Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/.
Leyla Zana'nın, tutucu bir ortam içinde başörtüyü çıkarması bile başlıbaşına sorun olmuştu
'Baskıya rağmen başımı açtnrîLeyla Zana şunları
anlatıyor: "Seçim
çahşması sırasında
Silvan'a indim. Bir
kahve toplantısına
katıldım. Orada bir
arkadaş, 'Senbaşını
örtemez misin?' diye
' sordu. Ben de 'Bugün
senin için başımı
kapatıp yann
seçildikten sonra
açarsam sahtekâr
kadm oyları almak için
başını kapattı dersiniz'
diye yanıt verdim. Ben
açık bir insanım. Niye
kapayacakmışım
başımı?"
- 2 —
REFİKDURBAŞ
DÎY ARBAKIR — Güneş se-
rinliğini akşamın karanlığına bı-
rakarak çekiliyor Diyarbakır
üzerinden. Leyla Zana bir yan-
dan konuşuyor bir yandan kızı
Rûkcn, oğlu Ronay'la ilgileni-
yor. Ne zaman akşam oldu,
kimse farkında değil. Bir de ar-
dı arkası kesilmeyen konuklar.
Kirai kutlamaya geliyor Zana'-
yı, kimi bir sorununu anlatma-
ya...
Gözümün önilnde seçimler sı-
rasındakı yerel giysileriyle Ley-
la Zana. Ama şimdi evin içinde
saçlan fönlü, "çagdas" bir ka-
dın. Sözü "başını acmasına"
getirip konuşmayı surdurüyo-
ruz.
"Ben yıllardır böyleyim.
1976'dan beri başım açık. Ama
evlendikten sonra, bizim gelene-
ğimiz gereği bir kadın evlendi
mi başını örtmek zorunda. Bir
yıl kadar başım örtülü kaldı.
Ondan sonra sıkıldım. Tülben-
ti seviyonım, ama eşarbı hiç
sevmiyorum. Eşarbı çıkardım.
Babam başta çok kızdı, karşı
çıkü. Çevre çok baskı yapü. Di-
rendim. Başımı açtım."
"Yüzüm açık,
konuşuyonım..."
— Seçim çahşma« sorasın-
da...
"Seçim çahşması sırasında
Silvan'a indim, bir kahve top-
lantısına katıldım. Orada bir ar-
kadaş kalktı dedi ki, 'Sen başı-
m örtemez misin?' Açıklık ge-
tirdim. Dedim, 'Ben size sora-
cağım. Haklı gerekçelerimi an-
latacağım. Eğer sizler o şekilde
kabul ederseniz, başunı örteyim
bir süre.' Dediler, 'Nedir?' De-
dim, 'Başımı ben bugün kapat-
sam, senin için kapatacağım,
yann tekrar acacağım. Ben sizi
kandırmak istemiyonım. Çün-
kü başımı bugun kapatırsam di-
yeceksin ki 'Oylanmı aldı.' Ya-
nn beni başı açık görünce diye-
ceksin ki, 'Sahtekâr kadın, oy-
lanmı almak için başını kapat-
tı, beni kandırdı.' öyle bir du-
ruma girmek istemiyonım. Ben
her şeyi ile açık ve net bir insa-
nım. Niçin kapayacak mışım
başımı? Yüzüm açık, seninle
oturup konuşuyonım. Aynı çaü
altındayım, başımı niçin örtece-
gim?"
— Kürt kadınlannın kıyafe-
Üne yaklaşımı... Bir protesto?
"Biraz da gerçekten insanı-
mız her şeyi Ue aşağüandığı için.
Dilinden, varhğindan, giysisin-
den, kültüründen, her şeyinden
sürekli aşağılanmış, aşağılık bir
konuma sokulmuş. Kıyafeti ile
rahat bir doktora bile gideme-
miş. Kıyafetine bakıldığı zaman
en arka tarafa itilmiş. Biraz da
o uygulamayı protesto, o kadı-
nın yüreğini hoş tutmak, 'Bak
senin elbisenden utanman ge-
rekmiyor. Bugün parlamentoya
göndereceğin insan senin giydi-
ğin kıyafeti giyerek sana ulaş-
maya çalışıyor. Bu, utanılacak
bir olay değü. Senin sevinmek
gerek, çünkü sen bu kıyafetinle
rahat ediyorsun' demek için. O
mesajı vennek için. Insanlar za-
ten benim halimi biliyordu ve
bildiği şekliyle kabul etmişti.
Basın bunu çok abarttı. BOtttn
sorun benim kıyafet sorunum-
muş gibi aldı."
"Halk istiyorsa bir şey
demiyormn..."
— Çevren nasıl karşıladı mil-
letvekili olmanı?
"Çok olumlu karşıladı. Gü-
zel bir tepki aldık. Insanlar o
kadar olumlu karşıladı ki ben
bile hayret ettim. 6-7 yaşındaki
çocuktan 80 yaşındaki insana
kadar..."
— Baban?
"Babam hiç karşı çıkmadı.
'Halk istiyorsa ben bir şey
demiyorum' dedi. Çoğu zaman
ben bakıyordum kahvelerde
toplantı halindeyken kendisi de
gelmiş bizd dinliyor. Kendisi de
değişime uğradı. 80'den sonra
oldukça geliştirdi kendisini...
Zaten gerici bir insan değil. Da-
ha önceleri SHP'ye oy verdiği-
ni biliyorum."
— Sözü biraz da günlik ya-
famına getireek. Örnegia 24 sa-
attn nasıl geçiyor? .
"Sabah uykusunu biraz sevi-
yorum. Fırsatım olduğu müd-
detçe biraz geç kalkıyorum.
KUZEYIRAKTAKİ DURUM
ZANA AİLESt — Leyla Zana, kocası Mehdi Zana ve kızı Rûken ile biriikte Diyarbakır'daki evinde.Artık her günü politikadolu.
Şimdi koşullar programlı bir ya-
şamı sürdürmemi hep engelledi.
Çünkü hep aynı şeylerle dolu bir
yaşam. Akşamdan düşünüyo-
rum, sabah bunu yapacagım.
Sabah kalkıyorum, her şey alt
üst olmuş dunımda.
Saat dokuzda kalkıyorum.
Kahvaltı derken on, on buçuk
oluyor. öğlen yemeklerini fırsat
buldukça yapıyorum. Çocukla-
nmla Ugileniyorum. Ondan son-
ra dışardaki işler..."
— Akşam?
"Akşam geç yatıyorum. Fır-
sat buldukça okumayı çok sevi-
yorum."
— Televizyon?
"Bir tek haberleri izliyonım.
Televizyon seyretmeye de zama-
nım olmuyor. Evde olduğum
süre içerisinde sürekli, hani bu-
güne has değil, daha önce de,
gelen giden çok oluyor."
— Ornegin bugün neler yap-
ön?
"Bugün sabah kapı çalınma-
sıyla kalktım. Saat dokuzdu.
Misafırleri kabul ettim. Onlar-
la bir saat kadar sohbet ettim.
Misafirler gittikten sonra mut-
fağa girdim, biraz etrafı topla-
dım. Temizlik yaptım. Ondan
sonra tekrar misafirler geldi. Bir
saat kadar günlük gazetelere
baktım. Bir saat kadar da dergi
ve kitap okudum."
— Hangi kitapü okudugun?
"Kişilik sorunu üzerine bir
kitap..."
"Yeni olan her şey
güzeldir..."
— Moda için neler söyleye-
ceksin?
"Moda, kişinin kendine ya-
kıştırdığı şeyin kendisi için mo-
da olması. Ben modanın fazla
takipçisi değilim. Ama kalıpçı
bir insan da değilim. Sürekli ay-
nı şeyi giymeyi hiç hoşlanmam.
Yeni olan her şey güzeldir. Ye-
niliği severim, ama hep kendi-
me yakışanı seçerim. Yani mo-
dadır diye, giyeceğim diye tut-
tunnam."
— Flört sözcügü sana neyi
çağnştınyor?
"Flörtün ötesinde şu şekilde
benim bakış açım. tnsanlann
anlaşarak beraberliklerini sür-
dünneleri en güzeli. tki insan
birbiriyle anlaştıktan sonra,
dünya görüşleri bir olduktan
sonra, beraber gezebiürler, do-
laşabilirler."
Bir Kiirtçe cümle
ağza...
— Son olarak neler söylemek
istersin?
"Türk halluna bir mesaj ilet-
mek istiyorum. özellikle bir ba-
sın mensubu arkadaşımız şunu
söyledi: 'Leyla Zana denince bir
öcü biliyorduk.' öcü olmadığı-
mızı, sonuna kadar insancıl ol-
duğumuzu, her soruna gerçek-
ten insan haklan temelinde el
attığuıuzı, kendimizin de bir in-
san olarak varhgımızı ortaya
koyduğumuzu söylemek istiyo-
rum.
Yani orada bir Kürtçe cümle
ağza getirmişsek de kötü bir şey
söylemediğimizi, Kürt ve Türk
halkımn kardeşliğini vurguladı-
ğunızı, ama eşit koşullarda bir
kardeşlik istediğimizi söylemek
istedik. Türk halkına gerçekten
çok saygdıyız. Her ne kadar ki-
şiler, bireyler tepkilermi göster-
mişseler de biz bunun tümünü
Türk halluna mal etmiyoruz.
Türk halkımn bu düşünceyi ta-
şıdığma inanmıyoruz."
Zaman oldukça ilerlemiş. Va-
kit olsa daha da konuşacak Ley-
la Zana. Ama daha önceden bir
tamdıklanna verilmiş sözleri
var. Kapıdan çıkarken yüzü bir
daha aydınlanıyor. "Yann bu-
radaysan, gjt" diyor, "açhk
grevindeki arkadaşlan gör. Kürt
kadınlannı, gençlerini gör. On-
Lann arasından çıkıp gittim ben
Meclis'e."
Diyarbakır, gecerün derinli-
ğinde. Sabahı beklemeden HEP
II Merkezi'ne doğnı yürüyo-
nım.
ESRAKENGIZ OLAYLAR ARTTYOB
i kayıp:
Erhan MeydanSivil giyimli siyasi polis tarafından gözaltına
ahndığı iddia edilen kişilere Toraman'dan
sonra yeni bir isim daha eklendi: Erhan
Meydan. Meydan'ın 18.11.1991 günü
İstanbul Bahçelievler'de sivil ekip otosuna
bindirilip götürüldüğü ve bir daha haber
alınmadıği kaydediliyor.
tstanbnl Haber Servisi —
Her geçen gün, "kaybolanlar"
listesine yenileri ekleniyor. Yu-
suf Erişti, Hüseyin Toraman
L
yO
r. İHD tstanbul Şubesi'ne
dan sonra şimdi de Erhan başvurarak Erhan Meydan'm
bulunması için yardım isteyen
ailesi, gazetecilere şunlan söy-
Soğanlı'daki evinin önünden
sivil ekip otosuna bindirilip
gözaltına alındığını öne sürü-
Mey4an.
Avukatı Kemal Yümaz ve ai-
lesi, gencin 13 gün önce,
18.11.1991 günü gece 21.30 sı-
ralannda Istanbul Bahçelievkr
ERHAN MEYDAN — Evinin
öniinde gözaltına alındı, şu an-
da haber alınamıyor.
DERYA YILDIZ — Erhan
Meydan'm nisanlısı, "Dün Hu-
seyin Toraman, bugun Erhan
Meydan, yarın sıra kimde' di-
yor.
lediler:
"Erfesa, daha önce 5.8.1990
tarlhnMİe pobs tarafından göi-
attına alındı. Savcılıkça totnk-
buup cezaevine komüdu. Hak-
kuda TCK'mn 142/1 ve 6.
maddeye aykınlıktan dava
açıMı. Şimdi, ne oldognna bi-
le Bftlify
1
*" apar topar göz-
altına aMüar. Yaşamından en-
dişe ediyonız."
Avukat Kemal Yümaz ise
Erhan Meydan'm daha önce
siyasi bir suçtan yargılanmış
olması nedeniyle siyasi polis
tarafından "hazır suçlo" diye
görüldüğünü öne sürerek T o -
Us, bn tir aygnlama ve yön-
temlere bflufU olarak ba$vw-
maktadır. Bnannla toplmm
İçinde bir snçaırak pdkozu ya-
ratmaya ve cinayederme nygun
zemin yaratmaya çalıamakta-
dıriar. E» baaVmbumda saj ele
geçirme olanaklan olmasına
karşın 'eski teröristlerden bil-
mem kim ölü ele geçti' diyerek
tepkileri zayıflatmaya çalış-
maktadır" diye konuştu.
Erhan Meydan'm nisanlısı
DeryalâMızise^DüHiueyn
Toramaa bngnn Erhan Mey-
dan. Yann a n Idmde? 13 gün-
dttr pofis tanfından gdzaltma
ahndHjımahaBesakmleritara-
fından dofndanan Erhan'ın
akjbeti befii degfl. DGM, göz-
an •nesnae an geçnuyor. na-
bannın başvnnısa yanıtnz
kaMı" dedi.
Ailesi ise seçim meydanla-
nnda propaganda malzemesi
olarak kullarulan "Karakol
dnvarfaumı camdan yapaca-
fu", "İMan hakbnna saygıiı
olacagız" sözlerinin havada
kaldığını belirterek Erhan
Meydan'm nerede olduğunu ve
neden gözaltına alındığınm
açıklanması gerektiğini söyle-
diler.
PoKtika ekip işiL e y l a Zana Kuzey Irak'ta sağlıklı bir
politika yürütülmüyor. Bir bakıyoruz bir
lider Amerika'da, bir bakıyoruz Türkiye'de.
Oysa bunu bir ekip yapmah. Bir kısım
'otonomi' diyor, bir kısım 'yok, ben
bağımsızhk istiyorum' diyor.
Leyla Zana'nın Irak'taki
Kürtler üzerine düşünceleri
şöyle:
"Kuzey Irak yıllann bir
yarası. Kuzey Irak'taki lider
arkadaşlanmızı çok yetersiz
görüyonız. Gerçekten
Ûderlerimiz bugune dek
sağlıklı bir politika
izleseydiler oradaki parça
şimdi çoktan özgürleşmişti
inancım taşıyonız.
Şimdi bir liderin her şeye
kanşması, yanında bir sttrü
zaran ve aksakhğı getiriyor.
Dünyaya bakıyoruz bir de
kendi halkımıza ve
liderlerimize... Eğer
özgürleşmek istiyorsak
sağlıklı bir politika izlememiz
lazım. Sağlıklı politikayı da
kişi tek başına yürütemez.
Ekip isidir, parti işidir.
Maalesef bugün bakıyoruz
Kuzey Irak'ta bu mevcut
değil. Bir bakıyoruz bir
liderimiz Amerika'da, bir
bakıyonız Türkiye'de. Oysa
bunu bir ekip yapmah. Hangi
konu hakkında görüş
alışverişi yapılacaksa o ekibin
gidip bunu halletmesi gerekir.
Ikincisi halka hiçbir şey
verümemiş. Belli dönemlerde
savaş kızışıyor, belli
dönemlerde bir bakjyorsunuz
kökten susturuluyor.
Süreklilik yok. Ne
istediklerini kendileri de
bilmiyorlar. Bir kısmı
otonomi diyor, bir kısmı
bugün kalkmış 'yok ben
devletleşme, bağımsızhk
istiyorum' diyor. Burda bir
netleşme yok. Bu netleşme
olsaydı bu acılar çoktan son
bulmuştu."
KÜRT KADEVLARI ÜZERtNE
Kadın daha cesurLeyla Zana, kendisinin de
parçası olduğu Kürt kadınları
için şöyle konuşuyor:
"Kürt kadınlannda büyük biı
değişim var. Şimdi Kürt
halkımn kişilik sorunu vardır.
Sağlıklı bir kişiliğe sahip
olamamışız hiçbir dönemde.
1984'ten sonra bu kişilik
biraz belirginleşmeye başladı.
En büyük sorunumuz
kimliğimizin olmayışı. Bu
seçimde köy köy dolaştık.
Gittiğimiz her yerde kadınlar
erkeklerden çok daha cesur,
çok daha atılgan, çok daha
soru sorma yetenegine
sahiptiler. Çogu diyordu ki,
'Biz çok insan gönderdik o
Meclis'e. Ama giden her
insan kendi inkânnı
götürerek gitti, o koltuğa
oturdu. Artık öylelerini
göndermek istemiyoruz.'
Kadının durumu gerçekten
zor ülkemizde. Ama yalnız
kadının değil, erkegin de
durumu çok zor. Yani
toplum olarak
kurtulmadığımız müddetçe
kadm da erkek de zor
dunımda.
Ama özellikle Kürt kadını
çok daha ezilen bir varhk.
Bir tek kocasmdan dolayı
degil, bütün erkeklerden.
Babası, kardeşi, hatta hatta
oğlu tarafından dahi ezilen
bir varhk.
Bütün bu sorunlan
biz toplumsal soruna ve
insanlık sorununa bağhyoruz.
Bu sonın çözümıedikçe
kadının gerçek kimliğini
bulması çok güç.
Kadın da toplumun yansıdır,
gece ve gündüzü gibidir
yasaımn. Gecesiz nasıl
gündüz olmuyorsa kadınsız
erkek de düşunülemez."
Toraman'ın aflesj dün düzenledikleri basın toplantısında. Acılı aile ogullannın izini anyor. (Fotoğraf: ESAT PAL\ı
Tbraman'dan hâlâ haber yok
İstanbul Haber Merkeri —
Kocamustafapaşa'daki evinin
önünden sivil kişilerce ahnıp
Gayrettepe Siyasi Şube Müdür-
lüğü'ne götürüldüğü öne sürü-
len Hüseyin Toraman'ın (26) ai-
lesi, Ankara'da yeni hükümetin
yetkilileriyle görüşmelerine kar-
şm ogullannın nerede olduğuna
ilişküı bir sonuç alamadıklannı
sö^ledi.
Bu arada Hüseyin Tbraman-
ın ailesi, Kocamustafapaşa Çı-
nar Polis Karakolu yetkilisiyle
yaptıklan ve teybe kaydettikleri
bir telefon konuşmasında, bu
yetkiünin, Toraman'uı Gayrette-
pe Siyasi Şube'ye göturülduğü-
nü doğruladığım beUrttiler.
Yeni kurulan hükümetin yet-
kilileriyle görüşmek üzere haf-
ta başında Ankara'ya giden Hü-
seyin Toraman'ın ailesi, dün in-
san Hakları Derneği tstanbul
Şubesi'nde bir basın toplantısı
düzenledi.
"Hdseyin'in ölıisunü veya di-
risini bulana kadar arayacagım.
O yasamıyorsa benim de yaşa-
mamın bir anlanu yok" diyen
Haüce Toraman şöyle konuştu:
"tcisleri Bakanı Ismet Sezgin
ve Adalet Bakanı'yla tek tek gö-
rüştük. SHP ve DYP'nin parti
yetkilileriyle görüştUk. Bize, el-
lerinden geieni yapacaklannı
söylediler. Ama oğlumdan tam
34 gündür bir haber yok. Kim-
se bn- şey bamiyor, konusmak is-
temiyor. Artık yüreklerimiz aa-
larla, hmçlarla dolu. Şnnu an-
ladık ki, Türkiye'de devleti yö-
neten polis. Bakanlardan, mil-
lervekiBerinden ve ber şeyden
daha nstünler. Politikacılar ma-
kamlannda boşo boşuna otur-
Hüseyin Toraman'ın ailesinin
Çınar Polis Karakolu yetkilisiyle
yaptıklan telefon göruşmesinin
metni şöyle:
Ailesi — "Mahalle halkımn
söyledigine göre ogJnmnzu sivil
kisiler zorla kaçırdı. Sizin kara-
koldan ekip gelmiş ve götnren-
lere mndabale etmemiş. Biz, bu-
nnn doğrn oiup olmadıfını ve
nedenini ögrenmek istiyoruz".
Polis — "Ben siyasi şube di-
yorum sana, siyasi şubenin po-
lisleri götürdü'.
Ailesi — "Siz biiyorsunuz de-
ğil mi?"
Polis — "Tabii".
Ailesi — "Vaıandaş, (mahal-
le sakinleri) kaçıranlann sivil ol-
ması nedeniyle size telefon et-
mişler".
Polis — "Tamam".
Ailesi — "Siz de gidip çocn-
ğıın onfauın einden kurtanlması I
yönünde, etinden alınması >ö-
nünde herhangi bir islem yap-
Poüs — "Ne yapacaktık. Po-
üs alıp götürüyor. Sen gelecek-
sin, sen de poUssin, ben de po-
lisim. Bana inanmıyor musu-
nuz?"
HüseyinFıdanoğhı adlıgendailesi Çapa'dabuldu. PoMn 8. kattan attığı önesürülüyor
18 yaşında, 'kimliği meçhul' ve koıııada
İstanbul Haber Servisi — Ça-
pa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne
geçen çarşamba günü ağır yaralı
halde getirilen ve halen reani-
masyon servisinde koma halin-
de bulunan Hüseyin Fidanoglu
1
nun (18), polis tarafından 8. kat-
tan aşağı atıldığı öne suruldü.
Bekçi olduğunu söyleyen sivil
bir kişi tarafından hastaneye ge-
tırüdiği beürtilen Hüseyin Fida-
noğlu'nun hastane kayıt defte-
rine önce Ekber Gündogdu
adıyla kaydettirildiği, daha son-
ra da "kimligi meçhul" kaydı
düşüldüğü iddia edildi.
Demokrasi Mücadelesinde
Kadın Derneği'nin (DEMKAD)
de bulunduğu Aksaray Hayriye
Tüccariye Caddesi, Mesihpaşa
Mahallesi, Paşazade Sokak'taki
8 katlı Işık Apartmanı'nın da-
mından havalandırma boşluğu-
na düşen Hüseyin Fidanoğlu,
bir ambulansla hastaneye kaldı-
rıldı. Hemen ameliyata alınan
Hüseyin Fidanoğlu, daha sonra
koma halinde reanimasyon ser-
visine kaldırıldı. ölüm tehlike-
sini atlatamayan Fıdancğlu'nun
kafasmda ağır hasar olduğu, ka-
burga ve kol kemiklerinin kınk,
ciğerinin de delindiği servis dok-
torlannca belirtildi.
Olayın meydana geldigi Işık
Apartmanı'nda bulunan DEM-
KAD'ın Başkanı Güler Altınay,
avukat Zerrin San ile biriikte
Hüseyin Fıdanoğlu'nun merdi-
venlerden yukan doğnı koşarak
çıktığını gördüklerini söyledi.
Arkasından da bir resmi polis-
le, sakallı, sivil giyimli bir kişi-
nin yukan çıktıklanna tanık ol-
duklannı belirten Altınay, "tki
olay arasında bir baglantı kura-
madık. Ancak üyemiz Lütfiye
Fidanoglu'nun oglu Hüseyin'in
duştüğünıi duyduktan sonra
aradaki baglanbyı kurdnk" de-
di.
Koma halindeki gencin annesi
Lütfiye Fidanoğlu ise olayın
kendilerinden gizlenmeye çalışıl-
dığmı, kuşkulanarak hastaneleri
aradıklannda durumu öğren-
diklerini söyledi. Anne Fidanoğ-
lu ile avukatlan Fuat Erdoğan,
yaptıklan araştırmalarda Hüse-
yin'in hastaneye önce "Ekber
Gıindogdu" adıyla kaydettirildi-
ğini, sonra da "kimligi meçhul"
kaydı düşuldüğünu saptadıkla-
nnı söylediler.
Leyla
Zana'yı
ziyarete
gözaltı
İSTANBUL (ANKA) — Ye-
ni Ülke gazetesi muhabiri Gül-
ten Kısanak'ın SHP milletve-
kili Leyla Zana'yı hastanede zi-
yareti sonrası gözaltına ahndı-
ğı bildirildi. Yeni Ülke gazete-
si Genel Yaym Yönetmeni Hii-
seyin Aykol, yaptığı acıklama-
da gazetenin tstanbul Merkez
Bürosu Muhabiri Gülten Kısa-
nak'ın önceki gün saat 17.00
sıralannda Yeşilyurt'ta gözal-
tına alındığını kaydetti. AykoL
Gülten Kısanak'ın SHP Diyar-
bakır Milletvekili Leyla Zana-
yı tedavi görmekte olduğu Ye.-
şilyun Interinational Hospital
Hastanesi'nde ziyarete gittigi-"
ni belirtti. Aykol, açıklamasın-
da Gülten Kısanak'ın derhal,
sahverümesini isteyerek "Blr
nünetveknini hastanede ziyaret-
etmek ne zamandan beri suç
olmuştnr?" dedi.
FATOŞ GÜNEY
Güney'i ':
geç de olsa
hatıriadı'
Kültur Servisi — Güney*
Productions'dan yapılan yazıh
açıklamada, "10 yıl boyunca'
ffimleri ve khaplan yasaklana-
rak ve 105 filmi imha edilerek
Türkiye sinema ve yazra tart-
hinden silinmeye çauşdan \ii-
maz Güney'i Türkiye Yazarlar
Sendikası'nın geç de olsa ha<
tarfaunasının olumlu oldugn"'
belirtildi.
Fatoş Güney, Nnr Sürer ve
Halil Ergün imzaiı açıklama-
da, eylül 1991'de "Sürgün Dö-
nüşü Yümaz Güney Yeniden
HaUuyla" adlı fılm gösterimi
kampanyasının o günlerde
TYS tarafından "Türkive'nin
güncd durumu elverisB olma-
dıgı gerekçesiyle" reddedildiği'
vurgulandı.
Açıklamada şöyle denildh
"Ancak tüm bu toplantılan-
mızda, Güney'i anlaürken
Tnrkiye'deki çeşitli halklann
ve knltiirlerin zengin büeşi-
minden ötürii onun kendisini
Turldycü bir sanatçı saydıgı ol-'
gnsuna gösterdiğimiz dikkatin,'
Sayıa Demirtaş Ceyhnn tara-
fından yanus yonunlandıgını
nzüntüyleidedik".
ADANA -:i
J I *
Hemşireye '
işkence
raporla
belgeli ;
UFUKTEKİN ~ .
ADANA — Emniyet Mü-
dürluğü'nde gözaltındayken
"dnsel işkence" gördüğü belir-
lenen hemşire Mediha Cnra-
baz'a Adana Doğumevi Hasta-
nesi'nden verilen "kızlık zarm-
da yırtık saptanmışür" rapo-
rundan başka Adli Tıp Kuru-
mu'nca da "kollannda sıynk,
yaralar tespit edilınistir" diye
rapor verildiği ortaya çıktı.
işkence savını "çamnr
atmak" olarak değerlendiren
Adana Emniyet Müdürü Me-
te Altan'm, "Örgüt üyesi" di-
ye suçladığı hemşire Curabaz
hakkmda, bir hafta önce Ma-
latya DGM tarafından "örgüt
üyesi olmadıgı anlaşılmıştır"
diye karar venldi.
însan Haklan Demeği Ada-
na Şube Başkanı Ali Aydoğan, <
Adana Emniyet Müdürü Al-
tan'm "cinsel işkence"yle ilgili
sözlerinin, ortaya çıkartılan ra-
porlarla çeliştiğini beürterek,'
"olayı yalanlamak degil, araş-
tınp varsa suçtuyu cezalandnr-
mak gereldrdi" dedi. '. i
Ç.Ü. Tıp Fakültesi î
Hastanesi'nde görevli hemşire
Mediha Curabaz'a, Adana.
Emniyet Müdürlüp'nde sor-
gulandığı 15-20 ağustos 1991
tarihleri arasında işkence ya.- •
pıldığı yolundaki haberimize*
yönelik tepkiler süruyor. însan
Haklan Adana Şubesi'nde bir
basın toplantısı düzenleyen;
başkan Ali Aydoğan, Mediha'
Curabaz'a yapıldığı beürtilen'
işkencenin yargı karanyla da.
kesinleştiriknesi ve sorulan;
hakkında dava açılması için;
tçişleri ve Adalet bakanlıklan- •
na dilekçelerin gönderildiğini.
bildirdi. Aydoğan, diğer kiflel
örgütleri tarafından da takip*
edilen "cinsel işkence" olayı;
konusunda Adana Emniyet'
Müdürü Mete Altan'm "çaraur"
aülıyor" şeklinde gazetelerdei
yer alan dernecinin de kendi-;
siyle çeliştiğini belirterek sövv
le konuştu: "Ortada bir rapof;
var. Müdürün yapması gere-'
ken bu rapor naal alınmış, ne--
den verilmiş, verenler kim, bu.
raporun verilmesine yol acan.
koşullar ve kişiler kim? Buno
araşınnalı. Kaldı ki bemşireniB
örgüt üyesi olmadıgı da yargı
karanyla belgeleniyor."