22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 7 KASIM 1991 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Devlet Meteoroloji İşteri Ge- nel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre Marmara'nın ba- tıa ile Ege kıyilan yağmurtu, diğer yerier açık geçecek. Yurtlun iç kesimlerinde sabah saaflerindesisgönJtecek. HA- VA SICAKLIĞI: Artmaya de- vam edecek. RÛ2GÂR: Güney ve batı yönlerden hafif arası- ra orta kuvvette esecek. De- nizlerde; kıble ve lodostan 1 ile 5 kuvyetinde saatte 10-21 deniz mili hızla esecek. Van Mvu A 22° 12° Oıyartalor A 19° 7°E*ne A 17° 4°Erancan A M°-1° Eraırum A W> 3"E*$«hff A 19° 0°6xsamBp A 22° 15° SrBun 18° 6°Marasa 13° 5°K.Maraş 12° M 14° 0-Muş 17° 4°*Jde 15° 9°0rtu A 21° 12» Gûmûşhane A 9° 0° ftae 12° O°Samsın 16°-1° Snrt 14° 8°Smop W 1 1 ° S I W ! Gölü'nde hava, açık geçecek. Rûzgâr batı yönûn- den orta kuvvette esecek. Görûş uzaktığı 10 km do- layında bulunacak. Bokı ÇmMafe ÇofUfn Darfef A 12° 4°H*Un A 22° 8°bparta A 14° 6°Wanbul A 12° 3°hmir A O°-r> Km A 13° 0°KBUmonu A 14° 0°Ka«nn A 15° e°Kırtmni Y M ° 1 f Kona A 12° 0°Küttıya A 14° 4°Matatya 14° e°u$* 12»-f V» 15°-1° Ytapt 14° 2°Zongı*i* , tmıudu Istsi A-açıfc B-bulutlu G-güneşJı K-kariı S-stslı Y-yaOmurtu BULMACA SOLDANSAGA: 1/ Bir şeyi belirtme- ye yarayan şey. 2/ Tanmda kullanılan azotlu gıibre... tğne- nin deliği. 3/ Sporda "savunma" anla- mında kullanılan te- rim... Dahil. 4/ Bi- 5 rim... Avustralya'da _ yaşayan bir cins de- " vekuşu. 5/ "Bu bir 7 1 hâfidir ki ruha dolmakta/Kızıl ha- 8 valan seyret ki ak- şam olmakta" (Ah- 9 met Haşim). 6/ Bir nota... Yiyecek, içecek ve erzağın saklandığı oda ya da dolap. 7/ Aza... Ekşi bir meyve. 8/ Dört Halife'nin sonuncusu... Çabuk ve kolay kavra- yan. 9/ Arkeolojide, bir çember oluş- turacak biçimde dizilmiş menhirler ya da dikine oturtulmuş taşlar top- İuluğuna verilen ad. YUKARTOAN AŞAGlYA: 1/ Belirli bir plan ya da düşünce doğ- rultusunda yönlendirilen ve yurütü- len. 2/ Eski yapı ya da kent kalıntısı... Değerli madenlerin an- Uk derecesi. 3/ Yoksul... Satrançta bir değerlendirme ve klas- man sistemi. 4/ Çabuk davranan, çevik... fşaret. 5/ Giresun'un bir ilçesi. 6/ Doğu Slav halkı... AJçak enlemlerde esen düzenli rüzgâr. 7/ Yunanistan'ın plaka işareti... Erkekliğini gidermek, iğdiş etmek. 8/ Yapılmış, gerçekleşmiş iş... Satrançta özel bir hareket. 9/ Bayrağuı uçkurluk karşısındaki kenan... Duvar için- de bırakılan oyuk bölüm. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Aka Gündüz Anlatıyor 4 f Mr eflraee Tantaaı kalfae t«tlrawkle, ••• Mtkkallal k n u * ı a « •İBnjrraı 1. JTORKİYE tŞBAMCASJ 7 KASIM 1931 - Yeni evler. yeni şiirler, yeni resirn tarzı, dekorsuz oynanan tıyatro, Rusya'daki serbest ızdivaç, Almanya'daki çıplaklar, hulâsa son zamanlardaki yenilik cereyanlan haİckında ne düşünüyorsunuz? -Sizinbelediyenin başmühendıs müdürû çızmemek şartile bütün yeni biçim binalan severim. Yeni şiir diye bir şey yoktur, şiir mutlaktır, tabiatteki güzelliklenn ifadeleşmiş, üslûplaşmış şeklidir. Sokak köşesine serijmişit leşinin, divane uzanmış gûzel kadının, fırtınalı denizin, bataklık ortasındaki sıtmalı köyün, galende grizolanıp şişmış maden işçisinin, anafordan karnı hotıa olmuş rasta koerın. tzdırabın, saadetin ve her şeyin birgûzel, yani şiir tarafı vardır. Fındıklı tmparatoru Çallı'ya bak, o, ne tepeden tırnağa kadar şiirdir.. Yeniliği işte bunun ifade ve üslübunda aramalı. Bunuararken -ama yalnız bizde- gine derhal iki şair gelir. Birbirinden ayn yollarda gıden ıki has ve öz şair: Necip Fazıl ile Nazırn Hikmet... Ikisi deeski bahriyelidirler. Necip; şiirdenizinde üniformalı usta bir his süvarisi.. Nazım; yaman bir ruh korsanıdır. Çıkıyor kayık, iniyor kayık, devrilen bir atın sırtından inip şahlanan bir ata biniyor kayık... Naam'ı taklit edenler, muvaffakiyeti marazilikte anyorlar. Yeiste, kinde, isümdatta anyorlar. Bu, kedinin arslan rolüne yeltenmesi gibi bir şey oluyor. Yeni şiir, hayat şahmerdanının altında pestilleşen şiir değildir. Yeni şiir, hayatı pamuk ipliği gibi parmaklannda büküveren şiirdir. Ve bunun içindir ki Naam hem bizatihi yeni şiirdir, hem bizzat yeni şair... Yeni resim tarzı. Henûz bir fikrim yok. Dekorsuz oynanan tiyatro.. Hoşuma gitmiş gitmemiş, kaç para eder. Madem ki seyretmeğe ve hoşlanmağa zorla mecburuz. Ve mademki hayat ebedi bir dekorsuz orta oyunudur. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Irak'ın petrol şirketi7 KASIM 1961 * 3 jr Batılı petrol şırketleri ve genel olarak m Batıya karşı bir söz düellosuna giren I Irak. kendi petrol şirketinı bir propaganda barajı altında kurmaktadır. Irak Petrol Bakanı Muhammed Salman: "Milli Petrol Şırketımiz Irak Petrol Şirketınden gen alacağımız arazi üzennde kurulacaktır" demiştir. Irak Başbakam Abdülkerim Kasım. Irak Petrol Şirketiyle üç seneden beri devam etmekte olan görüşmelere son vermiş ve bu şirkete karşı hukuki tedbirler alınacağını açıklamıştır. Kasım ahnacak tedbirler hakkında malumat vermemişse de Irak basını mezkur şirketi emperyalizmin bir ajanı olmak, Iraka ve bütün Arap dünyasına karşı cürüm işlemek ve komplolar kurmakla itham etmektedir. Fakat müşahitler İngiliz. Amerikan, Fransız ve Hollandalılann iştırakiyle vücut bulan ve bu sene Irak'a kâr olarak takriben 269 mılyon dolar bırakacak olan bu şirketin devletleştirileceğine inanmamaktadır. Bazı tahminlere göre Kasım, 1931 senesinden bu yana Irak Petrol Şirketine tamnan imtiyazlarla verilen büyük arazilerin bir kısmım geri alacaktır. Ancak geri alacağı topraklarda petrol kuyusu açılmış değildir. Petrol Bakanı Salman şimdiye kadar bir çok yabancı şirketin çalışma müsaadesi için müracaatettiğinisöylemiş, ancak bu^irketlerin hangi memleketlere ait olduklannı açıklamamıştır. Irak Petrol Şirketiyle, Basra ve Musul Petrol Şırketleri senelerden beri Irak'ta çalışmaktadır. Kontratlan elan muteberdir. Kasım'ın bunlan iptal etmesi için yeni bir kanun çıkarması gerekmektedir GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Ankara Son Durak7 KASIM 1990 ABD Dışışlen Bakanı James Baker, Körfez krizinin seyrine ilişkin görüşmelerde bulunmak üzeredün Ankara'ya geldi. Baker'ın, Ortadoğu gensınin son durağı olan Türkiye'de Irak'a karşı asken müdahalede bulunulması dahil bir çok konuda nabız yoklayacağı belirtiliyor, ancak. ABD ve Türk basınına geniş biçimde yansımasına karşın ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın Türkiye'ye "sürpriz" öneriler getirmesi yetkili çevrelerde "olasılık dışı" olarak görülüyor. Baker'ın temaslanrun son günlerde BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve bazı etkin başkentlerin Körfez konusunda ABD çizgısinden aynlan tutumlan üzerinde yoğunlaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye'nin Körfez'de olasi bir asken harekât durumunda hangi koşulda, nasıl tavıralacağının Washington'a daha önce en üst düzeyde aktanldığını belirten yetkililere göre Baker'ın Ankara görüşmeleri daha çok bir "güven tazelemesı'" şeklinde geçecek J Helsınkı ^ Lenıngrad Kopenhag p -*3 •l y i k Moskova J »Berlın ÇALIŞANLARIN B 10° ! TARTISMA İmam Hatip Lfeeleri Bu okullarda okuyan öğrenciler şimdiye kadar hiçbir konuda çıban başı olmamış, kimsenin tavuğuna kışt dememiş, hiçbir olumsuz gelişmeye kaynaklık etmemiş olmalarına rağmen, sanki bir başka ülkenin vatandaşları veya korkunç yaratıklarmış gibi çeşitli engel ve sataşmalarla rahatsız edilmekte, ucube gibi gösterilmektedir. Mensubu olduğumuz topluluk hakkında kısa bilgiler vererek sizi aydmlatmak istiyo- ruz. Buna da bugünlerde hakkımızda ilgili ve ilgisiz değişik kesimlerden çeşitli soylen- tiler çıkarılmasını gerekçe gösterebiliriz. Türkiye'deki orta öğretim kurumlarının % 10'undan daha az öğrenci sayımız olma- sına rağmen, en fazla varhklan tartışılan ve hücuma uğrayan bu okullar, devletin hiç- bir katkısı ohnadan inşa edilen okul ve yurt binalanyla TC Milli Eğitim Bakanlığı'na bağh eğitim kurumlandır. Müfredatı diğer okullar gibi bakanlıkça tespit edilir. öğret- menleri bakanlık tarafından tayin edilir. Bu- nunla birlikte yakacak, elektrik ve su gibi giderleri için en az tahsisat da bu okullara aynlır. ögrencileri bu memleketin sıradan vatandaşlanrun çocukları, hatta ağırhkh olarak fakir vatandaşların çocuklarıdır. Ders programlan da öğrenciier genel kül- tür derslerinin yanında >aıklü meslek ders- leri ile desteklendiğinden, benzeri kurum- lara göre gerçekten ağırdır. llk kuruluş sebebi, ülkemize iyi yetişmiş ve dünyayla ilgili din adamı yetiştirmek olan bu okullara halkımızın teveccühü fazlaca ol- duğundan, ülkenin birçok yerinde binalar inşa edilmekte olup bakanbğuı emrine tah- sis edilmiş olan ytizden fazla bina anlaşıl- maz bir ilgisizlikle bomboş tutulmaktadır. Dünya siyasi coğrafyasındaki son değişik- likler, Türİciye dışındaki Türkçe konuşan Siya.si Partiler ve Sağlık Sıyası parülenn seçım surecındekı olduk- ça çok ve çeşitli vaatleri arasında, sağlığa ilişkin olanlan önemli yer tutuyor ve ilgi çe- kiyor. Programlannda sağlığa ilişkin çok aynnülı bilgi olmamasına karşın. propa- gandalannda sağlık sorunlan önemli ver tutuyor. Sanıyorum bu durum, halkın sağ- hk sorunlanndan oldukça fazla şikâyetçi olması ile ilgili. Sağlık öteden beri teknik bir konu olarak sunulmuş, gerek halk. gerekse sağlık çalı- şanlannın önemli bir kesımi tarafından böyle algılanmıştır. Bunun anlamı. hükü- metlerin sağlığa ve sosyal yatınmlara yeter- li kaynaklan ayırmavıp, gereken örgütlen- meyi yaşama geçirmeyip. çalışanlann haklannı vermeyip, bunun sonucu oluşan kötü sağlık hizmetleri \e daha çok hastalık gibi sorunlann ortasında halk ile sağlık ça- lışanlannı karşı karşıya bırakmaktır. Sağlı- ğın teknik değıl, uygulanan ve tercih edilen politikalani) sonucu politik bir olgu olduğu gerçeği göz ardı edilmeden sağlık sorunlan- nın çözülmesı mümkün deeıldir. Oysa, ANAP, SHP, DYP ve DSP genel bir siyasi yaklaşım çerçevesinde değil, teknik düzen- lemelerle sağlık sorunlannın çözülebileceği yaklaşımındadırlar Buna karşın RP ve SP, sağlığa bütüncü bir politik projenin parçası olarak bakmaktadırlar. .Sağlık hizmetlennde fınansman. hayati bir konudur. Sağlığa aynlan kamu payının asgari GSMH'nin %5'i (ya da %10'u) ka- dar olması. bunun da ek vergi toplayarak değil, kamu bütçesi ile sağlanması ılkesel olarak savunulmalıdır. Özellikle gelır dağı- lımımn adil olmadığı ülkelerde, sağlığa aynlan kamu payının duzeyi daha anlamlı- dır. Buna karşın ANAP, 8 yıllık uygulama- sı ile sağlığa aynlan kamu payını oldukça düşürmüş. kamu pavının düşürülmesı iie doğan açığın özel sağİık hizmetlennın teşvi- kı ile kapatılması yoluna gitmiş. Sağlık Hizmetleri Terod Yasası ve Sağ-Kur gibi gı- nşımlerle halktan ek vergi toplayarak sağ- lık fonu yaratma çabalarına girmıştır. Seçım süreande de farklı şeyler söyleme- mektedır. DYP'nin seçım sürecınde dile getirdiğı "yeşil kart" ise tum sansasyonelliğine kar- şın, halktan ek vergi toplayarak uygulan- ması duşünulen bir sigorta modelini ifade etmektedir. Finansman sorununu gerçek- ten çözemeyeceğini düşunen DYP, bu işi ek vergi ile çözmeyi hedeflemektedir. DSP ise DYP'ninki gibi bir sigorta sistemi önennek- te, ancak DYP'den farklı olarak sağlığa ay- nlan payı artıracaklannı belirtmektedir. Buna karşın bunun hangi kaynaktan kar- şılanacağı net değildir. SHP, RP ve SP ise sağlık hizmetlerinin tüm halk için ücretsiz olacağım, ek vergi alınmayacağını belirtmektedirler. SHP ve RP vergi düzenlemesiyle, devlet harcama- larındaki ısrafın azaltılmasıyla; SP ise ek olarak silahlanmaya aynlan payın azaltıl- ması Guneydoğu'daki özel savaşın sonlan- dınlması ile oluşacak fonlann sağlığa kaydınlması ile sağlığa daha fazla pay ayn- labıleceğini ileri sürmektedirler. Sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi konu- sunda, ANAP'm çok iyi tanımlanmamış bir "sağlık bavzaları" yaklaşımı söz konu- su. Sağlık kuruluşlan arasında koordinas- yon ve aile hekimÛği düşündükleri sistemin temel taşlan. DYP. sigorta sistemi ve çok sayıda sağlık yatınmı dışında net bir sağlık sistemi öner- memektedir. RP'nin sağlık sistemine ilişkin söyledıklen konusunda bir ven göremedim. SHP ise klasik anlamı ile sosyalieştirme modelini savunmakta. Ulusal bir sağlık politikası oluşturulması gereğini vurgulayan SHP, sosyalieştirme birçok ülkelerin bizden yetişmiş din görev- lisi istemelerine yol açtı. Ancak Türkiye içindeki ihtiyaca cevap verecek kadar bile mezun veremeyen bu okulların böyle bir is- tek karşısmda hâlâ kösteklenmesi, garip bir mantık sergilemektedir. Bu kayıt dönemin- de kontenjanın üç misline varan müracaat- lann büyük ekseriyeti yersizlikten geri çev- rilmekte ve öğrenci velilerinin protestoları- na sebep olmaktadır. Sonuç olarak, bu okullarda okuyan öğ- renciler şimdiye kadar hiçbir konuda çıban başı olmamış, kimsenin tavuğuna kışt de- memiş, hiçbir olumsuz gelişmeye kaynak- lık etmemiş olmalanna rağmen, sanki bir başka ülkenin vatandaşlan veya korkunç ya- ratıklarmış gibi çeşitli engel ve sataşmalar- la rahatsız edilmekte, ucube gibi gösteril- mektedir. Biz herkes gibi, bu memleketin gerçek sahipleri olan dedelerimizin bize bı- raktığı topraklarda herkesle aynı haklara sa- hip, ekstra talepleri olmayan mütevazı bir okulun mensuplanyız. ttilip kakılmaktan, üzerimize oyunlar oynanmasından, hedef gösterilmekten ve çifte standart uygulama- sından kurtulmak istiyoruz. Lütfen değerli gazetenizde bu konuyu ele alarak bizim problemlerimizi kamuoyuna duvurmamıza yardımcı olunuz. Demokra- tik olduğu söylenen bu ülkede bizim de söz hakkımız olduğunu, samyoruz siz de tak- dir edersiniz. Saygılarımızla, ÖNDER tst. İmam Hatip Liseleri M.M. Dernegi modelıne. "uzman hekimlerin çalıştığı sağ- lık raerkezlerini" eklemiş. DSR ve SP ise diğer partilerin aksine yerel yönetımlerin yürüteceği ve halkın denetle\ebileceği bir sağlık modeli önermekte. DSP bu modelı önerirken denetim ve katılım konusunda belediyelere şikâ\etlerin ıletilmesi şeklinde bir yaklaşım getirmektedır SP ise yerel meclislerden parlamentoya kadar uzanan bir katılım ve denetim sistemi ile ıç ıçe bir sağlık sitemi önermekte, devletin ışlevini sa- dece planlamayla sınırlamaktadır. Hekimlere ve sağlık çalışanlanna yönelik programatik maddelere ve vaatlere gelince; ANAP konusunda 8 yıldan sonra bir hekim olarak değerlendirme yapmamn bıle gerek- siz olduğunu düşünüyorum. Ancak diğer partilerin de hekımler ve sağlık personelı ile ilgili olarak "memurlara sendika hakkı veri- lecektir" söylemi dışında yaklaşımları söz konusu değil. Oysa, ülkemızdekı sağlık sorunlan, tüm diğer sorunlar gibi hekimler ve sağlık çalı- şanlannın (doğal kı tüm çalışanlann ve halkın) kendileri ile ilgili süreçlerde söz ve karar sahibi olmamasından kaynaklan- maktadır. Son 10 yıldır, daha da belirginle- şen kitlelerin siyasete baskı ve örgütsüzleş- tirme ile yabancılaştınldıklan: siyasetin, salt parlamentoda yapılan, kitlelerin ise 5 yılda bir seçimlerde ov vererek katıldıklan bir olgu olduğu anlayış reddedilmeden par- tilerin sağlık konusunda ya da başka konu- larda sorunlan çözebileceğini düşünmek pek anlamlı gelmiyor. Bu noktada yapılacak en iyi siyaset: bu- lunduğumuz işyerleri ve birimlerde kendi- mizle ilgili süreçlerde planlamadan yürütmeye kadar söz ve karar sahibi olabil- menin -en basit de olsa- olanaklannı yarat- maktır. Dr.ATASOYER TTB Merkez Konseyi Üyesi C U M H U R İ Y E T KITAP KULÜBÜ TUYAP10. KİTAP FUARINDA 2 - 1 0 K A S I M İ M Z A G Ü N L E R İ B U G Ü N / 7 Kasım Perşembe, 16.00-19.00 mATİLL DORSAY HERGÜN 11.00-20.00 TÜYAP 10. KİTAP FUARI. TEPEBASI DENtZLİ 2. SULH HUKUK SATIŞ MÜDÜRLÜGÜ'NDEN Dos>a No: 1991/35 İzale-i şuyu suretiyle satışına karar verilen, Feslikan mah , Pı- nar mevkiinde 44 ada, 17L-1 paf- ta, 5 parselde hissedar bulunan Ahmet oğlu Hüseyin Yılmaz Ba- nş, Osman oğlu Mehmet Başlı- kaya ve Ömer kızı Şemsiye Baş- hkaya'nın tebliğe yarar adresle- ri tespit edilemediğinden, adı ge- çenlerin hissedar olduğu işbu ta- şınmazın beher m! 'si 400.000x294= 117.600.000 TL. kıymet takdiri yapılmış olup, iş- bu hissedarlara kıymet takdir tu- tanağı yerine geçerli olmak uzere ilanen teblığ olunur. 10.10.1991 Basın: 50025 HATAY SULH HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1991/904 Davacı Abdo Horoz vekil Av. Sevim Kıhçlar tarafından dava- lılar Makbule Keskın ve ark. aleyhlerine mahkememize açılan ortaklığın giderilmesı davasının yapılan yargılaması sırasında ve- rilen ara kararı gereğince; Davalı Celile Acemoğlu'nun adresi tespit edilemediğinden 9.12.1991 günu saat 09.00'da du- rusmaya gelerek >"azıh delilleri- ni ibraz etmesi, aksi takdirde >argılanmanın gıyabında yapıla- cağı H.U.M.K.'nun 509. madde- si gereğince tebliğ yerine geçerli olmak uzere ilan olunur. 17.10.1991 Basın: 39998 A R K E O L O J İ V E S A N A T Y A Y I N L A R I Tüyap Kitap Fuarında TÜRKİYE YÖNETİMENDE KARMAŞA Prof. Dr. Lütfü Duran 10.000 lira (KDV ıçinde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad 39-4> Cafalnilu-htanhul Odernelı gonılırilmei. SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Polis emeklisiyim" SORU: Ben, 6. derece 3. kademeden ve 17 yü üzerinden ma- liikn emekli, lise mezunu bir polis emeklisiyim. 1985 yılında emekli oldum. Benim, 1 Temmuz 1991'den önce aldığun emekli maaşının tutan 545 bin lira dolayında idi. Hazırla- mış olduğunuz tabloda 17 yıllık bir polis memuru- nun eline %0 bin lira gececegi anlaşdıyordu. Oysa ki, bana Temmuz 1991'de 243 bin lira zam yapıidı ve aylıgım 788 bin liraya ulaştı. bgililer, bir basın toplanbsında, yapılan zamlaria en düşiik emekli maaşının, 1 milyon 26 bin lira ol- duğunu açıklamıştı. Bana ödenmesi gereken emekli aylığı nedir? A.P. YANIT: 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'nın 36. maddesi ile devlet memurları, 10 hizmet sınıfına aynlmıştır. Polis memur- lan Emniyet Hizmetleri Sınıfı'nda yer almıştır. Emniyet Hizmetleri Suııfı'nda yer alan polis memurlanndan, ilk dört dereceden aylık alanlara ek gösterge verilmesi öngö- rülmüştür. 5. ve onun altındaki derecelerden gerek görev, ge- rekse emekli ayhğı alanlar için ek gösterge uygulaması yapılmamaktadır. 6. derece 3. kademeden P yıl hizmetten sonra malulen emekli olan bir polis memurunun maaşı, 810 genel aylık, 255 kıdem ayhk ve 1000 taban ayhk göstergelerine göre 255.069 TL genel emekh' ayhğı, 80.300 TL kıdem emekli aylığı ve 428.800 TL de taban emekli aylığı olmak uzere toplam 764.169 TL ola- rak hesaplanmaktadır. Ancak TC Emekli Sandığı Yasası'nın Ek 19. maddesi ile emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylıklanna alt sınır getirilmiştir. Bu maddeye göre emekli ve malullük aylıklan 14. derece 2. kademeye göre ve 30 fiili hizmet yıh için hesaplana- cak emekli ayhğından daha az olamayacaktır. Yasanın bu maddesi uyarınca, 1 Ocak-30 Haziran 1991 dö- nemi için 352 genel ve kıdem aylık katsayısı ile 480 taban aylık katsayısına göre emekli ve malullük aylıklarının alt sımn 586 bin 752 lira olarak saptanmıştır. 30 hizmet yıh karşılığı kıdem ayhk göstergesinin, 15 Tem- muz 1991'e kadar 200 ve 15 Temmuz 1991'den sonra 375 olarak belirlenmesi nedeniyle, alt sınır ayhğı da 1 Temmuz 1991-14 Tem- muz 1991 dönemi için 782 bin 720, 15 Temmuz 1991'den sonra 848 bin 520 liraya yükselmiştir. Böylece, 6. derece 3. kademeden ve 17 yıl hizmetten sonra malulen emekli olan bir polis memuruna, 1 Ocak 1991-30 Ha- ziran 1991 dönemi için 586 bin 752 lira, 1 Temmuz 1991-14 Tfem- muz 1991 dönemi için 782 bin 720 ve 15 Temmuz 1991'den sonraki dönem için 848 bin 520 lira malullük maaşı ödenmek- tedir. 960 bin lira emekli aylığı, 17 yıl hizmetten sonra 4. derece 3. kademeden emekli ya da malul olan, lise çıkışlı polis me- murlan için hesaplanmıştır. ACI KAYBIMZ Merhum Denizli Mılletvekili Prof. Sadık Bey ile merhume İsmet Hanım'ın oğulları; merhum Selahattin Pınar, merhume Fitnat Alper, Nurhayat Alabora ve merhume Melahat Içli'nin kardeşleri; Acar Kılıçoğlu ile Mustafa Alaborp'nın dayıları; Levent Selahattin Pınar ve Ali Pınar'ın sevgili dedeleri; Altıngün Pınar ile Aşkm Pınar'ın biricik sevgili babaJarı; Cavidan Pınar'ın biricik sevgili eşi, Kimya Yiiksek Mühendisi ALİ HÜSAMETTİN PEVAR Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 7 Kasım 1991 Perşembe günü Teşvikiye Camii'nde öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedilecektir. Acımız sonsuzdur. AİLESİ T.C. AKDAĞMADENİ SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUGU GAYRİ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 1991/2 Satış Satılmasına karar verilen gayri menkulün rinsi, kıymeti, adedi, ev- safı: Akdağmadeni, 1. cilt, 19. sayfa, Ahisavi Mahallesi, Kaput Cad- desi'nde kayıtlı, 360.37 metrekare miktarh bir tarafı yolla çevrili, hali hazırda boş arazi. Tamamı 3.000.000 liradır. Sahş şartlan: 1- Satış: 23/1/1992 günü saat 14.20'den 17.00'ye kadar Adliye du- ruşma salonunda açık artırma suretiyle yaptlacaktır. Bu artınnada tahmin edilen kıymetin ^075'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacak- lan mecmuunu ve satış masraflanru geçmek şartı ile ihale olunur. Boyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şar- tiyle 24/1/1992 cuma günü 14.40-16.50'de ikinci artırmaya çıkanla- caktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satış mas- raflanm geçmesi şartiyle en çok To40 artırana ihale olunur. 2- Artırmaya ıştırak edecelderin, tahmin edilen kı>Tnetüı %20*si ni- spetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğin- de 20 günü gecmemek uzere mehil verilebilir. Dellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan ahcıya aittir. Birikmiş vergiler satıj bc- delinden ödenir. KDV alıcıya aittir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer Ugililerin (+) bu gayri menkul üzerindeki haklarıru, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gun içinde dairemize bildirmeleri lazım- dır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça pay' -nadan hariç bırakılacaklardır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse lcra ve Iflas Kanunu'nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. tki ihale arasındaki farktan ve <fo3O faizden alıcı ve kefiUeri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dai- rede açık olup masrafı veriJdiğj takdirde isteyen alıcıya biı örnegi gön- derilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi gönnüş ve münderecannı kabul etmiş sayılacaklan, baskaca bilgi almak ısteyenJerin 1991/2 sayılı dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. 23/10/1991 ( + ) İlgıliler tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 40082 İLAN ERZURUM 2. SULH CEZA MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1991/338 Karar No: 1991/713 Davacı: K.H. Sanık: SALİM KUZİK, Remzi oğlu 1960 doğumlu Erzumm Eski- polat köyü nüfusuna kayıtlı, Erzurum Istasyon Mahallesi Kurtdere Sokak No: 30'da mukim. Suç: Mutecavız sarhoşluk. Suç Tarihi: 18.5.1991 Karar Tar.: 14.6.1991 HÜKÜM ÖZETt: Yukanda açık kımliğı ve müsnet suçu yazılı bulunan sanık hakkında açılan kamu davasının yargılaması sonunda; eylemine uyan CY: 572/1, 647 S 4/11-1. maddeleri gereğince 180.000— TL hafif para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş olup karar bütün aramalara rağmen sanığa lebliğ edilememiştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. maddesi gereğince kararın ga- zete ilanı ile sanığa teblığine, ilan giderlerinin sanıktan alınmasına, kararın ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra teblığ edilmiş sayılacağı ve kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. Basın- 40307
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle