Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
70'lik delikanlıNAİM ÖRÜ
TEKİRDAĞ — Ona
Trakya köylüsü, çiftçisi
çok kızdı. Ticaret Bakanlı-
ğı döneminde buğday veya
ayçiçeğine verilen taban fi-
yatlardan başı çok ağndı. "Sen nasü çift-
çi kökenli bakansın, köylünün haJinden
anlamıyorsun" diye çok eleştirildi.
Ama Trakya Yağlı Tohumlar Birliği
onun döneminde gelişti. Trakyabirlik'in
Şerefli'deki tesisleri onun döneminde
başladı.
Hsüii Başol'dan söz ediyoruz. Adalet
Partisi'nden üç dönem miUetvekili seçildi
1980'e kadar. Ticaret Bakanlığı'nda bu-
lundu. Bir eski "46 demokrat"ı kendisi.
Tekirdağ'da DYP yoklama yaptığında
Halil Baçol'un listeye gireceği pek umul-
muyordu. Kendisiyle ilgıli "misyoDunu
doldurdu", "Zamanı geçmiş" eleştirileri
yapılıyordu. Yaşı da 70'lerdeydi. Ama ileri
yaşına rağmen yılmadı.bıkmadı köy köy
gezdi, örgütlerle ilişkisini hiç kesmedi ve
2. sıraya yerleşti. Tekirdağ'dan çıkan 4
DYP'li ile birlikte yeniden ver elini TBMM
dedı.
Başol, Demirel'in gözdelerinden sayılı-
yor. Ismel Sezginler, Nahil Menteşeler,
Necmettin Cevheriler, İslara Münifoğİular,
Ali Şevki ErekJer, Vefa Tanırlar gibi.
1980'den sonra Terkirdağ'ı ve Hayrabo-
lu'yu hiç ihmal etmediğini söyleyen Başol,
"DYP'nin kuruluşuyla Trakya'da örgüt-
lenme çalışmalannı siirdürdükierini ve bu-
gün de bunun semeresini aldıklannı" söy-
lüyor.
Başol, "Ben DYP'nin iki milletvekili çı-
karacağını saıuyordum. tkind sırada oMu-
ğum için rahattım. Ama ANAP'ın barajı
zorlayacağını bile sanmıyordum. -ANAP
Tekirdağ'da barajın altında yüzde 24.5 o>
aldı- SHP'>i daha şanslı görüyor-
dum" diyor.
Trakya'da DYP'nin başansındaki et-
kenleri Başol şöyle sıralıyor:
"Trakya'da vatandaşlar partilerden
beklediklerini goremedikleri için Doğru
Yol'da birleştiler. DYP'nin ve G«nel Baş-
kan Sttleyman Demirel'in bu işin üstesin-
den geleceğine inandılar. CMayın özü bu-
dnr. Ikinci bir neden ise vatandaşlar son
4 yılda DYP'vi çok iyi anladılar. Çok ge-
niş kitleleri kucaklayan ve sıkıntıya diişiir-
meyen DYP ile onun ekonomik politikası
benimsenmiş oldu."
Başol, ekonomiyi çok iyi bildiklerini ileri
sürerek "Bana yeniden bâkanhk görevi ve-
rilirse yapanra." dıyor.
HalU Başol'on
Tekirdag'da
listeye girecegi
sanıimıyordu.
Yaşı 70
oldugundan,
kendisi için
"misyoaunu
doidurdu,
zamanı geçti
dcniüyordn.
YURTTAŞ Yargılanırken seçildiERGÜN AKSOY
DtYARBAKIR — Sedat
Yurttaş, 30 yaşında.
Güneydoğu'da SHP
listelerinden parlamerttoya
girmeyi başaran HEP kökenli
miiletvekillerinden biri. Politik geçmişi diğer
milletvekilleri gibi eskilere uzanmıyor.
Yurttaş yedi ay önce Halkın Emek Partisi
Diyarbaİcır örgütünde sekreter olarak aktif
politik yaşama "merfaaba" demiş.
Yurttaş, uzun yıllar inşaatlarda işcilik
yapmış. Liseyi bitirdikten sonra, okumayı
çözüm olarak görmediği için bu mesleğini
askerliğe kadar sürdürmüş. 18 aylık askerlik
yaşamı boyunca yetişme gerçeğinin okulla
sağlanacağı kanısına vararak, askerlikten
hemen sonra, kendi deyişiyle, "Zor
koşullar altında günde sekiz saat ders
çalışarak" ilk kez Universite sınavlanna
hazırlanmış. Bu yoğun çalışma temposuyla
Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne
girmeyi başarmış. Dönem kaybetmeden
üniversiteyi bitirip Diyarbakır'da avukathk
bürosu açmış.
Sedat Yurttaş 'la evinde konuşuyoruz.
Kutlama amacıyla misaflrlerin biri gidip biri
geliyor. Trafik yoğun. Oturduğumuz odayla
misafirlerin ağırlandığı oda arasında mekik
dokuyan Yurttaş, iki tarafı da idare etmeye
çalışıyor. Eşi Belgin Hanım ise aynı
tempoda, hem misafirlerle hem de 5 ayhk
oğlu Jiyancan'la ilgileniyor.
Halkın Emek Partisi il örgütünde sekreter
olarak göreve başlarken milletvekili olma
gibi bir hedefînin bulunmadığını anlatan
Yurttaş, "Açlık grevleri, yoğun gözaltüar, il
başkanımız Vedat Aydın'ın katledilmesi ve
ceoaze töreninde gelişen insanlık dışı olaylar,
halkın ekonomik, özellikle de siyasâl açmazı
politikayla haşır-neşir olmama neden oldu.
Bir anlamda sorumluluktan kaçamadım"
diyor.
Vedat Aydın'ın cenaze töreninde çıkan
33 BtNtN ÜZERİNDE TERCtH — SHP Diyarbakır Milletvekili Sedat Yurttaş, HEP'li Vedat Ay-
dın'ıo cenaze töreninde çıkan olaylar nedeniyle tutuksuz yargılanırken, 33 binin üzerinde tercihli
oyla Uste başı Fehmi Işıklar'ı geçerek milletvekili seçildi. (Fotograf: CUMHURİYET)
olaylardan ötürü halen Diyarbakır DGM'de
tutuksuz olarak yargılanan Yurttaş,
milletvekilliği adaylık öyküsünün nasıl
geliştiğini şöyle anlatıyor:
"Kısa bir sürede politikayla tam anlamıyla
ilgilenmeme karşın, ekonomik, sosyal ve
kişiscl bedefler açısından milletvekili olmayı
hiç aklıma büe getirmiyordum. Kişisel
hedefkrimin başında ise edebi>atla
nğraşmak geliyordu. Öniimuzdeki günlerde
bir şiir kitabım piyasaya çıkacak. Bu
nedenlerden dolayı getirilen adaylık önerisini
reddettim. Ancak, halkın ve partili
arkadaşlann dayatması sonucu daha sonra
adaylık önerisini kabul ettim ve göniillii
olarak çalışma>a başiadım."
Sedat Yurttaş, Dıyarbakır 1. bölgede 33
binin üzerinde tercihli oyla liste başı Fehmi
Işıklar'ı geçerek 1. sırada yer aldı.
Parlamentoda Kürt halkının demokratik
açılıma duyduğu gereksinimi sürekli dile
getireceğini kaydeden Yurttaş konuşmasını
şöyle sürdüruyor:
"Bölgemizde giivenli yaşama hakkının
sağlanması, kontrgerilla eylemlerinin deşifre
edilmesi, Türkiye'de uniter devlet adına yola
çıkanlann, ekonomik, sivasal, pratik işleyiş
ve yasaiar anlamında fideta iki farklı iilke
yaratmış olduklarmı giındeme getireceğim.
Bu lopraklardan dde edilen zenginliklerin
bölge halkı için kullanılmasını sağlamaya
çalışacağız. Olağanüstü Hal Yasası ve bu
vasayla oluşturulan kurumların ortadan
kaldınlmasını isteyecegiz. Bunlarla birlikte
Kiirt halkının Tiirk halkıyla gerçek
kardeşliğinin sağlanması yöniinde haklı ve
meşru taleplerin karşılanmasına çalışacağız."
Yurttaş, SHP'de seçim sonrasında ortaya
çıkan bunalımla ilgili sorumuza ise
"SHP'nin HEP adaylarına, sağlanan
ittifakla listelerinden yer vermesini
demokratik bir açılım olarak gorüyonım.
SHP bundan sonra, bir bütun olarak seçim
bildirgesindeki hedeflerini pratik anlamda
sonuna kadar savunarak ortaya koymalıdır"
yanıtını veriyor.
Kürt sorunun demokrasi içinde çözülecefi
inancında olduğunu vurgulayan Yurttaş
konuşmasını şöyle noktalıyor:
"Kürt halkının gerçek demokrasiye, barışa
özgurlüge yakıcı bir sckilde gereksinimi
vardu. Bu gereksinimİB yolu da Tiirk
halkıyla, işçi sınıfıyla, eşit, özgür şartlarda
geliştirilecek ilişkilerde yatıyor. Bunu
sağlaraayı birinci gorev olarak görüyoruz."
Avakadomücadelecisi"Bir elimiz toprakta bir elimiz ticarette"
diyerek muz ve avakado üreticisi olduğunu
belirten Sedat Doğan ilk iş olarak Antalyah
seçmenler için Ankara'da bir danışma
bürosu kuracak.
Doğan, Çikita muzun ithaline kızıyor. Avakadonun Türkiye'-
de yaygınlaştınlması için Mecös'te uğraş verecek.
BÜLENT ECEVtT
ANTALYA
— Antalya 2.
bölgeden
DYP
milletvekili
seçilen Hayri Doğan, "ilk iş"
olarak Ankara'da bir
danışma bürosu kurmayı
düşündüğünü söylüyor.
Doğan, bu büroda Antalyah
seçmenlerin işlerini takip
ederek dertlerine çare
bulacak. Asıl önemlisi de
Doğan'a göre "Ankara'da işi
olan sabah otogara indiğinde
gidecek bir yer bulabilsin.
Çünku Meclis'in açılışı
öğleden sonrayı buluyor.
Seçmenlerim Ankara
sokaklannda perişan
olmasm..."
1950 Alanya doğumlu Hayri
Doğan, 1971-75 yılları
arasında Adalet Partisi
Gençlik Kolları başkanlığını
yüriittü. 1975-79 yılları
arasında Türkiye Ziraat
Odaları Birliği Yönetim
Kurulu üyeliği, sonra da
1979'dan 80'e kadar il genel
meclisi üyeliği yaptı. Tanm
Kredi Kooperatifi nıerkez
yönetiminde, TEKFEN
yönetiminde görevler
yaptıktan sonra Alanya'nın
Öba nahiyesinin 1989
yıhndaki seçimlerde ilk
belediye başkanlığı görevine
seçildi.
Doğan, "bir elimiz toprakta
bir elimiz ticarette" diyerek
muz ve avakado üreticisi
olduğunu anlatıyor.
Türkiye'deki muz pazanna
ithal muzun (çikita) girmesıni
"Müslüman pazannda
salyangoz satışı" gibi
gördüğünü dile getiriyor
Doğan. Doğan'a göre muz
ithali Türkiye'de muz
üretiminin olmadığı aylarda
yapılmalı. Ayrıca dünyada
buyük bir pazarı olan
avakado bitkisinin Türkiye'de
de yaygınlaştınlması için
Meclis'te uğraş vereceğini
belirtiyor Doğan.
"Danışma bürosu"
konusunda seçmenlerine iyi
bir hizmet verebileceği
kanısında olduğunu belirten
Doğan şöyle diyor:
"2-3 kişinin görev alacağı
büroda Antalya'dan gelecek
vatandaşlarımız Meclis
açılana kadar sokaklarda
dolaşmayacak. Gelecek,
çayını kahvesini içecek,
işlerini görecek. Veya bize
telefon açıp durumunu
anlatacak ve bizler bu işlerini
çözmeye gayret edeceğiz.
Vatandaş Meclis'e giriyor
giremiyor, polisle karşı
karşıya kalıyor. Buna gerek
kalmayacak. Bu büroda
bilgisayar ağı da döşenmiş
olacak. Tüm Antalyalılara
hizmet edeceğiz.
Vatandaşlarımızın bir
telefonu işlerini gelmeden
çözmelerine yetecek."
Hayri Doğan'a "bir yıl veya
iki yıl sonra erken seçim
karan almmak istenirse evet
der misiniz" diye,
sorduğumuzda yanıtı hemen
veriyor:
"Ben belediye başkanlığından
istifa ederek aday oldum.
Yani istifa etmeyebilir,
kazanamazsam tekrar
belediyeme dönebilirdim. Ben
bu düşüncede değilim.
Sağlam bir hükümet kunnak
için hemen evet derim,
gerekirse istifa ederim."
Hayri Doğan, belediye
başkanlığı döneminde
hükümetin yardımlan
kesmesinin haklı
cezalandınlmaktan başka bir
işe yaramadığını, DYP
hükümetinin böyle
davranmayıp partili partisiz
tüm belediyelere yasal
yardımların yapılması
taraftarı olduğunu dile
getirdi.
Tercih kurbanıEdirne DYP'den 1. sıra adayı olduğu halde seçilmeyen Ümran Akkan,
' 'Tüm arkadaşlar benim gibi partiyi düşünselerdi Edirne DYP 4-0
yapardı" dedi ve diğer adaylar gibi "tercihli oy" istemediğini söyledi.
Akkan, tercih sistemi "tuzak" olarak değerlendirdi.
MURAT SAVAŞ
EDİRNE — Edirne
DYP'den 1. sıra
milletvekili adayı
olduğu halde
seçilemeyen Ümran
Akkan, "Ben tercihli oy kurbanıyım" dedi.
Ümran Akkan, 1. sıra adayı olduğu halde
Edirne'de partisinin 4 milletvekili çıkarması
için çalıştığını söyledi.
Akkan, "Tüm arkadaşlanm benim gibi
partiyi düşünselerdi Edirne DYP 4-0
yapardı" diye konuştu.
DYP listesinde ikinci ve üçüncü sırada
bulunan adayların tercihli oy alarak bir üst
sıraya yükselmeleri sonucu milletvekili
seçilemeyen Akkan her gittiği yerde partisi
için çalıştığını, ancak diğer milletvekili adayı
arkadaşlaruun tercihli oy istediğini
söyleyerek şöyle konuştu: "Bu tercihli sistem
zaten bir tuzak. Bizim adaylarımız bu
tuzaga düştü. Ben partimin çıkarlannı
gözeterek tercihli oy istemedim. Amacım
partimin Edirne'den 4 milletvekili
çıkarmasıydı."
DYP Edirne örgütünü taraf tutmakla
suçlayan Ümran Akkan, özelh'kle DYP
Edirne merkez ilçe yönetiminin seçimlerde
partiyi bir yana itip bir adayın arkasından
tercihli oy istediklerini öne sürdü. Tercih
oylannın sayılması için İl Seçim Kurulu'na
itirazda bulunan Ümran Akkan, kendisinin
hiçbir şekilde tercih oyu istemediğini de
söyledi.
önümüzdeki olası bir erken seçimde yeniden
milletvekilliği için adaylığını koyacağını
belirten Akkan, "Ben bu seçimlerde güç
kazandım. Tercih istemediğim halde
Edirnelilerden 9 bin tercih oyu aldım. Bu da
benim sevildiğimi kanıtlar. Bir dahaki
seçimlerde yine adayım. Ben hizmet için
aday oldum. Yine hizmet için aday
olacağım" dedi.
Bu arada seçimlerden sonra mide kanaması
geçirerek tedavi altına ahndığı söylenen
Umran Akkan, böyle bir rahatsızlığı
olmadığını açıkladı.
DUJYEADA BUGUN
AIİSİRMEN
Küçük Adam Ne Oluyor
Sana?
Kazandığı ile yaşamıyor sürünüyordu. Eve eti değil, lafını
bile götüremiyordu. Seçimlerden önce nabız yoklarken
sordum:
— Kime oy vereceksin?
— ANAP'a
— Neden?
— Vitrinlerde her şey var abi.
— Sana ne sen alabiliyor musun?
— Olsun abi, vitrinlerde her şey var.
Yurttaş ANAP'a da oy verebilirdi, bilmem kime de. Ama
bizim garibanın hali bir âlemdi. Hiçbir şey alamıyordu, yine
de vitrinlerde her şey olduğu için oy veriyordu.
Sesimi çıkarmadım, kendi kendime soylendim:
— Küçük adam ne oluyor sana?
işsizdi, bunalmtştı. Ama sevincinden zil takıp oynuyordu.
— Sosyalizm çöktü, Sovyetler bitti. Demirperde yıkıldı, Ber-
lin duvarı yerle bir.
Sanki işsizliğinin nedeni, yazgısının anahtarı Sovyet sis-
teminde, Berlin duvannda, demirperdedeydi.
— Sana ne, diye sorsanız verecek yanıtı yoktu.
Yukandan birileri, bunun sevinilecek bir şey olduğunu söy-
lemişlerdi. Bir zamanlar "Mahzun Prenses Süreyya'nın" yaz-
gısına ağlayanlar kadar bilinçle zil taktp oynuyordu.
Ses etmenin antamı yoktu. Bir şey söylesen, hemen so-
racaktı:
— Yoksa sen sevinmiyor musun?
Omuz silkip geçtim yine de kendi kendime sordum:
— Küçüm adam ne oluyor sana?
Yalnız dış etkenlerle değil, kendi iç yapısı dolayısıyla, yıl-
lardır "sosyalizm" diye uyguladığı akıl dışı, baskı dolu siste-
mi yüzünden tuşa gelmiş bir rejimin başındaki adam ile ar-
tık sahnede tek başına kalmış süper gücün yöneticisi Pax
Americana'nın oğelerini oluşturup geliştirmek için Madrid1
de bir konferans toplamışlar. Gerçekte, tuşa gelen figüran,
başaktör içeriği daha belli olmayan çözüm koşullannı dikte
etmeye hazırlanırken "Aklınızı başınıza toplayın ha yoksa
karışmam" diyor. Birazdan sıra bize gelecek ve büyük pat-
ron, güçlü abi, Sam Amca, aynı şeyi Ankara'ya söyleyecek.
Kurulan yeni düzendir.
Herkeste bir sevinç, bir sevinç, bir sevinç.
— Barış kuruluyor abi, diyor bizim gariban.
— Evladım bu, tarafların karşılıklı anlaşarak oluşturdukla-
rı, haklı ve kalıcı bir barış olacak gıbı gorünmüyor.
— Olsun abi diyor, banş ya.
— Bak bu barış, tıpkı bir zamanlar Romalıların dünyaya
dikte ettirdikleri Pax Romana gibi.
— Olsun abi, diyor, "Yeni Dünya Düzeni" kuruluyor.
— Bak canım kardeşim, "Yeni Dünya Düzeni" dediğin te-
peden sana emredılen düzen. Sen kendi yazgını kendi ak-
lın, kendi sağduyunla saptayamayacaksın.
Zarar yok diyor. Hem artık emperyalizm, insan hakları, ser-
best piyasa düzeni ve demokrasiyi gözü gibi koruyacak.
Sonra ekliyor:
— İşte Ortadoğu'dan başladı bile.
— Peki yavrucuğum eğer öyle ise Irak'ta "Demokrasi
Cephesi" iktidara gelmeye hazırken bu ülkenin tarihinde ilk
kez dincilerden Baasçılara kadar herkes demokratik bir prog-
ram, insan hakları, özgür seçim ve ulusal koalisyon düşün-
cesinde birleşmişken, "baş düşman", "canavar" Saddam'ı
devirmekten birden neden vazgeçiverdi yeni düzenin mimarı?
— Sen tutucusun abi, hiçbir şey anlamıyorsun. Artık.
emperyalizm değişti.
Ne denir ki buna?
Yine aynı soruyu soruyorum:
— Küçük adam ne oluyor sana?
Küçük adama birileri bir şeyler anlatıyor, küçük adamın ka-
fasına birileri bir şeyler dolduruyor
— Artık emperyalizm değişti, özgüıiük ve demokrasi da-
ğıtıyor dünyaya.
Emperyalizm, her zaman bir şeyler vermişti, birçok şeyle-
ri alırken Marksizmin iki ağababası, İngiliz emperyalizminin
Hindistan'a hangi kurumları götürdüğünü, neleri değiştirdi-
ğini, sömürürken hangi değerleri yerleştirdiğini uzun uzun
anlatırfar.
Tabii emperyalizme arka da çıkmazlar.
Şimdilerde bir hal oldu. Bir zamanlar, babalannın kottuğu
altından emperyalizme sövenler, parka giyip gösteriye giden-
ler, hatta biraz daha şaşkınlaşıp, midesı bozulsa suçu emper-
yalizmden bilenler, artık emperyalizmin demokrasi havarisi
oiduğunu anlatıp, yeni düzeni savunmaya koyuldular.
Dün ölçüyü bir yartdan kaçıranlar, bu defa da bu taraftan
kaçırmışlar önemli değil.
Ama asıl önemli olan, bu yeni entelektüel McCarticiler,
emperyalizmi övmeyenlere kızıp saldınyorlar. Neredeyse suç
oldu "Yaşasın emperyalizm" diye bağırmamak.
Yıllar öncesine dalıyorum. Uğur Mumcu'nun 26 Ekim
1976'da yayımlanan yazısında anlattığı olayı anımsıyorum.
12 Mart döneminde, darbeden önce TRT'de boraksın ya-
bancı ellerden alınıp, devtetleştirilmesini savunan Abdullah
Yılmaz ve iki iş arkadaşını yargılayan o zamanki 4. Asliye Ceza
Mahkemesi Yargıcı Lütfi Erdemir verdiği mahkûmiyet kara-
rında şöyle diyordu: "... Boraks programı, açıkça servet düş-
manlığı edebiyatı yapmaktadır. Bu edebiyat gerçekleri yan-
sıtma amacının ötesinde sınıfları birbirlerine düşman etme,
Amerikan aleyhtarlığı ve emperyalizmi kötüleme sonucu ola-
rak belli akımlara hizmet sakıncası dogurmaktadır..."
Bir zamanların 12 Mart yargıçlannın mahkûm ettiği emper-
yalizmi kötüleme, bugün entelektüel, sözde solcu yeni Mc-
Carticiler'in suçlama öğesi haiine geldi.
Ne günlere kaldık...
cluru turizm
TATİLE DURU İLE GİDİLİR.!
• İNDİRİMLİ FİYATLAR • ÜCRETSİZ ULAŞIM
VE ÜSTÜN DURU HİZMETİ
BÖLGE
ABANT
BOLU
SAPANCA
YALOVA
BURSA
ULUDAG
SILIVRI
TeStSLEB
ABANT PALACE
TUR8AN ABANT OTEU
ABANT KÖŞKU
KORU OTEL
SAPANCA OTEU
TURBAN TERMAL OTEL
KERVANSARAY TERMAL
GRAND YAZICI
BUYUK OTEL
KLASSIS OTEL
T.P
T.P
Y.P
T.P
YP
Y.P
T.P
T.P
CJ<
Cumt'dtn
Ptztft
650.000
410.000
595.000
260.000
510.000
290.000
385.000
350.000
300.000
491.500
r
Ptztti
875.000
635.000
820.000
390.000
750.000
400.000
575.000
525.000
450.000
634.000
ULAŞIM: Gıdiş-Dönüş Ucreti: 80.000 ÇocuUar: 40.000
Ptzatdtn
740.000
495.000
720.000
500.000
635.000
485.000
660.000
700.000
600.000
786.400
UCRETSIZ
a ÛCRETSIZ ULAŞIM yalnızca HaHa tçı (Pazar-Perş ) gezienmoOe geçortKM uju sSpa
rP: Kattalu ,e akşam ymeUen TP: Kahmiı, âjfc akşrn yemtkHr, O.K: 0 * . Kaftvatt \ •«*•»£*
B Abınt ve Siptnci fyailan pazar'tian-perşanbe'ye yarım panayon'dur
• Abart • 8o4u • Sapıncı yüelenne ntopltn dxr botgelere ise f Dilerseniz
Mopltn veya 303 otobijStenmtzle j^ası/n sağ^ıtr V. TAKStTLE.
§ BoluKonıOtelftatsscnbgezlermzüeucresz AbantgeZ'SiOuzenlemr
KADtKÖY: 3454710 (6Hat)
BAKIRKOY: 5701362
BURSA: (24) 24344243
•HAR8İYE: 13190 00(11 hat)
•ANKARA: (4) 134 « 44-45
• İ2MT:(21) 123628 t«ytw|
PANGALTI :1314724
IZMR:(J1)41S980
HERSİN: (74)12120
ÜMRAN AKKAN — "Partimin çıkarlannı gözettim." (Foto|ra
ERDOĞAN ALKAN
TÜYAP Kitap Fuan'nda "KÖR OLDUM
VEYSEL OLDUM" romanını ve şiir kitap-
larını imzalıyor.
Tarih: 3 Kasım Pazar (bugün)
Saat: 13.00-18.00
Yer: Yayınları standı