şeyın ' tepeden ınme sı gıbı kadın sıya-
setçı ve mılletvekılının de tepeden ınmesı,
gunumuzun demokrası anlavışı ıçınde herhal-
de ıstenılır bır şe> olmamalıdır Kaldı kı
Ataturk donemının femınızmı yüzyıl başlann-
dakı kadınlann erkeklerle eşıt hukukı haklar
elde etmesı amacıyla sınırlı klasık femınızmdı
Çağdaş femınıst akımlann sadece bu amaçla
yetınmedığını bılıvoruz
Kadın hareketı erkeklere karşın var olmuş-
tur Bu bakımdan hımayecı arayan eğılımler-
den sakınması gerekır Kadınlann parlamen-
ter sıv asete katılması ancak tam bır demokrası
ıçınde gerçekleşebılır
Kanımca, meslek kuruluşlarınm özgurce ör-
gutlenebılmelen, dernek faahvetlennın gelış-
mesı. sendıkal orgutlenmenın yaygınlaştınl-
ması oğretım uyelen ıle butun devlet
memurlanna sıyaset vasağının kaldınlması.
sıyası partılerde kadın ve gençlık kollannın
kurulması. kısacası toplumun örgutlenmesıne
karşı mevcut butun hukukı engellenn yıkılma-
sı ve halkın en kuçuk toplumsal bınmlere
kadar orgutlenme ıhtıvacını duyması kadınla-
rı parlamenıoya goturecek olan yolu da arala-
yacaktır
(1) Aslmda bunun tam bır jest sayılmaması gerekır
çunku o donemde bıle Turk kadın harekeUmn bır geç-
mışı vardı ılk kadın hareketlen bızde Auturk döne-
mınde degıl 1890 larda başlaraışlı
PARİSTEIV SELÇIK DEMİREL
Maastrieht^fen Sonra Bir Başka Avrupa
Yola koyulan bu Avrupa treninin lokomotifi Almanya'dır.
Son vagonu da, her an trenden aynlma eğilimi gosteren
İngiltere oluşturmaktadır. Nitekım Maastrıcht'teki en buyuk
engeli bu en uçtaki vagon oluşturmuştur.
ASAF CAN
ortak polıtıka alanları da eklenecektır Or-
neğın adlı bazı örgutlenmeler (Europol-
Avrupa pohsı), konsolosluk (ortak vıze);
ejhtım, çevre, sağbk, tuketıcılenn korunma-
sı, nıspeten az gelışmış AT ulkelerı ıçın ış-
bırlığı gıbı konular hep bu ortak polıtıka-
nın kapsamına ahnacaktır Ayrıca AvTupa
komısyonunun guvenlık ve savunma alan-
larında gınşımde bulunabılmesı ve Avrupa
Parlamentosu'nun >etkılerının arttırılma-
sı da alınan kararlar arasındadır Bu ara-
da kunılacak Avrupa Bırlığı'ne etkm bır ış-
lerlık kazandırabılmek ıçın alınan kararlar-
da "çoğunluk ovu" ılkesı de benımsenmış-
tır Kısaca Avrupa Merkez Bankası ve or-
tak Avrupa para bırımı ıle en geç 1 Ocak
1999 tarıhınden ıtıbaren yururluğe gırecek
olan global bır Avrupa anlaşması doğmuş-
tur Be? vıl ıçınde 1996'da bu yenı oluşu-
ma doğru kazanılan dene>ımler >enıden
gozden geçırılecek ve gerekırse anlaşmada
bazı değışıklıkler vapilabılecektır
Avrupa Topluluğu'na >aşam veren eskı
Roma ve Parıs anlaşmaları Maastrıcht'te
yerını tek bır anlaşma>a bırakmıştır Bu ve-
nı anlaşma, Maatrıcht doruğunda yapılan
değışıklıklerın vanısıra AT've otuz yıl bo-
yunca yaşam veren tum kuralları kapsa-
maktadır Şımdı bunlara Sı>ası Birlik ve
Parasal Birlik duzenlemelerı eklenmektedır
Bundan böyle topluluğun adı da değışe-
cektır Avrupa Toplulugu gıderek "Avru-
pa Birliği" adını alacaktır Oenel ılkeler ve
ekonomık sıyası kurallar bırlığınden oluşan
ve ıçerığı 10 aralığı 11 aralığa bağlavan çar-
şamba gecesı onaylanan yenı Avrupa an-
laşması, onumuzdekı şubat-mart avlarında,
AT'nın donem başkanlığını yapan Porte-
kız'de ımzalanacaktır Soz konusu anlaş-
manın 31 Aralık 1992 tanhıne dek ulusal
parlamentoların onavından geçmesıyle
Topluluk ısım değıştırecek ve "Avrupa
Bırlığı" adını alacaktır
Maastrıcht'te doğan bu yenı gerçek ne-
dır
7
Uye ulkeler tarafından nasıl değerlen-
dırılmıştır ve bu venı olgu 12'len nasıl et-
kıleyecektır?
Global anlaşma
Bugune dek Avrupa Topluluğu'na havaı
veren oğeler sektorvel anlaşmalardı AET'
nın temelınde, 1952'de komur ve çelık sek
torlennı duzenleyen Pans Anlaşmasıyla
1958'de nukleer alandakı EURATOM an-
laşması ve tarım, tıcaret sektorlerınde va
pılan, bunun >anı sıra, pazarları ıçeren ıkı
Roma anlaşması vatıvordu Oysa şımdı
Maastrıcht doruğu ıle Avrupa nıtehksel bır
hamle yapmıştır Sozu edılen bu sektoryel
anlaşmaların otesınde ortak para bırımı, or-
tak dış polıtıka ve guvenlık konulannı kap-
sayan global bır anlaşmanın temelı kurul-
muş, kısaca Avrupa'nın sıyası ekonomık
anayasasının temellerı atılmıştır
Bu konular aşamalı bır bıçımde ulkele-
rın yetkı alanından çıkarak Avrupa Bır-
lığı"mn vetkı alanına gırdıkçe, bunlara yenı
Avrupa treni
dır Hatırlanacak olursa ingiltere "Tek Se-
nef'ın kararlaştınldığı 1985 Milano Doru-
gu'nda da gurultu yaratan ıtırazlar dıle ge-
tırmış, fakat son anda ıstasyonda tek başı-
na kalmamak ıçın gene Avrupa treninin ar-
kasına takılmıştır
En cıddı ekonomık ozvenye katlanan ül-
ke Almanya'dır Kohl bu doruğun bedelı-
nı Alman Markı ıle ödemıştır Avrupa Mer-
-kez Bankası ve Ortak Para Bırımı, Avru-
pa'nın en guçlu ekonomısı ıçm gerçek bır
özvendır Buna, nıspeten az gehşmış AT ul-
kelenne yapılacak, artan oranda bır kay-
nak transfen de eklenecektır Fakat "Av-
rupa Bırlığı" nden sağlanacak sıyası avan-
tajlar ve ABD'ye karşıt guç oluşturabılecek
Avrupa lıderlerı arasında kalmanın tanıdı-
ğı sıyası üstünlük bu yüke ağır basmak-
tadır.
ltalya ıçın berumsenen yenı ekonomık ve
parasal kurallar, ıç polıtıkada şımdıye dek
görulmemış değışımlere yol açacak denlı
ağırdır Roma, ekonomık birlik ıçınde var-
lığını surdurebılmek ıçın kamu açıkları ve
enflasyon oranını yan yarıya duşurmek zo-
rundadır
Mıtterrand memnundur Çunku Batı Av-
rupa Bırlığı, NATO ıçınde gerçek bır Av-
rupa kutbuna donuşmeye hazırlanmakta-
dır Ayrıca Avrupa dayanışması ıçınde ka-
lan Almanya'nın Doğu Avrupa'ya yonelık
emperyalıst arzuları da frenlenecektır
Yola kovulan bu Avrupa treninin loko-
motifi Almanya'dır Son vagonu da, her an
trenden aynlma eğıhmı gosteren ingiltere
oluşturmaktadır Nitekım Maastrıcht'tekı
en buvuk engeli bu en uçtaki vagon oluş-
turmuştur Major, "Thatcherızm" polıtı-
kasına devam edebılmek ıçın Avrupa sos-
yal polıtıkasını ıstememış ve Ingılız sana-
yıının Japonlar tarafından kolayca ele ge-
çırılmesıne olanak veren lıberal sosyal du-
zenlemelerınden uzaklaşmaya razı olma-
mıştır Ekonomık ve Parasal Birlik konu-
lannda da Major, anlaşmaya gerekırse
Ingıltere'nın Avrupa polıtıkalarından aynl-
masını sağlavacak bır hukum konmasını ıs-
temıştır
Butun bunlara rağmen İngıltere'nın ızo-
lasyonıst polıtıkası uzun suremez Dığer AT
ortaklan Major'a seçım oncesı sorun yarat-
mamak ıçın bazı kolaylıklar gostermışler-
Turkiye ne yapacak
Felıpe Gonzalez de, Maastrıcht'ten tat-
mın olarak ayrılan lıderler arasındadır
Ekonomık ve Parasal Birlik kurallarının
zengın ve fakır AT üvelerı arasındakı me-
safeyı daha da buyuteceğınden çekınen
Ispanya Başbakanı, Avrupa'nın "az
gehşmışlerı" ıçın (Ispanya, Yunanıstan,
Portekız ve Irlanda) bır yardım fonunun
kurulmasını temın etmıştır Bu fon ayrıca,
AT'ye gırmeve hazırlanan zengın ulkeler-
ce de desteklenecektır
Avusturya ve Isveç, Avrupa Bırlığı an-
laşmasının resmen ımzalanmasından son-
ra ılkbaharda Bruksel'le uvehk goruşmele
nnın başlayabıleceğını açıklamışlardır Fın-
landıya ve Norveç de sırada beklemektedır
Bruksel'de soylenenlere gore, yenı uye-
lık anlaşmalan, 1994'te sonuçlanacak Ba-
kalım Turkıye ne yapacak
9
KAYIP
Emeklı Ulaştırma Albay
53-13, Kayahan Şevkı
Kurtböke'nin askerı kımlık
kartı kaybolmuştur
Hükumsüzdur
854 No'lu Eîasın kartım ıle
bırlıkte kullanmakta olduğum
"Basın Trafık Kartımı"
kaybettım Hukumsuzdur
UĞUR GUNYUZ
GRVJI
NtZlHE tM^MOĞ
CDMI HINOCLU
MEllAHılOLL
CEYLAN MUTtL
ÖZLEM HEKSU OZKAN
SUHtYLA ŞAHIN
ATATVRK K^LTLK MCRKEZI
10 ARALIK J0 ARALIK
AINMA
Yokluğuna bır turlu ahşamadığımız
kendını ınsanlık adına adamış mert ınsan
A. FERDİ TAMER'İ
ölumunun 1. yıldonumunde
ozlem ve saygıyla anıyoruz.
TAMER AİLESİ
ZEHRA İPSİROĞLU
Gençlik Yazınında
Otorıter Eğilimler
Son yıllarda sayıları gıderek artan koktendıncı çocuk
ve gençlık yayınları gençterımızı kuşkusuz olumsuz
açıdan etkılemektedır Bu tur yayınlarln okuyucuları
daha çok hangı sosyal kesımden gelmekteler, bu ya-
yınlar gençlerı ne denlı yonlendırmekte, zararları ne
gıbı sağlıksız davranışlara yol açmakta bu alandakı
araştırmalar henuz yeterlı değıl
Koktendıncı yayınların ozellıklerıne gelınce, kuçuk
çocuklar ıçm hazırlanan vurdulu kırdılı çızgı romanlar-
da, urkutucu korkutucu masailarda, ıbret verıcı
oykulerde daha çok korku ve saldırganlık oğelerı ağır
basarken gençler ıçın hazırlanan romanlarda uyum-
suzluk, mutsuzluk, başkaldırı dığerlennden farklı
olma, kendını kanıtlama, kımlık arayışı gıbı psıkolo|ik
etmenlerden yararlanıldığı goze çarpıyor
Ilgınç olan bu tur yayınların dayandığı ılkelerı ve
olçutlerı Almanya'dakı Nazı donemındekı olçutlerle
karşılaştırdığımızda, dın ve kultur ayrılıklarına karşın
şaşırtıcı benzerlıklerle karşılaşmamız Bu da dının
sanıldığı gıbı bır amaç değıl, ıdeolojık doğrultuda bır
araç olarak kullanıldığının en çarpıcı kanıtı
Sozgelımı gençler ıçın hazırianan koktendıncı gelı-
şım romanlarında (orneğın, Talat Uzunyaylalı, "Sena-
torun Kızı ., Mehmet Goktaş ' Venıden Doğuş") nasıl
bır ya da bırkaç gencın turlu yanlışlardan sonra doğru
yolu bularak gerçek mutluluğa kavuştukları gostentı-
yor.
Doğru yolu bulma, bu gençlerm bulundukları ortam
ve koşullarla hesaplaşmalarını ıçermıyor Ak-kara,
guzel-çırkın, doğru-yanlış gıbı kesın değerler çerçeve-
sı ıçınde gerçeklerden soyutlanmış bır duşunce
kalıbının uygulanmas
1
başka deyışle onceden verıl-
mış bır yaşam bıçimıne ayak uydurma anlamına
gelıyor
Aynı şekılde gençier ıçm hazırlanmış olan Nazı ro-
manlarında da orneğın Aloıs Schnenzınger"\n otuzlu
yıllarda Almanya'da bestse'ler olan "Hıtlerjunge Ou-
enx ' adlı romanında da romandakı gencın nasıl doğru
yoiu bularak Nazılere katıldığı anlatılır Koktendıncı
romanlarda gencın
Köktendiıtci yayınlapın
giderek aptmasınm en önemlı
nedenlerinden biri, gençlepi
çokyönlüvebağımsız
düşünmeyeyönlendlpen
olumlu seçeneklerinaz
oluşu...
gelısmesıne olanak
tanımayan karsıt guc-
lerı yozlaşmış kent
soylu bır Batılı çevre
oluştururken Nazı ro-
manlarındakı karşıt
gucu sol eğılımlı ışçı
sınıfı oluşturmakta
Buna karşılık doğruyu
dıle getıren kesımı
yanı koktendınctlerı — * ^ — ^ — ^ — — — — — —
ya da Nazılerı belırleyen ortak ozellıkler durustluklerı, ıç-
tenlıklerı ve ozgun yasama duydukları derın ozlemlerı,
ozdenetım dısıplın temızlık, katıksız ve an bır arkadaşlık
cınsellıkten arınmıs tertemız bır sevgı cesaret ozverı vb
bu ınsanları benımsedıklerı temel ılkeler
Bu romanların ortak ozellığı gencın aılesınden, çev-
resınden, arkadaşlarından, herkesten koparak kısaca
geçmışıne hayır dıyerek doğru yolu bulması Çevre-
den kopma her ne denlı ozgurce alınmış bır karar gıbi
gorunuyorsa da asnnda bır baskıdan kurtulup daha
yoğun, daha guçlu bır baskıya boyun eğmek anlamına
gelıyor Roman kışılerının yaşadıkları ortamla uyum-
suzlukları, yalnızlıkları, mutsuzlukları bır başka ortak
ozellıklerı
Boylece genç okuyucunun her açıdan kolaylıkla öz-
deşleşebıleceğı tıpler yaratılıyor Genellıkle bır kımlık
arayışı çerçevesmde gelışen, kımı kez de olağandışı
bır aşk oykusuyle duygusal etkısı yoğunlaştırılan bu
tur romanların kuşkusuz en sakıncalı yanı, gençlerı
okullarına, aıleler.ne kısaca yaşadıkları çevreye karşı
soğutarak kışkırtmaları
Gençler, doğru yolu bulduktan sonra gerçek mutlu-
luğa kavuşuyorla*- Ama bu mutluluk nasıl dır mutluluk,
gençlerm yaşamları bu aşamadan sonra nasıl gelışı-
yor, bu, hıçbır romanda somut olarak gosterılmıyor.
Okuyucunun dıkkatı daha çok mutluluğa ulaşma yolun-
dakı engellerde odaklaşıyor Bu engeller sadece
kotulerte çatışma çercevesı ıçınde dış engeller olarak
gosterılıyor
Psıkolojık duzlemde sorunlara, ıç çelışkılere roman-
ların hıçbırınde rastlamıyoruz çünku roman kışıleri
seçtıklerı yolun doğru yol olduğundan hıç kuşku duy-
muyorlar Nazı romanlarında şoven duyguları pekıştı-
rıcı bayrakların, unıformalarm, marşların yerını,
koktendıncı romanlarda dınsel duyguları hedef alan
başortulerı, çarşaflar ezan seslerı alıyor Bunları duy-
guları kamçılayan kışkırtıcı sımgeler olarak tanımlaya-
bılırız, çunku ne gerçek bır ulusçuluk ne de dınsel
ınançla ılgısı var
Koktendıncı yayınların gıderek artmasının en önem-
lı nedenlerinden bırı, gençlerı çok yonlu ve bağımsız
duşunmeye yonlendıren olumlu seçeneklerın az olu-
şu, başka deyışle, çocuk ve gençlık yazını alanındakı
buyuk boşluk Bır başka onemlı nokta eleştırel ve çok
yonlu duşunmeyı oğretme doğrultusunda eğıtımın
yetersız kalışı Gençiere kendılerını gelıştırme olanağı
tanıyan onlardakı yapıcı gızılgucu çıkartan çağdaş bır
eğıtım anlayışı, bu tur yayınlara duyulan ılgının azal-
masına yol açacaktır