19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 28 KASIM 1991 7URKERALKAN Eylere Şenlik Töreni Kabul ^daleti, gözleri bağlı bir kadın temsil eder. Bir elinde kılıç, ötûründe terazi, insan mı kesecek, suç mu tartacak, pek belli değil. Bizde de adaletin temsilcisi kör kadıdır. Eh, benzerlik- lei az sayılmaz. 3eçen yıl Asil Nadir yargılanmaya başladığı sırada "İngi- lizadaletine güveniyorum" demişti. Hanı eskılerın "Asılacak- sn İngiliz sicimiyle asıl" sözü vardır ya, kimbilir belki de onu kastediyordu Asil Nadir. Sonunda "kör kadı"nın kılıcı Asil Nadir'in boynuna iniver- di. <onu çok tartışıldı. 'Yahu, Asil Nadir'in yaptığı borsa oyunlarını yapmayan mı va' ki" dendi. "Bu iş aslında Amerika'nın başının altından çıbyor. Asil Nadir'i Kuzey Kıbns'ın başına geçirip, Güneyli işa- da-nı Vasiliu ile anlaştırmak istediler. Malûm, ikisi de iş dün- yasından gelme, pazarlık edip edip sonunda nasıl olsa uz- laşacaklardı. Asil, asıl bu planı reddedince mahkûm oldu. Gerisi formalite." Asil Nadir'in kendiside bu görüşü savunanlardan. Biraz faz- la mı komplo teorisi kokuyor? Olabilir, ama komplosuz ne kal- dı Allah aşkına? Biraz daha Marksızan kökenlı ikinci bir görüşe göre Asil Nadir, İngilizleri çıldtrtan bir iş yapmıştı. Bugüne değin ingi- lizler Üçüncü Dünya'nın fakır ülkelerini sömüre sömüre zen- ginlesmişken, ilk kez bir üçüncü dünyalı gelip ingıltere'de bü- yük bir şirket sahibi olmuş, orada kazandığı paraları Türki- ye'de ve Kuzey Kıbrıs'ta yatırıma çevirmişti. Bakındı sen şu işe! _ , * • , » , . . Bir Türk, bir MÜSIÜ- Gepen yıl Asıl Nadır man, bir üçüncü dün- yargılanmaya başladığı $^™£X£ sırada "ingiliz adaletine re'nin sömürgesi olan ÇUVeniyorum demiŞtl. küçücük «ıbns'tan gei- Hani eskilerin "Asılacaksan me birisi, üstelik ne inn;u7 ejrimMf* a<sıl" «tnr/i CambridgenedeHar- 'ngiljZ SlCimiyieaSII SOZU vard mezunu ojan bir vardırya, kımbılırbelkı de kendini bilmez, İngilte- onu kastediyordu Asil re'de kazanıp Türkiye1 fdjj de yatıracak ve tarihin güzel ve kârlı bir biçimde sürüp giden akışını tersine mi çe- virecekti yani? Bu işe, daha fazla yoi olup, aiışkanlık yapma- dan hemen bir son verilmelıydi. Üçüncü bir görüşe göre Asil Nadir gerçekten yolsuzluklar yapmış biriydi. Üstelik bu şekilde kazandığı paralarla Türki- ye ve Kıbrıs'ta hak etmediği bir siyasal güç kazanmak isti- yordu. Oh olsundu. Asil Nadir'e casusluk yakıştıranlara kadar daha birçok gö- rüş ileri sürüldü. Hangisinin doğru olduğunu bilemem. Kim- se de tam olarak bilmeyebilir. Fakat, bildiğim bir iki şey var ki onları paylaşmak istiyorum. Birincisi, Asil Nadir, İngiliz adaletine güvenmekle hata et- miştir. Gerçi İngiltere demokratik bir ulkedir, yedi yüzyıl sü- ren bir demokratikleşme sürecınin sonucudur ama, İngiliz- lerin yabancılara karşı aynı ölçüde demokrat olmadığını unut- mayalım. O İngiltere değil miydi, Çin'deki lokantaların kapn sına, "Buraya Çinliler ve köpekler giremez" diye yazan? İn- giliz devlet adamlanndan birisi değil miydi, "Insanlar hay- vanları yönetir, İngilizler de insanlan" diyen? Ve asıl önemlisi, uzun demokrasi deneyimine karşın, hâ- lâ otoriter niteliğini yitirmemiş bulunan İngilizlerin sosyal sı- nıf yapılarıdır. İngiliz zenginlerinin kendi aralanna yeni yet- me bir İngiliz zenginini kabul etmeleri bile çok zor bir şeydir. Nerede kaldı, Kuzey Kıbrıs'tan gelme bir Türk'e bağıriarını açsınlar. Olacak iş değil! İngiliz öğrencılerı, katı sosyal sınıf farklarınm bir simgesi olarak yurtlara yeni katılanları çok ağır bir denemeden geçi- rirter. ilkel kabilelerdeki ergınlik törenlerini andıran bu dene- melerde genellikle fiziksel zorlamatar, korkutmalar, bazen iş- kenceler bile olur. Bu ağır "kabul törenlerinde" sakatlanan, hatta ölen yeni öğrenciler görülmüştür. Asil Nadir'in başına gelenlere bakıyorum da, İngiliz seç- kinlerinin kendisi için düzenlediği kötü niyetli bir "kabul töreninde" takılıp kaldı gibi geliyor bana. HASTANEDE ÖLEN ÖZEN'İN AĞABEYti Kardeşim ölmeden işkenceyi doğruladı Taksim İlk Yardım Hastanesi'nde ölen Yücel Özen'in ailesi dün SHP İstanbul İl Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. SHP İl Başkanı Nuhoğlu Meclis'in işkence araştırma komisyonu kurmasını istedi. İstanbul Haber Servisi — sun özen, Taksim tlkyardım Kabataş Setüstü'nde gasp ola- Hastanesi'nde başmdan hiç ay- yına kanştığı sa«yla gözaltına nlmadığı kardeşini kısa bir sü- ahnan ve Taksim llkyardım re para bulmak için yalnız bı- Hastanesi'nde ölen Yücel raktığı sırada, Beyoğlu Emniyet özen'in ailesi dün SHP Istan- Amirliği'nde görevli polislerce bul İl Merkezi'nde bir toplantı hastaneden gözaltına aldıklan- düzenlediler. SHP İl Başkanı m ve daha Bozkurt Nuhoğlu, "TBMM'de, meçhul" adı işkence ve faili meçhul cinayet- aynı leri araştırma komisyonu ku- rnlmaam, işkencecilerle, suçhı- lann saptanarak cezalandınl- malarım" istedi. Toplantıda konuşan SHP 11 Başkanı Bozkurt Nuhoğlu, son 10 yılda "kacarken vunıldu ", "intihar etti", "pencereden atladı" diye emniyet yetkilile- rince benzer savunular yapıldı- ğuıı belirtti. Nuhoğlu şöyle ko- nuştu: "12 Eylül sonrası, hukuk devleti değil, polis de\letiydik. Devletin 'güvenlik' güçleri her şeyi kendi bildikleri ve alıştık- lan yöntemlerle çözüyorlardı. Insanlar, yargılanmadan infaz edffiyordu. Poüsiye görüş yaşa- nun her alanına hâkimdi." Yeni hükümetin, seçim önce- si şeffaflık ilkesini yaşama ge- çinnesi gerektiğini vurgulayan Bozkurt Nuhoğlu, "Bundan böyte bu tür oiaylann peşini bı- rakmayacağu. İşkencecilerden, o zihniyeti taşıyan herkesten he- sap sorulmasmı istiyoraz. Ar- ük, bu şekilde ölü vermek iste- miyoraz. Meclis'te, 12 Eylül- den günümuze degin işkencede, faili meçhul cinayetlerde j-aşa- muu yitinniş ya da herhangi bir şekflde işkenceden etkilenmiş insanlanmızla flgili davalara tekrar bakılması, bu konuda arastırmaiar yapacak bir Mec- lis Araştırma Komisyonu oluş- turmasını istiyoraz" diye ko- nuştu. Yücel özen'in ağabeyi Dur- sonra "kimliği altında yeniden hastaneye getirdiklerini söyledi. Dursun özen, kardeşinin ikinci gelişinde de hastanede ameliyata alındığını, bu sırada Beyoğlu Emniyet Amirliği'nden polislerin de sürekli olarak has- taneye gelip gittiklerini ve Yü- cel özen'in durumunu kontrol ettiklerini bildirdi. Polislerin daha sonra gözaltına neden olan olay sırasında eşyalan gasp edilen kişileri getirip, kar- deşini "zorla teşhis" ettirmeye çakştıklannı ifade eden Dursun Özen, bu kişilerin ise Yücel'i teşhis edemediklerini anlattı. özen, kardesinin ölümünden kısa süre önce bunun yapılma- sınm, polislerin olaydan sıynl- maya çalışma gayretinden kay- naklandığım beürterek, "Kar- deşim bu sırada kısa bir süre kendine geldi ve bana yanımu- da bulunan polislerin kendisi- ne işkence yaptıklannı söyledi. Beyoğlu Emniyet Amiriligi Araştırma Bölümü'nde görevli oldoklannı ve kendisine de bu- rada işkence yapıldığını söyledi" diye konuştu. Dursun Özen, kardeşi Yücel özen'in işkence gördüğünü gösteren yaralar, bereler ve si- gara yanıkları bulunan fotoğ- raflarını da dağıttı. Dursun özen, kardesinin ölümüne ne- den olanlann peşini bırakmaya- cağını, sorumJuların ortaya çı- karıhp cezalandırılmaları için eünden geleni yapacağını bil- dirdi. ÇEÇEN / İNGUŞ CUMHURİYETİNDEKİ BAĞIMSIZLIK HAREKETLERİ SEMPOZYUMU Saton : OTIM Ortadoğu Tıcaret İş Merkezı Adres : Ihlamur Yolu Beşıktaş-lstanbul Tarih : 30 Kasım 1991-Cumartesı Saat : 14 00 Bltgl için : 121 28 44 - 121 29 91 Yeni hükümet cezaevi sorunundan sonrayaygın işkence savlarına da el attı IŞKENCEYE ÖNLEM AvukathANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — Eskişehir özel Tip Ce- zaevi'ni boşaltarak, "cezaevi soronn"nu çözen yeni hükü- met, "insan haklan atagı"nı sürdürüyor. Hükümet, şimdi de yaygın işkence savlannı önle- mek amacıyla, "avukatlı sorgu" uygulamasını getiriyor. Kısa sürede yaşama geçirileceği hükümet programında da belir- tilen uygulamayla, gözaltına alı- nan kişiler, polis ve sava tara- fından yanlannda avukatlan ol- duğu halde sorgulanabilecekler. Hukukçular, bu uygulamayı "Türk huknk sisteminde bir devrim" olarak nitelediler. "Avukatlı sorgu" uygulama- sı, hem koalisyon protokolün- de, hem de hükümet progra- mında yer aldı. Hükümet prog- ramında bu konuda şöyle denil- di: "Hazııiık soruştunnasında avokat bolundurulması Cezaevlerinde26 bin 705 kişi var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Adalet Bakanlığı, cezaevlerinde, 1488'i siyasi, 177'si yabancı uyruklu, toplam 26 bin 705 tutuklu ve hükümlü bulunduğunu açıkladı. Adalet Bakanlığı verilerine göre cezaevlerindeki kişilerin 10 bin 311'ini hükümlüler, 16 bin 394'ünü tutuklular oluşturuyor. Hükümlü ve tutuklulann büyuk çoğunluğu erkek. Cezaevlerinde 233'ü hükümlü, 593'ü tutuklu ohnak üzere toplam 866 kadın bulunuyor. Hükümlülerin 7 bin 833'ü kapah, 1517'si yanaçık, 656'sı acık cezaevinde bulunurken kapah cezaevlerinde 52, ıslahevlerinde 253 hükümlü çocuk yer ahyor. Kapah cezaevlerinde 15 bin 294 erkek, 593 kadın tutuklu bulunurken 1100 tutuklu çocuk yer ahyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre cezaevlerindeki anarşi ve terör suçlusu toplam 1488 hükümlü ve tutuklunun büyük çoğunluğunu da tutuklular oluşturuyor. Cezaevlerinde 1125 tutuklu, 363 hükümlü bulunuyor. Anarşi ve terör suçlanndan cezaevlerinde yatanlann 1419'u erkek, 69'u ise kadm. Verilere göre cezaevlerinde 37'si hükümlü 14O'ı tutuklu toplam 177 yabancı uyruklu kişi bulunuyor. cak ve bunun için yasal düzen- lemeler yapıiacaktır." Adalet Bakan Seyfi OkUy da, yaşama dönemi icinde yar- gı alanındaki gereldi demokra- tikleştirmelerin öncelikle ele ah- narak, kısa sürede gerçekleştiri- leceğüıi kaydetti. Oktay, bu ko- nulanm zaten kendi parti prog- ramlarında da olduğunu anım- sattı. Yeni hükümetin önümüzdeki günlerde TBMM gündemine ge- tireceği bu duzenlemeye, parla- mentodaki diğer partilerin de destek vermeleri bekleniyor. DSP, bu tür demokratikleşme hareketlerine destek vereceğini önceden açıklamıştı. RP ve RP'den istifa eden MÇP köken- li milletvekillerinin de getirüecek metnin içeriğine göre destek ve- rebilecekleri kaydedildi. TBMM'de ana muhalefet partisi konumunda bulunan ANAP ise, bu konuda farklı bir yaklaşun sergiliyor. tktidarlan döneminde bu konuda SHP'nin getirdiği iki ayn yasa önerisini henüz komisyon aşamasmda reddeden ANAP, şimdi kendi- si bu konuda bir yasa önerisi hazırhyor. Ankara Barosu Başkanı Öz- demir Özok, "avukatlı sorgu" olayıru Türk hukukunda bir "devrinı" olarak niteleyerek, bu uygulamanın, Batı'da örne- ği yaşanan aile avukathğı kuru- munu da gündeme getireceğini anlattı. Türk Hukuk Kunımu Başka- nı KaniH Yenke, "avmkath sorgu" uygulamasının, hukuk devleti ilkesinin yerleştirilmesi açısından çok önemli bir geliş- me olacağını söyledi. Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkam Avukat Şeaal Sanhan da, mevcut yasalarda, gözaltındaki sanığm avukatı ile görilşmesine engel herhangi bir hükmun bulunmadığım savuna- rak, şöyle konuştu: "tnancıma göre, ne anayasa- da ne de Ceza Yargüama Usul Yasası'Dda avukatla sanıgm ha- zırlık aşamasuıda yardunlaşma- sını engelleyen biçbir hükiim bulunmamaktadır." Bu uygulamanın kahcı olabil- mesi için yalnız siyasi davalar değil, tüm ceza davalannda uy- gulanabilmesini isteyen Sanhan, "Zanlıya verilen bu hak, dofal olarak ülkemizde yaygın olma- yan aile avukatüğı sistemini de güncd hak getirecekrir" diye konuştu. SağlıkBakanı Yıldunm Aktuna'nın Cumhuriyet 'e demecv işkencede şactizm yatarTURAN YILMAZ ANKARA — Sağhk Bakanı Dr. Yüdınm Aktnna, "Insanlık suçn, cağdçı ve alçakça bir yöntem" olarak nitelediği işken- cenin temelinde, "bilgisizligin, yeteneksizligin ve sadizmin yat- bğuıı" söyledi. İşkenceyi önle- menin de görevleri arasında yer aldığını belirten Aktuna, "Hiç- bir raeslektaşım, işkenceyi giz- temek, işkencedyi korumak için rapor vennesin. Bu konuda korku ve endişe taşunasın, en büyük güvenceleri benim" de- di. Hiç kimsenin cezaevine giren bir insana kötü yaşam koşulla- n sağlayarak eziyet ederek ek ceza verme hakkına sahip ouna- dığım da belirten Aktuna, ceza- evi adının değiştirümesini, bu yerlere ıslahevi ya da rehabili- tasyon merkezi denmesini öner- di. Aktuna, idam ve hücre hapsi cezasına karşı olduğunu da açıkladı. Cumhuriyet'in sorulanm ya- mtlayan Yıldınm Aktuna, iş- kencenin tammını ve yapılma amacını şöyle açıkladı: "İşkence, suçu işleyen ya da suç işlediği zannedilerek yaka- lanan birtakım insanlan konuş- turmak, onlardan bilgi almak, suçunu itiraf ettirmek amacıy- la kallanüan bir yöntem olarak görölüyor. tstedigi bilgryi ondan alamadığı zaman, ona acı çek- tirerek, eziyet ederek, kısacası işkence yaparak onu konuştur- mak, ona suçunu itiraf ettirmek istiyor." lşkencenin Türkiye'de de uy- gulandıgıru belirten Aktuna, hükumetlerinin temel amaçlan- mn demokrasinin*>ütün kurum ve kurallanyla yerleştirilmesi ve insan haklannın sağlanıp, ko- runması olduğunu kaydetti. Bir Sağhk Bakanı olarak kendisini, "60 milyon insamn bedensel ve ruhsal saglıgından sorumlu gör- dügunii, buna inşkin tüm oium- suz koşullan ortadan kaldırma- yı görev bildigini" belirten Ak- tuna, "İşkence olayını, in<anlık suçn, ça| dışı ve alçakça bir yöntem" olarak gördüği-nü söyledi. Aktuna, bu nedenle iş- kenceyle de mücadele etmenin görevleri arasında olduğunu bil- dirdi. . Aktuna, "işkence neden ya- pılıyor, psikolojik boyutu nedir" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Biz bunu psikiyatride insa- mn aczi olarak deferlendiririz. Herhangi bir kişi karşısindaki ile düşünce plamnda kouuşarak anlaşıyorsa, ki doğrusu budur, kavga etmesine gerek yok. Ama eger konuşup, anlaşamıyorsanız ve kalkıp onu dövmeye başlar- sanız, o kişiye karşı acz içine düşmüşsUnuz demektir. Yani onun karşısmda kendinizi güç- süz görmüşsünüz demektir. Bu Eskişehir Özel Tip Cezaevi'nde sevk işlemlerine dün de devam edildi. ıfotograf: AA) Eskişehir Cezaevi İnsanca sevkHaber Merkezi — Eskişehir özel Tip Ceza- evi'nde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sevk işlemlerine dün de devam edildi. Cezaevinde bulunanlardan 49'u Aydın'a, 34'ü de Gazian- tep'e ohnak üzere 83 kişinin naldi yapıldı. Cezaevine giren AA muhabirlerinin bildir- diklerine göre hükümlü ve tutuklulann nakil işlemleri geniş güvenük önlemleri altında ya- pıhyor. Nakillerin dünkü bölümü sabah 09.30'da, 34 mahkûmun "ring" adı verilen özel araçlara bindirümesiyle başladı. Daha sonra da 49 hükümlü ve tutuklu başka cezaevine gön- derilmek üzere bu araçlara ahndı. Nakil araçlarına "eskort" görevi yapan po- lisin yani sıra sayılan hükümlü ve tutuklular- dan daha fazla olan otomatik silahlı jandar- malar eslik ediyor. Nakil işlemlerine nezaret eden Adalet Bakan- lığı yetkiükri ile cezaevi yöneticileri, hükümlü ve tutuklulann şikâyetlerine meydan vermeme- ye büyük özen gösteriyorlar. Odalarından ah- nan hükümlü ve tutuklulara, seyahat boyunca ihtiyaçlannı karşılamak üzere haşlanmış tavuk, haşlanmış patates, peynir, tahin helvası, iki yu- murta, zeytin, ekmek ve bir pet şişe sudan olu- şan kumanya dağıtıhyor. Bu kumanya yolun uzunluğuna göre arttuıhyor. gücsüzrak sizi öfkdendirir. Yani işkence, temelini insanlann ac- zinden, beceriksizhginden, egi- ümsizUginden, bcUi ölçüde de sadizminden almtştır." Aktuna, işkencenin temelin- deki bir başka faktörü açıklar- ken de "Eğer adam pataklaya- rak bilgi almışsan ve amirin de sana 'aferin' demişse, seni ba- şanh bulmuşsa, yani ödnDendi- riliyorsan, bu da önemli bir ne- den oluyor" dedi. Aktuna, doktorlara yönelik, "tşkenceye katıldıklan, verdik- leri raporlaıia işkenceyi gizle- dikleri. işkencecileri koruduk- lan" savlarına ilişkin de şu de- ğerlendirmeyi yaptı: "Her meslek gnıbunda oldu- ğu gibi hekimlik mesleginde de yanlış ınsanlar vardır. Bn yan- hş insanlar da polisler arasmda- ki yanlış insanlarla bütiinleşir- ler. Zaten işkenceyi de bütün polisler yapmıyor. Hekimlerin bir bolümu de belki şu ya da bu şekilde buna katıhyor. Eğer he- kim de işkenceye bizzat katılı- yorsa, o artık meslek sımrlaruu aşarak kendi içindeki o sadiz- min esiri olarak, bir nevi kendi- sini polis gibi hissederek bu işe girişiyor. Bu da onun sadizmi- nin, insanlara karşı hınç ve öf- kesinin ne kadar güçlü olduğu- nu gösteriyor." Bu tür bireysel oiaylann her toplumda olabileceğini belirten Aktuna, "Önemli olan buna devletia, iilkeyi yönetenlerin, toplumun bakış açta. Onfau*, bu işe yatkın olursa, o zaman iş jihp başını gjdiyor" dedi. Bir Sağhk Bakanı olarak hiç kimsenin işkence suçunu işleme- sine kesinlikle izin venneyeceği- ni söyleyen Aktuna, hekimlerin, bazen baskı sonucu işkenceyi gizleyen raporlar verdikleri id- diaları konusunda da; "Hicbir meslektaşım, Türkiye'nin han- gi yöresinde olursa olsun, han- gi konumda olursa olsun, hiç- bir zaman için işkence yapümîş bir insana, işkence yapılmamış- tır diye bir rapor t^BTJmi ken- dilerinden istense, hangi makam tarafından istenirse istensin, hiçbir şeyden korkmadan ve çe- kinmeden, böyle bir suça kaül- masınlar, korku ve end^e ile bu yönde hiçbir rapor yazmasınlar ve insani düşünceleri, Hipokrat yeminleri ve vicdanlan dogrul- tusunda en dognı ve iyi karan versinler. Kendilerine herhangi bir zarar gelmez, onlann en te- mel teminatı da benim" diye konuştu. Cezaevine giren insana devle- tin bir ceza verdiğini, bu ceza- ya hicbir kimsenin, kötü şartlar- da bir cezaevine, hücreye kapa- tarak, yemeğini kötü vererek, hava ahnasını, güneş yüzü gör- mesini engelleyerek, ek ceza koyma hakkının bulunmadığını da kaydeden Aktuna şöyle de- di: "Hatta ben cezaevlerinin isimlerinin değiştirilmesinden yanayım. Ben, suç işleyen bir in- samn normal bir psikolojide ol- madıgını savunurum. Psikoloji- si devamlı ya da o an için nor- mal olan bir insan, hiçbir zaman suç işlemez. Işledirten sonra da birçogn pişman oluyor, acı çe- kiyor. Amaç, konoMugu ceza- evinde ona yıOarca acı verip ezi- yet çektirip insanlık dışı şartiar- da yaşamaya zorlayarak, bus- bütün topluma düşman bir ha- le getirmek midir? Buradaki adaletsizlik, o kişiyi topluma kazandırmayacagı gibi, toplu- ma düşman yapar. Halbuki, bi- Zİm O iıtisfliılan Ifayyşıpıamıır ££- rekir." Gözaltında kaybolan Hüseyin Tomman'ın annesi TBMM'ye başvurdu: Oğlıım biilıuııııazsa kendîmi yakarunKısa sürede uygulamaya konulacak olan gözaltına alınan kişilerin polis ve savcı tarafından yanlannda avukatları olduğu halde sorgulanmaları hukukçular tarafından 'hukuk sisteminde devrim' olarak nitelendirildi. Huseyin Toraman'ın annesi, TBMM binası onıinde polislerle tar- tışırken, fenalık geçirdi. (Fotoğraf: AA) ANKARA (Cumhuriyet Barosu) — lstanbul'da gözaltına alındıktan sonra kaybolduğu belirtilen Hüseyin Toraman'ın annesi Hatice Toraman, dün TBMM'ye başvurarak oğlunun "ölü ya da diri" bulunmasını istedi. Hatice Toraman, Meclis önünde gazetecilerle konuşurken, "Eger bulamazlarsa, yemin olsun ki kendimi yakacagım." dedi. İnsan Haklan Derneği Ankara ve tstanbul Şube üyeleriyle birlikte Ankara'ya gelen Hatice Toraman, Içişleri Bakanı Ismet Sezgin'Ie görüştü. Daha sonra TBMM Halkla llişkiler binası önünde gazetecilere açıklama yapmak isteyen Hatice Toraman, görevli polisler tarafından engellenmek istedi. Bunun üzerine fenalık geciren Toraman, yakınları tarafından yatıştınldı. Hatice Toraman, oğlu Hüseyin Toraman'ın bir ay önce Kocamustafapaşa'daki evinin önünden sivil polislerce gözaltına alındığını o günden beri de kendisinden haber alamadığını anlattı. Içişleri Bakanı Sezgin'in yani sıra İnsan Haklan'ndan sorumlu Devlet Bakam Mehmet Kahraman ile de, görüşen Hatice Toraman, "Oglumu ölü ya da diri bana getirsinler, aksi halde yemin olsun ki kendimi şu Meclis'in önünde yakacagım." diye ağladı. Adalet Bakanı Seyfi Oktay ile de görüşecek olan Hüseyin Toraman'ın annesi Hatice Toraman'a bakanlann yardımcı olacaklan belirtildi. Hikmet Çetin AnkaraVia • ANKARA (AA) — Dışişleri Bakam Hikmet Çetin, Türkiye'nin, en kısa zamanda insan haklan ve demokratikleşme konulannda önemli atacağını belirterek, "Hükümetimiz buna kararhdır" dedi. Çetin, Türkiye'nin, dış politika alamnda çözümlenmemiş sorunlan bulunduğunu kaydetti ve "Türkiye'yi Avrupa ve çağdaş dünyanın onurlu bir ülkesi yapma konusunda gerekli cabayı gösterecegiz" diye konuştu. Strasbourg'da, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Toplantısı'na katıldıktan sonra bu akşam Ankara'ya dönen Çetin, Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilere açıklamalarda bulundu. Çetin, "Türkiye'nin dış politikasının ana ilkeleri, ana hedefleri konusunda önemli bir değişikhk olmayacağını -Türkiye temel tercihlerini yapmıştır bu konularda- anlattım. Biraz daha açmam gerekirse, Türkiye'nin dış politika alamnda da önümüzde çözülmeyen bazı sorunlar vardır. Bunlann çözümü için de daha aktif ve hareketli olacağımızı ve bunlan çözme konusunda gerekli cabayı göstereceğimizi de söyleyebiürim." dedi. Teröre pusu: 1 yarah . • İstanbul Haber Servisi — Bağdat Caddesi'nde bir kişiye pusu kuran Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, yasadışı örgüt üyesi olduğu öne sürülen 21 yaşındaki bir kişiyi ağır yaralı olarak ele geçirdiler. Gözaltında bulunan bir sanıkla buluşacağı belirtilen bir kişiye pusu kuran polisler, dün 14.00 sıralannda bekledikleri yere gelen Osman Kaplan'ı karnından tek kurşunla ağu yaraladılar. Osman Kaplan'ın etrafını çeviren polislerin, Kaplan'ı "elini beline attığı için" vurduklan belirtildi. Üzerinden silah çıkmayan Kaplan'ın Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde ameliyata ahndığı ve durumunun ağır olduğu bildirildi. TBMTVTde yeni düzenlemeler • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — TBMM Başkanhk Divanı, partilerin genel kurulda oturma düzenini değiştirerek, DYP ve SHP milletvekillerinin yan yana oturmalarmı kararlaştırdı. Başkanhk Divam, DYP ve SHP'nin iktidar ortağı ohnalanm dikkate alarak, genel kurulda oturma düzenini sağdan sola DYP, SHP, ANAP ve RP olarak değiştirdi. Daha önce DYP'den sonra ANAP milletvekilleri oturuyordu. öte yandan TBMM Başkam Hüsamettin Cindoruk, genel kunıl salonundaki oturma düzeninin değiştirilmesi için mimar Sezar Aygen ile görüştü. Aygen, genel kuruldaki oturma düzeninin amfıtiyatro şeklinde olabileceğini söyledi. tptal karan • ANKARA (AA) — Anayasa Mahkemesi, diplomatlann yurtdışı kira bedellerini düzenleyen "1991 yıh Bütçe Kanunu" maddesini iptal etti. Yetkiülerden ahnan bilgiye göre, Ankara 5. Idare Mahkemesi'nin gördüğü bir dava nedeniyle yaptığı iptal başvurusunu esastan göruşen Anayasa Mahkmesi Kurulu, başvuruyu yerinde görerek 1991 yıl mali Bütçe Kanunu'nun 66. maddesi (H) fıkrasını oybirliğiyle iptal etti. Diplomatlann yurtdışı kira bedellerini düzenleyen fıkra, yurtdışında görevli diplomatlan, statülerine göre sınıflandırarak ödenecek kira bedellerini belirliyor. Anayasa Mahkemesi, fıkrayı, anayasanm "Bütçe Kanunu'na bütçe ile ilgüi hükumler dışında hiçbir hüküm konulamayacağmı" hükme bağlayan 161. maddesine aykırı bularak iptal etti. 'Atatürk' belgeügi • ANKARA (AA) — Anıtkabir Komutanhğı, Anıtkabir'in "Atatürk Kültür Merkezi" haline dönüştürülmesini hedefliyor. Komutanlık, fotoğraflar, gazete kupürleri ve Atatürk'ün el yazılannın yer aldığı bir "Atatürk Belgeliği" oluşturacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle