Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 28 KASIM 1991
BOZKURT GÜVENÇ
Universitenin
Yönetim Sorunu...
YÖK'un kaldırılması umudu bır başka bahara kalmış görunü-
yor 12 Eylül'ün mımarları, 1981/2547 sayılı yasayla yarattıkları
Yüksek Oğretım Kurulu'na 1982 Anayasası ıle dokunulmazlık ka-
zandırmayı unutmamışlar Sayın YÖK Başkanı, Starl'dekı 'Kır-
mızı Koltuk'tan, "Anayasa değıştırılmeden YOK'ün
kaldırılamayacağım" hatırlattı Koalısyon kurmayları da bu ger-
çeğı görmuş olmalılar kı 'Demokrası paketı"ndekı metnı dıkkat
ve özenle kaleme almışlar,
Anayasai duzenlemeler yapılıncaya kadar, öğretım üyelerının
de görüşlerı alınmak suretıyle dekan adaylarının fakülte, rektör
adaylannın ünıversrte öğretım üyelerınce seçılmesı tçın yasal du-
zenlemeler gerçekleştırılecektır"
Şunu demek ısterler, anayasai engelden (dokunulmazlıktan)
dolayı YÖK'ü kaldıramıyoruz, ama yonetıci adaylarının ılgılı oğ-
retım üyelerınce seçılmesını sağlayacağız Zıra anayasanın 130
maddesıne göre rektorier cumhurbaşkanınca, dekanlar ıse Yük-
sek Öğretım Kurulu'nca seçılır ve atanır" YÖK düzenının temelı
ve ruhu bu madde ıle anayasa guvencesıne bağlanmıştır Cum-
hurbaşkanı YOK ü ya da başkanını atadığı anda bütun ünıversı-
te ve fakulteterın bütun ust yönetim pramıdını, yönetim ve da-
nışma kurullarını belırlemış olmaktadır 12 Eylul'un "bılımsel
özerklık" adını verdığı, anayasanın dokunulmaz kıldığı ve koa-
lısyon hukümetının değıştırmeye kararlı gorundüğü 'yönetim
düzem" budur Anayasanın 131 maddesı ıse 'YOK üyelerının
Bakanlar Kurulu ıle Genelkurmay Başkanlığı nca seçılıp
atanmasını" emredıyor
Gerçı yenı hükûmet ve Genelkurmay surelen dolan YÖK uye-
lerını değıştırıp yenıleyebılır ama rektorierle dekanların seçılıp
atama usulünü, yanı yüksek öğretım kurumlarının yönetim dü-
zenını şımdılık değıştıremez Işte bu yüzden koalısyon ortakları,
öğretım üyelerını hıç olmazsa aday seçme surecıne katmak gö-
rüşlerını ve gönüllerını almak ıstıyor
Sayın YÖK Başkanı:
nın "ünıversıtelerdekı
hıçbır uygulamaya ka-
rışma yetkısı olmadığı"
yolundakı sözlerı
şaşırtıcı değılse bıle ya-
nıttıcı olabılır Butün ust
düzey yönetıcılerını,
rektorunden anabılım
dalına kadar seçıp ata-
dıktan, bütun yonetım
ve karar yetkılerını ku-
12 Eylül'den sonra kimi
kurumlarda öylesine
ideolojikbir kadrolaşma
görülmüştür ki bugun
demokratik bır seçim
yoklaması yapılsa YÖK
yöneticilerinı aratmayacak
adaylar seçılebilir.
rullardan alıp atanmış yönetıcılere verdıkten sonra, unıversıte yo-
netımınde karışılacak hangı önemlı uygulama kalmıştır kı kan-
şılsın ya da karışılmasın''
Bu açıdan değerlendırıldığınde YÖK, bır unıversıte düzenı de-
ğıl, sadece bır yörietım modelıdır, muhtar (özerk) bır unıversıte
değıl, bır 'muhtarlarünıversıtesı"dır Onun ıçın sorun olmuştur
Yedıncı Cumhurbaşkanı Evren bu gerçeğı yerı ve sırası geldık-
çe dıle getırmış,' universitenin özerk bır yonetıme layık olmadı-
ğını, sıstemı beğenmeyenlerın vatan haını, çağdışı, tembel ve-
ya safdıl olduğunu' açıklamaktan da çekınmemıştır
Anayasai engeller karşısında yasal bazı düzenlemelerın ge-
cıkmesıne uzulmemek gerekır Zıra 12 Eylül'den sonra kımı ku-
rumlarda öylesine ıdeolojık bır kadrolaşma gorulmüştür kı bu-
gün demokratik bır seçım yoklaması yapılsa, YÖK yönetıcılerını
aratmayacak adaylar seçılebilir Idarı bazı guçlüklerın aşılmasın-
da YÖK Başkanı'nın hükümete yardımcı olacağından şuphe et-
memek gerekır Anayasaya uygun, yasal duzenlemeler harfıyen
yerıne getırılerek en lyı ve demokratik adaylar seçılıp atanacak-
tır Ancak bu ışbırlığı de yeterlı olmayabılır Öğretım üyelerının
oluşturacağı veya katılacağı akademık kurullan ışlevsel yetkılerle
donatmak gerekecektır YOK sıstemı, cezalı ve küskün öğretım
üyelerını çalıştıramazdı Oysa öğretım üyelerı ısterlerse, beğen-
medıklerı YÖK'ü pekâlâ ışletebılırler Başarının sırrı ve büyüsu
yasalarda değıl tutum ve katılımdadır Öğretım uyesının dışlan-
dığı bır kurumda öğrencının yonetıme katılması sadece bır de-
mokrası gösterısıdır On yıllık bır suskunluk donemınden sonra
gozlerdekı ve dıllerdekı bağlan çözme ve konuşma zamanı gel-
mıştır, heyecanı tuketmeden ölçuyu kaçırmadan ozerk univer-
sitenin özgür uyelerıne yakışır oğrencılerımıze örnek olacak bı-
çımde
Prof Dr BOZKURT GÜVENÇ
Hacettepe Ünıversıtesı öğretım uyesıdır.
İngilizceyi
İngilizlerden
Öğrenin
The
ENGLISH
CENTRE
TC M E B OZEL EMSA DİL EClTIM MERKEZI KUR^U
İSTANBUL RumehCadNo 92'4 5-6 Zekı Bey Apt Osmanbey
TEL (I) 247 09 83 • 241 20 34 252 82 71-72
ANKARA Selanık Cad No 8 Kat 5 Kızılay
TEL (4) 435 23 97 - 435 30 94 - 435 25 03
2. SAYI:
Dusseldorf Davası
Sınıisal Dayanışna Uzenne
Oğıena Gerçlıgın 6 Kasım
Eyiemlen Genel Boykot uzenne
Sosyalızmde Sınıi Mucadelesı
v e Kaptahst Restorasyon
•Zafere Kadar Devnm'den
Uzlaşmacdık Çıkmcrana
Madem ki artık
topraksın
üzerınde özgür
başaklar boy
atacaktır
O bizimle
Biz de onunla
Arkadaşları adına
GULŞAH T\GKÇ
Alı Ekber Bahadır
1962-22 10.1991
Roma Dorugu: NATO, Tttrkiye
NATO orgutu Roma Dorugu ile global bir örgüt olmak ile yok
olmak arasında hassas çizgi uzerindeki yurüyûşunu başlatmıştır.
NEBİL İLSEVEN Uluslararası Ilişkiler Uzmanı
NATO'nun varhk nedenı. super devletlenn
nükleer tehdıt şemsıyesı altında kemıkleşen ıkı
kutuplu uluslararası sıstemın çozulmesı ve
Doğu Bloku ulkelennın Varşova Paktı ıçınde-
kı asken bütunluğûnun kalkması ıle gıderek
geçerhbğını yıtırmektedır Bu süreç ıçınde ka-
sım 1991 Roma Dorugu ve burada alınan
kararlar Kuzey Atlantık teşkılatının yaşam
surea ıçınde yenı bır donüm noktasını temsıJ
etmektedır
Roma Doruğu'nda üç önemlı karar alınmış-
tır 1) Uluslararası sıstemdekı belırsızlıkler ve
ıstıkrarsızlar karşısında NATO bır savunma
örgutu olarak varhğını surdurecektır 2) Gene
uluslararası sıstemdekı gelışmeler çerçevesın-
de NATO stratejık doktnnı değıştınlecektır
3) Doğu Avrupa ulkelen ve Sovyetler Bırlığı
ıle savunma ve ekonomık alanlannda eşgü-
dûm ve damşma konulannı ıçeren sıstematık
bır ışbırlığı çalışması başlatılacaktır
Bu üç karar Roma Dorugu öncesı uluslara-
rası sıstemde sürmekte olan gelışmelenn ışı-
ğında daha da önem kazanmaktadır Her
şeyden once Roma Dorugu, ABD'nın kesın
teknolojık ve dıplomatık üstunlüğu ıle sona
eren Korfez bunalımı sonrası yapıîan, gelece-
ğe yönelık ve genış kapsamlı ılk NATO doruk
toplantısı olmuştur Bu nıtelığı ıle doruk, Kor-
fez harekâtının asken alandakı teknık ve
taktık derslennın sıyasete donuşturulmesı ıçın
gereken değerlendırmelen ızleyen ve bu değer-
lendırmelenn sıyası bır karara donüşturuldu-
ğü ılk toplantıdır
Uluslararası ortam
Roma Doruğu. aynı zamanda Sovyetler'de
ağustos ayında yaşanılan başansız darbe gın-
şımı, Yugoslavya'dakı ıç savaş ve sıyası bolun-
me, Doğu Avnıpa'dakı demokratıkleşme
çabalan, Ortadoğu Banş Konferansı gınşım-
len, Kore Yanmadası'nda ıkı Kore'nın yakın-
laşması sürecı, Kampuçya'dakı banş
sağlanması çabalan, Afrıka'nın gune>ındekı
demokratıkleşme hareketlen gıbı potansıvel
olarak buyuk sosyal, ekonomık ve asken »o-
runlara gebe, çok duyarlı dengeler uzennde
tutunabıîen bır uluslararası ortamda gerçek-
leşmıştır
Son olarak doruk, tüm bu belırsızhkler or-
tamında ABD'nın Avnıpa'dakı asken varlıgı-
nın gerek Avrupa'da gerekse ABD'de cıddı
olarak sorgulandığı, Batı Avrupa ulkelerının
Batı Avrupa Bırlığı çerçevesı ıle kısıtlı kendı
savunma çabalanna hız verdıklen ve Fransa
ve Almanya'nın ıkılı ortak savunma duzenle-
melennı somut olarak göruşmeve başladığı bır
zaman dıhmınde, kısaca Kuze> Atlantık örgu-
tunün alışılmış butunluğünün zayıflama belır-
tılerı gösterdığı bır dönemde yapılmıştır
NATO, artık yalnızca Sovyetler Bırlığı ve
müttefıklennden oluşan asken tehdıte karşı
varolan bır savunma duzenlemesı olarak kal-
masının anlamsızlığmı açıkcaTcabul etmekte-
dır Ancak tanhsel olarak gözlennı Batı'dan
avırmamış bır Rusya dumhunyetı'nın nasıl
belırleneceğı tam bellı olmayan dış pohtıka
hedeflen. Doğu Avrupa ve Balkanlar'dakı
ulusçuluk hareketlennın gene tam olarak kes-
tınlemeyen yenı sıyası gundemlerı ve Batılı
devletlenn ekonomık ve asken guvenlıklennı
yakından etkıleyen Ortadoğu gıbı "alan-dışı"
olarak nıtelenen bölgelerdekı gelışmeler, NA-
TO uyesı devletler ıçın cıddı guvenlık tehdıtle-
n oluşturmaya devam etmektedır
Bunun yanında Orta Avrupa'da yaşanması
olası buv uk bır goç hareketı ve bu hareketın
neden olacağı derın ekonomık sorunlar ve sos-
yal patlamalar da NATO devletlen açısından
yenı tehdıt algılamalan oluşturmaktadır NA-
TO ülkelen, bu belırsızhklenn neden olduğu
ıstıkrarsızlık ortamında çevrelen ve hatta ıçle-
rındekı sıyası gelışmelen denetım altında
tutabılmek uzere bellı bır asken gücü hazır bu-
lundurmalan gereğı konusunda göruşbırlığı
ıçındedırler
"Nükleer üçayak"
Ancak NATO, bu yenı tavnnı behrlerken
asken doktnnınde de gereklı değışıklıklenn
yapılması gereküğını kabul etmıştır Bundan
böyle NATO stratejısı, "nükleer üçayak" ola-
rak adlandınlan nükleer caydıncılığa dayalı
esnek mukabele doktnnı yenne yüksek tekno-
lojıye dayalı konvansıyonel caydıncılığa
vonehk çevık mudahale ve manevra savaşı
doktnnı üzennde gelıştınlecektır Nükleer
uça>ak, kısa enmlı savaş-alanı nükleer guçle-
n, orta enmlı taktık nükleer bombardıman
gücu, füzeler ve uzun enmlı stratejık bombar-
dıman kapasıtesı ve fuzelerden oluşan bır
nükleer caydıncılık sıstemıdır ABD ve Sov-
yetler Bırlığı'nın orta enmlı taktık nükleer
sılahlarını (tanhte ılk defa) yok etmeye başla-
maları, bunun yanında START goruşmelen
sonucu uzun enmlı füzelerde varolan kapası-
telennde de ındınme gıdecek olmalan nükle-
er üçavağın geçerlılığını kaybetmesıne neden
olmuştur
öte yandan kısa erımli savaş-alanı nükleer
guçlenn henüz varlığı sürmekte ve bu kapası-
telenn bır çatışmada kullanıma sokulması
olasılığı üçayağın dığer unsurlarının voklu-
ğunda daha da buyuk geçerlılık kazanmakta-
dır Ancak Doğu Avrupa devletlennın
Varşova Paktı'nı dağıtarak Batı ve Orta Av-
rupa'ya karşı bır asken tehdıt olmaktan
çıkmaları bu sılahlann da gereklılığını geçer-
sız kılmıştır En son olarak ABD ve Sovvetler
Bırlığı'nın kısa enmlı nükleer guçlennde de ın-
dınme gıdeceklennı karşıhklı olarak açıkla-
mış olmalan nükleer üçayağın tumuyle
kaldınlması yolunu da açmış bulunmaktadır-
lar
Bu noktadan hareketle, yenı NATO doktn-
nı buyuk ölçüde ABD'nın Irak'a karşı kullan-
dığa, küçük, esnek ve yüksek ateş gücune bağlı
bırhkler ıle yürutülen manevra savaşı stratejısı
uzennde gehştınlecektır Bu vaklaşım, son 15
yıldır ABD tarafından benımsenmış ve NA-
TO bunyesınde uygulanmaya çalışılmış bır
sıstcmdır Ancak sıyası nedenler ıle manevra
savaşı Sovyet tehdıdı surdüğu surece Avrupa-
hlarca bemmsenmemış, bu stratejı NATO'-
nun merkez cephesı ve cephe gensının
güvenhğını tam olarak sağlayamayacağı ge-
rekçesı ıle NATO Doktnnı'ne resmen ve
kapsamlı olarak sokulmamıştır Yenı ulaşılan
durumda ıse tehdıt kaynağının eskısı gıbı net
ve tam olarak belırlenemıyor oluşu. NATO
devletlennı hızlı müdahalelen mumkun kılan.
esnek ve etkılı bırlıklerden oluşan bır konvan-
sıyonel guç kurma>a zorlamıştır
Yeni doktrin
Yenı benımsenen doktnn, NATO tarıhınde
coğrafı sınırlan açıkça behrlenmış bır savun-
ma alanına gonderme yapılmadan oluşturu-
lan ılk savunma doktnnıdır NATO teşkılatı
varhğını sûrdürecek ıse. kı bu konuda şu anda
hıçbır örgut üyesı de\let bır çekınce ıfade et-
memektedır. gelecektekı beklentıler NATO'-
nun grup olarak genışleyıp alışılmış savunma
bölgesı dışında da global nıtelıklı bır ılgı alanı
uzennde faalıyet gostermesı yonündedır Bu
beklentının gerçekleşmesı veya gerçekleşeme-
mesı NATO'nun gelecekte varlığını surdurup
sürdürmemesını belırleyecektır NATO örgü-
tu Roma Doruğu ıle global bır örgut olmak ıle
yok olmak arasında hassas çızgı üzenndekı
yurüyûşunu başlatmıştır
Global çıkarlan olan bır orgut durumuna
gelmek hedefi ıse asken ağırlıklı bır örgut ola-
rak NATO ıle örgutun Avrupalı uyelen ara-
sında Avrupa bırlığı konusunda kaçınılmaz
çelışkılenn doğmasına neden olacaktır Ozel-
hkle Doğu Avrupa devletlen ve Sov\et
cumhur yetlennın Avrupa ıle butunleşme ça-
balannı Avrupa bırlığıne katılabılmek uzenne
>oğunlaştıracak olmalan bu çelışkılenn ço-
zumlennı daha da güçleştırecektır
NATO ulkelen orgute dışarıdan vapılacak
baskılar ıle doğacak olan bu cıddı sorunlan
varatılacak yenı bürokrasıler ıle kuşatma altı-
na alıp bu şorunlan dondurarak çozmeye
çahşacaktır Örneğın Doğu Avrupa ulkelen
nın kalkınma çabalannda aracı olması bek-
lentısıyle kurulan Doğu Avrupa Kalkınma
Bankası. bu tur bır burokrasıve kolavca donü-
şebılecek yapıdadır En son Roma Doruğu'-
nda oluşturulan Doğu Bloku ıle Danışma ve
Eşgudum Komıtesı de gene bu tur burokratık
bır "dalgakıran" Pİarak ışlev kazanacaktır
Amaç Doğu Avrupa'da ba^layan sıyası ve
sosyal hareketlenn dışında ve karşısında kal-
madan, bu hareketlenn Batı \vrupa'da oluş-
tunılmaya çalışılan sınırh butünlüğü
ekonomık olarak olumsuz etkılemelennın on-
lenmesıdır
Yenı NATO doktnnı ve "bürokratık dalga-
kıranlar"ın Türkıye uzennde de kaçınılmaz
olarak bazı etkılen olacaktır Her şeyden önce
yenı NATO savunma konseptı çerçevesınde
Turk Sıiahlı Kuvvetlen'nın modenıızasyonu
dığer üye ülkeler ıle uyum sağlanması açısın-
dan yalnızca bır temennı olmaktan çıkıp
yapısal bır zorunluluk halıne gelmıştır Bu ye-
nı yapılanmanın bır gereğı de daha küçuk,
ancak etkılı bır profesyonel ordu oluşturul-
ması konusunun uzun zamandır süregelen
"teknık değerlendırme" aşamasından kurtan-
lıp hızla sıyası uygulama gundemıne sokulma-
sıdır
Öte yandan gelecektekı NATO doktnnı, ku-
manda ve kontrol sıstemlenndekı geleneksel
ulusal denetım mekanızmalannı cıddı olarak
geçersız kılacak yenı ve etkılı uluslarustu yak-
laşımlann benımsenmesını gerektırecektır
Turkıye olarak NATO ıle "bütunleşmenın"
bu kadanna ne denlı hazır olduğumuz, sı>ası
ve tekmk duzeyde henüz tartışılmayan bır ko-
nudur Herhangı bır NATO asken teknık
komıtesı karan ıle uygulamaya konulabılecek
pek çok önemlı karar, bu tartışmalann yoklu-
ğunda Turkıye'nın ulusal savunma polıtıkası-
nı cıddı ıpotekler altına alabılecek nıtelıkler
taşımaktadır
Aynca yenı oluştunılacak esnek tepkı güç-
lenne NATO çerçevesınde yapılacak katkıla-
nn gene ulusal dış pohtıka hedeflen ıle cıddı
çelışkıler taşıması dunımunda Turkıye'nın
tercıhlennın ne olacağının da belırlenmesı ge-
reklıdır Bugun ıçın ABD ıle şu veya bu neden
ıle uzlaşma sağlanmadığından gündemden
çıktı gıbı gorunen asken malzeme ön depola-
ması konusu da yakın gelecekte bır NATO
yükumlülüğu olarak bu kez muzakeresız uy-
gulamaya sokulabılecektır Boyle bır durum-
da Turkıve, bu konudakı alışılagelmış
mesafelı tutumunu ne olçude koruyabılecektır
veva korumak gereğıru duyacak mıdır9
Turkıve'nın bugun doğan banş havası ıle
Roma'da kolayca katıldığı veya katılmak zo-
runda kaldığı yenı dolctnn. uygulamaya
konulduğu andan ıtıbaren teknolojık ustünlü-
ğu elınde tutan ve uzun bır süredır bu teknolo-
jısını olası savaş alanı stratejı ve taktıklen
ıçınde yoğuran ABD'nın NATO ıçındekı lıder
konumunu olabıldığınce korumasını sağlaya-
caktır Bu ıse Turkıye nın bugun ıçın tumuyle
dışında kaldığı >enı bır oyun planıdır Turkıye
bu yenı oyunda olmak zorunda mıdır, olmak
ıstemekte mıdır, olacak ıse konumu ne olmalı-
dır. bu konumu sağlamak ıçın neler yapılmalı-
dır
9
Doğal olarak bu sorulann yanıtlan
hemen venlebılecek yanıtlar değıldır, hatta bu
yanıtlann hemen venlmesı gerelclı de değıldır
Ancak ıvedılıkle yapılması gereken, asken,
teknık duzeyde ama mutlaka sıvıl toplum ku-
rumlannda da ozellıkle akademık. sanayı ve
meslek orgutlen bunyelennde. bu sorulann
açık tartışma konusu halıne getınlmesıdır
PARİSTEN SELÇLK DEMİREL
Seçmen Göztiyle
Bir kesim seçim yenilgisini SHP'nın "statukoculuğuna,
tutuculuğuna" bağlamaktadır. Ancak ben, bir seçmen olarak,
SHP'deki tutuculuğun nereden kaynaklandığını çok merak
ediyorum. SHP, acaba 12 Eylul doneminin getirdiği siyasal
yapıyı savunduğu için mi, yoksa 12 Eylul doneminin iktisat
siyasasına sahip çıktığı için mi tutucudur?
Prof. Dr. KEMÂLİ SAYBAŞILI Marmara Üniversitesi
SHP seçımlerde uçuncu partı olması- olacaklannı ve olduklannı duşunmek
nın sonrasında hemen ve yenıden üç yanlış bır değerlendırme mıdır9
Kaldı kı,
parçaya bölundu Oysa seçımlere gırer- gunü kurtarmaya gınşmeden, gelecek
ken, seçmene, ıktıdara yonelık olarak acaba nasıl kurtanlabılecektır
9
Sorunlar
"değışım, demokrası ve dayanışma" sözu bınkıp ıçınden çıkılmaz bır mtelık kazan-
vermıştı SHP'nın ıktıdara ortak olma dıgı zaman mı9
Uzun donem gelınceye
olanağı hâlâ varken, seçmene verılen soz- kadar geçecek süre sırasında, nasıl bır
lenn bır yana bırakılması ve ıktıdar yontem ızlenecektır
0
Öncelıkle duşun-
mücadelesımn partı ıçınde yenıden yaşa- m ek, tartışmak ve yalnızca "uzun
nılmaya başlanılmasını, ben, bır seçmen dönemlı" partı ıçı mücadelelere gınşmek
olarak >adırgadığımı belırtmek ıstıyo- mı duşunulmektedır
9
rum Konuya ılışkın bazı sorulan ve
duşuncelenmı sıradan otekı seçmenlerle
pa> laşmak amacıyla bu > azıya başladım
SHP'de bir kanat
tlk soru
Yanıtım bılemedığım ılk soru şu SHP,
seçımlerden once. seçmene, "değışım. de-
mokrası ve dayanışma" sözü venrken,
adı geçen uç amacı, acaba siyasal ıktıdar
Konuya ılışkın basına yansıyan bılgı-
lerden anlaşıldığı kadanyla, SHP ıçınde-
kı bır kanat da "sağın koalısyonunda
fıguran olmak ıstememektedır" Boyle-
lıkle saygı duyulacak bır amaç dıle getı-
nlmış ohnaktadır, fakat SHP ıçınde
hangı kesımın ters doğrultuda bır amacı
WMi gvyvu ht<y unıuvı, uvuvu jijuguı ınvıuuı * - -y , —
bağlamında mı ortaya attı, voksa partı ıçı o l d u
8 u
soylenebılır'' Kaldı kı sol ve sag
ıktldar mucadelesı anlamında niı9
Seç-
l l l k d b l
nıtelıklı bır sınıf-ç >
mene \enlen sozler siyasal ıktıdar bağla- landırmaya dayandığı olçude, somut bır
mmda ıdıyse, DYP-SHP koalısyonuna demokrası programı. sol ve sağ arasında
yönelık bır partııçı muhalefetm amacını, ortak bır nokta oluşturamaz mı9
Ustelık
seçmenın nasıl anlaması gerekıyor
9
seçmene ışsızlık sıgortası, sağlık sıgorta-
Seçmenın, yukandakı sonıya verdığı sı, gelır dağılımının duzeltılmesı gıbı
yanıtta, SHP'lılenn, sı>asal ıktıdara yö- s°
z
'en vermış oian bır partı ekonomık
nehk bır davranış ıçınde olmaktan çok anlamda acaba ne olçude sağdadır9
dk k d d l ö SHFdekı son gelışmeler, boylelıkle.
partı ıçı mucadelelenn bınncı oncelığı ta-
şıdığıyonunde bır ızlenım edınılmesı ıçın
l l k d T t
ş ğ y ç
önemlı ıpuçlan vermektedır Tum tartış-
l l d l
ş ç ç
partı ıçındekı ıktıdar mucadelesıne önce-
bk verdıklenne karar vermesı durumun-
da, kendı kendıne, aşağıdakı ya da
benzer nıtelıklı bır soruyu sormayacak p ç ş
mıdır
9
Eğer, SHP'lı >etkıhler ve paftıhler malar seçım yenılgısı üzerınde yoğunlaş-
açısından. partı yonetıcucnnın, delegele- mış gıbı gorunmektedır Bu çerçevede,
nnın ve uyelennın kararı seçmenın bek- bır kesım, seçım yenilgisini SHP'nın' sta-
lentılennden onde gelıyor ıdıyse, SHP tukoculuğuna, tutuculuğuna" bağla-
seçımlere neden katılmıştır
9
maktadır Ancak, ben, bır seçmen
Buna karşıhk, bır DYP-SHP koahsyo- olarak. SHP'deki tutuculuğun nereden
nunun "gunu kurtarmak ' olduğu, oysa kaynaklandığını çok merak edıvorum
gerçek sıyasetçmın amacmın "geleceğı SHP. acaba 12 Evlul doneminin getırdığı
kurtarmak" olduğu ılen sürulebılır Ote sı>asal yapı>i savunduğu ıçın mı yoksa
yandan ıse uzun dönemde ıktıdara gel- '2 Eylul doneminin iktisat siyasasına sa-
mek ısteyen bır siyasal partınm, seçımle- 1"P Ç^t'S
1
ıÇ»
n m ı
tutucudur
9
re, ıktıdara tek başına >a da kendı Partı ıçınde. yenılgıyı, "Kemalızm"ın
belırleyeceğı herhangı bır koalısyon orta- yenılgısı olarak değerlendırenler olduğu
ğı ıle bırlıkte gelmeye kararlı olduğu da gorulmektedır Buna karşıhk. bana
"uzun dönemın" nesnel koşulları hazır ovle gelıvor kı, olumsuz anlamda bır
olduğu zaman ve ya da koşullarla katıl- "kemalızm" tanımlanması, en i)i, 12
ması gerektığı. aksı takdırde, ınsanlann Eylul generallen ıle 12 Eylul ve sonrası
boşuna umutlandınlmış. hatta aldatılmış doneminin "sıvıl" kadrolanna vakışa-
caktır
Gerek SHP ıçındekı bazı vetkıhler. ge-
rekse, benım gıbı, duşünce ozgurluğunu
kullanarak gozlemlerde bulunan bazı >o-
rumcular, konuyu, "kentlıhk koyluluk"
gıbı sosyolojık nıtelıklı "ıthal edılmış"
kavramlarla ve >a da "eğıtımlılık eğı-
tımsızlık" gıbı seçkıncı nıtelıklı, aynı
zamanda da. Osmanlı tanhsel mırasını
yansıtan kavramlarla açıklamayı yeğle-
mektedırler "SHP koylüluğün partısı
oldu" ya da "kentlı ve eğıtımlı seçmenlerı
ürkuttu' dıyenler, ıddıalannı herhalde
SHP'mn kentlerde eskısı kadar destek
şağlayamamış olmasına dayandırıj orlar
Öte yandan, yalnızca İstanbul dakı ov
dağılımı bıle. bu tür afakı değerlendırme-
lenn yanıltıcı olabıleceğıne ılışkın ıpuçla-
n vermektedır Basına seçımlerden
bırkaç gun sonra yansıvan bır bılgı Is-
tanbul'dakı gecekondu bolgelennde
oylann buyuk bır bölümunun Refah Par-
tısı'ne gıttığını aynı çerçevede, ANAP'ın
da ıkıncı partı olduğunu gostermektedır
"Gecekonduların yoğun olarak bulun-
duğu 10 seçım boîgesınden altısını RP,
uçunu ANAP, bınnı de SHP kazandı
(SeydaYılmaz, Hurnyet, 24 10 1991 )
Şımdı, İstanbulda yaşayan "kentlıler"-
ın ve "eğıtımlıler 'ın yoğun olarak gece-
kondu bolgelennde oturduklannı mı
varsaymamız gerekıyor9
Ikıncı olarak,
gecekondu bolgelennde RP'ye ve
ANAP'a venlen oylar acaba ne olçude
"lıberal so>lem"e verılmış oylardır
9
Son
olarak, vaşadığı coğrafı mekân ve sahıp
olduğu eğıtım duzeyı ne olursa olsun.
tum seçmenlenn eşıt olduklan unutuldu-
ğu olçude, demokrasıyı "kurumsallaştır-
mak" bır yana, gerçek anlamda
demokrat duşunceye sahıp olduğumuzu
nasıl ılen surebıleceğız9
Sonuç olarak sıradan bır seçmen kım-
lığımle, ben, SHP'lı vetkılılenn seçmene
verdıklen sozlen tutmalannı, bunun ıçın
de, demokrasıvı ve dayanışmayı once
SHP ıçınde gerçekletırmelennı, aynı ılke-
ler doğrultusunda, DYP ıle koalısyon
oluşturarak, seçımlerden once değışım
bıçımınde belırlenmış olan uç ılkeden bı-
nnı >a da ">enf'hklennı somut anlamda
uygulamaya başlamalannı beklıyorum
SHP'lıler davanışma. demokrası ve değı-
şım amaçlannı partı ıçınde bıle gercekleş-
tıreme>eceklerse her grup kendı "yuce"
ılkelen çerçevesınde a>n bır partı kurar
ve bundan sonrakı ılk seçımlere kendı
programlarıyla katılırlarsa, ben de hangı
partıve neden o> verdığımı >a da verme-
dığımı onceden bılebılme olanağına
kavuşurum Sonrakı dönemde de kendı-
mı yanıltılmış bır konumda bırakılmış
durumda bulmam
TARIK GUNERSEL
SpartaküsGerçekçi miydi?
Bazı sorular bızı ölümden fazla korkutur
"Ömrümce doğru saydığım yol aslında yanlış mıydı'"
Bu ağır bır sorudur
Nıtekım "SSCB"de basarısızlığa uğrayan darbe gırışımınden
sonra ıntıhar eden bırının son mektubunda bu sorunun ızı var-
dı
Boyle sorular yaman bır cesaret ıster
vte genelde, ınanmak ıstedığımız şeye ınanma gerekçelen bul-
makta mahırızdır
Kararlılıkla ınatçılığı karıştırmakta da
Nıtekım Ingıltere'de Dunya Duzdur Derneğı ancak 1969'da
evet 1969 yılında kapanmıştır
Dunyaya aydan bakılınca
Turkıye'de Stalın ın fotoğrafını hâlâ saygıyla duvarına asabı-
len bırıne şefkatle bakmaya çalışın
Ingıltere'de Dünya Duzdür Derneğı 1969'da kapandı
Ne tuhaf Lenın haklı çıktı'
1919'da "Avrupa'da ışçı sınıfı devrım yapamazsa bız ıktıdarda
kalamayız' demıştı
E ışte oyle oldu
Denebılır'
Pekı ya olsaydı Avrupa'da 'devrım?"
Cevabından asla emın olamayacağımız sorulan da sormalı-
yız
Sonuç yıne berbat olabılırdı
*
Spartaküs gerçekçi mıydı
9
Yenıldı''
Kolecılığı savunmak gercekçılıktı
lyı nıyetlı bırılerı Spartakus'u ıknaya çalışmıştı herhalde, ger-
çekçi olmaya davet ederek
Spartaküs gerçekçi _ _ ^ _ _ ^ ^ ^ ^ _ _ _ _ _ ^ _ _ _ _ ^
değıldı
Yenıldı
Ama sonra''
*
Devasa hedeflerle
yol a çıkan bır hareket
bıtıverdı
Sadece "komünizm"
değil, belkı "sosyalizm"
kelimesının de canına
okuyan despotik rejimler
çöktü.
Bıhmseiiık ıddıasmda Darısı Cin halkının basına.
Hele Tienanmen'den
sonra!
Bir ülkede
demokratikleşme varsa,
temelde özgürleşmeyi
hedefleyenler buna kötü
bakabilir mi?
olan ama elestırıden
korkan bır harekettı
O hareketın Türkıye-
dekı bır ızduşumunden
1978 yılında "SSCBde
eleştınlmelı" dedığı ıcın
dışlananlar arasında
ben de vardım
Dışlama gerekçesı
kelımesı kelımesıne
şoyleydı ^ " " ™ ^ ^ " ™ ~ " " ^ ™ " ™ '
"Bılımın genel bır doğrusu olan eleştırıyı sıyaset alanına çı-
karmak "
Sadece komünizm ' değıl, belkı sosyalizm" kelimesının de
canına OKuyan despotik rejimler çoktu
Darısı Cın halkının başına !
Hele Tıenanmenden sonra1
Bır ulkede demokratıkleşme varsa temelde özgürleşmeyi he-
defleyenler buna kötü gozle bakabılır mı' >
•
1978'de şoyie duşunuyordum Batı Avrupa'da sosyalıst bır ham-
le olmadan ABD'de sosyalıst hareket gelışemez, Doğu Avrupa1
da demokratıkleşme olmadan Batı Avrupa'da sosyalıst bır ge-
lışme olamaz, SSCB'de demokratıkleşme olmadan Doğu Avru-
pa'da demokratıkleşme olamaz
Hım
Şımdı, onümüzdekı yıllarda ABD'de anlamlı bır sol hareketın ,
gelışmesını beklıyorum
Bu hareket kendısıne 'sosyalıst" dıyebılır veya demeyebılır
Radıkal Demokrat' dıyebılır veya ne bıleyım, 'Sosyal Ekolojist"
dıyebılır
Dunyada demokratik kapıtalızm yönunde bır eğılım var
'Ben Marksıst değılım'" dıyen Marx'ın öngörduğu gıbı, dün-
ya Dazarı oluşuyor Dünya toplumu yonünde olumlu bır gelışme
Bu hercumerc ıçınde ıçımden su ses gelıyor '.
Kapıtalızmle yetınmek hayalgucune hakarettır
Belkı bu da benım saplantınV
TARIK GUNERSEL Şmr ve yazar