22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5, Cumhurbaşkanrnın, yerel seçimlerin ertelenmesini öngören yasayı onaylama eğiliminde olduğu öğrenildl Özal ANAPla ters düştüDYP-SHP koalisyon hükümetinin istediği, ANAP'ın karşı çıktığı yasayı Cumhurbaşkanı Özal'ın hemen onaylama eğilimine girmesi ANAP'ta şok yarattı. YasanınÖzal tarafından imzalanması haiinde seçimler ertelenecek. ANKARA (Cumburiyet Bürosu) — Curahur- başkanı Turgut Özal'ın yerel seçimlerin ertelen- mesini öngören yasayı onaylayacağı yolundaki haberler AN AP'ta şok etkisi yaptı. Cumhurbaş- kanı özal'ın dün saat 14.00'te hukuk danışman- lan ile yasayı incelediği, karannı yann vereceği öğrenildi. Başbakan Süleyman Demirel, gazete- cilerin "Cumhurbaşkanı yasayı onayladı mı?" şeklindeki sonısuna "Bilmiyonım, sormadım, haberim yok" yanıtmı verdi. özal'ın yasayı o- nay eğiliminde olması ANAP'lıların tepkilerine neden olurken Genel Başkan Meşut Yılmaz, yakın çevresine Cumhurbaşkanı Özal'ın ana- yasaya aykın bir yasayı onaylamasını bekle- mediğini belirterek "Ancak Sayın Cumhurbaş- kanının tasarnıflanna kanşmamız doğnı olmaz" dedi. Yılmaz, Cumhuriyet'in sorusu ûzerinede Cumhurbaşkanı nın \asayi onayla- yacağı yolundaki iddiaların "tahmine dayan- dığım" belirterek Özal'la bu konuda birteması olmadığını söyledi. Yılmaz. yasanın onaylan- maması için Cumhurbaşkanı'na herhangi bir telkinde bulunmasının söz konusu olmayaca- ğını kaydederek "Bu konu kcndi takdirlerinde- dir"dedi. Mesut Yılmaz. yasanın onaylanma- sı durumunda partisınin yetkili organlarıyla toplantı yaparak durumu değerlendirecekleri- ni sözlerineekledi. ANAP Genel Başkan yardımcılan ise Ana- yasa Mahkemesfne gitme konusunu yetkili kurullarda değerlendireceklerini söylediler. ANAP yöneticileri, Cumhurbaşkanı'nın onaylama eğilımi'ni. "iktidarla ilişkileri yumu- şatmaya yönelik siyasi bir karar" olarak nite- lediler. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın SHP ve DYP'nın çabalanyla yasalaşan ve boş bulu- nan belediye başkanlıklan için ilan edilmiş seçimlerin haziran 1992'ye ertelenmesini ön- gören yasayı, bu hafta içerisinde onaylaması ve yasanın Resmi Gazete'de yayımlanması bekleniyor. Bu durumda, yasa henüz Resmi Gazete'de yayımlanmadığından, bugün Amasya merkez, Silopi. Tufanbeyli ve Zile'de belediye başkanlıklan için seçim yapılacak. Ancak daha ileri tarihlerde yapılacağı ilan edi- len Bakırköy. Kâğıthane ve Çatalca gibi bü- yük ilçelerin de aralannda bulunduğu 12 bel- dedeki belediye başkanlığı seçimleri haziran ayına kalacak. Cumhurbaşkanı Özahn yasayı veto etmesi beklentisinde olan ANAP'lılar. Özal'ın onay- lama eğilimi üzerine tam bir "şok" yaşadılar. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmazın, "Sayın Cumhurbaşkanrnın tasarruflanyla ilgili bir konuda bizim yorum yapmamız doğnı olmaz. Ancak ortada Anayasa \1ahkemesi ka- rarları var. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ka- rarı var" değerlendirmesini yaptığı öğrenildi. ANAP'ın Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cumhur Ersümer, Cumhu- riyet muhabirinin sorulannı yanıtlarken ilan edilmiş belediye başkanlığı seçimlerinin erte- lenmesinin yasalara ve hukuk mantığına uy- madığını, iktidann açıkça seçimlerden kaçtı- ğını belirterek "Yasa anayasa) a aykırıdır. Ama tabii ki her makam takdir hakkını kulla- nacaktır. Cumhurbaşkanrnın kendi takdirleri- dir"dedi. _ Bakırköy Belediye başkan adayı Ali Talip Özdemirın ıse belediye başkanlığı seçimlerinin iptalinden dolayı oldukça öfkeli olduğu öğrenildi. Özdemir. yakın çevresine. "İlan edilmiş seçimleri ertelemek Bakırköy hal- kına yapılmış en biiyük zulümdür" diyerek tep- kisini dilegetirdi. DYP'nin Bursa Milletvekili Güçlü, ANAP'lılar kürsüye çıkınca lafatmadan duramıyor DYPTi GüçltiHe ANAP alerjisiArtistlik yapma Kürsüye yürüyüp laf atmasıyla tamnan Bursa Milletvekili Kadir Güçlü, Meclis'in en sinirli milletvekili görünümünde. ANAP'lılara sık sık 'artistlik yapma' diye bağıran Güçlü, "Ben geçmişi bildiğim için sinirleniyorum. Konuşmaları asabımı bozuyor" diyor. FARUK BİLDÎRÎCt ANKARA— Meclis'te bir ANAP kızgını. Ne zaman bir ANAPTı milletvekili kürsüye çı- kıp konuşsa, Bursa DYP Millet- vekili Kadri Güçlü ayakta, "ar- tistlik yapma" diye bağınyor. ANAP'lılar lafın altmda kalîna- yınca tartışma başlıyor, Güçlü, ANAP'hlann üzerine doğnı yü- rürken arkadaşları yatjştınp oturtuyor. Ashnda hemen her dönem Meclis'te sinirliliğiyle tanınan milletvekilleri olur. Güçlü de da- ha hükiimet programının tartı- şıldığı günden itibaren dikkat çekti. O gün ANAP Genel Baş- kanı Mesut Vümaz kürsüdeydi ve koalisyon hükümetini elesti- riyordu. Ne zaman ki Yılmaz, "Ydlardır bıkmadan usanmadan 'memleket iyi idare edilmiyor' dediniz. Şimdi herkes gibi biz de bu söziin sahibinden memleke- tin iyi idare edilmesini bekkyecegiz" dedi, GüçlU aya- ğa fırladı: — Senin agababan— Birleşimi yöneten başkanveki- li Yıldırun Avcı, "Sayın Güçlü, liiften" diye sakinleştirmeye ça- lışınca bir tartışma başladı: "GÜÇLÜ— Çok doluynm, boğazuna kadar doluyum Sayın Başkan. ni yerel seçim yapalım. GÜÇLÜ— Sen bizi terbiye mi edeceksin? Hocama saygı göste- rin diyorsun. Biz senin söyle- menle mi saygı göstereceğiz? BAŞKAN F. IŞIKLAR— Bir saniye efendim. Lütfen oturun, sakin olun. ERGÜDER— Ne oldu be- yefendi? GÜÇLÜ— Senin söylemenle mi saygı göstereceğiz? ERGÜDER— Beyefendi, ye- ni mi seçildiniz siz? GÜÇLÜ— Evet. ERGÜDER— Ha, ögrene- ceksin daha, öğreneceksin par- lamentoyu. GÜÇLÜ— Artistlik yapma. (ANAP sıralanndan gürültüler) sizin hakkınızdan geleceğim." Güçlü, kürsüye yürüme ör- nekleri anımsatılınca, "Siz sinir- ASLINDA KERESTECtYtM— 45 yaşındaki Güçlü, DYP İnegöl ilçe başkanlığından Ankara'ya gelen bir politikacı. Güçlü meslegini, "Aslında keresteciyim, aşağı yukarı TUrkiye'nin en büyük mobüya mağazasının sahibiyim" diye açıklıyor. AVCI— Dolu olabilirsiniz; ama hatibin sözünu kesmeyiniz Sayın Güçlü (DYP, ANAP ve SHP sıralanndan gürültüler). MUSTAFA KALEMLİ— Sa- yın Başkan siz doktorsunuz, bu arkadaşın bir rahatsızlığı var ga- liba. Dikkatinizi çekerim." Güçlu, ANAP sıralanna doğ- ru yürürken, partili arkadaşlan engellediler. TBMM Genel Kurulu'nufl 5 araükta yaptığı birleşimde de ANAP Grup Başkanvekili Mus- tafa Kalemli DYP'yi seçimden kaçmakla suçlayınca, Güçlü yi- ne sinirlendi ve "Siz ikiboçuk se- ne kaçtınız" diye bağırdı. Ka- lemli aldırmayıp sözlerini, "inandıncı olamazsımz..." diye sürdürdü. Bu kez DYP'nin Ba- lıkesir Milletvekili Sami Sözat, laf attı: "— Siz de öyle yaptınız." Tartışmanın bundan sonraki bölümü TBMM tutanaklanna özetle şöyle yansıdı: "KALEMLİ— Canım, biz yanlış yaptıksa sizin de yanlış yapmanız şart mı? O mantıkla hareket ediyorsunuz. GÜÇLÜ— Biz çok çektik, siz de çekin. KALEMLİ— Bizim iktidan- nuz döneminde mahalli seçim- lerle ilgili çıkanlan kanun Ana- yasa Mahkemesi'nce iptal edildi. MEHMET ÇELEBİ (DYP- Samsun) Dün dündür, bugün bugün. KALEMLİ— Yapmayın efendim. Artık bu düşünceler- den sizin sıynldığınızı, çok de- gişik bir imaj vermeye başladı- ğınızı kabul ediyonız. Hani de- ğişim, bani pamuk baba imajı- nız nerede?" Kalemli, sözlerini bitirip kür- süden inerken Güçlü yine aya- ğa fırladı: "Siz bı'ze yaptınız, şimdi de biz size yapacağız." Başkan Yıldınm Ava, Güçlü- yü, "Bitti mi efendim? Devam edeüm müsaade ederseniz. An- cemaatin derler buna. Boyle bir nsolumüz yok" sözleriyle uyardı. Ara yerel seçimlerin ertelen- mesine ilişkin yasa önerisinin 10 aralıkta gorüşülmesi sırasında Orhan Ergüder, kendisinin "kaptanın seyir defteri.." olarak nitelediği heyecanlı konuşmala- rından birini yaparken Güçlü bir kez daha dikkatleri üzerin- de topladı. Ergüder, partisınin destekle- diği öneriyi eleştiren Mnmtaz Soysal için "Sakın hocama kar- şı saygısızlık yapmayın. Vicda- nından gelen sesi söyledi. Ken- disi anayasa profesörüdür" cümleleri Güçlü'yü sinirlendir- di. Bu renkli tartışma da Meclis tutanaklannda şöyle: "GÜÇLÜ— Kim bu adam yahu? Sen bizi terbiye mi ede- ceksin? ERGÜDER— Siz diyorsunuz ki, seçimleri toplayalım, bir mi- ğim için sinirleniyorum. O ko- nuşmalan asabamı bozuyor" di- yen Güçlü, sözlerini şöyle sürdü- riiyor: "Aslında Mesut Yılmaz'ı seve- rim. Ama kalkıp da mahalli se- çimleri erteledigimizi söyieme hakkı yok. Bu tutarsızhk, bu ka- dar olmaz. Ben içten pazarlıklı değilim. Neysem oyum. Hani bir kısım insanlar tarafından revaç gören türden politikayı bilmem. Onun için onlar oraya çıkıp artistlik yapınca dayanamıyomm." Güçlü, 1959 yılında DP'de politikaya başladığmı anlatırken "Elhamdülillah başka parti ol- madı. Sonra AP ve DYP'de po- litika yaptım. En son DYP İne- göl ilçe başkanıydım" diyor. Güçlu, meslegini de "Aslında keresteciyim. İnegöTde aşağı yu- kan Türkiye'nin en büyük mo- büya mağazasının sahibiyim" şeklinde açıklıyor. 45 yaşındaki Kadri Güçlü, şimdi milletvekili. TBMM Tanm Komisyonu üyesi. 212 kunüuştan delegelert milli ve manevi değerlenesahip çıkmak* için bir arayageldi Kocatepede Türk- Islaııı zîrvesi RUŞEN ÇAK1R ANKARA — Türkiye Di- yanet Vakfı'nın Ankara Ko- catepe'deki Konferans Salo- nu'nda dün bir "Türk - İs- lam Zirvesi" yaşandı. Devlet Bakanlan Ekrem Ceyhun, Akın Gönen, Mehmet Batallı: RP Ge- nel Başkanı Prof. Necmettin Erbakan, eski MÇP Lıderi Al- paslan Türkeş; ANAP Genel başkan Yardımcısı, eski Bakan Fahrettin Kurt: eski Başbakan Yıldırım Akbulut: eski Bakan- lardan Hasan Celal Güzel, Ab- dülkadir Aksu; çok sayıda RP'li, DYPli, MÇP kökenli milletve- kili; Diyanet lşleri Başkanı Prof. M. Said Yazıcıoğlu; Sayış- tay Başkanı Vecdi Gönül; Hak- Jş Başkanı Necati Çelik; TPAO Genel Müdürü Özer Altan; Va- kıflar Genel Müdürü Şener Macun; PTT Genel Müdürü Emin Başer; Gazi Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Şakir Akça hep oradaydılar. Neden, Birlik Vakfı tarafın- dan düzenlenen "Törkiye Gö- nölıfi Kültür Teşekknlleri II. İs- tişare Toplantısı"ydı. Türkiye çapında faalıyet gösteren 135 vakıf. demek. cemiyet ve ocağa baglı 213 kuruluştan delegeler "nulli ve manevi değerlere sahip çıkma" faaliyetlerinde bir koor- dinasyonu hayata geçirebilmek için bir araya gelmişlerdi. Bu toplantımn ilki, 31 Mayıs 1991 tarihinde 76 vakıf ve der- nek kuruluşunun katılımıyla tstanbul Ortadoğu Ticaret ve İş Merkezi (OTtM)'de Aydmlar Ocağı'nın inisiyatifiyle gerçek- leştirilmişti. tki toplantı arasın- da RP-MÇP-IDP ittifakı, erken genel seçimler yaşanmış, ortaya DYP-SHP koalisyonu çıkmıştı. Kısa süre içinde katılımlann sayısmın üçe katlanmış olması, Turkiye'nin "milli ve manevi ya- şanttsında" çok önemlı rolleri olan bu kuruluşlann varolan si- yasi statükodan pek memnun olmadıklannı gösteriyordu. Ni- tekim değişik siyasi oluşumlann temsilcileri, peşpeşe kürsüye çı- kıp Türk-İslam entelijansıyası- nın seçkin isimleri. önde gelen İslami cemaatlenn yöneticileri karşısında "birlik ve beraberlik" konusundaki kararlılıklannı, "milli ve manevi değerlere" bağ- lılıklannı dile getirdiler. Birlik Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Erman Tun- cer. açılış konuşmasında top- lantıya katılanlan "hak dostla- n" olarak niteledi. "Devletin ünkâolan sınırlıdır. Toplumlar- da yapılması gereken hizmetler de sayilamayacak kadar çoktur. Bu yüzden, çağdaş topjumlar devleti küçültmeyi hedef almıs- lardır" diyen Prof. Tuncer. gö- nüllü kuruluşlann toplumlann kalkınmasında çok büyük des- tek verdiklerini söyledi. Prof. Tuncer, Türkiye'de özgürlükçü demokrasınin tam olarak yerle- şebilmesi için "tabuların yıkıl- ması, resmi ideolojinin sorgulan- ması, yakın tarihin yargdanması gerektiğini" belirtti. Toplantının divan başkanlı- ğma seçilen, yine Birlik Vakfı'n- dan İsmail Kahraman, kısa ko- nuşmasından sonra Devlet Bakanı Ekrem Ceyhunu övgü dolu sözlerle kürsüye davet etti. Milliyetçi-muhafazakâr kesim- ler nezdinde saygın bir yere sa- hip olan Ceyhun, kısa ve tem- kinlı konuşmasında. farklı vakıflann birlikte hareket ede- bilmeleri için "güçlü bir hukuki starüye, güçlü kaynaklara sahip olmalan" gereküğini belirtip. vakıflardan sorumlu devlet ba- kanı olarak her türiü destek vaat etti. RP Genel Başkanı Prof. Nec- mettin Erbakan ise konuşma- sında, merkez sağ partilere çat- tı. "Bu tür toplantilara milli ve manevi değerlere en fazla bağlı olan arkadaşlan yolluyorlar. önce milletin oylarını topluyor- lar, sonra hepsini bir kavanoza doldurup hokus pokus yapıyor- lar" diyen Erbakan, demokrası- nin dört yılda bir yapılan seçim- lerden ibaret olamayacağını söyledi. tlkokullann sekiz sene- ye çıkartılmak istenmesinin ne- deni olarak imam-hatiplerin orta kısımlarına öğrenci gitme- sini engellemek olduğunu iddia eden Erbakan, DYP'li bakanla- ra şöyle seslendi: "Siz nereye gidiyorsunuz Al- lahaşkına? Kendinize gelin. On- lar sizi buraya gönderip, orada bildiklerini yapıyorlar." ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı Fahrettin Kurt, "İkti- darları döneminde kimseye inançları yüzünden baskı yapıl- madığım" belirtip, toplantıya katılan vakıf ve dernekleri "bi- rer baskı grubn olarak güçlerini kullanmaya" davet etti. Alparslan Türkeş ve Hasan Celai Güzel'in konuşmalannın ardından söz alan RP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Çe- lik, heyecanlı konuşmasında. Fahrettin Kurfun sözlerini, kendini örnek göstererek yalan- ladı. Çelik, sözlerini "Rejimi yargılamalıyız. TBMM kürsü- sünde inançlarımızı özgürce dile getirme hakkından bile mahru- muz. Siz bize sahip çıkın" şeklın- de tamamladı. Diyanet lşleri Başkanı Prof. Said Yazıcıoğlu'nun kısa ko- nuşmasından sonra, Divan Baş- kanı tsmail Kahraman, toplan- tının sabah oturumuna ara vermeden önce alkış alan şu sözlerietti: "Leyla Zana denen kadın veya kız, orada öyle konuşamaz. Ni- yetleri açık; bu ülkeyi böunek. 'Yurtta Sulh. Cihanda Sulh' safsatası bizi öyle sarmış ki, 'Kibrıs Banş Harekâtı' demişiz, neden korkuyoruz?" Türkıye Gönüllü Kültür Te- şekkülleri II. İstişare Toplantı- sı. redaksiyon komisyonun oluşması ve çalışmalanyla sür- dü. Bugün redaksiyon komis- yonunun raporlan okunup tar- tışılacak. ANTALYA BAROSUmJNANAYASA SORUNLTPANELİ YAPILDİ Ozden: Çağdaş anayasa şart BÜLENT ECEVİT ANTALYA — 20 Ekim seçimleri ve DYP- SHP koalisyon hükümeti sonrası ilk kez 1982 Anayasası'nm değiştirilmesi konusun- da Antalya Barosu'nun düzenlediği "Ana- yasa Sonınu" paneli düzenlendi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Y'ekta Güngör Özden- in yönettiği panelde siyasi parti temsilcile- ri, yeni bir anayasanın gerekli olduğunu ve bu anayasanın halk için yapılmış, devlet için yapılmamış bir anayasa olmasını istedikle- rini anlattılar. Anayasa Mahkemesi Başkanı özden, ye- nı anayasa yapılırken Türkiye Cumhuriye- ti Devleti'nin yeniden kurulmayacağını anımsattı ve "Cumhuriyetin yenilenmesi ba- kınundan özlemi çekilen çağdaş anayasanın mutlaka oluşması" gereğini söyledi. Ana- yasadaki boşluklann düzeltilmesi ile değiî> yeni bir anayasanın yapılmasının daha iyi olacağını belirten Özden, "Bunu herkes is- tiyor. Anayasalar kimsenin özel maiı değil- dir. Anayasa herkesindir. Ancak anayasa- dan her şey de beklenmemelidir. Hukukun üstünluğüne bağlı devletin değil halkın ana- yasasuun oluşturulması gereklidir" diye ko- nuştu. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Av. İbsan Saraclar, henüz 10 günlük iktidar ol- duklarını ve bunun için de yeterli şekilde anayasanın degişikliği konusunda bilgi ve- remeyeceğini söyledi. 1982 Anayasası'nm yapılış tarihi ve tarzı itibariyle halkın gerçek iradesinin yansıma- dığı konuşmacılarca dile getirilirken Prof. Dr. Oya Aradı, 1982 Anayasası'nı halkın benimsemediğini, çünkü o anayasayı halkın benimsediği bir yönetim çıkarmadığını vur- guladı. Prof. Araslı, şimdiki anayasanın ba- zı maddeleri üzerinde değişikliğin yapılabi- leceğini kaydettikten sonra, "Belki ters ge- lecek, ama yeni anayasaya işkencenin ön- lenmesi için çok daha etkin kararlan koy- mak gerekir" diye konuştu. SHP Milletvekili Prof. Dr. Mümtaz Soy- sal da "1982 Anayasası devieti konımak için yapılmış. Anayasalar balkı konımak için ya- pılır. Devlet kendisini konır. Topu var, tü- feği var. Askeri var, polisi var, jandarması var" diye konuşmasına başladı. Prof. Soy- sal, TBMM'de bugün için bir anayasa de- ğişikliğinin yapılması gerçekleşmeyecekmiş gibi görüldüğünü, bunun için de halkın bu konuda duyarlı olup siyasetçileri "sıkıştırmaları" gerektiğini söyledi. Demirel Yarın seçim olsa daha farklı olur Başbakan Süleyman Demirel, dün Aydın, Kastamonu, Afyon ve Adapazarı'ndan gelen heyetleri kabul etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu}- Başbakan Süley- man Demirel, 20 Ekim genel seçimlerinde halkın tek başı- na iktidar olacaklarına "yer yer inanmadığını" belirterek, "yarın seçim yapılsa çok da- ha farklı olur" dedi. Yolsuz- luk yapanlann "burnunu sürteceğini" vurgulayan De- mirel, koalisyon ortağı SHP'yi kastederek " An- kara'da beraberlik oldu, bunu tabanda da istiyomz" diye konuştu. Başbakan Süleyman De- mirel, dün Aydın, Kastamo- nu, Afyon ve Adapazarı'n- dan gelen heyetleri kabul etti. Demirel, Kastamonu heyetini kabulde yaptığı ko- nuşmada, 20 Ekim genel se- çimlerinin "kendi isıedikleri gibi" olmasa da "halkın gön- lü istikametinde" bir sonuç verdiğini belirterek, "Yarın seçim yapılsa bu çok daha farklı olur" dedi. 1983seçim- lerine "seçinı" demenin' mümk"ûn olmadığını vurgu- layan ve 1987 seçimlerini de bir "baskın" olarak nitelen- diren Başbakan Demirel şöyle konuştu: "Varuı seçim yapılsa bu çok daha farklı oİur. Çünkü halk o güne kadar Türkiye'yi yöneıenlerin, ne yapıp yapıp İktidarda kalacaklarmı ve onları yerlerinden sökmenin mümkün olmayacağı gibi bir kanaata gelmiştir." Enflasyon ve işsizlik gibi sorunları çözeceklerini yine- leyen Başbakan "Hadi baka- lım, 15 gündür güvenoyu almış hükümetsiz. niye bunla- rı yapmadınız diye kimse dememelidir. Bunlar 10 sene- de yapılamamış, kronikleş- miş, kemikleşmig şeylerdir" diye konuştu. Ulkede kan döküldüğünü, devletle hal- kın yer yer "çekişme içinde" bulunduğunu kaydeden Başbakan Demirel sözlerini "Bize inanmaya, bize güven- meve devam" diye tamamla- dı. Başbakan Süleyman De- mirel. Aydın'dan gelen heye- ti kabulünde yaptığı konuş- mada da dünyadakı gelışme- lere dikkat çekerek, siyasi nedenlerle karşıt olan insan- lann birbirlerine yaklaşma- ları gerektığini anlattı. Kurultay bugün HEP başkanlığına iki aday ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yeni genel başkanın belirleneceği HEP Kurultayı bugün yapılıyor. SHP'de de önümüzdeki hafta HEP ko- nusunun Deniz Baykal yanlı- lannca tartışmaya açılması bekleniyor. HEPin bugün Atatürk Spor Salonu'nda yapılacak kurultayı öncesinde kulisler genel başkan adaylan ve lis- teler üzerinde yoğunlaştı. Kurultayda iki ayn liste çık- ması bekleniyor. Genel baş- kan adayhklan için de eski Şanlıurfa Beledrye Başkanı Feridun Yazar ile HEP PM üyesi Yaşar Kaya'nın aday olduklan belirtiliyor. HEP kökenli milletvekillerinin ço- ğunun da katılması beklenen kurultaya MÇP ve RP dışın- daki partiler de davet edildi. Kurultayda genel başkan ve diğer kurulların =eçimlerinin yanı sıra HEP'in bundan son- ra izleyeceği çizgi ve SHP ile ittifakın geleceğinin de tartışı- lacağı kaydediliyor. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI KİT'leri Özelleştirenler, TDICyı Unutuyormusunuz?, Kenan Evren, artık son yıllarını yaşadığını bildiği Çankayal Köşkü'nde, bir kısım yazar ve sanatçıyı kabul etmeye karar; vermişti. Bir ara en büyük hakaretler ettiği aydınlarla, sankl giderayak barışmak istiyor gibiydi. Çağrılı olanlardan Yaşaf Kemal'in sözleri bugün gibi aklımda: — Ben Türk Dil Kurumu'nu kapatmış olanların elini sık-ı; mam!.. ^ Atatürk'ün mirasına bile saygı göstermek gereğini duymaz- ken hâlâ kendilerini 'Atatürkçü " ilan edenlere yönelik birto- kat gibiydi bu sözler. Yanıt, ünlü yazarın cüssesiyle orantılıyfl dı... o Kuşkusuz ki kimse Atatürkçü olmak zorunda değil. Bir süre önce Emin Çölaşan'ın yazdığı gibi, kimse Atatürk'ü sevmekı zorunda da değil. Ama bu topraklar üzerinde yaşayan her- kes ona saygı borçlu olduğunu unutmamak zorundadır. ,, Bir yandan Atatürk'e ihanet ederken öte yandan kendinj^ "Atatürkçü" ilan etmek ise Atatürk'e en büyük saygısızlıktı. Atatürk'e saygı gösterenlere en büyük saygısızlıktı. * Atatürk, Türk Dil ve Tarih Kurumlarını birer özel hukuk ku-s rumu olarak oluştururken ekonomide devletçilik egemendi, Tek parti dönemiydi. Üstelik bunu, "her şeyin devletin içinde" olduğu, "hiçbir şeyin devletin dışında ve karşısında olamadığı" faşizmin dünyadakı yükselme rüzgâriarı eserker^ yapmıştı. *y Ne kadar uzak görüşlü olduğu zamanla anlaşıldı. SağcP iktidarlar döneminde devlet, dil ve tarih başta olmak üzere, kültürde geriye dönüş için çaba gösterırken Atatürk'ün iki ku- rumu yollarına inançla ve etkilerı artarak devam ettiler. ,i Çünkü devletin tek kuruş yardımına muhtaç değillerdiv Çünkü Atatürk'ün -yasal anlamında- mirasçısıydılar. Onun İş» Bankası'ndaki paylannın geliri, bağımsızlıklannı güvence ate tına alıyordu. a İşte Kemalist Kültür Devrimi'ne karşı olanların bir türlü iç-^ lerine sindiremedikleri olgu buydu. v 12 Eylül yönetimi, Atatürk'ün kurduğu, cumhuriyete dam-H gasını vurmuş olan partiyi de kapattı. Bu, üyesi olmaktan I onur duyduğum bir partiydi. Ama CHP'nin ka- patılması bile TDK ve TTK'nın devletleştiril- meleri kadar Atatürk'e saygısızlık oluşturma- dı. Çünkü bu iki der- neğin devletleştirilme- si, her yurttaşa tanın- mış olan miras hakkı- nın esirgenmesiyle, Atatürk'ün miras hak- kının çiğnenmesiyle gerçekleştirildi. Hukuk çiğnendi. "İşte TDK ve TTK gene var ve Atatürk'ün mirasından ! ne yararlanıyorlar" diyerek halkla, sağduyu ile, hukuk ile alay.'i edildi. g 12 Eylül döneminde, olayı anlamakta zorlanan bir Amerk. kaü gazeteciye şu örneği vermiştim: * — Diyelim ki vasiyetinizde evinizi Ronald adlı oğlunuza bK rakıyorsunuz. Ama siz öldükten bir süre sonra devlet evinizi 0 oğlunuzdan alıp Ronald adlı bir başka gence veriyor ve ge-^ rekçe olarak da şöyle diyor: "Ronald yaramaz btr genç ol-~ du, ülkeyi yönetenlerin sözünü dinlemiyor. Oysa evi verdiği-- 1 miz genç akıllı, uslu. Üstelik onun da ismi Ronald olduğunaP göre vasiyete saygı gösterilmiş olmaktadır." ^ • DYP-SHP ortaklığının, 12 Eylül'ün kapatıp mallarına el koy-o duğu partilerin yeniden doğmalarına izin vereCeği anlaşıİKj yor. Ama çok daha büyük bir hukuk cinayeti ile ilgili olarak^ ne koalisyon protokolünde tek satır vardı ne de hükümet üye- lerinin ağzından tek cümle çıkıyor. 1986 yılı kasımında, Sayın Demirel ile aramızda şu konuş- ma geçmişti: ^ — Türk Dil ve Tarih Kurumları, Atatürk'ün vasiyetiyie ya-^ şayan özel hukuk kurumlanydı. Devfetleştirilmelerini nasıl de-» ğerlendiriyorsunuz? < — Onlar normal zamanın tasarruftarı değildir. Kapalı re- jimde yapılmış olan tasarruflar tartışılmalıdır Ben tartışılma- dan yapılan tasarrufların tümüne karşıyım! ', Bu sözlerini Sayın Başbakan'a hatırlatıyorum. CHP'nin ve:' dolayısıyla Atatürk'ün mirasının temsilcısi olmak kkjiasındaki„• SHP'nin hükümetteki sayın üyelerine hatırlatıyorum. Ve bin, yurttaş olarak sormak istiyorum: .; KİT'leri özelleştırirken Atatürk'ün 12 Eylül yönetimince el': konmuş olan, devletleştirilmiş olan "miras"ını unutacak m»-. sınız? 12 Eylül Anayasası'nın geçici 15. maddesini değiştirip dö-« nemle ilgili olarak yargı yolunu açarken Atatürk'ün "miras"* nın çiğnenmesi olayını görmezlikten mi geieceksiniz?.. Yanıtınızı, benim gibi milyonlarca yurttaş da bekliyor! 3» •V 'Insana hizmeti seviyorum' l 12 Eylül Anayasası'nm geçici 15. maddesini „ değiştirip dönemle ilgili ^ olarak yargı yolunu açarken, Atatürk'ün z "miras"ının çiğnenmesi \\ olayını görmezlikten mi Y geieceksiniz?.. • İç PoUtika Servisi — SHP Bakırköy Belediye Başkan adayı Yüksel Çengel, insaniara hizmet etmeyi, kitlelerle kucaklaşmayı sevdiği için aday olduğunu belirterek "Yerel yönetimciliği iyi biliyorum. Bilgi birikimlerimden ve hizmetlerimden Bakırköylülerin yararlanmasını istiyorum" dedi. Yüksel Çengel önceki akşam Florya Yenikasır Restoran'da düzenlediği yemekli basın toplantısında, Bakırköy'ün çeşitli sorunları olduğunu, ancak bu sorunlann çözümünün iddia edildiği gibi zor olmadığını belirterek şunlan söyledi: "Yapacağım ilk iş Bakırköy belediye teşkilatı ve partimi Bakırköy halkıyla banştırmaktır. 20 Ekim seçimleri bize iki işaret verdi. Bunlardan birincisi teknik süreç. Eli kolu bağlı, belediyecilik zincirleri kırıldı. Şimdi hizmet zamam." Cenaze töreninde olay • İDİL-ŞIRNAK (ANKA) — Idü'de güvenlik güçlerince karakol olarak kullanılan evlerinin tahliyesini isteyen köy muhtan Ağıt Akıp ile yeğeni ibrahim Demir'in ölü bulunması Demirel ve İnönü'nün Güneydoğu'ya şefkat şezisiyle başlayan yumuşamayı gerginliğe dönuştürdü. Öldürülenlerin yakınlan Çukurlu köyünde görevli üsteğmen hakkında yasal işlem yapılması için kaymakamlığa suç duyurusunda bulunurken cenazeler dün yapılan otopsiden sonra toprağa verildi. Cenaze otopsi için Idil'e getirildiğinde burada düzenlenen tören gösteriye dönüştü. 10 bin kişinin katıldığı PKK, ERNK, ARGK bayraklarının açıldığı "şehitler ölmez, yaşasın Kürdistan, yaşasın PKK, Kürdistan faşizme mezar olacak, yaşasın başkan Apo, direnmek yaşamaktır, vur gerilla vur, Kürdistan'ı kur, kahrolsun kontrgerilla" sloganlannın atıldığı gösteri yaklaşık 4 saat sürdü. Ayşegül Nadir'in babası toprağa verildi • İstanbul Haber Servisi — Kıbrısh işadamı Asil Nadir'in eski eşi Ayşegül Nadir'in (Tecimer) babası Hasan Tecimer'in cenazesi dün toprağa verildi. Erenköy Galip Paşa Camisi'nde kılınan öğle namazından sonra Kuzguncuk Nakkaştepe Mezarlığı'nda toprağa verilen Hasan Tecimer'in cenazesine iş, sanat, basın dünyasından çok sayıda kişi katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle