Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 KASIM 1991
MOZART GÜNLERİ
KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/9
Boğaziçi'nde Mozart'lı günler
• KUItür Servisi — Boğaziçi Üniversitesi Işletme ve
Ekonomi, Müzik, Sinema ve Sanat Kulübü'nün girişimi
ile düzenlenen "Mozart Günleri" 2-5 aralık günleri
arasında Boğaziçi Üniversitesi'nde gerçekleştirilecek.
Etkinliklerin ilk günü Evin İlyasoğlu'nun yöneteceği ve
saat 16.00'da başlayacak panele Rengim Gökmen, Filiz
Ali, Metin And ve Faruk Yener konuşmacı olarak
katüıyor. Turgut Noyan salonunda düzenlenecek panelin
ardmdan ayn yerde saat 17.30'da Metin And'ın "Mozart
Operalanndan Seçmeler" başlıklı gösterisi izlenebilir. 3
aralık salı günü Ilgın Aka ve Emre Şen Büyük Toplantı
Salonu'nda saat 16.30'da bir piyano konseri verecek. 4
aralık çarşamba günü aynı yerde klarnet, viyola ve
piyanodan oluşan trio konseri saat 16.30'da başlayacak.
5 arahk perşembe günü "Amadeus" adlı film saat
14.00"te Turgut Noyan salonunda gösterilecek. Bilkent
Oda Orkestrası'nın konseri saat 16.30'da yer alacak.
SİNEMA
'Berdel'e bir ödül daha
• tSTANBUL (AA) — Merkezi Washington'da bulunan
Nüfus Enstitüsü, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması
Vakfı'na, "Berdel" filmi nedeniyle, 1991 Global Medya
ödülü'nün verilmesini kararlaştırdı. Nüfus Enstitüsü
Başkanı Werner Fornos tarafından Türkiye Aile Sağlığı
ve Planlaması Vakfı Direktörü Yaşar Yaşer'e gönderilen
mektupta, "Berdel" adlı filmin, aile planlaması
hizmetlerinin önemini ortaya koyduğiı için ödüle değer
görülduğü bildirildi. ödülun, Ankara'da aralık ayında
düzenlenecek törenle, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması
Vakfı'na verileceği açıklandı. Öte yandan, Türkiye Aile
Sağlığı ve Planlaması Vakfı adına yapılan duyuruda,
Nüfus Enstitüsü'nün, Vehbi Koç'a da "Hayat boyu üstün
basarı ödülü" verdiği bildirildi.
SERGİ
Ozerfin resimleri
• Kiiltiir Servisi — Galeri Baraz'ın düzenlediği ve Sevin
Zorlu özen'in çalışmalanndan oluşan sergi bugün Cemal
Reşit Rey Konser Salonu'nda açılıyor. Zorlu'nun
resimlerinin klasik atolye eğitiminin kural sınırları
dışında gerçekleşen bir çalışmayı yansıttığı belirtiliyor.
özen'in CRR'de sergilenen resimlerini 14 aralık gününe
dek görebilirsiniz.
Kedilere adanan sergi
• Kultür Servisi — Uzun yıllardır Kopenhag'da yaşayan
Güner Erer'in resim sergisi bugün Nişantaşı'ndaki Hobi
Sanat Galerisi'nde açılıyor. Bu sergiyi Danimarkah
kuşlarla iyi geçinmeyi başaran üç Türk kedisine adayan
Eref, Kafkasya kökenli bir aileden geliyor. 1958 yılında
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Prof. Bedri Rahmi
Eyüboğlu Atölyesi'nden mezun oldu. Erer, lstanbul'daki
ilk sergisini 1974'te açtı. 1974-84 yılları arasında Istanbul
ve Ankara'da çeşitli kişisel ve karma sergilere katıldı.
1986 yılında Kopenhag'a yerleşen sanatçımn yapıtlan
yurtiçi ve dışındaki pek çok koleksiyon ile Bakü ve
Bratislava'daki müzelerde bulunuyor. Hobi Sanat
Gaierisi'ndeki sergi 14 aralık gününe dek açık kalacak.
Askeri müzede Atatürk sergisi
• Kültür Servisi — Türk Kadınlar Birliği ve Istanbul
şubesinin ortaklaşa düzenlediği Atatürk sergisi yann
Harbiye'deki Askeri Müze Salonu'nda açılıyor. Sergide
cumhuriyetin ilk yıllannda Türk kadınını toplumun
çeşitli kesimlerinde gösteren fotoğraflardan oluşan bir
bölüm de yer alacak. Fotoğraflar Ethem Tem, Etem
Çalışkan ve Suzan Kapsız koleksiyonlanndan derlendi.
Gazete ve albumler ise Perihan Ongan arşivinden
oluşturuldu.
TİYATRO
Ulvi Uraz ödülleri
• Kültür Servisi — 1990/91 Ulvi Uraz Tiyatro Ödülleri,
bugün saat 20.30'da ödüle değer görülen sanatçılara,
Istanbul Devlet Tiyatroları Taksim Sahnesi'nde gala
gösterimi yapılacak olan "Afife Jale" oyunu öncesi
törenle verilecek. Ödüllere bu yıl, Güngör Dilmen'in
yazdığı "Deli Dumrul" oyunundaki çalışmasından ötürü
yönetmen dalında Yücel Erten; gene aynı oyundaki
çalışmasından ötürü, oyuncu dalında Selçuk Yöntem
değer görüldüler. 25 Mayıs 1974'te yitirdiğimiz Ulvi
Uraz'ın tum tiyatro yaşamı boyunca, yerli oyun
sahneleme ve ülkemiz tiyatrosuna yeni yazar kazandırma
konusundaki özeni göz önünde bulundurularak her yıl
Istanbul'da sergilenen bir yerli oyunun yönetmerüne ve
oyuncusuna verilen Ulvi Uraz Tiyatro Ödülleri, bu yıl 15.
kez sahiplerini buluyor. Ulvi Uraz Tiyatro Ödülleri Seçici
Kurulu, Orhan Alkaya, Hayati Asılyazıcı, Haluk Şevket
Ataseven, Kemal Bekir ve Cevat Çapan'dan oluşuyor.
Özel tiyatrolara yardım
• ANKARA (ANKA) — Ankara Buyükşehir
Belediyesi'nce ozel tiyatrolara verilecek yardım için son
başvuru tarihi 6 aralık olarak belirlendi. Buyükşehir
Belediyesi Genel Sekreteri Timur Erkman
başkanlığındaki jüri tarafından belirlenecek tiyatrolara
150 milyon lira yardım yapılacak. Büyükşehir
Belediyesi'nce Ankara'da çalışma yapan amatör ve
profesonel sivil tiyatrolara, haziran 1990'da hazırlanan
yardım yönetmeliği çerçevesinde ikinci kez yardım
yapılacak. 1991 yılı içinde oyun sergilemiş amatör ve
profesyonel tüm tiyatrolar yardım için başvurabilecek.
Türkiye'de ilk kez Ankara Buyükşehir Belediyesi'nce
hazırlanan özel tiyatrolara yardım çalışmasınm
değerlendirme jürisinde Buyükşehir Belediyesi Genel
Sekreteri Timur Erkman, Belediye Kultur ve Sanat
Danışmanı Aydın Koymen, Belediye Temsilcisi Şenol
Tiryaki, DTCF öğretim Üyesi Prof. Nuran Karadağ,
Sanat Kurumu'ndan Uğur Bilge, konservatuvardan Tülay
Şenay, TOBAV'dan Tamer Levent, Devlet Tiyatroları'ndan
Tansu Aytar yer alacak.
KONGRE tLANI
ONBtRAY G.S.K. DERNEĞİ
Kongremiz 22.12.1991 pazar günü saat 11.00'de aşağıdaki ad-
reste yapüacaktır. Sayın uyelerimize duyurulur.
Adres: Paşmakçı Çayırı Cad. No: 6 Otakçılar/Eyup
Ertelenmesi halinde 29.12.1991 Pazar günu aynı yer ve saatte
yapüacaktır.
GÜNDEM:
1) Açılış ve saygı duruşu,
2) Yoklama,
3) Divan Başkanı seçimi,
4) Çalışma raporunun okunması,
5) Yeni yönetim kunılunun seçimi,
6) Kapamş.
Fatma Tülin Öztürk'ün resim sergisi bugün Urart Sanat GalerisVnde açılıyor
Bütün kadınlar 'müstesna'Fatma Tülin Öztürk
şimdi daha
"uzaktan" bakıyor
insan gövdesine.
Bununla birlikte
daha da
"renk"leniyor
resimleri. Kendisine
bir "renk iştahı"
geldiğini söylüyor
Fatma Tülin.
FATMA ORAN
Kopanlmış bir yanm ekmek,
bir kuru soğan. Filizlenmiş bir
patates. Bir kara turp. Bir şef-
taü çekirdeği. Bir ezik lâle soğa-
nı. Çaydanlık. Soba. Askıda bir
giysi. İnsan gövdesinin yakın
plan aynntıları; tensel detaylar.
Tüm bunlar yetmişli yıllardan
günümüze kadar, resmindeki
değişim sürecinin bir özetidir
Fatma Tttlin Öztürk'ün...
Resimle ilgili resmî bir eğiti-
mi yok Fatma Tülin'in; akade-
mi mezunu değil. Boğaziçi Üni-
versitesi'nin Dilbilim Bölümü-
nü bitirmiş. 83'ten beri de Fın-
dıklı Güzel Sanatlar Akademi-
si'nde tngüizce dersi veriyor.
En iyi eğitimin 'görmek' ol-
duğunu söyleyen Fatma Tüün,
kendini yetersiz bulduğu bir dö-
nem Neşet Giinal atölyesinde
desen çalışmış, bir dönem de
özer Kabaş'tan ders almış...
Sergiye fazla resim koymayı
sevmiyor. Sergi, bir 'show' çün-
kü Fatma Tülin'e göre; "Ben
banlan yaptım" meselesi değil.
Son sergisinin üzerinden iki
buçuk yıl geçen Fatma Tülin'in
resimleri bambaşka bir değişim
sürecini yaşıyor şirndi. Zaten
hep öyle değil miydi? Istanbul-
da açtığı bir sergiyi Ankara'da
yinelemekten bile kaçınırdı Fat-
ma Tülin. Her sergisi bir *yeni-
Bk'ti...
NecatigU'in "Bazı şürler, ya-
zılmak için bazı yaşlan bekler"
dizesini hatırlatıyorum Fatma
Tülin'e "Resimde de söz konu-
so olur mu bu" diye soruyorurn
sonra. "Sizin resünleriniz için
özdlikie?"
"Mutlaka" diyor, "zaman
içinde kisilik olarak bir yol alı-
yorsanız, bu resminize de mut-
laka yansıyon daha biMnçteni-
M AYIS RENGt BİR GÖV DE — Butun kadınları "müstesna" Fatma Tülin'in. Göğiin mavisinden çaldıgı bir kalça kıvnmı. Portakalın
sarısından suzduğu bir boyun. Mayıs rengi bir gövde. Bir kadının erguvan rengi karanlıgı. (Fotograf: İBRAHİM GÜNEL)
yorsnnoz. Malzemelerinize ka-
dar her şey degişiyor,renklerde
tabü."
öyle ya Fatma Tülin'in bir
dönemi Monochrome'du nere-
deyse: Tek renkliydi ya da renk-
ler hiç yoktu. Yakın plan tensel
detaylarla uğraştığı dönemdi bu.
Sonra bir dönem gene çok renkli
bir sergisi olmuştu.
Resimlerini devamlı bir sorgu-
larrta, bir hesaplaşma içinden
geçiren Fatma Tülin, şimdi da-
ha 'uzaktan' bakıyor insan göv-
desine ve bununla birlikte daha
da "renk'leniyor resimleri; ama
kendiliğinden gelişen bir renk-
lenme bu. "Belki formun iç di-
namiğini ve gerilimini yakala-
makta bir rolii oluyor rengin"
diyor; kendisine bir 'renk iştahı'
geldiğini de ekliyor sözlerine, bir
de kalın boyalarla çalışma iste-
ğinin geldiğini...
Yurtiçi ve yurtdışında kırktan
fazla karma sergiye katılan Fat-
ma Tülin'in on vedinci kişisel
sergisi bu Urart'taki. 160x260,
3x180,290x160 boyutlarmda
yağlıboya tablolardan oluşan
serginin bir adı yok. Hayır, re-
simlere de bir ad koymuyor.
Sözcüklerle resim dilini pek bağ-
dastıramadığım söylüyor, nede-
ni sorulduğunda da.
"Benim resmim anlatımcı bir
resim degil" diyor, Fatma Tülin
Öztürk. "Bir dyküsu yok; ne bü-
tünüade ne de resmierin kendi
içterinde. O baglamda 'ad koy-
mak izleyiciyi de belli bir yöne
itecek, ki istemiyorum bunu."
Resimleri yaşadıklanyla bağ-
lanulı değil. Yaşadıklannın etki-
si resimlerine yansımıyor pek.
Kendi iç gerçekliğiyle ilgili hep-
si...
Fatma Tülin'in resimlerinin
dünüyle bugunü arasında bir
durum muhasebesi yapıldığın-
da, birtakım ortak noktalar çı-
kıyor ortaya. Anlatım yollann-
dan boyalann kullanımına ka-
dar değişen çok şey var, ama
'fonn'larla olan ilişkisi hiç de-
ğişmemış. İnsan gövdesi de do-
ğal nesneler de Fatma Tülin'i
'form' olarak ilgilendiriyor. Bir
yan öğe, destekleyici bir başka
eleman yok resimlerinde. Sade-
ce form' var; dolayısıyla heyke-
le de çok yatkın. Hatta bir dö-
nem yaptığı ama sergilemediği
kadın heykelleri var. Birtakım
imkânsızlıklardan ötürü bırak-
tığı, ama sevdiği bir uğraş, hey-
kel.
Bütün kadınları 'müstesna'
Fatma Tülin'in: Göğün mavisin-
den çaldığı bir kalça kıvnmı,
portakalın sarısından süzdüğU
bir boyun, nisan değise bile ma-
yıs rengi bir gövde, kayısı tadın-
da bir göğüs. Bir kadının ergu-
van rengi karanlıgı; hani konuş-
sa, sesi sanki biraz dumanh.
Renklerin büsbütün başka kıvıl-
cımları...
Ne 'çıplak'hk ne de 'nü'lük
var Fatma Tülin'in resimlerinde.
Çıplaklık, kendisini 'oldnğu
ortaya koyar çünkü. Nü-
lük de 'seyredilmek' üzere orta-
ya konmuştur. Fatma Tülin'in
resimlerinde önemli olan ise
formdur.
Urart'ta sergilenen resimleriy-
le ayrıntıyı, ayrıntırun getirdiği
o durağanlığı da aşıyor Fatma
Tülin. Formun gerilimini yaka-
lama amacıyla renkleri ve fırça
vuruşlan daha hareketli. Bir
%tki' resmi; mekânı etkileyecek
resimler. "Resmi mekfindan
soyutlayamayız" diyen Fatma
Tülin için, resimlerinin 'mekan^
da yarattığı etki çok önemli; re-
simlerinin o mekâna söz getir-
mesi, bir de...
tnce, asın duyarlı tenin resme
geçirilisindeki yumuşaklık ve
renklerin kışkırtıcı özellikleri,
Fatma Tülin Öztürk'ün 'insan'ı
yeniden yarattığı son çalışmala-
nnın 'öz'ünü oluşturuyor...
Fatma Tülin öztürk resim sergi-
si/ Uran Sanat Galerisi/28 Jkasım
-24 aralık/ Tel 141 21 83
mM
A r n O ü l f t * V İ P > n S t f n e h r m r o 1
Strasbourg ve tstanbul kentlerinin "kardeş kent"
A n t
" ^ « ^ ÖCI1 ^ i r a S J Ü O U T g i l a n e d U m e l e r i | l i I I a r d l l l d a n i k i şenrin belediyeleri
bir dizi etkinlik gerçekleştiriyor. Şerif Gören, Fransa'nın Strasbourg kentini, bir Fransız yönet-
men de İstanbul'u konu alan birer kısa belgesel çektiler. Strasbourg'da açılan bir fotoğraf sergisi
için Ara Güler Strasbourg gorüntülerini (vukarıda), Çekoslovak sanatçı Frantisek Zvardon da
tstanbul göriintülerini yakaladı. Strasbourg Belediyesi, bütün bu etkinlikleri içerecek bir kitabm
hazırlıkları içinde.
SANAT KUUSI
Vtılar bir aradaydıGeçen hafta "a"cılar, Gaze- genç edebiyatseverlere anımsat-
teciler Cemiyeti Lokali'nde bir makta yarar vardır: 1950'lerin
araya geldiler. Kimler vardı: Fe- son döneminde çıkan "a" der-
rit Ongören, Asım Bezirci, Ad- gisinin amacı "insanm yozlaştı-
nan Ozyalçıner, Kemal Özer, nlması ve kişi özgürlüklerinin
Konur Ertop, Ercument Uçarı, baskı altında tutulmasına karşı
Erdal öz, Nurer Uğurlu, Feri- çıkmak" olarak belirlenmişti.
dun Metin, Refik Durbaş. 15 „ „ . . . .
Ocak 1956 Ue Haziran 1960 ara- a
. dergısmde çağdaş sanatın
sında 29 sayı çıkan "a" dergi- v e m
akımlanna, yeni adlanna
sine ve daha sonra, 1 Nisan ı?xk tutan yazılar da yayımlan-
1972 üe Haziran 1974 arasında ™»ü
- a
, dcrgısı kapanışın-
24 say. yayımlanan "Yeni a"ya **. [ 2
^ *>™*> M}'™* k a
;
katkıda bulunan yazarlar biraz ' « ^ günlennde "Yeni a"
anılanndan söz ettüer, biraz da adıyla yenıden yayımlanmısti.
"a"yı yeniden çıkarmanın ola- Ş ™ * bakalım, bir üçüncü
naklarmı yokladılar. Belki de "a" daha yayımlanacak mı?
Sağlar'ın ilk icraatı
Türkiye Yazarlar Sendikası, dan bir telgrafla katılıyor ve
Karaca Tiyatro'daki etkinlikle- "Hayati boyunca hak ettiği say-
rini bu hafta da Yıhnaz Güney'e gıyı gösteremediğimiz Yılmaz
ayrılan bir geceyle sürdürdü. Güney'in anısına bu geceyi dü-
Geçen pazartesi düzenlenen ge- zenleyenlere teşekkür ediyor ve
cenin en çok ilgi çeken olayla- Güney'e saygılarımı sunuyo-
rından biri de yeni Kültür Ba- rum" diyordu. Genç Kültür Ba-
kanı Fikri Sağlar tarafından kanı'nın bu "ilk icraatı", gece-
gönderilen mesajdı. Sağlar, Yıl- yi izleyenlerce alkışlarla karşı-
maz Güney gecesine Ankara'- landı.
Alman yazınmın önde gelen yazarlarından Peter Hartling:
Biz insanlar dünyayı hasta ettikSEZER DURU
Peter Hartling çağdaş Alman
yazırunın önde gelen ve çok se-
vilen yazarlarından biri. Bunu
26 kasım sah günü Atatürk Ki-
taplığı'nda yaptığı okumada
saptamak mümkündü. Salonu
dolduran çok sayıda Alman iz-
leyici, şürler okunurken gözü
kapalı diıüedi. Bir şiiri ikinci kez
okumasını bile istediler. Oku-
madan sonra kitaplannı imza-
latmak için birçok kişi kuyruk
oluşturdu.
Hartling şiir, roman, çocuk
kitabı gibi çeşitli yazın dalların-
da ürün veriyor. 1933 doğumlu
yazarın avukat olan babası 1945
yılında bir Rus esir kampuıda
ölmüş. Annesi ise bir yıl sonra
canına kjymış. Bu iki olay tüm
yasamını ve yazma sürecini et-
kilemiş. Gazetecilik, redaktör-
lük yapmış. Uzun yülar "Der
Monat" adlı yayın derg.sini çı-
kartmış. Daha sonra Fischer Ya-
yınevi'nin başına gelmiş.
1973'ten bu yana ise serbest ya-
zar olarak Frankfurt yakınların-
da yaşıyor. PEN Kulüp ve Ber-
lin Akademisi üyesi. Birçok ya-
yın ödülünün sahibi. "Bir
Kadın" adlı romanı filme
alınmış.
Çocukluk düşlerinin duyarlı-
ğı, başından geçen olaylar, gü-
nümüz gerçeğinin insan ruhun-
da yarattığı derin yıpranma, anı-
lar ve aile yaşamı yazarın ürün-
lerinde duygulu bir biçimde iş-
leniyor. Bu insancü "Homme de
"Benjamin, Anna'yı Seviyor" adh
çocuk romanı ülkemizde de
yayımlanan Hartling, PEN Kulüp
ve Berlin Akademisi üyesi. Alman
yazar, günümüz dünyasının en
büyük sorunu olarak kaynaklarm
yok edilmesini görüyor. "Sanırım
2000'li yıllarda dünyada yaşamak
büsbütün güçleşecek" diyor
Hartling.''Bir sona doğru
gitmekteyiz". Hârtling'egöre
ırkçılık bugün yalnızca Almanya'da
değil, öteki Avrupa ülkelerinde de
yaygınlaşıyor.
lettres'e soruyoruz:
— Çok üriin veren bir yazar-
smız. Sizce çağdaş ynşamda ede-
biyaün yeri nedir?
— Edebiyat yaşama katılan
bir ögedir. Yazar insanlara an-
latmak istediği şeyleri eleştirel,
meraklı, açık olarak anlatır. An-
latmahdır. Edebiyatın nörmal
dunımu da budur. Sanırım bu
durumunu sürdürecektir. Bu
eleştirel ve açık anlatma ister
Marquez tarafından, ister bir
Türk yazan tarafından ya da be-
nim tarafımdan yapılsm fark et-
mez. Oysa daha iki Uç yıl önce-
sine kadar edebiyat, sosyalist
blokta yaşayan insanlar için
ikinci bir yaşam, bir yedek ya-
şam anlamını taşıyordu. Baskı-
cı rejimlerde kendisine sığmılan
bir durumdu. Bu sona ermiştir.
Şimdi edebiyat orada salt sana-
ta dönüşebilir, ama benim seç-
tiğim yol bu değil.
— Edebiyat dünyada vaşanan
büyük degişimlere ayak uydura-
biliyor mu?
— Bugünkü dünyanın en bü-
yük sorunu kaynaklann yok
edilmesidir. Biz insanlar dünyayı
hasta ettik. Savaşlarla, havayı ve
çevreyi bitirerek. Sanınm 2000'li
yıllarda dünyada yaşamak büs-
bütün güçleşecek. Bir sona doğ-
ru gitmekteyiz.
— Bu söyledikleriniz olduk-
ça umutsuz şeyler. Oysa çocuk
romanlan da yazıyorsunuz. De-
mek ki gelecek kuşaklara ulaş-
mak istiyorsunuz...
— Evet. Umutsuzluğu taşıyo-
rum. Ama gene de yazdıklarım-
da yaklaşmakta olan bu sonu is-
temiyorum. Çocuklara bizim
yaptığrrruz hatalan yapmamala-
nnı anlatmaya çalışıyorum. Da-
ha iyi bir dünya kurmalannı
öneriyorum.
— Bizim bozdugumuz dünya-
yı düzeltmeleri rnumkün mü?
Bu, onlardan çok şey istemek
anlamına gelmiyor mu?
— Evet. Ne yazık ki öyle.
— Almanya'da ırkçılıgın yeni-
den dirilmesine ne diyorsunuz?
— Dünyada her zaman çok
şeye sahip olanlarla az şeye sa-
hip olanlar arasında çatışma
çıktı. Bu durum sürdükçe çatış-
ma da devam edecek. Zenginle-
rin sayısı çoğalmadı, ama daha
zengin oldular. Oysa yoksullann
sayısı her gün arüyor. Bu yüz-
den büyük göç var. Güneyden
kuzeye, doğudan batıya doğru.
Varukh olanlara karşı hınç var.
Irkçılık bugün yaliuz Alman-
ya'da değil Fransa'da, başka
başka boyutlarla öteki Avrupa
ülkelerinde, Ortadoğu'da yay-
gınlaşıyor. Faşizmin ne olduğu-
nu bilmeyen, ama yumrukları-
m sıkan Ha7İaklar var. Sorun, bu
sahip olmak ya da olamamak-
tan kaynaklanıyor.
Almanya'da bu konuya eği-
len, yazılanm, konuşmalarunla
uyarmak isteyen yazarlardanım.
Ama politikacılar bizi anlamı-
yor. Göçmen sayıa arttı diye bar
bar bağinp bu yabancı düşman-
lannın ekmeğine yağ surüyorlar
susacakları yerde.
Türkler Almanya'ya ilk gelen-
lerden. O zaman sevinçle karşı-
lanıyorlardı, çünkü Almanlann
onlara gereksinmesi vardı. Şimdi
ise Doğu'dan işsiz, parasız, hiç-
bir şeysiz bir akın var. Daha ön-
ce sözünü ettiğim hınç ve kıs-
kançlık burada filizlenip tatsız-
lıklara yol açıyor. Sağa kayıyor-
lar. Saldın yoksullann öfkesin-
den kaynaklanıyor, ama dedi-
ğim gibi her yerde.
Nâzım Hikmet
90 yaşında
• İSTANBUL (tÜHA) —
Mûlkiyeüler Haftası
kapsamında devam eden
etkinlikler çerçevesinde
Nâzım Hikmet'e de bir gün
aynldı. Mülkiyeliler
Birliği'nde 2 aralık
pazartesi günü "Nâzım
Hikmet 90 Yaşında" konulu
bir etkinlik düzenlenecek.
"Nâzım Hikmet'in Ulusal
ve Evrensel Değeri ile
Çağdaş Türk
Edebiyatındaki Yeri"
konulu söylesiye Asım
Bezirci konuşmacı olarak
katüacak, Nevzat Şenol
Nâzım'dan şürler okuyacak.
'Sokaklar9
sürtiyor
• Kültür Servisi — Eta
BUgisayar, Bilsak Fotoğraf
ve Sinema Atölyesi işbirliği
ile düzenlenen 'Sokaklar"
konulu fotoğraf yanşması
sergisi uzatıldı. 6-23 Kasım
1991 tarihleri arasında
Basın Müzesi, Cevat Fehmi
Başkut Sergi Salonu'nda
sergilenen "Sokaklar"
konulu fotoğraf yanşması
sergisi, gördüğü yoğun
ilgiden dolayı 30 Kasım
1991'e kadar uzatıldı.
Sezgin jüri
üyesi
• tSTANBUL (AA) —
Macar müzisyeni Bela
Bartok'un onuruna her yıl
oda müziği yarışması
düzenleyen Roma'daki Bela
Bartok Birliği, bu yıl
yapılacak yarışmaya
Türkiye*den jüri üyesi
olarak Istanbul Devlet
Senfoni Orkestrası Müdürü
Prof. Dr. özer Sezgin'i
davet etti. İki piyano,
keman piyano, keman-
klarnet piyano, yaylı
çalgılar dönlüsü ve
piyanolu beşli dallarında
yapılacak olan "oda müziği
yanşmalan" 2-7 aralık
tarihleri arasında Roma'da
yapılacak.
Sinecafe açıldı
• İSTANBUL (1ÜHA) —
Küçük Parmakkapı
Abdullah Sokak'ta hizmete
giren cafe, Beyoğlu'nda
açıldı. Kafeteryada duvarlar
afişler, eski film şeritleri ve
film kutulanyla süslendi.
Beyoğlu sinemalarında
gösterilen filmlerin
izlenebildiği panonun yanı
sıra muşterilerin
yararlanabilecekleri bir
sinema kitaphğı da
bulunuyor.
BUGÜN
• Fotoğraf ve Anlam
Fotoğraf
sanatçısı Merih Akoğul'un
söyleşisi saat 19.00'da
İFSAK Salonu'nda
izlenebilir. (143 14 01)
• Oyun ve Oyuncak
Vakkorama Kultür
Matineleri kapsamında
pedagog Nurten Yaman,
"Oyun, Yaşlara Göre
Oyuncak Seçimi ve
Oyuncağın Çocuk
Gelişimindeki Etkileri"
başlıklı bir söyleşi sunacak.
Taksim Vakkorama'daki
söyleşi saat 17.00'de
başlayacak. (151 15 75)
• Gün Ortasında
Karanhk
Memduh Ün'ün Gün
Ortasında Karanhk adlı
fılmi saat 18.30'da Sinema-
TV Enstitusü'nde
gösterilecek. (Yıklız pO
sta
Cad. Istanbul)
bugün
bilsak
28 KASIM PERŞEMBE:
19.00 "Kürtlerde Kültür ve
Politikleşme"
Musa ANTER
Mehdi ZANA
Seramik Çalışmalan
Kadriye Ezel AĞAOCLU
14.00-17.00
Görsel Sanat Atölyejeri
Mehmet GÜLERYÜZ
yönetimınde (Pcr. -Cuma)
Yoga
Zerrin AKGUN
18.30-19.30
Latince Çalışmalar
3 Aralık'tan Itibaren .
19.30-21.30
BİLSAK FINDIKLI
Cafe-Bar-Restaurant
Rezer\asyon:
1523868-1520130
Cafe-Foyer-Bar(Giriş)
12.00-00.30
AfricanCafe-Bar(5.Kal)
Erkın KORAY
Benjamin Anna'yı Seviyor / Peter
Hartling / Çevıren: Necdet Neydim
/ Afa Yayınlan / 78 s. / 7500 TL
bilsak, sırasclvilcr cad.,
soğancı sok. 7 cihangir
143 28 79-99