Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 ARALIK 1991 * * • * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
Sovyetler Biıiiği Tarih Oluyor...
(Baştarafı 1. Sayfada)
Topluiuğu"nun kurulduğunu açıklamalan
Bu ıkı gelişme, Başkan Gorbaçov'un, Sov-
yetler Bırlığı'nı bır başka ısım altında ve gev-
şek de olsa yenı bır "bırlık" olarak surdür-
me yolundakı çabalarını suya düşurmüş ol-
du.
Şımdı ne yapacak Gorbaçov?
Sovyet Devlet Başkanı, "Slav Uluslar Top-
luluğu'nu engellemeye çalışıyor Böyle bır
kararın yalnızca lıderler duzeyınde alınama-
yacağını vurgulayarak bır yandan Halk Tem-
sılcıler Meclısı'nı toplantıya çağırdı, öte yan-
dan bunun ıçın ulke çapında bır halkoylama-
sının gereklı olduğunu savunuyor
Buna karşılık Ukrayna ve Beyaz Rusya
pariamentolan da dün "Slav Uluslar Toplu-
luğu"na ılışkın kararı kabul ettı
Bu durumda kımıne göre artık ıstıfa etmek-
ten başka çaresı yok Gorbaçov'un. Sadece
adı kalmış bır devletın herhangı bır gerçek
yetkıden yoksun başkanı olmak, onun gıbı
bır devtet adamı ıçın çekıcı olamaz denılıyor
Aynca Sovyet Devlet Başkanı'nın sıyasal gu-
cünün geçen ağustos ayında muhafazakâr-
ların başarısız darbe gırışımınden sonra lyı-
ce azaldığına da ışaret edılmekte
Gorbaçov'un gıtgıde nasıl ışlevsız bırakıl-
dtğı konusunda da şu son örnek gostenlıyor
"Slav Uluslar Topluluğu"nun oluşturulduğu
haberıni Gorbaçov, ABD Başkanı Bush'tan
sonra öğrenmış Çunkü Rusya Devlet Baş-
kanı Yeltsın, önce VVashıngton'a ıletmış bu
haberı
Nitekım Gorbaçov'un doğrulanamayan ılk
istifa haberlerını yabancı ajanslar dün oğle-
den sonra geçtıler Moskova'dan Ancak da-
ha sonra Kremlın'den bır sözcü, Gorbaçov'-
un görevınden ıstıfayı duşünmedığını, "şım-
dılık" sozcüğunun altını çızerek açıkladı
Gorbaçov, bırlığı şu ya da bu bıçımde sur-
durebılmek ıçın mucadeleyı elden bırakmış
değıl, çozulmenın tehlıkelerine dıkkat çeke-
rek etkılı olmaya çalışıyor. Fransız TF1 tele-
vızyonuna vermış olduğu demeçte şöyle de-
mış
"Dağılma surecı, bıze ve Avrupa halkları-
na çok pahalıya mal olacak Oyle şeyler ola-
bılır kı Yugoslavya'dakı ıç savaş onun yanın-
da bır şaka gıbı kalabılır Bır ıç savaş patlak
verırse ıpın ucunu tamamen yıtırebılırız."
Ne olacak''
Bu sorunun karşılığını şımdıltk kımse kes-
tıremıyor. Darbe soylentılerı çok yoğun Bu
söylentıler, Gorbaçov'un, Şevardnadze'nın
ve St Petersburg Beledıye Başkanı Sob-
çak'ın ağızlarından basına yansımakta
Bu arada ekonomık bunalım her geçen
gün derınleşıyor Moskova'da bulunan dıp-
lomatık muhabırlenmızden Fatıh Yılmaz'ın
bugun gazetemızde yer alan ızlenımlerı oy-
le kı, bu kentte yaşam artık lyıce felce uğra-
mış durumda Dukkân raflarının bomboş ol-
duğu, bır aydır pıyasada yağ bulunamadığı,
asayış durumunun felaket olduğu, enflasyo-
nun yıllık yuzde 600'lere tırmandığı, ışsızlıkle
bırlıkte ışsız kalma korkusunun da buyudu-
ğ ü -
Sovyetler Bırlığı tarıhe karışırken her şe-
yın bıçak sırtında yüruduğü bır kaos ortamı
geçertıdır Henüz ufukta ıstıkrar ve barış go-
zükmuyor
Finansman açığı
51.5 trilyon
Gündüz kıtlık gece soygıın
(Baştarafı 1. Sayfada)
unutuşlar oluyor. Moskova'yı
devlet degü, sanki gizli bir el yö-
netıyor.
Moskovalı güne, "Bugun ne
yiyeceğinr kaygısıyla başlıyor.
Yıyeçek bulmak, sıradan insan-
lar için bır mucıze. Kentın varoş-
lannda şöyle bır turladığınızda,
"Bir aydır yag bulamıyorum",
"Ttttun yok" dıyenlerin sayısı
büyük bır yekûn oluşturuyor
Mağazalann önünde, yağan kar
eşliğinde oluşan uzun kuyruklar
da bu yakınmalann ne denlı
doğru olduğunu kanıtlıyor
Devlet mağazalanndan umu-
du kesenler, yakınlanndaki pa-
zar yerlerine yönehyor Elyakan
fiyatlar karşısında ınsanlann ço-
ğu, şöyle bır yutkunup evının
yolunu tutmak zorunda. Pazar
yerlennde de yüksek fiyatlara
karşın, yağ, un, taze et bulmak
zor. Moskovah, günü yıyecek
arayarak ve evine yendmeyecek
düzeyde bırkaç kılo elma, kuru
ekmek ve şanslıysa ne zaman-
dan kaldığı belli olmayan bır
kurutulmuş balık götürerek ta-
mamlıyor.
Glasnost ve perestroyka polı-
tıkalan sonucu, ceplennı "nere-
den geldiği belli oimayan" do-
larlarla dolduran çok az sayıda-
kı Moskovalının evınde ıse her
turlu yıyecek maddesi var. Ko-
munıst Partı ust duzey yönetıcı-
lennın (nomenklature) yenru, ıs-
ter mafya deyın, ıstersenız ışa-
damı, yeni bir "seçkinler" sını-
fı ahruş durumda.
Akşam kendismi göstenneye
başladığında, devasa kentın va-
roşlarına kaygı ve korku çöku-
yor Bu arada reklamları, ılgınç
müzık şovlan ile en fazla ızlenen
Rusya Federasyonu Televızyonu,
bırbın ardına şu anonslan yapı-
yor
"Sokaga yalnız çtkmayın, bil-
mediğiniz kişilerin davetine uy-
mayın, tanımadıgımz kişilerie
içld icmeyin."
Rusya TV'sınin bu anonslan,
anarşının gece vardiyasına baş-
ladığını ve devletın ortahktan
çekilmek üzere olduğunu haber
venyor Sokaklar boşahyor. So-
kakta kalanlar ise bir an önce
evlenne dönmek ıçin adımlan-
nı sıklaştınyor. Işte bu saatler-
Diyanet, Alevilere açılıyor
(Baştarafı 1. Sayfada)
ettı.
Alevı kesimle görüşmelerın
önumuzdekı gunlerde de surece-
ğını ıfade eden yetkılı, yapılacak
butun göruşmelerde dıle getın-
lecek ısteklenn Diyanet dergısı-
nın ocak sayısında yayımlanaca-
ğını söyledı Diyanet yetkılısı
şöyle konuştu:
"Daha once de Alevi dedele-
ri bize gelıp, hutbeler ve vaazJar-
da kendılennden bahsedilmesi-
ni isterlerdi. Bu kardeşlerimizle
pek çok ortak noktalanmız var.
Şimdiki göruşmelerde karşılıklı
hiçbir ihtilaf olmadıgı konusun-
da goruş biriigine vardık. Sunni-
Alevi konusunu tstismar etmek
isteyenler olduğu konusunda da
birleştik. Alevilerin de Sunnile-
rin de ibadetlerini tam olarak
yerine getirenleri olduğu gibi ih-
mal edenler de var. Bunlann
onune geçmek içın birlikte ha-
reket etmek gerektigi goruşune
vardık."
Alevılığm tıpkı Nakşıbendılık
gıbı bır Islamı yorumlayış tarzı
olduğunu ıfade eden Diyanet
yetkılısı, "Pakıstan'da tsmailiye-
lik, İran'da Şiilik. Araplarda
Duralü. neyse, bizde de Bekta-
şilik odur. Alevilik, Musluman-
Bir Dönemeç?
(Baştarafı 2. Sayfada)
Eyiül'de (ya da daha önce, aynı yazarlar tarafından) yazılmış se-
naryolarla varamayız o sonuca Oraya varacak senaryonun rol-
lerı başkadır Onun ıçın, ılgılı tarafların "geleneksel" rollerını ye-
rine getırmekten vazgeçmelerı zorunludur
Bu, aslında Demırel ve Inönü, DYP ve SHP ıçın de zorunlu-
dur Demırel'ın tutturduğu söylemde, ıçınde bulunduğu, hepımı-
zın ıçınde bulunduğumuz geçış sürecının ıkılı karakten olduğu
gjbi yansıyor Şuphesız bu söylemın çeşıtlı öğelerının, "devlet",
"eşkıyayı vurma", "vatandaşa şefkât", "halklann eşıthğı" gıbı so-
mut tarıhte çelışık anlamlar kazanmış bu öğelenn karşılıklı ağır-
lıklarında önemlı bır kayma gerçeklaştırdı Demırel, daha uygar
ve ınsanî olana belırgın bır adım attı Ama onun, bu adımların
arkasını net bır bıçımde getırmesı, toplum çoğunluğunun da bu
yönde adım atılmasını net bır bıçımde desteklemesı gerekıyor
şımdı
ADANA fflPODROMlPNDAN
Gold Way favori1. AYAK: lyı bır form tutan
Turanbey bu kez netıce alacak-
tır. Ağır kilosuna rağmen Fırat
16 ve Umutemre daha sonra
düşunulebdır. Sek Sek'ı sürp-
rizde önerinz.
2. AYAK: Geçen yanşında Ser-
had'a geçilen Tırpan, favori-
mızdir. Hazırlıklarında aşama
kaydeden Bursagüzelı, Serhad
ve Burcu 1, daha sonra duşu-
nülebilir.
3. AYAK: lyi bir hazırhk dö-
nemı geçıren Sempatı 1, bu kez
daha iyı koşacaktır. Adembey,
trma ve Casablanca, ıhmale
gelmez.
4. AYAK: Idmanlarında çok
iyı görünen Gold Way, ikincı
favori atımızdır. Kısa mesafe-
ye yatkın olan Altınay ile Run-
ner ve Çobankızı sürpriz yapa-
bilecek ısımler.
5. AYAK: Zor bu- yanş. Sah
sprintınde iyı görünen Küçük-
şerife'ye Uk şansı veriyoruz
Pistın sulu olması halınde Şey-
da 6 ve Baba rakıplerı görünü-
münde. Sonkoz'u tabela içın
öneririz. Bu ayağa çok at yaz-
makta fayda vardır.
; 6. AYAK: Pistın yumuşaması
ile daha ıyi koşacak olan Nılu-
fer, favorimızdır. Ağır kilosu-
na rağmen Tulnea ve Adlan,
daha sonra duşunulebılır.
TAHMİNLER
1. KOŞU: F- Unlubey (1), P-
Koçum (3), P: Okeyim (2), S:
Akbatur 1 (5).
2. KOŞU: F: Turanbey (4), P-
Fırat 16 (1), P- Umutemre (2),
S: Sek Sek (7).
3. KOŞU: F. Tırpan (6), P
Bursaguzeh (3), P: Serhad (4),
S: Burcu 1 (2).
4. KOŞU: F: Sempaty 1 (4), P.
Adembey (5), P: Irma (2), S:
Casablanca (1).
5. KOŞU: F: Gold Way (9), P:
Altınay (5), P: Runner (3), S.
Çobankızı (2).
6. KOŞU: F Kuçukşerife (9),
P:Şeyda6(13),P:Babal(7),
S: Sonkoz (6).
7. KOŞU: F: Nilufer (5), P:
Adlan "(2),
Alış(7).
P. Tulnea (1), S:
de taksıcılenn şovları başhyor
Büyük fıyatlarla müşteri avına
gırişen taksıcıler, ışi Moskovah-
lardan dolar ıstemeye kadar gö-
türüyor.
Hırsızlık, sokak köşelerinde
soygun, ırza gecme neredeyse
pobslerın gözünün içıne baka
baka yapıhyor. Polıs, arabası so-
yulan bir dıplomata, "Ben ara-
baiara bakmak ve silahh saldı-
rıya uğramak için para
anmyonını'' dıyebüıyor. Şikâyet-
lerim pohs merkezlerıne kadar
göturenlere de "Ne yapalım? Bu
işlerin onnnu alamıyoruz. Siz
iyisi mi bu işi olmamış sayın"
şeklinde öğuüerde bulunuluyor.
Bır Batılı rırmanm verdığı re-
sepsıyona katılma şansı bulan
Moskovahlar ıse yemeyıp çanta-
larına doldurduklan kanapele-
n, ıçkılen, hırsızlardan kurtanp
evlenne getırebıldıklennde acı-
larım bır nebze de olsa hafiflet-
mış oluyorlar.
Gece eksı 25-30 dereceye va-
ran soğuk da gün boyunca çe-
kilen sıkıntıları perçinlıyor
lığı yorumlayış biçimidir. Alevi-
lerle Sunniler arasında bir fark-
lılık olduğuna inanmıyorum"
dıye konuştu.
Bır başka Diyanet yetkılısı de
Alevılığın Muslumanlıktan ayrı
bır şey olmadığına ışaret ederek,
"Alevilerle Sunnilerin Muslu-
manlıgı yorumlayışlan çok fark-
lı degildir. Sanıldığının aksine
Diyanet teşkilatında yuzlerce
Alevi din gorevlisi vardır. Diya-
net'in de Hazreti Ali'yle ilgili
pek çok yayını vardır. Ama her
nedense Diyanel'in yaklaşımı
çarpıtılmıştır ya da çok iyi
anlatılmamıştır" dıye konuştu
Dıyanet'ın Alevılere olan ye-
nı yaklaşımının konunun bazı
çevrelerde ıstısmar edılmesınden
ka>naklandığını da vurgulayan
yetkılı, "Tıpkı Kurt konusu gibi
Alevi konusu da bazı Avrupa ul-
kelerinde istismar ediliyor. Fran-
sa'da iki uç yıl once tıpkı Kurt
Enstitusu gibi Alevi Enstitusu
kurulmuştu. Bu durumda teşki-
latımızın konuyu daha iyi anlat-
ması ve bu kesimin isteklerini
dinlemesi gerekiyordu" bıçırruiı-
de konuştu.
Diyanet yetkıhlerı, başkanh-
ğın Alevılere yenı yaklaşımını
bazı başka adımların da ızleyıp
ızleme>eceğı konusunda taahhut
vermekten kaçındılar Ancak
bundan boyle Dıvanet teşkila-
tında Alevılere daha aktıf görev-
ler verılebıleceğı ve bu kesımın
ıstemlerının TV ve dığer kanal-
lardan daha yoğun olarak dıle
getırılebıleceğı ıfade edıldı. Yet-
kılıler, "Bizim bu konuda hiçbir
onyargımız yoktu. Bundan boy-
le de olmayacak" dıye ko-
nuştular.
giden polis
öldü
tstanbul Haber Servisi — Usku-
dar'da evınde yangın çıkan bir ka-
dının yardımma gıden pohs me-
muru, bacayı kontrolederken ça-
tıdan duşerek öldu.
Hacıhesna Hatun Mahallesı
Cami Sokak 5 numaradakı evde
oturan Emine Çıftçı adh kadın,
Sultantepe Karakolu'nu telefonla
arayarak evınde yangın çıktığını
bıldirdı. Çiftçı'nin yardım istemı
üzerine olay yenne gıden Bayram
Yanılmaz ve Nurettın Hazar adlı
pohs memurlan, bacadan yoğun
duman çıktığını görerek 4 kath
bmanın çatısına çıktılar.
Bu sırada pohslerden Bayram Ya-
nılmaz, buz tutan çatıdan kaya-
rak aşağıya düştu. Evlı ve bır ço-
cuk babası, 3 yılhk polis memuru
Yanılmaz olay yennde yaşamını
yitu"dı.
ANKARA — (Cumhuriyet sabı iyi bilmemekle" suçladığı
Borosn) — Ülke ekonomisının bürokratlar kırgın. Ekonomıden
Enflasyona fren aravısı
en önemli sorunlannın başında
yer alan ve enflasyonun baş so-
rumlusu gösterılen kamu açığı-
na karşı çare aranırken konu za-
man zaman sıyasıler arasıiıda,
kirm kez de sıyasilerle teknisyen-
ler arasında tartışma yaratıyor.
Bu tartışmalann son örneği, ge-
çen hafta Çiller ile Hazıne bu-
rokratları arasında yaşandı.
Kamu kesırru finansman açık-
lannın ulaştığı ürkütucü boyut,
hükumetm enflasyonu 500 gün-
de yuzde 10"un altına çekme he-
definı guçleşûnyor. Demirel'in
ekonomı kurmaylan kamu ke-
sımı finansman açıklannı kapa-
tacak formül bulmakta zorlanır-
ken bu yıl 51 5 trilyon lıra ile
mılh gelırın yuzde lİ.2'sıne ula-
şan kamu kesımı finansman açı-
ğının 1992'de 100 trılyon lrraya
çıkmasından kaygı duyuluyor.
Bu arada açıkların boyutu ko-
nusunda ekonomıden sorumlu
Devlet Bakanı Tansu Çiller ile
Hazıne bürokratları arasında
anlaşmazhk çıktı. Çıller'ın "he-
sorumlu birunler, son ıkı hafta-
dan ben hükumetin enflasyonu
bırincı yıl yuzde 40'm altına, 500
gün sonra da yüzde 10'un altı-
na indirme hedefinin nasıl ger-
çekleştırılebıleceğı konusunda
çalışma yapıyorlar. Yapılan bu
çalışmalarda oncehk, enflasyo-
nun baş sorumlusu gösterılen
kamu açıklarının ındırılmesıne
venldi
Mahye Bakanhğı, DPT ve
Hazıne'ce hazırlanan enflasyon
ve kamu açıklanna karşı alın-
ması gereklı önlem önerilerı
önumuzdekı gunlerde Bakanlar
Kurulu'nda ele alınacak. LJz-
manlann yaptığı çalışmalarda
önce kamu açıklannm bugünkü
durumu ve nedenlen uzerınde
duruldu. Bu yıl 51.5 trılyon lıra
olacağı hesaplanan toplam ka-
mu finansman açığının yüzde
60'ınm KlTlerden kaynaklandı-
ğı vurgulanarak bırina öncehğm
bu alanda yapılması gereklı ıyı-
leştırmelere verümesı önenhyor
Uzmanlann hesaplamalanna
göre bu yıl KlT'lere bütçeden
yapılan kaynak aktanmlan 12.2
trilyon liraya ulaşıbnasına kar-
şın sıstem yine de 13.2 trılyon h-
ra zarar ve 18.8 trilyon lıra da
net açık verdi. 1992 yılında da
köklü du/enlemelere gıdileme-
mesı durumunda KlTlenn büt-
çe transferlenyle birlikte toplam
açığı 39-40 tnlyon lirayı bula-
cak. KtTlerdekı sorunun teme-
lınde ıse malı yapılanndaki bo-
zukluk, venlen yüksek yatınm
görevleri, geçmışten gelen ağır ıç
ve dış borç yükü de personel gi-
derlermdekı aşın büyume yatı-
yor. Yapılan bir hesaba göre
KlT'lenn borç servısı giderlen
toplam satış hasılalanmn yuzde
30'unu, personel gıderlerı de
yuzde 35-40'ını buluvor
Zam çözttm değil
Bu arada KtT açıklarının
yüksek oranlı zamlarla kapatı-
labümesımn olanaksız olduğu
da behrtılerek şok zamlardan
kaçımhnası önenliyor. özellık-
le temel gırdı nıtelığındekı urün-
lere yapılacak zam oranlarının
düşuk tutulması ve yıl içıne ya-
yüması, ANAP hükumetuıin se-
çım nedeniyle geciktu-dıği 1991
zamlannın da bır an önce yü-
rurlüğe konulması gerektığı kay-
dedılıyor.
KlT'lenn yatuım programla-
n da gözden geçınlerek kısa dö-
nemde sonuç vermeyecek ve bu-
gün ıçm "«ciliyet"ı bulunmayan
KİT yatınmlanndan behrh nok-
taya gelenlenn yavaşlatüması,
yem başlayanlann da bır süre er-
telenmesı öngöruluyor.
Bütçe
Yapılan son tahmuüerle bu yıl
32.6 trılyon lirayı bulacağı he-
saplanan bütçe açığının
"makul" düzeye çekılebilmesi
ıçin de etkılı vergı düzenlemele-
rine gitmenın dışında gerçekçı
çözüm bulunamayacağı ıfade
edılıyor
önenlen vergı düzenlemelen-
nın başında ıse Bakanlar Kuru-
lu kararlanyla gerçekleştınlebı-
lecek nıtehktekı önlemler geh-
yor. Bu önlem önerileri de şöy-
le sıralaruyor
• Muafiyet ve istisnalan Ge-
lir ve kunımlar vergisinde ozel
sektore tanınan teşvik amaçlı
vergi indirimleri buyuk olçnde
- — azaltdacak.
• Hayat standardı göstergeteri
tavan ve taban tutarlan, yuzde
100-ynzde 200'e varan oranlar-
da arttınlacak.
• Gotüru mukeUeflerin öde-
yecekkri vergi miktan bir iki kat
artünlacak.
• Ücretlilerin vergi yuku ko-
nusunda ise Maliye, Hazine ve
DPTnin goruş aynhğına düş-
tukleri beürtüiyor. Hazine ve
DPT önceükle bn yıl 4^5 trilyon
lirayı bulan vergi iadesi uygala-
masının kaldınlmasını onerir-
ken, Maliye, bunun belge duze-
ninin yeriesmesini engeüeyeceği
ve vergi kaçafuu artüracagı ge-
rekçesıyle karşı çıkıyor.
• Diğer yandan ucreUilere uy-
gulanan aylık 54 bin lira tutann-
daki asgari geçim indirimi (ver-
gi dışı tutulan aylık gelir) tnta-
ruun 6 veya 8 kat artünlabikce-
ği bdirtüiyor. Bu konuda geti-
rilen bir öneri, asgari geçim in-
diriminin asgari ucretin yansı
duzeyine cıkanlması ve halen 12
milyon liradan başlayan gelir
verğisi dilimlerinin de yuzde 50
artünlarak 18 milyon liraya çı-
kanlmasını ongöruyor.
ABD^NİN GOZÜ TÜRKİYE^DE
Türkiye?
ye mali
teftiş gelıyor
TANSU ÇİLLER PARİSTE
UFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON — Yem hü-
kümetın ekonomı polıtikalanm
"muglak", ekonomiden sorum-
lu bakanlann açıklamalanm
"kafa kanstıncı" bulan Dünya
Bankası ve IMF çevrelen, Tür-
kiye'deki gerçek ekonomik
manzarayı görmek içm bir Dün-
ya Bankası Heyetı'mn mceleme
yapıp Washmgton'a dönmesini
bekliyor.
Dünya Bankası direktörlerin-
den, Michael Wiehien önıimüz-
deki gunlerde Turkıye'yı zıyaret
edecek. Dünya Bankası'nda
oluşturulan ESU'da (Avrupa ve
Sovyetler Bırkğı), Türkiye, Ro-
manya, Bulganstan, Kıbns ve
Portekız'ı ıçeren ikincı grubun
dırektörü Wıehien, şu an Ro-
manya ve Bulganstan'da temas-
lannı sürdurüyor.
Wiehien'in ziyareti nedeniy-
le Dünya Bankası ile Türkiye
ılişkisi ve yenı hukümetm eko-
nomi politikası gözden geci-
rilecek.
Söz konusu heyet ashnda
seçimlerden önce Türkiye'ye
gıdecektı Ancak erken genel se-
çim karan bu ziyaretın ertelen-
mesi sonucunu doğurdu. Heyet,
geçen hafta yola çıktı. önce ba-
zı Balkan ülkelerinde inceleme-
ler yapılacak. Aralık ayımn
ikincı yarısında ise Ankara'ya
hareket edilecek.
Dünya Bankası ve IMF çev-
releri bu heyetın Türkiye ınce-
lemelerının sonucunu sabırsız-
lıkla bekliyor. Bunun başhca
nederu, hükumetm şu ana kadar
acıklanrruş ekonomı pohtikala-
nnı "muglak" bulmalan. Bu
belirsızlığe ekonomıden sorum-
lu bakanlann "kafa kanştıncı"
diye nıtelenen açıklamalan da
eklenince bu iki finans kurulu-
şu yeni hükümeti nasıl değerlen-
direceklen konusunda "boş-
lukta" kalmış durumda.
Kafalarını karıştıran çeşıtlı
sorular var. örneğin, Merkez
Bankası gecmiş dönemde yanm
yamalak da olsa bağunsız bır
statüye kavuştunümuştu. Bazı
bakanlann açıklamalan bu sta-
tünün sürmeyebıleceğınm işare-
tini verdi. "Merkez Bankası'na
ne otacagı", kafalanndakı soru-
lardan birısı. Ikıncisi, yıne bazı
bakanlann "Yeni 24 Ocak yok,
dövize yaonm yapan yandı" tü-
ründen açıklamalan oldu. Bu
açıklama da kafalanm karıştır-
mış. "Yoksa Turk Iiraa'na de-
ger mi kazandınlacak" dıye so-
nıyorlar. "Doviz kontrol altına
alınacak" dıye bır açıklama da
dikkatlennı çekmış ve "Ne yap-
mak istiyorlar, »nlamı< degiliz"
dıyorlar. "Devaluasyon
olmayacak" diye bir açıklama
nedeniyle de "Yoksa konsoli-
dasyona mı gidilecek" dıye so-
ruyorlar.
özellikle de KİT'lerin
"özerkkştirümesinin" ne anla-
ma geldığim anlamaya çalışıyor-
lar. "özerkleştirme" adı altın-
da yem bır "sorun mu yarabla-
cak, yoksa, ber ulkenin kendi-
ne özgü bir modelle yapabilece-
ği özelkştirme işleminde bir
Turk modeti mi ortaya cıkacak?
Bntçe acıklan ne olacak, fonlar
için ne duşunuluyor" sorulan-
na da yanıt aranıyor.
Ancak şu an ıçin bu sorulan
bir "sorun" şekhnde sunmak ıs-
temiyorlar. Yeni hükümete bu
"muğtak" ve "kafa kanşnna"
durumu açıkhğa kavuşturmak
için frrsat verümesi gerektigi dü-
şüncesındeler "bakanın açıkla-
malanm basnıın yanlış yansıt-
nuş olabueceğini" düşünmek ıs-
tıyorlar Bu yuzden de heyetin
binncı misyonu, "net durumu"
görmek. Ikincisi de "bundan
sonra ne yapdacaguu" öğren-
mek.
Enflasyon
6 ay daha
yükselir
MİNE G. SAULNIER
PARİS — Ekonomiden so-
rumlu Devlet Bakanı Tansu Çfl-
ler, dun Pans'te Turk Fransız
Ortak Iş Konseyi ve ortak bır ti-
caret odası kuruhnasını öngö-
ren önemlı bır anlaşma ımzala-
dı
Tansu Çiller, Cumhuriyet'e
verdığı özel demeçte, "Fransa de
Türkiye arasmdaki ticaret açığı-
na ışaret ederek. "Bu açıgı ka-
patmak için Fransu Sanayi Ba-
kanı Strauss Kahn ile goruş ahş-
verişinde bulunuyoruz. Türki-
ye'nin ittaalat daha fazla; ülke-
miz açısından olumsuz bu açı-
ğı, Fransa'dan gelecek yabancı
sermaye ile kapamak istiyoruz"
dedi.
Devlet Bakanı Çiller'in dün
Fransa başkentınde yaptığı bü-
tün görüşmeler ve etkınlıklerin
temel amaa, özelleştırılmesı
planlanan KlT'lere Fransız ya-
tınmcılann ılgisinı çekmekti
Çiller'e eşlik eden Turk sanayi-
ci ve işadamlan, eski ANAP hü-
kümetimn 13 KlT'i özelleştir-
meye hazır duruma getırdığinı
beürtiyorlar Cumhunyet mu-
habinnin Devlet Bakanı'na yö-
nelttiği, "Söz konusu 13 KİT'i
hemen ozelleştirecek misiniz,
yoksa hepsini once ozerk, son-
ra mı özel yapacaksınız" soru-
suna Tansu Çiller şu yanıtı ver-
di:
"önce hepsini ozerkleştirece-
giz, daha performanslı hale ge-
tireceğiz, sonra ozeUeştirecegiz.
Ancak bu geçiş çok kısa surede
yapılacak" yanıtını verdi.
Ancak, Tansu Çiller'e eşlık
eden sanayıci ve işadamlan, sö-
zü edilen özerkleştırmemn, "za-
EKONOMI ÇEVRELEBİ NE DtYOR?
'Devlet harcamayı kıssın'
donomi Servisi — Hükume-
tm yıl sonunda 30 tnlyonu aş-
ması beklenen bütçe açığını da-
raltarak seçım öncesı vaatlennı
hayata geçirmek konusunda ıh-
tıyaç duyduğu kaynağı önceUkle
"yaünm ve harcamalann kısıl-
masından" sağlayabıleceğı be-
hrtıldi.
Hükümetın başta bankalar
olmak uzere eksık vergılendınl-
mekte olan alanlan devreye sok-
masının kanum bir süreç ıstedi-
ğmı beurten ügililer, kamu har-
camalanna "makas vunnanın"
en acıl onlem olduğunda bırleş-
tıler. Göruştuğümüz ekonomı
çevrelerı özetle şu göruşlen dıle
getırdıler:
• Adnan Kahveci (Eski Maliye
Bakanı): Ilk ımtıhanlarında
kazdıklan kuyuya düşecekler.
Memura çok buyük beklentı ve
ümıt pompaladılar Halbukı
şımdı personel ödenekleruıı kıs-
maya çalışacaklar. Eğer Ku-
veyt'ten bir 20-30 trilyon yardım
gehrse başka. tşte asü sorun bu-
radan patlak verecek. Yatınm-
lar zaten kısılmıştı. Bu harca-
malann bütcede yen belh, on-
larda kısıntıya gıtmek zor. Bi-
zim hanrladığımız bütçe geçıcı
bütçe değıldı, 1992 yıluıın tama-
mını kapsıyordu. Ocak ayı ıçin
yenı katsayıyı, 121 trılyonluk
bütçe ödeneği içinde bır öncekı
yılkı rakamı behrledığımız yuz-
de 54'lük deflatörle çarparak
bulmuştuk. Şimdi hükümet ıse
3 ayhk bütçe hazırhyor. Samyo-
rum onlar da bır öncekı bütçe-
dekı oranlan değıştirmeden belh
bır katsayı ile çarpacaklar. Asıl
bütçe ise şubat - mart aylann-
da Meclis'e sunulacak.
• Nnrullah Gezgjn (Eski tSO
Yonetim Kurulu Başkanı): Hu-
kümet borçlanmada daha has-
sas ve titız davranmah. Her şey-
den önce psikolojik faktör
önemh'. Devletm borçlanma fa-
ızlerinin aşağıya çekıleceğı yo-
lunda tutarh olması lazım. tç
borçlanma faızini düşürerek
devletin faiz yükünü hafiflet-
mek gerekıyor. Bir de bankala-
nn vergılendu-ümelen olabıhr.
Bankalann vergi dışı gelirlen,
yam tahvil, Hazine bonosu ge-
Urleri vergi kapsamına alınabı-
lir.
• Prof. Dr. Taner Berksoy
(Marmara Ünlversitesi ogreüm
uyesi): Açıkların kapatüması
ıçm alınacak önlemin genel ola-
rak vergı kaynaklanmn arttınl-
ması olduğunu söyleyebüıriz.
Ancak vergı önlemlerinın kanu-
nen sahnması, toplanması za-
man aur. Bu nedenle gehr açı-
sından kısa vadede çok fazla ya-
pılacak brr şey yok. Sadece KİT
zamlannı yaparsuuz. 1992 ma-
h polıtikalan harcama uzerine
oturmah. Harcamalarda bir
mıktar kısıntıya gıdılmelı. Ver-
gi geUrini arttırma yolunda ha-
zırhklar sürdurülürken bu za-
man içinde kamu harcamalan
kısümah.
Kadınlardan cinsel tacize isyan
(Baştarafı 1. Sayfada)
şunuyorum. Evet, sarkıntılık
suçlan için erkeklere ceza var-
dır, ancak kadınlann davranış-
lan hep hafifletici sebep olarak
kabul edilir. Erkekler egitim du-
zey kri ne olursa olsun cmsel ta-
cizde bulunurlar. Ancak biz ka-
dınlar tepki gostennedikçe his-
lerimizi anlatmadıkça bu saldı-
nlar surüp gidecektir."
Psıkolog Ferıde Yıldınm da
şu görüşlere yer verdr
"Toplumumuzda erkeklere
bu tur davranışlarda bulundu-
lar diye doğal olarak bakılıyor.
Cinsel tacizi erkek ashnda ofke-
sini ifade edebileceği araç ola-
rak kullanıyor. Erkek bu yolla
karşı tarafı aşağılıyor ve bu yol-
la kendini guçlu hissediyor."
Psıkolog Yıldınm, evlilik içı
cmsel ıstısmardan da söz ederek
genelde erkeğın bu tur olaylar-
da cınselhğı sevgıye eşdeğer gör-
düğunu, "karşı taraftan sevgi
gelmedigl kanısına kapılınca da
zor kullandığını" belırttı Psı-
kolog sözlerıne kadınlara yap-
tığı şu çağnyla son verdi:
"Cinsel tacize ugrayanlar ola-
yı gizlemesinler, bunu anlatsın-
lar."
Sosyolog Gulnur Savran da
"Keşke erkekler de kadınlar ka-
dar, çocuklar kadar cinsel taci-
ze ugrasalar da onlann neler ya-
şadıklannı anlasalar" dedıkten
soma sözlermı şöyle sürdurdü:
"Kadın onnn için giyiminde.
sesinde, el harekeflerinde kendi-
ni kontrol etmek zorundadır.
Bakınız, özellikle Turkiye'de
kadınlann, bepimizin vucudu
sokakta yururken değişiyor,
özellikle de geceieri... Kambnr
duruyoruz. Adeta suçlulnk du-
yuyoruz. Cinsel tacize nğrayan
bir kadının oiaydan sonra geç-
miş yaşamı gundeme getiriliyor.
Kadın başkasının saldınsından
utanç duyuyor.
Cinsel taciz yabancüardan da
gelebilir, tanıdıklardan da. Ta-
mdıktan gelince olay daha zor-
laşır. Espri anlayışı olmamakla,
kabahk etmekle sucbnırsınız. lş
ilişkisindeyse geneUikle hiyerar-
şik yapının ust katındakı kişi ya
da kişilerden gelir. Bu erkek
egemen duzenin bir parçasıdır.
Cinsel taciz, aynı zamanda ku-
rulu duzenin surmesine hizmet
eder."
Leyla Alaton, olayı nüfus ar-
tışına bağladığını belırterek
man kaybından başka bir şey
olmadıgını", vurguluyorlar,
özerkleştirmenın altında yatan
ve "performans" dıye mtelenen
asıl amacın ıse bırincı derecede
SHP'nın konuyla ılgılı tutumu-
nu kollamak, ikincı derecede ıse
bu kuruluşlarda kaçmümaz hale
gelen ışten çıkarmalan, yem (ve
yabana) ahcılann sırtına yükle-
memek olduğunu beürtiyorlar.
Eski ANAP hükümetinin
özelleştrrmeye hazırladığı onüç
kuruluş arasında ılk sırada dev-
lete aıt Petkım, Sumerbank, çı-
mento fabnkalan gelıyor.
Fransız yatınmcılar özellikle
petrokımya tesısleriyle yakmdan
ügüi ve Fransa'nın en büyük
petrol ürünlen şu-ketı ELF, Pet-
kim'e uzun süredir talıp.
»Çımento fabnkalan da Fran-
sızlann yakından ılgilendiklen
bır sektör Ancak, Çitosan'ın
sorunlannm çözuhnesini, yeni
yatınmlara girişmek açısından
önkoşul koyuyorlar.
Tansu Çiller, Cumhuriyet ile
yaptığı konuşmada, yem httkü-
metin ekonomı politikası ve ko-
alisyon konulannda şunlan söy-
ledı:
"Onumuzdeki gnnler çok zor
gunler, özellikle ilk altı ayda
enflasyon inroeyecek, aksine yu-
kan çıkacakor. Sonraki aylar-
da bizim icraaümızm sonnçlan
olacak ve Turk halkı daha ra-
hat bir konuma kavuşacak. Bu
Uk altı ay, bir onceki iktidann
bize bıraktığı miras olarak nite-
lenmeli. HatU, Turkçe deyişiy-
le, bu çocuk dogmuş ve cami
onune bırakılmıştır. Dolayısıy-
la Uk nç, hatta alü ayda Tnrki-
ye'deki gelişmeleri izleyerek ka-
muoyunda bir omutsuzluk
uyanmaması dileginde bulunu-
yorum. Sabıriı olurlarsa doğru-
yn ve aydınlıgı bulacagız. Çok
onemli bir reformlar paketine el
atmış bulunuyoruz. Koalisyon
ortaklan ile daha once beürie-
digimiz prensipler çercevesinde
karariıhkla çalısacagu,"
Cumhurıyet'ın, "KtT'lerin
ozelleştirilmesi konusunda
SHP'nin zorluk çıkaracagını on-
goruyor musunuz" sorusu ıse
Devlet Bakanı Çiller tarafından
şöyle yanıtlandı:
"Biz tek başına iktidar olma-
ya talip olduk. Ancak sonuçta,
halk bize bu olanagı vermedi.
Bize verilen. bir koalisyon orta-
gı olmak gorevidir. Bu durum-
da ve bu cercevede etimizden ge-
len hizmeti ve uzmanlıgı, halkı-
nuzın hizmetine sunmak içm ge-
celi gundu/lu çalışmaktayız."
Tansu Çiller, dun Pans'tekı
temaslan sırasında, OECD Ge-
nel Sekreteri Paye, Fransa'nın
sanayiden sorumlu Devlet Ba-
kanı Strauss Kahn, dış ticaret-
ten sorumlu Devlet Bakam Je-
anneney üe görüştü.
Tansu Çiller, OECD yetkili-
leri ve Fransa Ticaret Bakam
Jean-Noel Jeannenay ile yaptı-
ğı görüşmelen "olumhı" olarak
nıtelendırdı.
"Butun sapüdıklar egitimsizUk
yuzunden. ABD'de de bu tur
olaylar yaşanıyor. Ama orada
gerçek sapıklar var. Onlar da
klinik tedaviye ahnıyoriar. Ka-
dının yaptığı hemen hemen her
hareket florte davet sayılıyor.
BD akıl alır gibi degil. Ama ka-
dının da davranışlannı ona go-
re ayariaması gerek. Buna da iyi
saptamak lazım. Hayır demesi-
ni bilmek gerekir" diye konuş-
tu Alaton, "Biz maganda top-
lumuz, ayı topiumuz diye başın-
da yazıldı. Bunu degiştirmeye
çalışalım. Eğitimin dnzeimesi
tek yoldur" dedı.
Avukat Canan Arın ıse
TCK'nın ırza tecavüz olaylann-
da çok hafıf cezalar verdığıne ve
yasaların erkeğı koruduğuna
dikkat çektı.
Kamu açığı ne kadar?
Devlet Bakanı Tansu Çüler,
bır süre önce Hazıne'den kamu
açıklan ile ılgılı aynntılı bilgı is-
tedı. Hazine de 1988 ve sonraki
yülarda kamu dengesını göste-
ren tabloları Çiller'e sundu. Çil-
ler, 26 kasmı günu kendısıne su-
nulan tablolar konusunda, 2
aralık günü Sabah gazetesı ya-
zarı Güneri Cıvaoglu'na, Hazı-
nealeri sert bıçımde suçlayan bu-
demec verdi. Çiller, bu demecın-
de şunlan söylemiştr
"Hazine'nin açıgı bu ogle sa-
atine kadar 28 trilyon liraydı.
Ogleyin bir baktık, 55 trilyon li-
rayı buldu. Birkaç dakika son-
ra 18 trilyon lira daha eklendi-
gini dehşetle gorduk, yani 73
trilyona \-ardi. Galiba bu raka-
ma 4J trilyon daha eklenmesi
mumkun."
Çiller'in bu açıklamalan, Ha-
zine bürokrasısınde şok etkisı
yaptı. Hazine yetkıhlerı, hazır-
ladıklan tablolann ıçınde butçe
açığı, bütçe nakıt açığı, anapa-
ra ödemeleri de dahil Hazıne*-
nin toplam brut borçlanma ge-
reği, KtT açıklan ve kamu ke-
simı toplam finansman açığını
ıçerdığmı beürttıler. Aynca Baş-
bakan Demirel'in de hükümet
programı üzerındekı eleştırileri
yamtlarken, bütçe açığı ile ilgili
verdıği 55 trilyon lira rakammın
bütçe nakit açığı ile ıç ve dış
borç anapara ödemeleri topla-
mından oluştuğunu kaydettüer
"Siyasi iktidariann degil, dev-
letin burokratı" olduk lannı söy-
leyen Hazıne uzmanlan, hazır-
ladıkları kamu finansmanı tab-
lolan ile ilgili gerçek durumu
şöyle açıkladılar
"Bu hesaplama, ekim ayı so-
nundaki duruma gore yaptıgı-
mız yılsonu gercekleşme tah-
minleridir. Sayın Bakan'ın 'öğ-
le saatıne kadar 28 trilyon
liraydı' dediği açık, bu yıl için
beklenen 27 irilyon 946 milyar
lira duzeyindeki konsolide but-
çe nakit açığıdır. 'Öğleyın 55
trilyona çıktı' dediği ise iç ve dış
borç anapara ödemeleri ile bir-
likte ortaya çıkan brut borçlan-
ma geregini gosterir. 'Bırkaç da-
kıka sonra 18 tnlyon lıra daha
eklendı' dediği rakam da KİT
sisteminden gelen net 18.8 tril-
yon liralık açığı ifade ediyor.
'Eklenmesi mumkun' dediği 4.5
trilyon rakamı da kamu denge-
sine giren fonlar ve mahalU ida-
rderin açtgtdu*. Bizim verdiğimiz
tablolarda butun bu rakamlar
vardı, ama herhalde Sayın Ba-
kan anlayamadı ya da bizleri es-
ki iktidann burokratlan olarak
gonıp yıpratma yoluna girti. Biz
partilerin değil, devletin burok-
ratıyız ve her donemde de siya-
si iktidaıiara gerekli uy^nlan
yapmışızdır."
Devlet(Baftarafi 18. Sayfada)
kılar.
Türkiye'de idarenin tüm top-
lumu ilgilendiren kararlan ahr-
ken halka bılgı vermediği,
gızlediği, hatta çoğu halkı çok
yakından ilgilendiren konularda
da yanlış bilgıler verdığı söyle-
nebihr.
Devlet Memurlan Kanunu-
nun 15. maddesi bakanlar, vah-
ler ve görevlendirecekleri kişder
dışındaküer içın basına, haber
ajanslanna ve radyo ve televiz-
yon kurumlarma bîlgi verme ya-
sağı koyarken, yani tüm devlet
memurlannı sustururken 31.
maddesi de "gızli bilgi" kavra-
mını tammlamaksızın devlet
memurlan ıçm "gizli bilgüeri
açıklama yasağı" getinyor.
Kanunun 31 ve 125. maddesı-
nın (E/H) bendı hükumlerinin
birlikte ıncelenmesı, "gizh bılgi1
'nin takdınni tamamen bakan
veya hıyerarşik üstün takdirine
bırakıp devlet memurlanm bır
kere daha susturuyor. Dahası,
kanun 125. maddesmin (D/K)
bendinde hiyerarşik üstlere u-
mamen takdın olarak dilediği
bilgflerin açıklanmasını yasakla-
ma yetkısı vermek suretiyle dev-
let memurlarını tamamen
susturuyor. Saydam ıdare ılkesı
yok ediliyor
Halka bügı verümeden kamu-
oyu oluştunıunadan kapah ka-
pılar arkasında alınan kararlar
halkı tedırgın ettığı gıbı gerçeğe
uyan veya uymayan söylentıler
de devletı tahnp ediyor.