Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1991 • * * • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/J7
Demirel: Prensipte anlaştık
(Baştamfı 1. Sayfada)
de bulunacaklarını söyledi.
Demirel, Çankaya sorununun
çözümü için iki alternatifli ana-
yasa değişikliği önerisini geçen
cumartesi günfl kamuoyuna
açıklamıştı. Demirel'in birinci
önerisinde, cumhurbaşkanının
doğrudan halk tarafından seçil-
mesi, ikinci önerisinde ise seçi-
min önce Meclis'te yapılması,
hiçbir adayın üçte iki çoğunlu-
ğu sağlayamaması halinde üçün-
cü tura kalan son iki adayla hal-
ka gidilmesini içeriyordu.
Güniz Sokak'taki evüıden sa-
bah erken saatlerde Çankaya'da-
ki araşünna bürosuna geçen De-
mirel, ilk tur görüşmelerini sa-
at lO.OO'da ANAP Genel Başka-
nı Mesut Ydmaz ile başlattı. De-
mirel, Genel Başkan Yardımcısı
Hösamettin Ondoruk ve Genel
Sekreler Gökberk Ergenekon ile
birlikte geldiği ANAP Genel
Merkezi'nde ANAP Teşkilat
Başkanı Fahrettin Kıırt ve Genel
Sekreter Mustafa Taşar tarafın-
dan karşılandı.
Demirel, görüşme öncesinde
yaptığı kısa açıklamada, Türki-
ye'nin genel sorunlan ile ilgili
görüşme yapacağını belirterek
"Bn bir arayıstır. Bizim gözü-
müze çarpan bazı sonınlan na-
sıl çözeriz şeklindeki bir
arayıştır" dedi.
Demirel, sonuçla ilgili açıkla-
masını ise tüm liderlerle görüş-
mesini tamamlamasından son-
raya bıraktı.
Demirel, saat 11.15'te ANAP
Genel Merkezi'nden Kurt ve Ta-
şar tarafından uğurlandı.
lOO'da başlayacak ikinci gö-
rüşmeye daha zaman olması ne-
deniyle SHP Genel Merkezi'ne
"yaröş" giden Demirel, burada
da Genel Sekreter Hikmet Çe-
tin ile yardımcılan Güneş Gür-
seler ve Mebmet Mogultay tara-
fından karşılandı. Demirel, SHP
Genel Merkezi önünde bazı va-
tandaşlar tarafından da alkış-
landı.
SHP Genel Başkanı Erdal
laönö ile Demirel, SHP lideri-
nin odasında foto muhabirleri-
nin oluşturduğu koridorda kar-
şı karşıya geldüer ve el sıkıştüar.
Foto muhabirlerinin istekleri
üzerine Demirel ve tnönü, bir-
kaç kez el sıkışmak zorunda kal-
dılar. Demirel, görüşme önce-
sinde yine ülkenin büyük mese-
leleri ve Türkiye'nm önünde du-
ran sorunlann çözümü konu-
sunda liderlerle görüştüğünü be-
lirtti ve surecin milletvekillerinin
yemin töreninden sonra devam
edeceğini söyledi.
SHP lideri înönü de 20 Ekim
seçimleriyle bir ara dönemin ar-
dından ülkede demokrasinin
tam anlamıyla yerleşmesi ve bi-
rikmiş sorunlann yeni iktidann
önünde durduğunu bildirdi.
Înönü, "Şimdi seçimlerden bi-
rinci parti olarak çıkmış olan
DYFnin Sayın Genel Başkanı
Demird'in ziyaretmi ülkenin bo-
günkü iktidar arayışı içinde, ül-
kenin sorunlanna çözüm arayı-
şı içinde bir görüşme süreci ola-
rak göriiyoruz. Bu süreç içinde
biz flldrlerimizi söylemekten
mutlu olacağız" diye konuştu.
50 dakika kadar süren tnönü-
Demirel görüşmesine DYP'den
Cindoruk ve Ergenekon,
SHP'den ise Genel Sekreter
Hikmet Çetin, yardımcılan Er-
tagrnl Günay, Güneş Gürsder,
Mebmet MofulUy ve Fikri Sag-
lar ile Genel Sayman Fikret Ün-
IM katıldı.
Demirel, görüşmeden sonra
SHP Genel Merkezi'nden ayn-
ürken, yolu bazı mahkûm aile-
leri tarafından kesildi. Mahkûm
aileleri, Demirel'den hapishane-
lerde zor koşullarda olan ve baş-
ka cezaevlerine nakledilen ya-
kınlannm sonınlannm çözümü-
ne katkıda bulunmasını istedi-
ler.
Demirel, tnönü görüşmesin-
den sonra Çankaya'daki araştır-
ma bürosuna giderek burada
Cindoruk ve Ergenekon ile de-
ğerlendirme yaptı. Demirel, sa-
at 14.00'te de RP Genel Başka-
nı Necmettin Erbakan'ı parti ge-
nel merkezinde ziyaret etti. De-
mirel, 45 dakikalık bu görüşme-
den sonra saat 16.00'da DSP
NOTLAR
DemirePin en uzun günü
HAKKIERDEM
ANKARA — Liderlere Çan-
kaya sorununu götürdüğü ilk
tur görüşmelerde DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirel'in
karşısına "camdan karakol
davarlan" çıktı. Görüşmelerde
özal'ın indirilmesi için somut
bir sonuç çıkmadı, ama yolunu
kesen mahkûm aileleri, Demi-
rel'e cezaevlerindeki somut so-
runlan ilettiler.
Demirel, ilk göruşmesini yap-
tığı Başbakan Mesut Yılmaz'm
yanından gülerek aynldı. Ziya-
reti nedeniyle ANAP Genel
Merkezi önündeki direklerde
bulunan ANAP flamalan bile
yenilenen Demirere aslında Yıl-
maz, olumlu yamt vermemişti.
Demirel, çok neşeli olduğu
ammsatüınca, gerçek durumu
"Neşeli otanak için bin türiü se-
bep w " sözleriyle özetledi. De-
mirel, ilk kez adım attığı mo-
dern ANAP Genel Merkezi'nde
dünkü turlann en uzun göruş-
mesini gerçekleştirdi. Demirel-
in Yümaz ile görüşmesi, tamı ta-
mına 70 dakika sürdü.
ANAP'tan aynldıktan sonra
tnönü ile randevusu için daha
vakti olduğunu gören Demirel,
ağır ağu" seyreden arabasıyla
âdeta pazar keyfi sürercesine
kent tunı ata Bu arada Hüsa-
mettin Cindoruk ve Gökberk
Ergenekon'la da kısa bir değer-
lendirme yapma olanağı buldu.
Demirel, Necatibey Caddesi'n-
deki SHP Genel Merkezi önü-
ne geldiğinde ortalık bir anda
kalabahklaştı. tnönü ile göriiş-
mek için merdivenlere yönelen
Demirere kalabalık arasmdan
alkışlar da geldi.
Demirel'in înönü ile görüş-
mesine parti içindeki çokseslili-
ğe koşut olarak pek çok SHP
üst düzey yöneticisi de katıldı.
tnönü'nün odasuıdaki kalabah-
ğa karşın görüşme, Yılmaz'ın-
kinden 20 dakika daha az sür-
dü. Demirel de SHP'den aynlır-
ken "Görüşme kısa sürdü. Ko-
lay anlaşünu galiba" denmesi
üzerine, "Dnrnn bakalım
kardesim" demekle yetindi.
SHP Genel Merkezi'nde De-
mirel'i sürprizler bekh'yordu.
Demirel, asansörle birinci kata
kadar indiğinde SHP'ye gelmiş
olan bazı mahkûm aileleri, yo-
lunu çevirdi. Mahkûm ailelerin-
den bir bayan, feryadım, "Ço-
"Htnmı? işkencede. Cezaevle-
rinde eziyet çeldyorlar. 'Karakol
duvarlan camdan olacak' dedi-
niz. Sizden bnnlann çözümünü
bekliyoruz" diye dile getirdi.
Demirel'in yanıtı kısaydı:
"5-10 gün daha bekleyin, biz
bunfauın bepsini hallederiz. tn-
san haklaruu ihlaleri kakbraca-
g«."
Ama, kadının sabn yoktu.
Sözlerini, "Çocuklanmızm 3-5
giin bekieyecek hali mi var?" di-
ye sürdürdü.
Demirel, teselli için bir şeyler
söyledi ve teşekkür sözleri ara-
sında aşağıya yöneldi. Ama ka-
puıın önünde de yine aynı sorun
vardı. Bu kez bir başka mahkûm
ailesi grubu, Demirere aym so^
nınlan iletti. Kafasını Çankaya
sorununda yoğunlaştırmış DYP
lideri, "Mertk etmeyin, bepsini
halledecegiz, mnüu bir Türkiye
knracağız" sözleriyle tesellileri-
ni yineledi. Yine hafif alkışlar-
la SHP Genel Merkezi'nden ay-
nlan Demirel, Erbakania görüş-
mesine kadar değerlendirme
yapmak için Çankaya'daki bü-
rosuna yönelirken konvoyuna
bir ANAP'h kanştı. Demirel'e
insan haklan ihlalleriyle ilgili
yakınmalann iletilmesinden ha-
bersiz ANAP Trabzon Milletve-
kiü ve eski TBMM İnsan Hak-
lan Komisyonu Başkanı Eyüp
Aşık, Mercedes otosundan şaş-
kınlıkla Demirel'e bir süre bak-
tı. Demirel, 14.00'te Erbakan,
16.00'da da Ecevit'le görüştük-
ten sonra 17.15'te aldığı sonuç-
lan kamuoyuna açıkladı.
Demirel'in Başbakanhğa ha-
zırlandığım gören Ankara Em-
niyet Müdürlüğü, dünden itiba-
ren önlemleri oldukça arttırmış-
tı. Çift eskortun yam sıra DYP
liderinin 06 SD 202 plakalı Mer-
cedes otosu, Emniyet'ten görev-
lendirilen iki ayn koruma oto-
su tarafından da izlendi.
Demirel uzun gunü, önümüz-
deki günlerde yoğun gelişmele-
re ve görüşmelere tanıklık ede-
cek TBMM'de noktaladı. İlk
tur göruşmelerle ilgili izlenimle-
rini DYP Genel Merkezi'nde
gazetecilere anlatmayı planla-
yan Demirel'in karşısına elek-
trik engeli çıktı. Basm toplantı-
suun yapılacağı GİK salonunda
karanlığm yırtılması için mum-
lar yakıldı. Ancak, "Her gece-
OİM bir sabahı vardv" sözünü
dilinden düşürmeyen Demirel,
"Demokrasi mahzeni" adım
verdiği salonu daha fazla aydm-
latamaycağmı anlaymca, ani bir
kararla TBMM'de basm toplan-
tısı düzenlendi.
Benzin boru hatü
(Baştarafi 1. Sayfada)
gildir. TPAO'ya ait olan rafi-
nerikrin sadece kullanma hak-
kı bizde bulunmaktadır. Biz
kendi tesislerimizin içindeki
hatlann kontrolünden, bakı-
nundan sorumluyuz. Söz ko-
nusu hatlardan gizlilik derece-
si bulunması yüzünden yörede-
ki yetkililerin haberi olmamış-
tır. Zaman zaman bu hartaki
tamir konulannda da yardım-
lannuz oldu, ancak onun dtşın-
daki konular bizi ilgilendirmez.
Bu konu hızla büyüyen ve yer-
leşim planı da sağlıkh olmayan
belediyeyi ilgilendirir. Dolayı-
sıyla NATO hattı hakkında ta-
raf olmamız mumkün değil-
dir."
Batman Belediye Başkan
Yardımcısı Şerafettin Hamidi
de benzin boru hattının 1957
yıhnda Milli Savunma Bakan-
lığı tarafından yaptırıldığını,
ancak güzergâhının gizli tutul-
ması nedeniyle belediyeye bil-
gi verilmediğinin anlaşıldığını
söyledi. Hamidi, "Bakanlık o
zaman güzergâhın geçtiği yer-
leri istimlak etmiş ancak bun-
dan kimsenin haberi olmayın-
ca bolgede kaçak yapılar yapıl-
mış. Şimdi belediye olarak bü-
yük tehlike arz eden bu hat
Üzerindeki yapılann belirlen-
mesi için çalışmalar başlattık.
Önümüzdeki dönemde bu ya-
pılann yıkılmasına da karar
verilebilinir" dedi.
Genel Başkanı Bülent Ecerit'i
parti genel merkezinde ziyaret
etti. Ecevit-Demirel görüşmesi
de 50 dakika sürdü.
Basın toplantısı
DYP lideri Demirel, dün
ANAP, SHP, RP ve DSP genei
başkanlarını ziyaret ederek,
curnhurbaşkanhğı sorununu gö-
rüştükten sonra saat 17.20"de bir
basm toplantısıyla temaslaruun
sonucunu açıkladı. Demirel,
DYP Genel Merkezi'nde elek-
triklerin kesik olması nedeniyle
TBMM DYP gnıp salonunda
yapılan basın toplantısında,
SHP lideri Erdal Înönü ile RP
lideri Necmettin Erbakan'ın
"Çankaya'nm arkasmda halk
olmadıgı ve Türkiye'nin biı
Çankaya sorunu bulundugu"
konusunda kendileriyle görüş
birliği içinde olduğunu söyledi.
SHP lideri tnönü'nün DYP'nin
başlattığı hareketi destekleye-
ceklerini kendilerine açıkladığmı
bildiren Demirel, Erbakan'm ise
Çankaya'yı boşaltmak kadaı
doldurmamn da önemli olduğu-
nu vurguladığını söyledi. Demi-
rel, şöyle konuştu:
"Görünen o ki Meclis'te grn-
bn bnlunan üç parti bir araya
gelerek bir anayasa degisikligi
önerisi hazırlayabilir. Bnnn
Mecüs'e verir. O arada digeı
partikrle RP arasında adaylaı
konusunda muUbakat saglaya-
mazsa, mutabık olmayan anaya-
sa degişikligine oy vermeyebüir.
Ama yine de Meclis, anayasa
degisikligini ele alabüir."
DYP lideri, Çankaya konu-
sunda "Bunun mumkün olma-
dığını söylemiyonım. Olabilirli-
ği vardır, üzerinde biraz daha
çauşmamız gerekmektedir" de-
di. Bir taraftan bu işler yürütü-
lürken diğer taraftan hükümet
sürecinin de durmayacağını be-
lirten Demirel, "Devletin işleri
yüriiyecektir. Hükümet süreci
başlayınca hükümet sorunu
kendi mecrasmda bir sonucs
varacaktır" dedi. Demirel şöyk
konuştu:
"Çankaya'nm arkasmda halk
yoktnr. Çankaya'da oturan
mnhierem zatm unvam cumhur-
başkanıdır. Ama 'başkan'ı vaı
da "cumhur'u yoktnr, yani hal-
rasiye geçmektir."
Dünkü görüşmelerinde parti
Uderlerine, özellikle de ANAP
lideri Yılmaz'a, "Çankaya'nın
arkasmda halk destegi var mı-
dır? Secüdigi z^mgn var mıydı?
Yoksa halk destegine gerek gör-
müyor musnnuz? 'Cumhur'suı
cnmburbaşkanı nasıl olur" so-
rulannı yönelttiğini belirten De-
mirel, Yılmaz'ı kastederek şöyle
dedi:
"Bn sornya, bana değD, ka-
muoyuna cevap vermesi gerekir.
Çünkü bugün Çankaya'nm ar-
kasmda halk destegi yoktur. Se-
çüdigi zaman da yoktu. Halk
destegi olmayan cnmhnrbaşka-
m olmaz iddiası biziradir ve
Türkiye'de buna karşı çıkabile-
cek kimse olduguna da inanmı-
yorum. öyleyse gdin, Çankaya
1
yı yenileyeiim teklifini yaptım."
Demirel, Yılmaz'la görüşür-
ken yeni açılan dönemde Çan-
kaya'nın ANAP'ın uzantısı ol-
madığım varsaydığını ve bunun
bir devlet sorunu olduğunu vur-
guladığını cia belinerek Yılmaz-
ın kendisine, "1996'ya kadar bir
Çankaya sorunu olduğunu dü-
şünmediklerini soy ledifini" ak-
tardı.
Demirel, "Anladığun odur ki
ANAP, Çankaya'ya sahip çık-
maya devam etmektedir" dedi.
Demirel, gazetecilerin sorula-
ruıı yamtlarken Çankaya soru-
nunun aynnülannı görüşmek
üzere önümüzdeki günlerde par-
tiler arası bir komisyon kurul-
ması için girişimde bulunacak-
larını bildirdi. Demirel, sorunun
Cumhurbaşkanı özal'ın görüş-
me için çağrı yaptığı perşembe
gününe kadar çözüleceğini san-
madığını bildirdi. Demirel, cum-
hurbaşkamnın halk ya da Mec-
lis tarafından seçilmesi konu-
sunda uzlaşabileceklerini de be-
lirterek "Bir ısrarunız yok" de-
di.
özal'ın liderlerle görüşme
yaptığı gün çağn yapması konu-
sunda bir değerlendirmede bu-
lunamayacağuıı da belirten De-
mirel, görüşmeler sonunda ko-
alisyon konusundaki intibaım
soran bir gazeteciye de "Şn an-
da kesin bir şey söyleyemem.
Hükümet konusunda yetkili or-
ganmnz Genel tdare Knrula'dur.
Konu GtK'te konaşuldaktan
sonra söyleyebilirim" yanıtını
verdi.
Demirel, "Cnmhurbaşkanı-
nın görüşmelerin başladıgı gün
çagn yapmasını nasıl degerlen-
diriyorsunuz" sorusuna, "De-
ğeriendiremiyorum. Siz deger-
lendirin" yanıtmı verdi.
Kâğıt paramızın serüveni
Lira bir zamanlar kartaldıNAZtRE KALKAN
Türk parası nasıl pul oldu?..
Yeni 100 binliklerin dolaşuna çı-
kacağı bu günlerde cumhuriye-
tin ilk dönemlerine doğru şöyle
bir geriye baktığımızda 'bfr za-
manlar kartal' olan TUrk Lira-
sı'nın yıllar geçtikçe ne hallere
düştüğü çok daha açık bir şekil-
de görülebihyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk
defa kendi parasını bastırdığı
gün olan 27 kanunievvd (arank)
1927 tarihinde 1 liralıklann ya-
mnda o zamanlar için çok yük-
sek ahm gücüne sahip olan 500
ve 1000 liralıklar da en büyük
para olarak tedavüle çıkanlnuş-
tı. Cumhuriyetin ilanını izleyen
yülarda yurtdışında bastınlan
kâğıt paralar enflasyon dönemi
parası olmadıgı için paralann
üzerindeki rakamlar küçük, an-
cak paramn alım gücü oldukça
yüksekti. öyle ki 1939 yüına ka-
dar süren birinci ve ikinci emis-
yon dönemlerinde kâğıt paray-
İa altm para arasındaki orantı
tamamen aynı olarak korundu.
Bu dönemde 1 altm lira 9 kâğıt
lira karşıhğındaydı. Türk halkı
ilk defa 1927'de l'inci emisyon
döneminde karşılaştığı kâğıt
1000 liralıklan çok uzun bir za-
man 'en üyük para' olarak ka-
bul etti. Türkiye'nin yeni bir dö-
neme girdiği 1950'li yülara ka-
dar korunan bu oran daha son-
raki yülarda geçeruliğini yitirdi.
Enflasyonun düşük, paramn
ahm gücünün de o oranda yük-
sek olduğu dönemlerde 1000 li-
radan büyük para basılmadı.
Türk Lirası'nın özellikle
1970'lerden sonra büyük bir
hızla urmanan enflasyon ve bir-
biri ardına gelen devalüasyonlar
sonucu büyük değer kayıplan-
na uğramaya başlamasıyla 1000
lira da uzun yıllar oturduğu 'en
büyük para' tahtından ûımek
zorunda kaldı. İlk defa 1981'in
kasım ayında tedavüle çıkanlan
5000 liralıklardan sonra kâğıt
paralann üzerindeki rakamlar
hızla büyüdü.
Enflasyonun yüzde 60'lara,
70'lere tırmanmasıyla birlikte
5000 lira da unvanım kısa süre
sonra yitirdi. Yaklaşık bir yıl
sonra yani 1982'nin 25 ekimin-
dc 10 bin liralıklar piyasaya çık-
tı. Doğnısu 80'li jıllann ilk ya-
nsı için bile cebinde 10 bin lira-
sı olmak azımsanmayacak bir
şeydi. Hatta dönemin Başbaka-
m Turgut Özal, giderek çığnn-
dan çıkan hayat pahalılığı ve
enflasyonla ilgili eleştirilere ya-
mt verirken '10 bin lira hala bü-
yük para' savunmasını yapmış-
tı.
Ancak aradan geçen 5-6 yü-
hk dönem içinde gıar 10 bin li-
rahklar artık eskimeye yüz tu-
tarken ahm gücü de enflasyon-
la ters orantılı bir şekilde hızla
düşmeye devam etti. Artık eti-
ketlerin bir hayli gerisinde kal-
maya başlayan 10 bin liralıkla-
nn daha büyük bir parayla tak-
viye edilmesi gerekti. tş yine
banknot matbaasına düştü.
1988'in mayısmda ilk 20 bin li-
ralar da piyasadaki yerlerini al-
maya başladı. Türk parasının
önlenemez düşüşü 1989 yılının
mayis ayında 50 bin liralann do-
laşıma çıkmasıyla devam etti.
Piyasa, iki buçuk yıllık aradan
sonra tedavüle çıkacak 100 bin-
likleri bekliyor.
Yakında piyasaya çıkanlacak
olan 100 bintik banknotlarla bu-
gün mütevazı bir pazar fılesini
bile doldurmak olası değil. Aca-
ba bundan çok değil, şöyle bir
14 yıl önce cebinizde bir 100 bin
liranız olsaydı neler yapabüirdi-
niz, neler alabilirdiniz? 1977 yı-
lında 100 bin liraya tam tamına
100 tane Cumhuriyet Altını'm
rahathkla satın alabilirdiniz ör-
neğin. Yok eğer külçe altma ya-
tınm yapmak isteseydiniz 757
gram, yani neredeyse 1 kiloya
yakın 24 ayar altm alabüirdiniz.
100 bin liranın alım gücü 1977
yıhnda bir araba satın alabilecek
kadar yüksek. Bugün tek bir ka-
pısını bile satın alamayacağımz
86 bin lira gibi bir rakama o ta-
rihte Renault marka bir otomo-
bil almak işten bile değil. Etin
kilosunun 80 lira olduğu 1977
yıhnda 100 bin liraya tam 1250
kilo et alabilirken bugün aynı
paraya ancak 3.5 kilo et alına-
büiyor. Ekmeğin kilosunun 6 li-
ra olduğu 1977'de ekmeğin tane-
sinin yaklaşık 2 lira olduğunu
kabul edersek 100 bin Uraya 50
bin tane ekmek alınıyordu. Bu-
gün ise sadece 100 ekmek almak
mumkün. Eğer fiyat artış oranı-
m ekmeğe göre hesaplarsak
1977 yıhndan bu yana yüzde
500*lük bir artış söz konusu.
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafi 1. Sayfada)
Fax, Münih'ten 8129415 numaralı raxtan geliyordu. Bu fax
da 'Ex-lm Import Vermittlingen' şirketi adına B.Roller imza-
sını taşıyordu.
Fax metnini birlikte okuyalım:
—Çok gizlidir.
Bayanlar, baylar,
Türkiye'deki an a firmamız 1956 yıhnda kurulmuş olup, bu
tarihten beri Türkiye'de devlet projelenne katılan firmalann
temsilcısi veya danışmanı olarak görev yapmaktayız. Yedi bü-
ro ve sekiz şirketli grubumuzun cirosu yılda yüzlerce milyon
marka ulaşmaktadır.
Siemens'in çeşitlibölümleri, ABB-Esea Brown Brown Bo-
veri, Klockner Endüstri tesisleri ve başka Alman şirketleri için
danışmanlık yapmaktayız. Hakkımızda bilgi edinmeniz için
bu şirket yetkililerinin adlarını vermeye hazırız.
TRTile çok iyi ilişkilerimiz olması nedeniyle sizin teklifiniz
de dahil olmak üzere teklif veren bu üç şirkotin tekliflerini ar-
kadaşJanmızdan almış bulunuyorvz. Bunları son derece gizli
tutmanızı rica ederiz. Teklifinizin on sayfası ektedir
Fransız Augerau'nunteklifisizinkiyle çok denk olduğu için
konuyu çok gizli tutmanız koşulu ile size destek vermeye ha-
zırız. Provizyonumuz yüzde üçü geçmeyecektir. Genel mü-
dürümüz seyahatte olduğu için kendisini 1.8.1990 tarihinde
saat 9'dan itibaren aramanızı rica ederiz.
Bu fax metnini alan Klostermann GmbH Genel Müdürü
Dirk Klostermann, 3 Ağustos 1990 günü 'Ex-lm' şirketine
'ihale belgelerinin ele geçirilmesinin suç olduğunu' bildiri-
yor. Ayrıca TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem'e duru-
mu 19 Aralık 1990 günlü yazıyla da duyuruyor.
Bu fax nutu, yabancı şirketlerin gizli olması gereken 'ihale
tekliflerini' ele geçirdiklerini -hiçbir yorumu gerektirmeyecek
biçimde- gözler önüne serlyor.
'Ex-lnf şirketi, 12.8.1973 tarihinde Almanya'da kurulmuş;
yönetici ve ortakları arasında Hüseyin Tofulcan adlı bir Türk
işadamı var.
Tofulcan, Zürih'te 185.1976 tarihinde kurulan 'Transimex
AG' adlı bir şirketin de ortağı görünüyor. Hüseyin Tofulcan,
Ankara'daki 'TMT Tayfun Mümessillik ve Tıcaref şirketinin
yönetim kurulunun da başkanı.
TMT, Sony şirketinin de temsilcisi.
Konuyu Hüseyin Tofulcan'a sordum. Yanıt vermek iste-
medi.
Konuyu bu kez Kerim Aydın Erdem'e kamuoyu önünde
soruyorum:
—Milyarlık ihaleler böyle mi yapılıyor?
Bu ihalelerden biri ile ilgili inceleme Başbakanlık Yük-
sek Denetleme Kurulu'nca yapılıyor. Raporun yeni başba-
kana sunulması bekleniyor.
Sony şirketinden alınan 77 kamera ile ilgili rapor yayım-
lanınca, bu ihale ve alımların nasıl yapıldığını hep birlikte
öğreneceğiz.
Diyeceksiniz ki:
—Birand dosyası ne oldu?
Birand dosyası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda... Gö-
revli savcı, TFfT Teftiş Kurulu'nun Birand hakkında 'evrakta
sahtekâıiık' ve 'dolandıncılık' savlarını kapsayan soruştur-
ma raporunu inceliyor.
Rapor, 14 Haziran 1991 günü bitirilmiş; ancak, olayın ga-
zutemiz tarafından izlenmesi üzerine, Genel Müdür Erdem
tarafından ancak 26 ağustos günü Başhukuk Müşavirliği-
ne gönderilmiş; olayın gazetemizde yayımlanmasından son-
ra da TRT Genel Müdürlüğü adına gerçekleri saptıran ve
dosya belgeleri ile çelişen açıklamalar yapılmıştı.
Basının da Birand olayı konusunda pek yüzakı bir sınav
verdiği söylenemez.
Birand hakkındaki soruşturma dosyası büyük tirajlı ga-
zeteier tarafından görmeziikten gelinmiştir.
Bu gibi olaylarda basının susma hakkı yoktur. Susarsa,
'halkın haber alma hakkını' bilerek ve isteyerek engellemiş
olur.
Bir gazeteci arkadaşımızın soruşturma dosyasını görmez-
iikten ve duymazlıktan gelen basın ahlakı, başkalarının so-
ruşturma dosyalannı yazma hakkını hangi meslek kuralın-
dan almaktadır?
Bu gibi soruşturma ve ihale dosyaları çok kişiyi tedirgin
eder. Bu tür haberierin yayımlanmaması için birçok kişi dev-
reye girer. Ricacılar yollanır, baskılar yapılır.
Biz, Başyazarımız Nadir Nadi'den gerçek neyse onu yaz-
mayı öğrendik. Araştırır, soruşturur, belgeler, yazarız.
Gerisi bize vız gelir...
Akaryakıtta sıkınü
(Bojtanfı 1. Sayfada)
petrol şirketlerinin bayilerüıe
vermeye başladıklan da öne sü-
rülüyor.
Başta Shell, Mobil ve Türk
Petrol olmak üzere yabancı pet-
rol şirketlerinin akaryakıt dağı-
tımında yüzde 40'lara varan kı-
smtıya gittiklerini söyleyen Pet-
rol Urünleri tsverenleri Semtika-
5 *1 1 1 1 1 i 1 1 1 i rol Urimlen Isve
mılyonluk banknot da çıkanlacak ya?aMUHARREM AYDIN
William Shakespeare,
"Para önden gidip bütün kapı-
lan açar" diyor. Bir başka dü-
>ünür de şöyle diyor: "Paradan
daha değerli şeyler vardır. Ne ya-
nk ki onlan satın almak için de
para gerekiyor." Insanoğlunun
vazgeçümez bir parçası olan pa-
ra uğruna cinayetler işleniyor
günümüzde. Kavramlan altüst
eden bu olgunun varlığı yadsı-
namaz bir biçimde günlük yasa-
mımıza işliyor.
Enflasyonla birlikte kâğıt pa-
ralar da yükseliyor. Şimdi 100
bin liralar cuzdanlanmıza gir-
meye hazırlanıyor... Peki yenileri
çıktıkça eskiler ne oluyor? Bu
sorunun yanıtını aknak amacıy-
la Çınaraltı'nda eski madeni ve
kâğıt para satanlardan Avni De-
de ile konuşuyoruz.
Yabancı turistler ve koleksi-
yonculann dışında eski parala-
ra en çok ilgiyi üniversite genç-
liğinin gösterdiğini anlatıyor ve
ekliyor Avni Dede:
"Bizim insammız nostalji tut-
kunu. Babasından aldığı ilk
harçlığı, yıllar önce turşu veya
lebiebi aldığı parayı, bayramlar-
da el öpmeye gittiklerinde akük-
lan parayı unutmuyor ve bu anı-
lannı yaşatmak istediği için bu-
gün bile arayıp, alıyor."
Yüksek enflasyonun devalü-
asyona yol açtığını vurgulayan
Avni Dede'ye göre 2000'li yülar-
da 5 milyon lirayı tek bir kâğıt
parçasmda bulabileceğiz! Süs
eşyalanyla birükte eski kâğıt ve
madeni Türk paralanm satma-
sım "amatör" bir uğraş olarak
nitelendiren Avni Dede'ye göre
"profesyonel" olarak bu işi ya-
pan nümizmatlar kendilerinden,
piyasa araştırması gibi koleksi-
yonlannda kullanmak üzere pa-
ra değerleri sonıyorlar. Eski pa-
ra satarken yaşadığı bir amsım
Şöyle anlatıyor Dede: "7-8 yıl
önceydi, Abdülaziz'in zamanın-
da çıkan ve hicri 1277 yüına ait
kâgıt 200 kurnşunu buldum, ge-
tirdim buraya. koleksiyoncular
önce parayı senet sandılar. Son-
ra acele edip sattım. 65 bin lira-
ya satügım Abdülaziz'in 200 ku-
rnşu daha sonra 2 milyon liraya
fırladı. Pişman oldnm."
Piyasaya çıkartüacak yeni 100
binliklerle gündeme gelen "eski
para"larla profesyonel bir nü-
mizmat olarak uğraşan tsa Ak-
baş'a göre ise 100 bin Iira bile ye-
tersiz. Akbaş"Bir Migros'a gi-
1950-70 yüları arasında çıkan
kâğıt paralar 1. emisyon üzerin-
den günümüz kataloglannda ol-
dukça değerü görünüyor. Bu ra-
kamlara göre 50 liralar 7 çeşit
olarak piyasaya çıkmış. Çil olur-
sa 600 bin lira, 100 lira 6 çeşit
ve 60-600 bin lira, 500 liralar
60-800 bin lira, mor bin liralık-
lar ise 750 bin liradan satıhyor-
lar.
daki artış, bngünkü hükümet
tarafmdan akaryakıt fiyatlaruıa
yanatılmadıgı için ana dagıtun
flrketleri bngünkü fiyadaria
toada 440 bin lira zarar edryor-
lar. Yabancı sirketler bu acdcn-
le zaranna satmamak için yeni
hikinet göreve gdip akaryakıt
fryatlanna zam yapana kadar
satıslannı kısalar. Sadece Petrol
Ofisi'nin d^gıünunda bir azal-
au yok. Onlar yabancı şirketk-
Türk Lirası 'dalya' dedî
(Baştarafı 1. Sayfada)
lemleri şöyle sıraladı:
• Emniyet teü: Dikey konum-
daki emniyet teli, ışığa tutuldu-
ğunda görülüyor.
• Ffligran: Banknot üzerinde-
ki Atatürk portresinin daha kü-
çük boyutunda ve ışığa tutuldu-
ğunda görillüyor.
• Kabartma baskı: Bankno-
tun üzerindeki yaa ve rakamlar
ile bazı desenler, dokunuldu-
ğunda hissedilebÛiyor.
• Gizli göriintü: Ön yuzün al-
tmdaki kenar bandında, farkh
açıdan bakıldığmda görülebilen
iki adet 100 bin rakamı.
• Mikro yazı: Yine ön yuzün
en altında, ancak büyüteçle gö-
T.C
KARTAL 1. SULH CEZA MAHKEMESİ
Esas No: 1991/699
Karar No: 1991/1025
Hâkim: Orhan Bilgin / 14170
Yazı tş. Müd.: Gulnur Baysal
Kanal Halk Pazan'nda LEVENTTURPOĞLU satışa sunduğu sağ-
lığa zararlı peynir sattığı sübut bulduğundan TCK 398. maddesi ge-
reğince 3 ay hapis, 60.000 lira ağır para cezasıyla lecziyesine. TCK
59. maddesi gereğince 1 /6'sı tenzil 2 ay 15 gun hapis. 50.000 lira ağır
para cezasıyla mahkûmiyetine, 647 sayılı kanurun 4/1. maddesi ge-
reğince 1 günu 5000 lira üzerinden hesap edilerek 375.000 lira ağır
para cezasıyla mahkûmiyetine, TCK 72. maddesi gereğince netıceten
425.000 lira ağır para cezasıyla mahkümıvetine, 5 ayda 5 eşit taksil-
lerle alınmasına, TCK 402. maddesi gereğince 2 a\ 15 gun curme va-
sıta kıldığı meslek ve ticaretinin TAT1LİNE. 7 gün ışyerinin
KAPATILMASINA. 647/6. maddesi gereğince TECİLİNE, 94. mad-
desi geregince gereken ihıaratın yapılmasına, (ihtarat yapıldı). 9.10,1991
Basın: 39800
nyorsunuz, ev almaya giderken
de 50 bin lira kullanıyorsunuz.
Bu, dengesizlik. Bana göre di-
rekt olarak 500 bin liraya çıka-
nlmalıydı bn rakam" sözleriyle
dert yamyor.
1927 yıhnda çıkan 100 Urahk
kâğıt para temiz durumda 10-15
milyona satılıyor. 'Berlin Baskı'
olarak adlandınlan kâğıt, Înö-
nü parasından 50 kuruş çil ol-
duğunda 400 bin liradan satılı-
yor ama lekeli ve 7. emisyonda
20 bin uraya kadar düşüyor. Yi-
ne üzerinde Inönü'nün resmi
bulunan kâğıt paralardan 1 lira
350 bin, 5 lira 75-200 bin, 10 li-
ra 350-400 bin, 50 lira ise 20 ile
600 bin liradan işlem görüyor.
mikro harflerle altı sıra halinde
yazümasmdan oluşan emniyet
unsuru.
• Optik emniyet unsuru: Ön
yüzün sağ üst köşesinde, deği-
şik açılardan bakıldığmda farklı
renk yansımalan veren özel bir
mürekkeple kabartma olarak
basılmış özel emniyet unsuru.
Amblem: Her iki yüzden de
ışığa tutularak bakıldığmda bir-
birini tamamlayan TCMB
(Türkiye Cumhuriyeti Merkez
Bankası) harflerinin parçalan-
masından oluşturulan özel mo-
tif.
Yüz binliğin üzerinde, bu ön-
lemlerin yam sıra sadece Merkez
Bankası'nın kullanacağı özel
yükleme ve işaretler de bulunu-
yor. Bir yılda gerçekleşen tasa-
nmımn maliyeti açıklanmayan
banknotlardan her biri 140-150
Uraya mal oluyor. Kahverengi
ve yeşil tonların hâkim olduğu
banknotun tek dezavantajı, ilk
bakışta 5 binliklerle kanştınla-
bilecek olması.
Bu bilgileri veren özgel,
"Banknot matbaasmm ne ölçü-
de yogun" çahşacağım bilmi-
yor. "Yeni yüz binliklerden ne
kadar basılacagı gelecek talebe
baglı. Ama yanlış anlaşüma ol-
masm. Zaten her yd 300 milyon
lira def erinde kâğıt para, yıp-
randıgı için iade edfliyor. Bunun
karşüıgını basmak için matba-
anın çalışması gerekiyor" diye
konuştu.
özgel, yüz binliğin bir "fay-
dasf'nı da şöyle açıkladı:
"Halen 19 trilyon civannda
seyreden emisyon, yeni yüz bin-
Hkler sayesinde yüzde 40 ora-
nmda azalacak. Bu azalma ta-
bU ki fiziki olacak. Cüzdanlar-
daki yükün hafiflemesi anla-
mında..."
AYNADA
|Amlar-2|
Mücap Ofluoğlu
10.000 Ura (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocaiı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödcmeii gönderilmez.
ria açıgını kapamaya
çafenyorfau-" dedi. Yeni hüküme-
tin akaryakıta yüzde 10-15 ara-
smda zam yapmasınm beklendi-
ğini söyleyen Aytemiz, bu hafta
bir basın toplantısı dUzenleyerek
bayilerde stokçuluğun yeniden
hortlamaması için kamuoyunu
uyaracaklannı belirtti.
Petrol Ofisi lstanbul Ambarh
Doram Tesisleri Müdürü Sefer
AlpOTİan da yabancı şirketlerin
neden olduğu sıkınüyı gidermek
için günde 4 bin ton olan dagı-
tun kapasitelerini son günlerde
19 bn tona çıkardıklanm söy-
ledi. Ortaya çıkan olağanüstü
talep nedeniyle TÜPRAŞ'la
yapbklan akaryakıt bağlantısı-
nın yeterli olmadığmı ve gerek
Aüağa gerekse ATAŞ rafinerile-
rinden petrol getirttiklerini an-
latan Alpaslan, "Günde, ancak
4-5 tonrak 2 büyük gemi boşal-
takffiyonız. 10-11 ton giuüük
kapuitemizi sonuna kadar zor-
rayoruz, ancak yine de kuyruk-
hv otasnyor" dedi. Sefer Alpas-
hu, günde onalama 1500 ton-
rak motorin satışlarımn 2 bin
800 tona, 400 tonluk benzin sa-
tışının 800 tona, 250-300 ton
olan süper benzin satışının 500
tona, 1100 tonrek 5 numara fu-
el oil satışının 2 bin tona,
«•-700 tonluk kalorifer yakıtı
satışrnm da 1600 tona yükseldi-
ğini bildirdi. Alpaslan, diğer şir-
ketlerin bayilerine akaryakıt sa-
tan bayileri konusunda araştır-
malannın sürdüğünü beh'rtti ve
"Yakalarsak bayfliklerini iptal
ederiz" dedi.
Yabancı petrol şirketleri yet-
kiüleri ise akaryakıt ürünlerinin
dağıtımmda lasmtıya gitmedik-
lerini savundular. Sbefl Istanbol
BM«e Midttrii Mefcmet Kesldn,
"Shei otarak bayUerimize dn-
ZCTM ohrak dagıtnııı surdüriiyo-
raz. Bagün de bayilere her za-
•uaki gibi 500 ton motorin da-
gKnnı yaptik" şekünde konuşur-
ken Mobil yetküileri, "Bize yan-
arjna ntuab yok. Ama zam bek-
leatisuin geçerlilik taşıdıgını
berkes biliyor" dediler.
öte yandan Kırklareh ve çev-
resindeki bayilerde de akaryakıt
sıkıntısı başgosterdiği bildırildi.
Kırklareli nıuhabirimiz Nazif
Karaçam'ın haberine göre fir-
malann bayilere günlük rüketi-
min altında gönderim yapmala-
rmın nedeni "sirkeüerin mazo-
tan Utresinde 217 lira zarar et-
tikleri" gerekçesine bağlandı.