22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 28 KASIM 1991 DışişleriBakanı Hikmet Çetin hükümetin tutumunu açıkladı Kıbrıs içîn dörtlü zirveye itîraz yokllk dış sınavını Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısında veren Dışişleri Bakanı Çetin, dış politika ilkelerinde temele iJişkin bir değişikliğe gidilmeyeceğini, diplomatik işleyişin tümüyle hükümetin kontrolünde olacağını söyledi. Çetin, Kıbns konusunda "Biz siyasal eşitliği esas alan iki toplumlu, iki bölgeü federal çözümle sorunun giderileceğine ip uçlan verdi. ınanıyoruz" dedi. SABETAY VAROL STRASBOURG — llk dış geasini Avru- pa Konseyi'nin Bakanlar Komitesi toplantı- sı için Strasbourg'a yapan Dışişleri Bakaru Hikmet Çetin, Türkiye'nin şündiye kadar iz- lediği dış politika ilkelerinin temelde değiş- meyeceğini ifade etti. Bakan Çetin, Kıbrıs'- la ilgiü bundan önceki hükümetin onay ver- diği "dörtlü zirve" önerisine, DYP-SHP ko- alisyonunun "itiran" olmadığmı büdirdi. Ancak soruna kaiıcı bir çözümün ikili görfiş- ORTA melerle sağlanacağmı, baskj yaparak ve za- manı sıkıştırarak sonuç elde edilemeyeceği- ni sözlerine ekledi. Alman Dışişleri Bakaru Hans Dietrich Genscher'le Çetin'in yaptığı kısa sohbet, Türk-Alman ilişkilerinde yeni hükümetin iş- başına gelmesiyle birlikte iyileşme beklenti- lerini güçlendirdi. öte yandan Avrupa Kon- seyi Bakanlar Komitesi önünde yaptığı ko- nuşmada Hikmet Çetin, yeni hükümetin Sovyetler Birliği ve Balkanlar'a ilişkin izle- yeceği poütikalar hakkında da bazı önemli Demokrasi ve insan haklan konusunda he- men hemen tamamı hükümet programından esinlenen geleceğe dönük açıklamalar yapan Çetin, Batıltlara dolaylı olarak "Bu alanda hJçbir uygulamanın elesüriye ugramayacagı bir Türkiye" vaat etti. Çetin'in sözleri Av- rupa Konseyi çevrelerinde büyıik ölçüde "Tttrk bakan ber şeye evet dedi" tarzında algılandı. Dışışlerinde bundan sonra "hükü- mel poUtikaa" izleneceğıni ve değişiklikle- rin daha çok uygulamada olacağını vurgu- layan Hikmet Çetin, ad vermeden Turgut özaJ'ın izledigi dış politikada, esas olarak "yöntemler"in değişeceğini ima etti. Bakan, Avrupa Konseyi'nin Bakanlar Ko- mitesi toplantısı sonrası Türk basın mensup- lanrun sorulannı yanıtlarken "Kıbns konu- sanım iki toplum araa görüsmelerle çözüle- cegme inanıyoruz. Bizden önce kararlaşbnl- nuş olan dörtiü nrveye de htrazunız yok. Biz siyasal esitiigi esas alan, iki tophunlu, iki böl- geli federal çözümte somnnn giderileceğine inanıyonu. Dış baskılarla zamanı sıkışüra- rak kalıcı bir çözöme ulaşılacagına inannuyonu" dedi. Bakanın bu sözleri ABD Başkanı George Bush'un 4'lü zirvenin yü so- nundan önce başlayacağmı umut ettiği şek- lindeki ifadekrine verilmiş bir yanıt olarak algılandı. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Catberine Lalnmi- ere'ye bir nezaket ziyareti yapa. Bu arada Al- man Dışişleri Bakanı Genscher'le de "ayak üstii" bir görüşme yaptı. Bu görüşme sıra- sında iki bakan yakın bir tarihte görüşme ar- zuiannı karşüıkü olarak dile getirdiler. Türk bakan, göreve geür gelmez Genscher'e bir "nezaket" mektubu gönderdiğinı aktardı. Alman bilgiye göre dünkü göruşmelerinde Genscher mektuptan memnunluk duyduğu- nu, Çetin'e ifade etti. Türk tarafı bu kısa gö- rüşmeden Bonn'un yeni hükümetin işbaşına gelmesiyle birlikte Ankara ile üişkileri sıklaş- tırma eğilimine gireceği izienimi edindi. Yugoslavya ve Balkanlar konusunda ise Türkiye'nin tutumunu son gelişmelere uygun olarak gözden geçirdiği kaydedildi. Bakan, Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin bakanlan Önünde yaptıgı konuşmada, Avrupalılan "gerçekçi" davranmaya çağırdı. Türkiye'nin aynı çatı altında yaşamak istemeyen Yugos- lavya halklannın aynlmasına itirazı olmadı- ğmı dile getiren Bakan, Avrupa'dan bu cum- huriyetler arasında dengeli bir politika izle- melerini vurguladı. Türkiye'nin bu tutumu üe Makedonya ve Bosna-Hersek gibi cum- huriyetlere de Hırvatistan ve Slovenya'ya Avrupalüarca gösterilen sıcak ilginin benze- rinin gösterilmesini istemesi dikkat çekti. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin konuşma- sımn Sovyetler Birliği'ne definen bölümle- rinde de benzer isteklerde buiundu. Müslü- man asıllı cumhuriyetlerle diğerleri arasında demokrasi ve insan haklan konulannda ay- nm yapılmamasmı istedi. ASYA ABD'nin gözü, Ttirkiye ve Iranlda Ankara ile Tahran'ın, özellikle Azerbaycan üzerinde nüfuz rekabetine giriştiği izleniminde olan ABD, Türkiye'nin Orta Asya'daki tüm Türki cumhuriyetlere karşı izledigi 'ağırbaşlı' tutumu olumlu buluyor. UFTJK CÜLPEMİR WASHINGTON — SSCB'de merkezi otoritenin sarsümasın- dan sonra "Türkiye ve Iraa'ın Orta Asya cumhuriyetleri üze- rinde nüfuz rekabetiııe giriştiği" izleniminde olan ABD, bu doğ- rultudaki geüşmelen dikkatle iz- liyor. VVashington, Ankara'mn ge- çen gürüerde bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan'ı hızla tanı- masmda bu rekabetin rol oyna- dığı karusında. ABD yönetimi- ne göre "söz konusu rekabet şündiük (ehlikeü degil. ama iz- lenmesi gereken bir donun ya- rattıgı da kuşkusuz." Ankara'mn Azerbaycan'ı ta- nımasından sonra "geride kalaa" Tahran'ın aradaki me- safeyi kapatmak için daha atıl- gan davranıp davranmayacağı, bunun Moskova'da ne etki ya- ratacağı, Ankara ve Tahran'ın ilişkilerinin bu "rekabetten" nasıl etküeneceği, ABD'nin ko- nuyla ilgili uzmanlannın yakın takibi altında. Cumhuriyetler uzerindeki en bfiyük "rekabetin" doğal kay- naklan nedeniyle Azerbaycan'- da olacağmı düşünen ABD uz- manlan, Türkiye ile Azerbay- can arasında artan ticareti ya- kından izliyor ve her kalemini dikkatle inceüyor. Ankara'mn bu cumhuriyetlerle genel ola- rak ağn~ başlı bir ilişki icinde ol- ması, hatta görüş aynbklanna karşın Ermenistan ile de ticari ilişkiye yesil ışık yakması, ABD yönetimince olumlu karşılanı- yor. Ancak Ankara'mn bu karar- lannda karsılıklı ekonomik ya- rarlann Iran De rekabetten çok daha önemli rol oynadığı, Amerikan basımnca henüz al- gılanınış değil. Çıkan yazılarda Türkiye'nin geçen 10 yılda atak bir işadamı kuşağı yarattığı ve yeni cumhuriyetlerle artan tica- ri bağlantılann çoğunun bunun otomatik bir sonucu olduğu gözden kaçınlıyor. Geçen günlerde Dışişleri Müsteşan Ozdem Sanberk'in Washington Post'a verdiği bir demecte yeni cumhuriyetlerin "serbest piyasa konusunda bü- yıik adımlar atmış Turkiye'ye ilgi dnymasjnın dogal oldu- ğuna" söylemesi, yönetim katında dikkatle not edilmiş bulunuyor. Buna karşıiık bu ülkelere sunacak fazla bir ürü- nü olmayan Iran'ın ilişkilerin- de "dini ve külturel bağlan" ön plana çıkarması, örneğin bir ideal olmaktan öteye geçmesi güç gözükse de Taşkent ve Se- merkand'ı geçmişte olduğu gi- bi Islam dunyasımn bilim mer- kezi haline getinneye dönük inisiyatifîn aynı ölçüde dikkat cekmediği görülüyor. ABD'nin bu konuya ilgisinin nedenlerinden birisini, Ankara ve Tahran'daki farklı rejimler oluşturuyor. Eğer bu iki ülke- den birisinin Orta Asya'da da- ha fazla etkili olması arzu edi- liyorsa, bunun Türkiye olma- sına NVashington'un itiraz et- mesi kuşkulu görünüyor. ön- ceki gün Temsilciler Meclisi ge- nel kurulunda yapılan üç gün- dem dışı konuşmada da bu desteğin izleri vardı. örneğin Peter Kostmayer, "Türkiye kuşkusuz Orta Asya cumhuri- yetleri için olumlu bir model olarak sivrildi" dedi. Jim Mo- ody ise "Bu yeni uluslar ortak bircok deger paylastıklan Ba- tı'daki laik, demokratik, ser- best piyasaya sahip Türkiye'ye mi bakacak, yoksa güneydeki antidemokratik, teokratik Iran'a mı" diye sordu. Steny Hoyer ise "demokratik secim basansı" için Ankara'yı kutla- dı ve "Orta Asya cumhuriyet- lerinin, ekonomik basanlar el- de etmiş, laik ve demokratik Türkiye'yi model olarak be- Dimseyecegi inancutdayun" de- di. EL TİKRİTİ7 TALABANI PKK'ya destek söz konusu değil Dış Haberler Servisi — Irak Kürdistan Yurtsever Birliği Partisi ile Irak yönetimi, PKK'ya destek verdikleri yo- lundaki iddialan yalanladılar. KYP lideri Cdai Talabani, PKK'nın Irak Kürdistan'ını Turkiye'ye saldm amaayla ba- samak olarak kullanmasına izin vermeyeceklerini söylerken Irak'ın Ankara Büyükelcisi Ra- fi Dahhan Micvel el Tikriti PKK ile üişkileri olmadığuu tekrarladı. AA'mn haberine göre Celal Talabani, Süleymaniye'nin 30 kilometre güneyindeki Mekte- bi Siyasi adını verdiği karargâ- hında yaptıgı açıklamada PKK ile ilişkilerinin eskiye göre bi- raz düzeldiğini ifade ederek şunlan söyledi: "öcalan Irak Kürdistanı'nı Türkiyeye sakbn icüı basamak yapmayacak. Turkiye'ye karşı slabJı eylemi bırakacak, bunun yerioe siyasi faaüyetlerde buiu- nacak. Bu koauiarda partinıiz- le PKK arasında irtifak saglan- dı. Abdullah öcalan, 4 ay, ya- ni nevruza kadar (21 mart) si- lahlı eylemlerde bulunmaya- cak. Bu süre içerisinde yeni ku- nılan btikiunetin yaklaşım ve tavnnı bekleyip görecek." Talabani, Abdullah öcalan'- ın bu karannı örgütüne bir bil- diriyle duyuracağını belirterek "Bu ittifaka ragmen toprakla- nmızı Turkiye'ye saldın için kullanacak olursa buna izin vemKyecegiz. Gerekirse kamp- lan kapatacagu. Irak Kürdis- tanı'nda PKK kamplan vardır. Dedigim gibi bu kamplar askeri degü, siyasi faaliyetier için acık tutuluyor" diye konuştu. Irak'ın Ankara Büyükelcisi El Tikriti, AA'ya verdiği özel demeçte ülkesinin PKK'ya des- tek verdiği yolundaki iddiala- rın doğru olmadığını söyledi. Irak Bûyükelçisi "Bir ülke- nin resmi açıklamalanna mı inanacaksınız, maksatlı kay- naklara mı? Tutumumuz bellı ve kesindir. Herbangi bir dev- letle özellikle dost ve komşu bir devletie ilisküerimizin yalana dayanmaanı istemjyoruz. Çiin- kü bn takdirde flişkiler kalıcı olmaz. Bizim tutumumuz açık- nr, in^kilerimizden yabana un- surlan temizlemeliyiz" dedi. Celal Talabani, yeni kurulan DYP-SHP koalisyon hüküme- tinden ne tür beklentileri oldu- ğu yolundaki sorusu üzerine de şunlan söyledi: "Sayın Suleyman Demirel başkanhgındaki DYP-SHP ko- alisyon bükümetini önce tebrik ediyornm. Göçlü olmaiannı is- tiyormn. Irak Kürdistan hal- kıyb Türkiye halkının dostlu- ğonun gaçlenmesini temenni ediyonım. Sayın Demirel ve tnönü'yü tanıyorum. Onlarla daha önce gö'rüsnjm. Bize ver- dikleri sözierinde dunnaiannı bekliyonım. Hükümet olma- dan önce 'hükümet olursak si- ze yardım ederiz' demislerdi. Bu sözlerini yerine getirmeleri- ni bekliyoraz." Celal Talabani, yakın gele- cekte Ankara'ya gelerek yeni hükümeti ve üyelerini kutlaya- cağuu, onlarla görüşeceğini de söyledi. Karayipler ülkesi Haiti'de 29 eylül darbesi ertesinde gerek ulkede kalan halk , gerekse göç edenler perişan durumda. tnsan Haklan Amerika Komis>onu. önceki gun vavımladığı bir raporda Haiti'de darbeden bu yana 1500 kişi- nin oldurulduğunu açıkladı. Tekneiere doluşup ABD>e kaçmak isteyen Haitililer ise Kuba'daki ABD Guantanamo deniz ussüne yerleştiriliyor. ABD Savunma Bakanlığı dun, goçmenlerin sa- yısının 2500'ü aştığını ve uste 135 çadur kuracaklannı açıkladı. (Fotograf: TIME) Ankarv'dakidiplomatlar hükümet programını değerlendirdi Dış politika değişmiyor Diplomatlar hükümet programının Türkiye'nin geleneksel dış politikası açısından 'sürpriz' taşımaıiığı görüşünde. Ancak diplomatlar, kendini istikrar unsuru olarak gören Türkiye'nin bu istikrarı etrafına yayma isteğini, Ankara'mn bir 'misyon' üstlenmeye hazır olduğuna 'işaret' olarak değerlendirdiler. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Başoakan Snleyman Demirel tarafından pazartesi gunu TBMM'de okunan hükü- met programının Ankara'daki diplomatik çevreler arasında çok büyük bir heyecan yaratma- dıgı gözlendi. Herhangi bir 'sürpriz unsur* bulmadıklan hü- kümet programım "Türk dış politikasının temel parametrele- rini taşıyaıı bir bdge" olarak nı- telendiren söz konusu çevreler. Buna rağmen metinde "bazı il- ginç niıanslann bulundugunu" da bildirdiler. Bu konuda görüşlerini aldığı- mız diplomatlar hükümet prog- ramında Türkiye'nin Batı'ya ve özellikle Avrupa'daki siyasi ve askeri oluşumlara dönük terci- hinin net bir şekilde yer aldığı- nı bildirdiler. Yeni hükümetin, Batı'nın gündeminde şu anda önemli bir yer tutan insan hak- lan konusunda programı gere- ğince önemli taahhütler üstlen- diğini de ifade eden diplomatlar şu görüşlere yer verdiler: "Türkiye'nin <uş politikasıııın gdeneksel vapısı bağlamında degerlendirildiğinde hükümet programının büyük sürprizler taşıdıgı söylenemez. örnefin Kıbns konusu ele alınırken An- kara'mn bilioen tezlerinin teyil edilmesi ile yennilmiş." Türkiye'nin Batı'ya dönük tercihini net bir şekilde ortaya koyan hükümet programında Ankara'mn bir 'misyon' üstlen- meye hazır olduğuna ilişkin 'işaretler' de bulan diplomatlar bu konuda şunlan söylediler: "Yeni bükümet, programın- da, Türkiye'nin Avrupa'da olu- şan güvenKk ve işbirligi ortanunı betiıteyen ilke ve davranış nonn- lannın Balkanlar'a, Adeniz'e , Karadeniz havzasına, Ortado- ğu'ya, Batı ve Orta Asya'ya ya- yılmasuıdaki rolunden soz edi- yor. Bu da Türkiye'nin uzun va- deli istikrar unsuru olarak gör- dugıi dengelerin kendisini çevre- leyen istikraraz ortama yayüma- sına atfettigi önemi gösteriyor. Başka bir ifade ile Türkiye'nin kendisini bötgede bir istikrar un- suru olarak gördügünü ve bu is- tikran etrafa yaymak istedigini sergüiyor." Diplomatlar hükümet progra- mında Ankara'mn Avrupa ile entegrasyonuna verdiği önemin altının çizUmiş olmasına da işa- ret ederek burada ilginç bir iıü- ans'a dikkat çekiyorlar ve şun- lan kaydediyorlar: "Programda, 'Ingiltere, Fran- sa ve geçen yıl birleşerek yeni Avrupa'run inşasında kilit bir rol üstlenmiş bulunan Federal Al- manya ile güçlü işbirliği bağla- nrun yeniden ve daha kapsamlı bir çerçevede canlandmlıp sür- dürülmesine büyük önem vereceğiz' deniyor. Burada yer alan 'yeniden' ketimesi Ankara^ da bir beklentmin ifadesj olarak aJgdanabiUr. Yani Demirei hi- kümeti dolayb olarak 'ANAP gitti, biz Avrupa ile ilişkilerimi- zi farklı bir zemine oturtmak istiyonız' diyor. Kısacası Avru- pa'ya yeni bir ilişki düzeyi için davet çıkarmış ohıyor." I^ndmhertürlükocdisyonakuşkuilebakıyor. Türkiye de istisna değil Ingiltereiçin istikrar önemli Bölgedeki istikrann sürdürülmesinde Türkiye'nin güvenilirliğini korumasım öne çıkaran İngiliz Dışişleri çevreleri, yeni hükümetin dış politikada yön değişikliği yapmasım beklemiyorlar. EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — tngiltere hükü- metinin, Türkiye'de yrai hükü- mete bajuşında iki nokta öne çı- kıyor: Ülkenin bölgedeki istik- rarlı konumunu sûrdürmesi ve bölgedeki istikrann sürdürülme- sinde Türkiye'ıün, güvenirligini koruması". Ingiltere, nerede ve hangi ko- şullarda kurulursa kurulsun her türlü koalisyona kuşku ile ba- kar. Türkiye de bu kuraün dışın- da değil. NATO üyesi olması, Körfez savaşındaki tutumu gibi somut nedenlerden ötürü Tür- kiye'deki koalisyonun, Türki- ye'nin dış siyasetinde yön değiş- tirici bir etki yapması beklenmi- yor. Bir dışişleri yetkilisi, "Tbatcbercı-Ozala bir gözüpek- ligi, sadece Türkiye'de de«B, Uç bir yerde, hiçbir koalisyondan beklemek mümkün degildir," dedi. tngiltere, ötedenberi Türkiye1 nin, Avrupa'ya Ortadoğu'dan yönelebilecek tehditlere karşı bir tampon görevi yaptıgı göruşün- de. Körfez bunalımından önce Türkiye, Ingiltere için "NATOi nun Güneydogu kanadında önemli bir mütteflk'di Bu, ka- lıplaşmış tanımda "Güneydofu kanadı", asünda Yunanistan'ı da kapsıyordu. Körfez bunalırmmn daha ilk günlerinden itibaren kararlı bir şekilde Birleşmiş Mil- letler'den yana çıkması, Türki- ye'nin "önemini" aniden arttu-- dı. Bu "önemlilik" halen sürü- yor. Ingiltere, su şırada Irak ile düşman, Suriye ile ise dostluğu- nu "yeniden keşfetti." Ingiltere için bu iki ülke, ne olursa olsun, Bonn yönetimminyeni hükümete ilişkin tutumu ttekle göf Almanya, Ankara'yı izliyor Alman Dışişleri çevrelerine göre Demirel hükümetinin icraatında başhca işlerden biri Doğu ve Güneydogu'da istikrarın sağlanması. PtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Alman Dışişleri çevreleri " Ankara'da kurulan yeni bükümetin önemli konular- daki icraatı hakkında benüz de- geriendirme yapmak zor" diyor ve 'bekleyip görecegiz' tavnnı benimsiyor. Almanya özellikle Türkiye'de hukuk devletinin kurulması, demokratikleşme, insan haklan ve Kürt sorunu alanlarındaki gelişmelere karşı çok duyarlı. Almanya'da 2 mil- yona yakın Türkiye vatandaşı- nın yaşaması ve iltica dilekçesi verenlerde Türkiye'den gelenle- rin üçüncü sırayı alması, Al- manya'da gerck hükümeti, ge- rekse muhalefeti gelişmelere karşı daha da duyarlı kılan fak- törler. Almanya, Ankara ve Istan- bul'daki çesitli kurumlan araa- hğıyla iki ülke arasındaki eko- nomik ve ticari Üişkileri de dü- zenüyor. Türkiye'de Alman ya- tınmlanrun bir türlü istenen dü- zeye ulaşmadığını belirten yet- kililer, "Siyasi istikrar ve düzen olmazsa yatınm da olmaz" di- yorlar ve "Sermaye ceylan gibi ürkektir; Türkiye'de yabancı sermayeyi ürküten çok faktör var" şeklinde konuşuyorlar. Alman Dışişleri çevrelerine göre, Suleyman Demirel hükü- metinin ekonomik ve politik ic- raatmda en başta yapması gere- ken işlerden biri Doğu ve Gfl- neydoğu'da istikrann yeniden sağlanması. Alman Dışişleri Ba- kanlığı hâlâ kendi vatandaşlan- m Doğu ve Güneydogu Anado- lu'ya gitmemeleri için uyanyor. Bu yöreden gelen binlerce kişi her yıl "Kürt olarak siyasi bas- kı gördükleri" için sığınma hak- kı istiyorlar. Almanya, KürtJe- rin geleceği ile bilindiği gibi çok yakından ilgileniyor. Gerek Alman Dışişleri çevre- leriyle, gerekse sosyal demokrat muhalefetle yaptığımız görttş- melerde 'Kürt sorunu' ile ilgili şu mesajı aldık: "Türkiye geçmişte Kürtlerin varlığını inkâr ederek çok yan- lış bir politika izkdi. Bu politi- kada Cumhurbaşkanı Özal'm B- derlitinde önemli degişiklikler oldu ve olumlu adımJar atıidı. Fakat bunlar yeterli degU. Yeni hükümetin Kürtleri kendi kim- likleri ile tanunası, oalara ken- dilerini ifade bakkı vennesj ge- rekiyor. Sorun askeri yöntem- lerle çözülemeyecektir." Alman hükümet ve muhale- fet çevreleri, terör örgütü' ola- rak kabul ettikleri PKK'yı ke- sinlikle desteklemediklerini ve onaylamadıklannı belirtiyorlar; ancak sorunun askeri yöntem- lerle değil, hukuk devleti kural- lan çerçevesinde çözülmesi ge- rektiğini vurguluyorlar. Bu ise Alman görüşüne göre ancak Kürtlere daha geniş haklar ve- rilmesi ile sağlanabüecek. Daha geniş haklar dendiğinde örneğin Kürtlerin 'azmlık' olarak tanın- ması, kendi siyasi katılım araç- ianru yaratmalan, Kürtçenin ge- liştirümesi, Kürt çocukların kendi okullanna gidebilmesi vs. anlaşılıyor. Böylece iki toplu- mun barış içinde bir arada ya- şayabileceği, 'devlet' tartışmala- ruıın zemin kaybedeceği ve PKK gibi örgütlerin 'gereksiz' hale geleceği savunuluyor. Avrupa için tehdit ve istikrarsız- lık unsurlan. Bu nedenle Tür- kiye, bu iki "potansiyel dert"in önünde duran bir baraj. Kürt sorunu Ortadoğu konusunda İngiliz dışişleri çevrelerinden edinilen izlenim şu: Irak'ta üslenen ve Suriye desteğindeki PKK'run te- rör eylemlerinin Güneydogu Anadolu'dan yayılarak başka bölgelerde daha "cüretH" bir tır- manışa geçmesi, Turkiye'nin "hassas karm" olarak nitelenen Güneydogu Anadolu'da ise, Fi- üstin'deki "intifada"benzeri bir halk hareketi başlaması beklen- tisi var. Hükümet, Kürt sorununu Turkiye'nin iç sorunu olarak gö- riiyor. Ancak tngiliz kamuoyu gözünde Türkiye, Kürtlere, üp- kı Irak gibi eziyet eden bir zor- ba. Ayrıca, Türkiye denildi mi, insan haklanna saygısızlık, ak- la gelen iik kavram. Bu nedenle İngiltere'nin Turkiye'ye bakışı ile kamuoyunda Türkiye'nin yarat- tığı izlenim farklı. Basında Türkiye, başta Ingiltere olmak üzere Batı Avrupa'nul petrol ge- reksinimi için ve Islamcıhğm ya- yılmasına engel için Ortadoğu- daki en istikrarlı ve olabileceği ölçüde demokratik bir ileri bek- çi. Ama insan haklan ve sosyo külturel bakımlardan Avrupa düzeyinde olmayan ve olamaya- cak bir mecburi müttefık. Türkiye, fngiltere'nin gözün- de yeni bir tampon görevi daha yüklenmek üzere. Sovyetler Bir- hği'nin parçalanma sürecini da- ha da hızlandıracak bir etki ya- pacak olursa, Kafkaslar'daki bunalım da Avrupa için yeni bir istikrarsızlık kaynağı olacak. Major en kötü A giyinen erkek ! • LONDRA (AA) — tngiltere Başbakanı John Major, Ingiltere'nin en kötü giyinen erkeği seçildi. Ingiltere'de yayımlanan Arena Moda Dergisi'nin son sayısında tercih ettiği gri takım elbiseler nedeniyle, "herkesin en ~ grisi" olarak nitelenen Major, Ingiltere'de en kötü giyinen 20 erkekten oluşan listenin başında yer aldı. Dergi, Major*un en kötü alışkanhğının, gömleklerini iç çamaşırlannın içine sokmak olduğunu ve iç çamaşırlannın kemerinin ustünden görunmesinin de Major açısından kötü bir puan oluşturduğunu kaydetti. Libya-Suriye görüşmeleri ' • ŞAM (AA) — Libya Başbakanı Ebu Zeyd ömer Durbah, ülkesinin , Lockerbie uçak faciasına kanştığı yolundaki Ingiltere ve ABD suçlamalanna karşı başlatılac kampanya çerçevesinde görüşmeierde bulunmak amacıyla Şam'a geldi. Durdah, önceki akşam Şam'a vanşından hemen sonra yaptıgı açıklamada, Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'den Suriye Devlet Başkanı Hafız El-Esad'a bir mesaj getirdiğini bildirdi. Orta Asya'ya Iran • TAHRAN (AA) — Iran'ın Türkmenistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan ve özbekistan'da konsolosluklar açacağı bildirildi. Iran basınında konuyla ilgili haberlerde, Sovyetler Birliği ile yapılan anlaşma gereği acüacak olan konsolosluklann ne zaman faaliyete geçeceği konusunda herhangi bir tarih verümedi. Bu arada Azerbaycan'm başkenti Bakü'de 3. Iran Sanayi ve Ticaret Fuan önceki gün acıldı. Iran'ın Gilan, Mazadaran, Zencan, Batı ve Doğu Azerbaycan eyaletlerinden çok sayıda firmanm katıldığı fuarda, hafıf ve ağır sanayi, kimya ve tekstil ürünleri ile elektrikli eşyalann sergilendiği belinildi. Gümülcine9 de bunalım bitrî • GÜMÜLCİNE (AA) — Gümülcine Valiliği, Batı Trakya Türklerine ait topraklar üzerinde yapılmak istenen açık hava hapishanesi ile ilgili son duyurusunu geri çekti. Vali Dionısios Karahalios, KaracaogJan, Sirkeli, Ircan ve Kozlukepir'in Türk nahiye müdürlerini valiliğe çağırarak söz konusu duyurunun geçerli omıadığım belirtti ve nahiye müdürlerinden bölge sakinlerine endişe edecek bir durum olmadığuu anlatmalanm istedi. Gümülcine Valiliği 21 kasımda yayımladığı duyuruda, açık hava hapishanesi inşası için önümüzdeki dört ay içinde uzmanlann gerekli ölçümleri yapacaklan kaydedilerek araziJeri istimlak edilecek toprak sahiplerinin tazminat alabilmeleri için 20 gün içinde tapulanyla birlikte başvuruda bulunmalan gerektiğini belirtilmişti. SSCB'ye yardımı • BRÜKSEL (AA) — ATnin SSCB'ye 968 mityon dolarhk yiyecek yardımı yapmasına ilişkin anlaşma önceki gün Brüksel'de AT ve SSCB yetkileri tarafından imzalandı. AT yardımının 323 milyon dolarhk bölümünün yiyecek olarak verileceği, yardımın kalan 645 milyon dolarhk bölümünü ise yiyecek alımı için açılacak kredinin oluşturacağı kaydedildi. Anlaşmanın Sovyet tarafı adına, 2 günlük bir ziyaret amacıyla Brüksel'de bulunan Sovyet Cumhuriyetler arası Ekonomik Komite Başkanı Ivan Silayev tarafından imzalandığı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle