19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 KASIM 1991 KÜLTÜR-SANAT lÜYAP 10. İSTANBUL KÎTAPFUARI CUMHURİYET/7 SİNEMA 'Camdan Kalp' Orleans'ta • PARİS (Comhnriyet) — 13. Orleans Sinema Günleri, bugün başlıyor. Bir hafta sürecek olan festivalin on fılmi kapsayan yanşma bölümüne Türkiye'den yönetmen Fehmi Yaşar, "Camdan Kalp" adb uzun metrajı ile katılıyor. Fehmi Yaşar, yanşma sırasında Orleans'ta bulunacak. Orleans Sinema Günleri'nde bu yıl, Türkiye özel bir yer tutmakta. "Türk Sineması'nda Kadın Portreleri" temalı toplu gösteriye, yönetmen Atıf Yılmaz ve oyuncu Türkan Şoray, onur konuğu olarak katılıyorlar. Perşembe akşamı iki sanatçıya saygı gösterisi olarak Atıf Yılmaz'ın "Al Yazmalım" filmini takiben halka açık bir tanıtma törene düzenlenecek. Türk sinemasında kadın teması, festival suresince Atıf Yılmaz ve Türkan Şoray'ın 9 Fılminden başka, Lûtfü Akad'ın üç filmini ve Engin Ayça, 1\ınç Başaran, Tevfık Başer, Sinan Çetin, Süreya Duru, Tunç Başaran, Tevfık Başer, Sinan Çetin, Süreyya Duru, Reha Erdem, Şerif Gören, ömer Kavur, Şahin Kaygun, Erden Kıral, Bilge Olgaç, Ali özgentürk, Başar Sabuncu, Irfan Tözüm, Yavuz Turgul'un birer yapıtı gösterilerek işleniyor. Şenliğin açılışı Pierre Chenal'in "Son Dönemeç" (1939) adü filmiyle yapüıyor ve Xavier Köller'in 1991 en iyi yabancı Film Oscar'ı alan "Umuda Yolculuk" yapıtıyla kapamyor. "Umuda Yolculuk" bilindiği gibi tsviçre'deki bir Türk göcmen ailesinin dramı üstüne kurulu ve Türk sinema sanatçıları tarafından oynanmıştı. FESTİVAL 'Altın PortakaT jürisi • ANTALYA (Cumhuriyet Bfirosn) — 28. Antalya Altın Portakal Film Festivali jürisi açıklandı. 11-17 kasım tarihleri arasında yapılacak olan ve 19 filmin yanşacağı festivalde "film markef'e katılacak ülke sayısı da 22'ye çıktı. Festival Yürütme Kurulu Başkan Yardıması Hüseyin Şanlı'run dün düzenlediği basın toplantısında açıkladığı Büyük Jüri şu isimlerden oluşuyor: "Ertem Göreç (Jüri Başkanı - SESAM Temsilcisi), Prof. E>r. Metin Sözen (Belediye Temsilcisi), Turgut Aslan (Kültür Bakanhğı Temsilcisi), Hülya Koçyiğit (filmi yarışmaya katılmayan sinema oyuncusu), Cengiz Tacer (filmi yarışmaya katılmayan görüntü yönetmeni, Fehmi Yaşar (filmi yanşmaya katılmayan yönetmen), Canan Ansoy (TRT Genel Müdürlüğu Temsilcisi), Doç. Yalçın Türa (Sinema eğitimi yapan bir üniversiteden bir öğretim üyesi), Tülay Bilginer (sinema yazan), Necip Sancı (filmi yanşmaya katılmayan yapımcı), Mustafa Uysal (Antalya Gazeteciler Cemiyeti Temsilcisi). Şanlı, Marmara, 9 Eylül, Mimar Sinan, Anadolu ve Ankara üniversitelerinden 10'ar öğrencinin festivale davet edildiğini, böylece "alayh-mektepli" sinemacüann panellerde tartışıp bilgi alışverişinin sağlanacağını vurguladı. 1 milyar Iiralık bütçenin belirlendiğini anlatan Şanlı, bu yıl 250 milyon Iiralık gelirin kalmasının beklendiğıni, ancak Kültür BakanlığYnın hiçbir maddi destek vermediğini söyledi. TİYATRO 'ArmıKârmı?' • Kültür Servisi — Enver Demirkari (Virgül) tarafından kurulan tiyatro topluluğu bu sezon Beyoğlu Karaca Tiyatro'da açıyor perdelerini. Topluluk, Fatih Yıldız'ın yazdığı, Oben Güney'in sahneye koyduğu Kabare tarzı "Ar mı Kâr mı" adlı oyunu sahneleyecek. Güncel olaylardan kesitler sunan oyun, sosyal ve ekonomik çelişkileri aktanyor. Oyunda Enver Demirkan, Ayben Erman, Demir Nuyan, Ece Orge, Reyhan Akyüzlü, Sema Toksöz, Kuzey Sayan, Buket Avad, Mehmet Ozmut, Dilek Kervan, Mustafa Başbuğ ve Hale Yılmaz yer alıyor. SEMİNER BILAK seminerleri • Kültür Servisi — BlLAR'ın Güz 1991 dönemi programlı seminer dizıleri başladı. Bugün saat 18.30'da Iskender Savaşır, Postmodernizm tartışmalanrun uzerinde yer aldığı tarihsel zemini anlatacak, bu tartışmalarda kritik rol oynayan aydınlanma, modemleşme ve ilerleme gibi kavramlan tamtacak. Aynı sıralarda Yücel Sayman "Terörle Mücadele" konusunu anlatacak. Saat 20'de Murat luna "Psikanalitik Düşünmenin" ilk uygulandığı alan olan düş yorumlarından iki örnek verecek. Yann 18.30'da Sungur Savran'm Marksizm ve Ulusal Sorun başlıklı seminer dizisi başlayacak. Aynı saatlerde Ali Akay, "modern dünyadaki iktidar ve direniş odaklanmn" tartışılacağı semınere giriş olarak Foucault'nun iktidar kuramını anlatmaya başlayacak. Daha sonra Aydın Giritli ve Cemal Hekimoğju birlikte Rus Marksizmini anlatacaklar. 7 kasım perşembe 18.30'da Yavuzer Çetinkaya ve Saruhan Oluç*un "Bir Filmi Okumak" ve "Bürokrasi ve İktidar" başlıklı seminerleri, saat 20.00'de ise Nail Satlıgan ve Oruç Aruoba'mn "Das Kapital ve Kapitalizm: Bir Yüzyılm Son Bilançosu" ve "Felsefe Gözüyle Şiir" başlıklı seminerlenn programı tamtılacak. 8 kasım cuma günü Deniz Türkali'nin "Oyunculuk" atölyesi başlayacak. Aynı gün saat 20'de Psikanalitik Düşünmenin ikinci oturumu ızlenecek. YARIŞMA Ceyhun Atuf Kansu Şiir Odülü • ANKARA (Cumhuriyet) — Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'ne 1992 yılı için katılma koşullan açıklandı. Her yıl düzenlenen Ceyhun Atuf Kansu Şiir ödülü'ne 1992 yılı için katılma koşullan şöyle: "— Odüle aday olan yapıtlarda, Ceyhun Atuf Kansu'nun şiir anlayışı göz önüne ahnarak çağdaş bir dunyagörüşu ve dil bilinci temel ölçüt olacak. 15 Ocak 1991 - 15 Ocak 1992 tarihleri arasında yayımlanan bütün şiir kitaplan ödule katılabilir. Aynca ödül yazmanhğı, bu kitaplar arasından, çeşitli nedenlerle katılamayan kimi yapıtlan da ödule aday olarak gösterebilir. Çeşitli nedenlerle kitap halinde basümamış, ancak kitap bütünlüğü taşıyan şiirlerle de ödule aday olunabilir. Seçici Kurul Gülten Akın, Talip Apaydın, Refik Durbaş, Ahmet Erhan, Bahar Gökler (ailesi adına), Ismail Karaahmedoğlu, Emin özdemir'den oluşuyor. ödulü kazanan yapıt Ceyhun Atuf Kansu'nun ölüm yıldönümü olan 17 mart günü açıklanacak. ödule son katılma ve aday gösterilme tarihi 15 Ocak 1992. ödüle aday olacak yapıtlar, şairin adı, açık adresi ve kısa yaşamöyküsüyle birlikte 7 adet kitap ya da 7 kopya dosyayla 'Işık Kansu, tnkılap Sokak, No: 19/4 Kmlay/ANKARA' adresine elden ya da postayla gönderilecek. • AĞCA, İPEKÇİ'Yİ NEDEN ÖLDÜRDÜ ? • CIA AJANI BIN^ FRANK TERPİL KİMOİR ? • CLADİO NEDİR ? Halil Ergun Berhan şimşek Nur Sürer Yön Oğuzhan Tercan Müzik. Zulfu UvaneH UZLAŞMA 6. HAFTA O r t a k ö y O K M (15«6»87) 1300-1530-1800-2030 Pendik OSCAR (3900969) 11 00-13 30-1600-1830-21 00 Samarakis'ten 'merhaba'Yunanlı yazar A ndonis Samarakis 10. TÜYAP tstanbul Kitap Fuarı'nın konuklanndan 10. TÜYAP lstanbul Kitap Fuan etkinlikleri çerçevesinde Türkiye'de bulunan Andonis Samarakis, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlann ancak iyi kalplilikle çözümlenebileceğini söyledi. Kültür Servisi — "Merhaba, merhaba... Kalimera" diyerek geldi Andonis Samarakis. Son derece neseli. Sonra iki çevirme- ninin ortasma oturdu. Bu sıra- da eşi ilk sıraya yerleşti, fotoğ- raf makinesini çıkardı ve Sama- rakis'i görmesini engelleyen sü- rahiyi masanın yan tarafma koydu. 10. TÜYAP tstanbol Kitap Fuan'nın konuklanndan biri de Andonis Samarakis. Yunan ya- zar, dün gerçekleştirilen basın toplantısında okuruna kendisi hakkında ipuçlan verdi ki bun- lar, onun sevecenliği, güleryüz- lülüğü ve banşçı tavnydı. An- donis Samarakis bugün de okurlanna saat 14.00'te TÜ- YAP Konferans Salonu'nda "Günümüzde Yazann Sorum- luluğu"ndan söz edecek. önce ne kadar zamanı oldu- ğunu sordu Samarakis. "tstedi- ği kadar" konuşabileceğini öğ- rendiğinde, "O zaman akşam fuar kapandıktan sonra hep bir- likte rakı içmeye gideriz" dedi ve dinleyicisinden büyük bir al- kış aldı. Andonis Samarakis, 1919 yı- unda Atina'da doğmuş. Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi'- ni bitirmesiyle birlikte Çalışma Bakanhğı'nda göreve başlamış. Hoş bir tesadüf, ilk yurtdışı se- yahati Türkiye'ye olmuş. "Türkiye'ye Uk gelişim 72 ya- şımda olmadı yani" diyerek açıklıyor. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde TUYAPTA BUGÜN Andonis SAMARAKİS ÇEVİRMENLERİYLE BtRLtKTE — Andonis Samarakis'in çevirmenliğini, kitaplarını Türkçeye çeviren Panayot Abacı ile genç çevirmen Cornelia Çevik üstlendi. (Fotoğraf: IBRAHtM GÜNEL) ve ABD'de resmi görevlerde bu- lunan Andonis Samarakis, 1967-1974 yıllan arasındaki Al- baylar Cuntası döneminde gö- revinden alınmış, kitaplannın da Yunanistan'da yayunlanması yasaklanmış. Bugün hâlâ Ati- na'da yaşayan yazar, kitaplann- da kapitalist toplumlarda bire- yin içine düştüğü çıkmazı ve gösterdiği tepkileri konu alıyor. Türkiye'de de birçok kitabı ya- yımlanmış yazann; ancak bun- lann bir kısmı, "korsan yayın" ve Andonis Samarakis basın toplantısına gelirken tüm bu ki- taplan da yanında getinniş. lç- lerinden biri, "Tehlike Kolu", (Tehlike tşareti) adıyla Batı Trakya'da çevrümiş Ustelik. Ya- zann tüm bu çevirileTden daha sonra haberi olmuş. "Türkiye'de de böyle mi olu- yor bilmiyoram" diyor. "Bir koca karısının kendisini aldat- tığını en son öğrenir. Türkiye'- de benim iznim olmadan kitap- lanm yayunlaoıyor. Ben eş olu- yorum burada. Ancak bir yaza- nn yapıtlannı Türkiye'de gör- mesi, yazar yattruna olmadıgı için sevindiricidir. Yazar, basit bir insandır ve tek sevinci sesi- nin duyulmasıdır. Amaç, zaten kazanç degildir." Türkiye ile Yunanistan ara- sındaki sorunlara da değinen Andonis Samarakis, "Keşke politik önderlerimiz rakı sofra- sında tartıssalar da kararlan orada versder. Türkiye'de, Yu- nanistan'da ve tüm dünyada gençlerin tek bir amacı var: Öz- gürlük, özgürlük, özgürluk ve banş... Edebiyatçılar ve basın, bu savaşı vermek zorunda" diyor. Günümüz dünyasmda artık gizli saklı hiçbir şeyin kalmadı- ğım anlatan Andonis Samara- kis, "Yunanistan'da bugün iş- sizük, ekonomi sorunlan var, Türkiye'de biliniyor bn. Türki- ye'deki sornnlar da Yunanis- tan'da biliniyor. Yunanistan'da sizin daha iyi yannlar için çalış- tığınızı biliyoruz" diyor. Edebi- yatın gunluk sorunlarla ilgilen- mesi gerektiğini söyleyen ve an- cak böyle yalın insana ulaşıla- bileceğine inanan Andonis Sa- marakis, "Öbür dünyada mu- sakka, şiş kebap vs yiyebiliriz. Ama oturup konusamayız" diyor. "Kardeşük, sevgi, isbirliği ve umut"... Türkiye'ye geüp bun- lardan söz etmeyi çok istediği- ni ve artık "içinin rahat oldugunu" beurtiyor Andonis Samarakis. "Sesi olmayanlann ses: olmalıyız. Sesini ıstırap çe- kerek yitirenlerin, görüsleri ne- deniyle hapishanede bulunan in- sanlann sesi olmalıyız. Insanlar artık yeter diyor." Kıbns sorununun ancak iyi kalplilikle çözümlenebileceğine inanan Andonis Samarakis, "Bununla birlikte ne yazık ki tarihsel bir gerceği de haüriama- lıyız. 1974 Kıbns işgali pek çok insamn ölümune. yaralanması- na ve kaçmasına neden oldu" diyor. Samarakis, "Yunan De- tnirtaş'a (Ceyhun) Türk Ando- nis'i davet ettigi için tesekkür ediyonını" diyerek bitiriyor ko- nuşmasını. İ H z a gÜMİi: TYS standı: Salâh Birsel, Mehmed Kemal, Erbil Tuşalp, Ercüment Uçan, Kemal özer, Halim Uğurlu, Ahmet Miskioğlu, özgen Ergin, Ruşen Hakkı, Ibrahim Artuç, Mualla Sümer, Suat Vardal, Tamer Abuşoğlu, Andonis Samarakis. Gerçek Sanat Yayınlan standı: Sennur Sezer, Hasan Hüseyin Yalvaç, Bedrettin Aykm. Bilgi Yayınevi standı: Tarık Dursun K. Joker Yayınlan standı: Tuncay Akgün, Mehmet Çağçağ. Cnmhuriyet Kitap Knlübü standı: Mücap Ofluoğlu, Mahmut Makal. Sel Yayıncıbk standı: Oktay Akbal. Adttl töreal: Altm Kitaplar Yayınevi. Saat 11.00-12.00. Sftyleşi: "Günümüzde Yazann Sornmluluğu". Andonis Samarakis. Saat 14.00-15.00. "DU Üzerine". Cevdet Kudret. Saat 16.00-17.00. "Garnitür" Serdar Kıcıklar, "Kırk Yılda Bir" Mustafa Eremektar, "Sus ve Dinle" Tan Oral. Karikatürcüler Derneği standı. Saat 14.00-19.00. KöNUK YAZAR Rçman Sokağı'ndan Şiir Sokağı'na TÜYAP isUnbul Sergi Sarayı'nda dün düzenlenen bir 10. tstanbul Kitap Fuan'na 10 yıldır sürekli kaülan yayınevlerine Anakent Belediye Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen tarafından birer tesek- kür plaketi verildi. Törende söz alan Prof. Dr. Nurettin Sözen, "Toplum hayatında 10 yıl önemli bir adım. Bu süreçte kitaplan sevdirmek görevini yüklenen yayınevlerine bu plaketleri sunmak haklı bir girişim. Ancak bu odüller 150'ye yakın yayınevini bir araya getiren "TİJYAP"a verilse daha dognı ölurdu" dedi. Törende Arkın Kitapevi adına Ramazan Arkın'a, Cumhuriyet Matba- acılak ve Gazetecilik TAŞ adına gazetemiz Yazı tşleri Mıiduru Okay Gönensin'e, Milliyct Yayın AŞ adına Muhittin Kazımoğlu'na, Redhouse Yayınevi adına Cerina Logico Blakney'e, Variık Ya- yınlan AŞ adına Filiz Nayır'a ve Yapı Kredi Yayınlan adına Turhan Dgaz'a plaketleri Prof. Dr. Nurettin Sözen tarafından verildi. (Fotoğraf: İBRAHİM GLNEL) SANATKUÜSI "Temiz" ya da "kara" Tuıkçe... Prof. Mümtaz Soysal, TÜYAP 10. lstanbul Kitap Fuan'nda "Temiz Türkçe" başhkh söy- leşide dil uzerinde dunırken doğal olarak buna bağlı olarak "edebiyat"ı da gözardı etmedi. "Kendi ararruzda bir çeşit zencice, tarzanca ko- nuşmaya başladık" diyen Soysal, sözü edebiya- ta getirerek şöyle konuştu: "Yazarlanmızm ço- ğu, eserierinde özün iyi olması ve mesajın değerli olraasıru birinci planda tutarken aktarma aracı olan dil ikinci planda kalıyor. örneğin Oı'.ıan Pamuk'un Kara Kitap'ı hoşgörülecek yanlışla- nn ötesinde, titizlik eksikliğinden gelen yanhş- lıklar da taşıyor. AynnUlar uzerinde durmak bile saygıyı arttınr. Türkçe çok zengin bir dil olma- sma karşm bugün sevilmiyor, horlamyor. Tüm toplum, kurallan bozulmuş Türkçeyi konuşu- yor." Söyleşiyi dinleyenlerden biri şöyle mınl- danıyordu kendi kendine: "Acaba Orhan Pa- muk da bu kurallan bozulmuş Türkçeyle yazdı- ğı için mi böylesine önemsendi?" Anlaşılan is- ter dil, ister edebiyat üzerine nerede bir tartış- ma çıksa Orhan Pamuk "Kara Kitap"ıyla kimi- lerine göre "Kara Yazar" olarak bir süre daha gündemde kalacak gibi... ZEYYAT SELİMOGLÜ Fuar alanma kuşbakışı bir bakışla baköm gündüz düşüm- de. tki sıralı yaymevi standlan arasında dar sokaklar uzamyor, köşeler dönülüyor, yeni bir so- kağa giriliyordu ardından. So- kaklann adlannı okudum: De- neme Sokağı, Roman Sokağı, öykü Sokağı, Şiir Sokağı... Tam Roman Sokağı'na sapaca- ğun sırada Deneme Sokağı'nın köşesinden Vedat Günyol çıkı- verdi, selamlaştık, Salâh Birsel bir köşeye oturmuş kitap imza- lıyordu; az sonra yarundaydım. Roman Sokağı'na girdim, baktım Orhan Pamuk, biraz ötede de Rıfat Ilgaz'ın tek ba- şına yaşadığı köşkü! Orhan Pa- muk, yeni doğmuş kın Rüya'yı düşlüyordu o sırada, ya da ye- ni bir romanı! Çok geçmedi, in- san seline kapıldun, bir de ne göreyim, Öykü Sokağı'na sü- rüklenmişim bile. Tanıdık yüz- ler art arda belirdi: Işte Necati Güngör, Tahsin Yücel, onlarla selamlaştık, kısa süre olanakh görüşme! Tanır gibi olduğum sakaUı bir yüz gördüm, selam verdim, selam verdi, Mario Levi'ydi o! Yaymevi standında Bekir Yıldız dunıyordu, gulüm- sedi öteden, merhaba... Yanım- dan Osman Şahin geçerken el sı- kışma, insan seli aldı da götür- dü Osman Şahin'i; çok şık De- mirtaş Ceyhun'la karşılaştım, Hakkı özkan, Sulhi Dölek, Nursel Duruel, Ayşe Kilimci sonra; Erdal öz, standımn önünde, yanında, içindeydi. Yammdan selam verip gecen şair Teo, koşar adım Şiir Soka- ğı'na attı kendini. Az sonra ben de Şiir Sokağı'ndaydım işte, so- kağın köşesinde Hilmi Yavuz duruyordu, yeni cıkmış kitabı- m gösterdi. Şiir SokağVnda Cengiz Bektaş'la kısa süre gö- rüştüm, 'mimaride şiir'i düşü- nüyordu belki. Eşiyle birlikte gelmiş Arif Damar oradaydı ve Ercüment Uçan, 'Tahtadan Kıhç'ıyla selin tam ortasından kendine yol açmamn ardınday- dı. Kalabalık bunaltmaya baş- ladığı sırada bomboş bir stand gördüm kenarda; ne kitap, ne masa, ne sandalye, ne tezgâh... Bir dört köşe mekân ki bilge bir ferahhk gelmiş de kurulmuş her yanına. Uzerinde 'Bilgilik Yaymevi' yazdıydı. Henüz kita- bı, tezgâhı, masası yoktu ama, sıcağın da bastırdığı şu kalaba- lık içinde öyle bir ferahlığı var- dı ki kendimi az sonra o ferah- hk veren boşluğun içinde bul- dum; ayn dünyalar da gerekliy- di sırası geldiğinde. Düşümde yukandaki yazıyı, 'Bilgilik' söz- cüğünü, siüverdim, 'Bilgelik Yayınevi' koydum o standın adını! Şiir Sokağı 'ndaki teTS akınü içinde Refik Durbaş'la karşılaş- tım. Akıntıyla yammdan hızla geçmek üzereyken "Bir yazı yazsana!" diye seslendi. — Ne yazısı? dedim yanım- dan geriye doğru dönüp. Benden istediği, işte bu yaz- dığım yazıydı! Asya Sinemalarını Tanıtım Konferansı bu yıl Japonya'da gerçekleşti Asya sinemaları birbirinî tanıyor ATİLLÂ DORSAY Yamagata, Japonya'mn kuzey bolge- sinin önemli bir kenti. Eski bir yanar- dağ olan Zao'nun eteğinde, Mogami nehrinin suladığı topraklarda kurulmuş. Tarihi ve tapınaklanyla ovımen, ama so- nuç olarak oldukca modern ve yaklaşık 250.000 nüfuslu bu kentte, bu yıl ikinci kez bir Uluslararası Belgesel Film Fes- tmüi yapıldı. İlki 1989'da yapılan ve bu- yük ilgi gören şenlik, bu yıl gerek hükü- metin gerekse yerel yönetimin büyük yardımlanyla yinelendi. Dünyanın her yamndan 200'ü aşkın belgeselin başvur- duğu şenlikte, Jean Douchet, Krzystof Kieslowski, Eduardo Coutinho, Süley- man Cisse gibi önemli isimlerin katıldı- ğı bir jüri, eleme sonucu kalan 20 kadar filmi izledi. Çağnlı olduğumuz şenlikte, biz de bu filmleri görmeye calıştık. Çahştık diyorum, çünkü bizim şenli- ğe katılmamızın asıl nedeni, bir başka organizasyondu. İlki ağustos 1990'da Hindistan'ın Yeni Delhi kentinde topla- nan ACPAC—Asya Sinemalannı Tanı- tını Konferansı, bu kez ikinci toplantı- sını Yamagata kentinde yapıyordu. Biz, savaş dolayısıyla katılamadığımız Yeni Delhi'den sonra yapılan bu ikinci top- lantıya katılmak istedik. Böylece hem bu ilginç toplantı aracılığıyla Asya ülkele- rindeki sinema örgütlenmelerini kavra- yacak hem Yamagata Şenliği'ni izleye- cek hem de Uzakdoğu'yu görebildiğimiz ölçüde tamyabilecektik. Uzakdoğu'yu ileriki günlerde -ve baş- ka sütunlarda- anlatmayı umarak şim- dilik söz konusu ACPAC toplantısına değinelim. Hemen tüm Asya ülkelerin- den gelen temsilcilerin katıldığı ve bir "uzmanlar toplanbsı" tarzında gecen bu toplantı, 3 gün sürdü. Japonya, Çin, Tayvan, Güney Kore, Malezya, Tay- land, Singapur, Hindistan, Endonezya, Filipinler, Hong Kong, Pakistan, Sri Lanka, Vietnam gibi ülkelerden gelen temsilciler, ülkelerinde sinemamn dunı- mu, pazar, ulusal üretim, Amerikan ve Hong Kong filmlerinin üstünlüğü, sinema-TV Uişkileri, sansür, iktidarların sinemaya bakışı gibi konularda rapor- lar sundular. Ortaya çıkari görünüm doğrusu çok ilgi çekiciydi. Koskoca Asya kıtasının birbirinden kimi zaman onca uzak ülke- lerinin sanatsal sorunlan, birbirinden çok farklı değildi. Elbette kimi temel ay- nhklar vardı. ömeğin Çinli sinemacılar hâlâ sinemamn tümüyle devletin dene- timinde "resmi" sanat olma yamndan yakınıyorlar, Endonezya temsilcisi ağır sansürü eleştiriyor, Hindistan ulusal si- nemayı ezen "yabancı kültür" emper- yalizminden, Tayvan "resmi göriiş"ten, Tayland, Singapur veya Malezya "ya- raücı yokluğu"ndan dem vuruyorlardı. Bizim onca yakındığımız Amerikan si- nemasının yerini, Asya'nın bu uzak ucunda daha çok Hong Kong sineması alıyordu. Asya ülkelerinin çoğu, kanlı- bıçakh, anlamsız bir şiddeti sürdüren Hong Kong yapımlanndan yakımyorlar- dı. Işin tuhafı, aynı yakınmayı Hong Kong temsilcisi de yapıyordu. Genç Vi- etnam sinemasından gelen temsilci, alt- yapı yokluklanm, Pakistanlı meslekta- şım Aijaz Gül ise ülkesinde sinema se- yircisinin biUnçsizliğini söz konusu ediyordu. Toplantıda özellikle 2 ülkeye olan il- gi dikkatimizi çekti. Bunlardan biri, "Uzakdogu'nun zengini" Japonya, di- ğeri ise bizim ülkemiz Türkiye idi. Ja- ponya, sermaye birikimiyle, altyapısıy- la, çeşitli olanaklarıyla tüm Uzakdoğu ülkelerinin hedefiydi. Bu ülkeyle ortak- yapunlara gitmeye, filmlerinin teknik iş- lemlerini orada yaptırmaya, hatta fihn- lerini olmayan kendi arşivlerinden çok Japon Asya Kültür Vakfı adını taşıyan örgütün olanaklarıyla korumaya çalışı- yorlardı. Japonya da Uzakdoğu ulkele- riyle olan ilişkilerinde sinemamn rolünü kavramış ve bu alanlara büyük bütçeler ayırmaya başlamıştı (Yamagata Şenliği'- nin bütçesi 1 milyon dolardı örneğin -5 milyar TL-; eylül sonunda yapılan Tok- yo Şenliği'nin bütçesinin ise bunun bir- kaç katı olduğu söyleniyordu). Türkiye'nin Uzakdoğu'dan nasıl go- runduğünü ise bu konferansta ilginç bi- çimde gözledik: Büyük, önemli, kalkın- ma yolunda büyük hız almış bir ülke, Asya'mn en batıdaki uzanüsı, bir yamy- la Avrupa'nın başlangıcı. Türkiye'ye olan bu ilgi, bizim şahsımıza yöneltilen ilgide somutlaştı. Hazırladığumz konuş- ma metni çoğaltıhp dağıtıldı ve en azın- dan 4-5 ülkenin sinema ve iletişim organ- lan sorumlulan, bunu basacaklarmı söy- leyip bizden izin istediler. Hemen hepsi İstanbul Festrvali'nin ününü, saygınlığı- m duymuşlardı; bize sorular sordular ve ilk kez katıldığımız bu toplantıda, ko- nuya uzakhğımıza karşm bizi de Hindis- tan, Malezya, Filipin, Singapur ve Ha- waii temsilcileriyle birlikte 5 kişilik "yn- rütme kurulu"na seçtiler. Asya'da bir şeyler oluyor kuşkusuz ve sinema, hem olup bitenleri saptamak, hem de bunca uzak ve farklı kültürleri yakınlaştırmak için olağanüstü bir işlev görüyor. Toplantımn somut sonuçlan olarak bir karşılıkh bilgi, belge ve tanı- tım malzemesi değiş-tokuş birimi kurul- ması, her ülkede bir Asya Film Merke- zi kunılmaya cahşüması, bir Asya FJeş- tirmenler Birliği ve belli bir programla- ma dahilinde bir Asya Bilgi Kaynagı, Asya Sinemasına Bakış ve Asya Filmle- ri Sözlüğü adlı 3 temel yayın oluşturul- ması kararlaştınldı. Böyle bir toplantı- mn ileride bir gün îstanbul'da da yapı- labilmesi, kuşkusuz ülkemizin son yülar- da belirginleşen "dışa açılma" (ve bu arada Asya ülkelerine de açılma) temel siyasetine uygun düşen önemli bir geli- şim olacaktır. l^şadığımız Gtinler • İSTANBUL (AA) Otomobil-lş Sendikası tarafından "Yaşadığımız Günler" konulu bir fotoğraf yanşması düzenlendi. Otomobil-iş Sendikası Genel Başkanı Celal Özdoğan yaptığı açıklamada, tüm fotoğrafçılara açık yarışmada, çalışma ve bannma koşullan, çevre kirlıliği, eğitim, sağhk, dinlenme, doğa ve hak arama çabalanmn konu olarak seçildiğini beUrterek yapılan değerlendirme sonucunda ilk 3'e giren eserlerin sahiplerine 500> er bin lira para ödülü verileceğini kaydetti. Gökmen ItalyaVia • Kültür Servisi — Valentino Bucchi piyano yarışmasında jüri üyeliği yapacak olan orkestra şefimiz Rengim Gökmen 4-14 kasım tarihleri arasında Roma'ya gidecek. Aynı zamanda "Müzik Ekolünün tkibinlerdeki Reformu" başlıklı iwr kongrede "Müzik Eğitiminin Toplumlann Gelişmesindeki önemi ve Türkiye'de Müzik Eğitimi" üstüne bir bildiri sunacak. Mehter bölümüne §anatçı • Ankara (Mak Ajans) — Kültür Bakanlığı'na bağlı olarak yeni kurulan lstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu'nun "Mehter" bölümüne sözlü ve uygulamalı olarak yapılacak sınavla stajyer erkek ses ve saz sanatçılan alınacak. Ses sanatçılan: Çevgahi (8); saz sanatçılan: Davul (2), zil (3), zurna (3), kös (1), nakkare (1), ney (2) dallarında yapılacak. Resimli Roman dergiai • İstanbul (1ÜHA) — Hayal Mahsulleri Ofisi tarafından düzenlenen Resimli Roman dergisi 1 arahkta piyasaya sürülüyor. Sayfalannda yaklaşık 40 yeni çizerini çalıştıracak olan Resimli Roman dergisi Irfan Sayar, Sarkis Paçacı ve Ergün Gündüz tarafından çıkartılıyor. y yeni kitabı • Kültür Senisi — Şair- yazar Mustafa Suphi Yeşilyurt'un ikinci şiir kitabı çıktı. Daha önce "Mavi Kalsm Gökyüzü" adlı kitabı yayımlanan Yeşilyurt'un ikinci kitabı "Dudağunda Tekrarlanıp Durduftun." BUGÜN • Bateı'nın sdyleşM Perihan Balcı'mn Amsterdam-lstanbul Konımada Mukayese konulu söyleşisi saat 14.00'te Yüdız Kültür ve Sanat Merkezi Konferans Salonu'nda. (158 30 80) • Yeni Türk filri Adnan özer'in Yeni Türk Şiiri konulu söyleşisi saat 16.00'da Atatürk Kitaphğı'nda başlıyor. (149 09 45) • Die Befanten kona«ri Die Elefanten topluluğunun caz konseri saat 19.00*da Atatürk Kültür Merkezi'nde (151 56 00) • Türk kıyafetleri Prof. Dr. Nurhan Atasoyun, Türk Kıyafetleri Üzerine Avnıpa'daki Araştınnalar konulu konferansı saat 15.00*16 Yüdız Sarayı Silahhane'de. bugün bilsak 5 KASIM SALI: 19.00 Bihm Dizisi: "Biyoritmlcr (lçimizdcki Saatlcr)" Ergun ZOGA Can POLAT Seramik Çalışmalan KadrıycE/cl AĞAOĞLU 14.00-17.(X) Cafe-Foyer-Bar(Giriş) 12.00-00.30 AfricanCafe-Bar(5.Kaı) Bülcnı-Hakan-Çhırsıian(Lıvc) Her Pa/iirtCM Ögrcncı Günü Her Cuma vc Cumartcsi Parti UILSAK FINDIKLI Cafe-Bar-Restaurant Rt/ervasjon: 0 bilsak, sırnsclvılcr cad., soğancı sok. 7 cıhangir 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle