22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 28 KASIM 1991 BOZKURT GÜVENÇ Universitenin Yönetim Sorunu... YÖK'un kaldırılması umudu bır başka bahara kalmış görunü- yor 12 Eylül'ün mımarları, 1981/2547 sayılı yasayla yarattıkları Yüksek Oğretım Kurulu'na 1982 Anayasası ıle dokunulmazlık ka- zandırmayı unutmamışlar Sayın YÖK Başkanı, Starl'dekı 'Kır- mızı Koltuk'tan, "Anayasa değıştırılmeden YOK'ün kaldırılamayacağım" hatırlattı Koalısyon kurmayları da bu ger- çeğı görmuş olmalılar kı 'Demokrası paketı"ndekı metnı dıkkat ve özenle kaleme almışlar, Anayasai duzenlemeler yapılıncaya kadar, öğretım üyelerının de görüşlerı alınmak suretıyle dekan adaylarının fakülte, rektör adaylannın ünıversrte öğretım üyelerınce seçılmesı tçın yasal du- zenlemeler gerçekleştırılecektır" Şunu demek ısterler, anayasai engelden (dokunulmazlıktan) dolayı YÖK'ü kaldıramıyoruz, ama yonetıci adaylarının ılgılı oğ- retım üyelerınce seçılmesını sağlayacağız Zıra anayasanın 130 maddesıne göre rektorier cumhurbaşkanınca, dekanlar ıse Yük- sek Öğretım Kurulu'nca seçılır ve atanır" YÖK düzenının temelı ve ruhu bu madde ıle anayasa guvencesıne bağlanmıştır Cum- hurbaşkanı YOK ü ya da başkanını atadığı anda bütun ünıversı- te ve fakulteterın bütun ust yönetim pramıdını, yönetim ve da- nışma kurullarını belırlemış olmaktadır 12 Eylul'un "bılımsel özerklık" adını verdığı, anayasanın dokunulmaz kıldığı ve koa- lısyon hukümetının değıştırmeye kararlı gorundüğü 'yönetim düzem" budur Anayasanın 131 maddesı ıse 'YOK üyelerının Bakanlar Kurulu ıle Genelkurmay Başkanlığı nca seçılıp atanmasını" emredıyor Gerçı yenı hükûmet ve Genelkurmay surelen dolan YÖK uye- lerını değıştırıp yenıleyebılır ama rektorierle dekanların seçılıp atama usulünü, yanı yüksek öğretım kurumlarının yönetim dü- zenını şımdılık değıştıremez Işte bu yüzden koalısyon ortakları, öğretım üyelerını hıç olmazsa aday seçme surecıne katmak gö- rüşlerını ve gönüllerını almak ıstıyor Sayın YÖK Başkanı: nın "ünıversıtelerdekı hıçbır uygulamaya ka- rışma yetkısı olmadığı" yolundakı sözlerı şaşırtıcı değılse bıle ya- nıttıcı olabılır Butün ust düzey yönetıcılerını, rektorunden anabılım dalına kadar seçıp ata- dıktan, bütun yonetım ve karar yetkılerını ku- 12 Eylül'den sonra kimi kurumlarda öylesine ideolojikbir kadrolaşma görülmüştür ki bugun demokratik bır seçim yoklaması yapılsa YÖK yöneticilerinı aratmayacak adaylar seçılebilir. rullardan alıp atanmış yönetıcılere verdıkten sonra, unıversıte yo- netımınde karışılacak hangı önemlı uygulama kalmıştır kı kan- şılsın ya da karışılmasın'' Bu açıdan değerlendırıldığınde YÖK, bır unıversıte düzenı de- ğıl, sadece bır yörietım modelıdır, muhtar (özerk) bır unıversıte değıl, bır 'muhtarlarünıversıtesı"dır Onun ıçın sorun olmuştur Yedıncı Cumhurbaşkanı Evren bu gerçeğı yerı ve sırası geldık- çe dıle getırmış,' universitenin özerk bır yonetıme layık olmadı- ğını, sıstemı beğenmeyenlerın vatan haını, çağdışı, tembel ve- ya safdıl olduğunu' açıklamaktan da çekınmemıştır Anayasai engeller karşısında yasal bazı düzenlemelerın ge- cıkmesıne uzulmemek gerekır Zıra 12 Eylül'den sonra kımı ku- rumlarda öylesine ıdeolojık bır kadrolaşma gorulmüştür kı bu- gün demokratik bır seçım yoklaması yapılsa, YÖK yönetıcılerını aratmayacak adaylar seçılebilir Idarı bazı guçlüklerın aşılmasın- da YÖK Başkanı'nın hükümete yardımcı olacağından şuphe et- memek gerekır Anayasaya uygun, yasal duzenlemeler harfıyen yerıne getırılerek en lyı ve demokratik adaylar seçılıp atanacak- tır Ancak bu ışbırlığı de yeterlı olmayabılır Öğretım üyelerının oluşturacağı veya katılacağı akademık kurullan ışlevsel yetkılerle donatmak gerekecektır YOK sıstemı, cezalı ve küskün öğretım üyelerını çalıştıramazdı Oysa öğretım üyelerı ısterlerse, beğen- medıklerı YÖK'ü pekâlâ ışletebılırler Başarının sırrı ve büyüsu yasalarda değıl tutum ve katılımdadır Öğretım uyesının dışlan- dığı bır kurumda öğrencının yonetıme katılması sadece bır de- mokrası gösterısıdır On yıllık bır suskunluk donemınden sonra gozlerdekı ve dıllerdekı bağlan çözme ve konuşma zamanı gel- mıştır, heyecanı tuketmeden ölçuyu kaçırmadan ozerk univer- sitenin özgür uyelerıne yakışır oğrencılerımıze örnek olacak bı- çımde Prof Dr BOZKURT GÜVENÇ Hacettepe Ünıversıtesı öğretım uyesıdır. İngilizceyi İngilizlerden Öğrenin The ENGLISH CENTRE TC M E B OZEL EMSA DİL EClTIM MERKEZI KUR^U İSTANBUL RumehCadNo 92'4 5-6 Zekı Bey Apt Osmanbey TEL (I) 247 09 83 • 241 20 34 252 82 71-72 ANKARA Selanık Cad No 8 Kat 5 Kızılay TEL (4) 435 23 97 - 435 30 94 - 435 25 03 2. SAYI: Dusseldorf Davası Sınıisal Dayanışna Uzenne Oğıena Gerçlıgın 6 Kasım Eyiemlen Genel Boykot uzenne Sosyalızmde Sınıi Mucadelesı v e Kaptahst Restorasyon •Zafere Kadar Devnm'den Uzlaşmacdık Çıkmcrana Madem ki artık topraksın üzerınde özgür başaklar boy atacaktır O bizimle Biz de onunla Arkadaşları adına GULŞAH T\GKÇ Alı Ekber Bahadır 1962-22 10.1991 Roma Dorugu: NATO, Tttrkiye NATO orgutu Roma Dorugu ile global bir örgüt olmak ile yok olmak arasında hassas çizgi uzerindeki yurüyûşunu başlatmıştır. NEBİL İLSEVEN Uluslararası Ilişkiler Uzmanı NATO'nun varhk nedenı. super devletlenn nükleer tehdıt şemsıyesı altında kemıkleşen ıkı kutuplu uluslararası sıstemın çozulmesı ve Doğu Bloku ulkelennın Varşova Paktı ıçınde- kı asken bütunluğûnun kalkması ıle gıderek geçerhbğını yıtırmektedır Bu süreç ıçınde ka- sım 1991 Roma Dorugu ve burada alınan kararlar Kuzey Atlantık teşkılatının yaşam surea ıçınde yenı bır donüm noktasını temsıJ etmektedır Roma Doruğu'nda üç önemlı karar alınmış- tır 1) Uluslararası sıstemdekı belırsızlıkler ve ıstıkrarsızlar karşısında NATO bır savunma örgutu olarak varhğını surdurecektır 2) Gene uluslararası sıstemdekı gelışmeler çerçevesın- de NATO stratejık doktnnı değıştınlecektır 3) Doğu Avrupa ulkelen ve Sovyetler Bırlığı ıle savunma ve ekonomık alanlannda eşgü- dûm ve damşma konulannı ıçeren sıstematık bır ışbırlığı çalışması başlatılacaktır Bu üç karar Roma Dorugu öncesı uluslara- rası sıstemde sürmekte olan gelışmelenn ışı- ğında daha da önem kazanmaktadır Her şeyden once Roma Dorugu, ABD'nın kesın teknolojık ve dıplomatık üstunlüğu ıle sona eren Korfez bunalımı sonrası yapıîan, gelece- ğe yönelık ve genış kapsamlı ılk NATO doruk toplantısı olmuştur Bu nıtelığı ıle doruk, Kor- fez harekâtının asken alandakı teknık ve taktık derslennın sıyasete donuşturulmesı ıçın gereken değerlendırmelen ızleyen ve bu değer- lendırmelenn sıyası bır karara donüşturuldu- ğü ılk toplantıdır Uluslararası ortam Roma Doruğu. aynı zamanda Sovyetler'de ağustos ayında yaşanılan başansız darbe gın- şımı, Yugoslavya'dakı ıç savaş ve sıyası bolun- me, Doğu Avnıpa'dakı demokratıkleşme çabalan, Ortadoğu Banş Konferansı gınşım- len, Kore Yanmadası'nda ıkı Kore'nın yakın- laşması sürecı, Kampuçya'dakı banş sağlanması çabalan, Afrıka'nın gune>ındekı demokratıkleşme hareketlen gıbı potansıvel olarak buyuk sosyal, ekonomık ve asken »o- runlara gebe, çok duyarlı dengeler uzennde tutunabıîen bır uluslararası ortamda gerçek- leşmıştır Son olarak doruk, tüm bu belırsızhkler or- tamında ABD'nın Avnıpa'dakı asken varlıgı- nın gerek Avrupa'da gerekse ABD'de cıddı olarak sorgulandığı, Batı Avrupa ulkelerının Batı Avrupa Bırlığı çerçevesı ıle kısıtlı kendı savunma çabalanna hız verdıklen ve Fransa ve Almanya'nın ıkılı ortak savunma duzenle- melennı somut olarak göruşmeve başladığı bır zaman dıhmınde, kısaca Kuze> Atlantık örgu- tunün alışılmış butunluğünün zayıflama belır- tılerı gösterdığı bır dönemde yapılmıştır NATO, artık yalnızca Sovyetler Bırlığı ve müttefıklennden oluşan asken tehdıte karşı varolan bır savunma duzenlemesı olarak kal- masının anlamsızlığmı açıkcaTcabul etmekte- dır Ancak tanhsel olarak gözlennı Batı'dan avırmamış bır Rusya dumhunyetı'nın nasıl belırleneceğı tam bellı olmayan dış pohtıka hedeflen. Doğu Avrupa ve Balkanlar'dakı ulusçuluk hareketlennın gene tam olarak kes- tınlemeyen yenı sıyası gundemlerı ve Batılı devletlenn ekonomık ve asken guvenlıklennı yakından etkıleyen Ortadoğu gıbı "alan-dışı" olarak nıtelenen bölgelerdekı gelışmeler, NA- TO uyesı devletler ıçın cıddı guvenlık tehdıtle- n oluşturmaya devam etmektedır Bunun yanında Orta Avrupa'da yaşanması olası buv uk bır goç hareketı ve bu hareketın neden olacağı derın ekonomık sorunlar ve sos- yal patlamalar da NATO devletlen açısından yenı tehdıt algılamalan oluşturmaktadır NA- TO ülkelen, bu belırsızhklenn neden olduğu ıstıkrarsızlık ortamında çevrelen ve hatta ıçle- rındekı sıyası gelışmelen denetım altında tutabılmek uzere bellı bır asken gücü hazır bu- lundurmalan gereğı konusunda göruşbırlığı ıçındedırler "Nükleer üçayak" Ancak NATO, bu yenı tavnnı behrlerken asken doktnnınde de gereklı değışıklıklenn yapılması gereküğını kabul etmıştır Bundan böyle NATO stratejısı, "nükleer üçayak" ola- rak adlandınlan nükleer caydıncılığa dayalı esnek mukabele doktnnı yenne yüksek tekno- lojıye dayalı konvansıyonel caydıncılığa vonehk çevık mudahale ve manevra savaşı doktnnı üzennde gelıştınlecektır Nükleer uça>ak, kısa enmlı savaş-alanı nükleer guçle- n, orta enmlı taktık nükleer bombardıman gücu, füzeler ve uzun enmlı stratejık bombar- dıman kapasıtesı ve fuzelerden oluşan bır nükleer caydıncılık sıstemıdır ABD ve Sov- yetler Bırlığı'nın orta enmlı taktık nükleer sılahlarını (tanhte ılk defa) yok etmeye başla- maları, bunun yanında START goruşmelen sonucu uzun enmlı füzelerde varolan kapası- telennde de ındınme gıdecek olmalan nükle- er üçavağın geçerlılığını kaybetmesıne neden olmuştur öte yandan kısa erımli savaş-alanı nükleer guçlenn henüz varlığı sürmekte ve bu kapası- telenn bır çatışmada kullanıma sokulması olasılığı üçayağın dığer unsurlarının voklu- ğunda daha da buyuk geçerlılık kazanmakta- dır Ancak Doğu Avrupa devletlennın Varşova Paktı'nı dağıtarak Batı ve Orta Av- rupa'ya karşı bır asken tehdıt olmaktan çıkmaları bu sılahlann da gereklılığını geçer- sız kılmıştır En son olarak ABD ve Sovvetler Bırlığı'nın kısa enmlı nükleer guçlennde de ın- dınme gıdeceklennı karşıhklı olarak açıkla- mış olmalan nükleer üçayağın tumuyle kaldınlması yolunu da açmış bulunmaktadır- lar Bu noktadan hareketle, yenı NATO doktn- nı buyuk ölçüde ABD'nın Irak'a karşı kullan- dığa, küçük, esnek ve yüksek ateş gücune bağlı bırhkler ıle yürutülen manevra savaşı stratejısı uzennde gehştınlecektır Bu vaklaşım, son 15 yıldır ABD tarafından benımsenmış ve NA- TO bunyesınde uygulanmaya çalışılmış bır sıstcmdır Ancak sıyası nedenler ıle manevra savaşı Sovyet tehdıdı surdüğu surece Avrupa- hlarca bemmsenmemış, bu stratejı NATO'- nun merkez cephesı ve cephe gensının güvenhğını tam olarak sağlayamayacağı ge- rekçesı ıle NATO Doktnnı'ne resmen ve kapsamlı olarak sokulmamıştır Yenı ulaşılan durumda ıse tehdıt kaynağının eskısı gıbı net ve tam olarak belırlenemıyor oluşu. NATO devletlennı hızlı müdahalelen mumkun kılan. esnek ve etkılı bırlıklerden oluşan bır konvan- sıyonel guç kurma>a zorlamıştır Yeni doktrin Yenı benımsenen doktnn, NATO tarıhınde coğrafı sınırlan açıkça behrlenmış bır savun- ma alanına gonderme yapılmadan oluşturu- lan ılk savunma doktnnıdır NATO teşkılatı varhğını sûrdürecek ıse. kı bu konuda şu anda hıçbır örgut üyesı de\let bır çekınce ıfade et- memektedır. gelecektekı beklentıler NATO'- nun grup olarak genışleyıp alışılmış savunma bölgesı dışında da global nıtelıklı bır ılgı alanı uzennde faalıyet gostermesı yonündedır Bu beklentının gerçekleşmesı veya gerçekleşeme- mesı NATO'nun gelecekte varlığını surdurup sürdürmemesını belırleyecektır NATO örgü- tu Roma Doruğu ıle global bır örgut olmak ıle yok olmak arasında hassas çızgı üzenndekı yurüyûşunu başlatmıştır Global çıkarlan olan bır orgut durumuna gelmek hedefi ıse asken ağırlıklı bır örgut ola- rak NATO ıle örgutun Avrupalı uyelen ara- sında Avrupa bırlığı konusunda kaçınılmaz çelışkılenn doğmasına neden olacaktır Ozel- hkle Doğu Avrupa devletlen ve Sov\et cumhur yetlennın Avrupa ıle butunleşme ça- balannı Avrupa bırlığıne katılabılmek uzenne >oğunlaştıracak olmalan bu çelışkılenn ço- zumlennı daha da güçleştırecektır NATO ulkelen orgute dışarıdan vapılacak baskılar ıle doğacak olan bu cıddı sorunlan varatılacak yenı bürokrasıler ıle kuşatma altı- na alıp bu şorunlan dondurarak çozmeye çahşacaktır Örneğın Doğu Avrupa ulkelen nın kalkınma çabalannda aracı olması bek- lentısıyle kurulan Doğu Avrupa Kalkınma Bankası. bu tur bır burokrasıve kolavca donü- şebılecek yapıdadır En son Roma Doruğu'- nda oluşturulan Doğu Bloku ıle Danışma ve Eşgudum Komıtesı de gene bu tur burokratık bır "dalgakıran" Pİarak ışlev kazanacaktır Amaç Doğu Avrupa'da ba^layan sıyası ve sosyal hareketlenn dışında ve karşısında kal- madan, bu hareketlenn Batı \vrupa'da oluş- tunılmaya çalışılan sınırh butünlüğü ekonomık olarak olumsuz etkılemelennın on- lenmesıdır Yenı NATO doktnnı ve "bürokratık dalga- kıranlar"ın Türkıye uzennde de kaçınılmaz olarak bazı etkılen olacaktır Her şeyden önce yenı NATO savunma konseptı çerçevesınde Turk Sıiahlı Kuvvetlen'nın modenıızasyonu dığer üye ülkeler ıle uyum sağlanması açısın- dan yalnızca bır temennı olmaktan çıkıp yapısal bır zorunluluk halıne gelmıştır Bu ye- nı yapılanmanın bır gereğı de daha küçuk, ancak etkılı bır profesyonel ordu oluşturul- ması konusunun uzun zamandır süregelen "teknık değerlendırme" aşamasından kurtan- lıp hızla sıyası uygulama gundemıne sokulma- sıdır Öte yandan gelecektekı NATO doktnnı, ku- manda ve kontrol sıstemlenndekı geleneksel ulusal denetım mekanızmalannı cıddı olarak geçersız kılacak yenı ve etkılı uluslarustu yak- laşımlann benımsenmesını gerektırecektır Turkıye olarak NATO ıle "bütunleşmenın" bu kadanna ne denlı hazır olduğumuz, sı>ası ve tekmk duzeyde henüz tartışılmayan bır ko- nudur Herhangı bır NATO asken teknık komıtesı karan ıle uygulamaya konulabılecek pek çok önemlı karar, bu tartışmalann yoklu- ğunda Turkıye'nın ulusal savunma polıtıkası- nı cıddı ıpotekler altına alabılecek nıtelıkler taşımaktadır Aynca yenı oluştunılacak esnek tepkı güç- lenne NATO çerçevesınde yapılacak katkıla- nn gene ulusal dış pohtıka hedeflen ıle cıddı çelışkıler taşıması dunımunda Turkıye'nın tercıhlennın ne olacağının da belırlenmesı ge- reklıdır Bugun ıçın ABD ıle şu veya bu neden ıle uzlaşma sağlanmadığından gündemden çıktı gıbı gorunen asken malzeme ön depola- ması konusu da yakın gelecekte bır NATO yükumlülüğu olarak bu kez muzakeresız uy- gulamaya sokulabılecektır Boyle bır durum- da Turkıve, bu konudakı alışılagelmış mesafelı tutumunu ne olçude koruyabılecektır veva korumak gereğıru duyacak mıdır9 Turkıve'nın bugun doğan banş havası ıle Roma'da kolayca katıldığı veya katılmak zo- runda kaldığı yenı dolctnn. uygulamaya konulduğu andan ıtıbaren teknolojık ustünlü- ğu elınde tutan ve uzun bır süredır bu teknolo- jısını olası savaş alanı stratejı ve taktıklen ıçınde yoğuran ABD'nın NATO ıçındekı lıder konumunu olabıldığınce korumasını sağlaya- caktır Bu ıse Turkıye nın bugun ıçın tumuyle dışında kaldığı >enı bır oyun planıdır Turkıye bu yenı oyunda olmak zorunda mıdır, olmak ıstemekte mıdır, olacak ıse konumu ne olmalı- dır. bu konumu sağlamak ıçın neler yapılmalı- dır 9 Doğal olarak bu sorulann yanıtlan hemen venlebılecek yanıtlar değıldır, hatta bu yanıtlann hemen venlmesı gerelclı de değıldır Ancak ıvedılıkle yapılması gereken, asken, teknık duzeyde ama mutlaka sıvıl toplum ku- rumlannda da ozellıkle akademık. sanayı ve meslek orgutlen bunyelennde. bu sorulann açık tartışma konusu halıne getınlmesıdır PARİSTEN SELÇLK DEMİREL Seçmen Göztiyle Bir kesim seçim yenilgisini SHP'nın "statukoculuğuna, tutuculuğuna" bağlamaktadır. Ancak ben, bir seçmen olarak, SHP'deki tutuculuğun nereden kaynaklandığını çok merak ediyorum. SHP, acaba 12 Eylul doneminin getirdiği siyasal yapıyı savunduğu için mi, yoksa 12 Eylul doneminin iktisat siyasasına sahip çıktığı için mi tutucudur? Prof. Dr. KEMÂLİ SAYBAŞILI Marmara Üniversitesi SHP seçımlerde uçuncu partı olması- olacaklannı ve olduklannı duşunmek nın sonrasında hemen ve yenıden üç yanlış bır değerlendırme mıdır9 Kaldı kı, parçaya bölundu Oysa seçımlere gırer- gunü kurtarmaya gınşmeden, gelecek ken, seçmene, ıktıdara yonelık olarak acaba nasıl kurtanlabılecektır 9 Sorunlar "değışım, demokrası ve dayanışma" sözu bınkıp ıçınden çıkılmaz bır mtelık kazan- vermıştı SHP'nın ıktıdara ortak olma dıgı zaman mı9 Uzun donem gelınceye olanağı hâlâ varken, seçmene verılen soz- kadar geçecek süre sırasında, nasıl bır lenn bır yana bırakılması ve ıktıdar yontem ızlenecektır 0 Öncelıkle duşun- mücadelesımn partı ıçınde yenıden yaşa- m ek, tartışmak ve yalnızca "uzun nılmaya başlanılmasını, ben, bır seçmen dönemlı" partı ıçı mücadelelere gınşmek olarak >adırgadığımı belırtmek ıstıyo- mı duşunulmektedır 9 rum Konuya ılışkın bazı sorulan ve duşuncelenmı sıradan otekı seçmenlerle pa> laşmak amacıyla bu > azıya başladım SHP'de bir kanat tlk soru Yanıtım bılemedığım ılk soru şu SHP, seçımlerden once. seçmene, "değışım. de- mokrası ve dayanışma" sözü venrken, adı geçen uç amacı, acaba siyasal ıktıdar Konuya ılışkın basına yansıyan bılgı- lerden anlaşıldığı kadanyla, SHP ıçınde- kı bır kanat da "sağın koalısyonunda fıguran olmak ıstememektedır" Boyle- lıkle saygı duyulacak bır amaç dıle getı- nlmış ohnaktadır, fakat SHP ıçınde hangı kesımın ters doğrultuda bır amacı WMi gvyvu ht<y unıuvı, uvuvu jijuguı ınvıuuı * - -y , — bağlamında mı ortaya attı, voksa partı ıçı o l d u 8 u soylenebılır'' Kaldı kı sol ve sag ıktldar mucadelesı anlamında niı9 Seç- l l l k d b l nıtelıklı bır sınıf-ç > mene \enlen sozler siyasal ıktıdar bağla- landırmaya dayandığı olçude, somut bır mmda ıdıyse, DYP-SHP koalısyonuna demokrası programı. sol ve sağ arasında yönelık bır partııçı muhalefetm amacını, ortak bır nokta oluşturamaz mı9 Ustelık seçmenın nasıl anlaması gerekıyor 9 seçmene ışsızlık sıgortası, sağlık sıgorta- Seçmenın, yukandakı sonıya verdığı sı, gelır dağılımının duzeltılmesı gıbı yanıtta, SHP'lılenn, sı>asal ıktıdara yö- s° z 'en vermış oian bır partı ekonomık nehk bır davranış ıçınde olmaktan çok anlamda acaba ne olçude sağdadır9 dk k d d l ö SHFdekı son gelışmeler, boylelıkle. partı ıçı mucadelelenn bınncı oncelığı ta- şıdığıyonunde bır ızlenım edınılmesı ıçın l l k d T t ş ğ y ç önemlı ıpuçlan vermektedır Tum tartış- l l d l ş ç ç partı ıçındekı ıktıdar mucadelesıne önce- bk verdıklenne karar vermesı durumun- da, kendı kendıne, aşağıdakı ya da benzer nıtelıklı bır soruyu sormayacak p ç ş mıdır 9 Eğer, SHP'lı >etkıhler ve paftıhler malar seçım yenılgısı üzerınde yoğunlaş- açısından. partı yonetıcucnnın, delegele- mış gıbı gorunmektedır Bu çerçevede, nnın ve uyelennın kararı seçmenın bek- bır kesım, seçım yenilgisini SHP'nın' sta- lentılennden onde gelıyor ıdıyse, SHP tukoculuğuna, tutuculuğuna" bağla- seçımlere neden katılmıştır 9 maktadır Ancak, ben, bır seçmen Buna karşıhk, bır DYP-SHP koahsyo- olarak. SHP'deki tutuculuğun nereden nunun "gunu kurtarmak ' olduğu, oysa kaynaklandığını çok merak edıvorum gerçek sıyasetçmın amacmın "geleceğı SHP. acaba 12 Evlul doneminin getırdığı kurtarmak" olduğu ılen sürulebılır Ote sı>asal yapı>i savunduğu ıçın mı yoksa yandan ıse uzun dönemde ıktıdara gel- '2 Eylul doneminin iktisat siyasasına sa- mek ısteyen bır siyasal partınm, seçımle- 1"P Ç^t'S 1 ıÇ» n m ı tutucudur 9 re, ıktıdara tek başına >a da kendı Partı ıçınde. yenılgıyı, "Kemalızm"ın belırleyeceğı herhangı bır koalısyon orta- yenılgısı olarak değerlendırenler olduğu ğı ıle bırlıkte gelmeye kararlı olduğu da gorulmektedır Buna karşıhk. bana "uzun dönemın" nesnel koşulları hazır ovle gelıvor kı, olumsuz anlamda bır olduğu zaman ve ya da koşullarla katıl- "kemalızm" tanımlanması, en i)i, 12 ması gerektığı. aksı takdırde, ınsanlann Eylul generallen ıle 12 Eylul ve sonrası boşuna umutlandınlmış. hatta aldatılmış doneminin "sıvıl" kadrolanna vakışa- caktır Gerek SHP ıçındekı bazı vetkıhler. ge- rekse, benım gıbı, duşünce ozgurluğunu kullanarak gozlemlerde bulunan bazı >o- rumcular, konuyu, "kentlıhk koyluluk" gıbı sosyolojık nıtelıklı "ıthal edılmış" kavramlarla ve >a da "eğıtımlılık eğı- tımsızlık" gıbı seçkıncı nıtelıklı, aynı zamanda da. Osmanlı tanhsel mırasını yansıtan kavramlarla açıklamayı yeğle- mektedırler "SHP koylüluğün partısı oldu" ya da "kentlı ve eğıtımlı seçmenlerı ürkuttu' dıyenler, ıddıalannı herhalde SHP'mn kentlerde eskısı kadar destek şağlayamamış olmasına dayandırıj orlar Öte yandan, yalnızca İstanbul dakı ov dağılımı bıle. bu tür afakı değerlendırme- lenn yanıltıcı olabıleceğıne ılışkın ıpuçla- n vermektedır Basına seçımlerden bırkaç gun sonra yansıvan bır bılgı Is- tanbul'dakı gecekondu bolgelennde oylann buyuk bır bölümunun Refah Par- tısı'ne gıttığını aynı çerçevede, ANAP'ın da ıkıncı partı olduğunu gostermektedır "Gecekonduların yoğun olarak bulun- duğu 10 seçım boîgesınden altısını RP, uçunu ANAP, bınnı de SHP kazandı (SeydaYılmaz, Hurnyet, 24 10 1991 ) Şımdı, İstanbulda yaşayan "kentlıler"- ın ve "eğıtımlıler 'ın yoğun olarak gece- kondu bolgelennde oturduklannı mı varsaymamız gerekıyor9 Ikıncı olarak, gecekondu bolgelennde RP'ye ve ANAP'a venlen oylar acaba ne olçude "lıberal so>lem"e verılmış oylardır 9 Son olarak, vaşadığı coğrafı mekân ve sahıp olduğu eğıtım duzeyı ne olursa olsun. tum seçmenlenn eşıt olduklan unutuldu- ğu olçude, demokrasıyı "kurumsallaştır- mak" bır yana, gerçek anlamda demokrat duşunceye sahıp olduğumuzu nasıl ılen surebıleceğız9 Sonuç olarak sıradan bır seçmen kım- lığımle, ben, SHP'lı vetkılılenn seçmene verdıklen sozlen tutmalannı, bunun ıçın de, demokrasıvı ve dayanışmayı once SHP ıçınde gerçekletırmelennı, aynı ılke- ler doğrultusunda, DYP ıle koalısyon oluşturarak, seçımlerden once değışım bıçımınde belırlenmış olan uç ılkeden bı- nnı >a da ">enf'hklennı somut anlamda uygulamaya başlamalannı beklıyorum SHP'lıler davanışma. demokrası ve değı- şım amaçlannı partı ıçınde bıle gercekleş- tıreme>eceklerse her grup kendı "yuce" ılkelen çerçevesınde a>n bır partı kurar ve bundan sonrakı ılk seçımlere kendı programlarıyla katılırlarsa, ben de hangı partıve neden o> verdığımı >a da verme- dığımı onceden bılebılme olanağına kavuşurum Sonrakı dönemde de kendı- mı yanıltılmış bır konumda bırakılmış durumda bulmam TARIK GUNERSEL SpartaküsGerçekçi miydi? Bazı sorular bızı ölümden fazla korkutur "Ömrümce doğru saydığım yol aslında yanlış mıydı'" Bu ağır bır sorudur Nıtekım "SSCB"de basarısızlığa uğrayan darbe gırışımınden sonra ıntıhar eden bırının son mektubunda bu sorunun ızı var- dı Boyle sorular yaman bır cesaret ıster vte genelde, ınanmak ıstedığımız şeye ınanma gerekçelen bul- makta mahırızdır Kararlılıkla ınatçılığı karıştırmakta da Nıtekım Ingıltere'de Dunya Duzdur Derneğı ancak 1969'da evet 1969 yılında kapanmıştır Dunyaya aydan bakılınca Turkıye'de Stalın ın fotoğrafını hâlâ saygıyla duvarına asabı- len bırıne şefkatle bakmaya çalışın Ingıltere'de Dünya Duzdür Derneğı 1969'da kapandı Ne tuhaf Lenın haklı çıktı' 1919'da "Avrupa'da ışçı sınıfı devrım yapamazsa bız ıktıdarda kalamayız' demıştı E ışte oyle oldu Denebılır' Pekı ya olsaydı Avrupa'da 'devrım?" Cevabından asla emın olamayacağımız sorulan da sormalı- yız Sonuç yıne berbat olabılırdı * Spartaküs gerçekçi mıydı 9 Yenıldı'' Kolecılığı savunmak gercekçılıktı lyı nıyetlı bırılerı Spartakus'u ıknaya çalışmıştı herhalde, ger- çekçi olmaya davet ederek Spartaküs gerçekçi _ _ ^ _ _ ^ ^ ^ ^ _ _ _ _ _ ^ _ _ _ _ ^ değıldı Yenıldı Ama sonra'' * Devasa hedeflerle yol a çıkan bır hareket bıtıverdı Sadece "komünizm" değil, belkı "sosyalizm" kelimesının de canına okuyan despotik rejimler çöktü. Bıhmseiiık ıddıasmda Darısı Cin halkının basına. Hele Tienanmen'den sonra! Bir ülkede demokratikleşme varsa, temelde özgürleşmeyi hedefleyenler buna kötü bakabilir mi? olan ama elestırıden korkan bır harekettı O hareketın Türkıye- dekı bır ızduşumunden 1978 yılında "SSCBde eleştınlmelı" dedığı ıcın dışlananlar arasında ben de vardım Dışlama gerekçesı kelımesı kelımesıne şoyleydı ^ " " ™ ^ ^ " ™ ~ " " ^ ™ " ™ ' "Bılımın genel bır doğrusu olan eleştırıyı sıyaset alanına çı- karmak " Sadece komünizm ' değıl, belkı sosyalizm" kelimesının de canına OKuyan despotik rejimler çoktu Darısı Cın halkının başına ! Hele Tıenanmenden sonra1 Bır ulkede demokratıkleşme varsa temelde özgürleşmeyi he- defleyenler buna kötü gozle bakabılır mı' > • 1978'de şoyie duşunuyordum Batı Avrupa'da sosyalıst bır ham- le olmadan ABD'de sosyalıst hareket gelışemez, Doğu Avrupa1 da demokratıkleşme olmadan Batı Avrupa'da sosyalıst bır ge- lışme olamaz, SSCB'de demokratıkleşme olmadan Doğu Avru- pa'da demokratıkleşme olamaz Hım Şımdı, onümüzdekı yıllarda ABD'de anlamlı bır sol hareketın , gelışmesını beklıyorum Bu hareket kendısıne 'sosyalıst" dıyebılır veya demeyebılır Radıkal Demokrat' dıyebılır veya ne bıleyım, 'Sosyal Ekolojist" dıyebılır Dunyada demokratik kapıtalızm yönunde bır eğılım var 'Ben Marksıst değılım'" dıyen Marx'ın öngörduğu gıbı, dün- ya Dazarı oluşuyor Dünya toplumu yonünde olumlu bır gelışme Bu hercumerc ıçınde ıçımden su ses gelıyor '. Kapıtalızmle yetınmek hayalgucune hakarettır Belkı bu da benım saplantınV TARIK GUNERSEL Şmr ve yazar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle