26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 70'lik delikanlıNAİM ÖRÜ TEKİRDAĞ — Ona Trakya köylüsü, çiftçisi çok kızdı. Ticaret Bakanlı- ğı döneminde buğday veya ayçiçeğine verilen taban fi- yatlardan başı çok ağndı. "Sen nasü çift- çi kökenli bakansın, köylünün haJinden anlamıyorsun" diye çok eleştirildi. Ama Trakya Yağlı Tohumlar Birliği onun döneminde gelişti. Trakyabirlik'in Şerefli'deki tesisleri onun döneminde başladı. Hsüii Başol'dan söz ediyoruz. Adalet Partisi'nden üç dönem miUetvekili seçildi 1980'e kadar. Ticaret Bakanlığı'nda bu- lundu. Bir eski "46 demokrat"ı kendisi. Tekirdağ'da DYP yoklama yaptığında Halil Baçol'un listeye gireceği pek umul- muyordu. Kendisiyle ilgıli "misyoDunu doldurdu", "Zamanı geçmiş" eleştirileri yapılıyordu. Yaşı da 70'lerdeydi. Ama ileri yaşına rağmen yılmadı.bıkmadı köy köy gezdi, örgütlerle ilişkisini hiç kesmedi ve 2. sıraya yerleşti. Tekirdağ'dan çıkan 4 DYP'li ile birlikte yeniden ver elini TBMM dedı. Başol, Demirel'in gözdelerinden sayılı- yor. Ismel Sezginler, Nahil Menteşeler, Necmettin Cevheriler, İslara Münifoğİular, Ali Şevki ErekJer, Vefa Tanırlar gibi. 1980'den sonra Terkirdağ'ı ve Hayrabo- lu'yu hiç ihmal etmediğini söyleyen Başol, "DYP'nin kuruluşuyla Trakya'da örgüt- lenme çalışmalannı siirdürdükierini ve bu- gün de bunun semeresini aldıklannı" söy- lüyor. Başol, "Ben DYP'nin iki milletvekili çı- karacağını saıuyordum. tkind sırada oMu- ğum için rahattım. Ama ANAP'ın barajı zorlayacağını bile sanmıyordum. -ANAP Tekirdağ'da barajın altında yüzde 24.5 o> aldı- SHP'>i daha şanslı görüyor- dum" diyor. Trakya'da DYP'nin başansındaki et- kenleri Başol şöyle sıralıyor: "Trakya'da vatandaşlar partilerden beklediklerini goremedikleri için Doğru Yol'da birleştiler. DYP'nin ve G«nel Baş- kan Sttleyman Demirel'in bu işin üstesin- den geleceğine inandılar. CMayın özü bu- dnr. Ikinci bir neden ise vatandaşlar son 4 yılda DYP'vi çok iyi anladılar. Çok ge- niş kitleleri kucaklayan ve sıkıntıya diişiir- meyen DYP ile onun ekonomik politikası benimsenmiş oldu." Başol, ekonomiyi çok iyi bildiklerini ileri sürerek "Bana yeniden bâkanhk görevi ve- rilirse yapanra." dıyor. HalU Başol'on Tekirdag'da listeye girecegi sanıimıyordu. Yaşı 70 oldugundan, kendisi için "misyoaunu doidurdu, zamanı geçti dcniüyordn. YURTTAŞ Yargılanırken seçildiERGÜN AKSOY DtYARBAKIR — Sedat Yurttaş, 30 yaşında. Güneydoğu'da SHP listelerinden parlamerttoya girmeyi başaran HEP kökenli miiletvekillerinden biri. Politik geçmişi diğer milletvekilleri gibi eskilere uzanmıyor. Yurttaş yedi ay önce Halkın Emek Partisi Diyarbaİcır örgütünde sekreter olarak aktif politik yaşama "merfaaba" demiş. Yurttaş, uzun yıllar inşaatlarda işcilik yapmış. Liseyi bitirdikten sonra, okumayı çözüm olarak görmediği için bu mesleğini askerliğe kadar sürdürmüş. 18 aylık askerlik yaşamı boyunca yetişme gerçeğinin okulla sağlanacağı kanısına vararak, askerlikten hemen sonra, kendi deyişiyle, "Zor koşullar altında günde sekiz saat ders çalışarak" ilk kez Universite sınavlanna hazırlanmış. Bu yoğun çalışma temposuyla Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girmeyi başarmış. Dönem kaybetmeden üniversiteyi bitirip Diyarbakır'da avukathk bürosu açmış. Sedat Yurttaş 'la evinde konuşuyoruz. Kutlama amacıyla misaflrlerin biri gidip biri geliyor. Trafik yoğun. Oturduğumuz odayla misafirlerin ağırlandığı oda arasında mekik dokuyan Yurttaş, iki tarafı da idare etmeye çalışıyor. Eşi Belgin Hanım ise aynı tempoda, hem misafirlerle hem de 5 ayhk oğlu Jiyancan'la ilgileniyor. Halkın Emek Partisi il örgütünde sekreter olarak göreve başlarken milletvekili olma gibi bir hedefînin bulunmadığını anlatan Yurttaş, "Açlık grevleri, yoğun gözaltüar, il başkanımız Vedat Aydın'ın katledilmesi ve ceoaze töreninde gelişen insanlık dışı olaylar, halkın ekonomik, özellikle de siyasâl açmazı politikayla haşır-neşir olmama neden oldu. Bir anlamda sorumluluktan kaçamadım" diyor. Vedat Aydın'ın cenaze töreninde çıkan 33 BtNtN ÜZERİNDE TERCtH — SHP Diyarbakır Milletvekili Sedat Yurttaş, HEP'li Vedat Ay- dın'ıo cenaze töreninde çıkan olaylar nedeniyle tutuksuz yargılanırken, 33 binin üzerinde tercihli oyla Uste başı Fehmi Işıklar'ı geçerek milletvekili seçildi. (Fotograf: CUMHURİYET) olaylardan ötürü halen Diyarbakır DGM'de tutuksuz olarak yargılanan Yurttaş, milletvekilliği adaylık öyküsünün nasıl geliştiğini şöyle anlatıyor: "Kısa bir sürede politikayla tam anlamıyla ilgilenmeme karşın, ekonomik, sosyal ve kişiscl bedefler açısından milletvekili olmayı hiç aklıma büe getirmiyordum. Kişisel hedefkrimin başında ise edebi>atla nğraşmak geliyordu. Öniimuzdeki günlerde bir şiir kitabım piyasaya çıkacak. Bu nedenlerden dolayı getirilen adaylık önerisini reddettim. Ancak, halkın ve partili arkadaşlann dayatması sonucu daha sonra adaylık önerisini kabul ettim ve göniillii olarak çalışma>a başiadım." Sedat Yurttaş, Dıyarbakır 1. bölgede 33 binin üzerinde tercihli oyla liste başı Fehmi Işıklar'ı geçerek 1. sırada yer aldı. Parlamentoda Kürt halkının demokratik açılıma duyduğu gereksinimi sürekli dile getireceğini kaydeden Yurttaş konuşmasını şöyle sürdüruyor: "Bölgemizde giivenli yaşama hakkının sağlanması, kontrgerilla eylemlerinin deşifre edilmesi, Türkiye'de uniter devlet adına yola çıkanlann, ekonomik, sivasal, pratik işleyiş ve yasaiar anlamında fideta iki farklı iilke yaratmış olduklarmı giındeme getireceğim. Bu lopraklardan dde edilen zenginliklerin bölge halkı için kullanılmasını sağlamaya çalışacağız. Olağanüstü Hal Yasası ve bu vasayla oluşturulan kurumların ortadan kaldınlmasını isteyecegiz. Bunlarla birlikte Kiirt halkının Tiirk halkıyla gerçek kardeşliğinin sağlanması yöniinde haklı ve meşru taleplerin karşılanmasına çalışacağız." Yurttaş, SHP'de seçim sonrasında ortaya çıkan bunalımla ilgili sorumuza ise "SHP'nin HEP adaylarına, sağlanan ittifakla listelerinden yer vermesini demokratik bir açılım olarak gorüyonım. SHP bundan sonra, bir bütun olarak seçim bildirgesindeki hedeflerini pratik anlamda sonuna kadar savunarak ortaya koymalıdır" yanıtını veriyor. Kürt sorunun demokrasi içinde çözülecefi inancında olduğunu vurgulayan Yurttaş konuşmasını şöyle noktalıyor: "Kürt halkının gerçek demokrasiye, barışa özgurlüge yakıcı bir sckilde gereksinimi vardu. Bu gereksinimİB yolu da Tiirk halkıyla, işçi sınıfıyla, eşit, özgür şartlarda geliştirilecek ilişkilerde yatıyor. Bunu sağlaraayı birinci gorev olarak görüyoruz." Avakadomücadelecisi"Bir elimiz toprakta bir elimiz ticarette" diyerek muz ve avakado üreticisi olduğunu belirten Sedat Doğan ilk iş olarak Antalyah seçmenler için Ankara'da bir danışma bürosu kuracak. Doğan, Çikita muzun ithaline kızıyor. Avakadonun Türkiye'- de yaygınlaştınlması için Mecös'te uğraş verecek. BÜLENT ECEVtT ANTALYA — Antalya 2. bölgeden DYP milletvekili seçilen Hayri Doğan, "ilk iş" olarak Ankara'da bir danışma bürosu kurmayı düşündüğünü söylüyor. Doğan, bu büroda Antalyah seçmenlerin işlerini takip ederek dertlerine çare bulacak. Asıl önemlisi de Doğan'a göre "Ankara'da işi olan sabah otogara indiğinde gidecek bir yer bulabilsin. Çünku Meclis'in açılışı öğleden sonrayı buluyor. Seçmenlerim Ankara sokaklannda perişan olmasm..." 1950 Alanya doğumlu Hayri Doğan, 1971-75 yılları arasında Adalet Partisi Gençlik Kolları başkanlığını yüriittü. 1975-79 yılları arasında Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyeliği, sonra da 1979'dan 80'e kadar il genel meclisi üyeliği yaptı. Tanm Kredi Kooperatifi nıerkez yönetiminde, TEKFEN yönetiminde görevler yaptıktan sonra Alanya'nın Öba nahiyesinin 1989 yıhndaki seçimlerde ilk belediye başkanlığı görevine seçildi. Doğan, "bir elimiz toprakta bir elimiz ticarette" diyerek muz ve avakado üreticisi olduğunu anlatıyor. Türkiye'deki muz pazanna ithal muzun (çikita) girmesıni "Müslüman pazannda salyangoz satışı" gibi gördüğünü dile getiriyor Doğan. Doğan'a göre muz ithali Türkiye'de muz üretiminin olmadığı aylarda yapılmalı. Ayrıca dünyada buyük bir pazarı olan avakado bitkisinin Türkiye'de de yaygınlaştınlması için Meclis'te uğraş vereceğini belirtiyor Doğan. "Danışma bürosu" konusunda seçmenlerine iyi bir hizmet verebileceği kanısında olduğunu belirten Doğan şöyle diyor: "2-3 kişinin görev alacağı büroda Antalya'dan gelecek vatandaşlarımız Meclis açılana kadar sokaklarda dolaşmayacak. Gelecek, çayını kahvesini içecek, işlerini görecek. Veya bize telefon açıp durumunu anlatacak ve bizler bu işlerini çözmeye gayret edeceğiz. Vatandaş Meclis'e giriyor giremiyor, polisle karşı karşıya kalıyor. Buna gerek kalmayacak. Bu büroda bilgisayar ağı da döşenmiş olacak. Tüm Antalyalılara hizmet edeceğiz. Vatandaşlarımızın bir telefonu işlerini gelmeden çözmelerine yetecek." Hayri Doğan'a "bir yıl veya iki yıl sonra erken seçim karan almmak istenirse evet der misiniz" diye, sorduğumuzda yanıtı hemen veriyor: "Ben belediye başkanlığından istifa ederek aday oldum. Yani istifa etmeyebilir, kazanamazsam tekrar belediyeme dönebilirdim. Ben bu düşüncede değilim. Sağlam bir hükümet kunnak için hemen evet derim, gerekirse istifa ederim." Hayri Doğan, belediye başkanlığı döneminde hükümetin yardımlan kesmesinin haklı cezalandınlmaktan başka bir işe yaramadığını, DYP hükümetinin böyle davranmayıp partili partisiz tüm belediyelere yasal yardımların yapılması taraftarı olduğunu dile getirdi. Tercih kurbanıEdirne DYP'den 1. sıra adayı olduğu halde seçilmeyen Ümran Akkan, ' 'Tüm arkadaşlar benim gibi partiyi düşünselerdi Edirne DYP 4-0 yapardı" dedi ve diğer adaylar gibi "tercihli oy" istemediğini söyledi. Akkan, tercih sistemi "tuzak" olarak değerlendirdi. MURAT SAVAŞ EDİRNE — Edirne DYP'den 1. sıra milletvekili adayı olduğu halde seçilemeyen Ümran Akkan, "Ben tercihli oy kurbanıyım" dedi. Ümran Akkan, 1. sıra adayı olduğu halde Edirne'de partisinin 4 milletvekili çıkarması için çalıştığını söyledi. Akkan, "Tüm arkadaşlanm benim gibi partiyi düşünselerdi Edirne DYP 4-0 yapardı" diye konuştu. DYP listesinde ikinci ve üçüncü sırada bulunan adayların tercihli oy alarak bir üst sıraya yükselmeleri sonucu milletvekili seçilemeyen Akkan her gittiği yerde partisi için çalıştığını, ancak diğer milletvekili adayı arkadaşlaruun tercihli oy istediğini söyleyerek şöyle konuştu: "Bu tercihli sistem zaten bir tuzak. Bizim adaylarımız bu tuzaga düştü. Ben partimin çıkarlannı gözeterek tercihli oy istemedim. Amacım partimin Edirne'den 4 milletvekili çıkarmasıydı." DYP Edirne örgütünü taraf tutmakla suçlayan Ümran Akkan, özelh'kle DYP Edirne merkez ilçe yönetiminin seçimlerde partiyi bir yana itip bir adayın arkasından tercihli oy istediklerini öne sürdü. Tercih oylannın sayılması için İl Seçim Kurulu'na itirazda bulunan Ümran Akkan, kendisinin hiçbir şekilde tercih oyu istemediğini de söyledi. önümüzdeki olası bir erken seçimde yeniden milletvekilliği için adaylığını koyacağını belirten Akkan, "Ben bu seçimlerde güç kazandım. Tercih istemediğim halde Edirnelilerden 9 bin tercih oyu aldım. Bu da benim sevildiğimi kanıtlar. Bir dahaki seçimlerde yine adayım. Ben hizmet için aday oldum. Yine hizmet için aday olacağım" dedi. Bu arada seçimlerden sonra mide kanaması geçirerek tedavi altına ahndığı söylenen Umran Akkan, böyle bir rahatsızlığı olmadığını açıkladı. DUJYEADA BUGUN AIİSİRMEN Küçük Adam Ne Oluyor Sana? Kazandığı ile yaşamıyor sürünüyordu. Eve eti değil, lafını bile götüremiyordu. Seçimlerden önce nabız yoklarken sordum: — Kime oy vereceksin? — ANAP'a — Neden? — Vitrinlerde her şey var abi. — Sana ne sen alabiliyor musun? — Olsun abi, vitrinlerde her şey var. Yurttaş ANAP'a da oy verebilirdi, bilmem kime de. Ama bizim garibanın hali bir âlemdi. Hiçbir şey alamıyordu, yine de vitrinlerde her şey olduğu için oy veriyordu. Sesimi çıkarmadım, kendi kendime soylendim: — Küçük adam ne oluyor sana? işsizdi, bunalmtştı. Ama sevincinden zil takıp oynuyordu. — Sosyalizm çöktü, Sovyetler bitti. Demirperde yıkıldı, Ber- lin duvarı yerle bir. Sanki işsizliğinin nedeni, yazgısının anahtarı Sovyet sis- teminde, Berlin duvannda, demirperdedeydi. — Sana ne, diye sorsanız verecek yanıtı yoktu. Yukandan birileri, bunun sevinilecek bir şey olduğunu söy- lemişlerdi. Bir zamanlar "Mahzun Prenses Süreyya'nın" yaz- gısına ağlayanlar kadar bilinçle zil taktp oynuyordu. Ses etmenin antamı yoktu. Bir şey söylesen, hemen so- racaktı: — Yoksa sen sevinmiyor musun? Omuz silkip geçtim yine de kendi kendime sordum: — Küçüm adam ne oluyor sana? Yalnız dış etkenlerle değil, kendi iç yapısı dolayısıyla, yıl- lardır "sosyalizm" diye uyguladığı akıl dışı, baskı dolu siste- mi yüzünden tuşa gelmiş bir rejimin başındaki adam ile ar- tık sahnede tek başına kalmış süper gücün yöneticisi Pax Americana'nın oğelerini oluşturup geliştirmek için Madrid1 de bir konferans toplamışlar. Gerçekte, tuşa gelen figüran, başaktör içeriği daha belli olmayan çözüm koşullannı dikte etmeye hazırlanırken "Aklınızı başınıza toplayın ha yoksa karışmam" diyor. Birazdan sıra bize gelecek ve büyük pat- ron, güçlü abi, Sam Amca, aynı şeyi Ankara'ya söyleyecek. Kurulan yeni düzendir. Herkeste bir sevinç, bir sevinç, bir sevinç. — Barış kuruluyor abi, diyor bizim gariban. — Evladım bu, tarafların karşılıklı anlaşarak oluşturdukla- rı, haklı ve kalıcı bir barış olacak gıbı gorünmüyor. — Olsun abi diyor, banş ya. — Bak bu barış, tıpkı bir zamanlar Romalıların dünyaya dikte ettirdikleri Pax Romana gibi. — Olsun abi, diyor, "Yeni Dünya Düzeni" kuruluyor. — Bak canım kardeşim, "Yeni Dünya Düzeni" dediğin te- peden sana emredılen düzen. Sen kendi yazgını kendi ak- lın, kendi sağduyunla saptayamayacaksın. Zarar yok diyor. Hem artık emperyalizm, insan hakları, ser- best piyasa düzeni ve demokrasiyi gözü gibi koruyacak. Sonra ekliyor: — İşte Ortadoğu'dan başladı bile. — Peki yavrucuğum eğer öyle ise Irak'ta "Demokrasi Cephesi" iktidara gelmeye hazırken bu ülkenin tarihinde ilk kez dincilerden Baasçılara kadar herkes demokratik bir prog- ram, insan hakları, özgür seçim ve ulusal koalisyon düşün- cesinde birleşmişken, "baş düşman", "canavar" Saddam'ı devirmekten birden neden vazgeçiverdi yeni düzenin mimarı? — Sen tutucusun abi, hiçbir şey anlamıyorsun. Artık. emperyalizm değişti. Ne denir ki buna? Yine aynı soruyu soruyorum: — Küçük adam ne oluyor sana? Küçük adama birileri bir şeyler anlatıyor, küçük adamın ka- fasına birileri bir şeyler dolduruyor — Artık emperyalizm değişti, özgüıiük ve demokrasi da- ğıtıyor dünyaya. Emperyalizm, her zaman bir şeyler vermişti, birçok şeyle- ri alırken Marksizmin iki ağababası, İngiliz emperyalizminin Hindistan'a hangi kurumları götürdüğünü, neleri değiştirdi- ğini, sömürürken hangi değerleri yerleştirdiğini uzun uzun anlatırfar. Tabii emperyalizme arka da çıkmazlar. Şimdilerde bir hal oldu. Bir zamanlar, babalannın kottuğu altından emperyalizme sövenler, parka giyip gösteriye giden- ler, hatta biraz daha şaşkınlaşıp, midesı bozulsa suçu emper- yalizmden bilenler, artık emperyalizmin demokrasi havarisi oiduğunu anlatıp, yeni düzeni savunmaya koyuldular. Dün ölçüyü bir yartdan kaçıranlar, bu defa da bu taraftan kaçırmışlar önemli değil. Ama asıl önemli olan, bu yeni entelektüel McCarticiler, emperyalizmi övmeyenlere kızıp saldınyorlar. Neredeyse suç oldu "Yaşasın emperyalizm" diye bağırmamak. Yıllar öncesine dalıyorum. Uğur Mumcu'nun 26 Ekim 1976'da yayımlanan yazısında anlattığı olayı anımsıyorum. 12 Mart döneminde, darbeden önce TRT'de boraksın ya- bancı ellerden alınıp, devtetleştirilmesini savunan Abdullah Yılmaz ve iki iş arkadaşını yargılayan o zamanki 4. Asliye Ceza Mahkemesi Yargıcı Lütfi Erdemir verdiği mahkûmiyet kara- rında şöyle diyordu: "... Boraks programı, açıkça servet düş- manlığı edebiyatı yapmaktadır. Bu edebiyat gerçekleri yan- sıtma amacının ötesinde sınıfları birbirlerine düşman etme, Amerikan aleyhtarlığı ve emperyalizmi kötüleme sonucu ola- rak belli akımlara hizmet sakıncası dogurmaktadır..." Bir zamanların 12 Mart yargıçlannın mahkûm ettiği emper- yalizmi kötüleme, bugün entelektüel, sözde solcu yeni Mc- Carticiler'in suçlama öğesi haiine geldi. Ne günlere kaldık... cluru turizm TATİLE DURU İLE GİDİLİR.! • İNDİRİMLİ FİYATLAR • ÜCRETSİZ ULAŞIM VE ÜSTÜN DURU HİZMETİ BÖLGE ABANT BOLU SAPANCA YALOVA BURSA ULUDAG SILIVRI TeStSLEB ABANT PALACE TUR8AN ABANT OTEU ABANT KÖŞKU KORU OTEL SAPANCA OTEU TURBAN TERMAL OTEL KERVANSARAY TERMAL GRAND YAZICI BUYUK OTEL KLASSIS OTEL T.P T.P Y.P T.P YP Y.P T.P T.P CJ< Cumt'dtn Ptztft 650.000 410.000 595.000 260.000 510.000 290.000 385.000 350.000 300.000 491.500 r Ptztti 875.000 635.000 820.000 390.000 750.000 400.000 575.000 525.000 450.000 634.000 ULAŞIM: Gıdiş-Dönüş Ucreti: 80.000 ÇocuUar: 40.000 Ptzatdtn 740.000 495.000 720.000 500.000 635.000 485.000 660.000 700.000 600.000 786.400 UCRETSIZ a ÛCRETSIZ ULAŞIM yalnızca HaHa tçı (Pazar-Perş ) gezienmoOe geçortKM uju sSpa rP: Kattalu ,e akşam ymeUen TP: Kahmiı, âjfc akşrn yemtkHr, O.K: 0 * . Kaftvatt \ •«*•»£* B Abınt ve Siptnci fyailan pazar'tian-perşanbe'ye yarım panayon'dur • Abart • 8o4u • Sapıncı yüelenne ntopltn dxr botgelere ise f Dilerseniz Mopltn veya 303 otobijStenmtzle j^ası/n sağ^ıtr V. TAKStTLE. § BoluKonıOtelftatsscnbgezlermzüeucresz AbantgeZ'SiOuzenlemr KADtKÖY: 3454710 (6Hat) BAKIRKOY: 5701362 BURSA: (24) 24344243 •HAR8İYE: 13190 00(11 hat) •ANKARA: (4) 134 « 44-45 • İ2MT:(21) 123628 t«ytw| PANGALTI :1314724 IZMR:(J1)41S980 HERSİN: (74)12120 ÜMRAN AKKAN — "Partimin çıkarlannı gözettim." (Foto|ra ERDOĞAN ALKAN TÜYAP Kitap Fuan'nda "KÖR OLDUM VEYSEL OLDUM" romanını ve şiir kitap- larını imzalıyor. Tarih: 3 Kasım Pazar (bugün) Saat: 13.00-18.00 Yer: Yayınları standı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle