22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
75 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Devlet Tiyatrolan deposunda hapis tutulan 25 bin kitabın serbest bırakılması sevinçyarattı Gayri resmi kîtap bayramıKültür Servisi — Kultür Ba- kaıu Fıkri Sağlar'ın 1978-79 yıl- lan arasında yayımlanan ve 12 Eylul'den sonra yasaklanan 25 bin kitabın serbest bırakıldığını açıklaması, yazarlan sevindirdi. Devlet Tiyatrolan'nın Macun- köy'deki tesislerinde bulunan kitapların özgürlüğüne kavuş- ması konusunda, yazarlar çeşidi yorumlarda bulundu. Aziz Nesn: Çok memnuniyet verici bir olay. Bundan böyle bütOn yasaklamalann kalkma- sını istiyorum. Bu bir anlamda, 12 EylUl mantığım da mahkûm etmek demektir. Naziı Eray: Büyük bir coşku içindeyim. Kıiltur ve fikir öz- gürlüğü adına ilk ve dev bir adım. Çok mutluyum. Refık Durbaş: Çok iyi bir şey oldu. Aslında geç bile kalındı. Artilâ Ühan: Hele şükur. Çok da geç kalındı. Zaten bu eserle- rin başlangıçta yasaklanması ayıp ve günahtı. Oktay Akbal: Güzel bir dav- ranış. Öteden beri, her türlü ki- tap yasaklamasınm yanlış oldu- ğunu yazıp, söyleyen birisiyim. Kitaplardan korkulmamalıdır. Eğer bir kitap yanlış ve kötüy- se, mutlaka karşılığında çıkacak bir kitap doğrulan yazar. Bekir Yıidız: Kararı saygıyla karşüıyorum. Ancak fazla sevi- nemediğimi de belirtrnek iste- rim. Görunüşte geçmişin karan- lığı üzerine ışık tutulmaktadır, ama ileriye döniık kuşkulanm var. Sözu edilen yasaklama ka- rarları salt Kultür Bakanhğı de- ğil, Milli Eğitim Bakanhğı ve hükumetin de ortaklaşa düşun- celerini yansıtmışür. Sayın Fıkri Sağlar'ın edebiyatımız adına köklü bir değişimi oluşturabil- mesi için eskiden konmuş ya- sakları kaldırmasının yanı sıra, bugunkü Milli Eğitim Bakanh- ğı'nın denetiminde bulunan okul kitapları konusundaki ya- sakları da kaldırması, özellikle çağdaş edebiyatın okullarımız- da da okutulmasını sağlaması gerekmektedir. Biz çağdaş ya- zarlar olarak, ancak o zaman yureğimızdeki 12 Eylüi savcıh- ğını öldürebiliriz. Abdurrahman Dilipak: ln- sanlann kendilerini, dunyaları- nı, düşüncelerini ifade ettikleri kitapların yasaklanması, yakıl- ması, insanın kendisini yakma- sından farklı değildir. İnsan, fıkri ve inançlanyla insandır. Fi- kir urünlerinin yeniden hayata döndurülmesi, insanın hayata döndürulmesi demektir. Yalnız bu yasaklar herkes için kalkma- lıdır. Türk tarihinin belgeleri, bazı hatıratlar da yeniden kaza- nılnralıdır. 'Rıza Nur'un HaüratUn' adlı kitabımın ya- yımlanan birinci cildi de yasak- lar kapsamında. Bundan sonra- ki ciltler için de endişem var. Çetin Altan: Bu şekılde kim- bilır daha kaç depo var. Bir yö- netimin yaptığı çeşitli kara işler- den en beten kitap duşmanlığı- dır. Bu duşmanhk sadece Tür- kiye'nin kendi yazarlarına kar- şı değil, dünya yazarlarına kar- şı da canavar dişleriyle gizli sal- dırılarınj sürdurmuştür. Jack Loodon'ın Demir Ökçe'sinden Steinbeck'in Bitmeyen Ka\ga'- sına, Milattan Önceki Aristop- hanes'in tiyatrosuna kadar top- latıp yok etmeye kalkmadığı sa- nat ve düşünce ürunü kalma- mıştır. Onları savunması gere- ken hukukçular da rahat bir so- rumsuzlukla toplatma ve yasak- lama kararlannda ınsanlığa kar- şı suç ortaklığı etmişlerdir. Bu çirkinliklerin sinema, tiyatro gi- bi başka sanat dallanndaki san- sürler de dahil gun yuzune çıka- nlması Türkiye'nin gerçek uy- garlık isteğinde yeniden dirilme- ye kalkmasının ilk işaretidir. Di- leriz, bu yeni ve sağlıklı canlan- ma devam etsin. Cevdet Kodret: Bizdeki kitap düşmanlığı yeni bir şey değildir. Bu yıllardır süriıp gelmiştir. Ki- tap haftalan yapılır, bir yandan da kitap düşmanlığı sürer. Bu bir kara mizahtır. Ayla Kutlu başkanlığa atanıyor ^Ykyınlar Dairesi'ne ilk kez bir yazar Cadı Ağacı, Hüsnüyusuf Güzellemesi, Bir Göçmen Kuştu O ve Sen de Gitme Triyandafilis romanlarının yazarı Ayla Kutlu'nun Kültür Bakanhğı Yayınlar Dairesi Başkanlığı'na atanması kesinleşti. ANKARA (AA) — Kultur Bakanhğı Yayınlar Dairesi Başkanlığı'na ilk kez unlu bir yazar getıriliyor. 'Cadı Agacı', 'Husnuyusuf Guzellemesi', 'Bir Göçmen Kuştu O' ve son çıkan 'Sen de Gitme Triyandafilis' gibi tanınmış romanların yazarı Ayla Kutlu'nun Yayınlar Dairesi Başkanlığı'na atanması kesinleşti. Kultur Bakanhğı yetkililerinden alınan bilgıye gore, Alaaddin Korkmaz'ın gorevden alınmasından sonra boşalan Yayınlar Dairesi Başkanlığı'na atanan Ayla Kutlu'nun önümuzdeki hafta göreve başlayacağı bildirildı. Bu arada, Kutlu'nun, Yayınlar Dairesi Başkanlığı'nın yeniden yapılanması ile genel mudürluğe dönuşturülmesi konusunda bakanhk yetkilileriyle göruşmeler yaptığı da öğrenıldi. Yazar Ayla Kutlu amâcının çağdaş bir yayıncılık anlayışını bakanlıkta yerleştirmek olduğunu belirtti. Kutlu, kitap basımı ve yayın alımı konusunda yeni duzenlemeler duşünuldüğünu söyledi. Öte yandan çağdaş bir yayıncılık anlayışını geliştirmek ve kaliteli yapımlar basmak için çahşmalar yapan Kültür Bakanhğı, yeni bir Yayın Danışraa Kurnlu oluşturdu. Türkiye'nin kültür ve sanat dünyası ile Turk edebiyatının önemli isimlerini bir araya getirecek kurulun yeni uyeleri arasında Hilmi Yavuz, Mete Tunçay, Prof. Dr. Cevat Çapan, Bekir Onur, Doç. Dr. Şahin Yenişehirlioglu ve Alaaddin Şenel yer alıyor. Amerikahlarnı gözüyle Türkiye ABD Enformasyon Ajansı'nın Türkiye'de yaptığı araştırmaya göre halk 'Avrupacılar', 'Batıcılar', 'Doğucular' ve 'Dinciler' olmak üzere dört gruba ayrılıyor. gibf kriterlerden çok ideolojiy- le belirlendiğini söyledi. Türkiye'nin Yunanistania lliş- kileri adı altında yaptıklan son- YAPRAK ÖZER ABD Erfonnasyon Ajansı (USIA) Başkan George Bush için Türkiye'nin siyasi haritası- nı ve Türk insamnın profılini çı- kardı. Geçen temmuz ayında Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın resmi konuğu olarak Turkiye'ye gelen ABD Başkanı Bush'un zi- yareti öncesi Türkiye'de genis kapsamh araştırma yapan ABD Enformasyon Ajansı, Başkan Bush'a Türk insamnın "Avrupa- alar", "Baüalar", "Dogucular", "fanaük dinciler' olmak uzere dört gruba aynldığım; ABD ve NATO'yu desteklediklerini; Yu- nanhları bir numaralı duşman olarak gördüklerini; Kıbns so- rununun göriışme yoluyla çözü- me kavuşturulmasmı istedikleri- ni; ekonomik konuları sorunla- rının ilk sırasına oturttuklannı rapor etti. USIA'in araştırma direktöru Ronald H. Hinckley mayıs ayın- da gerçekleştirdiklen Turkiye araştırmasını yeniden gözden geçirmek ve seçim sonrasındaki değişiklikleri saptamak için Turkiye'ye •geldi. Türk kamuo- yunun NATO konusundaki go- rüşlerini Brüksel NATO karar- gâhında hafta başında düzenle- necek konferansta rapor edecek olan Hinckley, Cumhuriyet'e özel demeç verdi. Hinckley, Türk halkının dü- şuncelerinin yaş, cinsiyet, eğitim dajlarda yalnız kendilerini değil, Türk yetkilileri de şaşırtacak bir duşmanhk saptadıklarını söyle- yen Hinckley, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Türkler Yunanistan'ı bir numaralı tehlike olarak gö- rüyor." Türk halkının arasında yüzde 14 oranında Avrupacı var. Avru- pacılar Avrupa'yla kulturel, si- yasi, ekonomik ilişkiler kurul- masını istiyor. Yuzde 26 oranın- da da Batıcı var. Batıcılar, Ba- tı'yla ve ABD*yle ekonomik iliş- ki kurmaktan yana ama Batı- yla kültürel ve savunma ilişkisi kurmak ısteyip istemediğinden o kadar emin değil. Doguculann oranı nufusun yarısına eşıt. Do- ğucular kulturel, ekonomik, si- yası hatta savunma ilişkilerinin Doğu'yla kuruhnası gerektiğıni düşunüyor. Doğuculann arasın- da dörduncu bir grup olarak se- çimlerde aldıkları oyla orantılı bir yer kaplayan "fanatik dinciler" var. HALK, İÇ VE DIŞ OLAYLAR HAKKEVDA NE DÜŞUNÜYOR? Türkler, Bush'u da seviyor Gorbi'yi de • Türkiye'de halk, ABD Başkanı George Bush'un Körfez krizi karşısında aldığı tutumu alkışlıyor. Halkın yüzde 60'ı Bush'un Körfez krizini iyi idare ettigini düşünuyor. • Halkın yüzde 57'sı ABD hakkında olumlu düşüncelere sahip. • Türk-Amerikan ilişkilerinin şu andaki du- rnmvı, halkın yüzde 70'i tarafından "iyi" diye nitelendiriliyor. • Turk halkının yüzde 70'i Amerikan kültür emperyalizminden endişe duyuyor. Halkın yüzde 60'ı ise ABD'nin Turkiye üzerinde kur- duğu baskıdan yakınıyor. • ABD'nin bolgede izlediği politikayla ilgili olarak Yunanistan'ı tuttugunu duşunenler yüz- de 49. Yüzde 25'i ABD'nin her iki ülkeye de eşit davrandıgını düşunüyor. • Gorbaçov ve Sovyetler Birliği, Türk kamu- oyunda pozitif bir imaja sahip. Gorbaçov yüz- de 66 oranında, Sovyetler ise yüzde 54 destek görüyor. • Halkın yüzde 64ü Türk-Sovyet ilişkilerinin iyi durumda oMugu görüşünde birleşiyor. Yüz- de 43'u Sovyetler'in, Türkiye ile Yunanistan arasında deogeli bir ilişki tutturduğuna inanı- yor. Yüzde 14luk bir kitle Türkiye'nin kayı- , yüzde 30'u ise Sovyetkr'in ilişkilerin- de Yunanistan'ı kolladıgını düşünuyor. • Halkın yüzde 87'si demokratik bir ortam- da yaşandığını, yuzde 72'si ise dinle siyasi ya- şamın birbirinden aynlması gerektiğıni savu- nuyor. • Halkın yüzde 62'si Türkiye'nin sağlıklı bir ekonomiye sahip olmadığını betirtirken enflas- yon ve işsizlik konulannda endişe duyuyor. • Çoğunluk AT'ye tam uyeliğe olumlu bakı- yor. Pek çok kişi de NATO'nun Türkiye'nin sa- vunmasında önemli bir yere sahip olduğunu, buna karşüık NATO'nun ABD'ye, Türkiye'nin meselelerine mudahale etme fırsatı verdiğini belirterek bu dunımun Turkiye'yi, çıkarlarına aykırı bir anlaşmazhğın içine sürüklemekten endişe duyduklarını söyluyor. • Yüzde 66'sı kendilerini "Batdı" ya da "Avrupalı" olarak gördüklerini söylüyor. • Yüzde 64'ü Körfez savaşında Irak'ın yenil- gisini Türkiye acısından olumlu olarak niteler- ken yüzde 54'ü ABD'nin NATO üslerini kul- lanmasına karşı olduğunu söylüyor. • Yüzde 86'sı Yunanistan'ı sevmiyor ve bu ül- keyi güvenilir bulrnuyor. Yüzde 83'ü Turk- Yunan ilişkilerini "zayıf" diye nitelendiriyor. Halkın yüzde 44'u Yunanistan'ı Türkiye için bir tehlike olarak goruyor. GUNUN NOTLARI OSMAN ULAGAY Değişim Tanrısı ve Gorbaçov Fransız Devrimi'nin en heyheyli günlerinden neredey- se tam ıki yüz yıl sonra 'değişim tanrısı' bir kez daha dün- yaya hükmediyor sanki. Teknolojıdekı atılımlardan siya- sal yapılann çöküşüne uzanan bir sürec içınde yeni bir altüstlüğü, yeni bir devrımsel değişimi yaşıyoruz. İşın il- ginç bir yanı da bu altüstlük içınde "muhafazakârlık" "ıle- ricilık", "devrimcilik" gıbı kavramların da yeniden tanım- lanmasının adeta Dir zorunluk haline gelmesi. 'Değişim tanrısı' çok acımasız. Geçen akşam CNN te- levizyonunaa Gorbaçov'u izlerken bunu düşündüm Sov- yetler Bırliği'ndekı büyük değışimın yolunu açan Gorba- çov şimdi yaşanan buyük çalkantının gırdabında kaybol- ma tehlikesıyle karşı karşıya, adeta kendısıyle hesaplaşı- yordu sanki. Koskoca bir imparatorluğun yıkılıp gitmesi- ne, eskı düzenınde neredeyse tek başına hükmedebıle- ceği bir "süper güç"ün bütün düzenıyle birlikte çökmesi- ne yol açacak gelışmeleri baslattıktan sonra olaylara seyircı kaimanın büyuk dramını yaşıyordu Gorbaçov. El kol hareketleriyle kendisini anlatmaya çalışıyor, masaya vurduğu yumruklar bu kez gücünü değil çaresızliğıni ser- giliyordu. 'Değişim tanrısı'na tapanlar onun acımasıztığını ve tah- npkâriığıni gözardı edebılıyoıiar. Karl Manc'ın, 'Dünyayı an- lamak yetmez, önemli olan dünyayı değıştırmektır", sö- zünün etkisi altındakı MarksıStler son yıüarda meydana gelen çarpıcı değişikiikleri yorumlamaya çalışırken 'deği- şim tanrısı'na şımdı nası! bakıyorlar tam bılmıyorum, ama eskiden geçerli tanımlara gore "muhafazakâr" olması beklenecek çevrelerde "değişim tanrısı"nı bağnna basan- lar çoğunlukta gör ünüyor. Gündemdeki yeni tehditler Yaşanan çok boyutlu gelişmelere biraz daha genış bo- yutlu bakabilenler ise, "komünizm çöktü, ıdeolojiler yıkıl- dı. hurrıyetçı rejımier zaf er kazandı" diye bayrarn etme- nin zamanı olmadığını, dünyadakı değişim rüzgârının ırkcı ve otonter rejımlere yeniden ortam hazırlamasmın gözardı edılmemesi gerektığını vurguluyorlar. Pulitzer Öaülü sahıbi Prof ArthurSchlesinger Jr., 11 aralık tarıhlı Wall Street Journal'da yayımlanan ılgınç makalesın- de bu gorüşü dıle getırirken öncelikle şu noktalar üzerin- de duruyor: • Liberal demokrası; insanı, varlıklı ve barışçı bir dünya yaratma fırsatını bir kez daha kaçırırsa bıreysel özgürlük- lerı reddeden rejimler yeniden yeşerme olanağı bulabilir • İdeolojık savasın sona ermıs olması sosyal çatışmala- rın sona erdiğı anlamına gelmez. Ulusal ve kavımsel düş- manlıkları örten Soğuk Savaş sona erip ıdeolojik cephe- ler dağılınca dünya etnık aynmların ve ırk çatışmalarının yeniden öne çıktığı bir döneme gırıyor. • Dünyadakı değişımlerın büyük göçleri hızlandırması ve Avrupa'ya akan buyük göçmen gruplarının yaygınlaşma- sı karşısında oluşan tepkiler çatışma ortamını besliyor, ya- bancıları dışlama duygusu tum Âvrupa'da aşırı sağ akım- lara güç kazandırıyor. • Sanayileşmiş dünyanın. ABD'den yayılan bir ekonomik durgunluk, yanı "resesyon" tehdıdiyle karşı karşıya bu- lunması da bu ülkelerın ınsanlarındakı tatmınsizlik duv- (Arkoıı 19. Sayfada) -, I I HER IŞIN BAŞIRUŞVETTempo, kan bankasınaan mezarlıga, okuldan doktora, belediyeden adliyeye kadar bahşiş adı altında verilen rûşveti belgeledi. Başmuavin, "Bir de yansıtia anten verseniz." Doktor "Son 150 bin ver bütün işin hallolsun." Belediyeci "2 milyon lira alır, tastiğini de kendi yapar". İş o derece ileri boyutlarda ki, yaşayan kişiye rüşvetle defin ruhsaü aldık. Gündelik hayahn her alanında dağıtüan rüşvetlerin 1992 tarifeleri... Nerede, hangi iş kaça olur? YASAK BÖLGELERE IŞIK SIZDI 23 çiftin laboratuvarda gerçekleştirdiği cinsel birleşmelerin ultrasonu çekildi. Ortaya ilginç sonuçlar çıkü. Misyoner pozisyonda kadın cinsel organının hassas bölgeleri tam olarak uyanlamıyor... 10 cinsel birleşme pozisyonunun farklı avantajlan... TEMPO YASAK KENT'E GİRDİ Çin'in ikind yasak kenti Kaşgar. Binlerce yıldır istüaalara ve tarihin zorunlu kıldığı değişime direnen ve yabanalara kapalı bir kent. Coşkun Aral Tempo için bu Yasak Eent'i lotoğrafladı... ADIYAMAN'DA RESMİ MEYDAN MUHAREBESİ Adıyaman'da seçim sonuçlannın belirlenmesi neden bir ay sürdü? İl Seçim Kurulu Başkanı Hâkim Feyyaz Karabel sonuçlan nasıl etkiledi? Adalet Bakanlığı müfem'şi hâkimle neden mahkemelik oldu? Valisi, hâkimi, şeyhi ile Adıyaman'da olanlann 32 bsım tekmili birden hikâyesi. LAPAROSEOPİ MUCİZESİ Eısırlık, dış gebelik, yumurtahk kisti teşhis ve tedavisinde laparoskopinin sağladığı yararlar... Rahmin tamamen ahnması kadınlann korkulu rüyası olmaktan çıkıyor mu? Laparoskopi hangi hastanelerde uygulanıyor? Yerli ve yabana doktorların önerileri ve tedavinin başan oranı... SAYIS1 15-21 AMUK 1991 ftYÜTI: 7000 71 1992 tarifesini açıklıyoruz ÇEHÇ GÜÇ KALICIMIGIDİCIMI? Türkiye'de kalış süresi 28 Aralık'ta sona erecek olan Çekiç Güç'e muhalefetteyken karşı çıkan SHP, iktidara ortak olduktan sonra tutum mu değiştirdi? Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Çekiç Güç konusunda ne düşünuyor? KÜÇÜK BAKANLIĞIN SIRRI İnsan Hakları BakanlığL Eürt Haklan Bakanhğı mı olacak? İdam edilenlerin yeniden yargılanması önerilerine Kahraman'ın yaklaşunı. SHP'NİN DOĞRUCU DAVUD'U Mümtaz Soysal yerel seçimlerin ertelenmesi için verilen yasa önerisine neden ret oyu verdi? Kurultay öncesi İnönü, Baykal ve Karayalçın cephesi. Taraflann niyeti ne? ÇELYABINSK DOSYASI . Sovyetler Birliği'nin Çelyabinsk kentinde, Çeraobil'i bile geride bırakan üç nükleer felaket gerçekleşti. Eimselere duyurulmayan trajedinin öyküsü... MCHAEL JACKSON GERİ DÖNDÜ Ve, şimdi "Dangerous"la yeniden sahnede. Peki ama, bu temiz huylu çocuk, klibini sansüre uğratacak biçimde neden erotik bir edayla fermuanyla oynadı? Yeni sayfalar...Yeni imzalar... Tempo 5. yılına yeniliklerle giriyor g Raif Ertem, Yeri Gelmişken'le Basjan Oran, Dışardaki Adam'la Sulhi Dölek, Raptiye'yre Koray Düzgören, Ben Oradaydımia Savaş Ay her hafta Tempo'da... Yeni Ürünler, Tüketici Sorunlan, İş Dûnyası'ndan haberter, Raptiye, Rock Garajı, Astro-Check Up, Borsa, Gençlik Panosu her hafta Tempo'da».
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle