Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 7 KASIM 1991
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Devlet Meteoroloji İşteri Ge-
nel Müdürlüğü'nden alınan
bilgiye göre Marmara'nın ba-
tıa ile Ege kıyilan yağmurtu,
diğer yerier açık geçecek.
Yurtlun iç kesimlerinde sabah
saaflerindesisgönJtecek. HA-
VA SICAKLIĞI: Artmaya de-
vam edecek. RÛ2GÂR: Güney
ve batı yönlerden hafif arası-
ra orta kuvvette esecek. De-
nizlerde; kıble ve lodostan 1
ile 5 kuvyetinde saatte 10-21
deniz mili hızla esecek. Van
Mvu A 22° 12° Oıyartalor
A 19° 7°E*ne
A 17° 4°Erancan
A M°-1° Eraırum
A W> 3"E*$«hff
A 19° 0°6xsamBp
A 22° 15° SrBun
18° 6°Marasa
13° 5°K.Maraş
12° M
14° 0-Muş
17° 4°*Jde
15° 9°0rtu
A 21° 12» Gûmûşhane A 9° 0° ftae
12° O°Samsın
16°-1° Snrt
14° 8°Smop
W 1 1 ° S I W !
Gölü'nde hava, açık geçecek. Rûzgâr batı yönûn-
den orta kuvvette esecek. Görûş uzaktığı 10 km do-
layında bulunacak.
Bokı
ÇmMafe
ÇofUfn
Darfef
A 12° 4°H*Un
A 22° 8°bparta
A 14° 6°Wanbul
A 12° 3°hmir
A O°-r> Km
A 13° 0°KBUmonu
A 14° 0°Ka«nn
A 15° e°Kırtmni
Y M ° 1 f Kona
A 12° 0°Küttıya
A 14° 4°Matatya
14° e°u$*
12»-f V»
15°-1° Ytapt
14° 2°Zongı*i*
, tmıudu Istsi A-açıfc B-bulutlu G-güneşJı K-kariı S-stslı Y-yaOmurtu
BULMACA
SOLDANSAGA:
1/ Bir şeyi belirtme-
ye yarayan şey. 2/
Tanmda kullanılan
azotlu gıibre... tğne-
nin deliği. 3/ Sporda
"savunma" anla-
mında kullanılan te-
rim... Dahil. 4/ Bi- 5
rim... Avustralya'da _
yaşayan bir cins de- "
vekuşu. 5/ "Bu bir 7
1 hâfidir ki ruha
dolmakta/Kızıl ha- 8
valan seyret ki ak-
şam olmakta" (Ah- 9
met Haşim). 6/ Bir
nota... Yiyecek, içecek ve erzağın
saklandığı oda ya da dolap. 7/ Aza...
Ekşi bir meyve. 8/ Dört Halife'nin
sonuncusu... Çabuk ve kolay kavra-
yan. 9/ Arkeolojide, bir çember oluş-
turacak biçimde dizilmiş menhirler
ya da dikine oturtulmuş taşlar top-
İuluğuna verilen ad.
YUKARTOAN AŞAGlYA:
1/ Belirli bir plan ya da düşünce doğ-
rultusunda yönlendirilen ve yurütü-
len. 2/ Eski yapı ya da kent kalıntısı... Değerli madenlerin an-
Uk derecesi. 3/ Yoksul... Satrançta bir değerlendirme ve klas-
man sistemi. 4/ Çabuk davranan, çevik... fşaret. 5/ Giresun'un
bir ilçesi. 6/ Doğu Slav halkı... AJçak enlemlerde esen düzenli
rüzgâr. 7/ Yunanistan'ın plaka işareti... Erkekliğini gidermek,
iğdiş etmek. 8/ Yapılmış, gerçekleşmiş iş... Satrançta özel bir
hareket. 9/ Bayrağuı uçkurluk karşısındaki kenan... Duvar için-
de bırakılan oyuk bölüm.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Aka Gündüz Anlatıyor
4 f
Mr eflraee Tantaaı kalfae
t«tlrawkle, ••• Mtkkallal
k n u * ı a « •İBnjrraı 1.
JTORKİYE tŞBAMCASJ
7 KASIM 1931
- Yeni evler. yeni şiirler, yeni
resirn tarzı, dekorsuz oynanan
tıyatro, Rusya'daki serbest
ızdivaç, Almanya'daki
çıplaklar, hulâsa son
zamanlardaki yenilik
cereyanlan haİckında ne
düşünüyorsunuz?
-Sizinbelediyenin
başmühendıs müdürû
çızmemek şartile bütün yeni
biçim binalan severim. Yeni
şiir diye bir şey yoktur, şiir
mutlaktır, tabiatteki güzelliklenn ifadeleşmiş, üslûplaşmış
şeklidir. Sokak köşesine serijmişit leşinin, divane uzanmış
gûzel kadının, fırtınalı denizin, bataklık ortasındaki sıtmalı
köyün, galende grizolanıp şişmış maden işçisinin, anafordan
karnı hotıa olmuş rasta koerın. tzdırabın, saadetin ve her
şeyin birgûzel, yani şiir tarafı vardır. Fındıklı tmparatoru
Çallı'ya bak, o, ne tepeden tırnağa kadar şiirdir.. Yeniliği işte
bunun ifade ve üslübunda aramalı. Bunuararken -ama
yalnız bizde- gine derhal iki şair gelir. Birbirinden ayn
yollarda gıden ıki has ve öz şair: Necip Fazıl ile Nazırn
Hikmet... Ikisi deeski bahriyelidirler. Necip; şiirdenizinde
üniformalı usta bir his süvarisi.. Nazım; yaman bir ruh
korsanıdır. Çıkıyor kayık, iniyor kayık, devrilen bir atın
sırtından inip şahlanan bir ata biniyor kayık...
Naam'ı taklit edenler, muvaffakiyeti marazilikte anyorlar.
Yeiste, kinde, isümdatta anyorlar. Bu, kedinin arslan rolüne
yeltenmesi gibi bir şey oluyor. Yeni şiir, hayat şahmerdanının
altında pestilleşen şiir değildir. Yeni şiir, hayatı pamuk ipliği
gibi parmaklannda büküveren şiirdir. Ve bunun içindir ki
Naam hem bizatihi yeni şiirdir, hem bizzat yeni şair...
Yeni resim tarzı. Henûz bir fikrim yok.
Dekorsuz oynanan tiyatro.. Hoşuma gitmiş gitmemiş, kaç
para eder. Madem ki seyretmeğe ve hoşlanmağa zorla
mecburuz. Ve mademki hayat ebedi bir dekorsuz orta
oyunudur.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Irak'ın petrol şirketi7 KASIM 1961 *
3
jr
Batılı petrol şırketleri ve genel olarak m
Batıya karşı bir söz düellosuna giren I
Irak. kendi petrol şirketinı bir
propaganda barajı altında
kurmaktadır.
Irak Petrol Bakanı Muhammed
Salman: "Milli Petrol Şırketımiz Irak
Petrol Şirketınden gen alacağımız
arazi üzennde kurulacaktır" demiştir.
Irak Başbakam Abdülkerim Kasım.
Irak Petrol Şirketiyle üç seneden beri devam etmekte olan
görüşmelere son vermiş ve bu şirkete karşı hukuki tedbirler
alınacağını açıklamıştır. Kasım ahnacak tedbirler hakkında
malumat vermemişse de Irak basını mezkur şirketi
emperyalizmin bir ajanı olmak, Iraka ve bütün Arap
dünyasına karşı cürüm işlemek ve komplolar kurmakla
itham etmektedir. Fakat müşahitler İngiliz. Amerikan,
Fransız ve Hollandalılann iştırakiyle vücut bulan ve bu sene
Irak'a kâr olarak takriben 269 mılyon dolar bırakacak olan
bu şirketin devletleştirileceğine inanmamaktadır.
Bazı tahminlere göre Kasım, 1931 senesinden bu yana Irak
Petrol Şirketine tamnan imtiyazlarla verilen büyük arazilerin
bir kısmım geri alacaktır. Ancak geri alacağı topraklarda
petrol kuyusu açılmış değildir. Petrol Bakanı Salman şimdiye
kadar bir çok yabancı şirketin çalışma müsaadesi için
müracaatettiğinisöylemiş, ancak bu^irketlerin hangi
memleketlere ait olduklannı açıklamamıştır.
Irak Petrol Şirketiyle, Basra ve Musul Petrol Şırketleri
senelerden beri Irak'ta çalışmaktadır. Kontratlan elan
muteberdir. Kasım'ın bunlan iptal etmesi için yeni bir kanun
çıkarması gerekmektedir
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Ankara Son Durak7 KASIM 1990
ABD Dışışlen Bakanı James Baker, Körfez krizinin seyrine
ilişkin görüşmelerde bulunmak üzeredün Ankara'ya geldi.
Baker'ın, Ortadoğu gensınin son durağı olan Türkiye'de
Irak'a karşı asken müdahalede bulunulması dahil bir çok
konuda nabız yoklayacağı belirtiliyor, ancak. ABD ve Türk
basınına geniş biçimde yansımasına karşın ABD Dışişleri
Bakanı James Baker'ın Türkiye'ye "sürpriz" öneriler
getirmesi yetkili çevrelerde "olasılık dışı" olarak görülüyor.
Baker'ın temaslanrun son günlerde BM Güvenlik Konseyi
daimi üyeleri ve bazı etkin başkentlerin Körfez konusunda
ABD çizgısinden aynlan tutumlan üzerinde yoğunlaşacağı
tahmin ediliyor. Türkiye'nin Körfez'de olasi bir asken
harekât durumunda hangi koşulda, nasıl tavıralacağının
Washington'a daha önce en üst düzeyde aktanldığını belirten
yetkililere göre Baker'ın Ankara görüşmeleri daha çok bir
"güven tazelemesı'" şeklinde geçecek
J
Helsınkı
^ Lenıngrad
Kopenhag p -*3 •l
y i k Moskova
J
»Berlın
ÇALIŞANLARIN
B 10°
!
TARTISMA
İmam Hatip Lfeeleri
Bu okullarda okuyan öğrenciler şimdiye kadar hiçbir konuda
çıban başı olmamış, kimsenin tavuğuna kışt dememiş, hiçbir
olumsuz gelişmeye kaynaklık etmemiş olmalarına rağmen,
sanki bir başka ülkenin vatandaşları veya korkunç
yaratıklarmış gibi çeşitli engel ve sataşmalarla rahatsız
edilmekte, ucube gibi gösterilmektedir.
Mensubu olduğumuz topluluk hakkında
kısa bilgiler vererek sizi aydmlatmak istiyo-
ruz. Buna da bugünlerde hakkımızda ilgili
ve ilgisiz değişik kesimlerden çeşitli soylen-
tiler çıkarılmasını gerekçe gösterebiliriz.
Türkiye'deki orta öğretim kurumlarının
% 10'undan daha az öğrenci sayımız olma-
sına rağmen, en fazla varhklan tartışılan ve
hücuma uğrayan bu okullar, devletin hiç-
bir katkısı ohnadan inşa edilen okul ve yurt
binalanyla TC Milli Eğitim Bakanlığı'na
bağh eğitim kurumlandır. Müfredatı diğer
okullar gibi bakanlıkça tespit edilir. öğret-
menleri bakanlık tarafından tayin edilir. Bu-
nunla birlikte yakacak, elektrik ve su gibi
giderleri için en az tahsisat da bu okullara
aynlır. ögrencileri bu memleketin sıradan
vatandaşlanrun çocukları, hatta ağırhkh
olarak fakir vatandaşların çocuklarıdır.
Ders programlan da öğrenciier genel kül-
tür derslerinin yanında >aıklü meslek ders-
leri ile desteklendiğinden, benzeri kurum-
lara göre gerçekten ağırdır.
llk kuruluş sebebi, ülkemize iyi yetişmiş
ve dünyayla ilgili din adamı yetiştirmek olan
bu okullara halkımızın teveccühü fazlaca ol-
duğundan, ülkenin birçok yerinde binalar
inşa edilmekte olup bakanbğuı emrine tah-
sis edilmiş olan ytizden fazla bina anlaşıl-
maz bir ilgisizlikle bomboş tutulmaktadır.
Dünya siyasi coğrafyasındaki son değişik-
likler, Türİciye dışındaki Türkçe konuşan
Siya.si Partiler ve Sağlık
Sıyası parülenn seçım surecındekı olduk-
ça çok ve çeşitli vaatleri arasında, sağlığa
ilişkin olanlan önemli yer tutuyor ve ilgi çe-
kiyor. Programlannda sağlığa ilişkin çok
aynnülı bilgi olmamasına karşın. propa-
gandalannda sağlık sorunlan önemli ver
tutuyor. Sanıyorum bu durum, halkın sağ-
hk sorunlanndan oldukça fazla şikâyetçi
olması ile ilgili.
Sağlık öteden beri teknik bir konu olarak
sunulmuş, gerek halk. gerekse sağlık çalı-
şanlannın önemli bir kesımi tarafından
böyle algılanmıştır. Bunun anlamı. hükü-
metlerin sağlığa ve sosyal yatınmlara yeter-
li kaynaklan ayırmavıp, gereken örgütlen-
meyi yaşama geçirmeyip. çalışanlann
haklannı vermeyip, bunun sonucu oluşan
kötü sağlık hizmetleri \e daha çok hastalık
gibi sorunlann ortasında halk ile sağlık ça-
lışanlannı karşı karşıya bırakmaktır. Sağlı-
ğın teknik değıl, uygulanan ve tercih edilen
politikalani) sonucu politik bir olgu olduğu
gerçeği göz ardı edilmeden sağlık sorunlan-
nın çözülmesı mümkün deeıldir. Oysa,
ANAP, SHP, DYP ve DSP genel bir siyasi
yaklaşım çerçevesinde değil, teknik düzen-
lemelerle sağlık sorunlannın çözülebileceği
yaklaşımındadırlar Buna karşın RP ve SP,
sağlığa bütüncü bir politik projenin parçası
olarak bakmaktadırlar.
.Sağlık hizmetlennde fınansman. hayati
bir konudur. Sağlığa aynlan kamu payının
asgari GSMH'nin %5'i (ya da %10'u) ka-
dar olması. bunun da ek vergi toplayarak
değil, kamu bütçesi ile sağlanması ılkesel
olarak savunulmalıdır. Özellikle gelır dağı-
lımımn adil olmadığı ülkelerde, sağlığa
aynlan kamu payının duzeyi daha anlamlı-
dır. Buna karşın ANAP, 8 yıllık uygulama-
sı ile sağlığa aynlan kamu payını oldukça
düşürmüş. kamu pavının düşürülmesı iie
doğan açığın özel sağİık hizmetlennın teşvi-
kı ile kapatılması yoluna gitmiş. Sağlık
Hizmetleri Terod Yasası ve Sağ-Kur gibi gı-
nşımlerle halktan ek vergi toplayarak sağ-
lık fonu yaratma çabalarına girmıştır.
Seçım süreande de farklı şeyler söyleme-
mektedır.
DYP'nin seçım sürecınde dile getirdiğı
"yeşil kart" ise tum sansasyonelliğine kar-
şın, halktan ek vergi toplayarak uygulan-
ması duşünulen bir sigorta modelini ifade
etmektedir. Finansman sorununu gerçek-
ten çözemeyeceğini düşunen DYP, bu işi ek
vergi ile çözmeyi hedeflemektedir. DSP ise
DYP'ninki gibi bir sigorta sistemi önennek-
te, ancak DYP'den farklı olarak sağlığa ay-
nlan payı artıracaklannı belirtmektedir.
Buna karşın bunun hangi kaynaktan kar-
şılanacağı net değildir.
SHP, RP ve SP ise sağlık hizmetlerinin
tüm halk için ücretsiz olacağım, ek vergi
alınmayacağını belirtmektedirler. SHP ve
RP vergi düzenlemesiyle, devlet harcama-
larındaki ısrafın azaltılmasıyla; SP ise ek
olarak silahlanmaya aynlan payın azaltıl-
ması Guneydoğu'daki özel savaşın sonlan-
dınlması ile oluşacak fonlann sağlığa
kaydınlması ile sağlığa daha fazla pay ayn-
labıleceğini ileri sürmektedirler.
Sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi konu-
sunda, ANAP'm çok iyi tanımlanmamış
bir "sağlık bavzaları" yaklaşımı söz konu-
su. Sağlık kuruluşlan arasında koordinas-
yon ve aile hekimÛği düşündükleri sistemin
temel taşlan.
DYP. sigorta sistemi ve çok sayıda sağlık
yatınmı dışında net bir sağlık sistemi öner-
memektedir. RP'nin sağlık sistemine ilişkin
söyledıklen konusunda bir ven göremedim.
SHP ise klasik anlamı ile sosyalieştirme
modelini savunmakta.
Ulusal bir sağlık politikası oluşturulması
gereğini vurgulayan SHP, sosyalieştirme
birçok ülkelerin bizden yetişmiş din görev-
lisi istemelerine yol açtı. Ancak Türkiye
içindeki ihtiyaca cevap verecek kadar bile
mezun veremeyen bu okulların böyle bir is-
tek karşısmda hâlâ kösteklenmesi, garip bir
mantık sergilemektedir. Bu kayıt dönemin-
de kontenjanın üç misline varan müracaat-
lann büyük ekseriyeti yersizlikten geri çev-
rilmekte ve öğrenci velilerinin protestoları-
na sebep olmaktadır.
Sonuç olarak, bu okullarda okuyan öğ-
renciler şimdiye kadar hiçbir konuda çıban
başı olmamış, kimsenin tavuğuna kışt de-
memiş, hiçbir olumsuz gelişmeye kaynak-
lık etmemiş olmalanna rağmen, sanki bir
başka ülkenin vatandaşlan veya korkunç ya-
ratıklarmış gibi çeşitli engel ve sataşmalar-
la rahatsız edilmekte, ucube gibi gösteril-
mektedir. Biz herkes gibi, bu memleketin
gerçek sahipleri olan dedelerimizin bize bı-
raktığı topraklarda herkesle aynı haklara sa-
hip, ekstra talepleri olmayan mütevazı bir
okulun mensuplanyız. ttilip kakılmaktan,
üzerimize oyunlar oynanmasından, hedef
gösterilmekten ve çifte standart uygulama-
sından kurtulmak istiyoruz.
Lütfen değerli gazetenizde bu konuyu ele
alarak bizim problemlerimizi kamuoyuna
duvurmamıza yardımcı olunuz. Demokra-
tik olduğu söylenen bu ülkede bizim de söz
hakkımız olduğunu, samyoruz siz de tak-
dir edersiniz. Saygılarımızla,
ÖNDER
tst. İmam Hatip Liseleri M.M. Dernegi
modelıne. "uzman hekimlerin çalıştığı sağ-
lık raerkezlerini" eklemiş. DSR ve SP ise
diğer partilerin aksine yerel yönetımlerin
yürüteceği ve halkın denetle\ebileceği bir
sağlık modeli önermekte. DSP bu modelı
önerirken denetim ve katılım konusunda
belediyelere şikâ\etlerin ıletilmesi şeklinde
bir yaklaşım getirmektedır SP ise yerel
meclislerden parlamentoya kadar uzanan
bir katılım ve denetim sistemi ile ıç ıçe bir
sağlık sitemi önermekte, devletin ışlevini sa-
dece planlamayla sınırlamaktadır.
Hekimlere ve sağlık çalışanlanna yönelik
programatik maddelere ve vaatlere gelince;
ANAP konusunda 8 yıldan sonra bir hekim
olarak değerlendirme yapmamn bıle gerek-
siz olduğunu düşünüyorum. Ancak diğer
partilerin de hekımler ve sağlık personelı ile
ilgili olarak "memurlara sendika hakkı veri-
lecektir" söylemi dışında yaklaşımları söz
konusu değil.
Oysa, ülkemızdekı sağlık sorunlan, tüm
diğer sorunlar gibi hekimler ve sağlık çalı-
şanlannın (doğal kı tüm çalışanlann ve
halkın) kendileri ile ilgili süreçlerde söz ve
karar sahibi olmamasından kaynaklan-
maktadır. Son 10 yıldır, daha da belirginle-
şen kitlelerin siyasete baskı ve örgütsüzleş-
tirme ile yabancılaştınldıklan: siyasetin,
salt parlamentoda yapılan, kitlelerin ise 5
yılda bir seçimlerde ov vererek katıldıklan
bir olgu olduğu anlayış reddedilmeden par-
tilerin sağlık konusunda ya da başka konu-
larda sorunlan çözebileceğini düşünmek
pek anlamlı gelmiyor.
Bu noktada yapılacak en iyi siyaset: bu-
lunduğumuz işyerleri ve birimlerde kendi-
mizle ilgili süreçlerde planlamadan
yürütmeye kadar söz ve karar sahibi olabil-
menin -en basit de olsa- olanaklannı yarat-
maktır.
Dr.ATASOYER
TTB Merkez Konseyi Üyesi
C U M H U R İ Y E T KITAP KULÜBÜ
TUYAP10. KİTAP FUARINDA
2 - 1 0 K A S I M
İ M Z A G Ü N L E R İ
B U G Ü N / 7 Kasım Perşembe, 16.00-19.00
mATİLLÂ DORSAY
HERGÜN 11.00-20.00 TÜYAP 10. KİTAP FUARI. TEPEBASI
DENtZLİ 2. SULH
HUKUK SATIŞ
MÜDÜRLÜGÜ'NDEN
Dos>a No: 1991/35
İzale-i şuyu suretiyle satışına
karar verilen, Feslikan mah , Pı-
nar mevkiinde 44 ada, 17L-1 paf-
ta, 5 parselde hissedar bulunan
Ahmet oğlu Hüseyin Yılmaz Ba-
nş, Osman oğlu Mehmet Başlı-
kaya ve Ömer kızı Şemsiye Baş-
hkaya'nın tebliğe yarar adresle-
ri tespit edilemediğinden, adı ge-
çenlerin hissedar olduğu işbu ta-
şınmazın beher m!
'si
400.000x294= 117.600.000 TL.
kıymet takdiri yapılmış olup, iş-
bu hissedarlara kıymet takdir tu-
tanağı yerine geçerli olmak uzere
ilanen teblığ olunur. 10.10.1991
Basın: 50025
HATAY SULH
HUKUK
MAHKEMESİ
Sayı: 1991/904
Davacı Abdo Horoz vekil Av.
Sevim Kıhçlar tarafından dava-
lılar Makbule Keskın ve ark.
aleyhlerine mahkememize açılan
ortaklığın giderilmesı davasının
yapılan yargılaması sırasında ve-
rilen ara kararı gereğince;
Davalı Celile Acemoğlu'nun
adresi tespit edilemediğinden
9.12.1991 günu saat 09.00'da du-
rusmaya gelerek >"azıh delilleri-
ni ibraz etmesi, aksi takdirde
>argılanmanın gıyabında yapıla-
cağı H.U.M.K.'nun 509. madde-
si gereğince tebliğ yerine geçerli
olmak uzere ilan olunur.
17.10.1991
Basın: 39998
A R K E O L O J İ V E S A N A T Y A Y I N L A R I
Tüyap Kitap Fuarında
TÜRKİYE
YÖNETİMENDE
KARMAŞA
Prof. Dr. Lütfü Duran
10.000 lira (KDV ıçinde)
Çağdaş Yayınlan Turkocağı
Cad 39-4> Cafalnilu-htanhul
Odernelı gonılırilmei.
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
"Polis emeklisiyim"
SORU: Ben, 6. derece 3. kademeden ve 17 yü üzerinden ma-
liikn emekli, lise mezunu bir polis emeklisiyim. 1985
yılında emekli oldum.
Benim, 1 Temmuz 1991'den önce aldığun emekli
maaşının tutan 545 bin lira dolayında idi. Hazırla-
mış olduğunuz tabloda 17 yıllık bir polis memuru-
nun eline %0 bin lira gececegi anlaşdıyordu. Oysa
ki, bana Temmuz 1991'de 243 bin lira zam yapıidı ve
aylıgım 788 bin liraya ulaştı.
bgililer, bir basın toplanbsında, yapılan zamlaria
en düşiik emekli maaşının, 1 milyon 26 bin lira ol-
duğunu açıklamıştı.
Bana ödenmesi gereken emekli aylığı nedir?
A.P.
YANIT: 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın 36. maddesi ile
devlet memurları, 10 hizmet sınıfına aynlmıştır. Polis memur-
lan Emniyet Hizmetleri Sınıfı'nda yer almıştır.
Emniyet Hizmetleri Suııfı'nda yer alan polis memurlanndan,
ilk dört dereceden aylık alanlara ek gösterge verilmesi öngö-
rülmüştür. 5. ve onun altındaki derecelerden gerek görev, ge-
rekse emekli ayhğı alanlar için ek gösterge uygulaması
yapılmamaktadır.
6. derece 3. kademeden P yıl hizmetten sonra malulen
emekli olan bir polis memurunun maaşı, 810 genel aylık, 255
kıdem ayhk ve 1000 taban ayhk göstergelerine göre 255.069 TL
genel emekh' ayhğı, 80.300 TL kıdem emekli aylığı ve 428.800
TL de taban emekli aylığı olmak uzere toplam 764.169 TL ola-
rak hesaplanmaktadır.
Ancak TC Emekli Sandığı Yasası'nın Ek 19. maddesi ile
emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylıklanna alt sınır
getirilmiştir. Bu maddeye göre emekli ve malullük aylıklan 14.
derece 2. kademeye göre ve 30 fiili hizmet yıh için hesaplana-
cak emekli ayhğından daha az olamayacaktır.
Yasanın bu maddesi uyarınca, 1 Ocak-30 Haziran 1991 dö-
nemi için 352 genel ve kıdem aylık katsayısı ile 480 taban aylık
katsayısına göre emekli ve malullük aylıklarının alt sımn 586
bin 752 lira olarak saptanmıştır.
30 hizmet yıh karşılığı kıdem ayhk göstergesinin, 15 Tem-
muz 1991'e kadar 200 ve 15 Temmuz 1991'den sonra 375 olarak
belirlenmesi nedeniyle, alt sınır ayhğı da 1 Temmuz 1991-14 Tem-
muz 1991 dönemi için 782 bin 720, 15 Temmuz 1991'den sonra
848 bin 520 liraya yükselmiştir.
Böylece, 6. derece 3. kademeden ve 17 yıl hizmetten sonra
malulen emekli olan bir polis memuruna, 1 Ocak 1991-30 Ha-
ziran 1991 dönemi için 586 bin 752 lira, 1 Temmuz 1991-14 Tfem-
muz 1991 dönemi için 782 bin 720 ve 15 Temmuz 1991'den
sonraki dönem için 848 bin 520 lira malullük maaşı ödenmek-
tedir.
960 bin lira emekli aylığı, 17 yıl hizmetten sonra 4. derece
3. kademeden emekli ya da malul olan, lise çıkışlı polis me-
murlan için hesaplanmıştır.
ACI KAYBIMZ
Merhum Denizli Mılletvekili Prof. Sadık Bey ile
merhume İsmet Hanım'ın oğulları; merhum Selahattin
Pınar, merhume Fitnat Alper, Nurhayat Alabora ve
merhume Melahat Içli'nin kardeşleri; Acar Kılıçoğlu ile
Mustafa Alaborp'nın dayıları; Levent Selahattin Pınar ve
Ali Pınar'ın sevgili dedeleri; Altıngün Pınar ile Aşkm
Pınar'ın biricik sevgili babaJarı; Cavidan Pınar'ın biricik
sevgili eşi,
Kimya Yiiksek Mühendisi
ALİ HÜSAMETTİN
PEVAR
Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 7 Kasım 1991
Perşembe günü Teşvikiye Camii'nde öğle namazından
sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedilecektir.
Acımız sonsuzdur.
AİLESİ
T.C.
AKDAĞMADENİ SULH HUKUK
MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUGU
GAYRİ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA
İLANI
Dosya No: 1991/2 Satış
Satılmasına karar verilen gayri menkulün rinsi, kıymeti, adedi, ev-
safı: Akdağmadeni, 1. cilt, 19. sayfa, Ahisavi Mahallesi, Kaput Cad-
desi'nde kayıtlı, 360.37 metrekare miktarh bir tarafı yolla çevrili, hali
hazırda boş arazi.
Tamamı 3.000.000 liradır.
Sahş şartlan:
1- Satış: 23/1/1992 günü saat 14.20'den 17.00'ye kadar Adliye du-
ruşma salonunda açık artırma suretiyle yaptlacaktır. Bu artınnada
tahmin edilen kıymetin ^075'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacak-
lan mecmuunu ve satış masraflanru geçmek şartı ile ihale olunur. Boyle
bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şar-
tiyle 24/1/1992 cuma günü 14.40-16.50'de ikinci artırmaya çıkanla-
caktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satış mas-
raflanm geçmesi şartiyle en çok To40 artırana ihale olunur.
2- Artırmaya ıştırak edecelderin, tahmin edilen kı>Tnetüı %20*si ni-
spetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat
mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğin-
de 20 günü gecmemek uzere mehil verilebilir. Dellaliye resmi, ihale
pulu, tapu harç ve masraflan ahcıya aittir. Birikmiş vergiler satıj bc-
delinden ödenir. KDV alıcıya aittir.
3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer Ugililerin (+) bu gayri menkul
üzerindeki haklarıru, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı
dayanağı belgeler ile on beş gun içinde dairemize bildirmeleri lazım-
dır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça pay' -nadan
hariç bırakılacaklardır.
4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse lcra
ve Iflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. tki ihale
arasındaki farktan ve <fo3O faizden alıcı ve kefiUeri mesul tutulacak
ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dai-
rede açık olup masrafı veriJdiğj takdirde isteyen alıcıya biı örnegi gön-
derilebilir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi gönnüş ve münderecannı kabul
etmiş sayılacaklan, baskaca bilgi almak ısteyenJerin 1991/2 sayılı dosya
numarasiyle memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. 23/10/1991
( + ) İlgıliler tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.
Basın: 40082
İLAN
ERZURUM 2. SULH CEZA
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1991/338
Karar No: 1991/713
Davacı: K.H.
Sanık: SALİM KUZİK, Remzi oğlu 1960 doğumlu Erzumm Eski-
polat köyü nüfusuna kayıtlı, Erzurum Istasyon Mahallesi Kurtdere
Sokak No: 30'da mukim.
Suç: Mutecavız sarhoşluk.
Suç Tarihi: 18.5.1991
Karar Tar.: 14.6.1991
HÜKÜM ÖZETt:
Yukanda açık kımliğı ve müsnet suçu yazılı bulunan sanık hakkında
açılan kamu davasının yargılaması sonunda; eylemine uyan CY: 572/1,
647 S 4/11-1. maddeleri gereğince 180.000— TL hafif para cezası ile
cezalandırılmasına karar verilmiş olup karar bütün aramalara rağmen
sanığa lebliğ edilememiştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. maddesi gereğince kararın ga-
zete ilanı ile sanığa teblığine, ilan giderlerinin sanıktan alınmasına,
kararın ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra teblığ edilmiş sayılacağı
ve kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur.
Basın- 40307