22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurıvel Matbaauhk ve Gazetecılık Turk Ancnım Şırkeıı adına Benn Nadı % Murahhas U\e Emint Uşaklıgil £ Genel \a>ın Muduru Hasaa Cetnal, Yazı tşlerı Muduru: Oka> Gonensin 9 Haber Merkezı Muduru. Yalçın Bayer, Sa>fa Duzenı Yonetmenr Ali Acar 0 Temsılcıler ANKARA Ahmel Tan, IZMIR Hikmet Çeunkayı. ADANA. Çetin Yığcnoglu Ekonomr Meral Tamer, Dış Haberler- Ergun Balcı, Kultur. Celal Lsler, Yurt Haberlen Necd«t Dogan, Spor Danışmanı \bdulkadir Vucelman, D121 Yazılar Kerem Çalışkan, Araştırma Şahin Alpaj, Duzeltme Abdullah Yazıo • Koordınator. Ahmel Korulsan « Malı Işler Erol Erkul « Muhasebe- Bulent Yener « Bütçe-Planlama Sevgi Osmanbeşeoğlu 0 Reklam. Ajşe Torun • Idare. Husevin Gurer • lşletme: Önder Çelik 0 Bılgi-Işlem Nail İnal « Personel- Sevgı Boslancıoglu Bauın *e îavurı Cumhur >cl Malbaatılık vs GaiHcc ıık T A Ş Turkocagı Caâ '9 41 Cağaioglu 143J4İSI Pk. 24* tsttnbul Tel 512 0< 05 <20 hal), Tckx 22246 Fax II) 526 60 72 0 BuroUr 4 > k u * Zıya Gokalp Blv Inkılap S No 19 4. Tc! 133 II 41-47. Tetes 42344 Fax 14) 133 0 ' 65 0 t n a ı r H 7ıya BN 1352 S 2/3. Tel 13 12 30. Teleı <2359 Fa, (Sl) 19 «3 60 # A d . . . inûmı Cıd 119 S No 1 Kaı I Tel 19 3 1 52 (4 hal). Tele» 62155. Fax (71) 19 25 78 TAKVlM: 19 KASIM 1991 İmsak: 5.20 Güneş: 6.48 Oğle: 11.54 tkindi: 14.27 Akşam: 16.50 Yatsı: 18.14 Amerikalı bilgisayar uzmanı Hillis'in geliştirdiğiyenilikler bilgisayarda "devrim" olarak niteleniyor Bir saniyede bir trilyon işlem2 metre yüksekliğindeki CM-5 adh bilgisayar 256 mini beyinlik bir kapasiteye sahip başka bir bilgısayara entegre olabiliyor. Böylece saniyede bir tnlyona varan bir işlem hızı ortaya çıkıyor. Hillis bunu şöyle örnekliyor: "CM-5 ile bir gün içinde, 1960 ile 1970 arasında dünyadaki bilgisayarlarca yapılmış olan işlemler gerçekleştirilebilir." Dış Haberler Servisi — Amerikalı "bilgi- sayar grubu" Danny Hillis tarafından üreti- len "Connection Machine 5" (CM-5) uzman- lar tarafından bilgisayar teknolojisinde atılan "evrimsel bir adımdan çok bir devrim" ola- rak nitelendiriliyor. Hillis'in CM-5 bilgisaya- nyla saniyede bir trilyon işlem hızına varıla- büecek. Kasım aylannda Amerika'da tanıtılan 2 metre yüksekliğindeki CM-5'in baz modelin- de her biri bir mikro işlemci ve hafızadan olu- şan 32 adet mikro beyin bulunuyor. Merkezi bir yönetim sistemiyle 32 mini beyin aynı so- nın üzerinde çalışabiliyor. Der Spiegel dergisindeki habere göre Hil- lis, dahiyane bir sistemle baz modeli 256 mi- ni beyinlik bir kapasiteye çıkartıp daha sonra bunu aynı kapasitedeki başka bir bilgisayara entegre edebüiyor. Genç bilim adamının yaptığı açıklamaya göre 64 adet CM-5 modülunü bir tek bilgisa- yarda birleştirmenin hiçbir güçlüğü bulunmu- yor. tleride bir müşterinin bu kapasitede 16 bin işlemciye sahip bir bilgisayan satın almak istemesi durumunda 200 milyon dolar ödeme- si gerekiyor. Ne var ki böylelikle saniyede 1 trilyonluk bir işlem hızı el altında bulunduruhnuş ola- cak. Hillis, saniyede 1 trilyonluk işlem kapa- sitesine bir örnek veriyor: "Bir gun içinde 1960 ile 1970 arasında dünyadaki bttgisayariarca ya- pılmış olan tıim işlemleri gerçekleştirebüir." Şimdıye kadar yapılmış bilgısayarlar için- de rekor "Cray" ve "Connection Machine 2"ye aitti. lki bilgisayar da saniyede 10 mil- yar işlem yapma kapasitesine sahipti (10 Gi- gaFlop). Söz konusu hızla kimi araştırmala- rın sorunları çözulemiyordu. Bunlar içinde okyanuslarla atmosferin karşıhklı olarak ve her ikisinin dünya iklimini nasd etkiledikleri tam olarak araştınlamıyordu. Uzmanlar fızik, gen teknolojisi ve iklim araşürmalan için saniyede bir trilyon işlem ya- pabilecek bir bilgisayarı (TeraFlop) gereksini- yorlardı. Şimdi CM-5'le istenüen işlem hızı- na ulaşılarak sonmların üstesinden gelinebi- lecek, çünkü en azından Hillis'in sistemiyle kuramsal olarak istenilen işlem hızına varüa- biliyor. Şimdiye kadar bütün paralel bilgisa- yarlarda iki temel prensip uygulanıyordu: — "Senglei Instnıction/Multiple Data (SIMD) yönteminde toplu bir program işlem- cilere hâkim oluyor ve her işlemci diğerleriy- le aynı hizada sorunlann üstesinden geliyor. — "Multiple Instruction/Multiple Data (MIMD) yönteminde her işlemci kendi prog- ramını uyguluyor. SIMD yöntemi daha kolay programlanır- ken, Hillis, MIMD'de kanşıkhkların çıkabi- leceğini vurguluyor. CM-5'teki incelik ise sis- temdeki "yonetici"nin SIMD emirlerini san- ki MIMD direktıfleri gibi işleme sokması. Bugüne gelene kadar her paralel bilgisayar, kendisine göre yapılmış software'u kullanabi- liyordu. CM-5'teki "software yönetmeni" baş- ka makınelerin programlanm da sindirebili- yor. Yeni CM-5 bilgisayar dttnyaya standart- lar getiren anlı şanlı IBM'in dev makinesinin programını bile sindırebilecek yapıya sahip. Hillis süper bilgisayar yapımında calışan kurumlara karşı -Cray gibi- zaferinı ilan etti. öyle ki Cray'den "bilgisayar dmozoru" diye söz edenler var. "Cray Research"te 1993 ve 1994 arasında yeni bir paralel bilgisayan ta- nıtacağmı açıkladı. Japon devleri NEC, Hi- tachi ve Fujitsu da aynı model üzerinde ca- lışmalannı yünıtüyor. CM-5'in yaratıası 35 yaşındaki Danny Hil- lis'in ABD'deki "Massachusetts lastitute of Technology" de üniversite eğitimi sırasmda derslerine duzgun bir biçimde devam etmedi- ği, bunun yerine "aklına eseni" yaptığı bili- niyor. Hillis, teneke kutulardan robotlar ürettiği gibi, ayağma özel yapım su ayakkabılannı gi- yip çim makinesinin motoruna bağladığı per- vanenin verdiği güçle Cambridge (ABD'de üniversite kenti) Boston arasındaki Charles River'i geçiyor. 1983 mayısında 26 yaşındayken "Thinkiog Machines Corporation" (Duşünen Makineler Kurumu) kuruyor. Kendi deyişiyle "Bizim dü- şünme dedigimiz şeyi" yapabilen bir makine yapmaktır amacı. 3 yıl sonra bugünkü bilgi- sayanmn öncüsü olan "Connection Machine"i (paralel makine) tanıtıyor ve şöyle diyordu: "Paralel makineler digerierinden daha htriı ve güçliidiir." CM-5 onun haklılığım fazlasıyla kanıthyor. Prensipte anlaştılar ÖzelTV IçinSabah Hürriyet ortaklığı TV Servisi — Sabah gaze- tesi ile Hürriyet gazetesi, özel televizyon şirketi kur- mak için prensipte anlaştı- lar. Yaİdaşık bir haftadır ko- nu ile ilgüi taraflann yaptık- lan toplantılar sonucunda iki gazete ortak dağıtım şir- ketinden sonra özel TV kur- ma konusunda da anlaşma- ya vardılar. Bilindigi gibi Sa- bah gazetesinin bir süre ön- ce başlattığı özel TV calış- ması SATEL adı ile somut- laşmıştı. Sonra özel TV ko- nusunda teknik altyapı çahş- malanna başlayan SATEL ile ilgili olarak Sabah gaze- tesi, Mehmet Emin Kara- mebmet ile ortakhk için bir araya gelmişler ama anlaşa- maîruşlardı. Daha sonra Sa- bah gazetesi, Hürriyet ile or- tak dağıtım şirketi projesini gerçekleştirmiş, bu arada özel TV de gündeme gehniş- ti. Geçen hafta sonu yapüan toplantıda her iki taraf bu konuda yeniden bir araya gelerek prensipte anlaşmaya vardılar. TRTüç kanahnı özel TV'lere kiralayacak TRT, PTT, RTYK ve Telsiz Genel Müdürlüğü'nün yeni TV Yasası ile ilgili yaptıkları toplantılarda TV3, TV4 ve TV5'in özel TV'lere kiralanması konusu gündeme geldi. TRT bu üç kanalı kiralayacağuu açıkladı. TV Servisi — TRT elinde- ki üç kanah özel TV'lere ki- ralayacak. 2594 sayüı yasa- nın değişmesi yolunda TRTnin PTT, RTYK ve Tel- siz Genel Müdürlüğü ile ko- ordineli olarak yaptığı cahş- malarda bu karan aldığı öğ- renildi. PTT'nin de elindeki vericileri TKTnin bu hizme- ti doğrultusunda kullandır- mayı kabul ettiği öğrenildi. Koalisyon hükümetinin özel TV Yasası'nı gündeme getirmesi ile birükte ilgili ku- mmlarda hazırhk çaüşmala- n hızlandı. Hükumetin gö- rüş sorması durumunda ha- zırhkh olmak amaa ile ya- pılan bu çalışmalarda re- form kararlar ahmyor. Bun- lann sonuncusu TRPden geldi. Uzun zamandır kanal- lannı kiralama konusunda tartışmalann yapıldığı ku- rum, yeni yasa taslağmda bunu gündeme getinneyi ka- bul etti. TV3, TV4 ve TV5'in özel TV'lere kiralan- ması yönünde karar aldı. PTT'nin de bu kanallar için kurduğu vericileri aynı yön- de kullandırmayı kabul etti- ği öğrenildi. Konu ile ilgili bir araya gelen ilgili kurum- lar, elde edilecek geliri pay- laşım konusunu da göruştü- ler. Edinilen bilgilere göre PTT, vericilerinden gelecek gelirden yaklaşık yuzde 10 pay alacak. Bu arada aynı toplantılarda, kablolu TV yayınlanmn geleceği de gün- deme geldi. Bazı kunımlar kablolu TV yayınlanmn Türkiye için lüks olduğunu öne sürdüler. Özel Kültür Lisesi öğrencüeri evdeki bilgisayarlan ile okıüdaki merkezi bilgisayar arasında bağlantı kurdular Okuldan 6 exit', evde 'enter'FİGEN ATALAY Bilgisayar artık her yerde. Uzun bir süredir eğitime de "destek" veren bilgisayar, ço- cuklann en çok istedikleri "sı- nıf geçme armagaıu". llkokulla- ra kadar yerleşen bilgisayar, dersleri daha "zevkli" ve "kolay anlaşılır" hale genriyor. "Bilgisayar destekü egitim"in uygulandıgı okullardan biri de Ataköy'deki özel Kültür Lisesi. Bilgisayann yönetimsel işlerde ve eğitimde beş yıldır kullanıl- dığı bu okulda, ana bilgisayar- dan telefonla öğrencilerin evle- rindeki bilgisayarlara bağlantı da gerçekleştirihniş. Evindeki bilgisayara küçuk bir bağlantı yapılmasıyla öğrenci, okuldaki ana bilgisayara "girip" istediği programı, önündeki ekrana "çe- kebiliyor". örneğin, o günkü matematik dersinde işlenen ko- nuyu pek iyi anlayamayan bir öğrenci, eve gittikten sonra bil- gisayannm önüne oturup söz konusu programı okuldaki bil- gisayardan çekerek konuyu iste- diği kadar tekrarlayabüiyor. ner Kuşiizümii, "sonra isin cid- diyetini fark ettim. Bilgisayar günluk yasama girdi, çok varariı ve zevkli bir agraş ve en iyi seç- meli ders" diyor. Türk Dili dersinde, "edatlar, zarflar" konusunu bilgisayarda öğrenen öğrencilerden Serap Kapçı'ya göre "bilgisayaria ders daha zevkli, vanlışlar daha ko- lay anlaşılıyor ve insan kendini test edebüiyor". Çagıl Ersan da "farkiı bir ortam" da ders yapmaktan hoş- nut. Ersan, "bügisayarla yapüan derslerin daha kolaj akla girdi- ği, görerek ögrendikleri için da- ha kalıcı oldngu" görüşünde. Bilgisa\-ar öğretmeni Ani Yal- çın ise "bilgisayar destekli egitim" konusunda. "görsd ola- rak çok bıiyük yararlar sağhyor. Dersler daha zevkli hale geliyor. Bilgi direkt beyine ulaşıyor ve 4ıemen hazmediliyor" diyor. özel Kültür Lisesi Müdürü Türker Kurşun da "bilgisayarlı öğretim " değıl, "bütün destekli ögretim" verümesi gerektiğıni vurgulayarak görüşlerini şöyle dile getiriyor: Evindeki bilgisayara küçük bir bağlantı yapılması ile öğrenci okuldaki ana bilgisayara girip istediği programı eve, çalışma odasındaki ekrana çekebiliyor. Örneğin o gün matematik dersindeki konuyu iyi anlayamayan öğrenci, okulda işlenen programı evde bilgisayarına çağırarak istediği kadar inceleyebiliyor. 2 bin 350 öğrencinin okndugu Ozel Kültür Lisesi'nde 5 yıldan beri bilgisayar kullanılıyor. (Fotograf: UGUR GÜNYÜZ) Kültür Lisesi'nde, Matematik, Fen Bilgisi, Ingilizce ve Türk Di- li derslerinin haftada birer saa- ati, bilgisayar önünde geçirili- yor. Lise 1. sınıfta seçmeli ders- ler arasından "bilgisayar"ı se- çenler aynca, bilgisayar kullan- mayı, program yapmayı öğreni- yorlar. Ziyaretimiz sırasmda, okulun bilgisayar odasında, bir yanda "Türk Dili" dersi, bir yanda da "bilgisayar" dersi göriilüyor. Bilgisayan seçmeli ders olarak alan üse 1 öğrencileri, "evrensel dil"olarak tanımladıkları bilgi- sayann ilerleyen yülarda, meslek yaşamlarmda kendilerine çok yararh olacağı inancmdalar. Ya- ğız Şenkal, "Mimar da olsam, turizmci de olsam, bilgisayar kullanacağım. Bu nedenle şim- diden öğrenmek istiyonım. Üs- telik, bilgisajar benim için bir hobi" derken Arzu Baytaş, bil- gisayann, "20. yüzyıun en bü- >ük armaganı" olduğunu, yaşa- mı kolaşlaştırdığmı ve zekâ ge- liştirdiğini söylüyor. Bilgisayaria "arkadaslığı"nın oyunla başladığım anlatan Ta- "Bilgisayar, motivasyonu, sı- nırsız tekrar gucünden yararla- nılması, kendilerini geliştirmek, bazı konularda yetersiz kalan ve ekstra çabşmak isteyenlerin bu isteklerine cevap vermesi açıla- nndan çok yararlı. Ancak bir dersin tum saatlerinin bilgisa- yaria yapılması, oğretmenin fonksiyonunu ortadan kaldınr. Öğrenci, sınıfta görduğu ko- nuyu, karsıana akkgı zaman ya- pabilmenıo zevkini tadıyor, ba- sanlı oluyor. Basanh oldugu za- man da bilgisayar onu onore ediyor, 'bravo, başardın' diyor. Bilgisayann, egitime destek ver- mesi, yan çalışma olması halin- de başanya olumlu etkisi var. Ancak öğretmeni dıslayan bir sisteme gidilmemesi gerekir. Eğitimin her yönüyle bilgisaya- ra terk edilmesi tehlikeli olur." 2 bin 350 oğrencirun öğrenim gördüğü okulda bilgisayar kul- lammına başlanmadan önce ya- püan altyapı çahşmalan hakkın- da bilgi veren Türk Dili öğret- meni Kutsa) Eker, programlann okuldaki oğretmenlerin tarafuı- dan hazırlandığını söylüyor. SSK hastaneleri ve imkânları • tSTANBUL (AA) — SSK Süreyya Paşa Goğüs Hastalıklan Hastanesi Başhekimi Dr. AJi Haapaşaoğlu, tüberküloz hastalığımn Türkiye'de hızla arttığına dikkat çekerek "Bu işte tedaviyi üstlenen 1 devlet ve SSK hastaneleri, yeterli imkânlara sahip değil" dedi. Dr. Ali Hacıpaşaoğlu, 1500 yataklı hastanelerinde yer kalmadığı için başvuran hastalann çoğunu Çamlıca ve Küçükyah Sanatoryumu'na gönderdiklerini söyledi. l'incinin tercihi hangi okııl? • ANKARA (ANKA) — Mılli Eğitım Bakanlığı tarafından başlatılan, 'eğitim fakültelerini seçen öğrencilere karşıhksız burs' teşviki sonuç verirken öğretmen yetiştiren fakulteler, okul birincileri tarafından en çok tercih edilen yukseköğretim kurumları arasına girdi. öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nden (ÖSYM) edinilen bilgiye göre yukseköğretim kurulu bu yıl okul birincileri için en çok kontenjanı, fen ve edebiyat fakültelerine ayırdı. Fen ve edebiyat fakültelerine ayrılan 286 kontenjana karşın 148 okul birincisi bu yukseköğretim kurumlanna girdi. Açıköğretimde kayıt yenileme • ANTALYA (AA) — Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'nin kayıt yenileme işlemleri 26 kasımda sona erecek. Kayıtlanru yenilemeyen öğrencilerin fakülteyle ih'şiği kesilecek. Açıköğretim fakültesinden yapılan açıklamaya göre, kayıt yenileme işlemleriyle ilgih' belgeler, öğrencilerin adres'.erine postalandı. Dkhaber bugün çıkıyor • tSTANBUL (AA) — 'llkhaber 1 adlı günlük gazete, yayın hayatına bugun başlıyor. Tüm yurda dağıtımı yapılacak olan gazete, 12 sayfa halinde yayımlanacak ve bin liradan satılacak. Abdülkadir Elçi'nin sahıbı olduğu gazetenin genel yayın yönetmenliğini Tevfik Yener yurütecek. Plaka ihalesi durduruldu • İSTANBUL (AA) — Istanbul ll Trafik Komisyonu tarafından ticari minibüs plakalanmn satışının ihale yolu He yapılması karan bolge idare mahkemesince durduruldu. Topkapı-Tlızla hattında çahşmalan bir süre önce yasaklanan Pendik, Kaynakca, Dolayoba, Kurtköy ve Tuzla Yolcu Taşıyıcüan Kooperatifleri'ne mensup 540 küçük otobüs işleticisinin Istanbul 6. İdare Mahkemesi'nde açtıklan davada mahkeme, ticari plakalann ihale yolu ile satilmasına üişkin olarak yürütmeyi durdurma karan aldı. Pendik 127 No'lu Yolcu Taşıyıcılan Kooperatifi Başkam Abdülcabbar Şah, "Mahkemeden tersi bir karar çıkmış olsaydı, bundan ticari plaka ağalan yararlanacak, minibüs plakalan karaborsaya düşecekti" dedi. 'Şeytan Ayetleri'romanı nedeniyle hakkında ölümfetvası verilen ünlü romancı 1000 gündür saklanıyor Şeytan, Salman Rüşdü'nün peşinde Romancı Salman Rüşdü'nün yaşamı "Şeytan Ayetleri"ni yazdıktan sonra karıştı. Humeyni 14 Şubat 1989'da ölüm fetvası verdikten sonra adresini gizlemeye ve saklanmaya başladı, evliliği bozuldu. EDİP EMtL ÖYMEN LONDRA — "Hapiste gibi- yim. Ama beoce en zor olan sey, hapislikten çok, doğup buyüdü- güm Doğu tarafından reddedil- mem. En ağrıma giden bu. De- falarca söyledhn. Kimse>« haka- ret amacıyla yazmadım kitabı- mı. Eğer böylc algılandıysa, eğer insanlar alındı ve kızdıysa, ozur dflerim. Böyle olsun istemedim." Salman Rnşdü, geçen yıl pi- yasaya çıkan ve kapış kapış gi- den 'Harun ve Deniz Öyüleri' adh çocuk masalı için kendisi- ne verilen ödül törenine hiç bek- lenmedik biçimde katılmış ve ağlamaklı bir tonla böyle konuş- muştu. Tarih: Geçen eylül ayı. Salman Rüşdü, smokinli ve ge- ce elbiseli yazar, sanatçı ve dü- şün dünyasının önde gelen isim- leri tarafından ayakta alkışlan- dıktan sonra yine korumalannın gölgesinde saklandığı adrese git- ti. Salman, saklanmaya başlaya- lı 1000 gün oldu da geçti bile. Önümüzdeki şubat ayında üç yıl olacak. Salman Rüşdü'yü Lüb- nan'daki rehinelerle aynı kade- ri farkh biçimde paylaşmaya mecbur eden, lran'ın dini lideri Ayetullah Hnmeyni'nin 'ölüm fetvası' 14 Şubat 1989'da açık- lanmıştı. O günden beri sürekli adres değiştirerek gizli servisin korumasında yaşayan Salman Rüşdü'nün evliliği sona erdi, ama yazm yaşamına katkısı sür- dü. 'Şeytan Ayetleri' romanı 1988 sonbahannda Ingiltere'de piya- saya çıktıktan kısa süre sonra, Hint-Pakistan-Bangladeşli Müs- lümanlann yoğun yaşadıklan yörelerden protesto sesleri yük- selmiş, ancak bunlara aldınş eden olmamıştı. Salman Rüşdu, Ingiliz vatan- daşıydı. Yasaları çiğnememişti. Hakkında soruşturma kovuş- turma açılmamıştı. Hayal ürü- nü bir roman yazmıştı o kadar. Ama yaşadığı ülkedeki bir azın- lık, yazdıklanndan gocunmuş- tu. Yabancı bir ülkenin lideri, devletler hukukuna tamamen aykın biçimde, kendisini ölüme mahkûm etmiş, ülke yönetimi, Sahnan'ı öldurene ödül dahi va- at etmişti. Ingiltere, bu nedenle Iran'la diplomatik ilişkisini kes- ti. Gizh' servis, Salman Rüşdü- yü fanatik teröristlerden sakla- mak zorunda kaldı. Humeyni öldü. Ama kimse, Humeyni'nin fetvasım geçersiz saymaya cesa- ret edemedi. lran'daki dintemel- ci kesimlerin Ingiltere'deki söz- cüleri, açıkça Sahnan Rüşdü- nün öldürülmesi gerektiğini hâlâ savunuyorlar. Haklannda *cina- yete teşvik' soruşturması yapıl- madıgı gibi Ingiltere Dışişîeri Bakanlığı, 'konunun fazla kurcalanmamasuu' da istiyor. Salman Rüşdü olayı, 20. yüz- yıhn son on yıhnda fikir ve dü- şünce özgurlüğünun boyutlan, İslamda hoşgöru, uluslararası terorizm gibi konulan sürekli olarak gündemde tutuyor. Yazm ve duşün dünyasımn önde gelen isimlerinin kurduklan, 'Salman Rüşdü'ye Özgürlük Komitesi' sorunun çeşitli boyutlanm her vesile ile kamuoyunda tartışıyor. En son olarak geçen hafta, Sal- man'ın saklandığı 1000. günde Parlamento Meydanı'nda 24 sa- at sürecek bir nöbet girişimleri, Dışişîeri Bakanlığı tarafından engellendi. 1.000 yazar ve sanat- çı, düşünce ve fikir özgürlüğü- nün, demokrasi ve insan hakla- nnın simgesi olan Parlamento önünde on beşer dakika sürey- le nöbet tutacaktı. Ohnadı. Ba- kanhk, nöbetin 14 Şubat 1992 günü tutulabileceğini söyledi. Ancak bu da gerçekleşir mi be- lirsiz. Saklanmaya başladıktan bir yıl sonra ilk kez 1990 nisan ayın- da radyoda mülakaü yayımlan- dığında 'olay' yaratan Salman Rüşdü, bu tarihten sonra daha sık aralıklarla radyo ve televiz- yonda boy gösterdi. özel top- lantılara katümaya, hatta geçen ay olduğu gibi ödül törenlerine katıhnaya başladı. 'Guardian' gazetesi, Salman'ı sokakta yü- rürken gösteren bir fotograf bi- le yayımladı. Ama durumda de- ğişen bir şey yok. Dintemelciler, kitabın piyasadan toplatılması- nı, yakıhnasmı istiyorlar. Bu ko- nuda öyle bir terör estiriliyor ki kitabın Japonca çevirmeni öldü- rüldü, ltalyanca çevirmeni ağır yaralandı. -- VÖNETİM SAYDAM OLACAK -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle