22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 ARALIK 1991 * * • * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 Sovyetler Biıiiği Tarih Oluyor... (Baştarafı 1. Sayfada) Topluiuğu"nun kurulduğunu açıklamalan Bu ıkı gelişme, Başkan Gorbaçov'un, Sov- yetler Bırlığı'nı bır başka ısım altında ve gev- şek de olsa yenı bır "bırlık" olarak surdür- me yolundakı çabalarını suya düşurmüş ol- du. Şımdı ne yapacak Gorbaçov? Sovyet Devlet Başkanı, "Slav Uluslar Top- luluğu'nu engellemeye çalışıyor Böyle bır kararın yalnızca lıderler duzeyınde alınama- yacağını vurgulayarak bır yandan Halk Tem- sılcıler Meclısı'nı toplantıya çağırdı, öte yan- dan bunun ıçın ulke çapında bır halkoylama- sının gereklı olduğunu savunuyor Buna karşılık Ukrayna ve Beyaz Rusya pariamentolan da dün "Slav Uluslar Toplu- luğu"na ılışkın kararı kabul ettı Bu durumda kımıne göre artık ıstıfa etmek- ten başka çaresı yok Gorbaçov'un. Sadece adı kalmış bır devletın herhangı bır gerçek yetkıden yoksun başkanı olmak, onun gıbı bır devtet adamı ıçın çekıcı olamaz denılıyor Aynca Sovyet Devlet Başkanı'nın sıyasal gu- cünün geçen ağustos ayında muhafazakâr- ların başarısız darbe gırışımınden sonra lyı- ce azaldığına da ışaret edılmekte Gorbaçov'un gıtgıde nasıl ışlevsız bırakıl- dtğı konusunda da şu son örnek gostenlıyor "Slav Uluslar Topluluğu"nun oluşturulduğu haberıni Gorbaçov, ABD Başkanı Bush'tan sonra öğrenmış Çunkü Rusya Devlet Baş- kanı Yeltsın, önce VVashıngton'a ıletmış bu haberı Nitekım Gorbaçov'un doğrulanamayan ılk istifa haberlerını yabancı ajanslar dün oğle- den sonra geçtıler Moskova'dan Ancak da- ha sonra Kremlın'den bır sözcü, Gorbaçov'- un görevınden ıstıfayı duşünmedığını, "şım- dılık" sozcüğunun altını çızerek açıkladı Gorbaçov, bırlığı şu ya da bu bıçımde sur- durebılmek ıçın mucadeleyı elden bırakmış değıl, çozulmenın tehlıkelerine dıkkat çeke- rek etkılı olmaya çalışıyor. Fransız TF1 tele- vızyonuna vermış olduğu demeçte şöyle de- mış "Dağılma surecı, bıze ve Avrupa halkları- na çok pahalıya mal olacak Oyle şeyler ola- bılır kı Yugoslavya'dakı ıç savaş onun yanın- da bır şaka gıbı kalabılır Bır ıç savaş patlak verırse ıpın ucunu tamamen yıtırebılırız." Ne olacak'' Bu sorunun karşılığını şımdıltk kımse kes- tıremıyor. Darbe soylentılerı çok yoğun Bu söylentıler, Gorbaçov'un, Şevardnadze'nın ve St Petersburg Beledıye Başkanı Sob- çak'ın ağızlarından basına yansımakta Bu arada ekonomık bunalım her geçen gün derınleşıyor Moskova'da bulunan dıp- lomatık muhabırlenmızden Fatıh Yılmaz'ın bugun gazetemızde yer alan ızlenımlerı oy- le kı, bu kentte yaşam artık lyıce felce uğra- mış durumda Dukkân raflarının bomboş ol- duğu, bır aydır pıyasada yağ bulunamadığı, asayış durumunun felaket olduğu, enflasyo- nun yıllık yuzde 600'lere tırmandığı, ışsızlıkle bırlıkte ışsız kalma korkusunun da buyudu- ğ ü - Sovyetler Bırlığı tarıhe karışırken her şe- yın bıçak sırtında yüruduğü bır kaos ortamı geçertıdır Henüz ufukta ıstıkrar ve barış go- zükmuyor Finansman açığı 51.5 trilyon Gündüz kıtlık gece soygıın (Baştarafı 1. Sayfada) unutuşlar oluyor. Moskova'yı devlet degü, sanki gizli bir el yö- netıyor. Moskovalı güne, "Bugun ne yiyeceğinr kaygısıyla başlıyor. Yıyeçek bulmak, sıradan insan- lar için bır mucıze. Kentın varoş- lannda şöyle bır turladığınızda, "Bir aydır yag bulamıyorum", "Ttttun yok" dıyenlerin sayısı büyük bır yekûn oluşturuyor Mağazalann önünde, yağan kar eşliğinde oluşan uzun kuyruklar da bu yakınmalann ne denlı doğru olduğunu kanıtlıyor Devlet mağazalanndan umu- du kesenler, yakınlanndaki pa- zar yerlerine yönehyor Elyakan fiyatlar karşısında ınsanlann ço- ğu, şöyle bır yutkunup evının yolunu tutmak zorunda. Pazar yerlennde de yüksek fiyatlara karşın, yağ, un, taze et bulmak zor. Moskovah, günü yıyecek arayarak ve evine yendmeyecek düzeyde bırkaç kılo elma, kuru ekmek ve şanslıysa ne zaman- dan kaldığı belli olmayan bır kurutulmuş balık götürerek ta- mamlıyor. Glasnost ve perestroyka polı- tıkalan sonucu, ceplennı "nere- den geldiği belli oimayan" do- larlarla dolduran çok az sayıda- kı Moskovalının evınde ıse her turlu yıyecek maddesi var. Ko- munıst Partı ust duzey yönetıcı- lennın (nomenklature) yenru, ıs- ter mafya deyın, ıstersenız ışa- damı, yeni bir "seçkinler" sını- fı ahruş durumda. Akşam kendismi göstenneye başladığında, devasa kentın va- roşlarına kaygı ve korku çöku- yor Bu arada reklamları, ılgınç müzık şovlan ile en fazla ızlenen Rusya Federasyonu Televızyonu, bırbın ardına şu anonslan yapı- yor "Sokaga yalnız çtkmayın, bil- mediğiniz kişilerin davetine uy- mayın, tanımadıgımz kişilerie içld icmeyin." Rusya TV'sınin bu anonslan, anarşının gece vardiyasına baş- ladığını ve devletın ortahktan çekilmek üzere olduğunu haber venyor Sokaklar boşahyor. So- kakta kalanlar ise bir an önce evlenne dönmek ıçin adımlan- nı sıklaştınyor. Işte bu saatler- Diyanet, Alevilere açılıyor (Baştarafı 1. Sayfada) ettı. Alevı kesimle görüşmelerın önumuzdekı gunlerde de surece- ğını ıfade eden yetkılı, yapılacak butun göruşmelerde dıle getın- lecek ısteklenn Diyanet dergısı- nın ocak sayısında yayımlanaca- ğını söyledı Diyanet yetkılısı şöyle konuştu: "Daha once de Alevi dedele- ri bize gelıp, hutbeler ve vaazJar- da kendılennden bahsedilmesi- ni isterlerdi. Bu kardeşlerimizle pek çok ortak noktalanmız var. Şimdiki göruşmelerde karşılıklı hiçbir ihtilaf olmadıgı konusun- da goruş biriigine vardık. Sunni- Alevi konusunu tstismar etmek isteyenler olduğu konusunda da birleştik. Alevilerin de Sunnile- rin de ibadetlerini tam olarak yerine getirenleri olduğu gibi ih- mal edenler de var. Bunlann onune geçmek içın birlikte ha- reket etmek gerektigi goruşune vardık." Alevılığm tıpkı Nakşıbendılık gıbı bır Islamı yorumlayış tarzı olduğunu ıfade eden Diyanet yetkılısı, "Pakıstan'da tsmailiye- lik, İran'da Şiilik. Araplarda Duralü. neyse, bizde de Bekta- şilik odur. Alevilik, Musluman- Bir Dönemeç? (Baştarafı 2. Sayfada) Eyiül'de (ya da daha önce, aynı yazarlar tarafından) yazılmış se- naryolarla varamayız o sonuca Oraya varacak senaryonun rol- lerı başkadır Onun ıçın, ılgılı tarafların "geleneksel" rollerını ye- rine getırmekten vazgeçmelerı zorunludur Bu, aslında Demırel ve Inönü, DYP ve SHP ıçın de zorunlu- dur Demırel'ın tutturduğu söylemde, ıçınde bulunduğu, hepımı- zın ıçınde bulunduğumuz geçış sürecının ıkılı karakten olduğu gjbi yansıyor Şuphesız bu söylemın çeşıtlı öğelerının, "devlet", "eşkıyayı vurma", "vatandaşa şefkât", "halklann eşıthğı" gıbı so- mut tarıhte çelışık anlamlar kazanmış bu öğelenn karşılıklı ağır- lıklarında önemlı bır kayma gerçeklaştırdı Demırel, daha uygar ve ınsanî olana belırgın bır adım attı Ama onun, bu adımların arkasını net bır bıçımde getırmesı, toplum çoğunluğunun da bu yönde adım atılmasını net bır bıçımde desteklemesı gerekıyor şımdı ADANA fflPODROMlPNDAN Gold Way favori1. AYAK: lyı bır form tutan Turanbey bu kez netıce alacak- tır. Ağır kilosuna rağmen Fırat 16 ve Umutemre daha sonra düşunulebdır. Sek Sek'ı sürp- rizde önerinz. 2. AYAK: Geçen yanşında Ser- had'a geçilen Tırpan, favori- mızdir. Hazırlıklarında aşama kaydeden Bursagüzelı, Serhad ve Burcu 1, daha sonra duşu- nülebilir. 3. AYAK: lyi bir hazırhk dö- nemı geçıren Sempatı 1, bu kez daha iyı koşacaktır. Adembey, trma ve Casablanca, ıhmale gelmez. 4. AYAK: Idmanlarında çok iyı görünen Gold Way, ikincı favori atımızdır. Kısa mesafe- ye yatkın olan Altınay ile Run- ner ve Çobankızı sürpriz yapa- bilecek ısımler. 5. AYAK: Zor bu- yanş. Sah sprintınde iyı görünen Küçük- şerife'ye Uk şansı veriyoruz Pistın sulu olması halınde Şey- da 6 ve Baba rakıplerı görünü- münde. Sonkoz'u tabela içın öneririz. Bu ayağa çok at yaz- makta fayda vardır. ; 6. AYAK: Pistın yumuşaması ile daha ıyi koşacak olan Nılu- fer, favorimızdır. Ağır kilosu- na rağmen Tulnea ve Adlan, daha sonra duşunulebılır. TAHMİNLER 1. KOŞU: F- Unlubey (1), P- Koçum (3), P: Okeyim (2), S: Akbatur 1 (5). 2. KOŞU: F: Turanbey (4), P- Fırat 16 (1), P- Umutemre (2), S: Sek Sek (7). 3. KOŞU: F. Tırpan (6), P Bursaguzeh (3), P: Serhad (4), S: Burcu 1 (2). 4. KOŞU: F: Sempaty 1 (4), P. Adembey (5), P: Irma (2), S: Casablanca (1). 5. KOŞU: F: Gold Way (9), P: Altınay (5), P: Runner (3), S. Çobankızı (2). 6. KOŞU: F Kuçukşerife (9), P:Şeyda6(13),P:Babal(7), S: Sonkoz (6). 7. KOŞU: F: Nilufer (5), P: Adlan "(2), Alış(7). P. Tulnea (1), S: de taksıcılenn şovları başhyor Büyük fıyatlarla müşteri avına gırişen taksıcıler, ışi Moskovah- lardan dolar ıstemeye kadar gö- türüyor. Hırsızlık, sokak köşelerinde soygun, ırza gecme neredeyse pobslerın gözünün içıne baka baka yapıhyor. Polıs, arabası so- yulan bir dıplomata, "Ben ara- baiara bakmak ve silahh saldı- rıya uğramak için para anmyonını'' dıyebüıyor. Şikâyet- lerim pohs merkezlerıne kadar göturenlere de "Ne yapalım? Bu işlerin onnnu alamıyoruz. Siz iyisi mi bu işi olmamış sayın" şeklinde öğuüerde bulunuluyor. Bır Batılı rırmanm verdığı re- sepsıyona katılma şansı bulan Moskovahlar ıse yemeyıp çanta- larına doldurduklan kanapele- n, ıçkılen, hırsızlardan kurtanp evlenne getırebıldıklennde acı- larım bır nebze de olsa hafiflet- mış oluyorlar. Gece eksı 25-30 dereceye va- ran soğuk da gün boyunca çe- kilen sıkıntıları perçinlıyor lığı yorumlayış biçimidir. Alevi- lerle Sunniler arasında bir fark- lılık olduğuna inanmıyorum" dıye konuştu. Bır başka Diyanet yetkılısı de Alevılığın Muslumanlıktan ayrı bır şey olmadığına ışaret ederek, "Alevilerle Sunnilerin Muslu- manlıgı yorumlayışlan çok fark- lı degildir. Sanıldığının aksine Diyanet teşkilatında yuzlerce Alevi din gorevlisi vardır. Diya- net'in de Hazreti Ali'yle ilgili pek çok yayını vardır. Ama her nedense Diyanel'in yaklaşımı çarpıtılmıştır ya da çok iyi anlatılmamıştır" dıye konuştu Dıyanet'ın Alevılere olan ye- nı yaklaşımının konunun bazı çevrelerde ıstısmar edılmesınden ka>naklandığını da vurgulayan yetkılı, "Tıpkı Kurt konusu gibi Alevi konusu da bazı Avrupa ul- kelerinde istismar ediliyor. Fran- sa'da iki uç yıl once tıpkı Kurt Enstitusu gibi Alevi Enstitusu kurulmuştu. Bu durumda teşki- latımızın konuyu daha iyi anlat- ması ve bu kesimin isteklerini dinlemesi gerekiyordu" bıçırruiı- de konuştu. Diyanet yetkıhlerı, başkanh- ğın Alevılere yenı yaklaşımını bazı başka adımların da ızleyıp ızleme>eceğı konusunda taahhut vermekten kaçındılar Ancak bundan boyle Dıvanet teşkila- tında Alevılere daha aktıf görev- ler verılebıleceğı ve bu kesımın ıstemlerının TV ve dığer kanal- lardan daha yoğun olarak dıle getırılebıleceğı ıfade edıldı. Yet- kılıler, "Bizim bu konuda hiçbir onyargımız yoktu. Bundan boy- le de olmayacak" dıye ko- nuştular. giden polis öldü tstanbul Haber Servisi — Usku- dar'da evınde yangın çıkan bir ka- dının yardımma gıden pohs me- muru, bacayı kontrolederken ça- tıdan duşerek öldu. Hacıhesna Hatun Mahallesı Cami Sokak 5 numaradakı evde oturan Emine Çıftçı adh kadın, Sultantepe Karakolu'nu telefonla arayarak evınde yangın çıktığını bıldirdı. Çiftçı'nin yardım istemı üzerine olay yenne gıden Bayram Yanılmaz ve Nurettın Hazar adlı pohs memurlan, bacadan yoğun duman çıktığını görerek 4 kath bmanın çatısına çıktılar. Bu sırada pohslerden Bayram Ya- nılmaz, buz tutan çatıdan kaya- rak aşağıya düştu. Evlı ve bır ço- cuk babası, 3 yılhk polis memuru Yanılmaz olay yennde yaşamını yitu"dı. ANKARA — (Cumhuriyet sabı iyi bilmemekle" suçladığı Borosn) — Ülke ekonomisının bürokratlar kırgın. Ekonomıden Enflasyona fren aravısı en önemli sorunlannın başında yer alan ve enflasyonun baş so- rumlusu gösterılen kamu açığı- na karşı çare aranırken konu za- man zaman sıyasıler arasıiıda, kirm kez de sıyasilerle teknisyen- ler arasında tartışma yaratıyor. Bu tartışmalann son örneği, ge- çen hafta Çiller ile Hazıne bu- rokratları arasında yaşandı. Kamu kesırru finansman açık- lannın ulaştığı ürkütucü boyut, hükumetm enflasyonu 500 gün- de yuzde 10"un altına çekme he- definı guçleşûnyor. Demirel'in ekonomı kurmaylan kamu ke- sımı finansman açıklannı kapa- tacak formül bulmakta zorlanır- ken bu yıl 51 5 trilyon lıra ile mılh gelırın yuzde lİ.2'sıne ula- şan kamu kesımı finansman açı- ğının 1992'de 100 trılyon lrraya çıkmasından kaygı duyuluyor. Bu arada açıkların boyutu ko- nusunda ekonomıden sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller ile Hazıne bürokratları arasında anlaşmazhk çıktı. Çıller'ın "he- sorumlu birunler, son ıkı hafta- dan ben hükumetin enflasyonu bırincı yıl yuzde 40'm altına, 500 gün sonra da yüzde 10'un altı- na indirme hedefinin nasıl ger- çekleştırılebıleceğı konusunda çalışma yapıyorlar. Yapılan bu çalışmalarda oncehk, enflasyo- nun baş sorumlusu gösterılen kamu açıklarının ındırılmesıne venldi Mahye Bakanhğı, DPT ve Hazıne'ce hazırlanan enflasyon ve kamu açıklanna karşı alın- ması gereklı önlem önerilerı önumuzdekı gunlerde Bakanlar Kurulu'nda ele alınacak. LJz- manlann yaptığı çalışmalarda önce kamu açıklannm bugünkü durumu ve nedenlen uzerınde duruldu. Bu yıl 51.5 trılyon lıra olacağı hesaplanan toplam ka- mu finansman açığının yüzde 60'ınm KlTlerden kaynaklandı- ğı vurgulanarak bırina öncehğm bu alanda yapılması gereklı ıyı- leştırmelere verümesı önenhyor Uzmanlann hesaplamalanna göre bu yıl KlT'lere bütçeden yapılan kaynak aktanmlan 12.2 trilyon liraya ulaşıbnasına kar- şın sıstem yine de 13.2 trılyon h- ra zarar ve 18.8 trilyon lıra da net açık verdi. 1992 yılında da köklü du/enlemelere gıdileme- mesı durumunda KlTlenn büt- çe transferlenyle birlikte toplam açığı 39-40 tnlyon lirayı bula- cak. KtTlerdekı sorunun teme- lınde ıse malı yapılanndaki bo- zukluk, venlen yüksek yatınm görevleri, geçmışten gelen ağır ıç ve dış borç yükü de personel gi- derlermdekı aşın büyume yatı- yor. Yapılan bir hesaba göre KlT'lenn borç servısı giderlen toplam satış hasılalanmn yuzde 30'unu, personel gıderlerı de yuzde 35-40'ını buluvor Zam çözttm değil Bu arada KtT açıklarının yüksek oranlı zamlarla kapatı- labümesımn olanaksız olduğu da behrtılerek şok zamlardan kaçımhnası önenliyor. özellık- le temel gırdı nıtelığındekı urün- lere yapılacak zam oranlarının düşuk tutulması ve yıl içıne ya- yüması, ANAP hükumetuıin se- çım nedeniyle geciktu-dıği 1991 zamlannın da bır an önce yü- rurlüğe konulması gerektığı kay- dedılıyor. KlT'lenn yatuım programla- n da gözden geçınlerek kısa dö- nemde sonuç vermeyecek ve bu- gün ıçm "«ciliyet"ı bulunmayan KİT yatınmlanndan behrh nok- taya gelenlenn yavaşlatüması, yem başlayanlann da bır süre er- telenmesı öngöruluyor. Bütçe Yapılan son tahmuüerle bu yıl 32.6 trılyon lirayı bulacağı he- saplanan bütçe açığının "makul" düzeye çekılebilmesi ıçin de etkılı vergı düzenlemele- rine gitmenın dışında gerçekçı çözüm bulunamayacağı ıfade edılıyor önenlen vergı düzenlemelen- nın başında ıse Bakanlar Kuru- lu kararlanyla gerçekleştınlebı- lecek nıtehktekı önlemler geh- yor. Bu önlem önerileri de şöy- le sıralaruyor • Muafiyet ve istisnalan Ge- lir ve kunımlar vergisinde ozel sektore tanınan teşvik amaçlı vergi indirimleri buyuk olçnde - — azaltdacak. • Hayat standardı göstergeteri tavan ve taban tutarlan, yuzde 100-ynzde 200'e varan oranlar- da arttınlacak. • Gotüru mukeUeflerin öde- yecekkri vergi miktan bir iki kat artünlacak. • Ücretlilerin vergi yuku ko- nusunda ise Maliye, Hazine ve DPTnin goruş aynhğına düş- tukleri beürtüiyor. Hazine ve DPT önceükle bn yıl 4^5 trilyon lirayı bulan vergi iadesi uygala- masının kaldınlmasını onerir- ken, Maliye, bunun belge duze- ninin yeriesmesini engeüeyeceği ve vergi kaçafuu artüracagı ge- rekçesıyle karşı çıkıyor. • Diğer yandan ucreUilere uy- gulanan aylık 54 bin lira tutann- daki asgari geçim indirimi (ver- gi dışı tutulan aylık gelir) tnta- ruun 6 veya 8 kat artünlabikce- ği bdirtüiyor. Bu konuda geti- rilen bir öneri, asgari geçim in- diriminin asgari ucretin yansı duzeyine cıkanlması ve halen 12 milyon liradan başlayan gelir verğisi dilimlerinin de yuzde 50 artünlarak 18 milyon liraya çı- kanlmasını ongöruyor. ABD^NİN GOZÜ TÜRKİYE^DE Türkiye? ye mali teftiş gelıyor TANSU ÇİLLER PARİSTE UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — Yem hü- kümetın ekonomı polıtikalanm "muglak", ekonomiden sorum- lu bakanlann açıklamalanm "kafa kanstıncı" bulan Dünya Bankası ve IMF çevrelen, Tür- kiye'deki gerçek ekonomik manzarayı görmek içm bir Dün- ya Bankası Heyetı'mn mceleme yapıp Washmgton'a dönmesini bekliyor. Dünya Bankası direktörlerin- den, Michael Wiehien önıimüz- deki gunlerde Turkıye'yı zıyaret edecek. Dünya Bankası'nda oluşturulan ESU'da (Avrupa ve Sovyetler Bırkğı), Türkiye, Ro- manya, Bulganstan, Kıbns ve Portekız'ı ıçeren ikincı grubun dırektörü Wıehien, şu an Ro- manya ve Bulganstan'da temas- lannı sürdurüyor. Wiehien'in ziyareti nedeniy- le Dünya Bankası ile Türkiye ılişkisi ve yenı hukümetm eko- nomi politikası gözden geci- rilecek. Söz konusu heyet ashnda seçimlerden önce Türkiye'ye gıdecektı Ancak erken genel se- çim karan bu ziyaretın ertelen- mesi sonucunu doğurdu. Heyet, geçen hafta yola çıktı. önce ba- zı Balkan ülkelerinde inceleme- ler yapılacak. Aralık ayımn ikincı yarısında ise Ankara'ya hareket edilecek. Dünya Bankası ve IMF çev- releri bu heyetın Türkiye ınce- lemelerının sonucunu sabırsız- lıkla bekliyor. Bunun başhca nederu, hükumetm şu ana kadar acıklanrruş ekonomı pohtikala- nnı "muglak" bulmalan. Bu belirsızlığe ekonomıden sorum- lu bakanlann "kafa kanştıncı" diye nıtelenen açıklamalan da eklenince bu iki finans kurulu- şu yeni hükümeti nasıl değerlen- direceklen konusunda "boş- lukta" kalmış durumda. Kafalarını karıştıran çeşıtlı sorular var. örneğin, Merkez Bankası gecmiş dönemde yanm yamalak da olsa bağunsız bır statüye kavuştunümuştu. Bazı bakanlann açıklamalan bu sta- tünün sürmeyebıleceğınm işare- tini verdi. "Merkez Bankası'na ne otacagı", kafalanndakı soru- lardan birısı. Ikıncisi, yıne bazı bakanlann "Yeni 24 Ocak yok, dövize yaonm yapan yandı" tü- ründen açıklamalan oldu. Bu açıklama da kafalanm karıştır- mış. "Yoksa Turk Iiraa'na de- ger mi kazandınlacak" dıye so- nıyorlar. "Doviz kontrol altına alınacak" dıye bır açıklama da dikkatlennı çekmış ve "Ne yap- mak istiyorlar, »nlamı< degiliz" dıyorlar. "Devaluasyon olmayacak" diye bir açıklama nedeniyle de "Yoksa konsoli- dasyona mı gidilecek" dıye so- ruyorlar. özellikle de KİT'lerin "özerkkştirümesinin" ne anla- ma geldığim anlamaya çalışıyor- lar. "özerkleştirme" adı altın- da yem bır "sorun mu yarabla- cak, yoksa, ber ulkenin kendi- ne özgü bir modelle yapabilece- ği özelkştirme işleminde bir Turk modeti mi ortaya cıkacak? Bntçe acıklan ne olacak, fonlar için ne duşunuluyor" sorulan- na da yanıt aranıyor. Ancak şu an ıçin bu sorulan bir "sorun" şekhnde sunmak ıs- temiyorlar. Yeni hükümete bu "muğtak" ve "kafa kanşnna" durumu açıkhğa kavuşturmak için frrsat verümesi gerektigi dü- şüncesındeler "bakanın açıkla- malanm basnıın yanlış yansıt- nuş olabueceğini" düşünmek ıs- tıyorlar Bu yuzden de heyetin binncı misyonu, "net durumu" görmek. Ikincisi de "bundan sonra ne yapdacaguu" öğren- mek. Enflasyon 6 ay daha yükselir MİNE G. SAULNIER PARİS — Ekonomiden so- rumlu Devlet Bakanı Tansu Çfl- ler, dun Pans'te Turk Fransız Ortak Iş Konseyi ve ortak bır ti- caret odası kuruhnasını öngö- ren önemlı bır anlaşma ımzala- dı Tansu Çiller, Cumhuriyet'e verdığı özel demeçte, "Fransa de Türkiye arasmdaki ticaret açığı- na ışaret ederek. "Bu açıgı ka- patmak için Fransu Sanayi Ba- kanı Strauss Kahn ile goruş ahş- verişinde bulunuyoruz. Türki- ye'nin ittaalat daha fazla; ülke- miz açısından olumsuz bu açı- ğı, Fransa'dan gelecek yabancı sermaye ile kapamak istiyoruz" dedi. Devlet Bakanı Çiller'in dün Fransa başkentınde yaptığı bü- tün görüşmeler ve etkınlıklerin temel amaa, özelleştırılmesı planlanan KlT'lere Fransız ya- tınmcılann ılgisinı çekmekti Çiller'e eşlik eden Turk sanayi- ci ve işadamlan, eski ANAP hü- kümetimn 13 KlT'i özelleştir- meye hazır duruma getırdığinı beürtiyorlar Cumhunyet mu- habinnin Devlet Bakanı'na yö- nelttiği, "Söz konusu 13 KİT'i hemen ozelleştirecek misiniz, yoksa hepsini once ozerk, son- ra mı özel yapacaksınız" soru- suna Tansu Çiller şu yanıtı ver- di: "önce hepsini ozerkleştirece- giz, daha performanslı hale ge- tireceğiz, sonra ozeUeştirecegiz. Ancak bu geçiş çok kısa surede yapılacak" yanıtını verdi. Ancak, Tansu Çiller'e eşlık eden sanayıci ve işadamlan, sö- zü edilen özerkleştırmemn, "za- EKONOMI ÇEVRELEBİ NE DtYOR? 'Devlet harcamayı kıssın' donomi Servisi — Hükume- tm yıl sonunda 30 tnlyonu aş- ması beklenen bütçe açığını da- raltarak seçım öncesı vaatlennı hayata geçirmek konusunda ıh- tıyaç duyduğu kaynağı önceUkle "yaünm ve harcamalann kısıl- masından" sağlayabıleceğı be- hrtıldi. Hükümetın başta bankalar olmak uzere eksık vergılendınl- mekte olan alanlan devreye sok- masının kanum bir süreç ıstedi- ğmı beurten ügililer, kamu har- camalanna "makas vunnanın" en acıl onlem olduğunda bırleş- tıler. Göruştuğümüz ekonomı çevrelerı özetle şu göruşlen dıle getırdıler: • Adnan Kahveci (Eski Maliye Bakanı): Ilk ımtıhanlarında kazdıklan kuyuya düşecekler. Memura çok buyük beklentı ve ümıt pompaladılar Halbukı şımdı personel ödenekleruıı kıs- maya çalışacaklar. Eğer Ku- veyt'ten bir 20-30 trilyon yardım gehrse başka. tşte asü sorun bu- radan patlak verecek. Yatınm- lar zaten kısılmıştı. Bu harca- malann bütcede yen belh, on- larda kısıntıya gıtmek zor. Bi- zim hanrladığımız bütçe geçıcı bütçe değıldı, 1992 yıluıın tama- mını kapsıyordu. Ocak ayı ıçin yenı katsayıyı, 121 trılyonluk bütçe ödeneği içinde bır öncekı yılkı rakamı behrledığımız yuz- de 54'lük deflatörle çarparak bulmuştuk. Şimdi hükümet ıse 3 ayhk bütçe hazırhyor. Samyo- rum onlar da bır öncekı bütçe- dekı oranlan değıştirmeden belh bır katsayı ile çarpacaklar. Asıl bütçe ise şubat - mart aylann- da Meclis'e sunulacak. • Nnrullah Gezgjn (Eski tSO Yonetim Kurulu Başkanı): Hu- kümet borçlanmada daha has- sas ve titız davranmah. Her şey- den önce psikolojik faktör önemh'. Devletm borçlanma fa- ızlerinin aşağıya çekıleceğı yo- lunda tutarh olması lazım. tç borçlanma faızini düşürerek devletin faiz yükünü hafiflet- mek gerekıyor. Bir de bankala- nn vergılendu-ümelen olabıhr. Bankalann vergi dışı gelirlen, yam tahvil, Hazine bonosu ge- Urleri vergi kapsamına alınabı- lir. • Prof. Dr. Taner Berksoy (Marmara Ünlversitesi ogreüm uyesi): Açıkların kapatüması ıçm alınacak önlemin genel ola- rak vergı kaynaklanmn arttınl- ması olduğunu söyleyebüıriz. Ancak vergı önlemlerinın kanu- nen sahnması, toplanması za- man aur. Bu nedenle gehr açı- sından kısa vadede çok fazla ya- pılacak brr şey yok. Sadece KİT zamlannı yaparsuuz. 1992 ma- h polıtikalan harcama uzerine oturmah. Harcamalarda bir mıktar kısıntıya gıdılmelı. Ver- gi geUrini arttırma yolunda ha- zırhklar sürdurülürken bu za- man içinde kamu harcamalan kısümah. Kadınlardan cinsel tacize isyan (Baştarafı 1. Sayfada) şunuyorum. Evet, sarkıntılık suçlan için erkeklere ceza var- dır, ancak kadınlann davranış- lan hep hafifletici sebep olarak kabul edilir. Erkekler egitim du- zey kri ne olursa olsun cmsel ta- cizde bulunurlar. Ancak biz ka- dınlar tepki gostennedikçe his- lerimizi anlatmadıkça bu saldı- nlar surüp gidecektir." Psıkolog Ferıde Yıldınm da şu görüşlere yer verdr "Toplumumuzda erkeklere bu tur davranışlarda bulundu- lar diye doğal olarak bakılıyor. Cinsel tacizi erkek ashnda ofke- sini ifade edebileceği araç ola- rak kullanıyor. Erkek bu yolla karşı tarafı aşağılıyor ve bu yol- la kendini guçlu hissediyor." Psıkolog Yıldınm, evlilik içı cmsel ıstısmardan da söz ederek genelde erkeğın bu tur olaylar- da cınselhğı sevgıye eşdeğer gör- düğunu, "karşı taraftan sevgi gelmedigl kanısına kapılınca da zor kullandığını" belırttı Psı- kolog sözlerıne kadınlara yap- tığı şu çağnyla son verdi: "Cinsel tacize ugrayanlar ola- yı gizlemesinler, bunu anlatsın- lar." Sosyolog Gulnur Savran da "Keşke erkekler de kadınlar ka- dar, çocuklar kadar cinsel taci- ze ugrasalar da onlann neler ya- şadıklannı anlasalar" dedıkten soma sözlermı şöyle sürdurdü: "Kadın onnn için giyiminde. sesinde, el harekeflerinde kendi- ni kontrol etmek zorundadır. Bakınız, özellikle Turkiye'de kadınlann, bepimizin vucudu sokakta yururken değişiyor, özellikle de geceieri... Kambnr duruyoruz. Adeta suçlulnk du- yuyoruz. Cinsel tacize nğrayan bir kadının oiaydan sonra geç- miş yaşamı gundeme getiriliyor. Kadın başkasının saldınsından utanç duyuyor. Cinsel taciz yabancüardan da gelebilir, tanıdıklardan da. Ta- mdıktan gelince olay daha zor- laşır. Espri anlayışı olmamakla, kabahk etmekle sucbnırsınız. lş ilişkisindeyse geneUikle hiyerar- şik yapının ust katındakı kişi ya da kişilerden gelir. Bu erkek egemen duzenin bir parçasıdır. Cinsel taciz, aynı zamanda ku- rulu duzenin surmesine hizmet eder." Leyla Alaton, olayı nüfus ar- tışına bağladığını belırterek man kaybından başka bir şey olmadıgını", vurguluyorlar, özerkleştirmenın altında yatan ve "performans" dıye mtelenen asıl amacın ıse bırincı derecede SHP'nın konuyla ılgılı tutumu- nu kollamak, ikincı derecede ıse bu kuruluşlarda kaçmümaz hale gelen ışten çıkarmalan, yem (ve yabana) ahcılann sırtına yükle- memek olduğunu beürtiyorlar. Eski ANAP hükümetinin özelleştrrmeye hazırladığı onüç kuruluş arasında ılk sırada dev- lete aıt Petkım, Sumerbank, çı- mento fabnkalan gelıyor. Fransız yatınmcılar özellikle petrokımya tesısleriyle yakmdan ügüi ve Fransa'nın en büyük petrol ürünlen şu-ketı ELF, Pet- kim'e uzun süredir talıp. »Çımento fabnkalan da Fran- sızlann yakından ılgilendiklen bır sektör Ancak, Çitosan'ın sorunlannm çözuhnesini, yeni yatınmlara girişmek açısından önkoşul koyuyorlar. Tansu Çiller, Cumhuriyet ile yaptığı konuşmada, yem httkü- metin ekonomı politikası ve ko- alisyon konulannda şunlan söy- ledı: "Onumuzdeki gnnler çok zor gunler, özellikle ilk altı ayda enflasyon inroeyecek, aksine yu- kan çıkacakor. Sonraki aylar- da bizim icraaümızm sonnçlan olacak ve Turk halkı daha ra- hat bir konuma kavuşacak. Bu Uk altı ay, bir onceki iktidann bize bıraktığı miras olarak nite- lenmeli. HatU, Turkçe deyişiy- le, bu çocuk dogmuş ve cami onune bırakılmıştır. Dolayısıy- la Uk nç, hatta alü ayda Tnrki- ye'deki gelişmeleri izleyerek ka- muoyunda bir omutsuzluk uyanmaması dileginde bulunu- yorum. Sabıriı olurlarsa doğru- yn ve aydınlıgı bulacagız. Çok onemli bir reformlar paketine el atmış bulunuyoruz. Koalisyon ortaklan ile daha once beürie- digimiz prensipler çercevesinde karariıhkla çalısacagu," Cumhurıyet'ın, "KtT'lerin ozelleştirilmesi konusunda SHP'nin zorluk çıkaracagını on- goruyor musunuz" sorusu ıse Devlet Bakanı Çiller tarafından şöyle yanıtlandı: "Biz tek başına iktidar olma- ya talip olduk. Ancak sonuçta, halk bize bu olanagı vermedi. Bize verilen. bir koalisyon orta- gı olmak gorevidir. Bu durum- da ve bu cercevede etimizden ge- len hizmeti ve uzmanlıgı, halkı- nuzın hizmetine sunmak içm ge- celi gundu/lu çalışmaktayız." Tansu Çiller, dun Pans'tekı temaslan sırasında, OECD Ge- nel Sekreteri Paye, Fransa'nın sanayiden sorumlu Devlet Ba- kanı Strauss Kahn, dış ticaret- ten sorumlu Devlet Bakam Je- anneney üe görüştü. Tansu Çiller, OECD yetkili- leri ve Fransa Ticaret Bakam Jean-Noel Jeannenay ile yaptı- ğı görüşmelen "olumhı" olarak nıtelendırdı. "Butun sapüdıklar egitimsizUk yuzunden. ABD'de de bu tur olaylar yaşanıyor. Ama orada gerçek sapıklar var. Onlar da klinik tedaviye ahnıyoriar. Ka- dının yaptığı hemen hemen her hareket florte davet sayılıyor. BD akıl alır gibi degil. Ama ka- dının da davranışlannı ona go- re ayariaması gerek. Buna da iyi saptamak lazım. Hayır demesi- ni bilmek gerekir" diye konuş- tu Alaton, "Biz maganda top- lumuz, ayı topiumuz diye başın- da yazıldı. Bunu degiştirmeye çalışalım. Eğitimin dnzeimesi tek yoldur" dedı. Avukat Canan Arın ıse TCK'nın ırza tecavüz olaylann- da çok hafıf cezalar verdığıne ve yasaların erkeğı koruduğuna dikkat çektı. Kamu açığı ne kadar? Devlet Bakanı Tansu Çüler, bır süre önce Hazıne'den kamu açıklan ile ılgılı aynntılı bilgı is- tedı. Hazine de 1988 ve sonraki yülarda kamu dengesını göste- ren tabloları Çiller'e sundu. Çil- ler, 26 kasmı günu kendısıne su- nulan tablolar konusunda, 2 aralık günü Sabah gazetesı ya- zarı Güneri Cıvaoglu'na, Hazı- nealeri sert bıçımde suçlayan bu- demec verdi. Çiller, bu demecın- de şunlan söylemiştr "Hazine'nin açıgı bu ogle sa- atine kadar 28 trilyon liraydı. Ogleyin bir baktık, 55 trilyon li- rayı buldu. Birkaç dakika son- ra 18 trilyon lira daha eklendi- gini dehşetle gorduk, yani 73 trilyona \-ardi. Galiba bu raka- ma 4J trilyon daha eklenmesi mumkun." Çiller'in bu açıklamalan, Ha- zine bürokrasısınde şok etkisı yaptı. Hazine yetkıhlerı, hazır- ladıklan tablolann ıçınde butçe açığı, bütçe nakıt açığı, anapa- ra ödemeleri de dahil Hazıne*- nin toplam brut borçlanma ge- reği, KtT açıklan ve kamu ke- simı toplam finansman açığını ıçerdığmı beürttıler. Aynca Baş- bakan Demirel'in de hükümet programı üzerındekı eleştırileri yamtlarken, bütçe açığı ile ilgili verdıği 55 trilyon lira rakammın bütçe nakit açığı ile ıç ve dış borç anapara ödemeleri topla- mından oluştuğunu kaydettüer "Siyasi iktidariann degil, dev- letin burokratı" olduk lannı söy- leyen Hazıne uzmanlan, hazır- ladıkları kamu finansmanı tab- lolan ile ilgili gerçek durumu şöyle açıkladılar "Bu hesaplama, ekim ayı so- nundaki duruma gore yaptıgı- mız yılsonu gercekleşme tah- minleridir. Sayın Bakan'ın 'öğ- le saatıne kadar 28 trilyon liraydı' dediği açık, bu yıl için beklenen 27 irilyon 946 milyar lira duzeyindeki konsolide but- çe nakit açığıdır. 'Öğleyın 55 trilyona çıktı' dediği ise iç ve dış borç anapara ödemeleri ile bir- likte ortaya çıkan brut borçlan- ma geregini gosterir. 'Bırkaç da- kıka sonra 18 tnlyon lıra daha eklendı' dediği rakam da KİT sisteminden gelen net 18.8 tril- yon liralık açığı ifade ediyor. 'Eklenmesi mumkun' dediği 4.5 trilyon rakamı da kamu denge- sine giren fonlar ve mahalU ida- rderin açtgtdu*. Bizim verdiğimiz tablolarda butun bu rakamlar vardı, ama herhalde Sayın Ba- kan anlayamadı ya da bizleri es- ki iktidann burokratlan olarak gonıp yıpratma yoluna girti. Biz partilerin değil, devletin burok- ratıyız ve her donemde de siya- si iktidaıiara gerekli uy^nlan yapmışızdır." Devlet(Baftarafi 18. Sayfada) kılar. Türkiye'de idarenin tüm top- lumu ilgilendiren kararlan ahr- ken halka bılgı vermediği, gızlediği, hatta çoğu halkı çok yakından ilgilendiren konularda da yanlış bilgıler verdığı söyle- nebihr. Devlet Memurlan Kanunu- nun 15. maddesi bakanlar, vah- ler ve görevlendirecekleri kişder dışındaküer içın basına, haber ajanslanna ve radyo ve televiz- yon kurumlarma bîlgi verme ya- sağı koyarken, yani tüm devlet memurlannı sustururken 31. maddesi de "gızli bilgi" kavra- mını tammlamaksızın devlet memurlan ıçm "gizli bilgüeri açıklama yasağı" getinyor. Kanunun 31 ve 125. maddesı- nın (E/H) bendı hükumlerinin birlikte ıncelenmesı, "gizh bılgi1 'nin takdınni tamamen bakan veya hıyerarşik üstün takdirine bırakıp devlet memurlanm bır kere daha susturuyor. Dahası, kanun 125. maddesmin (D/K) bendinde hiyerarşik üstlere u- mamen takdın olarak dilediği bilgflerin açıklanmasını yasakla- ma yetkısı vermek suretiyle dev- let memurlarını tamamen susturuyor. Saydam ıdare ılkesı yok ediliyor Halka bügı verümeden kamu- oyu oluştunıunadan kapah ka- pılar arkasında alınan kararlar halkı tedırgın ettığı gıbı gerçeğe uyan veya uymayan söylentıler de devletı tahnp ediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle